19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET 10ARALIK1996SAÜ 14 KULTUR ÖAHNEDEN AYŞEGÜL YÜKSEL -.tatürk'ün okuyamadığı Kurtuluş Savaşı Destanı: Nâznn'dan 'Kuvayi MflKye'Aıkara'da bü^yük Tiyatro'yu hıncahınç oBojran seyırcinin kolay ıınutamayacağı bir Vssro olay ı var. Dünyanın heryerınde sah- nleomekte olan şıı ünlü müzıkallerden bi- nJsil. Tıyatro ^azınının büyük başyapıt- Irııdan bın de değıl. Aslında bıroyun da dği. Bırdestan. NâamHikmet'in "Ku\a- jl*illi\e"si... Kaırtuluş Savaşımızın. ben- zrsz duyarlıklann süzgeeinden geçınlerek. bn.ersizüüzellıJvtedıle aetirılmış,. benzer- sr cestanı. Türkjyenın doğuşunun desta- nı.. —Oıvayi Milli^e" y ırnıincı y üzy ılın lop- İLiıımuzaen bii^ükarmağanı olan ikiola- ğnıstü ınsanı, Âtatürk'ü \e Nâzım'ı a>nı dıyaiıkta buluşturan bir y apıt. Bın Türk ulu- snınbüyükkurtjneisi.çağdaşTürkıye'nın sai<iıyulu. ileri yöruşlü. ınançlı kurueusiı; öt>k Türkçe'nin anlatımgücünü şiirleriv- leJinya düzey ııve taşimi:> bir idiıai insanı. Bri 938'ın 10K.asım'ındayaşamagözle- riri yummazdanönceCunıhıırıyetin ilkon be, yılı içinde yapılan dev nmlerıhazmede- rrurriş güçlennsansı karanlıklardanyansi- >aı rölgelerini gjörnıüştiı. Ötekı. >osyalist ıdcoojiye gönül \erdiğı ıçın l93S'de"\a- taı luini'" sa\ılı_\ordu. Ikısı de bu ulkey:1 ben- ze*$t? bırtutkuyLi se\ datr> cJı. \azirn ba^- yaMtı "Memleketimden İnsanMan/arala- n*hıkotarmaya I 939'da Istanbul Tevkifha- ııei'idebaşladı. 1 940. 1941 y ıllarmdaÇan- kın vc Bursa hapishanelerındeyazdı. bıtır- di. "•Destan" önce bude\ vapıtın içinde bı- çınkndi. Nâzım ) 940'h \ ılLırda Kurtuluş Saa>ı destanının ~.Manzaralar"dan ayrıl- nıı. bir bütün olarak sunulmaMndan yana desılJı. Genel jftanyararlanıphjp^tençık- tığ ]-)5() yılında ı^e "destan"ı bağınisizbir kiupolarak "Kuvayi Milliye" başlığı altin- da veniden düzenîedî Autıirk kendisi ıçın. Turkıye adına y jp- tıkan ıçin yazılmiş binlerce şıın okudu. dinledi yaşarken. Ama keııdısı gibı Selanık doğumlu olan "ma\i gözlü dev" hemşerisi- nin. onıı deNtanında betımlerken ulaştığı şi- ırsd dorıığa tanık olamadr Sanşınbır kurda benzıyordu Vemavı gözlen çakmak çakmaktı. Yürüdü uçurumun başına kadar, Eğıld/, durdu. Bıraksalar ince, uzun bacaklan üstünde yayla - narak Ve karanlıkta akan bir yıldız gıbı ka- yarak Kocatepe 'den Afyon Ovası 'na atlaya- caktı. Atatürk ve Nâzım'ı aynı duyartıkta buluşturah bir yapıt "Ku\ayi MiIIiye" elımızdekı bıçimivle ılk kez 1968'de Bılgı Yay ıne\ ı tarafından ya- yımlandı. Ilk kez Ali Taygun tarafından I97" r "de sahneye çıkarıldı Ankara Çağdaş Sahne'de sunulan "Fabrikalardan" adlı oyunda "destan"biruyarıcı-koroolarak ış- lev taşımaktaydı. Cenco Erkal, 19701er- deıı bu yaııa. tek başına ve başka sanatçı- E,rgin Orbey'in 'destarfı sahneye çıkarma bağlamındaki zamanlaması kusursuz. 1996bahannda 'destan" projesini uygulamaya başladığında, "şerefli" insan tanımlamasında yaşanacak "bunalım'ı önceden hissetmiş gibi... Nâzım "destan'da yalnızca onları dile getirmi^j, Türkiye'yi Türkiye yapan şerefli insanları... larla olu^turduğtı çe^itli Dostlar Tıvatrosu >apımlarında "destan"a sık Mk >er \erdı. 1990larda ıse MüşfikKentertek kiijilık bir gösten olarak sundu "Kuva>i Millhe"_\ı "Destan" bugün Ankara De\ let Tivatro- sıı'nda bir iistün-vapım olarak scrgılenıvor. Er«in Orbe>'ın -.ahne dıizenı. Can Âtil- la'nııı ınuzığı. Ersen Tunççekiç'ın ı^ık la- virımı. Binna/DorkinA\dan'ın koregrafi- sı \e Hüse>inMumeu"nungıvsitasarımı\- la sunulmu> "solist" göre\ i taşıvan ünlü sa- natçılardan. hareket düzenini belırle\en geııç tivatroculardan gelen katkılarla olu^- rnu^ bir senfonık >ıır... Müthi^bırıronı.Cumhurıvet'in 73.. Ata- türk'ün ölümünün 58., Nâzım'ın ölümü- ııün 3i. \ılında. Anadolu topraklarının ta- nık olduğu en ^a^ırtıcı toplumNal '•muci- ze"\le bir kez daha soluklanıp "imantaze- lenıek" ıeın. toplumca tııhağı olduğumuz moral bozukluğundan kurtulmak için. Ata- türk'ü. Anadolu insanını. bırbırımızi bir kez daha se\gi>le kucakknabılmek ıçın. kendiM iut.sak. \apitlan va.sjklı. bu toprak- lara hasret. siyasal güc ^a\aşımla^ içinde "\atanhaini" olarak damgalanıptelef edıl- mı^. aıııa \alnizca \üreğıne venık dii^nıü^ o koca şairın be\nınden \e \ üreğınden >ii- zülüp gelen ınce dııvarlığa. ınce işçılığe. o be_\ ındeıı \e > ürekten süzüliip uelerek he- pimızi >arıp sarmalayan >e\gi\e sığınışo- ruz. ErgınOrbe\ ın"destan"ı>ahne>eçıkar- nıa bağlamındakı zamanlaması kusursuz. I996baharında 14 destan"proiesını uvgula- mava başladığında, av nı > ılın guzünde -şe- rerii" insan tanımlamasında \asanacak "bu- nalım"ı önceden hissetmiş gibı . Nâzım ~destan"davalnızea ONLARI dilegetırmis'. Türki_\e'\ ı Türkı\e \ apan ^eretlı invinlan... Ön diizlemde on iki kıdemli sanatçı Tek bir bölüm olarak sunulan gösterı ıkı düzlemde\eralı\or Öndüzlemdeon ikı\o- öylesine saygıyla, böylesine yüreklilikle. böylesine inançla, böylesine özenle oluşturulmuş bir sahne olayına ne yazık ki pek sık rastlamıyoruz. Aralık ayı içinde beş. kez sergileniyor "Ku\ayi Milliye." Kaçırmayın. Şerefli insanların şerefli destanını bir kez daha izleyin. ruıiKu \ai" \nkara De\let Tı\atrosu'nun ûnlıı kıdemli sanatcılan. Kerim Afşar, Rüştü As\alı, Sema A> bars, NurşenGirginkoç. \lpa\ 1/bırak. Erol Kar- deseci. Bozkurt Kuruç. CemilOzba>er, Be\- han Saran. Ba\ kal Saran, Elçin Şanal. Çe- tin Tekindor... Sahııede. "meşale">i \almzca şakıldıgı noktadan ula^acağı noktava dek ta^ımakîa görevlendirılmiş o\uncular olarak değil. \alnızca Türkıve Cumhun\eti'nııı özene bezene _\eti^tırdiğı ^anatvılar olarak değıl. avnı zamanda bu toprakların insanları ola- rak yeralıvorlar. Çağdaş Turk kadınının ve erkeğının Ata- türk'ün örnek olduğu bıçımde büründüğü valın. zarifgıv>ilcr içinde... "Desfan"ı ara- larında bölü^erek. dilden dile geı;ın_vorlar. Gözlerımızin ıçine bakarak. Her bıri ken- dine ozgü bırdüzenek içinde \orıım!u\or Nâzım'ı. Kınıı se> ırcıv le konuşurcasına. kimı des- Sanatlar Nasreddin Hoca'yı yorumluyor • Güldiken'in son sayısında edebiyat, tiyatro. heykel. sinema \e canlandırma sinemasına konu olan Nasreddin Hoca'nın yorumlanışı ele alınıyor. Bu özel sayıda, ayrıcaNasreddin Hoca'yı yorumlayan yapıtların kapsamlı bir kaynakçası da veriliyor. Kültür Servisi- Dört avlık mızah kül- türüdergısi Güldiken'in Giiz '96 ll.sa- >ı^ı "Nasreddin Hoca Özel Sa>ısı" olarak yayımlandı. Alı^ılmı^ Nasreddin Hoca özel sa> ılannın dı^ına çıkmavı amaçla- \an bu üçüncü N. Hoca özel sayısında Ho- ca'nın sanatlar tarafından vorumlanışı ele alınıyor. Edebiyat. tiyatro. he>kel. sinema ve canlandırma sinemasına konu olan Nas- reddin Hoca\ ı konıı aian özel sa\ ıda a>- nca. N. Hoca'\ı vorumlayan \apıtlann kapsamlı bir kaynakçası da \erili\or. AzizNesin. Hoca ııııı A7^/7/£f/''başhk- h \azısında (Sosyal Adalet, İ6.7.1963) toplum olarak Nasreddin Hoca deyince neanladıgımızı şöyle anlatmı^: "Önceşıı- nu bilmeliyi:, biz \asredıiin Hoca deyin- ce ne anlıyonı:.' Birtakım fıknılan bize katlar ula$nu$ olan kişivı değil mi? \'as- reddin Hoca. bunlanyazıh olurak bmık- madığına göre. ihtelik bu ûkralar tarih süreci içinde dunmıdan vanınlınış ol- dıtğıtna göre. övleyse bi: lıangi \a.\red- dinHoca nammakunız'...Düşüncemi- zegö're \usreddin Hııca ntn faıih.se/ki- şiliği vok. toplumsal kişiliği vardır. Gii- niimzde bir mizah \ azan. bir mizah sa- naıçısı. komedi oyuncusu ne ise 13. yüz- yıldaki \asreddin Hoca da odıır...Mi- zahçı kendisinı tophtımm mümessilisa- yan. keıuli ııefsinde aksuklıklan. aptal- lıklun. budalaluhklan \eren. tuşlıvan kışidir. Hoca şıt fıkrasmda hırsız. bu f'ık- rasındu aptal. öbiir fıkrasmda boynuzhı görüm'ivorsa gerçekten böyle olduğu için değil. kendini ileri sürerek bövie o/an- lan vermek içindir.Bu bakımdan Ho- ca nın fıkralanndan onıtn karakıerini çıkarnıak vanlış olduğu gibi. Hoca vı yüksek ahlak <ahibi gösterip bu fikrala- rın onıtn olmadığım söylemek deyanhş- tır". "Nasreddin Hoca' başlıklı şiir \e il- ginç kapak tasarımıyla taçlanan Güldi- ken'de ş.u imzalar yer alıyor: Sadık Ka- ranıustafa. Tıırhan Selçuk. M. Ali kılıç- ba\. Abidin Dino. Necati Abacı. \unus Kora\,A/iz Nesin. kemal Tahir.CaferZor- lu. Tan Oral. Adnan \ieli. Burhan FeleL Güngör Dilnıcn. Sungu Çapan, Yurdaer Altıntaş, Metin ^ urdanur. Turgut Denıi- rağ. Ferruh Doğan. Turgut Çe\ ikor. Ateş Benice. İsmail Hakkı Baltacıoğlu, Ahnıet Okta>, Kasım ^'a^gIcı \e ^ iiksel İ'nsal. Nasreddin Hoca'vı. mizahı kı^iliğı.hı- kaveleri. nüktedan kahranıanlığı ile ve- nıden karşımıza çıkaran Güldiken'in özel sa>ısında Orhan Veli'nın de 'N'asreddin Hoca'dan Hıkâ_\eler' başlıklı ıki şiıri. Abidin Dıno'nun desenlenv le \er alırken: sinema vazarımız Sungu Çapan'ın "Sı- nemada Nasreddin Hoca'. Prof. Sami Sekeroğlu'nun 1985 vılında Turgut De- ıırağ ile yaptığı 'Nasreddin Hoca ve t_anlandırma Sıneması' başlıklı sövleşi ve Gülsüm Sepetçioğlu'nun Bulgaris- tan'da çekilen A'asreddm Hoca ve Hitar Petar" adlı film üzenne vazısı N.Ho- ca'nın sinemadaki yerini. bu alandakı il- gi çekici bilgilerle orrava kovuyor. A\ nca. N. Hoca'nın l'ngütere'de filme alınış ö\küsü de Kasım Yargıcfnın >a- zısına konu olmuş Güldıken dergısınde. Richard \\ illiams adındakı Amenkalı bir sinemacı tarafından sinemava aktarılan Nasreddin Hoca. renkiı olarak çekilecek. Herbirdakikası için 1000resim\apılan filmde Hoca'nın Türklükçerçe\esinden çıkartılıpîran-Hintçerçevesıneverle^ti- nlmışolmasıdikkatçekı\or. \\illams. Do- ğu edebiv atını temel alarak hazırladığı bu fümden sonra Doğu masallan ile ılgili iki film daha vapacağını sö_\lü>or. i^ orijinal dilde CRRMe Türkiye'de bir opera yapıtı ilk defa Türkçe üst yazılı sunuluyor Kültür Ser\ isi - Geçen v 11 "Arşın Mal .\]an" operetini sahneleyen Cemal Re>it Re> Konser Salonu Opera ve Orkestrası Genel Sanat Yönetmenliği. bu \ıl da yirmi yıl aradan sonra Istanbul'da ılk kez sahnelenecek olan "Aşk İksiri" adlı operayı sevircilerle buluşturuvor. "Aşk îksiri" operası. Türkiye'de ilk kez orijinaî olarak sahnelenirken. seyirciler de sahnenın üzerındeki dijıtal göstergeden operanın Türkçe yazısmı okuvabıiecekler Istanbul'un ikinci opera sahnesı olarak geçen sezon kurulan Cemal Reşit Re> Opera ve Orkestrası. Genel Sanat Yonetın<™.] Arda Aydoğan tarafmdr iertu\ ara alman ve orkestra şefliğini Fahreflin Kerimov'un. yönetmenliğini de A>taç Manizade'niıı yaptığı "Aşkfksiri" adlı operavı GaetanoDonizetti'nın 200. doğum yılı nedenıvle sahneliyor. Donizetti'vı üne kavuşturan ve opera sahnelerinin süreklı programları arasında yer alan komik opera "Aşk İksiri"nin lıbrettosu Felice Romeni've aıt. Av rupa'da bir köyde bir gün içinde geçen olayları anlatan yapıtta fakir ve genç delikanlı Nemarino. köyün kaprisli. güzel ve zengin kızı Adina'ya âşıktır. Nemarino. şarlatan doktor Dulcamara'nın sattıâı iksirin kızı kendİMiıe bağlayacağını düîıünür. Ovsa iksire gerek yoktur. Saf delikanlının Adina'nın sevgisini kazanmak için vermısj olduğu zorlu uğraş. kızın kalbini kazanmak için yeterli olmuştur. İlk temsılinı 2 ve 6 aralıkta vererek kapalı gi^e sahnelenen "Aşk İksiri" sezon boyunca her ay CRR Salonu'nda sahnelenecek. Aş.k İksıri'nde ba^lıca rolleri Efe Kıslalı. Ayşe Sezarman L nel. Linet Şaul. Cengiz Sav ın, Kevork Ta\ ityan, Şöret İnanç. Aytaç \ ükscl ve V'ecihi Ofluoğlu pavla^ıvor. Operada dekor Erkut l'zcli've. kostümler Figen Koyuncuoğlu'na. işik da Ahnıet Defne've ait. tanla özdeşleşerek. kimı co^kuy a hüznü ka- tık edip. kimı hüzne gülmeceyı. Su gibi akıp gidiyor destan... Bittiğı noktada yeniden başlasa bir kez daha çakılıp kalırsınız koltuklarınıza. Orbey. gösteriy i yüksek düzey li bir şiır dınletısı olmaktan çıkarıp bir sahne olay ı- ııa dönüştürme yolunda "söz"ü "görün- tii*'yledesteklemeyolunda birde "hareket gru'bu"oluşturmus. Orbey "inyönetmenlik bıçemı içinde gelenekselfeştirdiğı bir anla- tım bıçımıdir bu. Orbey. -göstermeci" bıçemı uyguladığı çalışmalarında. toplu sahnelerın görsel-işit- sel zensinliSıne herzaman aâırlık tanımış- tır. 1970lerden buyana AST'ta, DTCFTi- yatro Bölümü'nde. Ankara DevletTıyatro- su'nda çesitlı aralarla sahnelenmı^ olan "Belgelerle Kurtuluş Sa\aşı"adlı ünlü çalış- masında aynı yakiaşimı başanyla uygula- mı$. Musahipzade'nın "İstanbul Efendisi". Nâzmı Hikmet'in "Ferhat ile Şirin"oyun- larına hep halkı sinıgeleyen kalabalıkları kaimıştı. Orbey. sahnedeki kişileri "çogalt- ma"y ı. "özer olanı "genel"e ulaştırmay ı se- ven bir sahne adanıı. Bu nedenle de Güngör Dilmen'in tek ki- şilık bir kadın oyunu olarak yazdıâı "Ben Anadolu'nun Eskışehıryapımında beş ka- dın oy uncu kullanmış. \'asıfÖngören'in tek "Asiye'sıni son Ankara Dev let Tiyatrosu y a- pımında yedi Asıye'ye dönüştürmüştü. Orbey "Ku»a>i .MiUhe"de de ikinci bir anlatım düzienııne ta^ımiş •"d<stan"ı. Kıdem- li oyuncular sahnenın ön düzeyınde ~des- tan"ı seilendırırken. arka düzey de de yir- mıyedı genç oyuııcu. ön düzeyde dile ge- len "destan"] muzık e^lığıııde görüntülüyor- lar. Bu noktada ortay a sahne olay ıyla ılgili çe^ıtlı sorunlar çıkıyor ikinci düzlemdeki çabanın önemli bölünıü algılanamıvor Her $ey den önce sey ırcının algılamasın- da bir böiünme oluyor Heın destanı hıç ke- sınti olmaksızın dınlemek. hem de ilk kez birarayagelmi^ ünlüoyıınculardan herbi- nnin seslendırdığı bolümlerdekı yorumunu ızlemek durumuııda olan seyırcı. aynı za- manda ıkıneı düzlemdeki hareket duzeninı algılamak \ e değerlendımıek durumunda ka- lıyor Doğal kı on düzeydekı olayı algıla- maya öncelık verıyor. Böy lece. ıkıneı düz- lemdeortaya konan çabanın önemli birbö- lümü algılanamıyor bıle. Dahası. sahne uzamı. hareket grubunun rahatça ızlenebılmesini sağlayacak bir bı- çımde kullanılmamiş. Ön düzeydekı o|avı yalnızca ışıtsel dü- zeyde algılamakia-yetinip. görme gücünü- zü hareket grubunu izleme yolunda odak- laştırsanız bıle destanı "söyleyen" sanatçı- larııı görüntülerı araya girdiği için arkada y er alan hareket düzenini bütünüy le algıla- yamıyorsıınuz. Lçüncü olarak da ılk düzlemde "söz" düzeyinde yer alan "destan"la. ıkıneı düz- lemde "görüntü" düzeyinde yer alan des- tan arasında kurulması gereken csgüdüme yer yer ters düşen koreografı sorunları göze çar- pıvor BrnnazDorkipAydan'ın çoğunluklabaşarılıbırsözsuz anlatım tasarım ıçine yerleş- tırdığı hareket düzeni yer yer. özelhkle tartımın çok hızlan- dığı bolümlerde. çok fazla "ay- nntılandırmaktan" kay nakla- nan bir sorunla yüzleşıyor: "destan'la olan bağlantısını kopartırcasına hareketli. aşın hareketlıhği nedeniylede "hız- lıçekjm-filmlerdeki "komik'i çağristıran garıp bırnitelık edı- nı vor 'Ipek Yolu KervanıJ na Türk sanatçı aranıyor Kültür Serv isi - Kültür- lerarası alışverışe katkıda bulunmak amacıy la ortak projeler üreten La Gala ln- ternatıonale Kulturprojek- te. 199"9SsezonundaTür- kiye'de alı^ılmışın dişında bir kültür ve sanat projesi gerçekleştımıeyi amaçlı- yor Bınlerce y ıldır. Doğu v e Batı'nm ekononıık. sosyal ve kültürel yaşamını etki- ley en "İpek Sblu'nun araş- tınldığı buprojede. araştır- malar sonucu yola çıkarak hazııiaııacak rejı. seçıle- cek 12 Türk sanatçısı ıleor- yantal >okak gösterisine dönüşüp önumüzdekı iki y ıl boy unca "İpek \ülu Ker- vanı'y la Türk kültürünü ve Türk >anatçılarını ulusla- rarası festıvallere tasıya- cak. Büyük figiirler. mask- lar. özgün kostümler ve otantik canlı müziklenn kullanılacağı bu projenın provaları Bodrunı'da ara- lık ve mart ay larında ger- çekleştınlecek. Nısan ay ın- da ise projenın dünya prö- mıyerı yapılacak. La Gala Internatıonal Kulturprojekte. etkınlıkle- rinı Almanya'nın Köln kentindesürdüren birtop- luluk. Çokkültürlü proje- lere yer v eren topluluk dün- ya müzjğı v e danslanndan örnekler sunan gösteriler düzeniıvor. Bu gösteriler kapsamında Ekvador'dan Küba'ya. Hindistan'ınku- zey yöresındeki çöl bede- vilerindenGüney Ameri- ka Latin müziğıne. Afrika danslanndan tangoya. Ka- rayipler'ın halk ezgilerın- den. Morocco'dan Arap- Berben geleneğini sürdü- ren müzık gruplanna uza- nan genis bir yelpazede düny a müziğı v e dansları- na yer veriliyor. Müzığin y am sıra sahne sanatlan v e tiyatro da pro- lenin önemli parçaların* dan bın. La Gala. 1997'de 20. yılını kutlayacak olan Katalan Sokak Tiyatrosu Artnstras. I>- panya'nın sokak tıyatrola- rından Theatre de L'L'II, Afrikalı gösteri sanatlan topluluğu Amlinıa. Kata- lonya sokak dansçıları ve Bonı & Caroli gibi toplu- luklara da bünyesınde yer verivor. Hiçbir engeli bahane etmeden izlemeli Kanımca Büyük Tıyat- ro'nun. alabıldığıne genışletı- lebılecegıni ba^ka yapımlar- dan bıldıgımiz sahne uzamı tiım boyutlanyla kullanılsaydı. hareket grubunun çalışması sahnenin tüm derinlıği boy un- ca. farklı y ükseltılerde. daha y a- lın biranlatım biçemı içinde de- ğerlendinlebiiseydı.yeni izle- dığımiz "Gügamış" oyununun basarılı ışık tasarımeısı Ersen Tunççekiç'ın ışık kullanımının hareket grubunun görüntüsün- de daha ağırlıklı bir işlev taşı- masına olanak tanınsaydı. hem Orbey 'in amacı gerçekleşmiş olacak hem hareket grubunun eıneği tam venmle değerlene- cek hem de sahne olay ının iki ayn düzlemı aynı anda algıla- nıp değerlendirilebilecek. Can Atilla'nın bu gösteri için yaz- dığı basarılı özgün nıüzik de sahne olayının daha bütünle- y ici bir parçası olabilecekti Söz konusu Kurtuluş Sava- şı. Nâzım'ın şiiri. Orbey'in sahne düzeni ve Dev let Tiyat- rosu olunca gönül "kusursuz" olanı ıstıyor Ancak bu özlem. ortaya çı- kanlan çalışmanın deâerinı dü- şürmez. •'Ku>ayi Milliye"yi: Büy ük Tıy atro'y a ya da sergi- leneceği tüm başka tiyatrola- ra ulaşabilen. bilet bulabilen herkes. hiçbir engeli bahane etmeden izlemeli. Böylesine saygıyla. böyle- sine yüreklilikle, böylesine inançla. böylesine özenle oluş- turulmuş bir sahne olay ına ne yazık ki pek sık rastlamıyoruz. Aralık ayı içinde beş kez ser- gileniyor "Kuvayi Milliye." Kaçıtmay ın. Şerefli ınsanlann şerefli destanını bir kez daha izlevın. Y4ZIODASI SELİM İLERİ Mikadonun Çöpleri Mikadonun Çöpleri, Melih Cevdet Anday'ın sevdiğim oyunudur. Yıllarönce Kent Oyuncuları'ndan izlemiştim. Son-' ra kitabını da okudum. Necatigil'in sözlüğüne bak- tım. oynanış ve basılış için 1967 tarihini veriyor.i Çarçabuk geçip gitmiş o yirmi dokuz yıl. Kent Oyuncuları o zaman galıba Ses Tiyatro-i su'nda oynuyorlardı. Erkek'i Müşfik Kenter, Ka-I dın'ı Yıldız Kenter canlandırmıştı. Ürpererek izle-J miştim. ^ Melih Cevdet Mikadonun Çöpleri'nde Mevlâ-' na'nın bir şiirsel öyküsünden söz açar: Doğada1 yan yana olmaları ımkânsız iki hayvan, Mevlâna' görür ki, işte uzakta. yan yanadıriar. Koşup vanr yan- * larına, ikisınin de topal olduğunu görür. Bu şiirsel öykü. yazmaya çalıştıklarımı derinden( etkileyecekti. Sonra, Mikadonun Çöpleri'nde yalan- lar, gizfenişler. iç dünyamızı bir türlü dışavurama-; yışlar üzerine kurduğumuz hayatlarımız birdenbire, sabahın mavi ışığına kavuşur. O sahneyi, o mavi ışığı, o sözleri, Yıldız Kenterleı Müşfik Kenter'ı o gün bugün belleğim korudu. Geçen mevsım Şehır Tiyatrolan'nda Mikadonun • Çöpleri'nin yeniden sahneleneceğinı öğrendiğim- de çok sevinmiştim. Ne var ki bir fırsatını bulup iz-' lemeyemedim. ' Önceki gece, Engin Gürmen'in sayesindeese-' ri izledim. Yırmı dokuz yıl az bir zaman dilımi değil. Geçen ' yirmi dokuz yıl. Mikadonun Çöpleri'nde hemen hiç- bir şeyı eskitememış. Yalanlarımız, giztenişterimiz.' ıç dünyamızdakı yıkıntılar şimdi belki daha şiddet-' le sürüp gidiyor. ', Yine bırbırımızi tanıma-anlama serüveninde ken- i di ıçimize kapanıp karşı tarafın sonuna kadar içten , olmasını bekliyoruz. Sıra kendı ıçtenlığimize gelin- ce. karşımızdakine güvensızlığimız öne çıkıyor ya da böylesı bir güvensizlığe sığınarak kendimize bi-, le yalan söylemeye devam edıyoruz. :, Oysa herşey, mikadonun çöpleri, sarsmadan, bir- • birınedeğdirmeden. tekteközgürlüğekavuşturul-' duğunda bir mavi ışığa ulaşmayacak mı? : Erol Keskin'in basarılı yönetımi daha perde açıl-; madan duyumsanıyor. Maviye çalar bir ışıkta kar, yağıyor. Perde açıld/ğında Kadın'ı kucağında be-; bekle bir uçta, Erkek'i öteki uçta görüyoruz. Perde kapanıyor. Kar yağıyor. Perde tekrar açıldığında Kadın ve Erkek yan yana. Tutuk tutuk sürüp gide-; cek bir ilişkıye önsöz gibi. Mikadonun Çöpleri, bir düzlemiyle de korkunç bir bireysel hesaplaşmaya açılır. Kadın ve Erkek bir-' birlerinı tanıma-anlama surecinde asıl kendilerini, özbenlerini kavrarlar. Fakat hep tutuk tutuk, hep kar-> lı bir gecede. ı Dışarıdan hep vapur düdükleri gelmektedir. Son- < ra sabah ve mavi ışık... ı Yönetmen Erol Keskin, giysi ve çevre tasarımcı-l sı kimliğini deyüklenmış. Eşya tepeden tırnağa kar^ beyazı. yaldızlı ayna ve mikadonun çöpleri dışın- 1 da. Kadın ve Erkek sıyah-külrengi giysili. Sonra, de-' dığim gibi. her şeyi mavi bir ışık örtecek. Kar so-' ğuğu diniyor mu? ' Mikadonun Çöpleri'nde olağanüstü iki oyuncuy-' la yeniden buluşma fırsatı buldum. Hiçbir zaman; kendilerini öne çıkarmamış. ama oynadıkları her; oyuna ille anlam katmış ıki oyuncu: Tomris incerj ve Mehmet Gürhan. Erkek'te Mehmet Gürhan seyirciyle özdeşleyim-, ci bir bağ kuruyor. Toplumun 'erkek'e biçtiği değer-; leri -ya da değersızlikleri- öne çıkarır görünürken o sert. kaba. hoyrat tavırlar gerisinde ıçe attığı nice 1 duyarlığı hem sezdıriyor, hem örtbas ediyor, hem I haykırıyor hem de hemen yadsıyor. ! Sarhoşu oynamanın hayli zor olduğu söylenegel-; miştır. Mehmet Gürhan'ın biryandan da göz kamaş-1 tırıcı bir 'sarhoş' çizdiğini vurgulamak isterım. Her; şeye, her soze. her davranışa gülmeye eğilimli bu-1 günün tuhaf seyircisi. Gürhan'ın denetimle çizdiği 'sarnoş'açok şükür gülemedi. | Kadın'da Tomris incer'e gelince... Önce şunu | söylemeliyim: Tomris incer, bence Türk tiyatrosu-; nun en iyi oyuncularından biri. Sanatın yalnızca ve ' yalnızca alçakgönüllükle ödeşebileceğini gerçek-; ten belgeleyen bir oyuncu. ; Mikadonun Çöpleri asıl trajik dışavurumu Er-; kek'te arayan bir oyun. Tomris incer. pek çok oyun- • cunun tersıne, bu trajik dışavurumun pekişmesi • için kendirii geri plana çekiyor. ' Sanırım yönetmenin uyarımıylaözdeşleyimci de-' ğil, yabancılaştırıcı bir oyunculuğu alıp götürüyor ı Tomris İncer. Böylece karşıtlıklar. uzlaşmazlıklar! dünyası büsbütün gözler önüne seriliyor. ] Usta bir yazarın ustaca sahneye konmuş oyunu-! nu ve eşsiz iki oyuncuyu izlemek istiyorsanız, [ Mikadonun Çöpleri'ni kaçırmayın derim. BUGLN CRR'de II. Lkislararası Piyano Festıvali kapsamında ! saat 19.30'da Karoly Mocsan konseri dinlenebilir.1232 98 30) İSTANBUL DEVLET OPER.A VE BALESİ nde saat ; 20.00'de G. Puccini'nin Turandot adlı eseri izlenebilir.(252 11 14) j AKSANAT'ta saat 12.30 ve 18.00"de Lazer-disc"ten ! Jose Carreras'ın konseri dinlenebilir.(252 35 00) i ALMAN KÜLTÜR MERKEZİ nde saat 18.30'da ; Semavi Eyice'nın katıldığı "19. ^'üzyılda tstanbul" başlıklı konferans izlenebılır.(249 45 82) ı 2. ULLSLAJURASI L ZAKDOĞL FİLM j FESTİ\ALİ kapsamında Tarık Zafer Tunaya'da saat ] 15.30'da Mrınaal Sen'in yönettiğı "Kapalı | Dünyalar". saat 19.00'da Tölömüş Okeyev'in | yönettiği "Manas Destanı". Atatürk Kitaplığı'nda saat 17.00'de Akıra Ktırosaua'nın yönettiği "Dersu i Uzala". saat 19.30"da Chatrichalenn'in yönettiği ' "Kızkardeşler" adlı filmler izlenebilir. j ELEŞTİRİ KİTABEN İ \ E KÜLTÜR j MERKEZİ'nde saat 14.00'te \azarlar ve Şaırler j toplantisi ızlenebılir.)3^3 38 24)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle