28 Nisan 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
6 KASIM 1996 CUMHURİYET SAYFA HABERLER İhan Erdost anılacak • ANKARA (C *ın» un*et Bürosu) - Gördügüâ-ke-ce nedeniyle yaşamun.-'iton yayıncı îlhan Erdo; ölümünün V yılı aan ' rcasımda. K _ y Mezarlıgı'ndaki aaşında anılacak- Eflos: anısına aynca, Sol s- Our Yayınlan Ar.kara 'd. tlhanilhan Kiıabevmde, teıanbul'da CK.K. T^sin Sergi Salonu'nda. csurlara yüzde 50 indirimli rear.hr sunacak. M-8 zipvesi tehlikeye disti • ANKARA ı Cumhuriyet Büros) - 3aşbakan Necmettı Erbakan'ın eelişrnete olan 8 Müslüman üw€sıî bir araya getırerek Ltrrriyı düşündügü MS'in 7 kasımda Türkıye <le yapılması örgorüleizın-e tpplantısı. Pakistan Başbakani Benazir Butto'nun görevındn alınması ile tehlike? düşrii Savunma projeleri_ AN KARA (Cumhurhet Bünos> - Başbakan Necmettı Erbakan'ın Afrika ı;zısi sırasında, kendisine^j- pass yapılarak. Genelkurmay tarafıdar Başbakan Vekili T a s u Çillere imzalatılan savunma sanayii prc<eler. Başbakan'ın muhalfeti üzenne yeniden maaya yatınldı. Savunma projelerinin elden imzalanması nedenrle toplanmasına gerek kalmadığı belırtılen Savunma Sanayii lca Komitesi. Başbakar Erbakan'ın bazı prcekre muhalefet etmesi nedeni>le düntopladı. Yaklaşık 3.5 saat süsn toplantının ardındarbir açıklama yapan Baş>akan Yardımcısı Çiller. SE. unma sanayiınin 150 milyr dolarlık bir olanagaiahip olduğunu anımsattı. Batman'da F-4 düştii • BATMAN (Cumhuriyet) - Batnan Hava Meydan Komutanlıgrna ait br F-4 uçağı, eğitım uçuşu sırasında motorundad bır arıza nedeniyle düştı. Uçakta bulunan pilo yüzbaşı Metın Yıldıım ıle pilot üsteğmen Bird;l Kaplan, paraşütle atayarak kurtuldu. Diyarbakıı'dan gelen askeri birliklenn. uçağın düştüğü Batı Raman Dağı eteklerndeki Oymataş Köyü yakınlannda enkaz çalışmalanna başladğı bildınldi. Açlık grevinle ölıime doğpu • AYDLN (Cıımhurivet) - Aydın (E) Tipı Cezaevi'nde 22 tutudu \e hükümlünün başlattgı açlık grevi 44. günihe girdı. Mide kanama:ı geçirdiği bildinlen 1 kişı hastaneye kaldınldı. Son bir haftadır sağlık durumlannın kötüye gittiği belirtilen 3 kışi Ayd n De\let Hastanesi'ne kaldınldı. Tedavi yapılmasını reddeden eylemciler tekrar cezaevine gönderildı. KISA... K1SA... • CHPKocaeli Milletvekili Onur Kumbaracıbaşu bütçenin gerçekleri yansıtmadığmı vurguiayarak "Bu biitçe bir karabasandır" dedi. • Vatikan'dan yeni dönen diplomat Cem Çetin (43). önceki akşam Ankara'da geçirdiği trafik kazasında yaşamını yitirdi. • ANAP Sakarya İVliüervekili Ersin faranoğlu'nun verdiği Sapanca Gölii ile ügili yasa önerisinin doğrudan gündeme alınması önergesi, TBMM Genel Kurulu'nda kabul edildL Taranoğlu'nun önergesi, Sapanca Gölii ve çevresindeki su kaynaklannın korunmasım içeriyor. • Kararlıhk-% Tatbıkatrnın birinci aşaması dün sona erdi. Deniz Kuvvetleri Komutanlığrndan yapılan yazılı açıklamada, birinci aşama süresince su iisrü harp. denizaltı savunma harp ve hava sav-unma harbi eğitimlerinin icra edildiöi belinildi. Demirel-Kohl zirvesini, PKK'nin yaym organı MED TV de izledi Almanya 'tam üyelik' dedi Turk-Alman ıliskileri mm 1\N AKES Yılda 80 bin Türk göçüyor • Almanya, Türkiye'nin en önemli ticaret ortağı. Almanya'nın Türkiye'ye ihracatı 1995 verilerine göre 5.55 milyar dolar. Türkiye'nin Almanya'ya ihracatı geçen yılın verilerine göre 5.04 milyar dolar sınınnda. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Almanya Federal Cumhuriyeti ile Türkiye ilişkıleri konusundaki rakamlar. iki ülke arasında yoğun bir toplumsal ve ekonomik ilişkiler ağını ortaya koyuyor. Almanya hükümetinin. Doğu ve Batı Almanya'nın birleşmesinin 6. yıldönümü nedeniyle hazırladığı ve Türkiye "de yayımladığı ıstatistiki bilgilere göre iki ülke ilişkilerinin boyutuna ilişkin bazı rakamlar şöyle: - Almanya, Türkiye'nin en önemli ticaret ortaklannın başında geüŞor. Almanya'nın Türkiye'ye ihracatı. 1995'te > üzde 52.2 artarak 5.55 mihar dolara ulaşn. Bu rakam, Türkiye'nin toplam ithalatının yüzde 15.5'ini oluşturuyor. - Türkiye'nin Almanya'ya ihracatı. geçen yıl yüzde 28 oranında artarak 5.04 milyar dolara ulaştı. Türkiye'nın toplam ihracatmın yüzde 15.5'i Almanya'ya yapılıyor. - İki ülke arasındaki ekonomik işbirliğinin 1960yıhnda başlamasından bugüne değin, Türkiye'de uygulanan çeşitli projeler için 8 milyar Alman Markı taahhüt edildi. - 31 Temmuz 1996 tarihi itibariyle Türkiye'de kayıtlı Alman iştirakli firmalann sayısı "600'ügeçti. 1996yıhnınilk yansında Alman girişimciler yaklaşık 108 milyon dolar düzeyınde yeni yatınrr gerçekleştirdi. Almanya, Türkiye'deki yabancı yatınmcılar arasında üçüncü sıraya yerleşti. - Her yıl yaklaşık 80 bin Türk Almanya'ya göç ediyor. Her >il Almanya'dan ülkesine dönen Türklerin sayısı ise 30 bin. - Ankara'daki Alman Büyükelçiliği ile Istanbul ve Izmır'deki başkonsolosluklar. Türk yurttaşlanna yılda yaklaşık 180 bin vize veriyor. - Yaklaşık 50 bin Alman yurttaşı Türkiye'de yaşıyor. - 1995 yılında İ milyon 600 bin Alman tatilmi Türkiye'de geçirdi. Burakamın, 1996 sonunda 2 milyona ulaşması bekleniyor. - Alman emeklilik ve kaza sigortalanndan Türkiye'ye yapılan para transferi. 1995'te 450 milyon .Alman Markı düzeyinde gerçekleşti. - Almanya'daki Türk üniversıte öğrencileri, dünya çapmdaki en büyük "yabancı ögrenci" grubunu oluşturuyor. Halen. yaklaşık 15 bin Türk öğrenci Alman üniversitelerinde kayıtlı. - Alman kazı \e araştırma ekipleri. Truva, Bergama. Thiene, Milet Didim ve Boğa/köy'ün de aralarında bulunduğu arkeolojik yerleşim merkezleri \e küçük çaplı kazıiarda Türk meslektaşlan> la ortak çakşmalar yapıyor. BERLİN / BONN - Cumhurbaş- kanı Sülejman Demirel'in Al- manya gezisinin ikinci gününde kabu) ettiği Almanya Federal Cumhuriyeti Başbakanı Helmut Kohl. ülkesinin Türkiye'nin AB'ye üyeligine destek vereceği- ni söyledi. Kohl. "Atatürk'ünkur- duğu {aik. demokrarik cunıhuri- yetin İslam âleıni açısından çok önemli olduğunu" vurgulayarak REFAHYOL hükümetinin sergi- lediği Batı karşıtı tutumun yarat- tığı rahatsızlığa ilişkin mesaj ver- di. Demirel de laik, demokratik cumhuriyetın süreceğini belirtir- ken "kuşku duyulmaya başlanan Türkiye'nin A\rupa rotasının de- ğişmeveceğinin'' altını çizdi. De- mirei-Kohl görüşmesini. değişik isimle binaya giriş yaptıgı belirti- len PKK'nin yayın organı MED TV de izledi. Cumhurbaşkanı Demirel. Al- manya gezisinin ikinci gününde dün Berlinden başkent Bonn'a geçerek Başbakanhk Binası'nda Kohl'ü kabul etti. Alınan bilgile- re göre. görüşmede Demirel. Tür- kiye'nin soğuk savaş sonrasında- ki stratejik öneminin arttığını. "daha önceki kale rolünün yanı sı- ra köprü rolü de üstlendiğini" an- lattı. Türkiye'nin AB üyeligine a- day ülkeler arasında ikinci plana atılmasının kabul edilemeyeceği- ni anlatan Demirel. "NATO üyesi olup da istemesine rağmen AB'ye giremeyen yegâne ülke Türkiye" diye sitem ettı. Cumhurbaşkanı. Türkiye'deki terörün insan hakla- n sorunundan ayrı şekilde teşhis edilmesi gerektiğinı vurguladı. KohPden destek Almanya Başbakanı Kohl de ül- kesinde PKK ile kurulan temasla- rın hükümeti bağlamayan özel gi- rişimler olduğunu kaydetti. Türki- ye'yi 21. yüzyıhnen önemli ülke- leri arasında gördüklerini. bu çer- çevede AB'ye tamüyelığinin ger- çekleşmesi içın destek verecekle- rini anlatan Kohl. "AB-Türki\e Uişkileri gelişmelidir. Türkiye ile ABarasındaki protokolden doğan güçlüklerin kaldınlması için eli- mizdengeleniyapacağız" diye ko- nuştu. "Türkiye, İslam âleminin en önemli ülkesidir. Atatürk'ün kurduğu demokratik. laik devlet, İslam âlemi açısından çok önemli- dir"diyen Kohl. REFAHYOL hü- kümetinin Türkiye'nin Batı terci- hine ters düşen politikalannın ya- rattığı rahatsızhk konusunda me- saj verdi. Demirel de Kohl'ün bu sözlerı üzerine. "Atatürk'ün kur- duğu laik, demokratik cumhuri- yet insan haklanna saygı temelin- desüreeektir" aörüşünü dile aetir- di. Demirel-Kohl görüşmesi önce- sinde görüşmeyi izlemeye gelen PKK'nin yayın organı MED TV temsilcisinin Başbakanlık'ta bu- lunan Sanayi ve Ticaret Bakanı Yalım Erezile görüşmek istemesı gerginlik yarattı. MED T\"nin is- temini reddeden Erez, "Ben sizi Türkiye Cumhuriyeti'nin basını olarak tanınuvorum. Siz basın de- ğilsiniz. Siz bölücü örgütün kolu- sunuz" dedi. Almanya protokol yetkilileri. MED TV temsilcileri- nin başka isim altında izin aldık- lannıbelirterekCumhurbaşkanlı- ğı görevlileriyle Erez'den özürdi- Fedıler. Demirel-Kohl görüşmesi sıra- sında bir grup PKK yandaşı ile KOHL-OEMİREL CÖRÜŞMESİ Demirel, Başbakanhk binasında Almanya Federal Cumhuriye- ti Şansötyesi Dr. Helmut Kohl ile görüşrii. Kohl, Demirel'i. başbakanhk binasının girişinde karşıladı. Başbakanlıktaki sıcak karşılama sırasında basın mensuplarına poz verilirken Kohl, **Herhalde bun- dan sonraki aşamada. futbolcular gibi yere yatıp öyle çektireceğiz" diye espri vapü. İki lider, basın mensuplarının isteği üzerine ikinci kez el sıkışarak poz verdiler. (Fotoğraf. REUTERS) Kemal Burkay liderliğındeki Kür- distan Sosyalist Partisi taraftarla- nndan oluşan birkaç yüz kişilik topluluk protesto gösterisı yaptı. Demirel, Kohl'legörüşmesinin ardından Alman Sanayi ve Ticaret Odalan Birliği'nde yaptığı konuş- mada da Türkiye'nin gümrük bir- liği yükümlülüklerini yerine ge- tiımesine karşın. AB ile mali iş- birliğinin gerçekleşmemesi nede- niyle zarar gördüğünü vurguladı. Demirel, REFAHYOL hükümeti- nin ülkenin rotasını değiştireme- yeceöini ima ederek şunlan söy- ledi:" -Türkiye, AB ile aday ülkeler arasındaki bütün diyalog forunüa- nnda mevcutolmahdır. Bugün ba- zı çevrelerde Türkiye'nin A\ rupa politikasında bir rota değişikliği ol- duğu y önünde kuşkular bulundu- ğunu görüyoruz. Bu kuşkular yer- sizdir. Türkiye'nin Avrupa ve AB ile ilişkilerinin en ileri düzeye geti- rilmesi öncelikli amattır. .Alman- ya'nın, bu husustaki desteğine gü- veniyoruz." Demirel, dün aynca Alman Sosyal Demokrat Parti Grup Baş- kanı, Federal Hükümet Yabancılar Görevlisi'nı ve aralarında Cem Özdemir'in de bulunduğu Ittifak '90 Yeşıller" in Meclis Grubu tem- silcilerini de kabul etti. Herzog'dan güvence Dışişlen Bakanlığı Müsteşan Büyükelçi Onur Öymen, Demi- rel'in temaslarını değerlendirir- ken Almanya'nın, Türkiye'nin AB'ye tam üyeliğini destekledi- ğini ilk kez resmen diie getirdiği- ni anlattı. Öymen, Almanya Cum- hurbaşkanı Prof. Dr. Roman Her- zog'un önceki gece Demirel'e verdiği yemek sırasında. "AB'nin Hıristivan kulübü olmadığınr vurgulamasının önemli olduğunu kaydetti. Öymen. Kürt sorununa siyasal çözüm mesajı veren Her- zog'un açıklamalanndaki şu bölü- mün altını çizdi: "Türkiyeile 1963 yılında yapılan ortaklık antlaşma- sına ve bu antlaşnıanın üyeliğe gi- riş perspektifıne baglı bulunuyo- ruz. Bu, Alman politikasının de- ğişmez bir öğesidir. Avrupa bir özel Hıristivan kulübü değildir. Türkiye önemli demokratik iler- lemeler kaydetti. Ancak ekonomi ve güvenlik politikası alanında me\cut büyük göre\ler dolayısıy- la bu yolda atılacak diğer adımlar, büyük kararlılık ve siyasi irade is- temektedir." Türkiye'nin insan haklan konu- sunda öğrenecek bir şeyi olmadı- ğını ve kendisine tegeden baktır- madığrnı söyleyen Öymen. "Bu demek değildir ki. hiçbir şey yap- mak gerekmiyor. Demokratikleş- me konusunda muhtemelen bu hafta Bakanlar Kurulu'ndan ba- zı tasanlar Mecüs'e gönderikcek" dedi. Baykal: Seçenek sosyal demokrasidir ANAP hükümete yüklenecekANKAR4 (Cumhuriyet Bürosu)- Yerelara- seçim sonuçlan partilerde hâlâ tartışılıyor. ANAP ile CHP de dün seçim sonuçlarını de- ğerlendirdıler. Yerel araseçimlerde aldıklan yüzde 8.57"lik oy oranını yenilgi olarak kabul etmeyen ANAP. sav unma yapmak yerine saldırıya geç- meye karar verdi. Iktidarı halka şikâyet etme gezilerini sürdürecek olan ANAP Genel Baş- kanı Mesut Yılnıaz. seçim sonuçlarının şaşır- tıcı hiçbir yönübulunmadığmı belirterek "İk- tidar ortaklan, aldatıcı siyasi zafer peşindeler" dedi. Seçımlerin ardından toplanan ANAP Merkez Karar Yönetım Kurulu'nda (MKYK) ıktıdar partilennın devlet olanaklannı kullana- rak elde ettiği sonucun abartılmaması v e bu nedenle gereksiz yere sav unma yapma pozis- yonuna düşülmemesi gerektiği görüşü ağırlık kazandı. Toplantıda. eski .ANAP Genel Başkanı Yü- dınm Akbulut. Mesut Yılmaz'a yönelik eleş- tirüerinin ardından aslında seçim sonuçlannın gereksız yere abartıldığına dikkat çekti ve "Eğer bir genel seçim olsa biz bunlan silip sü- pürürüz" dedi. Genel başkan yardımcılannın yanı sıra MKYK üye'.erinden gelen bu yöndeki deste- ğin ardından. bundan sonra yapılması gereken şeyin hükümete y üklenmeye devam etmekten ibaret olduğu görüşüne vanldı. Özellikle ikti- dar partilerinin elinde bulunan belediyelerin y akından ızlenılmesi ve yerel yönetimlere iliş- kin izlenecek politikalann belirlenmesi için bir komisyon oluşturulurken ayda bir yapıl- maktan olan MK\ r K toplantılarının bundan sonra birer ay arayla Ankara dışında \e özel- likle ANAP'ın milletvekili çıkaramadığı bir il- de gerçekleştirilmesi benimsendi. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, partisi- nin grup toplantısında y aptığı konuşmada, ara yerel seçimlerde RP'nin inişe geçtiğini. oyu- nu arttıran CHP'nin. Türkiye'de "kıpırdadığı- nı" söyledi. Baykal. RP-ANAP ve DYP'nın tekli ya da ikili kombinasyonlannın seçenek olmadığını vurgulayarak "Al birini \ur öteki- ne. Seçenek sosyal demokrasidir. Türkiye bu- nu yeniden keşfetme>e başhyor" dedi. CHP liden Baykal. bu tür seçimlerde ikti- dar partilerinin daha çok. muhalefet partileri- nin daha az ov almasının temel kural olduğu- nu anımsattı. Baykal. RP'nin iktidarda olma- sına.trilyonlarharcanmasınaveOsmaniye'nin il yapılmasına karşın oyunu arttıramadığına dikkat çekerek "Bu da RP'nin arnk ciddi bir gerileme içine girdiğini gösteriyor. Genel seçim- de RP'nin ciddi oy kaybedeceği görüldü" de- di. Baykal. DYP'nin oyunu arttırmasımn bu partinin güçlendıği anlamına gelmeyeceğıni savundu. ANAP'ın CHP'nin gerisine düştüğüne dik- kat çeken Baykal. seçimlere DSP'nin katıl- madığını belirterek "DSP oylan bize geldi mi, geunedi mi? Araştırmalar DSP seçmeninin kendi partisi dışında önce ANAP, sonra DYP, üçüncü sırada da ve yüzde 13.5 düzeyinde CHP'ye oy \erdiğini gösteriyor" dedi. IRMIKI AYDIN ENGİN e - mail: engin (a planet.com.tr Sakın başlığa bakıp, öyle, "Efendim nerede, ben nere- de" gibisinden yargılara kapıl- mayın. Ülke, kavTanması güç iğrençlikte bir mafya-devlet- aşiret çemberinin cenderesine sıkışmış kalmışken Tansu Çil- ler - Benazir Butto ikilisine değinmek güncelin dışına düş- mek değil, tersine tam da gün- celin göbeğinde yer almaktır. Bugünkü Cumhuriyefte Be- nazir Butto'nun görevden alını- şına ilişkin haberi dikkatli oku- manızı salık veririz. Bir de öte- ki sayfalarda yer alan MİT Ra- poru'nu... Aynı olgunun deği- şik yüzleri olacak okuduklan- nız. Çiller ve Butto. İki yoksul As- ya ülkesinde, faili meçhul ci- nayetlerden yolsuzluklara, bir politikacının sülalesinin gele- cek yedi göbeğini bir utanç ba- tağına gömecek mafya ilişki- lerinden siyaseti kişisel çıkar aygıtına indirgeyecek bir ah- laksal çöküşe kadar uzanan karanlık, çok karanlık bir tab- lonun iki simgesi. Benazir Çiller - Tansu Butto Ikisi de simge. Çünkü tek başlarına bütün bu işleri çevi- recek. planlayacak ve yürüte- cek çaptan ve deney birikimin- den çok uzaktalar. Her ikisi de iki yoksul Asya ülkesinin tepe- sine çöreklenmiş, devlet aygı- tının kılcal damarlarına kadar sızmış suç örgütlenmelerinin gereksinim duydukları iki vitrin süsü. Benzeşimleri pek ilginç. Alımlı iki kadın. Kadınlıkları- nı çaktırmadan öne çıkarıyor- lar. Vitrinde olduklannın bilin- cindeler. Vitrin için var edildik- lerinin pek farkında değiller. Farkındaysalar bile çaktırmı- yorlar. Arkadaki pisliğin boyutlan çok büyük. O yüzden vitrin önemli. Pisliği gözden uzaktu- tabilmek için vitrinin olabildi- ğince gözalıcı ve gözboyayıcı olması gerek. Her iki kadın da canla başla bu görevlerini ye- rine getirme çabasında. Her ikisi de en azından dip- loma düzeyinde iyi bir "Batıiı eğitim" almışlar. Anadillerinde ikisi de yürekler acısı. But- to'nunki fazla sorun yaratmı- yor. Zaten ülkesi, uzun sömür- gelik yıllarının mirası olarak In- gilizceyi resmi dil bellemiş. Oteki o kadar şanslı değil. A- ma umurunda da değil. Her iki- si de ingilizce düşünüyor. Ama "British" değil, "Ame- rican" Ingilizcesi. Salt düşün- mek de değil. Siyasal çizgileri de ABD'ye göre çizilmiş, çizili- yor. Siyasal kaderleri de öyle. Amerika desteklediği sürece varlar. Amerikan desteği sınırsız ve sorunsuz değil. Pislik örtüle- mez hale geldiğinden, pisliği ortadan kaldırmak yerine vitri- ni yenilemek bilinen bir yön- tem. Nitekim Pakistan'da dün- den bu yana bir vitrin yenileme operasyonu var. İki kadının benzeşimleri ger- çekten ilginç. Siyaset sahnesine (vitrinine) çıkışları "babalan" sayesinde oldu. Benazir Butto, Mahatma Gandi'nin o destansı antiem- peryalist başkaldırısındaki omuzdaşlarından, o şanlı ku- şaktan geliyor: Zülfikâr Ali Butto. Vitrin düzenlenirken salt alımlılık, kadınlıkyetmiyor. Ba- ba da önem kazanıyor. Zülfikâr Ali Butto'nun kızı olmasaydı, o kederli yüzlü, bakımlı, alımlı Pakistanlı kızı kim tanır, kim başbakan seçerdi ki? Babası- nın adına basarak merdivenle- ri tırmandı, vitrine oturdu. Ba- basının onurlu adına leke sür- dü. Babasının kemiklerini sız- lattı. Pisliği örten vitrin süsü ol- du ve pislikörtülemez hale ge- lince de gönderildi. Öteki de öyle. Yalnız onun babası "üvey". O da babasının sunduğu merdivenleri tırma- narak vitrine oturdu. Onun ba- bası sağ. O yüzden babasının kemiklerini değil, yüreğini sız- latıyor. İki kadının benzeşimleri ger- çekten ilginç. ikisinin de kocaları pisliğin baş aktörleri arasında anılıyor- lar. Üstlerindeki kuşku bulutla- rı, onlara yönelen suç isnatlan bitmektükenmekbilmiyor. Her iki koca da pişkin. Aklanmak yerine saklanmayı yeğliyorlar. Saklandıkları yer eşlerinin eteklerinin altı da olabiliyor. Pakistan'dakinin sonunu kardeş katilliği getirdi. Pislik taştı, kardeşinin katilliğine ka- dar ulaştı. Binlerce (evet, bin- lerce) siyasal cinayetin ardın- dan kardeş katilliği bardağı ta- şıran damlaoldu. Vitrin param- parça. Yenileniyor. Ötekinin vitrinine de Susur- luk yakınlannda kamyon çarp- tı. Onun vitrini de paramparça. Merak: Pakistan'daki gibi burada da vitrin yenilenecek mi? Yenilenecekse nasıl ye- nilenecek? POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Sürgün... Van Emniyet Müdürü İsmail Karaman'ın Kırşe- hir'e geçici görevle atanmasının nedeni nasıl açık- lanabilir? Içişleri Bakanı Mehmet Ağar, bu konn- da bir açıklama yapabilir mi? Van Emniyet Müdürü ismail Karaman'ın sicili ba- şarılarla doludur. Polis örgütünde 'başanlı, dürüst' kişi olarak tanınır. Van'da görev yaptığı sırada hal- kın sevgi ve saygısını kazanan bir polis müdürüdür. O zaman niçin Van'dan uzaklaştırıldı Emniyet Müdürü İsmail Karaman? Bir Refah Partisi milletvekilinin, "Su kişiyi Van'dan alın" buyruğu üzerine... Kimdir bu RP milletvekili? 1995 genel seçimlerinde ANAP'tan milletvekili seçilen, daha sonra RP'ye geçen Mustafa Bay- ram... 20. dönem TBMM albümünde 1938 Başkale do- ğumlu olduğu yazılan Mustafa Bayram, ithalat, ih- racat ve çiftçilik yapıyor ve 17 çocuğu bulunuyor. Milletvekili Bayram'ın Van'daki 'Bayram-1' ve 'Bayram-2' adlı otelleri halk arasında 'Afyon-1' ve 'Afyon-2' olarak anılıyor... Anımsayacaksınız, Mustafa Bayram ve yakınla- rının adı bir 'eroın kaçakçılığı' olayına kanşmış ve Diyarbakır DGM'de yargılanmıştı... Bir politikacı hoşlanmadığı, ilişki kuramadığı va- liyi, kaymakamı, emniyet müdürünü, savcıyı, yar- gıcı, kısaca devlet memurunu 24 saat içinde bir başka kente geçici görevle gönderebiliyor. Bir va- li, siyasal iktidarın beğenmediği bir okul müdürü- nü, öğretmeni il içinde istediği yere sürgün edebi- liyor. Türkiye'deki çürüme ve yozlaşma akıl almaz bir biçimde ivme kazanırken kimse bu olup biten- leri görmüyor, herkes görmezlikten geliyor... Van Emniyet Müdürü İsmail Karaman, RP Millet- vekili Mustafa Bayram'la iyi geçinse, her isteğini ye- rine getirse Kırşehir'e geçici görevle gönderilir miy- di? • • • Gazeteci Soner Yalçın'ın yazdığı 'Behçet Can- türk'ün Anılan' adlı kitabı üçüncü kez okuyorum. Kitabın 34-35. sayfalarına gelin birlikte göz atalım: "79 kasım ayının yazdan kalan bir günü: Liceli Mehmet, Behçet Cantürk ile 'Sar; Avni'y yan ya- na getirdi. Sarı Avni hemen söze girdi: 'Mehmet'le bazı işler yaptık. O beni sana anlatsın. Bizde yalan, hile yok. Bilirsin, sözümüz senettir. Benim bir ge- mim var. Italyanlar ve Amerikalılar bazmorfin isti- yor. Açık konuşuyorum, benim bazmorfin ışine gi- recek ne nakit param ne de çevrem var. Seni ba- na Mehmet önerdi. Biz, senin hem parandan hem de çevrenden yararlanmak istiyoruz. Evet dersen, sen de, biz de çok para kazanırız.' Behçet Cantürk düşündü: San Avni'yi tanımıyor- du. Ancak hemşerisi Mehmet Deniz ile aralann- da daha önce kan davası vardı. Ancak ikisi de bu- nu unutmuştu... Teklifi kabul ettiğini söyledi. San Avni'yle toka- laştılar... Mehmet Deniz ile uçakla Diyarbakır'a gittiler. Mehmet'in kardeşi Terzi Cemal'in dükkânından, telefonla Van'daki Bayram Oteli'ni aradılar. Resepsiyon görevlisinden, Iranlı Ertoşlu Feto'yu bağlamasını' istedi. Ikidakika sonra telefona çıkan Feto'ya hemen Diyarbakır'a gelmesiniistedi... Iranlı Ertoşlu Feto 'nun gerçek adını kimse bilmi- yordu. Behçet Cantürk, Van depremi sonrasında inşa- at yapmak üzere gittiği bu şehirde hep Bayram Oteli'nde kalmıştı. Bayram Oteli'nin sahibi Mus- tafa Bayram'dı. Van da Bayram-1, Bayram-2 ol- mak üzere iki otel vardı. Vanlılar bu iki otele Afyon- 1, Afyon-2 adını vermişti!.." Ben, Emniyet Müdürü Hüseyin Kocadağ üze- rinden polis kimliği, yeşil pasaport çıkan terörist Abdullah Çatlı ve DYP Milletvekili Sedat Bucak'ın ilişkileri üzerinde durup Van Emniyet Müdürü İsma- il Karaman'ın Kırşehir'e neden sürgün edildiğini dü- şünürken birden Nurullah Tevfik Ağansoy'un Piş- manlık Yasası'ndan yararlanmak için yaptığı 'itira- ft'anımsadım... Ne demişti Ağansoy: "Bizyakaladığımız insanlan sorgulayıp sonra da telle boğup öldürüyorduk..." Ağansoy, bir süre önce Alaaddin Çakıcı'nın adamları tarafından Bebek'te bir gece kurşun yağ- muruna tutularak öldürüldü. Nurullah'ın yanındaki Başbakan Yardımcısı Tansu Çiller ın korumaların- dan biri öldü, diğeri de yaralandı. Nurullah'ın gözü yaşlı eşi Hülya Ağansoy, o gün televizyon muhabirlerine bakın ne diyordu: "Devlet bize silah verdi, ama aş vermedi..." Abdullah Çatlı bir trafik kazasında Emniyet Mü- dürü Hüseyin Kocadağ'la birlikte yaşamını yitirdi. Çatlı, onlarca insanı katleden birteröristti, tnterpol onu kırmızı bültenle tüm dünyada arıyordu. Çatlı'nın üzerinden polis kimliği ve yeşil pasaport çıktı... Gerçekten Abdullah Çatlı önemli bir görev mi ya- pıyordu? Bahçelievler katliamı, Abdi ipekçi cina- yeti sırasında aynı görevde mi bulunuyordu? Dün sabah Hürriyet gazetesinde, Abdullah Çat- lı'nın ailesinin verdiği 'Acı Kaybımız' başlıklı ölüm ilanını gördünüz mü? Şöyle başlıyordu ilan: "Ülkesi ve ülküsü uğruna mücadele vermiş, mil- liyetçiliğiyle her zaman övünmüş değerli insan..." Demek ki Abdullah Çatlı, 'ülkesi ve ülküsü' için mücadele etmişti bunca yıl!.. Acaba kimlerle, kimler için?.. Internet: http: // www.planet.com.tr/Xn E mail: Hikmet .Cetinkaya (q Planet.com. TR DYP GİK toplandı Çiller'den birleşme çağnsı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - DYP Genel Baş- kanı Tansu Çiller, DYP'den ayrılanlarla ANAP'taki mu- halif millervekillerine "kad- ro'" rüşv etıy le birleşme çağ- rısında bulundu. "Kafa ve gönül birliği yaptığımız in- sanlan Mesut 'i'ılmaz'ın ma- kûs kaderine feda edemey iz" diyen Çiller. dönenlere DYP'nin en seçkin köşesin- de yer verileceğini kaydetti. DYP Genel Başkan Yardım- cısı Hasan Ekinci seçmenine ters düştüğünü iddia ettiği Yılmaz'ı "Yaşar Kemal'in arkadaşı milli>etçi-s<)lcu"bı- çımınde tanımladı. DYP GtK, Tansu Çiller başkanlı- ğında dün DYP Genel Mer- kezi'nde toplandı. Yurtdışın- da görev li olduğu bildinlen Istanbul Milletvekili Sedat Aloğlu toplantıya katılmadı. Çiller, yerel araseçımlere de- ğındiği konuşmasında DYP'nin oy oranı olarak bi- rinci partı olduğunu sav un- du. Çiller. birleşme noktası- nın DYP olduğunu belırti- rek."Kişisel hesaplan bir ya- na bıraknıak. herkesin ken- disini aşmak zamanıdır. Hal- kımıan bu bölünmüşlüğe ta- hammülü voktıır" dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle