27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SOKASIM 1996 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER "Jlkenin Başbakan Yardımcısı Tansıı Çitler U O bir kahramandır" diyor. Jlkenin mılletrekfi. üstelik aynı kazada söz konusıı karille. sustıınıcıılar ile aıikast silahlanyla aynı otomobilde olan SedatBucak, kcılilin *vatansei'ertiğini" ilan ediyor. L'lkenin kenti Nevşehirde tabutu Tiirk \ayrağına sarıhyc»: Bildiriler. sloganlaryine "kahramanlığı" anlatıyor. 2nun, yaniAbdullth Çatlı'ııın Bahçelievler'de bir evdeyedi TİP 7/gencin : Jdüriilmesi eylemniplanladığııu söylüyor biri. Adı HalukKırcu Ayrı nmanlarda alıncu ifadelerinde cinayeti nasıl işlediklerini neredeyse hiç <elişkisiz anlatmanna rağmen bıtgün televizyon programlanna telefonla Ateş heryeriyakıyor.» katılıp bundan böyle "Çatfı'dan boşalan reisliğidevnüdığmı"açıklıyor. Spiker aynı katliamda adı geçen İbrahim Çiftçi\e "Sayın Çiftçi"diye sonıyor, u Bu konuda ne düşüniiyorsunıız? " Katiller etrafımızda dulamyor. yüzlerini görüyor. seslerini dııyuyonız. Öfkelenivonız. Aına birileri var ki, onların vüzlerini gördüklerinde. seslerini duyduklarmda kapanınamış yaraları yeniden yeniden kanıyor. Onlar. Bahçelievler 15. Sokak 562 nıımarah evde, 8 Ekim 19~>8 günii boğularak ve kurşunlanarak öldüriilen vedi gencin vakınları. Çoeııklarının. kardeşlerinin katillehnin şimdi birer kahraman olarak karşılanna çıkmasmdan dııyduklan acıvla kıvranıvorlar Biıieştikleri bir cümle vaı; "Ateş düştüğüyeriyakar..." Doğnı. Ateş düştüğü veri vakıvor ama. o ateş hepinüzin havaftna. suskunhığumııza, katilleıi kahraman ilan edenlere aldmşsızhğımıza değiyot: Biliyonız, biz unutsak da tarih, gerçeği ve utancı silmivor... Osman Nuri'nin babası İbrahim Uzunlar, 18 yıldır bitmeyen davaya ve Çatlı'nm 'kahraman' ilan edilmesine öfkeli 'Demek buiükedekatfller makJnıT• îbrahim Lzunlar, Susurluk sonrası }aşananlardan kaygılı, "O günden daha hzla ıstırap çekiyoruz" diyor, "Demek \i bu ülkede katiller daha makbul ki sahip çıkıyorlar. Masum insanlar katlediliyor hunhırca. Onlann hakkı a-anmıyor. dava on sekiz yıl sürüyor..." • Ekliyor İbrahim Uzunlar: "Bu lotillere sahip çıkanlann bir tanesi evlat arısını tattı mı? Bizi yaktılar, dürüst iasanlan yaktılar. Adalet de katilleri yaktı ama birileri onlan ateşten kurtardı. Şimdi onlar da yanmalı..." BERATGÜNÇIKAN Demirayakh. en ucuzundan naylon kaplı sandal- yeyi kucaklayıp odaya getiriyor adam, Gözbebekle- riide. çok eski zamanlardan kalma kızanklıklar. ar- tu gözyaşı tutmuyor. Ama sesio örtülmeyenacıyı ele veriyor: - Bu sandahe ondan yadigâr. O öidii bunlar kaldı. tanı altı tane. Sandalye hiç ten deönemişçesıne yeni. Çünkü on- dı Osman Nuri'nin emeği \ar. sevgisı. İbrahim Uzun- lar anlatıyor: "•İ'niversitede hazırlığı bttirip İngilkce öğrenince, ysz tatilinde burada çocuklara ders \erdi. Biraz para briktirmiş. Turturdu Baba eve bir $ey alacağım." Kendisine saklamasını istedim. ihtiv acımız olmadığı- nısö> ledim. Diniemedi. Gitti. bu sandaheleri alıp gel- di" " L'zunlar'ın. Bursa Yenişehir'deki e\ inin salonunda otüranların hepsinin btşı öne eğiliy or. Ü\ey annenin. teyze oğlunun. onun kansının. ablanın kocasının. okul arkadaşı Orhan'ın... Yalnız babası değil. onlar da an- laracak Osman Nuri'yı. On sekiz yıla rağmen örse- leimemiş anılarını... Uzunlar'ın Yenişehir'e yerleştikleri tarih soruldu- ğında. 1893 mübadelesi düşüyor notlara. Bulgaris- tai göçmenlerinden binnın oğlu İbrahim. Babası sağ- cı. oda. Askerliğini îsunbul'da yaptıgı 1946 yılı ey- lemciliğinin de tanığı O günlerde Ömerli'de Halk Partisi'nin afışlerini indırip yerine Demokrat Par- ti'nin afişlerini asmalarını unutamıyor. Partinin ku- ruluşunda da gönüllü \e aktif. Ama yılar sonra Vatan Cephesi \e diğer siyasi kirlilikler onu sağdan alıp Ecevit'e sürüklüyor. O artık bir sosyal demokrat. As- kere gitmeden önce başlıyor kundura tamircilifiine. Yaşı yirmıye geldığinde akrabalar gıriyor devreye. "Sana bir kız bulduk* Huriye..." Nikâhta görüyor kı- zı. kız da onu. Nıkâh bıtip de konuklar dağıldığında farkediyor genç karısının yanında olmadığını. o ma- sada kendinden geçmi^öyİece oturuvor. Önce.AJido- ğuyor, sonra da Fatma. 1958'dedeOsman N'uri. Osı- ralar hastalanıyor. İbrahim Uzunlar'ın bugün üçün- cüeşinin>anında bile. •*\ienişehir'deonun üstüne bir tane biJe çıkntaz. Ö\le dürüst, insanlan seven, bir ka- nncavı bile incitme>en bir kadındı ki" dediği Huriye hastalanı>or. Tanı. mide kanseri. Osman Nuri'nin ilk acısı Osman Nun akıllı. heyecanlı. Ablasının peşine ta- kılıp okula gitme merakhsı Bu yüzden daha beş ya- şındayken başlıyorkitapdeftertaşıma\a. Okuldönü- şü. kapıyı annesinden başkasının açmasına dayana- mıyor. Istiyor ki o giydirsin önlüğünü. o yemeğinı ye- dirsın. Neden hasta anlayamıyor. Yıl ortasında ölü- yor annesi. alışamıyor. Bir iki yıl sonra yeniden e\ - leniyor babası. üveylik yapmnorSabahatHanım. \ü- reğini de açıyor. kucağını da. Yıllar sonra büe. baba- sınaanİ3tamadıklannı onunlapaylaşıvorOsman Nu- ri. O ilk senenin sonunda yaşına rağmen karne alın- cabirdahasoluk!anrrn\or; ilkokuf.ortaokul teşekkür- le. takdirle ödiillendirilıyor. Derslerleyetinmivor. Ökul çıkışında kitaplarını bir yana atıp dükkâna gidiyor. K.unduracılığı da öğreni- yor. Babasının itirazlannı. "Sen dersyap" demeleri- ni dinlemivor. ^ı'enişehir küçük yer. akşam üzerleri ar- kadaşlan Orhan. Abdürrahim \e Hüsnü'yle o tek caddede piyasa v apıyor. Konuşuyor. tartışıyorlar. "Se- lamet Partisi'nin mitinginde..." Bazen sinemaya gidi- yorlar ama Osman Nuri tam bir kitap kurdu. Klasik- leri birbiri üzerine de\ iriyor. \aşıtları\la kitap değiş tokuşuna önderlik edi>or. Akşamlan yatağının ba- şında toplu\or bütün gazetelerı. Onlan okumadan uvıımak yok. Babası. "Bırak artık" diye söylenij'or. u u>u dinlen." Gülüyor. "Okumalıyım" diyor, "ileri- de başbakan olmayacağım nereden beUi." Tek çıkış okumak... Lisede de başarılı bir öğrenci. Ama tiyatroymuş. foiklormuş. müzikmiş uğraşılan vok. İlkokuldan ünı- versiteve arkadaşliklan hiç kesılme>en Orhan Şen- yiiz "Bizvoksul ailelerin çocukJanydık" di\or "Okul- dan sonra çalıs.ırdık. taril büe bilrne/dik. Bir çembe- rin içinde> dik ve o çemberi kırmamızın tek yolu \nr- dı.. oku\ up adam olmak. Başka alternatifımiz yoktu.~ Liseyi Orhan ikincilikle. Osman Nuri üçüncülükle bitiriyor. Artık o hiç dıle getirilmeyen çekişmeler, "V^ sen tarihten dokuz aldın ha" demeler kalmıyor. Kontenjandan Hacettepe Üniversitesi'nekayıtyaptı- nyorlar. Osman Nuri istatistik bölümüne. Örhan bı- yolojiye. İlk kez üniversite sına\ lan sırasında Bursa "yı ve yıl- larca düşüncelerinde büvütîükleri on katlı evieri gö- ren Orhan ve Osman Nuri için Ankara bü> ük mü bü- >ük şehir. Hele okul... Kızöğrenci sayısı erkeklerden çok. Lisede kızlardan ya açacak ya da kalem isteven. bunun dı^ında bir şey istemeye kalktılar mı viizlen kızaran genç erkekler şimdi tavla o>nuyorlar karşı cinsle. çay içip sohbetedivorlar. Arkadaş gruplan \a Yenişehirliler ya da sosyal demokratlar. Osman Nu- ri "sosyal adalet** diyor. "Tabana, yani herkese yavü- malı..." Şimdi TİP'e yakınlık duyuyorama üyeolmu- yor. Çünkü önce okul bitmeli... Lokantaya gideme- mek, gitse parasızhktan ıstediğı yemeği yiyememek, her sabah Bahçelie\ ler"den Hacettepe"ye yürümek agınna gitmiyorsa bu >üzden... Yurdun karşısında hemşireokulu. Osman Nuri'nin. Orhan'ın ve diğer arkadaşlannın tek eğlencesi cam- dan cama kızlarla sözleşmek. Cama parmaklanyla yazıyorlar "Akşam saat beşte..." Hukuk fakültesinin üstündekitepeliktebuluşuluvorbirkaçkez. çaylariçi- liyor. sohbetler... Hepsi hepsi o kadar. Bir ara Bur- sa'ya geldiğınde •4 ŞuJe"den söz ediyor. .Artık biraçıl- sa. ondan hoşlandığını söylese... Vakti kalmıyor... Kıyımı izleyen gazetecinin anıları ; Inanıliîiaz bir cinnettf IŞIK K14NSL Baba İbrahim l /unlar'ın acısı, üzerinden 18 yıl geçmesinç rağmen hâlâ küllcnnıemiş durunıda (en üsttcl. Osman Nuri (üstte solda) en \akin arkadaşı Orhan1a Hacettepe l'nhersitesi Öğrenci \urdu'nun girişinde (üstte sağda). (ERZADE ERTEM) ANKARA- Mustafa Balbav >e Doğan Akın. Susurluk ka/ası sonrası >eniden gündemc gelen Bahçelievler'de 7 TİP'li gencin öldürülmesi olayının sonrasını izle>en bir gazeteci olarak. o günlerden kalan anı parçacıklannı aktarmamı istediler benden. Biiincin karanlık dehbzlerinde \olculuk yapıp tam 18 yıl Öncesini anımsamak zor. C umhuri\et'egireli birkaç a> olmus. Her gün onlarca olav Varalamalar, öldürmeler. patlamalar... Gazeteciliğin alfabesi "'polis-adlıye rnuhabirı" olnıa sorumluluğu \erilmis. Takvimin 9 Ekim I978\apragı, Emniyet Asajiş Bülteni'ne ölümlerle girmiş: Bahçelievler 15. Sokak 56/2 .No'lu evde 6 TİP ü\esi öldürüldü, biri ağır yaralı. Güneşli başlamıştı o>sa sabah. \ üreğimiz daralsa da usta polis-adlhe muhabirierinin peşine düşüyoruz. Olay ycri görülecek. Ağaçlar. henii/ yapraklannı döknıemişti dne anımsıvorum. Cölgelenmis bir bahçe kapısını aralavıp iki, ha\di bilemediniz üç katlı bir binaya giri>oruz. Loş apartman boşluğuna adım atar atmaz kulaklanmızı, sanki Mussorgski'nin "Çıplak Dağda Bir Geee "sinin da\ulları patlatı\or. 2 numaralı kapıu açıyorlar. Işte, >aklaşık 8-10 saat önce, bu kapıdan girenler, içerideki 7 gencin şakaklarına silah da>amışlardı. Mutlak boğuşma olmuştu. Çünkü karanlık oturma odası karmakarışıktı. Ölüme tanık olan eşyaları izlerken, kaskatı kesilnıiştik, bir an önce dışarı atmak isti>orduk kendimizi. l sfümü/f üstümüze gelen du>arlarda. kapı arkalannda TİP ba> rakları, afişleri asılmışrı sanırını. Polis, bir TİP'li gencin ha» luvla boğularak öldürüldüğünü açıklıvordu. Bir diğeri, -ki sonradan hastanede >aşamını yitirecekti- Serdar Alten ağır \aralıydı. Üçü, o anda içinde dolaştığımız holde ya da salonda öldürülmüşlerdi. İkisi ise bir arabaya konulup götürülmüşlerdi. "Ha\dı gidelmı. göreceğimizi gördük" dedi bir usta polis-adlhe muhabiri. Açık havaya çıktık. Dizginlenemeyen bunaltiM. derin derin nefes alarak gidermeve çabalı\orum. Soluğu zoıia kesilmiş gencecik insanların evinden a> nlıyonız. Ğazeteeilik işi bitmedi. E\den çıkarılıp götürülen iki gencin de Eskişehir \olu üzerinde bulunduğu haber alınmış. Bahçelievler'den Eskişehir >olu 33. kilometre>e gidene değin aklımızı; bö>lesi bir cinnetin nasıl «aşanabildiğini. insanların, hiç tanımadıkları, özlemlerini bilmedikieri, anne \e babasını, kardes.(eri ile dingin akşam yemeklerinde ne konuştuklarına hiç tanık olmadıkları başka insanlan nasıl olup da öldürebildikleri kurcalayıp durdu. Toprakta kuru>an kan... Geldik. Yol kenarında iki neden duruyordu. Gazeteci, kamuo\una gördüklerini aktaracaktı. Ölümü de tarif edecekti. Elleri. arkadan elektrik kordununa benzer şeylerle bağlanmıştı. Bizimle birlikte olan dene\imli gazeteci, "En_selerinden. bajlarından \ umlmuşlar" demişti galiba. Ga/eteci, gözierivledoğrulayacaktı bu bilghi. Baktı. Âvağının dibinde, toprakta kurumuş kan \ardı. Geri>e çekildi. Gerçekti söylenen. Başlarından \urulmuşlardı. Evegirerken başla>an uğultu yine sarnııştı be> nini. Ölümü somutlamıştı. Hastane>e kaldınlan ağır \aralı Serdar Alten. >aklaşık bir hafta-on gün sonra vaşamını \itirdi. Gazeteci olarak. Serdar Alten'in babası \e annesi ile duruşmalarda tanışnııştık. Babası Turgut Alten, Ankara Belediu'si Veteriner İşleri Müdürü';dü. Yüzünde hep hüzün asılıvdı. Annesi Şükrıye Alten, daha sonralan Çankava Beledi>esi'nde göre\e başlamıştı. Konuşkaniığı, onun vaşamla ilişkisini kuran tek bağ gibi gelirdi bana. lurgut .AJten'e, 12 Eylül sonrası Sakana Caddesi'nde rastlamıştık. Emekli olmuş. kuşçu dükkânı açmıştı. Bir çift muhabbet kuşu aunıştım ondan. Gelip geçerken, gozlüklerinin üstünden selamlar, muhabbet kuşlarının halini hatınnı sorardı. Turgut Alten, bir yılbaşı gecesi yitti. Ardından Şükri\e Alten de. Nedendir bilnıem. beninı muhabbet kuşlarım da öldü. Hacettepe"deki j'urtta olaylar artınca Bahçelies- ler'deki Bursa Öğrenci Yurdu'na taşınıvor. Onu "Dü- rüst, aklı başında, ailesine düşkün, bu konuda ölene kadar hiçbİF >an(ışı olma\an. az konuşan bir dost" olarak tanımlavan Orhan da ba^ka bir vurdageçnor. Kalın gözlükiü Metin'le çavına kâğıt ovnamalar da azaliyor artık. Hani. biraz daelı sıkı Metin'in. obur- nuna kâğıtları da\amı$ hangisini atacağını düşünür- ken Osman Nuri"\le Orhan kâğıtları değiştiriveriyor vekazanıyorlarvaogünler... Sonraanlamorlar Me- tin'e onu nasıl vendiklenni. O öfkeyle bağırırken gü- lüyor. gülüyorlar... Derslerden fırsat buldukça 'l'eni- şehirde soluklanıyor. Babasının dükkânına uğruvor ilk. Valizinı kapının arkasına kojup önliiğü takıyor. Babasının "Oğlum gitdinlen, bir banyoyap.arkadaş- lannı gör** demelenni dınlemıvor. "Yblda uyudum baba" di\or. "•.Arkadaşlarımı da sonra görüriim." Kimseleronunünnersitedeokuduğunudüşünemıvor tezgâhın başında görünce. Ayakkabılar kirli\miş. çi- %i parmağına batnormuş önemsemivor. Salı günle- ri Yenişehir pazanna çıkıp ne bulursa satıvor. İbra- him Uzunlar "O bize >ük olmamak için zorlanıyor- du" diyor. "Biz de onu okutabilmek için..." Okul bitmek üzere artık. tek dersi kalmış. Anka- S u s u r l u k n o t l a r ı 2 ra'va gidiyor Osman Nuri. Baba Uzunlar. göğsünü gere gere \ürü\or yollarda şimdi. istediği oldu. ilk ikisinı okutamadı. amabuoğluailenin ünhersiteli il- ki olaeak. adam olacak... Ablası Fatma'nın oğlunun ismini Özgür kovduklarına nasıl da se\indi... Sade- ce Özuür'e deöıl. di&r kuzenlerine de ne kadar şef- katli'1 " Yenişehir'de büyük acı İndirmi)or onlan kueağından... Şu son dersi de \erdi mi geri dönecek ve... Ankara'da ocumartesi tey- ze oğlu gazeteci Ali Bilgiç'le sözleşiv orlar, akşam ye- meğini birlikte vi\ecekler. Ama olmuyor. L'zun sü- rüyor Ali'nin işi. ertesi gün de Yenişehir'e dönüyor işininbaşına. Pazartesigünüöğlevedoğruçalıyorte- lefonu. Arayan Hürrivet'in Bursa muhabiri. Anka- ra'da bir ola\ olduğunu. Yenişehirli üç genein öldü- rüldüğünü söylü\or. Acaba Ali. onların fotoğratları- nı bulabılir mı? Birinci isim Efraim. ıkincisi Latif. üçüncüsü Osman Nuri. Ali'nin elinden düşüyor te- lefon. Kendisıne geldiğınde İbrahim Uzunlar'ın dük- kânına gidiyor. İlkgidişındesöylevemiyor. ıkıneısin- de de. Oğle vemeğine e\e gelip I ajansını dinliyor. Haber vok. Ö sırada Ankara'dan Osman Nuri'nin ar- kadaşları geliyor, İbrahim Uzunlar'a "'Başınızsağol- sun" diyorlar, ınanmıyor. Ankara'vagidiyorlar. Morgdababaoğlunutanıya- nııyor. Teşhisı yapan teyze oğlu Ali. Onlar kentlerin- de tören istiyorlar. Üç Venişehirli gencin cenazesini alıp Yenişehir'e dönüyorlar. Binleree insan vollarda bekliyor onlan. Kalabalık gergin. suskun... O güne kadar belli ki küçüklüğünden. herkesin birbirini ta- nımasından onca olava rağmen kan görnıeşen Yeni- şehir şimdi tabutlann arkasından yürüyor. Küllenen >araya tuz Tamon sekiz yıl varki.yatışmıvorbuacı. İbrahim Uzunlar. elindert alınan oğula mı yansın. emekleri- ne mi bilemiyor. Abla Fatma'nın bir oğlu daha olu- \or Özgür'den sonra adını "Nuri" kovuyor. Teyze oğlu Ali'nin oğlu ünhersite çağına geliyor. okutma- >a korkuvor. göndermhor üni\ersitelere. Nuri'nin fotoğrafı başköşe\e asılıvor... Kunduracı dükkânı başka biryere taşınıyor. Geçim hâlâ zor. yetmiş dört vaşına geliyor İbrahim Uzunlar ama. yine çalışıyor. Tam biri> le birlikte yaşamaya alışmışken ikinci ölüm yapışıyor aileye. On dokuzundaki Özgür bir trafik kazasında ölü- yor. Nuri'nin fotoğrafının yanına oııunkı asılıvor... "Neden bu da*a bu kadar uzadı" di\e sortıjorlar birbirlerine. "Neden bir türlü \akalamı>orlar? Öle- nin kemikleri kavboldu, bunlar ha bire karar bozu- wrlar..." Daha bu soruların )anıtlannı bulamamişken küllenen varaları bir kez daha deşıliyor. Susurluk'ta birtrafik kazası oluyor. Osman Nun'nın ve dığeral- tı gencin katili olduklan gerekçeli hükümle de ke^in- leşen Abdııllah Çatlı ölüyor. Cstelik vanında bir em- niyet müdürü \e bir milletvekili .. Cstelik katile "kahramanlık**yaftasıyapıştınlıyor... İbrahim Uzun- lar. "O günden daha fazla ıstırap çeki\onjz" di\or. "Demek ki bu ülkede katiller daha makbul ki sahip çıkıyorlar. Masum insanlar katledilnor hunharca. Onların hakkı aranmıyor, dava on sekizyıl sürüvor..." De ki. katiller cezalannı çekti. acı azalmav acak. Çün- kü o babasının ciğerparesı. o geri gelmeyecek ama. bir teselli olacak suçun cezasız kalmaması... "Sizin evladınız var mı" diye soruyor İbrahim Uzunlar: "Allah bağışlasın. Bu katülere sahip çıkanlann bir tanesi evlat acısını tattı mı? Bizi vaktılar. dürüst in- sanlan yaktılar. Adalet de katilleri \aktı ama birileri onlan ateşten kurtardı. Şimdi onlar da \anmalı..." Bulaşıcı hastalık Balıkesir çevresini de sardı R4LİL NEBİLER Polis müdürü Hüseyin Kocadağ'ın kul- landığı Mercedes. "araştırmacı kam- yon"un altına girip de ortalığı kötü koku- lar sarınca. Susurluk \e çevresi bu bula- şıcı hastalığayakalanmaktan kendini kur- taramadı. Şimdi Susurluk. Bandırma. Er- dek. Balıkesir gibi \erle^im bölgeleri. kendi çevrelerindeki yerel maryalannın Çatlı mafyasi} la ilişkilerini keşfedıp ken- di durumlannı gözden geçiriyorlar. Örneğin. Abdullah Çath'nm ternmuz sonlarından evlül sonlarına kadar Erdek. Bandırma. Balıkesir. Burhaniyeçevresin- de bulunduğu belirtıliyor. Bu bolaedeki ÇHP. ÖDP. ÎP ve DSPÎiler. Çatlı Ce çev- resinin bölge acentelerini saptayıp deşif- re etmek için ellerinden geleni yapıyorlar. Çatlı'nın Burhaniye'de Banker Âltay- lı'nın arazi \ e tesislerini almak için pazar- lık yaptığı. bu çevrelerin edindiği bilgiler- den öğrenıliyor. Bandırma \e Erdekliler. Çatlı'nın yatı Luk Gan Dauklas'ın Cuğra mevkiındeki Zeytinliada önünde uzun süre demirledi- ğini belırtıyorlar Yatın bulunduğu verden 200 metre kadarötede. kıyıda KanVas De- nız Üriinleri Restoran var. Burası. Er- dek'te plajlann başladığı bölge. Plajlar sonu bölgesinde ise Kafkas Motel görü- lebiliyor. Restoran ve motelin sahıbi Seç- kin Aslan, bölgede adı sanı bilinen bir ül- kücü. Çatlı Erdek'te iken Seçkin Aslan'ın oğlusünnet oluyor ve Erdeklileregöre te- lev iz>onlarda Meral Akşener v e Çatlı'nın da katıldığı video-bantla saptanan sünnet düğünü işte bu düğün. Seçkin Aslan üç v ıl önce Erdek'te çıkan çatışmada bir disko sahibini öldürüvor. Yargılama sonunda mahkeme Aslan'ın meşru müdataa duru- munda olduğuna karar verdiği için ceza \ ermiyor. Çatlı "nın 200 metre yakınında- ki Aslan'a ugramamasının. onunla görüş- memesinin imkânsız olduğu belirtilivor. Erdek'te ilgûiç buluşma Ancak Erdekliler Çatlı'nın \atta kal- madığı zamanlarda Erdek'teki Agragen- ta Oteli'nde kaldığını anlatı>orlar. Aynı günlerde Erdek'in ünlü bir konuğu daha ortalarda boy gösteriyor. Olküeü mafya- nın ikinci kuşak reislerinden Sedat Peker bu... Hani Ağca'nın ihbarcısı Ramazan Gündüz adlı tonıbalacnı öldürdüğü için cezaevinegiren ülkücü ZekiPeker'in kar- deşi Sedat Peker. Yerel kaynaklara göre Çatlı ve Sedat Peker Erdek'te çok sık gö- riişüyorlar ve bir şeyler yapıyorlar. Çatlı ve Peker'in göriiştüklen bir başka kişi de kamuovunun "İzmir Çetesi" olarak bili- nen operasvonda çete\e yardım ve \atak- jık suçundan gözaltına alınan Bandırma İlk Haber gazetesinin sahibi veeski Ban- dırmaspor Kuliibü Başkanı İhsan Kuru- oğlu. Hatta, Kuruoğlu'nun arada sırada kendi Mercedesi'ni Sedat Peker'in emn- ne verdiği de biliniyor. Çatlı'nın bölgedeki şubelerinden biri vine Bandırma'da... KenanCanadlı kişi, DYP'li Bandırma Beledivesi'nden eski stadyumun yerini alıp otopark haline ge- tirmiş. Kenan Can bununla da kalmamış ve bir çekici alarak tratlk polislerinin yan- lış park nedenivle çekilmesini istediği otomobillerı çekmeve. kendi otoparkına götürmeye başlamış. Ancak ya Bandırma Trafik şubesi bir dönem çok çalışmış ya da başka bir şey olmuş ki çekici yetme- miş. Polisler. yanlış park eden otomobil- lere tekerlek kilidi uvgulamasına bajla- mışlar. Tekerleği kılitlenen sürücü, doğ- ruca eski stadyumun yerındekı otoparka gidip Kenan Can'ın görevlilerine başvu- rııvor. Makbuz karşılığı trafik cezasının yanı sıra 200 bin lira kilit parası ödeyip kilidi açtırabiliyor. Bilin bakalım tekerlek kilitlerini getıren ve hizmete sokan kim? Kenan Can... 'Koruyahm abi' Bu kadar da değıl... Yine Bandırma'da birçok büyük ilın uvgulamaya geçemedi- ği. başaramadığı bir uvgulamaya başla- mış. Parkometreler... Parkometreleri de getiren Kenan Can. Kenan Can'ın adı daha mafyoz işlere de karışıyor. Örneğin. İpek Gıda Sanavii Tı- caret AŞ'nin bü> ük ortağı Adnan Selçuk, 28 Ağustos 1995 tarihinde Bandırma Cumhuriyet Savcısı Yasemin Akgül'e şöyle bir ifade veriyor: "Şirkete ait un fabrikaını/ın gece bek- çisinin öldürüldüğünü öğrenmiş bulun- maktayun. Üç gün önce saat 17J0-18.00 sıralannda ablamın adına kavıtlı bulunan kuyumcu dükkânında oturmaktaydım. >anımdayeğenim Sertan İpek. muhasebe- cimiz Metin Taş. büyük yeğenim Ertan İpek vardı. Dükkâna bıyıklı üç şahıs gel- di, Ertan'a bir kart verdiler >earamasını istediler. Ertan numarayı ara» ıııca karşı- sına Kenan Can adlı şahıs çıkmış. Kenan Can başkaJannı da aramış ve benimle gö- riişmek istediğini söylemiş. Yanınıa yeğe- nim Sertan İpek'ide alarak Kenan Can'ın işverine gittik. Kenan Can burada beni ko- rumak istediğini, Bandırma'da işlerin ka- nşacağını, bunun karşılığuıda bizden eko- nomik yardım istediğini söyledi. Biz dedü- şünelim dedik \e avnldık. Ertesi gün Ke- nan Can fabrikadan beni aradı. düşünüp düşünmediğimi sordu. Ben de korunma- >ı gerektirecek bir durum olmadığını söy- İeyince Öztusan ve Bantaş fabrikalarını da kendilerinin koruduğunu söyledi. Ben vine kabul etmedim. Bir daha aramadılar. Bugün de fabrikanın bekçisinin öldürül- düğünü öğrendim." İşte böyle bir Kenan Can. Başka vuku- atı da var. Onlara şimdi girmeyelim. Çat- lı işte böyle adamlarla temmuz sonların- dan eylül sonlanna kadar Erdek ve Ban- dırma'da sık sık görüşüyor. Bu dönem, Erdek Emniyet Müdü- rü'nünilçeningiriş-çıkışınıtuttuğudöne- me rastgeliyor. Erdek polisi ilçenin giriş \e çıkışına yerleşerek daha çok lüks oto- mobiileri durdurup silah arıyor. Silahlar bir süre Erdek'e çeşitli yollarla sokulma- ya çalışılıyor. ancak ruhsatsız silah taşı- mayı seven kişiler soruna kesin çözüm anyorlar. Soruna Bandırmaiı grup çare buluyor. Bandırmaiı bir hafriyatçının do- zerleri bir akşamüstü Erdek gırişindeki Cennettepesi mevkıınde. askeri birliğin tellerinin dibinde çalışmaya başladıiar. Sabah. polisin bugün hâlâ bilmediği yol açılmış Erdek illegal bir giriş kazanmış- tı. İşte bu gruplardan Kenan Can. ünlü ka- zayı yapan Hüseyin Kocadağ, Sedat Bu- cak, Abdullah Çatlı ve Gonca L's'un Su- surluk girişindeki Yorsan'da verdikleri mola sırasında oradagörülüyor. \loladan sonra grup yola devanı edip 10-15 kilo- metre sonra kaza y apıyor Kazadan 45 da- kıka kadar sonra Drej Ali ve Sedat Pe- ker'le birlikte Kenan Can bu kez kaza ye- rinde ortaya çıkıyor Susurluk. Bandırma. Erdek. Balıkesir çevresinde bir şeyler oluyor, ama ne? Balıkesir Emniyet Müdürü Nihat Ca- nıadan herhalde bütün olan biteni öğ- renip herşeye hâkim olacaktır, değil mi?
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle