05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
14 »OSIM 1996PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER PKKIi olmakla suçlanıyorlap • ANKARA (Cumhumet Büraosi) -Türk Si ahlı Kuvverleri'nde astsubay olarak görev yapt.klan sıra«da °KK'\e asxeri öperas.onlara ilişkin bilaı ierdlıkeri. ordu rraJı fnalzeneler sağladıklan •ve örgüt iyesi oldukıan sa\ 13 ia yargılanan sanıkjar hakl^ınia 4.5 yıldın 7.5 - ıla kadsır Lğır hapis cezası îstemırde bulunuldu. Mar»ke-ne Başkanı Turgıt Qky ay. .sanık avukarlanru esas hakkındakı savujnn.alannı hazırJamaarı içın süıe \enlmesıni karaxla;tırarak duruşmayı Bitlis E lîpi Cezaevi açılıyor • BİTLİS (AA)-BıtlisE Tıpı Cezae\ı nın. önürnüzdekı yıl açılacagı bildınlci. Yap'ımı 1989 yılıncia amanılanan cezaevi bina^ının. bugüne kadar amacına uygun hizmet veremediğini belirten Beieciiye Başkanı Yaşar Burhan. beledıyenın yapt ğı ânkette. cezaevınin açılmas nın vatandaşlar tarafı ndan da benimscndiğinin anlaşıldğını kaydederek "Binanın. Bitlis'e büyük canlılık kazandıracağı inancıncayım" diye tonuştu Birdal-Çölaşan davası • ANKARA (AA)- Insan Hakları Derneği (İHD) Genel Başkanı Akın Birdal'ın. yazdığı köşe yazisı ile özel bir televizyon kanalında yaptığı konuşmada kişiiik haklarına hakaret ertıği gerekçesiy le Hürriyet üazetesi köşe yazan Emin Çölaşan ile gazete \e eazetenin sorumlu yazıişlen müdürü Hasan kılıç hakkında açtığı I milyar liralık tazminat davası başladı. Çölaşan da da\a dilekçesinde yer alan. "Yazdıklarında ıdeolojik entelektüel dennliğın zerresi bulunmayan" şeklindeki ifade ile kendisine hakaret edildiği gerekçei>ıyle 250 mılyon liralık karşı dava açtı. İranlı sığmmacılar • ANKARA (AA) - însan Hakları Derneği(lHD) Ankara Şubesı'nde 52 gündür ölüm orucunda bulunan İranlı sığmmacılar. eylemlerini açlık grevine dönüştürdü. Grevdekiler adına açıklama yapan İranlı bir sığınmacı. Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komıserliğı tarafından. 3. bir ülkeye gönderilmelerinin sağlanmaması durumunda. eylemlerinın süreceğini söyledi ler. Şuur kaybı bulunan iki sığınmacıya. kaldınldıkları hastanede müdahale yapıldığını kaydeden îranlı sığınmacı. tıbbi müdahaleyi kabul etmediklerini belirtti. Yeni Yüzyıl'a dava • ANKARA (AA) - TBMM TURBAN Araştırma Komisyonu Başkanı Halit Dumankaya. "Sakın soruşturma beni. yoksa ihbarederim seni" başlıklı haberde. kişiiik haklarına hakaret edildiği gerekçesiyle Yeni Yüzyıl gazetesi ile muhabir Nuri Kayış hakkında 2 milyar liralık rnanevi tazminat davası açtı. Dumankaya'nın avukatı Erden Arısoy tarafından hazırlanan dava dilekçesinde. söz konusu habenn tamamen serçekdışı olduöu ifade edildi. Mitinge engelleme • DhARB.AKIR (Cumhuriyet) - Demokratik Barış Hareketi'nin (DBH) Diyarbakır'da yapacağı "bölge mitingi" Olağanüsrü Hal Bölge Valıliği'nce gerekçe aösterilmeden iptal edildi. Partı yöneticileri mitingin engellenmesine tepkı cösterdiler. Ankara'ya sıkışmış. sağ ve sol partilerin. DBH'nin cesur tavrndan çıkarmaları gereken dersler olduğunu ûıreulayan DBH Genel Başkan YardımcısıCevat Korkmaz. "Bir yandan ülke bürünlüğünü hedef almış siüç'erin saldırısına üğrarken diğer yandan da Yarsntay Başsavcılığı'nın panımizi kapatma girişimi ve devlet yetkılilerinin engjllemeleri ile yüz yüze aelivoruz" dedı. TBMM'de görüşülen kara paranın aklanmasının önlenmesine ilişkin tasan yasalaştı Kara parauzlaşmasıANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-Türki- ye"y i uluslararası platformlarda sıkıntıya so- kan \e yoğun baskılarla karşılaşmasına ne- den olan kara paranın aklanmasının önlen- mesine ilişkin yasa tasansı. komisyonlarda makaslanmasının ardından \anlan uzlaşma sonucu TBMM Genel Kurulu"nda görüşü- lerek oybırlıği ile kabul edildi. TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda varılan uzlaşma sonunda. kara paranın ön- lenmesine ilişkin tasan dün TBMM Genel Kurulu'nda ele alındı. Tasan. genel kurulda herhangi bir engellemeyle karşılaşmadan hızla görüşülerek kabul edildi. CHP'li Atti- la Sa\, görüşmeler sırasında. "kara paranın ak paravı bastınr hale gelmesinin ciddi bir tehlike olduğunu" \urguladı. DSP Istanbul Milletvekili Zekeriya Temizel. hukuk siste- mindeki boşluğu \ urgularken "Türkiye,ka- ra paranın aklanmasım suç olarak kabul et- meyince uluslararası çalışmalarda dışlandı. Özellikle 1980 sonrasında kara para ka/an- manın artması, bu alandaki faaliyetlerin ni- teliğini genişletti, \asadışı faali>etieri genişlet- ti. De>let,yuıttaşlannın temel haklarını ko- ru>amazhalegeldi'* dedi. Temizel. uzlaşma metnine saygılı olacaklarını söşlerken ANAP Samsun Milletvekıli Biltekin Özde- mir de "kara para belasına karşı yasanın Vikmasının önemine" dikkat çektı. Kabul edilen yasada. kara paranın aklan- ması suç olarak tanımlanırken getirilen di- ğer bazı önemli düzenlemeler şöyle: - Maliu" Bakam'na bağlı olarak mali suç- ları araştırma kurulu başkanlığı oluştura- cak. Bu kurul. kara paranın aklanması su- çınla ilgili araştırmalar yapacak, savcılığa biJgi \erecek. - Kara para aklama suçu işleyenler. 2-5 yıl arasında hapis cezası \e aklanan kara para- nın bir katı ağır para cezası ile cezalandırı- lacak: nemalan da dahil olmak iizere karj parakapsamındaki malları. bunlarelegeçi- rilemezse de bunlara tekabiil eden mal\ar- lıklarına el konulacak. Kara paranın terör suçlarından veya terör suçlanna kaynak sağ- lamak amacıyİa işlenmesi halinde. hapis ce- zası 4 vıldan az olmayacak. - Kara paranın aklama suçlarının kovuş- turulmasında zamanaşımı siiresi 10 >ıl. Da- \a açtiması durumunda zamanaşımı kesile- cek. - Kara paranın aklanma.sına >önelik cid- di emarelerin bulunması durumunda, banka- lar\ebankadışı malı kurumlar ile diğerger- çek \ e tüzelkişiler nezdindeki kiralık kasa da dahıl olmak üzere hak v ealacaklannın don- durulmasına. diğer hak \ e alacaklar İİ2erin- de tedbırlerin konulmasına karar \erilebıle- cek. DSP Crup Baskanvekili Özkan 'Kara paranm aklanmasma olanak sağlanabilir' ANKLARA (Cumhuriyet Bürosu)-REFAHYOL hü- kümetinin kaynak paketın- de yer alan kıvmetli maden ve taşlar ile bunlardan ya- pılmışziyneteşyası stokla- nna bir seferlik af getiril- mesine ilişkin vasa tasan- sı. DSP'nin sert tepkisine yol açtı. DSP Grup Baş- kamekilı Hüsamettin Öz- kan. vasa ile aynmcı birtu- tum gözetildığıni \ urgula- yarak "\asadisifaali\etler- den haksı/ şekilde kazanı- lan kara paralann. aklana- bilmesine de olanak ha/ır- lanmasından endişe edil- mektedir" dedi. Özkan. düzenlediğı ba- sın toplantisinda. TBMM Plan ve Bütçe Komısvo- nu'ndan geçen kıymetli ta^ ve madenlerle ilgili af va- sa tasarısını değerlendirdı. Özkan. stoklannı bildiren- lerin külçe altın için yüzde 6. diğer kıymetli maden ve taşlar için de yüzde 7 ora- nında vergı ödemesinin öngörüldüğünü vurgula\a- rak "L'zun yıllardan beri yüzde 50'lerin ü/erinde seyrfden enflasyon, iilke- mizdeki riim işletmeleri s- tok değerlendirmesi konu- sunda ciddi sorunlarta kar- şı karşıva getirmiştir. Bu durumda \apılnıası gere- ken şe>. tüm işletmelerde enflasvon muhasebesinin uygulanmasına hukuki ze- min ha/ırlamaktır" dedi. Stokbulundurmazorunlu- lukları nedenivle enflas- yondan maSdurolan vergı yükümlüleri arasında stok cinsine göre aynmcılık yapmanın hakkanivet ilke- sivle bağdaşmadığını \ur- gulavan Özkan. şunları sövledi. "Bu affa mazhar görii- len mükelleflerin nıağduri- vetine neden olan hükiim- İerde bir değişiklik >apıl- mamıştır. Kaldı ki, gelecek yıl yüzde 80 olması bekle- nen enflasyon, a>nı soru- nun yeniden yaşanma>a başlamasına neden olacak- tır. DSP, ayrımcı düzenle- melerin her zaman karş'- sında olmuştur. O nedenle enflasyon, komşusunun ra- fındaki malları rüketirken kendi \itrinine geçici ola- rak a>nalı kepenk yapılma- sı. düriist kuv umcu esnafı- nı da rencide edeceJtfhV ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART Mesut \ ümaz. elindeki belgeleri halka acıklamak yerine Denıirere \ermeyi tercih etti. CHP Cenel Başkanı Deniz Baykal 'RP iktidar ağırlığmı taşıyamaz halde' ANK.ARA (Cumhuri>et Bürosu)- CHP Genel Baş- kanı Deniz Baykal. RP'nin kımlıkbunalımı vaşadığını, bu krızın de bazı mılietve- killerınin ve beledive baş- kanlarının ağzmdan tepki olarak kanıuovuna vansıdı- ğını belırterek. "İktidar RP"\e bol geldi. İktidann ağırlığmı taşı>amazhalegel- miştir"dedi. Başbakan Necmettin Er- bakan'ın. Anıtkabır'deki anma törenine katılan vurt- taşlann fazlahğı karşısında şaşkınlığa düştüğünü ka>- deden Baykal. "Erbakan bunu içine sindirmeli. çünkü bu > ıl 1 ıniKon geldi, gelecek yıJ 2 mihon gelecek" dedı. Bavkal. dün partisinin grup toplantısında. de\let- mafya ilışkileri ile ilgili Meclis araştırma önergesi- nin kabul edilmesini değer- lendirirken RP'nin "anti-la- ik" «irişimlerini de eleştir- di. Araştırma önergesınin sonuçlarından umutlu ol- madığını. DYP'nin vanı sı- ra RP'nin de bu olaylann örtbas edılmesine katkı sağ- lavacagının üörüldügünü belirten Bavkal. bu görüş- melerın, olav ın kamuoş una >ansımasıaçısındanolumlu bir gelişme olduğunu kay- dettı. RP'de vaşanan kımlık krizı nedenivle Erbakan'm sıkıntılı \e gelişmelerden rahatsiz olduğunu kav deden Bavkal. "Başbakan. cum- huriyetin temel değerlerine sahip çıkıvormuş gibi gö- zükme ihri\acı içine gimor. Ancak taban bu görüntü- den rahatsizolu>or. Bu kim- lik krizi de beledive başkan- lannın. bazı miiletvekilleri- nin ağzından \ansı>or" de- dı "Erbakan şaşırdf Erbakan \e RP'lilerin Anıtkabır'deki anma tören- lerinın coşkusu \e kalaba- lıkiığı karşısında şaşkınlığa düştüğünü \ e Adalet Baka- nı Şevket Kazan'a bu olayı soruşturması talımatı veril- diğinı ıleri süren Bavkal. "Burada Adalet Baka- nı'nın. İçişleri Bakanı'nın görev lerini de üstlendiği gö- rülü)or. Başbakan. İçişleri Bakam'na sözünü geçiremi- yor mu?" diye konuştu. Recep Özcan, 10 ay 25 gün hapse mahkûm edildi Ciller'in bürokratma ceza • Çiller'in eski a\ukatı ve eski Başbakanlık Müsteşar Yardımcısı Recep Özcan'ın Mercedes kaçakçılığı suçundan 10 yıla kadar hapis istemiyle yargılandığı dava sürüyor. Özcan'ın suç ortağı olduğu savlanan Necmi Mutlu Otman hakkında gıyabi tutuklama kararı çıkarıldı. ANKARA (Cumhurhet Bürosu) - DYP Genel Başkanı. Dışışlerı Baka- nı ve Başbakan Yardımcısı TansuÇil- ler tarafından Başbakanlık Müsteşar Yardımcılığı'na getirilen Recep Oz- can. "görevini kötüye kullandığı" ge- rekçesiyle 10 ay 25 gün hapis cezası- na çarptırıldı. Çiller'in eski avukatı olan Recep Özcan hakkında Merce- des kaçakçılığı suçlamasıyla Ankara 1. Ağır Ceza Mahkeme.si'nde açılan dava ise sürüyor. Ankara 7. Ağır Ceza Mahkeme- si'nde önceki gün yapılan duruşmada 6 aydan 1 yıla kadar hapis istemiyle vargılanan Recep Özcan için. lOav 25 gün hapis cezası verildi. Mahkeme. Özcan'ın cezasını paraya çev irerek er- teledi. Ağır ceza mahkemesi kararının Yargıtay tarafından onanması duru- munda Recep Özcanın Başbakanlık Müsteşar Yardımcılığı görev inden ay- rılması gerektiği bildirildi. Çiller'in eski avukatı da olan Recep Özcan. ayrıca Ankara I. Ağır Ceza Mahkemesi'nde Mercedes kaçakçılı- ğı gerekçesivle 1 Oyıla kadar hapis is- temivle vargılanıyor. Aynı mahkeme. buııdan birhafta önce aynı suçtan yar- gılanan Ankara'nm tanınmış galeri- cılerinden SebahattinÖzkan'a 110yıl hapis cezası vermış. daha sonra bu ce- zayı 36 yıla indırmişti. Ankara I. Ağır Ceza Mahkemesi. Recep Özcan ın suç ortağı olduğu ge- rekçesiyle Necmi Mutlu Otman hak- kında gıvabi tutuklama kararı vermiş- ti. Mahkeme. eski Gümrük Başmüfet- tişi Otman'a. duruşmalara katılmasi için defalarca davetiye çıkarmış. an- cak olumlu bir sonuç alamamıştı. Öz- can ise mahkemeve sunduğu mazeret dilekçesinde "by-pass" ameliyatı ol- duğunu belirterek duruşmalara katıla- mavacağını bıldırmışti. .Mercedes işyerinde bulunmuştu Ankara Cumhurivet Savcısı Meh- met Mazı tarafından hazırlanan iddi- anamede. sanıklar hakkında. 1918 sa- vılı Kaçakçılığın Men ve Takibine Dair N asa"nın 27 2-4. maddesine gö- re 10 yıla kadar hapis cezası istendi. Özcan. mahkemede yaptığı savunma- da. suçsuz olduğunu kaydederek be- raatini istemişti. Ankara Cumhurivet Savcısı Meh- met Mazı tarafından 23 Haziran 1994 tarihınde hazırlanan iddianamede. Özcanla ilgili bölümde şöyle denildi: "Olav tarihinde. daha önce hakkın- da dava açılan Şaban Karaduman ta- rafından \urda sokulan HN-V'P-60 piakalı Mercedes marka aracın, sanık Recep Özcan'a teslim edildiği. aracın sanıkta bulunduğu sırada sahte ola- rak gümrük işlemlerinin yapılıp sah- te plaka takıldığı, bu şekilde aracın ka- çak eşya haline dönüştüğü. sanığın ve- kâletnamegereği \ekil olarak aracı bu- lundurduğu sa\ ı mev cut ise de avukat olarak herhangi bir görev üstlenmedi- ği anlaşılmakta. haklannda daha ön- cedava açılan sanıklaria birlikte kaçak olarak elinde bulunan aracın > asallaş- tınlmasım teminen sahte işlemleri bir- likte yapfıkları e\ rak kapsamı. diğer sanıkların bevanı gibi delilleıie anlaşıl- maktadır. 1918 sayılı yasanın 27/2-4 maddesi gereğince cezalandınlmalan talep olunur." Müvekkiline ait paravı bir süre ban- kada tutarak avukatlık mesleğine ay- kın da\ ranmakla suçlanan Özcan. bir süre önce Ankara Barosu'ndan üç ay uzaklaştırılma cezası almıştı. Özcan. ANAP Genel Başkanı Mesut Yıl- maz'ın başbakanlığı döneminde Baş- bakan Yardımcılığı yapan NahitMen- teşe tarafından önce Başbakanlık Mü- şaviri yapılmış \e Yılmaz'ın ilkyurt- dışı gezisı sırasında da müsteşar yar- dımcılığına getirilmişti. IRMIKI AYDIN ENGİN e - mail: engin (<ı planet.com.tr Yeni Yüzyıl'da Ali Kırca'nın dünkü yazısının başlığı böyley- di veyazı, "... Buyazıkapsam- lı bir 'silahlara veda' çağrısı de- ğil, kapsamlı bir tartışma açıl- ması çağrısıdır. Toplumca 'korkulara veda' etmenin, bu tartışmayı başlatmaktan geçti- ğine ınanıyorum" diye bitiyor- du. Ben de öyle. Ben de şu top- luca silahlanma çılgınlığını tar- tışmak için geç bile kalındığını düşünüyorum, (Yeri gelmişken birparantez: Mesleğimizde. meslektaşların çağrıları çoğu kez suskunluk, görmezlikten gelme duvarları- na çarpar. Bir başka gazetede ya da televizyonda bir arkada- şımızın el emeği, göz nuru dö- küp yazdığı bir yazının. bulup çıkardığı bir haberin bile "Bir gazetede yer alan bir haber- de. .."yada "Birtelevizyonka- nalının açıkladığı..." gibi pa- rantezlere hapsedildiği. gaze- 'Silahlara Veda' tenin ve gazetecinin adlarının anılmasından çaktırmadan ka- çınıldığı kötü bir gelenek sürüp giderken tutup çağrılara katıi- mak pek afışılmış değil. Olsun. "Bundan sonra alışıl- sın... "deyip parantezi kapata- lım ve işimize bakalım...) Niye silahlanır kişi? En masum yanıt: Kendini korumak için? Peki neyle korumak? Silah- la. Birzorbalık aygıtı ile. Zor kullanımının bir gelenek ve gitgide kural olduğu bir ül- kede bunu anlamak mümkün. Ama "Böyle bir ülke, nasıl bir ülkedir" diye sormamak müm- kün değil. Kendi soruma kendim yanıt aradım. Bir sürü yanıt ürettim: Geri bir ülkedir, hukukun ege- men olamadığı bir ülkedir. de- mokrasisi gelişmemış bir ülke- dir... Sonunda "Berbat bir ül- kedır"de karar kıldım. Berbatlığı. silahlanma kolay- lığından öncelikle ve hatta sa- dece mafya çetelerinın. karan- lık ilişkilerin pisliğine batmış karanlık adamların yararlan- masın.da aramak doğru değil. Hatta bu doğal. Sılahsız çek- senet mafyası olur mu? Adam- cağızlar senet tahsiline su ta- bancası ile gidecek değiller ya! Onca tehdide rağmen parayı ödemeyeni dizinden su sıka- rak vuracak değiller ya! "Baş- kalannın ihaleye katılmaması- nı sağlama" ihalesi aldıkları bir işte, her şeye rağmen katılma- ya kalkışanları silahsız nasıl caydırabilirsiniz ki? Silahsız te- tikçı nerede görüimüş? Ha adamcağızın silahını almışsı- nız, ha adamcağızı meslekten men edip açlığa mahkûm et- mişsiniz... Yani sorun karanlık birtakım adamların silanlanması değil. Onlar şu ya da bu yolla silah- lanırlar nasıl olsa. Sorun çek- senet mafyasının, ihale mafya- sının. resmi, yarı resmi ve gay- ri resmi çetelerin kendilerine geniş bir yaşam alanı bulmala- rında. Sorun yurttaşların ken- dilerini korumak için silajiı bir araç olarak görmekten nasıl çı- kacaklarında. Silahın bir gelenek, sorunla- rın çözümünün silaha dayan- masının bir marifet sayıldığı bir toplumdayız. "At. avrat, silah" teriminden bugüne kadar sa- dece "at" önemini yitirdi. Bu- nu, sanayileşmede alınan yola borçluyuz. Bir yerden bir yere atla gitmek anlamsızlaşınca te- rimden "af'ın düşmesi de do- ğaldı. Ama "avrat ve silah" hâ- lâ yerlerini koruyorlar. Kadını "avrat" olarak gören kafa, at yerine arabaya atlıyor ve hâlâ silaha tapıyor. Niye silaha tapar kişı? "Hak'kı niye namiunun ucun- da arar? Geldik mi hukuk kavramma? Geldik mi hukuk cevletine?.. Adalet terazisinn kimi kez yanlış, hemen her zaman ağır ve hantal tarttığı, hukuk devle- tinin bizzat devlei tarafından pervasızca çiğnendıği bir ülke- de silaha sarılma, zora tapma alışkanlıklannın süregelmesin- de şaşılacak bir yan olmasa gerek. Istesek de istemesek de Ali Kırca arkadaşımızın tartışma çağrısı, demokrasi ve hukuk devleti tartışmasına götürecek bizi. Silahlara veda etmek için demokrasiye, hukuk devletine "merhaba" demekten öte çıkarımız yok. POLTIİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Dağkırlangıçları... Bir çocuk göğün gölgesinde rengârenk uçurt- masını özgürce nasıl salarsa maviliğe, şair de di- zelerinde, yazılarında öylesine özgiir olmalıdır... Şairler, bu ülkenin aydınlığaaçılan penceresidir... Sırılsıklam yağmur durakları, o bitmeyen sevda- lar, 'avarey///ar/n'hüzünçıkmazlarına değil, 'avun- tudan uzak' kavganın. mücadelenin yoğunlaştığı bulvarlara kuruludur... Şairler merttir, şairler yüreklidir... Yasemin kokulu bir günah, yaban güvercini gi- bi bir aşk, vişnelere bulaşıp kan kırmızı olsa bile için- de mutlaka beyaz vardır... Şairler dürüsttür, şairler insandır... Şairler dağkırlangıçları gibi ödün vermez... Nahit Ulvi Akgün. O bir şairdi, o bir öğretmendi... Acaba Nahit Ağabey'i genç kuşaklar tanır mı? O önceki gün bir İyonya sabahında gözlerini yaşama kapadı... Karanlıkta bir ağaç gibi gerçek düşün güneşle büyüyen yaratıcısıydı Nahit Uivi Akgün... Hüznün, sevincin, sevdanın, yaşamın umutsuz- luğu ıçinde bugünlere gelmişti... Kemeraltı'nda, Eşrefpaşa'da, Güzelyalı'da, Kar- şıyaka'da coşkunun ırmak olup çoğaldığı mekân- larda vardı o... Nahit Ulvi Akgün'ü önceki gün yitirdik... Geride şiirleri kaldı bize miras olarak... "Bir pencere açıldı kitabımın sayfasında El sallayarak sen göründün, Satırlar takım takım evinin önünde Ne güzei bu küçük askerler. Fakat kayboluyorsun pencereden Şimdi ağlıyor bütün harfler. Sonra birden belinyorsun Elinde nakışlı mendilin, gülümsüyorsun Ve başlıyorsun konuşmağa Sesin ağlamaklı, Sesin yumuşak, Anlattıklarma karışıyor kitabın anlattıklan" • • • Şairler merttir, yüreklidir... Şairler insandır, sevdalıdır... Yılmaz Odabaşı ölmedi, yaşıyor... Ve bir mektupla çıkageliyor karşıma... Yılmaz bakın ne diyor: "Halen dört ayrı iddianame ile değişik mahke- melerde düşünce suçu kapsamındaki TCK 159/1., TCK 312. ve 3713 sayılı TMY'nin 8/1. maddesi uyannca yargılanıyorum ve 159/1. maddeden Is- tanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen yar- gılanmam sonuçlanma safhasındadır. Ekte, 19 kasım sabahı Ankara 1 no'lu DGM'de yapılacak olan duruşmama ilişkin DGMsavcıhğı ta- rafından hazırlanan iddianamenin nüshasını bilgi- nize sunuyorum. Bu yargılanma, geçtiğimiz ay (Ekim 1996) toplatılan 'Düş ve Yaşam' adlı, seçil- miş gazete yazılarımdan oluşan kitabım hakkında- dır. Bileceğiniz gibi son oiarak 312. madcte uyantı-' ca Istanbul 2 no'lu DGM'nin bir şiir kitabım hak- kında verdiği ve Yargıtay 'ca onanan 10 ay hapis ce- zasını Ankara Merkez ve Haymana kapalı cezaev- lerinde yatmış, Nisan 1995 tarihinde şartlı tahliye edilmiştim. Şimdi de yakın tarihte cezaevine -üstelik ciddi sağlık sorunlanmla- girmek üzereyim ve bir an- lamda da savunmasızım... Türkiye'de ille de ceza- evine girmeyen düşünce suçlusu ile gereği gibi da- yanışma ömeklerine rastlayamıyoruz. Cezaevi sü- recinde ise ilenmekle yetiniyoruz... Ben 12 Eylül'den bugüne yazdıklanm ve oku- duklanmdan dolayı artıkyargılanmaktan bıkmış bir adam olarak 'yargılamaya' (duruşmalarda yargıla- maya) karar vermiş bulunuyorum. 'Düşünce suç- lusuyum' gibi bir sıfatı almayı reddediyor, düşün- cenin suç olamayacağı yargısını yineliyorum. 19 kasım sabahı 10.00'da Ankara 1 no'lu DGM'de yapılacak duruşmama bütün aydınlan, kurumları, yazar ve gazeteci örgütlerinin üye ve yöneticilerini, hukukçuları davet ediyor; düşünce- nin onurunu ve halen cezaevinde bulunan dostla- nmız Işık Yurtçu ve Ismail Beşikçi'ten de birlikte savunalım diyorum. Saygılarımla ve dayanışma dileklehmle..." • • • Nahit Ulvi Akgün öldü, Yılmaz Odabaşı ise ya- şıyor... Ülkemizde şairlerin ölmesi kolay, yaşaması zor... Kimileri Sıvas Madımak Oteli nde yakılarak yok edildi, kimileri hapishanelerde çürütülerek yok edil- mek isteniyor... Oysa şairler bir ülkenin aydınlık penceresidir, şa- irler sevdanın bahçesinde açan sevinç ve hüzün çiçekleridir... Bakın, Yılmaz sevinç savrulmuş bir öyküyü na- sıl anlatıyor: "gece eksilebilir, eksilmez tanıdık yüzüne susuzluğum doğrul sorgusuz, korkusuz gözlerinle konuş gei ben gözlerini tanınm senin bu gece oturup seni özledim ay doğruldu su duruldu örttün mü perdesini penceremizin?" Internet: http: // www.planet.com.tr/Xn E mail: Hikmet .Cetinkaya (a Planet.com. TR Toplantıyı Demirel açacak İSEDAK toplanıyor İstanbul Haber Servisi - Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel. Istanbul'da 12. Is- lam Konferansı Örgütü Eko- nomik ve Tican İşbirliği Da- imı Komitesı (tSEDAK) toplantısı ıleDünyaDiyabet Günü açılıs. törenlerine katı- lacak. Cumhurbaşkanlığı Basın Merkezi'nden yapılan açık- lamaya göre Süleyman De- mirel. bugünbaşlayıp 15ka- sımda sona erecek 12. İSE- DAK toplantısının açılışın- da bir konuşma yapacak. İSEDAK Bakaniar Top- lantısı'nın komite başkanlı- ğını y ürüten Cumhurbaşka- nı Demirel, aynı toplantının kapanışını da gerçekleştire- cek. Demirel. 1984 yılmda Kazablanka'da yapılan 4. Is- lam Zirvesi'nde Türkiye'ye geçen başkanlık görevini, Cumhurbaşkanlığı'na seçil- diği günden bu y ana sürdü- rüyor. Demirel. bugün gerçek- leştirilecek Dünya Diyabet Günüaçılıştörenindedeha- zırbulunacak. Diyabet Haf- tası nedenivle düzenlenen etkinliklerde. küçük yaşta diyabetik olan çocuklar \e rahatsızlığı ileri yaştaortaya çıkan şeker hastalannın dıı- rumlannın ele alınacağı bil- dirilivor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle