28 Nisan 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1KASIM1996CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Basörtüsii 'Erbakan yapay sorun yaratiyor' • ANAP lideri Yılmaz. bazı kurumlarda türban kullanılması gerektiğine dikkat çekti, türbanı seçim malzemesi olarak kullanan Başbakan Erbakan'ı eleştirdi. 6l R D I R (Cumhuriyet) - ANAP Genel Başkanı .Mesut Vılmaz. -*hijyenik" nedenler başta olmak üzere. bazı kurumlarda başörtü uygulamasının gerekli olduğunu foelırterek. seçım mitinglerinde rürbanı inalzeme olarak kullanan Bajbakan Necmettin Erbakan'ı ~suni tartışma jaratmakla" suçladı. Vılmaz, karayoluyla lıacca izın verileceğini açıklayan Erbakan"a. **Suudiler nezdinde sağıriığı varsa,hac lcontenjanını kaldırtsm" yanıtını verdi. Karayoluyla hac .ANAP Genel Başkanı Vılmaz. 3 kasımda yerel ara seçim yapılacak olan TBurdur'un Bucak nde halka hitaptan gazetecılerin %orulannı yanıtladı. •Yılmaz. karayoluyla haeca gıdilmesine izin venleceğıni açıkla>an Başbakan Erbakan "a, Suudi Arabistan'ın uyguladıgı hac kontenjanını anımsattı. Suudı Arabistan'ın tüm •Islam ülkelerineolduğu gibi Türkiye've de kota koyduğunu ve 60 binin ü-zenndeki hacıyı kabul &tmedığini kaydeden Yılmaz. "Erbakan'ın Suudiler nezdinde ağıriığı varsa bu hac kontenjanını kaldırtsın" ttedi. ANAP lideri. Başbakan •Erbakan'ın türban yasağının kaldınlacagına ilişkın sözlerini değerlendirirken de. bu konunun yapay olarak aündeme getiriJdif ini söyledi. ANAP döneminde yapılan düzenlemelerle başörtüsü tartışmasının gündemden kalktığını savunan Yılmaz. " Bugün sadece tıp fakültelerinde bu konunun gündeme gelmesi, geçmişten bugüne mesafe aldığımızı göstermektedir. Bazı kurumlarda, hijyenik ve başka nedenlerle özel düzenlemeler yapılması dogrudur. Buna herkesin saygı göstermesi gerekir. İnsan sağlığı her şe> den önenılidir. Oin de bunu göyler"dedı. RP: İnanç özgüriüğü için gerekli RPlı De\ let Bakanı Lütfii Esengün de. yurttaşların hiç gidememektense. karayoluyla hacca jlaşmalannın daha doğru fclduğunu savundu. Esengün. dün parlamentoda düzenlediği basın toplantısında, türban yasağının kaldırılması. karayoluyla hac izni ve kurban derilerinin istenen kuruma verilmesi konulannda yasal düzenlemelerin en kısa sürede yapılacağını söyledi. Esengün. bu jconuda DYP ıle eörüşbirliği olup olmadığı yönündeki bir soruya. -Bunu başbakana sormanız gerekir, gerekli çalışmalar vapılıyor" yanıtını vermekle yetindi. Esengün bır gazetecinin, karayoluyla haccın. yaşamsal riski olup olmayacağına ilişkin bir sorusuna. - Hiç hacca gitmemek, karayoluyla gitmekten daha risklidir" yanıtını verdi. Esengün bu riski, "inanç özgüriüğünün tehlikeye gjrmesi"* diye açıklarken. "Bu risk, însanların yaşama hakkından daha mı onemli?" sorusuna, .-Gerekli önlemler alınır" karşılığını vermekle vetindi. Sııriye'ye hac 'pastası'• Hac ziyaretlerinin, Erbakan'ın açıkladığı gibi karayoluyla da yapılması en çok Suriye'nin işine yarayacak. Cilvegözü Sınır Kapısf ndan Suriye'ye girecek olan hacı adaylan, PKK"yi desteklediği bilinen bu ülkeye gelir kaynağı yaratacak. Hacı adaylan, isterlerse Kuzey Irak'tan gidebilecekler. •Yaklaşık 15 trilyon liralık hac pastasından pay kapmak amacıyla arkalanna şeriatçı basını da alarak 6 ay öncesinden konuyu gündeme getiren hac lobisi, iktidar ortaklan arasında da gerginliğe neden oldu. Başbakan Erbakan'ın hac gezisinin karayoluyla da yapılacağını açıklaması Başbakan Yardımcısı Çiller'i kızdırdı. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- Başba- kan Necmettin Erbakan m. yaklaşık 15 tril- yon liralık hac pastasından pay kapma yarı- şına giren çıkar gruplarının da baskısı sonu- cu hac gezisi için karayolunun serbest bıra- kılacağını açıkiaması PKK'ye destek verdı- gi bilinen Suriye'nin işmevarayacak. Dev- let Bakanı NevzatErcanileDıyanet İşleri Baş- kanı Mehmet Nuri Yılmaz Türkiye've tanı- nan yaklaşık 63 bın kışilik kotanın arttınl- ması için 3 kasımda Suudı Arabistan'a gıde- cekler. Emnıyet birimlennın karşı çıktığı ka- rayoluvla hac gezisi için vasa ve yönetmelik değişikliginin yanı sıra bir de kararnameve gereksinim olduğuna dikkat çekildi. Hac gezilerinin ha\ayolunun yanı sıra ka- rayoluyla da yapılması gerektiğini savunan şeriatçı çevrelenn bu tutumu. PKK'ye des- tek veren Suriye ve iç karışıklık içinde bu- lunan Irak'ın durumu nedeniv le kuşkulu bu- lunuyor. Konuyla ilgıli çe\re!er. havayohıy- la hacca gitmenin daha ucuz olduğunu dile getirirken. "Hac gezisinin denizvoluvla da yapılabileceğini göz ardı edivorlar. Sevahat özgürtüğii diverek sadece karayolunu iste- \enlerin. çıkariannın peşinde koşan art niyet- İi kişiler olduğu buradan belli" görüşünü sa- vundular. Bakanlar devre dışı 1997 yılı Mart ayı ortalannda başlayacak olan hac gezilen için geçen ekım avı başla- rından itibaren başlav an çıkar kav gası hükü- mete de bula^tı. Bazı çıkar gruplarının des- teğini alan şeriatçı basın tarafından sürekli gündeme getiriîen hac gezisi için Başbakan Necmettin Erbakan ile Başbakan Yardımcı- sı \e Dişişlerı Bakanı Tansu Çüler'in soru- nu aralarında görüşerek çöznıe karan aldık- ları öğrenildi. Alınan bilgiye göre. Erbakan ve Çiîler. Diyanet işlerinden sorumlu Dev- let Bakanı Nevzat Ercan ile Turiznı Bakanı Bahattin Yücel'm hac gezisi konusunda de\ - re dişi bırakılmasını kararlaştırdılar Erba- kan'ın. buna karşın. kesin karannı öğrenme- den önceki gün Amasya'da hac gezisinin ka- rayoluv la da v apılacağını açıklamasınm Çil- ler'i sinirleııdirdiğı öğrenildi. Erbakan'ın bu acelecı tav ırla. son günlerde dını söv lemi ön plana çıkaran Çiller'e. hac gezİM gibi RP ta- banmınduvarlı olduğu birkonuda ınısıyatit" bırakmamayı amaçladığı belırtildi. Erbakan'm hac gezisinin karavoluyla da \apılacağını açıklaması. ivi değerlendiril- meden alınmiş. gerçekleşdrılmesi güç bir kararolarak nitelendırildi. Erbakan'ınbuka- rannı uvgulamasi için 30 Mart 1984 tarihin- de vavımlanan Hac Yönetmeliöı'nin vanı sı- ra İ979 tarıhlı 7-17439 savılı Bakanlar Ku- rufu karannı da değiştirnıesı gerekiyor. Er- bakan. bu ıki değişikliğın dışında. hac gezi- si vapacak ^ırketlerin durumlarını düzenle- sen I6l8savılı "SevahatAcenteleriveSe>a- hat Acenteleri Birliği Kanunu"nu da değış- tinnek zorunda. Konuvla ilgıli çevreler. Erbakan'ın bütün değişiklikleri gerçekleştirmesinin de çıkar gruplarını tatmin etmeveceğini belirttiler. Şeriatçı basınla birlikte hareket eden bu gru- bun asıl amacı için.u Eskiden imanı bilmem kim, 70-80 kişiyi alır, derme çatma bir oto- büsle hac gezisi düzenlerdi. \bl bovunca pro- paganda vapılır. hacılara RP vemini ettirilir, iktidarsözü filan vcrdirilirdi. Şimdi de anıaç- lan bu" sa\ ı dile getirildi. Karayolunun serbest bırakılması durumun- da. Cilvegözü Sınır Kapısf ndan Sunve'yegi- recek olan Türk hacı adaylan, Ürdün üze- rinden Suudi Arabistan'a ulaşacaklar. Irak üze- rinden hacca gitmek isteyen hacı adaylannın yolu ise engeîlerle dolu. Suriye güzargâhını izieven hacılar. PKK'ye verdiği destek gü- venİık makamlarınca ortaya çıkarılan bu ül- keve gelir yaraiacak. Emniyet birimleri. PKK'nin hacı adayla- nndanharaçalıppropagandavapabileceğini göz önünde bulundurarak Irak ve Suriye güzergâhlanna olumsuz bakıyorlar. Trilyonlar dinci vakıflara akacak Refah, kurban derisinden devlete akan trilyonluk kaynağı dinci çevrelere akîarma peşinde • Erbakan, kurban derisinden Türk Hava Kurumu, Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu. Diyanet İşleri Başkanlığı, Kızılay, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı'na sağlanan trilyonlarca liralık kaynağı, dini vakıf ve kuruluşlara yönlendirmeyi amaçlıyor. ANKARA (Cumhurivet Bürosu) - Kurban derisi tartışmaları. Başbakan Necmettin Erbakan'ın "Devlet zorbalığıv la kurban derisi toplanmayacak" biçımındekı açıklamaları nedeniv leerken başladı. Erbakan. dev letin birçok kurumuna ek kaynak sağlayan Türk Hava Kurumu'nu (THK) deri toplanıa ışinde devre dışı bırakarak dinı vakıt ve kuruluşlara çıkar sağlamayı hedetlivor. DYP Genel Başkan Yardımcısı Havri Kozakçıoglu. Erbakan'ın açıklamalarını. "Her konu ü\le kolavca olma/, Söylemek. vapmak demek değiJdir" sözlerivle eleştirdi. Başbakan Necmettin Erbakan'ın. 3 kasımda ara verel seçım vapılacak olan Amasya'nın Avdınca beldesinde yaptığı konuşmada. "Devletin zorbalığıv la kurban derisi toplanmavacak" sözlenyle partısıııin tutucu tabanına verdiği mesajlar. kurban derisi lartı^malarını erken başlartı. Erbakan. açıklamalarıyla trilyonluk birpazar ANAP lideri Yılmaz. ANAP'ın RP'ye katılacağını savunan Başbakan Erbakan için 'kendisini darı ambannda gören aç tavuk' benzetmesi yaptı. Erbakan ve Çiller'in, ANAP'a son zamanlarda gösterdiği aşın ilgjyi kendi zaaflannı örtme çabası olarak değerlendiren Yılmaz, "Her kovun kendi bacağından asılır. Her lider, kendi partisijle ilgilensin" dedi. Yılmaz, Başbakan'ın kendisini dan ambarında sandığını söyledi Erbakan'ı 'aç tavuğa9 benzetti DÜRDAMEKOCAOĞLl BUCAK - ANAP Genel Başka- nı Mesut Yılmaz. ANAP'ın RP'ye katılacağını savunan Başbakan Er- bakan için "kendisinidan ambarın- da gören aç tavuk" benzetmesi yap- tı. Erbakan ve Çiller'in. ANAP'a son zamanlarda gösterdiği aşın iJgiyi kendi zaaflannı örtme çabası ola- rak değerlendiren Yılmaz. "Her koyun kendi bacağından asılır. Her lider, kendi partisiyle ilgilensin" de- di. Yılmaz. Türkiye'nin yeniden yay- gın terörün tehdidi altında olduğu- nu. 1980 öncesine gen dönüş be- lirtilerinin yaşandığını vurgular- ken, terörle mücadelede başan sağ- lanmadan diğer sorunlann çözüle- meveceğini v urguladı. Mesut Yılmaz'ın. 3 kasımda va- pılacak verel ara seçimler nedeniv, - le çıktığı yurt gezisinin dünkü du- rağı Burdur'un Bucak ilçesi oldu. Geceyi Ispartadageçirdikten son- ra ANAP Isparla Îİ Başkanlığı bi- nasını hızmete açan Yılmaz. Bu- cak"ta halka hitap etti. Kurulu olan pazaryerinde vatandaşla tokalaşan Yılmaz. "KutsaJdeğerleruzerinem avcılığı vapan hükümeteartık yeter demeniz lazun" dedi. Her seçimin önemli olduğunu kaydeden Yıl- maz. bu seçimlerde de yine kaza- nanın da kaybedenin de vatandaş olacağını söyledi. Yılmaz. bu nedenle yurrtaşlann kendi bölgelerine ve tüm Türki- ye've verecekleri mesajı dikkate alarak oy kullanmalarını ısterken. "Eğer iktidarortaklanndan biri bu seçimi kazanırsa.sizin sırtmızdan do- nüp "Miller bıze destek ıcrdı" di- verek caka satacak. Bu nedenle bu sandıktan bütün Türkive've mesaj göndereceksiniz" dedi. \ ılnıaz. gazetecilenn sorularını vanıtlarken de Genelkurmav Baş- kanı Orgeneral İsınail Hakkı Kara- da>ı'nın. "Busorunu3a\dabitiri- riz. ama demokrasi ve insan hakla- rının üstünlüğüne özen gösteriyo- ruz" sözlen ıçın. "Türkive.demok- ratik hukuk dev letiyse terörle mü- cadele de hukuk devleti kurallan içinde ve meşru araçlaıia yapılma- lıdır. Bu nedenle Genelkurmav Baş- kanı'nın ifadesi dogrudur. Zaten kimse de Türk ordusunun vetersiz olduğunu söv lenmor" degerlendir- mesini vaptı. DSP \e D\P'deki dürüstmillet- vekillenyle hükümct kuracakları- na ilişkin sözlerinin vanlişanlaşıl- dığıııı kaydeden \'ılmaz. şöv le de- vametti: "Ben "TBMM'de iktidar alterna- tifı ınevcuttur' divorum. En man- tıklı olanı da RP'li hükümetten ra- hatsızolan.Çiller hakkındaki soruş- turmalann üsrünün örtülmesinden rahatsızolan D\ P'deki dürüst mil- let^ekilleri. DSP ve diğer partilerle işbirliği vaparak çok daha ilkeii ve dürüst hükümet kurmaktır. DSP'nin adını kullanmamın nede- ni de Sav ın Ecev it'in bö> le bir olu- şuma hazırolduğunu sö> lemesidir." oluşturması nedeniyle deri toplanmasının serbest bırakılmasını isteyen dini vakıf ve kuruluşlara yeşil ışık vaktı. Erbakan'ın. Türk Hava Kurumu aracılığıyla. Diyanet tşleri Başkanlığı. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu (SHÇEK). Sosya) Yardımlaşma ve Dayanışma V'akfı ve Kızılay'a sağlanan trilvonlarca liralık kaynağı. RP'nın gençlik örgütü olarak nitelendirilen Milli Gençlik Yakfı'nın da aralarında bulunduğu dini kuruluşlara yönlendirmeyi amaçladığı kaydedildi. Erbakan'ın açıklamalanna, koalisyonun DYP kanadından ilk tepki, genel başkan vardımcısı Hayri Kozakçıoğlu'ndan geldi. Kozakçıoğlu. gazetecilenn soruları üzerine. "Her konu öyle kolayca olma/. Söylemek, vapmak demek -değüdir" dedi-.- Trüyonlar dönüyor Geçen kurban ba>ramında THK'nin >aklaşık 1 mil>on, yasaya aykın olmasına karşın özel kişi ve vakıflann da 500 bin dolavında deri topladığı belirtilirken, yaklaşık 5 trilyon liralık gelir elde edildiği bildırildi. 2860 savılı Yardım Toplama Yasası ujannca, fitre-zekât v e kurban derisi toplama vetkisi Türk Hava Kurumu'nun ehnde bulunuyor. THK'nin bu yardımlardan elde ettiği gelirin vlizde 15'i Kızılay'a. vüzde I5'i SHÇEK'e. yüzde 15'i Diyanet İşleri Başkanlığı'na ve yüzde 25'i de Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı'na aktanlıyor. Dini vakıf ve kuruluşlann baskısı sonucu. 1986 yılında TurgutÖzal'ın başbakanlığı döneminde kurban derisi toplama vetkisi THK'den alınarak sosyal yardımlaşma ve davanışma vakıflanna devredildi. A>nı >etki, 1992 yılında DYP-SHP koalisyon hükümeti döneminde yeniden THK'veverildi. IRMIKIAYDIN ENGİN e-mail: [email protected] Yıllık izinden bir bölümünü kullanmak filan bahane. Ben bugün başlayan Kitap Fu- an'ndan kaçtım. TÜYAP'ın ar- tık gelenekselleşmiş fuarı bu yıl 15. yılında. içtenlikle "niceyıl- lar" diliyor ve tüyüyorum. TÜ- YAP Fuan'nın komutanı Deniz Kavukçuoğlu'nun kaş çatıp hır çıkarma tehlikesini, Erdal Öz'ün "Bak azizim, senin bu yaptığına..." diye başlayacak fırçalarını, Oya Baydar'ın "Ne yani, yazılacak bunca önemli konu varken, yazı mı şimdi bu?" azarlarını göze alarak, fuardan taammüden tüydüğümü bura- da açıkça ilan ve rtiraf ediyorum. Gerekçelerim var. Bin Yüreğim kaldırmıyor. Bü- tün bir yıl kitapla küs yaşayıp. kasım ayı gelince kitap fuannın katlannı, tezgâh önlerini itiş ka- kış dolduranlara öfkeleniyorum. 1975'te sıradan bir kitabın ilk baskısı 5 bin iken yirmi yıl için- de 1.000'e (yazıyla: Bin) düştü- ğünü içime sindiremiyorum. Fu- arı dolduran kalabalıklara "Bü- tün yıl neredeydiniz peki?" di- ye seslenmeye maçam sıkma- Bir Kitap Fuan Kaçkını dığı için tüydüm. Iki: Yüreğim kaldırmıyor. İm- za günlerinde, iyi kötü ahbap- hk ettiğiniz bir yazarı müşteri beklerken görmeyi, üstelik bi- tişik masadaki yazarın önünde küçük de olsa bir kuyruk oluş- muşken, onun sadece adres sormak için yaklaşan gence yönelen veresiye gülüşünü içim kaldırmıyor O yüzden de tüy- düm. Üç: Yüreğim kaldırmıyor. On güne tam 31 panel sığıştınlmış. Söyleşiler, konferanslardaca- bası. Şu panel dediklerine za- ten içim ısınmadı. Dört beş ki- şi, üstelik birbirinden farklı dü- şündükleri kuşkulu dört beş ki- şi bir masanın arkasına sırala- nıyor. Ortada da panel yönet- meni. Panel bittiğinde akhnız- da kalan genellikle, yönetme- nin "Sayın konuşmacı iki daki- kanız kaldı, toparlayınız, efen- dim" uyarıları oluyor. Yok. Ha- yır. Günde ortalama üç paneli taşıyamam. O yüzden de tüy- düm. Dört: Bu yıl fuann yıldızı bes- belli ki James Joyce'un 'Ulys- ses'i. Yazarın 'Dublinliler'\r\'\ okumaya kalktım becereme- dim. Ulysees'i Almancasından okumaya yeltendim, püskür- tüldüm. Oysa adım gibi biliyo- rum ki fuardaki Yapı Kredi tez- gâhının önünde kuyruklar olu- şacak ve millet itiş kakış Ulys- ses'i alacak. Beni de bir keder alacak. Ya "Ulan ne kültürsüzadamsın be. Bak millete kapış kapış alıyor. Sen okunması çok daha kolay olduğu rivayet edilen Dublinli- ler'in bile hakkından gelemedin" diye kendi kendime söylene- ceğim ya da kitabı alan birini ko- lunda çekiştirip, "Gel bakalım hemşerim, aç herhangi bir say- fayı. Oku bir ikı paragraf. Şim- di söyle bakalım ne anladın" diye sormaya kalkacağım. Ta- bii rezalet çıkacak. işte o yüz- den tüydüm. Beş: En beteri, kaçınılmaz fuar karşılaşmaları. Bunca yıl ne kadar ahbaplık, tanışıklık, göz aşinalığı biriktirdiysek he- men hepsi fuara gelecek. fuar- da sürtüyor olacak. Kuşkusuz görmek isteyip fırsat bulama- dığınız pek çok kişiye orada rastlamak pek güzel. Ama bu arada Şey de orada olabilir. Ya da Şey ya da Şey. O zaman ne olacak. - Vaay Beyim, merhaba... N'aber... Yahu iyi oldu görüş- tük be!.. Valla özlemişim seni... Neler yapıyorsun bakayım?.. Hâlâ Almanya 'dasın sen değil mi?.. Fuar için mi geldin? Bu iyisi. Daha da beteri var: - Vaaay, Aydın Enginmenrıa- ba yav. Nasılsın? Kaç yıl oldu değil mi? - Merhaba. iyidir. Sen nasıl- sın? - Bana bak dümen yapma. Tanımadın sen beni? - Yok canım. Nerden çıkarı- yorsun. Tanıdım tabii. - Atma lan... Söyle bakayım adım ne benim? Al başına belayı. - Şey tanıdım da, adını çıka- ramadım... - Yufulansana... Burnunbü- yümüş oğlum senin... Hani 1975'te DİSK'in birpanelinde şeyyapmıştık... "Sana yufbe! Kalkmış bana yirmi bir yıl öncesinin hesabı- nı soruyorsun..." diyemezsiniz tabii. iyisi mi, tüydüm. • • • Hüsamettin e (ya da Müna- cettin'e, o da olmazsa Kera- mettin'e) not: Pazartesi iznim bitiyor. Kürkçü dükkânına dö- neceğim. Hafta içinde, örne- ğin çarşamba ya da perşembe günü buluşalım. Şey de bulu- şalım... Gazeteye gel... Yadaen iyisi şey yapalım. TÜYAP'ta bu- luşuruz. Ben ya Cumhuriyet Ki- tap Kulübü'nün tezgâhındayım, ya Metis ya Birikim ya da Can Yayınlan'nda. Bulamazsan bir de kafeteryaya bak emi!.. POLİTtKA GÜM.ÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Fethullatı ve Vakıllar... Yeni Yüzyıl gazetesinden Ali Bayramoğlu'nun ha- berinin başlığı şuydu: "Fethullah Hoca Kolejleri..." Ali Bayramoğlu. "Cemaatin insan gücü nereden geliyor" sorusuna da şu yanıtı veriyor haberinde: "Fethullah Hoca cemaati insani ve mali kaynak seferberliğini kendi içinde oluşturduğu yapıya borç- lu. Örneğin, cemaatin Orta Asya ülkelerindeki fa- aliyeti sadece eğitimle sınırlı değil. Özbekistan 'da ülke ticaretinin yaklaşık yüzde 60'mı elinde bulun- duran Türk tüccarlann yüzde 80'i cemaatten. Ör- neğin, bu cemaatin Istanbul'da her mahallede bir sorumlusu var. Ve yıne Istanbul'da genç öğrenci- lerin oturduklan 1000'e yakın ev var. Türkiye ça- pında her ilde bir sorumlu var. ll sorumluları ayda bir toplanarak Hocaefendi'ye bilgi veriyorlar. Ce- maat kendi içinde müthiş bir iletışim ağı kuımuş du- rumda. Mesleki gruplar, örneğin doktortar, savcı- lar ayrı daireler oluşturuyorlar. Farklı yatırım grup- ları için de aynı şey sözkonusu. Evlerde oturan gençlerle her türlü sorunları dahil olmak üzere 24 saat ilgileniliyor Diğer Nurcu gruplarla olduğu gi- bi, bu evlerde Nur risalelerinin okunması tek he- def değil, tersine risalelerde telkin edilen insan pro- jesinin, toplum projesinin hayata geçirilmesi esas. Yataybiryapıya karşılık ve koordinasyonu dikeyolan bir örgütlenme sözkonusu olan. Dikey koordinas- yon aslında, meşruiyeti çok güçlü olan, köklerini Ha- lidi ekolünden geçip. Said-i Nursi ekolünde bulan birrehberin varlığını, Fethullan Hoca 'nın şahsını ve temsil ettiklerini ifade ediyor." Biz Fethullah Hoca cemaatinin bu örgütlenme biçimini yıllardır yazıyoruz. Fethullah Hoca da biz yazdığımız zaman "Hayır, ben örgütlenmıyorum" deyip bizi mahkemeye veriyor, tazminat davaları açı- yor... Ali Bayramoğlu'nun haberi bizim bugüne kadar yazdıklarımızı doğruluyor. Örneğin, Istanbul'da bi- ne yakın ev var, burada öğrenciler oturuyor. Cema- atin kendi içinde iletişim ağı var. Bu ağın içinde doktorlar ve savcılar bulunuyor. Şimdi soruyoruz: "Fethullah Hoca cemaati içinde yer alan Türki- ye Cumhuriyeti savcılannın burada ne işi var? On- ların bu cemaatte görevleri nedir?" • • • Aktüel Para dergisinde Gülçin Uysal Tahiroğlu, Fethullah Hoca'yı anlatırken şöyle diyordu: "İştemuhteşem sermayeninkaynağı... Para, Fet- hullah Gülen Cemaati'nin örgütlenmesinı başlattı- ğı Akyazılı Vakfı'nın mal varlığını ele geçirdi..." Aktüel Para dergısi, Akyazılı Vakfı'nın bağışla- nan gayrimenkullerini bir liste halinde yayımladı. Gayrimenkullerin çoğunluğu Izmir'de bulunuyor- du. Gelin bağışlanan bir gayrimenkul öyküsünü mah- keme tutanaklarından aktaralım: Izmir Bornova 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 1983/391 esas. 1984/199 kararı... Davacı Zeliha Inan, davalı ise Akyazılı Orta ve YüksekEğitim Vakfı... Davacı Zeliha Inan'ın vekili avukat Ahmet Fuat Eren, şu gerekçeyle başvurmuş mahkemeye: "Müvekkilim Zeliha Inan, Bornova 3661 ada, 6 parselde arsasınm 33.874/42.00 aynı ada 50par- selde kayıtlı arsasınm tamamını, aynı ada 11 par- selde kayıtlı 160 metrekarelik evdeki 22.274/32.000 hisse tapu kaydının 6.5.1980 tarihinde evin içinde ölünceye dek oturma koşuluylaAkyazılı Vakfı 'na ba- ğışlamıştır. Ancak Akyazılı Vakfı, müvekkilimi inşa- atyapmak istediği gerekçesiyle evden çıkarmakis- temiştir. Müvekkilim Zeliha Inan'ın oturacak evi yoktur. Anlaşmadaki 'ölünceye kadar evde oturma' şartı Akyazılı Vakfı tarafından iptal edilmiştir..." • • • Fethullah Hoca cemaatinin en önemli 'ekonomik kolu' olan Akyazılı Vakfı ile ilgili olan davada, Zeli- ha Inan'ın 'ölünceye kadar evde oturma' şartı ta- puya işlenmemiştir. Tapuda "Kayıtsız şartsız vakfa bağışladım" ibaresi görülmüştür... Bir süre sonra Zeliha inan ölmüş, mirasçıları Na- zır Inan, Hayrullah Duman, ismail Duman, Emi- ne Girgin Duman, Fehmi Duman ve Sefade Can- lı, Akyazılı Vakfı'nı mahkemeye vermişlerdir... Sonuç: Ölümünden önce hakkını alamayan Ze- liha Inan'ın hakkı öldükten sonra mirasçıları tara- fından alınmıştır. Yargıtay Birinci Hukuk Dairesi'nin kararına uyularak Bornova Ikinci Hukuk Mahkeme- si ev ve arsayı Akyazılı Vakfı'ndan alarak Zeliha İnan'ın mirasçılarına geri vermiştir... Evet, sizlere Fethullah Hoca cemaatinin en önem- li ekonomik kolu Akyazılı Vakfı'nın eski bir dava öy- küsünü anlattım... Sizlere zaman zaman böyle öyküler aktarıp Fet- hullah Hoca ve vakıflar hakkında mahkeme tutanak- larına dayanarak belgeler sunacağım... Internet: http: // www.planet.com.tr/Xn E mail: Hikmet .Cetinkaya m Planet.com. TR DSP'li muhalîfler atakta Çile ÇiçeklerPnde isyan hazırhğı TÜREY KÖSE ANKARA - DSP'de par- ti içi muhalefet çeşitli kanal- lardan sesini yükseltirken. ihraç edilen Edirne Millet- vekili Erdal Kesebir ve ar- kadaşlan partinin 14kasım- daki 11. kuruluş vıldönü- münde genei merkezde top- lanmava hazırlanıyorlar. Kendilenni "ÇileÇiçekleri*' olarak adlandıran muhalif- lerin tüm illerden gelecek temsilcilerı 14 kasım günü Anıtkabir'i ziyareteftikten sonra genel merkezi zivaret etmeye hazırlanıyor. İhraç edilen Erdal Kese- bir. "Çile Çiçekleri bir gün mutlakagenel merkezdegö- rev alacak. Mahkeme ka- rarıv la partime döneceği- me inanıvorum. Genel Baş- kan. büyük parti lideri gibi davranmıjor. 3 kasım se- çimlerine katılmanıak. kaç- maktır" dedi. DSP'de milletvekili gru- bu. Parti Meclisi (PM) ai- bi organlarda rahatsızlıklar dile getirilmeve başlanır- ken, partiden ihraç edilen Erdal Kesebir tüm ülkeyi dolaşarak parti içi muhale- feti öraütleme çabasına eir- di. "Sine-i millete döndük" diven Kesebir. partililere " kendisini anlatmav a (,alış- tığını" v urguladı. Kesebir. çalışmalan hakkında şu bil- gileri verdi: "3 aralıkta mahkenıem var. Yargı voluvla partimi- ze döneceğimize inanıvo- rum. Partimize en önemli eteştiri,BderimizBülent Ece- v it'ten sonra partinin bite- ceği eleştirisiydi. Bizim ha- reketinıiz bunu ortadan kal- dırdı. Biz v ıllar sonrası için de partimizin varolacagı konu- sunda güvenverdik. PM'de, grupta da arkadaşlarımız var, çalışıyorlar. Ümit edi- yorum ki, partimize döne- ceğiz veçalışmalanmıza de- vam edecegiz."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle