27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 1 KASIM 1996 CUMA Ecevit'in Kıbns degerlendirmesi • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-KK.TCMeclısı Plan Bütçe K.omıtesi Başkant Onur Borman ile komiteüyelerı. dün DSP Genel Başkanı Ecevit'i ziyaretettiler. Bülent Ecevit. görüşmede artan sınır gerginiığı nedemyle KKTC'nın yeni gü\enlik stratejisı beiırlemenin zorunlu olduğunu \ urguladi. Ece\it, Kıbrıs'm AB'ye girmesı sürecinde. kıbrıslı Türklenn Türkıye'den koparılıp Yunanistan'ın çekim alanına sürüklenmesı tehlikesi bulunduğuna dikkat çekti. Yeni Trafik Yasası • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-Emnıyet Genel Müdürü Alaaddın Yüksel, yeni Trafik Yasasf nın eğitımi. ödüllendirmeyi. caydırnıayı \e denetimı ıçıne alan çağdaş bır yasa olduğunu söyledi. Genel Müdür Yüksel. yeni çıkan Trafik Yasası'nm uygulanmasıyla ılgili olarak 79 ilin irafik şube müdürlerınin katılımıyla bir toplantı yaptı. Yüksel. toplantıda yeni yasayia. bır Emniyet Genel Müdür Yardımcısf nın trafikten sorumlu hale getınldiğıni \e trafikle ılgili 3 daire başkanlığı kurulnıa ımkânı sağlandığını kaydetti. Kamu-Sen'den destek isteği • ANKAR\ (Cumhuri>et Bürosu)-Kamu çalışanlanna sendikal düzenlemelerin geciktirilmesı \e memur maaşlarma > üzde 30 oranındaki artışa tepki gösteren Türkıye Kamu-Sen. aldığı eylenı kararlan ıçın muhaletet partılennden destek isteyecek. Türkiye Kamu-Sen'in açıklamasında. isteklerinin gerçekleştırilmemesi durumunda "sokakta kalmaya kararlı oldukları" belırtiîdı Sendikalara baskı • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Genel Başkanı Yeysi Ülgen. Diyarbakır'da işçi \e memurlara yönelik baskılann yoğunlaştığını bildirdı. Tüm \hliye-Sen Diyarbakır Şube Başkanı Da\ut Balıkçı'dan sonra 23 ekimde de SES üyesı M. Şah Özmen \ e Se\ gı Zengın'in gözaltına alındığını kaydeden Clgen. gözaltına alınanların bir an önce yargı önüne çıkanlmalannı ıstedı. Basını koruma yasa tasarısı • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - De\ let Bakanı Namık Kemal Zeybek. hazırladıkları basın y asa taslağında. basın çalışanlarınm kışilik haklarının korunması için bazı düzenlemelen ceza niteliği taşır duruma getirmeye çalıştıklannı bildirdi. Basını toplumun aynası olarak gördüklerini. bu nedenle de basının göre\ lerine çok önenı verdiklerinı belirten Zeybek. basının önündeki engelleri olabildiğince kaldırmaya çalıştıklannı \urguladı. 25 PKK'Iİ öldürüldü • DİYARBAKIR (Cumhuriyet)- Olağanüstü Hal Bölge Valiliğı'nden yapılan açıklamaya göre. bölge genelinde sürdürülen operasyonlar sırasında çıkan çatışmalarda toplam 25 PKK'li öldürüldü. Bitlis'te l PKK'liyakalandı. Çatışmalarda l güvenlik görevlisi de şehit oldu. Hatay'ın Payas ilçesinde örgüte gıda maddesi götürdükleri anlaşılan 3 kişi de yakalandı. Atatürk'e saldırıya tepki • ADANA (Cumhuriyet Güney flleri Bürosu) - Hasan Özbakır a'dlı bır kışınin, Adana"da Ha\uzlubahçe llkokulu bahçesindeki Atatürk büstüne insan dışkısı sürerek kırmak istemesi tepkılere neden oidu. Atatürkçü Düşünce Derneği Adana Şube Başkanı AkifAkay. "•Yeterince birlikte olmazsak. şeriat özlemcilerinin dediğı olur" diyerek tepkisini gösterdi. HABERLER 3 Kasım Y e r e l A r a s e ç i m l e r i n e Doğru Osmaniye'de din sömürüsü SAMİH AZMİ EZER OSMA\İYE-Türkiye"nin 80. ili Osma- nıye. il yapılmasını borçlu olduğu beledi- ye başkanlığı seçimi heyecanında son an- lan yaşıyor. Işçi Partisi dışında tüm parti- lerin YİHP kökenli \a da "Uahiyatçı" aday gösterdiği seçim. "Islamcıkk"a endeksle- niyor. propaganda çalışmalarında "İslami deger"lere ağırlık venliyor. Imam-hatip lisesi çıkışlı Kuran kursu öğ- retmeni MHP'li MusaŞahin'ın, trafik ka- zasinda yaşamını yitirmesiyle boşalan Os- maniye Belediye Başkanlığı için 3 kasım pazar günü seçim yapılıyor. Osmaniyeli- ler. tüm partilerin. özellikle de hükümeti oluşturan DYP ile RP'nın \aat bombardı- manına tutuluyor. Partilerin ortak girişi- Baykal 'Türkiye aspirinle iyileşmez' ÇORIM (Cumhuriyet) -CHP Genel Başkanı De- niz Baykal. "ciddi hasta" olarak niteledıği Türki- ye'nin. aspirin teda\ileri ve "hocanın üfürükle- ri"yle iyileşemeyeceğinı belırterek. "'Türkiye'nin Uacı sosyal demokrasidir. Doktorıi da CHP" dedi. Boş \aatlerde bulunan si- yasetçilere ders \erilmesi gerektiğinı anlatan Bay- kal. "Vaatlerini yerine ge- tirmeyenlere ağzının pa\ı- nı verin" görüşünü dıle ge- tırdi. Baykal. 3 kasım ara ye- rel seçimleri nedeniyle git- tiği Çorum'un Hacıhamza beldesınde. yurttaşlardan partısınin adayı Nesrin Ekmenci'ye destek \er- melerini istedi. • REFAHYOL hükümetinin seçim rüşvetiyle Türkiye'nin 80. ili olan Osmaniye'de seçim "İslamcılık"a endekslendi. İşçi Partisi dışında tüm partilerin "ilahiyatçı" ya da MHP kökenli aday gösterdiği Osmaniye'de adaylar, propagandalarını İslami söylem üzerine kuruyor. miyle il yapılan Osmaniye. her gün bakan- lann ve siyasal parti genel başkanlarının akınına uğruyor. Osmaniye 1971-1989 arasındaki yakla- şık 20 yıllı'k dönemde hep CHPli belediye başkanları seçmiş. Daha sonra ise durum değişmiş \e 1989'da DYP'li. 1994"te de MHPTi adaylar başkanlık koltuğuna otur- muş. Tutucu kesim seçimlere ağırlığını koymuş. Tutucu kesim bugün de seçimin gözde- si. Propaganda çalışnıaları bu kesime \ö- nelik yürütülüyor. CHP'nin ada> ı bile İla- hiyat kökenli Riiştü Cenet. RP'nin adayı. şeriatçı olarak bilinen. duruşmalara sakal- lı girdiği için Adana Barosu tarafından mahkemeye \erilen. ama sakalını yine de kesmeyen A\. MehmetGürbüz. \1HPada- y ı EminCansız. eskı ımam-hatip li^,e>s mü- dürlerinden. BağıniMzaday BasriÇırakoğ- lu. Millı Nizanı PartiM \e RP kuruculann- dan. aşırı dinci tanınan biri. RP'nin. Gür- büz'ün verine aday göstermesi beklenen Şükrü İ naldıda İlahiyat kökenliydi. VÜİah, inşallah' Adaylar böyle oiunca. propaganda da bolca "Allah"\ "inşallah" sözcüklerinin kullanıldığı konuşmalar \e broşürlerle ya- pılıyor. Adaylarkendilerini, "önceAllah'a sonra Osmaniyelilere emanet" ediy or. "Al- lah'ın izniyle"' »eçılmeyi diliyor. CHP Genet Başkanı Deniz Baykal da "günah"larla ~sevap"larla süslediği konuş- masını. ezan okunması nedemyle kesıp ezanın bitimınde sürdürüyor \e bekledığı- ni alıyordu. Miting alanını dolduran kala- balık. Baykal'ınbuda\Tanışınıyoğunalkış \e tezahüratla olumluvordu. Kısacası Osmaniye. "İslamcılık"a en- deksli bir seçim yarışına ^ahne oluyor. Pazar günü >andık başına gidecek Os- maniveliler. "İslami değer- ler"le dolu bır seçim müca- deleMne tanık olu>or. Hastane rüş\eti CHP Genel Başkanı Deniz Baykal. Osmaniye mitinginden sonra Adanada kebapcıya gitti. İnlii kebapçı Hasan Kolcuoğlu'nun 2 metrelik kebabını gören Baykal. önce şaşırdı. piştikten sonra da zevkle >edi. (Fotoğraf: A A) O^mani>e'de inceleme- lerde bulunan Sağlık Baka- nı Yıldınm Aktuna. SSK'li- lerın tümünün SSK hastane- lerinin bulunmadığı yerler- de. dev let hastanelerinde üc- retsiz muayene \e teda\i jdileceğini söyledi. llk defa üsmaniye'de başlatılan uy- gulamanın. seçimden sonra yurt geneline yaygınlaştın- lacağını belirten Aktuna. >unlan söyledi. "Türkiye genelinde, nere- de SSK hastanesi yok, devlet hastanesi \arsa oradaki SSKTiler. de\ let hastaneleri- ne «idip muayene \e tedavi olabilecek. Bir başka uyguia- mayla da SSK hastaneleri. devlet hastanelerine devredi- lecek. Eğer bir >erde SSK hastanesinin binası \ar, an- cak çalışanı az, cihazı yoksa veyeterince çalıştınlamnor- sa bu hastaneler, de\let has- tanesine de> redilecek."" Bucak'ta 'seçim casuskm'görevde Burdur'un Bucak ilçesinde seçim konuşmalannı dinleyenler hep aynı. Partiye göre ön saftakiler değişirken kalabalığa karışan 4 miting casuslarf karşı propaganda yürütüyor. BÜLENT ECEVİT Bl'RDUR / BUCAK - Yerel ara seçimlerin yapı- lacağı Burdur'un Bucak il- çesi. lOgündürsıyasilerin akınına uğradı. Liderleri. bakanlan ve hatta büyük- şehir belediye başkanları- nın Cumhuriyet Ala- nı'ndaki konuşmalarını. partilerin il \e ılçe yöneti- cileri dışında hemen he- men aynı khle dmliyor. "Hatip" eğer ANAP'lıysa. ANAP'a oy verecekler ön saflarda yerlerini alıyor. RP\eya DYP'liyse. onlar ön tarafa çıkıyor. Alana gelip konuşmala- n dinlemekle kendilerini görevli sayan 800 ile bin kişi arasında değişen kala- balığı. çarşı esnafı başta olmak üzere gençler. öğ- renciler \e kahvehanede bekleşen tütün işçileri oluşturuyor. Bir de her partının. alanda bu- lunan "casuslarT da siyasileri dinleyıp. ya- nındakilere "hepsi aym, hepsiyalancı. Yine en iyisi.." gibı konuşmalarla "karşı propa- ganda'" yapmakla görevlendirdiği kişiler meydanı dolduruyor. Bucaklı "politikacasuslan"nın nasıl ça- lı^tığını anlatalım: Politikacı konuşmasını sürdürürken bu casus bir süre dinler. San- ki kimse yokmuş gibi kendi kendine konu- şarak sürekli yer değiştirir. Bunun amacı daha çok insana karşı propagandasını ile- tebilmek. Eğer propaganda v apan RP'li ise "İyi hoş da bunlan hep söyleyip duruyor- CHP'li kadınlar 100 milyon lira manevi tazminat istiyor Doğan Güreş'e 'etek' davası ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP Yenimahalle ilçe örgütü üyeleri, TBMM'de REFAHYOL hükümeti ile ilgili gensoru görüşmeleri öncesi yaptığı açıklamada, "Çarşamba günü ne yapacağunı göreceksiniz. Beğenirseniz pantokm giydirirsiniz. beğenmezseniz etek'' diyen DYP Kilis Milletvekili Doğan Güreş hakkında, kadınlann kişilik haklanna saldırdığı gerekçesiyle, 100 milyon Hralık manevi tazminat davası açtılar. Parti üyesi Nazmiye HalvaşL Meliha Başpınar ve Cansel Çiftçi tarafından, önceki gün Ankara Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi'ne verilen dava dilekçesinde. Güreş'in. 11 ekim tarihli gazetelerde yer alan. gensoru görüsmelerine ilişkın açıklaması anımsatılarak, şöyle denildi: "Bu sözün anlanıı açjktir. Dmalının bu sözleri, bütün kadınlann ve Türkiye Cumhuriyeti'nin kadın > urttaşlari olarak bizim kişilik hakianmı/a saldındır. Çünkü bu sözler. kadınlann sözünün eri olmadığı ve sözünü tutmayan erkeğe de kadın elbisesi 0ydirilervk cezalandırılnıası gerektiğini kamuoyuna ilan etmek için söylenmiştir." Dilekçede. Güreş'in sözünü tutmadığı ve gensoru oylamasında ret oyu kullandığı anımsatılarak "Basın ve katnumu da da%almın bu sözlerinden hareketle kendisine etek giydirerek cezalandırmış (!); kadınlarımız ve bizim açımızdan kadını aşağılayan ve güvenilmez ilan eden anlayış yaygın bic.imde dile getirilmiştir" denildi. Güreş"in, bu sözleriyle, eskı bir Geneikurmay Başkanı ve halen milletvekili olmasının da etkisiyle. kamuoyunu güçlü bir biçimde etkilediği ve kadınlar aleyhinde yönlendirdiği savunulan dilekçede. "Bu nedenlerlc davahnın söylediği sözler, kadın olarak onurumuza ve kişilik haklanmıza ciddi bir saldın oluşturmaktadır. Bu sözkr insan haklanna da aykındu-11 * görüşüne yer verildi. sun, değişen bir şey yok. Erbakan Hoca da dümeninsuyunagirdi. Hükümetegeldi,biz yine aynıyız. Ekmek alacak para yok. işsiz işsiz geziyoruz. Mercümeklere var bize \ok~ diye konuşur. Eğerkürsüdeki D'S'P'li ise "Atıptutuyor. verecegini söylüyor, ama kendisi Ameri- ka'ya yığınak yapıyor. Zaten Hoca'nın da suyuna girdi. Yüce Divan'a gitmemek için. Seçilemezse Özer'ciği ile Amerika'ya gider \erieşir nasıl olsa" denir. ANAP'lıya karşı da şöyle geliştirilmiş karşı propaganda: "Gördük^ iktidara gelirken kaçıp gidi- vorsun. Koltuğu >eri>oruz. sen kalkıyorsun. Sana da \ok oy moy." CHP lideri Deniz Baykal"ın ziyaretınde ise değişiklık oldu. Baykal. "Hem şikâyet ediyorsunuzhemdebizeoy vermiyorsunuz. Ben si/i anlamıyorum arkadaş. Neden Ata- türk" ünkurduğu parti}eo> vermiyorsunuz. Sonra şeriat geliyor. geldi dive şikâ>et etme- yin. Açız. öldük dive de şikâyet etmeyin" deyince. rakıp ku\\etlerin ca.suslan. "He- rif hakh arkadaş. adamlara hiç oy \trmo- dik ki. Sonra da yardım isthoru/. Oimaz ki eşşeklik bizde" diye yakındılar. Bu tür ko- nuşmanın nedeni ij.e CHP'nin seçilme şan- sının çok az olması. Peki alkışlar? O da "misa- firpen*rlikten" kaynaktenı- yor. 58 sandıkta 15 bin 661 ki- şinin oy kullanacağı Bu- cak'ta, seçime 2 gün kala ANAP lideri Mesut \ ılmaz konuk edildi. Daha önce Baş- bakan Necmettin Erbakan % e DYP Genel Başkanı Başba- kan Yardımcısı Tansu Çiller de Bucak'a gelip. Kapalı Spor Salonu. Anadolu Fen Lisesi. Sağlık Ocağı. Sağlık Meslek Lisesi Bölge Yatılı Okulu. Tütün İşleme Fabri- kası gibi tesıslerin açılış ya da temellerini attılar. Hatta hiç kimse "irden bahsetme- mış dahi olsa. "Bucak il ol- mak isterse. bunu yapsa yap- sa ancak bu bacınız ve hacı- nız yapar" türünden de ko- nuşmalarla "oy a\eılığı"na gi- riştikleri görüldü. Bugün de İstanbul Büyük- şehir Belediye Başkanı RecepTayyip Erdo- ğan ile Sağlık Bakanı Yıldırım Aktuna Bu- cak'a gelecekler. Bucak'ta öğretmenlik yapan \e kendisi- nin de ilçenın yerlisi olduğunu söyleyen Zeki öğretmen. "Hemen hemen her geİeni bu meydanda dinledim sayüır" diye başlı- yor konuşmasına ve "Bu kadar vaatler al- rında kime neoyu vereceğimizi şaşırdık. He- le buradaki esnaf. kah\ehanede oturaniar her miting sonrası Levent Kırca'nın Olacak O Kadar Tele\izyonu'nu se\retmiş gibi gü- lerek muhabbet ediyorlar" diye seçimi özetlivor. ÜZ K4Z//ORHAN BtRGİT Başbakan'ın olaylı Afrika ge- zisinin en somut sonuçların- dan birisi olarak kamuoyuna sunulan Nijerya ile futbol kar- ştlaşması, böyle izleyicisiz, tepkisiz ve ilgisiz bir biçimde mi yapılacaktı? Cumhuriyet Bayramı gibi bir özel günde. üstelik hava da tam maç hava- sı iken, tribünlerde parmakla sayılacak kadar az kimse ve sahada bir dünya devinin adı- nı komedileştiren bu sözüm ona futbol gösterisinden alınan sonuç nedir? Türkiye ile Nijerya arasında bir dostluk gösterisi mi? Hayır; çünkü ev sahibi olarak Ankaralılar böyle bir maç ilgi- siz kalarak, binlerce kilometre- lik yoldan gelenlere adeta sırt- larını dönmüşlerdir. Üstelik, bu karşılaşmanın bir milli maça ol- madığı gibi, bizim Futbol Fede- rasyonumuzun kayıtlarında da görünmediği için, hiçbir biçim- de beigelenmeyen, resmi ya da özel bile olmayan bir "ma- halle takımları" karşılaşması ni- teliğini taşıdığı da Futbol Fe- derasyonu Başkanı Şenes Er- zik'in dünkü Cumhuriyet'teki Kim, Kimi Yendi?.. demeci ileortadaydı. Federas- yon Başkanı. açık seçik bu kar- şılaşmanın Dışişleri'nceörgüt- lendiğini, bir milli maç olmadı- ğı için konuk takımın giderleri- nin de federasyon tarafından değil, çağrıyı yapanlarca karşı- lanması gerektiğini söylüyor- du. Olayı bir kez de Erbakan'ın söylemi ile yinelemek gerekir- se, 1997 bütçesi ne kadar denk ise ve bu denklik karşı- sında IMF nasıl şapkasını çı- kartıp bu iktidarı kutlamış ise, Cumhuriyet Bayramı'nda 19 Mayıs Stadyumu'ndatop koş- turan Nijeryalı futbolcular da o kadar "milli formalı" bir takım görünümündeydi. Böyle oldu- ğu için de karşılaşma. Türki- ye'nin de Nijerya'nın da futbol federasyonlarının olduğu ka- dar FIFA'nın da kayıtlarına geç- medi. Geçmediği için de ko- nukların giderleri olası bir bi- çimde Dışişleri bütçesinden, belki de Başbakan'ın trilyonla- rı aşan örtülü ödenek parala- rından da karşılanmış olabilir. Zira , beyzadelerimiz bu ko- nularda ziyadesiyle maharet sahibidirler... • • • Resmi olmayan ve bu ne- denle de iki ülke arasındaki belgelere geçmeyen, sadece Türkiye-Nijerya futbol karşılaş- ması mı? Sahi, kaç kişi bu kar- şılaşmayı da icratının içine alan ve Kaddafî'nin ünlü zaparta- sıyla noktalanan son gezinin. devlet kayıtlarında olmadığını, daha açıkçası bir kararname- ye dayanmadığı için askıda kalmakta devam ettiğini hatır- lıyor? Dilimin döndüğü. bilgi- sayartuşlarının el verdiği oran- da yazdım. Ne bir ses, ne bir nefes. Kad- dafi Arapçası ile "kellim kellım la yenfa". Başbakan ve bera- berindeki bakanlar. milletvekil- leri, bürokratlar. koruma görev- lilerinin Mısır'dan başlayarak. Libya ve Nijerya hilalini çizerek Ankara'da noktalanan ünlü ge- zileri. bir hükümet kararname- sine dayanmadığı içın bazı ba- kımladan "yok" sayılmaktadır. Nitekim. bu gezinin giderle- ri. aradan haftalar geçtiği hal- de "avans" olarak alınan ve ka- patılması mümkün olmayan ödeneklerle karşılanmıştır. Bir ilgili. acaba bana yanrt verebi- lir mi ki, bu avans kaç Türk Li- rası'dır ve kimin üzerinde gö- rünmektedir? Avansı taşımak zorunda kalan bürokrat. Tanrı korusun ölse. bu para. üzerin- de zimmet olarak mı kayıtlı gö- rünecektir? Gezi boyunca Başbakan ile beraberındekı bakanlara, yurt- dışı görevde oldukları için ve- kâlet edecek olan bakanlarla ilgili yazışmalar. işlemler hukuk diliyle tamamlanmış mıdır? Gezıye katılan RP'lı, DYP'Iİ ve BBP'li milletvekillerinin yurt- dışına görevle gıdecekleri ile il- gili bilgiler, TBMM Başkanlı- ğı'nca Meclis'in bilgi ve onayı- na sunulmuş mudur? Gezide görevlendirilen bü- rokratlarla, koruma görevlileri- nin harcırahları, ilgili yasalara göre mi gerçekleştirilmiştir? Tüm bu işlemlerden Sayış- tay'a gönderilenler hangileri- dir? ••• Bentmki de, gereksiz bir me- rak ve iş kanştırma olmalı.. Çünkü 4 kasım pazartesi gü- nü Türkiye Büyük Millet Mec- lisı Bütçe ve Plan Komisyo- nu'nda, Erbakan - Çiller çifti- nin yarattığı "Cumhuriyet tari- hirde tam elliyıldan beri ilk kez denk olarak hazırlanmış ve IMF yetkililerinin de şapka çıkarta- rak kutlamalanna neden olan" 1997 Bütçe Kanunu'nun görü- şülmesine başlanılacak. Muhalefet partileri milletve- killerinden önce, eminim Sayın Nermin Erbakan ve kerimele- ri. Başbakanlık Konutu'nda kendilerinden önceki günlük mutfak giderleri ileilgilendikle- ri gibi, bu gezi ile ilgili giderler "gız "inin üzerindeki örtüyü kal- dırması için harekete geçer- ler... BIR BAKIMA i SER\ ER TAINİLLt Cumhupiyefe Sahip Çıkmak... Felsefe kültürümüzün sığlığından olacak, tarihr felsefesiyle de başımız hoş değildir. Genel tarihin akışı olsun kendi tarihimiz olsun, felsefı bir bütün- lükten uzak, iğreti ve derme-çatma bir haldedir ka- falarımızda; akla kara arasında gidip gelen basmg- kalıp düşünceleri tekrarlar dururuz. Bundan en çok zarar gören de çağdaş tarihimiz;- dir. 20. yüzyıl, büyük oluşumlara tanıklık etti. , Sosyalist devrimle Türkiye'de 1923 Devrimi. ak'r la ilk gelen olgular... Ama yüzyıl biterken sosyalist sistemin çöktüğü' nü de gördük. Niçin öyle oldu? Ayrı ve ince bir ko- nudur bu. Basmakalıp yaklaşımların geçerli olma- dığı bir bahis de budur. Kapitalizmin seçeneği yine kendisi değil, sosyalizmdir; insanlık bir gün sosya'- list "inşa"yayeniden gıriştiğinde, onun kalıcı olma- sı için, düşüncemizin pencerelerini yeryüzünde olanbitene açık tutmalı. geçmişi süzgeçten geçirifb geleceği felsefenin ince dokuyan tezgâhında seziry lemeye çalışmalıyız. Avrupa'da, aydın çevrelerde bu yolda kımıldanış- lar daha şimdiden başlamıştır. Yaşamsal bir öteki konu 1923 Devrimi'dir. Dikkatlerimizden hiç de kaçmış değil: 20. yüzyrr iın, ayakta kalan belki tekyeniliğidir bu. Duvarlartn: da, bilerek ya da bilmeyerek onca gedik açılması- na karşın, yapı ayakta. - Ve 21. yüzyıla girmeye hazırlanıyor. '. Neydi 1923 Devrimi'yle olan? Nadir birkaç istısna bir yana. üzerine bir tarih fef- sefesinin ciddiliğiyle eğilebilmiş değiliz olayın. Ga- zete. dergı ve televizyonlardaki tartışmalara bakı- nız, fili tarife kalkmış körler gibidir çoğu; biri kulağı.- nı, biri hortumunu, biri ayağını yoklayarak anlatmar ya çalışıyor. ', Doğaldır kı anlatamıyor! Attilâ llhan'ı neden severim bilir misiniz? O güzel şiirlerinin yanı sıra. çağdaş tarihimizin iş1 - te bu büyük olayı üzerine de eğilip onu bir tarih fel- sefesi bütünlüğü ve tutarlılığı içinde değerlendiril- miştir de ondan. Şu açıklama. terminolojisine varıncaya kadar onundur: 1923 Devrimi, üç önemli eylemin üzerine kuruludur ki, onlar da. "Emperyalizme karşı kurtu- luş savaşı", "padişaha karşı demokratik devrim " ve "toplumun ümmet aşamasından millet aşamasına dönüşümü"dür. • ; Olay bu! Ve üçü de etle tırnak gibi birbirine bağlıdır. ı Şımdi siz, bu bütünlükte bir taşı oynatırsanız-. yaptığınız, yapıyı yıkmaya doğru atılmış bır adım- dır. , Bilinçli olup olmamanız önemli değildir. Bir taşı yennden oynatmak da ne kelime,, 1950'lerden başlayarak, o yapının herduvanndaol- madık gedikler açılmıştır. ; Ne mi yapılmıştır? Antiemperyalist espri köreltilmiş, emperyalizmio dümen suyuna kaptırılmıştır toplum; demokratik devrim tamamlanmak gerekırken, üstelik hukuk^ suzluk almış yürümüştür; ulusal bilince ümmetçi ideolojinin zehrini akıtmak için, üstelik devlet eliyt- le, başta ^ğ.ıtım laik temellerinden uzaklaştırılmış» tır. Özetle, 1923 Devrimi'nin temel ilkelerinin içi bo- şaltılmıştır. Bugün Türkiye'de politika arenasında dönüp do- laşan partilerden hiçbiri kalkıp, "Bu ihanette par- mağım olmadı" diyemez. Acı bir suçlama yaptığımız ama gerçek! Deyim hoşumuza gitsin gitmesin, söylemeliyiz: 1950'lerden başlayarak, bir "karşı-devrim" rüzgâ- nnın yıkıcı etkıleri altında yaşıyoruz. Olan biteni, "Cumhuriyet'ın evrim yeteneğinin, esnekliğinin, değişim ve demokratlaşma sürecinin" ürünü ola- rak görmek, yerinde bir görüş olabilir mi? Cumhu- riyet ideolojisinin bütünlüğü ağır yaralar almışken, dahası o ideolojinin düşmanı güçler iktidara geç<- miş iken, söylenecek başka sözler olmalıdır... ' Elbette her şeyin çaresini demokratik bir süreç* te arayacağız. Ama 1923 Devrimi'nin bütünlüğünü gözardı et» meden. : Onun ilkelerini yozlaştırıp köreltecek, dahası yağ- malayacak her girişimin karşısında olmak. bir yurt- severlik ve çağdaşlık görevidir. Ne yurtseverlik içi boş bir kavramdır, ne de çağ* daşlık! Bugün nerelere gelip vardığımız artık gün gibi aşix kârken. bundan böyle her Cumhuriyet Bayramı'nda yapacağımız, balo ve bayrak gösterisi değil, kay- bettiğimiz mevzilerden hangisini geri aldığımızı or- taya koyup göstermek olmalı. Bu yolda kim, nere- de, neyi yaptı, onu da bilmemiz gerekiyor. Gevezeliğe ayıracak zamanımız yok, kaytarma- cılığa asla! Cumhuriyet'e sahip çıkmanın bir anlamı da budur. İntihar saldırısında bulunanın ailesi 'Güler'le 4 yıldır bağımız yoktu' i HaberMerkezi - Sıv as'ta altı kişinin ölümmle so- nuçlanan intihar saldınsını gerçekleştiren Güler O- taş'ın ağabey i NasrettinO- taş. "Dört yıldır Güler ile hiçbir bağımız yok. Hayat- ta olup olmadığını bile bil- miyorduk" dedi, Saldın sonrasında gözaltına alı- nanlardan 13'ü tutuksuz yarsiilanmak üzere serbest bırakıldı. DYP Genel Baş- kan \ardımcısı Hayri Ko- zakçıoğlu. İçişlen Bakanlı- ğınca bombalı intihar ey- femlerinin mücadelesinde istihbarata ağırlık verilece- ğinı söyledi. Batman'ın Bağlar Ma- hallesı'nde oturan %e inşa- at işçiliği yaparak 9 kişilik aiksinin geçiminı sağlayan Nasrettin Otaş. intihar sal- dırısından haberlerinın ol- madığını belirterek. "Ba- bamın ve annemin ölünıiin- den sonra Güler. Batman Yaprak Tütün İşletme- si'nde üç > ıl çakştı. Bu süre içerisinde birkaç kez gözal- tınaalındı" dedi. Kızkarde- şinin 1992 yılının son ayla- nnda Malatya'ya sürgün edilmesinin ardından ka- yıplara kanştığını belinen Nasrettin Otaş. şunlan söy- ledi: "Olay a adı kanşanın Güler olup olmadıgmı ke- sinlikle bilmiyoruz. Bu ola- yı televizyondan duydunf. Bu olayla uzaktan yakın- dan bir ilgim yok. Olayın eylemcisi olarak gösterûen Güler'in ölüp ölmediğini bile bilmiyoruz." Şıvas Vali Vekili Musta- fa Ünlüsoy. dün yaptığı ba- sın toplantısında. olayla il- gili olarak gözaltındabulu-- nanlardan 13'ünün ise düıj Sıvas Cumhuriyet Savcıli; ğı'na çıkanldığını ve tutukj- suz yargılanmak üzere seF- best bırakıldıklannı bildir^ di. Halen gözaltında 10'a yakın kişinin bulunduğu belirten Şı\as Vali VekilJ Ünlüsoy. terörün hedefinift insanlar ve devletin bütürt organlan olduğunu kaydet- ti. -:
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle