29 Mart 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 9OCAK1996SALf 14 KULTUR 'Rııslar bu sahneleri iyi biliyor' Yönetmen Nikita Mikhalkov, 'Güneş Yanığı'nın, insanlan yürekten etkilemesini amaçladığını belirtiyor Kültür Servisi- Nikita MikhaJkovun 1994 vılında Cannes'da Özel Jiiri Ödülii. I995"te de En İyı Yabancı Fılm Oscar'ını alan son fılmı "Güneş Yanığı" tam bır yıllık gecıkmeyle Türkiye'de göstenme girdı 14. Uluslararası Istanbul Film Festivaline açılış filmı olarak seçilen "Güneş Yanığı*\ So\ yetler sonrası dönemde bırer bırer ortaya çıkan komünıst rejımin arka bahçe görüntülerinden birı olarak değerlendirilebılır. Siyasi polısin kiijilığinde ınsanlann kendı kurduklan re;ım tarafından nasıl ezildığinı gösteren, yönetmenin çoğu yerde aıle görüntülenyle sarmalayarak verdigi. aslında hayli öznel sayılabilecek bir öykü "Güneş Yanığı" Bir tatı! günü neseyle başlayan \e trajık sonla biten filmde her şey karşıla^tırma üzerine kurulu. Aynı kadına âşık ikı adam Sergei ıle Mıtıa: aralannda öznel ve polıtik çekişmeler var. Bırı Stalin'ın yakın dostu bir albay. diğeri Batı'da uzun süre yaşamış bır sanatçı.. Italyan U'nita gazetesınde Mıkhalko\ "la yapılan söyleîjide ünlü yönetmenin filmiyle ilgilı görüşleri şövle sıralanıyor -Filmde her şeyin kapalı üslupla anlatüması riskli bir yol değil mi ? Umanııı ınsanlar mesajlan anlayabilmişlerdir. Dahaproje as.amasında filmin ınsanlan yürekten etkilemesini amaçladım ve onlardan bu zor anlatımı yakalamalannı istedim Buna belkı kendini begenmişlik de diyebılın>iniz ama ben seyirciyi kendi düzeyıme taşımayı, herzaman orta düzeye inme\e tercih ediyorum. - Albay Kotov rulününeden kendinize ayırdınız. Bir tür o\ ua gücünüzü sınanıa olanaği nıı dcğdu bu rolle ? Her şeyden önce albi\ la kızının arasındaki se\gi benı ilgilendirivordu. Kızı oynayan Nadıa <ia benını çocuğum oldugu ıçinaJbayı oynayarak daha sıcak bir hava vıratabılınm dıyc düşündüm. Kuşkusuı bir başka oyuncu Sovyetlersonrası dönemde birer birer ortaya çıkan komünist rejimin arka bahçe görüntülerinden biri olarak tanımlanabilecek •'Güneş \anığı". bir tatiJ günü neşeyle başlav ıp, trajik sonla bitivorvehersey karşılaşhrma üzerine kurulu. Filmde AJbav kofo» rulünü Nikita Mikhalkov, kızını da \ine Mikhalkov'un kendi kıa Nadia ovnujor. Yönetmen. her şevden önce albavla kızının arasındakisevgivle ilgilendiği için. Nadia'nın ov naması> la. daha sıcak bir ha\a >aratabiieceğini düşündüğünü sö\lü\or. benden daha başarılı olabılırdı ama aynı sıeaklığı yakalayamazdı - Filmde Nadiai olacaklann, yaklaşan kötü soııun farkında değil. Çocuğu sonradan birden şoka soknıak doğru mu? Bakın. birı kör doğmuşsa yapaeak bir şeyı yoktur. ama zamanla körlesmis.se ı^te o trajedidir. Nadıa babasını geçırirken bunun onu son görüşü olduğunu bılmiyor, ama Ru> >eyıreı çok iyi bıldigı bırvah^etın başladığının Farkında o sahnelerde. Çocuğun çok etkıleneccgıni bılsem de ınsan gerçek neyse onu zamanında ögrenmeli. - Biraz da güncel politik olaylara gelelinı. Rusya'nın Çeçenistan'da yaptıklarını nasıl değerlendiriyorsunuz? Ben bu olay ları politikacılann tarih konusundakı cahılliklerine bağlıyorum Sorunları savas, çıkmadan önce tarihe bakarak çözmenin yollannı aramalı. çünkü hıçbır savaş kesın bır şey getirmedı ş.ımdıye kadar. Politikacılar bugünkü bırçok aniaşmazlığın tanhtekı yanlışlıklardan dogduğunu artık anlamalı. -Yeltsin hakkında neler düşünüyorsunuz ? Tüm bu olanlar ıçeridekı çekışmelerin üstesınden gelemedığını göstemor. Iki yıl önce bunları ba^aracak gücü vardı ama yapamadı. Şimdı demokrasiyi engelleyerek çözüm araması ancak askerlerin ışine yarıvor - Filmdeki muhbir Mitia gibiler komünizm sonrası da variığını sürdürçbiliyor mu Rusya'da? Muhbirler > ıne de olabılir: Stalin döneminde ınsanlar ihbar eder \e edılırlerdı, ama bıınu bir inanç ugruna yaparlardı. Bugün durum bırbakıma daha kötü. mafyayla ılışkıde olan politikacılann elıne geçtı her şey. - Politika>a girnıeyi düşünüyor musunuz ? Bilmiyorum. politik beklentilerim yok ama ülkeye yaran olacaksa denemek ısterim. - Seçüirseniz parlamentoda önce ne için mücadele edersiniz ? Alt>apı>ı saglıklı kurmakla birçok şey hallolur. Ruslar artık her şeyi başkasından beklemeyı bırakmalı. Göre\ süremın sonunda TV reklamlannda Rus mallannı da görürsem kendımi o zaman.başanlı sayarım. 'Onlar kimdi biliyor musunuz?' / thsan Bengier Kalkın GideUm' / Yasemin Altıoklaı •Mıııas\on Cihan Yöntem 'Türk koreografları da vardır' ECE TEMELKIRAN, ANKARA - De\ let Opera \ e Balesi Mo- dern Dans Toplulugu. 6 ocakta başlattığı proeramla Türk koreograflannın yapıtlan- nı sahnelıyor. "Türkolmak" öğesı üzenn- de ısrarla duran koreogratlar. "Türkolma- mızın öne çıkmasının nedeni, bundan ön- ce sürekli \ ıırtdışıntlan getirüen koreograf- lann düzenlemeler yapmış olması. Biz,on- lara tanınan olanaklann bize de tanınma- sını istedik" dıyorlar. Sezon boyunca. çağ- daş dans koreograflannın folklonk özellık- ler ıçeren ve evrensellık çabalan da taşıyan düzenlemelennı ızleveceksınız. Gösterıde "Hars" adlı bır bölümlük dü- zenlemesı bulunan Binnaz Aydan'ın çalış- ması. toprak \e kadını anlatıyor. "Har- manlamak'anlamma gelen hars sözcüğü- nün kullanılma nedenmı. <\\dan şöyle açıklışor "Kendi külfürümüzleevrenselolanı bir- leştirmck istedim. Türk köv lüsünü \e köy- deki kadını anlatan bir düzenleme olması- na karşın. çalışmada teknik olarak folklo- rik ögeler yok. Örneğiıı Türk adımı kulla- ıulnu>«r." Aydan'ınçalışmasında. 9 kadın. 2 erkek dansçı bulunuyor. Kadınlann çoğunlukta olmasını A\dan. şö>le açıklı\or: "Çünkü erkekler, kah\edeoturujordu." Aydan'ın düzenlemesının çıkış noktası- nı olu^turan Ressam Nuri Iyemın bır köy- lü kadın portresı. Dans ıçın. Alevı türkü- lerı kullanılıyor. lCadının doğayla savaşını ve köy kültürünü anlatan düzenleme ıçın Aydan. şunlan söylüyor: "Kendi kültürümüzle çağdaş dansı bir- leştirmek gibi bir >aklaşımdan uzun süre uzak durdum. Bunun için. bir birikim dü- zevine ulaşmavı bekledim. Anadolu 'da çok önemli bir kültür \ar. Ama onlar bunu. her zaman bir başitlik içinde >aşı>oıiar. Kent- lilerise. bu kültürii daha üstsöylemlerle di- l(? getiri>orlar. Kö> kültürünü. o alçakgö- nüllü haliyle ele almak istedim. O kültürii hatııiatmak istedim. Çok ihmal ettigimiz o "T" 71ırtdışından Y getirüen -Z. koreograflara olduğu kadar, kendilerine de olanak tanınmasını isteyen Devlet Opera ve Balesiv nin çağdaş dans koreograflan, "Türk koreograflan da vardır" diyorlar. 4 koreografın hazırladıklan düzenlemelerden oluşan gösterinin prömiyeri yapıldı. külriirde hepimizi du>«ulandıracak >an- lar var." Koreograflardan Cihan Yöntem ıse. Türklük öğesini çok öıe çıkannaktan \a- na değil. Yönteın'ın cüzenlemesınm adı "!V!utasyon." Insanın SJdan başlayan e\rı- mını ele alan gö^tendc an>anoğlunun bu- günkü durumu. "avcı* oiarak tanımlanı- yor. Bırevcı dü^üncelenn çok öne çıkma- sıyla. ınsanın msanadüşman olmasınınan- latıldığı çalışmanın soıunda. çağdaş dan- sın olanaklanyla bır "*aribe" şaratılıyor. Müzığını Te\fik Akbaşb'nın bestelediğı düzenlemenın ıletıs.ini Yöntem'den dinle- >elim: "İnsanlara geldiğimiz nokta> ı gösterme- \e çalışıyorum: ki. bu nokta hiç de iç açıcı değil. Bu eleştiriyi bazılannı dışarda tutup. bazılanna \öneltmek istemi\orum. Çün- kü hepimiz. bu sürece pasif >a da aktif ola- rak katkıda bulunuyoruz." Cıhan Yöntem. Türklük özellığını çok öne çıkarmak ıstemenıesını nedcnını ise. şöyle açıklıyor: "L zun süre Türk japrtı ürefmek di\e bir problemimiz \ardı. Evrensel bir tema iş- lerken Türkolmamakgibi bir sancı çektik. Sa/ olmazsa Türk olmaz. folklorik olmaz- sa Türk olmaz gibi. Bu bakışı kabul etmi- \orum ben. Zaten ne yaparsan \ap. Türk bir korcografsın. özellikle Türk olma>i öne çıkarma\a gerek >ok. Ama ben de. düzen- lemenin finalinde Di> arbakır'ın bir kö\ ün- de \apılan kartal dansını kullandım. Bu. o >öre>eait biroyun. İnsanın. insanına\cısı- na dönüşmesini bu >olla aktarmaya çalış- Kültür Bakanlığı'ndan 'Seçilmiş Oyunlar Kılavuzu' ANKARA(AA) - Küitür Bakanı Fikri Sağlar. De\ let Tiyatrolan'nın ışle\ inin arttınlması için bir yasaya ihtiyaç duyulduğunu söyledi. Sağlar. 6 ocak günü düzenlediğı basın toplantısında Devlet tiyatrolarTnın çalışmalan hakkında bilgi verdi. De\let Tıyatrolan'nın kurulduğu 1949 yılından bu yana sahneledıgi oyunları ıçeren 'Seçilmiş Oyunlar Kılavuzu'nu da tanıtan Sağlar, kılavuzun tiyatro alanında büyük bir eksıkliği giderecegini kaydetti. Kılavuzun tüm ıl, ılçe, belde \e okul kütüphanelenne dağıtılacağını belırten Sağlar "Amacımız, bu kılavu/un ülkemizde tiyatro heyecanı duyan, heyecanı yeşermeye başlayan insanlara ışık rutmasıdır" dedi. Sağlar. oyunlarda rol alan oyuncuların ısimlerinin yer aldığı bir kılavuzun da önümüzdeki günlerde yayımlanacağını belırtti. De\let Tivatrolan'nın işle\ ın r antınlması için bir yasaya gerek.sınım duyulcıısunu belirten Sağlar. tıyatronun özerklık kazannasının \e sanat kurumunun yönetiınınin ışlev kazanmasının önemine dikkat çekti. Tiirki\;"nın. tiyatro sanatının ulusaldan evrensele ulaşmisı açısından önemli bır dönüm noktasında bulunougunu anlatan Sağlar. yeni kurulacak hüküiTElin bu konudaki çalışmalan sürdürnıesinın tiyatro sanatının gelişımı açısından önemli olduğunu soyledi. Kültür Bakanlıgı'nın yıl içinde tiyatro alanında pek çok onemlı projeye imza atacağını kaydeden Sağlar. 1 996 yılında 'Okullararası Thatro Buluşnası' düzenlenerek tiyatro eğitımine \enlen destegjm arttırılacağını söyledi. Fikri Sağlar. y ıl içinde merkezı Di\arbakır'da olmak üzere "Deneysel Tiyatro Festi\ali'. Bursa'da "Balkan İ'lkeleri Thatro Şenliği". 'Uluslararası Açıkha\a Tiyatro Festhali'. \e Trabzon'da "Kafkas Ülkeleri Tiyatro Şenliği' düzenleneceğini kaydetti Sağlar a\rıca Almanya'da bulunan 'Theater un der Ruhr' tiyatro topluluğunun Genel Sanat Yönetmenı Roberto Cuillitarat'ından Kültür Bakanlığf nın katkılarıyla 7 mılyon mark hurcamayla 'İpek Yolu Projesi'nın de üerçekles.tmleceğını belırtti. Sağlar. buprojeyle Tpek \blu üzerınde yer alan ülkelerden Ipek Yolu'nun sadece tıcaret değil. bir kültür yolu da olduğunu kanıtla\acaklannı söyledi. Projeyle ilgili pro\alara 1996 yılında ba^lanması \e 1997 yılında da uygulamaya geçirilmesı öngörülüyor tını. Ama \ inc de oyunun adı Mutas>on. bo- zulma ya da başka bir Türkçe sözcük de- ğil. Türkçe ad olunca. Türk eseri olur diye birşe> düşünmedim. Zaten diğer külriirler- le etkileşim içinde olduğumuzu da kabul etmeliyiz. Ni>e bir kö\ filmi \apınca bizden oluyor da. entellektüel bir çiftin \aşamım anlatan bir film daha az bizden oluyor?" "Onlar kim.bili>ormusun?"başlıklı dü- zenlemenın sahıbı koreograf İhsan Bengi- er. çalışmasında ınsan haklan konusunu ışlıyor. "Onlar" dıye gösterdığı ınsanla- nn. Türkıyede vedunyada ınsan haklann- dan mahrum kalan ınsanlar olduğunu söy- lüyor. Bengıer"ın çalı^masındaki en ılgınç bölümlerden bın flüt çalan bır sanatçının sahnede 3 nıetre \ükseklıge asılması. Bu- nun anlamını Bengier anlatıyor: "Insan haklannın yaşanmadığı bir ül- kede sanat da böyle asılır işte. \'ardır ama boy nundan asılmıştır. Ben bu çalışmada iş- kence\i. hapishaneyi ve bütün duvarlan anlattım. Hapishane duvarlannın dışında olsak bile çevremizde duvarlar olduğunu sö.Nİedim. HalukGerger. Ismaıl Be^ıkçı gi- bi ınsanlar hapishanede. Ama bu ınsanlar dışan çıksalar çok mu özgür olacaklar? Hiçbirimizözgürdeğiliz. Insanlar artık bu durumu kanıksadı. Gazeteleri açıp bakı- vorlar. Beşikçi. Gerger... Hayatlannı hiçbir şev >okmuş gibi sürdüriiyoriar. Insanlar Türkiye'de şiddeti de kanıksadı. Benim gös- terimde de şiddet var ve izlevenler bunu da kanıksavarak izlevecekler. Ben izleyenlere, kanıksadıklan şev leri ve bu alışmışbğı gö$- termek istedim." "Demli Çav™ \e "Kalkın Gidelim" adlı düzenlemelerın koreografı Yasemin Alo- oklar ıse. artık "ileti" \ermemekten yana. Çünkü artık herkesin bır iletı \ermeye ça- lıştığını. oy sa insanlara daha doğrudan şey- ler sö\lenmesı gerektığını söylüyor. "DemliÇay " adlı düzenlemede Karadenız ınsanının canlılığını \e sıcaklığını anlattı- ğını söyleyen Altıoklar. Okay Temiz'ın Ka- radenız türkülerı için yaptığı yorumları kullanıyor. Altıoklar'ın yıtırdığımtz kore- ograf Ouvgu Aykal'ın anısına yaptığı "Kal- kın Gidelim" adlı düzenleme ıse, ınsanla- nn kaçma ısteğı üzenne bır çalışma. NA- SVnm uzav fotoğraflannın da kullanıldı- ğı düzenleme ıçın Altıoklar'ın kurduğu cümle. şöyle: "Öbür dünya daha mı iyi acaba?" Altıoklar. ıl'etı \ermekten \azgeçmesı- nın nedenını de sö\ le açıklıyor "Artık daha doğrudan konuşmak. daha damıtılmış olmak gerekiyor. Mücadelede de. yaşamda da daha damıtılmış. Kcndimi- ze ve savaşımıza yapışmış yapaylıklan at- nıak gerekivor. Gerçek olana döndüğü- müzdt bu karmaşa ve kişilik sorunlan bi- tecek bence. Kalkın Gidelim'de de böyle bir çaba var zaten." "Kalkın Gidelim"in müzıkleri daha ön- ce Keith Jarret \e Cnick Korea ıle bırlık- te çalii,mış olan Tuluyhan Lğurlu'ya aıt. Türk koreograflannın yapıtlannı sezon boyunca Opera Sahnesi'nde ızleyebilecek- sınız. YAZI ODASI SELİM tLERİ Sinema Bir Tutkudur Atilla Dorsay kendını öyle tanıtıyor: ".. sinema tutkunu, meraklısı veyazarı.. ömrünün önemli bir bö- lümünü adadığı bu sanat..." Bu sözleri, yazarın ye- ni yapıtı 100 Yılın 100 Yönetmeni'nln (Remzi Kita- pevı) önsözünde okudum. Yazıya sunduğu emek, sanırım otuz yılı aştı. Bizim kuşak sinema sevgısını değılse bıle, sinema kültü- rünü, film izleme bilıncinı yoğun biçımde Atilla Dor- say'ın yazılarından edınmiştır. Bir bölüğü gazete- dergi yazılarından derlenmış, bir bölüğü doğrudan doğruya bir kitap anlayışı, bütünlüğü içinde düşü- nülerek kaleme alınmış yapıtlannı yan yana dızın; Atilla Dorsay'ı ülkemizın bır numaralı sinema yazarı kimliğiyle saptarsınız. Onu, otuz yıla yaklaşan bir zaman diliminde hatır- lamaya, gözümün önüne getirmeye çalışıyorum: Sı- raselviler'de, Alman Hastanesi'nın kapısında tanış- mıştık. Aynı yönde mi gıdiyorduk, karşı yönlerde mi çıkaramıyorum. Ayaküstü, dakikalarca sınemadan, romandan. sanattan konuştuk. Sanat coşkusu taşı- yan bir tanışmaydı. O günden şimdıye sevgili Atilla da eşi, sevgili Le- man Dorsay da seçkin dostlarım kaldılar. Senaryo yazarlığı çabama en büyük desteği Atil- la Dorsay'dan gördüm. 1970-1975 arası olmalı; ilk ciddi senaryo çalışmam olan Yaralı Kurt üzerine in- celikli yazısını nasıl unuturum: Gerçi senaryonun dörtte üçünü Lütfi Akad usta -yetersızliğım karşı- sında- bir başına yazmak zorunda kalmıştı, ama Atil- la Dorsay benden sevgıyle söz açıyordu. 80'lerde iki senaryom iki ayrı yönetmen için yazıl- mış, yönetmenler hâlâ kavrayamadığım sebeplerle senaryolarıma ortak ımza atmamızı uygun görmüş- lerdi. Bu iki film rastlantı sonucu aynı hafta gösteri- me girdi. Atilla Dorsay, yönetmenlerden çok, 'Selım lleri dünyas/"ndan söz açan. çok sevdığım, beni onurlandıran bir yazı yayımladı Cumhuriyet'te. (Ne saklayayım, öcüm alındı, dıye duşünmüştüm...) 1995'in son günlerinde okura sunulan 100 Yılın 100 Yönetmenı, şu anıları bırdenbire çağrıştırdı. Ye: ni yılın ilk günlerindeyse büyük tat alarak kıtabı oku- dum. Atilla Dorsay, yazısına kişısellığını yansıtan, nesnellik arayışında öznelliğe hiç mı hıç sırt çevııme- yen, bir "sanatçı-eleştirmen". Yeniyapıtındatutumu- nu şöyle yorumluyor: "Yazılar, görülecektir, birer deneme üslubunda ya- zılmıştır, adlan hemen heryazının içinde venlen çe- şitli kaynaklardan vegörülen filmlerden edinilen so- mut bilgi ve yargılann yanı sıra, şu veya bu yönet- men üzerine Atilla Dorsay'ın biraz kişisel bir bakışı ve o sanatçıyı yorumlama çabası olmastna dikkat edilmiştir." Batı sinamasının yüz yönetmeni yorumlanıyor ya- pıtta. Sayısız kaynak söz konusu. Ne var ki eleştir- men, -bizde yapılagelen- o kaynaklarla yetınme yo- luna sapmayarak asıl kendi görüşlerini, düşüncele- nni kaleme getirmiş. "Sunset Bulvan" Büyük emek ürünü, baskısı ve fotoğraflarıyla da göz okşayan kitabı okurken Atilla Dorsay'la bırlikte bir sinema tutkusu serüvenine çıkıyorsunuz. Yaza- rın kişisel beğenisini, duygu dunyasını, hayata bakı- şını bile bambaşka alanlardan öğrenme fırsatı doğu- yor. Örnekse, benim de yıllar yrtrbelleğimde yaşattığım, o eşsiz, olağanüstü Sunset Bulvan filminın şuraya buraya, işte Erich Von Stroheim'a ya da Billy Wil- der'a aynlmış sayfalara sıkıştırılmış öyküsünü izler- ken Atilla Dorsay'ı gerçek bır sinema tutkunu kimli- ğiyle alımlama fırsatı doğuyor. Atilla Dorsay. öylesıne iz sürüyor kı bir "star"ın çö- küş trajedısinı dıle getiren Sunset Bulvarı. kitaba ser- piştirilmış ayrıntılar bırleştırıldığınde. olanca arka yü- züyle. madalyonun ötekı yüzüyle belıriyor. Sessız si- nema dönemınden arta kalmış bir star. merhamet- siz Hollyvvood sinemasında eski ünune kavuşabil- mek için her şeyı göze almıştır. Atilla Dorsay, Gloria Svvanson'ın canlandırdığı unutulmuş yıldız portre- sinı, alıntıladığı bır replıkle ıfade etmekle kalmıyor: yıl- dız trajedilerine yönelik kişisel sempatısını de vurgu- lamış oluyor: "Ben hâlâ büyüğüm. Ama artık filmler küçüldü..." 1950'de çevrilmış Sunset Bulvarı'ndan bu sözü - imbıkten geçire geçire- yapıtına alıntılamak. öyle sa- nıyorum ki Atilla Dorsay ıçın sınemanın hayat kadar değerli olduğuna işaret ediyor. Ve yine öyle sanıyorum ki herhangı bir sanat dalı- na ömrünü bunca adayabilmiş çok az eleştirmeni- miz var. Orta yaş gelip çatınca. asıl hayatımın yaşadıkla- rım değil, unutamadığım romanlardan sahneler ol- duğunu ayırt ettım. Her yenı güne onlan tekrar can- landırarak başladım. 100 Yılın 100 Yönetmenı'ni okudukça, sevgili Atilla Dorsay'ı hep, birtakım unu- tulmaz film sahnelerinde gezinırken görür gibi ol- dum. Şimdi özlemle 700 Yılın 100 Fılmi ıle 700 Yılın 100 Oyuncusu'nvn bizlere ulaşmasını diliyorum. Oscar adayları belli oldu • NEVN ^ORK (AA)- Bu > ılın Oscar ödüllerı için .' geriye sayım başladı. "The Bndges of the Madıson County" (Yasak Ilışkı). 'Braveheart' (Cesur Yürek), "Apollo 13'. 'Lea\ıng Las V'egas'. "The Amencan President". "Toy Story' \e Sense and Sensibılıyty' Oscar'a aday fılmlerın "gözde'len arasında bulunujor. Amerikan fılm eleştırmenlen. bu yılın Hollyvvood açısından kötu bıryıl olduğu gorüşünde birleşirlerken En Iyı Erkek O>uncu Ödülü ıçın Mel Gibson (Cesur Yürek). Clint Eastvvood (Yasak Ilışkı)^ Tom Hanks (Apollo 13). John Travolta (Get.Shorty) ' ve Antohnv Hopkins'ın (Nıxon) adından söz ' ediyorlar. En İyi Kadın Oyuncu adayları ise şöyle sıralanıyor. Merly Streep (Yasak İhşki). Nicole Kıdman (To Dıe For). Elisabeth Shue (Leavıng Las Vegas). Susan Sarandon (Dead Men Walkıng). Annette Bening (The American President). Emnıa Thompson (Sense and Sensıbılıty ). Yardımcı aktör ve aktrist kategorılerinde şanslı görülen aday lar da şunlar: Kevın Spaceş. Nıcholas Cage. Tım Roth. Ed Harrıs. Angela Bassett. Mira Sorvıno. Kate VVınslet. Joan Allen ve Mare VV'innigham. Ceıral Süreya'nın ölüm yridönümünde gelip geçenter • Kültür Ser>isi- Birçok yazar. ^ ı r ve ressamın ugrak yerlerınden olan Bostaneı'daki Hatay Restoran"da. bugün ölüm yıldönümünde anılan Cemal Süreya başta olmak üzere. geçen yıllarda yıtırdığimız sanatçılar için birtoplantı düzenlenıyor. Saat 16.00- 19.00 arasında yapılacak olan toplantıda. yıtırıdğımız ustalann yakınları konuk olarak bulunacaklar. Sanatçı arkadaşlan tarafından değışik konus.malarla anılacak olan ustalann Hatay Restoran'ın ünlü defterlerine yazıp çızdikleri notlardan Mehmet A.Iı Işık tarafından derienen bır kıtap da Hatay Defterlen Bır adıyla toplantıya yetıştirilmış olacak.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle