Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
- A OCAK 1996 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
İSKİ Genel Müdürü Veysel Eroğlu, maliyet hesaplannm sürdüğünü söyledi
Sırada s\\ zaııuıu var• Eski yönetimin 5 yıllık
-.borçlannın kendilerine
kalmasından yakınan Veysel
Eroğlu. suya gelecek zam
oranının ayın I5'inden sonra belli
olacağını söyledi.
• Tayyip Erdoğan tarafından
temeli atılan Kartal Ana Besleme
Sistemi kapsamındaki 3 adet su
haznesi ve 3 adet terfi merkezi,
Kartal bölgesinin içme suyu
ihtiyacını karşılayacak.
Istanbul Haber Servisi - İSKLİ Genel
Müdürü Veysel Eroğlu. suya ne kadar
zam yapacaklannın ayın I5'inden son-
ra belli olacağım söyledi.
Eroğlu. "Maliyet hesaplarını henüz
yapmadık. Ayın 15'ine kadar maliyeti çı-
karacağız. Durum o zaman belli olacak.
Ama elektriğe de zam geldi. Malijetleri-
mizarttı"dedi.
Nurettin Sözen döneminde suva yapı-
lan zamlann geri alınması içın RP tara-
fından düzenlenen imza kampanyasın-
da toplanan imzaları Tayyip Erdoğan
dosyalar içerisinde Nurettin Sözen'e
vermişti. İSKİ Yönetim Kurulu Başka-
nı da olan
Istanbul Büyükşehir Belediye Başka-
nı Tayyip Erdoğan. geçen ay ıçensinde
İSKİ Genel Kurulu"ndan. geçen yıl ya-
pılmayan zamları da bu yıl faturalara
ekleme yetkisi almıştı.
Kartal-Vakacık-Soğanhk içtnesuyu
Ana Besleme lnşaatı'nın temel atma tö-
reni ve Kartal Müşteri Hizmetlerı Bina-
sfnın açılışı dün yapıldı.
Jstanbul Büyükşehir Belediye Başka-
nı Recep Tayyip E;-doğan'ın da katıldı-
ğı törenlerde konuşan Gaziantep Mil-
letvekili Kahraman Emmioğlu, Refah
Partıli belediyelerin başa gelmesıyle
halkın rahat ettiğini sav unarak "Bugün-
kii Türkhe'nin halinin 1994'teteslim al-
dığınuz kokuşmuş haldeki İSKİ 'den far-
kıyok" dedi.
Emmioğlu. mahaili idarelere gerçek
yetkıler \enlerek her şeyin yerinde ıda-
re edıleceğini de söyledı.
Eskı yönetimin 5 yıllık borçlannın
kendılenne kalmasından yakınan Veysel
Eroğlu ise suya gelecek zam oranının
ayın 15'inden sonra belli olacağını söy-
ledi.
Eroğlu. elektriğe gelen zammın ve es-
ki yönetimin borçlarının, kendilerine ek
gıder oluşturduğunu belirterek "Mali-
yet hesaplanmızı henüzvapmadık. V'ap-
tığııruzda durum belli oiacak" dedi.
Tayyip Erdoğan tarafından temeli
atılan Kartal Ana Besleme Sistemi kap-
samındaki 3 adet su haznesi \e 3 adet
terfi merkezi. Kartal bölgesinin içme
suyu ihtiyacını karşılayacak.
İSKİ Kartal MüşterilerMüdürlüğüise
Kartal. Maltepe. Pendık. Tuzla ve Danca
ilçelerinde bulunan abonelerin su ile ıl-
gıli hızmetlerinı görecek.
Öztürk'ten Erdoğan'a tepki
'•? Sözen ve Dalan'mI
yaptığı çalışmalar
inkâr edilemez'
• Kadıköy Belediye Başkanı Selami Öztürk. 7
skilometrelik sahil kuşaklama kolektörünün 116
utnetresinin Tayyip Erdoğan zamanında yapıldıgını,
- geri kalan kısımlann ise eski başkanlar Bedrettin
Dalan ve Nurettin Sözen dönemine ait olduğunu
rbehrtti. Öztürk, eski çalışmalan inkâr eden Tayyip
-Erdoğan'a tepki gösterdi.
İstanbul Haber Servi-
si- Kadıköy Belediye Baş-
- kanı Selami Öztürk, Bed-
rettin Dalan ve Nurettin
Sözen döneminde. sahil
kuşaklama kolektörü ile il-
, gıli yapılan çalışmaları
,. "inkâr" eden RP'lı İstan-
bul Büyükşehir Belediye
Başkanı Tayyip Erdoğan'a
tepki gösterdı. 7 kılomet-
relik kolektörün eksik ka-
lan 116 metrelik bölümü-
nün Tayyip Erdoğan döne-
minde yapıldıgını, Kadı-
köy'e çivi çakan her baş-
kana şükran duyduklannı
belirten Selami Öztürk,
"Yedi yılda 7 kilometresi
yapılan koiektörün yedi ay-
da sadece 116 metresi yapı-
larak sahiplenilemez. Bu-
rada Sayın Bedrettin Da-
lan'ın ve Savın Nurettin Sö-
zen'indeemeği vardır" de-
di.
,, Kadıköy Caddebostan-
,!Bostancı kuşaklama ko-
.kktörünün. eksik kalan
kısmının tamamlanması
üzerine 27 aralıkta bir tö-
ren düzenlendi. Tayyip Er-
doğan, jSKl yetkilileri ve
ı Selami Öztürk'ün de katıl-
dığı törendeki "Yedi yılda
yapılamayanı 7 ayda yap-
ük" pankartı tepki çekti.
L • Törende yaptığı konuş-
mada pankartlardakı yazı-
•lann gerçeği yansıtmadı-
ğını vurguladığını belirten
Selami Öztürk, şunlan
söyledi:
"Eksik kalan kısmın ça-
lışmasına başlanılacağı gü-
nüıı bir gün öncesinin ak-
şanu, beni törene çağırdı-
lar. Bu çağroı ciddivetsiz
bulduğumu. böyle bir tö-
ren için bir belediye başka-
nına en azından 2-3gün ön-
ce haber \erilmesi gerekti-
ğini belirtmiştim.
Bunun üzerine olsa ge-
rek ki açılış töreni için İS-
Kİ Genel Müdürü Veysel
Bey arayarak törene davet
etti. Ben de gittim. Kürsü-
ye selanılama yapmak üze-
rine çağnlmama karşın bir
konuşma yapacağımı söy-
ledim. Pankârtlarda yazılı
olan 'Yedi yılda yapılama-
yanı yedi ayda yaptık' sö-
zünün doğru olmadığını
söyledim.
Çünkü 7 kilometrelik
kolektörün eksikkalan 116
metrelik kısmı 7 ayda yapıl-
mıştı. Burada Sa>m Bed-
rettin Dalan'ın emeği var.
O dönemdeönemli bir dol-
gu çauşması yapıkiı. Nuret-
tin Sözen'in emeği var. 7 ki-
lometrelik kolektörün 4 ki-
lometresi tüneldir. Mo-
da'daki binaların altından
geçen koskocaman bir tü-
nei çalışması yapılmıştır.
Bunlar inkâr edilemez.
Cün olur si/in de hizmet
süreniz biter ve y ıllarca hiz-
met verdiğiniz bir projeyi
yeni gelen yöneticiler bir
günde açar. Biz, siyasette
geçmiş yöneticilerin kara-
lanmasından. \erilen e-
meklerin inkâr edilmesin-
den yana değiliz. Sizin 5 y ıl
emek verdiğiniz bir işi. ye-
ni gelenJer 5 dakikada ta-
mamlar, ondan sonra da
"Bunu bız yaptık" derler.
Bunlar doğru şey ler değil-
dir. Gelin, doğrulan söyle-
yin, biz de size teşekkür
edelim. Olay bu."
Bostancı-Moda arasın-
daki sahil kuşaklama ko-
lektörünün ihalesı Bedret-
tin Dalan döneminde ya-
pıldı. Ancak para buluna-
maması nedeniyle projeye
başlanamadı. Projeye Nu-
rettin Sözen döneminde
başlanabildi. Çapı 4 metre
olan boruların döşenme ışi
AZK firmasına ihale edil-
di. Ancak firma iflas edin-
ce iş Sözen yönetimi tara-
fından tasfiye edılerek fır-
ma mahkemeye verildi.
Büyük Kulüp'ten Bostan-
cı'ya kadar olan bölüm
STFA tarafından tamam-
landı. Yeni yönetimin işba-
şına gelmesinden, sonra
Bostancı Otoparkı'ndan
Bostancı Deniz Otobüsle-
ri Iskelesi'ne kadar olan
116 metrelik bölüme boru
döşendi. Söz konusu yerin,
AZK firmasının şantiyesi
olduğu ve tasfiye nedeniy-
le kapalı bulunduğu için
buraya zamanında boru
döşeme işinin yapılamadı-
&ı belirtildi.
Her sabah işe gelerek baretlerini gjyen işçiler ya bir gün geür de baretkrini givmez ve işe başlamazsa... (Fotoğraf: ÜMİT OTAN)
MESS Başkanı, 'sıfır sözleşmelere' alkış tutup işçiyi atılmakla korkutuyor
Metal işkolunda kıyımÜMİT OTAN
İZMİR - Gümrük bırlıği "firtına-
sı" tüm yurdu sararken ışçı kıyımları
"sessiz sedasız" vapılıyor ve artık ne
vazık ki haber de olamıvor. MESS
Başkanı Erdoğan Karakoyunlu'nun
Kardemir'de "sıfir sözleşme" vapan
sendıkayı kutladıgı. işçılerı de"aksi
takdirde şu anda iş aramak için >t>lla-
ra düşmüş olacakhnız" dıye "u>ardı-
ğı" günlerde. DEMAŞ'ın 173 ışçısı
kapı önüne kondu.
"İşçilere ücretolaraksıfırzam veril-
di. Sia kurtuvomm~~
MESS Başkanı Erdoğan Karako-
yunlu'nun Işveren Gazetesı'nde yer
alan. Özçelık-lş Sendikası'nın ba^kan
vevönetıcılennıövgüveboğduğugö-
rü^len bu tümcevle başlıyor. sonuçta
gelıp ışyerının önemıne davanıyordu:
• MESS Başkanı Erdoğan Karakoyunlu, "işçi
kardeşlerini" kutlarken de "Siz de doğruyu yaptınız. Aksi
takdirde belki şu anda iş aramak için yollara düşmüş
olacaktınız" diyordu.
"tşveri olraazsa istihdanı olmaz. tş-
veri olmazsa üretim olmaz. refah ol-
maz. İşyeri olmasaçe> re ve ülke.onun
varamğı ekonomik değerden \e tüm
aktivitelerden mahrum kalır. İşyeri ol-
ma/sa ihracat olnıa/. İşveri olmazsa
>ergi doğmaz_."
Karakovunlu. "işçi kardeşlerini"
kutlarken de "Sizdedoğruvuvaptınız.
Aksi takdirde belki şu anda iş aramak
için yollara düşmüş olacaktınız" dı-
yordu. Ancak Karakovunlu"nun unut-
tuğu "küçük bir a>nnd" \ardı:
"Ya işçi olmazsa?"
"Sıfır zam" da işçiyi kurtarmaya
yetmiyordu. Özelleştirme sonrası ak-
İa ılk gelen. ışçı kıyımiydı. Bunlardan
bın de yeni yıla ıki gün kala Izmır'de
kurulu DEMAŞ'ta )aşandı. l'zan aı-
lesının aldığı METAŞ'ın yan kurulu-
şu olan DEMAŞ'ta 133'ü ışçı, 40 bü-
ro çalışanı olmak üzere toplam 173
kışı bırgecede kapı önüne konuluver-
dı.
Işçılerın örgütlü bulunduğu Türk
Metal Sendikası'nın Izmır Şube Baş-
kanı Yılmaz Turan'ın anlattıklanyla
MESS Başkanı'nın vaklaşımlan ara-
sında uzaktan vakından bir benzerlik
yoktu: "Emeğigörmezdengelenlerde-
T ü r k i y e a c ı s ı n d a n b ü y ü k ö n e m t a ş ı y o r
ETUC'un seminetibugün başhyor
İstanbul HaberServisi-Türk-lş ve
DlSK'ın katkılanyla Avrupa Sendi-
kalar Konfederasyonu (ETUC) ta-
rafından düzenlenen "Sos>al Hak-
lar ve Serbest Dolaşını Semineri" bu-
gün Aımada Oteli'nde başlıvor.
3 gün sürecek semınerde Avrupa
Parlamentosu üyeleri. Avrupa'nın
çeşitli ülkelerinden konfederaşyon
yönetıcilen. hükümet yetkılilen,
Türk-tş ve DİSK yöneticılen. aka-
demisyenler \e konuyla ilgılenen
milletvekilleri sorunu değişik açı-
lardan değerlendırecekler.
Yetkililer. Gümrük Birliği'ne
(GB) geçişin ilk günlerinde gerçek-
leşen semınerin Türkiye acısından
büyük önem taşıdığına dikkat çekı-
yorlar.
Seminenn birinci günü "L'lusla-
rarası Sözleşmelerde Göçmenlerin
Sos>al Haklan". "İşyerinde Mu-
amele Eşitliği. Yasalar \e Pratik".
ikıncı gün "Sos>alGüvenlik.Emek-
lilik. Ek Haklar" ve "L > um Sürecin-
de Haklar ve Görevler. Kişisel Hak-
lar (Aatandaşlık, Serbest Dolaşım),
Aile Haklan" son günde ise "Göç
V'eren L'lkeler ile Göç Kabul Eden
İlkelerdeki Sosval Aktörierin So-
rumluluk ve Görev leri" tartışılacak.
Seminer. "ToplantıSonuç Değerlen-
dirmesi" ile tamamlanacak. Semı-
nerin açılışına Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanı Mustafa Kul.
DİSK Genel Başkanı Rıdvan Bu-
dak. Türk-lş Genel Başkanı Bayram
Meral. A\ rupa Sendikalar Konfede-
rasyonu Genel Sekreter Yardımcısı
Jean Lapeyre'nin katılacağı bildiril-
dı.
Seminer kapsamında düzenlene-
cek olan panellere yerli ve yabancı
uzmanlar tarafından çeşitli tebliğler
sunulacak ve tartışmalar yapılacak.
mokrasivi kuramazlar. yıpratıriar.
Bizde özelleştirme denildiğinde akla
ilk gelen. kaç işçinin kapı önüne konu-
lacağı oluvor. l'zan ailesinin aldığı DE-
MAŞ. geniş bir arazive sahip. tşçileri
attığına göre demek ki bunlara ihtiva-
cı vok. Belki ileride ara/iv i parselleyip
bina dikerler. Emekolmadan fabrika-
lann ne önemi var? \ ığınlarla lıurda-
nın nconcmi \ar?
Ne vazık ki gümrük birliğinin gün-
deme oturmasıvla emek vok sav ılıvor.
görmezden gelinmeve çalışılıvor. An-
cak işçi, emeğinin gücünü göstermesi-
ni büir."
Türk-lş 3. BölgeTemsılcısı Musta-
fa Kundakçı da "gümrük birliğinin
ekonomik vaptınmlanna kafa yoran-
lann sosyal yaptınmlar için ne düşün-
düklerini" soruyor. Karakoyunlu'nun
yakla^ımlarına "ateş püsküriiyor"du:
"Emekolmazsa, Karakoyunlu'nun
oturduğu ev olmaz. yediği olmaz. Boş
fabrikalar. aletler ne işlerine yarar me-
rak ediyorum. Biz gümrük birliğine
de özelleştirmeycde karşı değiliz. Ama
böy le olmaz ki. Hiçbir altyapı çalışma-
sı yapmadan işçi kıyımına. emek sö-
mürüsüne dayalı bu işi götüremezler.
Gümrük birliğinin gö/desektörü olan
tekstilde en önemli faktör. emeğin sö-
müriisüdür. > ığınlarla örgütsü/insan
busektördeçalışıyor. Sendikalı olan iş-
yerierinde bile işçi giriş çıkışı yoğunlu-
ğundan ücretler asgari ücretten y uka-
n çıkamıyor. Eğer işverenler bu nesli
gözden çıkardılarsa onu bilmem, ama
sonuçta başanlı olanıazlar. Gümrük
birliğinin çalışma yaşamına getirecegi
olumsuzluklara en kısa zamanda ön-
lem alınmalıdır. Bu y ıl işsizJer ordusu
çoğalacak. fakirieşme hızlanacaktır. A-
ma şunu söy leyey im. iş banşının bozul-
ması. iç banşı da etkileyecektir."
ARAYIŞ
TOKTAMIŞ ATEŞ
Refah Korkusu
Toplumumuzun belirli kesimlerinde garip bir Refah
Partisi korkusu var. iç politikada, muhtemel bir Refah
Partisi iktidannın zeminini hazııiamak için ne mümkün-
se yapanlar, ülke dışına çıktıklan anda "Refah tehli-
kesinden" söz etmeye başlıyorlar, Refah'tan ve Re-
fahlılardan bir "umacı" gibi korkulması gerektiğini di-
le getiriyorlar.
Yurtdışında hiç kimse bunlara, "Peki, Refah'ın bu
denli güçlenmesi, sizin ve uyguladığınız polıtikaların
sonucu değil mi" diye sormuyor. Son yasama döne-
minde izin verilen imam-hatıp meslek liselerınin sayı-
sı 9O'ı geçmiş. Acaba buralardan mezun olan genç-
ler, Refah dışındaki siyasal partilere mi yanaşacaklar?
Bu okullara ızin veren koalisyon hükümetinin iki orta-
ğı, acaba ne tür beklentiler ıçindeydiler?
Dogrusunu isterseniz, Refah Partısi'nın ıçınde yer
alacağı koalisyon, en son isteyeceğım şeylerden bi-
ridir. Bunun nedenlerini biraz aşağıda anlatacağım.
Fakat şımdiden üzerinde durmak ıstedığım bir başka
konu var. O konu da muhtemel bir "Refahlı koalısyo-
nun" dünyanın sonu olmayacağı. Zira Refah daha ön-
ce de değişik koalisyonlara katıldı ve (bence) büyük
münasebetsızlıkler etti. Fakat Türkiye batmadı. Işleri
karıştırdılar, belirli bakanlıklarda "kurtarılmış bölge-
ler" oluşturdular, devletle iş yapan kimı müteahhitle-
rin "bağışlanyla" partilerini kalkındırdılar... Ama sonun-
da tırıs-tırıs gittiler. Gene ıktidar ortağı olsalar aynı şey
olur. Bu kadar korku neden?
Gençlerin korkusunu anlıyorum. Ama bizim kuşak-
tan insanların korkularını anlayamıyorum. Ve insanla-
rın böylesine unutkan olmalanna isyan ediyorum.
Bir yıl kadar önceydi. Bir yüksek lisans dersınde bir
öğrencim, seminer ödevini sunacaktı. Konu, Türkı-
ye'de partileşme süreciyle ilgiliydi. Ödevini sunacak
olan öğrencim, yerinde bir biçımde 27 Mayıs devri-
mini başlangıç almıştı. Ve tam ödevini okumaya baş-
layacaktı kı; arkadaşlarından bırı, "Bırakşu tarıhı ya-
hu" diye araya girdi, "günümüzdekı gelişmeleri an-
lat." Doğrusu şaşırrp kalmıştım. 27 Mayıs, bu genç ın-
sanlar için "tarih" olarak görülüyordu.
Birden aklımageldi kı; bu çocuklar 27 Mayıs'tan 12-
,13 sene sonra doğmuşlardı. 27 Mayıs onlar ıçın el-
bette, "tarih"idi. Kendimı düşündüm. Ben doğduğum
zaman Atatürk ölelı, henüz altı yıl olmuştu. Cumhu-
riyetin ilanından sonra da 21 yıl geçmıştı. Ve ben bu
olayları bayağı, "tarıh" olarak değerlendirdim. Bugü-
nün gençlerı içın de elbette hem 27 Mayıs, hem 12
Mart hem de 12 Eylul, tarih olarak görülüyordu.
Bugünün gençleri 12 Eylül 1980'de, yanı bundan on
altı yıl önce. okul çağında bıle değıllerdi. 12 Eylul ön-
cesinı ve Erbakan'ın ortak olduğu koalısyonları nasıl
anımsasınlar? Onların kafasında Refah'ın bir koalıs-
yona ortak olması demek; Türkiye'nin Iran olması de-
mek, Türkiye'nin Suudi Arabistan olması demek...
Oysa ki Türkiye hiçbir zaman ne Iran olur, ne Suudı
Arabistan. Refah; değıl bir koalısyonun ortağı olarak
tek başına iktidara gelse bile, buna gücü yetmez. Zı-
ra Türk devrimi sağlam temeller üzerine oturtulmuş-
tur. Bir buzdolabını kemirerek yıkmak isteyen hamam-
böceklerinın şansı ne kadarsa, laik cumhurıyetımızı yı-
karak bunun yerine Islam şerıatının egemen olacağı
bir düzen getirmek ısteyenlerin şansı o kadardır.
Fakat bu yazdıklarım yanlış anlaşılmamalı. Bıraz yu-
kanda da değindiğim gibi; Refah Partısı'nin de ıçın-
de olacağı bir koalisyon. isteyebileceğım en son şey-
dir. Korktuğumdan mı? Hayır asla.
Böyle bir olasılıktan asla korkmam. Hatta tam ter-
sine, böyle bir koalisyon ıçinde yer alacak olan Refah
Partisi'nin; kimilerinin kafalarındaoluşan "adil düzen"
masalına nokta koyacağına inanırım. Ve bu nedenle,
böyle bir hükümeti belki de desteklemem ve özendir-
mem gerekir. Fakat bunu gene de istemiyorum.
Bunu istemiyorum, zıra böyle bir durumda merkez-
sağ partilerin, Refah'ın önünü kesmek umuduyla da-
ha da sağa kayabileceklerınin endışesını taşıyorum.
12 Eylül'de bunun çok acı örneklerıni yaşadık. Akılla-
nnca "dinci sağ"a set çekmek isteyen cunta yöne-
timleri, tam anlamıyla dınci sağın önünü açtılar, işle-
rini kolaylaştırdılar.
Hangi Refah iktidarı ortaöğretime zorunlu din der-
si koyabilirdi? Hangi Refah iktidarı Rabıta'nın parası-
nı din görevlılenne dağıtabilırdı? Hangi Refah iktidarı
Türk Dil Kurumu ve Türk Tarih Kurumu'nu kapatabi-
lir, hangi Refah iktidarı "Türk-lslam Sentezi"nı Türki-
ye Cumhuriyetı'nın resmi ideolojisı haline getırebılir-
di?
Fakat ben gene de Refah'ın içinde yer alacağı bir
koalısyonun çok zararlı olacağını duşünüyorum. Be-
ni özellikle endişelendiren şey, Refah'a yakın görünen
kimi fanatikgenç grupların muhtemel munasebetsız-
likleri ve laik kesimde bu münasebetsızliklere karşı do-
ğabilecek sert tepkıler.
Bunun izlerini de görüyoruz.
Refah'a yakın kimi yayın organlarındaki "haddıni"
ve "terbiye sınırlannı" aşan başlıklar, Erbakan Ho-
ca'nın yakışıksız ifadeleri, Şevki Yılmaz'ı gene ön
plana çıkarma gayretlerı... Burnuma kötü kokular
geliyor. Ancak, her şeye rağmen, korkunun da tadını
kaçırmamak gerekir.
Refah'ın korkulacak bir yanı yoktur. Eğer muhtemel
kimı tatsızlıkların ortaya çıkarabileceği tartışmalardan
korkuluyorsa; bundan bizim değil, asıl Refahlıların en-
dişe duyması gerekir.
TEM GIŞELERINDE SAATLER SUREN BEKLEYIŞ
Otoyolda yılbaşı terörü
OKTA\ EKİNCİ
Yılbaşındakı küçük tatilden yararla-
narak bu kez Marmara Bölgemızın ya-
kın ama "gözden ırak" bir köşesıni. Ar-
mutlu Yanmadası'nı ve Gemlik Körfe-
D kıyılarını inceleme olanağı bulduk.
Yalova'dan ıtibaren Çınarcık. Armutlu.
Gemlik kuşagı ile Mudanya ve Tnlye
arasındakı "son durumu" yakında
Cumhuriyet okurlan da ögrenecekler.
Ancak şımdi sıcağı sıcagına, bu ılgınç
gezının dönüşünde. TEM Otoyolu'nun
îstanbul'a gınş gışelennde karşılaştığı-
naız "yılbaşı terörüne" değınmek ısti-
«Drum. Evet. Yaşadığımız olay. neresın-
qen bakılırsa bakılsın acımasız bırterör
pylemıvdı.
»S Bınncısı. ınsanlar çaresizdiler. Hak-
î^rını. hukuku, uygarlığı savunma ola-
i»kları yoktu. Dertlerinı anlatacakları
ve yardım ısteyeceklen bir görev lı ya da
Şamu yönetıcısi ve hatta polıs de pek
brtalarda yoktu.
Ikıncisı. "teröristler" de inanılmaz öl-
çüde acımasızdılar. Yine bınlerce ve bel-
ki de on binlerce kişınin çaresızlik için-
de kıvranmalanndan sanki "amaçlanna
ulaşmış"gıbıydıler. Aynı on bınlerce kı-
şi. yılbaşında tatıle çıkmaktan ve "yeni
yılı coşkuyla kutlamaktan" çoktan bın
pışman olmuşlardı.
Lçüncüsü. bu eylem sonucunda "dev-
letin iflası" ışte bir kez daha kanıtlanmış-
tı. Türkıyenın Avrupa Gümrük Birli-
ği'ne resmen girdıği ilk gün, yanı 1 O-
cak 1996 günü. yıne Türkiye'nın kendı-
• 1 Ocak 1996 Pazartesi günü
akşamı lzmit'ten Istanbul'a 50
dakikada coşkuyla ulaşan otoyol
yolculan. bu Avrupa hız yolunun
yine Avrupa standartlanndaki çıkış
gişelerinde "personel yokluğu"
yüzünden en az 1.5 saat beklemek
zorunda kaldılar...
sını en çok "Avrupalı" gösterdığı ünlü
bir otoyolununen büyük gışekapısında.
altyapı yetersizlığınden degıl. "insan ve
anlayış yetersizliğinden" ötürü. saatler-
ce süren olaganüstü bir kargaşa ve tıka-
nıklık yaşanıyordu.
Yılm bu en yoğun ve en önemli gü-
nünde. aslında doğru ve yeterlı bir sayı-
da düzenlenen 20'ye yakın çıkış gışesın-
den "sadeceyansı" açık tutuluyor. üste-
lık bunlar yan yana v e araçlann önceden
yönlendınlebıleceğı bir düzen ıçensın-
de olmadıgından. yıne Av rupa standart-
lannda "tall plaza" yazısıyla tanımla-
nan alan. insanların neye ugradıklannı
şaşırdıkları bir cehennem meydanına
dönüşüyordu...
1 Ocak 1996 Pazartesı günü akşam
saatlerinde. onca yoğun "dönüş trafiği-
ne" ve yağmura rağmen. Anadolu Oto-
yolu'nun yaklaşık 80 km'lık Izmıt-ls-
tanbul kesımmı yıne bir saatten az bir
zamanda geçerek "yılbaşı coşkusunu
sürdüren" tatıl gezgıncılen arasında bız
de vardık ve gışelere vardık.
Ne var kı uluslararası otoyol ışaretle-
rıne uygun olarak "paralı çıkışa 500 m.
kaldığını" gösteren lev halan görmemız-
lebırlıktebaşlayan terörortamı ıçensin-
de. yaklaşık "1.5 saat" süren bir "gişe-
ye ulaşabilme" mücadelesınden sonra.
gecenın kör karanlığında o cehennem-
den ancak dıreksıyon becerılerıy le kur-
tulabildık.
Bu akıl almaz bekleme v e kargaşanın
tek. ama tek nedenı. bütün gışelerin de-
ğil, sadece bir kısmının açık tutulma-
sıydı. L'stelık onlar da düzeniizdıler ve
sürücülerin çogu, açık olduğunu sandık-
ları gışe yenne kapalı olanlann önünde
uzun kuyruklar oluşturduğundan. son
anda yapılan şerıt değiştiıme manevra-
lan da bu ılkel bekleme ortamını gıde-
rek kördüğüm yapan çözümsüz tıkan-
malara yol açmıştı...
Karavoüan'nın bu akıl almaz "a>-
mazlığı" yüzünden on bınlerce kı^ıyle
bırlıkte yaşadığımız genlımı yine deso-
nunda atlatmış olmanın sakınlığıyle gı-
şe memurlanna yönelttiğımız "Neden
diğerieri kapalı" şeklındekı sorumuzun
yanıtı ise yıne Avrupalıların "duyma-
ması gereken" türdendı.
Belli kı bıze kadar belki de yüzlerce
kez aynı soruyla karşılaşan "sabıriı" gı-
şe memuru. asıl sorumlu kendısı olma-
dığı halde sankı sorumluynıuşçasına
cıddı bir sesle açıklama yapıyordu:
"Bugün tatil (»Idugundan. yeterli per-
sonel yok..."
Ne dersınız?.. Acaba Karayolları da
gışe memurunun bu yanıtıyla mı yetıne-
cek. yoksa daha ıkna edıcı bir açıklama-
da bulunaeak mı?..
TEMA cenel Müdürü Ümit Yasar cürses SAİD HALİM PAŞA YANGINI
TEMA Vakfı'nca Neşilköy Halil Vedat Fıratlı İlkokulu öğrencilerine dia gösterileriyle
erozyonun sonuçlan ve önlemleri anlatıldı.
'Erozyona duyarlı olmakşart'
İstanbul Haber Servisi-Türkiye Erozyon-
la Mücadele. Ağaçlandırma ve Doğal Var-
lıklan Koruma Vakfı (TEMA) Genel Mü-
dürü İ'mit Yaşar Gürses. "Siyasiler erozyo-
na çare bulmadan iktidar olamayacaklannı
anlay ıncaya kadar mücadeleedeceğiz"dedi.
TEMA Vakfı tarafından Yeşılköy'dekı
Halil \edat Fıratlı İlkokulu öğrencilenne
erozyon, sonuçlan ve önlemleri anlatıldı.
Türkiye'nin erozyona uğramış çeşitli bölge-
lerınden örnekler bulunan bir dıa göstensı
eşlığınde öğrencilere bılgi verildi. "Devlet,
topraklannın verimli olarak işlenmesini sağ-
lamak ve erozyondan korumak için gerekli
tedbirleri alır" şeklındekı anayasanın 44.
maddesimn anınisatıldığı fılmde. Türki-
ye'nin yüzde 97'sınin erozyon tehlıkesi ile
karşı karşıya olduğu belirtildi. NASA'nın
yaptığı biraraştırmaya göre Türkıye'nin 45
yıl sonra çöl olacağı tahmininin yapıldığı
kaydedılen filmde, Avrupa "da erozyon ne-
deniyle kilometrekarelik alanda 84 ton top-
rak kaybedilirken Türkiye'de bu rakamın
810 ton olduğu bıldınldı. Kaybedilen top-
rak miktannın yılda 500 rnılyon ton olduğu
\ urgulanan filmın gösterilmesinin ardından
çocuklann hepsi "çevreci' olduklannı veor-
manlan yaşatacaklarını ıfade etmek için
parmak kaldırdılar.
Gürses, erozyonla mücadele etmenin baş-
lıca şartının mev cut bitki örtüsünü korumak
olduğunu söyledi.
Bakanlık idari
soruşturma başlattı
MEHMET DEMİRKAYA
Saıd Halım Paşa Yalısı
yangınının bir sabotaj sonu-
cu çıkıp çıkmadığının
TBMM tarafından araştınl-
ması içın önerge hazırlanı-
yor. Yalının yakılacağını bir
yıl önce TBMM gündemine
getıren ve konuya ılışkın
yaptığı açıklamalarla dıkkat-
lerı çeken ANAP İstanbul
Milletvekilı Halit Duman-
kaya. yeni Meclıs'te "Araş-
tırma Komisyonu"nun oluş-
uırulması ıçın çalışmalar ya-
pacagını söyledi. Bayındır-
lık ve Iskân Bakanlığı da
yangınla ilgılı ıdarı soruştur-
ma başlattı. Yangını araştıran
komisyon üyesı. eskı İstan-
bul ltfaıye Müdürü ve İTL
Makına Fakültesı ögretım
üyesi Doç. Dr. Abdurahman
Kılıç. "Yangının meydana
geldiği yer, meydana geliş sa-
ati değeıii eserlerin alt kat-
lardaolması gibi nedenlersa-
botaj olasıhğını önemli ölçu-
de zayıflatıyor. ama tama-
men ortadan kaldırmnor"
dedi.
Bayındırlık ve tskân Ba-
kanlığı da. Saıd Halım Paşa
Yalısı'nda meydana gelen
yangınla ilgılı ıdan soruştur-
ma başlattı. Mimarlar Oda-
sı'nın. restorasyon ışının
ruhsatsız olduğu ıddıasıyla
y aptığı suç duy urusu üzerine
"Bakan adına" ıdan soruş-
turma açan Bayındırlık ve Is-
kân Bakanlığı S'apı Işlen Ge-
nel Müdürü HüseyinCinde-
mir. Teknık Araştırma ve
Uygulama Genel Müdürlü-
ğü'nden konunun "tetkik"
edılerek görüşlennm ıvedı
olarak bildınlmesini istedı.
Saıd Halım Paşa Yalısfnın
yakılacağını yaklaşık bir yıl
önce TBMM'de gündeme
getıren ve yenıden seçılen
ANAP'iı Halıt Dumankaya,
TBMM'de araştırma komis-
yonu kurulması ıçın tekrar
araştırma önergesı hazırlay a-
cağını söyledi. Dunwnkaya
şunları söyledi: "İşin arka-
sını bırakmayacağız. Sarı-
yer Savcılığı'na gittim. Bi-
İirkişi raporlarını gördüm.
Ama adaleti de yanıltıvor-
lar. 10 tane gariban işçinin
üzerine kalmış olay. De-
dektörler çalışmıyormuş.
Çalışsa da çalıştırmazlar-
dı. Dedektörlerin çalışma-
dığını söylenıek bu işin
normal açıklaması. Ihmal
olsa bu kadar üzülmeyece-
ğim. Burada kasıt var"