25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 OCAK 1996 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA 11 TeJ: 0.212.512 05 05 Fufcs: 0.212.512 44 97 Milli Eğitîm Bakanlıgı'nın işgüzarlığı D ınar yerle bir olduktan sonra, yaralar sarılmaya başlanmıştı ya, işte o günlerde Afyon Mil- li Eğitim Müdürü de yanında zevatıyla gelmiş, öğretmenleri bir alan- da toplamış ve yüksekçe bir yere çıkrp konuşmuştu: "Öğretmenlerimiz, nereye tayin ol- mak istiyorsa bildirsinler, herkesin ta- yinini istediği ile, ılçeye, kasabaya ya- pacağız. Formları doldurun hemen ve- rin." Istanbul Üniversitesi Edebiyat Fakül- tesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümünden mezun 19 yıllık edebiyat öğretmeni Memiş Özer de bir form doldurmuş- tu. 7 yıldır Dinar Lisesi'nde görev yapı- yordu. Kalp hastasıydı... Yakınları Iz- mır'de oturuyordu... Tayininin Izmır'e yapılmasını ıstedi. Olmazsa, yıkılan okulu onarılıncaya kadar Dinar'ın bir kasabasında geçici görevle çalışabile- ceğini bildirdi... Ve bir süre sonra Milli Eğitim Bakan- lığı'ndan tayini geldi: istanbul Şile'ye! Şile'nin Demirtaşpaşa llköğretim Okulu'na... Hem de Türkçe öğretmeni olarak. Üstelik ilkokuldan ilköğretim okulu- na yeni dönüştürülmüş ve bu yıl ılk kez orta birinci sınıfın olduğu bir okula. 7. ve 8. sınıflarında öğrenci bulunmayan bir okula. Evet, "yaraları sarmak" adına lise edebiyat öğretmeni ilkokula Türkçe öğretmeni olarak atanmıştı... Şile, Dinar'ın bir kasabasından daha "turistik", bu öğretmen de ne istiyor demeyin... Edebiyat öğretmeni Özer, Milli Eğitim Bakanlığı'ndan atamasının durdurul- masını istiyor. Çünkü: "llkokullarda edebiyat dersi yoktur. Edebiyat dersleri lısede okutulmakta- dır. ilkokul öğretmeni bir arkadaşım li- sede ne kadar edebiyat dersi verirse, bir lise öğretmeni de ilkokulda o kadar ders verir. llköğretim müfredatı ile or- taöğretim müfredatı farklıdır." Edebiyat öğretmeni Memiş Özer, Milli Eğitim Bakanlıgı'nın yetkililerine sesleniyor: "Izmir'den de Istanbul'dan da vaz- geçtım. Şile'ye atanmam ödülse iste- miyorum. Ceza ise gerekçesini öğren- mek istıyorum. Bir suçum yoksa Di- nar'a, ilk görev yerime iade edilmemi istiyorum." Gidici de olsa Milli Eğitim Bakanı Tu- ran Tayan'ın böylesi bir işgüzarfığa ve- recek bir yanıtı olmalı! H aydarpaşa Numune Hastanesi'nde yatıyor... Sol ayağındaki tarak kemikleri paramparça, tabanında büyük bir yara... Ameliyat olacağı günü bekliyor... Başında da jandannalar... O bir tutuklu. Hastane koridoriannda konuşulduğuna göre ya bir hırsızlık olayına kanşmış ya da çalıntı mal satın almaktan tutuklanmış... Paşakapısı Cezaevi'nden getirmişler genç adamı... Güneydoğu'da mayına mı basmış yoksa ayağının dibinde dinamit mi patiamış, o da belli değil... Ama belli olan bir şey var, askeriiğini yaparken yaralanmış... O bir gazi... Ve artık sivil ve tutuklu... Bir gaziyi bilerek ya da bilmeden cezaevine düşüren yoksulluğa lanet! Yeni ittifaklarda herzaman hayır vardır... (Fotomontaj: HASANİLHAN) Mert Ali Başanr'dan SÖZDEYİŞLER Komşunun gözü duvarı deler. Değeri bilinmeyen gemilerimiz: Nusret ve Savarona (I) E meklı denızci albay Hayâti Evliyaoğlu ndan bir mektup geldi... Savarona'nın hal-i pür melali üzerine kaleme almış. "Söz gemıden açılınca öncelik Nus- ret'tedir" diye başlıyor ve sürdüyor: "Nusret'in Çanakkale muharebele- rinde yazdığı destanı, genç kuşaklar bılmez; anlatmadık ki... Birleşık donanma, Nusret mayın ge- misinin döşedığı mayınları aşamadığı için karaya çikarma yapmak zorunda kaldı. Orada da burcuna Mustafa Ke- mal Bayrağı çekili surlara çarpıp, pe- rişan oldu. Yani, karadaki Mustafa Kemal'in de- nizdeki yüreğı olmuştur Nusret. Biz, bu kahraman gemiyi hurda de- mir fiyatına sattık. Ilk alıcısı da bir Türk- tü. son sahibi de. Enınden boyuna, makinesinden dü- menine varıncaya dek her aksamı öy- lesine değıştirildı ve öylesine yükler ta- şıttırıldı ki, Nusret'ten eser kalmadı. Iş bu son sahip; (kendileri, parti de- ğiştirmekle gündeme gelen ünlü bir ar- matördür halen) aynı zamanda müthiş bir mılhyetçi ve mukaddesatçı oldu- ğundan, böylesine tarihi değeri yük- sek bir gemiyi çöpe atmaya, duyarlı yüreğı elvermedı! Devlete başvurdu: Şanlı tarihimizin bu canlı abidesi, onuruna uygun yüksek bir fiyatla satın alınmalıydı. Anımsanmayacak kadar eski değil: basının tencere-tava döneminden az önce, bir kesim bu 'hamiyetli' atağı destekledi. Handıyse, göl maya tutmak üzerey- di ki Denız Kuvvetleri Komutanı Orami- ral Vural Beyazıt devreye girdi. Deniz subaylarından oluşturulan bir heyetin 'Geminin Nusret'e benzer bir yanı, bir özelliği kalmamıştır' raporu üzerine oyun bozuldu. O gün bugündür, o armatör ve şüre- kâsı, gemilerinde çalışan Deniz Kuv- vetteri kökenli zabitana şaşı bakarlar, fakat ucuza emek sağladıkları için 'git' de diyemezler. Nusret şimdi yok, kayıp. Belki de tava-tencere olmuş; özgün basında promosyon görevi yapmak- tadır. Savarona ise Nusret gibi bir kahra- man gemi değildi, ama en büyük kah- ramanımızla bütünleşmişti. Şık ve za- rifti, sınıfının en güzel örneğiydi ve kap- risli bir kadın gibi giderleri fazlaydı. Halka açık bir müze haline getirilsey- di, kendi giderlerini kendisı karşılaya- bilirdi. CHP hükümetleri bunu yap(a)madı. Ardından DP iktidannda Savarona'nın yakılıp batırılmasını iste- yen milletvekilleri çıktı. Yıl 1952: Savarona okul gemisi, biz Denız Harp Okulu birinci sınıf öğrenci- siydik. Bizlerden bilekıskanılır, üzerine titrenirdi. Bir ders yılı boyunca Ata- törk'e ait bölmelerine bir kez girebil- miştik. O da, komutanlarımızdan gizli, kamarot Osman sayesinde. Emeklilikten sonra duyduk ki, 1950'lerde sağcı birkaç milletvekilinin istediği 1979'da teröristlerce gerçek- leştirmiş; Savarona yakılmıştı." Mektubun devamı yarın... Yılbaşı münasebetiyle hediye bildirimi L Cihan Demirci 'den y* A F O R I Z M A L A K Üniversite kılavuzu YÖK'ten gelenin burnu harçtan kurtulmaz! adem Hürriyet'ten Emin Çö- laşan. yılbaşı nedeniyle "he- diye bildirimi" istedi ve ma- dem Hikmet Çetinkaya da bildirimde bulundu, bendenize gelen paketleri de açalım o zaman: Bir kra- vat, bir losyon, iki kutu çikolata. bir ku- tu fıstıklı lokum, bir seri pul, bir kitap, bir adet krom nikel zarf açacağı, iki adet plastık kalem, iki adet plastik çak- mak, bir şışe Yeni Rakı, bir masa saati, birduvartakvimi, iki masatakvimi, ye- di adet ajanda, üzerinde 1996 yazan bir adet pirinç tanesi, bir üniversite öğren- cisine burs verildiğine ilişkin sertifika, çok sayıda yeni yıl kartı. Yılanuı başını küçiikken ezmek, hayvan haklarına aykırı değil mi? ACI KAYBIMIZ Muzaffer Yalaz ve merhum Nebih Yalaz'ın kızlan, Nilüfer ve Dr. İsmail Dülgeroğlu'nun gelinleri. Emel Ağan, Kunter Ağaç. Ali Bulak'ın yeğenleri, Canan- Ahmet Tangün, Handan-Haluk Telimen'in ablalan, Adam ve Cem Tangün'ün teyzeleri, Onur ve Aslı Dülgeroğlu'nun se\gili annelen, Sina Dülgeroğlu'nun değerli eşi ENAZAN DÜLGEROĞLU 1 Ocak 1996 günü hakkın rahmetine kavuşmuştur. Cenazesi 4 Ocak 1996 Perşembe günü Üsküdar Yeni Cami'de kıhnacak öğle namazından sonra Edirnekapı Şehitliği. Sakızağacı Mezarlığı'nda toprağa verilecektir. / AİLESİ VEFAT Em. Alb. Ömer Baş'ın eşı. Fatoş - llhan Baş, Karin - Orhan Baş. Türkan - Koray Ergun'un sevgili anneleri, Kayhan - Candaş ve Turgut Baş'ın babaannelerı HAFİZEBAŞ vefat etmiştir. Cenazesi 4.1.19% Perşembe günü (bugün) Maltepe Camıı'nde kıhnacak öğle namazından sonra Karşıyaka Mezarhğfna defnedılecektır. AÎLESİ Romanlarınız ve ansiklopedileriniz yerinizden alınır. Tel.: 554 08 04 VEFAT Değerli mesai arkadaşimız Yük. Müh. RLZA HELETELİ'yi kaybettik. Cenazesi 4 Ocak 1996 Perşembe günü öğle namazında Kadıköy Moda camisinden kaldırılacaktır. Kendisine Tann'dan rahmet, eşi ve dostlanna başsağlığı diliyoruz. TÜRK LOYDU ÇAĞDAŞ YAŞAMI DESTEKLEME DERNEĞİ'nde ülkemiz için özlediklerinizi yapma fırsatı Tcl.: 275 50 82 KİM KİME DUM DUMA BEHÎÇAK ÇİZGlLİK KÂMIL MASARACI i hH A R B İ SEAtlH POROY BLXUT BEBEK MIUYÇIFTÇI ^~~v Hani büyük XJ\ MIRMIRLAR VĞUR DVRAK <5EUEC£KT£. KUyoRuM., J SAKİ-ADI6IMÇ BİRAZ VE Z/4DET BAUk: «DN- TARİHTE BUGÜN MVUTAZ ARIKA\ 4 Ocak Htiyûkelçi MIS/R. TURK ELÇIS/NI /STEMIYOR!. fSS+'TE SUSÜM, /U/S//Ç Sİ *t//lr MOt-US/' Tl/Grfy VV â/AS pEV&it-MES/fJIH MEC/P Ö , £/JÇ>4 GEÇEN GEfiJ£- SINr/ZPlŞt ETM£K /STTSAAffrt. E&TESİ Gl/A/, TÜM DİPLOM/ir/*: *U/&4LO4e Uf'ÇE SAVILAKAK 8AVULLAG/ /4G4H/IAJ, O£8İWP£KI Parlez-Vous Français? Fransızca konusurmusunuz? FRANSIZCA DİL KURSLARI Kurs başlangıç tarihi: 8 Ocak 1996 Kayıtlar ve Test: 2-6 Ocak 1996 Saal: 10.00-18.00 arası İFKM IEFIISTANBUL FRANSIZ KÜLTOR MERKEZİ INSTJTUTD'ETUDESFKANÇAISESD'ISTANBUL İstiklal Cad. No: 8 Taksim Tel: 252 02 62 VEFAT ıMersin eşrafından merhum Mehmet Canlı"nın eşi. Mahmut Bedri. Adil ve Vasıf Canlı ile Siham Yılmaz'ın anneleri, Beyhen, Sevim ve Mücella Canlı ile Akın Yılmaz'ın kayınvaldeleri, Suzan. Ayşe. Mehmet.Aysu ve Ergun'un babaanneleri. Kerem, Tılsım ve Gözde'nin anneanneleri, Maria, Selma ve Steven'in büyük kayınvaldeleri, Burak, Idil ve ErroPun büyükbabaanneleri AYŞE CANLI 3 Ocak 1996 günü vefat etmiştir. Cenazesi 4 Ocak 1996 Perşembe günü (bugün) öğle namazından sonra Ataköy 2. kısım camiinden kaldınlarak Kozlu Mezarlığı'nda toprağa verilecektir. Mevla rahmet eylesin. AİLESİ AKHİSAR SULH HUKUK MAHKEMESİ'NDEN Akhısar. Paşa Mahallesı, 1316-5 adresınde ıkamet eden Nıyazi ve Zehra oğlu. 1937 d.lu muns Necmı Targıt'ın terekesmin tespiti için açılan 1995 11 sayılı dosya nedenı ile muns Necmı Targiften alacaklıların \e borçlulannın ılan tanhinden ıtıbaren 1 ay içerisinde mah- kememıze müracaat etmelerı. etmedıkleri takdirde alacaklarını alamayacakları ılanen teblığ olunur 28.9.1995 Basın: 64589
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle