Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
25OCAK1996 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
EKONOMI
Genel müdür bilgisi dışında Taciroğlu'na haciz yapılamayacağı, uygulamadan sonradan vazgeçildiği belirtiliyor
Valofibank^ın haciz iptali kuşkuhı
Peynir kralı Ali Zafer Taciroğlu'na son dilimini
ödemediği kredi için konulan haciz kaldınldı.
AHMETÇELÎK
Vakifbank'ın peynir kralı Ali Zafer
Taciroğlu'na son dilimıni ödemediği
ihracat kredisi için koyduğu haczi kal-
dırarak borcu ertelemesi. banka yöne-
timine bu konuda bir baskı yapılıp ya-
pılmadığı kuşkusu doğurdu. Taraflann
savunmasına karşın mevzuat uygula-
manın bir kredi esnekligi değil kredi
imtiyazı olduğunu ortaya koyuyor. Va-
kjfbank Beyazıt Şubesi tararindan Ta-
ciroğlu aleyhıne başlatıldığı belirtilen
haciz uygulamasının genel müdürlük
onayı oimadan yapılamayacağı belırti-
lırken. haciz ışlemlerinin kaldınlarak
1.4 milyon dolarlık kredi borcunun
ödeme sûresinin gecikme faizi oimadan
uzatılması için araya birilerinin girme-
sı olasılığı ortaya çıkıyor.
Bu tür bir haciz ışleminın ancak
"bankanın müşterisiyle çahşmak iste-
memesinden" kaynaklanabileceğını
belirten bankacılık uzmanlan, kredi
borcunun son taksidinin ödenmemesi
nedeniyle başlatılan haciz işlemi konu-
sunda Vakıfbank Genel Müdürü Fehmi
Cültekin tarafindan yapılan "Tama-
men mev7uatın farklı değerlendirilme-
sinden kaynakianmıştır'' açıklamasınm
Ertelemeyi banka önerirse Hazine onaylıyor
Hazine Müsteşarhgı Banka Karnbtyo
Genel Müdüriüğü yetkilüerinden
alınan biigiye göre, ihracat kredileri
ancak üıracatın finansmanı amacıyla
verilebiiiyor. Bu nedente herhangi bir
kredi ertelenıesi durumunda
müşterinin karşıhğı olan ihracatı
yapamadığtnı belgeledikten sonra
erteleme istemesi gerekiyor. îstek
ancak banka tarafindan uygun
görülürse Hazine'ye bildiriliyor.
Hazine belgefenen koşııilann
değeriendirmesini yaparak süreyi
veriyor ya da verraiyor. Şirketin
erteleme başvurusunun aracı banka
tarafindan Hazine'ye yansıtılmasi,
yasa] olarak zonınlu def il. Banka
müşterisıni haklı görürse ertelemeyi
gûndeme' getiriyor. Özel bankalardan
alınan krediler için aynı durum söz
konusu. Başvuru vade tarihinden en
az 1S gün önce yapıimalı.
doğru olamayacağını belırtıyorlar, Şu-
be ile genel müdürlük arasında böyle
bir kopukluğun olamayacağını belirten
uzmanlar şöyle konuşuyorlar:
"Ortada 5 milyon dolarük bir kredi
söz konusu. Şubeler bu kadar büyük
miktardaki krediyi genel müdüıiük
onayı oimadan veremeyecekleri gibi bu
kredinin geri ödenmemesi durumunda
bir hukuki prosedür de başlatamazlar.
Çünkü bu konuda uzmanlaşmış kadro
şubelerde bulunma/. Bu tür durumlar-
da kredinin ödcnmediği şube tarafin-
dan merkeze bildirilir. Merkez de şube-
ye nasıl hareket etmesi gercktiğini söy-
ler. Bö.vle büyük bir kredi ve tanınmış
bir müşteriye, şube tek başına, 'pardon'
diyebilecegi bir işleme başlayamaz."
Genel müdürün haberi vardır
Vade zamanı dolduğunda ya bu kre-
dının kapatılması, ya da Hazine'den bu
kredinin uzatılması için onay alınması
gerektiğini belirten uzmanlar, şube ile
fırmanın sürekli diyalog halınde olaca-
ğını belirterek, "Firma ihracatı çeşifü
nedenlerle gercekleştiremediği için öde-
me güçlüğüne düşmüşse şubeye başvu-
rarak borcun ertelenmesini ister. Şube
de bu isteğigenel müdürlüğe iletir. Çün-
kü Hazine'ye karşı genel müdürlük mu-
hataptir. Genel müdürlük durumu in-
celer ve uygun bulursa Hazine'ye bildi-
rir. Bu kredinin vadesi dolmadân en az
15günöncebaşlayanbirişlemdirve şu-
benin bu işlemi ihmaü olamaz. Çünkü
kredi sürekli tekip edilir" dediler.
Uzmanlar Taciroğlu olayını ise şöy-
le yorumladılar: "Taciroğju da krediyi
ödeyemeyeceğinj belirterek ödemenin
ertelenmesi için süre isterken, bu öneri-
ye sıcak bakmayan banka kredinin ka-
panmasını istcmiştir. Dolayısryia bun-
lann erteleme almamalan için daha özel
birtakım nedenler vardır."
Bu arada İhracat Genel Müdürlü-
ğü'nün sadece ihracat belgesinin süre-
sini uzatmayayetkili olduğu, teşvik bel-
geli ihracatlar için gecerli olan bu yet-
kinin ihracat kredileriyle bağlantısı bu-
lunmadığı da vurgulandı. Genel Müdür
Değer Berkol, sadece ihracat kredisi
alınmışsa ve teşvik belgesi yoksa bunun
kendilerini ilgilendirmediğmi kaydetti.
Ali Zafer Taciroğlu, konuyla ilgili es-
ki açıklamalarını tekrarlarken Vakıf-
bank Genel Müdürü Fehmi Gültekin
Cumhuriyet'in görüşme isteğini bu kez
yanıtsız bıraktı.
ISO'da yapılan toplantıda Doğu ve Güneydoğu Anadolu'daki girişimcilerle birlikte sorun irdelendi
Sanayici, teröre çözüm arayışındaEkonomi Servisi - Özel sektör, Türkiye'de terö-
rün yeniden tırmanması ve ış dünyasını da hedef al-
maya başlaması üzenne yoğunlaştırdığı Doğu ve Gü-
neydogu Anadolu'nun sorunlanna çözüm arayışına,
bölge ginşımcisinın de katkısını sağlamaya çalışı-
yor. Türk özel sermayesinin en büyük bölümünü tem-
sıl eden Istanbul Sanayi Odası Doğu \e Güneydoğu
Anadolu sanayi. ticaret odalan ile DPT ve GAP yet-
kililerini biraraya getirdıgi "Arayışlar" başlıklı top-
lantıda, bölgelerarası kalkınmışlık farkını gidermek
tartışmasını yeniden gündeme getirdi.
lSO'dan yapıian açıklamada, 22 ocakta Odakule
meclis salonunda gerçekJeştirilen toplantıya Adıya-
man, Diyarbakır, Erzurum. Malatya ve Van ticaret ve
sanayi odalan yönetimkurulu başkanlan. Kahraman-
maraş Ticaret ve Sanayi Odası Meclis Başkanı. oda-
lann bazı yönetım kurulu üyelen, DPT, GAP ıdare-
si yetkilileri ve İSO yönetim kurulu başkanmın
katıldığı belırtıldi.
Başkanlığını İSO Yönetim Kurulu Başda-
nışmanı Atilla Karaosmanoğlu'nun yaptığı
toplantıda, dünyadakı her ülkede ekonomik
ve sosyal gelişmenin bölgesel farklılıklargös-
terdiği vurgulanarak, bölgelerarası dengenin sağ-
lanması için sadece devletin kaynaklannın belli bir
bölgeyeyöneltilmesi. bazı yatınmlara gırişilmesinin
başan sağlamaya yetmeyeceği vurgulandı.
Başanlı olan ülke ve yörelerde. bu bölgedeki in-
sanlann girişimleri, idarecilerin katkılan, genel eği-
tim çabalan ve egitım kalitesınin yüksekliğinin so-
nuca büyük oranda etkıde bulunduğu kaydedildi.
Toplantı ile ılgılı yapılan açıklamada kalkınmada te-
mel koşulun sanayileşmenin ülkeye yaygınlaştınl-
ması olduğu, ÎSO'nun da bu konuda çalışmalaryap-
Iso
tığı kaydedildi. ISO'nun açıklamasında, Tür-
kiye'nin sorunlannın halledılebılmesı için
ekonomik çözümlerin yetersiz kalacağı, hu-
kukun üstünlüğü, katılımcı demokrasi ve
devlet yapısında reorganizasyonunun gerçek-
leştirilmesi gerektiği vurgulandı.
Doğu ve G.Doğu Anadolu'da huzurun ve gü-
venliğin yerleşmesi için dev let güçlerinin çalışmala-
nnın dışında bölge halkjnın gayretlerine bağlı oldu-
ğu belırtilerek bölge halkımn terörle aynmının doğ-
ru bir şekilde yapılması gerektiği kaydedildi.
Ticaret ve Sanayi odalan toplantıda bölgeye uygu-
lanacak teşvilder konusunda devlet ve özel sektörün
birlikte çalışması gerektiğini belirtti. Bölgede yatı-
nmlann artması ve ış gücü hareketlerinin yavaşlatıl-
ması aynı zamanda yatınmlann yapılmasına ilişkin
diğer bölgelerle fırsat eşitliğinin yaratılması için şu
faktörler üzerinde duruldu:
Enerji sorununun halledilmesi; ulaşımda kuzey-
güney karayolu bağlantılannın gelıştirilerek iyileşti-
rilmesi; bölgedeki yatınmlann arttınlması için AB ül-
kelerinde benzer yörelere uygulanan teşvikler pare-
lelinde ve bu bölgedeki yatınmı diger bölgelere kı-
yasla cazip hale getirecek anlamlı. akılcı ve üretken
devlet desteklerinin getirilmesi; böyle bir teşvik sıs-
temi merkezi idare tarafindan etkin bir şekilde yürü-
tülemeyecek ise bu görevin ıyi tanımlanmış ve ob-
jektif ölçüler içinde yürütülebtlmesi için yerel yöne-
tim kunimlanna devredilmesi.
Aynca bölgeden sermaye göçünün yavaşlatılması
için özelleştirmelerde yerli sermayenin bu hareket-
lere katılımı sağlanması gerektiği belirtilerek ihracat
faaliyetlerinin yoğun olduğu illerde dış ticaret ışlem-
lerinin kolaylaştınlmasının önemi vurgulandı.
Uzunçayır Barajı'ndan 75 işçi çıkarıldı
Tunceli'deki tek
işten de oldular
FERİT DEMİR
TUNCELİ- Tunceli'nin
tek iş alanı olan ve yaklasik
250 kışinm çalıştığı Uzun-
çayır Barajı'nda çalışan 75
işçi işlerinden atılarak boş-
ta kaldılar.
Yaklaşık iki yıl önce dö-
nemin başbakanı Çiller ve
yardımcısı Karayalçın'ın
büyük bir törenle temelinı
attıklan Uzunçayır Barajı,
cumhuriyet tarihinde Tun-
celi'ye yapılan en büyük ya-
tınm unvanını da kazanmış
durumda. Temel atma töre-
ninde konuşan Çiller ve Ka-
rayalçın barajın temelinin
atılmasının amacının Tun-
celi'deki işsizliği önlemek
ve yöre halkının kalkınma-
sını sağlamak olduğunu ve
aynca barajda çalışacak iş-
çilerin tamamının Tunce-
li'de yaşayan işçiler olaca-
ğını söylediler.
Ancak barajın kapasitesi
yaklaşık 400 işçiyken Öz-
gür tnşaat'ın sahibi Cemil
Ozgür tarafindan ancak 200
işçi işe alındi. Iki yıldır 3 i-
la 10 milyon arası ücretle
çalışan işçiler, mecbur ve ış-
siz olduklan için bu ücrete
çalıştıklannı ve fazla ealış-
malannın paralannı da ala-
madıklannı söylüyorlar.
işçiler adına bir açıklama
yapan Yümaz Taş adındakı
işçi şövle konuştu:
"2 yıldan fazladır barajda
köle gibi çalı^ı\oruz. Müte-
ahhit Elazığ kökenü ve işçi
düşmanL Bizler de bu du-
rumda sendikaya üye ol-
duk, başka çaremiz de
yoktu. Sendikaya üye ol-
duğumuzu öğrenen müte-
ahhit Cemil Ozgür ilk ola-
rak 75 işçiyi işten attı, bir-
kaç gün sonra da diğer iş-
çileri atacak. Başbakan
Çiller bize barajda Tunce-
lililer çalışacak dedi, ama
barajda Adıvaman, Ma-
raş ve Elazığ'da getirilen
işçiler çalıştınlmak isteni-
yor."
Kendisiyle görüşmeye
gittiğimiz şantiye şefi Sacit
Elöcal, elimizde fotoğraf
makinesini görünce "De-
mokrasi var, istediğimi ya-
panm" deyip yüzünü kapa-
tarak kaçtı.
İSO Meclis Başkanı Ömer Dinçkök:
SanayicimucizeyaratıyorEkonomi Servisi-lstanbullu sanayici si- tti. AB ile gümrük birligini başfatan Türki-
yasi istikrarsızlığa alışmış gözüküyor. Dün
yapılan tstanbul Sanayi Odası (ISO) Meclis
toplantısında konuşan Meclis Başkanı Ömer
Dinçkök, gecen yılın son 4 ayında ülkenin
hükümetsiz kaldığına dikkat çekerek, buna
rağmen 1995 yılı büyüme hızının yüzde 8
olarak gerçekleştiğini belirtti. Yüksek enflas-
yon ve yüksek enerji maliyetlenne rağmen
sanayicinin üretim ve yatınm yapmaya de-
vam ettığini kaydeden Dinçkök, "Bu olum-
suz koşullara rağmen Türk sana>icisi mucize
yaraüyDr" şeklinde konuştu. İSO Başkanı
Hüsamettin Kavi ise Türkiye'nın hedefleri-
ne ulaşarak yoluna devam edebilmesi için is-
tikrararayışlannın sünnesi gerektiğini belir-
ye'nin hâlâ terörle uğraştığını belirten Kavi,
teröre çarenin bir türlü bulunmadığını ifade
etti. Kavi, "YaakoluyorkaybeOiklerimKe.'-v-
sanlanmıza, kaynaklannuza vezamana. Hiç-
birini geri getiremeyiz" şeklinde konuştu.
Toplantıya konuşmacı olarak katılan Prof.
Dr. Merih Paya ile Prof. Dr. Öztin Akgûç,
gümrük birliğinin getireceği fayda ve zarar-
lar konusunda bilgi vererek, hangi konular-
da, ne gibi kısa ve uzun vadeli çalışmalarya-
pılabileceğini belirttiler. Prof. Dr. Akgüç,
gümrük birliğinin uzun vadede olumlu so-
nuçlar getireceğini kaydederek, kısa vadede
mucize bekleyenlerin hayal kınklığına uğra-
yacaklannı söyledi.
Devletten destek gelmiyor
Doğu (daki sanayici
bölgeden kaçıyor
RECEP KAPUCU
ERZURUM - Devlet
Doğu insanmdan sonra, Do-
ğu Anadolu Bölgesi'odekı
sanaykiye de güven duy-
muyor. Dijital uzaktan ku-
mandalı hidrometrik cihaz
üretiminde Türkiye'deki tek
yerli firma olan Pemsantaş,
Dünya Bankası'ndan ihale
almayı basardı. Ama yine de
güven kazanamadı. Devle-
tin kendilerine güven duy-
madığını ifade eden Pem-
santaş Genel Müdürü Mus-
tafaÇil, küçümsenmeyecek
bir başan eldeettiklerini, fa-
kat devletin kendilerine des-
tek olmadığını ifade etti.
Genel Müdür Çil, Doğulu
sanayicinin sürekli ihmal
edildiğini savundu.
Sistemin Türkiye'de yeni
tanınmakta olduğunu söyle-
yen Genel Müdür Mustafa
Çil, bu sistemlerin yerli ola-
rak sadece kendileri tarafin-
dan üretildiğini, büyük bir
kısmının ise ithal edildiğini
belirtti.
Pemsantaş Genel Müdü-
rü Mustafa Çil, "Bu dhaz-
lann fiyatian oidukça yûk-
sek. Bu yüzden milyarlarca
dolar ithalat >apılı\or. Yal-
nızca bu vıl ASKİ'nin yapö-
ğı ihaknin bedeli 50 milyon
dolar. Bu ihaJn i İtahan bir
firma aldı. Bu ihak>i bizde
gerçekleştirecek güce sahi-
biz. Fakat bu kadar temina-
tımız olmadığından ihaleye
giremedik. Aynca bunlar-
dan daha önemlisi. Doğu'da
üretim vapbğunız ve Doğu-
lu olduğumuz için bunu ba-
şardığınuza hiç kimsenin
inanmamasL Btzim ürettiği-
miz cibazlar yüzde \üz yer-
li
Kendi mühendislerimiz
tarafindan geliştirildi. Bazı
yönlerden ihraç edilenier-
den daha üstün. Ama Türk
insanının kendine güveni
yok. Sürekli Avrupa'nın her
şeyi bizden daha i\i yapbğı-
nı düşünüvoruz. Bu devlet
anla\işında da boyle. Devie-
timiz de kendi insanına gü-
vcnmiyor. Bu yü/den son bir
yıl içerisinde >aptığımız ci-
hazlann hepsi elimizde bek-
liyor. Cihazianmızı satanu-
yoruz. Ama ne olursa olsun
pes etmeyeceğiz. Her şejrimi-
zi bu işe bağiadık" dedı.
tŞÇİNİNEVRENİNDEN
ŞUKRAN SONER
Ufkum Daraldı
Metin Göktepe'nin dövülerek öldürülmesi olayının
soruşturmasına da işkence bulaştı. Televizyonda, kim-
likleri saklanarak konuşturulan polis memurlan hem
Göktepe'nin nasıl dövülerek öldürüldüğünü hem de
dövülerek öldürme suçunun zanlısı polisler saptanma-
ya çalışılırken polisin polise işkence yaptığmı anlattı-
lar.
Uğur Mumcu'nun öldürülmesinin 3. yılında gaze-
tenin bahçesindeki anma toplantısına gelenler,
"Uğur'lar, Metin'lerölmez" diye slogan atıyortar. Uğur
Mumcu'nun ölümünün 3. yıldönümünde, hafta bo-
yunca Türkiye'nın her yerinde açık ve kapalı salon an-
ma toplantılan düzenleniyor, yüz binler "Uğur Mum-
cu "olayı gündeminde kenetleniyor, katillerin yakalan-
mamış olmasına çok güçlü bir tepki geliyor, "gazete-
ci, insan, aydın" olmada Uğur Mumcu simgeîeşiyor-
sa.. ölenlerin yaşadığı, öldürenlerin öldüğü doğrudur.
Gelin görün ki Uğur Mumcu'nun öldürülmesi yüz
binlerin yakınlaşmasını getirse de Uğur Mumcu gibi
bir değerin, en ilkel güdülerle yönlendirilmiş, kimbilir
hangi büyük karanlık hesaplar uğaına, faili meçhul bir
cinayetin kurbanı olduğu gerçeğini ortadan kaldırmı-
yor.
Metin Göktepe olayında çok fazla yüzlerine gözle-
rine bulaştırdılar, şimdilik faili ortaya çıkanlacakmış gi-
bi bir izlenim veriliyor. Sonunda o eylemin fiili sanığı
birkaç polis yargılansa da Türkiye'de yargısız infazla-
ra, faili meçhul cinayetlere, işkenceye son verilmesi
yolunda caydıncı, "adaletin"gereklerinin yerine geti-
rilmesini hiç düşlemeyin.
Yargısız infazlan, faili meçhuileri hak gören düşün-
celerin simgesi isimler, ödüllendirilerek parlamentoya
sokuldular. Birkaç genç gazeteci arkadaş, görgü ta-
nığı, kendilerini tehlikeye atarak gördükleri üzerinde
konuşmasalardı, Metin Göktepe gerçekten birkanş
duvardan atlayıp ölmüş, cesedi paricta bulunmuş bir
olay olarak unutulacaktı.
Uğur Mumcu'nun faili meçhule gitmemesi için yüz
binlerin sokaklara dökülmesi, imzalartoplaması, dev-
let adına büyük sözlerin verilmesi, pek çok önemli
ipucu ve zanlının yok edilişine engel oluşturmadı.
Gemikaçırmateröreyleminigünlercetekmilibirden
canh yayında izledik. Her şey gözlerimizin önünde ol-
du. Ülkeyi çok zor durumda bırakan çok ciddi bir tej
rör eyleminin, çok önemli ipuçlan gizlenemedi. Hâlâ
silah fabrikasma uğrayan soruşturma yetkilisi çıkma-
mış. Selim Gösterişli'nın doğrudan MİT elemanı mı
yoksa olay sırasında yararianılan bir kişi mi olduğunu
tartışıyoruz.
Bir zamanlar, 12 Mart dönemi Madanoğlu davasın-
da, Türkiye'nin önemli aydınlannın işkenceden geçi-
rilmesi ve uzun zaman hapiste yatmalarının sorumlu-
su, bu davayı yaratabilmek için ev komşusu olarak en
çok beni kullanmış, "ajan provakatör" MlT'te üst dü-
zeylerde uzun yıllar görev yapmış, Mahir Kaynak, uz-
man, saygın profesör olarak bir televizyon kanalından
diğerine geçip, son teror olaylanndaki provokasyon
olasılıklannı anlatıyor.
Yeri gelmişken Mahir Kaynak'la ilgili "ajan provoka-
tör" tanımlamamın hakaret kapsamına girmediğini,
mahkeme tutanaklannda yer alan kendi beyanlanna
dayandığını vurgulamalıyım. Bilmeyenler için Mada-
noğlu davası yargılama tutanaklannda sabit olduğu
üzere, birbirini tanımıyan ya da yıllarca görmemiş ki-
şileri kendi çabası ile bir araya getirerek örgüt suçlu-
su konumunagetirdiğini, anımsatmalıyım. Yargılama-
da, yargıç, "Siztanıştırmışsınız, siz bir araya getirmiş-
siniz, siz önermişsiniz. Neden" türünden sorular yö-
nelttikçe, "Ajanlıkgörevlen arasında, bir araya geldik-
lerinde neyapacaklannı görmek de vardır" benzeri ya-
nıtlar verdiği hâlâ kulaklanmda.
O nedenle ben Mahir Kaynak'ın televizyonlarda yap-
tığı "provokasyon" yolundaki değerlendirmeleri ger-
çekten ciddiye alıyorum. Sabancı iş merkezindeki ci-
nayetlerin, geminin kaçınlması, Metin Göktepe'nin öl-
dürülmesi, Güneydoğu'daki son PKK terörü olarak
açıklanan katlıam da dahil, daha önce Uğur Mumcu
cinayeti, Sıvas katilamı gibi olaylar üzerinde de yap-
tığ/ gibi çok fazla üst üste gelmiş, çok farklı hedefiere
yönelik olaylann bütünü için bu konuda gerçekten uz-
man bir eski üst düzey MİT ajanının "provokasyon"
yorumlamasından belki de biraz fazla etkileniyorum.
insan haklannın, demokrasinin geçerii olacağı, ne-
fes alacağımız bir düzene geçişle ilgili, "ufkum dara-
lıyor". Uğur Mumcu'nun katillerinin yakalanması için
yüz binlerce imza toplamaktan, Türkiye'nin her yerin-
de anma toplantılarından başlamayı, Metin Gökte-
pe'ye sahip çıkılmasını, gemi kaçırmadaki terörün göz-
lerden kaçırılmaması çabalannı olumlu, doğru adım-
lar olarak görsem de oynanan büyük provokasyon
oyunlarını bozabilmek için gösterilen çabalar olarak
çok yetersiz buluyorum.
Terörde, faili meçhul cinayetlerde, yargısız infazlar-
da, ışkencede hâlâ bir arpa boyu yol alamadığımıza
göre bireyler, örgütler, kurumlar olarak herkesin üze-
rine düşenin yapılandan çok daha fazla olduğunu
düşünüyorum.
Hayvancılığa dayalı üretim yapan sanayicilerden siyasilere uyan:
Köylü fakirleştikçe, Refah güçleniyorEkonomi Servisi - Merkez
sağ ve merkez soldaki bölün-
müşlük yüzünden hükümetin
kurulamaması ile Refah Par-
tisi'nın güçlenmesinden ra-
hatsızlık duyan özel sektör,
siyasilere yönelik uyanlann
dozunu arttınyor. Süt ve Et
Üreticileri Birliği(SETBtR),
hükümeti kurmaya aday mer-
kez sağın iki partisi ÂNAP
ve DYP başta olmak üzere.
siyasi ve bürokratik kadrola-
ra yeni bir ültimatom venme-
ye hazırlanıyor.
SETBİR, ekonomik poli-
tikalarda yanlış belirlenen
öncelikler yüzünden kırsal
üretimı omuzlayan köylünün
fakirleştiğini ve göçe zorlan-
dığını, bunun da Refah başta
olmak üzere radikal siyasi
eğilimlere yönelişi arttırdığı-
na dikkat çekecek.
SETBlR tarafindan hazir-
lanan raporda. kırsal alanda
yaşayan ve toplam nüfusun
yansını oluşturan kesimin,
ülkenin ve kendisinin çıkışı-
nın ekonomik olduğunu an-
ladığı belirtiliyor. Tanm ve
hayvancılıkla uğraşan kesi-
min yılda 400 dolarla yaşa-
maya çalıştığı vıırgulanan ra-
pora göre 30 yıl önce gayri
safı milli hasıladan yüzde 40
pay alan köylünün 7'nci beş
yıllık planda gayri safi millı
hasıladan alacağı pay, yüzde
8'e düşüyor. Buna karşın bu
kesim, devlet bütçesinden
kurumlar vergisine daha faz-
la kaynak transfer ediyor.
Doğu ve Güneydoğu Ana-
dolu Bölgesi'nde askerle ve
silahla yapılabilecek her şe-
Vardarü rapor hazuiadı.
yin yapıldığını savunan SET-
BİR Yönetim Kurulu Başka-
nı Doğan Vardaıiı, göçün bu
haikın kaderi olduğunu kay-
detti. Bu bölgelerde yanlış ta-
nm politikalan ve iki merkez
sağ partinin bir türlü birleşe-
• DYPveANAP
liderleri başta olmak
üzere politikacılar ve
bürokrasiye yönelik
bir deklarasyon
hazırlayan SETBİR
Başkanı Doğan
Vardarlı, ihmal edilen
kırsal kesim halkının
yeni siyasi arayışlara
yöneldiğine dikkat
çekiyor.
memesi nedeniyle RP'nin
güçlendiğini de vurgulayan
Vardarlı, yeni bir seçimde de-
ğil bırinci parti, tek başına ik-
tidar olacağını öne sürdü.
SETBlR'in raporunda
özetle şu ifadelere yer veril-
di: "Kırsal alandaki insant-
nuz son 12-13 yıldır kendini
kimlerin yok etmeye çalışöğj-
nı anlamış,şuurlanmıştır. Sa-
hibini arama>a başlamış, oy-
iannı kavdırmava-ba^lamcş-
br. Maalesef bu oylann kay-
dığı yer, büyük ölçüde Refah
veHADEP;
tir. 12-13 yıllıkik-
tidariar, son 20 yılda ABD'de
bile kırsal alanda nüfusun
artnğını bilmemektedir. Kır-
sal alandaki insaıumız bütün
bunlaryüzünden Allah deyip
selamete, vallah de>ip silaha
sarümaktadır. Ne zaman ki,
çiftçi 2 bin dolar yıllık gefire
kavuşur, o zaman selameti
vicdanında, tüfeği avda ara-
yacaknr."
Gümrük birliği dışında bı-
rakılan tanmın dışlandığını
vurgulayan SETBIR, tanm-
sal ürünlerin dış ticaretinde
eşit rekabet şartlan sağlan-
madığı takdirde ithalatın ka-
lıcı clacağını ifade etti. Ra-
porda, alınması gereken ön-
lemler şöyle sıralandı:
" Doğru kullandınlacak
krediler ile hayvan ıslahı sağ-
lanmaİL Sektörün tegalleşme-
si ve vergi sistemi içine girme-
siilesağlanacak 100trüyonun
üzerindeki de\let gelirinin
üretim için üreticiye döndü-
rüJmesi gerekiyor. AB ülkele-
rinde olduğu gibi gümrükler-
de, ha> \ansal ürünlerden ab-
nacak fon \e geUrlerin bir
noktadantekrar üreticiye tah-
sisi sağlanmalı.Ziraat Banka-
sı'nm 1995 >ih kaynağı, 150
trilyon lira dvannda. Bu kav-
nağın yüzde 45'i ycnı bitki ve
meraıslahına tahsis edilmdL"
Hazine'nin hazırladığı taslak, Başbakan Çiller'in onayma sunuldu
Ihracatçıların alacaklaruıa yeni formül
İsrail'in Koç'u da
GAP'a yatınm yapacak
TEL AVtV (AA) - "İsrail'in Koç'u"
olarak da tanınan ülkenin en zengın
işadamı ve bölgenın en büyük sanayi
gnıbunun sahibi Shaul Eisenberg'in,
Güneydoğu Anadolu Projesi'ne (GAP)
yatınm yapmaya hazırlandığı bildirildi.
GAP'a yatınm konusunda hazırlık
çalışmalanna başlayan Eısenberg,
bununla ilgili olarak somut bir adım
atabilmek için Türkiye ile tsrail arasında
Serbest Ticaret Anlaşması'nın
imzalanmasını bekliyor. lsrailli yetkililer,
Eisenberg'in Türkiye'deki hükümet
kurma çahşmalannı da yakından takip
ettiğinı ve yatınm yapmak için
hükümetin kurulmasını beklediğini ifade
ettiler.
Shaul Eisenberg'in, Orta Asya
ülkelerinde ve Çin'de milyonlarca
dolarlık yatınmlan bulunuyor. Bu arada,
iki ülke arasındaki ticari ilişkilerin
geliştirilmesı ve ortak yatınm
imkânlannın yerinde incelenmesi
amacıyla Israil'de bulunan Türk ticaret
heyetindekı yetkililerle görüşen lsrailli
yetkililer, ülİcelerinin su probleminin
büyük boyutlarda olduğunu belirterek,
Türkiye'den su konusunda yardım
istediler.
Israil Sanayi ve Ticaret Bakanlığı, Tanm
Bakanlığı ve Dışişleri Bakanlığı
yetkilileri, KKTC ile Israil'e deniz
altından yapılacak bir su boru hattıyla su
sağlamayı amaçlayan Manavgat Su
Projesi'nin bir an önce hayata
geçirilmesini talep ettiler.
Sümerbank'ta
yüksek ve güvenli
Navlun alacaklan Çflkride.
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - Hazine Müsteşarhgı, ihra-
catçılann 1994 yılından olan 42 tri-
lyon liralık teşvik alacaklannın ö-
denmesi için yeni bir taslak hazır-
layarak Başbakan Tansu Çiller'in
onayma sundu. Buna göre, ihra-
catçılarının alacaklannın yüzde
20'si ocak ayında geri kalanlar da
eşit taksitlerle mayıs ve temmuz ay-
lannda ödenecek.
İhracatçılann navlun primi ala-
caklan toplam 42 trilyon lira iüze-
yinde bulunuyor. İhracatta navlun
sübvansiyonuna 1994 yılı sonunda
son verilmesine karşın. ihracatçı-
lara, alacaklan konusunda 1995 yı-
lı sonuna kadar başvuru süresi ta-
nınmıştı. Geçen yıl ihracatçılann
42 trilyon iiralık navlun alacağı
içinbaşvurduğuöğrenildi. Edinı-
len biigiye göre, Hazine. bütçe ola-
naklannı dikkate alarak ödeme al-
ternatifleri hazırladı.
îlk alternatifte, ödemelerin ilki-
nin geçici bütçe olanaklan ile
cakta, daha sonra 1996 bütçesinden büyük mıktarlardaki navlun alacak-
mayıs ve temmuzda olmak üzere 3 lannın ise yüzde 20'si peşin olmak
taksirte yapılması öngörüldü.
Enflasyon cndeksli tahvil
Bu alternatifte, ödemelerin bellı
bir kısmının nakit, kalanının da ön-
ceki yıllarda olduğu gibi enflasyo-
na endeksli devlet tahvili şeklinde
yapılması üzerinde duruldu.
Aynca, belli bir miktardaki nav-
lun alacaklannın hemen tamamı-
o- nın nakit olarak ödenmesi, daha
üzere kalanının taksite bağlanması
üzerinde de duruluyor. Yetkililer,
ödemelerin büyük çoğunluğunun,
önceki yıllarda olduğu gibi devlet
tahvili şeklinde olmasının gündem-
de olduğuna dikkat çektiler. İh-
racatçılara, 1994 yılı sonuna kadar
verdikleri belgeler nedeniyle de
geçen yıl, 1993-1994 dönemi nav-
lun alacaklanna mahsuben. 30.6
trilyon lira ödenmişti.
M E V D U A T F A İ Z L E R I M I Z
VADE
1 ay
3 ay
6 ay
1 yıl
T L .
%1OO
% 1O6
% 1O8
% 11O
%
%
%
USD.
» 8
, 9
» 9,5
> 1O
DM.
% 7
• O ^5
C3|/ ^^»
% 1O,5
SÜMERBANKK u ş a k t a n k u ş a ğ a