Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 24 OCAK 1996 ÇARŞAMBA
HABERLER
TBMVTye
ramazan mesaisi
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
TBMM Genel Kurulu'nun
başlama saati bugûn ve
yann Ramazan nedeniyle
bir saat öne alındı. TBMM
Danışma Kurulu dün
toplanmadı, ancak
hazırlanan önerge elden
grup başkanvekillenne
imzatıldı. Buna göre,
TBMM Genel Kurulu'nda
Meclis Başkanlığı seçimi
için bugün yapılacak 3. tur
ve yann yapılacak son tur
oylamalar, saat 14.00'te
başlayacak. Genel kurulun
başlama saati
milletvekillerinin iftara
yetişmesi amacıyla bir saat
öne alınırken, önümüzdeki
hafta başında Danışma
Kurulu toplanarak,
Ramazan ayı boyunca
genel kurulun başlama
saatinin bir saat öne
alınacağı bildirildi
f
Ya sev ya tenk
ef davası
• İZMİR (Cumhuriyet
Ege Bürosu) - CHP lzmir ll
Başkanı Osrtıan
Özgüven'in Ütkü Ocaklan
Dergisi tzmir Temsilcisi
Yusuf Kenan Aksoy
hakkında açtığı hakaret
davası dün başladı.
Mahkeme, sanık Aksoy'un
bir dahaki duruşmaya polis
eşliğinde getirilmesini
kararlaştırdı. Osman
Özgüven, Ülkü Ocaklan
Dergisi lzmir
Temsilciği'nce milletvekili
seçimleri öncesi kentin
dağişik semtlerine asılan
" Ya sev ya terk et" yazılı
pankartlann "bölücülük"
niteliğinde olduğunu
belirterek tepkisinı dile
getirmişti.
Aczmendiler
serbest
• RİZE(Cumhuriyet)-
Yasalara muhalefet ve
küçük çocuklan alıkoymak
suçuyla iki hafta önce
tutuklanan Aczmendi
tarikatı üyeleri Feyzullah
Parlak, Süleyman Artvınli
ve Ismail Kalkan üst bir
mahkemeye yapılan itiraz
ûzerine Asliye Ceza
Mahkemesi'nce tutuksuz
yargılanmak üzere serbest
bırakıldı. Aczmendi
tarikatı üyelerinı RP Rize
Milletvekili Şevki
Yılmaz'ın avukatı Hurşit
Bıyık savunuyor.
Uyuşturucu
davası
• İstanbul Haber Servisi -
PK.K terör örgütü adına
Romanya'ya uyuşturucu
götürüp karşılığında silah
ve patlayıcı maddeler
getirdikleri öne sürülen
Mehmet Emin Hülakü,
Fahri Arşimet, Romanya
uyruklu Stancu Dragsan,
Cemalettin Demirhan,
Hasan Yanar ve Resul
Yegen'in yargılanmasına
dün başlandı. Istanbul 4
No'lu DGM'deki
duruşmada, sanıklar
suçlamalan kabul
etmezken mahkeme heyeti
duruşmayı, tanıklann
dinlenmesi ıçin erteledi.
DGIVrde
• İstanbul Haber Servisi -
Istanbul DGM'de avukat
ve gazetecilerin duruşma
salonlan ile mahkeme
kalemleri arasındaki
koridordan geçişlerinin
'güvenlik' gerekçesıyle
yasaklanması tepki çekti.
Halkın Hukuk Bürosu
avukatlanndan Metin
Narin, yasaklama karanyla
ilgili açıklamasında,
kararla avukatlara ve
gazetecilere hangi gözle
bakıldığının açığa çıktığını
söyledi.
Rüştü Çetm öldü
•TARSUS (Cumhuriyet) -
Demokrat Partı eski
mılletvekillerinden Rüştü
Çetin Tarsus'ta öldü.
DP'den 1954-1960 yıllan
arası milletvekili seçilen
Çetin uzun süre Yassıada
ve Kayseri Cezaevi'nde
yatmıştı. 74 yaşında ölen
Rüştü Çetin evli ve üç
çocuk babasıydı.
Denizde ceset
• İSTANBUL (AA)-
Kadıköy Motor Iskelesi
yakınlannda denizden,
Rus vatandaşı Dukrhn
Victor'a ait olduğu
belirlenen bir ceset
çıkanldı. Yetkililer yapılan
araştırmada, Victor'un
önceki gece İstanbul
Boğazı'ndan geçiş yapan
Rus bandıralı "Soçhi" adlı
tankerde tayfa olarak
çalıştığının anlaşıldığını
bildirdiler.
Turgut Kazan, 'Memurin Muhakematı Yasası'nın yeniden düzenlenmesi gerektiğini söyledi
^Resırıi açıktamalar çeBşiyor'• Gazeteciler
Cemiyeti'ni ziyaret
ederek gözaltında
polisçe öldürülen
Evrensel gazetesi
muhabiri Metin
Göktepe için
başsağlığı dileyen
Istanbul Barosu
Başkanı Turgut
Kazan, "Gazeteciler
Cemiyeti 'nin, bu
olaym çözümü
konusunda
yapacağı bütün
çalışmalarda
kendilerine bir
hukuk kurumu
olarak yardımcı
olmayı görev
saydığımızı
belirtmek için
geldik" dedi.
tstanbul Haber Servisi -
Istanbul Barosu Başkanı
Turgut Kazan, "Metin
Göktepe'nin gözaltına alı-
nıp. polisçe dövülerek ö\-
dürülmesi ola>ını hukuk
devletimiz için. demokrasi-
miz içinçok tehfikefi bir olay
sayıyoruz" dedı.
Öğretim Üyeleri Derne-
ği Başkanı Prof Dr. Burhan
Şenatalar da Metin Gökte-
pe olayının sorumlulannın
gizlenmeye çalışıldıgını öne
sürdü.
Türkiye Gazeteciler Ce-
miyeti Başkanı NaiJ Güre-
li ise Metin Göktepe'nin
gözaltına alınarak öldürül-
mesi olayının mutlaka yar-
gryayansıtılmas! için konu-
nun takıpçisi olacaklannı
söyledi.
İstanbul L niversitesi öğretim üyeleri Metin Göktepe'nin anısına gençlik anıbna çelenk koydu.
Demokrasi için
tehlike
Istanbul Barosu yönetici-
leri, dün Türkiye Gazete-
ciler Cemiyeti 'ni ziyaret et-
ti. Cemiyet Başkanı Nail
Güreli ve diğer yöneticiler
ile görüşen Baro Başkanı
Turgut Kazan, ziyareüerinin
nedenini şöyle açıkladı:
"Metin Göktepe'nin gö-
lerek öldürülmesi olavını '
s t a n b u
' Barosu yöneticileri, Göktepe oJayı nedeniyle Türkiye Ga/eteciler Cemiyeti'ni ziyaret etti
hukuk devletimiz için, demokra- ğüsleme görevini yerine getirme- da yapacağı bütün çalışmalarda Uç ayn resmi açıklama yapıl-
simiz için çok tehlikeli bir olay say- ve hazır olduğumu/u söylemek kendilerine bir hukuk kurumu dığınınvebunlannbirbirleriyleçe-
diğımızı belirtmek ve. başsağlığı için geldik. Gazeteciler Cemiye- olarakyardımcı olmayı görev say- liştiğinin sorulması üzerine Kazan,
dileği üe birlikte bu tehlikeyi gö- ti'nin, buolayın çözümü konusun- dığımızı belirtmek için geldik." bunun benzer olaylarda görüldü-
ğü gibi eylemin saklanması
cabasından kaynaklandığını
söyledi.
"Polis Vazife ve Salahiyet-
leri Yasası" ile "Memurin
Muhakematı Yasası"nın, bu
tür olaylan önleyecek bıçim-
de yeniden düzenlenmesi ge-
rektiğini vurgulayan Kazan,
"Yani böyle bir olayı polisin
işiemesi halinde, İçişleri Ba-
karüığTnın 'lüzumu muha-
keme'ye ilişkin prosedürü
yürütmesine bütün yollan ü-
kayıp savcının devreye gir-
mesini sağlayacak düzenle-
meyi yapmanuz gerekjyor"
dedi."
'Katiller gösterilsiıT
Kazan, olayla ilgili olarak
gözaltına alınan 24 polisin,
diğer gözaltılarda olduğu gi-
bi basına gösterilmesini ıste-
di.
Türkiye Gazeteciler Ce-
miyeti Başkanı Naıl Güreli
de Metin Göktepe olayının ilk
gününden beri takipçisi ol-
duklanm, cinayetin mutlaka
yargıya yansıtılması için ko-
nunun sonuna kadar takıpçi-
si olacaklannı söyledi.
Öğretim Üyeleri Derneği
Yönetim Kurulu üyeleri de
dün, aynı zamanda İstanbul
Üniversitesi lktisat Fakülte-
,si Maliye Bölümü öğrencisi
olan Göktepe'nin gözaltın-
da öldürülmesi olayını pro-
testo ederek rektörlük önün-
deki Atatürk anıtına çelenk
koydular.
'Failler belirtensin'
Metin Göktepe için birda-
kıkalık saygı duruşundan son-
ra Prof. Dr. Burhan Şenata-
lar, olayın sorumlulannın
gizlenmeye çalışıldıgını sa-
vundu.
Olaydan birinci derecede
sorumlu olan kurumun bel-
li olduğuna dikkat çeken
Prof. Dr. Burhan Şenatalar,
gerek bu kurumun üst yetki-
lilerinin gerekse hükümet ve
parlamentonun-, faillerin bir
an önce belirlenmesi ve ce-
zalandınlması sorumluluğu-
nu taşıdığını vurguladı.
Şenatalar, şöyle konuştu:
"Metin Göktepe, gazeteci
olarak gençlik ve eğirim so-
runlanna ışık tutmaya çah-
şıyordu. Aynı zamanda tsr
tanbul Üniversitesi'nin bir
öğrencisrvdi Türkiye,öğren-
cilerin. gençlerin. gazetecile-
rin, kısacası herhangi bir yurtta-
şın gözahında işkencegördüğü, ÖJ-
dürüldüğü bir ülke olmaktan en
kısa zamanda kurtulmalıdır."
Kapatılan Türkiye Komünist Partisi Merkez Komite üyesi, sınıf mücadelesinin sürdüğünü söyledi
Cemal Kıral: Komünistlerin görevi bitmedi
İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - TK P
Merkez Komitesı üyesi ve DlSK'in eski
yöneticilerinden Cemal Kıral konuşmacı
olarak katıldığı, "TKP'nin Dünü ve Bugünü"
konulu konferansta TKP tarihinin Türkiye
komünist hareketi ve işçi sınıfi hareketi tarihi
ile iç ıçe olduğunu belirterek "Bu geçmişten
ders çıkarmamız gerekiyor" dedi. Kıral,
TKP'nin kapatılmasını "tarihsel
sorumluluğu çok ağtr ve negatif bir kilometre
taşı" olarak değerlendirerek "sınıfsız
tophıma varamadıysak, komünistierin görevi
bitmedi" dıye konuştu.
TKP'nin tarihini kuruluşundan itibaren ele
alan Cemal Kıral, daha kuruluş aşamasında
iki önemli olgunun partinin kımliğini ortaya
koyduğunu belirterek şöyle konuştu:
"Rusya'daki 1917 devriminin içinde bulunan
ve Almanya'da Spartaküs hareketine kablmış
olan öneüier, TKP'nin kuruiuş aşamasında
önemli rol oynadılar \e enternasyonatizmi
partinin yapısına mayaladıiar. TKP,
yurtseverlik ile de yoğrulmuştur. O sırada
emperyalist işgalcilere karşı Türk halkı savaş
veriyordu ve komünistlcr bu savaşın ön
sıraiannda yer aldılar."
Yurtdışmda bulunan komünistler ile Istanbul
ve Anadolu komünistlerinin 1920'de bir
araya gelerek partiyi kurduklannı ve
TKP'nin bu üç ayak üzerinde oluştuğunu
anımsatan Kıral, Türkiye Büyük Millet
Meclisi'nde gerçek komünistlerin önünü
kesmek için sahte resmi komünist partisi
kurulduğunu söyledi.
TKP'nin kapatüması
Cemal Kıral, TKP'nin kapatılması ve
TBKP'nin kuruiması süreciyle ilgili olarak
da şunlan söyledi: u
Birieşik parti kurmak,
legal olmak, yığınsal olmak hedefleniyordu.
BrükseJ'de Behıce Boran'la Haydar Kutlu
yapnklan basın toplantısında şu mesajı
verdiler: 'Biz Türkiye'nin partisiyiz,
Türkıye'ye döneceğiz. Legal partı olacağız".
Behice Hanım'ın deyişiyle biz a\nı e\de
oturuyorduk. duvaıian kaldırdık. Olaylar
hızlı gelişti. Behice Hanım'ın erken
öJümünden sonra Haydar Kutlu ve Nihat
Sargın, Türkiye'ye döndüler. Bu dönüşte
Türkiye'de Türkiye Birleşik Komünist
Partisi'ni legal olarak kurmak
hedeflinivordu. Gelen arkadaşlann
çantalannda legal FBKP'nin tüzüğü vardı.
Vani parri legal olmaya geldi. kapanlmaya
değfl. Bu sırada parîi yönetiminde farklı
görüşler çıktı. TKP'nin kapalılıp
kapatilmaması en ağırlıklısıydı. Bana göre
parti kapatılmamalıydı. Bu tartışmalar
sırasında ben parti \önetiminden istifa ettinı.
Bugün arnk TKP resmen bir parti degiidir.
Partinin kapatılmış olması bizde, Türkiye
komünist hareketi içinde en önemli. tarihsd
sorumluluğu çok ağır olan negatif bir
kitometre taşıdır. Bi/ hâiâ sınıfsız topJuma
varamadıysak komünistlerin görevi bitmedL"
TKP'nın resmen kapatıldığı için bugününden
söz edilemeyeceğini, ancak "partiyi
kapaOn" demekle partilerin kapatılmadığını
belirten Kıral, sözlcrini ^ö>le sürdürdü:
"TKP resmen kapabldığına göre şimdi
komünistieri hangi görev bekliyor? Biam bir
karanmız vardı; 'sınıfsız toplumu
kuracağız'. Sınıfsıy toplum kurulamadığına
göre ve parti de kapatıldığına göre bi/im
görevimiz bitti mi? Şimdi bi? TKP üyesi,
yandaşı olmuş insarılann bundan sonraki
görevlerinin ne olacağını tartışmaya ihtivaç
var. Temei çelişki emek sermaye arasındaki
çelişkidir. Bunu tartişacaksak dunım pek
karmaşık değil. Eğer günümüzdeki temel
çettşki emek sermaye çelişkisiyse şu olgulara
bakmak lazmı. E'mperyalist ülkdcrdt
toplumsal çelişkiler bunalımlar artiyor. İşsiz
sayısı artiyor. t mpenalizmin bunannu sona
ermedi. Bilimsel teknolojik devrim
aşamasında yaşıyoruz. Bu ortamda 'sınıf
mücadelesinin anlamı kalmamıştır'
yaklaşımlan var. Ama insanlar bâlâ sömüren
ve sömürülenler diye yaşjyoıiarsa sınıf
partisinin devamı bir zorunluluktur."
Cemal Kıral, "Biz hâiâsınıfsız top-
iuma varamadıysak komünistlerin
görevi bitmedi" diyor.
10. Daire, zarar görenlere tazminat verilmesi karanna itiraz eden başvuruyu reddetti
Danıştay: Sıvas'ta devlet kusurluANKARA (ANKA) - Danıştay,
Sıvas'ta 1993 yılında meydana ge-
len ve 37 katledılmesiyle sonuçla-
nan Madımak Oteh yangını nedeniy-
le İçişleri Bakanlığı aleyhine açılan
maddı ve manevi tazminat davala-
rının ilk aşamasını sonuçlandırdı.
Kıyımda devletin kusurlu olduğu-
na ilişkin Sıvas tdare Mahkemesi
yaklaşımını paylaşan Onuncu Daıre,
olaylarda yaşamlannı yitirenlerin
yakmlanyla fîilen zarar görenlere
maddı-manevı tazminat odenmesı-
ne ilişkin mahkeme kararlanna kar-
şı yapılan itirazı reddederken, sag
kurtulanlara manevi tazminat öden-
mesırîe karşı çıktı.
Daire, sanatçı Arif Sağ'ın yanan
sazı için 150 milyon lira maddı taz-
minatödenmesıne ilişkin yerel mah-
keme karannı da yerinde buldu.
Sıvas kıyımı nedeniyle bakanlık
aleyhine açılan 70'e yakın davadan
24'ü Danıştay Onuncu Daıresı'nde
ele alındı. Daire. davalı Içışlen Ba-
kanlığı'nın yangından sağ kurtulan
KamberÇakır,Rıza Aydoğmuş, Nu-
ray (Nevzat) Ozkan, Mustafa Tür-
kân, Birsen Gündüz, AB Balkız. De-
nizHumar'a velayeten Ağa Humar,
Hüseyin Yıldınm. İlhami Erseven.
ArifSağveeşı YüdızSağa 150'şer
milyon lıra manevi tazminat öden-
mesıne ilışkm Sıvas Idare Mahke-
mesi karanyla ilgili yürütmenin dur-
durulması istemmi kabul etti.
Saz tazminatma onay
Danıştay Onuncu Idaresi, davala-
nn tümünde olaylarda yaşamını yı-
tırenlenn yakınlanyla fiilen zarar
gören (sazı, arabası yanan vb.) da-
vacılara maddi ve manevi tazminat
ödenmesi gerektıği yaklaşımını gös-
terdi.
Bu nedenle İçişleri Bakanlığı
aleyhine açılan davada bu kışiler le-
hine verilen maddi ve manevi taz-
minat kararlanyla ilgili yürütmenın
durdurulması ıstemlerı red'dedıldı.
Onuncu Daıre"nın davalı bakan-
lığın yüriitmeyı durdurma ıstemını
reddederek ödenmesını hüküm al-
tına aldığı tazmınatlar arasında sa-
natçı Anf Sağ'ın sazı ıçin 150 mil-
yon lira maddi tazminat ödenmesi-
ne ilişkin karar da yer aldı. Daıre-
nın yürürlüğünün durdurulmasını
ıstemedıği maddı-manevi tazminat
kararlan şöyle:
- Vangmda yaşamını yitiren Ser-
kan Doğan'ın yakınlan Perize, Sü-
le>man. Serdar. Se\gi ve Hüseyin
Doğan'a349 milyon maddi 350 mil-
yon lira nıancvi tazminat ödenmesL
- Sait Metın'in yakınlan Sultan,
Mehmet. Aydın ve Suzan Metın'e
356 milyon maddı. 250 milyon lıra
manevi tazminat ödenmesi.
- Ahmet Özyurt'un yakınlan Se-
nem Hıdır ve Nurdan Ozyurt'a 411
milyon maddi. 250 milyon lira ma-
nevi tazminat ödenmesL
- Sehergül Ateş'ın yakınlan Şeh-
rıban, Meryem. Sultan. Işık, Seyıt-
han, Hasan Alı ve Müslüm Ateşe
431 mılvon maddı. 600 mıljon ma-
nevi tazminat ödenmesi.
- Hurive ve Veşim Ozkan'ın >akın-
lan Miinire, llikınet Hasan, Ebru
ve H üseyin'etoplam 730müyon mad-
di, 350 milyon lira manevi tazminat
ödenmesL
- Gülsiim Karababa'nın yakınla-
n Sultan, M. Alı, Hüseyin, Nılgün,
Zeynel ve Denız Karababa'ya top-
lam 134 milyon maddi, 400 milyon
manevi tazminat ödenmesi'.
- Şair Behçet Sefa Aysan'ın ya-
kınlan Adivc Aysan, Kadriye Kök-
sal ve Behiç Aysan'a toplam 2 mil-
yar 250 milyon maddi,550 müyon li-
ra manevi tazminat ödenmesL
- Nurcan ve Özlem Şahın'ın ya-
kınlan Nezahat. Remzı, Ozan ve
Eren Şahın'e toplam 314 milyon
maddi, 250 milyon lıra manevi taz-
minat ödenmesi.
- Menekşe ve Koray Kaya'nın ya-
kınlan Hüseyin ve İsmail Ka>a'ya574
mil>(>n maddi.400 milyon manevi taz-
minat ödenmesL
- lncı Türk'ün yakınlan Hamı,
Mehmet ve Taner Türk'e toplam
442 mıKon maddı. 250 milyon ma-
nevi tazminat ödenmesi.
- Belkıs Çakır'ın yakınlan Mak-
bule, Kamber, Tuncer ve Yücel Ça-
kır'a toplam 468 milyon maddL 330
milyon manevi tazminat ödenmesL
- Muhlıs ve Muhıbe Akarsu'nun
yakınlan Pınar Akarsu (kendi ve
kardeşine vesayeten) Çınar, Damla
ve Akarsu'ya toplam 1 milyar 606
milyon maddi. 600 milyon manevi
tazminat ödenmesi.
- Yangında otomobili yanan Ali
Çağan'a 110 milyon maddi, 150 mil-
yon manevi tazminat ödenmesL
- Yangında bilirkışınin 170 mil-
yon lıra değer bıçtiği sazı yanan sa-
natçı Arif Sağ'abunun ıçin 150mil-
yon lıra maddi, arabası yanan eşı
Yıldız Sağ'a ise 200 milyon lıra
maddi tazminat ödenmesi.
Savcılık görüşü
Bu arada Danışlay Savcılığı'nın
ve ön ıncelemeyı yapan Daire Tet-
kik Hâkımliği'nin. yangından sağ
kurtulanlara da manevi tazminat
ödenmesi gerektıği görüşüyle tçiş-
len Bakanlığı'nın yürütmeyı dur-
durma başvurusunun reddını sa\ un-
duklan öğrenildı.
GLOBALPOLİTIKÜLTÜR
ERGtN YILDIZOĞLU
Şimdi Sıra İspanya'da
Ispanya'da martta yapılacak genel seçimleri kazan-
ması beklenen muhafazakâr Halkçı Parti'nin lideri
Joze Maria Aznar, geçen hafta partisinin ekonomik
programını açıkladı. Juppe reformlanna benzer bir içe-
riğe sahip olan Aznar'ın programının başına neler ge-
leceği henüz belli değil. Ama şurası muhakkak ki eko-
nomik liberalızme karşı direniş, Fransa'dan sonra bu
sefer de Ispanya'da yeni bir imtihandan geçecek.
Geçen hafta açıklanan üç kamuoyu yoklaması, Az-
nar'ın gelecek seçimleri yüzde 40'ın üstünde bir oy
alarak kazanabileceğinr gösterdi. Uzmanlar, halkın
14 yıllık Sosyalist işçi Partisi (SİP) hükümetinden bık-
tığını ifade ederek Aznar'ın desteginin gelecek gün-
lerde daha da artabileceğini düşünüyorlar. Başkan-
fık seçimlerinden önce Fransa'da olduğu gibi şimdi
ispanya'da da önemli bir rol oynayan bıkkınhk faktö-
rünün yanı sıra, son yıllarda SlP'i sarsan mali ve si-
yası skandallarla yüzde 22 düzeyinde seyreden yük-
sek işsizlik mart seçimlerinin kaderini belirleyecek.
1994'te Avrupa Parlamentosu seçimlerinde, Halkçı
Parti karşısında büyük bir yenilgiye uğrayan SİP'in bu
seçimlerden de benzer bir sonuçla çıkması bekleni-
yor.
Geçen sene yapılan Fransa başkanlık seçimleriy-
le, yaklaşan ispanyol genel seçimleri arasındaki ben-
zerlikler bu kadarla da kalmıyor. Bütçe açığının
GSMH'ye oranı yüzde 5.7, yani Avrupa Para Birliği
giriş koşulu olan yüzde 3'ün çok üstünde olan Ispan-
ya'da da hükümet şiddetli bir mali krizin içinde. Bu
yüzden, seçimler yaklaştığı için sık sık işsizliği azalt-
maktan bahsetmesine rağmen, Halkçı Parti Başka-
nı Aznar'ın da esas hedefi, Fransa Başbakanı Juppe
gibi, bütçe açıklan.
Bunun için, seçimleri kazandığı takdirde Aznar, ka-
mu harcamalannı kısacak, devlet işletmelerini özel-
leştirecek. Aznar, devlet emeklilik sistemini de özel-
leştirerek çalışanlann yaşamlan boyunca biriktirdik-
leri fonlan, globalleşme kumarhanesinin oyunculan-
nın eline teslim etmeyi planlıyor. Demir-çelik, kömür
ve tersane gibi kamu işyerleri ise özelleştirilmeleri
mümkün olmadığı gibi, satılacaklar. Bu tedbirlerin ilk
anda işsizliği arttıracağı düşüncesi ile "İşsizliği azalt-
ma vaadi de ne oluyor" diye sorarsanız alacağınız ce-
vap, daha da ilginç. Muhafazakâr parti hükümeti, iş-
sizliği emek pazannı serbestleştirerek azattmayı plan-
lıyor Sendikalann etkileri kınlacak, iş güvenliği azal-
tılacak, böytece işe alma ve çıkarma kolaylaştınlacak;
işsizlerin baskısı işçi ücretlerini düşürünce, işveren-
ler işçi almaya başlayacaklar ve işsizlik azalacak.
Özetle, Aznar hükümeti, işçiyi işçiye kırdırarak işsiz-
liği azaltmayı planlıyor. Düşük ücretlerle işsizliğin azal-
ması arasında, en son ve en kapsamlı araştırmalara
göre ters bir ilişki olması (1) gibi bir gerçeğe ise bu
çevrelerin kulaklan tabii ki kapalı. Amaç üzüm yemek
değil... Sermaye birikimini hızlandırmak!
Reform paketinin diğer parçaları da bu kanaatimi
destekler nitelikte: Gelir vergisi, temettülerden alınan
vergiler ve şirket sahibi aileler için miras vergisi azal-
tılacak, işverenin sosyal sigorta katkısı da... Toprak,
taşımacılık ve telekomünikasyon alanlan sertsestleş-
tirilerek yeni yatınm olanakları açılacak.
Fransa'da olduğu gibi ispanya'da da bu reformlar,
mali krizi, bir taraftan sermaye kesimlerini kollarken,
diğer taraftan tüm yükü çalışanlann omuzlannayıka-
rak çözmeyi amaçlıyor. Geçen sene tersane işçileri-
nin, özelleştirmeye direnerek hükümete geri adım at-
tırmayı başardığını göz önüne alınca ve buna Fransa
deneyinin getirdiği güveni ekleyınce Aznar'ın jşinin zor
olduğunu ve yılın ikinci yansında Ispanya'da siyasi ha-
vanın sertleşeceğini söylemek mümkün. İspanyol iş-
çilerinin Fransızlann başarısını tekrarlayıp tekrarlaya-
mayacağını hep birlikte göreceğiz.
(1) Blanchflower, D.G. ve Oswald, A.J. (1994);
m
An
Introduction to Wage Curve", London School of
Economics. Daha önce Cumhuriyet'te aynntılannı
aktardığım bu araştırma 12 ülkeyi ve 2 milyon civa-
nnda örneği kapsıyor.
Eminönü Belediyesi
Bülten dağıtan memurun
işine son verildi
İstanbul Haber Servisi -
Eminönü Belediyesi'nde
çalışan Tüm Bel-Sen üyesi
5 memur, 8 Mart Dünya
Emekçi KadınlarGünü'nde
dağıttiklan sendikabülteni
nedeniyle devlet memurlu-
ğundan çıkanldı. Eminönü
Belediyesi'nin, 5 memurun
işten atılması istemiyle ha-
zırladığı iddianame, İçişle-
ri Bakanlığı'nın ilgili ko-
misyonunda kabul edildi ve
memurlann işine son veril-
di. Işten atılan memurlar,
verilen cezanın sendikal mü-
cadeleyi sinditmeye yöne-
lik olduğunu belirterek "Be-
iediye Başkanı Ahmet Çetin-
saya, memuriara uygulana-
biîecek her türlü baskıyı uy-
guladı. İşL memurlan işten
çıkarmaya kadar vardır-
dı"dediler.
Eminönü Belediyesi'nde
çalışan ve Tüm Belediye
Memurlan Sendikası İstan-
bul 1 No'lu Şube üyesi Se-
dat Bülbül, Leyla Demiralp,
Naciye Türkan, Devrim
Dağdeviren ve Fatma Üç
adlı memurlar. 8 Mart 1995
tarihinde dağıttıklan, "Ya-
şasın 8 Mart Dünya Emek-
çi Kadınlar Günü" başlık-
lı bültendeki ifadelerinde
siyasi ve ıdeolojik amaç ta-
şıdıklan gerekçesıyle dev-
let memurluğundan çıkanl-
dı. 1 Ocak 1996 tarihınden
itibaren memurlukla ilişki-
leri kesilen memurlar, Emi-
nönü Belediye Başkanı Ah-
met C^tinsaya'y suçlaya-
rak Çetinsaya'nın göreve
geldiği günden bu yana me-
mur sendikalannaolumsuz
davrandığını, başkanlık ona-
yı ile kendilerine venlen
temsılcılık odasını ve pa-
nolannı ellerinden aldığmı
kaydettiler. Çetinsaya'nın
Tüm Bel-Sen'in faalıyetle-
rinı yok etmek amacıyla
kendi adamlannı üye yap-
tıgı sözde bir sendika olan
Türk Kamu-Sen'i kurduğu-
nu da ileri süren memurlar,
sözlerini şöyle sürdürdüler:
"Biz iki vıldır toplama
kampında gibiy dik. İşk'ri-
mizi polis nezaretinde ya-
pıyoruz, çantalarımız eş-
yalarımız aranıyor, kan-
tinde üç kişi bir araya ge-
lip konuşmaya kalksak
müzik sesiyle konuşma-
mız bastırılmaya çalışıiı-
yor. Bu adam memuriara
uygulanabilecek her tür-
lü baskıyı yaptı."
Eminönü Belediyesi 'nce
hazırlanan iddianamenin
çarpırıldığını ve İçişleri Ba-
kanlığı Komisyonu'nun da
ciddi bir araştırma yapma-
dan iddianameyi kabul et-
tiğini vurgulayan memur-
lar, "f ddianamede bikttriyi
bütün olarak ele almamış-
lar. Bildirideki sadececarpt-
cı sözler yer almış. Tama-
men sendikal olan ve ide-
olojik amaç taşunayan bil-
dirimiz, kasrtlı oiarakçarpı-
tümış" dedıler. Memurlar,
son günlerde sendikalann
kapatılmasına yönelik ça-
hşmalara devletin bizzat ka-
rıldığını öne sürdüler.
Ahmet Çetinsaya'nın
kadrosuyla göreve geldiği
günden beri 500'den fazla
memur hakkında Devlet
Memurlan Kanunu'nda yer
almayan nedenlerden so-
ruşturma açıldığına dikkat
çeken beş memur, şunlan
söyledi: "Ordudanşeriatçı
olduğu, ideolojik amaçlar
taşıdığı için atılan iki kişi,
başkan yardımcılığı, bir ki-
şidedamşmanhkyapıyor.Bu
kişilerin odasında Atatürk
resmi bile yok. Bizim sendi-
kal bir bültenimiz siyasi ve
ideolojik amaçlı görülüyor,
işten aaJryonız."