27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 22 OCAK 1996 PAZARTESİ HABERLERİN DEVAMI OLAYLARIN ARDMDAKI GERÇEK • Baştarafı 1. Sayfada nı olabildiğinde geniş tut- mak" olarak açıklıyor. Erbakan, dün partisinin MKYK toplantısı öncesin- de düzenlediği basın top- lantısında, "RP'siz bir hü- kümet ölü doğar" dedi. Görünen o ki Erbakan, bu tür demeçlerini hafta bo- yunca yineleyecek. Doğal olmayan zorla- maların sonuç vermesi beklenemez. Gerek iş âle- mi gerekse medya, 24 ara- lık gecesinden bu yana, kamuoyunda ANAYOL olarak adlandırılan ANAP- DYP koalisyonunu istiyor. Ancak, bunu bir "gerek- sinime" değil de "korku- ya" dayalı olarak istemek, "korkulanı" güçlendirmek- ten öteye geçmeyecektir. Öncelikle iki partinin bu "gereksinıme" inanması ve bunun gerektirdiği öz- verileri kabul etmesi ge- rekli. Bu olmadan, baskıla- ra dayalı bir merkez sağ koalisyon bekleneni vere- meyecektır. Bu hafta koalisyon ara- yışlarının yanı sıra TBMM Başkanı seçımi de günde- min ilk sıralarında yer ala- cak. Başkan seçiminde kullanılacak oylar koalis- yon arayışlarından soyut- lanamaz. Son turda seçilmesi beklenen yeni Meclis Baş- kanı'nı destekleyecek par- tiler arasında yeni bir "sı- caklık" gündeme gelebilir. Seçeneklerin az, ama bu seçeneklere giden yol- lann çok olduğu bir hükü- met kurma süreci yaşıyo- ruz. * * * Resmi Gazete 'de volsuzluk duvurusu 185 firmaya ihale yasağı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- Baymdırlık ve Is- kân Bakanlığı, 1993 yılında gerçekleştirilen 8 ihaleye fe- sat kanştırıldığı ve toplam 830 teklif mektubundan 274"ünde ihale indirim oranlarını beiirten rakam ve harflerin, aynı kişiler ya da aynı daktilo tarafından ya- zıldığının saptandığını belir- terek, 185 müteahhit ve fir- manın ihalelere katılmalan- ni yasakladı. Resmi Gazete'nin 20 O- cak 1995 tarıhli sayısında yer alan ilanda, Yapı Işleri Genel Müdürlüğü'nce ger- çekleştirilen bazı ihalelerde ihaleye fesat kanştınldığı belirtilerek bu ihaleler şöy- le sıralandı: "25 Şubat 1993'te gerçek- leştirilen 12 nıilyar 609 mil- yon lira keşif bedelli Adana Düziçi Devlet Hastanesi, 13 Ocak 1993'te gerçekleştiri- len 23 milyar 650 mihon lira keşifbedelli İzmir Foça Yeni- foça 3 Bloklu Kışla,3 Kasım 1993'te gerçekleşririlen 17 milyar 300 milyon lira keşif bedelli İçel Devlet Hastane- si, 15 Ocak 1993'te gerçek- leştirilen 7 milyar 500 mflyon lira keşif bedeİli Şırnak Mer- kez 54 Daireli Lojman, 17 Şubat 1993'te gerçekleştiri- len 33 milyar 915 milyon lira keşif bedelli Ordu Devlet Hastanesiek binası. 16 Şubat 1993'te gerçekleştirilen 8 mityar 665 milyon lira keşif bedelli Antaha İl Tanm Si- tesi ve ek tesisleri, 5 Ocak 1993'te gerçekleştirilen 13 milyar lira keşif bedelli Ku- şadası Devlet Hastanesi in- saatları." 6 ay ihale> e katılamayacaklar İhaleye fesat kanştırma işleminin ihalelere ilişkin 830 teklif mektubundan 274'ünün ihale indirim oranlannı beiirten rakam ve harflerin, aynı kişilerce ya da aynı daktilo makinesı ile yazılarak gerçekleştirildiği kaydedilen ilanda, bu uygu- lamanın kaligrafik incele- meyle saptandığı kaydedil- di. ilanda, usulsüzlüğü ger- çekleştirdikleri belirlenen 185 müteahhit \e firmanın. ilanın yayımlandığı tarihten baslayarak 6 ay süreyle iha- lelere katılmalannın yasak- landığı ka>dedildi. G Ü N D E M MUSTAFA BALBAY • Baştarafı 1. Sayfada oğlu Hasan'a "karne tebrığine" gidebi- lir. Bu ziyaret Hasan için de yararlı olur. Hasan, babasının verdiği harçlığı mar- ka çevirip biriktirecekmiş, sonra anne- sinin kuracağı bir vakfa yatıracakmış. Sevgili Hasan, bu plan biraz noksan. Çiller teyzen ziyaret ettiğinde ne yap- man gerektiğini sor, dediğini uygular- san yıllar sonra Amerika'da villalann, Boğaz'da yalılann olur. _ Mesut Bey de ayıp etmiş. insan, Özer Bey'e pazar kahvesıne gider. Ora- dan saunayafalan... Siyaset bu hafta da turlu geçecek. Biz gündemdeki bir diğer konuya geçelim. Çukurova Elektrik AŞ'nin (ÇEAŞ) ka- deri bu hafta belli oluyor. Önce durumun sıcak yanını aktaralım. Sanayi ve Ticaret Bakanlığı'nca atanan özel denetçi Prof. Hüseyin Ülgen, 24 o- cak çarşamba günü genel kurul yapıl- ması için gazete ilanı vermişti. Adana Ti- caret Sicil Müdürlüğü, Sermaye Piyasa- sı Kurulu'nun (SPK) başvurusu üzerine Prof. Ulgen'in kaydını sildi. Böylece Prof. Ülgen yetkisiz kalmış oldu. Bu duruma itiraz edildi. Itiraz, Adana Ticaret Mahkemesi'nde 23 ocak günü, yani yarın ele alınacak. Mahkeme SPK'yi haklı bulursa büyük olasılıkla ge- nel kurul yapılamayacak. Tersi olursa Uzanlar'ın istediği ortama doğru adım adım gidilecek. Bu tablonun ozeti şu: SPK, amaç dışı faaliyet gösterdiği ve 7.6 trilyon lirayı usulsüz olarak diğer iş- ÇEAŞ'ta Karar Haftası... tiraklerine aktardığı gerekçesiyle Uzan- lar'ı ÇEAŞ yönetıminden uzaklaştırdı. Bu durum Çiller-Uzanlar savaşını bera- berınde getirdi. Yılbaşında anlaşma sağlandı. Geri dönüş için yol arandı. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı (ETKB) ÇEAŞ'a el koyma gerekçelerinin ortadan kalktığı- nı ilan edip ilk adımı attı. Ancak fînale yetkisi yoktu. Finali de Sanayi ve Ticaret Bakanlığı (STB) hazırladı. Ana sözleşmenin 35. maddesine, Ticaret Yasası'nın da 275. maddesine dayanarak STB'nin özel de- netçi ataması istendi. 5 ocakta Prof. Ül- gen, Uzanlar'ın verdiği üç isim arasın- dan seçildi ve özel denetçi olarak atan- dı. Prof. Ülgen görevine o kadar susa- mış ki SPK ile görüşmeye gerek görme- den 7 ocakta gazetelere ilan verip ÇE- AŞ'ı genel kurula çağırdı. Prof. Ülgen ve STB, içine nasıl sindir- diyse ilan işlerini de Uzanlar'ın şirketle- ri halletmiş. Konu CHP'nin geçen haftaki TBMM grup toplantısında gündeme geldi. Ba- kan Fuat Çay gelişmeler hakkında bil- gi verdi. Ben de biri yüz yüze, biri tele- fonla iki kez Çay'la konuştum. Görünen o ki Çay'ı demlemişler. Yaptığı her şeyin yasal olduğunu, hiç- bir şekilde yasaların dışına çıkmadığını üstüne basa basa yınelıyor. Yasa maddelerinı ezberlemiş, bir bir sıralıyor. Çay'ın iyi niyetınden ben de kuşku duymuyorum. Ancak ortada, iç edilmiş bir 7.6 trilyon var. Bu paranın nasıl geri döneceği netleşmeden ve Uzanlar'ın ÇEAŞ'tan başka iştirakJerine para aktarmalannı önleyecek sözleşme değişikliğini yapmadan yönetimi onlara devretmenin anlamı şu: "Kardeşim, yaptınız iyi yaptınız. Bir daha yapmayın. Ayıp oluyor. Hiç değil- se kitabına iyi uydurun..." Uzanlar'ın usulsüz olarak kullandık- lan 7.6 trilyonu nasıl geri ödeyecekleri- ni beklemeden, en azından tüm kayıp- ları ortadan kaldıracak yasal zorunlu- luklan getirmeden STB'nin bu işe "alet" olması kabul edilir şey değil. Yeme, geme dikkat... Daha önce de vurgulamıştım, DYP bu işlerden kolay sıyınr. Ancak CHP için tam tersi olur. Geçmişteki deneyimler gösterdi, so- lun bir hatası bine çarpılarak sunuluyor. Sağın yaptıklan ise en çok bazı kişilerin üzerine fatura ediliyor ve olay kapanıyor. Solda işin içine kişiler bile girmiş olsa, o kışi hemen temsil ettiği partiyle bütün- leştiriliyor. 7.6 trilyonun rakamsal büyüklüğünü anlatmak için birkaç örnek verelim, 1996 yılında Orman Bakanlığı'nın büt- çesi 5.4 trilyon, Çalışma ve Sosyal Gü- venlik Bakanlığı'nın bütçesi 2.6 trilyon, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı'nınki 5 tril- yon, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlı- ğı'nınki 6.4 trilyon, Turizm Bakanlığı'nın- ki 2.7 trilyon, Cumhurbaşkanlığı'nınki 2.7 trilyon. Biri DYP'nin, biri CHP'nin elindeki iki bakanlık kendi bütçelerini aşan bir usul- süz para aktanm işlemini âlemin gözü önünde aklarsa halk, "Devlet malı de- niz... sözü ne kadar da doğruymuş "de- mez mi? Nerede kaldı sizin, "dürûstyö- netim" iddianız? Burada Uzanlar'ı kişisel ya da kurum- sal olarak hedef alıyor değiliz. Bir dizi usulsüz işlem yapan bir kuruluşun hak- sız yere bunlara devam etmesinin kamu yaranna olmayacağını düşünüyoruz, o kadar. Son olarak Uzanlar'ın Berke Barajı macerasını özetleyelim, belki CHP açı- sından yaran olur. Sözleşme gereği ÇE- AŞ sadece enerji alanında iş yapabiliyor. Bu çerçevede Ceyhan Nehri üzerinde Berke Barajı'nın yapımı planlanıyor. Ital- yan Italstarde şirketi ihaleyi kazanıyor. 600 milyon dolara mal olacak yatınma Dünya Bankası 270 milyon dolar kredi sağlıyor. Ancak Uzanlar, Italyan firmasına hak edişlerini ödemiyor. Gidişi beğenmeyen Dünya Bankası krediyi çekiyor. İtalyan firma sözleşmeyi feshediyor. Barajın he- nüz yüzde 4'ü tamamlanmış. Oysa bu yıl bitmesi planlanıyordu. Işte Uzanlar... Sayın Çay, biraz "dem"e gelmiş oia- bilirsiniz; ama lütfen ne "yem "e gelin ne "gem"e... Ferîbot kaçırma eylemini kim yönlendîrdi? • Baştarafı 1. Sayfada şeriatçı terör örgütü İBDA-C ve Hizbullah yanlılannın kullandığı el işaretlerini yap- ması, "teröristlerin örgüt bağlantılannı" gündeme getirdi. Eylemin sona ermesinın ardından soruşturmayı İstanbul Emniyet Müdürlüğü Islamcı Terör Örgütleri Masa- sı'nın üstlenmesi ise eldeki bilgilerin bu yönde olduğu görüşüne ağırlık kazandırdı. Teröristlerin sorgulanması için DGM'den 15 günlük ek süre isteyen emniyet yetkili- leri. öncelikle eylemi telefonla yöneten ki- şinin kimliğini saptamaya çalışıyor. Rusya Devlet Başkanı Boris Yeltsin, Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'e feribot olayı ile ilgili olarak gönderdiği teşekkür mesajında. "tki ülkcnin terorizme karşı or- tak mücadele>i yoğunlastırmasmı" önerdi. Avrasya feribotu, yolculann gümrük ve pasaport işlemlerinin tamamlanmasının ar- dından, Ereğli Limanı'ndan dün saat 15.00'te Soçi'ye gitmek üzere hareket etti. Feribotu Ereğli Limanı'ndan Zonguldak Valisi SamiSeckin. Denizcilik Müsteşan En- ver Yıldınm. Zonguldak Emniyet Müdürü İdrisPala, Ereğli Bcledıyc Başkanı Halil POs- bıyık ve dığeryetkililer ilotftandaşlar uğur- ladı. Bu arada feribotta bulunan 167 yolcu ve mürettebat arka güverteden. limanda ken- dilerini uğurlayanlara kırmızı karanfîllerat- tılar. Vali Seçkin, feribotun kaptanı Musta- faTuncaj-ile vedalaşırken iyi yolculuklardı- leğinde bulundu. Denizcilik Müsteşan En- ver Yıldınm, eylemin sağduyulu bir şekilde kan dökülmeden sonuçlanmasından büyük memnuniyet duyduklannı belirtti. Yıldınm, kaptan Mustafa Tuncay'ın ey- lem sırasında gösterdiği olağanüstü direnç ve soğukkanlılığı karşısında, ehlıyetinin "bi- riiKrisınıfbaskaptan" olarak degıştirileceği- ni bildirdi. Yıldınm, bunun Türk hükümeti- nin kaptan Tuncay'a bir "tesekkür"ü anla- mına geldiğıni söyledi. AvTasya feribotunun bağlı olduğu Navi ve Kıyıtur şirketlerinın Yönetim Kurulu Başkanı HalukSanda kap- tan Tuncay'ın Avrasya ile son seferi olduğu- nu, bu seferden sonra fılonun başına getiri- lerek ödüllendirileceğini bildirdi. Avras- ya"ya yapılan baskını değerlendircn San, "Bizim için önemli olan öacclikle yolcu ve miirettebatın sağlığıydL Eylemin kimsenin burnu kanamadan sonuçlandınlmasından oldukça murtuyuz" diye konuştu. Kaptan AA'ya yaptığı açıklamada. baskı- nın ilk saatlerinde oidukça heyecanlandıkla- nnı, bunun da eylemi gerçekleştirenlerin özcllikle biroperasyondan endişe duymala- n ve kararsızlıklanndan kaynaklandığını söyledi. Tuncay, silahlı dört eylemcinin sü- rekli olarak kaptan köşkünde bulunduğunu. ancak ilerleyen saatlerde kurulan diyalogla bu endişelcrin ortadan kalktığını vurguladı. Tuncay, "Biz onlara, onlar da bize yarduna oldu. Bize veyolculara birzarar vermeyecek- lerini anladım" dedi. Hava koşullannın normal olması halinde bugün akşam saatlerinde Soçi'ye varacakla- nnı bildiren Tuncay, gemide bir eğlence dü- zenleneceğini ve yolculara moral verileceği- ni bildirdi. Tuncay, gemideki eğlencede baş- ta yemek olmak üzere tüm ikramın kendile- rince karşılanacağını bildirdi. Ereğli Emni- yet Müdürlüğü"nden yapılan açıklamada da feribotun 167 yolcu ve mürettebatıyla So- çi'ye hareket ettiği bildirildi. Feribotta 96 yabancı uyruklu yolcu bulunuyor. 9 yaban- cı uyruklu ve 17 Türk yolcu Ereğli Limanı'n- da feribottan aynlırken sahibi çıkmayan 7 pasaport Ereğli Emniyet Müdürlüğü'ne ıa- de edildi. Ola\in geüşimi Trabzon-Soçi hattmda yolcu taşıyan ve özel bir şirkete ait Avrasya fenbotuna, Trab- zon Lımanı'nda, bir grup eylemci tarafın- dan 16 ocak salı günü saat 18.20'de düzen- lenen baskında yolcu ve mürettebat rchin alınmıştı. Baskın sırasında Trabzon Emni- yet Müdürlüğü Deniz ve Turizm Şube Mü- dürü RahmiTunca. eylemcilerin açtiğı ateş sonucu yaralanmıştı. Aynı gün saat 21.30'da Trabzon Lima- nı'ndan aynlan Avrasya feribotu, 19 ocak cuma günü öğle saatlerinde tstanbul Boğa- zı Anadolufeneri önlerinde Elmasburun Ri- va Deresi açıklannda demir atmıştı. Yapı- lan görü^meler sonucu ikna edilen eylem- cilerden 4'ü akşam saat 18.30 sıralannda teslim olurken feribotta yapılan arama so- nucu 5 eylemci daha yakalanmıştı. Feribot, mürettebat ve yolculann sonışturmalannın tamamlanması ve ihtiyaçlannın. karşılan- ması için Istanbul'dan Zonguldak'ın Ereğ- li ilçesine gelmişti. 4 birim amiri uzaklaşünldı Avrasya feribotunun kaçınlması olayı ile ilgi olarak soruşturmanın saglıklı yürütüle- bilmesi için Trabzon Limanı'ndaki birim amirleri görevlerinden uzaklaştmldı. Trabzon Valliği'nden yapılan yazılı açık- lamada, Trabzon Limanı Gümrükler Muha- faza Başmüdürü Hasan Ergen, Merkez Gümrük Muhafaza Müdürü Celal Eroğlu, Liman Işletme Müdürü Ismail Kemerkaya ile Liman tşletmesı Koruma ve Güvenlik , Amin Hacısalih Hactsalihoghı'nun. sürdü- rülecek soruşturmalann selameti ve olayın arzettiği önem göz önüne alınarak görevle- rinden uzaklaştınldıklan belirtildi. 6 Yaşasın aşk, yaşasın devrim' • Baştarafı 1. Sayfada kışehır. Rıze, Mersın. Antal- ya, Burdur, Antalya. Adana, Mersin, tzmir, Bursa, Koca- eli, Sakarya, Yozgat, Çorum, Zonguldak başta olmak üze- re pek çok kentten otobüsler- leşölenegelirken İstanbul ve Izmir'den de "Özgürlük va- gonu"ylabinlerce kişi Anka- ra'ya geldi. Katılımcılann bir bölümü salona sığamadı ve dışanda beklemek zorun- da kaldı. Kuruluş şöleni, sosyalizm mücadelesinde şehit düşen- ler için bir dakikalık saygı duruşuyla başladı. "68'den 96'ya bir tutkudur Dev- Genç", "Özgürlük sokakta, kurtuluş kav gada"," Yaşasın özgürlük ve dayamşma" pan- kartlannın asıldığı salonda, ellerinde renk renk bayrak- lar, Mahir Çayan ile Ulaş Bardakçı'nın resimleri bulu- nan ve devrim sloganlan atanlar arasında gençlerin çoğunlukta olduğu gözlendi. Şölende konuşan tiyatro sanatçısı Orhan Aydın, " Mustafa Suphi'ler. PirSultan'lar, Şeyh Bedrettin'ler, Nâzım Hik- mctler, Ruhi Su'lar kadar selam olsun" derken bir kız öğrencinin de " koca dayağma son, erkek ege- menliğine son. Ben Leyla Za- na'y ım, Metin Göktepe'yim, Spar- taküs'üm. Ben Kürdüm. 1 ürküm. Be> nime bakın sosyalizmi görecek- siniz. Başkaldıracağım gökjü/ü aşkoluncaya kadar" sözleri büyük bir alkış topladı. Malatya Kültür Merkezi folklor ekibinin göstensinin ardından, sa- natçı Hamza Doğan. sazı ve türkü- leriyle şölene katıldı. ÖDP'nin Ajıkara'da yapıJan kunıluş şenliğine çeşitli il ve ilçeierden binlerce yurttaş katıldı. (TAR1K TINAZAY) ÖDP Genel Başkanı Doç. Dr. U- fukUras, 1968'indeğerlerini ye- niden ayağa kaldıracaklannı söy- ledi. Yıllarca içinde bulunduklan fetret devrinin sona erdiğini ifade eden Uras. "Bu salonda nadasdö- nemini görü>orum"dedı. Uras, "Celladına aşıkyurttaşla- n u>andırma>a çalışı\oruz. Parti- mizde bilenlerle bilmevenler bir- dir. Kt ndisini de> lete armağan et- miş aydınlaıia isimizyok"dıye ko- nuştu. ODP'nin oluşmasında başlan- gıçta yer alan tiyatro sanatçısı Me- tin Akpınar'ın. partiyi "fazla sos- yalist" bulduğu için aynldığı öğre- nildi. Şenliğe Ferfaat Tunç, Banu, Onur Akui. Tolga Çandar. Yase- min de şarkı ve türküleriyle katıl- dı. 'Birtik yolunda ilk adım'' BSP Genel Başkanı Sadun Aren. dünyadakı tüm olumsuz ge- lişmelere karşın sosyalizmin hiç- bir zaman önünün kesilemediğini söyledi. Aren, solda birlik yolun- da ilk adımın atıldığını belirterek şunlan söyledi: "Bu, parti çok önemli bir hare- kcttir. Tüm dünyada olduğu gibi ülkemi/de de güçlü bir sosyalist partive ihtiyaç \ardır. Türkiye'nin siyasal ortamına jeni bir ufuk aça- caktır. Bunu ülkemizdeki siyasal bunaunıdan da anlıyoruz. C Ike- mizde bu\ ük bir boşluğu doldura- caktır. ÖDP, sosyalist bir dünya oluşturmak için kurulmuş sosya- listlerin birliği partisklir. Hareket- li veçoğulcu bir parti olacaknr. Sos- yalist /enginligin ifadesi olacaktır. Bu kalabahk yıllardır özlem duy- duğum bir kalabalıktır."Çağdaş Hukukçular Derneği Genel Baş- kanı ŞanalSanhan. "Sol kesimdcn bir insan olarak hevecanla izledim. Bugün kendilerini demok- rat,sos>alist olarak nitelendi- ren bütün insanlan bu parti- de birleşme>e çağınyonım. ÖDP örgütiülüğü, kitleleri harekete geçirici bir parti olacaktır" diye konuştu. Önen: Solu dirflteceğiz Parti kuruculan arasında yer alan Türk Mühendis ve MimarOdalan Birliği Genel Başkanı ve Türkiye İnsan Haklan Vakfi Başkanı Yavuz Önen, siyasal yaşamda solu diriltmeyi hedefledikledik- lerini belirtti. "Solu bütün parçalanvla, birikimleriyle alternatif bir siyasal hareket olarak başlattık. Mevcut li- beral ekonomik sistemin al- ternatifi bir grogram hazır- ladık" diyen Onen, şöyle de- vam etti: "Ne eütizmiöne çıkarmak ne de kitie kuyrukçuluğu de- diğimiz popülizmi önplana çıkarmak istemiyoruz. Biz bir senteze ulaşmaya çalışa- cağız. Biz şunu kklia ediyo- ruz. İşçi, memur. kövlünün \e işsizlerin. sorunianna çözüm bu- lacak, gelir dağılunında dengeyi sağla>acak harekete ihtiyaç bulu- nuvor. Biz sosyal dengcyi sağlama- ya çalışacağız.'' DİSK Genel Sekreteri Mehmet Atay da işçileri, emekçileri birleş- tirmek amacıyla bir araya geldik- lerini belirterek "Geçmişte yaşa- dığımız derslerle, tecriibejle bir araya geldik. Yenildik, düştük, öl- dük; bu seferçocuklanmızla bura- >a geldik. Bu parti bizim şansımız. Salondan çıkarken bu örgütün, partinin sorumluluğunu taşımak zorundayız" diye konuştu. Vericide son söz Milli Güvenlik Kıırulu^nun • Baştanfi l. Sayfada binasında TRT-Türk Telecom ve RTÜK temsilcilerini biraraya getirerek iki gün sü- ren toplantılar düzenledi. Alman bilgiye göre.altkomitede, PTT'ninözeHeştirilme- sinden sonra TRT vericilerinin otomatik olarak aktanldığı Türk Telecom'un verici yerlerini degiştirme zorunluluğuna karşı çıkmasının nedenieri ortaya konuldu. 41tr0yon Türk Telecom yetkililerintn MGK'ye ve- riciierin yerlerinin değiştirilmesi durumun- da 41 trilyon gıbi ek bir masrafla karşı kar- şjya kalacaktannı bildırdiklen ögrenildi. Türk Telecom'un, maliyettn dışında verici- lerin yerlerini değiştirdikleri takdirde TRT kanallannın izlenme oranlannda da büyük düşüş olabileceğini öne sürdüğü kaydedil- di. Toplantıda,TürkTelocom"unRTÜK'ün hazırladıgı frekansplaninın uygulanabilirli- ği konusunda da bazı kaygılar taşındığını dile getirdiği; üst kurul temsilcılennin ise buna şiddetle karşı çıktığı ögrenildi. RTÜK yetkilileri, Türk Telecom'un öne sürdüğü 41 trilyonluk maliyetin gerçek ra- kamlar olmadığını belirtti. Üst kurulun bu konuda yaptığı çalışmadan örnekleri sunan yetkililer, kendi hesaplamalannda maliyetin 2 trilyon olarak belirlendiğini bildirerek şun- lan söyledıler: "41 trilyon ek nıaliytt çıkması oianakst/. Biam hesaplamamızda2triyon çıkryor. Ay- nca Türk Telecom, masrafını çıkarmak için elinde bulundurduğu vericileri özel kuruluş- lara kiralayabilir. Bunu yapması durumun- da sorunu çözüldûğü gibLözel kuruluşlar da verici kurma malivvtindcn kurtulur. Daha az verici ile tüm yayuılara oianak sağtanabüir. C stelik, Türk Tetecom, alacağı kira bedeJi sayesinde kâra gcçer." RTÜK temsilcileri, frekans planının uygulanabilirtiği konusun- da üst kurula yöneltilen iddialanmn sağlam bir dayanağı bulunmadığını, planm yurt ge- nelinde yerleşim alanı ve nüfus göz önüne ahnarak yapıldığına işaret ettılcr. Alt komite toplantısında, MGK'nin özel- likle Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da sınır- lı saytda radyo ve televizyon yayını istemi- ne itişkin görüsünün dedegeriendirildiği ög- renildi. Üst kurul yetkiKleri, MGK'nin gü- venlik gerekçesiyle ilettiği istemin frekans planının hazırhk aşamasında sonuçlandın- İarak planın buna göre düzenlendiğini söy- lediler. Yetkililer, sorun olmayacağına iliş- kin güvencenin MGK'ye iletildığıni kaydet- tiler. Frekans planı uyannca, yurt genelinde 21 bin 595 kanaldan yapılan yayınlar, belirle- nen 878 noktadan dağıtılacak. Her yaym noktasıiHİan ortalama 26 ayn televizyon programı izlenebijecck. Buna göre, RTÜK'e ulusal 16, bölgeset 15, yerel ölçekte 244 televizyon kuruluşu, radyolarda da 33 ulusal, 84 bölgesel ve 766 yerel düzevde lisans başvurusunda buiunul- du. CUMHUKIYET^TEN OKURLARA ORHAN ERİNÇ Mumcu'suz 3 Yıl Uğur Mumcu'nun bombalı bir saldırı sonunda aramızdan ayrılışıntn tam üç yılı çarşamba günü do- lacak. Bu süreyi, iki yönden değeriendirmek gerekiyor. Bi- rincisi, "KalpaksızKuvayı Milliyeci" Uğur Mumcu'nun savunduğu görüşlere sahip çıkanlann örgütlenerek Atatürkçü düşünce ve çağdaş yaşam alanlarında seslerini daha belirli bir şekilde duyurmaya başlamış olmaları. Bu kapsamda, Mumcu'nun laiklik ile de- mokrasi konusundaki görüş öneri ve eleştirilerinde- ki doğruluğun, yaşamakta olduğumuz olaylaria bir kez daha kanıtianmış olmasını davurgulamak gerek. Yolsuzluklarla savaşım konusunda 1970'lerin ikinci yansında ortaya koyduğu araştırmalan, bugün çok sayıda gazetecinin gerçekleştirmeye çalışmalan, o- nun bu konuda da seçkin bir örnek olduğunu gös- teriyor. Değeriendinnenin ikinci yönü ise devteti yöneten- ler adına utanç verici bir durum. Aradan 36 ay geç- miş olmasına karşın ortada ne katil ya da katiller var ne de onlaria ilgili somut bir soruşturma sonucu. So- ruşturmanın çeşitli devlet katlarında saptınldığı yo- lundaki belgeli iddialar da zamanın akışı içinde kül- lenmek üzere tozlu raflara bırakılmış durumda. Na- mus borçlan, devletin soruşturmayı sonuçlandırma- sının ilk ve önemli görevi olduğu yolundaki açıklama- lar da gazete yapraklarında saranmaya başladı bile. Ancak, Uğur Mumcu'yu sevenler bu işın peşini bı- rakmayı düşünmüyorlar. Bunlann başında da Cum- huriyet yer alıyor. 24 ocakta vereceğimiz özel ekle hem kendisini bir kez daha saygı ve sevgiyle anaca- ğız hem de sorumlulara görevlerini bir kez daha ha- tıriatacağız. • Avrasya feribotunun Trabzon'da bir grup silahlı te- rörist tarafından basılarak kaçınlması, ülkemizdeki çarpıklıklann somut bir örneğini daha ortaya koydu. Şeriatçı basının ve çevrelerin, bu olaya kanşanlan yü- celtmeleri, olayın kullanılabilirliği açısından önem ta- şıyordu. Türk cumhuriyetleri ve Kafkasya ülkelerine yaptıklan dinsel ve tecimsel yatınmlan daha da ileri götürmelennin, duygusal gıdıklamalaria kolaylaşaca- ğına inanıyoriardı. Bu nedenle Çeçenlerin haklılığı ile terorizmin haklılığını(!) özdeşleştirmekte gecikmedi- ler. Cumhuriyet gazetesinin, Ruslann Çeçenlere yö- nelttiği kanlı saldınlara, kendilerinden daha çok ve akılcı biçimde karşı çıkışını, hem birinci hem de dış politika sayfalanndaki manşetlerde değeriendirme- sini bir yana bırakıp ülkemizdeki Kafkas kökenli yurt- taşlan kışkırtmayı, geleneklerine uygun bir yöntem olarak sürdürmeyi yeğlediler. Beklenen de buydu za- ten... Ancak kendilerine baş görev olarak terörie müca- deleyi seçenlenn, Avrasya feribotunu kaçıranlara yö- nelik değerlendirmeleri, tam bir çifte standart örne- ğiydi. Özel televizyonlar ve gazeteler (iki elin par- maklannı geçmeyecek sayıda yazar dışında), kahra- man 'direnişçilehn' öyküleri ıledoluptaştı. Uluslara- rası hukuk kurallan ve yasalarımız, benzer eylemleri 'terör' kapsamında tutarken yönetici ve kimi politi- kaalarımızın bu eyyamcı tutumu, ülkesini ciddi bo- yutlarda düşünenleri karamsarlığa itti. Avrasya olayını, Trabzon'dan başlayarak yerel mu- habirlerimizle birtikte, İstanbul Haber Servisi'nden Ayşe Yıldınm, Zafer Aknar, Mehmet Demirkaya, Uğur Günyüz ve Erzade Ertem, Ankara'daki geliş- meleri de Lale Sanibrahimoğlu izledi. • Solda birlik konusunda somut bir adım daha atıl- dı; Özgürlük ve Dayanışma Partisi, bugün Içişleri Ba- kanlığı'na yapılacak başvuru ile kuruluş aşamasını ta- mamlayacak. Geleceği Birlikte Kuralım Parti Girişi- mi, Birieşik Sosyalist Parti, kitle örgütleri temsilcile- ri ve aydınlar öncülüğünde başlatılan çalışmalann somut sonucu, hafta sonunda Ankara'da yapılan ku- rucular kurulu toplantısında alındı. Sosyalistlerin ge- niş bir tabanda bir araya gelmelerini sağlayan parti- leşme çalışmalannı arkadaşlarımız Bülent Sanoğ- lu, Ece Temelkuran ve Hazal Ateş izlediler. • RP Genel Başkanı Necmettin Erbakan'ın hükü- meti kurmak üzere yaptığı görüşmeler, pazarlıklar, perde arkasındaki kulisler, ANAP-RP yakınlaşması ve ANAYOL için yürütülen çalışmalar pariamento mu- habirlerimiz Türey Köse, Dürdane Kocaoğlu, Os- man Aydoğan, Ergün Aksoy'un haberlerıyle say- falanmızda yer aldı. • ANAP lideri Mesut Yılmaz, DYP Genel Başkanı Tansu Çiller'in, olası bir koalisyon için "Önce prog- ramda anlaşalım, sonra çatı belirlenir" yaklaşımını reddettiğini Cumhuriyet'e açıkladı. Yılmaz, DYP lide- ri için ciddi bir psikolojik teşhis gerektiğini, yeni bir ekonomik paketin, ancak ve 'maalesef dış destek- le uygulanabileceğini, uluslararası düzeyde de inan- dıncılığı kalmayan Çiller'in başbakanhk yükünü kal- dıramadığının görüldüğünü dile getirdi. • Türkiye'nin, taraf olduğu ve olacağı uluslararası si- lahsızlanma anlaşmalarından doğan yükümlülükle- rini yerine getirebilmesi için gerekli düzenlemelerin, kurumlar arasında yaşanan iç çekişme yüzünden gerçekleştirilememesi üzerine geçici önlem almak zorunda kalındığını, Lale Sanibrahımoğlu haberieş- tirdi. Sarıibrahimoğlu.Türkkimyasanayiinintehlike- ye giren hammadde ithalatı konusunda sağlanacak garanti belgesi ve silah dışı üretim için kullanılan 'çif- te kullanımlı' maddeleri ihracat izni ve denetimi yet- kisinin, ulusal bir ajans kurulamaması üzerine Milli Savunma Bakanlığı ve Dış Ticaret Müsteşarlığrna ve- rildiğini bildirdi. • Cumhuriyet'in 8 ocak günü 'Boşnak Ordusuna Türk Silahı' başlığı ile verdiği haber, geçen hafta New York Times'ta yinelendi. Haberimizde, ABD ile Türkiye'nin işbiriiğinin kesinleştiği, Bosna-Hersekor- dusunun eğrtim ve silahlandırılmasında Türkiye'nin büyük bir rol oynayacağını duyurmuştuk. VVashing- ton çıkışlı haberi arkadaşımız Fuat Kozluklu hazır- lamıştı. • Önümüzdeki pazartesi gününe kadar gönlünüzce bir hafta geçirmeniz dileği ve saygılanmızla. ÇAĞDAŞ YAŞAMI DESTEKLEME DERNEĞİ sizlerle, ülkemiz için yapılabilecekleri görüşmek istiyor. TeL: 275 50 82
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle