27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 22 OCAK 1996 PAZARTESİ OLAYLAR VE GORUŞLER Kamuoyu Araştırmalan ve Seçmen Arş. Gör. ZEYNEP YELDA KABAN, Marmara üm lletışım Fakültesı Halkla tlışküer Bölümü D emokrasının kökenı sa- yılan eskı Yunan'da, sı- yasal kararlar, meydan- larda, yurttaş sayılanlar tarafından alınır ya da ğ _ ^ ^ ^ ^ r değıştınlırdı Odonemın sınırlı nufusu ıle olanaklı olan bu sıstem, artan nufusla bırlıkte yennı temsıle da- yalı sısteme bıraktı Bu sıstemın belırle- yıcı ozellıgı. bıreysel katılımı sağlaması ve ıktıdar suresınce denetım şansının or- tadan kaldınlmasıdır Temsıle dayalı (temsılı) sıstemlerdebıreyler, sıyasal ık- üdara tepkı ya da onaylannı ancak seçım- den seçıme gosterebılırler Oysademok- rasılenn temelınde halkın ıstencıyle (ıra- desıyle) tercıhını kulianması ve ıktıdar suresınce deetkılı olabılmesı vardır Yo- neten ve yonetilen sınıf arasında süreklı ve karşılıklı bır ıletışım olmalıdır Fakat temsılcı sıstemde yonetenden gelen tek yanlı bır ıletı (mesaj) surecı soz konusu- dur Sıstemın bu eksıklığı demokratık sü- reçle olusan sıyasal kurumlar ve baskı gruplan ıle gıdenlebılır Sıyasal kamu- oyu araştırmalannın rejim ıçensındekı yen de bu noktada olmalıdır Sıyasal nı- telıklı kamuoyu araştırmalarının sıstem ıçındekı en onemlı ışle\ı toplum-ıktıdar arasındakı ıletışımı tek yanlı bır surec ol- maktan kurtarmasıdır Boylece ıktıdann, halkın uzenndekı "si>asalvasilik"nıtelı- ğı,görev ve yetkı temsılcılığıne donuşur Ulkemızde de sıyasai kamuoyu araştır- malan demokratıkleşmeye koşut olarak gelışmıştır 1957 yılında ılk kez gazete- ler, yerlen onceden belırlı olmayan mey- danlara ya da mıtıng alanlanna sandık- lar koyarak ya da halka "hangi partiyeoy vereceksinız" dıye sorarak kamuoyu araş- tırmalan yapmışlardır(*) Dahasonrabu tur yoklamalar yasaklanmış ve 1960'ta yenıden yapılma>a başlamıştır Kamu- oyu araştırmalan konusunda ılk cıddı ça- lışmalarıse 196O'lı yıllarda Prof Nermin Abadan Unat tarafından Ankara Unıver- sıtesı bunyesınde başlatılmıştır O do- nemlerdekı araştırmalar, gunümüze gö- re hem kaynak bulmadakı zorluklar hem de sıyasal kısıtlamalar nedenıyle çok sı- nırlı kalmıştır Zamanla Turkıye'dekı re- kabetçı demokratık sıstem gelışırken sa- yılan hızla artan araştırma şırketlen ku- nılmuş 1971 ve 1980'de yapılan asken müdahale donemlen bıle guvenılır sıya- sal haber alma arayışını durduramamış- tır(**) Toplum olarak kamuoyu araştır- malan ıle tanışmamız ıse 19701ı yıllar- da basının bu tür araştırmalara ılgı duy- masıyla başlamıştır Daha sonra 27 Mart 1994 seçımlenne kadar araştırma şırket- len özellıkle sıyasal nıtelıklı kamuoyu araştırmalannda çok başanlı sonuçlar al- mrçlardır 27 Mart seçımlennde ıse araş- tırma şırketlen özellıkle sıyasal nıtelıklı kamuoyu araştırmalannda çok başanlı sonuçlar almışlardır 27 Mart seçımle- nnde ıse araştırma şırketlen, yaptıklan hatalı tahmınler nedenıyle cıddı anlam- da sorgulanmaya başlamıştır Duyulan rahatsızlığın bu kadar buyûk olmasının nedenı, seçmenın bu araştırmalardan et- kılenerek tercıh belırledığı yolundakı ıd- dıalandır Şımdı bu ıddıalan sınayalım Seçmen, tercıhlennde her zaman akıl- cı davranmayabılır Özellıkle eğıtım ve kultur duzeyı duşuk olan toplumlarda sı- yasal alandakı tutum ve davranışlara akıl ve bılgıden çok duygusal etmenlenn ço- ğunluk davranışının ve kamuoyu lıderle- nnın gorüşlennın yon verdığı soylenebı- hr Ulkemızdekı sağ ve sol partılerdekı bolunmuşluk, bıreylen 'programlan ve ilkeieri benzer partiler' arasında bır seçı- me ıter Dolayısıyla, bırey kendı goru- şunde, bırbınne çok yakın partiler arasın- da tercıh yapmakdurumundakalır Boy- lece kışı, kararlı bır gorûşe sahıp olsa bı- le kararsız bır oya sahıptır Bu durumda tercıhını yaparken çoğunluğun fıknne uyma davranışında bulunabılır ve bu du- şunceyle kamuoyu araştırmalannın -ken- dı goruşunde- üst sıralarda gosterdığı partıye doğru eğılım gösterebılır Butun bunlar kamuoyu araştırmalannın seçmen uzenndekıdolaysızetkılendır Bırde ka- muoyu araştırmalannın dolaylı etkısın- den söz edebılınz Araştırma şırketlen- nın potansıyel ıkı müştensı medya ve sı- yasal partılerdır Sıyasal partiler, araştır- ma sonuçlanna göre mevcut durumlan hakkında bılgı edınır ve tavır belırlerler Orneğın seçılme şanslannın çok az oldu- ğu bolgelerde seçımden çekılerek bazen de başka bır adayı destekleyerek çalışma- lannda. kazanma şanslannın daha fazla olduğu bolgelere ağırlık verebılırler Öte yandan yıne araştırma sonuçlanna gore onde gıttıklen bölgelen reklatn malze- mesi yaparlar Dolayısıyla seçmen uzennde etkılı ol- maya çalışırlar Kamuoyu araştırmalan- nın halka duyurulduğuöburalan "yaygın üetişûn araa"dedığımız medyadır Özel- lıkle 27 Mart seçımlennde, basın. araş- tırma sonuçlannı sık sık buyuk başlıklar- la (manşetlerle) verdı Medyanm araştır- ma sonuçlannı venrken takındığı yon- lendıncı tavnn, kamuoyu araştırmalan- nın seçmen ûzenndekı dolaylı etkısı ol- duğunu soyleyebılınz Bundan yaklaşık beş ay önce lstanbul örneklemınde seç- men davranışını ınceleyen araştırmamda (***), bulgular, seçmenlenn seçımle ıl- gılı haberlen öncelıkle televızyon ve ga- zete haberlennden, daha sonra da partı lı- derlennın konuşmalanndan aldıklannı ortaya koydu Buradan hareketle medya- nın ve lıderkonuşmalannın seçmen ûze- nnde etkılı olduğunu düşunebılınz Ay- nca araştırmaya gore seçmenler, seçım dönemlennde oy venrken en çok fıknne guvendıklen ınsanlardan (kamuoyu lı- derlennden) etkılendıklennı soylemış- lerdır Bu tercıh çok dıkkat çekıcıdır Nıs- peten daha yuksek eğıtım dûzeylennde- kı kamuoyu lıderlen, kıtle ıletışım araç- lanndan aldıklan bılgılen yorumlayarak daha duşuk eğılımlı kamuoyu lıderlen ıse yorumlayanlardan taşıyarak öbür seç- menler uzennde etkılı olurlar Kamuoyu lıderlennın seçmen uzennde bu kadar et- kın olmasının nedenı, çoğunluğu edılgen (pasıO ınsanlardan oluşan bırtoplum ol- mamızdır Seçmenler, tercııııennı belır- lerken etkılendıklen ıkıncı bıroğe olarak partı lıderlennın konuşmalannı goster- mışlerdır Seçmenı etkıleyen etkenler arasında ılk ıkı sırayı. kamuoyu lıderle- nnın ve partı lıderlennın alma1 -* toplu- mumuzun hâlâ lıderlere duyduğu gerek- sınımden kaynaklanmaktadır Demokrasılerde seçmen, oyunu kulla- nırken tumden ozgürolması gerekır Ka- muoyu araştırmalannın, medyanın, araş- tırma şırketlennın, sıyasal partılenn yan- lı tutumlanyla kamuoyunun yönelımını gostermekten uzaklaşarak kamuoyunun tercıhlennı yonlendıncı ısjeve burunme- sı.demokrasınındoğasınaaykındır Bu nun omeklen yalnızca ulkemızde yaşan- mamıştır Örneğın Fransa'da 5 Aralık 1965'tekı başkanlık seçımınden önce ya- pılan yoklamalarda Avrupa'nın en bu- yûk araştırma şırketlennden olan 1FOP, General De Gaulle'un alacağı oy oranı- nın yuzde 66'dan yüzde 43'e duştüğünu ılan etmış Bu yuzden General De Gaul- le'cüler kıyametı koparmış ve buna kar- şılık ıçışlen bakanlığı kendı gızlı haber alma servısınde bır yoklama yaptırmış ve General De Gaulle'un alacağı oylann yüzde 54 olacağını açıklamıştır Bu so- nuçlann açıklanmasından üç beş gün sonra seçım yapılmış ve De Gaulle oyla- nn sadece yuzde 43 7'sını alarak bınncı turda elenmıştır Gızlı haber alma servı- sının bu kadar yanılması büyuk tepkıler- le karşılanmış ve bırkaç yıl sonra gızlı servısı yoneten kışı, gerçekte yuzde 46 oy tahmını bulduklan halde ıktıdar partısı- nın moralını bozmamak ıçın yalan soy- lemek zorunda kaldıklannı açıklamıştır Daha sonra da kamuoyu araştırmalan ko- nusunda benzer sorunlar yaşanmış ve 19 Temmuz 1977'de kabul edılen bır yasa ıle kamuoyu araştırmalannın açıklanmasma sınırlamalar getınlmıştır Bu yasayla ka- muoyu araştırmalannın seçımden bır hafta önce yayımlanmalan yasaklanmış, aynı zamanda yontemlennm gostenlme- sı zorunluluğu getınlmış ve butun bu du- zenlemelen denetleyecek bır komısyon kurulmasına karar venlmıştır Ulkemızde bu duzenlemeler geç de ol- sa 24 Aralık 1995 seçımlennden ıtıbaren geçerlı olmak uzere yapılmıştır Yenı du- zenlemelere gore Yuksek Seçım Kuru- iu'nun belırledığı, seçımlenn başlamata- nhınden ıtıbaren her turlu kamuoyu araş- tırmalannın yayımlanması yasaklanmış- tir Bu duzenlemelenn, araştırma şırket- len açısından etkılen, medya gıbı önem- lı bır potansıyel muştenyı yıtırmelenyle sonuçlanmıştır Butun bu duzenlemele- re karşın partı lıderlennın mıtınglerde ya da televızyon programlannda araştırma sonuçlanna gore onde olduklannı ıddıa ettıklennı gonnekteyız Seçmen tercıh- lennı etkılemede, sıyasal partı lıderlen- nın konuşmalannın yofun etkısınden soz etmıştık Dolayısıyla gerçekte lıderlenn konuşmalan dahıl, tum etkınhklen kap- sayan bu hukuksal düzenlemeler cıddı bırbıçımde uygulanmadıkça, tekkurban, onemlı bır müştensını yıtınnekle karşı karşıya kalan araştırma şırketlen olacak- tır * Naıl Gurelı Dunden Bugune Seçım Ha- \alan MMıyel 17 Mart 19X9 •• Nermin Abadan Unat Turkıye de Top- lumsal Değışme Kamuo\uAraştırmalan ve Pı vaia Yoklamalan Kamuavu Araştırmalan Bı rıntı Uluslararası Sempozvumu Der Muhar rem Varol Ankara 19X8 s 35 ***Zevnep Yelda Kaban Turki\e de Araş ttrma Şırketlen Yaptıklan Sıvasal Kamuovu Araştırmalan Ve Seçmen Tercıhı Ûzenndekı Etkılen Marmara Unnersıtesı Sosval Bılım- ler Enstıtüsü Yavımlanmamış Yuksek Lısans Tezı ARADABİR VEDAT GUNYOL Çağdaş Olmak... Çağdaşlık kavramı, aynı çağda yaşamışlığın belır- tısı sayılan bır kavram Çağdaşlık, bır goruş, bır tu- tum ortaklığını ıçeren bır anlayış, yıllar otesınden ya- şanan gunlereyansıyan aydınlanmafelsefesıne bağ- lı, ınsanlığı bağnazlıktan kurtarıp laık bır dunyada ak- lın, bılımın ışığında mutlu gunlere ulaştırma, kavuş- turma ozlemıdır denm Bu açıdan ele alınırsa çağdaşlık, aynı çağda, dır- sek dırseğe yaşamış olmak değıl Ya nedır 9 Bunun yanıtını vermeden once, geçenlerde, bırga- zete habennde gozume çarpan şu soruyu aktarmak ıstıyorum lstanbul DevletTıyatrolan'ncaduzenlenen bır pazar soyleşısınde "Istanbul'da yaşamak, Istan- bullu olmak mıdır" dıye bır soru atılıyor ortaya Bu so- ru uzennde duşundum haylı, sonuç olarak hayır de- mek zorunluluğunu duydum Neden mı? anlatayım Elımde, Claude Roy (Klod Ruva) adlı Fransız ya- zann bır yapıtı var Yazar, çağdaşlığı şoyle tanımlıyor, bana ışık tutarak "Insanlan çağdaş yapan şey, onlann aynı çorap- lan, aynı hırkalan gıymesı, aynı sakalı taşımalan, ay- nı bıçtmde kotanlmış onyargılan olması, aynı coşku- lan duyması, aynı umutlan beslemesı aynı beğenı- len paylaşması değıldır " Ya nedır? Yanıt şu "Château (Şato) sokağındakı genç kıza tutulan Javel ışçısı, Bay Onassis'ten da- ha çok Daphnis ve Chloe'nın çağdaşıdır ve kendı sendıkasında savaştığı zaman, kafası kesılen Utop- ya yazarı Thomas More'a daha bır yakınlığı vardır, bugun cınayet oykulerı okuyan koşebaşı meyhane patronundan çok" Bugun duşunuyorum da, şu geçtı geçecek yırmın- cı yuzyıl gunlerınde kımın çağdaş olduğunu sapta- maya çalışıyorum Once, dunyasal yaşamımıza bir göz atalım, ozel- lıkle akıl dışı ozlem ve tutumlann egemenlık kazan- dığı yaşamımıza Bugun şu gerçekle karşı karşayayız Toplumsal, eğıtımsel, dınsel, ahlaksal tum kurumlanmız bugun bılımsel bılgılerımızın çok, ama çok gensınde bulun- makta Gelenek ve goreneklerımız ıçın de aynı şeyı soyleyebılınz Şımdı kendımle hesaplaşayım dıyorum Ben kımım ve kımın, kımlenn çağdaşıyım dıye soru yoneltıyorum kendıme Ben, her şeyden once, aynı çağda yaşa- mamış olmakla bırlıkte, Tevfik Fıkret'ın, Voltaire'ın, Diderot'nun çağdaşı şayıyorum kendımı Aynı çağ- da yaşamış olduğum Özal'ın da, Evren'nın de hıç- bır zaman çağdaşı saymadım, saymıyorum kendımı Ama, soyleyeyım goğsum kabara kabara, Nâzım Hikmet'ın, Adnan Adıvar'ın, Halide Edib'ın, Reşat Nuri'nın, Yakup Kadri'nın çağdaşıyım Bır de eskılere donelım ilk ağızda Yunus Emre, Pir Suitan, Karacaoğlan duşuyor belleğıme ve bılıncı- me. Onlann çağdaşı şayıyorum kendımı, onur duya- rak Gelın bugun aynı çağda soluk alıp vermekle bır- lıkte, Buyuk Atatürk un olumunden sonra Buyuk Mıl- let Meclısı'nı dolduran ve hukumetlerde gorev alan bırkaç kışı dışındakı ınsanlara Ne Mutlu Turi<um dı- yememenın acısını paylaşalım sızınle, onlaria çağdaş olmamanın da sevıncıyle Ekmek'teki "Vurgun" Onlenebilir Kapasıteyı tam kullanmadan ekmek üreten fınnlar, kazanç sağlayamazlar Boylece, bunun zarannı zam ıle halkın sırtından çıkarmak ısterler HALDUN CELAL Amştırmacı S on gunlerde hızlı tırmanışa geçen ek- mek fıatlan, dar gelırlılenn korkulu duşü oldu Gazeteler, sıyasal dergı- ler ve çeşıtlı yayın organlan bu eyle- mı ekmekte vurgun olarak betımle- dıler Pekı kımdı bu ekmektekı vur- gunun sorumlulan' Ekmek Uretıcılen Uretım ve Pazarlama Kooperatıfı mı, lstanbul Fırıncılar Odası mı, Ekmek Işverenlen Sendıkası mı, enf- lasyon mu, yoksa yıllardır değıştıremedığımız ekmek yeme alışkanlığımızın bıçemı mı 9 Yıllardır surdürülen en sağlıksız, en ılkel ek- mek yeme bıçemı olan sıcak (taze) ekmek yeme alışkanlığı, eksık kapasıtelı çalışmayı bırlıkte ge- tırmekte ve bugun karşılaştğımız ekmek fıyatla- nnı doğurmaktadır Bızce ekmek fiyatındakı ar- tışın onemlı beş temel nedenı var 1) Fınnlar tam kapasite ile çalışmryor: 25mıl- yon ekmek kapasıtelı bır fınn tezgâhta sattığı 3000 ekmekle dönmek ıstıyor Bu hıçbır ulkede, hıçbır koşulda gerçekleşemez Bu fınncı ekmek- tekı başabaşnoktasını yakalayamayacağı ıçın su- reklı ekmeğe zam ısteyecek, zam yapacak, ama ağlamayı surdurccektır Fınncılann tam kapasi- te kulianması ekmek fîyatlanndakı başabaş nok- tasını yakalamasını ve artıya geçmelennı bırlık- te getırecektır Bır ekmeğın mal oluş formülü şoyledır Sabit gjderkr + değişken giderier: ek- mek sayısL Sabıt gıderler, uretılen ekmek sayısının bır ek- meğe bolunmesı ıle meydana gelen ve değışme- yen gıderlerdır Un, su, tuz gıbı Değişken gıder- ler ıse ekmek sayısına gore bır ekmek malıyetın- dekı azalan gıderlerdır Kira, yakıt, işçilik, taşıma gıbı Kapasıteyı tam kullanmadan ekmek ure- ten fınnlar kazanç sağlayamazlar Boylece, bu- nun zarannı zam ıle halkın sırtından çıkarmak ıs- terler (Fınncılarçeşıtlı ılçelerde kurduğu koope- ratıflerle bu kapasıteyı yakalamak ıstemekte, ba- a finnlan çalışbrmavarak çalışan fınnlann ka- zançlanndan çalışmayan fınnlara kıra öder gıbı para odemektedırler) 2) Sıcak (taze) ekmek yeme alışkanlığı: Sıcak ekmek >eme alışkanlığı, ekmek talebının, gunun bellı saatlenne gore yoğunlaşmasına neden ol- makta ve uretım yapan Fırmalann bu saatlere go- re ışçı çalıştırmasını gerektırmektedır Oysa pa- ketlenmış ekmek, en az 4 saat beklemış ekmek yeme alışkanlığı kazanabılsek, hem sağlıkh bes- lenmış olacağız hem de ekmektekı bazı ek malı- yetlere neden olmayacağımız ıçın daha ucuz ek- mek yıyebıleceğız 3) Ekmek girdilerindeki spekulatif artışlar: Buğday ureten ulke olmamıza karşın ılk kez dı- şandan buğdan satın alan ulke konumuna geldık Boylece buğdayda stok yapma bazı aracılar ıçın tatlı kazançlaroluşturdu Yonetımler bunu önle- yen kararlar almadılar ve bu da ekmeğımızın ta- dını tuzunu kaçırdı Ekmeğe gıren, tuzun, katkı maddesının ve özellıkle suyun fiyatındakı artış- lar da ekmeğı olumsuz etkıledı Ekmeğın yakla- şık yüzde35'i sudur Ustelık bu su, şehır şebeke- sınden alınmaktadır Istanbul'da İSKİ, fınncıla- nn kullandıği bu bedelı kadar da abksu parası al- maktadır Oysa üretımde kullanılan ve ekmeğın ıçınde olan suyun bedelı kadar atık su parası odenmesı haksızlıktır Atık su arkdıizene (kanalızasyona) akışan sular ıçın alınacak bu bedeldır tstanbul Anakent Beledıye Başkanlığı'nın fınnlar ıçın atık su bedelı almayarak ekmekte bır mıktar ucuzla- mayı sağlaması olası ıken boyle bır yola gıtme- mektedır 4) \nakent ve Uce beledi> ı elerinin duzenleyici ek- mek politikası izlememesi: Istanbul'da beîediye- lenn kurduğu ıkı ekmek yapınağı(fabnkası) var Bunlardan bın İstanbul Anakent Belediye Baş- kanhğı'na aıt ve CHP zamanındakurulmuş İstan- bul Halk Ekmek Fabrikası, oburü ıse Kartal'da, CHP'h Beledıye Başkanı rahmetlı Mehmet Ali Büklu onderlıgınde, çevre beledıyelerce kurulan Kartal Halk Ekmek Fabrikası'dır Bu ıkı halk ek- mek fabnkasının, toplam kapasıtesı yıllarönce de 500 000 ıdı, bugun de aynı Halk Ekmek Fabn- kalannda uretılen ekmeğı, Anakent Beledıyesı 6 000 TL 'ye satmaktadır lstanbul Halk Ekmek Fabnkası'nm 400 000, Halk Ekmek Fabnkasfnm 100 000 olan kapasıtesının, toplam İstanbul ılı ekmek gereksinmesi yanında hıçbır düzenleyıcı etkısı yoktur Bu kapasıte, halk deyımı ıle deve- dekulakbıle değıldır Oysa beledıyelenn ekmek fiyatlannda düzenleyıcı gorevı üstlenerek ucuz ekmek ureten, tunel sıstemı fabnkalara yonelme- sı ve kentın çeşıtlı yerlennde bu tıp fabnkalann (kombıne ekmek fabnkalan) kurulması gerek- mektedır lstanbul'dakı yenı beledıye yonetıcıle- n, "bu biflmdir" dıyebıleceklen hıçbır yapıt or- taya çıkaramamışlardır (Ancak sosyal demokrat beledıyelenn yaptığı ekmek fabnkalan ıle ucuz ekmek sarmaya, asfalt fabnkalan ıle asfalt dok- meye çalışmaktadırlar Gün değışecek ve gerçek, halk tarafından er geç anlaşılacaktır) 5) Ekmekte standardizasyona gidiunesi: Once üç buyuk kentten başlayarak ekmekte TSE kural- lanna uygun üretıme geçmek gerekır Buna baş- lamamış olmak büyük eksıklık TSE nıtelığinı (kalıtesını) taşıyan ekmeklere, flyatmda bellı bır uujmm olması koşulu ıle kentın çeşıtlı yerlenn- deTr\ırulacak ekmek büfelennde satılması olana- ğının tanınması ve buyuk kapasıtelı ekmek yapı- naklannın ozlendınlmesı ve destek akça sağlan- ması sorunun bırparçasını daha çozmemıze yar- dımcı olacaktır Bu olanak, kent meclıslennde alınacak bır kararla ya da TBMM 'den çıkanlacak ekmek yasası ıle venlebılır Ekmek yerine patates Tunel tıpı ve buğday gınp ekmek çıkan ekmek fabnkalanna ılışkın yapdabilirtikyazanaklan(fi- zıbılıte raporlan) yaptıracak ışadamlan, gorecek- lerdır kı 100 000 kapasıtelı ekmek fabnkalan 7 ay sonra kendını amortı edecek guce ulaşacaktır Hem de ekmek fiyatlannı yıl ıçınde uzunca bır sure dengede tutarak Sağlıklı kentleşemedığı- mız ıçın asalak kentler uretıyoruz Özellıkle bü- yuk kentlenmız ıçın ya beledıyelenn ya da ışa- damlannm 400 000 - 500 000 kapasıtelı tunel tı- pı ve kombıne ekmek fabnkalanna yatınm yap- malan gereklı Gınşımcılenmızın tek korkusu ıse sıcak (taze) ekmek yeme alışkanlığımız Nedenı ne olursa olsun, ekmeğın patatesten ve makamadan daha pahalı olduğu bu dönemı yaşı- yoruz Etı, sütu ve yumurtayı çoktan unutmuş olan dargehrhler ıçın yenı bır donem başlatıyor ekmek zam1an Ekmek tuketımı ınsanlann para- sal olanaklanna göre değışıyor Daha az gelın olan daha fazla ekmek tuketıyor Sorunun ozu de burada. Ekmek yenne, daha ucuz olan patates ve makarna tüketımını öneren ve böyle bır boykot- la ekmek zammını protesto etmek ısteyen kesım- ler var Gerçekleşırse şaşmayalım PENCERE TARTIŞMA Baskı Gruplan İLAN PAZARCIK KADASTRO HÂKİMLİĞİ'NDEN 1990/489 Davacı Nazıfe Umıt ve arkadaşlan tarafından davalı Hazıne adına Narlı Çerkezler koyu 3 ve 108 parsel tes- pıtıne ıtıraz davasının yargılaması sonunda venlen 28 12 1994 gun ve 1994/233 sayılı hükum davacılardan Şenfe Çokuçkun mırasçısı Yaşar Çokuçkun'a adresı tes- pıt edılemedığınden teblığ edılememış olduğundan ıla- nen teblığıne karar venlmış olmakla, Mahkememızın 28 12 1994 gün ve 1994/233 sayılı hükmü ıle Narlı Çerkezler köyü, 108 parsel kesınleştığın- den bu parsel hakkında karar venlmesıne yer olmadığı- na, 3 nolu parselın 24 1 1994 tanhlı bılırkişı raporunda (B) ve (C) ıle gosterılen kısımlann davacılar Selamet kı- zı Şenfe Çokuçkun ve arkadaşlan adına hısselen nıspe- tınde tapuya tescılıne, genye kalan (A) ıle göstenlen kıs- tnın Hazıne adına tapuya tescılıne daır venlen karann ve bu karann temyızıne ılışkın 9 5 1995 tanhlı Hazme'nın temyız dılekcesının ışbu ılanın yayın tanhınden ıtıbaren davacı Yaşar Çokuçkun'a teblığ edılmış sayılacağı ılanen tebhgolunur 10 1 1996 Basın 66387 B askı gruplan, ortak yararlar çevresınde bır araya gelen ve sıyasal karar organlannı etkıleyerek yonlendırmeye çalışan orgütlu topluluklardır Soz konusu gruplar, sıyasal erkı ele geçırme ve kullanma amacını gutmeyıp ıktıdarlan dtşandan etkıleyerek sıyasal kararlann kendı ıstedıklen doğrultuda almmasıni sağlamaya çalışırlar Her sosyal grup, kurum ya da kuruluş, özellıkle kendı varlıklannı ve çıkarlannı ılgılendıren bır sorunun ortaya çıkması durumunda bır baskı grubuna dönüşebılır Ortak yararlar çevresınde oluşturulan gruplar, üyelennın ekonomık çıkarlannı gozetmek ve gelıştırmek amacıyla etkınlık gösterdıklen ıçın, bırer çıkar gnıbu olarak da sıfatlandınlarak işveren birlikleri (tıcaret odalan, sanayı odalan, ışveren sendıkalan, buyük şırketler, holdıngler). işçi kumluşlan (sendıkalar sendıka konfederasvonlan) esnaf kunıluşlan, tüketici kooperatıflen ve meslek kunıluşlan (barolar, odalar) olarak sınıflandınlabılırler Belırlı bır grubun yararlan ve çıkarlan yenne, butun ınsanlan ılgılendıren toplumsal değerlen ve ahlaksal ılkelen konımak ıçın ortak tutumlar çevresınde oluşturulan gruplar ıse "davranış gnıbu" olarak tanımlanabıldığı gıbı çeşıtlı fıkır kulüplen ve dernekler ıle de orneklendınlebılırler Bu Çağda Bu Ilkellik!emokratık yaşam tarzının gunumüzde karşılaştığı en buyük tehlıke, şüphesız koktendıncılıktır Bugün özellıkle Iran'da, Pakıstan'da ve Çezayır'de ortaya çıkan "İslam koktendinciUği". ne hazındır kı, bızım demokrasımız ıçın çok cıddı tehlıke oluşturuyor Bunlann bırçok bakımdan "geri kalmış" ulkeler oluşu elbette dıkkat çekıcı Bu ulkelenn "ayak takımı" olarak nıtelendırdığımız kesımı, aşağılık duygusunun pompaladığı bırofkeyle. Batı kulturune, dolayısıyla bu kulturün belkı en yararlı ürünü olan "demokrasi''ye düşman Bu koktendıncıler akıllarınta tanhın akışını tersıne çevınp bundan bın dort yuzyıl once Arap toplumunu dısiplın altına almak ıçın çolde uygulanan "çerian" gen getırecekler1 Vallahı ben bunlann aklına turp sıkanm Laıklığe demokrasıye ve ozgur du^unceye gonulden bağlı olan ılencı Türk halkı, çol şenatının bu ulkeye tekrar taşınmasına asla ızın vermeyecektır Ama göruyoruz kı, Türkıye başta olmak üzere bırçok İslam ulkesınde demokratık sıstemı yıkıp şenat duzenını hortlatmak ısteyen fanatıkler, yalnız dıne karşı olanlan değıl, laıklığı. yanı "vicdan özgürlüğü"nu savunanlan oldurmeye kararlı gorunuyorlar Fanatıkler Muammer Yukanda bazı genellerrteler yapılarak başlıcalan saptanmaya çalışılan baskı gruplannın hepsı de özel nıtelıklıdır Kamusal baskı grubu kavramı ıse tartışmalı bır konu olup resmı nıtelıklı kamu gruplannı kapsamaktadır Gunumüzde baskı gruplan, demokrasılenn bır gereğı olup kamuoyunun aydınlanmasına yardımcı olmak, çokseslılığı ve toplumsal uzlaşmayı sağlamak gıbı ışlevlen yanında, temel hak ve Aksoy'u,_Çetin Emeç'ı, Bahriye Üçok'u Turan Dursun'u ve Uğur Mumcu'yu bu nedenlere dayanarak öldurmedıler mı 9 Bugün laık cumhunyetımız, köktendıncı akımlann cıddı tehdıdı altındadır Bu durum ^adsınamaz bır gerçektır Ulkemızde demokratık yoldan ıktıdara geldıklennde "şeriat"a doneceklennı pervasızca söyleyen partıler var Bunlardan Refah Partısı on sıralarda yer alıvor özgürlüklenn korunmasında da onemlı görevler ustlenmışlrrdır Anılan nedenlerle baskı gruplannın söz konusu ışlevlen yenne getırmelennı, yasalara aykın olarak engelleyebılecek olan açık ya da gızlı tum sınırlamalann kaldınlmasını dılıyonız Öğr. Gör. S. Tuğcay Tayhani Fırat Ünıversıtesı / Elazığ Refah Partısı yonetıcılen, "Biz. şeriat düzenini getireceğiz'', u Halkın oyu ile olmazsa kan döküp bunu yapacağız'' dıyoriar Aslında bunu soyleyenler, ıdam cezasını ıçeren boyutta suç ışlıyorlar Ama bu partılıler, karayobazlar hakkında bır ışlem yapılmıyor Vatandaşlanmız bunun nedenını anlamakta zorluk çekıyor Mehmet Yıldız Emeklı Oğretmen - Sıhfke Gözattında Dövülerek Öldürülmek. insan ne zaman unlenır^ Kımısı genç yaşında şohrete enşır, kımı olgunluk çağında tanınır Kımı oldukten sonra . Bır muzısyen, çocuk yaşındayken adını duyura- bılır Mozart ya da Idıl Bıret gıbı çarpıcı omeklen var Bır ressam oldukten sonra unlenebılır, genel- lıkle ressamlann yapıtlan, yaratıcısı gozlennı yaşa- ma kapadıktan sonra değerlenıyor Ne dıyorlar "- En lyı ressam, olu ressamdır." Otekı dunyaya goçtukten sonra unu dunyayı sa- ran yazara çarpıcı ornek Franz Kafka değıl mı!.. Pekı, gazetecı? • Evrensel gazetesınde çalışan Metin Göktepe'yı ulkede kaç kışı tanırdı'' Daha yırmı beş yaşında, çıçeğı burnunda, belkı de oğrencılık çağında, ama, sorumluluk taşımasını bılen genç bır gazetecı . Artık adını bılmeyen yok! Olum pahasına enşılen şohret, oteden ben ınsan ruhunu sarsıcıdır, çunku tragedya dedığımız olgu- nun gızemınde olum buyuk yer tutuyor Aynca t»r karar vermek zorundayız, yaşadığımız tragedya, Metın Goktepe'ye mı ılışkın'' Yoksa Tanzımat'tan bu yana yaşam hakkını guvenceye almak ıçın çır- pınan, ama bır turlu bu guvenceyı yaratamayan ul- kemızın yazgısını mı oluşturuyor^ Polıs -otekı deyışle Emnıyet orgutu- gozaltına al- dığı bır gazetecıyı dove dove nasıl oldurur? Hıç kuşkusuz bu ışı "polıs" ya da "Emnıyet" de- ğıl, "bırkaç polıs" ya da "Emnıyet memuru" yap- mıştır, ama, devlet guvencesıyle gözattında bulu- nan kışı dovulerek oldurulurse, yalnız "polıs" ya da "Emnıyet" değıl, "devlet" ve "hukumet" sorumlu tu- tulur Devletımız çağdışına rtılıyor Kışının yaşamı konusunda en guvenılır yerienn karakol ıle cezaevlen olduğu gun, çağdaş devtete yaklaşabılırız • Gazetecı Metın Goktepe, gozaltındayken, dövu- le dovule olduruldu Kaç gunden berı anılanmın ıstıfınden benzen olaylar yaprak yaprak dokuluyor Son otuz yılda go- zaltındayken oldurulen kaç kışı 9 Bır meraklısı do- kumunu yaptı mı 9 12 Mart donemınde gozaltına alınan Turhan Sel- çuk, Balmumcu'da yırmıyı aşkın polısın saldınsına uğramış, oldurulesıye dovulmuştu.. Turhan'ın kaburgalan kınldı... Yaşamını yıtırebılırdı 12 Eylul donemınde llhan Erdost, gozaltına alın- dıktan sonra, devletın guvencesı altındayken, dö- vule dovule olduruldu, eskı bır bıçak yarası gıbı sev- dıklerının yureğındedır, acısı ikı sevdığım kışı, ılk aklıma gelen adlar, kımbılır kaç dostun anılar ıstıfınde, gozaltında dovulerek ol- durulen yakınlannın adlan, kıtap sayfalan arastnda kuaıtulmuş çıçekler gıbı saklanıyor; Melih Cev- det'ın dızelerını çağnştıran bır sızi gıbı anılıyor- Sevdığım çıçek adlan gıbı Sevdığım sokak adlan gıbı Butun sevdıklenmın adlan gıbı Adınız gelıyor aklıma * Metın Goktepe kımvurduya mı gıdecek?.. Bu soruyu, yaşayanlar yanıtlayacaklar. Gozaltına alınan yurttaşın yaşamını guvenceye alacak bır hukuk devletı yaratamadan bu ulkede yaşamak, hepımıze haram sayılmalı... tarih topljjm KÜLTÜR GEZİLERİ ADİM AD1M BATI ANADOLUDA TARİH MEHMET IHSAN TUNAY 17 24Şubatl996 KADIKÖY-GÖZTEPE-ERENKÖY NESUHANÛNSAL 4Şubatl996 İZNİK KÖYLERİ-ULUDAĞ KÖYLERİ-BURSA 2-3 Mart 1996 FEST SEYAHAT ACENTASI (0212)258 25 731258 25 83 MEHMET TİMUÇİN SUCU 1980 Darbesınden sonrakı butun basın yasaklan 12Eylül darbecılen halktan neleri gızlemek ıstedıler? HALK BUNU BÎLMEStN ÇIKTI. Tüm kitapçılarda Haşerelere Son! Sağlıklı bir yesam için, yürüyen ve uçan haşerelere karşı... Kokusuz-lekesiz, kesin etkil, ««'HO (Dünya Sağlık Orgütü) normlarında llaçlamat Şocek UKBöcekİmdmt StniH •Imdat Tel (0 212,52710 77 527 47 25 512 38 30 Servisı Fax (0 212)513 53 97
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle