25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyetİmtivaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yayın Yonetmenı Orhan Erinç# Dı> Habcrler Ergun Balcı Genel Yavın Koordınatoru Hikmet Yıldırım • Ekonomı Çetinkav'a • Yazıı^len Mudürlerı f Ihrahim VıiHıı nin<- T.v.nr (Cnmmlni • Haber Merkezı Muduru: Hakan Kara • Gorsel Yönetmen Fikret Eser fL,4i 1 Abdulkadır \ ucelman K a r a ö r e n 0 Duzeltme • ktıhbarat Cetıgiz Bûlent Kızanlık n . k 1 °M1 n 1 • | P o r .Makaleler Samı Abdullah Yazıcı0 Fotojraf Erdoğan Köseoğln • Bılgı-Belge ibc Buğra • Yurt Haberlen Mehmet Faraç j Edibc Buğ Vayin Kunılu. İlban Selçuk (Ba^kan). Orhan Erinç, Oklav Kurtböke. Hikmet Çctink» a. Şükran Soner, Ergun Balcı. Dinç Ta>anç, İbrahbn Vıldız. Orhan Bursalı. MıısUfa Balba>. Hakan Kara. Ankara Temsılcısı Muslafa Balba) # Haber Muduru Doğan Akın Atatürk BııKan No 125. Kat 4. Bakanlıklar- Ankara Tel 4195020 C hat). Faks 4195027 • Izmır TeniMİcısı Serdar Kjzık. H Zıya Bh 1552S 2 3 Tel 4411220,Faks 4419117#AdanaTemsılCiS Çrtin Yiğeno0u. InonuCd 119S No 1 Kat l.Tel 352255C. Faks 3522570 Mücssese Muduni Erol Erkut 9 Koordınatör Ahmet Korulsan # Mulıasebe Bülent YenerAİdare Hüse>TnGürer#lşJetme ÖDder ÇeBk • Bılgı-İşlem Nail İnal• Bılgısa>arSıstem MürüvetÇUer MEDVAC:«Yönetım Kunılu Başkanı-Genel Mudür Gufbin Erdaran 0 Koordınatör Reha lşıtman # Genel Mudur Yardımcısı MioeAkdağ MEDYA G : • Yonetım Kunılu Başkanı - Genel Müdur Üstöa Akmen»Murahhas uye Bora Göoeoç Va>ımlatan >e Basaıt: Ycm Gun Haber Ajansı. Basm ve Ya>ınalık A § Turtocagıtad "» 41 Cagaloglu UA34 Ist PK 246 Islanbul Tel (0 212) 512 05 05 (20 hat) Faks (0 212)513 85 95 22OCAK.1996 îmsak: 5.48 Güneş:7.17 Öğle: 12.23 İkindı: 14.51 Akşam 17.14 Yatsı. 18.38 MEDYACTel 514 07 53 - 513 95 80 - 513 84 60-61, Faks 5118466 Versace modası • Haber Merkezi - Italyan modacıGianni Versace'nın 1996 ilkbahar- yaz sezonu ıçin hazırladığı koleksiyonu önceki gece Paris'te düzenlenen bir defileyle tanıtıldı. Defilede Italyan manken Carla Brunı'nin sunduğu giysi büyük beğeni topladı. (Fotoğraf: REUTER) Dünya Enenji Konseyi raporu • ANKARA(AA)- Dünyada 1991. 1992, 1993 yıliannda sabit kalan enerjı tûketimi. I994yıhnda yüzde 1 arttı. 1995 yılı aralık ayında yayımlanan, 'Dünya Eneni Konseyi 1994 Enerji Raporu'ndan yapılan derlemelere göre 1994'te.eskiSSCBülkeleri hanç tutulduğunda dünyada enerjı talebı vüzde 2'nin üzerinde büyüdii. Eski SSCB ülkelerinın enerji tüketimı, yüzde 10.4 ile rekor bır oranda geriledi. 'Oksijen fabnikası' • KOCAELİ(AA)-Il genelindekı boş alanlar ağaçlandınlarak Kocaeli'nin 'oksijen fabnkası" olarak anılması hedeflenıyor. Kocaeli Orman Işletme Müdürü Ufuk Pekmertol, konuya ilışkın şunlan söyledi: " Bugüne kadar yaptığımız çalışmalarsonucunda, 154 bin 922 hektarlık alanı ağaçlandırdık. Halen 192 bin 178 hektar açık alan bulunmaktadır. Bu açık sahaian da en kısa zamanda yeşillendirerek hem erozyon tehdidini tamamen ortadan kaldırmayı hem de Kocaeli'nin oksijen fabrikası olarak anılmasını hedefliyoruz." Notre Dame de Sion'un kunuluşu • İSTANBUL(AA)- Notre Dame de Sıon Fransız Kız Lısesi 'nin kuruluşunun 140. yılı törenle kutlandı. Notre Dame de Sionlular Derneği tarafindan lisede düzenlenen törende, aralannda eskı Dışişleri bakanlanndan Vahit Halefoğlu'nun eşı Zehra Halefoğlu'nun da bulunduğu 1946, 1956 ve 1971 mezunlanna 50.. 40. ve 25. yıl rozetleri takıldı. Pul müzayedesi • İSTANBUL(AA)- Istanbul Filateli ve Kültür Merkezi'nce (İSFİLA) düzenlenen pul müzayedesinde. 1920 tarihlı Mahakim ve Devari Adliye el basması Konya damgalı 1 kuruşluk pul, 20 bin marka satıldı. Çırağan Sarayı'nda düzenlenen müzayedede Osmanlı Imparatorluğu, Ankara Hükümeti ve Cumhuriyet dönemine ait filatelik materyal, Türk ve dünya pullanndan oluşan 588 adet lot ve kolekstyon satışa sunuldu. 'Çocuk Şenliği' • LÜLEBURGAZ(AA)- Lüleburgaz Beledjyesi'nce düzenlenen 5. Çocuk Şenliği'nin, 20-24 nisan tarihleri arasında yapılacağı bildirildi. Çocuk Şenliği'nde. çeşitli spor, sanat ve kültür etkinliklerinin yanı sira bazı dallarda yanşmalar düzenlenecek. Şenlikte aynca çocuk balosu, piknik ve uçurtma gösterisi yapılacak, çocuk kitaplan ve resimleri sergileri açtlacak. "Bergama: Büyük Sunağm Telephos Kabartması" sergisi, MET'den sonra San Francisco'da yinelenecek Zeus Sımağı New York'ta sergfleniyor •Berlin Müzesi'nde 60 yıldır ziyaretçilerin bu "Telephos kabartmalarT'nı görmelerine izin verilmiyordu. Birkaç yıl önce kabartma heykeller tümüyle yerlerinden çıkanldı ve uzmanlarca temizlendi. Onanm ve temizlik işini MET ile San Francisco Güzel Sanatlar Müzesi finanse etti. ÖZGEN ACAR ANKARA - Zeus Sunağı'run kabartma hey- kellerinden 12'si Nevv York Metropolitan Sa- nat Müzesi'nde (MET) sergilenmeye başladı. Beriin Müzesi'nden Nevv York'a, üstelik 60 yıl- dır ziyaretçilerin görmelerine kesinlikle ızın ve- rilmeyen bölümlerin gönderildiği açıklandı. Î.Ö. 190-160 yıllan arasında yapıldığı anla- şılan Bergama'daki Zeus Sunağfnı 1871 'de Alman mühendis Carl Humann bulmuş ve Berlin'e taşımıştı. Humann. bu buluşu hak- kında. "İşte! Attaloslulann, fethedilemeyen hü- kümranlık ve gurur merkezinin kannölarL.." demiştı. Almanlar bu görkemli sunağı odaklaştırarak yaptıklan ve 1930'da tamamladıkJan özel mü- zeye Bergama Müzesi adını takmışlardı. Ikin- ci Dünya Savaşı sonunda Doğu Berlin'de ka- lan bu müzeden Ruslar sunağı blok blok ayı- rarak Rusya'ya taşımış, ancak 1956'da Maca- ristan'ın işgalınde kendilerine yaptıklan yar- dıma karşılık Almanlara geri vermişlerdı. 'Heykel roman' Bergama'daki,lapınaklann en büyüğu olan bu sunak üç katlı birpodyum üzennde yüksel- mekteydi. Sunağın duvarlannda 120 metre uzunluğunda, 2.30 m yüksekliğinde kabartma heykeller bulunmaktaydı. Günümüzün çizgi roman tekniğıne benzer bir uygulamada, an- cak çizgı yerine kabartma heykeller kullanıla- rak mitolojik öyküler anlatılmıştı. Bu kabart- malar hakkında Prof. Dr. Ekrem Akurgai şu yorumu yapmakta: "Helen sanatının en önemli ve en güzel hey- kel örneklerini oluşturmakta, Helenisük döne- min de büyük artistik başansını ortaya koymak- tadır." Bu anıtsal yapının ortasındaki rrtermerden sunak masasını üç yanda (U) gibi, sütunlu, ya- n açık, üstü çatılı bir yürüyüş alanı çevreliyor- du. Bu alandakı duvarlar boyunca, Herakies'in (Herkül) oğlu Telephos'un, doğduğu andan Bergama'yı kurduğu güne değın gızemsel ya- şamı anlatılmaktaydı. Bergama'yaegemen At- talos Hanedanı, Telephos'u kendi atalan sayar- lardı. Berlin Müzesi'nde 60 yıldır ziyaretçilerin bu "Telephoskabartmalan"nı görmelerine ızın ve- rilmiyordu. Birkaç yıl önce bu kabartma hey- keller tümüyle yerlerinden çıkanldı ve uzman- larca temizlendi. Onanm ve temizlik işjni MET ile San Fran- cisco Güzel Sanatlar Müzesi finanse etti. Al- manlar da bunun karşılığında bu kabartmalar- dan 12'sinin önce MET'te ve sonra San Fran- cisco'da geçici sergilenmesine olanak sağladı- lar. Nevv York'ta çarşamba günü açılan sergiye büyük ılgı olduğu bildiriliyor. MET Sözcüsü Harold Holzer. gazetemize verdiği bilgide, "Antikdünyanın olağanüstü niteliktekibu 'Te- lephos kabartmalan'nuı yanı sıra; buniann önemini, yapılış amacını anlatmak üzere, ayn- ca 30 kadar çeşitli eser de sergüeniyor"dedı. Bu parçalar arasında, heykelcikler, heykel par- çalan, Bergama Zeus Sunağı'nın mimarisi, Bergama'yı yöneten bir Attalos FCralı'nın ba- şı ile hanedanından kişilerin portrelerinin bu- lunduğu sikkeler de sergileniyor. Bergama krallannın zaferieri I.Ö. 197-159 yıllan arasında yaşamış Kral fkincı Eumenes zamanında yapılmış olan su- nağın öteki duvarlannda, Bergama krallannın Galatlar üzerindeki zaferieri, tannlar ile dev- lerarasındaki savaşlan betimleyen konularyer alıyor. Telephos kabartmalanndan günümüze ancak üçte biri kalmıştır. Kalanlar içinde en iyi ko- runmuş olan bu 12 parça ve ötekiler uzman- larca onanlıp temizlenmiştir. Gerek bu kabart- malara ve gerek sergiye adını veren Telep- hos'un ilginç bir mitolojik öyküsü var. Parça- lardaki öykülenn ne olduğu tam olarak anla- şılıyor. Ancak, aralanndaki eksiklikler nedeniyle bılim adamlannın, "çizgi roman"ın hangı "ka- re"sinin hangisinden önce ya da sonra geldi- ği konusundaki tartışmalan sürüyor. Prof. Akurgai, Zeus Sunağı'nın tarihsel, mi- mari ve arkeolojik önemi hakkında şu değer- lendırmeyi yapıyor: "Bergama Sunağı, mimarhk, hevke) sanab ve mitolojik tasvirler bakınıından olduğu ka- dar, Attaloslular'ın düşmanlan üzerindeki za- ferini çok ölçülü bir şckilde sembolize etmesi yönü ile de insanlık tarihinin övünç duyacağı bir eserdir." MET yetkilileri, serginin Amerika'da Ber- gama'nın ve dolayısıyla Türkıye'nin önemli ta- nıtımına yol açacağını söylüyorlar. "Bergama: Büyük Sunağın Telephos Ka- bartması'' adlı sergi, MET'de 14nisana kadar açık kalacak ve daha sonra 4 mayıstan eylüle kadar San Francisco'da yinelenecek. Prof. Ekrem Ekinci, Türkiye'de sobayla ısınmaktan vazgeçilmesi gerektiğini söyledi Hava kirliliğinde sobanın rolü büyük • Prof. Ekinci "Türkiye'de satılan sobalann niteliği bilinmiyor. Yani, hangi tip yakıta göre tasarlanmış belli değil. O bakımdan bazen hasbelkader sonuç verebiliyor" dedi. IBRAHİMGÜNEL Istanbul'da 80'li yıllann başından bu ya- na artan hava kirliliğini önlemek amacıyia ahnan önlemlenn başjnda yer alan ithal kö- mür uygulaması, "soba zehirtenmeleri'' ve buna bağlı meydana gelen ölümlerle yeni- den tartışılmaya başlandı. Bazı bilim adamlan ithal kömürü suçlar- ken kimileri de evlerde yakıcı olarak kul- lanılan sobalann "ithal kömüre göre ta- sarlanmadığını ve halkın yanlış kullan- dığını" ileri sürdü. Yakma sistemleri ve yakıtlar üzerine yak- laşık 30 yıldır araştırmalar yapan tTÜ Kim- ya Metaluıji Fakültesi öğretim üyelerinden Prof. Ekrem Eldnci'ye zehirlenmenin ne- denlenni sorduk. Soba zehirlenmeleri - Soba zehirlenmelerinden meydana ge- len ölümier sizce neden kaynaklamyor? EKİNCİ- Birinci nedeni, kömürün yakıl- dığı sobanın, o kömürün karakterine uy- gun olmaması. Sobanın yakıta uygun olma- ması nedeniyle de sönme eğilimi var. Ba- ca kirliliği ve rüzgâr gibi dış etkenlerle so- ba sönmeye doğru gıder ve bu gidiş nede- niyle de gazlar oda içine dolar. - Neden soba kullanılmamalı? EKİNCİ: Çünkü sobalarda en ıdeal yan- mayı sağladığınız durumlarda bile yüzde 50'ye varan oranlarda hava kirliliği yaratı- yorsunuz. Onun için sobalarda yakılacak olan katı yakjtlardan hava kirliliğini önlemek için kullanılan standartlann dışında, ayn bir standart getirilmeli ve bu tanımlanan kömürleri yakacak yakıcı tipleri de belir- tilmeli - TSE standardı olmayan yakjcılar kulla- nılmasın deniyor ama?» EKİNCİ - Bir kere, TSE standardında Musevilerden 'şükran' sergisi FİLtZGÜMÜŞ Sobalar, en kteal yanma sağlansa bile hava kirliliğine neden ohıyor. (Fotoğraf: ERDOĞAN KÖSEOĞLU) olan soba hangi tip yakıtı yakmaya elveriş- li o belli değil. Bunun dahi araştınlması ya- pılmamış. Bence soba ile birlikte duman- sız yakıt gündeme getirilmeli - Bazı kesünler sobalann ithal kömüre göre olmadığını savunuvor... EKİNCİ: Türkiye'de satılan sobalann ni- teliği bilinmiyor. Yanı, hangi tip yakıta gö- re tasarlanmış belli değil. O bakımdan ba- zen "hasbdkader" sonuç verebiliyor. Bilım- sel olarak ıncelenmış değil. Her şeyden önemlısı, Türkiye'de yanma olayına bılim- sel bakış yapılmalı. Aynı zamanda yakan ki- şilerin de bilinçli olması gerekır. Örneğın yanmamış kömürlenn üzerine tümüyle sir- külasyonu önleyıci kömür boca edilir ve yanmayı boğar. Çıkan zehirli gazlar da üze- ri kapalı olduğu için oda içerisine dağılır. Sobalarla bacanın bağlantısını sağlayan bo- rulann. bacaya belli mesafede olması ge- rekir Sobalann tasanmı - Bazı kesimler sobalann ithal kömüre göretasarlanmadığınıveyerii kömür yakıl- madığı için ölümler meydana gekliğini sa- vunuvor. EKİNCİ: Ben kişısel olarak Türkiye'de sobalann tasanm açısından yakıta göre ta- sarlandığına inanmıyorum. TSE standardı olanlarda da bu yok. Bu aşamada ne ithal kömürü övmek ne de yerlı kömürü yermek doğru. Biz hava kirliliğini önlemek istiyor- sak, çok riskli olan katı yakıtlann sobalar- da kullanımını en aza indirmek durumun- dayız. Katı yakıtlan sobalarda yakmak istiyor- sak. dumansız bölgeler ilan edıp buralara dumansız yakıt sağlamak ve buna bağlı ola- rak da buyakıtlan değerlendirmek durumun- dayız. Soba ile yakıt bırlıkte düşünülmeli. halka yakma sistemlerini nasıl kullânaca- ğı anlatılmalıdır. - Sizce niye bu yapılmıyor? EKLNCİ: Türkıye'de ne doğru dürüst ya- pılıyor ki? Bu işın en doğru yolu. Tür- kiye'nin sobalarla ısınma yolundan kurrul- masıdır. Amaçlanru, Türktopra- ğmı vatan secen Musevilere kucak acan Türk miuetinin, insancıl yaklaşımını > urtdı- şına duvurmak ve Slusevi > urttaşlanmjzuı şükran ifa- deierinin açıklanmasına yar- dımcı olmak'"olarak belırle- yen 500. Yıl Vakfı, Mecidi- yeköy'deki vakjf merkezm- de sürekli açık kalacak bır sergi açtı. VakıfKoordina- törü Har> Ojalvo, "Sergi, Türk devİetine neden derin bir şükran duyduğumuzun kanıtıdır"dedı. Bır kopyası lsrail 'de Tür- kiye Başkonsolosluğu tara- findan lsrail Müzesi'ne he- diye edilen bu sergi, Alman- ya'nın Hamburg kentinde de 20 bin kişi tarafindan iz- lendi. Sergi, Osman Gazi'nin Musevilerin sinagog yap- malanna izin vermesiyle başlıyor. 1492tarihindeSul- tan 2. Beyazıt döneminde Ispanya engizisyonundan kaçan Musevilerin, bir Türk Fılosu ile Osmanlf ya geti- rilmelerinin ardından 1. Dünya Savaşı'na kadar ve Türkiye Cumhunyeti'nin kuruluşundanbu yana Türk- Yahudi ilişkileri anlatılıyor. Musevilenn orduda, sa- vaşlarda, sarayda, üniversi- telerde, devlet yapısı içeri- sinde, muzikte. hekimlikte, edebiyatta ve pek çok mes- lek dalında üstlendikleri ba- şanlı roller ile kültürel ya- şamlan ve tarihlerinden ör- neklerin sunulduğu sergi, geniş bir araştırmaya daya- nıyor. Aynı zamanda bir arşiv niteliğinde olan serginin ha- zırlanmasındaemeği geçen Hary Ojalvo, "BizTürkJer- le 700 yıldır tanışığız. 1492'den de önce. Osmanlı De^leti döneminde ve Tür- kiye Cumhurryeti kunıktuk- tan sonra yaşanan 2. Dün- ya Savaşı'ndahiçbirülkebi- ze Türkiye kadar hoşgörii- lü ounadı" diyor. Musevi Türk Türklerin bu hoşgörüsü- nü Vakıf Başkanı Jak V. Kamhi de şöyle özetliyor: "Sarsılmaz bir inançla beklediğimiz başandan bi- ze düşen pay, onurla ve övünçle bir kez daha, 'Tür- kiye'de Türk Musevisi yok- tur, Musevi Türk vardır' di- yebümek." Sergıde daha çok, 2. Dün- ya Savaşı sırasında Nazile- rin elinden kaçarak Türki- ye üzennden Filistin'e git- mek isteyen Yahudilere kar- şı Türk devletinin "hoşgö- riisü" ve yardımını anlatan belgeler sunuluyor. Türk devletinin, Musevilere en son "hoşgörûsü"olarak 1948 yılında alınan bir ka- rarla Irak ve Suriye üzerin- den göç eden Yahudilerin pasaportsuz ve vizesiz Tür- kiye'ye girişleri olduğunu bildiren Ojalvo, bunun 1990 yılına kadar sürdüğünü an- latıyor. Irak ve Suriye'nin engel- lemesinin önlenmesi için iki yıl öncesine kadar bunun saklı tutulduğunu bildiren Ojalvo, bu sayede Türki- ye'ye o tarihten bu yana 125 bin kişinin giriş yaptığına dıkkat çekiyor. Türkiye'de halen 22 bıni Istanbul'da 5 bini de Ankara, Izmir ve Adana başta olmak üzere 27 bin Musevi yaşıyor. Prof. Erbil Gözükırmızı, 02.00-06.00 saatleri arasında kesinlikle uykuda olmak gerektiğini belirtti Istanbıd^da yaşayan üç kişiden biri ııykıı hastası SAADET USLU Istanbul'da yaşayan insanlardan üç- te birinin 'uyku hastası' olduğu ve uy- ku hastalannın sayısının her geçen gün arttığı belirlendı. Uyku Bozuk- luklan Demeği Başkanı Prof. Dr. Er- bflCözükırmıZL sağlık açısından en az beş saat uykunun şart olduğunu vur- gulayarak "İstanbul'daki insanlann üçte biri bilmeden uy ku hastalığını ta- şıyor. Beşte biri ise mutlaka doktora git- mesi gerekecek derecede hasta" dıye konuştu. 1yi ve sağhklı bir uykunun kesinlik- le dinlendirici olması gerektiğini vur- gulayan Gözükırmızı, uyku süresinin çok önemlı olmadığını kaydetti. Gö- zükırmızı, "Önemli olan uykunun de- rinligi, mimarisi. Bazı insanlar beş sa- at uyur cin gibi kalkar. bazısı 10 saat uyur sersem gibi kalkar" dıye konuş- tu. tnsanlann uyku konusuna sadece hastalandığı zaman eğildiğınden de yakınan Gözükırmızı, şöyle devam et- ti: Yeni doğan çocuğun uykusu "Yeni doğan bir çocuğun hayatının dörtte üçü uy kuda geçer ve bu uy ku 24 saate eşit olarak dağılmıştır. Çocuk bir yaşına doğru ilerledikçe, uy kuda geçen zaman karanuğa kayar. Bir kişi buluğ çağına gelene kadar en su 8-9 saat uy u- mak Erişkinlerde bu saat6-7'ye kadar inebilir. Ama ne olursa olsun kişi 5 sa- atin altında uyumamah. Bu saatin aJ- tındaki uyku kişinin sağlığı açısından son derece sakıncalı olacaktır" Vücudun bır rittni olduğuna dikkat çeken Gözükırmızı. 02. 00-06.00 sa- atlen arasında kesinlıkie uykuda olmak gerektiğini kaydetti. Bu saatler ara- sında uykuya direnmenin büyük hata olduğunu vurgulayan Gözükırmızı, "Hiç olmazsa bu saatlerden önce ya da sonra uv umak ya da bu saatler arasın- da 15-20 dakika kestirmek gerekir'' dıye konuştu. Insanlann büyük çoğunluğunun bil- meden uyku hastası olduğunu vurgu- layan Prof. Gözükırmızı, Istanbul'da her beş kişiden birinin mutlaka bir doktora gitmesi gerekecek derecede hasta olduğunu söyledi. Prof. Gözü- kırmızı, Çanakkale'de 5 bin kişi üze- rinde yaptıklan bir araştırmada da üç- te birinin uykusuzluk sorunu çektiğı- ni, yanya yakınınınsa tedaviye muh- taç olduğunu gördüklerini bildırdi. Iyi bir uyku nasıl olmalı? İyi bir uykunun her şeyden önce dinlendirici olması gerektiğini vurgu- layan Prof. Gözükırmızı, uykuyu olum- suz etkileyen etkenleri de şöyle sıra- ladı: "Aç ya da tok yatmak, alkol, uy- ku ilaçlarının bilinçsiz ve uzun sü- reli kullanımı, uykudan hemen ön- ce ve düzensiz yapılan egzersiz, gü- rültülü orram, çay. kahve, kola gibi uyarıcı maddeler (herkes için ge- çerli değil), stres, sıkıntı, üzüntü, şe- hirleşme. modern hayat, hayat pa- halılığı. insanlann yüklendikleri aşı- n sorumluluklar." Prof. Gözükırmızı. toplumda kabul edilen bazı şeylerin de sanılanın aksi- ne yanlış olduğunu belirterek bunlan şöyle sıraladı: " Uykudan hemen önce ahnan ılık bir duş vararlı değüdir. Duş. uykudan bir- kaç saat önce yapılmalı. Uykuya yar- dımcı olduğu kabul edilen süt de bazı insanlann uykusunu kaçırabilir." Uyku hastalıklan Prof. Gözükırmızı, uyku hastalıkla- nnı ''uykusuzluk ve gündüz uykuya aşın eğilim' olarak ikiye ayırarak bun- iann kesin tedavi edilmesi gerektiği- ni söyledi. Uykusuzluk sorunu çeken insanlann huyunun değiştiğini, sinir- li dolaştıklannı, bağışıklık sistemleri- nin dahi bozulduğunu söyleyen Gözü- kırmızı, gündüz uykuya eğilimin so- nuçlannı da şöyle özetledi: "Bu kişUergeceuyuduklan gibigün- düzde devamh uykusuziuk çekerler. Ge- celeri üst solunum yollannda bozuk- luklar olur, nefesleri dunır. Kişide böy- le bir hastalık varsa, kesinlikle direk- siyona çıkmaması gerekir. Genolde şiş- man olan ve geceleri horlayan bu kişi- ler, kalp durması sonucu hayatlannı kaybedebilirter. Böyle şikâyeti olan birisi mutlaka doktora başvurmafa."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle