25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 2 OCAK 1996 SALI 14 KULTUR Romanda, öyküde kurmaca ile gerçeğhı arayışları FERİDUN ANDAÇ Roman ve öykünün kurmaca gerçek- liği okur ıçin bütün zamanlarda ilgı çe- kici olabilmiştir. Gerçeğin yenıden ku- rulmuş, tasarlanmış hali. yani bunun ikinci bir u e P "bakış" tarafından yazıya dönüştürülmesi. okurun da gerçeğin ar- dına bıle ısteye takılıpgıtmesi.. Okuma serüvenibubilinenlerinbilinmeyenyön- lenyle tanıklık için yaşanır. Başlı başına bıryolculukturbu. Kuşkusuz okurun ro- manı öyküyü seçişi ıçin başka nedenler de vardır. Orneğın: bu tür anlatılann ko- lay rahat okunur olması! Bu bir roma- nınöykünün daha çok okur bulmasıiçın bir ölçü olabilir mı? Pek sanmıvorum Geçen yılın çok satan romanı Yeni Ha- yat'ın böyle birkarşılığı bulduğunu söy- lemek güç. L'mberto Eco'nun: u Eğer anlatı diin- yaiarı bö> lesine rahatsa, neden dünyanın kendisini bir romanmış gibi okumay ı de- nemeyelim?" sözlerının hemen arka pla- nında soruya dönüşen şu düşüncelerine baktığımızda: "Yada,eğer kurmaca an- latı dünyaları böylesine küçük ve aldatı- cı bir biçimde rahatsa, neden tıpkı gerçek dünya gibi karmaşık. çelişkili ve kışkırtı- cı anlatı dünyalan kurmaya çalışmaya- lım?": okurun yazar(ın) neyı bekleyıp beklemedığı de ortaya çıkıyor sanınm. (Anlatı Ormanlarında Ahı Ğezinti. Çev: K. Ataka>) Bu baglamda karşımıza yazar yapıt okur gerçeğınin yanı sıra bir başka ger- çeğin de çıktıöını görüyoruz: Yaşam Biz. bunun yazıya dönüştürülmüş yiizü- nü görür, okuruz. Okur. bıle ısteye. bu al- datıcı oyuna gırer. Pekı yazar' Yazann yaratma eylemindeki durumu. konumu nedir? O da ta baştan. bu aldatıcı oy unun içinde değıl midir? O kurmaca dünyayı var edendir çünkü. Yaşama. yaşam ger- çegine dönüp bakışın izlenni yazı gerçe- ğinde arayış: bıre bir bunun karşılıgını buluş okur ıçin dolaysiz bir seçim. Salt anlatılana bakış, bunu yorumlayış... Ya- şamda karşılığının olup olmadığını sor- gulayış... Eco. "Kurmaca.gerçekliktendahara- hat göründüğü için gerçekliği sanki kur- maca bir anlatıy mış gibi yorumlamaya çalışıyoruz" derken; okurun çekım ala- nını da ımlemış oluyor sanınm. Roman \ e öykümüzün bugün geldiği kıyı. anlatıcısını. "kurmacaUe gerçekli- ğin''* buluştuğu aynştığı çızgilerin yazı- da boyutlanış bıçimlerını sorgutamaya yöneltıyor. Rornancılığımızm genel görünümünde suskunluk, 9Ündemsizlik belirgindi Yılın roman öykü birikimine baktığı- mızda. bu arayışın izlerinı birçok roman- cı ve öykücüde görebilıyoruz. Bu bakım- dan. yılın göz dolduran romancılan öy- kücülerinde kesışen buluşan en belirgin yanın gerçeğe bakış. bunu yeniden ku- rarkenki arayışlann olduğunu ımlemeli- yım. Boris Suçkov'un "gerçekçi yazar" tanımı ("Gerçekçi biryazar va dasanat- ÇL, gerçekliği ne denli yakından çizip ya- pıtmdaki olay lar arasında geçen ilişkile- ri yakından araştırırsa, gerçekliği yeni- den ortaya ko> uşu da o denli canlı \e inan- dırıcı olur; çünkü, kendisi gerçekliği yal- nızcoşkusal bir biçimde algılamakla kal- oman ve öykümüzün bugün geldiği kıyı, anlatıcısını, "kurmaca ile gerçekliğin" buluştuğıı'aynştığı çizgilerin yazıda boyutlanış biçimlerini sorgulamaya yöneltiyor. Yılın roman/öykü birikimine baktığımızda, bu arayışın izlerini birçok romancı ve öykücüde görebilıyoruz. Bu bakımdan, yılın göz dolduran romancılari'öykücülerinde kesişen-buluşan en belirgin yanın gerçeğe bakış, bunu yeniden kurarkenki arayışlann olduğunu imlemeliyim. TT% omancılığımızın hç bu dönemdeki —L V genel görünümünde suskunluk, gündemsizlik belirgindi. Sözü edilen bir iki roman romancı dışında söngün bir dönem yaşandı. 95, öykücülüğümüz için durgun, verimsiz bir yıldı. Yazının en besleyici yönlendirici kimüği olan türünün böyle arka planda kalması... Bu açmazın nereden kaynaklandığını bilmek için yazınımızın 80 sonrası oluşumuna göz atmak gerekir sanıyorum. : Kıvanç mamış, aynı zamanda, onu yorumlamış ve genelleştirmişrir de. Gerçekçi yazar. bireysd olaylarla görüngülerin ardında yatan çeşitli toplumsal güçlerin hareket ve karşı hareketinin genel çi/gisini orta- ya ko> ar. (Gerçekçiliğin Tarihi, Çev.: Aziz Çalışlar. Sayfa 19): > ılın göz dolduran romancılarını romanlarını biryerde bu- luşrurdu dıyebılırim. Romancılığımızın bu dönemdeki genel görünümünde sus- kunluk. gündemsizlik belirgindi Sözü edilen bir ikı roman romancı dışında söngün bir dönem yaşandı Yayımlanan roman sayısının azlığı çokluğundansa: bunlardansözeden. eleşiıren tanıtanya- zılardan >oksun oluşumuz biraz da \ar olanlara dönüp bakılmasını engelliyordu diyebilirım Ornegınyayımlananroman (Boğazkesen)romancısının (NedimGür- sel)girışıminebızı tanıkederken; bir baş- ka yazarca (Orhan Duru)bu girişim şöy- le karşılanıyordu "Efendinin biriçıkıvor, bir roman \a/ıvor, romanlabirliktevavın sonrası vapacaklarını hesaplıvur, neler söy leyeceğini. ne gibi ilginç tanıtım o\ un- lanna girişeceğini kurguluyor. Belki ro- manın kurgusundan çok bunu kuruyor kafasında." Okurun bu saytalarda ızledıği "Türk Romanının Son S irnıi Beş Yılı Değerlen- dirili\or~ soruşturnıası da bir ikı vazıv- la kar^ılandı "\em Bir Romana Doğ- ru". Hasan Bülent Kahraman. 8 .*). 1995, Cumhurıyet: Romancılığımı/a Roma- nesk Bakışlar, Feridun Andaç, Kasiın 1995. Varhk. Öne çjkan pomaıriar 1950 kuşağı > azarlarmdan Tahsin Yii- cel, BmkSö\lencesi"ndc taşra insanının gerçeğıne ironının penceresinden bakı- yor. Cumali'nin kişiliğınde (bıyığında) sımgeleşenlerle kasaba vaşamının süre- gıdcn sıradanlığı. ııısan ılışkıleri sergile- niyor. >'üccl. anlatısını buradaki yaşam- sal gerçeklıkler üzerine kurarken; göster- gelerle temellendirdiklerini humorist bir biçimde anlatıvor Bıreyın ıç dışdünya- sındakı çatışmalann uçlandığı noktafan vansıtıvor Yazının gerçeği ile yaşamın gerçeğınin buluştuğu ayrıştığı noktalan yalın bir anlatımla sergiliyor romancı. DemirÖzlü,kuşakdaşı YücelgibiTat- lı Bir Eylül'le dönem romanı yazmaya yöneliyor. Bireyin gerçekliği bütünüyle onun roman dünyasını kuşatıyor. Za- man mekânkavramıbukuşatılandünya- ııın ana temellerınden: Kopulan, bağla- nılan. \aşanılan... Özlü, başlı başınaan- latını ka> gısını önceliyor. Düşsel yolcu- luğun un ızlerinde. dönüşlerde. sürükle- nişlerde döne döne anlatılanlarda roman- cmın bu sanrılarını gözlüyoruz. Kentler. Oyküıriiıı sığ sularında95. öykücülüğümüz için durgun. venmsız bir y ıldı Yazının en besleyici vönlendıncı kımlıgi olan türünün böyle arka planda kalması... Bu açmazın nereden kavnaklandığını bıimek ıçin vazinımızın 80 sonrası oluşumuna göz atmak gerekir sanıyorum. Öncekı yılın gündemınde yer alan. "bir öykü dergisi olmaü/mı?.." sorusuna yanıt. yıne bu görüşü orta\a atan MemetFuat'ın gırışimı ile geldı: Adanı Öykü. İkı a\da bir yayımlanmaya başlayan dergının öykünün kan dolaşımını yeğinleştıreceğını umanz. Derginin yayın yönetmenliğıni Semih Gümüş üstlenmiş. Bu alanda hıç dal kıpırdamamasının öykü üzerine düşünmeven \azma\an bir kuşağın sürgün \ ermesıne de bağla>abılırız. Oykücülügümüzün '50"lı -k 70'lı yıllardakı de\mımı bugün yok. Bu süreçte yazanlann bırçoğu suskun. bazılan da arada bır \azma\i denıvor.. Zeyyat Selimoğlu. bu suskunlugu bozanlardan. Kırk yılı aşkın süredır yaznor. Derin Dondunıcu tçin Öykü onun. çızgısınden sapmadan yürüyüşünün bırıkımını getınyor. Yine denız \ar. ama bu kez belırleyıcı değıl. Daha çok kente vönelıvor... Humonst bakışı ıse vıne doludızgın yol alıvor... Günbatımı Öyküleri Erhan Bener'ın öyküdekı çızgısını belırleyen bır kıtap. Bener. daha çok. durumlardan yola çıkar. Sıradan olanlara bakış. yaşanan gerçeklerin bıçım aldığı durumlar. bu 'durum'un insanı... Toplumun birçok kesımınden ınsan onun ö>külerınde soluk alır. Özellıkle anlatısının kurgusal bo>utu. Bener"ın anlatım yetkınlığını de sergılemektedır. Dennlıgı. >oğunluğu olan öykülerdır. Mustafa Kutlu'nun öykücülügünün kıyıda kalan. görülmeyen (>a da görülmek ıstenmeyen) bir yanı var! Arka Kapak Yazılan bu görülmeyenlerı öne çıkarnor. "An'"lann fotoğrafını. Sevgi Özel Memet Bavdur Mıgırdiç Margosyan fotoeraflann •*an"larını \ansıtı\or... "Bir"Küçük Adacık". •'5402" onun duvarlılığını. ö)kü e\reninm zengınlığıni sunuyor... Kutlu, rafine edilmvş öyküler >azıyor. Kemal Ateş, Bir Şarkıy ı Dinlerken'de toplumun değışik kesimlerınden kesitler getınyor. Yaşamsal gerçeklerin çarpıcı yanlannı konu edınıyor. Siuzaffer Izgü, Avvayı Yedik'te \er alan övkülennde >ıne gülmecenın anaforuna tutuvor okuru. Toplumsal olavların yaşamdakı çelışkılerle sarmaİanan yanlannı. traji-komık durumları konu edınıyor. Meknıh Kadınlar Mezaıiığı. Ayla Kutlu'nun üçüncü ö\kü kıtabı. Kutlu. kadınların dünyasına. acımasız koşullarda ^üregıden vaşantılarının gerçeğinı dıle getırerek bakıyor. Ö>kücülüğünün. bu kanaldan gelışeceîını belirmnce ortaya koyuyor Kutlu. Cemil Ka\ ukçu. Pazar Güneş. (1983). Patika (1987). Temmuz Suçiu (1990) ile öykücülüğünü dönülüp bakılnıası gereken bır yere getırmıştır. Bu >ıl okura ulaşan l'zak Noktalara Doğnıonun bu çızgısını ıvıce pekıştırcn öyküler toplamından olu^uyor. N hem ıçınde hem dışında serdümence yaşayan ınsanların'an'lık. 'gün'lük serü\enlerı... Benzersız bır atmosfer çizılerek yansıtılıyor. Kavukçu. okuru. yepvenı bır öykü evrenınde dolaştırıvor. Soluksuzca okutturu>or anlatısını. Vli Balkız, Yaşam Bir An'lar Toplamıdır'la övkücülüğünü daha gelışkın bır çızgıye getınyor Sevgi Özel ıkıncı övkü kıtabı .4şk Bir Boncuktur'la şaşadığımız 'gün'lere. ılişkılere dönük 'olay'ları 'durum'lan konu edınıvor. Çalkantılı vıllann cenderesinde dönenen ınsanlann gerçeğıne bakışı yeğlıvor. Özel. Atilla Şenkon, Ten Yükü ile öyküdekı bıçım arayı^larını sürdürüyor. Gül Abus Semerci. bu nlr bir arayışın denemelerini ikinci kitabı Kara Pelerinli Bır Şö\alye (llamdi Bey) ile ortaya çıkanyor. Bu uzun anlatıda yer alan ana iziek onun humour yüklü dünyasını da sergiliyor. Harran'da Dolunay,yılın öne çıkabılecek ö>kü kitaplarından. Yeşim Dorman sözün atlasında sır döküyor... Gızemlı bır coğrafyada gezındinyor okuru. Kurmaca gerçekliğin boyutlanışı bıçim alışına da tanıklık ederız Dorman. başarılı bır öykü evrenı çızı\or. Gözün Kahverengi Suyu, Memet Baydur'ıın >ırmı vıllık övküler bınkımını getırıyor. Bavdur. avrıntı gözlem ustası. Yazının kuşatıcı e\renınde her kıpırdavışın-öykü"ve dönüşebıleceğının örneklerını verıyor.'95'te yayımlanan dığer öykü kitapları ıse^unlardı: Dolunay Vardı. Zeynep Alıye; Ve YalanlarveSessizlik(uö). Ahmet Erözencı: Söyle Margos Nerelisen, Mıgırdiç Margosyan: Zaman İadesi, Özdilek Erdem: Loş Sokağın Kadınlan, Selma Fındıklı. Aşkımunıya. Murat Yalçın: Ars Longa Bahar Kısa,Cem Atbaşoğlu: Ahdım Var, Hür Yumer: Üç Kuşaklık Bilmece. Necla bık: Zaman Zeman Öyküleri. Süre\ \a E\ ren: Başımı Nastığa Koyduğumda, Aytunç Tosiınoğlu, Tak Sepeti Koluna, Nıgar Bılgen: Gülbeyaz,Turgut Acar: Karmakanşık Öy küler Kitabı. Ertuğrul Oeuz Fııat; lnnırsamak.Cenaız llhan. yazarın bu kimlığıni yeniden biçimliyor. Yine aynı kuşağın \erimli romancıla- nndan Erhan Bener. Hınzır Kız'da yakın döneme tanıklığı ıçeren gerçekleri yan- sıtıyor. Bireyin sevgi sızlık eksenindekı durumu. açmazı bu tanıklıkla iç içe ve- nlır. Toplumsal altüst oluşun izlerı Be- ner'ın. Anafor'dan (1993) sonra. en yo- ğun bıçımde bu romanında yer alır. Erol Toy, çağ romanı Şazmayı sürdü- riiyor. Mtik L! Ikü,onun tanhsel olana ba- kışına yorumuna yenı bır halka eklivor. Tanzımat'tan Kurtuluş Savaşı'na değin- kı sürecin biranlamda panoramik görü- nümünü sergıliyor. İlk romanı Pansiyon Huzur'dan (1975) bugüneromancılığını özgün bır çizgiyegetiren Irfan Yalçın, Annem. Ba- bam ve Ben'de toplumun alt kesıminden ınsanlann gerçeğini yansıtmaya yöneli- yor. Uzun öykü olarak da nitelendirile- bılecek bu anlatısında \alçın. anlatıcı- nın bakış açısından yansıttıgı gerçekleri dile getirmede "gerçekçi yazar" tavrını lirik birduzeye eriştiriyor. Fırat'ın Sırtındaki Kan/Bucaklar, Os- man Şahin'in ikinci romanı. Şahın, öy- kü evreninin coğrafyasından belgesel bir anlatı çıkarmış: Yaşanmış. gerçek olan olaylann tanığının anlatımı üzenne ku- rulu romanda. Güneydoğu Anadolu ger- çegınin trajedisıni yazan insanlann dün- yasını sergiliyor Şahin. Dünü anlattınr- ken. bugünkü oluşumların nedeaniçın- lerine de kapı aralar. Anlamların, anlamlandırmalapin peşinde bir izlek Boğazkesen/Fatih'in Romanı Nedim Gürsel'ın ılk romanı. Gürsel. tarihselle güncelı iç ıçe kurguluyor. Bu çabasi da onu. değişken bir anlatım düzlemınde ıkıli zamanı yaşatarak, ıç ıçe ıki anlatı yazmaya yöneltiyor. Kurmacanın ger- çeklığiyle yüz göz olan okur, GürsePin yazma anlatma serüveninin de boyutla- nış biçimlerini görebıliyor bu romanda. Ay nı zamanda romancının tanh \e zama- nın çağsay ıcı yanlanna bakışının (yorum anlam düzlemindekı) yansılannı da gö- rebilıyoruz. Bu pencereden bakınca. ro- ınanın salt kurmaca gerçekliğine daya- narak. modern roman kavramının ro- mancılığımızda nasıl algılandığını tar- tışmak kaçınılmaz gibi geliyor bana. Nazlı Eray ise imlediğımiz kavrama daha net açık yanıt gctirebriecek bir ro- manla karşımızda Aşık Papağan Barı Eray'ın fantezılerle örülü dünyası bu kez. aşkın ölümcül labırentlerinde do- laştırır okuru. "Sevgiyi doyasıya yaşaya- ma"yışın ızlennde humour yüklü bir an- latım seyrine kapılıp gıdersiniz. 8ü"lı yılların romancılanndan Latife Tekin beşincı romanı Aşk İşaretleri'nde anlamların anlamdırnıaların peşinde bir izleği açımlıyor. Bir yanıyla Nezır'ın gerçeği, öte yanıyla da onunla hayatı an- lamaya çalışan insanların düşle sarmala- nan dünyası... Yoksullaşmanın katman- lan gerçeklıklerinde bunların simgeler- le örülü yansıları verilir. Örtük olan dil zaman. anlatıcımn kurmaca gerçek- liği bıçımlemede en naıfkaldığı y an. Te- kin: bir şeyi anlatmak. sonlamak ya da göstermek yerine sımgelerle örülü bir düş dünyası kuruyor. Sözün ses'e. ses'in düş'e dönüştüğü yerde var olabilen bir dünyanın gızlerini anlatıyor. Bir çok romana tanık olduk Ümit Kıvanç, son > ıllarda y aşadığımız toplumsal altüst oluşun "birey "in dünya- sına yansılannı Yalnız Olmuyor'da dile getiriyor. Yaşanılan çözülmenin "ben"le "biz" gerçeğinde iletişims.izlik uçurum- lan yaratışı; giderek bunun hayatın her alanında bır ivmeymış gibi algılanışı... Ve tükenış... İşte gelinen yerdeki açmaz- lan aşma çabasındakı insanların düşle- ri kopyalan bağlandıklan... Kıvanç. bu bağlanışın umuda dönüşen (kurtuluş ara- yışına yönelen insanlann) yanlannı. ola- bilecekyapılabileceklenyansıtıyor. So- nuçta; her çözülmenin bir kaçış, bir sığı- nışla aşılamayacağını anlattırmaya çalı- şıyor. Yediveren. Öner Yağcı'nın dördüncü romanı. Yağcı. yaşadığımız altüst oluş sürecindeki olaylara tanıklığı yeğliyor. Anlattığı kişiler. olavlarla bir anlatı ro- man (kurmaca yapıt) neden niçin yazı- lır sorusuna yanıt arayışına yöneltiyor okuru. Yağcı; anlatı kaygısındansa, an- latılanlann kaygısını taşıyor sürekli. Soldan SağaTAtilla Birkiye'nin "Aşk Üçlemesi" adını verdiği romanlarının ikincısi. Anlatıda. tutkuya dönüşen bir aşk öyküsünün sürüklenışını izleriz. De- ğişik zaman durumlarda, yer mekân ara- yışlarında süregıden bir öyküdür bu: Hem zamanın içinde. hem de dışında. Birkiye. anlatısal metnin kurmaca ile gerçeğin buluştuğu yerdeki arayışı yaşı- yor. y aşatıyor. 95"te birçok ilk romana ta- nık olduk. Herbırı sessız soluksuzca ya- yın dünyasında yerini aldı; okuru nu. eleştırmenini bekledi: Dağın Öteki Yüzü, Erendiz Atasü; İti, Faruk Ulay; Ares Harikalar Diyannda, Derv ış Zaim: Gölgesizler, Hasan AIı Top- taş: Tutku 2000, Iskender Savaşır. Za- man Veli. Gürsel Korat: Puslu Kıtalann Atlası. Ihsan Oktay Anar: Amerika, Ömer Baytaş: Deniz Orada, Gül Zileli: Soğuma, \lahir Öztaş. Yılın okura ulaşan diğer romanlan da şunlardı: Gece Bitmedi, Muzaffer Buy- rukçu: Gramaton Hâlâ Çalıyor, Selim Ileri; Kişilikler Kaan Aslanoğlu. Çıplak Viking, Tekin Sönmez: Sakallı Kadın, Renan Demirkan: Vitik Bir Aşkın Gölge- sinde, Mehmet Lzun. Bekienmedik Bir Ziyaretçi, Aras Ören: Dilber, MuzafFer İzgü. Yalan Roman, N'eşe Cehız. YAZI ODASI SELİM İLERİ Edebiyatçı: Değersiz Adam Güncelin ardını kovalamakla yükümlü gazeteler, haftalık dergıler, en önemlisı televizyon, bugün ede- biyat adamına kapatılmıştır. Sanki edebiyat adamı7 nın toplum konusunda. güncel siyasa konusunda, ' olup bitenler konusunda dinlenmeye, öğrenilmeye; elverişli hiçbir düşüncesi, görüşü yoktur. Soruşturmalar yapılmakta. açıkoturumlar düzen- lenmekte, Türkiye'yi çok yakından ilgilendiren, ger- çekten ciddi sorunlar -ıtiraf edelim kı sözüm ona- tar- tışılmakta; beri yandan, edebiyat adamının görüşle- rini dile getırme fırsatı adeta yasaklanmaktadır. "Konuşan Türkiye"y\ yarattığını var sayan televiz- yon izlencelerine bır göz atın; polıtikacılar, şarkıcılar, futbolcular, dansözler, ünıversite öğretim üyeleri bir arada boy gösteriyorlar da, tek bir edebiyat adamı- na rastlanmıyor. Aynı tutum gazetelerin. dergilerin görüş alışları için* de geçerh. Popüler bir iki ad kimi zaman ikı çift söz etse bile, silık soluk sunumlar dolayısıyla o sözler yi- tip gidıyor. Televızyonda Bülent Ersoy'un, ibrahim Tatlı- ses'in. Adnan Şenses'in söyleşilerı "ratıng" alıyor; edebiyat adamının düzenleyebileceğı bırsöyleşi sa- atinden öcüden korkulur gıbı korkuluyor, kaçılıyorv Tabii biraz farklı bır söyleşı olacak ama, hiç alıcısı çık- mayacağı nasıl ılerı sürülebilir? Arabeskin toplumdaki etkisı üzerine soruşturma-.' lar düzenleniyor, yazılar kaleme alınıyor. Orhan Gen-, cebay'ın bilgilendirmelerını okuyoruz. Gelgelelım, öykülerinde, arabeskleşmeyı nicezamanlar toplum- sal sebepleriyleyansıtmış Muzaffer Buyrukçu'nun görüşleri sorulmuyor, yorumlanmıyor, açımlanmıyor. Bu, kimsenin aklına geimiyor. / Oysa: Kurtuluş Savaşı'nı günü gününe gazeteye yansı- tan yazarlar Ruşen Eşref Ünaydın, Falih Rıfkı Atay, Yakup Kadri Karaosmanlu, Halide Edip Adı- var"dır. İlk ıkisı bırer Türkçe ustası, ötekıler. ıki büyük" romancı. Halide Edip, Türk'ün Ateşle Imtihanı'nda Latife Hanım'ın Izmir'deki evinden söz açar; orada bir ge- ce bu ünlü yazarlarımızın bazılan Gaz/'yle Latife Ha- nım'ın konukları olmuşlardır. Istanbul'da yazanlar arasında Yahya Kemal Be- yatlı vardır. Yahya Kemal'in Eğıl Dağlar'da derlen- mış yazılan Mılli Mücadele çevresınde çok önemli, kendi gününden sonrasına kalabılmiş yazılardır. Zaten, çoğu, kez, edebiyat adamının güncel yazı- sı sonraya, bugüne kalabilmiştir. Meraklısı çıkar mı bilemem ama, Refik Halid Karay'ın kronikleri bu- gün için de birer başyapıttır. Edebiyat adamının günceli ırdeleyen yazılan Cum- huriyet dönemınde de varlığını ve önemini koruya- caktır. Gazetelerden dergılere, Reşat Nuri Günte- kin'ın Peyami Safa'nın, Mahmut Yesari'nin günce- li deşen yazılan okuria buluşur. Küttürsüzleşme süreci Sıçrayarak yol alırsak. 50'lerde, 60'larda, hatta 70'lerde edebiyat adamından büsbütün vazgeçıP mediğini saptarız. Ahmet Muhip Dıranas Demok- rat Parti çizgisindedır; onun nihayet bir kitapta der- lenmiş (Yazılar, Adam Yayınevi) yazılan, Demokrat Parti'yeyöneltılen "kültürsüzlük" suçlamasını yalan- layabiliyor. Haldun Taner bir yönüyle seçkin bir gazete yaza'î rıdır." Öktay Akbal iz sürer. Çok farklı bir alanda, ka- dın-magazın alanında Muazzez Tahsin Berkand, bir süre günlük yazılar kaleme getirir. Bununla birlikte edebiyat adamı git git güncel dı- şı bırakılacaktır. 90'lara eriştiğimizde bu kişinin yalnız güncel dışı- na değil, neredeyse toplumun mazisine hapsedil- mek istendiğini ayırt edıyoruz: O, artık, değerleryel- pazesinın ötesinde, olmayan fıldişı kulesınde tek ba- şına. Attilâ ilhan, olmayan fıldişi kulesinde, her biri pek çok tartışma açıp berraklık getırebilecek önemli si- yasal yazılar yazmıyor mu? Edebiyat adamının gerı plana ıtilişının sebeplerini çözmeye çalışıyorum. Belki de güncelin ardındaki derinliğe kayıtsız kalındığından, uğraşı gereği derin- liklı olmak zorundaki edebiyat adamına hıç mi hiç ih- tiyaç duyulmuyor. Üç beş yıld/r bir küftürsüzleşme süreci söz konu- sudur. Başı televizyon çekiyor, onu yazılı basın takıp edıyor. Hiçbir konuda öze inılmemekte, her konu öz- suyu sıkılmış olarak sunulmaktadır: Bir posa yığını. Olup bitenler üzerine edebiyat adamı nerede tar- tışabilir? Üç bıne, iki bin adete inen kitap basım sa- yılarıyla. o. tasasını milyonlara nasıl duyurabilecek? Yoksa edebiyat adamı düşüncenin, toplumsal ha- yatın kalıcı tanığı, yazılı kültürün çok nıtelikli bir işçi- si değil mı? Bu yazıyı, memieketimizin sorunla ilgilenmesi ge- rekli resmi kuruluşları olan "Milli Eğitim" ve "Kültür" bakanlıklarına adıyorum. Oyun yazan Heiner Müller öldü • BERLİ1N (AA)-Avrupa'nın en ünlü oyun yazarlanndan Heiner Müller öldü. Tedavi gördüğü Berlin Hastanesi'nde kansere yenik düşen Müller. 1992 yılından beri üntü yazar ' Bertold Brecht'in kurduğu Berlıner Ensemble Tiyatrosu'nun yönetmenliğini yapıyordu. Müller'in en ünlü oyunları arasında Berlin Duvan'nın inşa edılmesı ve Doğu Almanya'da işçilerin 1953'teki başansız ayaklanmasını konu alan "Berlin'de Alman Ölümü" bulunuyor. Yazar Suzanne Prou öldü j • PARİS(AFP) - Renaudot ödüliü Fransız roman 7 yazan Suzanne Prou. 75 yaşında yaşamını yitirdi. "\ Geçen hafta sonu ölen Prou, 23 yaşındayken Nazi ? işgaline karşı yeraltı faaliyetlerinde bulunmuş. bir gazete çıkarmıştı. 1950 ve 60'larda Cezayir'deki ınsan hakları ihlallenni protesto eden yazann ilk romanı. 43 yaşında iken yayımlandı. En bilinen romanı 'La Terrase des Bernardini' ile 1973 yılında Renaudot ; ödülünü aldı. Prou'nun 1995 yılında yayımlanan son ' romanı "L'Album de Famille' (Aile Albümü) ıdi. 1. Karadeniz Kısa Rlm Festivali • Kültür Servisi - Llusal sınema ve kısa filmın tanıtımına öncülük etmek, bu alanda yapılan çalışmaları desteklemek amacıyla 1996 Mart ayında düzenlenecek olan 1 Karadeniz Kısa Film Festivali kapsamında bir "Ulusal Kısa Film Yanşnıasi" düzenleniyor TC uyruklu, profosyonel vc amatör yarışmacılara açık yarışma. konulu. belgesel. canlandırma dallarındakı kısa film. vıdeo ve sinema filmlenni kapsıyor. Son katılım tanhi 2 şubat olan yarışmanın seçicı kurulunu Hüseyin Kuzu, Binnur Kılınçkaya. Kenan Engızh. Lütfü Özalay. Mehmet Açar, Öznur Çavuşoğlu. Vecdi Sayar oluşturuyor. Yanşmaya katılma \e yazışma adresı şöy le Klas TV, 19 Mayıs Mah Talırr>hane Cad. No. 46 Samsun.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle