Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 19OCAK1996CUM
OLAYLAR VE GORUŞLER
Suböreği \ferken
MELİH CEVDET ANDAY
• • teben almak ıçın Kadıkoy
O
çarşısında dolaşıyordum
bın koluma gırdı, baktım,
Gani Girgin. - Geçmiş ol-
sun, dedı, cuma yazmı yaz-
madın ama çarş) pazar do-
laşıyorsun1
- Geçıcı bır sıkıntıydı, Dr Oryal Bey'e
gıttım, kalbımı dınledı, sağlam buldu ve
yûrumemı ıstedı, ben de çarşıya çıktım
- Her gûn en az yanm saat dolaşmalı-
sın Senseevekapandınsonzamanlarda
Dogru değıl bu1
Ganı Gırgın saatıne baktı
-On ıkıveçeyrek var. dedı Gelsenın-
le şurada bır suboreği yıyelım, sıkıntıya
ıyı gelır
Boyle dıyerek ben> borekçı dukkânı-
nasürukledı Bahaneye guluyordum Içı-
nı dokmektı nıyetı. bılmez mıyım'
Masaya oturur oturmaz,
- Korkuyorum bu adamdan, dedı
- Hangı adamdan9
- Refah Partısı Başkanı Erbakan'dan
korkuyorum Başbakan olmak ıçın ver-
medığı odun yok Baksana, "Kendiprog-
nunımızı uygulamayacağız'" dedı once,
onunla kalmadı "Koalisyon yapacağı-
mız partinin programını da uygıilayabı-
liriz'" demeğe dek vardırdı ışı Herkesle
anlaşınz dıyor, memleket bızı beklıyor
dıyor asgan muştereklerde anlaştık mı
ışı yürüturuz dıyor Asgan muşterekler
dedığı de ne9
Enflasyonu duşürmek \ e
teröru ortadan kaldırnıak Bunun neresı
asgan1
Elınde buyulü değnek var sankı,
hukumetın başına geçer geçmez ıkısını
de çözuverecek Adıl Duzen'den hiç ba-
hıs yok
- Demek sen Adıl Duzen'den korkmu-
yorsun da
Ganı Gırgın,
- Bana mantık oyunu yapma, dedı
Adıl Düzen dıye bır şey yok gerçekte,
butun amaç, ıktıdan eie geçınp şenatın
yolunu açmak
- O kadar kolay mı7
-Nasılolduğunuanlayamayızbıle Pa-
zar yenne cuma gunu tatıl olmuş, ne çı-
kar derken alışıvereceğız Arap abecesı-
nı okullarda zorunlu kıiacaklar
Sozunü kestım onun,
- Çok çabuk umutsuzluğa duşuyorsun,
dedım
Ganı Gırgın,
- Bunlann tumü demokrası adına ola-
cak, dedı
Sonra sınırlı smırlı şunlan ekledı
Bernard Levtis'ın "Islam'ın Siyasal
Soylemi" adlı kıtabım okudun mu'
- Okudum, dedım
- Dınle oyleyse dedı Klasık Islam'da
Batfdakı kılıse devlet aynmı hıç olma-
mıştır Hınstıyan dınının kurucusu olan
Isa, "Sezar'ın olanlan Sezar'a, Tann'nın
olanlanTann'ya>ereIim"demıştı ta baş-
ta Demek orada ıkı otorıtenın bırbırın-
den ayn varlığı soz konusudur Butun ta-
nhı boyunca Hınstı>an dunyasında ıkı
otonte olmuştur Bu ıkı otorıtenın avnı
safta yer aldığı da, bırbırlenyle uvum
ıçınde olduklan da gorulmuştur, bırbır
lenyle çatışmağa gırdıklen de, bın bır
şeylere nükmederken, otekı de yaşamın
bırçok şeylennı hukmu altında tutmuş-
tur, bın otekıne kanşma|a kalkışmış,
otekı buna karşı çıkmıştır Batılılaşma
oncesı fslam'da ıse, hep tek bır otonte ol-
muş, bu nedenle de aynlık hıç soz konu-
su edılmemıştır Bızım demokrası adına
RP'ye şans tanımanın noımal olduğunu
duşunen ve soyleyıp yazan Iıberallen-
mız ıse bunu gereğınce kavramış değıl-
lerdır Bır gazetecı yazanmız geçende
TV'lenn bmndekı açık oturumda, "Av-
rupa'da da Hıristiyan demokrat partiler
var" derken bunun hıç ayırdında olma-
dığını ortaya koyuyordu DSP Başkanı
Sayın Bülent Ecevit, Refah Partısı Baş-
kanı ıle yaptığı olağan koalısyon goruş-
mesınden sonra, Refah Partısf nın laık-
lığe karşı olduğunu söyledıkten sonra
şunlan ekledı sozlenne
"Erbakan'a, vatandaşlaruı inançlan
doğrultusunda kendi hukuk sistemlerini
kurup uygulayabümelerini istiyorsunuz.
yuzde 99'u Musluman olan bir ulkede
azınlık haklannın Muslumanlar için de
uygulanmasını ıstıyorsunuz, dedim, biz
bunlan kabui edemeyiz."
Bernard Levvıs'e gore ıse, Hınstıyan-
lıkta denn koklere sahıp dın ve devlet
a\nmı Islam dunyasında gorulmuş şey
değıldır, bu yüzden de Arapça'da ve sı-
yasal sozcuk dağarcığını bu dılden dev-
şırmış otekı dıllerde, dınsel hukumlerce
belırlenmış yaşam alanı ve dın dışı alan
dınsel ve laık gıbı kavram çıftlen olma-
mıştır "Laik" kavramı ılk kez Turkıye
Cumhunyetf nde dıle getınlmış ve bu-
nun bılıncı uyandınlmıştır, Mûslüman
ulkeler arasında demek ıstıyorum Söz-
cuğu bırturlu doğru soyleyemeyışımızın
nedenı budur
Bu dıllerde "kilise"yı karşılayacak ve
"ruhani orgut" anlamına gelecek bır
kavram yoktur Tapınılan yer ıçın kulla-
nılan butun sözcukler(camı, mescıt), bır
otonte ya da kurumu anlatmaz Olsa ol-
sa "ulema" ve "moflalar" bu anlamda
yorumlanabılır
Işte laık yargı ve laık otonte kavram-
lan Islam'a gore kufürdur, çunku dını
hukukun ve bu hukuka gore yetkılenmış
kışı ve kurumlann hûkmu dışındakı ya-
şam alanlarını gozeten bır anlayış Is-
lam'a aykındır, dahası dınsızlıktır Işte
burada Erbakan'ın Ecevıt'e söyledı|ı
soz butun çıplaklığı ıle ortaya çıkıyor
Vatandaşlaruı inançlan doğrultusunda
kendı hukuk sistemknm kurup uygula-
maözguriuğu. Dıncı partinin kafasından
bunuçıkanpatmayaolanakyokfur Şım-
dı Erbakan'ın sureklı detnokrasıden soz
etmesını boyle yorumlamak gerekır
Ben suböreğını bıtırmıştım, onun bo-
reğının yansı ıse tabağında duruyordu
- Kılısenın yumuşamasında bılımle
ınanç arasındakı savaşın buyuk rolu ol-
muştur, unutmamak gerekır, dedım
Ganı Gırgın,
- Elbette dedı, sen bunu yazdın Ama
şunu ekJemeyı unuttun Bıhmlen yarat-
mak ıle öğretmek arasında büyuk bır ay-
nm vardır Bız bılımı yaratmadıgımız
ıçın onu dogmalaria yan yana oğretebı-
lıyoruz Başka bır deyışle, bunlann ıkı-
sını de bilgi sayıyoruz Erbakan, huku-
metı kurarsa, halkın ınançları doğrultu-
sunda kendı dınsel hukukunu kurması
anlamında demokrasıye hız verecek ve
dogmalann oğretımı anlamında bilgi eğı-
tımını guçlendırecektır Bundan kımse-
nın kuşkusu olmasın
Ganı Gırgın rahatlamıştı
- Kalkalım mı9
dedı
- Kalkalım, ama senm boreğın yanm
kaldı, dedım
Ganı Gırgın,
- Soğudu. dedı, yemesem daha ıyı
Kalktık
ARADABtR
RECEP BİLGİNER
Önce Uderler Aklanmab
Şaırın "Kuşlar her bahar soyler bu yalanı" dedığı
gıbı, polıtıkacılar da bu seçımde, yıne yalan soyledı-
ler Gurultulu, kavgalı suçlamalar arasında, seçmen
dedığımız haik, yıne gerçeklerı oğrenemedı Medya
dedığımız kapsamlı basm da kendını bu akıntıya kap-
tırdığı ıçın onemlı sorunlarda halkı aydınlatmadı Ya-
nı yalana alet otdu Dahası, yenı yenı hedıye kupon-
ları yayımlamakla halkın ılgısını bu yone çektı
1946'dan bu yana gırdığımız çok partılı demokra-
tık yaşamda, hep soylendı bu yalanlar Ellı yıldır kaç
seçım yapıldı? Seçımde soylenenlenn çoğunun ya-
lan olduğu, aldatmaca olduğu, daha seçımın ertesı
gunu hemen anlaşıldı, ama seçmen akıllanmadı
Halkımız aldanmayı, aldatılmayı sevıyor Dahası,
yapılan vaatlen çabuk unutuyor Bır yandan temız
toplum ıstıyor, temız sıyaset ıstıyor, hak ıstıyor, ada-
let ıstıyor, durust yonetım ıstıyor Ama bunun gerek-
lennın yenne getırılmesı ıçın kılını oynatmıyor Pekı te-
mız toplumu nasıl yaratacağız? Kırîenen sıyasetı, çu-
ruyen yonetım duzenını rasıl temızleyecegız?
Yenılenen seçımle bırlıkte kırlenmenın onunu tıka-
mak ıstıyorsak, temızlığe partı lıderierınden başlama-
lıyız
Kımın ne kadar servetı var?
Ne zaman, nasıl edınmış bu servetı'
HelaJınden mı, haram m ı '
Vergısını vermış mı devlete?
Bırkaç yıldır toplumda yaygınlaşan, çoğu da be-
nımsenen ıddıalar doğru mu? Seçım propagandala-
n sırasında, bu ıddıalar ısımlendırılerek gazetelere,
televızyon ekranlanna kadar yansıdı Bunlar doğru
mu? Yoksa ıftıra mı? Bu ıddıalar tarafsız ve uzman
kurullarca ıncelenıp sonuçlanmadan adları geçen
partı lıderferı, kurulacak hukumette gorev almamalı
Ne başbakan olarak, ne de bakan olarak Yanı bu
ıncelemeler sonuçlanmadan, herhangı bırının huku-
mette gorev almaları, oncelıkle onların kışılıklerıne
golge duşurur Aklansalar bıle ınandırıcı olmaz
Seçım sonrası oluşan Buyuk Mıllet Meclısı, oluş-
turulacak hukumet, yasama ve yurutme (ıcra) gorev-
lenne temız sayfa açarak başlamak zorundadır Yok-
sa mılletın temız toplum, temız yonetım beklentılen
suya duşer
Bu ılk adımın arkasından, mılletvekıllığı dokunul-
mazlığı da demokratık ulkelerdekı gıbı yenıden dü-
zenlenmelıdır Partı lıderfen, televızyonlarda, bunu
yapacaklanna soz verdıler, ama polıtıka bu, en azın-
dan verdıklen sözu unutabılırler
Sıyasetın, buna bağlı olarak sosyal ve ekonomık
hayatın, bundan sonra da kırienmış olarak devam et-
mesının onlenebılmesı buna bağlıdır Her alandakı
kıriılığın onlenmesı ıçın gerekenler yapılmazsa, bun-
dan sonra kırlılık daha da çok artacak, demokrasımı-
ze yazık olacaktır
Temız toplum onlemlen, ılk adımda alınırsa halkı-
mız rahat eder Demokrasımız ıyı ışler Meclıs daha
ıyı, daha ozgur çalışır Lıder kurtarmak ıçın emır ku-
lu durumuna duşmez Kendısı de "yasalar bana da
ışler" dıye dıkkatlı davranır "Nasıl olsa ben lıdenmı
koruyorum, lıdenm de benı /con;r"havasını bırakır
Parlamento çalışmalan dışında yasalara saygılı olmak
korkusuna kapılır
Seçım oncesı partısınden lıste dışı bırakılan bır mıl-
letvekılı, televızyon kamerası karşısında şoyle yakı-
nıyordu
"Başbakanımın ve genel başkanımın her dedığını
yaptım, verdığı her görevı gozu kapalı olarak sada-
katle yenne getırdım Lıste dışı bırakılmaktakı su-
çum ne?"
Bu sorunun yanıtı, mılletvekılının kendı sozlerınde-
dır O da mılletvekıllığını ulusa hızmet yerı değıl, lıde-
re hızmet yerı olarak gormesıdtr
Seçım sırasında lyıce ortaya çıkan başka bır ılgınç
durum da her alandakı kırienmenın, bır kısım med-
yanın tutumudur
Bu bır kısım medya, kımı lıderlere karşı aşın dalka-
vukluk yapmaktadır Kımı lıderlere ıse aşın kın ve nef-
ret duygularıyla doluduıiar Bu nedenle gazetecılık
mesleğıne ıhanet edıyorlar Bu tutumlannın bır bedel
karşılığı ya da başka bır çıkar karşılığı kuşkusunu
uyandırdığının ya farkında değıller, ya da karşılığı ken-
dılennı doyurduğu ıçın aldırmazlık zırhına burunmuş-
lerdır
Umarım ve dılerım llerde bır araştırmacı, Ikıncı
Dunya Savaşı sonunda bır Fransız gazetecının "Fran-
sa 'da Basm Rezaletlen" adlı kıtabını yazdığı gıbı "Tur-
kıye'de Basm Rezaletlen" dıye ılgınç bır araştırma
kıtabı yayımlamak zorunda kalmaz
MIS gibi TEMIZLIK için
Holding, banka, hastane,
fabrika ve işyeri...
temizliğinde, temiz hizmet,
bizim işimiz.
MIS
Misfe* Temızlık Sanayii ve Tic Ltd Şli.
>Bak Tel (0 212)52710 77 527 47 25 512 3S30
Fax (0 212)513 53 97
Yeni SİT Kararlan Üzerine
Prof. Dr. METE TAPAN Bursa Koruma Kurulu Uyesı
K
onımak kavramının altında ne- gerçekleşır Bu yaşam tarzının en onemlı oğesi,
lenn vattığını vazık kı doğrudan
ılgılenen bıreyler uzmanlar bı-
lım adamlan kamuoyuna yete-
nnce anlatamadılar L/lke nufu-
sunun bu> uk bır bolumu neden,
kımın ıçın va da neyı korumak ıstedığımızı bılmı-
yor Bılmemekte de haklı Avnca. yakından ya da
uzaktan ılgılı olan bırçok bırey ya da meslek ada-
mı da kendı aralannda bu konuda duşunce bırlığı
ıçınde (hemfıkır) değıl ve dolayısıyla da bır uyuş-
ma oluşturamadılar
Durumun bu kerteve gelmesının başlıca neden-
lennden bın, devletın koruma konıısmida cıddı bır
polıtıkasının bulunmamasıdır TC Kultur Bakan-
lığı nın bugune değın koruma konusunda tek ba-
şınaçabagostermesı buna karşıtbırdızı başka ba-
kanlıgın koruma polıtıkalannın oluşumunda su-
reklı bır bıçımde engeileyıcı tavır ortaya koymala-
n koruma poihikalannın gdişmemesine neden ol-
muştur Devlet ormanlannın yapılaşmaya açılma-
lanna yol açan kıralama ya da tahsıs ışlemlen ya
da maden çıkarma uğruna doğanın tahnp edılme-
sı fetvalannın venlmesı, öbur bakanlıklann koru-
ma konusundakı bırkaç engelleyıeı tavırlanyla ıl-
gılı omeklerdır Ormanlann yok olmasına neden
olan bu tur kararlann ya da ışlemlenn yanında,
devlet elıyle gerçekleştınlen ve çevrenın çırkın-
leşmesıne, saglıksız duruma gelmesınde buyuk
katkısı olan birdızı vatınm, omeğın Yatağan Ter-
mık Santralı gıbı, korumacılığın onemının ne den-
lı genye atıldığının en somut kanıtıdır
"Koruma" kavramı, bu tur vatınm kararlan
alanlar ıçın bır öcu ve bu olumsuz kararlann ıpta-
lı ıçın çalışanlar da yıne bu kışıler ıçın vatan haını-
dır "Koruma rHİind" koruyarak gelıştığı gıbı, ay-
nca bır kultur sorunudur Günumuzun sosyal srruk-
turu bırevın bır toplumsal örgutlenme ıçınde ya-
şamasını zorunlu kılmaktadır Dolayısıyla, kultu-
rumüzün bıçımlenmesı de bu yaşama tarzına gore
bıreyın bırbınne olan saygısıdır Ikı yıl önce Park
Otel ınşaatının durdurulmasının ve bellı bır yük-
seklığe kadar yıkılmasının temel gerekçelennden
bın de kent olçegıne uymayan böyle bır bınayı kul-
lanacak bıreylenn, çevredekı kullanıcılann gune-
şını çalmasıydı Başka bır deyışle, eğer Park Otel
canavan ınşa edılıp ışletmeye açılsaydı çevre sa-
kınlennın yaşam standartlan. otelı kullanacak olan
bıreyler tarafından aşağıya çekılecektı
Bıreylenn karşılıklı saygısına dayanan kentleş-
me ve İcentlıleşme olgulannı korumacılığın temel
ılkelenndendesoyuiiamakolanaklı değıldır Bu ıl-
kelenn başında bıreyın ya da toplumun kultur bı-
nkımıne sahıp çıkılması gelır Çeşıtlı kültürel mı-
rasa sahıp bıreylenn kentleşme surecınde bır ara-
ya gelmesı ne denlı doğalsa bu bıreyienn bırbırle-
nnın kulturlenne saygılı olmalan da o kadar ge-
reklıdır Bıreyın ya da toplumun farklı kultur bın-
kımlenne saygılı olması, yıne onlann yenı kultur
bıreşımlennı (sentezlennı) yaratmalanna neden
olur Aynca bır toplum, geçmıştekı kultur biriid-
mını bÛinçli olarak özümserse daha doğru, daha
sağlıklı bir çevre yaraür. Işte bu duşünceler ışığın-
da "konıma" bılıncının topluma venlmesı zorun-
lu bır devlet görevidir. Aynca devletçe benımsen-
mesı gereklı koruma polıtıkasının özunü oluşturan
bu duşuncelenn yaşama geçınlmesı ıçın de yıne
dev let gereklı ekonomık ve yonetımsel onlemlen
almak zorundadır Korumacılığın bır bedelı vardır
Bu bedel, toplumun maddı ve manevı değerlennın
yuceltilmesı ıçınödenır Dolayısıyla dev let, bube-
delı tek bır vatandaşa yukletemez Devletm vatan-
daşından bu anlamda bır ozvenyı bekiemeye hak-
kı voktur Nasıl toplum yaranna bırkamuiaştırma-
da devlet gereklı finansmanı sağlıyorsa yıne dev-
let eskı bır esenn korunmasıyla ılgılı bır bedelm
de fmansmanına kaynak bulmahdır
Yukanda sozünü ettığım bıreylerarası saygınm
önemını yansıtan başka bırörneİc de özellıkle ken-
tımızdekı su havzalan ve orman alanlanyla ılgılı
kaçak yapılaşmalar ve bu yapılaşmalara engel ol-
mak ıçın alınan SlT kararlandır Su havzasındakı
kaçak yapılaşmaJarla su kaynaklanm kırleten, hav-
zanın dengesını bozan bıreylenn kentı paylaşan
öbûr bıreylere saygılı olduklannı soyleyebılır mı-
yız9
Ya da kentın akcığen olan ormanlan yıne ya-
pılarlayok edenlenn başkalanna saygılan olduğu
ıddıa edılebılır mı' Herhalde, hayır1
Ancak, gelış-
meler buvuk bır hızla su havzalannın ve orman
alanlannın yakın bır zamanda yok olacağının ışa-
retını vermektedır Şımdı de bu alanlardakı yapı-
laşmalan denetım altına almak, bazı bölgelerde
yapılaşmaya ızın vermemek amacıyla koruma ku-
ntllan çeşıtlı bölgelerde SİT kararlan almaktadır
Bu kararlar bazı çevrelerce olumlu, bazı çevreler-
ce de olumsuz değerlendınlmektedır Bu değerlen-
dırmelenn nesnel ya da öznel (objekrıf ya da sub-
jeknf) yanlan olabılır, ancak son aylarda "koruma
olgusu" bu kararlarla ülkemızde, kentımızde
onemlı bır yer aldı Hele SlT ılan edılen bölgeler-
de yatınm yapmış ya da kaçak yapısı olanlar, ge-
lışmelen dıkkatle ızlıyorlar ve koruma yasalannı,
koruma kurallannın yetkılennı tartışıyorlar Yerel
yönetımler de bu SİT karanyla ımar yetkılenmn
bırbölümünun ellennden alındığını duşunuvorlar
Bu SİT kararlannın koruma konusunda bugu
ne değın oluşmayan 'devlet pobükalan'nın oluşma-
sına yardımcı olacağı umudunda\ ım 'Kvnca dev-
let ve birey bır arada 'gerçekçı koruma poJitikala-
n'nın uretılmesınde ışbırlığı yapmak zorunda ol-
duğu duşuDcesındeyım. SİT kararlanyla bırçok bı-
rey ya da kurum devlet adına alınan bu kararlan
yenıden değerlendırmek amacıyla yıne devlete
başvuracaktır Kuşkusuz boyle bır olgu da dev le-
tın koruma polıtıkasının kısa bır surede somutlaş-
masma firsat verecektır Koruma'nın salt bıreyle-
nn ozvensıvle gerçekleşemeveceğını bugune dek
görduk Yenı oluşacak devlet koruma politikasıy-
la daha ıyı koruma olanaklan ortaya çıkmasını
dıler ve bız kurul uyelen de zamanımızın, ça-
balanmızın boşa gıtmedığını göruruz
Kalutsyan'dan Kamhi'ye...
1KT "TW^ ermıne
• • KaJutsyan
• — • 1960'ta
H H Ermenı
_^L. -JBL. cemaatı
temsılcısı olarak kurucu
Meclıs'e seçıldığınde
Galatasarav Lısesı'nın
kıdemlı matematık
oğretmenıydı Tatlı-sert bır
kışılığe sahıptı Madam
Kalutsyan, kondorlan sert
adımlarla geçer, hızla sınıfa
dalar ve başlardı derse Kırk
yılın başında yuzu gulerdı o
da parlak bır öğrencı zor bır
problemı çözduğü zaman
Dısıplını elden bırakmazdı
Matematığı âdeta ınsanın
beynıne nakşeder, o soyut
ışaretlerden çok anlamlı, çok
somut mesajlar çıkamrdı
Asık suratlı "Hermine"
(oğrencılen kendısıne bu adı
takmıştı) sayıian
konuştururdu Sozün kısası
Madam Kalutsvan sevılen
sayıian bır oğretmendı,
okulun temel dıreklennden
bın sayılırdı Kumcu
Meclıs'ı atayan Mıllı Bırlık
Komıtesı'nın Ermenı
cemaatını temsılen neden
Madam Kalutsyan'ı
seçtığını, bır lıse-1 ogrencısı
olarak o gun bılemezdım,
bugün de bılmıyorum
Sadece şunu hıç
unutmuyorum Üç arkadaş
"Hermine"yı uğurlamak
uzere Haydarpaşa'ya
gıtmıştık Tabıı kı esas
amacımız okulu kırmaktı
tzın ıstemek uzere
makamına çıktığımız
müdürumuz rahmetlı Ali
Teoman,bıze bır de teşekkur
etmış "Iyi düşunmuşsunuz.
benden de selam gotunın"
demıştı
1960 yılının guzel guneşlı
bır sonbahar gûnüydü
Bugun gıbı anımsıyorum
Toprağı bol olsun.
"Hermine", uç oğrencısını
Gar'da karşısında görunce
once şaşırdı, sonra çabucak
kendını toparladı, bunun bır
okulu kırma numansı
olduğunu anladı, ama
yüzümûze vurmadı, dahası,
bızJere sıcak bıçımde veda
ettı Tren Ankara'ya doğru
hareket ettığmde yan belıne
kadar pencereden sarkmış
bır halde getırdığımız çıçeğı
vagonun penceresınden bıze
sallıyordu Ermenı
cemaatınden kımse
uğurlamaya gelmemıştı
Bunun da nedenını
bılemıyorum Sadece bız uç
öğrencısı vardık
Haydarpaşa da kendısını
yolcu eden. Hermine
Kalutsvan bır vıl Kumcu
Meclıs te gorev yaptı 1961
sonbahannda yanı Kurucu
Meclıs tekı gorevı sona
ennce yenıden Istanbul'a
döndu. matematık derslenne
Yarar Sağlar Umuduyla...
A
taturkçuluğun
Turk
basınında en
saygın
temsılcısı
olarak nıtelendırdığım
değerlı gazetenızde ve
gazetenızın çatısı altında
gazetenızın koşe
yazarlanndan Prof Dr
Toktamış Ateş'ın FethuUah
Hoca ıle el ele çekılmış
fotoğrafını esas alarak
başlatılan polemığı buyuk
bır uzuntuyle ızlemekteyım
Bu konuda bu çırkın
polemığe bır son
venlmesıne belkı bır yarar
BÜLENT DtKMEIVER
HABER ÖDÜLÜ YARIŞMASI
Gazetecı Bülent Dıkmener'ın anısını >aşatmak ve Turk gaze
tecılıgıne olan katkılannı manev ı >onden sürdurmeyı sağlamak
amacıyla adına 1980 yılında konulan 'Haber Odulu ' 199*
1996 dönemınde de sördürulmektedır Odul koşullan şovledır
1 - Odüle her Turk gazetecı aday olabılır
2 Adavlık gazetecının kendı va da Odul Komıtesı nın onen
sı ıle gerçekleşır
3-Odule aday gostenlecek haberlerın I Nısan 199s
ıle31 Mart
1996 tanhlen arasında gunluk gazeteler va da surelı yayımlar-
dan bınnde vavımlanmış olması gereklıdır
4- Odule adav olabılmek ıçın mtelıklen 3 maddede belırtılen
haberlenn vavımlandığı gazete \a da surelı yavımlann 1 sayısının 10 Nısan 1996 gunu ak
şamına kadar Bülent Dıkmener Haber Odülu PK 246/lstanbul adresıne taahhutlu olarak ulaş-
tınlması zorunludur
•î Oduller
a) Haber odülu
b) Mansıyon
c) Jun özel odulu
olarak belırlenmıştır
Kazananlara odulu sımgeleyen bırer plaket ıle özel armağanlar venlır
6- Seçıcı Kurul Erhan Akyıldız, Mufit 4laçalı,Yalçın Bayer, Fıkret Dağlıoğlu, Or-
han Crinç,Yalçın Eryalçın, Doğan Katırcıoğlu, Ergin Konuksever,Oktay Kurtböke.Tur-
gay Olcayto, Deniz Som, Vılmaz Tunçkol, Seçkın Türesay ve Llvı Vanardağdan oluş-
mu^tur
ÖDÜL KOMtTESİ
bıraktığı yerden devam ettı
Bınlerce öğrencı yetıştırdı,
sonra emeklı oldu, sonra da
aramızdan sonsuza dek
aynldı Jefi Kamhi'nın
Istanbul'dan mıllervekılı
seçılmesı bana sevgılı
hocamız Hermine
Kalutsyan'ı anımsattı
Kurucu Meclıs'ten sonra
tam 35 yıl gaynmuslımler
Meclıs'te temsıl
edılmemıştı
Gaynmuslımlenn temsıl
edılmedığı bır tstanbul ılı
düşunulebılırmı
9
Kımse
bunu kelle sayısı ıle vb ızah
etmeye kalkışmasın
Yanlışın neresınden
donersek kârdır Şımdı
Kamhı. Kalutsyan'ın
bıraktığı j'erden devam
edecek Ustelık Kamhı,
Meclıs'e atama yoluyla
degıl, seçılerek, sandıktan
çıkarak gırdı Bu açıdan
daha şanslı, daha guçlü Jefi
sağlar umuduyla bır anımı
gazetenız kanalıyla
duyurmayı gorev bıldım
Ataturkçu Duşunce Derneğı
Istanbul Şubesı'ntn
kurucusu ve ılk yonetım
kurulu başkanıyım O
donemde Atatûrkçü
duşunceyı tanıhnak
amacıyla -Dernekler
Kanunu'nun butun
engellemelenne karşm-
değışık etkınlıkJer
duzenhyorduk
Hatırlayabıleceğınız gıbı
yıne o donemde Adnan
Hocacılar ve Bılım
<Vraştırma Vakfı tanhsel bır
takıyye ıle Ataturkçuluğe
(') soyunmuşlardı Bellı,
kalıplaşmış taktıklerle
kamuoyunda laık
Ataturkçu olarak tanınan
onemlı, kılometretaşı
kışılen sankı
kendılenndenmış gosterme
çabasındaydılar ve bu
çabalannda da oldukça
başanlıydılar Dernek
olarak 3 Mart 1991
tanhınde "67.
Yıldöfiumündc Tevhid-i
Tedrisat Kanunu ve Ataturk
Devrimleri" konulu bır
panel duzenlemeyı
planlamıştık Konuşmacılan
bu
a
avak ovununa" kurban
Kamhryı tanımam, sadece
adını gazetelerde, suretını
TV'lenn magazın
programlannda
görmuı>lüğüm var Genç
rşadamlan Demeğı vb gıbı
orgutlenmelerle yakından
uzaktan bır ılışkım yok
Bunlardan hoşlanmadığımı
da soyleyebılınm Jefi
Kamhi'ye başanlı bır
ışadamı olduğu ıçın değıl,
bır Istanbullu olduğu ıçın
yakınlık duyuyorum Çunku
ayırt etmeden lstanbul'un
bütün sakınlennı sevmeyı,
onlara değer vermeyı bana
(stanbullu aıle buyuklenm
oğrettı Sevgılı hocam
Hermine Kalutsyan'ı
mınnetle anarken Sayın Jefi
Kamhi'ye başanlar
dılıvorum
Cüneyt Akalın
Galatasaray
Unıversıtesı
gıdenlerden seçmeyı ve
boylelıkle bu saygıdeğer
kışılenn kamuoyunda
"akJannıalanna" bır nebze
olsun katkıda bulunmayı
yeğledık ve o gune kadar
genellıkle bırebır
dıyaloğumuz olmayan bu
kışılere bu turde yaklaşmayı
planladık
Sayın Ateş e bu çerçeveyle
yaklaştığımızda aldığımız
yanıt o gunler ıçın çok
ılgınçtı. açık ve seçıkti ve
de bugûnku polemığm
anahtannı taşıyordu
"Ben ayak oyıınuna
gelmcdım. Ö toplanny a
gıderken olaya tamamıyla
vâkıffam. Ama beyni
yıkanmış o kişilerden
üçunu. beşını aydınlatabilir,
dolayısıyla bizım saflara
çekebilirsem gorevımi
yapmış olacağıma inanıyor,
bunu amaçbyordum."
Tanıdığım kadanyla Sayın
ve sevgılı Ateş'ın kıtabında
"Dıin dıindür, bugün
bugûndûr" dıye bır slogan
yer almaz Bu slogan olsa
olsa bazı saygın (')
medyacılarımızın hayat
felsefelennde kayıtlıdır
Saygılanmla
Nadir Ergin Telci
PENCERE
Oyunun Kuralı
Bız Turkler yaman adamlanz vesselam1
Kım ne
derse desın, Asya'dan Anadolu'ya sarkıp ılgınç bır
devlet kurduktan sonra Istanbul'u fethederek Avru-
pa'nın gobeğıne uzanmak, uç kıtaya yayılan bır cı-
han ımparatorfuğunu altı yuzyıl surdurmek, değme
babayığıdın harcı değıl'
Fetıh
Fetıh
Fetıh
Turkler fetıhlerle dort yana yayılıp dağıldıkça, obek
obek, benek benek bır coğrafya ortaya çıkmış, şa-
şılası bır atlas oluşmuş
En sonunda çağa ayak uydurup ıster ıstemez pa-
dışahın "Nızam-ı >4/em"ınden vazgeçmışız, Mıllı Mı-
sak sınırlan uzerınde yukselen bır devlet kurmuşuz
Ismet Paşa'nın bızı Ikıncı Dunya Savaşı'na gır-
mekten esırgemesı, tarıhımızın en çarpıcı donum
noktalanndan bırıdır, 1923 Devnmı'nın doğal sonu-
cudur
21 'ıncı yuzyıla 4 kala, Anadolu'da "Yurtta sulh, çı-
handa sulh" dıyen bır halk yaşıyor
•
Hantaya bır goz atan kışı, Anadolu'yu çevreleyen
coğrafyada, Osmanlı'dan kalma beneklen ve obek-
len kolayca gorebılır, Orta Asya'dakı halklarfa kokep,
dıl, kultur, dın yakınlıklan da kımımızde yenıden "cı-
han devletı" kurmak ozlemlerını kışkırtıyor, Amen-
ka'nın "Yenı Dunya Duzenı"yenne Osmanlı'nın "A^-
zam-ı Âlem">nı gundeme getınrsek fena mı olur? „
Balkanlar, Kafkasya, Ortadoğu'ya yonelık her bo-
yutta hısım akraba ılışkılerımız var
Anadolu'da yaşayanlar arasında mılyonlarca kışı-
nın anası, dedesı, atası dışardan goç edıp gelmış, gö-
nuller bugun bıle Mıllı Mısak sınırları dışında kalan
toprakların ozlemlerıyle dolu
Çoğu zaman Balkanlar'da, Kafkasya'da, Ortado-
ğu'da ya da başka bır yerde yaşanan olayları, bız ıç
polıtıka bılıncıyle algılıyoruz, atalardan yadıgâr duy-
gularla tartıyoruz, çağın gerçeklennı goz ardı edebi-
lıyoruz
, *
Oysa çağımızda devletten devlete ılışkıler olağa-
nustu acımasızlık ustune kurulu
Turkıye, Osmanlı'dan arta kalan ya da dın, dıl, kul-
tur yakınlığı bulunan sınır otesıne serpılmış hısım ve
akrabalanyla ılgılenırken "Men dakka dukka" kuralı-
nı unuttuğu gun başını belaya sarabılır
"Men dakka dukka kuralı" ne demek
9
Ankara, bır başka devletın topraklannda yaşayan
hısım ve akrabalanmızla oynamaya başladığı zaman,
Anadolu'ya yonelık bır karşı polıtıkaya yol açmış ola-
caktır Etnık çelışkıler yalnız çevre ulkelerde geçerlı
olmakla sınırlanmıyor kı Anadolu da bır mozaıktır
Sen Çeçenlerle mı oynayacaksın?
Pekı, Rusya ne yapacak?
Ellennı kavuşturup oturacak mı?
•
Turkıye'yı "Adnyatık Denızı'nden Çın Seddı 'ne ka-
dar" uzanan bır bolgede etkın rol oynamaya çağıran
hırslı polıtıkacılar, Anadolu'ya yonelık dış oyunlann
tezgâhlanmasına da yeşıl ışık yakıyorlar Kıtalar ote-
sı bır ımparatorluğun duşsel çekımı ardındayken,
burnumuzun dıbındekı gerçeklerı gormek zorlaşabtr
Oyunun kuralı bu
1
..
Ustelık bır de guzel atasozumuz var Dımyat'a pı-
nnce gıderken evdekı bulgurdan olma
1
Cumhunyet devletı, "Nızam-ı ÂJem"m değıl, MıHı
Mısak'ın mantığı uzennde oturuyor
BOĞAZİÇÎ ÜNİVERSİTESİ
VAKFI - KAMPÜS A.Ş.
MEZUNtYETSONRASISVREKLİ
EĞİTİM SEMİNERLERİ ŞUBAT1996
PROGRAMLARJ
MEŞSESEMİNERLERİAVRUPA
BİRLİĞİ- XIED CAMPUS'UN
DEĞERLİ KA TKILARIYLA
GERÇEKLEŞMEKTEDİR.
* ETKİNİLETİŞİM BECERİLERİ
GEÜŞTtRME
Eğıtımcı Doç Dr Aydan Gulerce
Tanh 2-3 Şubat 1996 (cuma-cumartesı)
* YÖ\ETIMDESİSTEM YAKLAŞ1MI VE
KATILIMLI BlLGtSAYAR OYUNLARI
Eğıtımcı Doç Dr Yaman Barlas
Tanh 9-10 Şubat 19% (cuma - cumartesı)
* MRP II'DENENDÜSTRİYEL YÖNETİM
SİSTEMLERtNE
Eğıtımcıler Prof Dr Gundûz Ulusoy, Doç Dr Gulay
Barbarosoğlu. Doç Dr DavıdPınhas
Tanh 13-14-15 Şubat 1996 (salı - çarşamba -
perşembe) '
* RUS DILİ VE KLJLTÜRÜ
Tanh/Saatler 5 Şubat - 28 Mart 1996, pazartesı,
çarşamba, perşembe 18 00 - 20 00
Kayıtlar 1-2 Şubat 1996, 9 30 - 16 00 Fen Edebıyat
Fakultesı - 501 nolu oda
* YABANCILAR tÇİN TÜRKÇE
Tanh/Saatler 5 Şubat - 23 Mayıs 1996, pazartesı,
çarşamba, perşembe 15 00 - 17 00
Kayıtlar 30-31 Ocak 1996 9 30- 16 00 Fen
Edebıyat Fakultesı - 501 nolu oda
Dahafazla bilgi için: Meltem Karateke
Tel (212)257 89 57-58
Faks (212)257 24 80
Basın 66231
AKDAĞMADENİ
KADASTRO MAHKEMESİ'NDEN
1994/177 Esas
Davacı Orman Işletme Müdurluğu tarafından davalı
Yusuf Zıya Durmaz ıle Hasan Okten adına açılan
kadastro tespıtının ıptalı davasının mahkememızde
yapılan duruşması sırasında venlen ara karan
gereğınce,
Akdağmadenı ılçesı Abdurrahmanlı Köyü'nde
yapılan kadastro çalışmalan sırasında Abdurranmanlı
Köyu Tatarlar (arpalık yolu ustu) mevkıınde 126 ada,
4 ve 6 no'lu parseller adına tespıt gorduğunu, bu ne-
denle yapılan tespıtının ıptalı ıle taşınmazlann orman
adına tescılıne karar venimesını talep etmış, davalılar
Mustafa, Elıfe, Mehmet, Şukruye, Cemıle, Fazlı Ok-
ten adlanna çıkanlan davetıyelenn teblığ edılemedığı
ve açık adreslen de tespıt edılemedığınden dava
dılekçesının Basın Ilan Kurumu Mudurlüğu'nce ıla-
nen teblığıne karar venlmıştır
Davalı 28 3 1996 gunu saat 09 00'da müsadıf bulu-
nan duruşmaya gelmedıklen veya bır vekıl ıle temsıl
edılmedıklen, ıbraz etmek ıstedıklen belgelen ıbraz
etmedıklen takdırde tahkıkat ve yargılamaya yokluk-
lannda bakılarak hukum kurulacağı ılanen teblığ ol-
unur
Basın 65519