25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 19OCAK1996CUM OLAYLAR VE GORUŞLER Suböreği \ferken MELİH CEVDET ANDAY • • teben almak ıçın Kadıkoy O çarşısında dolaşıyordum bın koluma gırdı, baktım, Gani Girgin. - Geçmiş ol- sun, dedı, cuma yazmı yaz- madın ama çarş) pazar do- laşıyorsun1 - Geçıcı bır sıkıntıydı, Dr Oryal Bey'e gıttım, kalbımı dınledı, sağlam buldu ve yûrumemı ıstedı, ben de çarşıya çıktım - Her gûn en az yanm saat dolaşmalı- sın Senseevekapandınsonzamanlarda Dogru değıl bu1 Ganı Gırgın saatıne baktı -On ıkıveçeyrek var. dedı Gelsenın- le şurada bır suboreği yıyelım, sıkıntıya ıyı gelır Boyle dıyerek ben> borekçı dukkânı- nasürukledı Bahaneye guluyordum Içı- nı dokmektı nıyetı. bılmez mıyım' Masaya oturur oturmaz, - Korkuyorum bu adamdan, dedı - Hangı adamdan9 - Refah Partısı Başkanı Erbakan'dan korkuyorum Başbakan olmak ıçın ver- medığı odun yok Baksana, "Kendiprog- nunımızı uygulamayacağız'" dedı once, onunla kalmadı "Koalisyon yapacağı- mız partinin programını da uygıilayabı- liriz'" demeğe dek vardırdı ışı Herkesle anlaşınz dıyor, memleket bızı beklıyor dıyor asgan muştereklerde anlaştık mı ışı yürüturuz dıyor Asgan muşterekler dedığı de ne9 Enflasyonu duşürmek \ e teröru ortadan kaldırnıak Bunun neresı asgan1 Elınde buyulü değnek var sankı, hukumetın başına geçer geçmez ıkısını de çözuverecek Adıl Duzen'den hiç ba- hıs yok - Demek sen Adıl Duzen'den korkmu- yorsun da Ganı Gırgın, - Bana mantık oyunu yapma, dedı Adıl Düzen dıye bır şey yok gerçekte, butun amaç, ıktıdan eie geçınp şenatın yolunu açmak - O kadar kolay mı7 -Nasılolduğunuanlayamayızbıle Pa- zar yenne cuma gunu tatıl olmuş, ne çı- kar derken alışıvereceğız Arap abecesı- nı okullarda zorunlu kıiacaklar Sozunü kestım onun, - Çok çabuk umutsuzluğa duşuyorsun, dedım Ganı Gırgın, - Bunlann tumü demokrası adına ola- cak, dedı Sonra sınırlı smırlı şunlan ekledı Bernard Levtis'ın "Islam'ın Siyasal Soylemi" adlı kıtabım okudun mu' - Okudum, dedım - Dınle oyleyse dedı Klasık Islam'da Batfdakı kılıse devlet aynmı hıç olma- mıştır Hınstıyan dınının kurucusu olan Isa, "Sezar'ın olanlan Sezar'a, Tann'nın olanlanTann'ya>ereIim"demıştı ta baş- ta Demek orada ıkı otorıtenın bırbırın- den ayn varlığı soz konusudur Butun ta- nhı boyunca Hınstı>an dunyasında ıkı otonte olmuştur Bu ıkı otorıtenın avnı safta yer aldığı da, bırbırlenyle uvum ıçınde olduklan da gorulmuştur, bırbır lenyle çatışmağa gırdıklen de, bın bır şeylere nükmederken, otekı de yaşamın bırçok şeylennı hukmu altında tutmuş- tur, bın otekıne kanşma|a kalkışmış, otekı buna karşı çıkmıştır Batılılaşma oncesı fslam'da ıse, hep tek bır otonte ol- muş, bu nedenle de aynlık hıç soz konu- su edılmemıştır Bızım demokrası adına RP'ye şans tanımanın noımal olduğunu duşunen ve soyleyıp yazan Iıberallen- mız ıse bunu gereğınce kavramış değıl- lerdır Bır gazetecı yazanmız geçende TV'lenn bmndekı açık oturumda, "Av- rupa'da da Hıristiyan demokrat partiler var" derken bunun hıç ayırdında olma- dığını ortaya koyuyordu DSP Başkanı Sayın Bülent Ecevit, Refah Partısı Baş- kanı ıle yaptığı olağan koalısyon goruş- mesınden sonra, Refah Partısf nın laık- lığe karşı olduğunu söyledıkten sonra şunlan ekledı sozlenne "Erbakan'a, vatandaşlaruı inançlan doğrultusunda kendi hukuk sistemlerini kurup uygulayabümelerini istiyorsunuz. yuzde 99'u Musluman olan bir ulkede azınlık haklannın Muslumanlar için de uygulanmasını ıstıyorsunuz, dedim, biz bunlan kabui edemeyiz." Bernard Levvıs'e gore ıse, Hınstıyan- lıkta denn koklere sahıp dın ve devlet a\nmı Islam dunyasında gorulmuş şey değıldır, bu yüzden de Arapça'da ve sı- yasal sozcuk dağarcığını bu dılden dev- şırmış otekı dıllerde, dınsel hukumlerce belırlenmış yaşam alanı ve dın dışı alan dınsel ve laık gıbı kavram çıftlen olma- mıştır "Laik" kavramı ılk kez Turkıye Cumhunyetf nde dıle getınlmış ve bu- nun bılıncı uyandınlmıştır, Mûslüman ulkeler arasında demek ıstıyorum Söz- cuğu bırturlu doğru soyleyemeyışımızın nedenı budur Bu dıllerde "kilise"yı karşılayacak ve "ruhani orgut" anlamına gelecek bır kavram yoktur Tapınılan yer ıçın kulla- nılan butun sözcukler(camı, mescıt), bır otonte ya da kurumu anlatmaz Olsa ol- sa "ulema" ve "moflalar" bu anlamda yorumlanabılır Işte laık yargı ve laık otonte kavram- lan Islam'a gore kufürdur, çunku dını hukukun ve bu hukuka gore yetkılenmış kışı ve kurumlann hûkmu dışındakı ya- şam alanlarını gozeten bır anlayış Is- lam'a aykındır, dahası dınsızlıktır Işte burada Erbakan'ın Ecevıt'e söyledı|ı soz butun çıplaklığı ıle ortaya çıkıyor Vatandaşlaruı inançlan doğrultusunda kendı hukuk sistemknm kurup uygula- maözguriuğu. Dıncı partinin kafasından bunuçıkanpatmayaolanakyokfur Şım- dı Erbakan'ın sureklı detnokrasıden soz etmesını boyle yorumlamak gerekır Ben suböreğını bıtırmıştım, onun bo- reğının yansı ıse tabağında duruyordu - Kılısenın yumuşamasında bılımle ınanç arasındakı savaşın buyuk rolu ol- muştur, unutmamak gerekır, dedım Ganı Gırgın, - Elbette dedı, sen bunu yazdın Ama şunu ekJemeyı unuttun Bıhmlen yarat- mak ıle öğretmek arasında büyuk bır ay- nm vardır Bız bılımı yaratmadıgımız ıçın onu dogmalaria yan yana oğretebı- lıyoruz Başka bır deyışle, bunlann ıkı- sını de bilgi sayıyoruz Erbakan, huku- metı kurarsa, halkın ınançları doğrultu- sunda kendı dınsel hukukunu kurması anlamında demokrasıye hız verecek ve dogmalann oğretımı anlamında bilgi eğı- tımını guçlendırecektır Bundan kımse- nın kuşkusu olmasın Ganı Gırgın rahatlamıştı - Kalkalım mı9 dedı - Kalkalım, ama senm boreğın yanm kaldı, dedım Ganı Gırgın, - Soğudu. dedı, yemesem daha ıyı Kalktık ARADABtR RECEP BİLGİNER Önce Uderler Aklanmab Şaırın "Kuşlar her bahar soyler bu yalanı" dedığı gıbı, polıtıkacılar da bu seçımde, yıne yalan soyledı- ler Gurultulu, kavgalı suçlamalar arasında, seçmen dedığımız haik, yıne gerçeklerı oğrenemedı Medya dedığımız kapsamlı basm da kendını bu akıntıya kap- tırdığı ıçın onemlı sorunlarda halkı aydınlatmadı Ya- nı yalana alet otdu Dahası, yenı yenı hedıye kupon- ları yayımlamakla halkın ılgısını bu yone çektı 1946'dan bu yana gırdığımız çok partılı demokra- tık yaşamda, hep soylendı bu yalanlar Ellı yıldır kaç seçım yapıldı? Seçımde soylenenlenn çoğunun ya- lan olduğu, aldatmaca olduğu, daha seçımın ertesı gunu hemen anlaşıldı, ama seçmen akıllanmadı Halkımız aldanmayı, aldatılmayı sevıyor Dahası, yapılan vaatlen çabuk unutuyor Bır yandan temız toplum ıstıyor, temız sıyaset ıstıyor, hak ıstıyor, ada- let ıstıyor, durust yonetım ıstıyor Ama bunun gerek- lennın yenne getırılmesı ıçın kılını oynatmıyor Pekı te- mız toplumu nasıl yaratacağız? Kırîenen sıyasetı, çu- ruyen yonetım duzenını rasıl temızleyecegız? Yenılenen seçımle bırlıkte kırlenmenın onunu tıka- mak ıstıyorsak, temızlığe partı lıderierınden başlama- lıyız Kımın ne kadar servetı var? Ne zaman, nasıl edınmış bu servetı' HelaJınden mı, haram m ı ' Vergısını vermış mı devlete? Bırkaç yıldır toplumda yaygınlaşan, çoğu da be- nımsenen ıddıalar doğru mu? Seçım propagandala- n sırasında, bu ıddıalar ısımlendırılerek gazetelere, televızyon ekranlanna kadar yansıdı Bunlar doğru mu? Yoksa ıftıra mı? Bu ıddıalar tarafsız ve uzman kurullarca ıncelenıp sonuçlanmadan adları geçen partı lıderferı, kurulacak hukumette gorev almamalı Ne başbakan olarak, ne de bakan olarak Yanı bu ıncelemeler sonuçlanmadan, herhangı bırının huku- mette gorev almaları, oncelıkle onların kışılıklerıne golge duşurur Aklansalar bıle ınandırıcı olmaz Seçım sonrası oluşan Buyuk Mıllet Meclısı, oluş- turulacak hukumet, yasama ve yurutme (ıcra) gorev- lenne temız sayfa açarak başlamak zorundadır Yok- sa mılletın temız toplum, temız yonetım beklentılen suya duşer Bu ılk adımın arkasından, mılletvekıllığı dokunul- mazlığı da demokratık ulkelerdekı gıbı yenıden dü- zenlenmelıdır Partı lıderfen, televızyonlarda, bunu yapacaklanna soz verdıler, ama polıtıka bu, en azın- dan verdıklen sözu unutabılırler Sıyasetın, buna bağlı olarak sosyal ve ekonomık hayatın, bundan sonra da kırienmış olarak devam et- mesının onlenebılmesı buna bağlıdır Her alandakı kıriılığın onlenmesı ıçın gerekenler yapılmazsa, bun- dan sonra kırlılık daha da çok artacak, demokrasımı- ze yazık olacaktır Temız toplum onlemlen, ılk adımda alınırsa halkı- mız rahat eder Demokrasımız ıyı ışler Meclıs daha ıyı, daha ozgur çalışır Lıder kurtarmak ıçın emır ku- lu durumuna duşmez Kendısı de "yasalar bana da ışler" dıye dıkkatlı davranır "Nasıl olsa ben lıdenmı koruyorum, lıdenm de benı /con;r"havasını bırakır Parlamento çalışmalan dışında yasalara saygılı olmak korkusuna kapılır Seçım oncesı partısınden lıste dışı bırakılan bır mıl- letvekılı, televızyon kamerası karşısında şoyle yakı- nıyordu "Başbakanımın ve genel başkanımın her dedığını yaptım, verdığı her görevı gozu kapalı olarak sada- katle yenne getırdım Lıste dışı bırakılmaktakı su- çum ne?" Bu sorunun yanıtı, mılletvekılının kendı sozlerınde- dır O da mılletvekıllığını ulusa hızmet yerı değıl, lıde- re hızmet yerı olarak gormesıdtr Seçım sırasında lyıce ortaya çıkan başka bır ılgınç durum da her alandakı kırienmenın, bır kısım med- yanın tutumudur Bu bır kısım medya, kımı lıderlere karşı aşın dalka- vukluk yapmaktadır Kımı lıderlere ıse aşın kın ve nef- ret duygularıyla doluduıiar Bu nedenle gazetecılık mesleğıne ıhanet edıyorlar Bu tutumlannın bır bedel karşılığı ya da başka bır çıkar karşılığı kuşkusunu uyandırdığının ya farkında değıller, ya da karşılığı ken- dılennı doyurduğu ıçın aldırmazlık zırhına burunmuş- lerdır Umarım ve dılerım llerde bır araştırmacı, Ikıncı Dunya Savaşı sonunda bır Fransız gazetecının "Fran- sa 'da Basm Rezaletlen" adlı kıtabını yazdığı gıbı "Tur- kıye'de Basm Rezaletlen" dıye ılgınç bır araştırma kıtabı yayımlamak zorunda kalmaz MIS gibi TEMIZLIK için Holding, banka, hastane, fabrika ve işyeri... temizliğinde, temiz hizmet, bizim işimiz. MIS Misfe* Temızlık Sanayii ve Tic Ltd Şli. >Bak Tel (0 212)52710 77 527 47 25 512 3S30 Fax (0 212)513 53 97 Yeni SİT Kararlan Üzerine Prof. Dr. METE TAPAN Bursa Koruma Kurulu Uyesı K onımak kavramının altında ne- gerçekleşır Bu yaşam tarzının en onemlı oğesi, lenn vattığını vazık kı doğrudan ılgılenen bıreyler uzmanlar bı- lım adamlan kamuoyuna yete- nnce anlatamadılar L/lke nufu- sunun bu> uk bır bolumu neden, kımın ıçın va da neyı korumak ıstedığımızı bılmı- yor Bılmemekte de haklı Avnca. yakından ya da uzaktan ılgılı olan bırçok bırey ya da meslek ada- mı da kendı aralannda bu konuda duşunce bırlığı ıçınde (hemfıkır) değıl ve dolayısıyla da bır uyuş- ma oluşturamadılar Durumun bu kerteve gelmesının başlıca neden- lennden bın, devletın koruma konıısmida cıddı bır polıtıkasının bulunmamasıdır TC Kultur Bakan- lığı nın bugune değın koruma konusunda tek ba- şınaçabagostermesı buna karşıtbırdızı başka ba- kanlıgın koruma polıtıkalannın oluşumunda su- reklı bır bıçımde engeileyıcı tavır ortaya koymala- n koruma poihikalannın gdişmemesine neden ol- muştur Devlet ormanlannın yapılaşmaya açılma- lanna yol açan kıralama ya da tahsıs ışlemlen ya da maden çıkarma uğruna doğanın tahnp edılme- sı fetvalannın venlmesı, öbur bakanlıklann koru- ma konusundakı bırkaç engelleyıeı tavırlanyla ıl- gılı omeklerdır Ormanlann yok olmasına neden olan bu tur kararlann ya da ışlemlenn yanında, devlet elıyle gerçekleştınlen ve çevrenın çırkın- leşmesıne, saglıksız duruma gelmesınde buyuk katkısı olan birdızı vatınm, omeğın Yatağan Ter- mık Santralı gıbı, korumacılığın onemının ne den- lı genye atıldığının en somut kanıtıdır "Koruma" kavramı, bu tur vatınm kararlan alanlar ıçın bır öcu ve bu olumsuz kararlann ıpta- lı ıçın çalışanlar da yıne bu kışıler ıçın vatan haını- dır "Koruma rHİind" koruyarak gelıştığı gıbı, ay- nca bır kultur sorunudur Günumuzun sosyal srruk- turu bırevın bır toplumsal örgutlenme ıçınde ya- şamasını zorunlu kılmaktadır Dolayısıyla, kultu- rumüzün bıçımlenmesı de bu yaşama tarzına gore bıreyın bırbınne olan saygısıdır Ikı yıl önce Park Otel ınşaatının durdurulmasının ve bellı bır yük- seklığe kadar yıkılmasının temel gerekçelennden bın de kent olçegıne uymayan böyle bır bınayı kul- lanacak bıreylenn, çevredekı kullanıcılann gune- şını çalmasıydı Başka bır deyışle, eğer Park Otel canavan ınşa edılıp ışletmeye açılsaydı çevre sa- kınlennın yaşam standartlan. otelı kullanacak olan bıreyler tarafından aşağıya çekılecektı Bıreylenn karşılıklı saygısına dayanan kentleş- me ve İcentlıleşme olgulannı korumacılığın temel ılkelenndendesoyuiiamakolanaklı değıldır Bu ıl- kelenn başında bıreyın ya da toplumun kultur bı- nkımıne sahıp çıkılması gelır Çeşıtlı kültürel mı- rasa sahıp bıreylenn kentleşme surecınde bır ara- ya gelmesı ne denlı doğalsa bu bıreyienn bırbırle- nnın kulturlenne saygılı olmalan da o kadar ge- reklıdır Bıreyın ya da toplumun farklı kultur bın- kımlenne saygılı olması, yıne onlann yenı kultur bıreşımlennı (sentezlennı) yaratmalanna neden olur Aynca bır toplum, geçmıştekı kultur biriid- mını bÛinçli olarak özümserse daha doğru, daha sağlıklı bir çevre yaraür. Işte bu duşünceler ışığın- da "konıma" bılıncının topluma venlmesı zorun- lu bır devlet görevidir. Aynca devletçe benımsen- mesı gereklı koruma polıtıkasının özunü oluşturan bu duşuncelenn yaşama geçınlmesı ıçın de yıne dev let gereklı ekonomık ve yonetımsel onlemlen almak zorundadır Korumacılığın bır bedelı vardır Bu bedel, toplumun maddı ve manevı değerlennın yuceltilmesı ıçınödenır Dolayısıyla dev let, bube- delı tek bır vatandaşa yukletemez Devletm vatan- daşından bu anlamda bır ozvenyı bekiemeye hak- kı voktur Nasıl toplum yaranna bırkamuiaştırma- da devlet gereklı finansmanı sağlıyorsa yıne dev- let eskı bır esenn korunmasıyla ılgılı bır bedelm de fmansmanına kaynak bulmahdır Yukanda sozünü ettığım bıreylerarası saygınm önemını yansıtan başka bırörneİc de özellıkle ken- tımızdekı su havzalan ve orman alanlanyla ılgılı kaçak yapılaşmalar ve bu yapılaşmalara engel ol- mak ıçın alınan SlT kararlandır Su havzasındakı kaçak yapılaşmaJarla su kaynaklanm kırleten, hav- zanın dengesını bozan bıreylenn kentı paylaşan öbûr bıreylere saygılı olduklannı soyleyebılır mı- yız9 Ya da kentın akcığen olan ormanlan yıne ya- pılarlayok edenlenn başkalanna saygılan olduğu ıddıa edılebılır mı' Herhalde, hayır1 Ancak, gelış- meler buvuk bır hızla su havzalannın ve orman alanlannın yakın bır zamanda yok olacağının ışa- retını vermektedır Şımdı de bu alanlardakı yapı- laşmalan denetım altına almak, bazı bölgelerde yapılaşmaya ızın vermemek amacıyla koruma ku- ntllan çeşıtlı bölgelerde SİT kararlan almaktadır Bu kararlar bazı çevrelerce olumlu, bazı çevreler- ce de olumsuz değerlendınlmektedır Bu değerlen- dırmelenn nesnel ya da öznel (objekrıf ya da sub- jeknf) yanlan olabılır, ancak son aylarda "koruma olgusu" bu kararlarla ülkemızde, kentımızde onemlı bır yer aldı Hele SlT ılan edılen bölgeler- de yatınm yapmış ya da kaçak yapısı olanlar, ge- lışmelen dıkkatle ızlıyorlar ve koruma yasalannı, koruma kurallannın yetkılennı tartışıyorlar Yerel yönetımler de bu SİT karanyla ımar yetkılenmn bırbölümünun ellennden alındığını duşunuvorlar Bu SİT kararlannın koruma konusunda bugu ne değın oluşmayan 'devlet pobükalan'nın oluşma- sına yardımcı olacağı umudunda\ ım 'Kvnca dev- let ve birey bır arada 'gerçekçı koruma poJitikala- n'nın uretılmesınde ışbırlığı yapmak zorunda ol- duğu duşuDcesındeyım. SİT kararlanyla bırçok bı- rey ya da kurum devlet adına alınan bu kararlan yenıden değerlendırmek amacıyla yıne devlete başvuracaktır Kuşkusuz boyle bır olgu da dev le- tın koruma polıtıkasının kısa bır surede somutlaş- masma firsat verecektır Koruma'nın salt bıreyle- nn ozvensıvle gerçekleşemeveceğını bugune dek görduk Yenı oluşacak devlet koruma politikasıy- la daha ıyı koruma olanaklan ortaya çıkmasını dıler ve bız kurul uyelen de zamanımızın, ça- balanmızın boşa gıtmedığını göruruz Kalutsyan'dan Kamhi'ye... 1KT "TW^ ermıne • • KaJutsyan • — • 1960'ta H H Ermenı _^L. -JBL. cemaatı temsılcısı olarak kurucu Meclıs'e seçıldığınde Galatasarav Lısesı'nın kıdemlı matematık oğretmenıydı Tatlı-sert bır kışılığe sahıptı Madam Kalutsyan, kondorlan sert adımlarla geçer, hızla sınıfa dalar ve başlardı derse Kırk yılın başında yuzu gulerdı o da parlak bır öğrencı zor bır problemı çözduğü zaman Dısıplını elden bırakmazdı Matematığı âdeta ınsanın beynıne nakşeder, o soyut ışaretlerden çok anlamlı, çok somut mesajlar çıkamrdı Asık suratlı "Hermine" (oğrencılen kendısıne bu adı takmıştı) sayıian konuştururdu Sozün kısası Madam Kalutsvan sevılen sayıian bır oğretmendı, okulun temel dıreklennden bın sayılırdı Kumcu Meclıs'ı atayan Mıllı Bırlık Komıtesı'nın Ermenı cemaatını temsılen neden Madam Kalutsyan'ı seçtığını, bır lıse-1 ogrencısı olarak o gun bılemezdım, bugün de bılmıyorum Sadece şunu hıç unutmuyorum Üç arkadaş "Hermine"yı uğurlamak uzere Haydarpaşa'ya gıtmıştık Tabıı kı esas amacımız okulu kırmaktı tzın ıstemek uzere makamına çıktığımız müdürumuz rahmetlı Ali Teoman,bıze bır de teşekkur etmış "Iyi düşunmuşsunuz. benden de selam gotunın" demıştı 1960 yılının guzel guneşlı bır sonbahar gûnüydü Bugun gıbı anımsıyorum Toprağı bol olsun. "Hermine", uç oğrencısını Gar'da karşısında görunce once şaşırdı, sonra çabucak kendını toparladı, bunun bır okulu kırma numansı olduğunu anladı, ama yüzümûze vurmadı, dahası, bızJere sıcak bıçımde veda ettı Tren Ankara'ya doğru hareket ettığmde yan belıne kadar pencereden sarkmış bır halde getırdığımız çıçeğı vagonun penceresınden bıze sallıyordu Ermenı cemaatınden kımse uğurlamaya gelmemıştı Bunun da nedenını bılemıyorum Sadece bız uç öğrencısı vardık Haydarpaşa da kendısını yolcu eden. Hermine Kalutsvan bır vıl Kumcu Meclıs te gorev yaptı 1961 sonbahannda yanı Kurucu Meclıs tekı gorevı sona ennce yenıden Istanbul'a döndu. matematık derslenne Yarar Sağlar Umuduyla... A taturkçuluğun Turk basınında en saygın temsılcısı olarak nıtelendırdığım değerlı gazetenızde ve gazetenızın çatısı altında gazetenızın koşe yazarlanndan Prof Dr Toktamış Ateş'ın FethuUah Hoca ıle el ele çekılmış fotoğrafını esas alarak başlatılan polemığı buyuk bır uzuntuyle ızlemekteyım Bu konuda bu çırkın polemığe bır son venlmesıne belkı bır yarar BÜLENT DtKMEIVER HABER ÖDÜLÜ YARIŞMASI Gazetecı Bülent Dıkmener'ın anısını >aşatmak ve Turk gaze tecılıgıne olan katkılannı manev ı >onden sürdurmeyı sağlamak amacıyla adına 1980 yılında konulan 'Haber Odulu ' 199* 1996 dönemınde de sördürulmektedır Odul koşullan şovledır 1 - Odüle her Turk gazetecı aday olabılır 2 Adavlık gazetecının kendı va da Odul Komıtesı nın onen sı ıle gerçekleşır 3-Odule aday gostenlecek haberlerın I Nısan 199s ıle31 Mart 1996 tanhlen arasında gunluk gazeteler va da surelı yayımlar- dan bınnde vavımlanmış olması gereklıdır 4- Odule adav olabılmek ıçın mtelıklen 3 maddede belırtılen haberlenn vavımlandığı gazete \a da surelı yavımlann 1 sayısının 10 Nısan 1996 gunu ak şamına kadar Bülent Dıkmener Haber Odülu PK 246/lstanbul adresıne taahhutlu olarak ulaş- tınlması zorunludur •î Oduller a) Haber odülu b) Mansıyon c) Jun özel odulu olarak belırlenmıştır Kazananlara odulu sımgeleyen bırer plaket ıle özel armağanlar venlır 6- Seçıcı Kurul Erhan Akyıldız, Mufit 4laçalı,Yalçın Bayer, Fıkret Dağlıoğlu, Or- han Crinç,Yalçın Eryalçın, Doğan Katırcıoğlu, Ergin Konuksever,Oktay Kurtböke.Tur- gay Olcayto, Deniz Som, Vılmaz Tunçkol, Seçkın Türesay ve Llvı Vanardağdan oluş- mu^tur ÖDÜL KOMtTESİ bıraktığı yerden devam ettı Bınlerce öğrencı yetıştırdı, sonra emeklı oldu, sonra da aramızdan sonsuza dek aynldı Jefi Kamhi'nın Istanbul'dan mıllervekılı seçılmesı bana sevgılı hocamız Hermine Kalutsyan'ı anımsattı Kurucu Meclıs'ten sonra tam 35 yıl gaynmuslımler Meclıs'te temsıl edılmemıştı Gaynmuslımlenn temsıl edılmedığı bır tstanbul ılı düşunulebılırmı 9 Kımse bunu kelle sayısı ıle vb ızah etmeye kalkışmasın Yanlışın neresınden donersek kârdır Şımdı Kamhı. Kalutsyan'ın bıraktığı j'erden devam edecek Ustelık Kamhı, Meclıs'e atama yoluyla degıl, seçılerek, sandıktan çıkarak gırdı Bu açıdan daha şanslı, daha guçlü Jefi sağlar umuduyla bır anımı gazetenız kanalıyla duyurmayı gorev bıldım Ataturkçu Duşunce Derneğı Istanbul Şubesı'ntn kurucusu ve ılk yonetım kurulu başkanıyım O donemde Atatûrkçü duşunceyı tanıhnak amacıyla -Dernekler Kanunu'nun butun engellemelenne karşm- değışık etkınlıkJer duzenhyorduk Hatırlayabıleceğınız gıbı yıne o donemde Adnan Hocacılar ve Bılım <Vraştırma Vakfı tanhsel bır takıyye ıle Ataturkçuluğe (') soyunmuşlardı Bellı, kalıplaşmış taktıklerle kamuoyunda laık Ataturkçu olarak tanınan onemlı, kılometretaşı kışılen sankı kendılenndenmış gosterme çabasındaydılar ve bu çabalannda da oldukça başanlıydılar Dernek olarak 3 Mart 1991 tanhınde "67. Yıldöfiumündc Tevhid-i Tedrisat Kanunu ve Ataturk Devrimleri" konulu bır panel duzenlemeyı planlamıştık Konuşmacılan bu a avak ovununa" kurban Kamhryı tanımam, sadece adını gazetelerde, suretını TV'lenn magazın programlannda görmuı>lüğüm var Genç rşadamlan Demeğı vb gıbı orgutlenmelerle yakından uzaktan bır ılışkım yok Bunlardan hoşlanmadığımı da soyleyebılınm Jefi Kamhi'ye başanlı bır ışadamı olduğu ıçın değıl, bır Istanbullu olduğu ıçın yakınlık duyuyorum Çunku ayırt etmeden lstanbul'un bütün sakınlennı sevmeyı, onlara değer vermeyı bana (stanbullu aıle buyuklenm oğrettı Sevgılı hocam Hermine Kalutsyan'ı mınnetle anarken Sayın Jefi Kamhi'ye başanlar dılıvorum Cüneyt Akalın Galatasaray Unıversıtesı gıdenlerden seçmeyı ve boylelıkle bu saygıdeğer kışılenn kamuoyunda "akJannıalanna" bır nebze olsun katkıda bulunmayı yeğledık ve o gune kadar genellıkle bırebır dıyaloğumuz olmayan bu kışılere bu turde yaklaşmayı planladık Sayın Ateş e bu çerçeveyle yaklaştığımızda aldığımız yanıt o gunler ıçın çok ılgınçtı. açık ve seçıkti ve de bugûnku polemığm anahtannı taşıyordu "Ben ayak oyıınuna gelmcdım. Ö toplanny a gıderken olaya tamamıyla vâkıffam. Ama beyni yıkanmış o kişilerden üçunu. beşını aydınlatabilir, dolayısıyla bizım saflara çekebilirsem gorevımi yapmış olacağıma inanıyor, bunu amaçbyordum." Tanıdığım kadanyla Sayın ve sevgılı Ateş'ın kıtabında "Dıin dıindür, bugün bugûndûr" dıye bır slogan yer almaz Bu slogan olsa olsa bazı saygın (') medyacılarımızın hayat felsefelennde kayıtlıdır Saygılanmla Nadir Ergin Telci PENCERE Oyunun Kuralı Bız Turkler yaman adamlanz vesselam1 Kım ne derse desın, Asya'dan Anadolu'ya sarkıp ılgınç bır devlet kurduktan sonra Istanbul'u fethederek Avru- pa'nın gobeğıne uzanmak, uç kıtaya yayılan bır cı- han ımparatorfuğunu altı yuzyıl surdurmek, değme babayığıdın harcı değıl' Fetıh Fetıh Fetıh Turkler fetıhlerle dort yana yayılıp dağıldıkça, obek obek, benek benek bır coğrafya ortaya çıkmış, şa- şılası bır atlas oluşmuş En sonunda çağa ayak uydurup ıster ıstemez pa- dışahın "Nızam-ı >4/em"ınden vazgeçmışız, Mıllı Mı- sak sınırlan uzerınde yukselen bır devlet kurmuşuz Ismet Paşa'nın bızı Ikıncı Dunya Savaşı'na gır- mekten esırgemesı, tarıhımızın en çarpıcı donum noktalanndan bırıdır, 1923 Devnmı'nın doğal sonu- cudur 21 'ıncı yuzyıla 4 kala, Anadolu'da "Yurtta sulh, çı- handa sulh" dıyen bır halk yaşıyor • Hantaya bır goz atan kışı, Anadolu'yu çevreleyen coğrafyada, Osmanlı'dan kalma beneklen ve obek- len kolayca gorebılır, Orta Asya'dakı halklarfa kokep, dıl, kultur, dın yakınlıklan da kımımızde yenıden "cı- han devletı" kurmak ozlemlerını kışkırtıyor, Amen- ka'nın "Yenı Dunya Duzenı"yenne Osmanlı'nın "A^- zam-ı Âlem">nı gundeme getınrsek fena mı olur? „ Balkanlar, Kafkasya, Ortadoğu'ya yonelık her bo- yutta hısım akraba ılışkılerımız var Anadolu'da yaşayanlar arasında mılyonlarca kışı- nın anası, dedesı, atası dışardan goç edıp gelmış, gö- nuller bugun bıle Mıllı Mısak sınırları dışında kalan toprakların ozlemlerıyle dolu Çoğu zaman Balkanlar'da, Kafkasya'da, Ortado- ğu'da ya da başka bır yerde yaşanan olayları, bız ıç polıtıka bılıncıyle algılıyoruz, atalardan yadıgâr duy- gularla tartıyoruz, çağın gerçeklennı goz ardı edebi- lıyoruz , * Oysa çağımızda devletten devlete ılışkıler olağa- nustu acımasızlık ustune kurulu Turkıye, Osmanlı'dan arta kalan ya da dın, dıl, kul- tur yakınlığı bulunan sınır otesıne serpılmış hısım ve akrabalanyla ılgılenırken "Men dakka dukka" kuralı- nı unuttuğu gun başını belaya sarabılır "Men dakka dukka kuralı" ne demek 9 Ankara, bır başka devletın topraklannda yaşayan hısım ve akrabalanmızla oynamaya başladığı zaman, Anadolu'ya yonelık bır karşı polıtıkaya yol açmış ola- caktır Etnık çelışkıler yalnız çevre ulkelerde geçerlı olmakla sınırlanmıyor kı Anadolu da bır mozaıktır Sen Çeçenlerle mı oynayacaksın? Pekı, Rusya ne yapacak? Ellennı kavuşturup oturacak mı? • Turkıye'yı "Adnyatık Denızı'nden Çın Seddı 'ne ka- dar" uzanan bır bolgede etkın rol oynamaya çağıran hırslı polıtıkacılar, Anadolu'ya yonelık dış oyunlann tezgâhlanmasına da yeşıl ışık yakıyorlar Kıtalar ote- sı bır ımparatorluğun duşsel çekımı ardındayken, burnumuzun dıbındekı gerçeklerı gormek zorlaşabtr Oyunun kuralı bu 1 .. Ustelık bır de guzel atasozumuz var Dımyat'a pı- nnce gıderken evdekı bulgurdan olma 1 Cumhunyet devletı, "Nızam-ı ÂJem"m değıl, MıHı Mısak'ın mantığı uzennde oturuyor BOĞAZİÇÎ ÜNİVERSİTESİ VAKFI - KAMPÜS A.Ş. MEZUNtYETSONRASISVREKLİ EĞİTİM SEMİNERLERİ ŞUBAT1996 PROGRAMLARJ MEŞSESEMİNERLERİAVRUPA BİRLİĞİ- XIED CAMPUS'UN DEĞERLİ KA TKILARIYLA GERÇEKLEŞMEKTEDİR. * ETKİNİLETİŞİM BECERİLERİ GEÜŞTtRME Eğıtımcı Doç Dr Aydan Gulerce Tanh 2-3 Şubat 1996 (cuma-cumartesı) * YÖ\ETIMDESİSTEM YAKLAŞ1MI VE KATILIMLI BlLGtSAYAR OYUNLARI Eğıtımcı Doç Dr Yaman Barlas Tanh 9-10 Şubat 19% (cuma - cumartesı) * MRP II'DENENDÜSTRİYEL YÖNETİM SİSTEMLERtNE Eğıtımcıler Prof Dr Gundûz Ulusoy, Doç Dr Gulay Barbarosoğlu. Doç Dr DavıdPınhas Tanh 13-14-15 Şubat 1996 (salı - çarşamba - perşembe) ' * RUS DILİ VE KLJLTÜRÜ Tanh/Saatler 5 Şubat - 28 Mart 1996, pazartesı, çarşamba, perşembe 18 00 - 20 00 Kayıtlar 1-2 Şubat 1996, 9 30 - 16 00 Fen Edebıyat Fakultesı - 501 nolu oda * YABANCILAR tÇİN TÜRKÇE Tanh/Saatler 5 Şubat - 23 Mayıs 1996, pazartesı, çarşamba, perşembe 15 00 - 17 00 Kayıtlar 30-31 Ocak 1996 9 30- 16 00 Fen Edebıyat Fakultesı - 501 nolu oda Dahafazla bilgi için: Meltem Karateke Tel (212)257 89 57-58 Faks (212)257 24 80 Basın 66231 AKDAĞMADENİ KADASTRO MAHKEMESİ'NDEN 1994/177 Esas Davacı Orman Işletme Müdurluğu tarafından davalı Yusuf Zıya Durmaz ıle Hasan Okten adına açılan kadastro tespıtının ıptalı davasının mahkememızde yapılan duruşması sırasında venlen ara karan gereğınce, Akdağmadenı ılçesı Abdurrahmanlı Köyü'nde yapılan kadastro çalışmalan sırasında Abdurranmanlı Köyu Tatarlar (arpalık yolu ustu) mevkıınde 126 ada, 4 ve 6 no'lu parseller adına tespıt gorduğunu, bu ne- denle yapılan tespıtının ıptalı ıle taşınmazlann orman adına tescılıne karar venimesını talep etmış, davalılar Mustafa, Elıfe, Mehmet, Şukruye, Cemıle, Fazlı Ok- ten adlanna çıkanlan davetıyelenn teblığ edılemedığı ve açık adreslen de tespıt edılemedığınden dava dılekçesının Basın Ilan Kurumu Mudurlüğu'nce ıla- nen teblığıne karar venlmıştır Davalı 28 3 1996 gunu saat 09 00'da müsadıf bulu- nan duruşmaya gelmedıklen veya bır vekıl ıle temsıl edılmedıklen, ıbraz etmek ıstedıklen belgelen ıbraz etmedıklen takdırde tahkıkat ve yargılamaya yokluk- lannda bakılarak hukum kurulacağı ılanen teblığ ol- unur Basın 65519
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle