Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 8EYLUL1995CUMA
OLAYLAR VE GORUŞLER
Düşsel Söyleşi III
MELİH CEVDET ANDAY
O - Nerde kalmıştık0
Ben - "İlerleme olmuyor mu hiç?" dı-
ve sormuştum
O - Buldum şımdı Ama sen hep benı
konuşturu> orsun bana soru sormakla
yetınıyorsun Bugun de sen başla baka-
lım
Ben - Benım bılgım yetersızdır, onun
ıçın sorup oğrenmeğe çabalı>orum
"Uerteme\armı,>okınu'" konusunage-
lınce. çok karmaşık bır konu bu bakışa
gore değışır Kımının hıç kuşkusu vok
ılerledığımızden Bugunku toplumu ıl-
kel toplumla karşılaştırınca ya da kole-
cılık duzenının ortadan kalktığını duşu-
nunce ınsanlığın ılerledığıne ınanmak
gerekıvor
0-Anlı>orum tersı de duşunulebılır
demek ıstıyorsun Duşunulebılır elbette
haklısın Oyleyse bız konuyu çozmeye-
ğe kalkmayalım orasından burasından
kurcalayalım
Ben - Elımizden başka ne gelır kı'
Prof SenerTanilli "V uzyılların Mirası"
adlı yapıtında bu konu>u vıllardır ınce-
lıyor Şımdı beşıncı cılt hazırlanmış du-
rumda
O - Ivı bır ornek verdın Bılgıçlerdır
her konuyu kestırmeden çozmeğe kal-
kanlar Bır A\ rupalı duşunur, "Marksiz-
mi kavramak için dört beş >ıl öğrenim
gönnekgereldr'"dıyeyazmıştı Bılgıçıse
"altyapı-ust>apı">ı oğrendı mı uzman
sayar kendtnı Geçen gun Sayın Tanıllı
ıle bır teleton goruşmesı yaptık, soz sı-
rası geldı de, ustat. geçen vuzyıl Rus-
>a"sındakı duşunsel ılerlemeden açtı,
hayranlığını belırttı
Ben - Kımı de duşunsel ılerlemeyı bır
vana bırakıp, yaşanun kolaylaştığından.
teknıksel buluşların getırdığı rahatlıktan
bozetmekle ılerlemenın gerçek olduğu-
nu kanıtlamaya kalkıyor lkısını bırbı-
nnden ayn olarak ele almak doğru mu9
Şo> le de sorabılınz tkısı arasında koşut-
luk \armıdıro
O- \h dostum, gene bana bıraktın ya-
nıtlama gorevını Senın başta sozunu
ettığın ılkel toplumdan ve koleulık du-
zenınden gırelım konuya "İlkel toplum"
kımılennın sandığı gıbı 30-40 bın yıl
oncekı toplum degıldır, bugun varolan,
totemlen ıle, tabulan ıle yaşayan ınsan-
lann toplumudur Bu ınsanlar neden de-
ğışmedıler0
Kuşkusuz. uretım araçlan-
nı gelıştıremedıklerı ıçın A.kılları mı
yetmedı buna1
Once şunu soyleyeyım,
ılkel toplum ınsanını ilkel saymak. hem
yanlış. hem ayıptır Onlar doğa>ı (hay-
\anlan. bıtkılen) bızden çok daha ı> ı bı-
lırler -\hlak anlayışlan bızımkmden da-
ha sağlamdır Yaşamın tadını da bızden
daha ıyı çıkarırlar Demek ıstıyorum kı
konfor mutlu olmanın baş koşulu değıl-
dır Nereye gelmek ıstedığımı anladın
sanınm "llerieme"den ınsanların mut-
luluğavarmalannıanlıyorsak uvgartop-
lumlann boy le bır başarıya erdıklerı ko-
lay kolay soylenemez
Ben - Pekı, ılkel toplumu uygar toplu-
ma >eğler misin'7
O-Hayır bız yaşam savaşımızın acı-
lıklan ıle. sefaletımızle umutsuzluklan-
mız ve mutiuzluklanmızla bu toplum
ıçınde yaşamak zorunday ız Ama ızle-
dığımız araştırma yolunu yıtırmeyelım.
demek ıpın ucunu kaçırmayalım Ne dı-
yorduk9
Ilkel toplumdan bu >ana ınsan
>aşamınınkoşullanbu>ukolçudedeğış-
mıştır Bu değışme (dıkkat et artık iler-
leniesozcuğunukullanmıyorum bunun
nedenınıaz sonra soyleyeceğım) duşun-
cede \ e uretımde gosterdığımız \ aratıcı-
lığın sonucudur Ama tarıhın hep ılen\e
gıttığıne ınanmak gene de bır konnanç-
tır. tanrı ınancına benzıyor Tarıhı yapan
ınsansa. ona (tarıhe) saltık bırguç yakış-
tırmak, onu bızı efendımız durumuna
soknıak doğru olur mu'
Ben- Ama tanh boyunca gerçekleştı-
nlmış olan bu değışımlen "•ilerieme"
saymamanı anlayamıyorum Insanlık
>azıdan once ıkı buyuk devnm >aşadı
Tarımın bulunuşu \e hay\anların evcıl-
le>tınlmesı Ilerleme değıl mıdır bu1
O - Ben de anlayamıyorum Sanınm
"ilerleme" kavramı uzerınde ortak bır
yorumumuz olmamasından kavnaklanı-
\or bu Ben gızemlı olandan kaçınmak
ıstenm hep
Ben - Yaratıcılık da gızemlı değıl mı0
O - Çok doğru soyledın En gızemlı
olan yaratıcılıktırdostum Ama onu >a-
rarcılıkla karıştırmamalı Bak Çınlıler
lsa"dan once ıkıncı vuzvılda barutu bul-
dular, ama onu eğlence toreniennde ha-
va fışeğı yapmakta kullandılar. savaşta
değıl Sence ha\a fışeğı mı ılerlemedır,
yoksa atom bombası mı1
So> ler mısın9
Ben - Hınzırlık edıyorsun Daha çok
ınsanı. topluca oldurmek ıçın bulunan
yenı sılahları. elbette kımse ılerleme sa-
\amaz Ama başta sov ledığım gıbı ko-
lecı duzenın ortadan kalkmı> olmasını
sadece "değişinı" olarak adlandıramaz-
sın Bır ılerlemedır bu
O-Dostum koleulık duzenı bu du-
zenın >anlış \e haksız olduğunun bılın-
cıne \anldığı ıçın kaldırılmadı
Ben - Ya nedeny
O - Yel değırmenı bıılundu da ondan
\e vel değırmenını bulan deha kolecılık
duzenı boylece yok olur dıye duşunme-
mıştıhıçde Unutmakı,dunyanınen bu-
yuk ıkı duşunuru, Platon ve Aristoteles,
kolecılık duzenının hem kole sahıbı ıçın,
hem kole ıçın ly ı olduğunu soy lemışler-
dır Bu buyuk değışmede kole ısyanlan-
nın yerı olduğunu duşunmuyorsundur
sanınm
Ben - Bana kısaca şunu soyle dostum,
sen ınsanlığın başıboş bır gıdış ıçınde
olduğuna mı ınanıyorsun9
O - Benı zor durumda bıraktın Doğ-
rusunu soyleyey ım mı'1
Ben bu konunun
ıçınden çıkamadım Kusura bakma' Ne
demıştık konuşmaya başlarken1
Konu-
ya orasından burasından değınelım de-
mıştık. değıl mı1
tşte bır ıkı değınmede
bulunduk. ama sorunu çozemedık Sen
ıllebırsonucavarmakıstıyorsan, bırbıl-
gıç bul da onunla konuş1
Ben - Sahı hep unutuyorum sormay ı
Sen kımsın9
O-Bırur senınbeynınde yaşayan bır
ur Ben varoldukça rahat edemeyecek-
sm
Ben - Bır daha buluşmayalım
O - Nasıl ıstersen Aynlmadan şunu
soyleye) ım, yaratıcı duşunce herzaman
yararlı degıldır. olmamıştır Tanhte nıce
guzel duşunce > ok olmuştur Sonuç, baş-
ka bır şeydır çoğun
Ben-Gulegule1
ARADABIR
Dr. MEHMET ALTINOK
Ankara Tabıp Odası Başkanı
Hastanelere İmam!
7995 Malı Yılı Butçesı goruşulurken Sufçe Plan
Komısyonu'ndakı tutucu (muhafazakâr) mılletvekıl-
lerı Sağlık Bakanlığı'na hastanelerde ımamların go-
revlendırılmesı ıçın bır onerıde bulunmuştur Sağlık
Bakanlığı onerıyı hıç ıncelemeden, yarar ve zararta-
nna ılışkın bılımsel bır araştırma yapmadan, ustelık
hıçbır zorunluluk olmamasına karşın derfıal uygula-
maya başlamıştır
Hastanelerımız tedavı hızmetlerınde bakanlığın ge-
nelgesı ve ıl muftuluklerının yetkılendırmesıyle ımam-
lar goreve başlamıştır
Butçe Plan Komısyonu'ndan çıkan bu onerının sa-
mımı amaçlar taşıdığını duşunmek mumkun degıldır
Kanımızca amaç cumhunyetımızın temel ılkelerınden
ve anayasanın 2 maddesınde ıfadesını bulan laıklık
ılkesını sağlık alanında da bır kenarından aşındırmak-
tır Eğıtım hızmetler'nde olduğu gıbı sağlık hızmetle-
nmız ıçın de aynı şeyı yapmayı, çağdaş tedavı yon-
temlennı bılım dışı uygulamalarla yok etmeyı amaç-
lamaktadırlar
Tıp tarıhı ıncelendığınde başlangıçta tıp bılımı dı-
şında buyu, telkın gıbı yontemlerın hasta tedavısın-
de kullanıldığı gorulur Ancak daha sonraları tıp bır
bılım dısıplını olarak gelışımını tamamlamış ve pozı-
tıf bılım yontemlennı kullanmaya başlamıştır Ulke-
mızde tıbbın pozıtrf bılım dısıplını olarak uygulanma-
sının II. Mahmut donemınde başladığı kabul edılır
Aradan 188 yıl geçtıkten sonra sağlık hızmetlerıne bı-
lım dışı bır uygulamanın sokulması duşundurucudur
Bu uygulamanın altında topluma nıtelıklı bır sağlık
hızmetı sunmaktan çok sıyasal kaygıların, oy hesap-
larının yattığına kuşku yoktur Cumhurıyet donemı-
nın başında çıkarılan 1219 sayılı Tababet ve Şuaba-
tı Sanatlann Tarz-ı lcrasına Daır Kanun'öa ve obur
sağlık mevzuatımızda sağlık hızmetlerınde ımamla-
rın gorevlendırıleceğıne ılışkın bır hukum yoktur Bu
yasalarda sağlık hızmetını sunacak olan personel,
hekım dışhekımı ebe, hemşıre sağlık memuru.tek-
nısyen (sunnetçı) vb olarak sıralanmıştır Ayrıca ozel
eğıtım gormuş klınık psıkologlar psıkolojık danışma
ve rehbertık uzmanları da sağlık hızmetlennde gorev
almaktadır
Hastaların tedavılen sırasında moral gereksınım
duyduklan yadsınamaz Ancak bu gereksınım, hız-
metın eğıtımını almış uzmanlarca gıderılmelıdır Dını
telkın gereksınımı hıçbır koşulda sağlık tanımı ıçınde
bır hızmet oğesı olarak gorulemez Moral gereksınım
son derece oznel olup bıreyden bıreye, hatta aynı bı-
rey ıçın bır ruh halınden oburune değışen nıtelık ve
nıcelıktedır Hastanelerımızde moral hızmetler, he-
kım tarafından tanı konularak ve hastanın rızası alı-
narak ruh sağlığı ve hastalığı uzmanı, klınık psıkolog,
psıkolojık danışma ve rehberlık uzmanlarınca verıl-
mektedtr Bu dısıplınlerdekı tedavı uygulamaları ozel
eğıtım gerektınr Oysa dın gorevlılennın tedavı hızmet-
lenne ılışkın hıçbır bılgı ve eğıtımlerı yoktur Servıs he-
kımlerıne başvurularında hastaların başında Kuran
okuyacaklarını beyan etmektedırler Gerçekten de
yapabıleceklerı başka bır şey yoktur llk bakışta bu-
nun zararı olmayan bır uygulama olduğu sanılabılır
Oysa hasta uzennde olum korkusu gıbı olumsuz psı-
kolojık etkılerın yanı sıra tedavı alarak hastaneden çı-
kan hastanın başında Kuran okunduğu ıçın lyıleştığı
kanısına kapılması da olasıdır Bu durum zaten top-
lumumuzun yatkın olduğu muskacılık ufurukçuluk,
yatırlardan medet umma gıbı anlayışları yaygınlaştı-
racaktır Ote yandan tedavı hızmetlerının yurutulme-
sınde asıl gorevlı olan hekımler ve otekı sağlık per-
sonelı ıle dın gorevlılerı arasında sorunlar yaşana-
caktır
Sağlık Bakanlığı'nın bu kararı salt hastaların moral
gereksınımını karşılama kaygısı ıle aldığını duşun-
mek buyuk bır yanılgı olur Tedavı hızmetlerımızde
ımam gorevlendırılmesı Atatürk donemı sonrasında-
kı ıktıdarların laıklıkten verdıklen odunlenn yenı bır hal-
kasıdır Tamamen planlı ve populıst bır uygulamadır
Kamu sağlık hızmetlerınde varolan sorunlann ço-
zumu ıçın kılını kıpırdatmayan Sağlık Bakanlığı top-
Iumun dınsel duygulannı somurerek oy avcılığı pe-
şındedır
Ankara Tabıp Odası anayasaya, yasalara ve tıp bı-
lımıne ve tedavı yontemlerıne aykırı olan ve pek çok
olumsuzluğu ıçınde taşıyan bu uygulamanın ıptalı
ıçın ıdan yargıya başvurmuştur
KARŞIYAKA 3. SULH HUKUK
MAHKEMESİ HÂKEVILİĞİ'NDEN
l995 822Esas
Davacı Fulkı>e Acar vekılı tarafından davalı Mahmut
FentÇelebıaleyhıneaçılanmahkememızın 1995 822esas
sayılı dosvası Karşı>aka Dedebaiji mahallesı 25 L-2 Dpaf-
ta, 32403 ada, 6 parselde kayıtlı taşınmazın taksımen ve-
ya satılarak ortaklığın gıderılmesı davası ıle ilgılı davada
davalı Mahmut Fent Çelebı'nın adresınde bulunamamış
olmakla duru>magunuolan20 9 1995 gunu saat 9 20'de
dunışmada hazır bulunması. aksı halde yokluğunda da-
vanın sonuçlandınlacağı ılanen teblığ olunur 18 8 1995
Basm 19963
Asmak ve kesmek üzerine
Prof. Dr. SAHIR ERMAN
S
uudı Arabıstan "da kafa kesmek sııretıy-
le yerıne getırılen ölum cezaları bu ce-
za hakkında öteden ben vapılagelmek-
te olan tartışmaları yenıden gundeme
getırmı^tır Lstelık bu cezanın erdem-
lennden şenatın gereğı olduğundan ya
da v asal bulundugundan dem v uran koktendıncı ke-
sım, şımdılerde bu cezanın sav unuculuğunu da ust-
lenmış bulunmakta ve hep "asmak^an. "kes-
mek"ten soz etmektedır
Gerçekten bazı kı^ıler ölum cezasından bu>uk
yararlar umarlar Her koşe başında bırkaç adam ;>al-
landınlır ya da her cuma gunu bırkaç kelle uçuru-
lun«a, suç ışlemenın önunun dlınacagına ınananlar
daıma olmuştur Gıderek bu cezadan once ışkence
vapılması dadehşet vekorkuvuarttıracağından va-
rarlı sayılmıştır Kımılennce boylece en canavarca
vontemlerdenenmış. ınsanlargozlen koredıldıkten
dudaklan kesıldıkten kemıklen çekıçle kınldıktan
sonra oldurulmuşTur
Sonuç ne olmuştur
1
Hem bu suçların ışlennıesi-
ne devam edılmış hem de dev let kan doknıek save-
sınde sozunu geçıren bır güç olarak tanınmıştır
Bunun \enne suçu onlevıcı bırtakım onlemlerın
almması. cezanın da ınsanlan uslandıncı onları top-
luma kazandıncı turde olup. bu amaca \ onelık yon-
temlerle u>gulanması hem toplumun varanna uv-
gun düşer hem de ınsanlann sureklı bır barış ıçerı-
sındevaşamalarını saglar Suçlan onlevebılecekce-
za. şıddetlı olan ceza degıldır fakat ıkı >uzvıl once
Beccaria'nın dedığı gıbı yenne getırılecegınden
kımsenın kuşkusunun olmadıgı cezadır
Tersı durumda engızısyon mahkemelerınce dın
dın vakılacasını bıle bıle bır Giordano Bruno'nun
Hınstıyanlık dogmalanna karşı çıkmasını. kılıse-
nın dunyanın ^uvarlak olduğu volundakı ıddıalan
dınden çıkmak şeklınde nıtelendırdıgını bıldığı hal-
de bır Kristof Kolomb'un yakılmavı göze alarak
Hındıstan'a varmak ıı,ın batıdan vola çıktnaktan ıs-
temesını anlamaya olanak bulunmaz
Şurasını da belırtelım kı bır cezanın sırt "\asal"
olması. onun haklı olduğunu gostermek bakımından
aslayeterlıdeğıldır Insan onurunuçığneven tıksın-
tı veren bu cezava mahkum edılene değıl sujuva
böylesine bır yabanıllık (vahşet) uvgula>anlara kı-
zılmasına >ol açan cezalar-bır kanun gereğı olsalar
ve bu nedenle >asa! savılsalar dahı- sadece bu ce-
zalara vasalannda>cr veren devletlerın uvgarlıktan
uzak olduklannı kanıtlamava yararlar ve Fikret'ın
ıınlıı "Kanunsadadevletsedeartıkveterolsun/ \r-
hk>eterolsunbudenîzulnı-ucehalet''dızelerınıak-
la getırırler
\smaktan ve kesmekten medet umanlar. üstelık
bunun Tanrı buvruğu olduğunu ılerı surenler sade-
ce kendı duşunte duzey lennı daha doğrusu duzev -
sızlıklerını sergılenıekle kalmanıakta avrıca "mer-
hametlilerin en merhametlisi" olan Tann'va kar^ı
çıkmaktan. O nu bıle kendı kan dokucu ıntıkam
duvgularına kendı sıyasalçıkarvehı^larınaaletet-
mekten «.ekmmeınektedırler
Bu aldatmata. daha dogrusu Tanrfvı kandırma
vöntemı günümuzde "adirdüzen"dıve adlandırılan
şerıat ozlemcılennın butün uvgulamalannda goru-
lur Bır ornek verelım Ulkemızdebuvük benzın sı-
kıntısınınyaşandığıveTürkıye nın~70cent'emuh-
taç" durumda olduğu donemde Suudı Arabıstan
Türkıve ve, benzın alınunda kullanılmak uzere fa-
ızsız kredı açmıştı Fakat Turkıyebukredıvı bırtur-
lu kullanamıyordu Çünkü anlaşmanın bır madde-
sıne gore bır Isv ıçre şırketı. bu kredının verınde kul-
lanılıp kullanılmadığını denetleyıp Suudı Arabıs-
tan'a rapor verecektı ve bu denetım karşılığında
Türkıve bu şırkete bır "komisyon" odevecektı Ne
var kı bu isv ıçre şırketı Kxal aıİesıne mensup bır kı-
şıye aıttı Boylece "haram" olan faız degıl fakat
"helar olan komisvon daha doğrusu rüşvet hem de
İsv ıçre"dealını>orveTannbualdatmaca>aalet edıl-
mış oluyordu
Bunun gıbı bazı polıtıkacılanmızın cennet vaat
ederek partılenne bağışta bulunulmasını ve oy ve-
nlmesını îstedıklen de gozlemlenmektedır Lnut-
mamak gerekır kı Ortaçag da Katolık kılısesı de kı-
lıseye bağışta bulunanlara cennette tapu dagıtmak-
ta. ışlenmış ve ışlenecek bütun gunahlarının affedıl-
dıgıne daır kendılerıne belge vermekte ve îste bu gı-
bı dın bezırgânlarına karşıdır kı Luther -aforoz edı-
leceğını bıle bıle- dınde reform eylemıne gınşmiş
bulunmakta ıdı Goruluyorkı bızdekı köktendıncı-
lcr ıle Ortaçağ Katolık kılısesını yoneten papazlar
arasında zerre kadar tark voktur Amaç zengınleş-
mek olduğu gıbı yontem de cennetı satmak ya da
cehennemle korkutmaktır ve bunu vaparken Tan-
rı'nın ısıne kanbtıklarının ve boylece kendılerını
lanrı yenne koyup en buvuk gunahı ışledıklennın
tarkına bıle varamamaktadırlar
Iste para ya da oy soz konusu olduğu zaman Tan-
n vı bılealdahnaktan çekınmeyenlenn buamaçla-
ra ulaşmak ıçın ınsanlan aldatmayacaklanndan, al-
danmamakta dırenenlerı ıseasmakla kesmekleteh-
dıt edeceklennden asla şuphe edılmemelıdır Çün-
ku onlara yakışan budur
Gerçekten ınsan olanlara yakışan ıse Atatürk'un
volundan asla şaşmayarak laık ve demokratık Tür-
kıve Cumhunyetı nın "•Uelebetpa>idar*'olması ıçın
var güçlerıvle çalı>mak ve vatandaşlara vonelık bu
gıbı beyın yıkama aldatma korkutma ve sındırme
eylemlerıne karşı tep cephe halınde karşı çıkmak-
tır
TARTIŞMA
CHP'yi kimler yıkıyor?
tarurk un
halkıyla
beraber
kurdugu
CHP.
cumhunyetı,
özgurluğü, laıklığı yaşatmak
ve çagın yenılıklenne uyum
sağlamak demektır
Cumhunyetm kurulması ıle
başlamıştır devnm ve
aydınlanma
\alnızca "seçim,"
demokrasiy ı getırmez
Seçımlı demokrasıvle gelen
ozgurlukler gencılenn ışıne
yaramıştır Devnm
düşmanlan cumhunyet
rejımını yıkmak ıçın hemen
harekete geçmışlerdır
Cumhunvetten 72 yıl sonra
da bu hareketler guçlenerek
halâ devam etmektedır
Özellıkle çok partılı sısteme
geçıldıgı 1946 tanhmden
sonra cumhunyet düşmanlıgı
tamamen kendısını
göstermıştır
14Mayısl950'den27Mayıs
1960"a kadar DP
hükumetlennın odünlerınden
yararlananlar. Ataturkçülugu
yıkmak yok etmek ıçın
elınden gelen her şeyı
yapmıştır Örneğın Koy
Enstıtülerının
kapatılmasi. ımam-hatıp
okullannın açılması. Türkçe
okunan ezanın Arapça
okutulmava başlanması
Saıd-i Kurdi'ye af kanunu
çıkarılması, Kore'ye
asker gondenlmesı bu
amacın kanıtlandır
Cumhunyetımızın ve
laıklığın yıkılmak ıstendığını
goren vatanseverler, 27
Mayıs 1960 günu bır devnm
hareketı başlatmışlar.
dıktacılan ıktıdardan
duşürmuşlerdır
Sonra da 1961 vılında
KULTUR • SANAT 'l*mi.MA •KfTTTlI
İNSANLAR, NEREDESİNİZ!...
Yaşamın olumle cehdıt edıldcgı, ınsanın kaybedılmek
kaybedılerek katledılmek ıstendıgı yerde,
NEREDESİNİZ!...
duyarh olmanın yetmedığı, du/ariılığın orgutlenmesının
gerektığı yerde, yaşam hakkını,
ınsan hak ve ozguHuldennı savunmak,
"buradayıı' demek ıçın,
NEREDESİNİZ!...
Sralen, Insan Haklan Derneğı nın merkezı olarak
başJattıgı kayıplaHa ılgılı etkınlıklere,
ve 10 Eylül '95 Pazar gunu saat 19.00'da
Harbiye Açıkhava Tiyatrosu'nda gerçekieştirilecek
geceye kablmaya çagınyoruı.
Program;
Bulutsuzluk Ozlemı. Can Yucel, Ferhat Tunç, Korna
Amed, Nena, PİKE (Pıya Kulturevı)*, Zuğası
Berepe, Mım, Dıa ve Sınevızyon
*Muzik: BUMERANG. Şiin Nevzat Çelık. Mehmet Çetın
Tuğrul Keskın, Onder Kızılkaya, Namık Kuyumcu, Ahmet
Mufid, Fadıl Ozturk, Ahmet Tellı, Suha Tugtepe
Sunanlan Julıde Karal-Şanar Yurdatapan
INSAN HAKLARI DERNEĞI ISTANBUL ŞUBESI
Tel 251 96 46 - 251 00 85 251 41 55
DOSTLAR TIYATROSU
Nazım Hikmet
İNSANLARIM
Genco ERKAL
Istanbul'da Son 3 Gosterı 15/16/17 Eylül
Ruraelı Hisarı S a a t 21 00
&let Satış Rumeli Hısan (287
10 50)
VakkocaTia Taksım (251 28 88) Suadıye (350 87 42)
ANKARA SANAT
TİYATROSU
FARUKEREM
BIR CEZA AVUKATININ
ANILARI
7-8-9-10 Eylül
Saat21.Ö0'de
Rumelihisarı
Yalnız 4 Gün
Rej. RLTTKAYAZİZ
Müzık :CEMIDİZ
Bıle0er:Gışe: 287 1050
Vakkorama Taksım (2512888) Suadıye (350 8742), Rumelı (22440301
»« \j • •
EZGININ GUNLUGU
"Sezonun Son Konseri"
Harbiye AÇIK HAVA Tiyatrosu
Tarih: 9 Eylül C.tesi Saat: 19.30
n KAWB BEKSAV
Org MffjğMt 349 91 55 - 56
Vakko nun arka sokağı Kırtasıyea Sc* No 21 AJtyd
Davetiyalen VAKKORAMA'lar - EVRENSEL KÜL MERK. - BEKSAV • MEFİSTO Taksim
Kültür
Sanat
ılanlarınız ıçın
293 89 78
(3 hat)
demokratık bır anayasa
çıkarmışlardır
Ne yazık kı bu tanhten sonra
partıler kurulmuş. seçımler
yapılmi!} \edevn
Sülevmanıyebaşlamış sonra
da '61 Anayasası kuşa
çevTilmıştır Bunu goren
halkımız meydanlara
toplanmış, protestolar
yapmış ama Sn Demirel
kendılerıne "•yummekle
>ollar aşınmaz" dı>ebılecek
kadar uzak kaldı Buyıkım
12 Mart ıle ı\ıce artnıış.
ancak 12 Evlul'le bırlıkte
ıklıdara ge(,en E\ren Paşa
kıyımlan az bularak
beslememış asmıştır1
-\ynca 45-50 cıvarında olan
ımam-hatıp okulu sayısı
bırden üç yuzlere fırlamıştır
Neyse bız bızımkılere(
7
)
gelelım Hoş bu bızımkıler
tanımı ne kadar ujgun o
tartışılır Çunku Atatürkçü
halkm partısı CHP \ı
parçaladılar \>n a\rı
partıler kurdular Yukarıda
anlattığım rejım
duşmanlannın sola
vaptığının on katını onlar
yaptılar
Iktıdar hırsı hepsının
gozlennı dondurmuş
durumda Sa\ınBa\kalher
seçımde ada> olu\or
kazanamiNor \ma ıktıdar
hırsı o>le fazla kı vılmıvor
Murat Karayaiçın seçımsız
başbakan vardımcısı oldu
Bu da yetmedı
memleketımızın \e
partımızın haklannı koruvan
Mumtaz Soysal ın elınden
Dışışlen Bakanlıgı"nı da
aldı Aydın Güven Gurkan,
Sosyal Guvenlık Bakanı
oldu \e demokratık haklar
mucadeiesıne gırdı Sabancı
\>dınBev'e "\iyjciler"
dedı Acaba neden hıçbır
mıllenekıiının sesı çıkmadı
Necdet Menzir hepınıze
"komunistter. dinsizler"
dedı Hâla>erındeduruyor
Acaba bır öğretmen bu sözü
sö>lesevdı halı ne olurdu
Son kez gozunu
ıktıdar hırsı burümüş
CHP'lılere soruyorum
Acaba CHP halkm partısı
mıdır'
E> efendıler
gelın gerçeklerı gorun Sızı
oraya getıren halkınıza sahıp
çıkın
Mehmet Ali Aydın
Emeklı Öğretmen
PENCERE
Yaba Daba DuuuL
Insan, sevıncını ya da acısını nasıl dışa vurur?.
Çeşıtlı yolları ve yordamlan var Arabın, Ingılızın,
Turkun Italyanın ya da Afrıkalı sıyahın yoğurt yı-
yışlerı bırbınne benzemez Ustelık her ulkede sı-
nıflar katmanlar, bolgeler vardır, kımı yerde cena-
ze torenı ıçın profesyonel ağlayıcılar tutulur, kımı
yerde gozyaşını gızlemek soyluluk sayılır, kımı
yerde gelının babası sevıncını yansıtmak ıçın go-
bek atar, kımı yerde dort okka ellı dırhem yerınde
oturup kasılır Tum gelenek ve goreneklere hoş-
goruyle yaklaşmak, konuyu bılımsel ınceleme ko-
nusu saymak gelışmışlık gostergesıdır
•
Ancak ılkel topluluklarda çoğunlukla acının ve
sevıncın dışavurumu gurultulu oluyor
Olum karşısında kendını yerden yere atıp debe-
lenenler daha çok mu acı duyarlar?
Sevıncını dıle getırmek ıçın ılle de sağa sola ateş
edıp onu bunu yaralayıp oldurmek mı gerek?
Mıllı takımımız Macarıstan'ı 2-0 yenınce tum
yurt duzeyınde yaşlı genç demeden çıldırdık, se-
vıncımızın ıtıcı gucunde mutluluğun doruğuna
ulaştık!.. Gazetelenn manşetlerı ruhsal gosterge-
mız gıbr
"Turk aslanları' "
"Buyuk zaferımız!.."
"Tanh yazdıki "
Bunun gıbı nıcelenne alışığız, ama, dun en ılgın-
cı çok satışlı bır gazetemızın manşetı oldu
-
"Yaba daba duuuuu
1
"
Ne demek bu
7
lyı bıldığım bır konu değıl "yaba daba dü"ye
ben ılk kez "Taş Devrı" adlı bır Amerıkan resımlı
romanında rastladım, daha sonra sınemaya uyar-
lanan bu resımlı romanda kahramanlar sevındık-
lerı zaman çığlık atıyorlar
"Yaba daba duuuu
1
"
Demek kı Turk toplumu bundan boyle sevıncı-
nı bellı etmek ıçın hep bır ağızdan haykıracak:
Yaba daba duuuu
1
Tarıhsel bır zafer mı kazandık.
Yaba daba duuuu1
Boşnaklar Sırplan puskurtup topraklarını ele ge-
çırırlerse bız Turkler hep bır ağızdan bağıracağız.
Yaba daba duuuu
1
Azenler Ermenılen dıze getırıp Dağlık Karabağ'ı
gen aldıklarında
Yaba daba duuuu
1
PKK'yı mı ezdık-
Yaba daba duuuu
1
•
2000'e 5 kala dunya değıştı, 21'ıncı yuzyılda
neler olacak? Yepyenı ufuklara açılacağız Bu-
gun Turkıye'nın yarısından çoğu genç nufus' .
Gençlenn kanları kaynıyor, başarıya ozlemlenmız,
yureklerımızde fırtınalar estınyor
3'uncu Bınyıl kapımızın eşığınde...
Ama neden "yaba daba duuuu? "
Sevıncımızı dıle getırmek ıçın 'Taş Devn"nden
mı esınlenecektık?
Taş devn, cila.li taş devrı, tunç devrı, demır dev-
n, komurdevn, buhar devrı, petrol devn. hıçbın-
nı beğenemedıysen bılım devrı
Ve bılımsel teknolojık devnm donemı.
Nıçın "yaba daba duuuu
7
" Genç Turkıye top-
lumunun yaratıcılığı "yaba daba duuuu"y\e bağ-
lanacak kadar kısır mı?. Sevıncımızı bıle sıradan
bır Amerıkan resımlı romanından abartılmış soz-
cuklerle mı vurgulayacağız
9
Stadyumları doldu-
ran mılyonlarca gencın coşkusunun dışavurumu-
nu dıle getırecek daha guzel bır deyış bulunamaz
Her neyse. butun bunlar bır yana, Macarıstan'ı
yenmemıze ben çok sevındım
Oyleyse ne dıyeyım
Yaba daba duuuu
1
BASKI ELEMANI
Gazetemızın baskı bölümünde
yetıştınlmek üzere, Meslek Lısesı
mezunu, askerhğinı yapmış eleman
aranıyor.
Tel:512 05 05-480
Keyıf düşkünlenne özel "tşte îstanbul"
manzarası ve nostaljık canlı gıtar ıle
unutulmaz geceler.
Rez. Tel: 252 2710
RİZE İASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Savı 1994 461
Da\acı Gulsum Kasap tarafından da\alılar Halıl Ka-
î>ap Hacer Beyaz \e Nufu^ Mudürluğu ale\hıne açılan
gaıplık da\asmın duruşmaları sırasında venlen ara kara-
n gereğınce Rıze Merkez Kocatepe Köyu nden tsmaıl
ve Guls.um"den olma 1 5 1970 doğumlu Huseyın Ka-
sap ın 21 Kasım 1993 tanhınde ölum tehlıkesı ıçınde
kavbolduğu \e olduğu ıddıa edıldığınden kendibinden
haber alınamadıgı, bu Husevm Kasap'ın durumunu bı-
lenlerın bılgılennın duruşma gunu olan 15 9 1995 gunu
Rıze Aslı>e 1 Hukuk Mahkemesf nın 1994 461 esassa-
yılı dob\a\a muracaatlan nca olunur 2 5 1995
Bası'n 22387
TATV\N ASLtYE HUKLK HAKİJMLİĞl'NDEN
1995 40
Da\acı TaUan Beledıve Başkanlığı vekılı A\ Enver
Denn tarafından da\alılar Ahmet Engın ve arkada^lan
aleyhıne açılan gen alım davasının yapılan duruşmasın-
da
Tatvan Ç ağlavan mahalleMnde ıkamet eden davalı Ah-
met Engın adına çıkanlan teblıgatm teblıg edılmedığı, ya-
pılan adres araştırmalan netıcesmde davalmın adresının
de tespıt edılemedığtnden açılan dava nedenıyle teblığ
yenne geçmek uzere ılanen teblıgat vapılmasına karar ve-
rılmış olmakla, adı geçenın duruşmanın atılı bulunduğu
26 9 1995 gunu saat 9 da duruşmada hazır bulunması \ e-
ya bır vekılle kendısını temsil ettırmesı, aksı takdırde
yokluğunda vargılama vapılarak karar venleceğının teb-
lıgı ılan olunur Basın 39936