26 Nisan 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 8EYLUL1995CUMA OLAYLAR VE GORUŞLER Düşsel Söyleşi III MELİH CEVDET ANDAY O - Nerde kalmıştık0 Ben - "İlerleme olmuyor mu hiç?" dı- ve sormuştum O - Buldum şımdı Ama sen hep benı konuşturu> orsun bana soru sormakla yetınıyorsun Bugun de sen başla baka- lım Ben - Benım bılgım yetersızdır, onun ıçın sorup oğrenmeğe çabalı>orum "Uerteme\armı,>okınu'" konusunage- lınce. çok karmaşık bır konu bu bakışa gore değışır Kımının hıç kuşkusu vok ılerledığımızden Bugunku toplumu ıl- kel toplumla karşılaştırınca ya da kole- cılık duzenının ortadan kalktığını duşu- nunce ınsanlığın ılerledığıne ınanmak gerekıvor 0-Anlı>orum tersı de duşunulebılır demek ıstıyorsun Duşunulebılır elbette haklısın Oyleyse bız konuyu çozmeye- ğe kalkmayalım orasından burasından kurcalayalım Ben - Elımizden başka ne gelır kı' Prof SenerTanilli "V uzyılların Mirası" adlı yapıtında bu konu>u vıllardır ınce- lıyor Şımdı beşıncı cılt hazırlanmış du- rumda O - Ivı bır ornek verdın Bılgıçlerdır her konuyu kestırmeden çozmeğe kal- kanlar Bır A\ rupalı duşunur, "Marksiz- mi kavramak için dört beş >ıl öğrenim gönnekgereldr'"dıyeyazmıştı Bılgıçıse "altyapı-ust>apı">ı oğrendı mı uzman sayar kendtnı Geçen gun Sayın Tanıllı ıle bır teleton goruşmesı yaptık, soz sı- rası geldı de, ustat. geçen vuzyıl Rus- >a"sındakı duşunsel ılerlemeden açtı, hayranlığını belırttı Ben - Kımı de duşunsel ılerlemeyı bır vana bırakıp, yaşanun kolaylaştığından. teknıksel buluşların getırdığı rahatlıktan bozetmekle ılerlemenın gerçek olduğu- nu kanıtlamaya kalkıyor lkısını bırbı- nnden ayn olarak ele almak doğru mu9 Şo> le de sorabılınz tkısı arasında koşut- luk \armıdıro O- \h dostum, gene bana bıraktın ya- nıtlama gorevını Senın başta sozunu ettığın ılkel toplumdan ve koleulık du- zenınden gırelım konuya "İlkel toplum" kımılennın sandığı gıbı 30-40 bın yıl oncekı toplum degıldır, bugun varolan, totemlen ıle, tabulan ıle yaşayan ınsan- lann toplumudur Bu ınsanlar neden de- ğışmedıler0 Kuşkusuz. uretım araçlan- nı gelıştıremedıklerı ıçın A.kılları mı yetmedı buna1 Once şunu soyleyeyım, ılkel toplum ınsanını ilkel saymak. hem yanlış. hem ayıptır Onlar doğa>ı (hay- \anlan. bıtkılen) bızden çok daha ı> ı bı- lırler -\hlak anlayışlan bızımkmden da- ha sağlamdır Yaşamın tadını da bızden daha ıyı çıkarırlar Demek ıstıyorum kı konfor mutlu olmanın baş koşulu değıl- dır Nereye gelmek ıstedığımı anladın sanınm "llerieme"den ınsanların mut- luluğavarmalannıanlıyorsak uvgartop- lumlann boy le bır başarıya erdıklerı ko- lay kolay soylenemez Ben - Pekı, ılkel toplumu uygar toplu- ma >eğler misin'7 O-Hayır bız yaşam savaşımızın acı- lıklan ıle. sefaletımızle umutsuzluklan- mız ve mutiuzluklanmızla bu toplum ıçınde yaşamak zorunday ız Ama ızle- dığımız araştırma yolunu yıtırmeyelım. demek ıpın ucunu kaçırmayalım Ne dı- yorduk9 Ilkel toplumdan bu >ana ınsan >aşamınınkoşullanbu>ukolçudedeğış- mıştır Bu değışme (dıkkat et artık iler- leniesozcuğunukullanmıyorum bunun nedenınıaz sonra soyleyeceğım) duşun- cede \ e uretımde gosterdığımız \ aratıcı- lığın sonucudur Ama tarıhın hep ılen\e gıttığıne ınanmak gene de bır konnanç- tır. tanrı ınancına benzıyor Tarıhı yapan ınsansa. ona (tarıhe) saltık bırguç yakış- tırmak, onu bızı efendımız durumuna soknıak doğru olur mu' Ben- Ama tanh boyunca gerçekleştı- nlmış olan bu değışımlen "•ilerieme" saymamanı anlayamıyorum Insanlık >azıdan once ıkı buyuk devnm >aşadı Tarımın bulunuşu \e hay\anların evcıl- le>tınlmesı Ilerleme değıl mıdır bu1 O - Ben de anlayamıyorum Sanınm "ilerleme" kavramı uzerınde ortak bır yorumumuz olmamasından kavnaklanı- \or bu Ben gızemlı olandan kaçınmak ıstenm hep Ben - Yaratıcılık da gızemlı değıl mı0 O - Çok doğru soyledın En gızemlı olan yaratıcılıktırdostum Ama onu >a- rarcılıkla karıştırmamalı Bak Çınlıler lsa"dan once ıkıncı vuzvılda barutu bul- dular, ama onu eğlence toreniennde ha- va fışeğı yapmakta kullandılar. savaşta değıl Sence ha\a fışeğı mı ılerlemedır, yoksa atom bombası mı1 So> ler mısın9 Ben - Hınzırlık edıyorsun Daha çok ınsanı. topluca oldurmek ıçın bulunan yenı sılahları. elbette kımse ılerleme sa- \amaz Ama başta sov ledığım gıbı ko- lecı duzenın ortadan kalkmı> olmasını sadece "değişinı" olarak adlandıramaz- sın Bır ılerlemedır bu O-Dostum koleulık duzenı bu du- zenın >anlış \e haksız olduğunun bılın- cıne \anldığı ıçın kaldırılmadı Ben - Ya nedeny O - Yel değırmenı bıılundu da ondan \e vel değırmenını bulan deha kolecılık duzenı boylece yok olur dıye duşunme- mıştıhıçde Unutmakı,dunyanınen bu- yuk ıkı duşunuru, Platon ve Aristoteles, kolecılık duzenının hem kole sahıbı ıçın, hem kole ıçın ly ı olduğunu soy lemışler- dır Bu buyuk değışmede kole ısyanlan- nın yerı olduğunu duşunmuyorsundur sanınm Ben - Bana kısaca şunu soyle dostum, sen ınsanlığın başıboş bır gıdış ıçınde olduğuna mı ınanıyorsun9 O - Benı zor durumda bıraktın Doğ- rusunu soyleyey ım mı'1 Ben bu konunun ıçınden çıkamadım Kusura bakma' Ne demıştık konuşmaya başlarken1 Konu- ya orasından burasından değınelım de- mıştık. değıl mı1 tşte bır ıkı değınmede bulunduk. ama sorunu çozemedık Sen ıllebırsonucavarmakıstıyorsan, bırbıl- gıç bul da onunla konuş1 Ben - Sahı hep unutuyorum sormay ı Sen kımsın9 O-Bırur senınbeynınde yaşayan bır ur Ben varoldukça rahat edemeyecek- sm Ben - Bır daha buluşmayalım O - Nasıl ıstersen Aynlmadan şunu soyleye) ım, yaratıcı duşunce herzaman yararlı degıldır. olmamıştır Tanhte nıce guzel duşunce > ok olmuştur Sonuç, baş- ka bır şeydır çoğun Ben-Gulegule1 ARADABIR Dr. MEHMET ALTINOK Ankara Tabıp Odası Başkanı Hastanelere İmam! 7995 Malı Yılı Butçesı goruşulurken Sufçe Plan Komısyonu'ndakı tutucu (muhafazakâr) mılletvekıl- lerı Sağlık Bakanlığı'na hastanelerde ımamların go- revlendırılmesı ıçın bır onerıde bulunmuştur Sağlık Bakanlığı onerıyı hıç ıncelemeden, yarar ve zararta- nna ılışkın bılımsel bır araştırma yapmadan, ustelık hıçbır zorunluluk olmamasına karşın derfıal uygula- maya başlamıştır Hastanelerımız tedavı hızmetlerınde bakanlığın ge- nelgesı ve ıl muftuluklerının yetkılendırmesıyle ımam- lar goreve başlamıştır Butçe Plan Komısyonu'ndan çıkan bu onerının sa- mımı amaçlar taşıdığını duşunmek mumkun degıldır Kanımızca amaç cumhunyetımızın temel ılkelerınden ve anayasanın 2 maddesınde ıfadesını bulan laıklık ılkesını sağlık alanında da bır kenarından aşındırmak- tır Eğıtım hızmetler'nde olduğu gıbı sağlık hızmetle- nmız ıçın de aynı şeyı yapmayı, çağdaş tedavı yon- temlennı bılım dışı uygulamalarla yok etmeyı amaç- lamaktadırlar Tıp tarıhı ıncelendığınde başlangıçta tıp bılımı dı- şında buyu, telkın gıbı yontemlerın hasta tedavısın- de kullanıldığı gorulur Ancak daha sonraları tıp bır bılım dısıplını olarak gelışımını tamamlamış ve pozı- tıf bılım yontemlennı kullanmaya başlamıştır Ulke- mızde tıbbın pozıtrf bılım dısıplını olarak uygulanma- sının II. Mahmut donemınde başladığı kabul edılır Aradan 188 yıl geçtıkten sonra sağlık hızmetlerıne bı- lım dışı bır uygulamanın sokulması duşundurucudur Bu uygulamanın altında topluma nıtelıklı bır sağlık hızmetı sunmaktan çok sıyasal kaygıların, oy hesap- larının yattığına kuşku yoktur Cumhurıyet donemı- nın başında çıkarılan 1219 sayılı Tababet ve Şuaba- tı Sanatlann Tarz-ı lcrasına Daır Kanun'öa ve obur sağlık mevzuatımızda sağlık hızmetlerınde ımamla- rın gorevlendırıleceğıne ılışkın bır hukum yoktur Bu yasalarda sağlık hızmetını sunacak olan personel, hekım dışhekımı ebe, hemşıre sağlık memuru.tek- nısyen (sunnetçı) vb olarak sıralanmıştır Ayrıca ozel eğıtım gormuş klınık psıkologlar psıkolojık danışma ve rehbertık uzmanları da sağlık hızmetlennde gorev almaktadır Hastaların tedavılen sırasında moral gereksınım duyduklan yadsınamaz Ancak bu gereksınım, hız- metın eğıtımını almış uzmanlarca gıderılmelıdır Dını telkın gereksınımı hıçbır koşulda sağlık tanımı ıçınde bır hızmet oğesı olarak gorulemez Moral gereksınım son derece oznel olup bıreyden bıreye, hatta aynı bı- rey ıçın bır ruh halınden oburune değışen nıtelık ve nıcelıktedır Hastanelerımızde moral hızmetler, he- kım tarafından tanı konularak ve hastanın rızası alı- narak ruh sağlığı ve hastalığı uzmanı, klınık psıkolog, psıkolojık danışma ve rehberlık uzmanlarınca verıl- mektedtr Bu dısıplınlerdekı tedavı uygulamaları ozel eğıtım gerektınr Oysa dın gorevlılennın tedavı hızmet- lenne ılışkın hıçbır bılgı ve eğıtımlerı yoktur Servıs he- kımlerıne başvurularında hastaların başında Kuran okuyacaklarını beyan etmektedırler Gerçekten de yapabıleceklerı başka bır şey yoktur llk bakışta bu- nun zararı olmayan bır uygulama olduğu sanılabılır Oysa hasta uzennde olum korkusu gıbı olumsuz psı- kolojık etkılerın yanı sıra tedavı alarak hastaneden çı- kan hastanın başında Kuran okunduğu ıçın lyıleştığı kanısına kapılması da olasıdır Bu durum zaten top- lumumuzun yatkın olduğu muskacılık ufurukçuluk, yatırlardan medet umma gıbı anlayışları yaygınlaştı- racaktır Ote yandan tedavı hızmetlerının yurutulme- sınde asıl gorevlı olan hekımler ve otekı sağlık per- sonelı ıle dın gorevlılerı arasında sorunlar yaşana- caktır Sağlık Bakanlığı'nın bu kararı salt hastaların moral gereksınımını karşılama kaygısı ıle aldığını duşun- mek buyuk bır yanılgı olur Tedavı hızmetlerımızde ımam gorevlendırılmesı Atatürk donemı sonrasında- kı ıktıdarların laıklıkten verdıklen odunlenn yenı bır hal- kasıdır Tamamen planlı ve populıst bır uygulamadır Kamu sağlık hızmetlerınde varolan sorunlann ço- zumu ıçın kılını kıpırdatmayan Sağlık Bakanlığı top- Iumun dınsel duygulannı somurerek oy avcılığı pe- şındedır Ankara Tabıp Odası anayasaya, yasalara ve tıp bı- lımıne ve tedavı yontemlerıne aykırı olan ve pek çok olumsuzluğu ıçınde taşıyan bu uygulamanın ıptalı ıçın ıdan yargıya başvurmuştur KARŞIYAKA 3. SULH HUKUK MAHKEMESİ HÂKEVILİĞİ'NDEN l995 822Esas Davacı Fulkı>e Acar vekılı tarafından davalı Mahmut FentÇelebıaleyhıneaçılanmahkememızın 1995 822esas sayılı dosvası Karşı>aka Dedebaiji mahallesı 25 L-2 Dpaf- ta, 32403 ada, 6 parselde kayıtlı taşınmazın taksımen ve- ya satılarak ortaklığın gıderılmesı davası ıle ilgılı davada davalı Mahmut Fent Çelebı'nın adresınde bulunamamış olmakla duru>magunuolan20 9 1995 gunu saat 9 20'de dunışmada hazır bulunması. aksı halde yokluğunda da- vanın sonuçlandınlacağı ılanen teblığ olunur 18 8 1995 Basm 19963 Asmak ve kesmek üzerine Prof. Dr. SAHIR ERMAN S uudı Arabıstan "da kafa kesmek sııretıy- le yerıne getırılen ölum cezaları bu ce- za hakkında öteden ben vapılagelmek- te olan tartışmaları yenıden gundeme getırmı^tır Lstelık bu cezanın erdem- lennden şenatın gereğı olduğundan ya da v asal bulundugundan dem v uran koktendıncı ke- sım, şımdılerde bu cezanın sav unuculuğunu da ust- lenmış bulunmakta ve hep "asmak^an. "kes- mek"ten soz etmektedır Gerçekten bazı kı^ıler ölum cezasından bu>uk yararlar umarlar Her koşe başında bırkaç adam ;>al- landınlır ya da her cuma gunu bırkaç kelle uçuru- lun«a, suç ışlemenın önunun dlınacagına ınananlar daıma olmuştur Gıderek bu cezadan once ışkence vapılması dadehşet vekorkuvuarttıracağından va- rarlı sayılmıştır Kımılennce boylece en canavarca vontemlerdenenmış. ınsanlargozlen koredıldıkten dudaklan kesıldıkten kemıklen çekıçle kınldıktan sonra oldurulmuşTur Sonuç ne olmuştur 1 Hem bu suçların ışlennıesi- ne devam edılmış hem de dev let kan doknıek save- sınde sozunu geçıren bır güç olarak tanınmıştır Bunun \enne suçu onlevıcı bırtakım onlemlerın almması. cezanın da ınsanlan uslandıncı onları top- luma kazandıncı turde olup. bu amaca \ onelık yon- temlerle u>gulanması hem toplumun varanna uv- gun düşer hem de ınsanlann sureklı bır barış ıçerı- sındevaşamalarını saglar Suçlan onlevebılecekce- za. şıddetlı olan ceza degıldır fakat ıkı >uzvıl once Beccaria'nın dedığı gıbı yenne getırılecegınden kımsenın kuşkusunun olmadıgı cezadır Tersı durumda engızısyon mahkemelerınce dın dın vakılacasını bıle bıle bır Giordano Bruno'nun Hınstıyanlık dogmalanna karşı çıkmasını. kılıse- nın dunyanın ^uvarlak olduğu volundakı ıddıalan dınden çıkmak şeklınde nıtelendırdıgını bıldığı hal- de bır Kristof Kolomb'un yakılmavı göze alarak Hındıstan'a varmak ıı,ın batıdan vola çıktnaktan ıs- temesını anlamaya olanak bulunmaz Şurasını da belırtelım kı bır cezanın sırt "\asal" olması. onun haklı olduğunu gostermek bakımından aslayeterlıdeğıldır Insan onurunuçığneven tıksın- tı veren bu cezava mahkum edılene değıl sujuva böylesine bır yabanıllık (vahşet) uvgula>anlara kı- zılmasına >ol açan cezalar-bır kanun gereğı olsalar ve bu nedenle >asa! savılsalar dahı- sadece bu ce- zalara vasalannda>cr veren devletlerın uvgarlıktan uzak olduklannı kanıtlamava yararlar ve Fikret'ın ıınlıı "Kanunsadadevletsedeartıkveterolsun/ \r- hk>eterolsunbudenîzulnı-ucehalet''dızelerınıak- la getırırler \smaktan ve kesmekten medet umanlar. üstelık bunun Tanrı buvruğu olduğunu ılerı surenler sade- ce kendı duşunte duzey lennı daha doğrusu duzev - sızlıklerını sergılenıekle kalmanıakta avrıca "mer- hametlilerin en merhametlisi" olan Tann'va kar^ı çıkmaktan. O nu bıle kendı kan dokucu ıntıkam duvgularına kendı sıyasalçıkarvehı^larınaaletet- mekten «.ekmmeınektedırler Bu aldatmata. daha dogrusu Tanrfvı kandırma vöntemı günümuzde "adirdüzen"dıve adlandırılan şerıat ozlemcılennın butün uvgulamalannda goru- lur Bır ornek verelım Ulkemızdebuvük benzın sı- kıntısınınyaşandığıveTürkıye nın~70cent'emuh- taç" durumda olduğu donemde Suudı Arabıstan Türkıve ve, benzın alınunda kullanılmak uzere fa- ızsız kredı açmıştı Fakat Turkıyebukredıvı bırtur- lu kullanamıyordu Çünkü anlaşmanın bır madde- sıne gore bır Isv ıçre şırketı. bu kredının verınde kul- lanılıp kullanılmadığını denetleyıp Suudı Arabıs- tan'a rapor verecektı ve bu denetım karşılığında Türkıve bu şırkete bır "komisyon" odevecektı Ne var kı bu isv ıçre şırketı Kxal aıİesıne mensup bır kı- şıye aıttı Boylece "haram" olan faız degıl fakat "helar olan komisvon daha doğrusu rüşvet hem de İsv ıçre"dealını>orveTannbualdatmaca>aalet edıl- mış oluyordu Bunun gıbı bazı polıtıkacılanmızın cennet vaat ederek partılenne bağışta bulunulmasını ve oy ve- nlmesını îstedıklen de gozlemlenmektedır Lnut- mamak gerekır kı Ortaçag da Katolık kılısesı de kı- lıseye bağışta bulunanlara cennette tapu dagıtmak- ta. ışlenmış ve ışlenecek bütun gunahlarının affedıl- dıgıne daır kendılerıne belge vermekte ve îste bu gı- bı dın bezırgânlarına karşıdır kı Luther -aforoz edı- leceğını bıle bıle- dınde reform eylemıne gınşmiş bulunmakta ıdı Goruluyorkı bızdekı köktendıncı- lcr ıle Ortaçağ Katolık kılısesını yoneten papazlar arasında zerre kadar tark voktur Amaç zengınleş- mek olduğu gıbı yontem de cennetı satmak ya da cehennemle korkutmaktır ve bunu vaparken Tan- rı'nın ısıne kanbtıklarının ve boylece kendılerını lanrı yenne koyup en buvuk gunahı ışledıklennın tarkına bıle varamamaktadırlar Iste para ya da oy soz konusu olduğu zaman Tan- n vı bılealdahnaktan çekınmeyenlenn buamaçla- ra ulaşmak ıçın ınsanlan aldatmayacaklanndan, al- danmamakta dırenenlerı ıseasmakla kesmekleteh- dıt edeceklennden asla şuphe edılmemelıdır Çün- ku onlara yakışan budur Gerçekten ınsan olanlara yakışan ıse Atatürk'un volundan asla şaşmayarak laık ve demokratık Tür- kıve Cumhunyetı nın "•Uelebetpa>idar*'olması ıçın var güçlerıvle çalı>mak ve vatandaşlara vonelık bu gıbı beyın yıkama aldatma korkutma ve sındırme eylemlerıne karşı tep cephe halınde karşı çıkmak- tır TARTIŞMA CHP'yi kimler yıkıyor? tarurk un halkıyla beraber kurdugu CHP. cumhunyetı, özgurluğü, laıklığı yaşatmak ve çagın yenılıklenne uyum sağlamak demektır Cumhunyetm kurulması ıle başlamıştır devnm ve aydınlanma \alnızca "seçim," demokrasiy ı getırmez Seçımlı demokrasıvle gelen ozgurlukler gencılenn ışıne yaramıştır Devnm düşmanlan cumhunyet rejımını yıkmak ıçın hemen harekete geçmışlerdır Cumhunvetten 72 yıl sonra da bu hareketler guçlenerek halâ devam etmektedır Özellıkle çok partılı sısteme geçıldıgı 1946 tanhmden sonra cumhunyet düşmanlıgı tamamen kendısını göstermıştır 14Mayısl950'den27Mayıs 1960"a kadar DP hükumetlennın odünlerınden yararlananlar. Ataturkçülugu yıkmak yok etmek ıçın elınden gelen her şeyı yapmıştır Örneğın Koy Enstıtülerının kapatılmasi. ımam-hatıp okullannın açılması. Türkçe okunan ezanın Arapça okutulmava başlanması Saıd-i Kurdi'ye af kanunu çıkarılması, Kore'ye asker gondenlmesı bu amacın kanıtlandır Cumhunyetımızın ve laıklığın yıkılmak ıstendığını goren vatanseverler, 27 Mayıs 1960 günu bır devnm hareketı başlatmışlar. dıktacılan ıktıdardan duşürmuşlerdır Sonra da 1961 vılında KULTUR • SANAT 'l*mi.MA •KfTTTlI İNSANLAR, NEREDESİNİZ!... Yaşamın olumle cehdıt edıldcgı, ınsanın kaybedılmek kaybedılerek katledılmek ıstendıgı yerde, NEREDESİNİZ!... duyarh olmanın yetmedığı, du/ariılığın orgutlenmesının gerektığı yerde, yaşam hakkını, ınsan hak ve ozguHuldennı savunmak, "buradayıı' demek ıçın, NEREDESİNİZ!... Sralen, Insan Haklan Derneğı nın merkezı olarak başJattıgı kayıplaHa ılgılı etkınlıklere, ve 10 Eylül '95 Pazar gunu saat 19.00'da Harbiye Açıkhava Tiyatrosu'nda gerçekieştirilecek geceye kablmaya çagınyoruı. Program; Bulutsuzluk Ozlemı. Can Yucel, Ferhat Tunç, Korna Amed, Nena, PİKE (Pıya Kulturevı)*, Zuğası Berepe, Mım, Dıa ve Sınevızyon *Muzik: BUMERANG. Şiin Nevzat Çelık. Mehmet Çetın Tuğrul Keskın, Onder Kızılkaya, Namık Kuyumcu, Ahmet Mufid, Fadıl Ozturk, Ahmet Tellı, Suha Tugtepe Sunanlan Julıde Karal-Şanar Yurdatapan INSAN HAKLARI DERNEĞI ISTANBUL ŞUBESI Tel 251 96 46 - 251 00 85 251 41 55 DOSTLAR TIYATROSU Nazım Hikmet İNSANLARIM Genco ERKAL Istanbul'da Son 3 Gosterı 15/16/17 Eylül Ruraelı Hisarı S a a t 21 00 &let Satış Rumeli Hısan (287 10 50) VakkocaTia Taksım (251 28 88) Suadıye (350 87 42) ANKARA SANAT TİYATROSU FARUKEREM BIR CEZA AVUKATININ ANILARI 7-8-9-10 Eylül Saat21.Ö0'de Rumelihisarı Yalnız 4 Gün Rej. RLTTKAYAZİZ Müzık :CEMIDİZ Bıle0er:Gışe: 287 1050 Vakkorama Taksım (2512888) Suadıye (350 8742), Rumelı (22440301 »« \j • • EZGININ GUNLUGU "Sezonun Son Konseri" Harbiye AÇIK HAVA Tiyatrosu Tarih: 9 Eylül C.tesi Saat: 19.30 n KAWB BEKSAV Org MffjğMt 349 91 55 - 56 Vakko nun arka sokağı Kırtasıyea Sc* No 21 AJtyd Davetiyalen VAKKORAMA'lar - EVRENSEL KÜL MERK. - BEKSAV • MEFİSTO Taksim Kültür Sanat ılanlarınız ıçın 293 89 78 (3 hat) demokratık bır anayasa çıkarmışlardır Ne yazık kı bu tanhten sonra partıler kurulmuş. seçımler yapılmi!} \edevn Sülevmanıyebaşlamış sonra da '61 Anayasası kuşa çevTilmıştır Bunu goren halkımız meydanlara toplanmış, protestolar yapmış ama Sn Demirel kendılerıne "•yummekle >ollar aşınmaz" dı>ebılecek kadar uzak kaldı Buyıkım 12 Mart ıle ı\ıce artnıış. ancak 12 Evlul'le bırlıkte ıklıdara ge(,en E\ren Paşa kıyımlan az bularak beslememış asmıştır1 -\ynca 45-50 cıvarında olan ımam-hatıp okulu sayısı bırden üç yuzlere fırlamıştır Neyse bız bızımkılere( 7 ) gelelım Hoş bu bızımkıler tanımı ne kadar ujgun o tartışılır Çunku Atatürkçü halkm partısı CHP \ı parçaladılar \>n a\rı partıler kurdular Yukarıda anlattığım rejım duşmanlannın sola vaptığının on katını onlar yaptılar Iktıdar hırsı hepsının gozlennı dondurmuş durumda Sa\ınBa\kalher seçımde ada> olu\or kazanamiNor \ma ıktıdar hırsı o>le fazla kı vılmıvor Murat Karayaiçın seçımsız başbakan vardımcısı oldu Bu da yetmedı memleketımızın \e partımızın haklannı koruvan Mumtaz Soysal ın elınden Dışışlen Bakanlıgı"nı da aldı Aydın Güven Gurkan, Sosyal Guvenlık Bakanı oldu \e demokratık haklar mucadeiesıne gırdı Sabancı \>dınBev'e "\iyjciler" dedı Acaba neden hıçbır mıllenekıiının sesı çıkmadı Necdet Menzir hepınıze "komunistter. dinsizler" dedı Hâla>erındeduruyor Acaba bır öğretmen bu sözü sö>lesevdı halı ne olurdu Son kez gozunu ıktıdar hırsı burümüş CHP'lılere soruyorum Acaba CHP halkm partısı mıdır' E> efendıler gelın gerçeklerı gorun Sızı oraya getıren halkınıza sahıp çıkın Mehmet Ali Aydın Emeklı Öğretmen PENCERE Yaba Daba DuuuL Insan, sevıncını ya da acısını nasıl dışa vurur?. Çeşıtlı yolları ve yordamlan var Arabın, Ingılızın, Turkun Italyanın ya da Afrıkalı sıyahın yoğurt yı- yışlerı bırbınne benzemez Ustelık her ulkede sı- nıflar katmanlar, bolgeler vardır, kımı yerde cena- ze torenı ıçın profesyonel ağlayıcılar tutulur, kımı yerde gozyaşını gızlemek soyluluk sayılır, kımı yerde gelının babası sevıncını yansıtmak ıçın go- bek atar, kımı yerde dort okka ellı dırhem yerınde oturup kasılır Tum gelenek ve goreneklere hoş- goruyle yaklaşmak, konuyu bılımsel ınceleme ko- nusu saymak gelışmışlık gostergesıdır • Ancak ılkel topluluklarda çoğunlukla acının ve sevıncın dışavurumu gurultulu oluyor Olum karşısında kendını yerden yere atıp debe- lenenler daha çok mu acı duyarlar? Sevıncını dıle getırmek ıçın ılle de sağa sola ateş edıp onu bunu yaralayıp oldurmek mı gerek? Mıllı takımımız Macarıstan'ı 2-0 yenınce tum yurt duzeyınde yaşlı genç demeden çıldırdık, se- vıncımızın ıtıcı gucunde mutluluğun doruğuna ulaştık!.. Gazetelenn manşetlerı ruhsal gosterge- mız gıbr "Turk aslanları' " "Buyuk zaferımız!.." "Tanh yazdıki " Bunun gıbı nıcelenne alışığız, ama, dun en ılgın- cı çok satışlı bır gazetemızın manşetı oldu - "Yaba daba duuuuu 1 " Ne demek bu 7 lyı bıldığım bır konu değıl "yaba daba dü"ye ben ılk kez "Taş Devrı" adlı bır Amerıkan resımlı romanında rastladım, daha sonra sınemaya uyar- lanan bu resımlı romanda kahramanlar sevındık- lerı zaman çığlık atıyorlar "Yaba daba duuuu 1 " Demek kı Turk toplumu bundan boyle sevıncı- nı bellı etmek ıçın hep bır ağızdan haykıracak: Yaba daba duuuu 1 Tarıhsel bır zafer mı kazandık. Yaba daba duuuu1 Boşnaklar Sırplan puskurtup topraklarını ele ge- çırırlerse bız Turkler hep bır ağızdan bağıracağız. Yaba daba duuuu 1 Azenler Ermenılen dıze getırıp Dağlık Karabağ'ı gen aldıklarında Yaba daba duuuu 1 PKK'yı mı ezdık- Yaba daba duuuu 1 • 2000'e 5 kala dunya değıştı, 21'ıncı yuzyılda neler olacak? Yepyenı ufuklara açılacağız Bu- gun Turkıye'nın yarısından çoğu genç nufus' . Gençlenn kanları kaynıyor, başarıya ozlemlenmız, yureklerımızde fırtınalar estınyor 3'uncu Bınyıl kapımızın eşığınde... Ama neden "yaba daba duuuu? " Sevıncımızı dıle getırmek ıçın 'Taş Devn"nden mı esınlenecektık? Taş devn, cila.li taş devrı, tunç devrı, demır dev- n, komurdevn, buhar devrı, petrol devn. hıçbın- nı beğenemedıysen bılım devrı Ve bılımsel teknolojık devnm donemı. Nıçın "yaba daba duuuu 7 " Genç Turkıye top- lumunun yaratıcılığı "yaba daba duuuu"y\e bağ- lanacak kadar kısır mı?. Sevıncımızı bıle sıradan bır Amerıkan resımlı romanından abartılmış soz- cuklerle mı vurgulayacağız 9 Stadyumları doldu- ran mılyonlarca gencın coşkusunun dışavurumu- nu dıle getırecek daha guzel bır deyış bulunamaz Her neyse. butun bunlar bır yana, Macarıstan'ı yenmemıze ben çok sevındım Oyleyse ne dıyeyım Yaba daba duuuu 1 BASKI ELEMANI Gazetemızın baskı bölümünde yetıştınlmek üzere, Meslek Lısesı mezunu, askerhğinı yapmış eleman aranıyor. Tel:512 05 05-480 Keyıf düşkünlenne özel "tşte îstanbul" manzarası ve nostaljık canlı gıtar ıle unutulmaz geceler. Rez. Tel: 252 2710 RİZE İASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Savı 1994 461 Da\acı Gulsum Kasap tarafından da\alılar Halıl Ka- î>ap Hacer Beyaz \e Nufu^ Mudürluğu ale\hıne açılan gaıplık da\asmın duruşmaları sırasında venlen ara kara- n gereğınce Rıze Merkez Kocatepe Köyu nden tsmaıl ve Guls.um"den olma 1 5 1970 doğumlu Huseyın Ka- sap ın 21 Kasım 1993 tanhınde ölum tehlıkesı ıçınde kavbolduğu \e olduğu ıddıa edıldığınden kendibinden haber alınamadıgı, bu Husevm Kasap'ın durumunu bı- lenlerın bılgılennın duruşma gunu olan 15 9 1995 gunu Rıze Aslı>e 1 Hukuk Mahkemesf nın 1994 461 esassa- yılı dob\a\a muracaatlan nca olunur 2 5 1995 Bası'n 22387 TATV\N ASLtYE HUKLK HAKİJMLİĞl'NDEN 1995 40 Da\acı TaUan Beledıve Başkanlığı vekılı A\ Enver Denn tarafından da\alılar Ahmet Engın ve arkada^lan aleyhıne açılan gen alım davasının yapılan duruşmasın- da Tatvan Ç ağlavan mahalleMnde ıkamet eden davalı Ah- met Engın adına çıkanlan teblıgatm teblıg edılmedığı, ya- pılan adres araştırmalan netıcesmde davalmın adresının de tespıt edılemedığtnden açılan dava nedenıyle teblığ yenne geçmek uzere ılanen teblıgat vapılmasına karar ve- rılmış olmakla, adı geçenın duruşmanın atılı bulunduğu 26 9 1995 gunu saat 9 da duruşmada hazır bulunması \ e- ya bır vekılle kendısını temsil ettırmesı, aksı takdırde yokluğunda vargılama vapılarak karar venleceğının teb- lıgı ılan olunur Basın 39936
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle