18 Nisan 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8EYLUL1995CUMA CUMHURİYET SAYFA 11 Tet 0.212.512 0S 05 Fnb: 0.212.513 90 98 KIM KIME DUM DüMA BEHÎÇAK Oncesi ve sonrasıyla Deniz Baykalntalya'dan CHP üyesi Yılmaz Dikbaş, "Deniz Bitti" kitabıy- la ilginç bir çalışmaya imzası- nı atmış. Dikbaş kitabında, öncesi ve sonrasıyla Deniz Baykal "ı anlatıyor ve ağır eleştiriler yöneitiyor... Deniz Baykal'ın memleketi Antal- ya'da böyle bir kitap yayınlamak arı ko- vanına çomak sokmak gibi bir şey ol- sagerek... Aldığı tepkileri soruyoruz Dikbaş'a... Önce CHP'yi ikiye ayınyor. Parti üyesi olanlar ve olmayanlar diye... Partiye üye olmayan CHP'lilerden gelen tele- fon ve faksların çoğunda "Eksiğin var" deniyormuş... Dikbaş da belgelerini göndermeleri kaydıyla kitabının ikinci baskısında bu eksikliklert gidereceğinı belirtiyormuş. Ve CHP üyesi olduğunu söyleyen fa- kat adını açıklamayan ya da açıkla- maktan korkan bir kesimden de küfür telefonları, fakslar geliyormuş... "De- niz Baykal'a laf söyleyenin anasını av- radını" diye sövüyorlar, "Vururuz ulan seni" diye tehditler savuruyorlarmış... Yılmaz Dikbaş, küfür edenlerin, teh- dit savuranların herhangi bir "eleştiri" yöneltmediklerini özellikle vurguluyor. Hani, "Kitapta yazdığın şu kısım doğ- ru değil, burada yanlış yazmışsın" di- ye belgesini gönderseler, Dikbaş ikin- ci baskıda hatasını da düzeltmeye ha- zırmış... işte öncesi ve sonrasından bir kaç kesit: "Önce, Meclis'te yaptığı ilk konuş- mada Nesimi'den Pir Sultan Ab- dal'dan coşkuyla bahsedip bazı ke- simlere Alevi olduğu yönünde izlenim- ler vermeye çalışan Deniz. Sonra, SHP'nin genel sekreteri olduktan son- ra partide temizliğe başlayan ve 'bu partiden solcular, Kürtler ve Aleviler te- mizlenecektir' diye bağıran Deniz. Önce Altı Ok'un tüm ilkelerine sıkı sı- kıya baglı olduğunu söyleyen Deniz. Sonra, DevletçHik ve Devrimcilik ilke- lerinin artık modasının geçmiş olduğu- nu söyleyen, Devrimciliğin adını bile âğzına almaktan korkan Deniz. Önce, emekçiden yana olduğunu SESSÎZ SEDASIZ MRIKURTCEBE söyleyen Deniz. Sonra, ANAP felsefe- sini benimseyen Deniz. Önce, CHP'nin lideri Bülent Ece- vit'in altını oyarak liderliğı ele geçirme- nin karanlık hesaplannı yapan Deniz. Sonra, Kurultay'da Ecevit'le karşı kar- şıya kalınca. 'Genel Başkanıma her za- mankinden daha bağlıyım' diyen De- niz. Önce. Genel Başkanı Erdal Inö- nü'nün gezilennde parti sekreteri de- ğıl de, özel sekreteriymiş gibi davranan Deniz. Sonra, Inönü'ye 'Hardal Paşa' adını takıp, yakın arkadaşlanyla birara- ya geldiğinde 'Nasıl. Hardal Paşa iyi mi?' diye kahkahalar patlatan Deniz. Önce, 12 Eylül'ün darbeci general- lerine karşı yakın arkadaşlarının önün- de babalanan Deniz. Sonra, yurtdışına çağnh olarak gittiği bir kongrede Tür- kiye'de işkence yoktur' deyip general- leri savunan Deniz. Bir taraftan, Ticaret değil, politika yapıyorum' diyen Deniz. Diğer taraf- tan, milyartık araziler, villalar alan, pa- zarlama şirketi kuran Deniz." Vapurdaki polisler D enizcilik işletmesi'nin araba vapuru, Lapseki'den Gelibolu'ya hareket edeli 15 dakika olmuştu. Vapur, Çanakkale Boğazı'nın orta yerinde rotasını değiştirip geriye, tekrar Lapseki'ye döndü. Yolcular ne olduğunu merak ederken, vapur iskeleye yanaştı ve iki trafik polisi indi. Yoiculardan Turap Satılmış, bir vatandaş olarak, yolculara yapılan bu saygısızlıgın, boşa harcanan zamanın ve tüketilen yakıtın hesabının nasıl sorulacağını merak ediyor... Yetkililer lütfedip bir açıklama yapar mı acaba? Eğer polisler vapurda sohbete dalıp denize açılmadıysa ve gizlilik derecesi yoksa vapurdaki "operasyon" neyin nesiydi! Mert Ali Başanr'dan SÖZDEYİŞLER Kim daha yorgun, ben mi yoksa bu şehir mi? Bir Kunultay Delegesinin Evrak-ı Metrukesiiirin adı başlıktaki gibi... Nezih Deniz yazmış. Bestelenıp CHP Kurultayında şarkı niyetine söylense yeridir: "Çağdaş dünya koşuyor dolu dizgin Babamızın güvencesi, Ananın gelmez. damadıyız. Şöyle bir hatırlayın, tozdumana Görücüye çıkar bizde genel kattılar, başkanlar, Çoğumuz salondayken bilmem Helvasını yapanz yetmez buna akşamlar. uzaya, En büyük gerçek biziz, putumuzu Bizler yine yolcuyuz belli ki Kurultay'a. yapanz, Koskoca bir misyonun kaderi Yaptığımız putlara hep birlikte tapanz. elimizde, üsteler önümüzde, dersimizi Ne uğraşiar verilir olmaya çalıştık, yerimizde. Biz bizlerin seçtiği iktidara alıştık. Savaşların gölgesinde zorken ülkede Butün televizyonlar sahneye hayat, Çok partili sistemde olmuş herkes demokrat! Atılmış kör kuyuya üst üste hürriyet, Mikroskobun altında koskoca cumhuriyet. Her ne olursa olsun ecdatlann yadıyız, Laforizma Cihan Demirci den bir laforizma: CHP, ıssız adava düştügünde bıle yamna üç tane başkan adayı alacak bir partidir! kurulacak, Raiting'imiz yüksektir, reklamlar kazanacak. Yıldız gibi kayarken bir tarihin izleri, Patlamış mısır, cola, izleyecekler bizleri. Belediye başkanına yük, çekme kat gibiyiz, Mahmuz, kapalı gözlük, tam tekmil at gibiyiz. Bir kere doğru yapsak aklımızı dinlesek, Acaba ne yaparlar Ankara'ya gitmesek? Biz emekçi insanız, görev aşkı tükenmez, Işlerine uymazsa bu sefer onlar nerde yattılar. Zevke göre seçilmenin bir yolunu buldular, Baraj altı siyasetin tarihçesi oldular. Sosyal demokrasiyi hep un ufak ettiler, Yeni Cami avlusunda güvercine attılar. Muhalefetteyken, feleğin titrerdi dizleri, Bir gözleri ahuya zebun ettı bizleri. Ne yıldızlar yetiştirdik oniki yıldan beri, Bazılan şarap gibi yıllar onlardan geri. Altı Ok'un sevdasıyla her tahtaya yaş bastık, Malzeme bu diyerek bağnmıza taş bastık. Tüm Türkiye ayakta geliyoruz yine biz, Hikmet, Murat, Mümtaz, Deniz, birisi liderimiz. Kimbilir son çaremiz belki sazcı Zülfü'dür. Erdal Bey'i düşünmeyin Medine'ye rnüftüdür." Karayalçuı, Kurultay'a Çiller'in verdiği Mercedes'le aıi geleeek? Köprii geçişine zam yapmadan önce hesap verilsinedyanın herşey olup bittik- ten sonra halkla birlikte fer- yada, vareylaya başladığını anımsatıyor Prof. Aydın Ay- bay... Ve sözü, yakında basılacak ye- ni bir feryada getiriyor: "Bilindiği gibi Boğaziçi'nde 'medar- ı iftiharımız' iki adet köprümüz var. Bunlar yapılah çok oldu. Uzerlerinden on milyonlarca araç geçti. Bunca yıl- dan sonra, ister bakkal hesabıyla, is- ter ince ekonomist hesabıyla olsun, köprülerin yapım giderteri çoktan kar- şılandı. Geriye kalıyor, bakım, muhafa- za ve onarım harcamaları. Köprü geçişi paralı olduğu için, bu harcamalann tamamı veya bir bölümü geçen araçlardan toplanan paralarla karşılanıyor. En ucuz geçiş 50 bin lira. İşte, sayın yöneticiler bugünlerde bunu ikiye katlama hazıriığı ıçindeler. iki adet gerekçe söylüyorlar: Birincisi, şu kadar zamandan beri zam yapmamışlar. Ikincisi, bakım ve onarım giderleri çok artmış. Her iki gerekçe de yanlış, haksız ve insafsız. Bir kere şu var: Yol yapmak, köprü yapmak, meydan ve park dü- zenlemek, kamu yönetimlerinin doğal hizmetleri kapsamındaki işlerdir. Bu hizmetlerin karşılığı olarak, hizmetten yararlanandan para alınması geçerli bir yöntem değildir. MimarSinan'ın yap- tığı köprülerden geçenlerden para al- dığını duydunuz mu?" Amahocam... Deli Dumrul dayap- madığı köprülerden para alıyordu... "Kısacası bu tür hizmetlerin karşılığı vergi gelirlerinden sağlanır ve hizmet halka 'kamu hizmeti' olarak parasız su- nulur. Ama diyelım ki, zaman geçti, devran değişti: Özellikleri olan bu tür hizmetler için. hizmetten doğrudan ya- rarlananlardan da 'kullanma resmi' ni- teliğinde bir 'katılma payı' alınması usulü kabul edildi. O zaman şu soruyla karşılaşılır: -Ne kadar alınacak? İşte, bu sorunun yanıtı 'şu kadar za- mandır zam yapmadık, şimdi son tari- feyi ikiye katlamak gerekiyor' değildir. Çünkü yapılan iş bir kamu hizmeti- dir ve asıl olan bunun bedava olması- dır. Hizmetten doğrudan yarartanan- lardan alınmakta olan katkı payının art- tınlması söz konusu ise bunun tutan 'şu kadar zamandır zam yapılmamış olması' gerekçesine dayandınlamaz. Öyle ise neye dayanılacak? Doğal olarak doğru ve namusluca yapılacak ince bir hesaba. Buradan geliyoruz ikinci gerekçeye, 'bakım, muhafaza ve onarım giderlerinin artmış olması' ge- rekçesine. Yine başa dönersek, bu giderlerin asıl kaynağı bütçedir, vergi geliridir. Ama diyelim ki. buna da hizmetten doğrudan yararlananların katkısı ön- görülüyor. O zaman, bu nedenle mev- cut tarifeyi değiştirerek, zam yapmaya kalkışanlar, kamuyu, halkı tam olarak bilgilendirmeli. Geçişlerden ne kadar para topladıklannı ve bu paranın ne ka- dannı bakım ve onanm giderlerine har- cadıklannı ya da harcayacaklarını ka- lem kalem açık-seçik anlatmalı ve açıklamalıdırlar. Böyle yapmayıp, ge- çen yüzyılın tekelci özel girişimleri gi- bi, firsat bu fırsattır deyip, 'masraflar çoğaldı, fiyatları arttırdık' şeklindeki yaklaşımla, 'kâr maksimizasyonu'na gidilmesi, kamu yönetimlerine yakışa- cak bir tutum değildir. Burada geçerli olan yöntem, halkı ahmak yerine koy- mayıp, doğru ve tam olarak hesap ver- mek, saydam olmaktır. Herkesin gözü önünde, köprülerden hergün, sabah akşam, onbinierce araç akıp geçerken ve her bir araçtan en az 50 bin lira alınırken, bu hesabı bir ya- na itip sadece 'masraflar arttı' gerek- çesiyle geçiş parasını ikiye katlamaya kalkışmak, sorumsuzluk, halka saygı- sızlık ve son çözümlemede 'sömü- rü'dür. Son olarak şunu da anımsatayım: Köprüden araçla geçmek, bugün, bel- li bir varlıklı sınıfın lüksü ve imtiyazı de- ğil, çok geniş bir kitleyi ilgilendiren bir gereksinimdir. Bu bakımdan konuyu 'varsıl-yoksul' demogojisi ile çarpıtma- ya da kimsenin hakkı yoktur." Evet hocam... Üstelik bugün iktidar- da olan DYP'nin seçim vaatlerinden bin de şeffaflık ve köprü geçiş ücretle- rini yarı yarıya indirmekti... Var mı bir babayiğit, şu köprü hesa- bını namusuyla verebilecek! GADDAR DAVUT NURI KVRTCEBE /VOOLLU2VO&HA AZ7IK CUiVÜTA&S' K/ÇJtHOCAimDt'/rtMİ BBNSAAJA BAS/NA OLUCAHSENHA?ş A/EDEOtfiJ? 3OCUZ-, AOAM OL/HAA/IN /KşAfzr s :• OUJtZL BULUT BEBEK NVRAYÇIFTÇI ama üvnitziz diil.. t MIRMIRLAR VĞUR DLRAK TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 8 Evlül "CIA"CIA" KURULUYOR! 194-7"PE BUGUN, AMEEiKAN MEgtCEZÎ HA8EG ACMA Z KURtJLMUfTV. WGlC/ZC£ ADIN(N S4f >L£ K/SACA "C<4"(S/-AY-EY) OİY£ TAMlMAN OfcGAUıZASyOM;fi. DÜMYA SAVAŞI SÜ- RESlNCE ÇAUŞMAL4R YAfHN "<XSS. "(OPPtC£ OP sr/zAreetc se&v/css) ORTADAU KALtcriKVANSON- RA SE/İ£KLİ Sa/ZÜLMÜfrÜ. 8<4f/tA/V rKUMAM, OA'İN SAÇ'HA,6ıZU SEZvtS İŞLERİNDE PENBYtM- Ü AU-EN WELSH DULLES'/ AT74M/ŞT7. 8U ICİÇİ, OAHA SOMZALAet E/S£MHOU/E/?'E Pt$İŞL£f>/ &4K4/V- U6I YAPAN JVHAI FOSTTER PULLES'/fJ K/ieC>£ÇiyDİ.- C/A'İM VALNUCA UABEKALMAKLA YErtNMEDİĞt, PUN- X4A/M/ HEfl YAmNPA,ST^UMEYBN HÜ<ÜME7l£Rl (>EVİIZ- M£,StYAS( HOMPLOLAg DÜZENLEME^UTİKOMuUIST- LBfLi OESTEKL£ME 6İBİ İÇLER >HPn£/ SİüHMEKr£D/e BOĞAZÎ0 ÜNİVERSİTESİ Meslek Yiiksekokulu Sertiflka Programlan* Boğazıçı Üniversitesi Meslek Yüksekokulu 1995 ' 1996 öğretım yılında lıse ve dengı okul mezunlarına yönelik aşağıdaki Sertifıka Prog- ramlannı açmaktadır. Temel tşletme(tngilizce)DahiIi No: 1310 Programda işletıne konularındaki temel bilgiler. lngilizce olarak \erilecektır. Bilgisa\ar Elektroniği Dahili No: 1338-1361 Bilgisayarlann yapısı, mimarısı ve tasanmı konulannda eğitim vermevıamaçlamaktadır. IATA-İJFTAA TicketingDahili No: 1990 Turızm Işletmecıliğı Programı desteği ile venlecek olan prograını sonundâ başarılı olanlara İATA- UFTAA-Uluslararası Ticketing Sertıfikası venlecektır. Bilgisavar Prograıncdığı Dahili No. 1941-1306 Programın amacı piyasanın ihtiycı olan sistem analist ve programcılık görevlerini birlikte yürütebilecek elemanlar vetiştırmektır. Yönetici Sekretertiği Dahili No. 2113-1307 Programın amacı, vönetici sekreterliği mesleğıni mesleki bilgilenn yanı sıra işinin gereği olan en yenı teknolojilerı de kullanabilecek bilgilerle donatarak vermektır. BİLGI İÇİN Adres: Boğazıçı Üniversitesi Meslek Yüksekokulu Hisar Kampus(Rumelı Hisarüstû son durak) Tel: 263 15 00 veya 263 15 40' Dahili No * Sertifıka Programlan Boğaziçi Üniversitesi Vakfı Uygulamalı ESıtim ve Destek Hizmetleri Iktisadi Işletmesi işbirliği ile yapılmaktadır. Basın: 40497 KIRŞEHİR SULH HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN; SatışNo: 1995 50 Kırşehir ili Kayabaşı Mahallesi Selgah mevkiinde kain 1030 ada 10 parsel savılı 324 m2'lik taşmmaz337.500.000 TL muhammen bedelle IİF kanunları hükümleri geregince açık artırmak suretıyle umum arasında Kırşehir Sulh Hukuk Mahkemesı kalemınde 9.10.1995 günü saat 09.30 ile 09 45'te birincı satı^ı yapılacaktır. Aynı gün alıcısı çıkmadığı veya muhammen bedelin yüzde 75'mi doldurmadığı takdirde aynı yer vesaatlerde 19.10 1995 günü 2. satışı yapılacaktır. Taşınmaz maliklennden adresı tespıt edılemeven Mustafa'nın satışın yapılacagı gün ve sa- atte belırtılen yerde bızzat hazır bulunması veya kendisını bir vekılle temsil ettirmesi. aksı takdirde satışın yokluğunda yapıl hususlan sa- tıs ılanı teblığ verıne kaim olmak üzere ilan olunur. Basw. 4012?
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle