25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 12EYLUL1995SAU HABERLER Kısa Kısa • Anayasa Mahkemesi, kapatılan DEP'in cezaevinde bulunan eski milletvekillennın, bu sıfatlannın iadesine ilişkın başvuruyu bugün göriişerek karara bağlayacak. • Deniz Baykal'ın CHP Genel Başkanlığı"na seçilmesi, Ankara"daki diplomatık çevrelerde 'sörpnz' yaratmadı. Batılı diplomatlar. Hikmet Çetin'in Dısışlerı Bakanı olarak görev lendirileceğini umarken erken seçimle ilgili olarak da '"Ülke için bu aşamada yapılması sakıncalı olur" yonımunu yaptılar. • Danıştay Genel Sekreterliği"ne yaklaşık iki aydır Danıştay ü>eligi görevini yürüten Turan Falcıoğlu atandı. • Içişleri Bakanı Nahit Menteşe, bazı yasa ve yönetmeliklere aykın olarak kamu kurum ve kuruluşlanna ait hizmet otolanyla vatandaşlara ait araçlara tepe lambası ve siren gibı uyancı isaretler takıldığını belırterek valiliklerin buna engel olmalarını ve ilgili kişıler hakkında yasal işlem yapılmasını istedi. • Türkiye tthalat ve lhracatçılar Derneği (TİDER). CHP Genel Başkanlığı'na seçılen Deniz Baykal'ı kutladi. • Hakkâri, Diyarbakır. Tunceli. Siirt, Şırnak ve Bitlis'in kırsal kesiminde güvenlik güçlerince sürdüriilen operasyonlar sırasında 11 terörist öldürüldü. • Yeni Günaydın ve Süper Tan gazeteleri ile Kutman Holding'in sahibi Bekir KutmangiPi öldürmek suçundan, 4'ü hakkında idam ıstenen. 5'i tutuklu 8 sanığın yargılanmasına dün devam edildı. • Yargıtay 10. Hukuk Dairesi, işçilerin izinlerini istediklen zaman kullanmayacaklannı. işverenin izni alınmadan izne çıkan işçilerin patronlanna ıhbar tazminatı ödemek zorunda olduklanna karar verdi. • İnsan Haklan Derneği (IHD) AnkaraŞube Başkanı Naciye Erkol. Kenan Bilgin'in 12 Eylül 1994'te Ankara'da gözaltına alınmış olmasına karşın hâlâ kendisınden haber alınamadığinı vurgulayarak gözaltında kayıplann sorumlulannın ortaya çıkarılmasını istedi. • Tesisleri özelleştirilen Et ve Balık Kurumu'nun Sürt'in Tahtanin bölgesinde yer alan 123 dönümlük arazisi, terör yüzünden göç eden yurttaşlara konut yapımı içın tahsıs edilecek. • Seyhan Belediyesi'ne bağlı Güney Belediyeleri AŞ bünyesınde çalışan 950 işçi adına yürütülen toplu iş sözleşmesi görüşmelerinın uyuşmazlıkla sonuçlanması ûzenne iş yenne grev karan asıldı. • Istanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'nün gerçekleştirdiği operasyonlarda yasadışı TDKP'GKB üyesı olduğu ve örgüte yardım ettiği öne sürülen 8 kişi yakalandı. • Birsüredir Istanbul'da bulunan Iskeçe Müfrüsü Mehmet Emın Aga, dün Istanbul Emniyet Müdürii Necdet Menzir'i makamında zivaret etti 1980'de gerçekleştirilen darbenin üzerinden 15 yıl geçti 12 EyKÜ: inadı EYLUL • 12 Eylül 1980'e bir yıl kala 27 Ağustos 1979 günü Zafer Haftası nedeniyle dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Kenan Evren, Türîc Silahlı Kuvvetleri'ne hitaben şu konuşmayı yapıyordu: "... Ama sizleri temin ederim ki o kendini ve milletini idrakten aciz vatan hainleri, her zaman olduğu gibi karşılannda bizleri, Türk Silahlı Kuvvetleri'ni bulacaklar ve bir gün gelecek hesabını millet önünde verecekler." 7 2 Eylül 1980™ Üze- rinden 15 yıl geç- mesine karşın yara- lannı bugün bile saramadığımız bir dönemin başlangıç tarıhi... "12 Eylül nedir" sorusuna Av ukat Fikret llkiz, "12 Ey- lül faşizmdir" yanıtını veri- yor. Veekliyor: "Faşizm kendi kurumla- nyla kendi yasalanvla ege- men olur. Halk adına ege- menligi, ideolojKi için kulla- nır. Aydınlan. ülke sorunla- nnı düşünen insanlan yok et- mek ilk kuralıdır. Bu amaç- la faşizme uygun yasalar ya- pılırveuvgulanır." Evet, 12 Eylül de kendi kurumlarıyla. yasalanyla geldı. 12 Eylül 1980'den sonra Türkiye'de, Türk mil- leti adına 'emir ve komuta zinciri" içinde 'olağanüstii bir döncm' başladı. Ancak Türkıye'dekı bu olaganüstü dönem bir eünde başlamadı. 12 Eylül 1980'e bir yıl kala 27 Ağustos !979günüZafer Haftası nedeniyle dönemin Genelkurmay Başkanı Or- general Kenan Evren, Türk Silahlı Kuvvetleri'ne hita- ben şu konuşmayı yapıyor- du: "_ Ama sizleri temin ede- rim ki o kendini ve milletini idrakten aciz vatan hainleri, her zaman olduğu gibi kar- şılannda bizleri, Türk Silah- lı Kuvvetteri'ni bulacaklar ve bir gün gelecek hesabını mil- let önünde verecekler. ... Ebedi Başkomutan u- lu önder Atatürk, bir za- mantar sanaşöyle seslenmiş- ti: "Dünyanın hiçbir yerinde ve ordusunda yüregi senin- kinden daha temiz ve daha sağlam bir askere rastgelin- memiştir. Herzaferin maya- sı sendedır. Her zaferin en büyük payı senindir.' Sen bugün de bu övgüye layıksın, bugün milletin ve cumhuriyetin yılmaz bek- çisi sensin. Iç Hizmet Ka- nunu'nun sana verdiği 'Türkiye Cumhuriyeti'ni ko- rumak ve kollamak' görevi- ni gerektiğinde tam anbmıy- la ve kusursuz olarak yerine getireceğin muhakkaknr.-** Askerı darbeden bir yıl önce söylenen bu sözlerı kımse dikkate almadı Kim- se bu sözlerle Evren'ın "bir gün her şeye el kovacaklan" mesajını verdiğinı düşünme- dı. Bu mesajdan bir yıl son- ra 26 Ağustos 1980"e gelin- dığinde Ev ren ve arkadaşla- n 'müdahale' karan aldılar. Evren ve arkadaşlarına göre müdahale için en uygun za- man 12 Eylül'dü. 12 Eylül 1980 günü saat 04.00'te Türk Silahlı Kuvvetleri Iç Hizmet Kanunu'nun 35. maddesi gerekçe gösterıle- rek "Türkiye Cumhuriye- ti'ni konımak ve kollamak" adına Milli Güvenlik Kon- seyi ülkeyönelimineel koy- du... Ve darbenin ilk günü, tüm siyasi faaliyetlerin yasaklan- dığı. partilerin, sendikalann faalıyetlerinin durduruldu- ğu. demokratik kitle örgütle- rinın kapatıldığı açıklandı. 1961 Anayasası "bol ol- duğu" için ortadan kaldınl- dı. Eğıtim sisteminden, ada- let sistemine, sendıkalarya- sasından dernekler yasasına kadar her konuya el atıldı Her uygulama için kendi ya- salarını yaptılar. Darbeciler "amaç"ları doğrultusunda yasalar çıkardıîar. Ya.salar çıktıktan sonra ise tüm uy- gulamalan "yasal" oldu. Böylece onlann yasalarına uymayanlar cezaevine ko- nuldu, işkence gördii, asıl- dı... Panışma Meclisi Artık Türkiye"de "otorite" vardı. Darbeciler. kendi oto- ritelen ve yasalan çerçeve- sinde bırçok uygulama ger- çekleştirdıler: Yepyeni bir Meclıs oluş- turdular. Artık Türkiye'yi Damşma Meclisi yönetecek- tı. Elbette ki bu Meclis. emir komuta zincirıne uyan ve • Bu mesajdan bir yıl sonra 26 Ağustos 1980'e gelindiğinde Evren ve arkadaşlan 'müdahale' karan aldılar. Türk Silahlı Kuvvetleri Iç Hizmet Kanunu'nun 35. maddesi gerekçe gösterilerek "Türkiye Cumhuriyeti'ni konımak ve kollamak" adma Milli Güvenlik Kurulu ülke yönetimine el koydu... Darbenin ilk günü, tüm siyasi faaliyetlerin yasaklandığı, partilerin, sendikalann faaliyetlerinin durdurulduğu, demokratik kitle örgütlerinin kapatıldığı açıklandı. otoriteyi tartışmasız kabul eden kışilerden oluşturuldu. 160 üyeli bu Meclis, 23 Ekım 1981 tarihinde göreve başladı. Ve ilk kararlan da "Demokrasiye geçişin ilk adımı olan Danışma MecU- si'nin açılmasını sağlayan ve milletçe özJenen huzur orta- mını varatan devlet başkanı- mıza, MGK üyelerine ve kahraman Türk Silahlı Kuv- vetleri'ne en derin şükran ve takdir duygulannı arz edil- mesT şeklinde alındı. 7 Kasım 1982 günü ise darbeciler. Türkiye'nin tüm sorunlannı çözeceğıne inan- dıklan anayasayı halk oyla- masına sundular. "Anayasa- ya hayır*" propagandasının yasak olduğu oylama sonu- cunda anayasa yüzde 92 oy- la kabul edildi. Kenan Evren de Cumhurbaşkanı seçildi. Demokratik bir ülke yeri- ne, ınsan haklan ıhlallenni yasal hale dönüştüren ve ya- saklamaları "yasa" ile dü- zenleyen 12 Eylül hukuku 49 kişiasıldı , 12 Eylül askeri darbesinin gerçekleştiril- diği günden 1986 yılına kadar geçen döne- min rakamsal dökümü şöyle: - 650 bin kişi gözaltına alındı. - Bir mılyon 683 bın kişi fişlendı. - 210 bin davada 230 bin kişi yargılandı. - 1 bın kişi için idam cezası istendı - 517 kişiye idam cezası verildi. - İdam cezası Yargıtay "ca onay lanan 259 kişinin dosyası Meclis'e gönderildı. - 49 kişi asılarak idam edildi. - 71 bin kişi. TCK'nin 141. 142 ve 163. maddelerinden yargılandı. - 98 bin 404 kişi, örgüt üyesi olmak suçun- dan yargılandı. - 388 bın kişiye pasaport verilmedi. - 30 bin kişi, sakıncalı diye işten atıkü. - 14 bın kişi. vatandaşlıktan çıkanldı. -30 bin kişi, siyasi mülteci olarak \ urtdı- şına gitti. - 300 kışı kuşkulu' bir şekilde öldü. -171 kişinin işkenceden öldüğü belgeler- le' kanıtlandı. - 14 kişi, cezaevlerindeki uygulamalan protesto etmek için yaptıklan açlık grevle- ri sonucu yaşamını yıtirdi. - 937 film sakıncalı di> e yasaklandı. - 23 bın 667 dernek yasaklandı. - 3 bin 854 ögretmen ile 120 üniversitede görev li öğretini üyesi ve47 hâkimin işine son verildi. - 7 bin 233 devlet görev lısı bölgeleri dı- şına sürüldü. - Halkın 'lıayır' demesinin yasak olduğu anayasa oylaması sonucu, 12 Evlül'ü va- panlara dokunulmazhk tanındı. -1402 sav 111 yasa nedeniyle 9 bin 400 ki- şi. kamu görevınden atıldı ya da sürüldü. - Gazetecilere toplam 3 bin 715 yıl, 6 ay hapis cezası verildi. - Yasaklar nedeniyle Istanbul"da gazete- ler toplam 300 gün yay ımlanamadı. - 13 büyük gazete için 303 dava açıldı. Gazeteciler hakkında toplam 4 bin \ıl ha- pis cezası istendi. - 300 gazetecı saldınya uğradı. - 3 gazeteci öldüriildü. - 31 gazeteci cezaev ine konuldu. - 211 gazeteci hakkında tazminat davası açıldı. - Gazetecilerden 12 milyar 848 milyon lira tazminat bedelı istendi. - 40 ton gazete, dergi ve kitap 'sakıncalı' olduğu için inıha edildi. Ne yapayım böyle aydını? • m vren. 28 Mayıs 1984 günü M . hem yurtdışına hem de yurt » - y ıçine gerekli mesajlan verdi. m j 28 Mayıs günü JL.^4 Cumhurbaşkanı Kenan Evren Manisa'da belleklerden silinmeyecek konuşmasını yaptı: "Sevgai hemşerilerim, Biliyorsunuz. "1961 Anayasasrnın kabahati yoktur' diyenler var. O anayasayı iy i tatbik etmeyenlerin kabahati varmış. 'O anayasanın gerektirdiği kanunlar çıkarılmadığı için o durumlarla karşı karşıya kalındı' diyorlar. Ve yine bazı çevreler var ki kendilerine ay dın damgası \uran çevreler, yalnız onlann dedikleri doğruy muş. SizJerin düşüncesi onlar için mühim olmuvor. Her seyi yalnız onlar bilir, başkası bilmez. Biz çok aydınlar görmüşüzdür. Vatan hainliği yapan bazı şairlerimiz var bizim. Yurtdışına kaçtılar ve başka bir memlekete sığındılar, orada öldüler. O aydın değil miydi? Ne yapayım ben öyle aydını. Ay dın damgası kimsenin inhisannda değiklir. Bu milletc hükmetmek için aydınlık gerekmez. Bu milletc hizmet gerekir. Son padişah Vahdettin de aynıydı. O aydın değil miydi, cahil miydi? Ama memleketi düşmanlara teslim etti. Ben ne yapayım o aydını. Ama onlann aydın demediği vatandaşlar, memleket işgale uğradığı /anıaıı eline silahını alıp çete olarak düşmanla savaştılar. Bir Demirci Efe çıkru düşmanla aylarca, senelerce savaştı. O cahildi, aydın değildi, ama \atanperverdi. Birinci Cihan Harbi'nin sonunda memleket işgale uğradığı zaman Atatürk Kurtuluş Savaşfnı başlattığında, İstanbuPda 'Bu savaş deliliktir, kurtuluş çaresi ya Amerikan mandasu ya İngiliz mandasıdır' diye tutturan aydınlar vardı. Ben böyle aydınlan ne yapayım?" tüm hızıyla sürüyordu. Her şey "meşru", her şey yasal ve her şey 12 Eylül askeri darbesinin ürünü anayasaya uygundu. Ve "özgür siyasi yaşam'" başlayabılirdi. Sıra sivil yönetime geç- meye geldığı için 3 Mart 1983'te Siyasi PartilerYasa- sı kabul edildi. 30 Nisan 1983'te Kenan Evren seçi- mın 6 Kasım'da yapılacağı- nı bildırdı. Evren ve arka- daşlan herfırsatta "arükde- morasiye geçilmek üzere ol- duğunu" anlatıyorlardı. 12 Eylül'den 2 yıl 8 ay 4 gün sonra 21 Mayıs 1983' te, Ev- ren'in deyişiyle. "demokra- tik yaşamın vazgeçümez öğe- lerinden olan" siyasi parti- ler kuruldu. Elbefteki kuru- culan Evren ve arkadaşları- nın onayladığı kişilerdi. Emir ve komuta zincirine uyan partilerle 6 Kasım 1983 günü seçim yapıldı. Yasaklarla vetolarla gerçek- leştirilen "demokratik" se- çimin sonunda Turgut Özal ve partisi ANAP iktıdara yer- leşti. Otonteye sadık olan Özal'ın döneminde de hiçbir şey değişmedi. Yine işken- celer devam etti. düşüncele- ri nedeniyle ınsan lar ceza- evine kondu, yine işçıler, öğ- renciler, memurlar sokaklar- da dövüldü... Ve Türkiye ye- ni uygulamalarla tanıştı: Yargısız infazlar, faili meç- huller. Özal, bu dönemde yaşamı boyunca övündüğü reformu gerçekleştirdiıTCK'nın 141 ve 142 inci maddelerinın kaldınlmasını sağladı. An- cak bu yasalann yerine TCK 141,142 inci maddeleri ara- tacak nitelikteki Terörle Mü- cadele Yasası getirildi. Ve aradan 15 yıl geçtı. Ar- tık sosyal demokrat bir partı iktidarortağı. DYP-CHPko- alisyonu da bir reform ger- çekleştirdi. 12 Eylül'ün en büyük mi- rası olan ve demokarisiyi, in- san haklannı. adaleti, özgür- lüğü kısacası tüm yaşamı et- kileyen anayasayı kendile- rince değiştırdıler. Her fırsatta 12 Eylül'e ça- tan partilerin oluşturduğu Meclis. anayasanın sadece 16 maddesinde bazı değişik- likler yaptı. Değışıklikler ise ne ana- yasayı sivilleştirdi, ne de 12 Eylül'ün tahribatını sildı. Hâlâ memursendıkalan grev yapamaz.... Hâlâ 12 Eylül döneminin yöneticileri yar- gılanamaz... 12 Eylül'de çı- kanlan yasalar ve KHK'ler için Anayasa Mahkemesfne başvurulamaz... Hâlâ ınsan- lardüşüncelen nedeniyle ce- zaevinde... tnsanlara hâlâ ış- kence yapılıyor... Yargısız in- fazlar, faili meçhuller sürüyor... Ve hâlâ "Bir gün tam demokarsiyegeçilecegi''. "in- san haklan ihlallerinin tama- men ortadan kalkacağı" söy- lenıyor.... YARIN: Basın susturuldu GUNDUZGOZUYLE MELİH CEVDET ANDAY Dünya Çapında Bir Olay Çok değerli sanatçı, uygariık müziğimizin yorul- maz yapı ustası dostum Aydın Gün'ün gırişimi ve Ya- pı Kredi Bankası'nın desteği ile gerçekleştirilen "Uluslararası Leyla GencerŞan Yanşması"nı cumar- tesi akşamı TRT'den izlerken coşku ve sevinçten uçayazdım. Çağdaş uygarlık içindeki göze çarpıcı ye- rimiz ve etkinliğimiz övünç verici idi. Yapı Kredi Bankası Genel Müdür Yardımcısı'nın, açış konuşmasında belirttiğine göre, böyle bir ulus- lararası yarışmaya kırk kişi başvurursa iyi bir katılım sayılacağı düşünülmüş, ama şu sevindirici sonuca bakın ki, dışardan ve içerden gelen başvurulann sa- yısı sekseni buluyor. Elemeden sonra yanşmayagir- me hakkı kazanan adayların sayısı ise on ikidir. Ar- jantin'den Çin'e, Kore'ye değin dünyanın dörtyanın- dan kadın, erkek opera sanatçısı, büyük müzisyeni- miz, dünyaca üniü Leyla Gencer'in adına düzenle- nen bu yarışmada yer almak için ülkemize koşup ge- liyor. Işte cumhuriyet devrimimizin yüceltici sonuç- lanndan biri daha! Dünyanın sanatta buluşması olayıdır bu. Sayın Ay- dın Gün, yarışmanın kapanış konuşmasında bu önemli olayın anlamını, tarihe geçecek unutulmaz sözlerle belirrti. Sağ olsun! Bu olayın çeşitli kesimlerce küçümseneceğini, da- hası eleştirileceğini sanıyorum. Gene sanıma göre, küçümseme ve eleştiri "Batı taklitçiliği" görüşü, inan- cı içinde biçimlenecektir. Sadece şeriatçılan ve ırk- çıları söylemek istemiyorum; teksesli müzikten ya da folklorik müziğımizden yana olanlarla, "kendi kültû- rümüz" diye anlaşılması oldukça güç görüş içinde y- er alanların da bu eleştiride birlik içinde bulunacak- lannı söyleyebılirim. Elbet bu olayda birliği sağlayan, teksesli müzik karşıtlığıdır. Bir anımı anlatayım: • • • Rahmetli Nadir Nadi Bey'in önayak olduğu, Tarab- ya'daki çarşamba öğle yemeklerinden birine Sayın Zütfü Livaneli de gelmişti. Sofrada karşı karşıya otu- ruyorduk. Sanırım Livaneli. Atina'daki bir konsenn- den yeni dönmüştü; kesin karara varmış, inancı tam insanlann kendine güveni okunuyordu yüzünde. Kar- şı gelinmeyeceğıni düşünerek. - Artık her millet kendi müziğini çalıp söylüyor, de- di. Ben de, - Folklorik müziği mi söylemek istiyorsunuz? diye sordum. - Evet, dedi. - Her ulusun folklorik müziği vardır, diye sürdürdüm sözümü. Ama her ulusun bir de uygarlık müziği var- dır. Ömeğin Osmanlı'nın uygarlık müziği, teksesli Bi- zans müziği idi. Şımdi uygarlık müziğimiz ise çokses- li müziktir. Folklorik müziğimiz ne denli bizimse, ya- rattığımız çokseslı müzik de o denli bizımdir. Bilmem ansır mı Sayın Livaneli? • • • Yazımın başına dönerek, cumartesi akşamı ger- çekleştirilen övündürücü yanşmaya adı verilen bü- yük sanatçımız Leyla Gencer Hanımefendi'ye derin saygı ve hayranlıklanmı sunmak istiyorum. ANAP'lı Sungurlu: Baykal, hükümetten çekilmezse geç kalır ANK.4RA (Cumhuriyet Bürosu) - ANAP Grup Başkanvekilı Oltan Sun- gurhı, CHP'nin yeni Genel Başkanı Deniz Baykal'ın. bugün hükümetten çekil- mezse kendini fesheden SHP'nin son Genel Başka- nı Murat Karayalçın v e es- kı CHP Genel Başkanı Hikmet Çetin gibi geç ka- lacağını ileri sürdü. Sungurlu. CHP kurulta- yı ve hükümetle ilgili ola- rak Cumhuriyet'e yaptığı değerlendirmede, Deniz BaykaPın daha kurultay salonunda hükümetin de- vam edeceğini açıklaması- nın, hükümetin devamı için hiçbir pazarlık olmayaca- 6mı ortaya koydugunu söy- Tedı. "BaşbakanTansuÇiller, dün gece rahat bir uyku uyumuştur" diyen Sungur- lu, "Baykal da Murat Ka- rayalçın'ın durumuna düş- tükten sonra istifa etse de bir anlamı olmaz" diye ko- nuştu. Kurultayın da CHP açı- sından hiçbir yeni sonuç doğurmadığını savunan Sungurlu, CHP'de ve hü- kümette aynı zihniyetin de- vam edeceğini ilen sürdü. Oltan Sungurlu. "Biz bun- dan sonra da muhalefet et- meje devam edeceğiz ve üçüncü Karayalçın hükü- metini izlemeyi sürdürece- ğE" diye konuştu. ANÂP Genel Başkan Yardımcısı Burhan Kara da Tanm-Iş Sendikası'nı ziyareti sırasında, gazete- cilerin sorulannı yanıtlar- ken CHP'nin sırtüstü dü- şen bir pehlivana benzedi- ğini ve ayağa kalkmasının kolay olmayacağını söyle- di. Baykal'a ilişkin göriiş- lerini. "İnsanlann huyu, ancak mezarda değişir. Baykal'ın hizipçi huyu da asla değişmez" diye dile getıren Kara, şunlan kay- detti: "Hepsi, kongre öncesi il- keleri öne çıkaran yeni bir ortaklıktan sözedeıier. An- cak ortaklık biraz uzayuı- ca. kırmızı plaka alışkanlı- ğı ön plana çıkar ve ükeler- den vazgeçerier. Aydın Gü- ven Gürkan'ın ifadesiyle Başbakan'ın 'aurası'naka- pılırtar. Bay kal'dan da bun- dan fazlası beklenmez." DENİZ BAYKATirV 681 DELEGENİN OYUYLA GENEL BAŞKANLIĞA SEÇİLDİĞİ CHP KURÜLTAYINDAN İZLENİMLER / ŞÜKRAN SONER aykal'a karşı olabildığince geniş bir muhalefet cephesı oluşturmak, böylece geleceklerini güvenceye almak üzere oluşturulan ittifak sonuç vermedi. Sol ve Karayalçın'm ekıplerinın çok geniş yelpazeli, pek çok ortak adayla oluşturduklan, öne çıkmış isimlerle güç toplayacağı sanılan listelerden, ancak 7 kişi Baykal listesini delerek partı meclısine girebildi. Aslında yanlış bir yorumlama olabilir bu. Baykal cephesinin kurmaylan, parti içı dengeler açısından parti meclisinde olmasını gerekli gördükleri önemli isimlerin seçilmesini sağladılar gibi bir sonuca da varabiliriz. Sonu başmdan belli kurultayda, oluşan "anti-Baykal" cephesinin geniş yelpazesine karşın. Baykal'ın yarattığı büyük oy farkı ve parti meclisi dağılımı üzerinde çok ciddi düşünmek gerek. Olaya medyamızın yaptığı gibi "Bay kal'ın zaferi, ekibi ile biıiikte polhikasının onaylanması" olarak bakabiliriz. Ya da bana göre çok daha geçerli, "partideki kimliksizlik, kararuzlık, başıbozukluğa bir tepki, gü^en ara\Tşı" gibı görebılinz. Sosyal demokrat partinin hiç içinde olmamış. ancak çok uzun yıllar sadece Bukalemun ve tek renk...gazeteci olarak değil, parti örgütlerinin düzenlediği sayısız açık oturum söyleşi nedeni ile gelışmeleri yakından izlemiş, partilılerle yüz yüze gelmiş. eğilimleri hakkında izlenımi olan biri olarak, bazı saptamalanmı aktarmak gereğini duyuyorum... 12 Eylül sonrası süreçte. SODEP'te, SHP'de. CHP'de yeniden toplananlar. sadece sosyal demokrasiye inanmış kadrolar değildi. Belki de onlardan çok daha agırlıklı olarak 12 Eylül'ün darbesini yemiş, kendi ideolojilerinin partisini kuramayacak sol yelpaze. ezıldiğine. horlandığına. haklannın gasp edildığine inanan her kesimden insanlar, bu çatı altında kendilenne güvence arayışına girdıler. Kentlerde, mahallelerde, kasabalarda, köylerde büyük ailelenn, aşiretlerin, kimi siyasi gruplann. kıtleler halinde sosyal demokrat partıye kaydolduklan gözlendi. Yeni parti oluşumunda kendilerine yönetimlerde de doğal olarak önemli yerler buldular. Hâlâ belleğimde çok canlı. kimi söyleşilerde. kendi ideoloji ve inançlannı sosyal demokrat çizgiyle bağdaştıramamış gruplar. kendi inanç, teori ve stratejilennı, sosval demokrasi ilkesi gibi kabul ettırebilmek üzere, sorularla biz konuşmacılan saatlerce terletirlerdi. Özeti sosyal demokrat çatı altında, yıllann ezilmişliği, horlanmışlıgı. hak kullanamamanın tepkılerı buluşmuş. ancak bir parti programı ve ilkeleri çerçevesinde bir uzlaşma noktasına vanlamamıştı. Herkes sosyal demokrasiyi kendi gönlüne ve çıkanna göre yorumlama eğilimindeydi. En tabandan en yukanya kadar yönetimi ele geçirdikleri her yerde de sosyal demokrasiyi kendi bildikleri gibi yorumlayıp uygulamaya kalkıştılar. Sonuç olarak "bukalemun" gibi her renge girebilen, kendi kimliğini yitiren bir parti yapısı ortaya çıktı. llçe, il. belediye başkanına. bakana göre değişen anlayışlarla particilik yapıldı. Ülkenin içinde bulunduğu büyük sosyal, ekonomik sorunlar. Güneydoğu'da yaşanan trajedi, insan haklanna aykın yoğun bir iç göç, anormal boyutlarda artan işsizlik, yoksullaşma, ırkçı, şeriatçı hızla büyüyen tehdit, yeni dünya düzeni ve ideolojisinin, sosyal demokrasi üzerinde de yarattığı tahribat, kafa karmaşası bu olumsuz partileşmeye tuz biber ektı. Aşiret, büyük aile olarak. etnik köken dayanışması içinde partiye girmiş, ezilen yoksul kitleler, partinin önce yerel yönetımde, sonra iktidar ortaklığında yönetime gelmesinı. sıkıntılanna çözüm üretebilecek önemli bir araç olarak gördüler. Parti örgütlerinden yönetimlere. yakınlannın işe alınması yolunda akıl almazbirbaskı geldi. Kaçınılmaz önemli çıkar bağlan. haksızlıklar yaratılmış oldu. Yerel yönetimlerde de iktidar ortaklığında da sosyal demokrat partinin içine düştüğü olumsuz tablodan tek başına liderler ve kadrolannın sorumlu tutulmalan bana göre hep büyük haksızlık oldu. Temel nedenin, 12 Eylül'ün insan kimlıği de dahil yarattığı büyük deformasyonun. ardından partileşmede yaşanan yanlış yapılanmanın gözardı edilmesi, buna göre önlem alınmaması yıllann kaybedilmesini getirdi. SHP'de ne yazık ki genellikle en sol ve devrimcilık adına. ırkçı, mezhepçi. çıkara. sosyal demokrasiyle çatışan ideolojilere dayalı hertür ayınmcılık yapıldı. Tabii ki sonuç olarak sosyal demokrat bir partinin kucaklaması gereken bütün bu temel sorunlara, ezilen çoğunluğun sorunlanna yönelık olarak da sağlıklı hiçbir politika üretilemedi. Sosyal demokratlann ne Güneydoğu, ne iç göç, ne büyük yoksullaştırma, yeni dünya düzeni, özelleştirme.. gibi partiyi kimlik olarak diğer partilerden ayıracak, ezilen kitlelerin partisi yapacak konularda çizgisi belli, tutarlı bir görüşü olabildi. Parti yönetimleri birbirinin tam zıddı göriişleri. sosyal demokrat ideoloji ve parti içi demokrasi adına birbirlerinin gözünün içine baka baka savunabildıler. Çok daha vahimi, suçu birbirlerine atarak koalisyon ortaği. belediyelerde iktidar parti olarak, halk yığınlannın çıkarlan ile çatışan uygulamalann sahibi ve sorumlusu oldular. Parti olarak erirken. toplumda demokrasi güvencesi olma nıteliklennden çok fazla şey yitirdiler. Işte Baykal ve ekibi, partinin böylesine bir erime noktasında, "yeniden toparlanma, partiye kimliğini kazandırma" mesajı ile yola çıkmış bulunuyorlar. Demokrat. uygar bir insan olan fnönü. çizgisi belirsiz ve Çiller'e karşı çıkamayan Karayalçın ve aynı çizgide kalan Çetin'den sonra, kimlikli politika izleyeceğini söyleyen inatçı ve kararlı bir Baykal ve ekibi parti örgütleri için "umut" oluverdi. Ancak kurultayda oluşan "anti-Baykal" ittifakı da gösteriyor kj, umutla korku ve kaygılar iç içe. Baykal ve yakın ekibinin, sosyal demokrat çizgi içinde, ama sosyal demokrasının sağ çizgısinde, hizipçi olarak bilinen kimlikleri var. Şimdi güçlü bir iktidarla, partinin kucakJaması gereken yelpazeyi tasviye etmelerinden, sosyal demokrasinin can damarı solun gelişmesini durdurmalanndan, ideolojik açılımı kilitlemelerinden korkuluyor. Partinin rengi olmayan bukalemun yapısından, sosyal demokrasinin içine alması gereken bütün renkleri yok eden. tek renkli, sosyal demokrasinin en sağ çizgisinde bir yapıya dönüşmesi olasılığından da kaygı duyuluyor. Partiyi, yapıyı, Baykal'ı, kadrosunu tanıyanlar, Baykal'ın birkaç aylığma liderliğe gelmediğini biliyorlar. Ancak geçmişten dersler almış, solu. sosyal demokrasiyi geliştirecek bir Baykal ile mi. yoksa partiyi küçültecek bir Baykal'la mı karşı karşıya bulunduklannın ipuçlannı henüz tam yakalayamamış '. konumdalar. Her yeni olayda, değişimde olduğu gibi, bu kaygilan saklı tutarak, öncelikle iyimser ve umutlu olmak insan doğasına daha çok yakışıyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle