02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
9 AĞUSTOS 1995 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA EKONOMI Cerrahoğlu DTO'dan istifa etti Ekonomi Servisi- Deniz Ti- caret Odası'ndaki (DTO) ti- cari çekişme. başkaniık kol- tuğunu boşalttı. DTO Meclis Başkanı Eşref Cerrahoğlu, sektördeki çatlak seslerin "Başkaniık koltuğunu tieari menfaati için kullanıyor" söz- lerine, istıfayla ce\ap \erdi. DTO, düzenlenen basın toplantısında "makamını menfaati için kullanıyor"" şek- lindeki ıddıalar üzerine. tati- lini yanda keserek istifa kara- n aldığını açıkladı. Istifasının polıtik olmadığnı söyleyen Cerrahoğlu. TOBB'd'en've hükümetten olumlu cevap al- dığını belirrti. Bu zamana ka- dar bulunduğu başkaniık gö- revini kötüye kullanmadığını vurgulayan Cerrahoğlu. sek- tördeki çatlak seslerin birlık ve beraberlik ruhunu öldür- mevi hedefledisini belırtti. Türkiye'nin dış borçlanma programını tehlikeli bulan Uluslararası Para Fonu uyardı: Dış borcu iç borçla ödemeyinESRA YENER ANKARA - Hazine ve özel sektörde baş- layan yoğun dış borçlanma projeleri. Ulus- larası Para Fonu (İMF) tarafından "tehlike- li" olarak nitelendırildi. IMF"nin. özel sektörün dış krediyle sıcak para dolanımını hızlandıracağına dikkat çe- kerken. Hazine"ye de "Dış borçlanmayla iç borçödemeyin" uyansında bulunduğu öğre- nildi. Hazine yetkililen. diğer ıncelemelerin ter- sine. bu kez son ekonomik veriler üzerinde yapılacak degerlendirme için IMF'yle gö- rüşmek üzere ABD'ye birTürk heyetinin gı- deceğini belirtirken "Görüşmelerde özellik- le Türkiye'nin dış borç rakamlan üzerinde dunılması bekleniyor" değerlendirmesini yaptılar. Özelleştirme Idaresi Başkanlığı'nın(ÖlB) da IMF'ye sunulmak üzere bir rapor hazır- ladiğını açıklayan yetkililer, "Asıl sorun ağustos ayı enflasyonu. Fiyatartışlannın yiik- sek çıkma olasılığına karşı son veriler açık- lanmadan, eylül a> ı başında görüşmelerin ta- • Hazine yetkililen, IMF'nin eylül ayında son ekonomik veriler üzerinde yapacağı incelemeler için bu kez ABD'ye bir Türk heyetinin gideceğini bildirirken "Toplantılarda özellikle Türkiye'nin dış borç rakamlan üzennde durulması bekleniyor" açıklamasını yaptılar. mamlanması programlanıyor" dediler. IMF'y le yapılan stand-by kredi anlaşma- sı çerçevesınde eylül ayında son ekonomik veriler üzennde yapılacak değerlendirmeler bu kez ABDde gerçekleştırilecek. Hazi- nedenalınan bilgilere göre ekonomi bürok- rasisi. ABDde eylül ay ında y apılacak görüş- meleriçinhazırlıklannıhızlandınrken.ÖlB de IMF'ye sunulmak üzere özelleştirmenin hızlandırılması ve gelirlerin artırılmas! programlarını içeren bir rapor düzenliyor. idarenın özelleştırmedekı yeni programını ve gelir hedeflerıni açıklayacagı raporda, özellikle özelleştirme uygulamalannın hız- landınldığına dikkat çekecegi belirtildi. Yetkililer. IMF'nin özellikle borç geri ödemelerinin finansmanı için özelleştirme gelırlerinin artırılması gerektiğini \urgula- dıklannı anımsatarak ~Iç ve dış borçlanma- nın belli bir düzeyde hıtulabilmesi için özel- teştirnıeden elde edilen gelirlerin artınlma- sı şart" açıklamasını yaptılar. IMF'nin. borçlanma yoluyla yalnızca iç ve dış borç ana para ödemelerinin karşılan- ması. özellikle borç faizlerınin kamu gelır- leriyle finanse edilmesıni istediklerinı anla- tan yetkililer. "Dış borçlanmadaki artış [MF'yi huzursuz ediyor. Yapılan görüşme- lerde fon özellikle dış. borçla iç borcun öden- mesi gibi bir politikaya gidilmemesini isri- yor" dediler. Türkiye'nin geçen yıl sonunda 65 milyar 601 milyon dolar olan dış borç stoku bu y ı- Iınilk3avlıkdöneminde71 milvar581 mıl- yon dolara kadar yükseldı. Borç stokunda Japon Yeni ve Alman Mar- kı hesabı y üksek olan Türkiye'nin borç mık- tarını en çok. ABD Dolan'nın Japon Yeni ve nıark karşısındadeğerkaybetmesınden kay- naklanan 5 milyar dolarlık kur farkı artırdı. Ozel sektör kısa vadeye yöneldi Artışın dığer bir nedeni de özellikle özel sektörün kısa \ adeli dış borçlanmaya yönel- mesı oldu. Kısa \adeli dı> borç kalemiyılın ilk 3 aylıkdöneminde 2 milyar dolar bırden yükseİdı. IMF'nin Hazine'nin dış borçlanması ya- nında. özel sektörün dış kredilere ağırlık \ermesini de eleştırdiği öğrenildi. Bankala- nn dış piyasalardan aldıkları borçları Türk Lirasfna çevirerek. yüksek faızli Hazine bonosuna yatırdıklarına dikkat çeken IMF'nin. sıcak para dolanımını artıran bu yönteme Merkez Bankasf nın kurları baskı altına almasının neden olduğuna da dikkat çekerek "Para politikanızı gözden geçirm" şartı koştuğu bildirildi. r TurktshBankGrabu( K U R U L U Ş 1 9 O 1 ) J -."-î (30.6.1995 tarihi itibariyle) OZKAYNAKLAR MEVDUAT AKTİF ŞUBE YEKUNU SA YISI TURKISHBANK A.Ş. (füfkiye) TÜRK BANKASI TURKISH T 0 P •»• — BANK [ A LTD. (Kıbns) (UK) LTD. (Ingiltere) 69.528 TL. M 0.6 1.1 0.8 2.5 Trilyon Trilyon Trilyon Trilyon 2.2 4.3 4.9 11.4 Trilyon Trilyon Trilyon Trilyon 3.2 5.7 5.8 14.7 Trilyon Trilyon Trilyon Trilyon 8* 12 3 23 Bu sayı Ekim ayında açılacak Avcılar, Çiftehavuzlar, Gebze ve Denizli şubeleri ile 12'ye çıkacaktır. T u r k i s h Bank A.Ş. (30.6.1995) II k 'Cooke's Ratio" % 40'tır. (Bu oran bankanın sağlamlığını kanıtlayan sermaye yeterliliğidir. Türkiye ve Avrupa Topluluğu'nda alt yasal oran % 8'dir.) • Kur riski taşımaz. (Topladığı dövizleri Türk Lirası'na çevirip kullanmaz.) • Hiçbir iştiraki yoktur. > (Sadece bankacılık hizmetleri yapar. Anglosakson bankacılığında olduğu gibi.) • Son 12 ay içinde Mevduat % 173, Özkaynaklar % 160, Aktifler Toplamı % 147 artmıştır. TURKISH BANK A.Ş. YÖNETİM KURULU Yönetim Kurulu Başkanı Hamit BELLİ (Akbank Yönetim Kurulu Üyesi) ÜyeAtalayŞAHlNOĞLU TURKISH BANK Yön. Kur. Bşk. Yrd. Ege CANSEN (Ekonomist - Yazar) Murahhas Oye Tanju ÖZYOL (Türk Bankası Lîd. ve Turkish Bank (UK) Ltd. Yön. Kur. Bşk.) Murahhas Oye Ayhan CÖN (Istanbul Ticaret Odası Başkanı) Oye Şahap KOCATOPÇU (Sanayi ve Teknoloji eski Bakanı, T. Şişe-Cam Fab. eski Genel Müdürü) Oye Hakan BÖRTEÇENE BENCE IZZETTIN ONDER Emeğe Saygı Direnişi Emekçiler toplu eylemler yapıyor. Eylemlerın yo- ğunlaşmasının nedeni, birtürlü önlenemeyen enflas- yon ve aynı hızda yükselmeyen ücretler karşısında her geçen gün ekonomik koşulların ağıriaşmasıdır. Bu sorunu daha da yoğunlaştıran dığer bir neden ıse gi- derek çarpıklaşan gelir dağılımının, emekçilerın algı- lamalarını, çok hakh olarak. hassaslaştırmasıdir. Çar- pıklaşan gelir dağılımı sonucunda bazı gruplar fakir- ieşirken, dığerleri de ötekı uçta. anormal bir biçimde zenginleşmektedır. Çarpık düzenin çarpık nımetlerın- den adeta topluma gösterış yaparcasına hovardaca yararlanan kesimler, düşük gelir grubuna dahıl birey- lerin algılamalannı daha da keskinleştirmektedir. Yıl lık "check-up" için ABD'ye gıden bir kişi, röntgen için üç ay sıra bekleyen ya da kanser tedavisıni yaptıra- mayan bireylerı, doğal olarak. çılgına çevirir. Tüm bunlar doğru da. samyorum "emeğe saygı" direnişçılerı, haklı davalarını fazla doğru platformda sürdürmüyorlar. En son cümleyi en başta söylemek gerekirse. sistemin yapısal ve işleyiş dinamiklerine dokunmadan sadece emekçilerin eridiğini ileri sür- mek ve durumlannın lyileştirilmesini talep etmek. kı- sa dönemde tarafları rahatlatır. bir tür görev yapmış olmanın huzuruna kavuşturur, fakat böyle bir davra- nış uzun dönemde. olmayacak duaya amin demek anlamından öteye gidemez. Işin en ilginç yanı da, bu direnişlere izin veren siyasal güç. demokratik bir gö- rüntü kazanır. hatta ara sıra bazı siyasiler verdikleri de- meçlerde, kendilerinin de bu fedakâr insanlann hak- larını teslim ettiklerini, ımkân olduğunda bu insanla- ra daha fazla pay vermek istediklerinı belirterek sem- pati dahı toplayabılir. Yanlış şurada yapılmaktadır: Sistemin yapısı ve iş- leyiş dinamiğı böyle sürdüğü sürece. bu eylemler hiç- bır sonuç sağlayamaz. çünkü toplumsal paylar bu- günkünden çok farklı olamaz. Kâr, ücret. faiz. bırer faktör getirısi olarak, sıstemsel yapı tarafından belir- lenir ve çok fazla değişmez. Bu bağlamda. örgut fe- tişi de toplumu uzun-dönemde yanlış yola sürükler. Işte Avrupa sendikaları! Çok güçlü geleneklere sahip olduğu halde, yeni sağpolitikalar karşısında patır pa- tır dökülüyor. Ustelık emekçı örgütleri de. aynı vergi kurumları gibi. sistemin bırer parçasıdır. Nıtekim, 1970'lerin sonlarında ücretlerın kısılması ve 1980'le- rin sonlarında ise görülen ücret arttırımları, o dönem- lerdekı siyasal iktıdarların yapılan ile hatta bahar ey- lemlerı ile değıl de, sistemsel dinamiklerle açıklana- bilir. Ücret bastırmaları olduğu kadar. ucret yükselt- meleri de. dığer nedenlerle beraber. esas olarak ser- mayenın önünün açılmasına yöneliktir. 1960 sonrası demokratik önlemler de aynı bağlamda düşünülebi- lir. Faktör paylan sistem dinamikleri tarafından belir- lendiğine göre, önce bu dinamiklere bakmak gerek- mektedir. Türkiye'de enflasyon önlenemiyor. toplu- mun bir kesımi hızla enyor ise bunun nedenlerı var- dır. Gerçekten Türkiye dış ve iç parazitler tarafından yoğun bir biçimde üretımden uzaklaştırılıp, soyul- maktadır. 1987'lerden itibaren, farklı dönemlerde fark- lı yoğunlukta uygulanan sıcak para politikası. Türki- ye'yi dış âleme hızla kanatırken, iç üretime de ciddi balta vurmaktadır. İç âleme döndüğümüzde. kumar gibi algılanan fınansal dünya, bir dizi fınans paraziti- ni bünyesinde barındırarak. halkın tasarruflarının ya- tırımadeğil, bu kumar dünyasının dışına çıktığında an- cak marjinal kesimde zor ış bulabilecek finans-para- zitlerinin tüketimine gitmesine neden olmaktadır. Ni- hayet, çarpık gelir dağılımı üst gelir gruplarına anor- mal tüketim olanağı sunarak, potansiyel tasarruflan eritmektedir. Bu zengın grubun anormal tüketimi ol- masa bugün Türkıye'de tasarruf oranı daha yüksek olurdu. Bu yapının üzerine bir de üretım verimsizliği ve organızasyon bozukluğu oturtulunca, nıçin yol ala- madığımızve her gruba daha insancayaşayabilirkay- nak ayrımı yapamadığımız kolayca anlaşılmaktadır. O halde neyapılmalıdır? Ücret arttırımı talepleri. kı- sa-dönemde gerçekleşse dahi. uzun-dönemde boş bir çabadır. Çünkü bu politikalar ücret bastırması ve/veya ışsizhk getirebılir. Yapılması gereken, serma- ye mülkiyeti içıne kolektif olarak girerek, yaratılacak katma değerin tahsısinde giderek daha fazla söz sa- hibi olmaktır. Işte özelleştirmeye bu nedenle karşı çık- mak gerekiyor idi. Ne var ki, aynı nedenle, büyük iş çevreleri ve onların sözcüleri özelleştirmeyi topluma dayatıyordu. Eğertoplum budayatmayı kabullendı ise bugünkü sonuca katlanmak durumundadır. Böylesı- ne yapılanan bir özel-mülkiyetin önünde sokak dire- nişleri ile durulamaz, meğer ki, bu sokak direnişçile- ri anlamlı toplumsal direnişe ve yeni üretim ve bölü- şüm ilişki yapılanmasına yol açsın! Bugünkü verım- siz üretim düzeyi. lüks harcaması ve üretmeden top- lumdan kaynak çeken finans parazitleri ile yol alına- maz. Bu sorunları mutlaka çözmek gerekiyor. İşte bu eylemler, bu tür düşüncelerı uyardığı ve yeşerttıği için kutsaldır. Bu arada üretimden kısa dönemli pay ko- parmak da doğal olarak, olumlu bir sonuçtur. Ne var ki. emek. uzun dönemde "koparmak" kavgasından kurtulup. "eşit karar yetkısi"düzey'ıne çıkma bilincini geliştirmelidir. Şekerpancarına yüzde 150 zam Akyol: 1996'da şeker sıkuıtısı çekflecek ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Geçen sene kilo başına destekleme alım ta- ban fiyatı 1000 lira olan şe- kerpancarı. bu sene 2 bin 500 liraya çıkarılarak. yüz- de 150"likbirartışsağlandı. Sanayi \e Ticaret Bakanı Hasan Akyol. pancar taban fiyatının geç açıklanması nedenıyle ekım alanlarında 4'te 1 oranında azalma ol- duğunu \e 1^96 yılında şe- ker sıkıntısı çekileceğini söyledi. Sanayi ve Ticaret Bakanı Hasan Akyol. dün Bakanlar Kurulu'ndan sonra düzenle- dıği basın toplantısında. fi- yatııı. geçen sene düşük tu- tulmasından dolayı şekersı- kıntısı çekildiğinı anımsata- rak. "Bir kısım çe\re, ola>ı bilerek pompalamıştır. Bile- rek büyütmüşlerdir. Ama sı- kıntı ithalatla giderilmiştir" dedi. Akyol. uretıcılenn.bü- tün uyanlara rağmen yeter- li ekinı yapmamalan nede- niyle şekerpancarı rekolte- sinde 1 milyon ton düşüs, ol- duğunu belirterek "Bu fiya- tın, şekerpancarı üretKİsinin gerçekten emeğinin karşılığı olduğuna inanıyorum" diye konuştu. Akyol. ayrıca Ağ- rı. Vluş. Erciş. Kars ve Van'daki şekerpancarı üreti- cılerıne "doğu ta/minatı" ödeyeceklerini bildırerek bu yörelerde şekerpancarı alım fiyatının yaklaşık 3 bin lıra- yı bulacağını bildirdı. Akyol. şekerpancarı ikin- cı avanslarının ödenmesine de dün başlandığını söyle- yerek. dekar başına 525 bin İıra ödeneceğinı vurguladı. Şekerpancan üreticilerine bu yıl yaklaşık 28 trilyon ödeneceğini belirten Akyol. bunun yaklaşık 5 trılyonluk kısmının avans olarak veri- leceğini de kaydetti. Akyol. Başbakanlık'ta gazetecilerin sorularını ya- nıtlarken şekerpancan taban fiyatının ekim dönemınden sonra açıklandığını. bu ne- denle ekilen alan miktannda 4'te 1 oranında azalma mey- dana geldiğıni söyledi. Ak- yol. "19% yılında şeker sı- kıntısı çekeceğiz. Bu fiyatın etkisi 1997 yılında göriilür. Mart ayında açıklansa böy- le olmazdı"dedı. Bakanlar Kurulu'nun şe- ker ithalat iznini 200 bin ton daha arttırması üzerine. be- lirlenen süre ıçersinde 20 firmanın toplam 114 bin 591.7 ton daha şeker ithal et- mek için Dış Ticaret Müste- şarlığf na (DTM) baş\ urdu- Su belirtildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle