Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
9 AĞUSTOS 1995 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 15
ALLECRO EVEV İLYASOĞLU
Rus çellist Ale\ander Rudin'in katıldğı yaz kursu Bogaziçi Üniversitesinık yapıldı. ı f otoğraf: Kl B1 ı_ \\ T l M L L) Flütçii Gülşen Tatu (üstte), Lrla Yaz Okulu'nun öğretmenleri arasında yer alıyor.
Vlüziğhı yoğımyaz günleriMüzik yaz okullan. dünyanın
herköşesınde ilgı gören örgütlen-
melerdir Ülkemizde son birkaç
yıldır tek tük de olsa yaz okulu
anlayışı ile "workshop" denen
atölye çalışmalan gündeme gel-
me\e başladı. Bır hafta-on gün-
lük bır süre içinde ünlü bır solıst
ıle çalışma olanağı bulan öğren-
cıler. o solistın stilinı. diMplinini
yakından ızleyebılmekte. kendi-
lerinı dınletıp. teknık açıdan ol-
duğu kadar müzikalite ve yorum
açısından da öğütler alabilmek-
teler.
Dünyaca ünlü Rus çellist Ale-
xander Rudin. özel bır düzenle-
me ıle bu yıl ülkemizde dördün-
cü kez yaz kursu verdı. llk iki yıl
Ayvalık'ta yapılan kurslar son ıki
yıldır Boğaziçi Onı\ersıtesi"nde
yer almakta. Ersin Nazlıaka Ha-
nım'ın özel çabalan ıle tümüyle
özel destek ve organizasyon so-
nucu gerçekleşebilen l-8ağustos
tarihleri arasındakı kursu 11 kişi
izledi.
Boğaziçi Üniversitesi'nin
ağaçlık, serin ortamında. Büyük
Toplantı Salonu"nun Steinvvay pi-
yanosunun eşlığinde, çellist Ru-
din ve piyanist Ginsburg'un
• Dünyaca ünlü Rus çellist Alexander Rudin, özel bir düzenleme ile bu yıl ülkemizde dördüncü kez
yaz kursu verdi. Özel destek ve organizasyon sonucu gerçekleşebilen 1-8 ağustos tarihleri arasındaki
kursu 11 kişi izledi. Boğaziçi Üniversitesi'nin ağaçlık, serin ortamında, Büyük Toplantı Salonu'nun
Steinway piyanosunun eşliğinde, çellist Rudin ve piyanist Ginsburg'un öğütlerini dinlemek, doğrusu
bu öğrenciler için son derece etkileyici oldu. Türkiye'deki tüm çello öğretmenlerinin öğrencileri bu
kurslarda yer alırken Norveç ve Amerika'dan da katılanlar oldu.
öğütlerini dinlemek. doğrusu bu
öğrenciler içın son derece etkile-
yici oldu. Türkiyedekı tüm çello
öğretmenlerinin öğrencileri bu
kurslarda yer alırken, Norveç ve
Amerika'dan da katılanlar oldu.
Katılımcılar arasında bırde mez-
zo soprano vardı. Leyla Gencer
Vanşması içın Amerikadan ge-
len genç şancı. çellonun çalgı se-
si olarak kendı sesiy le ortüşen en
yakın çalgı olduğunu bildiğinden
günlerce gelıp bu kursları izledi
ve durmadan çello sesıni dinledi.
Kimlerin öğrencileri yoktu ki!
Reşid Erzin'ın. Engin Sansa'nın,
Suzan Altınerin. Doğan Can-
gal'ın. GUIgün Sansözen'in vs.
Hemen tümü de ya mezun olmak
üzere konserv atuvardan. ya da çi-
çeği burnunda mezunlar. Kimi de
mastıra başlamış.
Rudin'in bu kısacık zaman di-
limi içinde onlara öğreteceği ne
olabilir ki? Müzik bu. onca vılın
emeği. birikimi ıle şekıllenır. Na-
sıl olur da dıyeceksıniz bir hafta-
lık bir kursta bir şejler öğrenil-
sin? Bu tür atölve çalışmalannda
öğretmen belli bir yorumunince-
liklerini anlatıyor öğrencilerine.
Daha doğrusu sezdıriyor.
Rudin gibi hem çello solisti,
hem orkestra şefi. hem oda mü-
ziği ustası ve hem de piyanıst olan
birsanatçınm elinde neredeyse si-
hırli bir değnek var. Öğrencilere
gösterdiği yol tümüv leavrıntılar-
da. "Rudin, gerek kişiliği gerek
sanatçılığı ile hav ran olduğumuz
bir usta. Bugüne dek edindiğimiz
stile veya teknik alışkanlıklanmı-
za karışmıvor. Ama anlattığı \o-
runıu gerçekleştirebilmek için
'Bundan boyle şu teknığı dene-
melisın' gibilerden \ol gösteri-
yorf Öte yandan Rudin de öğren-
cilerinin bellı teknik kavşakları
aşmış olduklarını. ancak onlara
daha rafine olabilme yolunda
öğütler verdiğıni söylüyor Öğ-
rencılerdenbirısı Fınlandiva'dan.
Sıbelius Akademisfnden katılı-
yor kurslara. Tam on yıldır Rudin
yazın nereye gıderse o da onu iz-
lermış. Kendi konservatuvannda
eğitıldiğigıbı böylecebıryandan
da Rudinın öğrencisi olarak atı-
lıyor kariyere.
"Benim vetiştiğim yıllarda Rus-
> a'dan dışan çıkıp böylesi kursla-
rı izlememiz olanaksızdı. Onun
için ancak kendi okulumuzdaki,
\akın çe> remizdekileri dinleyerek
büv üdiik. Bu kuşağın gençiiği da-
ha şanslı. çiinkü dünvanın dört
bir yanında olanak bulana değişik
stilleri tanıma kapıları açık" dıyor
Rudin Ülkemizde çello solıstle-
rinın sayısı bugüne dek piyanist-
ler ya da kemancılann hep altın-
da olmuştur. Son yıllarda bu çal-
gının ustası gençlenn yetişmesi
sevindirici. Aynca böylesi yaz
kurslannda da birbirını tanıyan.
değişik öğretmenlerin ekollerini
dinleyen öğrenciler gelecek için
umut verici.
Uria'daki yaz okulu
Ülkemizde bu yıl dığer bır yaz
okulu da yıne özel kişilerin gın-
şımı ile gerçekleşıyor: Maria Ri-
ta Epik'in Urla Belediyesı'nden
de destek bularak açtığı Urla Yaz
Müzik Okulu'nda piyano. flüt. gı-
tar ve pedagoji dersleri venlecek.
28 ağustos - 3 eylül arasındaki ta-
rihlerdeNebıoğluTatıl Köyü'nde
yer alacak.
Bu kursun öğretmenleri arasın-
da. Ingiliz Kralıyet Akademi-
si'nden mezun Dennis Lee ve pi-
yanist Chee-HungToh; Manches-
ter Kraliyet Koleji'nden mezun
gitarist Paul Galbraith. yine Ingi-
liz Kraliyet Müzik Akademi-
si'nden pedagog ve viyolacı Ro-
wan Cozens yer alıyor. Bunlann
yanı sıradünvacaünlü flütçümüz
Gülşen Tatu'nun vereceği kurs-
lar. kaydı ılk dolanlar. Gülşen Ta-
tu gıbi bir sanatçımızla çalışmak.
onun soluğunu yakından izleye-
bılmek için ülke ıçinden olduğu
kadar ülke dışından da başv urular
olmuş.
Dileriz önümüzdekı yıllarda bu
yaz kursları. bellı kuruluşların dü-
zenli organizasyonları haline ge-
lır, bizım ünlü sanatçılarımız ka-
dar bizi tanıyan ünlüler de bu
kursların öğretmenleri olur. Yaz
okullarının belli tarihlerde belli
mekânlarda yapılacak şekilde dü-
zenlenmesi uluslararası ilgiyı de
arttıracaktır. Böylelikle genç so-
lıstlerimız değışık ekollerın öğ-
rencılen ileyoğunbirdönem için-
de van yana çalışabilmenın bo-
yutlannı tanıyabilırler. Yine özel
kişilerin özel gayretlerine, özel
sponsorluklara gereksinımimiz
Rolling Stones bu kez Avusturya'da!
MURAT SES
LINZ - Avusturya'da ay-
lardır heyecanla beklenen
etkınliğin günü geldi ve et-
kınliğın düzenleyicileri bu
işin üstesınden geldiler. hem
de 'kazasız belasız". Şimdi
diyeceksiniz ki bu 'kazasız
belasız" sözü de nereden çık-
tı... Bundan tastamam otuz
yıl kadar önce. V'iyana'da
ünlü 'Stadthalle'de bır Rol-
ling Stones konseri ızleme
mutluluğunaenşmiştim. Yıl
1965, Avusturya Lise-
si'nden yeni mezunum. ül-
keyi tanıma. olanaklan ırde-
lemeamacı ıle oralardayım
Satisfaction adlı. sonraları
'rock kültürü'nün kla^ikle-
n arasına girecek parça ıle
Rolling Stones ortalığı ka-
sıp kavuruyor.
O dönemın yöneticileri.
çok 1yi anımsanm. "Aman
bu adam başımıza bir iş aç-
nıadan. havirİLSıvla konseri-
ni verse de gitse" dıye Mick
Jagger'i adım adım izle-
mekte ve de ürpermekte...
Ne de olsa konu "Se\, Drugs
and Roek'n Roll" ve Bay
Jagger her gittiği yerde. za-
man zaman havaalanlannda
bilinen v ukuatlannı (!) üret-
mekıe...
Aradan otuz yıl geçmiş.
bu kez Stadthalle"de değil.
Zeltweg'deviz Zeltvveg ve
daha bır genelleme ile Aİch-
feld bölgesindeyiz Burası.
Avusturyanın ekonomik
açıdan sonnlu bölgelerin-
den biri ve özellıkle ulusla-
rarası boyutladaki "çelik kri-
ri'nden pa\ını almış durum-
da. Zeltvveg'in diğer bir
özeliği de geçmışte Foımel-
1-Grand-Frix otomobıl ya-
nşlainın yapıldığı uluslara-
Rolling Stones elemanlan Jagger, Richards, VVatts ve \Vood, Aoodoo Lounge'un tanıtımı amacıvla sürdürdükleri rurnede Avusturya'da bir mega konser sundular.
rası standartlarda bir piste
sahıp olması. Bir dönemde
'gürültü nedeni' ile sorun
haline gelen. daha sonra böl-
genın ekonomik gereksin-
melen nedeniyle politikacı-
lar ve yöre halkı tarafından
tekrar gündeme getirilen
'otomobil janşlan' konusu.
bılinçlı yerel yöneticiler ta-
rafından, 'Rolling Stones'
bağlamında. uluslararası bo-
yutlarda bır
k
yöreyi tanıtma
\e anımsatma firsatı" haline
getirildı. Böylece bu 'mega
konser' gerçekleşti.
Avusturya medyasında
ortak payda olarak "bir dö-
ncmin korkulu diişü' Viick
Jagger. 'koca bir bölgenin
ekonomik umut taşıyıcısf
niteliğinde gösterildi ve gö-
ründü Buaradaizleyicilerin
bir kısmının. Slovenya'dan
ve Sknakya'dan Zeltvseg'e
geldıklerinin altını çizmek
istenm.
Tecimsel başan açısından
bakıldığında. Rolling Sto-
nes" un konseri bugüne ka-
dar Avusturya"dakı en bas.a-
rılı konser olan Pink
Floyd'un konserıni geride
bırakmış ve tüm rekorları
kırmış durumda. Çeşıtlı ko-
nulardaki ilgınç sayılara bi-
raz ileride değineceğım.
Benım açımdan konunun
en hoş vanı. belırli bır yaşa
erişmiş olan Rolling Sto-
nes'un 'enerjisi'nın ve 'ya-
şama sevincimiz'e olan kat-
kısının bizden daha genç ya
da daha yaşlı olanlan da içe-
ren geniş bir yelpazede ılgi
görmesi... Ya^amı salt 'kro-
nolojik \aş' bağlamında
kavrayan. belirli yaş grupla-
nnı iş yaşamında olsun baş-
ka alanlarda olsun dışlayan
ya da bu niteliğını sömüren
çevrelere. 'yeni bir dö-
nem'den. 'jeni bir olgu'dan
'gerçek aniamda bir mega'
görüntüsüsergilemesi... 'Bi-
yolojik' ve •psikolojikvaş'm
ne denli önemli olduğunu
vurgulama.sı...
1 Ağustos I994'te.sonal-
bümleri 'Vbodoo Lounge'un
tanıtımı amacı ıle Washing-
ton"da başlamış olan serü-
ven. birdizi konserin peşin-
den, bir yıl sonra Avustur-
>a'da devam etti. Herhangı
bir terslik olmazsa 26 Aâus-
tos I995'te Atina'nın ünlü
Olimpik Stadv umu'nda
noktalanacak. Rolling Sto-
nes elemanlan Jagger. Ric-
hards. VVatts ve VVood, ken-
dilerine eşlık eden vokalıst-
ler. nefesli ve dığer sazlar
şöv le bir sahnede yer aldılar:
70 metre genişliğinde. 2000
ton ağırlığında çelikten üre-
tilmış ve 60 kamyon ile taşı-
nabilen. 'uza\ istasyonu'nu
anımsatan bır vapı: lOObin
kışilık seyirci kitlesine Rol-
ling Stones'u görme olana-
ğı sağlayan dev bir ekran,
zaman zaman oynatılan mü-
zik videolan (işin bu kısmı
bir tür MTV estetiğinde yaz
eğlencesi görünümünde)...
Sahne düzenının işleyebil-
mesi için 1.5 milyon vatlık
birgüç gerekiyor; iki saatlik
konserin enerji tüketimı 45-
50 bin nüfuslu bir küçük Av-
rupa kentinin yanm günlük
kullanımına eşdeğer...
İşin Avrupa sponsorluğu-
nu üstlenen Volkswagen'in
Avrupa genelinde katkısı
yaklaşık 30 milyon Alman
Markı tutarında... Jagger ve
Richards'ın grup ıçi denge-
lerinden kaynaklanan, sah-
neden seyirciye yayılan. ka-
hplaşmış rock anlayışı ile
bağdaşması genelde olanak-
sız bir 'dinginlik1
ve olumlu.
olaysız, barış içinde geçen
bir rock şenliği. .\ngie ses-
lendirilirken yanan 60 bin
çakmak v e tüm çevreyi kap-
layan olumlu enerji.
Görüntüler. kimisinin
r
Jagger ashnda Mercedes kuDatııyor
Kültü* Senisi - Rolling Stones"un ba-
sn toplaitılannda pek fazla şey öğrene-
nezsiniı Ancak topluluğun şu sıralarda
sırdürdığü Avrupa turnesınden önce.
Sockhomde düzenlediği basın toplantısı
odukça lginçti. Topluluğun geleceğe yö-
rclik pl.nlanna ilişkın standart bılgilen
vırdikta sonra Mick Jagger, masayı yum-
nkladı. iır Alman gazetecinın, turun spon-
sjrlannan Volksvvagenın ürettıği arabalar
Vakkınd ne düşündükleri yolundakı soru-
sınakarılıkbutepkiyı göstermişti. Toplu-
lıgun di,er üç üyesi ise bu konudaki düşün-
elerinıaçıklamaktan kaçındılar. Çünkü
izerind;'Volkswagen sunar* yazan bır afi-
;n önüde oturuyorlardı.
Jagge "Ben, kendim bir Mercedes kul-
fcnı>x)rnı''dedi.Tipık Jagger küstahlığıy-
a bu. Cıun bu sözlerı Volksvvagen yetki-
lenniryüzlerinın asılmasına neden oldu.
'folksvvçen firması. turnenın posterinde
<lının\ logosununyeralması içın Rolling
Stones'a 8 milyar dolar vermişti. Voodoo
Lounge turnesinin Av rupa ayağının reklam
kampanyası için de aynı ölçüde yardım et-
mişti.
Ancak rock gruplan sponsorlarla temas
kurduklanndayanlışanlamalarkaçınılmaz
oluyor. Belli ki kimse Jagger'a Volksvva-
gen'ın bu turla bır bağ kurmak üzere gru-
bun logosunu taşıyan Rolling Stones
Golf'ü üreteceğini söylememışti. Bu venı
sporarabanın üretılmesı. topluluğun şırket-
le yaptığı sponsorluk anlaşmasının sürme-
si konusunda birtehdıtoluşturdu. Yeniden
yapılan görüşmeler sonucu Volksvvagen.
grubun logosunu arabadan çıkarmak zo-
runda kaldı. Rolling Stones. Voodoo Louge
turnesıni Almanya"da, Volksvvagen'ın
NYolfsburg'daki merkezinde vereceği bir
konserlenoktalayacak. Ancak bunu. Volks-
vvagen'in resmı açıklamasında belirtıldığı
gibi 'Volkswagen işçilerine tesekkiir' ola-
rak yorumlamak bıraz ıvimserlık olur. Mick Jagger topluğun turnesinin sponsoru Volksvvagen'e tepki gösterdL
usuna Kurt Cobain'i: za-
mansız ölümünü getirdi
haklı olarak. Bazı görüşlere
göre Seattleortamı, insanla-
ra genelde karamsar bir ni-
telik yüklüyor: kimine göre
'güneşsiz günlerin az sayıda
olmasından' kaynaklanan
bir olumsuzluk bu... Bana
sorarsanız, 'Generation-X'
denen. tanımlanamayan ku-
şak için epeyce olumlu un-
surlar. alınacak hoş görnek-
ler var Rolling Stones'un et-
kınlikler dizisinde. Dilerim
mesajlar yerinı bulmuştur.
Gelelim Rolling Stones'la
benim sanatsal iiişkılerime.
tlkamatördönemlerde. Rol-
ling Stones'dan 'cover'lar
yapardık. daha bır profesyo-
nel dönemde. konserlerde
She's A Rainbovv'u. Jumpin*
Jack Flash'i seslendırirdik.
Benim kışısel tavnmda ve
anılanmda. 2000 Light Years
From Home'un, She's A Ra-
inbow*un (her ikısi de
I967'de üretilmiş Their Sa-
tank Majesties Request adlı
uzunçalarda yer alıyor), Beg-
gars Banquet (1968) ve Exi-
le On Main Street (1972) al-
bümlerinin derin izleri var-
dır.
Play «ith Fire (1965), Sa-
tisfaction (1965) ve Paint It
Black (1966 Aftermath albü-
münden) bugün bile keyıfle
dinlediğim parçalar arasın-
da yerlerini korurlar. 'Satis-
faction'la olan ilışkıme ya-
zımın başında değınmiştim;
okumuş olanlar anımsaya-
caklardır. daha önceki bir
yazımda da Brian Jones'un
Fas müziğınden etkılenme-
lerini ele almıştım... Yeni ve
ılginç konularla. en kısa za-
mandaberaberolacağız... lyi
haftalar..
DUŞUNCEYE SAYGI
MEMET FUAT
EleştiPi Nedir?
Sanınm bir konuda anlaştık: Türkiye'de yazın eleş-
tirisi var...
Ama kimi arkadaşlara göre "yeterli değil", bir öf-
kenin ölçüsüzlüğünde, "Yok!" denebılecek kadar kö-
tü bir düzeyde...
İş buraya vardı mı tartışmak çok güçleşiyor.
Olçütü ne?
Neye göre yeterli değil?
Ya da tersini savunuyorsanız, neye göre yeterli?
Ayrıca bu tür öfkeli çıkışlar öbür yazın türteri için
de yapılabılir.
Fethi Naci romanımızı futbolumuzla birlikte batır-
mamış mıydı!..
Öte yandan bir ömür harcadı o romanlan incele-
yip değertendirmeye...
Erdoğan Alkan yıllardır çağcıl şiirimizin Fransız
şıirınden yürütme olduğunu sergilemeye çalışmıyor
mu?
Bizim yere göğe koyamadığımtz çağcıl şiirimiz ikin-
ci elden bir şiir durumuna düşüyor...
Hele De Yayınevi'nde üstüme üstüme gelen Oğuz
Atay' ı hiç unutamam... Nâzım Hikmetdışındahiç-?
bir yazarımızın Türk yazını dışında kendine yer bula-'
mayacağını söylüyor. ben direndikçe, ad vermemı is-.
tiyor, verdiğim her ada karşılık da dünyanın en bü-
yük yazarlanndan bırkaçını art arda sıralayarak,
"Bunlann arasına mı koyacağız?" diye soruyordu.
İş kullandığınız ölçütte...
Çeşitli ölçütlere göre, Türkiye de aralarında olmak
üzere, birçok ülkede, yalnız eleştiri değil, roman da,
şiir de olmadığı söylenebilir.
Yazarlan karşılaştırıp kantara vurmaktan hiç hoş-
lanmam. VValter Benjamin'in Umberto Eco'nun
yazılarında ayrı bir tat vardır, Ataç'ın, Sabahattin
Eyuboğlu'nun yazılarında ayrı bir tat... Bırınde olanj
öbüründe bulamazsınız. herkesin kendine göredır
güzellikleri...
Insanoğlu'nun toplumsalcı öndertere bile yontular
diken tapınmacılığından yazarların da kurtulamadık-
ları bir gerçek. Hep birılerıni bulup tanrılaştırınz. '<
Başka bir kültürden gelen değişik bir söylem bir an-
da ölçütümüz durumuna gelebilir.
Sait Faik , "İki Münekkit Tıpi" adlı yazısında, hani
Ataç'ın, "Öyle biryazı için şimdiye kadaryazdıklan-
mın da, bundan sonra yazacaklarımın da hepsini ve-
rebilirim," dediği yazıda, ne güzel anlatır bu hastalı-
ğı... :
Eleştirimizin Erdoğan Alkan'a konu olacak bir du*
ruma düşmesinı özlememeliyız. Eleştıride yaratıcl
yazarlığın payı görece azdır çünkü. Esinlenmenin,
yürütmenin ötesinde, başarılı bir şiir çevirisı bile ya-2
panı yaratıcılık katına çıkarabılir, ama eleştiri öyle de-
ğil. Eleştirinin yabancı yazınlardan alabileceği olsa ol-
sa inceleme yöntemleridir.
Neyse, "eleştiri" deyince ben ne anlıyorum. kısa-
ca onu açıklamaya çalışayım.
Eleştiri sözcüğünün Türkçe Sözlük'te iki tanımı varr
1. Ereği, bir edebiyat ya da sanat yapıtını her yönüy-
le inceleyip açıklamak, anlaşılmasını sağlamak ve
değerlendirmek olan yazı türü. 2. Gerçeği ortaya koy-
mak amacıyla yapılan yargılayıcı inceleme ya da tar-
tışma.
Aslında ikinci anlam daha geniş. Yaşamı bütün
yönleriyle içeriyor.
örnekse çocuk annesine. "Sen de benim herdav-
ranışımı eleştiriyorsun!" dediğinde bunun yazınla ya
da sanatla ilgisi yok. Yaşamın her alanında. her ko-
nuda, yöntemli yöntemsiz, eleştiri, araştırma, ince-
leme. yargılama, değerlendirme, yanı eleştiri olayr
sürüp gidiyor.
Yazın ya da sanata gelince. Türkçe Sözlük'teki ta-
nımda, bence, yersiz koşullandırmalar var. Eleştiri
bir yaprtı "her yönüyle" inceleyebıleceğı gibi. "her-
hangi biryönüyle" de ınceleyebilir, ılle açıklaması, an-
laşılmasını sağlaması, değerlendırmesi de gerekmez.
Eleştiri biryazı türü olarak ele alındığında, sanat ya-
pıtlanyla ılgili hertürlü araştırma, inceleme, açıklama,
değerlendirme. tanıtma etkınlığini kapsar. Yaratıcı
yazarlık çerçevesine girdiği, yanı güzel yazma, güzel
anlatma kaygısı güttüğü oranda da, bir yazın türü-
dür. Demek ki bır yargı verseler de, vermeseler de,
sanat yapıtlanyla ılgili bütün bu etkınlikleri yapanla-
ra eleştirmen demek gerekir.
"E/eşf/n"nın bır de yalnızca özünü içeren dar an-
lamı var. Bu öz, tek sözcükle, "değerlendirme"d\r.
Araştırma, inceleme. açıklama çalışmalarından. çe-
şitli bilimsel yöntemlerden yararlanarak ya da yarar-
lanmayarak, nesnel olarak ya da öznel olarak yapı-
lan "değerlendirme" işidir eleştiri...
Sanatçının yapıtına şöyle bir bakıp "Oldu!'' dedığı
anda en yüksek noktasına ulaşan bir değerlendirme
yetisi. Öznel eleştirinin özellıkle sanatçılarda ortaya
çıkan doruk noktası...
Eleştirmenin edinmesi gereken yeti budur. Yoksa
kullandığı hiçbir yöntem onu özlenen düzeye çıka-
ramaz. Araştırmacıdır. incelemecidir. ama sözcüğür»
dar anlamıyla "eleştirmen" değildir.
Bir eleştirmen için, "Onun beğenisi geride kaldı, "•
dediğinizde de bu yetiden söz edıyorsunuz. Batı'da-
ki bir eleştiri yönteminin söylemine uzak kalmaktan
filan değil.
Müzik, dans, resim, yontu gibi sanatlarda evren-
selliğinden söz edilebilecek, ama iş yazma gelip da-
yanınca hiçbir dilden çevrilemeyecek olan bir yeti...
Türkçe yazılmış bir romanın, öykünün, hele bır şi-
irin değerlendirilmesinı gene o dilin içinde yaşayan
sanatçılardan, eleştırmenlerden başka kimse yapa-
maz.
MESAIVfın yeni başkanı Atilla
Özdemiroğlu >
Kültür Ser\isi - MESAM'ın Yönetim Kurulu'na ,'
seçilen üyeleri arasında yapılan toplantı sonunda.
Atilla Özdemiroğlu Başkanlığa seçıldi. Sezen Aksu ve-
Fuat Güner ıse başkan yardımcılıklanna seçildiler. [
MESAM sözcülüğüne Ali Kocatepe seçilirken (
muhasip üye olarak da Turhan Taşan seçildiler. Alı
Kocatepe. MESAM"ın yepyeni birçalışma düzenı ile
görev yapacağını ve haklannı söke söke alacaklannı
ifade etti. Pazar günü yapılan yönetim kurulu j
toplantısında seçilen ve 15 kişiden oluşan yönetim *
kurulu şu isimlerden oluştu: Sezen Aksu, Orhan •
Gencebay. Atilla Özdemiroğlu. Dursun Karaca, Fuat s
Güner, Arif Sağ, Dağhan Baydur. Mustafa Oğuz, î
Selmi Andak. Turhan Taşan. Erol Sayan. Timur
Selçuk. Aydın Orhan. Bora Ayanoğlu ve Alı Kocatepe.-
Kültür Bakanlığı' ndan yarışmalar
İSTANBCL (UBA)- Kültür Bakanlığı. "Devlet Resim,
Yanşması". "Devlet Heykel Yanşması". "Devlet
Özgün Baskı Yarışması" ve "Devlet Seramik
Yanşması" düzenleme kararı aldı. Yarışmaya her
sanatçı en fazla üç eserle katılabilecek Son başvuru
tarihi ise 23 Eylül 1995 olarak belırlendi. Yanşmanın
şartnameleri. Kültür müdürlüklennden. güzel sanatlar
galerilerinden, Devlet Resim ve Heykel Müzelen ile
ilgilı fakültelerden sağlanabilir.