Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
7 AĞUSTOS 1995 PA2ARTESİ CUMHURİYET SAYFA
EKONOMI
Karadeniz Bakır,
satışa hazır
• ANKARA(ANKA)-
Karadeniz Bakır Işletmeleri,
ana sözleşmesinde yapılan
düzenlemeyle
özelleştirijmeye hazır hale
getirildi. Özelleştirmc
Yüksek Kurulu'nun 12
Ocak 1995 tarihli karanyla
özelleştirme programına
alınan Karadeniz Bakır
tşletmeleri AŞ'nin ana
sözleşmesi yeniden
düzenlendi. Düzenlemeyle
birlikteKBt'nin261 milyar
lira olan sermayesi. 3 trilyon
443.5 milyar liraya
yükseltildi. Arttınmın 1
trilyon 976.9 milyan
yeniden değerleme
fonundan. 1 trilyon 97.8
milyan KBE'dealacağına
mahsuben OlB tarfından,
105.8 milyar üralık bölümü
de Tahkim Yasası uyannca
Hazine tarafından
karşılandı.
Bezmenler'in
iflas davalam
• ANKARA(ANKA)-
Halil Bezmen'in holding ve
büyük şirketlerinin
iflasından sonra. küçük
şirketleri için dogrudan
açılan iflas davalannın
duruşmalanna da
başlanıyor. Bezmen'in iflas
eden holdingi ve büyük
şirketlerinin iştiraki olan ve
bir süre önce dogrudan iflas
istemiyle mahkemeye
başvuran kuruluşlanndan
Koruma Temizlik Maddeleri
Sanayi ve Ticaret Ltd.
Şti'ninduruşması 14
eylülde görülecek.
Zfraaften özel
şubeler
t ELAZIĞ (AA)- Ziraat
Bankası Genel Müdürü
Cilıan Paçacı, ihracatın.
sanayinin yoğun olduğu
bölgelerde. ""Mega Şube"
adı altında çok özel şubeler
açacaklarını söyledi. Cihan
Paçacı. banka olarak
özellikle döviz varlıklannı
ihracatta kullandırmak
istediklerini belirterek,
şöyle devam etti:
"Genellikle tanmsal
krediler veren ve emekli
ödemeleri gibi devletin
bankacılık dışında verdiği
görevleri yerine getiren bir
bankayız. Buradan yola
çıkarak, 'mega şubeler" adı
altında ilk etapta 25 yeni
şube açıyoruz."
Enerjide Yap-
Işlet-Devret
• ANKARA(AA)-
Türkiye'nin 20001i
yıllardaki elektrik ihtiyacını
karşılamaya yönelik olarak
sürdürülen enerji
yatınmlannda yap-işlet-
devret modeli (YtD),
büyük ilgi gördü. Enerji ve
Tabii Kaynaklar Bakanlığı
yetkililerinden alınan
bilgiye göre, YtD modeli,
toplam 34 megavat (mvv)
kurulu güçteki üç projenin
devreye girmesiyle ilk
meyvelerini verirken. bu
model kapsamındaki
başvurulann sayısının hayli
yüksek olması dikkati
çekiyor. 1984yılında
çıkartılan 3096 sayılı yasa
çerçevesinde, bugüne kadar
!5MW'lık Aksu-Çayköy,
9.35 mw'lık Hasanlar ve 9.6
mvv'lik Kısık Hes olmak
üzere toplam 34 mvv kurulu
güç devreye girdi. Toplam
3.6 mvv kapasiteli projelerin
inşaatı ise sürüyor.
Aylık masrafın 30 milyon liraya ulaşması, maaşlara yapılan yüzde 72.5 zammı kuşa çevirdi
Memııra bu yü ımıut yokEkonomi Servisi - Memurlar.
1995'in ilk yansında da enflasyon
karşısında ezilmekten kurtulama-
dı. Haziran 1995"te4 kişilik birai-
lenin mutfak masrafmın 9 milyon
680 bin liraya, toplam masrafın ise
30 milyon 250 bin liraya ulaşma-
sı, bu yıl içinde memur maaşlan-
na yapılan yüzde 72.5 oranındaki
zammı kuşa çevirdi. Haziran 1995
itibarıyla 10 milyon 540 bin lira
maaş alan bir memurun geliri an-
cak mutfak masrafının tamamını
karşılamaya yeterken, toplam har-
camalann yüzde 34'ünü karşılaya-
bildi.
Türk Harb-tş Sendikasf nın ha-
zırladıgı -1994-1995 Ydlan Ara-
sında Memurlann KayıplarT adı-
nı taşıyan raporda memurlar. al-
dıklan maaş ve görevlenne göre
dört kesime aynlarak reel gelirle-
rinin enflasyon karşısındaki deği-
şimi incelendi. Buna göre birinci
kesimde yer alan hizmetli, lise rne-
zunu memur ve servis şeflerinin
• Haziran 1995'te 4 kişilik bir ailenin mutfak masrafının 9 milyon
680 bin liraya, toplam masrafın ise 30 milyon 250 bin liraya
ulaşması, bu yıl içinde memur maaşlanna yapılan yüzde 72.5
oranındaki zammı kuşa çevirdi. Haziran 1995 itibarıyla 10 milyon
540 bin lira alan bir memurun geliri mutfak masrafını karşılamaya
yeterken, toplam harcamalann yüzde 34'ünü karşılayabildi.
maaşlarına 1994-1995 haziran ay-
ları arasında yüzde 120 oranında
zam yapılmışolmasına ragmen sa-
tın alma güçlerinde, gıda harcama-
ları dikkate alındığında 9 puan.
toplam harcamalarda ise 2 puanlık
bir artış gerçekleşti. Yıl sonunda
yüzde 70'lik enflasyon hedefinin
sonbaharda beklenen artışlarla bir-
likte aşılacağının vurgulandığı ra-
porda. memurlann satın alma güç-
lerinde ve reel kayıplannda bir iyi-
leşme saglayamayacağı görülüyor.
Raporda. memur maaşlarındaki
toplam yüzde 72.5'lik artışın bir
yılın enflasyon rakamı ile başa baş
olması veya bu-rakamdan yüksek
olmasının bile. uzun yılların birik-
miş kayipları nedeniyle ancak nis-
pi bir iyiieşme sağlayabileceğine
değiniliyor.
Ek zam seçime bağh
Rapora göre. yıl sonuna kadar
ancak seçim ekonomisi uygulanır-
sa ek zam yapılabileceği dikkate
alındığında I995"in sonuna kadar
enflasyon artışı sıfır olsa bile. bu
artış bir anlam ifade etmiyor. Ra-
porda birinci kesimde yer alan me-
murlann satın alma güçlerinin
1995'te yapılan 'yüksek' zamlarla
arttığı düşüncesi 'safsata' olarak
nitelendiriliyor. Aynı zaman aralı-
ğında ikinci kesimde yer alan şu-
be müdürü. hemşire. tekniker ve
öğretmenlerın satın alma güçlerin-
de ise. yüzde 97 oranındaki zam-
ma ragmen 1994 yılına göre hiçbir
iyiieşme olmadı. Oldukça kalaba-
lık bir grubu oluşturan pratisyen
hekim. mühendis. öğretmen. avu-
kat. araştırma görev lisı. polis me-
muru, komiser ve teğmenlerden
oluşan memurlar ise maaşlarında
yüzde 81'lik artış elde ettiler. An-
cak yine de satın alma güçlerinde
yüzde 7.5 oranında gerileme mey-
dana geldi. Son olarak satın alma
gücü göreli olarak daha iyi olan
profesör, genel müdür. kıdemli al-
bay ve kaymakam gibi memurlar
da yüzde 131 zam aldıkları halde
1995 Haziranı'nda 33 milyon 154
bin üralık maaşları ıle toplam har-
camalannın tamamını karştlayabi-
lecek durumdalar. Yine de bu me-
murlann gelirlerinde çok ciddi bir
artış söz konusu değil.
Raporda sonbaharda yapılması
olası bir seçimin \e son aylarda
ekonomik ve sendikal taleplerinı
yoğunlaştıran memurların eylem-
lerinin hızını kesme isteğinin ek
zammı gündeme getirebileceğı de
belirtilerek "Hükümet. memur
maaşlannın asgari yaşam stan-
dartlannın altında gerçekleştiğin-
den hareketle, maaşlara yapılacak
ek zammın grevli-toplusözJeşmeli
sendika hakkı talebini perdeleye-
ceğini düşünüyor. Bu evlenıliliğin
hızını kesnıek için, bir miktar arn-
şı göze alabilir" denilıyor.
DUNYA EKONOMİStNE BAKIŞ /ERGİN YILDIZOĞLU LONDRA
Amerika, atom bombasını neden kullandı?50 sene önce, 6 ağustos pazar günü
saat 08.15'te, birkaç saniye içinde, 70
bin kişi öldü. Hiroşima şehri, jiletle kazın-
mışçasına, yeryüzünden silindi. Üç gün
sonra Nagasaki de aynı kaderi paylaşa-
caktı. Neden? Toplam 300 bin kişiyi öl-
düren bu iki atom bombasının kullanılma-
sının arkasındaki asken gerekçeler, ara-
dan 50 yıl geçmiş olmasına ragmen, tar-
tışılmaya devam ediliyor, ama ortada hâ-
lâ tatmin edici bir cevap yok.
Açıklamalar, tatmin etmiyor
Resmi açıklamalara göre atom bomba-
sının atılması, savaşın sonunun gelmesı-
ni çabuklaştırdı; Japonya'yı işgal etmeye
gerek kalmadı, dolayısıyla on binlerce
Amerikan askerinin yaşamı kurtarıldı;
bomba, son askerine kadar savaşmaya
niyetli olan Japon militarizminde bir şok
yarattı ve nihayet teslim olmayı kabul et-
mesine yol açtı... Nltekim Bill Clinton'a
göre de "50 yıl sonra bile bu kadar acı
vermesine ragmen, Başkan Trumanya-
pılması gerekeni yapmıştı". ABD ve in-
giltere'deki muhafazakâr politikacılar, bü-
yük basın ve muhafazakâr kamuoyu da
aynı fikirde. Evet, Başkan Truman, belki
yapılması gerekeni yapmıştı, ama bu ya-
pılması gerekenin arkasındaki amaç ney-
di acaba? Amaç, gerçekten bize söylen-
diği gibi askeri miydi? Bu soruya olumlu
bir cevap vermek imkânsız. Bomba atıl-
dığı sırada Japonya tümü ile abluka al-
tındaydı ve ülkeye dışarıdan yakıt dahil,
hiçbir şey giremiyordu. Japon ordusu-
nun önemli bir kesimi Asya'daydı ve
Mançurya üzerinden gelmekte olan Kızı-
lordu karşısında dayanacak durumda de-
ğildi. Japonya'nın banş için yollar arama-
sının bir nedeni de buydu. Japonya'nın
hava savunması da tümüyle çökmüştü:
Japon şehirlerini bombalamaya giden
ABD uçaklan, pilotlannm söylediğine gö-
re, adeta talim uçuşuna gider gibiydiler.
Hiçbir direnişle karşılaşmıyoriardı. Bu
uçuşlardan sadece birinde, B-29'lar Na-
palm kullanarak Tokyo'da 80 bin kişi öl-
dürmüşlerdi. Kısacası konvansiyonel
bombardıman da atom bombası kadar
Japon öldürebiliyordu (CNN: Larry King
- 04/08/95). Nihayet Batı'da Hitler'e kar-
şı savaşı kazanmış muazzam bir mütte-
fikler ordusu ve bu moral ile Japonya ile
savaşmak üzere doğuya doğru yola ko-
yulmuş olan ABD askerleri vardı. Japon-
ya'nın teslim olması, an olmasa bile gün
meselesiydi. Özetle bombanın atılması
için yeterince askeri gerekçe yoktu.
Başkan Truman, 21 Temmuz 1945'te
genel olarak atom bombasının kullanıl-
masına, 31 temmuzda da özel olarak Hi-
roşima'nın, esas olarak, kadın, çocuk ve
ihtiyarlardan oluşan (genç erkeklerin he-
men hepsi savaştaydı) nüfusuyla birlikte
yok edilmesine karar verdiğinde, gerçek-
ten de savaşın sonunu bir an önce getir-
mek için gerekli olan tek seçeneğin bu ol-
duğundan kuşku duyanlar vardı.
Truman'dan sonra başkan olacak olan
General Dvvight Eisenhovver e göre
Ağustos 1945'te "Japonlar gururlarını
kaybetmeden teslim olmanın yollannı
anyoriar"û\ ve "bu korkunç şeyle vurma-
yahiç gerekyok"\u. RooseveKsonra da
Truman'a Genelkurmay Başkanlığı yapan
Amiral Leahy, daha sonra aralarında "Ja-
ponlar çoktan yenilmişlerdi, teslim olma-
ya hazırdılar... Hiroşima ve Nagasaki'ye
bu barbarsilahı kullanmak savaşın sonu-
nu getirmemize hizmet etmedı... Bu ato-
mik silahı kullanan ilk ülke olarak.. bar-
barlığın ahlaki kurallannı benimsemiş ol-
duk" (Le Monde Diplomatique 08/1995)
diye yazacaktı. Bombanın kullanıhş tarzı
konusunda da hem de yönetiminin en
üst düzeylerinde, Truman'la aynı fikirde
olmayanlar vardı. Örneğin aralannda De-
niz Kuvvetleri Müsteşan Ralph Bart'ın
da olduğu bir grup Japonlara, teslim ol-
madıklan takdirde neyle karşı karşıya ka-
lacaklannı, bombayı atmadan once söy-
lemekten yanaydılar. Belki. önce bir çöl-
de gösteri yapılabilirdi. Hatta hedef ön-
ceden Japonlara bildirilir ve boşaltılma-
sına olanak sağlanabilirdi... Bu grubu
kimse dinlemedi, Ralph Bart görevinden
alındı. Truman'ın Başkan Yardımcısı Hen-
ry Stimson da bombanın atılması konu-
sunda tümü ile ikna olmuş değildi. 2 tem-
muzda Truman'a "Japonlar aklın sesini
dinleyeceklerdir, deli bir fanatikler ulusu
değildirler" diyen bir mektup göndermiş,
ama etkili olamamıştı (Le Monde
3/08/95).
Evet. bombanın atılması için yeterince
askeri gerekçe yoktu, ama bomba yine
de kullanıldı. Çünkü işin içinde başka he-
saplar vardı. işin içinde başka hesaplann
olduğu. Hiroşima'yaatıldıktan sonra, Ja-
ponlara hiçbir düşünme ve teslim olma
şansı tanınmadan, üç gün içinde Naga-
sakı'ye ikinci bir bombanın atılmasından
da belliydi. Bu hesapları, Japonya'da de-
ğil, Potsdam'da aramak gerekir. Bomba
gerçekten de Prusyalı meşhur stratejist,
general Claustzvvitz'in birzamanlar, sa-
vaşı kazanmak için, önerdiği şekilde bir
şok yaratmak amacıyla kullanıldı. Ama
bu şok, savaşı kazanmak için değil, ba-
rışı rehın almak için ve de Japonya değil,
dünyada, özellikle de Podstam'da pa-
zarlık yapmış olanlarda bir şok yaratmak
için kullanıldı. 24 temmuzdaki ilk nükleer
denemenin başanlı olduğunu duyduğun-
da Truman, Podstam'da Churchill ve
Stalin ile zirve toplantısındaydı. Pods-
tam'da (14 haziran-2 ağustos) koşulla*
Yalta Konferansı'na göre biraz farklıydı.
ingiltere Başbakanı Clement Atlee git-
miş, yerine Churchill gelmişti; Roosevelt
ölmüş, yerini Truman almıştı. Böylece Ba-
tı, Yalta'da göreli olarak daha sağ, muha-
fazakâr ve militarist politikacılarla temsil
ediliyordu. Hava da değişmişti. Artık II.
Dünya Savaşı sonrasında, Avrupa'da e-
sas olarak iki gücün. ABD ile SSCB'nin
karşı karşıya kalacağı belli olmuştu: "So-
ğuk savaş" mayalanıyordu. Almanya'ya
karşı bağlaşık olan bu iki büyük güç, ABD
ve Rusya. şimdi bir rekabet ve pazarlık
içindeydiler. Bu ortamda bombanın ba-
şan ile denendiğinin haberini alması Tru-
man'ın, görüşmelerde daha bir kendine
güvenli ve uzlaşmaz olmasına olanak ver-
di. Podstam bittikten 4 gün sonra Hiro-
şima'da bombanın patlaması gerçekte
Podstam'daki pazarlığın bir devamıydı.
Bomba, Batı'nın yeni liderinin ve Rus-
ya'ya karşı bekçisinin kim olduğunu ve
üstelik oyunun kurallannın da değiştığini
gösteriyordu.
Bomba işlevsizdi
Bu yüzden, bomba Japonya ile sava-
şı bitirmek konusunda işlevsizdi, ama II.
Dünya Savaşı sonrasında, Batı ülkeleri-
nin ABD hegemonyasını kabul etmeleri-
ni sağlamış ve soğuk savaşın başlama-
sına yol açmış, Pax Amerikanayı kur-
muştu. 1952'de ve 1953'tesırasıyla Ame-
rika ve SSCB hidrojen bombasını patla-
tınca İkinci Dünya Savaşı sonrası döne-
min dehşet dengesinin tüm parçalan da
yerli yerine oturacaktı.
Özetle atom bombası, 50 sene önce
dün, tüm kendisinden önceki silahların
aksine, bir savaşa son vermek için kulla-
nılmadı. Atom bombası, ABD'nin savaşa
ilişkin kaygılarından dolayı değil, ulusla-
rarası hegemonyasını kurmasının birara-
cı olarak kullanıldı. Ve bu aracın kendini
en etkili bir şekilde gösterebilmesi için de
bir çölde değil. Hiroşima ve Nagasaki
üzerinde patlatılarak 300 bin kişinin kat-
ledilmesi gerekiyordu.
ANTALYA ASLİYE 3. HUKUK
MAHKEIVIESİ
EsasNo: 1994'669
Davacı Anadolu Anonim Türk Sıgorta Şirketi vekıli
Av. Ibrahim Yalçın ve davalı Sadi Bozkurt arasında açı-
lan tazminat davasında: Ahmet Köseoğlu yönetimınde-
ki 07-AC-35O plakalı araç ile 07-KE-446 plakalı aracın
çarpışmasından dolayı 11.289.323 TL tazminat talep et-
tiğini, bu tazmınatın davalıdan tahsiline karar verilmesi
istenmiştir. Davalı adına yapılan tebligatlar iade edilmiş
ve C. Savcılığı'nca adresi tespit edılemedığinden ilanen
dava dilekçesinin tebliğine karar verilmiştir.
Davalı Sadi Bozkurt adına mahkememizde yapılacak
olan 3.10.1995 günü saat: 9.20'deki duruşmada hazır bu-
iunması veya kendisini bir vekille temsil ettiımesı. aksi
halde yokluğunda karar verilecegi, davaya devam oluna-
cagı hususu ilanen tebliğ olunur. 18.7.1995
Basın: 35111
İSKENDERUN 2. ASLİYE HUKUK
HÂKİMLİĞİ'NDEN
EsasNo: 199L236
Davalıiar: 1- Nimet Tümkaya (Aydogan) 2- Yasemin
Tümkaya (Bolgil) 3- Naciye Tümkaya 4- Nizamettin
Tümkaya. Ahmet Selim Tümkaya; adresleri meçhul.
Dava: 2942 sayılı yasanın 38. maddesine göre tescil.
Davacı Hazine-i maliye vekili Av. Fatma Melda Eroğ-
lu tarafından davalıiar Nimet Tümkaya ve arkadaşlan
aleyhine açılan tescil davasının mahkememizde yapılan
açık duruşması nedeniyle:
Davalıiar adlanna duruşma gün ve saatini bildirir da-
vetıyenm tanınmadıgından ve adres tahkikatında da ad-
reslerinin saptanmadığından bahısle ve bu kerre adlan-
na ilanen davetiye tebliğine karar verilmiştir.
Duruşma günü olan 4.10.1995 günü saat 9'da duruş-
maya gelmeniz veya sizi temsılen bir vekil gönderme-
niz. gelmediginiz veya bir vekil göndermediğiniz takdir-
de HLMK'nın 509 ve 510. maddeleri geregincedavanın
gıyabmızda kalacağı ve karar verilecegi davetiye yerine
kaım olmak üzere ılan olunur. 10.7.1995
Basın: 35940
HATAY 1. ASLİYE HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
1993 756
Davacı: Cevher Yanarav. kendisıne asaleten oğlu Se-
zer Yanaray'a vekâleten Antakya Toygarlı Köyü'nden.
Vekıli: Av. Cemal Silmen Doğan-Antakya. Da\alı: Yu-
suf Yanaray-Yukan Ekincı Köyü. Antakva. Davacı ve-
kıli tarafından davalı aleyhine mahkememize açılan na-
fakanın arîtırılması davasında davalı Yusuf Yanaray'a
dava dilekçesinin ve duruşma gününün tebliğine karar
verildiğinden, Hatay 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde
davacı için 100.000 TLyoksulluknafakasının dava tarı-
hinden itibaren 700.000 TL ortak çocuk Sezer Yanaray
için 100.000 TL iştirak nafakasının dava tarihınden iti-
baren 500.000 TL'ye çıkanlmasına ilişkin dava bulundu-
gu. duruşma gününün 28.9.1995 saat 9'a bırakıldığı, da-
valının duruşmaya gelmesi ya da bir avukatla kendisini
temsil ettiımesı. aksi takdirde duruşmanın yokluğunda
yapılıp karar verilecegi Tebligat Kanunu'nun 28,29.30.
31. maddeleri uvannca ilan olunur. Basın: 35918
ERDEMLİ ASLİYE HUKUK
HÂKİMLİĞİ'NDEN
DosyaNo: 1994 82
Davacı PTT Müdürlüğü vekili tarafından davalı Ke-
nan Menken aleyhine açılan işbu tazminat davasında ya-
pılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne. 4.847.844.-
lira tazminatm. olay tanhi olan 1.8.1993 tarihinden iti-
baren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya
verilmesine. 125.000.- lira karar ve ilam harcının dava-
lıdan alınmasına, peşin alınan harcın bu harçtan mahsu-
buna. davacı idare tarafından yapılan 1.735.000.- lira
mahkeme masrafının davalıdan almarak davacıya veril-
mesine, davacı idare. davada vekille temsil edıldıginden
dava tarihi itibarı ile hesaplanan 484.784.- lira nispi ve-
kalet ücretinin davalıdan alınarak davacı idare vekiline
verilmesine karar verildi. Verilen karar davacı idare ve-
kilinin vicahında. davalının yokluğunda temyiz yollan
açık alenen tevhim kılındı. İşbu ılanın yayımlandığı ta-
rihten itibaren yasal süresinde davalı tarafından temyiz
edilmediği takdirde kesinleşeceği ilanen duyurulur.
18.7.1995 Basın: 35130
ANTALYA 2. SULH HUKUK MAHKEMESİ SAT1Ş
MEMURLUĞU'NDAN GAYRİMENKUL AÇIK ARTTIRMA İLANI
Es. 1995 35
Antalya merkez Yüksekalan Mahallesi. 4825 ada, 6 parselde kayıtlı taşınmaz. Antal-
ya 2. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 1994 1590 esas. 1995 266 sayılı karan geregince sa-
tılacaktır. Tapu kaydına göre satışa konu parsel 675.00 m2'lik arsa olarak kayıtlıdır. Ta-
mamı parsel üzerinde kalan tek katlı gecekondu tıpinde 1 salon. iki oda. WC, banyo ve
mutfaktan ibaretev ile 18.00 m2'lik kısını parsel üzerinde kalan yığmayapı tarzındaiki
oda. WC, banyo. holden ıbaret e\ bulunmaktadır. Yine 85.00 m2"lik kısmı parsel üzerin-
de kalan gecekondu tipınde ev ile odunluk. briket duvar ve muhtelif cins ve yaşta ağaç-
lar bulunmaktadır. Parsel batıdan ikiz nizamda 3 kat inşaata müsaittir. Parsel meskûn sa-
hada yeralmaktadır. Mahallı rayiçlere göre arsa m2 si 3.250.000 TL'den. üzerindeki muh-
tesatlarla birlikte parselin tüm değeri 2.434.445.000 TL'dir. I. Satış 18.9.1995 günü saat
11.00-11.10 arasında. Antalya Adliye Sarayı Kat. 3 No: 22'de açık arttırma ile yapıla-
caktır. Bu satışta değerinin
n
b
7
5'ini bulmadığı takdirde 28.9.1995 günü aynı yer ve aynı
saatte 2. arttırma yapılır. 2. arrtınnada ise değerinin "b40'ını ve mahkeme masraflarını
geçtiği takdirde en çok arttırana ihale edılecektir. Satış peşin para ıledir. Ancak isteyen
alıcıya 20 günü geçmemek üzere mehil venlebilir. Satışa iştirak edenin. değerinin "b20'si
nispetinde teminat yatırması şarttır. Ihaleye iştirak edenlerin. şarrnameyi görmüş ve
münderecatını kabul etmış sayılacakları. başkaca bilgi almak isteyenlerin memurluğu-
muzun 1995 35 esas sayılı dosyasına başvunnaları ilan olunur. Basın: 35948
ANTALYA 2. SULH HUKUK MAHKEMESİ SATIŞ
MEMURLUĞU'NDAN GAYRİMENKUL AÇIK ARTTIRMA İLANI
Es. 1995'22
Antalya Merkez Yeşilbayır Köyü 436 parselde kayıtlı taşınmaz, Antalya 2. Sulh Hu-
kuk Mahkemesi'nin Es. 1993 76 k. 1994.1394 sayılı kararı geregince satılacaktır.
Tapu kaydına göre satışa konu parsel 18.416 m2'lik tarla olarak kayıtlıdır. Dava konu-
su parsel tarla hüv iyetınde olup zirai faalıyet olarak kuru tarıma elverişlidır. Üzerinde 10
adet 30-33 yaşlannda zeytin ağacı bulunmaktadır. Köy yerleşim alanı ve imar planı dı-
şındadır. Mahalli rayiçlere göre dekarı 125.000.000 TL.'denparselüzerindeki muhtesat-
larla birlikte muhammen bedeli 2.302.000.000 TL'dir.
I. Satış 11.9.1995 günü saat 11.00-11.10 arasında. Antalya Adliye Sarayı Kat. 3 No:
22'de açık arttırma ile yapılacaktır. Bu satışta değerinin %75'ini bulmadığı takdirde
21.9.1995 günü aynı yer ve aynı saatte 2. arttırma yapılır. 2. arttırmada ise değerinin
%40'ını \e mahkeme masraflarını geçtiği takdirde en çok arttırana ihale edilecektır.
Satış peşin para iledir. ancak isteyen alıcıya 20 günü geçmemek üzere mehil verilebi-
lir. Satışa iştirak edenin. değerinin %20'si nispetinde teminat yatırması şarttır. Ihaleye iş-
tirak eden. şartnameyi «örmüş ve münderecatını kabul etmış sayılacakları. başkaca bil-
gi almak isteyenlerin memurluğumuzun 1995 22 esas sayılı dosyasına başvurmaları i-
Ian olunur. Basın: 35947
ANKARA PAZARI
YAKUP KEPENEK
Bolluk-KıtJık İkilemi
Bolluk ve kıtlık, tüm kavramlar gibi, görelidir; birey-
sel ya da toplumsal açılardan değişik algılanabilecek-
leri gibi, yere ve zamana göre de değişirler. Daha açı-
ğı, bolluk ve kıtlık "gereksinime göre" belirlenir. Ister
elmas-su, ister ekmek-pasta örnekleri alınsın, bu ku-
ral geçerli sayılır.
Geçmışte bolluk ve kıtlık doğal koşullara bağlıymış,
günümüzde, aklın egemenliğinin sonucu olarak, üre-
time, dahadoğrusu "teknolojiyedayalı üretime" ba-
ğımlıdır. Ülkelerin gelişmişliği de kıtlığın akılla ortadan
kajdırılması anlamına geliyor.
Ülke ekonomisi son günlerde bu anlamda bir bol-
luk-kıtlık çelişkisi yaşıyor.
Bolluk alanı, dövizdir. Ekonominin yabancı para
sorunu aşılmış görünüyor. Merkez Bankası, yılbaşın-
dan bu yana döviz kaynaklarının yüzde yüz dolayın-
da bir artışla 14.7 milyar dolara yükseldiğini açıkla-
dı. Geçenlerde girilen Japonya piyasasından sonra
bu kez de Avrupa piyasalanndan alınacak borçlarla
bu tırmanışın süreceği genel bir beklentidir. Özetle
ekonomi, yabancı para sıkıntısı çekmiyor. Özellikle fa-
iz oranlarının "sıfıra yaklaştığı" Japon piyasasından
yüksek faizle borçlanmanın ağır maliyeti bir yana,
döviz bolluğu, işin parlak ya da olumlu tarafıdır.
Dövize boğulan ekonomi. "en temel" gereksinme-
lerini dışardan alıyor. Son aylarda, ana gıda ürünleri
dışalımla sağlanıyor. Et ve şekerden sonra şimdiler-
de de buğday dışalımı gündemdedir. Tarımsal üre-
timde kendi kendine yeterli az sayıda ülkeden biri ol-
makla övünen Türkiye, en temel gıda ürünlerini dışar-
dan sağlama noktasına gelmiştir.
Gıda ürünlerinin "vazgeçilmezliği"n\, en iyi bunla-
rın ticaretiyle uğraşan tekeller bilir. "Yaşamınız için"
gerekli olan ürünler satın almak için "elinizde ne var
ne yok" verirsiniz. Bu nedenle dünyanın her yerinde
hükümetler, temel gıda ürünlerinin fiyatlarını, serbest
piyasa koşullarına bırakmaz, bırakamaz. Bu bir. Ikin-
cisi de eski çağlardan bu yana her yönetim, öncelik-
le yönettiklerinin gıda gereksinmelerini karşılamaya
öncelik verir. Türkiye ekonomisinde 1980'li yıllara dek
"üretime öncelik" anlayışı geçerliydi; 1980 sonrasın-
da, "dövizimiz olsun gerisi kolay, dışarıdan satın alı-
rız" anlayışı egemen kılındı.
Önce, hayvancılık öldürüldü; sonra da tanmsal.
destekleme yanlışlanyla, ürün yapısı değiştirildi. Tür-
kiye, patatesten peynire, yıllarca kolaylıkla ürettiği gı-
da ürünlerini dışarıdan almaya başladı.
Kısacası, ulaşılan sonuç, bu ekonomi politikası
yanlışlanndan, daha doğrusu uzun soluklu yaklaşım-
lar yerine "günü kurtarma "ya yönelik uygulamalar-
dan kaynaklanıyor. Oysa, ülkeyi yönetenlerin kendi
siyasal çıkarlarının gereği olan güncel ile toplumsal
çıkann zorunlu kıldığı uzun erimli olan ekonomi poli-
tikalarının en uygun bileşimini sergilemek gibi bir so-
rumluluğu vardır.
• • •
Geçenlerde yasalaşan Yedinci Beş Yıllık Kalkınma
Planı, bilindiği gibi 1996-2000 arası beş yılr kapsıyor.
Gerçi nüfus konusundaki çözümlemelerinde 2030
yılına dek uzanıyorsa da, öngörülmek istenen gele-
cek beş yıldır.
Plan kavramının hemen tümüyle bir yana bırakıldı-
ğı 1980 sonrasında bile kalkınma planlan ürün düze-
yine varan ayrıntıda, toplam üretim, tüketim, dışalım
ve dışsatım öngörülerine yer vermekteydi. Yedinci
Beş Yıllık Plan'da ne hikmetse. bu tür bir yaklaşıma,
daha doğrusu alt sektör ve ürün düzeyinde "üretim-
tüketim" öngörülerine yer verilmiyor. Ekonomi "yer-
li üretim" olgusunu esas alarak serbest piyasanın o
dayanılmaz çekiciliğine bırakan bir noktaya getirilmiş
bulunuyor.
Oysa üretimden koparılma. her yönüyle toplumun
"ekmeğiyle oynama" anlamına geliyor. Ülke, bugün-
leri de aratacak bir sürece sokularak, et, ekmek, şe-
ker gibi birincil gereksinmelerini uluslararası tekelle-
rin saptadığı fiyattan ve bunun bedelini de yabancı-
lann yüksek faizle verdiği borçlarla karşılayacak bir
yolda kalkınacak sanılıyor.
Yedinci Beş Yıllık Plan'da esas olarak öncelik ve-
rilen "insan kaynaklarının geliştirilmesi"d\r. Eğitim,
nüfus ve aıle planlaması, sağlık, istihdam ve işgücü
piyasasında etkinlığin arttırılması alt başlıklarıyla ele
alınan yeniden yapılanma anlayışı, "niteliksel birge-
lişmeyi" amaçladığından. özünde doğrudur.
SİLİ\Tİİ \SUYE HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
Davacı Karayolları Genel Müdürlüğü vekıli Av. A.
Rıfkı Eşıt tarafından davalı Recep Kaya mırasçıları. eşi
ZarifeKaya. kendisineasaleten çocuklan Dilay Kaya ve
Inan Kaya'y a v elayeten aley hine açtıgı 2.692.803 TL.'lik
tazminat davasından dolayı:
Davacı vekıli tarafından verilen 1.12.1993 tarihli da-
va dılekçesi ile Silıvri Asliye Hukuk Mahkemesi'nin
1993 592 esas sayılı dosyasında dava devam etmekte
olup davalılann murisinin sahibi bulunduğu. kendi sevk
ve de Istanbul-Edirne (E-5) karayolunun Sılıvn Çamur-
luçeşme mevkıınde yapmış olduğu bir trafik kazası se-
bebi ile yol boyundakı idare tesislerinde 2.692.802
TL.'lik hasar meydana geldiğını. hasar bedelini talep et-
miş olmakla: davalı Zarife Kaya. Dılay Kaya ve Inan Ka-
ya'yı bütün aramalara ragmen adresi tespit edilemedi-
ğinden dava dilekçesinin ilanen tebliğine karar verilmiş
olmakla: 6.11.1995 günü saat 1 l'de Sılivri Asliye Hu-
kuk Mahkemesi'nde yapılacak olan duruşmada davalı-
nın hazır bulunması. hazır bulunmadığı ve kendisini bir
vekil ile temsil ettırmediğı takdirde tahkıkatın yoklu-
ğunda sürdürüleceği ve de hüküm verilecegi hususu da-
valılara dava dılekçesi teblifii yerine kaim olmak üzere
ilanen tebliğ olunur. 28.7.1995 Basın: 36119
KARABÜK TEREKE RÂKİMJLİĞİ
DosvaNo: 1994 16
Kamu hukuku tarafından açılan Tereke tasfiyesi da-
vasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sırasın-
da:
Istanbul ili, Fatih ilçesi. Davutpaşa Mah. 281 hanede
nüfusa kayıtlı Ismail oğlu Fatma'dan 1331 vılında doğ-
ma olup Karabük Esentepe Mah. Kapullu S'olu altı No:
167"de ikamet etmekte iken 17.10.1994 tarihinde Kara-
bük Devlet Hastanesfnde vefat eden Selahattin Kaf-
kas'ın mirasçılannın MK'nın 530'uncu maddesi uya-
nnca sıfatlannı beyan etmek üzere ilan yoluyla mütev ef-
fanın terekesinin tasfiyesi cihetine gıdileceği hususunun
duyurulmasma karar verilmiş olup verilen karar uyarın-
ca müteveffa Selahattin Kafkas'ın borçlularının ve ala-
caklıları ile varsa mirasçılannın MK'nin 577. maddesi
uyannca işbu ilan tarihinden itibaren I ay içerisınde Ka-
rabük Tereke Hâkımliği'nemüracaatetmeleri ilanen teb-
liğ olunur. 18.7.1995
Basın: 35356
SI\AS 2. SULH HUKUK MAHKEMESİ
EsasNo: 1995 43
Davacı Ali Yılmaz tarafından davalıiar Hasan Hüse-
yin Yıldırım ve müştereklerı aleyhine mahkememizde
açılan ızale-i şüyu davasının yapılan açık yargılaması sı-
rasında: takdirde davaya yokluğunda devam edilerek ka-
rar verilecegi hususu HUMK'nin 509. ve 510. maddele-
ri geregince işbu duruşma davetiyesi yerine geçerli olmak
üzere ilan olunur. Basın: 35326