28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
7 AĞUSTOS 1995 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA KULTUR 15 Beyaz TiiıideiTiıtürküsü• 1980 Eylülü'nde bu topraklarda müzik de bitti bitiyor gibiydi. . Gazinolar tarihlerinin en uzun ve en kesat sonbahannı yaşıyordu. Assolistlik -dolayısıyla has müzik- daha bir iki yıl önce "sanat güneşimiz" Zeki Müren'den veliaht prens Bülent Ersoy'a geçmişti. Yalnız o, tam da sonbahann simgesi gibiydi. ZEKİ COŞKUN •Ödeşme 1990'lar pop patlamasıyla gerçekleşti. 1980'lerde arabesk nasıl sazîarından seslerine, sözlerine, havasına dek folku, alaturkayı ve popu yağmalamışsa, şimdilerde pop aynı operasyonu diğer türler üzerinde yürütüyor... Şimdi Beyaz Türkler'in türküsü inşa ediliyor. Şımdi bıze söylenen şu- Alıştığınız müzığe veda edin... Size yeni: bugünün malını sunuyoruz. Patlayan popla, ona eşlik eden "klipli" starlar ve cın- gıl tarzı müzikle, alaturka- nın yeniden havata avdet edişiyle, sterilize edilen -şe- hirlileştirilen- türkülerle, doğudan yükselen ışığın keşfiyle mûzik alanındaki deprem ve dev rim bunu söy-' lüyor. tşin aslı şu: Beyaz mûzik inşa ediliyor ve yayılıyor. Onun için "şarkT bitse de "müzik'" sürüyor. Hem de renk renk. çeşit çeşit. Ama süren o bildiğiniz duyum ve yaratım ürünü "sanat" de- ğil. Çünkü müzik artık kula- ğa değil, göze sesleniyor. Çünkü ışık hızı -yani görsel algı- ses hızmdan -yani işit- sel algıdan- daha hızlı. daha etkindir. Bilim böyle diyor. Her endüstn dalı, kendisini bilime göre yeniden düzen- liyor. Yatınm ve üretim et- kin algıya göre planlanıyor. gerçekleştiriliyor. Ürün kit- leselleşiyor. Onun için mü- zik de beyazlaşırken eski te- melinden; sesten. işitsellik- ten çıkıp görselleşiyor. Dolayısıyla "dinleyici" değilsiniz siz "se\gili izleyi- ciler"! Hayır. sadece Mirkelam ya da Sezen muhabbeti deği I bu Komplolardan. müzik endüstrisinin. medyanın yönlendirmelerinden. işin içinde dönen milyarlardan filan da bahsetmeyeceğiz. Onlarvar. Bıliniyor V'arda. niye? Nasıl? Niye dün "din- leyici"ydik, bugün "izleyi- cPyız? Niye "şarkılar seni söyter~di, yani şu ya da bu biçimde "bizim şarkı- mız"vardı dün, niye bugün kimsenin değil, ama herke- sin? Pop mu? Geçelim. Evet. her şey "pop"las;ıyor, popia- şacak. Daha ötesi: pop, kla- sikleşecek. O halde ne pop. ne klasik: başka bir şeyler var ortada. "Postmodern" bir durum. Görüntü beyaz. Içi parça parça; biraz ondan. birazbundan; folk, alaturka. arabesk. pop. Önemli olan "kompozisyon." Söyledikİerimin 18. yüz- yıl romantiklerini andırma- sı çok muhtemel: Moder- nizm gelmiş baş köşeye ku- rulmuş. sen "ah o soylu de- ğerler" diye temiz, bozul- mamış aşkların. sanatlann şarkısını söylüyorsun' Me- sela Baudlaire; Paris Boğun- tusu... Ya da bizden bir ör- nek: Ferahfezagibi. Kânnev 2İbı makamlann yaratıcısı îsmaO Dede'nin bir yandan içinde devindiği nağmeler- de. müzikte sıçrama. dönü- şüm yaratırken, aynı zaman- da yine o nağmelere "iha- net" duygulanna garkolup "arük bu oyunun tadı kal- madı" diyerek ıntihar eder- cesine Hicaz çöllerine sav- rulup, oralarda ölmesi gibi bir durum... Sadede gelelim. Müzik- ten; ezgiden önce söz vardı. Resitatif; düz ses. Ses düz. söz değil. Müzığin temelin- de, uyaklı-uyumlu. seçilmiş söz: şıir var. O halde. bugü- ne, yani bugünkü dönüşüme giriş içın gene ona başvura- lım: Baylar! Bin dokuz \it seksen birde- Bütün seslerin kanştığı bir tür: Arabesk. Orhan Gencebay'ın krallığının bittiği, Ferdi Tayfur, İbrahim Tatlıses, Müslim Gürses gibi 'taşra'dan gelenlerin ürettiği. çocuklann da (C e>lan. Emrah) prim >aptığı bir başka arabesk. Türkücüler baştan teslim olmuştu arabeske. sonra alattırkacılar. ardından hafif müzikçiler boyun eğdi vükselen sese. yız Karşımzda eylülün sesi Ağustos çekildi. eylülün se- Birazdan konuşacak "Bu dünyada yaşamak can sıkıa bir şeydir baylar " Şimdi dinlediğimiz izle- diğimiz yukanda E. Canse- ver'in dizelerinde işaret etti- ği "eylülün sesi" gibi geli- yor bana. Salt mevsimsel değil, tarihsel kökleri varbu sesin. 12 Eylül gibi... Sesin tarihine gidersek.. şu yazı- nın başlığmda atıp btrtüriü yaklaşamadığım beyazlaş- ma bahsine. oradan şarkının bıtişıne. oradan "kirlen- me"ye gelebiliriz galiba. Eylülün eşiğinde piyasa Yaşı uygun. kulağı delik olanlar bilir: 198(f Eylü- lü'nde bu topraklarda her şey gibi müzik de bitti biti- yor gibiydi. Gazinolar tarih- lerinin en uzun ve en kesat sonbaharını yaşıyordu. As- solistlik -dolayısıyla has müzik- daha bir ikı yıl önce "sanatgüneşimiz" Zeki Mü- ren'den \elıaht prens Büient Ersoy'a geçmişti. Yalnız o. tam da sonbahann simgesi gibiydi. 200şarkıyı aşkınbır repertuvarla "Tuti-i mucize guyem" gibi arşiv seslerinı sahneye getirse de cinsel se- çimini kılıf-kıyafetle sınır- lamıyor. aç erkeklerordusu- na adeta davetiye çıkanyor- du. Sanat Güneşimiz bu erozyona dayanamayıp hiç yapmadığı şeyleri yapıyor; yakası bagrı açık, gögsü ve dudaklannın üstü kalm kara kıllı doğululann okuduğu "Kahır MektubıTnu ses- lendiriyordu. Kısaca "beyaz müzik": şehirlilerin eski - tarihsel sesi alaturka" ciddi bir kirlenme halindeydi ey- lül zamanında. Ne "efendi" sesli ve görü- nümlü -ve de artık rahmet- Iı- Taner Şener'in "Dargın aynlma>alım"ı, ne hemen eylülün içinde birdenbire parlay an ııdı Necdet Tokat- lıoğlu'nun "Bir sevgi istiyo- rum"yakanşlan...nedeZe- kai Tunca'nın kadıfe sesi durduramaz artık kararma- yı. Olsaolsadönemin sonla- nnda yine uduvla Coşkun Sabah gelir. ama söylenen artık "alaturka" değildir. O bahis öyle. Memleketi "küçük Amerika"ya çev ır- me zamanından beri şehır gençlerintn ktriak kabarttt- ğı, sonra sonra bilfiil icra ey- lediğı "hafif müzik"te de durum farklı değildir. En son "Minik Serçe" (bugü- nün "Diva"sı Sezen Aksu) çıkmış. her ne kadar "Ben her bahar âşık olurum" de- mişse de ilk albümde işı ga- rantili tutmuştur. Biri "ha- fif". öteki ağır'ın: alaturka- nın "Ölürsem yazıktır" gibi hafifleşmiş örneklennden özenle seçilmiş duble al- bümleçıkardinleyici karşı- sına. Ondan önce sahne al- mış Ajda'lar kuşağı "Sü- perstar" gibi unvanlarla çı- kış denemelerine karşın tu- tunamazlar... "Ijiaikçocu- ğu" Erol Evgin "Hep böyte kal"la yolun sonuna gelmış- tir. Vb. vb... Alaturkada "O ağacın al- tı" demleri nasıl bitmişse. eylülün eşiğinde hafif mü- zikte de "Dünya dönü- yor'"ların. u Dün gece seni andım"ların sonu gelmiştir. "Işte öyle bir şey"... Minik Serçe (Sezen) ör- neğindeki hafif-alaturka ko- alısyonu pop için yeni oba da piyasada geçer akçedir. Çünkit piyasada - müziğin ötesinde: siyasal.ekonomık. düşünsel. kültürel.. bütün alanlarda- arabesk koalis- yon geçerlidır. Köylüler şehri sarmıştır bir kere. Acılı Adana'ları. lahmacunları. yanık uzun havaları. şıkıdım türküleriy- le... Sehirliler de onlara uy- muştur. Başbakan "Çoban" - aynı zamanda Morrison- Süîo/Süleyman. ekonomik danışmanı ve sandalyesiz bakanı Chicago Okulu'ndan Friedman'ın izleyicisi "mo- noterist"aynı zamanda DPTnin "takunyalı" taife- sınden Turgut Ozal'dır. O gunlerde soğuk demırci Ur- falı Ibo da (Tatlıses) 45"lik plağının bir y üzüne Mukim Tahir'den kalıııa "Ayağında kundura"yı okur, öbür yü- zünde "Istedim vermediler" der. Alaturka. hafif müzik; pop. folk biter. hepsi-aynı zamanda hiçbiri: 1960"lar- dan beri hafif müzikle bir- likte şehirde yükselen "dol- muş müziği" de: Orhan Cencebay; Şükran Ay vb. "arabesk"ı de biter eylülün e^iğınde. "Yeni ses", tıpkı "yeni hayat" gibi program- lanmıştır. Orglann. piyano- ların. kemanların. sazlann akordunun sentetikleştiği dönemdir eylül. Piyanosuz ve piyano bilmeyen "sanat- çı"ların sahne aldıklan "pi- yanistşantör"lerde\ri açılır. Orada her şey vardır. Türkü olmayan türküler. şarkı ol- mayan şarkılar, Inuiliz- ce'Türkçe "hafiriikler... Askerler ve diğerleri "hoş- gelmişler efendim!" Eylülün sesi: Arabesk Eylülün eşiğinde manza- ra buydu. Sonrasında iyice kanştı. Daha doğrusu tek tü- re doğru kaydı. Bütün sesle- rin kanştığı bir tek tür: Ara- besk. Ama şehirli -ve mek- tepli .sayılabilecek- Orhan Gencebay'ın krallığının bit- tiği, Ferdi Tayfur, İbrahim Tatlıses. Müslüm Gürses gi- bi "taşra"dan gelenlerin ürettiği. çocuklann da (Cey- lan, Emrah vb.) prim yaptı- ğı bir başka arabesk. Türkü- cüler baştan teslim olmuştu arabeske. sonra alaturkacı- lar. ardından hafif müzikçi- ler boyun eğdi yükselen se- se. Öyle ki Ruhi Su'dan Zül- fü Livaneli'ye. Cem Kara- ca'dan Sclda'ya hep şehirlı ve mekteplilerce icra edilen "politik müzik" son durağın- dakı pop-folktan çıkıp bu dönemde taşralıların eline düştü. Örneğin Ahmet Ka- ya, "protest-özgün müzik" adıyla sol "arabeskin alla- hı"nı yaptı \e çok sattı. Tü- revlerî çıktı. 1990'lara doğ- ru bunun mılliyetçi ve Müs- lüman versiyonlan belirdi. Sonuçta 12 Eylül toplum- sal ve sıyasal hayata "disip- lin"i dayatırken müziğe tam bir dısıplınsizlik hâkim ol- du. MichealJackson'la Em- rah'ın. Müslüm'ün. İbo'nun aynı keyifle dinlendiği. kılık kıyafetten duygulara. beğe- nilere dek aynı karmaşanın yaşandığı bir "duyum ala- nı"vardı. tşte o karmaşanın içinde "Klasik Türk Müziği"nı ya- ni alaturkayı "çoksesli"hale getirme. arabeski devlet eliyle "acısız"laştırma giri- şimleri yaşandı... Tutmadı, Beyazlar -sehirliler-. sokak- lannın "kara kafah hoyrat köylüler"le doldurulması gi- bi kulaklarının da onların sesleriyledolduruluşunuya- şadı. İlk ürpertınin. tiksintı- nin ardından zamanla buna da alışıldı. zevk bile alındı. Emanet, en kısa zamanda ödeşilecek bir zevk. Ödeş- me 1990'lar pop patlamasıy- la gerçekleşti. 1980'lerde arabesk nasıl sazîarından seslerine, sözlenne. havası- na dek folku. alaturkayı ve popu yağmalamışsa. şimdi- lerde pop aynı operasyonu diğer türler üzerinde yürütü- yor... Şimdi Beyaz Türklerin türküsü inşa ediliyor. Şehır. emanet sesleri ve zevkleri kendı içinde yoğurup yeni- den piyasaya sunuyor. YAYINEVLERİNDEN YENİ KİTAPLAR SARMAL YAYLNLARI Bilim Dizisi "Yaşayan Matematik Theoni Pappas. "Kim Korkar Matematikten ", Prof. Dr. Nazif Tepedelenliğlu, "Stephen Havrkîng, Yaşarm Kıınımı \ e Son Çalışmalan ", Mic- hael VVhite- John Gobbin, "Kum Delik- ler ve Bebck Evreııler ", Stephan Hawk- ning, "KozmikKodl. Doğamn Dili Kııan- tum Fniği". Heinz R. Pagels, " Kozmik Kodll. Maddenin İçinde Gezi", Heinz R. Pageb. "Diişünme Kıtlesi ". Doc.Dr. Sel- çuk Aslan, "Epistomoloji ve Psikoloji". Jean Piaget, " Standart CProgrumlama ". Fedon Kadifeli, "Hep Anınızda Olaca- ğım ", Güne> Gönenç, "Evren ve Dönü- şiimleri", Roland Omnes,"Gödel Kaıııt- laması". Eraest Nagel- James R. New- man,"Rölathite ve Kozmoloji". \Villiam J. kaufman, "Kuarklar" Y.Nambu, "Bi- linnn Doğal Olmavan Doğası ". L. W(rf- pert, "X fynlanndan Kuarklara Çağdaş Fizikçikr ve Buhtşlan ", Emilio Segre, "Bi- lim Teknolojı Sanavi Üçlemesi", A\ kut H. Göker, "Rölati\ite ninABC'si", Bertrand Russell. Anlah 'Kuçıkhk Diploması". Ayşe Nil, "Dip- loma Töreni", Ayşe Nil "Şiir ve Şair İ ze- rirte Avkın Düşünceler ". Eray Canberk, "Öyle Bir Aşk", Yusuf Ziva Bahadınlı, "Değinmeler", Elsa Triolet, "Sinekler". Marinoa Azucla, "Çocuk". Vera Pano\-a, "Şair Cezaevt Kupısmda ''. Refık Durbaş "Yamlgılarınuz", Ayşe Nil, "Mafyada Yö- netici Olmak ". Lee \Vallek Siyasal Kültür "Çağdaş Türkiyede Islam Din. Siya- seı, Edebiyut ve LaikDeıler", Yayına haz.: Richard Tapper, "Batı Diişiincesinde h- lam ". Albert Hourani, "İdeolojilerin So- nu mu?" Lfuk Uras. "Bütün Eserlen: Edebivat Yazılan, Türkiye ve Sosyalizm Sonmlan, Toplumsal YapıAnıştırmalan ', Behke Boran,"TürkIslamSentezi", Prof. Dr. Bozkurt Güvenç, Gencay Şaylan, Prof. Dr. İlhan Tekeli. Prof. Dr. Şerafet- tin Turan. "Marksizmın El Kitalv ". Emi- leBurns. "tlkçağMateryuhzmi ", Georges Cogniot. "Anarşist Portrekr I". Paul Av- rich. "Anarşist Portreler II", Paul Av- rich. "Son Tabıı. Çocııklanı Karşı Cinsel Sııçlar ", Gaj'Search. "Balkanlar: Çatısan Azınlıklar. Çatışan Devktler". Hugh Po- ulton. "Cıımhuriyet veLcıiklik " Toktamış Ateş."T.C.'nin Kurulusu ve Teıvkkipen-er Cumlnınyet Fırkası ". Ne>in \urtse\er Ateş. "Soğuk Barış ABD. Almanva veJa- ponya Amsmda Hegemom a Savuşı". Jeff- rey E. Garten. "Atatürk ve Konıihıizm ", Rasih Nuri İleri."Bıktım Bu YÖK'ten", Toktamış Ateş. " \1af\anm Ekonomi Poli- tiğı ", Halil Nebiler. "Devlet ve Ben ". Ta- nkZiya Ekinci. "Refah Panisı nin Teori ve Pnatiği". Serdar Şen. "Atutürk De\rimi Sosyolojısi". Kurt Steinhaus." tstutisük ile Masıl Yalan Söylenir'/". Darrell Huff. "Pottmodernist Burjuva İdeolojisi". Jurgen Habermas. AndreGorz. Ernesto Laclau. Thomas Docherty, Simon Du- ring. "Çek Dilini Ağzımdan. Bu Smuı l'eda Öpücügüm". Cynthia Hermel. "flkcsel- liğe Veda", Odo Marquard. "Sosytıl l.s- vancılar", Eric Hobsbxnn."Bilgiı>ayar Gücii ı e Insan Zekası". Joseph Weinsen- baum. "Stephan Ha\vkıng'in Evıvni". John Boslough. "Modenı Türkive'ınn Olusumıı", Feroz Ahmad. İdeololoji ve Kültürel Kimlik. Jorge Larrain." Madde- nin Yamdılışı ".Harold Fritzch. "Politik Kimliğin Oltısumıı", Ernesto Laclau. "5/- \;7 Toplumun Hükümranhğı ".Justin Ro- senberg. "Sanat ve Estetik Kuramlan ". NejatBozkurt. "Mafyamn )emŞebekele- ri ". VVerner Raith. "20. \ySivasal Taıihi". Toktamış Ateş. "Onunııı Bedeli / Islam Dünyasında Kadın Sessizliğın Peçesini Yırtn or ". Jan Goodvin. "Irkçılık, \1oder- nite ve Kimlik. AB Rattans- Sallie \Veswo- od. "Mükemmel Simetri". Heinz R. Pa- gels. Mizah "Karsı Ansiklopedi", Cavanna. "Ço- cııklardan Tanrı'ya Mektuplar ",Eric Marshall, Stuart Hample. MİTOS BOYUT TIYATRO YAYINLAR1: "Insanca Bir Tiyatm ". Giorgio Streh- ler. "Reji Defteıi ". Konstantin Stanilavs- ki. "Yönetmen PeterSlein ". AzizÇalışlar. "ÇehovveMoskovaSanat Tivatrosu ", An- latı. Belgesel. "Dünya Bir Sahnedir", Mücap Ofluoğlu. "llalyan Hulk Ttyatm- su ". Merin Balay. "Tıyutmda Kırk Yıl". Peter Brook. Tiyatro / oyun dizisi "Kııtıı Kııiu." Memet Baydur. Toplu Oyunları /.MüjdatGezen. Toplıt Oyunla- n 2. (Nâzım Üçlemesi). Orhan Âsena. Toplu Oyunları 2. (Kadın Oyunlan). Gün- görDilmen. "Radyo Oyunları "Jngeborg Bachmann. Toplu Oyunları I, Ödön >on Horvart. Tıtus Andmnicus. VVilliam Sha- kespeare. Bulgar Oyunlan. Stefan Tsa- nev-Stanislav Stratiev. C'ç Silahsörler. (Ünlüromanın Fransa'da tiyatroya uyar- lanan metni). R\PİRÜSYAYINLARI ' Şiir tsliği". Can Y ücel. Hamlet, Fırtı- na. Bahar Noktası Shakespeare,(Can Yü- cel çe\\r\siy\e). AskŞarkılan. MetinCen- giz,(şiir). Sandalda 2.5 Adam. Nigel VV'il- liams. Mv. Ben ve Üç Kocanı. Carmen Ri- co Godoy. Pıvtik Çocuk Yemekleri, Vicsy Lansky. İMGE KİTABEVİ YAYINLARI Felsefe toplumbilim ve siyaset kuramı Din Cstüne. David Hume, Kaiegoriler. Aristoteles. Yonım Czerine, Aristoteles. Pannenides. Platon. Zaman Kavmmı. Aristoteles, Augustinus, Heidegger. Tun Kızıllığı. Nietzche. Felsefe Öykulen. Iba- nez. Felsefeve Çağn. Stanlev M. Honer- ThomasC. Hvmt. Demokmsi Kuramı. Gi- ovanni Sartori. YeniOrtaçağ. AlainMinc. Adaleı Kıınımı. John Rawls. Toplumsal ve Ekonomik Örgütlenme Kuramı. Max We- her.Anarsi, Devlet veütopya. RobertNo- zick. Eğitim. Ideoloji ve Devlel. Deıieyen: Kemal İnal. BUAŞAMADA ŞÜKRAN KURDAKUL Abdülhak Şinasi'nin Çalımı.. Abdülhak Şinasi'yi 1958 sonlannda tanıdım. Bakışlarında, yüzündeki çizgilerde yaşam damar- ları kopmuş ızlenimi uyandıran yitme öncesi panltı yoksunluklan seziliyordu. Imparatorluğun son yıllanna özgü ölmeşikliği çağ- rıştıran imgeler somutlanmış da, sanki, insan sure- tinde bakıyor size. Çağdaş Türk Edebiyatı'na çalışırken Ali Nizami Bey'de ayırdına vardığım bir iki tümcesi vardır Ab- dülhak Şinasi'nin. "Hepımiz gözlerimizle ancak etrafımızı, başkalan- nı görmeyi umarız. Nadiren hatırlanz ki, gözlerimiz- le asıl kendimizi göstermiş oluruz. Gözlerimiz bizım görmemize yaradığı kadar başkalarına da kendimi- zi göstermeye yarar." (sf. 101) Balkanlar'da, Sarıkamış'larda, Inönü ve Sakar- ya'larda çarpışmış II. Abdülhamid dönemi Harbiye çı- kışlıların yaşlılıklarını gördüm yaşamımda. 8-10 yıl hapishanelerde yatan yetmişini aşkın top- lum savaşçılan gördüm. O ateş yılları adamlannın gözlerinde, yaşamışlığın derinliğini okurdunuz. Abdülhak Şinasi'ninkilerde yaşamdışı kalmışlığın. Ama Fahim Bey'i, Çamlıca'daki Eniştemiz'i. Ali Ni- zami Bey'i yaratan adamdı o. Niye evlenmediğini so- ran yakınlarını, "Oğlum komünist, kızım artist olursa korkusundan!" diye yanıtlayan çağdaşımız.. 1958-61 yıllarındaki Abdülhak Şinasi'nin "Pierre Loti ve Istanbul", "Yahya Kemal'e Veda" kitaplarının hazırianmasına katkıda bulunurken gücünü yıtirme- nin son aşamasına gelmiş bir edebıyat adamını dü- şünüyordum. Sözcüklerle yarışacak soluğun yetip yetmeyeceğini hesaplamadan varlığını kanıtlamak istiyordu o kitaplarla. Ne zamanın dergilerinde kalmış yazılarından yarar- lanmaya çalışarak. Yıllaryılı benimsediği söylemi "rüya", "hülya", "ma- zi", "zaman", "aşina" gibi pek sevdiği sözcüklerje oluşturmaya özen göstererek. < • Abdülhak Şinasi'yi Sultan Hamid döneminin son kuşağından sayabiliriz. Galatasaray'ı 1905'te bitir- miş, üç yıl Paris'te yaşamıştı. "Ecole Libre des Sciens Politiçue "de okuyarak üii- kesine dönen 20'li yaşlarda Avrupa göımüş bir Os- manlı efendisi.. Bir dalı Batı'da, bir dalı Istanbul'un eskilerinde. "Fahim ve Biz"de "Aynı gün içinde saatten saate değişiriz. Kaygısız bir çocuk, hans bir genç, uslan- mış biryaşlı adam ve biçare bunamış bir ihtiyar ola- biliriz. Aynı yinrıi dört saat içinde yalnız kalmaya su- sar, başkalanyla görüşmeye acıkınz. Mevsimlere gö- re değişen tabiat kadar hislerimize göre de yüzümüz değisir, biz değişiriz. "(sf. 130) diyor ya.. bakmayın. Batı Istanbulu'nda (Pera'da) yaşayan kimi öteki ya- şıtları gibi Cumhuriyet'le birlikte gelenlerle uyum sağ- layamayanlardan biriydı o da. Arsalarını, sonunda, kitaplığını satma pahasına Ayaspaşa'da oturuyor, Park Otel'de, Löbon'da de- ğişmeyi içlerine sindiremeyen dostlarıyla rahat ede- biliyordu. Ahmet Hamdi Tanpınar'ın "Mahur 6esfe"sinde "An, eski Istanbul.. Içten içe kaynaşan hayatıyla dur- madan çarpışan ihtiraslanyla, kin ve sevgileriyle.. kq- dını erkeğini tamamlayan halkıyla her türiü çılgınlı- ğın üstünde canlı şehir" (sf. 53) diye içlenerek daha eskilerin özlemini çeken XIX. yüzyıl adamı Molla Bey gibi geçmişin masal dünyasında yaşayanlardan bi- riydi Abdülhak Şinasi. Zamanına da hep o büyülü ay- nadan baktı. Hep o aynada aradı yaratacaklarını. Varlık gibi daha 1933'te ilk çıkışında Tek Parti ilke- lerine bağlılığını övünçle ortaya koyan bir dergide sürekli olarak yazmasına karşın, uyarına gelince "in- kılap"\ övmesine de karşın, değişmenin bütünselli- ğine tepkı göstenyor, ayak uyduranlann tümüne öf- kesini gizleyemiyordu. Özellikle Türk Dil Kurumu ve hele Ataç'ın adları geçtiğinde alinden gelse zamanın tekerine taş koy- malara kalkacak, hırsı gözlerine vuran bir Osmanlı çı- kıyordu karşınıza. Tutuculuğunun nedenlerini gör- mek istemeyen. 3 ağustos günü, Cumhuriyet'in bu sayfasında, okuduğumuz, Cevdet Kudret e yazdığı mektupta. Şevket Süreyya, Yakup Kadri, Burhan Belge ve arkadaşlarının Atatürk'ün desteğıyle çıkardıkları Kadro dergisine atmak istediğı çalım gibi... Behçet Aysan' dan çocuklara son armağan • İSTANBUL(UBA)-Şair Behçet Aysan' ın Sivas Madımak Otelı" nde öldürülmeden kısa bir süre önce çocuklar için yazdığı 2 oyunu. " Cç Kardeştiler" ve "Çocuk ve Yaşlı Ağaç" adıyla yayımlandı. Prospero Yayınlan arasından çıkan oyunlarda, Aysan. babalannı küçük yaşta kaybetmiş 3 kardeşin öyküsünü ve bir çocuğun yaşlı birağaçla konuşmasını anlatıyor. lassos Açık Hava Müzesi açılıyor • ANKAR.4 (ANKA)- Kültür Bakanı lsmail Cem. 11 ağustosta Muğla' nın Milas ılçesinde bulunan lassos antik kenti içindeki " Balık Pazan" nı açık hava müzesi olarak hizmete açacak. 10 ve II ağustos tarihlerinde Batı Anadolu' ya gidecek olan Cem. Efes Müzesi' ndekı Yamaç Evler buiuntulannı içeren bölümü açacak. Cem. daha sonra, Avrupa Konseyi Yılın Müzesi Mansiyon Ödülü alan Bodrum Müzesi' ndeki törene katılarak " Heredot Heykeli" nin açılışını da yapacak. Ege sanatı seviyor • İZMİR (A.A.) - Dev let Tiyatrolan tarafından başlatılan "Sanata Evet" kampanyasına Mensoy Inşaat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi de katıldı. Şirketin sponsorloğunda. Dokuz Eylül Üniversitesi Devlet Konservatuan'nın "Ege Sanatı Seviyor" adı altında düzenleyeceği konserler. ağustos ayı boyunca trafiğe kapalı caddelerde yapılacak. 7 ve 24 ağustosta Ali Çetinkaya Bulvan, 10 ve 21 ağustosta Karşıyaka M. Kemalpaşa Caddesi ve 14 ağustosta Milli Kütüphane Caddesi'nde konserler verilecek. Türk karikatüristler Hollanda'da • Kültür Senisi - Karikatürist Ümıt Öğmel ve Ülkü Ovat 17 Ağustos 1995 tarihinde Stichting Kijken Çocuk Kıtaplan ve Çizerlen Vakfı'nın davetlısı olarak Hollanda'ya gidecekler. Karikatür çalışmalannın yanısıra. çocuk kitapları resimlemelerine. çocuk afiş ve karpostal çalışmalanna da biiyük yer veren çızerlerin. çocuklara yönelik afiş çalışmalannın da bulunduğu Lımburg eyaletındeki sergi. 14 Ağustos - 17 Eylül tarihleri arasında izlenebilecek.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle