Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 7 AĞUSTOS 1995 PAZARTESİ
4 HABERLER
Istanbul'da DYP
hesaplaşması
• ANKARA (ANKA)-
DYP'nin 9 ağustosta
yapılacak Istanbul İl
K.ongresi'nin büyük bir
hesaplaşmaya sahne olması
bekleniyor. DYP'li
muhaliflerin tüm güçleri ile
müeadele vereceği
kongreye Başbakan Tansu
Çiller de kalabalık bir
bakan ve millet\ekili grubu
ile katılarak gö\de gösterısi
vapacak. Başbakan Tansu
Çiller. eski İstanbul İl
Başkanı Orhan Keçeli ve
taraftarlan i!e genel merkez
yönetimi arasında yoğun
tartışmalara neden olan
istanbul İl Kongresi"nde
gövde gösterisi yapmaya
hazırlanıyor. Çiller. 9
ağustostaki il kongresine
kalabalık bir bakan ve
milletvekili topluluğu ile
katılacak. Kongrede Keçeli
tarafına da DYP
grubundaki muhalif ekibin
destek \ ermesi bekleniyor.
Ecevirten
Güneydoğu atağı
• ANKARA (AN KA)-
DSP Genel Başkanı Bülent
Ecevit. özel time yönelik
suçlamalan ve bölgede
halka iyi da\ ranılmadıgına
ılişkin eleştirileriyle
başlattığı Güneydoğu
atağını yann Van'a
yapacağı 2 günliik geziyle
sürdürecek. Ecevit'in. eşi
Rahsan Ecevit'le birlikte
yapacağı Van gezisi bugün
başlayacak ve2 gün
sürecek. Van'da
incelemelerde bulunacak
olan Ecevit. halkla da
görüşmeler yaparak
sorunlarına ilişkin bilgiler
alacak. Ece\ it'in tüm
Güneydoğu"da olduğu gibi
DSP örgütlenmesinin zayıf
olduğu Van'da bu yönde
çalışma. gözlem \e
görüşmelerde de bulunması
bekleniyor.
Aziz Gürsoy
yargılanacak
• ANKARA(ANKA)-
Ankara'nın Sincan
ilçesinin SHP'li eski
Belediye Başkanı Aziz
Gürsoy ve 12 arkadaşı.
anayasayı. Radyo-
Televizyon Yasası ve Telsiz
Yasası'nı ihlalden yargı
önüne çıkacak. Ankara
Valiliği'nden yapılan
duyuruda. Aziz Gürsoy ile
o dönemde Belediye
Sosyal Işler Danışmanı
Necdet Kıhç ve 11
arkadaşının. radyo
istasyonu kurarak yayın
yapmak suretiyle
anayasanın 133'üncü
maddesiyle 2954 sayılı
Radyo Telev izyon ve 2813
sayıîı Telsiz Yasası'nı ihlal
ettikleri belirtildi. Gürsoy
ve arkadaşlan hakkındaki
lüzum-u muhakeme kararı.
Ankara İl İdare Kurulu'nca
\erildi.
Çağlap, kendi
TV'sini kurdu
• ANKARA (ANKA)-
DYP Bursa MiUetvekili
Cavit Çağlar. Bursa'da
çıkardığı gazeteden sonra,
kendi radyo-TV'sini de
kurdu. Çağlar"ın oğlu
Mustafa Çağlar ile akrabası
Şenol Sankaya. özel radyo-
TV yayıncılığı yapmak için
"Bursa Olay Radyo ve
Televizyon Yayıncılık
A.Ş." adıyla bir şirket
kurdu. Şirketin sermayesi 8
milvar 500 mil>on lira
olarak belirlendi. Şirkette
Mustafa Çağlar, Şenol
Şankaya. Çağlar'ın
şirketlerinde yöneticilik
yapan Necmi Yeşilova.
Doğan Kerinı Arar ve
Şefik Çetiner 340'ar
milyon liralık pay edindi.
Şirkete (brahim Yaşar ve
Erol Durukan 1 milyar
700"ermil>on. Nusret
Yılmaz ve Ahmet
Gürmeriç 1 milyar 20'şer
milyon, Necdet Yüce ve
Yaşar Uzun 637.5'er
milyon ve Ismail Hakkı
Sezgin de 85 milyon lirayla
ortak oldu.
'Soruna çözüm
demokrasi'
• MARDİN (Cumhuriyet)
-CHPMardinll
Başkanlığı'na seçilen A.
Kerim Ağırakçe. "Herkes
istediği kadar > azsın.
çizsin. konuşsun. Kürt
sorunu demokrasi ile
çözümlenebilir" dedi.
TOBB'nin hazırladığı
raporun uydurma ve
yanlışlıklarla dolu
olduğunu öne süren
Ağırakçe. "Kesinlikle bu
raporu kabul etmeyız.
Gelsinler. gerçeği burada
yaşayan işçiden.
memurdan. esnaftan
öğrenip öyle rapor
düzenlesinier" diye
konuştu.
Silah tutkusu nedeniyle toplum içinde adeta bir 'sivil ordu' oluştu
Güneydoğu, TeksasANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Türk ınsanının si-
lah tutkusu nedeniv le silah-
lı güvenlik güçleri dışında
toplum içinde âdeta bir "si-
vil ordu" oluştu. Türkiye ge-
nelinde 241 bin kişide "ta-
şıma". 231 bin kişide de
"bulundurma" ruhsatlı ta-
banca. aynca 1.5 milyon ki-
şide de a\ tüfeği bulunduğu
belirlendi. Güneydoğu Ana-
dolu Bölgesi'ndeki 7 ilde
• Türkiye genelinde 241 bin kişi taşıma, 231 bin kişi de
bulundurma ruhsatlı tabancaya sahip. 1.5 milyon kişinin de av
tüfeği var. Yetkililer, asıl önemli sorunun ve silahlı suçlardaki
artışm. menşei belli olmayan ruhsatsız silahlardan
kaynaklandığını belirttiler.
bulunan 51 bin ruhsatlı sila-
hın maliyetinin 4 trilyon li-
raya ulaştığı kaydedildi.
Emniyet yetkilileri. silahlı
suç sayısındaki artışın, men-
şei belli olan ruhsatlı taban-
calardan değil: devletin
kontrolünde bulunmayan
ruhsatsız silahlardan kay-
naklandığını belirttiler.
Emniyet Genel Müdürlü-
ğü'nün. 1995 yılı nisan ayı
verilerine göre 241 bin 239
kişinin taşıma ruhsatlı. 231
bin kişinin de bulundurma
ruhsatlı silahi var. 1992 yı-
lında 150 bin kişide taşıma
ruhsatlı. 160 bin kişide de
bulundurma ruhsatlı silah
olduğu belirtildi.
Silah ruhsatından alınan
maliye harcı. kart parası ve
çeşitli vakıf ve derneklere
bağışlardaki büyük artışla-
ra karşın yurttaşlardan ge-
len başvurulann azalmadı-
ğın bildiren emnivet yetkili-
leri. taşıma ruhsatı için 35
milyon lira masraf gerekti-
ğini. tabanca fiyatlanyla
birlikte bir sılahın maliveti-
'Umntniye'desuntabuîhıklanla'
• tHD üyeleri.
cezaevinde hak ihlalleri
yaşandığını ve
kapatılan Eskişehir
Cezaevi'ndeki
"tabutluklann'
Ümraniye'de
oluşturalmaMna
çahşıldığını öne sürdü.
İstanbul Haber Servisi -
Geçen mayıs ayında açılan
ve yetkililer tarafından Av-
rupa standartlannın üzerin-
de olduğu belirtilen Cmra-
niye'deki Csküdar E Tipı
Cezaevi'nde tutuklu ve hü-
kümlülerin sağlıksız koşul-
larda > aşadığı ve "bütün in-
sani haklann gasp edildiği"
ileri sürüldü.
tnsan Haklan Demeği İs-
tanbul Şubesi Cezae\ i Ko-
misyonu üyeleri tarafından
Ümraniye Cezaevi önünde
yapılan basın açıklamasın-
da. cezaevlerinde hak ihlal-
lerınin yoğun olarak yaşan-
dıöı kaydedilerek "Kana-
van bir yara durumunda olan ceza-
evlerisorunlan yetkililer tarafından
çözülmederı|bu halkay a bir yenisi da-
ha eklendi.CmraniyeCezaevi "5 yıl-
dızlı ote!" olarak kamuoyunasunul-
du" denildi.
Ümraniye Cezaevi'nin Ümraniye
çöplüğüne 200 metre yakmlıkta ol-
duğu hatırlatılan açıklamada. çeşit-
li kurumlann cezaevinde inceleme
yapmasına izin verilmediği bildiril-
di.
Açıklamada. cezaevi kapılannın
insan haklan savunuculanna açıt-
ADAIET BAKANUĞI
OZA V'TEVKIF EVLERI
0 1 * ~ 1UDUR "
-UMUNUMU
•KLIVOP
Ümraniye'deki İsküdar E Tipi Cezaevi önünde basın açıklaması yapan İHD üyeleri,ceıae\i kapılannın insan
haklan savunuculanna acılmasını istedikr. (Fotoğraf: H ATİCE TÜNCER)
ması istenerek şöyle devam edildi:
"12 Eylül sürecini aratmayacak şe-
kilde l'mranhıe Cezaevi'nde bütün
insani hakiar gasp edilnıiş dunım-
dadır. 80'li vıllarda Eskişehir Ceza-
evi'nde oluşturulan tabutluklar gü-
nümüzde l mranive Cezaevi'nde
oiuştunılmaya çauşılmaktadır.'*
Bayrampaşa Cezaevi 'nde adli ko-
ğuşlarda yapılan aramalarda ele ge-
çen silah. uyuşturucu madde ve cep
telefonlannın medya tarafından ka-
muoyuna sergilendiği ve cezaev inin
bir bütün olarak hedef gösterildiği
belirtilen açıklamada. "Ovsabirçok
cezaevindeoMuğu gibi Bavrampaşa
Cezaev i" nde de tutuklu vv hükiimlü-
lere getirilen bütün eşvalar, dedek-
törle görevliler tarafından iki kez
aranmaktadır. Buradaki amaç açık-
tır; 'Cezaevieri yol geçen hanına
dönmüş' denilerek yapılan açıkla-
malar,cezaev krindevaşananv ahşe-
tin kamuoyundan saklanması. asıl
suçlulann gizlenmesine >öneliktir"
denildi.
İnsan Haklan Derneği İstanbul
Şubesi Cezaevi Komisyonu üyeleri.
açıklamalannda şu isteklere yer ver-
diler: "Buca Cezaevi'ndeki saldırı
sonrası ağır yaralanan tutuklular,
derhal hastaneve kaldınlmalı ve te-
davi edilmclidir; 'sağlık koşullan
son derece bozuk olan Ümraniye
Cezaevinde banyo yapılabilmesi
için sıcak su verilmelidir": İ mrani-
ve Cezaev i'nde sağlık ve hukuk ku-
rumlannın inceleme vapmalarına
imkân tanınmalı: bu kurumlann ve-
recekkri rapor. insani kosjıllara ay-
kınlıksaptadığı takdirde l mranive
Cezaevi derhal kapatümalıdır."
nin 60 milyon lira ile 230
milyon lira arasında değişti-
ğini bildırdiler.
Yetkililer. bazı başvurula-
rın "'cangüvenliği" nedeniy-
le vapıldığın\; ancak genel-
likle silah tutkusu nedeniy-
le yurttaşlann ruhsat almak
istediklerini v urguladılar.
Güneydoğu Anadokı
Bölgesi'ndeki 7 ilde de top-
lam 51 bin 151 kişinin silah
taşıdığı. yalnızca silah alı-
mma yaklaşık 4 trilyon lira
harcandığı kaydedildi.
Kan davası ve terör nede-
niv te can güv enliğini gerek-
çe gösteren yurttaşlara v eri-
len silahlann yanı sıra daha
önceki vıllarda Olağanüstü
Hal Bölge Valiliği'nce bir
defaya mahsus her türlü si-
laha ruhsat verilmesi. böl-
gedeki silah sayısının fazla-
lığında en büyük etken ola-
rak göze çarpıyor. Dıyarba-
kır, Mardin. Elazığ. Siırt,
Şırnak ve Barman ile Ma-
latyada bulundurma ruhsat-
lı 23 bin 997. taşıma ruhsat-
lı 6 bin 234. 6136 sayılı ya-
saya tabi olarak bulundur-
ma ruhsatlı 11 bin 205, taşı-
ma ruhsatlı 9 bin 715 silah
bulunuyor.
Dıyarbakırlılar. silah taşı-
mada birinci sırayı alırken
son sırada ise Şırnak bulu-
nuvor.
Bölgedeki yetkililer, 51
bin 151 silahın sadece kısa
namlulardan oluştuğunu,
uzun namlulular ile ruhsat-
sız silahlar da dikkate alın-
dığında vöredeki silah var-
lığinın bu rakamın çok üs-
tünde olduğunu kaydettiler.
1.5 milyon av tüfeği
Av tüfeklerine ilgi de gi-
derek artıyor. 1992yılında 1
milyon 100 bin kişinin a\
tüfeği bulunurken 1995 yı-
lında ruhsatlı av tüfeği sayı-
sı 1.5 milyona yaklaştı.
Ruhsatlı tabancaların Ola-
ğanüstü Hal Bölge Valiliği
yetkisinde olan bölge gene-
İindeki dağılımı şöyle:
Diyarbakır 14.215 . Mar-
din 6".829. Elazığ 4.626. Si-
irt 1.624. Şırnak 91, Batman
2.846.
BİZ BİZE
Mehmet Ali Aslan'a göre Sovyet sistemi, insan tercihlerini ve eğilimlerini dikkate almadı:
'Karnı tok sırtı pek olsun' yetmedi
T
lP'in kısa dönem aenel başka-
nı olan Mehmet Ali Aslan, 12
Mart'tan sonra hakkında çıkan
tutuklama karan üzerine Fran-
sa'yagittikten sonra ParisÜni-
versitesi'nde Kürt Dıli ve Ede-
bıvatı öğretim görevlisi olarak çalışmış.
1974"te Türkiye'ye dönen Aslan. Aydın Gü-
ven Gürkan ve Abdullah Baştürk'le birlikte
HEP'in kuruluşunda veparti programının ha-
zırlanmasinda görev almış. Ancak daha son-
'ra çıkan görüş aynlıgı nedeniyle bu partiden
aynlmış.
Aslan. geçmişte Sovyet devrimini ve bu
devrimınsonucu olan Sovyet modelınt y ıllar-
ca tartıştıklarını belirterek "Gecmişte Sov>et
modelinin sosvalist bir model olarak kabul
edilmesine karşıydık. Ama Sofv>etler Birli-
ği'ne karşı değûdik. Çünkü Sovyetier Birli-
ği'ndeki yönetim biçimi onlann kendi içişle-
riydr dıyor. Bu konuda TKP ile TtP'in ters
düştüğünü. TKP'lılenn kendilenni "re>izyo-
nistlikk'.sosvalizmdensapmakla" suçladıkla-
nnı anlatan Aslan, TKP'yi Sovyetler'in gü-
dümünde olmakla suçluyor ve o dönemde
millıyetçilerle antıkomünıstlerin kendılerıne
"Moskova'ya, Moskova'ya»" diye bağırdık-
lannı anımsatarak sözlerini şöyle sürdürüyor.
•"Aslında biz gidip orada kalmak için degil,
ama görüp, sistemi doğru değeıiendirebilmek
için gitme>e can atıvorduk. Ne gariptir ki Sov-
yetler Birliği'nin yöneticileri, Tiirkive'deki
sağcı işadamlanyla canciğer arkadaştılar.
Karşılıklı ticaretin büvük kârlanndan onlan
yarariandınvoriardı. Ama solculara ve özel-
likle TKP dışındaki sosyalistlere hiç de dost-
ça bakmıvorlardı." •
12 Mart askerı darbesinden sonra Avru-
pa'va kaçmak zorunda kaldığını belirten As-
lan. Berlin'de iken TtCP'lılerden, her türlü
maddı olanağın sağlanması karşılığında bir-
likte çalışma teklifi aldığını. ancak TKP'nın
bağımsız olmayıp "'tamamen SovyerJer Birli-
ği'nin dış politikasının bir dişlisi durumun-
da" olduğu gerekçesiyle bu teklifi reddettı-
ğinı açıkhvor. 1972 yılında Pans'te iken Sov-
yet modelini incelemek üzere Moskova'ya
gitmek istedığini. ancak TKP'lilerin de engel-
lemesıyle kendisine vize venlmediğini öne
süren Aslan. yıllar sonra Gorbaçm dönemın-
de bu ülkeye gıdebildigini belırtiyor. Aslan
bundan sonra da Rusya'ya. K.afkasya'daki ve
Orta Asya'daki cumhuriyetlere 15'e\akınge-
zı yapıyor. üst düzeyde bürokratlarta. aydm-
larla. işçilerle. köylülerle. kısacası her her ke-
sımden insanlarla görüşüp Sovyet sistemini
tartışıyor. "niçin yıkıldığını" inceliyor. Meh-
met Ali Aslan'ın bu incelemelerinden sonra-
kt değerlendirmesi; "Sovyetler Birliği'ni gör-
meden öneeyapbğımız değerlendirmeler doğ-
ruydu" oluyor. Ancak yine de Sovyetler Bir-
Hğınin bu kıdar kısa bir sürede dağılacağını
dünyada hıç kımsenın tahmın etmediğini v ur-
gulayan Aslan. "Ekonomikreformlaraönem
ve öncelik verip iktidann pavlaşımı ve devlet
otoritesinindemokrarikleşmesi.ekonomikge-
lişmt'v e paralel olarakzamanav ayılsaydı Sov-
vetler Birliği dağılmazdı ve düny a halklannın
sosvalist amaçlara ve değeriere bağladığı
umutlar bu ölçüde sarsılnıazdı" dı>or.
Aslında Sov>et devrımınin iadece Rusya
ve çev resinde etkıli olmayıp tüm dünyayı et-
kiledığinı anımsatan Aslan. sözlerini şöyle
sürdürüyor:
"Bütün ülkelerin işcileri veemekçi halk kit-
Dünyada veTürkiye'de sosvalizmin gelecegi
SOSYALİSTLER
TARTIŞIYOR
SEVİM ERTEMUR 25
'Ne gariptir ki
Sovyetler Birliği'nin
yöneticileri,
Türkiye'deki sağcı
işadamlanyla canciğer
arkadaştılar. Karşılıklı
ticaretin büyük
kârlanndan onlan
yararlandınyorlardı.
Ama solculara ve
özellikle TKP dışındaki
sosyalistlere
hiç de dostça
bakmıvorlardı.'
leleri bu umutla ve bu destekle örgutlendiler.
müeadeleettiler. Önemli sivasal. sosyal ve eko-
nomik kazanımlar elde ettiler. Bugünkü Ban
demokrasilerionlann mücadeleleri sayesinde
bugünkü konuma geldi. l luslararası insan
haklan normları ve güvenceleri bu savede
oluştu.
tnsanlıgın. Sovvet dev rimini gercekleştiren
Lenin ve arkadaşlanv la devrinı savaşına ka-
tılan isimsiz kahramanlara büv ük borcu var-
dır. Onlar. hiçbir kişisel beklentileri olmadan.
salt insanlık için savaşhlar. Samimi.vetlerivle.
dürüstlüklerivle, cesaretleriyk devrimi ger-
çekleştirdiler ve ona gölge düşürmediler."
Bunun "sov lu birdavramş"olduğunu belir-
ten Aslan. "ancak" diyerek sözlerine şunları
eklivor:
"Sovyet de\ rimi, bir vanda Sov^etler Birli-
ği'nin kuruluşunusağlarkendiğervandanda
bu birliğin dağılmasına neden olacak ilk to-
hutnlan ekiyordu. İktidar Sovyetier'de ola-
caktı. Bu amaçlanmıştı. İktidann 'Sovyet'-
lerdeolmasuademimerkezivetçibirsistcmive
halkındevletvönetiminekatihmınıgerçekleş-
tirecek, demokratik mekanizmalar kurula-
cak ve işleriik kazanacaktı.*"
Geçmişin Sovyetler Bırhği'nı bürokrasi-
nin. şimdiki Bağımsız Devletler Toplulu-
ğu'nu ise gelışen burjuvazinin yönettıgine
dikkat çeken Aslan. şunlan söylüyor:
"Bugün Bağımsız Devletler Topluluğu'nda
her alanı malŞa denetliyor. Dünyanın her ye-
rinde devlet güçleriyle işbiriiği vapmadan
mafvanın yaşaması, faalivetini sürdürmesi
olanaksızdır. Rusv a ve diğer cumhurivetterde
devlet içinde vuvalanan ve devleti denetlevtn
bürokratlar, teknotrarlar ve politikacılar -ki
bunlar eski Sov vetler Biriiği'ndeki komünist-
lerdiroluşanveyaoluşrurduklan mafvagrup-
lanvla işbiriiği içindedirler. Dışanva büyük
paralar transfer ediliyor ve dışanda büvük
paralar aklanıvor. Yeni düzen veva düzensiz-
İik büvük gelir farklılıklanna da yol açmış.
Sosval kesimler arasında büyük bir uçurum
varatmış. Pekiva halk? Onlarda icinedüştük-
leri yoksulluğa. işsizliğe rağmen bir gün zen-
gin olmak umuduyla vaşıvoıiar. Bu umut da
yeni düzenin veya düzensizliğin sürdürülme-
sine güçlü bir day anak sağtıyor.
Peki nasıl oldu da milyonlann kanı. gözya-
şı pahasına ve büyük umutlarla kurulan bir
sistem. evrensel insani değerleıi bir yana bı-
rakın,burjuvadeğerlerindenbilebu kadarge-
ri bir toplum yarattı. Eğirim diizeyi yüksek.
beslenme standartlan (Sov vetler Birliği döne-
minde) Av rupa'yayakın: spora,sağlığaönem
veren, okuyan bir halkta cksik olan nedir ki
kapitalist düzenin yarattığı insandan geridir.
Oysa sosyalist insanın. en azından kapitalist
insanın ilerisinde olan gelişmiş bir insanın
oluşması bekleııiyordu. Bu olmadı."
"Biçimsel bir federasyon"olan Sovyetler
Birliği'nin gerçekte ise devlet yapısının "to-
taliter. katıroerkeziyetçive bürokrat" olduğu-
nu kaydeden Aslan. iktidann sadece Komü-
nist Partisi'nın ehnde bulunduğunu anlatıyor.
Sovyetler Birliği'nin >onunu katı merkezivet-
çiliğin getirdiğini bildiren Aslan. "Vaphğı-
mız inceİemeler sırasında ilginç bir gözlemim
oldu. Sovyetler Biriiği'ndeki halklann kııltıi-
rel yapılan, özellikleri. golenek ve giirenekle-
ri. diUeri. deyimleri 70y ıllıkdönemde sanki hiç
değişmemiş. Buzdolabına konulmuş ve şimdi
karşımzaçıkmışsanırsınız" dıvor. Sovyetler
Birliği'nde sistemin "programlanmışinsan"
ürettiğini vurgulayan Aslan. insanın özgür
olarak kendisini yetıştinnesıne ızın verılıne-
dığıni söylüyor. "S«v>et insani yıllarca dü-
şündüğünü ifadeedemedi. Devlet baskısı ne-
deniy le diğer insanlarla bu düşünceleri pay la-
şamadı. Bu düşünceler etrafında örgütlene-
medi" diye konuşan Aslan. sözlerini şöyle
sürdürüyor:
"Sonuçta Sovyet insani yalnız başına veya
sivil alanda diğeıieriyle beraber düşünme ve
örgütlenme yeteneğini âdeta kaybetti. tnsan-
lann larklılıkları. kendineözgü ilkelerlinanç-
bn. özellikleri olmadı. Bağlı olduğu toplumun
bir üvcsi oldu. Ama birey olamadı. Bu da ki-
şilik sorunu yarattı."
Son dönemde Sovyetler Birliği'nde fikır-
lerı açıklamanın ve örgütlenmenin üzerinde-
ki baskıların büyük ölçüde kalktığına dikkat
çeken Aslan. şunlan söylüyor:
"Aydınlannvediğer kesimlerin yeni çözüm-
lergetireceğiveyenipolirikalargeliştireceğisa-
nıldı. Ama hiç de beklenildiği gibi olmadı. Vv-
dınlar ve rejim muhalifleri Puşkin Meyda-
nı'nda toplanıp sadece dedikodu ürettiler.
Hangi devlet adamının eşinin hangi general
veya bürokratla ilişkisi olduğu iddialannı ko-
nuştular ve yazdılar.
Bizde de öyle oldu. Demokrat Parti döne-
mindekj baskılardan dolay ı nkiıierini açıkla-
yamayan ay dınlann. baskı kalkınca ülke so-
runları için etkili, uygulanabilir çözümler üre-
tecekleribeklentisivardı.27Mayısl%0aske-
ri darbesinden sonra. Kürt sorunu hariç. her
alanda geniş bir özgürlükortamıdoğdu. Ama
aydmlar hemen dişe dokunur bir fikir ürete-
mediler. Zaman geçmesi gerekti."
Aslan. "Karnı tok sırtı pek olsun yeter"an-
layışıyla hareket eden Sovyet sıstemının. in-
san tercihlerini ve eğilimlerini dikkate alına-
dığını ılen sürerekşuömekleeleştırısını ^ür-
dürüyor:
"Orneğin, herkese yetecek kadar gömlek
üretiliyordu. Ama gömleklerin kalitesine
önem verilmediği gibi. model. renk gibi özel-
likleri de merkezi planlama teşküah saptıyor-
du. Bir bakıyordunuz. mağazalar kıntuzı renk
gömleklerie dolu. Ama diğerrenkvedesenler-
den gömlek yok."
Sıstemin. halkın yönetime katılımı sağla-
namadığı ıçın kendini yenıleyemediğini savu-
nan A^tan. "katılım olsaydu tabandan tava-
na kan dolaşımı sağlanır \e sistem hayatiyeti-
ni korurdu" dıvor. Aslan. sosyalizmı. "her-
hangi bir tarihsel dönemde. herhangi bir ver-
de uygulanması münıkün olan değişmez bir
sosyaldüzen" olarak algılayan ınsanlann Sov -
yet modelinin çöküşünden sonra büyük bir
karamsarlığa ve umutsuzluğa düştüklerini be-
lirtiyor ve şunlan söylüyor:
"Sosyalizm Marx'ın düşüncesinden. Le-
nin'in ve Mao'nun eylemlerinden doğmadı.
Sosyajizm. her şeyden önce bir ideoloji. Ki-
min? İşçi sınınnın. İşçi sınıfı nasıl doğdu? Sa-
nay ileşmey le. O halde sanayi toplumunun ese-
ri olan işçi sınıfının ideolojisi Marv'ı. l.enin'i.
Mao'y u y arattı. Biz sosvalizmin ilkelerini top-
lumun gelişme yasalannda aravacağız. Elbet-
te ki büv ükdüşünürlerin.büyükeyiem adam-
larının fikiıierinden yaraıianacağız. Ama
bunlann kendi dönemlerinde ve o dönemin
koşullannda doğru ve geçeıii olabileceğini. yi-
ne yanılma payı bırakarak bilecegiz.
Dogmatizm. yaşamı kalıplara sokar. öriin-
den kopanr veyaratıcılığı öldürür. Oysa dün-
yada değişim çok hızlı. Bilgi çağını vaşıyonız.
Bu hızlı değişime ayak uydurmak için. bu ça-
ğın gereklerine uy gun biîgi donanımına sahip
olmalıyız."
Geçmişle bugün arasında kavram farklılı-
ğı bulunduğunu. kurumlar ve ilişkileri eski
kalıplarla açıklamanın olanaksız olduğunu
sov leyen Aslan. "Geçmişin bilgi ve deney bi-
rikiminc dayali olarak ber şevi yeniden yo-
nımlamak, yeniden yaratmak zorundayiz"
dıyor. Sosvalizmin bugünden yanna kurula-
cak bir düzen olmadığını v urgulayan Aslan,
sözlenni şöyle tamamlıyor:
"İnsanlığın bugünkü düzeyi böyle ileri bir
sistemigerçekleştirmekten uzakhr. Ama unut-
mamalıyız ki sosyalizm, insanlığın gelişme sü-
recinin bir parcasıdır. Ondan kopuk değildir.
Evrensel değerler için,insan için müeadele
edenlerin amacı. sadece geleceğin düzenini
kurmak olamaz. İtopyalanmız. uzak bir ge-
leceğe yönelik amaçlanmız mücadelenin itlci
gücü olabilirier. L mutlarımızı, hevecanlan-
mı/ı besleyebiürier. Ama önemli olan bugün-
dür. Bugünün ezilon insanlandır. sömürülen
insanlandır. Vök edilmek istenen halklann.
kültürierindurumudur. Etnikvedinsel kinle-
rin ve nefretlerin. fanatizmin yarattığı utanç
verici tablolardır. Bu sorunlara nasıl çözüm
bulacağız? Hangi alternatif politikalaria bu
güçlüklerin üstesinden geleeeğiz? Ne çözüm-
ler ne politikalar. ne de bunlar için kullanaca-
ğımız araçlar. kitaplarda yazılıdır.
Kuşkusuz kitapların vazgeçilmez önemi
var. Onlar insanlık tarihinin fikir ve deney ni-
rikimini içeririer. Ama kitaplar yayımlandık-
lan anda eskirler. Biz onlardan yararianaca-
ğız. Onlan aynen kabul edip uygulamayaca-
ğK-
Biz. bugünden ve insandan kopuk bir sos-
vali/.nı için müeadele etmiyoruz. Mücadele-
miz, insanlar içindir. Öncelikle de en yakın
çevremi/denbaşlay arak büyüyen birdairenin
içindeki insanlar içindir.
SÜRECEK
ERDAL ATABEK
Kupon Kültünüyle
Beslenmek...
Parasını ödeyip aldığı gazetenin kuponunu kesip
'geri kalanı' çöpe atan kişi aslında çok önemli bir yan-
lışın ucundaki fotoğraftır. 'Kupondan geriye kalan'
yazılardır, fotoğraflardır. haberlerdir. yorumlardır. 'Ga-
zete de böylece daha çok okunuyor' yollu tesellile-
rin arkasında sığınmak, olayın acıklı yüzünü örtme-
ye yetmiyor. Basının içine sürüklendiği durum, bel-
ki de yaşadığımız traji-komik hayati en çarpıcı biçim-
de yansıtıyor. Bir gazetenin tirajını kıpırdatmak için
yazarlann, gazetecilerin. fotoğrafçıların fazla bir öne-
minin kalmaması; buna karşılık beş komposto kâ-
sesinin satışı sıçratmaya yetmesi, toplumu güdüle-
yen yeni yaşama kültüründe bir köşebaşı gibidir.
'Beleş yaşama kültürü' bir kez benimsendikten
sonra emeğin de değeri kalmaz, sermayenin de. Bu-
radaki ekonomik değer yargısı, 'hak etme gereğini
duymadan elde etme'öir. Sosyal değer yargısı da
'ben alayım da kime ne olursa olsun' biçiminde ge-
lişecektir. Değer yargılannın bu dönüşümünde kişi-
liği geliştirici hiçbir yan yoktur. Tersine, kişilikler çı-
karcı, bencil, fırsatçı güdülerle beslenecektir. İnsan
emeğini bu denli aşağılayan. bu denli horlayan da-
ha etkili bir yol da yoktur. Aslında emeği aşağılanan
insanın kendisi de aşağılanmaktadır.
Basın, yalnız kendi bindiği dalı değil; hepimizin
bindiği dalı kesmektedir. Birtoplumda hak ettiği şe-
yi almak, hak etmek için de çalışmak, kendini yetiş-
tirmek, donantmını arttırmak 'apfa//ık'durumunagel-
diği zaman hiç kimse üstünde duracağı bir dal bu-
lamaz.
• • •
Bu olguyla toplumun bir türlü özgürtüklere, insan
haklanna. demokrasiye ulaşamaması arasında doğ-
rudan bir bağ vardır. insan bu evrensel kavramlara
kendi değerini anladığı zaman, emeğinin değerini
kavradığı zaman. başkalarının insan olduğunu, on-
ların emeğinin de değerli olduğunu anladığı zaman
ulaşır. Bunlara ulaşamadığı zaman, ne anayasada
nelerin değişip nelerin değişmediğiyle ilgilenir ne de
Tunceli'de nelerin olup bittiğini merak eder.
Hangi gazetenin çarşafla peçete verdiğini heye-
canla izleyip de ezberci eğitimin neden değişmedi-
ğini merak etmeyen kişi, gelecek seçimlerde nasıl bir
parlamentonun oluşacağını da belirlemektedir. 'A-
man, çatal bıçak takımını alayım da kızımın çeyizi ol-
sun ' diyen bir anne de farkında bile olmadan kızının
geleceğini karartmaktadır.
Bütün bunları bile bile besleyen basın yöneticileri
öncelikle kendi yazarlarını, kendi gazetecilerini
önemsiz duruma düşürmektedir. Sonra da toplumu
'beleş yaşama kültünj 'ne sürüklemede önemli bir rol
oynamaktadır. Böyle olunca da sütunlarında, sayfa-
larında yer alan yorumlar, eleştiriler, yol göstermeler
anlamını yitirmektedir. O gazetelerin bunu çok iyi gö-
ren yazarlarının, gazetecilerinin suskun kaîmalan da
basındaki çalışma hayatının güvensizliği için bir öl-
çüt oluşturmaktadır. Gazeteci örgütlerinin çaresiz
kalmışlığı. suskunluğu, görmezden gelişi detoplum-
daki örgütsüzlüğün başka bir göstergesi olmaktadır.
'Beleş yaşama kültüriı'ne destek sağlamak. yar-
dımcı olmak, katkıda bulunmak, toplumdaki 'özgür
düşünmek-emeğiyle çalışmak-hak ederek kazan-
mak' isteminin yok olmasına katkıda bulunmaktadır.
Bir toplum bu yola sürüklendikten sonra makas de-
ğiştirmesi çok zordur. Onun için de bu konu, sade-
ce bir haksız rekabet konusu olarak görülmemelidir.
• • •
'Kupon kültürüyle beslenmek' basit birolgu değil-
dir. Bu olguda toplumun ekonomik ve sosyal değer
yargılannı değiştirıci önemli bir nitelik vardır. Konu-
nun bu yanını görmezden gelmekse gelecegi şim-
diden olumsuz kılmayı da görmezden gelmek ola-
caktır.
Ne yapalım ki doğru bir gelecek kuponla dağıtıl-
mıyor.
ANAP'll ASlk:
MHP üe ittifak
arayışında değüiz
• ANAP Grup Başkamekili Eyüp Aşık.
partisinin şu anda birinci parti olduğunu,
ittifak yapmaya gereksinim duymadıklannı
belirterek "Biz kararsızlan yanımıza
çekmeye çahşıyoruz" dedi.
ANKL\R.\ (Cumhuriyet
Bürosu) - ANAP Genel
Başkanı Mesut Yılmaz'ın
son zamanlarda MHP Ge-
nel Başkanı Alparslan
Türkeş'e sösterdiöi yakın-
hk, ANAP'ın, MHP ile it-
tifak arayışı içine girdiği
yorumlarına yol açtı.
ANAP Grup Başkanvekili
Eyüp Aşık. şu anda böyle-
si bir ittifakın söz konusu
olmadığını bildirdi.
ANAP Grup Başkanve-
kili Eyüp Aşık. partisinin
şu anda Türkiye'nin birin-
ci partisi olduğunu, hatta
bunu DYP ve büyük gaze-
telerin yaptığı anketlerin de
gösterdiğini söyledi. Şuan-
daki oylannın iktidarolma-
lanna yetmediğini belirten
Aşık. ancak hiçbir dönem-
de görülmediği kadar, yüz-
de 20 oranında kararsız bu-
lunduğunu anımsatarak,
şunlan kaydetti:
"Önümüzdeki secimler;
ANAP ile RP arasında ge-
çecek. Onun için bizim için
kararsız oylar çok önemli
ve o nedenle kararsızlan
ANAP'a çekmeye çalşıyo-
ruz. RP'y e yüklenmemizin
nedeni de bu. Şu anda yap-
tığımız şey, ittifak aramak-
tan çok seçmeni yanımıza
çekmeye çalışmaktır. Şu
anda herhangi bir ittifak
arayışı içinde degUiz."
Eyüp Aşık. ittifak ara-
mamalanna karşın. aslında
ittifak konusunda en şans-
lı partinin de ANAP oldu-
ğunu savundu.
Aşık. digerpartilerin an-
cak birer parti ile ittifak
kurma şansı varken,
ANAP'ın bu konuda bir-
den çok alternatifi de bu-
lunduğunu söyledi. Aşık,
şu anda böyle bir ittifak dü--
şünmediklerini sözlerine
ekledi.
BOĞAZLIYAN KADASTRO
MAHKEMESİ
EsasNo: 1994 100
KararNo: 1995/48
Dav acısı Yenipazar kasabasından Zekeriya Şimga da-
valılar ^
^
enıpazar kasabasından Bayram Kardtepe. Ses
Seçkin aleyhine açılan tespite itiraz ve tescil davasının
sonucunda;
Davanın husumet yönünden usulden reddıne. Boğaz-
lıyan ilçesi Yenipazar kasaba>ında kain ada: 120 parsel
78. ada: 124 parsel ! 7'nin tespit gibi tesciline karar ve-
rildiği davalılardan Bayram Karatepe, Ses Seçkin'e teb-
liğ edileınediğinden bu şahıslara karann tebliğine. teb-
liğ tarihinden itibaren 7 gün sonra başlamak üzere 15 gün
içinde temyiz etmedikleri takdirde kesınleşeceği BayTam
Karatepe. Ses Seçkin'e ılanen tebliğ olunur.
Basın: 35141