28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 7 AĞUSTOS 1995 PAZARTESİ HABERLERIN DEVAMI Ankara'da gizli Kürt görüşmesi • Bağdat yönetimine muhalefet olarak ortaya çıkan ve Türkiye'nin tanımadığı Irak Ulusal Kongresi'nin lideri Dr. Ahmet Çelebi ile Dışişleri Bakanlığı yetkililerinin Ankara"da gizlice buluştuğu öğreniidi. G U N D E M MUSTAFA BALBAY LALE SARIİBRAHİMOĞLLl ANKARA - ABD. Kuzey Irak Kürt gruplannın üst dü- zey yöneticileri ile Türki- ye'nin de gözlemci olarak İcatılacağı Dublintoplantısı- nı gerçekleştirmesi öncesin- de Ankara'da gizli bir Kürt görüşmesi gerçekleştiği öğ- reniidi. Bağdat yönetimine muha- lefet olarak ortaya çıkan \e Türkiye"nin tanımadığı Irak L'lusal Kongresi'nin (INC) lideri Dr. Ahmet Çelebi'nin geçen cuma günü Ankara'da gizlice Dışişleri Bakanlığı yetkilileri ilebirarayageldi- gi öğreniidi. Görüşmenin Türkiye'nin talebi üzerine gerçekleştiği ve 9 ağustosta ırlanda'nın başkenti Dub- lin'de. ABD'nin Kürt grup- larını uzlaştırmak için yapa- cağı toplantı öncesine rastla- ması dikkat çekti. Türkiye. ABD'nin Kuzey Irak Kürt gruplannı uzlaş- tırma çabalanna destek ve- rirken Washington'ın INC'yi muhatap alması ve Kürtlerin mevcut Bağdat yönetimi ile uzlaşma içine girmelerine karşı çıkmasına olumsuz bakıyor. ABD. Mesiıt Barzani li- derliğindekı Kürdistan De- mokratik Partisi (KDPl ile Celal Talabani liderliğinde- ki Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) üst düzey yö- neticilerini İrlanda'nın baş- kenti Dublın'de biraraya ge- tirmeyi kararlaştırdı. Cumhuriyet'in edindiği bilgiye göre davet ilk başta. Kürtgruplan yöneticileri ile INC'ye yapıldı. Daha sonra Türkiye ve tngiltere'nin de da\etliler arasına alınarak toplantıya gözlemci olarak çağnldıklan öğreniidi. Kuzey Irak'taki oluşunı- lann kendi dışmda meydana gelmesini istemeyen türki- ye'nin. INC'nin de toplantı- ya katılacağını öğrendikten sonra ABD'nin arabulucu- luğundakı girişimlere göz- lemci olarak katılmayı iste- diği belirtiliyor. Türkiye. ge- çen yıl ağustos ayında Kürt gruplannın Paris'te yaptık- lan toplantı sonunda. ayrı- Iıkçı unsurlar taşıyan bir anayasanın uygulamaya konnıasını yoğun diploma- tik çabalarla önlemiştı. Orman yangııılarında 37 hektar kül oldu Haber Merkezi - Balıke- sir'in Susurluk ilçesi \e İz- mir'in Gümüldür beldesin- de önceki gün çıkan orman yangınlan söndürüldü. Iki yangında 35 hektarlık or- man alanı kül oldu. Susurluk'ta önceki gün öğleden sonra başlayan \e gece kontrol altına alınan or- man yangını tamamen sön- dürüldü. Çaylak mesire yeri ile Ekinlik Köyü arasındaki bozuk baltalık ve makilik alanda başlayan yangın. or- man ekipleri, yurttaşlar ve askerlerin yoğun çabalany- la dün sabaha karşı söndü- rüldü. Henüz belirleneme- yen bir nedenle başlayan ve rüzgânn etkisiyle kısa süre- de büyüyen yangının, yakla- şık 25 hektar makilik alanın tahrip olmasına yol açtığı bildirildi. Izmir'in Gümüldür belde- si Ovacık mevkiinde çıkan orman yangını kontrol altı- na alındı ve soğutma çalış- malan tamamlandı. Eski Değirmiendere yolu üzerin- dekı kızılçam orman alanın- da önceki gün saat 16.00 sı- ralannda çıkan ve rüzgârın da etkisiyle kısa sürede bü- yüyen yangın. dün sabaha karşı 02.00 sıralarında kont- rol altına alındı. Yangına 2 uçak ile bir helikopterin de müdahale ettiği bildirildi. Çıkış nedeni henüz belir- lenemeyen yangında. 10 hektarlık kızılçam orman alanı yandı. Izmir'in Men- deres ilçesine bağlı Çile Kö- yü yakımnda da henüz belir- İenemeyen bir nedenle or- man yangını çıktı. Izmir Or- man Bölge Müdürlüğü'ne ait ekiplerin müdahale etti- ği yangın. akşam saatlerin- de kontrol altına alındı. Manisa'nın Saruhanlı il- çesinde dün çıkan orman yangınında da 2 hektarlık makilik alan tahrip oldu. Büyükada Kuşburnu mev kıindeki fundalık alan- da dün saat 15.30 sıraların- da çıkan ve kısa sürede sön- dürülen yangında yüz met- rekarelik fundalık yandı. Hükümetten îşçiye • Baştarafi 1. Sayfada lacaktır. Halen bu yapılmış değildir. Hiikümet ayrıea, çalışmalannı sürdürüyor. Fakat şu noktada bu çahş- malar hangi sonuca gidebi- lecektir? Türk-İş'in görüş- leri net olmadan bir şey söyteme imkânımız yok."' Türk-tş'in istemlerinin belli olmasının, sorunun çözümunü kolaylaştıtaca- ğını savunan Devlet Baka- m Daçe, iki tarafın da ge- rekçelerini ortaya koyma- sıyla olumlu bir noktanın bulunacağını vurgulaya- rak "Ancak, bu yapdmayip konu sokağa ya da vasadı- şı yollara taşınmış olunca, ortaya bir kaos çıkıyor" dedi. Türk-İş'in önceki günkü eylemini "demok- rarik bir hakkın yasalar çerçevesinde kullamlma- sı"olarak değerlendiren Daçe, yannki eylemin ise. yasadışı olduğunu kaydet- ti. Daçe, "Işe gelmeme, iş yavaşlatma, işgal gibi ko- nular yasalara avkın dav- ranışlar olarak ortaya ÇH kacaktır. İşyeri sorumlula- n bu konulan jasal sonuç- lara götürmek mecburiye- tinde kalacaktır. Bundan da işçiler mağdur olacak, toplum rahatsız olacaktır. Onun için Türk-İş'in yasa- dışı vollan, amaçlannı ta- hakkuk ettirmek için kuJ- lanmayacağını umuyo- rum. Çünkü. yasadışı >ol- lann uzlaşmaya olumlu katkısı olmayacaktır"gö- rüşünü dile getirdi. Daçe, Türk-lş'in yüzde- li zamönerisiyleilgili ola- rak da "Resmen bize ulaş- tınlmıs bir göriiş değil. Türk-fş. ne isti\orsa toplu- mun karşısuıda hiikümete onu ulaştirmalı. Sorun, metotyanlışuğından doğu- yor. Sokakta, havaya söyle- nen sözierden geçmiyor uztaşma. Taraflar, bir ma- kulde buluşmak çabası içindeolnıalıdır" dedi. Türk-iş Genel Sekreteri Şonsi Denizer ise Da- ce'nin, Türk-fş'in resmi görüş bildirmedigi yolun- daki göriişlerini "son de- rece yanhş ve tutarsız bir ifade"diye değerlendirdi. Denizer. şunları söyledı: "Bizim resmi görüş bil- dirmememiz söz konusu olamaz. 2822 sayılı Toplu İş Sözleşmesi Yasası, gö- riişmelere başlamadan 15 gün önce teklifimizi yazılı olarak vermemizi emredi- yor. Bütün sendikalarımız sözleşme görüşmelerinde yazılı tekliflerini vermişler- "dir." Denizer, yann yapacak- lan iş birakma eyleminin yasal olduğunu da vurgu- layarak. u Biz de yasalan onlar kadar bilen ve takip eden bir kuruluşun yöneti- cileriyiz. Yasalan demok- rasilerde çoğunluğun ka- bul ettiği meşru düzenle- melerdir. Bugünkü yasa- larda çoğunluğun kabul et- mcdiği düzcnlemeler \ar- sa. ülkeyi yönetenlerin ayv bıdır. Biz. eylemlerimizi daima çoğulculuğa dayah olarak ortaya koyanz. Yap- tığımı/ bütün e> lemler ya- saldır" diye konuştu. Hükümetten yeni bir öneri gelmesi durumunda görüşmelerin sürebileceği- ni. ancak yannki eylemin ertelenmesinin ya da yapıl- mamasınm olanaksız oidu- ğunu da bildiren Şemsi Denizer. -Hükümetin da- ha önce verdtği teklifl cid- diye ahp görüşmeye otu- rursak, kendimizesa\gısız- lıketmtşoluniz.Cıörüşme- ler sürer, eylem de \asal ze- minde yapriır" dedi. Haksız kazanç ANAP Genel Başkan Yardımcısı İmren Aykut. dün düzenlediği basın top- lantısında da hükümetin işçiyi, memuru. emekJiyi ve tüm dargelirlileri sefa- lete sürüklediğini. bu ne- denle de yüz binlerin so- kaklara döküldüğünü be- lirtti. Aykut, asgari ücretin eylül başına bırakılmasıy- la işverenin cebine 7-8 tril- yon kazanç girdiöını söy- ledi. • Baştarafi 1. Sayfada aslolduğunu gösteren ciddi bir dene- yim. Amerika kıtası ölçeğinde küçük görü- nüyorlar, ama bu ülkeler Avrupa ülkele- rinin birçoğundan büyük. Türkiye'de genellikle salt kendimizle ya da kendi çevremizde olup bitenleıie ilgileniyoruz. Gerçi bunlar yetip artıyor, ama dünyada olup bitenleri süzgeçten geçirmeden bölgemizi anlamamız güç ve yetersiz. Benzetmek tam yerinde olmayabilir, ama Orta Amerika gezim boyunca göz- lemlediklerimden çıkardığım şu ki; bu ülkeler, Türkiye'nin "tam bağımsızlıksa- vaşını" kazanamamış olanı. Çok uğraşmışlar, çok kan dökülmüş, çok acılar çekmişler, zaman zaman za- fere çok yaklaşmışlar, hatta ulaştıkları- nı sanmışlar... Ama olmamış. Buradaki Mustafa Kemal'ler halkın arasında da zemin bulmuş. Ancak em- peryalizmle işbirliğinden yana olanlar daha güçlü çıkmış. Bu ülkelerin çoğunun ABD büyükel- çiliklerinden yönetildiği abartma değil. Çünkü ABD buralarda kartını gizleme gereği duymuyor. Tüm dünya kabul et- miş ki. bu bölge ABD'nin arka bahçesi. Daha önceki yazımda vurguladığım gi- bi, bence balkonu. Bu hakkı ABD'ye kim veriyor? Kendisi. Tam Bağımsızlık Deyince... Gerek yakın geçmişe gerekse bugün- kü uygulamâlara baktığımızda, kendi eyaletleri içindeki herhangi birolumsuz- luğa nasıl müdahale ediyorsa bu bölge- ye de aynı şekilde davranıyor. Gezi sırasında fırsat buldukça. yola çıkmadan önce derlediğim bilgilere ve yanıma aldığım dokümanlara göz at- tım. Son 50 yılda ABD'nin bölgeye dü- zenlediği değişik çapta operasyonlann, darbelerin, darbe girişimlerinin sayısı bini geçiyor. Pek çok müdahaleyi gizleme gereği bile duymadan yapıyor: - Guatemala ordusu içindeki şu kesi- mi destekliyorum. Askerierini eğitece- ğim. - Nikaragua'da Sandinıstalara karşı mücadele eden kontralara yılda 80 mil- yon dolar vereceğim ve silah sağlaya- cağım. - Panama'da devlet başkanını be- ğenmiyorum, değişmesi gerekli... Bir de açıklanmayan, sonradan orta- ya çıkanlar var. Görülmüş ki: dış müda- hale ne kadar güçlü olursa olsun içer- iden "işbirlikçi" bulamazsa başarıya ulaşamıyor. Örneğin Guatemala'da, 1950'li yıllar- da Jose Arbenz Guzman'ın. toprak reformuna yönelmesinin ardından, ABD defalarca darbe girişiminde bulundu. Ancak seçtiği yüksek rütbeli subaylar. ordu içinde destek bulamayınca başa- rılı olamadı. Bunun üzerine Honduras- Guatemala sınınnda, Albay Armas ve birgrup paralı askerCIAtarafından eği- tildi. Albay Armas. ABD Büyükelçisi'nin uçağıyla Guatemala City'ye getirilip darbe yaptırıldı. El gücüyle darbeye gir- mek diye buna denir. Buna benzer onlarca örnek var. Darbe sonralarında dikkati çeken du- rum ise çokuluslu tekeller karşısında fazla palazlanmamış da olsa, ulusal burjuvazinin hemen darbecilerden ya- na tavır alması ya da almasının sağlan- ması. Demokrat güçler zaten biçilecek. ABD. Orta Amerika'daki yerli yatınm- cılara, işadamlanna, toprak sahipleri- ne, kaderlerinin ABD'nin elinde oldu- ğunu kabul ettirmiş. Buna bağlı olarak dikkati çeken bir di- ğer durum daha var: Ulusal bilinç yete- rince güçlü değil ya da güçlenmesine izin verilmemiş. Belki de parayı elinde tutan kesimin bu duygudan yoksun olması, devlet başkanlarının da "ABD'ye bağlılık sendromu" içinde bulunması bunda önemli etken. Orta Amerika ülkeleri deyince aynı ta- rih ve yapıyı taşıyan Guatemala, El Sal- vador, Honduras, Nikaragua ve Kosta Rikasayılıyor. Meksika, kuzeyebağlan- dı. Panama'da ise daha çok güneyliler var. Zaten 1903'e kadar Kolombiya'nın bir parçası idi. Sonra ayrıldı. Çünkü öy- le gerekti... Bu ülkelerdeki iç yapıyı etkileyen en önemli unsur ise ordu. Yüksek rütbeli subaylar darbe bağımlısı haline geldiği için, kendilerini ülke yönetiminden so- rumlu hissetmeye başlamışlar. Bazı ül- kelerde polisin işlevini tümüyle askerler yürütüyor. Bütün bunlar bir yana, doğası böyle- sine zengin, toprakları verimli ülkelerin insanlarının birinci sorununun "açlık" olması hiçbir mantıklı gerekçeyle açık- lanamaz. 1992 yılında, geçen yüzyılda Osman- lı toprakları içinde kalan, yani Anadolu ile aynı kaderi paylaşan 4-5 Arap ülke- sini dolaştıktan sonra şu izlenimi edin- miştim: "Bu ülkeler, Türkiye'nin UlusalKurtu- luş Savaşı ve Atatürk devrimleri gör- memiş olanı." Orta Amerika ülketerine yaptığım ge- zi sonrasındaki izlenimim ise şu oldu: "Bu ülkeler Türkiye'nin mandacılar kazanmış olanı." Şunu söyleyebilirsiniz: "Be kardeşim. Ulusal Kurtuluş Sava- şı'nın, bağımsızlığın önemini anlatmak için Orta Amerika 'ya gitmeye ne gerek var?" Neyapalım... Oralardan anlatamadıklarımızı, bura- lardan deniyoruz... Aiom bombosmakarşı rockİstanbul Haber Servisi - Nükleer Karşıtı Platform. Hiroşima'ya atom bombası atılışının 50. yıldönümü nedeniyle Ortaköy Meydanı'nda bir rock konseri düzenledi. "Nükleersiz Bir Dünya tstiyonız" isinıli konsere Mare Nostrum, Keops, Kramp ve Toysgrupları katıldı. Sahneve "Nükleersiz Bir Dünya İstiyoruz". "Nükleere Karşı Yaşamdan Yana Taraf Tutun". "Kafalannızdaki Nükleer Başlıkları Çıkann" yazılı pankartlann asıldığı dinletide. nükleer enerjinin zararlarına dikkat çekıldi. Dinleyicilerin de yakalanna "Nükleer enerji, sonun başlangıcr vazılı rozetleri taktığı konserde, yapılan konuşmalarda Türkiye'de 110 nükleer başlık olduğu. bunlann güvenliğinin olmadığı iddia edilerek "Bi/ bu ülkede vaşayanlar, rüm halklar için daha fazla enerji değil, daha fazla banş istiyoruz" denildi. (Fotoğraf: KUBİLÂY TÜNTÜL) Nükleer anlaşmalar sözde kaldıHaber Merkezi - Hiroşima \e Nagasaki'de yaşananlann dehşeti insanlığı harekete geçirmişti. Nükleer silahlar sınırlandınlmalı. nükleer denemelere son verilmeliydi. Bu amaçla harekete geçen banş yanlısı gruplann çabalan I963 yılında ilk sonucunu \erdi. Dünyada nükleer denemelen yasaklavan "Kapsamlı Deneme Yasağı Anlaşması" (CTBT) yapıldı. I968 yılında ıkıncı anlaşma imzalandı. 164 ülke, insanlık tarihinin en önemli anlaşması olarak nitelendirilen ve dünya üzerinde Nükleer Silahlarııı Yayılmasını Önleme Anlaşmasf na ( NPT) imza koydu. Ancak nükleer deneme yasağı getiren ilk anlaşma. Çin'in bu yıl yaptığı ve Fransa'nın eylül ayında yapacağını açıkladığı denemeler de dahil olmak üzere 32 yıldır yüzlerce kez ihlal edildi. Nükleer silahların sınırlandırılması anlaşmasına karşın çeşitli ülkeler nükleer silah elde etme çabalarını sürdürüyorlar. Nükleer Silahlann Yayılmasını Önleme Anlaşması'nın (NPT) temel amaçları: hızla çoğalan nükleer siiahları sınırlandırmak, nükleer silah denemelerine son vermek, silahianma yarışını durdurmak ve en önemlisi 6. maddede belirtilmiş olduğu gibi. tam bir küresel nükleer silahsızlanma talep etmekti. Anlaşmanm maddeleri kâğıt üzerinde kaldı. 4 MflIi Eğîtiın'den çelişkîli yalanlamaANKARA (Cumhuriyet Büro- su)-Milli Eğitim Bakanlığı. 14. Milli Eğitim Şûrası'ndadini kuru- luşların okulöncesi eğitim kıırum- lan açmasının desteklenmesi yö- nünde aldığı ilke karanna karşın, bu yönde bir karar alınmadığını açıklayarak kendisini yalanladı. ANKA'nın "Milli Eğitim Ba- kanlığı 1995-1996 İcra Planı'na dayanarak "Bakanlığın,dinikunı- luşların okulöncesi eğitim kurumu açmalannı teşvik edeceği" yönün- deki haberini yalanlayan Milli Eğitim Bakanlığı, şu açtklamayı yaptı: "Bakanlığımızın 'İcra Planı'na davanılarak, dini kuruluşların, okulöncesi eğitim kurumu açmala- rı için teşvik edileceği ileri sürül- müştür. Chsa haber konusu olan 'İcra Planı'nda DPT Koordinatör- lüğü'ndc vapılan toplantida valnız- ca verel vönetimlerin teşvik edil- nıesinin kararlaştırıldığı belirtil- mektedir. Buna karşın haber. dini kuru- luşların da teşv ik edileceği biçimin- de duv urulmuştur." MEB İcra Planı'nda ise konuy- la ilgili olarak şu görüşlere yer ve- rilmişti: "Belediyeler, kamu iktisadi te- şekkülleri, vakıflar, dini kuruluş- lar ve diğer özel müteşebbtslerin okulöncesi eğitim kurumu açmala- rı vönünde teşvik edilmesi ile ilgili DPT Müsteşaıiığı'nın koordina- töriüğünde bir toplantı vapılnıış- tır. Bu toplantıda: mahalli idarele- rin de teşvik edilmesi vönünde ka- rar alınmıştır." Eski Milli Eğitim Bakanı Nahit Menteşe döneminde yapılan 14. Milli Eğitim Şûrası'nda. belediye- ler. vakıflar. kamu iktisadi teşek- küllcri> le birlikte dini kuruluşlann da okulöncesi eğitim kurumu aç- malannın desteklenmesi ilkesi beninısenmişti. Trafik kazalan arttı, ölüm oranı azaldı ANKARA (AA)-Heryıl binlerce yurttaşın ölümü ve yaralanmasına yol açan tra- fik kazalanndaki artış sürü- yor. Kazalar geçen yıla gö- re artarken ölüm oranında yüzde 5'e yakın azalma ol- duğu saptandı. Emniyet Genel Müdürlü- ğü Trafik Daire Başkanlı- ğı'ndan alınan bilgiye göre, bu yılın ilk altı ayında 129 bin 793 trafik kazası meyda- na geldi. Bu kazalarda 2 bin 529 kişi ya$amını yitirdi. 48 bin 163 kişi de yaralandı. Kazalann büyük bölümü şehiriçi yollarda meydana geldi. Ölümlü kazalann ço- ğunluğu ise şehirlerarası yollarda gerçekleşti. Şehiri- çi yollarda 108 bin 258 ka- za meydana geldi ve bu ka- zalarda 1108 kişi öldü. Şe- hirlerarası yollardaki 21 bin 535 kazada ise 1421 kişi ya- şamını yitirdi. Bu yılın ilk altı ayrnda meydana gelen kazalarda en çok erkekîeryaşamıııı yitir- di. Şehirlerarası yollarda meydana aelen kazalarda 1070erkek.351 kadtn. şehi- riçi yollarda ise 828 erkek. 280 kadın öldü. Trafik kazalannın büyük bölümü 22 bin 578 kaza ile mart ayında meydana geldi. En çok ölümlü kaza ise 566 kişinin yaşammı yitirdiği mayıs ayında oldu. Mayıs ayında ayrıca 10 bin 600 ki- şi de yaralandı. Trafik Daire Başkanlı- ğı'nınrakamlanna göre, ge- çen yılın ilk altı ayı ile bu yı- lın ilk altı ayında meydana gelen kazalar karşılaştınldı- ğında. kaza sayısında yüzde Î9.18 artış görüldü. Ölüm olaylarında 4.74, yaralan- malarda ise geçen yıla göre binde 3 oranında azalma saptandı. Geçen yılın ilk altı ayında 108 bin 901 kaza meydana gelmiş. bu kazalarda 2 bin 655 kişi ölmüş. 48 bin 182 kişi yaralanmıştı. Trafik Daire Başkanı Ömer Cengiz, kazalardaki artışa rağmen ölüm oranın- daki azalışın emniyet keme- rinden kaynaklandığını söy- ledi. ÖmerCengiz. "Vatandaş- lanmız geçmiş yıllara na/a- ran trafikte daha çok kemer kullanmava başladı. Bu alış- kanlığın giderek daha da yerleşeceğini umuyoruz" de- di. Cengiz. yapılan çalışma- lara göre emniyet kemerinin yüzde 50 oranında hayat kurtardığının tespit edildiği- ni de kavdetti. Ankara, doğuya yöneliyor • Baştarafi 1. Sayfada adım atıldığını da söyledi. Bulgaristan'dan Türklerin zorunlu göçe tabi tutulmasi. Körfez Savaşı son- rası Kürt mültecilerin bannması ve SS- CB'nin dağılmasının Türkiye'ye etki- leri gibi önemli gelişmelerin yaşandı- ğı dönemde Türkiye'de görev yapan Cain. 6 yıllık görev süresini tamamla- yarak Nevv York'taki BM merkezine dönmeden önce Cumhuriyefin soru- lannı yanıtladı. Uluslararası topluluk ve Türki- ye'nin. 6 yıllık görev süresi sırasında inanılmazdeğişiklikleretanık olduğu- nu anımsatan Cain. bu gelişmelerin. BM'nin Türk hükümeti ile olan faali- yetlerini de güçlü bir işbirliğine dö- nüşmesi yönünde etkilediğine dikkat çekti. Cain, bu gelişmeler arasında et- nik Türklerin Bulgaristan'dan zorunlu göçü ve Körfez Savaşf nın ardından Türkiye'ye akın eden mültecilerle ilgi- li insani yardımları gösterdi. Cain. böylece geçmiş yıllarda işlevleri tek- nik faaliyetlerle sınırlı olan Türki- ye'deki BM bürosunun yeni bir rol ve işlev üstlendiğini vurguladı. Eski BM Türkiye Temsilcisi Cain, Türkiye'nin topraklanna gelen insan- lara elinden gelen yardımı yaptığım ve coğrafi konumu da göz önüne alındı- ğındaüstüne haksız biryükbindirildi- ğini söyledi. Gönüllüler programı BM Türkiye Temsilciliği, SSCB'nin dağılmasıyla oluşan yeni cumhuriyet- ler için ilk kez BM bayrağı altında bir ülke ile gerçekleştirilen gönüllüler programını Ankara ile başlattı. Cain. bugüne kadar40'a yakın çeşitli sektör- lerden Türk vatandaşı gönüllünün, ara- lannda Moğolistan'ın da bulunduğu çeşitli ülkelerde danışmanlık hizmeti verdiğini ve vermeye hazırlandığını belirtti. Cain. BM'nin 3 yıl önce aldı- ğı karar çerçevesinde. kendi öncelikle- rini uluslararası topluluğa sunan ülke stratejisi raporlannın hazırlanmakta olduğunu söyledi. 185'i aşkın BM üyesi arasında kendi önceliklerini bir kitapçıkta toplavan 5 ülkeden birinin Türkiye olduğunu belirten Cain, An- kara'nın saptadığı çevre. sağlık. eğitim ve kadın konulannda BM ile işbirliği- ne hazırlandığını söyledi. Cain, ülke stratejisi ve insani kalkın- ma raporlan ile Türkiye'nin de artık çevre. sağlık. eğitim ve kadınlara yö- nelik konulan. daha fazla üzerine gi- dilmesi gereken sorunlar olarak tanı- masının önemine dikkat çekti. UNDP'nin Türkiye ile geçmişte yaptığı programlann ülkenin batı böl- gelerine yönelik olduğunu anımsatan eski BM Türkiye Temsilcisi Cain. "Ar- tık işbirliğimizde sosval sorunlann çö- zümü ve daha az kalkınmış günevdo- ğu yöresine ağırlık v eren önemli bir de- ğişim başladı" dedi. Cain. Türkiye'nin BM'nin desteğiy le kendi istatistikleri- ni kullanarak hazırladığı raporda orta- ya çıkan çarpıcı dengesizliğe de dik- kat çekti. Hakkâri kırsalında ortalama okuma- yazma oranının kadında yüzde 0.4'te kaldığını. Istanbul'da ise bu oranın yüzde 3.2 olduğuna dikkat çeken Ca- in. kadının eğitımsizliğınin: çok fazla çocuk dün>aya getirme, çocuklann eğitimine katkıda bulunamama ve top- luma yük olnıa gibi sorunlan berabe- rinde getirdiğine dikkat çekti. Cain; artık kalabalık nüfuslu ülkele- rin güçlü ülkeler olduğu yolundaki gö- rüşün çağdışı olduğunu belirterek Tür- kiye'nin de nüfus planlamasına özen göstermc konusunda duyarlılık içine girmeye başladığını belirtti. 'Türkiye, eşitsizlikler I Baştarafi 1. Sayfada 70'ini da kadınlaroluşturuyor. - Türkiye'deki 73 şehirden 8*i yüksek. 53'ü orta, 12'si de döşük insani kalkınma grubunda bulunurken. Güneydo- ğu'daki illerin hcpsi düşük kalkınma gruhunda >er alıyor. Nüfusa göre ise insanların viizde ii&"\ \ üksek, 47.4'ü orta ve 18.8'i de düşük kalkınma grubunda buhımıyor. -Türkiye'nin gençbirnüfusyapısı olduğundan. ülkede- ki eğitim kalitesinin ıyıleştirilmesi. genel okuma-yazma oranının arttırılması ve özellikle 15 yaş üstü kadınlarda okuma-yazmanın yaygmlaştınlması gerekiyor. - llkokula her vıl lü nıihon çocuk başlıyor. Ancak, her 100 çocuktan yalnızca yansı ortaokul ve liseye devam edi- yor vt bunlardan da valnızca 8'i v üksekokullardan mezun otabiliyor. - Eğitim politıkaları sayesınde Türkiye"deki okuma-yaz- ma oranı yüzde 85"iere kadar çıkartılırken, okuma-yazma bilen kadın oranı da 20 yılda yüzde 41.8'den vüzde 79"a çıkanlmış. Buna karşın, Hakkâri'nin kırsal alanlarında ka- dınlann ortalama okuma süresi 0.4 yılken. lstanbul'un kır- sal alanlarında 4.1 yıl. Hakkâri'nin şehir alanlarında kadın- lann ortalama süresi 1.8 yılken, lstanbul'un şehir alanla- rında bu süre 5.5 yıia kadar çıkıyor. - Türkiye'nin 25 yaş üstü ortalama okuma süresi 3.6 yıl- ken, bu süre sanayileşmiş ülkelerde 10 yıl. dünva genelinde 5.2 v ıl ve kalkınmakta olan ülkeler için de 3.9 vıl olarak ger- çekİeşiyor. -Sağlık hizmetlerinde birtakım gelişmelere karşın. yüz- de 2'lik yıllık nüfus artış oranı. anne ve çocuk ölüm oran- lartnın halen yüksek olması. yaşam süresinin kadınlarda 69. erkeklerde 64 olmasının, sağlık alanlanna daha fazla yatı- nm yapılması gerektiğinin bir göstergesi olduğu belirtili- yor. -1 yaş altıçocukölüm sayısmın toplam ölüme oranı. Hak- kâri'de yüzde 36^'ken. bu oran. Ankara'da yüzde 11^, Muğla'da ise yüzde 65 olarak görülüyor. - Bütün kalkınmış ve kalkınmakta olan ülkeler gibi Tür- kiye'de de kadınlar birçok sorunla karşılaşıyorlar. Ekono- mide aktif kadın sayısı. 1970"ten 1990'a artış gösterirken. oransal olarak ise yüzde 54'ten 45'e varan bir düşüş göz- leniyor. - Meslek kategorilerine göre kadınlann emek pazanna kanlımiarma bakıldığında. tanmda yüzde 72'lik bir kadın oranının düzensiz ücretkçahştığı görülüvor. Mne tanmda. her 100 erkeğe karşı, 109 kadının çalıştığı sanıhyor. 1985 analizlerinegöre. sanayide her 100erkeğe karşı 9 kadın. hiz- met sektöründe 14 kadın. vönetki olarak ise 3 kadın çalışı- yor. Türkive'de kadınlann politik ve kamu yaşamında da pek fazla etkinlik gösteremedikleri ortaya çıİiiyor. - Yüksek nüfus oranı. yüzde 60'ın şehirlerde oturduğu Türkiye'de şehircilik açisından problemler yaratıyor. Plan- sız kentleşme. belediye hizmetlerinde eksiklikler. eğitim ve sağlık servisinde yetersizlikler ve şehir çevresinde olu- şan gecekondu mahalleleri gibi sorunlan gündeme ge- tirivor. OLAYLARIN ARDENDAKT GERÇEK I Baştarafi 1. Sayfada lannın biri bitmeden, öte- ki başlıyor. Sonuçta Hırvatistan, ül- ke sınırları içinde devlet egemenliğini sağlamak için gerekli önlemleri aldı- ğını ileri sürmektedir. Kra- yina'yı Hırvat ordusunun yeniden ele geçirmesi, uluslararası hukuk açısın- dan doğal sayılır. Yaşanan olayların Boş- naklan nasıl etkileyeceği- ne ilişkin çeşitli senaryo- lar var; ancak gelişmeler, Boşnaklara da bir soluk aldırmıştır. Hırvat ile Boş- nak orduları arasındaki iş- birliği, Sırp saldırganlığını bir ölçüde göğüslemiştir. Şimdilik, Hırvatistan or- dusu, ülketopraklarını ay- rılıkçı Sırplardan kurtarmış bulunuyor; "Dansı Bosna- Hersek'in başına" diyebi- lir miyiz?.. Bu sorunun yanıtı, yazı- mızın başında söylediği- miz eski özdeyışe bağlıdır: "Hazır ol cenge, eğer isti- yorsan sulh-ü salahL." Uygar dünyanın Boş- naklara bakan gözlerınde- ki boşluk, bir başka türfü konuşmaya olanak bırak- mıyor. • • • Ruınlaruı talırik gLrişimi REŞATAK.4R LEFKOŞA-Beş yüz ka- dar Güney Kıbrıslı Rum genci dün çeşitli yerlerden Kıbrıs'taki ara bölgeye mo- tosikletle girerek KKTC sı- nınnda terörestirdi. Sınıra gelerek Türk gü- venlik kuvvetlerinin vakını- na kadar giren Rumgençler. askerlere taşlarla saldırdılar ve küfürlerle tahrik etmeye çalıştılar. Rum göstericilere karşılık vermeyen Türk gü- venlik görevlileri. gösterici- lerin sının geçmesini engel- lemekleyetindiler. Rumlann attıklan taşlar- dan dolayı Alayköy'de bir Türk polisi dizinden hafif yaralandı. KKTC makamlannın cid- di uyanlanna karşın eylem- cileri durdurmayan Rum yö- netimi resmi ve özel radyo- lan da devreye sokarak ger- ginliği daha da tırmandır- maya çalıştı. Rum yayın ku- ruluşlan sınınn asıldığı yö- nünde gerçekdışı haberler vererek eyleme katıhmı art- tırmaya çalıştı. Mini seçiınde zafer koalisyonun Haber Merkezi - Yeni il olan Kilis ve Yalova'nın ye- ni ilçe yapılan yerleşim mer- kezlerinde yapılan ara yerel seçimlerde hükümetin bü- yük ortağı Doğru \'ol Parti- si en çok ovu alan parti ol- du. 16 il genel meclisi üyesi ile 3 belediye başkanının be- lirlendisi mini seçimlerde DYP 1 \, ANAP 4. CHP de I il genel meclisi üyeliği ka- zandı. Üç belediye başkan- lığmdan ikisini DYP'li. biri- siniCHP'liadaylarkazandı. DYP. ANAP. CHP. RP. MHP.HADEP.İPveDP'nin katıldığı seçimlerde. toplam 52 bin 436 seçmen. 240 san- dıkta oy kullandı. Seçimin sakin geçtiği. oy kulanma ve sayımı sırasında herhangi birolay çıkmadığı bildirildi. EnçokDYPoy aldı Yeni ilçeyapılarak Kilis'e bağlanan Musabeyli. Pola- teli \e Elbevli'de belediye başkanlığı ile belediye mec- lisi ve il genel meclisi üye- likleri: Yalova'ya bağlı. Çı- narcık. Çiftlikköy. Altınova. Armutlu ve Termal ilçele- rınde ise sadece il genel meclisi üyelikleri için oy kullanıldı. Yalova'nın Çınarcık. Al- tınova. Termal veÇiftlikköy ilçelerınden DYP ve ANAP birer üyelik kazanırken Ar- mutludaki iki üyeliöi <io DYP'li adaylar aldı. Elbeylid'e CHP'li Nafi Kurt. Musabeyli'de Meh- met Demir. Polateli'de Meh- met Polat belediye başkanı seçıldiler. Kilis'te 6 il genel meclisi üyeliöinden 5"ini DYP. birini CHP aldı. DYP. Elbeyli ve Cirtlik- köy dışında bütün seçim bölgelerinde en çok oyu alan partı oldu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle