Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
26 AĞUSTOS 1995 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
EKONOMI
G.Doğu'dan
Sabancı'ya
eleştini
• DtYARBAKfR
(Cumhuriyet}-GAP
Beledıyeler Birliği Genel
Sekreteri Ahmet Özer,
Sakıp Sabancı'nın Doğu ve
Gneydoğu'ya yatınm
girişimlerini eleştirerek
"*Daha önce
neredeydiniz"diye sordu?
Doğu ve Güneydoğu için
atılan her türlü olumlu
adımı desteklediğini
açıklayan GAP Belediyeler
Birliği Genel Sekreteri
Ahmet Özer, sermayenin
yıllardan beri meselelere
"külfeti doğuya nimeti
batıya" anlayışı ile
yaklaşıtığını savundu.
Çahşma bakanı,
sanayiciyi
dinleyecek
•ANKARA (AA) -
Çahşma ve Sosyal
Güvenlik Bakanı Ziya
Halis, Ankara Sanayi
Odasrrun 28 ağustos
pazartesi günü yapılacak
olağan toplantısına
katılarak sanayicilerin
sorunlannı dinleyecek ve
bnlardan gelecek
eleştirileri yanıtlayacak.
Bakan Halis'in, toplantıda
yapacağı konuşmada,
çalışma yaşamındaki
sorunlann çözüme
kavuşturulmasında katılım
ve uzlaşmanın önemi
ûzerinde durması ve SSK
prim tavanını asgari ücretin
5 katına çıkaran yasa
tasansınm gûndeme
gelmesi bekleniyor.
Gıda harcaması
10 mityon lira
•ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Türk-tş'in yaptığı
araşhrmaya göre dört
kişilik bir ailenin ağustos
ayındaki gıda harcaması,
bir önceki aya göre yüzde
5.9 oranındâ artış
göstererek 10 milyon 740
bın liraya yükseldi. Türk-
Iş'ten yapılan açıklamaya
göre gıda fiyatlanndaki
artış, ağustos ayında aile
bütçesine 600 bin lira ek
yük getirdi.
İonir Fuarı'nı
Çiller açıyor
•İZMİR (Cumhuriyet Ege
Bürosu)- "Fuar mı panayır
mı"tartışmalanyla ünlü,
64. Uluslararası Izmir
Fuan, bugün Başbakan
Tansu Çiller tarafından
açılacak. 34 ülkenin
katılımının sağlandığı
fuarda bin 165 firma stand
açacak. Ege Bölgesi Sanayi
Odası Yönetim Kurulu
Başkaru Selim Yaşar,
fuann panayır havasından
ancak özelleştirmeyle
kurtulabileceğini söyledi.
Bakan Hasan Akyol, bu yıl
onur konuğu ülke olan
Isveç'in Sanayi ve Ticaret
Bakanı Sten Heckscher ile
33 ülkeden 17si bakan 102
delegasyonun katılacağını
bildirdi.
İT0: Gecikme
faizi haksızlık
• Ekonomi Servisî-
Istanbul Ticaret Odası
(tTO) Başkanı Atalay
Şahinoğlu, piyasalardaki
aylık faiz oranmın yüzde 7
dûzeyine inmiş olmasına
rağmen devletin tüm
alacaklanna aylık yüzde 12
düzeyinde, yıllık yüzde
144'lere varan gecikme
cezası uygulamasının
büyük bir haksızlık
olduğunu kaydettı. tTO
Başkanı Atalay Şahinoğlu,
yaptığı yazılı açıklamada,
kendı borçlanna faiz
ödemeyen devletin,
alacağına piyasa faiz
hadlerinin 2 katı faiz
uyguladığmı belirtti
Patent yasası
Washmgton'u
tatmiı etmedi
• ANKARA (ANKA) -
Gümrük bırliğıne yönelik
çalışmalar çerçevesinde
geçen haziran ayında
TBMM'den geçen yeni
patent yasası Washington'u
tatmın etmedi. ABD
Ticaret Temsilcisi Mickey
Kantor, yeni yasanın bazı
olumlu unsurlan içermekle
biriikte ilaç ve eczacılıkla
ilgili maddelerinin, patent
korvması gibi konulardaki
zamanlama ve bazı diğer
koşullann ABD'yi
kayplandırmaya devam
ettigmi bildirdi. ABD
Tica.-et Temsilcisi Kantor,
fikn mülkiyet hakkının
önenine değinirken
aralannda Türkiye'nin de
bulımduğu bazı ülkelerdeki
durunu değerlendirdi.
Eleştirilere ve yapıldığı belirtilen hatalara rağmen Özelleştirme Idaresi Başkanı karamsar değil
Söylemez: Her şey yohmdaEkonomi Servisi- 1980'li yıllar-
dan beri Türkiye'de kafalan meşgul
eden özelleştirme konusunda yapı-
lan eleştirilerbir yana, Özelleştirme
ldaresı Başkanı L'ruk Söylemez'e
göre her şey yolunda. Özelleştırme-
yi belirlenen ilkeler çerçevesinde
gerçekleştinneye çalıştıklannı be-
lırten Söylemez. yapılan bırtakım
hatalann ise giderilebileceğini söy-
ledi. Özelleştirmenin KİT satarak
gehreldeetmekolmadığını anlatan
Söylemez. "Amacımız 100 trilyona
dayanan KİT zaraıiannı kes-
mek"dedi.
Söylemez, başlattıklan tanıtım
kampanyasında açıklanan 100 tnl-
yonluk zararın yüzde 60'ının De-
miryollan. Taşkömürü Kurumu ve
Demir-Çelik tşletmelen'nden kay-
naklandığı halde. bunların özelleş-
tirme kapsamı dışındatutulması ko-
nusunda ise şunlan söyledi:
"Bir kısım KİTIeriıı kapsam dı-
şında olması. onlann zarariannın
genel KİT zararian içindeyer alma-
ması aniamına gelmez. ÖzeUeştir-
medeki amaç, devletin iiretimden ta-
mamen çekUmesidir. Tümü zaman
içinde özelleştinne kapsamına ab-
nacak. Biz özelleştirmenin ülkenin
yaranna olacağı veyapümadıgı tak-
dirde nelere mal olacağını anlatryo-
ruz. Biz KİT'leri tanıtmıyoruz. Bu
yapılan, özeUeştirmenin felsefesini
ve genel prensiplerini anlatmakhr"
dedi. Tanıtım kampanyasında 100
trilyon hra olarak açıklanan KİT za-
rarlarıyla neler yapılabileceğine
dikkat çektiklerini belirten Söyle-
mez. şöyle konuştu: "Ozeüeştirme-
• Amacımız kâr etmek değil, 100 trilyona
varan KİT zararlannı kesmek.
KİT'ler arasında kârlı olanlar da var, ama
zarar etmeyeceklerinin garantisi yoktur.
• KİT'lerin banka borçlannı biz ödüyoruz.
Bazı KİT'leri borçlanyla, bazılanm ise
borçlannı konsolide ederek satıyoruz.
• Erdemir'i alacak grup borçlan da
üstlenecektir. Zaten idare, veto-onay hakkı
olan tek bir hisse ile Erdemir'deki borçlann
ödenmesini garanti etmeyecek; KAM
projesini aksatacak, istihdama, küçük
yatınmcıya zarar verecek bir davranışa izin
vermeyecektir.
• Peysan'a aybaşına kadar süre tanındı.
Parayı yatırmazsa ticaretin kurallan
işletilecek, teminat mektubu tazmin
edilecek. Ve Istanbul SEK isim hakkıyla
biriikte Mis Süt'e teklif edilecek.
de kârlı-zararlı aynmı yapmıyonız.
Tanıtım kampanyasında bu > üzden
KİT zararlanndan bahsettik. An-
cak bunlann arasında kârlı olan
KİT'lerdc vardır. Fakattopiam KtT
sistemi zarardadır. Aynca bugün
kârlı olanlann yann zarar etmeye-
ceklerinin garantisi yoktur. Aşın is-
tihdam. poİitikacının-bürokratın ti-
carete bulaşması, yeni yannmlann
yapılmaması sürdükçe kârlı olanla-
nn da zaman içinde zarara geçme
olasılığı kuvvetiidir. ."
KJT'lennözellikle 1987yılından
sonra yaptıklan banka borçlannı
kendilerinin ödediklerini belirten
Söylemez, bir kısım işletmeleri
borçlanyla, bir kısmını da borçlan-
nı konsolide ederek sattıklannı be-
lirtti. Söylemez. "Amaç KİT'leri sa-
tarak para kazanmak değil, zarar-
lannı bir yerde kesmektir. Zaten
1994 kasımından itibaren özelleştir-
me kapsamındaki KİT'lerin banka
borçlanna reeskont faizleri uygula-
nıyor" dıye konuştu.
Erdemir sancısı
Erdemir'in özelleştirmesi konu-
sundakı çalışmalann devam ettiğı-
ni kaydeden Söylemez. şöyle ko-
nuştu: " Erdemir gelecekte zarar et-
mevecegi belli olmamakla biriikte
kâıiı bir kuruluş. Verimliliği ise tar-
nşüır. 200 müyon dolara yakın ser-
maye vatıran. ancak yaklaşık 100
milyon dolartemettü alan devlet Er-
demir'de zararda. Bunu bıraktık.
Erdemir 800 mihon dolaıiık devlet
garantisiyie borç almış. Erdemir'in
40'a yakın kredi anlaşması var ve
kredi veren bankalar,'Eğerortaklık
yapısı devlet aleyhine bozulursa 10
yıl vadelı borcumu hemen ıstenm'
diyor. Şimdi biz bunlarla uğraşıyo-
ruz."
Söylemez, şirketin yatınmlara
devam etmesini, istihdamı ve üreti-
mi artırmasını istediklerini belirte-
rek "Onun için bunu alacak grubun
da bu işte ehil olmasını istiyoruz. Iş-
lebnenin saüşa çıkan hisselerini ala-
cak grup borçlan da üstlenecektir.
Işletmeyi iyi götürecektir. Zaten ida-
re veto-onay hakkı olan tek bir his-
se ile Erdemir'deki borçlann öden-
mesini garanti etmeyecek, KAM
projesini aksatacak, istihdama, kü-
çük yatınmcıya zarar verecek bir
davranışa izin vermeyecektir*' dedı.
Istanbui SEK çıkmaa
SEK'ın satılmasında önemli bir
görev başardıklannı belirten Söyle-
mez, "1000 kişiyle yürüyecek bir iş-
letmeye 3000 kişi doldurulmuş, sen-
dika memnun. Oraya adamlannı
koyan siyasetçuer memnun. Pazar
payı ise sadece yüzde 10. C retkri pe-
rişan. Üretici parası pul olana kadar
SEK'ten para alamıyordu. Biz de
idareolarak' Hay dı arkadaşlar, Tur-
ban'ın bir otelını satın da süt para-
lannı ödeyehm' diyorduk. Bu tam
bir düzensizlikti" dedı. Söylemez
şöyle konuştu:
"Taciroğlu'na gelince. SEK ihak-
si yapıldı. Pey san grubu toptancılar-
la biriikte birteklif venmiş. Ihale Pev-
san'da kaldı. Bi/ bu ihaleyi açarken,
teminatian 20 milyar liraya çıkar-
dık. tstanbul SEK'i isim hakkıyla
biriikte teminatımı/j alarakTaciroğ-
lu'nun başını çektiği gruba sattık.
Birinci teklifi veren Taciroğlu ile
ikinci teklifi veren Mis Süt arasında
20 milyar lira fark var. Peysan'a ay-
başına kadarsüre tanındı. Parayı ya-
ürmazsa ticaretin kurallan işletile-
cek. teminat mektubu tazmin edile-
cek. Ve İstanbul SEK isim hakkıyla
biriikte Mis Süt'e teklif edilecek."
ÖİB'nin uyguladığı taksit faizine değil, olmayan sözleşme maddelerine karşı çıkıyor
Taciroğhı yine kafa karıştırıyor
BULENT KIZANLIK
Sermayeyi tabana yaymak ve te-
kelleri kırmak iddıasıyla. İstanbul
SEK ihalesini kazanan Ali Zafer
Taciroğlu ve ortaklan, ılen sürdük-
leri gerekçelerle Özelleştirme lda-
resi'ne yapacaklan ödemeyı gecik-
tirmeye devam ediyorlar.
Taciroğlu'nun liderliğindeki or-
taklık adına yapılan açıklamalara
dayanarak, Özelleştinne tdaresı'nin
taksit ödemesi için uyguladığı yüz-
de 1 lO'luk faıze karşı çıkıldığı şek-
linde basuıa yansıyan haber gerçek-
len yansıtmıyor. Çünkü ortaklığın
yetkilileri de. bu faiz oranının ihale
tarihinde belli olduğunu ve bu göze
alınarak girilen ihale sonucunda fa-
ize itiraz etme haklan bulunmadığı-
nı doğruluyor.
Ortaklık adına yüksek faize kar-
şı çıktıklan biçiminde basına açık-
lama yapan, basın danışmanı şirket
yetkilisi, Cumhuriyet'e farklı ge-
rekçeler ileri sürdü. Basın danışma-
nınca yapılan açıklamaya göre. Ta-
ciroğlu ve ortaklannın son ödeme
günü 21 Ağustos olan 900 milyar li-
ralık peşınatı Özelleştırme ldare-
sı "ne yatırmama gerekçesi üç baş-
lık altında toplanıyor.
Tek tapu uygulaması
Bunlardan birincisi "tek tapu"
uygulamasma karşı çıkma bıçimın-
de açıklanıyor. Ortaklığın ıddiasına
göre, Özelleştinne Idaresi İstanbul
SEK'i, arsa ve binadan oluşan bir
gaynmenkul olarak devretmeye
kalkışıyor. Özellikle, makine ve teç-
hizatın satışı, devir sözleşmesine
konu olmadığı için, alınan bu dona-
nımın muhasebeleştirilmesı de güç-
leşıyor.
Özelleştirme Idaresi ise, bütün
SEK tesıslennin satışında uygula-
nan "tek tıp" sözleşmeye, diğeralı-
cılar karşı çıkmazken, Taciroğlu or-
taklığının sözleşmeyi taröşrnaya aç-
masını samımi bulmuyor. Özelleş-
tirme Idaresi'nden verilen bilgiye
göre, uygulamanın arsa. bina ve teç-
hizattan oluşan bir "varlık satışı"
olduğu sözleşmede belırtilıyor. Ma-
kine ve teçhizatın dökümü de söz-
leşmede yer alıyor. Balıkesir Tesi-
si'ni satın alan şirketin. makinelerin
eksik teslımi iddıasıyla SEK ve
Özelleştirme Idaresi aleyhine dava
Ali Zafer Taciroğlu
açmaya hazırlanması da. devredi-
len makınelenn dökümünü ispatla-
yan bırbelgenin varlığını ortayako-
yuyor.
Yatınm teşviki olmaması
Taciroğlu ortaklığının ikıncı ıddı-
ası, İstanbul SEK'in devir sözleş-
mesine. "yatınm teşviklennden ya-
rarlandınlmayacağı" yolunda bir
hükmün eklenmiş olması. Ortaklı-
ğın basın sözcüsü, başta süt şişele-
me üniteleri olmak üzere tesise ye-
ni yatınmlar da yapılacağını v urgu-
layarak, ortaklığın teşviklerden ya-
rarlandırılmamasının haksızlık ol-
duğunu öne sürüyor.
Özelleştirme Idaresi yetkilileri
ise, yatırım teşviklerinın tümüyle
yasada belirtilen Hazine. DPT gıbı
birimlerce belirlendiğını vurgulaya-
rak. kendilerinin tümüyle yetkı ve
görevlerı dışında kalân böyle bir
hakkı. engelleyıci hükmü sözleşme-
ye koymalannın hukuk devletı ölçü-
tü ile bağdaşmayacağını belirtiyor-
lar. Böyle bir hükmün sözkonusu
olmadığını söyleyen ÖİB yetkilile-
ri. "Ortaklık öngörülen koşullan
yenne getinrse, ilgili yerlere teşvik
için başvunır. Buna biz engel ola-
mayız" diyorlar.
SEK adına tiretim
Üçüncü iddia ise, SEK'in, İstan-
bul tesisındeki stokJan kendi adına
değerlendirmeleri konusunda Taci-
roğlu ve ortaklanna ön şart ileri sür-
mesi. Ortaklığın basın danışmanı,
"Tesısi aldıktan sonra. neden mev-
cut kremayla SEK adına tereyağ
üretip, satalım?" dıye yakınıyor.
Özelleştirme ldaresi'nın anlatı-
mma göre ise olay farkh. Öncelik-
le tstanbul tesisi geçmişten kalan
alacaklan ve stoklan dışında tutula-
rak satılıyor.
Bu nedenle, depodakı süt tozu ve
kremanın, tesisten bağımsız olarak
satışı gündeme geliyor ve SEK bu
konuda ayn bir ihale açılıyor. An-
cak, tesısi alan ortaklığa da ısterler-
se bu stoklan da alabılecekleri ve
bedelını, üretımi devralıp, ürünü
sattıktan sonra ödeyebilecekleri bil-
dırilıyor. Taciroğlu ortaklığı sağla-
nan bu kolaylıfiı sorun olarak orta-
yakoyarken, ÖİB yetkilileri, "Stok-
taki krema ve süt tozu alıcı bulma»-
sa, Silahlı Kuvvetler'e verilir. Asker
bırkaç gün pasta yer, sorun da kal-
maz" çözümünü belirtiyorlar.
Bu arada Ali Zafer Taciroğlu'nun
öne sürüldüğü gıbi Ankara'da Özel-
leştirme Idaresi'nde görüşmelerde
bulunmadığı. sadece ortaklığı tem-
sil eden bazı yetkihlerin. birtakım
başvurulan olduğu ancak somut
talepler ortaya konulmadığı da dile
getiriliyor.
Eski Başbakanhk Özelleştirme Danışmanı Prof. Ertunatfanfarkhyorum:
Borçlar ödense KİT'ler kâr ederEkonomi Servisi - İstanbul
Sanayi Odası (İSO) tarafından
hazırlanan 1994 yılı 500 büyük
sanayi kuruluşu raporu, kamu
kuruluşlannın zarannda, banka
kredi faizlerinın büyük payı ol-
duğunu ortaya koydu. KİT'lerin
banka borçlan olmasa kâr eden
kuruluşlar haline gelebıleceğinı
savunan eskı Başbakanhk Özel-
leştirme Danışmanı Prof. Dr. Öz-
er Ertuna, "Borçlan devlet üst-
lendiği sürece, özelleştirme ile
KTT zararianndan kurtulmak
mümkün degü"1
uyansında bu-
lundu. ISO raporunun "1994
Krizivç 500 Büyük Sanayi Kuru-
luşu" başlıklı bölümünü hazırla-
yan eskı Başbakanhk Danışma-
nı Prof. Dr. Özer Ertuna, kamu
kuruluşlannda. 1991 yılında sa-
tışlann yüzde 2.3 dûzeyine kadar
düşmüş bulunan finans öncesi
nakit kânn, 1994 yılında yüzde
12.4'e ulaştığını vurgulayarak
bunun uluslararası rekabet ko-
şullannda olumlu kabul edılebi-
lecek bir düzey olduğunu da be-
lirtiyor. Ertuna, şugörüşlen ileri
sürdü:
" Burada çok önemli bir nok-
tayı belirtmek gerekir. 500 firma
içindcki kamu kuruluşlan, borç-
lanmadüzeyleri makul seviyeler-
de oba kâr edebilecek kuruluş-
lardır. Bu kunıluşlann zarar et-
melerinin temel nedenlerinden
biri borç batağma sokulmuş ol-
malandır. Kamu kuruluşlannın
zararlanna bakarak bunlann
kapanlmasını savunanlar bura-
da yamlmaktadırlar. Kunıluşla-
nn kapatılmasıyla borçlar silin-
mez. Finansman giderierinden
kurtulmak için borçlann öden-
mesi gerekir.'' Borçlar ödendi-
ğinde bu kunıluşlann kâr edebi-
lecek kuruluşlar olduğunu vur-
gulayan Özer Ertuna. bu kuru-
luşlann. ihmal edildiklerinden.
1994 yılında, 500 firma arasın-
daki 71 kamu kuruluşu 100 tnl-
yon lira mıllı gelir yaratırken,
239 özel kuruluşun millı gelıre
katkısı ise 167 trilyon lira civa-
nndagerçekleştı. Kamu kuruluş-
lannda 303 bin. özel sektör ku-
ruluşlannda ise 293 bın ışçi ça-
lışıyor. Ertuna, bu kunıluşlann
ekonomiye kazandınlmalan ve
daha verimlı hale getınlmeleri
gerektığinın önemine dikkat çe-
• Prof. Özer Ertuna, lSO'nun
500 Büyük Sanayi Kuruluşu
araştırmasında KİT'lerin finansal
yapısını yorumlarken, "Banka
borçlannı devlet üstlenirse
özelleştirme de KİT'lerin neden
olduğu zaran ortadan kaldırmaz"
uyansında bulundu.
zaman zaman yatınmlannı dahi
borçlarla karşıladıklanndan ve
çok yüksek faizlerle borçlanmak
durumunda kaldıklanndan bu
duruma düştüklerini kaydedıyor.
Prof. Dr. Ertuna'ya göre. 1994
yılındaki ekonomik krize, men-
fı propaganda ve ihmallere rağ-
men kamu kuruluşlan genellik-
le özel sektöre paralel sonuçlar
aldılar Bu kuruluşlarda kârlıhk-
lar arttı, hatta millı gelire katkı ve
verimlilık alanlannda özel sek-
törle arasındaki farklar azaldı.
kiyor. Ertuna'ya göre kamu ku-
nıluşlannın zarar etmelennın te-
mel nedenlerinden bırdığen ise
venm düşüklüğü. Ertuna, yaratı-
lan 100 tnlyon lira gelırin yakla-
şık 91 tnlyonunun maaş ve ücret,
geri kalan 4 tnlyonunun ise faiz
olarak ödendığinı kaydederek bu
nedenle millı gelir hesaplan açı-
sından 45 trilyon lıralık bir zara-
nn söz konusu olduğunu vurgu-
luyor. "Sonuçolarak kamu kuru-
luşlannın zararlanmn asd sebe-
bi,aşın borçlanmadır. Kamu ku-
ruluşlannın çoğununrnaübün-
yeleri çok bozuktur. Ortalama
borçlar satışın yüzde 14O'ı dolay-
lanndadır. Sanşhasüabnın 25 ve
5 misli borçlanma durumlanna
rastlanmaktadır. Kunıluşlann
borç oranlan artDkça kârlılıkla-
n düşmektedir. Czülerek belirt-
mek gerekir ki kamu kuruluşla-
nnın mali yapılannın dü/cltil-
mesi ihmal edilmekte \v borçlan
hâlâartmaktaduf
Akyoi'dan İSO'yateptd^
Sanayi ve Ticaret Bakanı Ha-
san Akyol, lSO'nunKtT'leri
ekonominın .kamburu olarak
göstermesıne sert tepki gösterdi.
KİT'lerin akılcı çalıştınlması ve
arpalık olarak kullanılmaması
olarak halınde kâra geçtiğını
kaydeden Akyol, "KtTlere gü-
nah kecisi olarak bakılmamair
şeklınde konuştu. Sanayi ve Ti-
caret Bakanı Hasan Akyol, ba-
kanlığına bağlı 6 KlT'in kâra
geçtiğıni kamuoyuna açıklama
zorunluluğunu hissetığini ifade
ederek, MKE, İGSAŞ, SEKA,
TÜGSAŞ veee'Şeker Fabrikala-
n'nda 1992 yılında 59.8 milyon
dolar işletme kân ve 366.4 mil-
yon dolar zarar varken, 1994 yı-
lında bu kuruluşlarda işletme kâ-
nnın 332.3 milyon dolara çıktı-
ğmı ve dönem zarannın da aza-
larak 177.6 milyon dolara düştü-
lünü açıkladı.
Borçianmanın sattşiara oram
1989 1990 1991 1992 1993 1994
Fmansman gidertenrrin sartşlara oranı (%)
1989 1990 1991 1992 1993 1994
KİGEM, olası yanlış özelleştirme uygulamalanna karşı önceden önlem alıyor
Görünen köye kdavuz gereldyorEkonomi Servisi - Özelleştirmedeki yan-
lış uygulamalann kamuya olası zararlannı en-
gellemek, Özelleştirme ldaresi'nın bir adım
önünde olmayı zorunlu kılıyor. Kamu lşlet-
melerini Geliştirme Merkezi (KİGEM) de
özelleştirme kapsamında bulunan kuruluşlar-
la ilgili uyanlannı, satış gündeme gelmeden
önceyapma cabası içinde. KİGEM şimdı de
gerektiğinde açılacak davalara da dayanak
teşkil etmesi amacıyla, Orman Ürünleri Sa-
nayii (ORÜS) ve Türkiye Elektrik Sanayi ve
Tic. A.Ş. (TESTAŞ) ile Devlet Malzeme Ofı-
si'nin fiziki ve mali durumlan konusunda ra-
por hazırlıyor.
Bir ay içerisinde tamamlanacağı belirtilen
raporlarla. KlGEM'ın amacı doğrultusunda
özelleştirme ile ilgili olarak yanlış bilgilendır-
menin ortadan kaldınlması ve hukuk dışı uy-
gulamalann önlenmesı amaçlanıyor. Özelleş-
tirme uygulamalan ile ilgili itirazlan bilinen
CHP Ankara Milletvekilı Prof.Dr. Mümtaz
Soysal ve Prof.Dr. Korkut Boratav'ın öncülük
ettıği KİGEM, daha önce Karabük, Petkım ve
Petlas ile ilgili olarak da araşttrma yapmış ve
bunlardan Petlas'ın satışı ile ilgili açılan da-
valar, Özelleştirme Yüksek Kurulu'nun iha-
leyi iptal etmesi sonucu düşmüştü.
Simdiye dek 17 özelleştirme uygulaması
ile ilgili davanın hukukı zemıninın hazırlan-
dığını anlatan KİGEM yetkilisi, sendikalar.
söz konusu kuruluşla ilgili teknısyen raporu
ve hukukı çerçevenin bir araya getirilerek ka-
mu kuruluşu hakkında genel değerlendirme
yaptıldannı ve usulsüz uygulamalan engelle-
meye çalıştıklannı söyledi. Özelleştinne lda-
resı'nin çoğu kez "Bu kurum adam olmaz.
Zaran giderilemez" diyerek özelleştırmeye
gınştığinı söyleyen yetkili, "Biz bilimsel yak-
laşarak böyle olmadığuu, kunıluşlann, kamu-
oyuna açıklandığı nedenlerie zaranna çalışu-
dunıma gelmediğini göstermeye çalışıyoruz.
Örneğin Petlas. uzun bir dönem kav nak akta-
nlmaması sonucu aldığı borçlan ve faizterini
ödeyemeyerek sıkuıaya düşmüştür" dıye ko-
nuştu.
Hazırlanmakta olan raporlarla ilgili bılgı
veren KİGEM yetkilisi. Devlet Malzeme Ofi-
sı raporuyla dünyada kamu kuruluşlannın ih-
tiyaçlannı karşılayan bınmlenn hukuki yapı-
sı ve personel istihdamı konusunda ABD. ın-
giltere, ltalya gıbi ülkelerle karşılaştırma ola-
nağı sağlamayı istediklenni söyledi.
Yetkilı. TE'STAŞ Aydın tesıslerı ile ilgili
olarak da teknik durum konusunda taslak ra-
porun beklendığinı. ardmdan değerlendirme-
nin yapılacağını ifade etti.
KlGEM'in ORÜS raporu ile ilgili hazırla-
nan ön taslakta ise kuruluşun yapısal durumu
konusundakı değerlendirme. özelleştirme ge-
rekçeleri ve önenlenn yer aldığı öğrenildi.
IŞÇININ
EVRENtNDEN
ŞUKBAN SONER
Karabük Nasıl Kurtuldu?
Kimi televizyon ve gazetelerde, Karabük'ün özelleş-
tirildikten sonra 3 ayda zarardan kâra nasıl geçtiği uzun
uzun anlatıldı. Özelleştirme mucızesinin(!) önemli bir
kanrtı olarak sunuldu.
Karabük'ü alan sendikacılann yönetim dışında kakjık-
lan ve yönetimi tamamen uzman ellere bıraktıklan, ilk
vurgulamalardan biri.
Yeri gelmişken bir kez daha Karabük'ün nasıl satıldı-
ğına, daha doğrusu tamamen yasa, hukuk dışı el de-
ğiştirdiğine bakalım...
Karabük, tıpkı sonradan satış karan ıptal edilen Et Ba-
lık Kurumu gibi sendikaya satılmadı. Satış, sadece adı
olan, kurulmamış, ılerde kurulacağı varsayılan hayali
şirketler adına, sendika yönetıcilerınin ellerine teslim
edildi. Resmi Gazete'de yayımlanan karan inceleyen-
ler, ortada henüz kurulmamış, olası ortaklannın nitelik-
leri sayılmış -işçiler, sendikalar, sendikacılar, meslek
odalan, esnaf dernekleri..- bir şirket göreceklerdir.
Kurulmamış şirketle bağlantısı belirsiz sendikacılar,
ne adına satış koşullannın tarafı olmuşlardir? Devlet ne
adına kamunun mali fabrikayı, malvarlığı ile birfikte,
borçlannı yükümlenerek ilerde ışçilerin bile ortak kalıp
kalamayacaklan bilinemeyen hayali şirkete vermiştir?
Baştan sona yasa ve hukuk dışı bu satışa, gündem-
de Karabük'ün kapanması, Karabük halkının ortada
kalması olduğu için ses çıkaran olmamıştır. O tarihler-
de hükümet, bilinçli bir politika ile KİT olan Karabük'e,
bırakınız verımli işletmeyı, üretimi. fınnlann onanmı için
gerekli parayı bile vermiyordu. Fırınlann işi bittığinde Ka-
rabük'ün de işi bitecekti. Ve fırınlar can çekişiyordu.
Aynı hükümet, hayali, hâlâ kurulmamış, ortaklan ke-
sinleşmemiş şirkete satışın yapılması karşılığı, hem fı-
rınlan kurtaracak, hem de işletmeyi uzunca bir süre
ayakta tutabilecek bir parayı verdi.
En önemlısı de gerek Karabük ve gerekse hemen he-
men bütün KlT'lerde zarann en buyuk nedenı ve payı-
nı oluşturan, Özal döneminde yine ideolojik olarak yap-
tınlan banka borçlanmalan karşılığı faiz yükünü üstlen-
di. Karabük bir kalemde belıni büken borç ve faiz yü-
künden kurtuldu.
Üstüne verilen işletme parası ile de bir yandan fabri-
kayı çalıştınrken diğer yandan repo işine daldı. Trilyon-
larca borç ve faiz yükü silinip, üste verilen 1.5 trilyon iş-
letme parasının önemli bir bolümü repoda işletılip 3
ayın sonunda ortaya 400 milyar kâra geçilen bir tablo
çıkmış. Karabük, işletmecilıkten değil, devletin parası
ile repo, faiz ya da halk dili ile tefecilıkten ağırlıklı kâra
geçmiş.
Sadece Karabük'te örgütlü sendikanın yöneticisi ol-
duklan için, hukuken hiçbır sorumluluk almadan, fıilen
Karabük'ün patronu konumuna geçen sendikacılar, ola-
ya çok çıkarcı baktılar.
Karabük kapanmayacak, ışçileri kalacak, kişisel, sen-
dikal, hukuki hiçbir yükümlüluk altına girmeden, cep-
lerinden 5 kuruş çıkmadan koca bir işletmenin fiili pat-
ronu olacaklardı.
İlk gününden rezil olmamak için, elbette fabrika içi
teknik yönetime bulaşmayacaklardı. Ne yaptılar? Za-
manında Karabük ve başka KlT'lere önemli katkılan ol-
muş, sonra siyasetçinin partizanca tutumu ile dışlan-
mış eski uzman bürokratları ışin başına getirdiler.
Neymiş efendim? Demek ki KlT'lerden siyasetçi kö-
tü elinı, partizanca baskısını çekse, işleryoluna girecek.
Hele de Karabük'te henüz kurulmamış hayali şirke-
te yaptığt bonkörlükleri diğer KlTlerde gerçekleştirirse.
Haksız politikalarla ortaya çıkmış borçlan ve faiz yük-
lerinı üstlense, bir kalemde bütün KİT'ler önemli kâria-
ra geçer mi, geçmez mı?
Bunu ben iddia etmiyorum elbette. Bütün KİT'lerin
durumuna ilişkin resmi raporlardakı veriler ortaya ko-
yuyor. Şu kötü yönetimlerinde, hantal yapılannda dahi
çoğunluk KtT, kendi işletme bılançosu içinde zarar et-
miyor.
Hele de yine Karabük'e yapıldığı üzere hükümet, dev-
let kasasından özel işletme kredısı, sıcak para verse.
gel keyfim gel. Hani şu işe yaramaz, hantal KlTler, an-
lı şanlı özel sektörümüze duman attınrlar mı, attırmaz-
lar mı?
Baksanıza, bütün büyük özel sektör işletmeleri de
son yılın asıl kârlarını sanayi işletmesinden değil, tıpkı
Karabük gibi repodan, ranttan, parayı işletmekten yap-
mışlar.
işin içinde bazı küçük aynntılar da var elbet. Sendi-
ka hukuken değil, ama fıilen patron konumuna geçın-
ce, Karabük'ü ayakta tutmak üzere üyelerinın ücretle-
rine zam yaptırmadı. Üstüne üstlük, memur statüsün-
de önemli bir çalışan grubunun işine son verildi. Bazı
gelir getirici Karabük mülkiyetinde satışlar, ozeHeştirme-
ler oldu. Yük kalktı, taze para girdi.
Evet, siz gazete ve televizyonlara ne bakıyorsunuz.
Ortada çok büyük bir oyun, yalan var. Ortada bir özel-
leştirme mucizesi yok. Bizim kesemizden, hayali bir şir-
kete aktarılan çok büyük bir değer var. Borcu bize, ma-
li, işletmesi hayali şirkete. Gel keyfim gel.
Ha bu arada Karabük işçısi yoktan zengin. patron mu
oldu? Onu hemen değil, yıllar sonra göreceğız. Umarız
neye uğradıklannı anlayamaz bir konuma, oyuna düş-
mezler.
Ama Karabük'te yaşananlar, bugün pek çoğu özel bi-
linçli politikalarla, ideolojik amaçlı üretim dışı bırakılmış
KİT'lerin üretime geçirilebilmesi. en azından zararian-
nın katlanmamasının yolu olabilir.
Düşünün ki kimı makine aksamı aldınlmadığı için yıl-
larca inşaatı durmuş, kızakta bekleyen gemılerin oldu-
ğu bir ülkede yaşıyoruz.
Bu nasıl devlet ki her gün batırmak üzere akıl almaz
işler yapılıyor, ama bir türlü batınlamıyor.
İhale Zeytinoğlu'nda kaldı
KÜMAŞ'ın satişı
ÖYK'nin onayında
Ekonomi Servisi-Özel-
leştirilme kapsamındaki
Kütahya Manyezit İşletme-
leri A.Ş. (KÜMAŞ) için
açılan ihalede en yüksek
teklif Zeytinoglu Hol-
dıng'ten geldi. Özelleştir-
me tderesi, 108.1 milyon
dolarlık teklifi yeterli bu-
larak,_ satışın onaylanması
için Özelleştirme Yüksek
Kurulu'na (ÖYK) başvur-
ma karan aldı. KÜMAŞ ile
ilgili 1993 yılındaki ihale-
nin 3 katını aşan bir teklifi
memnuniyetle karşıladık-
lannı belirten Özelleştiıme
Idaresi Başkanı Ufuk Söy-
lemez, Sümerbank'ta ise
henüz sonuca uiaşılmadı-
ğını ve yeni birturgörüşme
yapılacağını belirtti. Söy-
lemez, "Bir turda en yük-
sek teklifi vermek, o kuru-
luşa satıldığı aniamına gel-
mez" dedi.
Özelleştinne Idaresi
Başkanlığı'ndan yapılan
açıklamaya göre, KÜ-
MAŞ'da bulunan yüzde
99.74 oranındaki kamu his-
sesinin satışı amacıyla açı-
lan ihalede, son teklif ver-
me tarihi olan 19 Temmuz
1995 itibariyle topiam 8
teklif alındı. Yapılan pazar-
lık görüşmeleri sonucunda,
son tur görüşmelerde en
yüksek teklifi 108.1 mil-
yon dolarla Zeytinoglu
Holdıng verdi. Şirket, tek-
lif tutannın yüzde 50'sini
sözleşme tarihinde peşin
olarak yatıracak, geriye ka-
lan yüzde 25 oranındaki
meblağı 1. yıl sonunda,ba-
kiye yüzde 25'i ise yıl so-
nunda ödeyecek. Söz ko-
nusu ihale sonuçlan önü-
müzdeki günlerde Özelleş-
tirme Yüksek Kurulu'nun
onayına sunulacak.