Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyel
tmtiyaz Sahibi: Berin Nadi
Genel Yayın Yönetmeni Orhan Erinç • Dış Haberler Ergun Balcı • Istıhbaraf Y»lçın YayınKuıulu:UhanSelçuk(Başkanl, Ankara Temsilcısi. MusUfa Balbıv • Haber Mûdürü MüesseseMüdürûErolErinıt^Ko- MEDYA C: • Yönetim MEDYA G: •
Genel Yayın Koordınatörü: Hikmet Çakır • Ekonomı Büleat Kızanlık • Kiıltür Orhan Erinç, Ofctay Kurtböke, Doğan Akııı AtatürkBuNan No 125, Kat 4, Bakanlıklar- ordinatön Ahmet Korulsan • Kurulu Başkam-Genel Yöoetım Kurulu
ÇetJnkava • Yazıışlerı Müdürlerr HandanŞenköken •Spor: Abdülkadir Yücflman Özgen Acar, Hikmet Çctiakava, AnkaraTel.4195020(7hat). Faks: 4195027 •tzmırTem- Muhasebe Bülcnt Yeoer •Jdare- Müdür Giibio Erduran Başkanı - Genel
İbrahim Yıldız (Sorumlu), DinçTavanç • Makaleler SamiKaraören • Çe\m Seyfettin Şûkran Soder, Ergun Balcı, Dinç silcısrSerdar Krak,H ZıyaBlv 1352 S.2'3Tel:4411220. Hüstyin Gürer • lşletme. Önder • ICoordınatör Reh» Mudür ÎMfin Ak-
• Haber Merkezi Müdürü: Hakan Kara Tıırhan • Düzeltme Abdullah YILUCI» Bılgı-Bel- Ta>an<, İbrahim YıMız. Orhan Faks-4419117» AdanaTemsücisi Çetin YiğeBoğlu, Inönû ÇeHk#Bilgı-Işlem Naüİnal»Bıl- Iptman • Genel Mûdûr men • Murahhas
• Görsel Yonetmen Fikret Es*r ge Edibt Bnğra • Fotoğraf Erdogan Köseoğlu Banah, Mustafa Balbay. Cd. 119 S.Nol Kat.l, Tel: 3522550. Faks. 3522570 gisayar Sısterrv MürüvH ÇOer YarduiKisı Mine Akdaj uye. Borı Geneırç
Yayımlayın ve Basan: Yenı Gûn Haber Ajansı. Basm ve Yayıncılık A Ş
Türkocagı Cad 39 41 Cagaloglu 34334 IsL PK:246 Istanbul Tel: ((V212I512 05 05 (20 hatl Faks. (0/2121 513 85 95
26 AĞUSTOS 1995 lmsak: 4.45 Güneş:6.I7 Öğle: 13.13 Ikindi: 16.55 Akşam 19.55 Yatsı: 21.21 MEDYACTel 51407 53 - 513 95 80-513 8460-61, Faks 5118466
İstanlKirda
yollar kapanıyon
• tstanbul Haber
Merkezi - Basm Protokol
ve Halkla ltışkiler Şube
Müdürlüğü'nden, 30
Ağustos Zafer Bayramı
nedeniyle 27 ve 30
Ağustos 1995tanhleri
arasında yapılacak genel
prova ve bayram gûnü
içerisinde yer alan Vatan
Caddesi'nde yapılacak
merasim nedeniyle bazı
yollann taşıt trafiğine
geçici olarak kapalı
tutulacağı bildirildi.
Törene katılacak birlikJerin
gidiş ve dönüşleri
sırasmda, taşıt trafîğine
saat 08.00-10.00 arası
devamlı kapalı yol ve
kavşaklar şöyle: E-5 Vatan
katılımı, Anıt Mezar çıkışı,
Aksaray Orduevi, Vatan
Caddesi E-5 katılımı
Lunapark kavşağı arası,
Topkapı Ulubatlı girişi.
Saat 11.30-13.00 arası taşıt
trafiğine geçici olarak
kapatılacak yollar ise
şöyle: Vatan Caddesi-
Aksaray Meydanı-Millet
Caddesi-Topkapı
istikameti, Topkapı-
Edirnekapı arası,
Edirnekapı-Sağmalcılar
Köprülü kavşağı arası
TEM istikameti.
Bektrik kesmtisi
• ISTANBUL (AA)-
Trafo merkezlerinde
yapılacak bakım ve onanm
çalışmalan nedeniyle
Bayrampaşa'nın bazı
kesimlerine 27 ağustos-2
eylül tarihleri arasında
elektrik verilemeyecek.
Boğaziçi Elektrik Dağıtım
AŞ Genel Müdürlüğü'nden
yapılan yazılı açıklamaya
göre. 27 ağustos-2 eylül
tarihleri arasında, 07.00-
18.00 saatlerinde elektrik
kesintisi uygulanacak
semtler şöyle: Topkapı
Davutpaşa Caddesi Yılanlı
Ayazma ve civan (27
ağustos), Davutpaşa
Caddesi Serçe ve Kale
Sokak. Atlı Zincir ve civan
(28 ağustos), Topkapı
Davutpaşa Caddesi,
Topkapı Meydanı (29_
ağustos), Davutpaşa Özer
Metal, Elidor Kozmetik ve
civan (30 ağustos),
Davutpaşa Tercüman
Gürüz Sokak ve civan (31
ağustos). Gümüşsuyu
Caddesi, Istanbul Cam,
Fazılpaşa Caddesi ve civan
(1 eylül). Bayrampasa
Maltepe Fatih Şehitleri
Sokak, Güneş Caddesi ve
civan (2 eylül).
YSK seçim
erteledi
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Yüksek Seçım Kurulu
(YSK), 5 Kasım 1995
tarihinde yapılması
gereken mahalli idareler
ara seçimini, anayasa
değişikliği nedeniyle,
milletvekili genel
seçimleriyle birlikte
yapılmak üzere 13 Ekim
1996 tarihine erteledi.
YSK'nin dün Resmi
Gazete'de yayımlanan
karan uyannca, 1995
Haziranı'nın ilk pazar
günü yapılması gereken
köy ve mahalle muhtarlığı,
ihtiyar heyeri-ihtiyar
meclisi ara seçimleri ve
herhangi bir nedenle
boşalma sonucu 13 Ekim
1996'ya dek yapılması
gereken mahalli idareleT
ara seçimlerini de yeni bir
yasal düzenleme
yapılıncaya kadar erteledi.
Felsefeyi, yaşadığımız sorımları çözümlemede kullanan bir bilim insanı: îoanna Kuçuradi:
Her şey insan haklarıyla başlar
Kuçuradi, bilim ve felsefe dünyasında, ulusal
ve uluslararası ürünlerinin çokluğu, niteliği,
günlük yaşamda dünya ve ülke dûzeyinde
yaşanan önemli sorunlara yanıt verici içeriği
ile bilim insanlanmız içinde çok özel yeri olan
bir kişi. Kuçuradi, bilim adma, doğhı olarak
sunulan pek çok düşünce ve kavramın
yanlışlığını felsefe bilimi içinde ortaya koymuş, yaşadığımız
büyük sorunlar ve insan haklan ihlallerinin nedenlerini açıklıyor.
Çocukluğunda çok ilgi duyduğu insanlann
çelişkilerini anlamak için felsefeyi seçmiş,
oradan insan haklanna ulaşmış îoanna
Kuçuradi, halen Başbakanlık însan Haklan
Yüksek Danışma Kurulu Başkanı. Ülkemizde
çıkmaza girilen 8. madde de dahil, yaşanan pek
çok insan hakkı sorununun, insan hakkı ve
özgürlük kavramlannda yapılan tanımlama, yanlışlıklardan
kaynaklandığını düşünüyor.
ŞÜKRAN SONER
İoanna Kuçuradi gibi topluma ulaş-
mış, günlük yaşama dair her sorun üzerin-
de, herkesin anlayabileceği dilde söyle-
yecekJeri olan bir insanla söyleşi yapma-
nın böylesine güç olacağını doğrusu dü-
şünmemiştim.
Kullandığı her cümlede, satır arasında.
yaşama, insana dair, çok önemli, anlamlı
saptamalar olunca ve de felsefi kavram-
lara oturtulmuş bilimsel açıklamalarnite-
liğini taşıyınca, izlenmesi, tam kavranma-
sı, okura yansıtılması da gerçekten çok
zor
Üstelik söyleşilerin amacı özgün bir in-
sanı tanıtmak. toanna Kuçuradi'yi bilim-
sel çalışmalan, felsefe bilimine katkılan
ile bir uzman felsefeci. belki bir dizi ki-
tapla ancak tanıtabilir. Ulusal ve uluslara-
rası alanda, güncel sorun-
lanmıza, yaşadıklanmıza
yanıt niteliğinde çok
önemli saptamalannın, al-
tını çizmeye bile olanak
yok. Olsa olsa çok güncel
kimi sorunlara ilişkin ön-
yargılanmız üzerinde bizi
düşündürecek kimi alıntı-
lar yapabiliriz..
Yine de söyleşi gelene-
ğimize uygun olarak Ku-
çuradi 'nin kimliği hak-
kında biraz fikir verebile-
cek bazı özelliklerini say-
madan geçmeyelim. 15
üzerinde ulusal ve ulusla-
rarası, bir bölümü doğru-
dan felsefe ile ilgili, diğer-
leri Kuçuradi'nin sorum-
lu bir aydın olarak içintk
görev aîmak gereğini duv -
duğu demeklerin, kurucu,
yönetim kurulu üyeliği,
başkan gibi etkin görevle-
rinde bulunduğunun altını
çizelim.
Istanbul doğumlu Ku-
çuradi özel azınlık okul-
Ian nda nitelikli bir ilk ve
ortaöğretim yapma şansı-
nı elde etmiş, birden faz-
la yabancı dil öğrenme or-
tamını kazanmış. tlgi ala-
nı, insanlar. Aynı insanla-
nn farklı kişilik davranış-
ki yıllarda yoğun çahşmalar nedeni ile bir
daha şiir yazamamış. llerleyen yıllarda in-
san haklanna ilişkin duyarlılığı arttıkça,
gerek felsefe, gerekse sosyal çalışmalan
tamamen bu alana yoğunlaşmış. Bilimsel
başanlan veödülleri üzerinde konuşmak-
tan hoşlanmıyor, yayınlannm ve üyesi ol-
duğu sosyal kuruluşlann listcsinı vermek-
le yetiniyor.
1980 yılından bu yana zorunlu ders ola-
rak okuttuklan insan haklannın ülkemiz-
de ve dünyada önemli sorun olarak ya-
şanmasının pek çok boyutu üzerinde dur-
mayı yeğliyor. İnsan haklan üzerinde bu-
güne kadar doğru gibi sunulmuş pek çok
değer ve kavramın, yanlış olması ile bağ-
lantılı bugün çok ciddi bir insan haklan
sorunu yaşandığına inanıyor.
Kuçuradi. bugüne kadar bize sunulmuş
doğrularla çelişen, ancak yaşadığımız en
yı yeni bir ;ıkmaza, karmaşaya çekiyor.
Farklı olana baskı yapmamak ayn şey,
farklı olmaya zorlamak ayn şey. İnsanla-
nn aynılığmı görmek beni çok cezbediyor.
Farklılık bir değer değildir. Bir insana
farklı olduğu için baskı yapamazsmız. A-
ma çok cazip görünen farklılığı teşvik et-
meyi gerek ülkemiz, gerekse dünyada,
özellikle azgelişmiş ülkelerde, insanlık
için çok tchlikeli, ciddi bir tuzak olarak
görüyorum.
* Her kültüre eşit saygı duyulması ge-
rektiği düşüncesine karşıyım. Poligami,
kan davası olan geri kültüriere. temel in-
san haklan ile çatışan kültür ve gelenek-
lere saygı duymamız gerekmiyor. Saygı
kişilere, insanlara yönelmesi gereken bir
şeydir. İnsan haklan ile çanşan kültüriere
neden saygı duyulsun ki?
Avustralyada ailesini terk eden erkeğin
Kuçuradi, insan haklarıyla çatışan her olguyu reddedeceğini söylüvor. (Fotoğraf: TARIK TINAZAY)
Ianna ya da farklı insanlann aynı olayı
farklı yorumlamalanna kafayı takmış. tn-
sanlan anlamaya çalışmak onu felsefe da-
lında yükseköğrenim yapmaya sürükle-
miş.
Felsefe biliminin derinliklerine girme-
ye çalışırken de kendini insan haklan ve
sorunlan içinde bulmuş.
Felsefeciler dünyasının genellikle top-
luma kapalı kaldığı ya da kimi felsefeci-
lerin doğrudan pratikle ilgilendiklerini
dofruluyor. Aslında ikisinin bileşıminden
bir sonuca ulaşılabileceğine inandığinı
vurguluyor.
Asistanlık yıllanndan 147'ler olayını,
Erzurum'da görevlendirilişini ve özellik-
le de hocası Takiyyettin Mengüşoğlu'nu
derin izlerbırakmış olarak anımsıyor. Ho-
casından felsefi bilginin gerçekliğe baka-
rak nasıl üretileceğini öğrenmiş. Erzu-
rum'da ise insanlara, ülkemiz gerçekleri-
ne ilişkin çok şeyler öğrendiğini söylü-
yor. İnsanlann nasıl kendi kişisel bilme,
tasarlama, düşünme olanaklannın dışın-
daki gerçekleri görmemekle kalmadıkla-
nnı, gerçeklerin olanaksızhğına inandık-
lanna tanık oluyor.
Sonrası Hacettepeyıllan. Felsefe bölü-
münün açılması ile başlayan, bugüne ka-
dar uzanan çokyönlü, bilimsel çalışma ile
ders verme, kitap, makale yazma, ulusal
ve uluslararası sosyal çalışma ile nefes al-
madan geçmiş uzun yıllar.
Aslında ilk kitabı Rumca şiirler. Sonra-
güncel sorunlann nedenleri üzerinde açık-
lama getiren aykın düşünceleri ile dünya
dûzeyinde ilgi çekmiş bir isim. Dün\a
Felsefeciler Federasyonu'nun ilk kadın
yönetim kurulu üyesi, bugün genel sekre-
teri olarak uluslararası platformda felsefi
yaklaşımlan ile ezilenlerin sorunlanna ya-
nıt arayan, yanlışlan sergileyen bir düşü-
nür.
Sözü daha fazla uzatmadan, güncel ya-
şamımız ve sorunlanmıza yanıt olabilecek
kimi düşüncelerinden bazı alıntılan ver-
meyi yeğleyelim..
• Kendini arpa tanesi sanan delinin öy-
küsü bilinir. lyileşmiş, hastaneden tabur-
cu edilir. Bahçede gördüğü tavuktan ka-
çar. Doktoru neden kaçtığını sordugunda
"Ben arpa tanesi olmadığımı biliyo-
rum, ama tavuk biliyor mu" yanıtını ve-
rir. Bu temele dayanan inandıklanmız var.
Tamamen uydurma olabilir. llkeleri veri
değil de inanç halinde alırsak, inançlarde-
ğiştiğinde tamamen başka bir sonuca va-
nlır. Dünyamızda yapılmayan ya da çok
az yapılan şey ilke ve manalann değerlen-
dirilmesidir.
Benim, sizin dünya gönlşümüz ne ise
kimlik odur. Eskiye dönüş, yeni kimlik
arayışı, yapay bir kimlik krizi yarattı. Be-
nim olmayan bir kimlik, empoze kimlik
kriz yaratır.
* Kültürel kimlik, farklı olma bir olgu-
dur. Olgudan bir ideal oluşturmak yanlış-
tır. Farklı olma kaygısı. bu eğilim dünya-
öldürülmesi geleneği varmış. Simdı kül-
türel kimlik adına bu geri kültürü, gelene-
ği mi savunacağız? tnsan haklanndan yo-
la çıkılıp, insan haklannın yok edildiği bir
noktayaulaşılıyor. Belki iyi niyetle geliş-
tirilen. beslenen her tür ayınmcılık insan-
lığa büyük acılar, kayıplar getiriyor.
* Hangi ölçüler içinde kültürel kimliği,
farklılığı savunacağız? Farklı kültürün,
kimliğin, inancın, ideolojinin, dini kural-
lann evrensel niteliklerine, ilkelerine, de-
neysel nitelikli ilkelerle çatışmasına baka-
cağız.
Çağlar öncesinin koşullannda, toplum-
sal ilişkilerinde ortaya çıkmış, bugünün
yaşamında insan haldan ile çatışan ne var-
sa reddedeceğiz.
Geleneklergüzel şeylerdir. Canlı olduk-
lan ve insan haklan ille ters düşmedikçe.
Annemin içine patates kattığı patlıcan sa-
latasında ısrarcı olmamın, onu sevmemin
hiçbir sakıncası yok elbet.
* Gelişmekte olan ülkeler için serbest
pazann teşvik edilmesi tuzağına gelince.
Gelişmiş ülkeler ekonomilerinde başanlı
sonuçlar verebilir. Fakir ülkelerde sosyal
adaleti sağlamaktan çok adaletsizliği pe-
kiştirmesinden kaygı duyanm. Keşke ben
yanılayım.
Her iki tuzak için de geçerli, savunul-
ması cazip geliyor. Neden? Özgürlüklerin
savunulduğu düşünülüyor. İnsan haklan
kavramında, tanımında önemli bir yanlış
yapılıyor. tnsan haklan, temel haklar ile
smırlı olması gereken bir kavramdır. Fark-
lı düşünen, farklı olan bir insanın bu hak-
lanna dokunamazsınız. Ama insan hakla-
nna aykın düşüncenin propagandası ayn
şeydir. Aynı şekilde ekonomik faaliyetle-
rin dokunulamayacağı da doğru değildir.
İlk bakışta çok cazip gelen ekonomik fa-
aliyetlerin serbestliğinin sonuçlanna, in-
sanlara ne getirdiğine bakmak lazımdır.
Ulusal ve uluslararası ilişkilerin serbest-
liğinden fakir ülkeler ve yoksul insanlar
zarar görüyorsa, ortada bir sorun vardır. O
zaman çok başka türlü düşünceler üret-
mek gerekiyor demektir.
Sosyal haklar da ekonomik haklar da
insan haklan sayılıyor ve bana göre yan-
lış yapılıyor Türkiyedeki bir profesör ile
Amerikadaki bir profesörün aynı ücreti
almasını savunabilir, ama gerçekleştire-
mezsiniz. Farklı koşullar, farklı sosyal, si-
yasal, ekonomik haklan
getirir. Temel insan hak-
lannda, yaşama hakkında
olduğu gibi aynı ölçüleri
kullanamazsınız..
* Bizde tartışmalan
kangren olmuş bir 8. mad-
de sorunu var. Bana göre
anlamsız. sonuç alınama-
yacak yanlış bir tartışma
yapılıyor. Amacımız te-
rörle, temel haklara do-
kunmadan savaşmak. Ya-
sanın baştan başa doğru
tanımlarla yeniden yazıl-
ması zorunluluğu var.
Bizde ve dünyada bugün-
kü terörün yeni çeşitlerini
de kapsayacak biçimde
yazılması, ondan sonra
doğru dürüst propaganda
tanımının eklenmesi ge-
rekli. Bunun için yasa
metni ile durum arasında
bağlantılan doğru kura-
cak hukukçu gerekli.
Doğru sonuç için bilgiye
ihtiyacımız var. Doğru
bilgi ile donanılmamışsa,
iyi niyet kötü niyet kadar
kötü zarar verir.
* Aydınlanma insanla-
nn kendi kendileri için ya-
rattıklan tuzaklardan kur-
tulmalandır. Farklı düşün-
mek gerektiği ya da tam
tersi benim adıma düşünenler var tuzak-
lanna düşmeden, hem kendi adına düşün-
mek hem de düşünürken etik boyutu he-
saba katmak gerekiyor. Bugün yaşanan en
büyük sorunlardan biri etik değerlerin yok
sayılmak istenmesi. lnsanlararası ilişki-
leri yaralayan, öylesine olumsuz, haksız
örneklere tanık oluyoruz ki. Televizyon
başta öyle farklı, insandan yana kullanı-
labilecekken tam tersine kullanılıyor. İn-
sana aykın reklamlar, suça yönelten prog-
ramlar, hiçbir etik kaygı duyulmadan ger-
çekleştiriliyor.
• 1995 yılının Hoşgörü Yılı ilan edilme-
si, hoşgörünün on yılının gündemde olma-
sı nedeni ile hoşgörü kavramının da felse-
fi belirlenmesinde yarar var. Toleranslı ki-
şinin tolere ettiği şey, farklı düşünceler,
kanaatler, inançlar, davranış tarzlan, pra-
tikler, tutumlar değildir. Tolere ettiği bu
düşüncelere sahip olan veya öyle davra-
nan kişilerin, kendisi gibi birer insan olan
kişilerin varlığıdır.
Bunun için verebileceği halde, hakJan-
na ve en başta temel haklanna zarar ver-
mez. Ama o kadar. Bir kişi tutumu olarak
tolerans, kişinin onaylamadığı, ya da kar-
şı olduğu düşüncelere ve davranışlara kar-
şı çıkmaması gerektiği sonucuna, hele he-
le sık sık ileri sürüldüğü gibi hatta bundan
hareket edilerek hoşgörü tanımlannın ya-
pıldığı başkalannın fikirlerine saygı gös-
termek gerektiği sonucuna hiç mi hiç gö-
türmüyor.
Temyiz için başvuruldu
evre konusunun kazandığı ye-
ni boyutlar dikkatinizden kaç-
3 mıyordur. Çevre ile ilgilen-
mek uygarlığın yeni bir göstergesi
sayıldığından 'çevrecilik' de önem
kazandı. Küçük yaşlardan başlaya-
rak çocuklanmızı 'çevreci' olarak
yeriştirmek de eğitimin yeni hedef-
leri arasında yerini aldı. Ancak bu
'çevre' akımının bize dışandan gel-
diğini sananlar müthiş yanılıyorlar.
Biz oldum bittim zaten çevreciyiz-
dir. Ama kendimizi dışanya iyi ta-
nıtamadığımız için bu çevrect yanı-
mız pek bilinmiyor. Biz de, aslında
bildiğimiz, ama üzennde durmadığı-
mız bu yanımıza 'mesela dedik'...
Büyük kent çevrectsi olmak:
MESELA DEDİK EROALATABEK
Biz Zaten Çevreciyiz...
Şile'deçöp
tartışması sürüyor
İstanbul Haber Servisi -
İstanbul Büyüşchir Bele-
diye Başkanvekili Ali İbiş,
Şile Karâkıraz Köyü yakın-
lannda bulunan çöp depo-
lama alanının, köylülerin
öne sürdüğü gibi çevreyi
kirletmediğini savunarak
"Bugüne kadar oraya 300
milvar lira masraf ettik.
Dört gündür. başta Şile
Belediyesi'nin ve birtakım
kesimlerin kışkırttığı köy-
lüler, girişi kapattılar.
TIR'larımız bekliyor. Bu-
ranın hiçbir şekilde çevre-
ye zarar vermediği sap-
tandı. Zaten orada 13S ki-
şi yaşıyor. Başka çöp döke-
cek yerimiz yok" dedi.
İstanbul 2 No'lu ldare
Mahkemesi'nin Şile çöp
döküm alanı için verdiği
"Yürütmeyi durdurma"
karannı Danıştay'a temyiz
için başvurduklannı belir-
ten İbiş, "Orman Bakanlı-
ğı, ortada mahkeme kara-
rı olduğu için tahsisini
kaldırdı ve bize lOgfin sü-
re tanıdı. Bizim yorumu-
muz, dava Danıştay'da so-
nuçlanana kadar buraya
çöp dökebileceğimiz yö-
nünde, ama biz buraya bu
kadar para yatırdık. Eğer
aleyhimize karar çıkarsa
biz de zaranmızı tazmin
için köylüler ve Şile Bele-
diyesi hakkında dava aça-
nz" diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Süley-
man Demirel ile telefonla
görüşüp yardım istedikleri-
ni açıklayan Ali İbiş, "Bu
tesisin çevreyi kirletmedi-
ğini sayın Orman Bakanı-
mız da gördü, ama ortada
mahkeme karan olduğu
için bir şey yapamıyor. Va-
lilikten yardım istedik. Bi-
ze 'eylemcilerin oradan
uzaklaştınlacağım' söyle-
diler, ama şu ana kadar
köylüler, girişi kesmiş du-
rumdalar. Bir hukuk dev-
letinde 60 kişilik bir toplu-
luğun yasadışı eylemine
izin verilmesi düşünüle-
mez" dedi.
Cökçek. yargıyı dinlemedi
RP'li belediye
cami arsalannı sattı
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - RP'li Ankara Bü-
yükşehir Belediye Başkanı
Melih Gökçek. 3. ldare
Mahkemesi'nin yürütmeyi
durdurma karanna karşın,
Batıkent'teki 5 cami arsası-
nı RP yanlısı olduğu savla-
nan vakıf ve derneklere 2
milyar 730 milyon liraya
sattı. Gökçek, cami arsalan-
na külliye yapımına da izin
verdi.
Muradiye Vakfı, Yenima-
halle Özgür Mahallesi'nde
4 bin 980 metrekarelik arsa-
yı cami ve külliye yapmak
amacıyla 10 taksitte 971
milyon liraya satın alırken
Yenimahalle Kardelen Ma-
hallesi'nde bulunan 2 bin
355 metrekarelik cami arsa-
sı da Uğurlu Cami Yaptırma
Derneği'nce 439 milyon
250 bin liraya satın alındı.
Yenimahalle llkyerleşim
Mahallesi'nde bulunan 2
bin 608 metrekarelik arsa,
Mimar Sinan Cami Yaptır-
ma Derneği'ne 402 milyon
liraya, Yenibatı Mahalle-
si'ndeki 2 bin 355 metreka-
relik arsa da Yeni Batı Ma-
hallesi Cami Yaptırma Der-
neği'ne 589 milyon liraya
10 yıl vadeyle satıldı.
Ankara Büyükşehir Bele-
diyesi lhale Komisyonu
Başkanı Nihat Şahin, yü-
rütmeyi durdurma karannın
kendilerine tebliğ edilmedi-
ğini ileri sürerek şunlan
söyledi:
"Biz ihalemizi yaparız.
Hukuki sonuçları karşı-
sında da tahsisi, devrini
yapar veya yapmayız."
Batıkentli yurttaşlar, Ye-
nimahalle Kardelen Mahal-
lesi'nde 2, llkyerleşim Ma-
hallesi'nde bir olmak üzere
3 cami yeri olarak aynlan
arsalann ihale yoluyla satış
işlemine karşı. yürütmeyi
durdurma istemini de içeren
iptal davası açtılar.
evrenize çok dikkatle bakma-
gerekiyor. Gözünüzünızcj ^ adımlannızdan ayırarruyorsu-
nuz. Pet şişe falan aradığınız yok;
kazılmış çukurlara, üstü yumuşak
toprakla örtülmüş tuzaklara dikkat
ediyorsunuz. Doğalgaz kazılan,
elektrik. su tesisatı onanmı gibi bin-
bir neden olabilir.
Yürüdüğünüz yol her an size bir
oyun oynayabilir. Ayağınızı burkabi-
lirsiniz, belinizi sakatlayabilirsiniz.
lşte, iyi bir çevreci olmak burada işi-
nize yanyor. Kendinizi sakatlanmak-
tan koruyabiliyorsunuz. Park etmiş
arabalann yanm gövdelik aralann-
dan süzülürken geçen arabalara ta-
kılmamak da özel bir 'çevre dikka-
ti' gerektiriyor. Yağmurlu havalarda
üzerinize sıvanacak zifoslara karşı
uyanık olmak da, çevik bir çevreci
olmanıza fırsat tanıyor.
Çevreye saçılmış öte beriye basıp
kaymamak ya da ayakkabınızın altı-
na yapışkan bir şeyin bulaşmasmı
engellemek de başanlı bir çevreci ol-
manıza bağlı.
lşte görüyorsunuz. biz zaten çevre-
ciyiz.
Kadm tipı çevrecffik bir yaşant
biçtnüdir
TT^ız çocukluğundan çıkar çık-
§C maz 'çevre'ye aşın dikkatli
A. \ - olmak, Türk kadını olmanın
kesin bir zorunluluğudur. Böylece
bizim kadınlanmız 'zorunlu çevre-
ci' olurlar. Sokakta, dolmuşta, oto-
büste, vapurda çevreye dikkat etmek,
kadının hızlı bir çevre refleksine sa-
hip olmasmı sağlar. Yürürken, otu-
rurken. dururken, bakarken, soluk
alırken iç duyulannız çevreyi kolla-
malıdır. Her türlü ses, hatta fısıltı
(özellikle fısıltı) tehlike işaretidir.
Yaklaşmakta olan eller. kollar, par-
maklar yakın tehlike alarmı vereçek-
tir. Eğerbirkaç 'meraklı' tarafııidan
grup sarmasına uğrama riski varsa
buna karşı da markaj uygulaması
için hazırlıklı olunması gerekir. Böy-
lece kadınlanmız çevik birer 'çev re-
ci' olurlar. Seslere karşı 'duymaz-
dan gelme', olmazsa 'anlamazdan
gelme' yöntemleri sıkça uygulanır.
Bunlar başanlı olmazsa karşı saldı-
nya geçmenin de yararlı olduğu gö-
rülmüştür. Sıcak temaslara karşı
'mor iğne'li savunma teknikleri ge-
liştirilmiştir. Kimi zaman 'mor to-
puk' ya da 'mor çanta' operasyonu
kadın klasikleri arasındadır. El dı-
şıyla sıyırtma, kalça ölçüsü alma.
doku gerginliğini yoklama türünden
meraklara karşı markaj denemeleri.
çalım atma girişimleri; olmazsa,
deplasmana gitme uygulamalan ço-
ğunlukla sonuç verir. Önemli olan,
çevreyi dikkatle kollamak ve olası
tehlikeleri zamanında sezerek önle-
minı almaktır. 'Mor sustalT ve
'mor boya tabancası' da dcnemeler
arasındadır. Böylece bizim kadınla-
nmız da 'Greenpeace' örgütünde
değilse bile 'Morpeace' örgütünde
kurucu yerlerini almaya hak kazan-
mışlardır.
Komşu tqıi çevrecük
s~*1 evrebilimcilerin pek bilmedi-
{ ği bu çevreci grubu ülkemiz-
3 ^ de pek yaygındu". Teknık ola-
rak 'pencereye yerleşmek ve çev-
reyi gözetlemek' yöntemi kullanılır.
Böylece çevrede ofuranlann ne yap-
tıklan 24 saate yakın olarak gözlem-
lenebılir. Jale hanımın saçlannı han-
gi renge boyattığı. Ayten hanımın
alışverişini Migros'tan mı yoksaGi-
ma'dan mı yaptığı, neler almış ola-
bileceği, komşunun kızının saatkaç-
ta eve geldiği, yandaki komşuya
kimlerin konuk olarak geldiği dik-
katle gözlemlenebilir. Burada önem-
li olan, gözlcm raporunu eksiksiz
olarak hazırlamak ve grubun öteki
üyeleriyle sürekli iletişim kurarak
eksiksiz bir günlük rapor hazırla-
maktır. Şeytanın gözünden bile ka-
çan olaylar 'çevreci' komşunun gö-
zünden kaçmaz. Unuttuğunuz olay-
lan rahatlıkla onlara sorabilirsiniz,
sizin bile unuttuğunuz şeylerin nasıl
rapora geçtiğini hayretle göreceksi-
niz. Bu hizmeti hiç bir karşılık bek-
lemeden yaptıklan için de 'gönüllü
çevreci komşu' ödülüne hak kazan-
mış olurlar.
Piaj çevreciiği
enellıkle erkeklerimizin üst-
lendiği bir çevrecilik mode-
lidir. Mayosunu giyip kum-G
lara uzanmış bir kadının çevresi er-
kekler tarafından çember biçiminde
çevrilir ve kadın yattığı sürece göz-
lemlenir.
Bu gözlemin kötü bir amacı yoktur,
kadının üstüne sivrisinekler konup
da zarar vermesin diye bakılmakta-
dır. Ama bu iyi niyet bilinmediği için
kalbi kötü kişiler bu çevreci eyleme
kötü niyetler yüklerler.
Oysa bu gönüllü erkek çevreciler ül-
ke turizmine zarar gelmesin diye bu
zahmetlere katlanmaktadırlar. Bir
turist bayan kumlann üstünde yan-
dan fazlası çıplak yatarken sivrisi-
nek gelir de bu bayanın nazik yerle-
rini sokarsa ne olur diye zavallı çev-
re gönüllüsü erkekler saatler boyu
beklemektedir.
Kadın hiç bir şey anlamayıp bir te-
şekkür bile etmeden çekip gidince
bu çevre gönüllüleri de içleri rahat
olarak oradan kalkıp bir başka baya-
nın çevresinde çember kurarlar. Çok
zahmetli bir iş olduğu halde gönül-
lüleri öylesine bir özveri gösterirler
ki insanın yüreği dayanamaz.
Gördünüz ki biz zaten çevreciyiz, a-
ma bir türlü kendimizi yabancılara
tanıtamıyoruz.
Yöneticilerimiz uyuyor mu?..