29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyel tmtiyaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yayın Yönetmeni Orhan Erinç • Dış Haberler Ergun Balcı • Istıhbaraf Y»lçın YayınKuıulu:UhanSelçuk(Başkanl, Ankara Temsilcısi. MusUfa Balbıv • Haber Mûdürü MüesseseMüdürûErolErinıt^Ko- MEDYA C: • Yönetim MEDYA G: • Genel Yayın Koordınatörü: Hikmet Çakır • Ekonomı Büleat Kızanlık • Kiıltür Orhan Erinç, Ofctay Kurtböke, Doğan Akııı AtatürkBuNan No 125, Kat 4, Bakanlıklar- ordinatön Ahmet Korulsan • Kurulu Başkam-Genel Yöoetım Kurulu ÇetJnkava • Yazıışlerı Müdürlerr HandanŞenköken •Spor: Abdülkadir Yücflman Özgen Acar, Hikmet Çctiakava, AnkaraTel.4195020(7hat). Faks: 4195027 •tzmırTem- Muhasebe Bülcnt Yeoer •Jdare- Müdür Giibio Erduran Başkanı - Genel İbrahim Yıldız (Sorumlu), DinçTavanç • Makaleler SamiKaraören • Çe\m Seyfettin Şûkran Soder, Ergun Balcı, Dinç silcısrSerdar Krak,H ZıyaBlv 1352 S.2'3Tel:4411220. Hüstyin Gürer • lşletme. Önder • ICoordınatör Reh» Mudür ÎMfin Ak- • Haber Merkezi Müdürü: Hakan Kara Tıırhan • Düzeltme Abdullah YILUCI» Bılgı-Bel- Ta>an<, İbrahim YıMız. Orhan Faks-4419117» AdanaTemsücisi Çetin YiğeBoğlu, Inönû ÇeHk#Bilgı-Işlem Naüİnal»Bıl- Iptman • Genel Mûdûr men • Murahhas • Görsel Yonetmen Fikret Es*r ge Edibt Bnğra • Fotoğraf Erdogan Köseoğlu Banah, Mustafa Balbay. Cd. 119 S.Nol Kat.l, Tel: 3522550. Faks. 3522570 gisayar Sısterrv MürüvH ÇOer YarduiKisı Mine Akdaj uye. Borı Geneırç Yayımlayın ve Basan: Yenı Gûn Haber Ajansı. Basm ve Yayıncılık A Ş Türkocagı Cad 39 41 Cagaloglu 34334 IsL PK:246 Istanbul Tel: ((V212I512 05 05 (20 hatl Faks. (0/2121 513 85 95 26 AĞUSTOS 1995 lmsak: 4.45 Güneş:6.I7 Öğle: 13.13 Ikindi: 16.55 Akşam 19.55 Yatsı: 21.21 MEDYACTel 51407 53 - 513 95 80-513 8460-61, Faks 5118466 İstanlKirda yollar kapanıyon • tstanbul Haber Merkezi - Basm Protokol ve Halkla ltışkiler Şube Müdürlüğü'nden, 30 Ağustos Zafer Bayramı nedeniyle 27 ve 30 Ağustos 1995tanhleri arasında yapılacak genel prova ve bayram gûnü içerisinde yer alan Vatan Caddesi'nde yapılacak merasim nedeniyle bazı yollann taşıt trafiğine geçici olarak kapalı tutulacağı bildirildi. Törene katılacak birlikJerin gidiş ve dönüşleri sırasmda, taşıt trafîğine saat 08.00-10.00 arası devamlı kapalı yol ve kavşaklar şöyle: E-5 Vatan katılımı, Anıt Mezar çıkışı, Aksaray Orduevi, Vatan Caddesi E-5 katılımı Lunapark kavşağı arası, Topkapı Ulubatlı girişi. Saat 11.30-13.00 arası taşıt trafiğine geçici olarak kapatılacak yollar ise şöyle: Vatan Caddesi- Aksaray Meydanı-Millet Caddesi-Topkapı istikameti, Topkapı- Edirnekapı arası, Edirnekapı-Sağmalcılar Köprülü kavşağı arası TEM istikameti. Bektrik kesmtisi • ISTANBUL (AA)- Trafo merkezlerinde yapılacak bakım ve onanm çalışmalan nedeniyle Bayrampaşa'nın bazı kesimlerine 27 ağustos-2 eylül tarihleri arasında elektrik verilemeyecek. Boğaziçi Elektrik Dağıtım AŞ Genel Müdürlüğü'nden yapılan yazılı açıklamaya göre. 27 ağustos-2 eylül tarihleri arasında, 07.00- 18.00 saatlerinde elektrik kesintisi uygulanacak semtler şöyle: Topkapı Davutpaşa Caddesi Yılanlı Ayazma ve civan (27 ağustos), Davutpaşa Caddesi Serçe ve Kale Sokak. Atlı Zincir ve civan (28 ağustos), Topkapı Davutpaşa Caddesi, Topkapı Meydanı (29_ ağustos), Davutpaşa Özer Metal, Elidor Kozmetik ve civan (30 ağustos), Davutpaşa Tercüman Gürüz Sokak ve civan (31 ağustos). Gümüşsuyu Caddesi, Istanbul Cam, Fazılpaşa Caddesi ve civan (1 eylül). Bayrampasa Maltepe Fatih Şehitleri Sokak, Güneş Caddesi ve civan (2 eylül). YSK seçim erteledi • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Yüksek Seçım Kurulu (YSK), 5 Kasım 1995 tarihinde yapılması gereken mahalli idareler ara seçimini, anayasa değişikliği nedeniyle, milletvekili genel seçimleriyle birlikte yapılmak üzere 13 Ekim 1996 tarihine erteledi. YSK'nin dün Resmi Gazete'de yayımlanan karan uyannca, 1995 Haziranı'nın ilk pazar günü yapılması gereken köy ve mahalle muhtarlığı, ihtiyar heyeri-ihtiyar meclisi ara seçimleri ve herhangi bir nedenle boşalma sonucu 13 Ekim 1996'ya dek yapılması gereken mahalli idareleT ara seçimlerini de yeni bir yasal düzenleme yapılıncaya kadar erteledi. Felsefeyi, yaşadığımız sorımları çözümlemede kullanan bir bilim insanı: îoanna Kuçuradi: Her şey insan haklarıyla başlar Kuçuradi, bilim ve felsefe dünyasında, ulusal ve uluslararası ürünlerinin çokluğu, niteliği, günlük yaşamda dünya ve ülke dûzeyinde yaşanan önemli sorunlara yanıt verici içeriği ile bilim insanlanmız içinde çok özel yeri olan bir kişi. Kuçuradi, bilim adma, doğhı olarak sunulan pek çok düşünce ve kavramın yanlışlığını felsefe bilimi içinde ortaya koymuş, yaşadığımız büyük sorunlar ve insan haklan ihlallerinin nedenlerini açıklıyor. Çocukluğunda çok ilgi duyduğu insanlann çelişkilerini anlamak için felsefeyi seçmiş, oradan insan haklanna ulaşmış îoanna Kuçuradi, halen Başbakanlık însan Haklan Yüksek Danışma Kurulu Başkanı. Ülkemizde çıkmaza girilen 8. madde de dahil, yaşanan pek çok insan hakkı sorununun, insan hakkı ve özgürlük kavramlannda yapılan tanımlama, yanlışlıklardan kaynaklandığını düşünüyor. ŞÜKRAN SONER İoanna Kuçuradi gibi topluma ulaş- mış, günlük yaşama dair her sorun üzerin- de, herkesin anlayabileceği dilde söyle- yecekJeri olan bir insanla söyleşi yapma- nın böylesine güç olacağını doğrusu dü- şünmemiştim. Kullandığı her cümlede, satır arasında. yaşama, insana dair, çok önemli, anlamlı saptamalar olunca ve de felsefi kavram- lara oturtulmuş bilimsel açıklamalarnite- liğini taşıyınca, izlenmesi, tam kavranma- sı, okura yansıtılması da gerçekten çok zor Üstelik söyleşilerin amacı özgün bir in- sanı tanıtmak. toanna Kuçuradi'yi bilim- sel çalışmalan, felsefe bilimine katkılan ile bir uzman felsefeci. belki bir dizi ki- tapla ancak tanıtabilir. Ulusal ve uluslara- rası alanda, güncel sorun- lanmıza, yaşadıklanmıza yanıt niteliğinde çok önemli saptamalannın, al- tını çizmeye bile olanak yok. Olsa olsa çok güncel kimi sorunlara ilişkin ön- yargılanmız üzerinde bizi düşündürecek kimi alıntı- lar yapabiliriz.. Yine de söyleşi gelene- ğimize uygun olarak Ku- çuradi 'nin kimliği hak- kında biraz fikir verebile- cek bazı özelliklerini say- madan geçmeyelim. 15 üzerinde ulusal ve ulusla- rarası, bir bölümü doğru- dan felsefe ile ilgili, diğer- leri Kuçuradi'nin sorum- lu bir aydın olarak içintk görev aîmak gereğini duv - duğu demeklerin, kurucu, yönetim kurulu üyeliği, başkan gibi etkin görevle- rinde bulunduğunun altını çizelim. Istanbul doğumlu Ku- çuradi özel azınlık okul- Ian nda nitelikli bir ilk ve ortaöğretim yapma şansı- nı elde etmiş, birden faz- la yabancı dil öğrenme or- tamını kazanmış. tlgi ala- nı, insanlar. Aynı insanla- nn farklı kişilik davranış- ki yıllarda yoğun çahşmalar nedeni ile bir daha şiir yazamamış. llerleyen yıllarda in- san haklanna ilişkin duyarlılığı arttıkça, gerek felsefe, gerekse sosyal çalışmalan tamamen bu alana yoğunlaşmış. Bilimsel başanlan veödülleri üzerinde konuşmak- tan hoşlanmıyor, yayınlannm ve üyesi ol- duğu sosyal kuruluşlann listcsinı vermek- le yetiniyor. 1980 yılından bu yana zorunlu ders ola- rak okuttuklan insan haklannın ülkemiz- de ve dünyada önemli sorun olarak ya- şanmasının pek çok boyutu üzerinde dur- mayı yeğliyor. İnsan haklan üzerinde bu- güne kadar doğru gibi sunulmuş pek çok değer ve kavramın, yanlış olması ile bağ- lantılı bugün çok ciddi bir insan haklan sorunu yaşandığına inanıyor. Kuçuradi. bugüne kadar bize sunulmuş doğrularla çelişen, ancak yaşadığımız en yı yeni bir ;ıkmaza, karmaşaya çekiyor. Farklı olana baskı yapmamak ayn şey, farklı olmaya zorlamak ayn şey. İnsanla- nn aynılığmı görmek beni çok cezbediyor. Farklılık bir değer değildir. Bir insana farklı olduğu için baskı yapamazsmız. A- ma çok cazip görünen farklılığı teşvik et- meyi gerek ülkemiz, gerekse dünyada, özellikle azgelişmiş ülkelerde, insanlık için çok tchlikeli, ciddi bir tuzak olarak görüyorum. * Her kültüre eşit saygı duyulması ge- rektiği düşüncesine karşıyım. Poligami, kan davası olan geri kültüriere. temel in- san haklan ile çatışan kültür ve gelenek- lere saygı duymamız gerekmiyor. Saygı kişilere, insanlara yönelmesi gereken bir şeydir. İnsan haklan ile çanşan kültüriere neden saygı duyulsun ki? Avustralyada ailesini terk eden erkeğin Kuçuradi, insan haklarıyla çatışan her olguyu reddedeceğini söylüvor. (Fotoğraf: TARIK TINAZAY) Ianna ya da farklı insanlann aynı olayı farklı yorumlamalanna kafayı takmış. tn- sanlan anlamaya çalışmak onu felsefe da- lında yükseköğrenim yapmaya sürükle- miş. Felsefe biliminin derinliklerine girme- ye çalışırken de kendini insan haklan ve sorunlan içinde bulmuş. Felsefeciler dünyasının genellikle top- luma kapalı kaldığı ya da kimi felsefeci- lerin doğrudan pratikle ilgilendiklerini dofruluyor. Aslında ikisinin bileşıminden bir sonuca ulaşılabileceğine inandığinı vurguluyor. Asistanlık yıllanndan 147'ler olayını, Erzurum'da görevlendirilişini ve özellik- le de hocası Takiyyettin Mengüşoğlu'nu derin izlerbırakmış olarak anımsıyor. Ho- casından felsefi bilginin gerçekliğe baka- rak nasıl üretileceğini öğrenmiş. Erzu- rum'da ise insanlara, ülkemiz gerçekleri- ne ilişkin çok şeyler öğrendiğini söylü- yor. İnsanlann nasıl kendi kişisel bilme, tasarlama, düşünme olanaklannın dışın- daki gerçekleri görmemekle kalmadıkla- nnı, gerçeklerin olanaksızhğına inandık- lanna tanık oluyor. Sonrası Hacettepeyıllan. Felsefe bölü- münün açılması ile başlayan, bugüne ka- dar uzanan çokyönlü, bilimsel çalışma ile ders verme, kitap, makale yazma, ulusal ve uluslararası sosyal çalışma ile nefes al- madan geçmiş uzun yıllar. Aslında ilk kitabı Rumca şiirler. Sonra- güncel sorunlann nedenleri üzerinde açık- lama getiren aykın düşünceleri ile dünya dûzeyinde ilgi çekmiş bir isim. Dün\a Felsefeciler Federasyonu'nun ilk kadın yönetim kurulu üyesi, bugün genel sekre- teri olarak uluslararası platformda felsefi yaklaşımlan ile ezilenlerin sorunlanna ya- nıt arayan, yanlışlan sergileyen bir düşü- nür. Sözü daha fazla uzatmadan, güncel ya- şamımız ve sorunlanmıza yanıt olabilecek kimi düşüncelerinden bazı alıntılan ver- meyi yeğleyelim.. • Kendini arpa tanesi sanan delinin öy- küsü bilinir. lyileşmiş, hastaneden tabur- cu edilir. Bahçede gördüğü tavuktan ka- çar. Doktoru neden kaçtığını sordugunda "Ben arpa tanesi olmadığımı biliyo- rum, ama tavuk biliyor mu" yanıtını ve- rir. Bu temele dayanan inandıklanmız var. Tamamen uydurma olabilir. llkeleri veri değil de inanç halinde alırsak, inançlarde- ğiştiğinde tamamen başka bir sonuca va- nlır. Dünyamızda yapılmayan ya da çok az yapılan şey ilke ve manalann değerlen- dirilmesidir. Benim, sizin dünya gönlşümüz ne ise kimlik odur. Eskiye dönüş, yeni kimlik arayışı, yapay bir kimlik krizi yarattı. Be- nim olmayan bir kimlik, empoze kimlik kriz yaratır. * Kültürel kimlik, farklı olma bir olgu- dur. Olgudan bir ideal oluşturmak yanlış- tır. Farklı olma kaygısı. bu eğilim dünya- öldürülmesi geleneği varmış. Simdı kül- türel kimlik adına bu geri kültürü, gelene- ği mi savunacağız? tnsan haklanndan yo- la çıkılıp, insan haklannın yok edildiği bir noktayaulaşılıyor. Belki iyi niyetle geliş- tirilen. beslenen her tür ayınmcılık insan- lığa büyük acılar, kayıplar getiriyor. * Hangi ölçüler içinde kültürel kimliği, farklılığı savunacağız? Farklı kültürün, kimliğin, inancın, ideolojinin, dini kural- lann evrensel niteliklerine, ilkelerine, de- neysel nitelikli ilkelerle çatışmasına baka- cağız. Çağlar öncesinin koşullannda, toplum- sal ilişkilerinde ortaya çıkmış, bugünün yaşamında insan haldan ile çatışan ne var- sa reddedeceğiz. Geleneklergüzel şeylerdir. Canlı olduk- lan ve insan haklan ille ters düşmedikçe. Annemin içine patates kattığı patlıcan sa- latasında ısrarcı olmamın, onu sevmemin hiçbir sakıncası yok elbet. * Gelişmekte olan ülkeler için serbest pazann teşvik edilmesi tuzağına gelince. Gelişmiş ülkeler ekonomilerinde başanlı sonuçlar verebilir. Fakir ülkelerde sosyal adaleti sağlamaktan çok adaletsizliği pe- kiştirmesinden kaygı duyanm. Keşke ben yanılayım. Her iki tuzak için de geçerli, savunul- ması cazip geliyor. Neden? Özgürlüklerin savunulduğu düşünülüyor. İnsan haklan kavramında, tanımında önemli bir yanlış yapılıyor. tnsan haklan, temel haklar ile smırlı olması gereken bir kavramdır. Fark- lı düşünen, farklı olan bir insanın bu hak- lanna dokunamazsınız. Ama insan hakla- nna aykın düşüncenin propagandası ayn şeydir. Aynı şekilde ekonomik faaliyetle- rin dokunulamayacağı da doğru değildir. İlk bakışta çok cazip gelen ekonomik fa- aliyetlerin serbestliğinin sonuçlanna, in- sanlara ne getirdiğine bakmak lazımdır. Ulusal ve uluslararası ilişkilerin serbest- liğinden fakir ülkeler ve yoksul insanlar zarar görüyorsa, ortada bir sorun vardır. O zaman çok başka türlü düşünceler üret- mek gerekiyor demektir. Sosyal haklar da ekonomik haklar da insan haklan sayılıyor ve bana göre yan- lış yapılıyor Türkiyedeki bir profesör ile Amerikadaki bir profesörün aynı ücreti almasını savunabilir, ama gerçekleştire- mezsiniz. Farklı koşullar, farklı sosyal, si- yasal, ekonomik haklan getirir. Temel insan hak- lannda, yaşama hakkında olduğu gibi aynı ölçüleri kullanamazsınız.. * Bizde tartışmalan kangren olmuş bir 8. mad- de sorunu var. Bana göre anlamsız. sonuç alınama- yacak yanlış bir tartışma yapılıyor. Amacımız te- rörle, temel haklara do- kunmadan savaşmak. Ya- sanın baştan başa doğru tanımlarla yeniden yazıl- ması zorunluluğu var. Bizde ve dünyada bugün- kü terörün yeni çeşitlerini de kapsayacak biçimde yazılması, ondan sonra doğru dürüst propaganda tanımının eklenmesi ge- rekli. Bunun için yasa metni ile durum arasında bağlantılan doğru kura- cak hukukçu gerekli. Doğru sonuç için bilgiye ihtiyacımız var. Doğru bilgi ile donanılmamışsa, iyi niyet kötü niyet kadar kötü zarar verir. * Aydınlanma insanla- nn kendi kendileri için ya- rattıklan tuzaklardan kur- tulmalandır. Farklı düşün- mek gerektiği ya da tam tersi benim adıma düşünenler var tuzak- lanna düşmeden, hem kendi adına düşün- mek hem de düşünürken etik boyutu he- saba katmak gerekiyor. Bugün yaşanan en büyük sorunlardan biri etik değerlerin yok sayılmak istenmesi. lnsanlararası ilişki- leri yaralayan, öylesine olumsuz, haksız örneklere tanık oluyoruz ki. Televizyon başta öyle farklı, insandan yana kullanı- labilecekken tam tersine kullanılıyor. İn- sana aykın reklamlar, suça yönelten prog- ramlar, hiçbir etik kaygı duyulmadan ger- çekleştiriliyor. • 1995 yılının Hoşgörü Yılı ilan edilme- si, hoşgörünün on yılının gündemde olma- sı nedeni ile hoşgörü kavramının da felse- fi belirlenmesinde yarar var. Toleranslı ki- şinin tolere ettiği şey, farklı düşünceler, kanaatler, inançlar, davranış tarzlan, pra- tikler, tutumlar değildir. Tolere ettiği bu düşüncelere sahip olan veya öyle davra- nan kişilerin, kendisi gibi birer insan olan kişilerin varlığıdır. Bunun için verebileceği halde, hakJan- na ve en başta temel haklanna zarar ver- mez. Ama o kadar. Bir kişi tutumu olarak tolerans, kişinin onaylamadığı, ya da kar- şı olduğu düşüncelere ve davranışlara kar- şı çıkmaması gerektiği sonucuna, hele he- le sık sık ileri sürüldüğü gibi hatta bundan hareket edilerek hoşgörü tanımlannın ya- pıldığı başkalannın fikirlerine saygı gös- termek gerektiği sonucuna hiç mi hiç gö- türmüyor. Temyiz için başvuruldu evre konusunun kazandığı ye- ni boyutlar dikkatinizden kaç- 3 mıyordur. Çevre ile ilgilen- mek uygarlığın yeni bir göstergesi sayıldığından 'çevrecilik' de önem kazandı. Küçük yaşlardan başlaya- rak çocuklanmızı 'çevreci' olarak yeriştirmek de eğitimin yeni hedef- leri arasında yerini aldı. Ancak bu 'çevre' akımının bize dışandan gel- diğini sananlar müthiş yanılıyorlar. Biz oldum bittim zaten çevreciyiz- dir. Ama kendimizi dışanya iyi ta- nıtamadığımız için bu çevrect yanı- mız pek bilinmiyor. Biz de, aslında bildiğimiz, ama üzennde durmadığı- mız bu yanımıza 'mesela dedik'... Büyük kent çevrectsi olmak: MESELA DEDİK EROALATABEK Biz Zaten Çevreciyiz... Şile'deçöp tartışması sürüyor İstanbul Haber Servisi - İstanbul Büyüşchir Bele- diye Başkanvekili Ali İbiş, Şile Karâkıraz Köyü yakın- lannda bulunan çöp depo- lama alanının, köylülerin öne sürdüğü gibi çevreyi kirletmediğini savunarak "Bugüne kadar oraya 300 milvar lira masraf ettik. Dört gündür. başta Şile Belediyesi'nin ve birtakım kesimlerin kışkırttığı köy- lüler, girişi kapattılar. TIR'larımız bekliyor. Bu- ranın hiçbir şekilde çevre- ye zarar vermediği sap- tandı. Zaten orada 13S ki- şi yaşıyor. Başka çöp döke- cek yerimiz yok" dedi. İstanbul 2 No'lu ldare Mahkemesi'nin Şile çöp döküm alanı için verdiği "Yürütmeyi durdurma" karannı Danıştay'a temyiz için başvurduklannı belir- ten İbiş, "Orman Bakanlı- ğı, ortada mahkeme kara- rı olduğu için tahsisini kaldırdı ve bize lOgfin sü- re tanıdı. Bizim yorumu- muz, dava Danıştay'da so- nuçlanana kadar buraya çöp dökebileceğimiz yö- nünde, ama biz buraya bu kadar para yatırdık. Eğer aleyhimize karar çıkarsa biz de zaranmızı tazmin için köylüler ve Şile Bele- diyesi hakkında dava aça- nz" diye konuştu. Cumhurbaşkanı Süley- man Demirel ile telefonla görüşüp yardım istedikleri- ni açıklayan Ali İbiş, "Bu tesisin çevreyi kirletmedi- ğini sayın Orman Bakanı- mız da gördü, ama ortada mahkeme karan olduğu için bir şey yapamıyor. Va- lilikten yardım istedik. Bi- ze 'eylemcilerin oradan uzaklaştınlacağım' söyle- diler, ama şu ana kadar köylüler, girişi kesmiş du- rumdalar. Bir hukuk dev- letinde 60 kişilik bir toplu- luğun yasadışı eylemine izin verilmesi düşünüle- mez" dedi. Cökçek. yargıyı dinlemedi RP'li belediye cami arsalannı sattı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - RP'li Ankara Bü- yükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek. 3. ldare Mahkemesi'nin yürütmeyi durdurma karanna karşın, Batıkent'teki 5 cami arsası- nı RP yanlısı olduğu savla- nan vakıf ve derneklere 2 milyar 730 milyon liraya sattı. Gökçek, cami arsalan- na külliye yapımına da izin verdi. Muradiye Vakfı, Yenima- halle Özgür Mahallesi'nde 4 bin 980 metrekarelik arsa- yı cami ve külliye yapmak amacıyla 10 taksitte 971 milyon liraya satın alırken Yenimahalle Kardelen Ma- hallesi'nde bulunan 2 bin 355 metrekarelik cami arsa- sı da Uğurlu Cami Yaptırma Derneği'nce 439 milyon 250 bin liraya satın alındı. Yenimahalle llkyerleşim Mahallesi'nde bulunan 2 bin 608 metrekarelik arsa, Mimar Sinan Cami Yaptır- ma Derneği'ne 402 milyon liraya, Yenibatı Mahalle- si'ndeki 2 bin 355 metreka- relik arsa da Yeni Batı Ma- hallesi Cami Yaptırma Der- neği'ne 589 milyon liraya 10 yıl vadeyle satıldı. Ankara Büyükşehir Bele- diyesi lhale Komisyonu Başkanı Nihat Şahin, yü- rütmeyi durdurma karannın kendilerine tebliğ edilmedi- ğini ileri sürerek şunlan söyledi: "Biz ihalemizi yaparız. Hukuki sonuçları karşı- sında da tahsisi, devrini yapar veya yapmayız." Batıkentli yurttaşlar, Ye- nimahalle Kardelen Mahal- lesi'nde 2, llkyerleşim Ma- hallesi'nde bir olmak üzere 3 cami yeri olarak aynlan arsalann ihale yoluyla satış işlemine karşı. yürütmeyi durdurma istemini de içeren iptal davası açtılar. evrenize çok dikkatle bakma- gerekiyor. Gözünüzünızcj ^ adımlannızdan ayırarruyorsu- nuz. Pet şişe falan aradığınız yok; kazılmış çukurlara, üstü yumuşak toprakla örtülmüş tuzaklara dikkat ediyorsunuz. Doğalgaz kazılan, elektrik. su tesisatı onanmı gibi bin- bir neden olabilir. Yürüdüğünüz yol her an size bir oyun oynayabilir. Ayağınızı burkabi- lirsiniz, belinizi sakatlayabilirsiniz. lşte, iyi bir çevreci olmak burada işi- nize yanyor. Kendinizi sakatlanmak- tan koruyabiliyorsunuz. Park etmiş arabalann yanm gövdelik aralann- dan süzülürken geçen arabalara ta- kılmamak da özel bir 'çevre dikka- ti' gerektiriyor. Yağmurlu havalarda üzerinize sıvanacak zifoslara karşı uyanık olmak da, çevik bir çevreci olmanıza fırsat tanıyor. Çevreye saçılmış öte beriye basıp kaymamak ya da ayakkabınızın altı- na yapışkan bir şeyin bulaşmasmı engellemek de başanlı bir çevreci ol- manıza bağlı. lşte görüyorsunuz. biz zaten çevre- ciyiz. Kadm tipı çevrecffik bir yaşant biçtnüdir TT^ız çocukluğundan çıkar çık- §C maz 'çevre'ye aşın dikkatli A. \ - olmak, Türk kadını olmanın kesin bir zorunluluğudur. Böylece bizim kadınlanmız 'zorunlu çevre- ci' olurlar. Sokakta, dolmuşta, oto- büste, vapurda çevreye dikkat etmek, kadının hızlı bir çevre refleksine sa- hip olmasmı sağlar. Yürürken, otu- rurken. dururken, bakarken, soluk alırken iç duyulannız çevreyi kolla- malıdır. Her türlü ses, hatta fısıltı (özellikle fısıltı) tehlike işaretidir. Yaklaşmakta olan eller. kollar, par- maklar yakın tehlike alarmı vereçek- tir. Eğerbirkaç 'meraklı' tarafııidan grup sarmasına uğrama riski varsa buna karşı da markaj uygulaması için hazırlıklı olunması gerekir. Böy- lece kadınlanmız çevik birer 'çev re- ci' olurlar. Seslere karşı 'duymaz- dan gelme', olmazsa 'anlamazdan gelme' yöntemleri sıkça uygulanır. Bunlar başanlı olmazsa karşı saldı- nya geçmenin de yararlı olduğu gö- rülmüştür. Sıcak temaslara karşı 'mor iğne'li savunma teknikleri ge- liştirilmiştir. Kimi zaman 'mor to- puk' ya da 'mor çanta' operasyonu kadın klasikleri arasındadır. El dı- şıyla sıyırtma, kalça ölçüsü alma. doku gerginliğini yoklama türünden meraklara karşı markaj denemeleri. çalım atma girişimleri; olmazsa, deplasmana gitme uygulamalan ço- ğunlukla sonuç verir. Önemli olan, çevreyi dikkatle kollamak ve olası tehlikeleri zamanında sezerek önle- minı almaktır. 'Mor sustalT ve 'mor boya tabancası' da dcnemeler arasındadır. Böylece bizim kadınla- nmız da 'Greenpeace' örgütünde değilse bile 'Morpeace' örgütünde kurucu yerlerini almaya hak kazan- mışlardır. Komşu tqıi çevrecük s~*1 evrebilimcilerin pek bilmedi- { ği bu çevreci grubu ülkemiz- 3 ^ de pek yaygındu". Teknık ola- rak 'pencereye yerleşmek ve çev- reyi gözetlemek' yöntemi kullanılır. Böylece çevrede ofuranlann ne yap- tıklan 24 saate yakın olarak gözlem- lenebılir. Jale hanımın saçlannı han- gi renge boyattığı. Ayten hanımın alışverişini Migros'tan mı yoksaGi- ma'dan mı yaptığı, neler almış ola- bileceği, komşunun kızının saatkaç- ta eve geldiği, yandaki komşuya kimlerin konuk olarak geldiği dik- katle gözlemlenebilir. Burada önem- li olan, gözlcm raporunu eksiksiz olarak hazırlamak ve grubun öteki üyeleriyle sürekli iletişim kurarak eksiksiz bir günlük rapor hazırla- maktır. Şeytanın gözünden bile ka- çan olaylar 'çevreci' komşunun gö- zünden kaçmaz. Unuttuğunuz olay- lan rahatlıkla onlara sorabilirsiniz, sizin bile unuttuğunuz şeylerin nasıl rapora geçtiğini hayretle göreceksi- niz. Bu hizmeti hiç bir karşılık bek- lemeden yaptıklan için de 'gönüllü çevreci komşu' ödülüne hak kazan- mış olurlar. Piaj çevreciiği enellıkle erkeklerimizin üst- lendiği bir çevrecilik mode- lidir. Mayosunu giyip kum-G lara uzanmış bir kadının çevresi er- kekler tarafından çember biçiminde çevrilir ve kadın yattığı sürece göz- lemlenir. Bu gözlemin kötü bir amacı yoktur, kadının üstüne sivrisinekler konup da zarar vermesin diye bakılmakta- dır. Ama bu iyi niyet bilinmediği için kalbi kötü kişiler bu çevreci eyleme kötü niyetler yüklerler. Oysa bu gönüllü erkek çevreciler ül- ke turizmine zarar gelmesin diye bu zahmetlere katlanmaktadırlar. Bir turist bayan kumlann üstünde yan- dan fazlası çıplak yatarken sivrisi- nek gelir de bu bayanın nazik yerle- rini sokarsa ne olur diye zavallı çev- re gönüllüsü erkekler saatler boyu beklemektedir. Kadın hiç bir şey anlamayıp bir te- şekkür bile etmeden çekip gidince bu çevre gönüllüleri de içleri rahat olarak oradan kalkıp bir başka baya- nın çevresinde çember kurarlar. Çok zahmetli bir iş olduğu halde gönül- lüleri öylesine bir özveri gösterirler ki insanın yüreği dayanamaz. Gördünüz ki biz zaten çevreciyiz, a- ma bir türlü kendimizi yabancılara tanıtamıyoruz. Yöneticilerimiz uyuyor mu?..
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle