25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
26 AĞUSTOS1995 CUMARTESİ • • • * CUMHURİYET SAYFA HABERLERIN DEVAMI 19 70 Türk için • Baştarafı 1. Sayfada tin hangi aşamada müdahil olabüeceğini de bilemiyo- nım. Bunu araştmyorıız. Önümüzdeki günlerde neler yapabileceğimizi göreceğJz." Suudi Arabistan'da baro sistemı olmadığını da anım- satan Kurttekın. hukukı yar- dımın ^danışmanhk" biçi- minde gerçekleştırileceğıni kaydetti. Suudi Arabistan'datutuk- lu bulunan Türk tutuklu sa- yısının da araştınlacağını söyleyen lCurttekin. bu ko- nuda İcesın bir rakam verme- nin zor olduğunu belirtti. 'tlişkilcr derin yara aldr Cumhuriyet'e bilgi veren Ankara'daki diplomatik kaynaklar, iki ülke arasında- ki ilişkilerin derin yara aldı- ğını ve Büyûkelçi Kurtte- kin'in "işininzorolduğunu"' söylediler. Kaynaklar, ba- sın-yayın organlannın ve hükümetin, olayı yanlış bir boyutta ele aldığını vurgu- layarak ıdam cezası alan Türk yurttaşlannın kurtan- labilmesi için konunun "sa- kin" bir şekilde değerlendi- rilmesi gerektiğini, girişim- lerin Riyad yönetimini ken- di kamuoyuna karşı zor du- rumda bırakmayacak bir ûs- lupla gerçekleştirilmesinin yarariı olacağını bildirdiler. Bir diplomatik kaynak. şun- lan söyledi: "Suudi Arabis- tan'ın hukuki uygulamalan bilinen bir vakadır. Ankara, bunu yeni keşfetmiş gibi kut- lanryor. Etimizde bazı vaka- lar var, veriler \ar. Bu iilke- de, maalesef, uyuşturucu ka- çakçılığının cezası ölüm. Ikincisi de yine maalesef, bir Türk vatandaşı bu ülkenin neresinde olursa olsun, bu suçu işlerse. bu cezaya çarp- ünlır. Bizim de amacımız, bu kadar sene olmayan infazta- nn. bundan sonra da ouna- masını sağlamak Ancak, ya- ratılan üıfial iki ülke arasın- da büyük yara açmışür. De- rin bir yara açmiştır ve işle- ri zorlaştırmışnr.'' Suudi Arabistan'da dün, iki Hindistanh ve bir Nijer- yalı, uyuşturucu kaçakçılığı suçundan ıdam edıldi. Suudi Haber Ajansı kaynakh ha- beregöre. Hindistanlı Musa Bin Abdül Kadir Benjari ile Ragfan Asari Santos. eroin kaçakçılığı suçundan Cid- de'de kafalan kesilerek i- dam edildiler. Rabi Bint Vfuhammed Bin Hamid ad- lı Nijeryalı bir kadın ise ül- keye kokain sokmak suçun- dan idam edildi. Nijeryalı kadının nasıl idam edildiği konusunda bilgi verilmedı. Son idamlarla birlikte, yıl- başından bu yana Suudi Arabistan'da idam edilenle- rin sayısı 147'ye çıktı. Batı basınında yorumlar Türk özel elçisi idaıııları dıırdtıramadı Haber Merkezi - Türkle- rin Suudi Arabistan'da kafa- lannın kılıçla kesilmesıne ilişkin haber ve yorumlar, yabancı basında da bir anda birinci sayfa haberleri ara- smdayeraldı. Suudi Arabis- tan'daki idam cezalannın ın- fazlanyla ilgili olarak ya- bancı basında yer alan ha- berler özetle şöyle. International HeraM Tri- bune:Türklenn ıdamını dur- durmak üzere Suudi Arabis- tan'a gönderilen Türk elçi. pazartesi günü başansızlıkla geri döndü ve Ankara'nın sa- dece idamla yargılanan Türklenn temyiz süreçlerinı takıp etmek zorunda olduğu- nu söyledi... Yalçıntaş. Kral Fahd'la görüşmeden geri döndü ve Türk medyasını olumsuz yazılar yazarak top- lantıyı tehlikeye atmakla suçladı. Laiklenn baskısı al- tında kalan Türkiye'dekı ts- lami çevreler. bu idamlann lslamiyetteki yerini sorgula- maya başladı. The Guardian: Profesör Yalçıntaş, Kral Fahd tarafın- dan kabul edılmedi. ama Cumhurbaşkanı Sülevman Demirel'ın af mektubunu Suudi yetkilılere iletti. Suudi makamlar, bu tür talepleri ve Türk basıninın yarattığı san- sasyonu kendi yasal sistem- lerine bir müdahale olarak görüyorlar. Le Monde: Bu konu nede- niyle Türkiye'de laiklik yan- lılan ile Islamcılar arasında- kı mücadele yeni bir boyut kazandı. Laiklik taraflan için puan toplama fırsatını yaka- layan basın. bu yıl Suudi Arabistan'da gerçekleşen in- fazlann (142 adet) kanlı ay- nntılannı okuyuculanna ak- tarmak için elinden geleni yaptı... Türkiye ile Suudi Arabistan arasındakı ilişkile- n ciddi şekilde bozma nskı taşıyan bu kriz nedeniyle ra- haitsız olan tslamcılar günler- ce sessizliklerini korudular. Refah Partisi liden Necroet- tin Erbakan. "1.5 mityariık Mûslüman dünyası adına" hükümlülen bağışlaması için Suudi yetkilılere çağnda bu- lundu. (Suudi Arabistan. ge- nellıkle Türkiye'de Islami hareketin malı destek kayna- ğı olarak anılıyor). OberosterreichischcNach- richten: Uyuşturucu kaçak- çılannın Suudi Arabistan'da idam edilmelen. Türkiye'de- ki köktendincilere zarar veri- yor. Suudi Başmüftüsü Şeyh Abdülaziz, Suudi Arabistan Krallığı'nda dört Türk uyuş- turucu kaçakçısının halk önünde kafalannın kesilme- sini. "Şeriat, Islam kanunu, uyuşturucu kaçakçüan için idam cezasını öngörüyor. Bu başka ülkelere uymasa da hükümet buna riayet etmek zorunda" dıyerek ülkesini haklı çıkarmaya çalışıyor. Tartışmalı şeriat hükümleri, Türkiye'de öncelilde kökten- dinci 'Refah Partisi' zarar verecek gibi. 1. KOŞU: F: Green Grass (1). P: Alora 2 (3), PP: Ha- kan 3 (2). 2. KOŞU: F: Bold Pilot (2), P: Beretta (1). PP: Taşhan (4). 3. KOŞU: F: Orhan 1 (2), P: Muratbey 1 (3), PP: Müj- dem(7). S: Gülbahar 5 (9). 4. KOŞU: F: Civaner (1), P: Satiye (3), PP: Karabey- han(7), S: Banuçiçek (6). 5. KOŞU: F: Sertan (4), P: Şövalye (7), PP: Hastay (3). S: Bayraklı (1). 6. KOŞU: F: Hacıbaba (9), P: Leventtay (6), PP: Batu- ralp (5), S: Nımoş 2(1), SS: Çılgınbatur (2). 7. KOŞU: F: Kepenek (7), P: Oğuzhan 2(10), PP: Uçanbulut (5). S: L. Eagle (3). Günün tkîtisi: 7. Koşu: 7/10 Tabela Bahis: 9. 6. 5. 1.2. 1. AYAK: Son makine provasında düzgün bir çıkış ya- pan Bold Pilot ve Beretta arasındaki mücadele. birinciyi belirleyecek. 2. AYAK: Kısa mesafeye yatkın Orhan 1, yanş galobu beğenilen Muratbey I ve süratli stili ile Müjdem, koşuya ağırhklannı koyabilecek isimler. Gülbahar 5'i sürprizde önennz. 3. AYAK: Perşembe sabahı yaptığı galobu göz doldu- ran Civaner, ilk şansa sahip. İstikrarlı yanşlar çıkaran Satiye, ilk kez kumda start alacak olan Karabeyhan ve kuma yatkın Banuçiçek'ten sürpriz gelebilir. 4. AYAK: Son yanşmda faul yapıldığı için 4. lükle ye- tinen Sertan, kazanacak güçte. Rakip olarak Şövalye'yi göriıyoruz. 5. AYAK; Sürprize müsait bir koşu. Hacıbaba, Levent- tay, lCartalbatur, Nimoş 2 ve Çılgınbatur, kuponlarda bu- lunmalı 6. AYAK: Hafif kilolu Kepenek, bu kez farklı koşa- cak. Oğuzhan 2 ile Uçanbulut da değerlendirmeye ahn- malı ALTILI 2 1 GANYAN 2 3 7 1 i.\ r 9 6 5 1 7 10 OTORİTELERİN GORUSLERİ BurtaıDalK ErtanOzsu M.Özavaj Güne/Akına 1-2 1-2 1-2 1-2 2-3-8-9-7 3-8-9-7-2 7-8-9-2 9*7-2 1-3-7 1-7-3 1 1-3-7 4 34-7 4-7-3 4 9*5 9*5 9*5-1-2 9*5 3-5-7 7 7-3-5 7-10 G Ü N D E M MUSTAFA BALBAY • Baştarafı 1. Sayfada geldi. - ' T lletişim teknolojisi katlanarak gelişi- yor. Bir kuşak içinde bile, birkaç on yılda yaşananlar, "Harih" olabiliyor. Günümüzde en çok dikkati çeken ge- lişme, bilgisayar dünyasında. Bugün, "son model" diye aldığımız bir bilgisa- yar, birkaç ay sonra "eskiyor". Windows-95 bilgisayar programı, ilk şirketini 19'unda kurmuş, bugün 40 ya- şında olan Amerikalı işadamı Bill Ga- tes'in ürünü. En önemli özelliği, hereve ulaşabilir olması ve ucuzluğu. Windows-95'le insanlar, istedikleri bilgiye anında ulaşacaklar. Bu progra- mın tanıtımı için harcanan para tam 500 milyon dolar. Programa yönelik nitelemeler olağa- nüstü: "Çağın en büyük startı." "Bilgi çağında devrim." Konunun iki yanı var: Bilim ve ticaret. Ticari yanı ABD'de de tartışma konu- su. Bilgi ağının tekele dönüşmesinin ge- tireceği olumsuzluklar, haksız rekabet ve benzer ıddialar ortaya atılıyor. Bu programla tüketicinin dana güçlü bir bil- gisayar almaya zorianacağı, eldekinin çöpe atılacağı görüşlerı var. Bugünkü Bilim Teknik ekımizde bu konu ilginç ör- neklerie işleniyor. Bilgi Çağı ve Türkiye... Bilimsel gelişme yanını ise Türkiye olarak "hayretlerle" izliyoruz. Başta ABD ve Japonya olmak üzere, bilıme kafa ve para ayıran ülkelere gelişimin zevkini tatmak, bize de bunlan izlemek düşüyor. Neden? Çünkü, bilime yeterince para ve kafa ayırmıyoruz. Üniversiteyi, oy almak için gerekli kurum olarak algılıyoruz. Araş- tırma ve geliştirmeye (Ar-Ge) aynlan pa- raya, "boşa giden sermaye" gözüyle bakıyoruz. Işte birkaç rakam: - Bilimsel ve teknolojik Ar-Ge çalış- malan için harcanan para, gayri safi mil- li hasılanın (GSMH) yüzde 0.33'ü. Bu rakam, İsrail'de3.1 (Oyüzdençölünor- tasında gül bahçesi kurabiliyorlar). Ja- ponya 2.98, ABD 2.78, Güney Kore 1..99. Bu konuda "eşik" rakam yüzde bir. Türkiye'de çalışan on bin nüfus başı- na düşen Ar-Ge personel sayısı 1... Oy- sa Almanya'da 143, Isviçre'de 142, Ja- ponya'da 138, ABD'de 77, Hindis- tan'da 62... Burada da "eşik" 15. Biz alt sınınn yansındayız. Nasıl ki sanayimiz montajdan öteye geçmekte zorlanıyorsa, "bilgi"deöean- cak "hazın" kullanıyoruz. Sanayiciler, bilimi neredeyse tümüy- le ünıversitelere bırakmış durumda. Ar- Ge'de üniversıtelerin aldığı pay bakı- mından Türkiye, dünya birincisi. Bu alandaki tüm çalışmalann yüzde 69'unu üniversiteler yürütüyor. Sanayi kesimi- nin payı ise yüzde 20... Gelişmiş ülke- lerde bu oran tam tersi. Üniversitelerin araştırmaları çoğun- lukla kurum içinde kilitli kalınca pratik yararı da olmuyor. Örneğin bir üniversi- te dolmakalem üzerinde çalışıp nefis"bır ürün ortaya koyuyor. Dığeri de mürek- kebı geliştiriydr. Ikı çalışma buluşama- yınca bilimsel gelişimin anlamı ve buna ayrılan para sorgulanmaya başlıyor. Insan ve bilimsel gelişme Bilimde ve teknolojideki gelişmeyi salt kendi çağımız içinde atılan adımlar- la ölçemeyiz, Bunu yaparsak, gelişimin tarihsel önemini kavramamız olanak- sızlaşır. Bugün ne yazık ki onu yapıyoruz: "Insanlığtn en büyük adımı." "Çağaşıldı." Bu tür nitelemeler karşısında benim ilk aklıma gelen şey, Copemicus'un or- taya attığ/. Galilei nin de ispatladığı, "dünyanın yuvariakhğt" tartışması olu- yor. însanlık binlerce yıldır dünyanın düz olduğunu düşünmüş. Bilimi, eğitimi bu görüşün üzerine kurmuş. Kristof Ko- lomb'la birlikte Batı'ya açılan tayfalar şu korku içinde yol almışlar: "Bu dünya düz. Bu kadar aydır gidi- yooız. Deniz bitecek ve boşluğa yuvar- lanacağız." Bir bilim adamı çıkıyor, bunun doğru olmadığını söylüyor, ardından ispatlanı- yor. Her şeyi kökünden değıştiren bir ge- lışim. İ.Ö. 40 bin yılında insanlık "yağ lam- basını" bulduğunda herhalde şöyle dü- şünmüştür: "Aydınlığı sürekli kılmayı başardık. Bundan daha büyük bir ilerieme ola- maz." İ.Ö. 3500 yılında tekerlek bulundu- ğunda da kimse şu görüşe karşı çıkma- mış olmalı: "Bu dönen alet sayesinde günlerce hareket edebileceğiz. En büyük deği- şim budur." I.S. 1324'te ilk kez Fransızlar "top"u kullandığında şöyle düşünmemiş midir: "Bu silahla dünyayı ahrız. Toptan iyi- sıni kımse yapamaz." Bu yüzyıldan da gelecek çağlara, ne "en büyük parti olma yanşmda gelişti- rilen ayak oyunlan", ne de "kirii çama- şır yanşını kazanma yöntemleri" kala- cak. Bilgiye bilgi katabilenler tarihteki yerini alacak... Aynmcılık tartışması îranlılar çocuk yuvasına taşınıyor Baştarafı 1. Sayfada mış ve yeniden aday olmay ı düşünen bir kişu il başkant- nın Türk ve Siinni olroasını bir övünç kaynagı olarak na- sıl görebilir? Ya da tam tersi bir mantıkla U başkamnın Kürt, AJevi. Çerkez ya da Laz kökenli olması bir utanç nedeni midir? Bilmeliyiz ki Atatürk milliyetçiliğinin te- melinde etnik ayrını. mez- hep aynmı olamaz. Aynca sosyal demokrat inanç; mez- hebi, kökeni ne olursa obun tüm insanlann. tüm y urttaş- lanmızın kendilerini içinde görebilecekkri bir ideoJoji- dir." Antalya'da tatilini geçiren Deniz Baykal ise sorulan- mıza yanıt vermedi. Baykal, "Herhangi bir haberoluştu- racak bir açıklama yapmak noktasındadeğilim" demek- le yetındı. TBMM Başkanvekili ve Tunceli Milletvekili Kamer Genç, Baykal'ın sözleri üze- rine şu görüşlen dile getırdı: "Gerek eski SHP'de ge- rekse bugünkü CHP'de Bay- kal >e kendLsivle birlikte ha- reket eden birçok kişinin, bu partide Kürtlerle Ale\i inançlı kişilerin bir yere get- mesinden çok rahatsızlık duyduklan bilinmektedir. Nitekim İstanbul'da düzen- lenen garaj operasyonu, Baykal ve ekibinden Alı To- puz'un bir tezgâhı olup bu- nun partiye ne kadar zarar verdiği herkesin malumu- dur. Baykal, genel sekreter- ken partiden Kürt ve Alevi 7 milletvekili ihraç edilerek Doğu \e Güneydoğudaki olaylann doğmasuıa ve bu- günkü scviyeye gelmesine büyük katkı'da bulunulmuş- tur. Baykal. bu sözleriyle Kürt ve Alevi düşmanı oldu- ğunu ifade eüniştir. Bunun da hesabını verecektir.*' CHP Grup Başkanvekili Mehmet Kerimoğlu, Bay- kal'ın açıklaması "ayıp", "•çirkin" ve "sosyal demok- rat bir kafaya yakışmayan sözler" olarak değerlendir- di. Kerimoğlu, şu açıklama- yı yaptı: "Böyle bir sözün Deniz Baykal'ın ağzından çıkmış olması bizi yaraladı. Bu son derece yanhştır. Kentlerimizin sosyolojik gerçeği bir şekilde parti or- ganJanna yansır. Bunun et- nik ya da mezhepsel bir olu- şum olarak değerlendirüme- si üzücüdür. Sosyal demok- rat bir partide, hırsı aklının önüne geçmis böyle kafala- nn bulunması üzüntü verici- dir. Ayıp, çirkin ve sosyal de- mokrat kafaya yakışmayan bir da\ ranış, olarak değer- lendiriyt>rum.*' CHP Genel Sekreter Ad- nan Keskin. Baykal'ın sert eleştirilere yol açan sözle- riyle ilgili olarak. "Kendi- siyle görüştüm. Konuşma- nın mantığı şu; parrimize Alevi-Kürt partisi diye it- hamlarda bulunuluyordu. Öyle olmadığı görüldü. Ta- bandakilerin Ale\i-Kürt kö- kenli olduğu bir yerde, Sün- ni-Türk kökenli biri il baş- kanı seçildi. Partinıizdc böy- le feodal ilişkiler değil, ide- okıji egemen oluyor. Sayın Baykal'ın anlatmak isdegi bu" dedı. CHP Tokat Milletvekili Şahin L lusoy, Baykal 'ın söz- lerini okuduğunda çok üzül- düğünü kaydederek "Ba> r - kaL 'Partide devrim yaptık. Sünnı ve Türk birinı il baş- kanı yaptık' diyor. Bunlan söylerken bir amaç güdüyor gibi. Baykal'ın bu sözİeri söylemesi hem parti, hem Türkiye hem de kendi adına büvük bir olumsuzluk" de- di. CHP Genel Sekreter Yar- dımcısı Kenan Coşar da "'Sosyal demokrat bir parti- de, doğal olarak etnik, yerel ve mezhebe dayalı politika zaten yapılamaz. Kürtler ve Aleviler politikorgan olarak sosyal demokrat bir partiyi seciyoriarsa bundan kişisel olarak mutluluk duyanm'" değerlendırmesini yaptı. CHP lstanbul Milletveki- li Ercan Karakaş. sosyal de- mokrat bir partide emek- seımaye çelişkisi bir yana bırakılarak partililenn inanç ve kökenlerine göre aynl- masının doğru olmadığını söyledi. İstanbul cephesi Deniz Baykal'ın. parti içinde "eöıikve mezhebe da- yalı politika yapıküğT sözle- rine tepki gösteren Alevi dernekleri, bugün bir araya gelerek konuyu tartışacak- lar. Alevi derneklerinin, par- tiyle olan ilişkilerini gözden geçirecekleri toplantıdan sonra bir deklarasyon ya- yımlayarak Baykal'ın sözle- rini kınayacaklan bildirildi. tl başkanlığı adaylanndan Nurettin Sözen, Baykal'ın sözlerini "çok yadırgadığı- nı" belirterek "Böyle konu- şarak aslında etnik aynm ve mezhep ayrunı güdülmüş oluyor" dedi. Sözen. şunla- n söyledi: "Deniz Bey'in böyle bir konuşma yapmamıj olduğu- nu varsayryorum. Ulkemtz- de. partirnizde kökeni hangi kaynaktan gelirse gelsin, hangi etnik mezhep farklılı- ğı olursa olsun önemli olan sosyal demokrasidir. sol ide- olojidir. Çok yadırgadım. Ben de Sünniy inı. ama bunu söyiemekten bile hicap du- yanm. Böy le bir aynm yap- mayı sol ideolojiyle bağdaş- tırmıyorum. Talihsiz bir açıklama. Bir yanlış anlaşıl- ma olmasını diliyorum. Bu- nun hangi sebeple niçin söy- lendiğinL sol partide niçin ele ahndığını anlamakta zorluk çekiyorum." Diğer aday, eskı Adıya- man Milletvekili Sım Oz- bek de Baykal'ın sözlerini parti içinde kimsenin hak et- mediğini belirterek "Bizim kimliğimiz. "Alevi' ya da "Kürt' diyetanınmaz" dedi. Baykal *ın sözleri üzerine yakın arkadaşlanyla görü- şen Adalet Bakanı Mehmet Moğultay ise "moralinin çok bozulduğunu" söyledi. Muhalıfleri, Baykal'ın söz- lerinin yer aldığı gazete ku- pürünü çoğaltıp kurultay sa- lonunda dağıtacaklannı bil- dırirkcn il başkanlannın da bir deklarasyon yayımlaya- cağı öĞrenildi. CHP İzmir 11 Baskanı Os- man Ozgüven, CHP Genel Başkan adaylanndan Deniz Baykal'ın bu tür bir demcç vermesini "talihsiztik ola- rak" değerlendirdi. Ba> kal ne dedi? CHP kurultayında genel başkanlık için en şanslı gö- rünen adaylardan Antalya Milletvekili Deniz Baykal, Hürriyet Gazetesi Genel Ya- ym Müdürü Ertuğrul Öz- kök'ün "PbKtika''köşesinde yayımlanan demecinde, "gaf" olarak değerlendıri- len şu görüşü dile getirdi: "lstanbul kongresindebir şey gözünüzden kaçtı. Kong- reyi kazanan arkadaşımız Ahmet Güryüz Ketenci. Sünni ve Türk kökenli. O- nun başkanlığa seçilmesi, CHP'de etnik, yerel ve mez- hebe dayalı politikanın aşıl- makta olduğunu gösteriyor.1 * ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- Birleşik Sosyaİist Parti'de (BSP) zor koş'ullar- da bannan 151 lranlı sığın- macı, Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu'na bağh (SHÇEK) Atatürk Yu- vası'na taşınacak. Türkiye'de kaçak olarak bulunan ve Iran'a iade edilecekleri kor- kusu taşıyan sıgınmacılar. "mülteci" statüsüyle üçüncü birülkeye gönderilmeleri ta- lebiyle Birleşmış Milletler Ankara Temsilciliği önünde eylem yaptılar. Kadın ve aileden sorumlu Devlet Bakanı Avsel Baykal. BSP Genel Merkezfnde ba- nnan ve zor koşullarda ya- şamlannı sürdürmeye çalı- şan lranlı sıgınmacılar için SHÇEK'ebağh Atatürk Yu- vası'nda tiyatro salonunun hazırlandığını bildırdi Baykal, lranlı sığınmacı- lara. Çocuk Haklan Sözleş- mesi uyannca yardım yapıl- dığını belirterek, "Hoşgörü- süzlük ve bağnazhk eziyetin- denkaçantranlıgrubabuaçı- İranhlar. dan yardım ermeyi bir borç bildik. In- sani göre> lerin. soy daşhk dindaşlık ve bunun gibi ortak pay dalan aşan e>ren- sei bir boyutu olduğuna inanıyonız" dedi. Çoğunluğunu çocuklann oluşturdu- ğu îranlılar. dün kendilerini mülteci üçüncü bir ülkeye gönderilmek için BM önünde eylem yaptılar kabul etmeyen Birleşmiş Milletler'in olaysızdağıldı. Ankara Temsilciliği önünde eylem yaptı. "Arabistan'daidamlarahayırda Iran'da evet mi?". "Annemizi. babamı- zı mollalara teslim etmejiz", "Ölmek dep, yaşamak istiyoruz" pankartlan taşıyan eylemciler gösteri sonrasında Çağdaş Hukukçular Demeği de ls- viçre. tsveç. Danimarka. Norveç. A\'ustralya. A\ ustur>-a, Hollanda. Bel- çika büyükelçiliklerine başvurarak tranlılann mülteci talebiyle ilgilenil- mesini istedi. Genelevde toplu iş sözleşmesi İZMİR (Cumhuriyet EgeBürosu)- Genelevler- de çalışan ve kısa bir süre önce DİSK Genel-İş Sen- dikası'nda örgütlenen ka- dınlar ile genelev patronu Aysel Firmalı arasında sü- ren toplu iş sözleşmesi gö- rüşmelerinde anlaşma sağ- landı. Firmalı ile DlSKGenel- tş Sendikası temsilcisi Şa- hin San tarafından yapılan açıklamada sözleşmenin tzmir ve Bergama'da bulu- nan işyerlerini kapsayaca- ğı belirtildi. Sözleşmede bulunan bazı maddeler ise şu şekilde açıklandı: "1- Çalışanlann bahşiş- lerine işveren müdahale e<- meyecek. 2- 7 saat M) dakika dışuı- da çalışma işçinin kendi is- teği ile olacaktır. 3- Çalışan kadmlar gün- lük kazançlan gö/önünde bulundurularak buna göre ücret alacaklar, aldıklan ücret bordrolara yansıya- caktır. 4- Yılda 30 gün ücretli izin, istediğinde üç ay ücret- siz izin hakkı olacaktır. 5- İşveren tarafından iş- ten çıkanlan işçiye ay lık ka- zancı üzerinden yılda 45 günlük kıdem tazminatı ödenecek. 6- LHni ve milli bayram- larda çahşma. çahşanın is- teğine bağh olacak,çalıştık- ları takdirde o günkü ka- zancının miktan kadar faz- iadan ücret ödenecektir." Genele\ ışletmecist Ay- sel Firmalı ile DlSK'e bağ- lı Genel-lş Sendikası Tem- silcisi Şahin San, düzenle- dıkleri basın toplantısında. örgütlenme çalışmaları hakkında bilgi verdiler. 4 mayısta yaptığı dernek kurma girişimlerine olum- lu yanıt alamayınca sendi- kaya başvuruda bulundu- ğunu ifade eden Firmalı. şunlan söyledi: "Normalde 15 gün için- de iznin çıkmış olması gere- kirken, bugüne kadar hiç- bir yanıt almadun. Hayat kadınlannın sos\al hakla- nna kavuşmalan en çok is- tediğim şey. Bu nedenle biz- zat sendikay ı arayarak tale- bimi ilettim. Yapılan çaltş- malar sonucu şu ana kadar 36 hayat kadınını sendika- ya üye kaydettirdim. Ço- ğunluk sağlanır sağlanmaz, 15 gün içinde toplu sözleş- me masasına oturacağız." Örgütlenme gırişimleri- ne başladığı günden bu ya- na tehditler aldığını kayde- den f ırnıalı. "İnsanlann karşı çıkması beni ilgüen- dinniyor. Doğruyu yaptığh- mı biliyorum. Yicdanen ra- hatım. Diğer illerden ka- dınlann beni araması çalış- nıalanma şevk katıyor" di - >e konuştu RP'den Atatürk'süz Zafer Haftası kudaması ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- Bü- yük taarruzun 73. yıldönümü ve Zafer Haftası kutlamalan başlıyor. TBMM Başkanı HüsamettinOndonık.kutlama- lar dolayısıyla Afyon V'alısi Yahya Gür ve Beledıye Başkanı Erdal Akar'a kut- lama mesajı göndenrken RP'lı Ankara Büyükşehir Belediyesı, Zafer Haftası kutlamalannı mevlitle başlattı. Cındoruk. 26-30 ağustos büvük zafer ve Afyon'un düşman ışgalındcn kurtu- luşunun 73. yıldönümü dolayısıvla Akar'a birer kutlama mesajı gönderdı Cindoruk. kutlama mesajlarında "Bü- yükzafer ve Afyonumuzun düşman işga- linden kurtuluşunun 73. yıldönümünü enividilckleriınkkun'uvorum.N üccAta- türk'ün öndeıiiğinde kazandığımız bü- yük zaferimİA 1 ürk millcrinin özgüıiük ve bağımsızlığına yeniden kavuşmasını sağlamış ve milli egemenlik ilkesine da- yalı yeni Türk devletinin kuruluş lcmel- lerini armışür"' dedi. RP'li Ankara Bü- yükşehir Beledıyesf nin Zafer Haftası et- kinlıkleri. geçen >ıl olduğu gibi bu yıl da "Atatürkyoksunu" oldu. Büy ükşehır be- lcdiyesinin kutlamalan. dün Hacı Bay- ram Camısrnde şehıtler anısına okunan mev lıtle başladı Ankara Beledıye Basın Merkezı'nin, "görkemlitörenlerlekutla- nacağTnı belirttiği Zafer Haftası etkın- lıklen içinde. Ankara Büyükşehir Bele- diye Çalışanlan Şenliğı düzenlendı. 25- 30 ağustos tarihlen arasında. Kızılay Za- fer Çarşısı'nda "Dünden Bugüne Anka- ra" adlı resinı sergisi açılırken program- larda multivızyon ve fılm gösterımleri ıle halk âşıkları gösterisine de yer verıl- dı. RP'lı yönetim. gcçmiş bcledıy^ier döneminde. kcnt mcrkezlmnde /.'.fer marşlan çalan belediye bandolannın y- erini de mehter takımı aldı. Mehter takımının 2 l >-30 ağustos tarıhleri arasın- da Altınpark. Gençlik Parkı ve Ulus Mevdanrndagöstcıı sunacağı bıldınldı. OLAYLARIN ARDEVDAKT GERÇEK • Baştarafı 1. Sayfada di ve buna dayalı olarak sanıklara verilen ağır ha- pis cezaları hafifletildi. DGM Başsavcısı Nus- ret Demiral, 7 mestekta- şı ile birlikte kararın temyi- zı için Yargrtay'a başvur- du. Temyiz dilekçesinden birkaç tümce aktaralım: "Olayın nedeni, Aziz Nesin değildir. Gaye, Tür- kiye Cumhuriyeti'ndeki birlik ve beraberliği boz- mak, dahası mezhep ça- tışması çıkarıp şeriat dü- zenini getirerek laik devlet düzenini kaldırmaya te- şebbüs etmektir." "Emniyet güçlerinin topluluğu dağıtma hare- keti saptanamamıştır." "Olayın basit bir adam zehirieme suçu unsurian- nı taşıdığını ileri sünrıek, büyük bir hukuki hatadır." Mahkeme heyeti ile savcılann, olaya bakış açı- sının 180 derece farklı ol- duğu dikkati çekiyor. Sanık avukatları ve mağdurların aileleri de ka- rarı temyiz edecekler. Yar- gıtay. 10 eylülde sona ere- cek adli yıl tatilinin ardın- dan başvuruları görüşe- cek. Görünen o ki, dava da- ha uzun süre Türkiye gün- deminde kalacak. 2000'e beş kala, Sı- vas'ta yaşanan vahşi ola- ya doğru "tam koymak", çağdaşlaşma yolunda Turkiye'nin karşısına çıkan engellerın ortadan kaldırıl- ması açısından büyük önem taşıyor. • •• Gazi davası U Baştarafı 1. Sayfada gircbilen 35 sanıkla başla- yan davada avukatlar, poli- sin sanık yakınlannı iceri al- mayarak "mahkemenin ale- niyet ilkesini çiğnediğini" öne sürdüler. Duruşma yar- gıcı Şükrü Baran ise kendi- sınin sadece duruşma salo- nunda yetkilı olduğunu, sa- lonu dolduracak kadar sa- nık. a\ ukat ve basın mensu- bu bulunduğunu, koridora alınacaklann ise sadece sav- cılığın karanna bağlı oldu- ğunu belirttı. Bunun üzerine avukatlar, sanık yakınlannın duruşma salonuna alınmaması nede- niyle davayı terk ettiler. Bir süre savcı ıle görüşen avu- katlar^ istemlerinin kabul edilmemesi üzerine duruş- ma salonuna dönmeme ka- ran aldılar. A\ ukatsız süren dava sı- rasında sanıklann kimlik tespıti yapıldı. Bir ara kim- lik tespiti yapılırken hâkim Şükrü Baran'ın duruşma sa- lonunun dişına çıkmasıyla sanıklar, "Devrim şehirteri ölümsüzdür" diye slogan atarak bir dakikalık saygı duruşunda bulundular. Kimlik tespitinden sonra sorgulan yapılmak istenen sanıklar. avukatlan olmadı- ğı için ifade vermeyecekle- nnı belirttiler. Daha sonra sanıklann bü- yük bir bölümü durumu protesto etmek amacıyla du- ruşma salonunu terk etti. Duruşma yargıcı Şükrü Ba- ran, mahkemeye saygı gös- terilmesini isteyerek sanık- lann yerlerine oturmasını istedi. Ancak sanıklar salonage- ri dönmedıler ve adliye bi- nası önünde toplanan gruba katılarak yürüyüş yapmak istediler. Güvenlik güçleri tarafından engellenen gös- tericiler, minibüslere bine- rek sessizcedağıldı. Bu sırada mahkeme. da- vayla ilgili "görevsizlik" ka- ran verildiğini ve dosyanın lstanbul DGM'ye gönderi- leceğini açıkladı. Promosyona boykot çağmsı ANIC\RA (Cumhuriyet Bürosu) - .Ankara'da Aii Sa- ral, Hamit Polat ve Ayhan Dönmez adlı 3 yurttaşın oluşturduğu 'Halkın Sağ- duyusu"komitesi tarafından düzenlenen imza kampan- \asinda, "ilhal promosyon- cu basını boykot" çağnsı ya- pıldı. Halkın Sağduyusu adına bir açıklama yapan Ali Sa- ral, basının asli görevinin haber vermek olduğunu anım*atarak "I"k-\ letten tcş- v ik adına aldıklan lx linilen nıilyonlarca dolan ithal pro- mosyona yatıran basını uya- nyoruz. Halkımızı. ithal pro- mosyoncu basını boykot et- meye çağınyoruz" dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle