05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 25 AĞUSTOS 1995 CUMA HABERLER 15PKKH öUiirüMü • DİYARRAKIR(AA)- Güvenlik güçlennce Güneydoğu'da sürdürülen operasyonlarda. CHP Tunceli Milletvekili Sinan Yelikaya'run yeğeni ve okul müdürü ile bir hemşireyi kaçıran 15 PKK'li öldürüldü. Olağanüstü Hal Bölge Valilıği'nden yapılan açıklamaya göre Tunceli'nin Ovacık ilçesi Hanuşağı Köyü'nde önceki gün bombanın patlaması sonucu yaralanan 4 çocugu hastaneye kaldmrken ambulansı durdurarak CHP'li Yeriikaya'nın yeğeni ile bır okul müdürü ve ambulansta görevli hemşireyi kaçıran 15PKK'lı,çıkan çatışmada güvenlik güçlennce öldüriildü. Öte yandan Sıvas'm Irmanlı ilçesinde yol arama- tarama görevıni yapan askerlerin bulunduğu aracın devrilmesiyle komando er Ramazan Sulak şehit oldu. 2 er de yaralandı. Bomba patladı: 1 yaralı • Istanbul Haber Servisi - Küçükköy Beşyüzevler Poligon Caddesi 3 numaradaki Pamukbank şubesi önüne. kımlıgı belirlenemeyen kişi ya da kişilerce konulan ses bombası dün akşam saat 21.30 sıralannda patladı. Patlamada Ayşe Bozkurt ayağından yaralandı. Bozkurt, ilk müdahalesi Gaziosmanpaşa Özel Hay at H astanesi' nde yapıldıktan sonra Vakıf GuTaba Hastanesi'ne sevk edildi. Emniyet yetkilileri, Bozkurt'un olay sırasında bankanın önünden geçtiğini belirttiler. Beş sendikacıya gözaltı • tstanbul Haber Servisi -Tüm Sağlık Sen Genel Merkez yöneticileri, sendikanm Genel Başkanı Fevzi Gerçek'e, Anti Terör Yasasfnın 8. maddesi uyannca verilen 20 aylık hapis cezasmı protesto etmek için önceki gün Sirkeci Postanesi'nden telgraf çekmek isterken gözaltına alındı. Gözaltına alınanlann adlan şöyle: Tüm Sağlık-Sen Genel Örgütlenme Sekreteri Songül Beydilli, Genel Basın Yayın Sekreteri Veysi Ülgen, Genel Mali Sekıeter Cafer Balcı, sendikanın 1 Nolu Şube Toplusözleşme Sekreteri Özkan Tüm ve işyeri temsilcisi Metin Karabulut. Mumcu suikastının 31. ayında, soruşturmayı savsakladığı gerekçesiyle ceza verilen savcı Coşkun'un savunması müfettişlerce dikkate alınmadı: Coşkun mandıncıGÜNEŞGÜRSON ANKARA - Yazanmız L'ğur Mumcu'ya 31 ay önce yöneltilen bombalı saldmnın ardından başlatılan soruşturmanın ilk aşa- masında savcı olarak görev alan ve Adalet Bakanlığı soruşturması sonucunda, ihmal- leri nedeniyle "disiplin cezasına" çarptın- lan Hâkim Binbaşı Ulkii Coşkun'un savun- ması, müfettişlerce "mandıncı olmaktan uzak" bulundu. Coşkun, disiplıncezasının gereğı yapıl- mak üzere Milli Savunma Bakanlığı na gönderilen soruşturma kapsamında verdi- ği savunmada, Mumcu suikastı soruştur- masıni doğrudan yürütmemesini ve tuta- nak tahrifatını, "Devlet Güvenlik Manke- mesi (DGM) BaşsavcıhgTnda geceti-gün- dü/lü araştırma ve sorgulama yapılması mümkün değil; zaman ve imkân şartian ye- tersiz'% gerekçelerine dayandırdı. Coşkun. suikastın arkasında, "Ortadoğu'dan bir ül- ke ile bağtanhlı bir dış terör örgütünün bu- lunduğunu" söyledı. • Savcı Ülkü Coşkun, Mumcu suikastının "tslami Hareket Örgütü ile bağlantılı olmadığının bilindiğini, bu nedenle bağlantının araştınlmadığını" öne sürdü. "DGM'de gece-gündüz araştırma yapılamaz" diyen Coşkun'a göre suikastın arkasında bir Ortadoğu ülkesi bağlantılı dış terör örgütü var. Mumcu suikastının "İslami Hareket Ör- gütü ilebağianülı olmadığınj n bilindiğini. bu nedenle bağlanhnın araştınunadığını" öne süren Coşkun'un savunması, yazanmızın eşı Gükial Mumcu ve tanıklann ifadelen doğrultusunda yapılan değerlendirmelerin ardından, Adalet Bakanlığı müfettişleri ta- rafından "inandıncı olmaktan uzak" bu- lundu. Soruşturma sürecinde gerekli özenı gös- termeyerek görevini savsakladığı iddiası üzerine hakkında başlatılan soruşturma ne- deniyle ifadesine başvurulan Ülkü Coşkun. savunmasmda. Mumcu sonışturmasını An- kara DGM Başsavcısı Nusret Demiral'ın "bilgisi ve talimatlan dairesinde yürüttü- ğünü" belirterek inisiyatifi emniyet ma- kamlanna terk etmediğini ifade etti. Mum- cu suikastının arkasında "Ortadoğu"nun bir ülkesi ilebağlantılı dış kaynakh terör ör- gütünün bulunduğu kanısma vanMığını" kaydeden Coşkun. bu bilginin dayanağına açıklık getirmedi. Mumcu'nun aracına bomba yerleştiren- leri gördüğünü ilen sûren sürpriz tanık Ay- han Aydın'ın ifadesini. "beyanına'hibaret- meyerek" almayan, ancak "Hüra" suçunu işlediğinı ılen süren Ülkü Coşkun, İslami Hareket Örgütü (İHÖ) sanıklannın yakala- ma ve ev arama tutanaklanndaki tarih tah- rifatını "açıkça görüldüğü halde" fark et- memesinin gerekçesını de şu unsurlara da- yandırdı: - DGM Başsavcılığı'nda geceli gündüz- 'Düşünceye özgürlük' kitabı nedeniyle 44yayıncı DGM'de 1080 aydnm kitabı 'Düşünee suçu'nun kaldınlması icin lOSOaydın tamfıridan yayımlanan kitap için açılan davaya tstanbul 3. No'lu DGM'de başlandı. 6 Düşiince suçhdan' yargdandı tstanbul Haber Servisi - Yasalarda yer alan ve düşünceyi suç sayan maddelerin kaldınlması içın 1080 aydın tarafından yayımlanan 'Düşünceye Özgürlük' kitabıyla ilgili olarak 99 yayıncı hakkında açılan davaya başlandı. Istanbul 3 No'lu DGM'de dün yapılan ve 44 yayıncının katıldığı ilk duruşmada, kimlik yoklamalanndan sonra Terörle Mücadele Yasası'nın 8 maddesiyle ilgili 'anayasaya aykınlık itirazT tartışıldı. Savunma avukatlan, DGM Savcısı Aytaç Totay'ın 8. maddenin uluslararası sözleşmelere \e dolayısıyla anayasaya aykınlığı iddiasına katıldıklannı ancak iddianamede uygulanması istenen Türk Ceza Kanunu'nun 162. ve 312. maddelerinin de anayasaya aykın olduğunu ileri sürdüler. Duruşmaya ıddianamedeki sıraya göre ilk 50 sanığın çağnldığını. diğer 48 sanığın kimlik yoklamasının yapılmasından önce mahkemenin anayasaya aykınlık itirazına ilişkin karar vermemesi gerektiğini dile getiren savunma avukatlan, öncelikle bütün sanıklann kimlik yoklamasının tamamlanması gerektiğini bildirdiler. Tüm sanıklar adına söz alan Ahmet Altan, düşünceyi suç sayan bütün maddelerin kaldınlmasını amaçladıkiannı. bu nedenle kitabın yayıncısı olduklannı belirterek mahkemenin önünde bulunan davada uygulanması istenen maddelenn hepsiyle ilgili anayasaya aykınlık iddiasında bulundu. Sanıklar arasında bulunan anayasa hukuku profesörü Bülent Tanör de anayasaya aykınlık itirazlannın gerekçelerini daha sonra yazılı olarak mahkemeye sunacaklannı belirterek süre istedi. Mahkeme, diğer sanıklann kimlik yoklamalannın tamamlanabilmesı ve anayasaya aykınlık iddiasıyla ilgili yazılı kanıtlann sunulması için duruşmayı 26 ekim tarihine erteledi. lü araştırma \e sorgulama yagılmasının mümkün olmaması nedeniyle, Omer Çift- çi,YunıısErtekin veTunus Elçiliği'nde ko- ruma görevlıleri olan polis memurlannın sorgulamalannın yapılması için, Emniyet Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'ne ta- limat verildı. - Doğrudan soruşturma yapılması halin- de, zaman ve ımkân şartlan ile sorgulayı- cılann tekniklerinden ıstifade edilemeyece- ği aşikârdır. -Araştırma ve soruşturma talimatı. 2845 sayılı DGM'nın Kuruluş ve Yargılama Usülleri Hakkındaki Yasa'nın 10. ve Ceza Muhakemelen Usulü Yasası'nın 154 ve 155. maddelerindeki takdir yetkısine istina- den verildi. - İslami Hareket Örgütü ile Mumcu su- ikastı arasında bırbağlantı bulunmadığı da- ha önce bilindiğinden. bır araştırmaya gi- rişilmemesine karşın. anılan örgüt üyelen- nin yakalanmalanna ilişkin İstanbul'da dü- zenlenen tutanaklarda tahrifat olduğunun basında yeralması üzerine. aradan 7 ay geç- tikten sonra İstanbul'agıde- rek, gerekli inceleme yapıl- dı, ancak bir kanıt elde edi- lemedi. Adalet Bakanlıği soruş- turmasmda, Ülkü Coş- kun'un ifadesi inandıncı bu- lunma\arak "Konunun, sa- mimi olduğu kabul edilen ta- nık anlatımlanna davalı ola- rak anlablan bicimi ve açık- lığı karşısında, Cumhuriyet Savcısı Ülkü Coşkun'un, Güldal Mumcu ya da başka bir kişiye "Bu işi devlet yap- mıştır. Siyasi ıktidar isterse çözülür'biçiminde bir söz söylemesinin mümkün ola- mayacağı yolundaki savun- ması inaıidıncı olmaktan uzaktır" dendi. Savunmada çeüşki "Bu işi devlet yapmıştır. Siyasi iktidar isterse, çözü- lür" şeklinde bir söz söyle- mesinin "mürnkün olama- yacağınr kaydeden Coşkun, savunmasında. yazann eşi Güldal Mumcu'nun ifadesi- ni olaydan 20 gün sonra al- masının gerekçesini, "Gül- dal Mumcu'nun bir talebi ol- mamasına rağmen, acısı di- nip, kafasını bira/ toparia- yabilsin diye, olavdan 20 gün sonra ifadesi alındı" diye açıkladı. Coşkun'un, savunmasın- da dile getirdiği geç ifade al- masına ilişkin gerekçenin. gerçekle çeliştiği belirlendi. Yazanmızın eşi Güldal Mumcu'nun ifadesi, kendi- sinin Coşkun'a ifadesinin alınmadığını iletmesinin ar- dından alınmıştı. Güldal Mumcu. olaydan sonra, bombanın patlaması sonucu geride kalan otomobilin en- kazının kaldınlmak isten- mesi üzenne, enkazın "delil olduğunu ve kakunbnarnası gerektiğini'' Ülkü Coşkun'a iletirken, henüz ifadesinin alınmadığını da bıldirmiştı. BIRBAKIMA İLAN ÇAYKARA KADASTRO MAHKEMESİ'NDEN DosyaNo: 1994 106 Davacılar Ferşat ve Mustafa Önal tarafından davalılar Alıme ve Mehmet Önal aley- hine açılan kadastro tespitine itiraz ve tescil davasının yapılan yargılaması sırasında: Davalılardan Mehmet Önal, zabıtaca tüm aramalara rağmen adresi tespit edilememış ve dava dılekçesı teblig edılememıştir. Caykara L'zungöl Yenimahalle'de kâin 121 ada, 10 parsel ve 122 ada, 10 parsel sayılı taşınmazlann kadastro tespitine itiraz ve tescil davasının açıldığı, duruşmanın 3.10.1995 günü saat 9.30'a bırakıldığı, davalılardan Uzungöl'den Ismail oğlu Mehmet Önarın bel- li edilen gün ve saatte mahkememizde hazır bulunmadığı veya bır vekılle kendisıni tem- sil ettirmedıği takdirde yargılamaya yokluğunda devam olunacağı ve karar verileceği i- ljınen tebliğ olunur. Basın: 36936 ILAN TERME KADASTRO HÂKİMLİĞİ'NDEN DosyaNo: 1992/52 Davacı Hazinei Malıye tarafından davalılar Terme'nin Kocaman kasabasından Hasan Azaklı ile Asi>e Karaahmetoğlu ve ölü Mustafa kızı Hava aleyhine mahkememize açılan tespıte itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda: Davalılardan Asiye Karaahmetoğlu ve ölü Mustafa kızı Hava'nm tüm yapılan aramalara rağmen kendilerine tebligat yapılamadığı ve bulunamadıklanndan bahisle bu kişiler ile varsa mirasçılannın ışbu ilan tarihınden itibaren 15 gün içersinde mahkememize müra- caat etmeleri, aksi takdırde davanın gıyaplannda sonuçlanacağı hususu ilanen tebliğ ol- unur. Basın: 36808 İLAN T.C. ESKİŞEHİR1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN 1994/328 Esas 1995 463 Karar Ömer Köker tarafından Sultey KökeT aleyhine açılan boşanma davasında: Afyon ili, Emırdağ ilçesi, Yenıköy Köyü, cılt 104/03, sayfa 17, kütük 37'de nüfusa kayıtlı davacı Satılmış ve Ayşe oğlu, 15.5.1934 doğumlu Omer Köker ile eşi da- valı Alı veHanımkızı 1.1.1941 doğumluSultev Köker'ın zina nedeniyle boşanmalanna, 367.500 lira mahkeme masrafının davalıdan tahsihne 14.6.1995 tarihinde karar verilmiştır Bu karar özeti davalı. adresi meçhul Sultey Köker'e. ilanın tebliğı ile 7 gün beklemc 15 gün tem> iz müddetı sonunda karann kesinleşeceği ilan olunur. Basın: 37350 TERME KADASTRO HAKİMLİĞrNDEN DosyaNo: 1992/55 Davacı Hazinei Maliye tarafından davalılar Terme'nin Kocaman kasabasından Hasan Azaklı ile Asiye Karaah- metoğlu ve ölü Mustafa kızı Hava aleyhine mahke- memize açılan tespite itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda: Davalılardan Asiye Karaahmetoğlu ve ötü Mustafa kızı Hava'nm tüm yapılan aramalara rağmen kendiler- ine tebligat yapılamadığı ve bulunamadıklanndan bahisle bu kişiler ile varsa mırasçılannın ışbu ılan tari- hınden itibaren 15 gün içersinde mahkememize müra- caat etmeleri, aksi takdirde davanın gıyaplannda sonuçlanacağı hususu ilanen tebliğ olunur. Basın: 36807 İLAN ' ; • HATAY 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ 1995'87 Davacı Yusuf Teksöz tarafından davalı Güllü Teksöz aleyhine açılan boşanma davası dolayısıyla; Yayladağı Kışlak Köyü'nde oturur Güllü Teksöz'ün açık adresi tespit edılemedığınden adına gazetede ılan yoluyla tebligat yapılmasına karar verildiğınden duruşma günü olan 14.9.1995 günü saat 9.00'da duruşmada bızzat hazır bulunması veva kendını bir vekılle temsil ettirmesi. gelmediğı takdirde yokluğunda karar verileceği hususu ilanen tebliğ ol- unur. 31.7.1995 Basm: 36974 İLAN T.C. SERİK ASLİYE HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN 1995/38 Davacı Abdurrahman Körk vekili Av. Lütfiye Erdem vekilı tarafından davalılar Turgm Şimşek ve Nihat Ce- sur aleyhine açılmış olan trafik kazası sebebi ile 80.700.000 TL tazmınattn tahsihne karar venlmesine ilişkin açmış olduğu davanın yapılan duruşması sırasın- da venlen ara karan gereğince: Davalı 3. Cadde 100/8 Demetevler Ankara adresinde oturur Nihat Cesur adına çıkartılan tebligat bilateblığ ıa- de edılmiş ve adres tahkıkatı sırasında davalının adresi tespit edilemedığinden ilanen tebligat yapılmasına karar verilmış olmakla, davalı yukandaki adreste oturduğu bıl- dırilen Nihat Cesur'un duruşma günü olan 13.9.1995 günü saat 09.35"te mahkeme duruşma salonunda hazır bulunması veya kendisıni bır vekille temsil ettirmesi, aksi takdmfc vargılamanın yokluğunda yapılacağı ve hü- küm kurulacağı dava dılekçesı yenne geçerli olmak üze- re ilanena tebliğ olunur. 31.7.1995 Basın: 3729 7 ELAZIĞ SULH HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN DosyaNo: 1995/599 Ramazan Yılmaz ile Ali Kanber Akyol, Ayten Şenci, Erdoğan Bılinç aralarındaki ortaklığın giderilmesi davasında Elazığ Hüseynik Mahallesi Aslanpınarı mevkiindeki ada 796, parsel 24 sayılı taşınmazın satişı suretı ile ortaklığın giderilmesi talep edilmiş olup, taşın- maz malıklerinden davalılann adreslen tespit edileme- diğinden ilanen tebligat yapılmasına karar venlmış ol- makla Ali oğlu Ali Kanber Akyol. Kazım kızı Ayten Şenci ve Hasan oğlu Erdoğan Bilinç'ın 14.9.1995 günü saat 9.00'da mahkememizde hazır bulunmalan veya k- endilerini bır vekille temsil ettirmelerı, aksi takdirde yokluklannda yargılama yapılarak karar verileceği hususu ilanen tebliğ olunur. Basın: 37227 TERME KADASTRO HÂKİMLİĞİ'NDEN DosyaNo: 1992/54 Davacı Hazinei Maliye tarafından davalılar Terme'nin Kocaman kasabasından Hasan Azaklı ile Asiye Karaahmetoğlu ve ölü Mustafa kızı Hava aleyhine mahkememize açılan tespite itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda: Davalılardan Asiye Karaahmetoğlu veölü Mustafa kızı Hava'nm tüm yapılan aramalara rağmen kendilerine tebligat yapılamadığı \e bulunamadıklanndan bahisle bu kişiler ile varsa mırasçılannın işbu ilan tarihınden itibaren 15 gün içerısınde mahkememize müra- caat etmeleri, aksi takdirde davanın gıyaplannda sonuçlanacağı hususu ilanen tebliğ ol- unur. Basm: 36810 HAYRABOLU ŞJJLH HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN DosyaNo. 1993/1053 Davacı Şaziye Eren vekili tarafından davalılar Izzet Öztemel ve 60 arkadaşı aleyhine Hayrabolu Doğcalı Köyü'nde bulunan 377 parsel nolu taşmmaz hakkında mahkememizde açılan taksım ve ızaleyı şuyu davasının yapılan ve bıtinlen açık duruşması sonunda dava konusu taşınmazın satışı sureti ıle ortaklığın giderilmesıne karar venlmış olup. karar tebliğı yenne kaım olmak üzere du- ruşmalarda adresi tespit edilemeyen Salım oğlu Sefer Öz'e ilanen tebliğ olunur. Basın: 31060 İLAN KALKANDERE ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN DosyaNo: 1995/52 Davacı Kalkandere ilçesi Çayırlı Köyü'nden tsmail oğlu. 1934 doğumlu Hüseyin Balık tarafından kardeşi Mustafa Balık aleyhine açılan gaiplik davasının yapılan yargılaması sırasında verilen ara karan gereğince; Kalkandere ilçesi Çayırlı Köyü 97 hanede nüfusa kayıtlı bulunan tsmail ile Hatıce'den olma 01.07.1937 doğumlu Mustafa Balık'ın bundan 40 sene önce Istan- bul'a gittiği ve bir daha da kendisinden haber alınamadığı ve tüm aramalara rağmen bulunamadığından, kendisıni tanıyanlann veya açık adresıni bilenlerin, yargılamanın bırakıldığı 7.9.1995 günü saat 09.00'daki duruşma gününe kadar hâkimliğimızin 1995/52 esas sayılı dosyasına açık adresıni bildirmeleri ilanen tebliğ olunur. 14.7.1995 Basın: 34800 SERVER TANtLLİ Feodal Bataklık Geçtigimiz arka arkaya ıki cuma günü, Suudi Ara- bistan'ın bir kentinde, dört yurttaşımızın boyunlanna i- nen kılıç, boyunlanmıza inmiş gibi oldu. Bir bölüm halk- tan ve aydınlardan gelen tepkinın şiddeti bunu göste- riyor. Dünyanın neresınde olursa olsun vahşete karşı çıkmak, insanhk görevimiz. En başta da, yaşam hakkına yönelmiş vahşete! Üstünde duranlar oldu, bir de ben altını çizeyim: Is- yanımız, ıdamın şu ya da bu biçımine değildir, daha doğrusu o olmamalı; ha kafası kılıçla uçurulmuş beden, ha ipte sallanan ölü, hepsi insanhk dışıdtr. Bizim isya- nımız, doğrudan dogruya ölüm cezasının kendisinedir. Çok yazılmış ve söytenmiştir; Hiçbir şeyi önlemez bu ceza, asla "tbret-ı â/em" değildir; üstelik toplumun, o- nun temsilcisi olarak da devletın kalkıp cezalandınyo- rum diye elini kana boyaması, örneklerin en kötüsü- dür. Böytece, gunlerdirtiksintimizı katmerleştirip duran olay, Türkiye'yi ölüm cezasını uygulama ilkellığinı sür- düren bir devlet olmaktan çıkarma eylemine yol açma- yıp da, sadece Arabın hışımla inen kılıcına itirazdan iba- ret kalacaksa, bu dört insanımız bir kez daha nafile ye- re gitmiş olacak. Konu önemlidir, butün boyutlanyla ele alınmalıdır. Ve arkası, asla bırakılmamalıdır. Benim burada üzerinde aynca durmak istediğim, şeriatçı aydınlanmızın -ne demek oluyorsa bu tip!- ko- nuyu bir yerde saptınp, dolaylı da olsa, şeriata toz kon- durmamalandır. Neymiş, Suudi Arabistan şeriatla yönetilen bir dev- let değilmiş; öyle olunca da, ondan her kötülük bekle- nebilirmiş! Hayır efendim, Suudi Arabistan şeriatla yönetilen bir devlettir; üstelik adamlar, övüne övüne söyleyip bunun cakasını da atıyorlar. Suudi Arabistan şenatla yöneti- lir, Iran öyledir, Sudan öyledir, Pakistan öyledir. örnek- leri arttırmanın anlamı yok: Bütün bu rejimlerin yaşa- ma bakışlannın temelı, şenattır; en başta kadına ba- kışları. emeğe ve daha başka değerlere yaklaşımlany- la boyledirler. Şu ya da bu noktadaki uygulamanın kı- taptayerinin olmaması, butunü gözlerden kaçirtamaz ya da kaçırtmanın vesilesi olmamalı. Ne yapalım, bu tezgâh bunlan üretiyor! Ha siz kalkıp söz konusu ürünlerin kötü olduğunda ve bu tezgâhın daha iyi mal ortaya koyacağında ısrar- lı iseniz. diyecegim ki, hayır o tezgâhın yeteneği, insan- lığın gelip girdıği çağda, şu şimdi örneklerinı gördük- lerimizden çok farklı ürunler üretmeye yeterli değil. Tarih, kapamış bu kapıyı ona! Şeriatçı aydınlanmızın bir yaptıklan da, lafı kaydınp şeriatın iç yüzünü gözlerden kaçırmak. Neymiş, Kuran'da -hele söz konusu suçta- kılıçla kelle uçurmak yokmuş! Doğrudur yoktur; zina edenlerin -kimi Müslüman ül- kelerde bugün de gorülen- taşlanarak öldürülmesi, ya- ni "recm" cezası da yoktur Kuran'da. Bunlar, o ülke- lerin düzeyine göre ortaya çıkıp vartığını sürdüren -iğ- renç- savruluşlardır. Ama açınız Kuran'ı, şunu okuyacaksınız: "Allah ve peygamberiyle savaşanlann ve yeryüzünde bozgun- culuğa uğraşanlann cezası,öldûnılmek ya da as//mak ya da çapraz olarak el ve ayaklan kesilmek ya da yer- lerinden sürülmektir." (Maide suresi, 33); çevirin yap- rağı, şunu göreceksiniz: "Erkek hırsız ve kadın hırsızm yaptıklanndan ötürü Allah tarafından ibret verici bir ceza olarak ellerini kesin." (Maide Suresi, 38). Aynca "kısas" vardır Kuran'da, kadının kocası tara- fından dövülmesi vardır. Örnekleri arttırmayalım... Şimdi siz, o bahtsız dört yurttaşımız, işledikleri söy- lenen suçu değil de, Maide suresinin 33 sayılı ayetine aykın hareket edip ondan dolayı "elleri ve ayaklan çap- razlamasına" kesilmiş ya da düpedüz hırsizlık edip de elleri bileklerinden kopanlmış olarak önünüze atlmış olsalardı, ne söyleyecektiniz? Kitabına uygundur deyip "oh" mu çekecektiniz? Uygariığa sırt çevirmeden yapabilir miydiniz bunu? Denecekodurki, Osmanlı aptal değildi: Birsistemin tıkandığını ve çağdışına suruklendiğini de gördüğü için- dir ki, 19. yüzyıldan başlayarak, ceza ilkeleri de ıçinde olmak üzere, Avrupa yasalanna yüzünü çevirdi; Cum- huriyet, düpedüz laikliği ilan edip Medeni Kanun dev- rimiyle de, gelışmeye tarihin doğrultusunda bir yön verdi. Her şeyden önce, feodal ideolojinin bataklığı kuru- tulmak istenıyordu. Ne acıdır, bu bataklığa özlem duyanlar var bugün. Dışardaki örnekler yetmıyomnuş gibi sanki!.. BAŞSAĞLIĞI 22.08.1995 günü vefat eden değerlı meslektaşmuz, Orhangazi llkokulu Müdürü REMZİ ATOK'un kederli ailesine, sevgili öğrencilerine ve tüm sevenlerine başsağlığı dileriz. 24.08.1995 MALTEPE HAZIRLIK DERSHANESt BÜNYAN KADASTRO MAHKEMESİ'NDEN DosyaNo 1992/1215 Davacı Hazine vekili Av. Betül Özkan tarafından davalı Selahattin Emer. Zeynep Yalnız aleyhine mahkememize açılan kadastro tespitine itiraz davasının yapılan du- ruşmasında verilen ara karan gereğince: Davalı mi- rasçılanndan Selami Emer, Ömer Emer, lsmail Onar. Nil- ifer Onar. Kader Onar, Halit Onar, Okan Onar, Ali Onar, Fatma Emer, Nazife Bahçebaşı, Hediye Aydemir ve Ağ Mehmet Aydemır'in araştırmalara rağmen tebligata yarar açık adresi tespit edilemedığinden adı geçenlere dava dilekçesi ve duruşma günü tebliğ edılememiştir. Mahke- memizde yargılaması dev am eden Samağir Köyü Arpalık (Karakaya) mevkiinde 131 ada 32 parsel sayılı taşınmaza ilişkin dava içın ibraz etmek ıstedikleri belgeleri, du- ruşmanın bırakıldığı 25.10.1995 günü saat 9'a kadar ı- braz etmelen ve dunışmaya katılmalan ya da kendileri- nı bır vekille temsil ettirmeleri, aksi halde davanın yokluk- lannda devam edeceği ve karar venleceği hususu dava dilekçesi yerine kaim olmak üzere ilanen tebliğ olunur. Basın: 36798 KAYSERİ 4. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ 1993/808 Aşağıdaeski adresi veaçıkkimlıği yazılı davahnınteb- liğe yarar açık adresinin tüm araştırmalara rağmen bu- lunamadığı, kendisine dava dilekçesinin tebliğ edıleme- diği anlaşıldığından. Dava konusu Kayseri Melikgazı ilçesi Eskişehir mev- kiinde kaın 134 pafta, 594 ada. 58 parselde kayıtlı taşın- maz üzerindeki davalılann haksız müdahalelerinin men'ı, üzerindeki müştemilatın kal'ı ve ecri misıl dava- sma konu dava dilekçesinin kendılenne ilanen tebliğine karar verilmiş olmakla, Davalının mahkememizde yapılacak olan 10.10.1995 tarih ve saat 09.00'daki duruşmasında bizzat hazır bulun- ması veya kendisini bir vekille temsil ettirmesi, aksi tak- dirde davanın yokluğunda karar venlıp yokluğunda gö- rüleceği ilanen tebliğ olunur. 29.6.1995 Davalı: Hüseyin Bıçer, Karacaoğlu Mah. Gürpınar Cad. 91, Kayseri Basın: 37764
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle