05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
25AĞUSTOS 1995 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER DSP Genel Başkam Bülent Ecevit, idamlarla ortaya çıkan Riyad bunahmının ardından uyardı 'Riyad'ı Bağdat izleyebiHr'ANKARA(CumhuriyetBûrosu)-DSP Genel Baş- kanı Bülent Ecevit Türkıye'nin, Suudi Arabıstan'da- kı sdam cezalanna ıçtenİıkle karşı çıkabilmesı ıçin öncehkle Türk hukuk sıstemındekı ıdam uygulama- sının kaldınlması gerektiğıni söyiedı. DSP lideri Ecevit, Cumhuriyet'in Suudi Arabıs- tan'daki idamlara ilişkin sorusu üzerine, yasalanndan idam hükümlerini kaldırmayan Türkiye'nin çelişki- li bırsüreçten geçtiğini kaydetti. Türkiye'de 1984'ten beri hiçbir idam cezasının infaz edılmediğini anım- satan Ecevit. "Demek ki milletvekiDerinin eK idam ce- zas için parmak kaldırmaya gitmiyt>r. Toplumdan da 'Nıye bunlan infaz etmıyorsunuz" diye bir uyan gel- miyor. Demek ki kamuoyu, bir yandan idam cezası- nın uygulanmasını istemiyor. Bu çefişkiden kurrul- mamtz lazun. Bizim gönül huzunıyla Suudi Arabis- tan'daki idamlara karşı çıkmamtzın inandıncı ve et- küi olabümesi için kendi kendimize evvela tutarlı ol- mamız gerekiyor'" dedı. Bülent Ecevit, ıdam mahkûmlannı, sonlan belli ol- madan yıllarca bekletmenın ıdamdan daha kötû bır ceza olduğunu, Türkiye'de de 1980'li yıllardan beri idam cezasına mahkûm edilen bırcok insanın bulun- duğunu bildırdı. Ecevit, Türkiye'nin Suudi Arabıstan'dakı idamla- ra ilişkin kusurlan konusunda şunlan sovledı: "Nevzat Yalçıntaş'ın amattıklanndan birçok ih- mal olduğu orta>a çıkıyor. Yıllar önce bir iade-i müc- rimin (suçiulann iadesi) anlaşması gündeme gelmiş, fakat Türkiye bununla ilgilenmemiş. Öteyandan ken- di adalet sistemleri ne kadar uydurma da olsa. m kö- tfi bir sistem. ona göre Türkiye'nin bu tutuklulaıu, sa- nıklara adli yardımda bulunması gerekirdi. Belli ki o da yapılmaınış. Bir başka çelişki, fevri bir tepki oia- rak büyükelçiyi oraya göndermeme karan veriliyor. Fakat arkasından bir özel elçi «önderilhor. Bu da ne kadar tutarsızlık içinde oldugumu/u gösteriyor. Ay- nca Nevzat Yalçıntaş bcnim çok değer verdiğim bir aydın, yazar, bilim adanu. Ama Yalçıntaş, Körfez bu- nalunı ve savaşı sırasında yazdığı yazılarda. Suudi Arabistan'a karşı Irak'ı destekler nitelikte, Irak'a da objektif yaklaşır nitelikte yazılar yazmışa. Unutma- mışlardır Suudi'ler. O bakundan acaba doğnı elçi miydi? Her bakundan çelişkiler içinde Türkiye."* İnönü'ye eleştiri Ecevit, Dışışlen Bakanı Erdal İnönüyüde konuy- la ılgılenmemekle suçiayarak "Dışişlerive Adalet ba- kanlıklannın bunlarla ügilendiği yok. Hek DışişJeri Bakanı, her konuda olduğu gibi bu konuda da susu- yor. Aylardır aklınızda kalan bir cümlesi var mı Er- dal İnönü'nün? Konuştuğu zaman da. ne dediği pek anlaşılmıyor" görüşunu dıle getırdı Irak'ta. MİT ajanlığı da dahıl birçok haklı ve hak- sız suçlamayla karşılaşan 40-50 cıvannda Türk mah- kûm bulunduğunu anımsatan Ecevit, Irak'ın. yıllar- dan ben önerdıği suçlulann iadesıne ılışkın anlaşma- nın gözardı edıldiğıni ve taslağın hâlâ beklemede tu- tulduğunu söyledı. Ecevit. "Yann, öbür gûn lrak'ta da böylc bir durum ortaya çıkarsa. 'Ah keşke bu an- laşma ımzalanmış olsaydfdenecek. Yann hayıflana- biliriz, Halbuki kolaylıkla oradaki vatandaşlanmız kurtanlabilirdi. Onlann da Türkiye'den iadesini is- tedikleri iki-üç adamlan var" dedı CHP Genel Sek- reter Yardımcısı Kenan Coşar da dün düzenledığı basın toplantısında, şenat yasalanndan kaynaklanan uygulamalan kınadı. Coşar, şenatın çağdaş düzenle- meler ve demokratık hukuk devletıyle bağdaşmadı- ğını vurguladı Çiller: Dikkatli gidiyoruz Suudi Arabıstan'da ıdama mahkûm edilen bazı Türk yurttaşlannın yakınlan. dün Başbakan Tansu Çiller'le göriişmek ıçın saatlerce uğraştılar. DYP Ge- nel Merkezı'nde saatlerce bekleyen aıleler, GİK top- lantısından çıkan Başbakan'aayaküstübirkaçdakıka sorunlannı anlatabıldıler. Ç ıller. "Size yarvanyoruz" dıye yardım ısteyen aile- lere, "Şu aşamada hiçbir merak edecek durum yok Bu beninı görevim zaten. Şu aşamada gayet dikkatli gktiyoruz. Bizzat ben ilgfleniyonım. Tamamen konu- nun üzerindeyim" dedı 'Kutsal değeriere saldınlıyor' tstanbul Büyükşehır Beledıye Başkam RecepTay- yip Erdoğan, Suudi Arabıstan'dakı Türk vatandaşla- nna yönelık idamlarla ilgılı olarak medyada yapılan yayımlann amacını aştığını soyledı Erdoğan. "İdam- lar bahane edilerek yapılan yayımlar hedef değiştir- miş ve kutsal olan değeriere saldın ve Refah Partisi'ni idamlarla paralel bir noktaya çekme çabalanna dö- nüşmüştür"dedı. Erdoğan. idamlara göstenlen tepkılenn kutsal dın değerlenne saldın kampanyasına dönüştüğünü söy- ledı. Erdoğan, bu uygulamanın Suudi Arabistan'ın iç hukunu ılgılendırdığını belırttı Erdoğan. "Bu idam, Suudi Arabistan'daki ne Uk ne de son idamdır. O hal- de medyamn daha önce görülmemiş boy utlardaki ya- yımlaruıın zamanlamasındaki ilginçliğin kaynağı nedü^'dedı. Özden, basından yakınıyor 'Adalet, bir gün herkese gerekecek 9 • Anayasa Mahkemesi Başkanı Yekta Güngör Özden, "Atatürk, laiklik ve demokrasi" konulannda konuştuğu için eleştirildiğini ve artık konuşmama karan aldığını söyledi. BÜLENT ECEVİT ANTALYA - Anayasa Mahkemesi Başkanı Yekta Güngör Ozden, medyanın hukuk dev letınden yana tav ır koymadığını öne sürdü. Bu- nun ıçin üzüntü duyduğunu ve kendisinin de konuşmak ıstemedığinı belütirken Suudi Arabıstan'dakı idamlarla ada- letın gündeme geldiğını ve adaletın bu- gün herkese ge- reklı olabıleceğinı söyledi. özden. "Biz adalet hamuru yoğuruyoruz. halkımız adalet ekmeğini doy urucu şekilde ye- sin diye. Biz kendimiz yemiyo- ruz Id" dedıkten sonra "Ba- kın genel konuşuyonım. kızını sana söylüyorum gelinim sen anla" bıçımınde yakındı. Alanya'da 10 gündür tatil yapan ve dün de Antalya'ya gelerek Valı Saim Çotur ıle Antalya Barosu'nu zıyaret e- den Özden, basından yakın- dı özden, "Atatürk, laiklik ve demokrasi" konulannda ko- nuştuğu için eleştınldığıni ve artık konuşmama karan aldı- ğını söyledi "Baân özgürlüğü hukukun en önemli dayanagtdır" dıye konuşmasını sürdüren. ancak Arabıstan'dakı idamlarla ılgı- li gazetecılenn sorulanna ya- nıt vermekten çekınen özden, şöyle devam ettı: "Peki med- ya neden hukuk devletinden yana tavır koymuyor, üznlü- yonım. Kendi bindiği dalı ke- siyor durumuna düşüyor. Bu- güngazeteciarkadaşlanmızın başlanna işten çıkanbna gibi bir durum gcke, tutuklansa- lar gidecekleri yer neresi? Kendi patronlan değil ki: Ad- fiye kapısL Adüye kapısı halk katıııda saygınlıgını. güvenini yitirirse nereden ne isteyecek- ler? Bugün bile bakmArabis- tan olayianna gündeme gelen tek şey adalet lşte. adaletin üzerine toz kondurmamamız lazun. Adalet olmadan adalet sagUnamıy«r. Peki niye adale- tin ûsrünc toz konduruyoruz? Biz adalet hamunınu yoğuru- yoruz, halkımız adalet ekme- ğini en doyunıcu şekilde yesin diye. Biz kendimiz yemiyoruz zaten. Genel konuşuyonım, kızım sana söylüyorum geli- nim sen ank." Dinsel kzvga yaratma ça- balanyla Türkiye'nin genye çekılmek istendiğıni belirten Özden şunlan söyledi: "Ben bu yanlışlara değiniyonım. Başka bir şey demiyorum. Hic kimsenin inancma saygLsızhk etnûyorum. Orucuna nama- zına kanşmıyorum, ama Ata- türk \e laiklik dediğim zaman sanki bunlara karşı çıkmışun gibi yansıüyorlar ve baa gaze- teciler de uydunıyorlar; ben başka bir şey demişimgibiya- zıyorlar." Fethullah Gülen'ın öğren- cılennı kabul ettiğı şeklinde- kı haberler konusuna da açık- lık getıren Özden, şöyle de- vam enr"TL BİTAK'ınyurt- dışına gönderdiği 5 öğrenci, başanlar kazanmış. Protokol sırasına göre Başbakan Tansu Çıller'den sonra bana geuniş- ler. Oğrermenleriyle birlikte kabul ettim. 'Neredensı- nız'diye sordum. 'Yamanlar Lısesı' dedi üçü. Ikisi de 'Sa- manyolu' dedi 'Samanyolu TV ile ilginiz' var mıdiyesor- diım. 'Var' dediler.'Kımin'di- ye sordum. 'lşte bir vakıf var, onun' dediler. 'Vakıf Idmin?' dedim. 'Fethullah Hoca ve ar- kadaşlannın' dediler. O za- man ben, çocuklara Ata- türk'ü, laikligi. hukuk devle- tini anlattun 30 dakika. Ken- dilerine Atatürk rozeti ver- dim. Peki' dedim,'Fethullah Hoca'nın vakfi diyorsunuz, a- ma falan gazete de onun. ama o gazete benım ıçuı yalan ya- zıyor' dedim. 'Efendim' de- dfler, 'biz de sızın gıbı düşü- nüyoruz.'Programunın sıkış- Dğuu, Genel Kurmay Başka- nı ile görüşmemiz olduğunu söyleyip kalkmak zorunda ol- duğumu belirtince. onlann da ziyaretetmek istediklerini oğ- rendim. Benden de yardımcı ounamı istediler. Peki dedim. Giderken" Efendim, hocamız da sızın gıbı dûşünuyor'dedi- ler. 'Peki' dedim, 'neden o za- man başka türlü çıkıyor, bı- zım gibi dışanya yansımı- yor?' dedim. 'Görüşür müsü- nüz efendim' diye sordular. Ben de 'Gerekirse görüşü- rüm' dedim, yürüdüm. Paşa- ya anlarnm. Bakjn, yargının geçilmez bir kale oİduğunu gördüler. Silahlı Ku>vetler'e büyük güvencimiz var, amasi- rin de ağzınızdan duyarlarsa hocalan başka şey söy ledikk- rinde bizim sözümüzü haür- larlar belki dedim. Paşa da kırmadu öğrencileri akh." Batılı ülkelerin aksine, Türkiye'de 5-6 haftalık eğitimle ehliyet sahibi olunuyor Trafik eğhmıme öııeııı verflmîyor İstanbul Haber Servisi - Trafik kazalannın en önemli nedenlennden bın olan Trafik Eğitimi'ne Türkiye'de yetennce önem venlmıyor. Avrupa ülkelerinde ehliyet alabılmek ıçın 2.5 yıl gıbı uzun bır süre eğıtımden geçmek, hatta "sinirH ounamak" şartı aranırken, Türkıye'de 5-6 haftalık eğıtım sonunda ehliyet sınavında başanlı olunabıliyor. Türkiye'de son 5 yıl içinde trafik kazalannda 35 bın kışinm öldüğü gerçeğı. "trafik ve eğitim" konusunu bır kez daha gündeme getırdı. 12 Eylül 1980 sonrası sürücü kurslanna ızın venlmesıyle birlikte, "ehliyet" ve "eğitim" olayında da yenı bır dönem başladı. Motorlu taşıt sürücusü yetıştırmek ve bunlara sınav sonucu sertıfıka vermek, trafik ıle ilgılı öğretım ve eğitim yaptırmak üzere kamu kuruluşlan ıle özel kışılere sürücü kursu açma ıznını Mıllı Eğıtım Gençlık ve Spor Bakanlığı venyor Istanbul'da bugün Mıllı Eğitim Özel Kurslar Daıresf nın ızniyle açılan 296 sürücü kursu bulunuyor. Sürücü kurslannın öğretım ve eğıtım konulan ıle metodu, kurs süreleri, kurslar ıçın eğıtım ve ögretımde kullanılacak bına araç, gereç ve teçhızatı ıle sertıfıka sınavlannın esaslan, ynne Mıllı Eğıtım BakanlığVnca çıkartılan yönetmelıklere göre belırlenıyor. Bu dunımda bütün kurslann eğıtım esaslan aynı olduğu ıçın Türkiye'de trafik eğıtımının sorumlusu, sürücü kurslannın yanı sıra Mıllı Eğıtım Bakanlığı uygulamalan oluyor Son yıllarda sayılan gıttıkçe artan sürücü kurslarında genel olarak. ılk 4 hafta sınıf eğıtımı ve son ıkı hafta dıreksıyon eğıtımı olmak üzere sadece 6 hafta surüyor. Sınıf eğıtımı. trafik. motor ve ilkyardım derslennden oluşuyorken dıreksıyon derslen pıstte venlıyor Kurslann ücretlen ıse 8 ile 8,5 mılyon lıra arasında değışıyor. Birçok sürücü adavı ıse ehlıyetlenne kendılen bıle güv enmedıklen ıçın yenıden dıreksıyon dersleri alma gereğı duyuyor. Kolayca sahip olduklan ehlıyetı "hava" olsun diye taşıyanlann sayısı da az değil. Aldıklan ehlıyetlenni araba kullanmak için aşılması gereken bır engel olarak gören bir kısım sürücü ıse trafikte her an ölüme yol açabilecek tehlıkeyı oluşturuyor. Avrupa'da ıse 2,5 yıl kadar süren dıreksıyon ve kurallar eğıtımı sonrasında bır de araba kullanacak olanlann ruhsal durumlan gözönüne alınıyor. Avukat Cengiz Hortoğlu, Türk ınsamnın araba kuilanırken^sinirli" olduğuna dıkkat çekerek. bu konuda Isv ıçre'de yaşanan bır olayı ömek göstenyor. "Kuzenim, bütün kurslar bittikten sonra direksiyon sınavina girmiş. Arabayı kullanmış ama yetkililer ona yeterü olmadığını soy lemişler. O da direksivona yumruğuyia vurmuş. Yetkjfiler bunu görünce "Mösyö sız artık lsvıçre sınırlan içinde araba kullanamazsınız, çûnkü tehlıke yaratacak kadar sınırlı bır ınsansınız' demişler" Suudi Arabistan'daki Türklerin durumu ve Bosna'daki gelişmeler ele alındı MGK, Refah^m faalivedeıiııi görüştü ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -Mıllı Güvenlik Kurulu(MGK), Sı- lahlı Kuvvetleri'nin (TSK) komuta kademesındekı değişiklikten sonra görevi devralan yenı komutanlann ılk kez katılımıyla dün yapılan top- lantısında, RP ile bağlantısı bilınen AvTupa Mılli Görüş Teşkılatlan'nın (AMGT) şenatçı faalıyetlennin ele alındığı öğrenıldı. Toplantıda, ülke genelindeki gü- venlik durumu ile Suudi Arabis- tan'daki Turk yurttaşlannın idamı- nın onlenmesine yönelık girişimler, Bosna-Hersek'te yaşanan gelişme- ler ve Dublin'deki Kürt zırvesı gibi dış politika konulannın ele alındığı öğrenildi. Çankaya Köşkü'nde gerçekleştı- rilen MGK toplantısından önce Cumhurbaşkanı Süleyan Demirel, Genelkurmay Başkanı Orgeneral ts- mail Hakkı Karadayı başkanlığm- dakı. yenı kuvvet komutanlannı ka- bul ederek bır süre görüştü Demirel, Hava Kuvvetlen Komu- tanı Orgeneral Ahmet Çörekçi, De- niz Kuvvetlen Komutanı Oramıral Güven Erkaya, Jandarma Genel Ko- mutanı Orgeneral Teoman Koman ve MGK Genel Sekreten Orgeneral İlhan Kıbç'ı kutlayarak görevlerin- de başanlar diledi. Görev lenni yenı devralan komutanlar. kabulden son- ra yapılan MGK toplantısına ılk kez katıldılar. Edınılen bılgiye göre MGK top- lantısında, MİT Müsteşan Sönmez Köksal tarafından. RP'nin "Avru- pa'daki kolu" olarak adlandınlan ve bu partıyle bağlantısı bilınen AMGT'mn çalışmalan konusunda bılgı venldi. Toplantıda, AMGT'nın Avrupa'da sürdürdüğü "şenatçı fa- aliyeder"' ve RP ıle olan ilişkılennın değerlendınldiğı öğrenildı. MGK'de, Suudi Arabıstan'da 4 Türk yurttaşının uyuşturucu kaçak- çısı olduklan gerekçesıyle kafalan kesilerek ıdam edılmelenyle ilgıli gelişmeler ve halen bu ülkedeki ce- zaevlerinde bulunan 70 Türk'ün du- rumunun ele alındığı kaydedıldı. Ir- landa'nın Dublin kentinde geçen haftalarda gerçekleştınlen Kuzey IrakJı Kürt gruplann katıldığı "Kürt flrvesinin*' de ele alındığı toplantı- da. Bosna-Hersek'teki son gelişme- lenn de gündeme geldiği öğrenildi. Emnıyet Genel Mudürü Mehmet Ağar'ın'da MGK'ye, PKK ve aşın sol örgütlerin faaliyetleri ile bunlara karşı verilen mücadele konusunda bilgi verdiği öğrenüdL HAFTAY4BAKIŞ AHMET TANER KIŞLALI Yanıtın Yanıtı... Demokratik Cumhunyet Programı ile ilgili yazımı Tarhan Erdem yanıtlamıştı. Ben de Sayın Erdem'i ya- nıtlayınca; yanıtın yanıtının yanıtı, Mehmet Kabasa- kal'dan geldi. Sayın Kabasakal, çok değer verdiğim eski bır dost. Bu nedenle, yanıtının tümüne yakınını köşeme alıyo- rum. Ben de yanrtımı birkaç tumce ile verdıkten son- ra, artık bu konuyu kapatacağım. • • • Mektup şöyle diyor: "Yürûtme Kunılu üyesı olduğum Demokratik Cum- huriyet Programı'na çok büyük haksızlık ettiğınize inanıyorum... önce 'dürüst' bir ınsan olarak tanıdı- ğım Kışlalı'n/n önyargılı tavn beni üzdü. Kabine ar- kadaşınız Tarhan Erdem'i ve DCP mensuplannı ken- di yazdıklan ve yaptıklanyla değil, Yeni Şafak gaze- tesinde çıkan yoruma bakarak suçluyorsunuz. Oysa, Yeni Şafak'ta Sayın Erdem'ın gönderdiği düzettmesı- zin yazınızdan 15 gün önce yayınlanmıştı. Hadi dü- zeltmeyı görmediniz diyelim, Erdem'in sıze yanıtın- dan sonra hâlâ 3 seçenekten söz etmek niye? Bu 'ka- srtlı bir çabayı' akla getirmez mi? (...) Suçumuz ne? 3.5 yıl emek vererek, tartışarak ge- lıştirdiğimız bir yeniden yapılanma programını top- luma sunmak ve destek görürse partıleşmesıni sağ- lamak. Buyüzden tarafınızdan 'PrensSabahattın'c/- lıkle suçlanıyoruz. Programın hangi sayfasında bu ya da öaş/ca isme rastladınız? DCP'nin amaç mad- desindeyeralan 'Cumhunyet'in temelinde yatan akıl- a ve çağdaş toplum idealıne uygun' ıbaresini niye görmezden geliyorsunuz? Biz ne istiyoruz: Tıkanan ve artık ışlemez hale ge- len yapıyı değiştirmek. Demokrasıyı tum kunjm ve kurallanyla işler hale getırmek. Bu amaçla, yönetımi yeniden yapılandırmak, en küçük yerieşme birımi olan mahalle ve köylerden başlayarak halkın yöneti- me daha etkın katılmasını ve doğmdan yönetimi sağ- lamak. Tüm sorunlann Ankara'da yığılmasını ve çö- zülmez hale gelmesinı önlemek, yerinden demokra- tik yönetımleyerelsorunlanyerinde çözmek... Dev- leti ekonomdekı gereksızyüklerden kurtarmak. Dev- tef kaynaklanndan belırtı kesımlere menfaat sağlan- masını önlemek. Devleti; kurallar, normlar, standart- lar koyan ve bunlann eksıksız uygulanmasını denet- leyen 'etkin bir devlef yapmak. Işlemeyen sağlık dü- zeninı ıştetmek. Sosyal güvenlığı olmayan insan bı- rakmamak. Altta kalanın canının çıkmasını önlemek. Yargıya bağımsızlık, hız ve güveniliriik kazandırmak. Ûnerılenmız toplumun gerçeklennden kaynakla- nıyor, iç tutariılık ve bütünlük içeriyor. Programı oluş- tururken, herhangı bır doktnnden yola çıkmadığımı- zı açıkça ıfade ettık. Ama 'programın bir felsefesi yoktur' da demedik. Programın genelinde, insana güvene dayalı, halkın her düzeyde katılımını öngö- ren, katıksız bir demokrası inancıyla toplumcu bır yaklaşım yatmaktadır. (...) Tıkanan Türkiye'de, siyasetın yozlaştığı biror- tamda, böyle emeklerle hazırlanmış programlan yer- mek yerine, yüreklendirmek daha doğnı olmaz mı? Uzun yıllar aktif sıyasetten uzak duran ınsanlara ve sol partUerden uzatılan ikbal koltuklanna 'hayır 1 de- miş dostlannıza destek vermiyorsanız, haksızlık da etmeyin." ••• , lşte yanıtlanm: 1) Kemalizme karşı olan dinci Yeni Şafak gazete- sinde çıkan yazı bir yorum değildi. Tarhan Erdem'le yapılmış bir söyleşi idı. Gazetenin o sayısını, Tokta- mış Ateş'ın benı uyarması üzerine buldurmuştum. A- ma izledığım bir gazete olmadığı ıçın, yollandığı söy- lenen düzeltmeyi de görmemiştim. Söz konusu dü- zeltmede, Sayın Erdem'ın "Altıok'a ve Atatürkçülûk ilkesine karşıyız" anlamında bir söz sarfetmediğinın vurgulandığı anlaşılıyordu. Öyleyse üç olasılık vardı: Ya gazete bu sözü uydur- muştu. Ya soyleşınin genelinden çıkarmıştı. Ya da bu düşünce "yazılmamak kaydıyla" söylenmişti. Dördüncü bir olasılık var mı? 2) Elbette ki programda birçok doğrular, birçok ya- rarlı öneriler var. Elbette ki hepsı de çok değerlı bir birikimın ürünü... Ama hemen tüm çözümler, temel- de bir "özel girişimcilik ve yerinden yönetim" ekse- nine oturuyor. Bu da Prens Sabahattin'le Türkiye'ye giren ideolojik bir çizgi değil midir? Prens Sabahat- tin'in adını edip etmemek neyi değıştirir? Ulusal bütünlüğü zorlamamak koşuluyia, yerinden yönetim" ilkesini ben de destekliyorum. özel gırişi- me karşı olmam da söz konusu değil. Ama bunlan Kemalist bir çerçeveye yerleştırmek başka, çağdaş Sabahattinci bir çizgıye oturtmak başkadır. DCP sözcülerinin, Kemalizm ile herhangi bir bağ- lantı kurulmasına neden olabilecek sözler etmekten özenle kaçındıklan bir gerçek değil mi? 3) DCP hareketı içinde olanlann büyük çoğunluğu, sevdiğım, saydığım ınsanlar. Durüst, binkımli ve kişı- likliler. "Yükselen yenı değerier"\n etkısindekı, geç- miş CHP'nin sağ kanadından gelme bırkaçına sözüm yok. Ama djğerlennin, "Kemalist devnmcilik°\en ken- dıierini -etken ya da edılgen bır biçımde- soyutlama çabalannı üzülerek izliyorum! Bir kez daha yinelemek gerekiyor Kemalizmle bütünleşmeyen bir "sol", Türkiye'de si- yasal dengelen etkıleyebılecek ağırlıkta bır hareket oluşturamaz. Bunun söylenmesmde bir "kasıt" ara- mak ise, olsa olsa aşın duygusallıktır. ALAADDIN HOTEL • * * * Incekum Alaaddin Hotel. Türkiye'nin yeşil turizm beklesi Antalya'ran Alanya üçesi Avsallar kasabaanda Akdeniz'ın berrak kıyılannda huzur, spor, eğlence dolu bir ortama sahiptir. Antalya Havaalanı'na 98 km. uzaklıkta olan lncekum Alaaddin Hotel 232 oda, 500 yatak kapasıtelidir. Yılın 300 gününün güneşli geçtiğı ve deniz sezonunun 8 ay sürdüğü Akdeniz'in bu şirin yöresindeki otelimi- nn odalan ıle tüm kapalı alanlan merkezı ısıtma, soğutma ve havalandırma sistemi ile donatılmıştır. özel banyolu odalanmız otomatık telefon, 4 kanal müzik yayını, uydu yayın TV sistemi ile otelimiz tatilde evinia aratmayacaktır. İncekum Alaaddin Hotel'de aynca açık ve kapalı barlar, sauna, kondisyon merkezi, disco, 2 yüzme havuzu, özel plaj alanı, iskele, su sporlan merkezi, tenis kortu bulunmaktadır. Oteürniz 150 kişilik sımültane çeviri sistemi toplanü salonu, 500 kişilik restoran, alakart restoran, pasta salo- nu, televizyon salonu, oyun odası, alışveriş mağazalan, ve manzara teraslan ile unutamayacağınız bır tatil sun- maktadır. lncekum Alaaddin Hotel'ın mutfak ustalan da gece müzıgi eşliğinde zengin açık büfeleri ile Türk yemekleri- nin lezzetini sizlere bir kez daha tattıracaktır. ALAADDİN OTEL • • • • Rezervasyon ıçin: (0242)517 1491 (6 hat) Incekum-ALANYA
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle