Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
25AĞUSTOS 1995 CUMA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
DSP Genel Başkam Bülent Ecevit, idamlarla ortaya çıkan Riyad bunahmının ardından uyardı
'Riyad'ı Bağdat izleyebiHr'ANKARA(CumhuriyetBûrosu)-DSP Genel Baş-
kanı Bülent Ecevit Türkıye'nin, Suudi Arabıstan'da-
kı sdam cezalanna ıçtenİıkle karşı çıkabilmesı ıçin
öncehkle Türk hukuk sıstemındekı ıdam uygulama-
sının kaldınlması gerektiğıni söyiedı.
DSP lideri Ecevit, Cumhuriyet'in Suudi Arabıs-
tan'daki idamlara ilişkin sorusu üzerine, yasalanndan
idam hükümlerini kaldırmayan Türkiye'nin çelişki-
li bırsüreçten geçtiğini kaydetti. Türkiye'de 1984'ten
beri hiçbir idam cezasının infaz edılmediğini anım-
satan Ecevit. "Demek ki milletvekiDerinin eK idam ce-
zas için parmak kaldırmaya gitmiyt>r. Toplumdan da
'Nıye bunlan infaz etmıyorsunuz" diye bir uyan gel-
miyor. Demek ki kamuoyu, bir yandan idam cezası-
nın uygulanmasını istemiyor. Bu çefişkiden kurrul-
mamtz lazun. Bizim gönül huzunıyla Suudi Arabis-
tan'daki idamlara karşı çıkmamtzın inandıncı ve et-
küi olabümesi için kendi kendimize evvela tutarlı ol-
mamız gerekiyor'" dedı.
Bülent Ecevit, ıdam mahkûmlannı, sonlan belli ol-
madan yıllarca bekletmenın ıdamdan daha kötû bır
ceza olduğunu, Türkiye'de de 1980'li yıllardan beri
idam cezasına mahkûm edilen bırcok insanın bulun-
duğunu bildırdı.
Ecevit, Türkiye'nin Suudi Arabıstan'dakı idamla-
ra ilişkin kusurlan konusunda şunlan sovledı:
"Nevzat Yalçıntaş'ın amattıklanndan birçok ih-
mal olduğu orta>a çıkıyor. Yıllar önce bir iade-i müc-
rimin (suçiulann iadesi) anlaşması gündeme gelmiş,
fakat Türkiye bununla ilgilenmemiş. Öteyandan ken-
di adalet sistemleri ne kadar uydurma da olsa. m kö-
tfi bir sistem. ona göre Türkiye'nin bu tutuklulaıu, sa-
nıklara adli yardımda bulunması gerekirdi. Belli ki o
da yapılmaınış. Bir başka çelişki, fevri bir tepki oia-
rak büyükelçiyi oraya göndermeme karan veriliyor.
Fakat arkasından bir özel elçi «önderilhor. Bu da ne
kadar tutarsızlık içinde oldugumu/u gösteriyor. Ay-
nca Nevzat Yalçıntaş bcnim çok değer verdiğim bir
aydın, yazar, bilim adanu. Ama Yalçıntaş, Körfez bu-
nalunı ve savaşı sırasında yazdığı yazılarda. Suudi
Arabistan'a karşı Irak'ı destekler nitelikte, Irak'a da
objektif yaklaşır nitelikte yazılar yazmışa. Unutma-
mışlardır Suudi'ler. O bakundan acaba doğnı elçi
miydi? Her bakundan çelişkiler içinde Türkiye."*
İnönü'ye eleştiri
Ecevit, Dışışlen Bakanı Erdal İnönüyüde konuy-
la ılgılenmemekle suçiayarak "Dışişlerive Adalet ba-
kanlıklannın bunlarla ügilendiği yok. Hek DışişJeri
Bakanı, her konuda olduğu gibi bu konuda da susu-
yor. Aylardır aklınızda kalan bir cümlesi var mı Er-
dal İnönü'nün? Konuştuğu zaman da. ne dediği pek
anlaşılmıyor" görüşunu dıle getırdı
Irak'ta. MİT ajanlığı da dahıl birçok haklı ve hak-
sız suçlamayla karşılaşan 40-50 cıvannda Türk mah-
kûm bulunduğunu anımsatan Ecevit, Irak'ın. yıllar-
dan ben önerdıği suçlulann iadesıne ılışkın anlaşma-
nın gözardı edıldiğıni ve taslağın hâlâ beklemede tu-
tulduğunu söyledı. Ecevit. "Yann, öbür gûn lrak'ta
da böylc bir durum ortaya çıkarsa. 'Ah keşke bu an-
laşma ımzalanmış olsaydfdenecek. Yann hayıflana-
biliriz, Halbuki kolaylıkla oradaki vatandaşlanmız
kurtanlabilirdi. Onlann da Türkiye'den iadesini is-
tedikleri iki-üç adamlan var" dedı CHP Genel Sek-
reter Yardımcısı Kenan Coşar da dün düzenledığı
basın toplantısında, şenat yasalanndan kaynaklanan
uygulamalan kınadı. Coşar, şenatın çağdaş düzenle-
meler ve demokratık hukuk devletıyle bağdaşmadı-
ğını vurguladı
Çiller: Dikkatli gidiyoruz
Suudi Arabıstan'da ıdama mahkûm edilen bazı
Türk yurttaşlannın yakınlan. dün Başbakan Tansu
Çiller'le göriişmek ıçın saatlerce uğraştılar. DYP Ge-
nel Merkezı'nde saatlerce bekleyen aıleler, GİK top-
lantısından çıkan Başbakan'aayaküstübirkaçdakıka
sorunlannı anlatabıldıler. Ç
ıller. "Size yarvanyoruz" dıye yardım ısteyen aile-
lere, "Şu aşamada hiçbir merak edecek durum yok
Bu beninı görevim zaten. Şu aşamada gayet dikkatli
gktiyoruz. Bizzat ben ilgfleniyonım. Tamamen konu-
nun üzerindeyim" dedı
'Kutsal değeriere saldınlıyor'
tstanbul Büyükşehır Beledıye Başkam RecepTay-
yip Erdoğan, Suudi Arabıstan'dakı Türk vatandaşla-
nna yönelık idamlarla ilgılı olarak medyada yapılan
yayımlann amacını aştığını soyledı Erdoğan. "İdam-
lar bahane edilerek yapılan yayımlar hedef değiştir-
miş ve kutsal olan değeriere saldın ve Refah Partisi'ni
idamlarla paralel bir noktaya çekme çabalanna dö-
nüşmüştür"dedı.
Erdoğan. idamlara göstenlen tepkılenn kutsal dın
değerlenne saldın kampanyasına dönüştüğünü söy-
ledı. Erdoğan, bu uygulamanın Suudi Arabistan'ın iç
hukunu ılgılendırdığını belırttı Erdoğan. "Bu idam,
Suudi Arabistan'daki ne Uk ne de son idamdır. O hal-
de medyamn daha önce görülmemiş boy utlardaki ya-
yımlaruıın zamanlamasındaki ilginçliğin kaynağı
nedü^'dedı.
Özden, basından yakınıyor
'Adalet, bir
gün herkese
gerekecek
9
• Anayasa Mahkemesi Başkanı Yekta Güngör
Özden, "Atatürk, laiklik ve demokrasi"
konulannda konuştuğu için eleştirildiğini ve artık
konuşmama karan aldığını söyledi.
BÜLENT ECEVİT
ANTALYA - Anayasa
Mahkemesi Başkanı Yekta
Güngör Ozden, medyanın
hukuk dev letınden yana tav ır
koymadığını öne sürdü. Bu-
nun ıçin üzüntü duyduğunu
ve kendisinin de konuşmak
ıstemedığinı belütirken Suudi
Arabıstan'dakı idamlarla ada-
letın gündeme geldiğını ve
adaletın bu- gün herkese ge-
reklı olabıleceğinı söyledi.
özden. "Biz adalet hamuru
yoğuruyoruz. halkımız adalet
ekmeğini doy urucu şekilde ye-
sin diye. Biz kendimiz yemiyo-
ruz Id" dedıkten sonra "Ba-
kın genel konuşuyonım. kızını
sana söylüyorum gelinim sen
anla" bıçımınde yakındı.
Alanya'da 10 gündür tatil
yapan ve dün de Antalya'ya
gelerek Valı Saim Çotur ıle
Antalya Barosu'nu zıyaret e-
den Özden, basından yakın-
dı özden, "Atatürk, laiklik ve
demokrasi" konulannda ko-
nuştuğu için eleştınldığıni ve
artık konuşmama karan aldı-
ğını söyledi
"Baân özgürlüğü hukukun
en önemli dayanagtdır" dıye
konuşmasını sürdüren. ancak
Arabıstan'dakı idamlarla ılgı-
li gazetecılenn sorulanna ya-
nıt vermekten çekınen özden,
şöyle devam ettı: "Peki med-
ya neden hukuk devletinden
yana tavır koymuyor, üznlü-
yonım. Kendi bindiği dalı ke-
siyor durumuna düşüyor. Bu-
güngazeteciarkadaşlanmızın
başlanna işten çıkanbna gibi
bir durum gcke, tutuklansa-
lar gidecekleri yer neresi?
Kendi patronlan değil ki: Ad-
fiye kapısL Adüye kapısı halk
katıııda saygınlıgını. güvenini
yitirirse nereden ne isteyecek-
ler? Bugün bile bakmArabis-
tan olayianna gündeme gelen
tek şey adalet lşte. adaletin
üzerine toz kondurmamamız
lazun. Adalet olmadan adalet
sagUnamıy«r. Peki niye adale-
tin ûsrünc toz konduruyoruz?
Biz adalet hamunınu yoğuru-
yoruz, halkımız adalet ekme-
ğini en doyunıcu şekilde yesin
diye. Biz kendimiz yemiyoruz
zaten. Genel konuşuyonım,
kızım sana söylüyorum geli-
nim sen ank."
Dinsel kzvga yaratma ça-
balanyla Türkiye'nin genye
çekılmek istendiğıni belirten
Özden şunlan söyledi: "Ben
bu yanlışlara değiniyonım.
Başka bir şey demiyorum. Hic
kimsenin inancma saygLsızhk
etnûyorum. Orucuna nama-
zına kanşmıyorum, ama Ata-
türk \e laiklik dediğim zaman
sanki bunlara karşı çıkmışun
gibi yansıüyorlar ve baa gaze-
teciler de uydunıyorlar; ben
başka bir şey demişimgibiya-
zıyorlar."
Fethullah Gülen'ın öğren-
cılennı kabul ettiğı şeklinde-
kı haberler konusuna da açık-
lık getıren Özden, şöyle de-
vam enr"TL BİTAK'ınyurt-
dışına gönderdiği 5 öğrenci,
başanlar kazanmış. Protokol
sırasına göre Başbakan Tansu
Çıller'den sonra bana geuniş-
ler. Oğrermenleriyle birlikte
kabul ettim. 'Neredensı-
nız'diye sordum. 'Yamanlar
Lısesı' dedi üçü. Ikisi de 'Sa-
manyolu' dedi 'Samanyolu
TV ile ilginiz' var mıdiyesor-
diım. 'Var' dediler.'Kımin'di-
ye sordum. 'lşte bir vakıf var,
onun' dediler. 'Vakıf Idmin?'
dedim. 'Fethullah Hoca ve ar-
kadaşlannın' dediler. O za-
man ben, çocuklara Ata-
türk'ü, laikligi. hukuk devle-
tini anlattun 30 dakika. Ken-
dilerine Atatürk rozeti ver-
dim. Peki' dedim,'Fethullah
Hoca'nın vakfi diyorsunuz, a-
ma falan gazete de onun. ama
o gazete benım ıçuı yalan ya-
zıyor' dedim. 'Efendim' de-
dfler, 'biz de sızın gıbı düşü-
nüyoruz.'Programunın sıkış-
Dğuu, Genel Kurmay Başka-
nı ile görüşmemiz olduğunu
söyleyip kalkmak zorunda ol-
duğumu belirtince. onlann da
ziyaretetmek istediklerini oğ-
rendim. Benden de yardımcı
ounamı istediler. Peki dedim.
Giderken" Efendim, hocamız
da sızın gıbı dûşünuyor'dedi-
ler. 'Peki' dedim, 'neden o za-
man başka türlü çıkıyor, bı-
zım gibi dışanya yansımı-
yor?' dedim. 'Görüşür müsü-
nüz efendim' diye sordular.
Ben de 'Gerekirse görüşü-
rüm' dedim, yürüdüm. Paşa-
ya anlarnm. Bakjn, yargının
geçilmez bir kale oİduğunu
gördüler. Silahlı Ku>vetler'e
büyük güvencimiz var, amasi-
rin de ağzınızdan duyarlarsa
hocalan başka şey söy ledikk-
rinde bizim sözümüzü haür-
larlar belki dedim. Paşa da
kırmadu öğrencileri akh."
Batılı ülkelerin aksine, Türkiye'de 5-6 haftalık eğitimle ehliyet sahibi olunuyor
Trafik eğhmıme öııeııı verflmîyor
İstanbul Haber Servisi - Trafik kazalannın en
önemli nedenlennden bın olan Trafik Eğitimi'ne
Türkiye'de yetennce önem venlmıyor. Avrupa
ülkelerinde ehliyet alabılmek ıçın 2.5 yıl gıbı
uzun bır süre eğıtımden geçmek, hatta "sinirH
ounamak" şartı aranırken, Türkıye'de 5-6
haftalık eğıtım sonunda ehliyet sınavında başanlı
olunabıliyor. Türkiye'de son 5 yıl içinde trafik
kazalannda 35 bın kışinm öldüğü gerçeğı.
"trafik ve eğitim" konusunu bır kez daha
gündeme getırdı. 12 Eylül 1980 sonrası sürücü
kurslanna ızın venlmesıyle birlikte, "ehliyet" ve
"eğitim" olayında da yenı bır dönem başladı.
Motorlu taşıt sürücusü yetıştırmek ve bunlara
sınav sonucu sertıfıka vermek, trafik ıle ilgılı
öğretım ve eğitim yaptırmak üzere kamu
kuruluşlan ıle özel kışılere sürücü kursu açma
ıznını Mıllı Eğıtım Gençlık ve Spor Bakanlığı
venyor Istanbul'da bugün Mıllı Eğitim Özel
Kurslar Daıresf nın ızniyle açılan 296 sürücü
kursu bulunuyor. Sürücü kurslannın öğretım ve
eğıtım konulan ıle metodu, kurs süreleri, kurslar
ıçın eğıtım ve ögretımde kullanılacak bına araç,
gereç ve teçhızatı ıle sertıfıka sınavlannın
esaslan, ynne Mıllı Eğıtım BakanlığVnca
çıkartılan yönetmelıklere göre belırlenıyor. Bu
dunımda bütün kurslann eğıtım esaslan aynı
olduğu ıçın Türkiye'de trafik eğıtımının
sorumlusu, sürücü kurslannın yanı sıra Mıllı
Eğıtım Bakanlığı uygulamalan oluyor Son
yıllarda sayılan gıttıkçe artan sürücü kurslarında
genel olarak. ılk 4 hafta sınıf eğıtımı ve son ıkı
hafta dıreksıyon eğıtımı olmak üzere sadece 6
hafta surüyor.
Sınıf eğıtımı. trafik. motor ve ilkyardım
derslennden oluşuyorken dıreksıyon derslen
pıstte venlıyor Kurslann ücretlen ıse 8 ile 8,5
mılyon lıra arasında değışıyor. Birçok sürücü
adavı ıse ehlıyetlenne kendılen bıle
güv enmedıklen ıçın yenıden dıreksıyon dersleri
alma gereğı duyuyor. Kolayca sahip olduklan
ehlıyetı "hava" olsun diye taşıyanlann sayısı da
az değil. Aldıklan ehlıyetlenni araba kullanmak
için aşılması gereken bır engel olarak gören bir
kısım sürücü ıse trafikte her an ölüme yol
açabilecek tehlıkeyı oluşturuyor. Avrupa'da ıse
2,5 yıl kadar süren dıreksıyon ve kurallar eğıtımı
sonrasında bır de araba kullanacak olanlann
ruhsal durumlan gözönüne alınıyor. Avukat
Cengiz Hortoğlu, Türk ınsamnın
araba kuilanırken^sinirli" olduğuna dıkkat
çekerek. bu konuda Isv ıçre'de yaşanan bır olayı
ömek göstenyor.
"Kuzenim, bütün kurslar bittikten sonra
direksiyon sınavina girmiş. Arabayı kullanmış
ama yetkililer ona yeterü olmadığını soy lemişler.
O da direksivona yumruğuyia vurmuş. Yetkjfiler
bunu görünce "Mösyö sız artık lsvıçre sınırlan
içinde araba kullanamazsınız, çûnkü tehlıke
yaratacak kadar sınırlı bır ınsansınız' demişler"
Suudi Arabistan'daki Türklerin durumu ve Bosna'daki gelişmeler ele alındı
MGK, Refah^m faalivedeıiııi görüştü
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)
-Mıllı Güvenlik Kurulu(MGK), Sı-
lahlı Kuvvetleri'nin (TSK) komuta
kademesındekı değişiklikten sonra
görevi devralan yenı komutanlann
ılk kez katılımıyla dün yapılan top-
lantısında, RP ile bağlantısı bilınen
AvTupa Mılli Görüş Teşkılatlan'nın
(AMGT) şenatçı faalıyetlennin ele
alındığı öğrenıldı.
Toplantıda, ülke genelindeki gü-
venlik durumu ile Suudi Arabis-
tan'daki Turk yurttaşlannın idamı-
nın onlenmesine yönelık girişimler,
Bosna-Hersek'te yaşanan gelişme-
ler ve Dublin'deki Kürt zırvesı gibi
dış politika konulannın ele alındığı
öğrenildi.
Çankaya Köşkü'nde gerçekleştı-
rilen MGK toplantısından önce
Cumhurbaşkanı Süleyan Demirel,
Genelkurmay Başkanı Orgeneral ts-
mail Hakkı Karadayı başkanlığm-
dakı. yenı kuvvet komutanlannı ka-
bul ederek bır süre görüştü
Demirel, Hava Kuvvetlen Komu-
tanı Orgeneral Ahmet Çörekçi, De-
niz Kuvvetlen Komutanı Oramıral
Güven Erkaya, Jandarma Genel Ko-
mutanı Orgeneral Teoman Koman
ve MGK Genel Sekreten Orgeneral
İlhan Kıbç'ı kutlayarak görevlerin-
de başanlar diledi. Görev lenni yenı
devralan komutanlar. kabulden son-
ra yapılan MGK toplantısına ılk kez
katıldılar.
Edınılen bılgiye göre MGK top-
lantısında, MİT Müsteşan Sönmez
Köksal tarafından. RP'nin "Avru-
pa'daki kolu" olarak adlandınlan ve
bu partıyle bağlantısı bilınen
AMGT'mn çalışmalan konusunda
bılgı venldi. Toplantıda, AMGT'nın
Avrupa'da sürdürdüğü "şenatçı fa-
aliyeder"' ve RP ıle olan ilişkılennın
değerlendınldiğı öğrenildı.
MGK'de, Suudi Arabıstan'da 4
Türk yurttaşının uyuşturucu kaçak-
çısı olduklan gerekçesıyle kafalan
kesilerek ıdam edılmelenyle ilgıli
gelişmeler ve halen bu ülkedeki ce-
zaevlerinde bulunan 70 Türk'ün du-
rumunun ele alındığı kaydedıldı. Ir-
landa'nın Dublin kentinde geçen
haftalarda gerçekleştınlen Kuzey
IrakJı Kürt gruplann katıldığı "Kürt
flrvesinin*' de ele alındığı toplantı-
da. Bosna-Hersek'teki son gelişme-
lenn de gündeme geldiği öğrenildi.
Emnıyet Genel Mudürü Mehmet
Ağar'ın'da MGK'ye, PKK ve aşın
sol örgütlerin faaliyetleri ile bunlara
karşı verilen mücadele konusunda
bilgi verdiği öğrenüdL
HAFTAY4BAKIŞ
AHMET TANER KIŞLALI
Yanıtın Yanıtı...
Demokratik Cumhunyet Programı ile ilgili yazımı
Tarhan Erdem yanıtlamıştı. Ben de Sayın Erdem'i ya-
nıtlayınca; yanıtın yanıtının yanıtı, Mehmet Kabasa-
kal'dan geldi.
Sayın Kabasakal, çok değer verdiğim eski bır dost.
Bu nedenle, yanıtının tümüne yakınını köşeme alıyo-
rum. Ben de yanrtımı birkaç tumce ile verdıkten son-
ra, artık bu konuyu kapatacağım.
• • •
Mektup şöyle diyor:
"Yürûtme Kunılu üyesı olduğum Demokratik Cum-
huriyet Programı'na çok büyük haksızlık ettiğınize
inanıyorum... önce 'dürüst' bir ınsan olarak tanıdı-
ğım Kışlalı'n/n önyargılı tavn beni üzdü. Kabine ar-
kadaşınız Tarhan Erdem'i ve DCP mensuplannı ken-
di yazdıklan ve yaptıklanyla değil, Yeni Şafak gaze-
tesinde çıkan yoruma bakarak suçluyorsunuz. Oysa,
Yeni Şafak'ta Sayın Erdem'ın gönderdiği düzettmesı-
zin yazınızdan 15 gün önce yayınlanmıştı. Hadi dü-
zeltmeyı görmediniz diyelim, Erdem'in sıze yanıtın-
dan sonra hâlâ 3 seçenekten söz etmek niye? Bu 'ka-
srtlı bir çabayı' akla getirmez mi? (...)
Suçumuz ne? 3.5 yıl emek vererek, tartışarak ge-
lıştirdiğimız bir yeniden yapılanma programını top-
luma sunmak ve destek görürse partıleşmesıni sağ-
lamak. Buyüzden tarafınızdan 'PrensSabahattın'c/-
lıkle suçlanıyoruz. Programın hangi sayfasında bu
ya da öaş/ca isme rastladınız? DCP'nin amaç mad-
desindeyeralan 'Cumhunyet'in temelinde yatan akıl-
a ve çağdaş toplum idealıne uygun' ıbaresini niye
görmezden geliyorsunuz?
Biz ne istiyoruz: Tıkanan ve artık ışlemez hale ge-
len yapıyı değiştirmek. Demokrasıyı tum kunjm ve
kurallanyla işler hale getırmek. Bu amaçla, yönetımi
yeniden yapılandırmak, en küçük yerieşme birımi
olan mahalle ve köylerden başlayarak halkın yöneti-
me daha etkın katılmasını ve doğmdan yönetimi sağ-
lamak. Tüm sorunlann Ankara'da yığılmasını ve çö-
zülmez hale gelmesinı önlemek, yerinden demokra-
tik yönetımleyerelsorunlanyerinde çözmek... Dev-
leti ekonomdekı gereksızyüklerden kurtarmak. Dev-
tef kaynaklanndan belırtı kesımlere menfaat sağlan-
masını önlemek. Devleti; kurallar, normlar, standart-
lar koyan ve bunlann eksıksız uygulanmasını denet-
leyen 'etkin bir devlef yapmak. Işlemeyen sağlık dü-
zeninı ıştetmek. Sosyal güvenlığı olmayan insan bı-
rakmamak. Altta kalanın canının çıkmasını önlemek.
Yargıya bağımsızlık, hız ve güveniliriik kazandırmak.
Ûnerılenmız toplumun gerçeklennden kaynakla-
nıyor, iç tutariılık ve bütünlük içeriyor. Programı oluş-
tururken, herhangı bır doktnnden yola çıkmadığımı-
zı açıkça ıfade ettık. Ama 'programın bir felsefesi
yoktur' da demedik. Programın genelinde, insana
güvene dayalı, halkın her düzeyde katılımını öngö-
ren, katıksız bir demokrası inancıyla toplumcu bır
yaklaşım yatmaktadır.
(...) Tıkanan Türkiye'de, siyasetın yozlaştığı biror-
tamda, böyle emeklerle hazırlanmış programlan yer-
mek yerine, yüreklendirmek daha doğnı olmaz mı?
Uzun yıllar aktif sıyasetten uzak duran ınsanlara ve
sol partUerden uzatılan ikbal koltuklanna 'hayır
1
de-
miş dostlannıza destek vermiyorsanız, haksızlık da
etmeyin."
••• ,
lşte yanıtlanm:
1) Kemalizme karşı olan dinci Yeni Şafak gazete-
sinde çıkan yazı bir yorum değildi. Tarhan Erdem'le
yapılmış bir söyleşi idı. Gazetenin o sayısını, Tokta-
mış Ateş'ın benı uyarması üzerine buldurmuştum. A-
ma izledığım bir gazete olmadığı ıçın, yollandığı söy-
lenen düzeltmeyi de görmemiştim. Söz konusu dü-
zeltmede, Sayın Erdem'ın "Altıok'a ve Atatürkçülûk
ilkesine karşıyız" anlamında bir söz sarfetmediğinın
vurgulandığı anlaşılıyordu.
Öyleyse üç olasılık vardı: Ya gazete bu sözü uydur-
muştu. Ya soyleşınin genelinden çıkarmıştı. Ya da bu
düşünce "yazılmamak kaydıyla" söylenmişti.
Dördüncü bir olasılık var mı?
2) Elbette ki programda birçok doğrular, birçok ya-
rarlı öneriler var. Elbette ki hepsı de çok değerlı bir
birikimın ürünü... Ama hemen tüm çözümler, temel-
de bir "özel girişimcilik ve yerinden yönetim" ekse-
nine oturuyor. Bu da Prens Sabahattin'le Türkiye'ye
giren ideolojik bir çizgi değil midir? Prens Sabahat-
tin'in adını edip etmemek neyi değıştirir?
Ulusal bütünlüğü zorlamamak koşuluyia, yerinden
yönetim" ilkesini ben de destekliyorum. özel gırişi-
me karşı olmam da söz konusu değil. Ama bunlan
Kemalist bir çerçeveye yerleştırmek başka, çağdaş
Sabahattinci bir çizgıye oturtmak başkadır.
DCP sözcülerinin, Kemalizm ile herhangi bir bağ-
lantı kurulmasına neden olabilecek sözler etmekten
özenle kaçındıklan bir gerçek değil mi?
3) DCP hareketı içinde olanlann büyük çoğunluğu,
sevdiğım, saydığım ınsanlar. Durüst, binkımli ve kişı-
likliler. "Yükselen yenı değerier"\n etkısindekı, geç-
miş CHP'nin sağ kanadından gelme bırkaçına sözüm
yok. Ama djğerlennin, "Kemalist devnmcilik°\en ken-
dıierini -etken ya da edılgen bır biçımde- soyutlama
çabalannı üzülerek izliyorum!
Bir kez daha yinelemek gerekiyor
Kemalizmle bütünleşmeyen bir "sol", Türkiye'de si-
yasal dengelen etkıleyebılecek ağırlıkta bır hareket
oluşturamaz. Bunun söylenmesmde bir "kasıt" ara-
mak ise, olsa olsa aşın duygusallıktır.
ALAADDIN HOTEL
• * * *
Incekum Alaaddin Hotel. Türkiye'nin yeşil turizm beklesi Antalya'ran Alanya üçesi Avsallar kasabaanda
Akdeniz'ın berrak kıyılannda huzur, spor, eğlence dolu bir ortama sahiptir.
Antalya Havaalanı'na 98 km. uzaklıkta olan lncekum Alaaddin Hotel 232 oda, 500 yatak kapasıtelidir.
Yılın 300 gününün güneşli geçtiğı ve deniz sezonunun 8 ay sürdüğü Akdeniz'in bu şirin yöresindeki otelimi-
nn odalan ıle tüm kapalı alanlan merkezı ısıtma, soğutma ve havalandırma sistemi ile donatılmıştır.
özel banyolu odalanmız otomatık telefon, 4 kanal müzik yayını, uydu yayın TV sistemi ile otelimiz tatilde
evinia aratmayacaktır.
İncekum Alaaddin Hotel'de aynca açık ve kapalı barlar, sauna, kondisyon merkezi, disco, 2 yüzme havuzu,
özel plaj alanı, iskele, su sporlan merkezi, tenis kortu bulunmaktadır.
Oteürniz 150 kişilik sımültane çeviri sistemi toplanü salonu, 500 kişilik restoran, alakart restoran, pasta salo-
nu, televizyon salonu, oyun odası, alışveriş mağazalan, ve manzara teraslan ile unutamayacağınız bır tatil sun-
maktadır.
lncekum Alaaddin Hotel'ın mutfak ustalan da gece müzıgi eşliğinde zengin açık büfeleri ile Türk yemekleri-
nin lezzetini sizlere bir kez daha tattıracaktır.
ALAADDİN OTEL
• • • •
Rezervasyon ıçin:
(0242)517 1491 (6 hat)
Incekum-ALANYA