28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
16 AĞUSTOS 1995 ÇARŞAMBA • • • • CUMHURİYET SAYFA HABERLERIN DEVAMI 17 41 Türk dalıa ölüıııü beldiyor • Saştamft 1. Sayfada "DinıÖDc^kjgünıiıfazedi- leııikivaûxdaşımn:nkiama mahkûm e-dildikknni bilmi- yorduk. Btzde isimleri vanb, tımklarunı tarihleri vardı. Binsi 1993.diğeril994yüın- da tutuklaıırruş. fakat mah- kûmiyetlerinin kesinleştiği konusunda bize hiçbir bflgi intikaJ emiedi- Şoke oMuk" açıklamasında bulundu. Suudi Arabistan'da. 31 Aralık 1994 tarihinden beri Sudanlı, Pakistanlı. Hindis- tanlı ve Filipinlilenn de ara- lannda bulunduğu 143 ya- bancımn çeşitli gerekçelerle idam edildiği belırtıldı. Idam cezasının ınfaz edil- mesini bekieyen Türk yurt- taşlannı iojrtarmak için Dı- şışlen Bakanı Erdal tnö- nü'nün, Suudi Arabistan lçişlen Balanı'nı telefonla arayacagı bıldinldı. Bir dip- lomatik kaynak, Türkiye ile Suudi Arabistan arasında suçlulann ıadesi anlaşması olmadiğını vurgulayarak, bu konuda hınakım çalışmala- rın sürdürüldüğünü, Anka- ra"nın Rıyad'a bır anlaşma taslagı sundugunu, ancak bu ülkeden heniiz bir yanıt gel- .. mediğini bildirdı. Dışişlen BakanlığTncaya- pılan açıklamada da, önceki gün bakanlığa davet edilen Suudi Arabistan'ın Ankara Büyükelçisı'ne ınfazlardan duyulan ûzûntünûn iletildiği • bildinldı. AçıkJamada. "Büyükelçi- ye,dünyada giderek daha faz- la benimsenmekte olan çag- daş değeıier ve insani müla- hazalaria vatandaşlannuzm hayadannın bağışlannıası için daha önce en üst düzey- de yapdan teşebbüslerin ge- reği veçhfle değertendirilme- diğini görmekten duyduğu- muz düş kınkhğı da bdirtO- miş ve kamuoyumuzun gös- terdiği infîali makamlannın dikkatine sunması istenmiş- tir* denildi. Açıklamada, Tûrkiye'nin en üst düzeyde girişimlerine karşın Riyad'ın sergilediği tutumun Ankara'da "düş ia- rıkhğı'' yarattıgı vurgulandı. Mesut Yılmaz ise infazla- n, "hükümetin başansızhğı- nın göstergesi'"olarak nitele- di. Yılmaz, u Bizim dönemi- mizde de şeriat sistemi gereği bazı Türkkre öiüm cezalan verildi. Ancak infayljir devre- ye girmemide engeUenmiş- tir"dedı. Şırnak Bağımsız Milletve- kili Mahmut Alınakda. Baş- bakan Tansu Çfller'in yanıt- laması istemiyle TBMM Başkanlığı'na bir soru öner- gesi verdi. Başbakan'a, cina- yet ihtimalınden neden ko- muoyunu haberder etmediğı- ni soran Alınak, "Bacılanol- dnğunuzu söylediğiniz Sey- fettin Erkut ve Mehmet Nuri Köseoğlu, binlerce kişinin gözleri önünde eii kanh geri- d Suudi Arabistan devtetinin cellatlannca kadedildiklerin- de diplomatik Uişkileri askrya almak bir yana, agzınızdan bir protestosözcüğü dahi çık- madL Bu tutumunuzla cina- yete onay vermiş oldunuz" suçlamasında bulundu. Liberal Parti (LP) Genel Başkanı Besim Tîbuk ise Su- udi Arabistan'da 4 Türk'ün i- dam edilmelerini önlemek için hükümet ve Dışişleri Ba- kanlığı'nın üstüne düşeni yapmadığını öne sûrerek Dı- şişleri Bakaru'nın istifa et- mesini istedi. Köşk'te acil toplanü Suudi Arabistan'daki in- fazlar karşısında Cumhur- başkanı Süleyman Demi- rel, Dışişleri Bakanlığı Müsteşan Büyükelçi Onur Oymen ile bazı bürokratlan toplantıya çagırdı. Akşam saatlerine kadar süren top- lantıda. Suudi Arabistan'da- ki olaylann gelişimi ve "ne- ler yapüabileceğr konusu- nun ele alındığı öğrenildi. Toplantıdan sonra Cum- hurbaşkanı Demirel, Suudi Arabistan Kralı Fahd Bin Abdulaziz Al-Saud'a gön- derdiği mesajında idam mahkûmu diğer yurttaşlann yaşamlannın bağışlanması- nı istedi. Başbakan Vekili Hikmet Çetin. 4 Tûrk'ün idamının ceza hukuku alanındaki uluslararası eğilimlere ve çağdaş yaklaşımlara ters düştüğünü vurgulayarak -Bu uygulamaya derfaal son verilniesini, Suudi Arabis- tan'la aramızda mevcul iliş- kilerin bir gereği oiarak gö- rüvorum"' dedi. 4 Şeriat adaleti bu mu?' I Baştarafı 1. Sayfada ruyorlar. Suudi Arabistan'ın kuzeyindeki Arar kentinde Central Jainking Hapishane- si'nden alınıp bir raeydanda binlerce kişinin gözleri önün- de başları kesilen Mehmet Nuri Köseoğlu ile Seyfettin Erkut'un aileleri, cenazelenn kendilerine teslim edilmesı- nın sağlanması için Dışişleri Bakanlığı'na başvuruda bu- lundular. Ağlatan mektup Seyfettin Erkut ve Nuri Kö- seoğlu, idam edilmelerinden kısa bir süre önce Kilis'teki aılelerine gönderdiklen mek- tuplarda, her şeye karşın umutlannı yitirmediklerini belırtmiş, bır yandan da eşle- rinı teselli etmeye çahşmışlar- dı. Kocalannın cezaevinden gönderdikleri mektuplan okuyan Hatice Erkut ile Gül- ser Köseoğiu. gözyaşı döke- rek "Bu haplarbir Amerikan \atandaşında bulunsaydı aca- baonlann keUeierini uçurma- \u Suudi .Arabistan httküme- tinin gücü >eter miydi?" di- yorlar. Seyfettin Erkut'un,eşi Hatice'ye gönderdiği son mektup şöyle: "Gözü yaşh kancığun, mekrubu okurken sakın ağjama. Çocuklan üzer- sin. Sizieri asla unutamam. Sana bu mektubu cuma günü yazryonım. Rad>oda ara stra şarkılar çıkrvor. Bazen de tstek parçalan çâluuyor. Son oku- nacak şarkı benûn olsun de- dim. Şansım i>i değfl ama yi- ne son şarkının bcnim olması- nı istedim. Son şarkıyı Ayşe Tunalı «nledi, "Senı görmem ımkânsız, imkânsız. rüyala- rım olmasa'. Bizleri kurtar- mak için yeniden Cumhur- başkanunız 'Babamız' Demi- rel 'ebafvunuı. Necmettin Er- bakan hocaya gidin. 'Bir hap için in&an hayatına kıyılır mı?' deyin. 'Sizin adaletinize sığar mı?' deyin. Çocuklann fotoğraflannı da beraber gö- rürün. Hoca belki merhamete geiir. Bugünlerde cezaevinde iş buldum. Kazandığıın para- yı size göndereceğim. Ele gü- ne muhtaç olmayın. Daha faz- la para göndermek isterim. a- ma kazancırn bu kadar. Ceza- evinde herkese iş vermiyortar. Göz açıkbğı \aparak iş bula- bildim. Bunlann yemekleri çok pis. Senin \apogui yemek- leri çoközledim. Kemâl'in ça- hşıp eve para getirmesine ne kadar sevindiğimi izah ede- mem. Delikanlı oğluni benim, babasının yerini aratmaz. Mehmet Ali büyüdü mü? He- le onun yüzünü bugüne kadar görememek beni kahrediyor. Unıutsuz olmayın. 9 yıldır be- ni asmadılar. Bundan sonra da herhaldc asma/lar. Siz dev- let büyüklerimizden diyaloğu kesmeyin. Herkese selam sö\- le. Amcam Yaşar'ın eDerinden öperim. Bundan sonra daha sık yazmava çauşacağun. Se- lamlar." Önceki gün de aynı neden ve yöntemle yıne Kilisli 2 şo- för, Ahmet Müla>im (23) ve Fevzi Dana'nın (38) şeriat mahkemesinin karanyla idam edilmesi, kentte uzünrüye yol açtı. Ahmet Mülayim'in ba- bası Yiısuf Mülayim şunlan söyledi: "Suudi Arabistan Kraüyet Ailesi.eroinden \iski- sine kadar her şeyi kullanıyor, Avrupa'da isteyen herkesin rahadıkla kullandıgı hapı ta- şıdi diye, oğlum idam edüryor. Türkiye uyuyor mu?" Fevzi Dana'nın yakınlan da Suudi Arabistan'da aynı suçtan yargılanan Batılı ülke şoförlennin idam edilmediği- ni kaydederek idamlann ön- lenmesı konusunda Türkı- ye'nin gerekli çabayı göster- mediğinı öne sürdüler. Suriye ile savaş • Baştarafı 1. Sayfada rumunda iki ülke silahlı kuvvetlerinin bir eşitliği ol- duğu belirtilen raporda, en- vanterdeki silahlann teknik kapasitelerinin ve bölge ya- pısının, Türkiye lehine oldu- ğu vurgulanıyor. Cihansız, "bd ülke arasında meydana gelecek harbin yerini oluştu- racak Türkjye'nin Günej- doğu Anadolu Bolgesi ve Su- riyv topraklannuı, Türki- ye 'ye taarruz ve savunma açısuıdan uygun imkânlar verdiği" görüşünü savunu- yor. Savaşı etkileyecek en önemli faktörün, GAP'ın bö geye getireceği 'yeniara- n kimligi' olacağını iddia e- den Cihansız, bunun Suriye aleyhine bir faktör olduğunu bildiriyor. Suriye'nin Türkiye ile bir savaşı göze alamayacağını belirten Cihansız, bunun se- beplerini şöyle açıklıyor "Suriye'nin bir savaş yfi- rütecek insan ve ham mad- de kay naklanndan yoksun olmasu ekononıinin kötü du- rumu, dış borç yükü, silahlı kirvvetlerin elindeki silah ve araçlann teknik yönden Türkiye've üsrün olmaması. ordusunu tsrail ve Lübnan'a angaje etırdş olmasu Sovyet- ler BiriiğTnin yıkılması so- nucu en büyük destekçisini kaybetmesL" G Ü N D E M MUSTAFA BALBAY • Baştarafı 1. Sayfada Bilim adamlarınca ciddi oiarak, rapor edebiyatına girmeksizin araştırılması gereken bir durum. Kazakistan Meclisi'nin yapısı da şöy- le: Kazak 102, Rus 49, Ukraynalı 10, Al- man 3, Yahudi 3, Tatar, Bulgar, Inguş, Polonyalı, Koreti, Özbek birer. Bu tablo Kazakistan'daki Rusya fak- törünü daha net ortaya koyuyor. Kazakistan'dakı bu halklar kardeşçe yaşayıp, dünyanın önde gelen doğal zenginliklerini kardeşçe paylaşabile- cekler mi? Önce iki olumsuz durumu aktaralım: Kazaklann bir bölümü "Kazakistan" adıylayetinmiyor, "Kazak Cumhuriyeti" oiarak değiştirilmesini istiyor.' Devlet Başkanı Nursultan Abiseviç Nazar- bayev, bu maddenin anayasaya kon- ması yönündeki baskılan, sert tavır ko- yarak itti. Rusya, Kuzey Kazakistan'da halkoy- laması yapılarak bölgenin kaderinin ye- niden saptanmasını öneriyor. Ülke için- deki Rus nüfusun yüzde 70'ten fazlası bu bölgede yaşıyor. Kazakistan'dakı gazeteciler, Ruslarla Kazaklann pazar yerierinde zaman za- man birbirlerini aşağılayıp kavga ettiği- ni, bu tip olaylann duyulmamas) için bü- yük çaba harcandığını söylediler. Halkların Kandeşliği... Bu durum beni ürküttü. Rusya, ken- disine sırt çeviren bir Kazakıstan'a dün- yayı dar edebılir. Planlı bir provokasyon bu ülkeyi kan gölüneçevırebilir; Rusya, "soydaşlannı korumak için" harekete geçebilir. Rusya'nın "kalleşliği" tutarsa halklann "kardeşliği" güme gider. İnsan, ister ıstemez Kafkaslar'ı anım- siyor. Bu karamsar tablonun kâğıt üze- rinde kalmasını dileyelim. Rusya'nın ardından bölgedeki diğer patron ABD. Bu ülkenin Orta Asya'da- ki en önemli ortağı Kazakistan, geçen yıt Ulbinsk tesislerindeki 558 kg uran- yumu ABD'ye devredince itibarı çok yükseldi. Nükleer silahlar ABD'nin elin- de olunca dünya barışına katkı, bir baş- ka ülkenin elinde olunca savaş çığırt- kanlığı! Nazarbayev kendisini 2000 yıltna ka- dar başkan ilan ettirdi, yeni anayasay- la pariamentoyu feshetme yetkisini pe- kiştirdi. Bunlarpekdemokratikdegil, a- ma olsun. ABD'nin Kazakistan sözlü- ğünde, insan naklannın karşısında top- rak altlan, demokrasi sözcüğünün kar- şısında doğalgaz, parlamentarizmin karşılığında petrolizm var. Başbakan Tansu Çiller'le Nazarba- yev, dün sabah yeni başkanlık binasın- da baş başa görüştüler. Ana konu, Or- ta Asya ve Hazar petrolleriydi. Kazakis- tan'ın 160 bölgesinde ve Hazar kıyıla- rında 4.5 milyar ton petrol rezervi var. Doğalgaz kaynaklan ise 5.9 trilyon met- reküp. Her iki lider de bu kaynakların önem- li bir diliminin doğrudan Akdeniz'e u- laşması konusunda görüş birliği içınde olduklarını söylediler. Nazarbayev, ulus- lararası petrol şirketlerine çağrıda bu- lunduklannı vurguladı. Görünen o ki parayı veren güzergâhı söyleyecek. Kazakistan, Hazar petrolünün bir bö- lümünü Iran üzerinden ihraç ediyor. Ba- tı yakasındaki petrolün, Çin üzerinden boru hattı ile Japonya'ya pazarlanması projesi de gündemde. Bu duruma bakınca akla şu soru ge- liyor - Bize, sadece kardeşliği paytaşmak mı düşecek? Çiller buna güzel bir örnek verdi. Na- zarbayev'in, onuruna verdiği akşam ye- meğinde, 150. doğum yılı kutlanan Ka- zak şair Abay'ın bir şiirini okudu: Kün artınan kün tuwar (Gün ardın- dan gün doğar) I Bir kün damıl etkizbes (tlerieme değişmez) I Oy artınan oy ku- war (Fikir fikri sürükler) I Jelge minsen jetkizbes (Yele binsen yetişmez). Gezi programındaki heyet listesinin "refakat" bölümünde iki isim yazılı: Özer Çiller, Yalım Erez Özer Bey, Almatı'daki (kentin adının kaynağı bölgedeki elma agaçlan) ilk ge- cemizdegazetecilereyemek verdi. Sağ yanında, Tûrkiye'nin sorunlannı "rapor- lu" hale getirmekten, Başbakan'a refa- katten sorumlu TOBB Başkanı Erez, sol yanında da THY Yönetim Kurulu Baş- kanı Errnan Yerdelen oturuyordu. Sofra votkalı, sohbet okkalıydı. Erez, birkaç esprinin ardından, "yan- lış anlamalara meydan verilmemesi" için, Demirel ile ilgili espriler yapılma- masını rica etti. Bu yüzden sofrada, "Demirel'in elçi- lerinin" bulunup bulunmadığı sorusu yanıtsız kaldı. Dağıtılan yemekler ara- sında at eti de olduğunu öğrendikten sonra, "Siyah mıydı kırat mıydı" soru- sunu da havada bıraktık. Finali ise Erman Bey yaptı. Saptama- lanyla yeri göğü deldi. Ben de dün sabah küçük bir "Saş- kanlıkSarayı'nagirişkrizi"yaşad\rr\. LJs- tede herkesin adı Türkçe harflerle yazıl- mıştı. Gazeteci arkadaşlardan adını gösteren girdı. Benimkı yok. Öğrendik ki sonradan bildirilen birkaç isim, liste- nin altına Rusça yazılmış. Bir üst görevliye adımı ve gazetemi yazdınp girdim. "Babıâli'nin Pravdası mı sandınız?" demedim. OLAYLARIN ARDEVDAKT GERÇEK • Baştarafı 1. Sayfada ları uygulanmamaktadır. Uyuşturucu madde ka- çakçılığı suçunun idamla cezalandınlması, suçla ce- za arasındaki ilişkiyi bozan bir nitelik taşımaktadır. Yaşanmakta olan traje- di karşısında Tûrkiye'nin "Islam devletlerinin lideri" olduğu kjdialarının geçer- sizliği bir kez daha ortaya çıkmaktadır. Türkiye, va- tandaşlannı, karşı karşıya kaldıklan sonuçtan kurtar- ma çabalarında başarılı olamıyor. Suudi Arabis- tan'da itibar sahibi olduk- lannı ileri süren kimi parti li- derleri de bu hunhartığı seyretmekle yetinmeyi yeglemektedir. Vatandaşlanmızın in- sanlığa aykırı bir yöntem- le idam edilmeleri karşısın- da, şeriat düzenini savu- nanlan iyi niyetle destekle- yenler de başlannı iki elle- ri arasına alıp, bu gidişle varılacak sonucu şim- diden görmelidirler. • • • Üniversitede tarikat soruşturması BÜLENT SAR1OĞLU ANKARA - Yükseköğretim Kurulu (YÖK). "Atatürk ilkeJerine. laik cumhu- riyetin temellerine yönelik şeriatçı, üm- metçi, köktendinci \ç tarikatçı bir kadro- laşmaya gidildigi" gerekçesiyle tnönü Üniversitesi Rektörû Prof. Dr. Mehmet Yücesoy ve bazı yöneticiler hakkında so- ruşturma başlattı. YÖK tarafmdan üniversite çalışanlan- nm yazılı ifadeleri alınmak üzere hazırla- nan metinde. "Nur ayini yapılan toplanb- lara ünh^rsite öğrencflerinin götürühne- si, hemşirelerin amenyathanelere sokakta dolaştıklan başörtülerie girmeleri, cuma günleri namaza giden ögretim üyelerinin öğleden sonra tanı tatil yapmalaru her gün namaz saatkrindc rektörlük ve dekanhk koridoriannda takunyahlann doiaşmala- n"nın da aralannda yer aldığı 44 ayn sav gündeme getirildi. * tnönü Üniversitesi'nde Prof. Dr. Meh- met Yücesoy'un rektörlük döneminde şe- riatçı-tarikatçı bır kadrolaşmaya gidildiği ve demokrat öğretim üyeleriyleçalışanla- ra baskı uygulandıgı savlan üzerine YÖK Denetleme Kurulu soruşturma başlattı. YÖK Denetleme Kurulu Üyesi Yusuf 7i- ya Ekind tarafından nisan ayında başlatı- lan soruşturma içm hazırlanan formlar, bazı üniversite çalışanlanna verilerek, 44 ıddia hakkında yazılı ifadeleri alındı. YÖK tarafından hazırlanan formlarda. çalışanlann bilgi ve görüşlerinin istendi- ği savlardan bazılan şunlar - Atarürk ilkelerine ve laik cumhuriye- tin temellerine vönelik şeriatçı, iimmetçi. köktendinci \e tarikatçı kadrolaşmayı a- maç edinmiş bir yönetimin hüküm sür- mekte olduğu. - Rektör Mehmet Yücesoy'un. Türk Ocağı'nda, "Bize öğretim etemanı değtt, btzden adam lazım" yolunda söz söyledı- g> - Sokakta dolaşbğı türbamyia ametiyat- hane>e 0rmeye kalkan ögrencm uyaran ameliyathane başhemşiresini başhekimin; aynı öğrenciyi dışanya çıkaran öğretim üyesini de dekanın azarladığL - Cuma günleri öğle üzeri bir grup öğ- retim üyesinin "Haydi bizimkiler nama- za" çağiısıyla doktor odasını terk etmek- te olduklan. bu bahaneyle hastaneden ay- nlan bir kısım öğretim üyesinin öğleden sonralan tam tatıl yaptıklan. - Hemşirelerin türbanla dolaşmasının desteklendiği ve türbanlı hemşirelere Amerika'ya gidişlerde önceük MeriküğL - Prof. Şener Dilek tarafından Nur ayi- ni yapılan toplantılara üniversite ögrencı- lerinin götürülmesi. - Başhemşire vardımcısının hiçbir ge- rekçe gösterilmeden göroüıden alındığı. yerine 8 ajuk Lise Mezunlanna Vleslek fcdindirmc(l.İMMK|rçitjmialarakhcm- şire olmuş. henüz asaleti bik tasdik oima- nuş türbanlı bir hemşirenin getirildiğL - Rektörlük tarafından hemşırelik mes- lek yüksekokullanna gönderilen bir ta- mımle, idarecılerden, başını örtmek iste- yen hemşirelik ögrencilenne kolayiık ol- ması amacıyla bır "arternatif fbrnu" ge- lıştirmelerinin önenldiği. - Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakülte- si'nde türban takmakta ısrariı ve fakat bu şekilde derslere giremediği için sınıfta kal- ma durumuna gelen 2 kız öğrencinin İnö- nü Üniversitesi1 ne ahnrfıgı. - Ortaögretimde Ingilizce öğretmenliği yapan bır bayanın yabancı dil smavında kasıtlı oiarak başansız ilan edilmesi -Yönetimle aynı görüş ve amacı paylaş- mayan ve kendiierinden ounayan adamla- nn ilk aşamada yabana dfl smavında eten- mesL - iki yıldan beri ramazan ayında rektör- lük, dekanlik ve başhekimliicte mesai sa- atinın 16.00'dabitmekte olduğu. - Doktorasmı tamamlayan ögretim de- manlannın. kurullann önermesine rağ- men araştırma görevliliğine ve vardımcı doçentlige atamalannm Ak> i olmalan se- bebi> le >apılmayarak ünrversiteden uzak- laştınlmalan. - Rektör Mehmet Yücesoy'un. resim bölümünde Prof. HaüsBiçerden. "İçinde rahteresmiolan bir amblein'" hazırlanma- sını istediğı; öğretim üyesinin bu önerh 1 ! reddetmesi üzerine, öğretim görevlisi Is- mail Aytaç'a "Bir hilal ve üçyıtdızdan iba- ret olan ambJem" çızdırdıği. - Başka kurumlara atanmak üzere resmi işlemleri tamamlanma aşamasın- da olan 66 öğretim elemanından çoğu- nun, rektörün başında bulunduğu kli- ğin estirdiği hava nedeniyle kurumdan ayrılmalarına sebep olunması. " - 5 yılhk Doç. Dr. GökhanErpek. Meh- met Yücesoy tarafından yurtdışına gönde- rilmezken 2 ay önce alınan Dr. Orhan Öz- ruran'ın Tıp Fakültesı Yönetim Kuru- lu'nun olumsuz karanna rağmen yurtdı- şına eğitıme yollandığı. - Yabancı dil bilen elemanın Yücesov tarafından ataması yapılmayarakycri- ne yabancı diii yetersiz Dr. Mustafa Er- bilen'in, anabilim dalı başkanının mu- halefetine rağmen yardımcı docent kadrosuna atamasının yapıldığı. - Sanlık hastalıgı ile ilgili bir panelde Prof. Dr. Mehmet Yücesoy'un yaptığı bır bilimsel konuşma sonunda Kocatepe Ca- misı'nin bir cephesinden çekılmış renk- li slayt ile konuşmayı bitirdiği. m w Albay Rıdvaıı Ozden şehit MARDİN (Cumhuriyet) - Mardin'in Savur ilçesine bağlı Ormancık Köyü yakınlannda güvenlik kuvvetleri ile PKK'li teröristler arasında çıkan çatış- mada, Mardin Jandarma Alay Komutanı Albay Rjdvan Özden ile bir astsubay, bir uzman çavuş ve bir köy korucusu şehit oldu. Çatışmalarda 17 terörist öldürül- dü. Mardin'in Savur ilçesine bağ- lı Ormancık Köyü yakınlannda önceki gün saat 18.00 sıralann- da PKK militanlannın bulundu- ğu yolunda duyum alınması üze- rine güvenlik kuvvetlerince baş- latılan operasyonlarda bir grup teröristlekarşılaşıldı. Teröristle- rin, 'HesHm ol" çağnsına ateşle karşıhk vermesi sonucu çıkan çatışmada. Mardin tl Jandarma Alay Komutanı Albay Rıdvan Özden ile bir astsubay, bir uz- man çavuş ve bir geçici köy ko- rucusu şehit oldu. Çatışmada 13 terörist öldürüldü. Bölgede ope- rasyonlann geniş çaplı sürdüğü bildirildi. Bu arada şehit Albay Rıdvan Özden için bugün tl Jan- darma Alay Komutanlığı'nda bir tören düzenlenecek. Ölen albayın eşinden protesto I Baştarafı 1. Sayfada tan sonra, "Her gün şehit verdi- ğimiz bir ortamda çalışıyoriar. Kocam iyi bir asker, iyi bir insan- di. Demokrattı, vatanını severdi 21 vılhk Cumhuriyet okuru kti. Bu sorunun ölmek ve öldürmek- le çözülmeyeceğini biliyordu. Çünkü hükümetler siyasi çıkar- lan için askerleri kullanıyor. Bu hatalı karariar yüzünden birçok er. subay ve komutan sakat kaldu şehit oldu. Kocam da kendine ve- rilen görevi yaptL Ancak bunun çözüm olmadığını da çok iyi bih- yordu" derken köşede hıçkıra hıçkıra ağlayan kızı Didem ise "Babamöldüriiyordu,onudaöt- dürdüler" diye söze girdi. Kocasının kanını devlete helal etmediğini, bu nedenle Anka- ra'da yapılması düşünülen devlet törenini istemediğini söyleyen Bayan Özden. "GöstermeHk şa- şaah tören istemiyorum. Çünkü ben kocanu şehit oiarak kabul et- mivorum. Şehit olmak için başka bir ülkenin insanı ile savaşta öl- mesi gerektiğini düşünüyorum. O ise çirkin politikalara aİet olan bir insan. Ona verilen, görevdi o da görevini yaptı, öldü" derken askerlerin hiçbir güvencesi ol- madığını da savunuyor. Öne sü- rülenlerin ekmek parası için ça- lışan yoksul aile çocuklan oldu- ğunu da belirtıyor. Özden. "Or- duda değerli subaylar var, hiç ol- mazsa onlar öktürülmesin" diye- rek bır şeyler yapıiması gerekti- ğini söylüyor. Devletın ilgisizli- ğınden de yakınan Bayan Ozden. 29 yılhk asker kocasının öldüğü- nü sabah haber aldığmı, akşam saatlenne kadar ise hiçbir yetki- linin kendisini aramadığmı söy- lüyor. Istanbul'da yapılacak ce- naze törenine yetişmek için Ay- dın tl Jandarma Alay Komutan- lığı'ndan araç istend'iğini, ancak defalarca aranmasına karşın kimsenin ilgilenmediğini söylü- yor. Cumhuriyet muhabirinin gı- rişimleri sonucu ise Aydın Vali- sı Kadir LysaL olayı öğreniyor. Vali Uysal, alay komutanının şe- hit edilmesini ve eşinin araç iste- ğini ilk defa Cumhuriyet muha- birinden duyduğunu söylüyor. Bu durum Bayan Özden'i çok sinirlendirmesine karşın şaşırt- mıyor da sadece kızı Didem'e sanlıp metin görünmeye çalışı- yor. HBB daha çok izleniyor çünkü daha çok seviliyor Yoksa siz hala bu programı izlemedîniz mi? Bu program hastayı iyi ediyor! Veliler... öğrenciler... eğitimciler... lütfen dikkat! AY İNANMIYORUM Gerçekten inanıtır gibi değil. Fatth Mühürdar bu kez Dr. Haydar Dümen kılığında...Gel de gülmekten kırtlma. Ayrıco Safiye Soyman, Pınar Aylin ve daha kimler... Haydi ekran başına! HAFTANIN SESİ Programda hem dünyadan, hem bizden spor var. Sürpriz kamera şakaları... sanat olayları var.İzlenmez mi? YUKŞEK TANSİYON Tartışmalara yol açan, gündemi belirleyen bu programda yine son derece önemli bir konu büyölteç altında! Özel dersaneler...özel okullar... eğiHm sistemi! Mutlaka izlenmeli! Her programı bir olay... işte izlenecek kanal! O Ş O İ O "İyi TV"
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle