Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
16 AĞUSTOS 1995 ÇARŞAMBA • • • • CUMHURİYET SAYFA
HABERLERIN DEVAMI 17
41 Türk dalıa
ölüıııü beldiyor
• Saştamft 1. Sayfada
"DinıÖDc^kjgünıiıfazedi-
leııikivaûxdaşımn:nkiama
mahkûm e-dildikknni bilmi-
yorduk. Btzde isimleri vanb,
tımklarunı tarihleri vardı.
Binsi 1993.diğeril994yüın-
da tutuklaıırruş. fakat mah-
kûmiyetlerinin kesinleştiği
konusunda bize hiçbir bflgi
intikaJ emiedi- Şoke oMuk"
açıklamasında bulundu.
Suudi Arabistan'da. 31
Aralık 1994 tarihinden beri
Sudanlı, Pakistanlı. Hindis-
tanlı ve Filipinlilenn de ara-
lannda bulunduğu 143 ya-
bancımn çeşitli gerekçelerle
idam edildiği belırtıldı.
Idam cezasının ınfaz edil-
mesini bekieyen Türk yurt-
taşlannı iojrtarmak için Dı-
şışlen Bakanı Erdal tnö-
nü'nün, Suudi Arabistan
lçişlen Balanı'nı telefonla
arayacagı bıldinldı. Bir dip-
lomatik kaynak, Türkiye ile
Suudi Arabistan arasında
suçlulann ıadesi anlaşması
olmadiğını vurgulayarak, bu
konuda hınakım çalışmala-
rın sürdürüldüğünü, Anka-
ra"nın Rıyad'a bır anlaşma
taslagı sundugunu, ancak bu
ülkeden heniiz bir yanıt gel-
.. mediğini bildirdı.
Dışişlen BakanlığTncaya-
pılan açıklamada da, önceki
gün bakanlığa davet edilen
Suudi Arabistan'ın Ankara
Büyükelçisı'ne ınfazlardan
duyulan ûzûntünûn iletildiği
• bildinldı.
AçıkJamada. "Büyükelçi-
ye,dünyada giderek daha faz-
la benimsenmekte olan çag-
daş değeıier ve insani müla-
hazalaria vatandaşlannuzm
hayadannın bağışlannıası
için daha önce en üst düzey-
de yapdan teşebbüslerin ge-
reği veçhfle değertendirilme-
diğini görmekten duyduğu-
muz düş kınkhğı da bdirtO-
miş ve kamuoyumuzun gös-
terdiği infîali makamlannın
dikkatine sunması istenmiş-
tir* denildi.
Açıklamada, Tûrkiye'nin
en üst düzeyde girişimlerine
karşın Riyad'ın sergilediği
tutumun Ankara'da "düş ia-
rıkhğı'' yarattıgı vurgulandı.
Mesut Yılmaz ise infazla-
n, "hükümetin başansızhğı-
nın göstergesi'"olarak nitele-
di. Yılmaz,
u
Bizim dönemi-
mizde de şeriat sistemi gereği
bazı Türkkre öiüm cezalan
verildi. Ancak infayljir devre-
ye girmemide engeUenmiş-
tir"dedı.
Şırnak Bağımsız Milletve-
kili Mahmut Alınakda. Baş-
bakan Tansu Çfller'in yanıt-
laması istemiyle TBMM
Başkanlığı'na bir soru öner-
gesi verdi. Başbakan'a, cina-
yet ihtimalınden neden ko-
muoyunu haberder etmediğı-
ni soran Alınak, "Bacılanol-
dnğunuzu söylediğiniz Sey-
fettin Erkut ve Mehmet Nuri
Köseoğlu, binlerce kişinin
gözleri önünde eii kanh geri-
d Suudi Arabistan devtetinin
cellatlannca kadedildiklerin-
de diplomatik Uişkileri askrya
almak bir yana, agzınızdan
bir protestosözcüğü dahi çık-
madL Bu tutumunuzla cina-
yete onay vermiş oldunuz"
suçlamasında bulundu.
Liberal Parti (LP) Genel
Başkanı Besim Tîbuk ise Su-
udi Arabistan'da 4 Türk'ün i-
dam edilmelerini önlemek
için hükümet ve Dışişleri Ba-
kanlığı'nın üstüne düşeni
yapmadığını öne sûrerek Dı-
şişleri Bakaru'nın istifa et-
mesini istedi.
Köşk'te acil toplanü
Suudi Arabistan'daki in-
fazlar karşısında Cumhur-
başkanı Süleyman Demi-
rel, Dışişleri Bakanlığı
Müsteşan Büyükelçi Onur
Oymen ile bazı bürokratlan
toplantıya çagırdı. Akşam
saatlerine kadar süren top-
lantıda. Suudi Arabistan'da-
ki olaylann gelişimi ve "ne-
ler yapüabileceğr konusu-
nun ele alındığı öğrenildi.
Toplantıdan sonra Cum-
hurbaşkanı Demirel, Suudi
Arabistan Kralı Fahd Bin
Abdulaziz Al-Saud'a gön-
derdiği mesajında idam
mahkûmu diğer yurttaşlann
yaşamlannın bağışlanması-
nı istedi.
Başbakan Vekili Hikmet
Çetin. 4 Tûrk'ün idamının
ceza hukuku alanındaki
uluslararası eğilimlere ve
çağdaş yaklaşımlara ters
düştüğünü vurgulayarak
-Bu uygulamaya derfaal son
verilniesini, Suudi Arabis-
tan'la aramızda mevcul iliş-
kilerin bir gereği oiarak gö-
rüvorum"' dedi.
4
Şeriat adaleti bu mu?'
I Baştarafı 1. Sayfada
ruyorlar. Suudi Arabistan'ın
kuzeyindeki Arar kentinde
Central Jainking Hapishane-
si'nden alınıp bir raeydanda
binlerce kişinin gözleri önün-
de başları kesilen Mehmet
Nuri Köseoğlu ile Seyfettin
Erkut'un aileleri, cenazelenn
kendilerine teslim edilmesı-
nın sağlanması için Dışişleri
Bakanlığı'na başvuruda bu-
lundular.
Ağlatan mektup
Seyfettin Erkut ve Nuri Kö-
seoğlu, idam edilmelerinden
kısa bir süre önce Kilis'teki
aılelerine gönderdiklen mek-
tuplarda, her şeye karşın
umutlannı yitirmediklerini
belırtmiş, bır yandan da eşle-
rinı teselli etmeye çahşmışlar-
dı. Kocalannın cezaevinden
gönderdikleri mektuplan
okuyan Hatice Erkut ile Gül-
ser Köseoğiu. gözyaşı döke-
rek "Bu haplarbir Amerikan
\atandaşında bulunsaydı aca-
baonlann keUeierini uçurma-
\u Suudi .Arabistan httküme-
tinin gücü >eter miydi?" di-
yorlar. Seyfettin Erkut'un,eşi
Hatice'ye gönderdiği son
mektup şöyle: "Gözü yaşh
kancığun, mekrubu okurken
sakın ağjama. Çocuklan üzer-
sin. Sizieri asla unutamam.
Sana bu mektubu cuma günü
yazryonım. Rad>oda ara stra
şarkılar çıkrvor. Bazen de tstek
parçalan çâluuyor. Son oku-
nacak şarkı benûn olsun de-
dim. Şansım i>i değfl ama yi-
ne son şarkının bcnim olması-
nı istedim. Son şarkıyı Ayşe
Tunalı «nledi, "Senı görmem
ımkânsız, imkânsız. rüyala-
rım olmasa'. Bizleri kurtar-
mak için yeniden Cumhur-
başkanunız 'Babamız' Demi-
rel 'ebafvunuı. Necmettin Er-
bakan hocaya gidin. 'Bir hap
için in&an hayatına kıyılır
mı?' deyin. 'Sizin adaletinize
sığar mı?' deyin. Çocuklann
fotoğraflannı da beraber gö-
rürün. Hoca belki merhamete
geiir. Bugünlerde cezaevinde
iş buldum. Kazandığıın para-
yı size göndereceğim. Ele gü-
ne muhtaç olmayın. Daha faz-
la para göndermek isterim. a-
ma kazancırn bu kadar. Ceza-
evinde herkese iş vermiyortar.
Göz açıkbğı \aparak iş bula-
bildim. Bunlann yemekleri
çok pis. Senin \apogui yemek-
leri çoközledim. Kemâl'in ça-
hşıp eve para getirmesine ne
kadar sevindiğimi izah ede-
mem. Delikanlı oğluni benim,
babasının yerini aratmaz.
Mehmet Ali büyüdü mü? He-
le onun yüzünü bugüne kadar
görememek beni kahrediyor.
Unıutsuz olmayın. 9 yıldır be-
ni asmadılar. Bundan sonra
da herhaldc asma/lar. Siz dev-
let büyüklerimizden diyaloğu
kesmeyin. Herkese selam sö\-
le. Amcam Yaşar'ın eDerinden
öperim. Bundan sonra daha
sık yazmava çauşacağun. Se-
lamlar."
Önceki gün de aynı neden
ve yöntemle yıne Kilisli 2 şo-
för, Ahmet Müla>im (23) ve
Fevzi Dana'nın (38) şeriat
mahkemesinin karanyla idam
edilmesi, kentte uzünrüye yol
açtı. Ahmet Mülayim'in ba-
bası Yiısuf Mülayim şunlan
söyledi: "Suudi Arabistan
Kraüyet Ailesi.eroinden \iski-
sine kadar her şeyi kullanıyor,
Avrupa'da isteyen herkesin
rahadıkla kullandıgı hapı ta-
şıdi diye, oğlum idam edüryor.
Türkiye uyuyor mu?"
Fevzi Dana'nın yakınlan
da Suudi Arabistan'da aynı
suçtan yargılanan Batılı ülke
şoförlennin idam edilmediği-
ni kaydederek idamlann ön-
lenmesı konusunda Türkı-
ye'nin gerekli çabayı göster-
mediğinı öne sürdüler.
Suriye ile savaş
• Baştarafı 1. Sayfada
rumunda iki ülke silahlı
kuvvetlerinin bir eşitliği ol-
duğu belirtilen raporda, en-
vanterdeki silahlann teknik
kapasitelerinin ve bölge ya-
pısının, Türkiye lehine oldu-
ğu vurgulanıyor. Cihansız,
"bd ülke arasında meydana
gelecek harbin yerini oluştu-
racak Türkjye'nin Günej-
doğu Anadolu Bolgesi ve Su-
riyv topraklannuı, Türki-
ye 'ye taarruz ve savunma
açısuıdan uygun imkânlar
verdiği" görüşünü savunu-
yor. Savaşı etkileyecek en
önemli faktörün, GAP'ın
bö geye getireceği 'yeniara-
n kimligi' olacağını iddia e-
den Cihansız, bunun Suriye
aleyhine bir faktör olduğunu
bildiriyor.
Suriye'nin Türkiye ile bir
savaşı göze alamayacağını
belirten Cihansız, bunun se-
beplerini şöyle açıklıyor
"Suriye'nin bir savaş yfi-
rütecek insan ve ham mad-
de kay naklanndan yoksun
olmasu ekononıinin kötü du-
rumu, dış borç yükü, silahlı
kirvvetlerin elindeki silah ve
araçlann teknik yönden
Türkiye've üsrün olmaması.
ordusunu tsrail ve Lübnan'a
angaje etırdş olmasu Sovyet-
ler BiriiğTnin yıkılması so-
nucu en büyük destekçisini
kaybetmesL"
G Ü N D E M MUSTAFA BALBAY
• Baştarafı 1. Sayfada
Bilim adamlarınca ciddi oiarak, rapor
edebiyatına girmeksizin araştırılması
gereken bir durum.
Kazakistan Meclisi'nin yapısı da şöy-
le:
Kazak 102, Rus 49, Ukraynalı 10, Al-
man 3, Yahudi 3, Tatar, Bulgar, Inguş,
Polonyalı, Koreti, Özbek birer.
Bu tablo Kazakistan'daki Rusya fak-
törünü daha net ortaya koyuyor.
Kazakistan'dakı bu halklar kardeşçe
yaşayıp, dünyanın önde gelen doğal
zenginliklerini kardeşçe paylaşabile-
cekler mi?
Önce iki olumsuz durumu aktaralım:
Kazaklann bir bölümü "Kazakistan"
adıylayetinmiyor, "Kazak Cumhuriyeti"
oiarak değiştirilmesini istiyor.' Devlet
Başkanı Nursultan Abiseviç Nazar-
bayev, bu maddenin anayasaya kon-
ması yönündeki baskılan, sert tavır ko-
yarak itti.
Rusya, Kuzey Kazakistan'da halkoy-
laması yapılarak bölgenin kaderinin ye-
niden saptanmasını öneriyor. Ülke için-
deki Rus nüfusun yüzde 70'ten fazlası
bu bölgede yaşıyor.
Kazakistan'dakı gazeteciler, Ruslarla
Kazaklann pazar yerierinde zaman za-
man birbirlerini aşağılayıp kavga ettiği-
ni, bu tip olaylann duyulmamas) için bü-
yük çaba harcandığını söylediler.
Halkların Kandeşliği...
Bu durum beni ürküttü. Rusya, ken-
disine sırt çeviren bir Kazakıstan'a dün-
yayı dar edebılir. Planlı bir provokasyon
bu ülkeyi kan gölüneçevırebilir; Rusya,
"soydaşlannı korumak için" harekete
geçebilir. Rusya'nın "kalleşliği" tutarsa
halklann "kardeşliği" güme gider.
İnsan, ister ıstemez Kafkaslar'ı anım-
siyor. Bu karamsar tablonun kâğıt üze-
rinde kalmasını dileyelim.
Rusya'nın ardından bölgedeki diğer
patron ABD. Bu ülkenin Orta Asya'da-
ki en önemli ortağı Kazakistan, geçen
yıt Ulbinsk tesislerindeki 558 kg uran-
yumu ABD'ye devredince itibarı çok
yükseldi. Nükleer silahlar ABD'nin elin-
de olunca dünya barışına katkı, bir baş-
ka ülkenin elinde olunca savaş çığırt-
kanlığı!
Nazarbayev kendisini 2000 yıltna ka-
dar başkan ilan ettirdi, yeni anayasay-
la pariamentoyu feshetme yetkisini pe-
kiştirdi. Bunlarpekdemokratikdegil, a-
ma olsun. ABD'nin Kazakistan sözlü-
ğünde, insan naklannın karşısında top-
rak altlan, demokrasi sözcüğünün kar-
şısında doğalgaz, parlamentarizmin
karşılığında petrolizm var.
Başbakan Tansu Çiller'le Nazarba-
yev, dün sabah yeni başkanlık binasın-
da baş başa görüştüler. Ana konu, Or-
ta Asya ve Hazar petrolleriydi. Kazakis-
tan'ın 160 bölgesinde ve Hazar kıyıla-
rında 4.5 milyar ton petrol rezervi var.
Doğalgaz kaynaklan ise 5.9 trilyon met-
reküp.
Her iki lider de bu kaynakların önem-
li bir diliminin doğrudan Akdeniz'e u-
laşması konusunda görüş birliği içınde
olduklarını söylediler. Nazarbayev, ulus-
lararası petrol şirketlerine çağrıda bu-
lunduklannı vurguladı.
Görünen o ki parayı veren güzergâhı
söyleyecek.
Kazakistan, Hazar petrolünün bir bö-
lümünü Iran üzerinden ihraç ediyor. Ba-
tı yakasındaki petrolün, Çin üzerinden
boru hattı ile Japonya'ya pazarlanması
projesi de gündemde.
Bu duruma bakınca akla şu soru ge-
liyor
- Bize, sadece kardeşliği paytaşmak
mı düşecek?
Çiller buna güzel bir örnek verdi. Na-
zarbayev'in, onuruna verdiği akşam ye-
meğinde, 150. doğum yılı kutlanan Ka-
zak şair Abay'ın bir şiirini okudu:
Kün artınan kün tuwar (Gün ardın-
dan gün doğar) I Bir kün damıl etkizbes
(tlerieme değişmez) I Oy artınan oy ku-
war (Fikir fikri sürükler) I Jelge minsen
jetkizbes (Yele binsen yetişmez).
Gezi programındaki heyet listesinin
"refakat" bölümünde iki isim yazılı:
Özer Çiller, Yalım Erez
Özer Bey, Almatı'daki (kentin adının
kaynağı bölgedeki elma agaçlan) ilk ge-
cemizdegazetecilereyemek verdi. Sağ
yanında, Tûrkiye'nin sorunlannı "rapor-
lu" hale getirmekten, Başbakan'a refa-
katten sorumlu TOBB Başkanı Erez, sol
yanında da THY Yönetim Kurulu Baş-
kanı Errnan Yerdelen oturuyordu.
Sofra votkalı, sohbet okkalıydı.
Erez, birkaç esprinin ardından, "yan-
lış anlamalara meydan verilmemesi"
için, Demirel ile ilgili espriler yapılma-
masını rica etti.
Bu yüzden sofrada, "Demirel'in elçi-
lerinin" bulunup bulunmadığı sorusu
yanıtsız kaldı. Dağıtılan yemekler ara-
sında at eti de olduğunu öğrendikten
sonra, "Siyah mıydı kırat mıydı" soru-
sunu da havada bıraktık.
Finali ise Erman Bey yaptı. Saptama-
lanyla yeri göğü deldi.
Ben de dün sabah küçük bir "Saş-
kanlıkSarayı'nagirişkrizi"yaşad\rr\. LJs-
tede herkesin adı Türkçe harflerle yazıl-
mıştı. Gazeteci arkadaşlardan adını
gösteren girdı. Benimkı yok. Öğrendik
ki sonradan bildirilen birkaç isim, liste-
nin altına Rusça yazılmış.
Bir üst görevliye adımı ve gazetemi
yazdınp girdim. "Babıâli'nin Pravdası
mı sandınız?" demedim.
OLAYLARIN
ARDEVDAKT
GERÇEK
• Baştarafı 1. Sayfada
ları uygulanmamaktadır.
Uyuşturucu madde ka-
çakçılığı suçunun idamla
cezalandınlması, suçla ce-
za arasındaki ilişkiyi bozan
bir nitelik taşımaktadır.
Yaşanmakta olan traje-
di karşısında Tûrkiye'nin
"Islam devletlerinin lideri"
olduğu kjdialarının geçer-
sizliği bir kez daha ortaya
çıkmaktadır. Türkiye, va-
tandaşlannı, karşı karşıya
kaldıklan sonuçtan kurtar-
ma çabalarında başarılı
olamıyor. Suudi Arabis-
tan'da itibar sahibi olduk-
lannı ileri süren kimi parti li-
derleri de bu hunhartığı
seyretmekle yetinmeyi
yeglemektedir.
Vatandaşlanmızın in-
sanlığa aykırı bir yöntem-
le idam edilmeleri karşısın-
da, şeriat düzenini savu-
nanlan iyi niyetle destekle-
yenler de başlannı iki elle-
ri arasına alıp, bu gidişle
varılacak sonucu şim-
diden görmelidirler.
• • •
Üniversitede tarikat soruşturması
BÜLENT SAR1OĞLU
ANKARA - Yükseköğretim Kurulu
(YÖK). "Atatürk ilkeJerine. laik cumhu-
riyetin temellerine yönelik şeriatçı, üm-
metçi, köktendinci \ç tarikatçı bir kadro-
laşmaya gidildigi" gerekçesiyle tnönü
Üniversitesi Rektörû Prof. Dr. Mehmet
Yücesoy ve bazı yöneticiler hakkında so-
ruşturma başlattı.
YÖK tarafmdan üniversite çalışanlan-
nm yazılı ifadeleri alınmak üzere hazırla-
nan metinde. "Nur ayini yapılan toplanb-
lara ünh^rsite öğrencflerinin götürühne-
si, hemşirelerin amenyathanelere sokakta
dolaştıklan başörtülerie girmeleri, cuma
günleri namaza giden ögretim üyelerinin
öğleden sonra tanı tatil yapmalaru her gün
namaz saatkrindc rektörlük ve dekanhk
koridoriannda takunyahlann doiaşmala-
n"nın da aralannda yer aldığı 44 ayn sav
gündeme getirildi. *
tnönü Üniversitesi'nde Prof. Dr. Meh-
met Yücesoy'un rektörlük döneminde şe-
riatçı-tarikatçı bır kadrolaşmaya gidildiği
ve demokrat öğretim üyeleriyleçalışanla-
ra baskı uygulandıgı savlan üzerine YÖK
Denetleme Kurulu soruşturma başlattı.
YÖK Denetleme Kurulu Üyesi Yusuf 7i-
ya Ekind tarafından nisan ayında başlatı-
lan soruşturma içm hazırlanan formlar,
bazı üniversite çalışanlanna verilerek, 44
ıddia hakkında yazılı ifadeleri alındı.
YÖK tarafından hazırlanan formlarda.
çalışanlann bilgi ve görüşlerinin istendi-
ği savlardan bazılan şunlar
- Atarürk ilkelerine ve laik cumhuriye-
tin temellerine vönelik şeriatçı, iimmetçi.
köktendinci \e tarikatçı kadrolaşmayı a-
maç edinmiş bir yönetimin hüküm sür-
mekte olduğu.
- Rektör Mehmet Yücesoy'un. Türk
Ocağı'nda, "Bize öğretim etemanı değtt,
btzden adam lazım" yolunda söz söyledı-
g>
- Sokakta dolaşbğı türbamyia ametiyat-
hane>e 0rmeye kalkan ögrencm uyaran
ameliyathane başhemşiresini başhekimin;
aynı öğrenciyi dışanya çıkaran öğretim
üyesini de dekanın azarladığL
- Cuma günleri öğle üzeri bir grup öğ-
retim üyesinin "Haydi bizimkiler nama-
za" çağiısıyla doktor odasını terk etmek-
te olduklan. bu bahaneyle hastaneden ay-
nlan bir kısım öğretim üyesinin öğleden
sonralan tam tatıl yaptıklan.
- Hemşirelerin türbanla dolaşmasının
desteklendiği ve türbanlı hemşirelere
Amerika'ya gidişlerde önceük MeriküğL
- Prof. Şener Dilek tarafından Nur ayi-
ni yapılan toplantılara üniversite ögrencı-
lerinin götürülmesi.
- Başhemşire vardımcısının hiçbir ge-
rekçe gösterilmeden göroüıden alındığı.
yerine 8 ajuk Lise Mezunlanna Vleslek
fcdindirmc(l.İMMK|rçitjmialarakhcm-
şire olmuş. henüz asaleti bik tasdik oima-
nuş türbanlı bir hemşirenin getirildiğL
- Rektörlük tarafından hemşırelik mes-
lek yüksekokullanna gönderilen bir ta-
mımle, idarecılerden, başını örtmek iste-
yen hemşirelik ögrencilenne kolayiık ol-
ması amacıyla bır "arternatif fbrnu" ge-
lıştirmelerinin önenldiği.
- Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakülte-
si'nde türban takmakta ısrariı ve fakat bu
şekilde derslere giremediği için sınıfta kal-
ma durumuna gelen 2 kız öğrencinin İnö-
nü Üniversitesi1
ne ahnrfıgı.
- Ortaögretimde Ingilizce öğretmenliği
yapan bır bayanın yabancı dil smavında
kasıtlı oiarak başansız ilan edilmesi
-Yönetimle aynı görüş ve amacı paylaş-
mayan ve kendiierinden ounayan adamla-
nn ilk aşamada yabana dfl smavında eten-
mesL
- iki yıldan beri ramazan ayında rektör-
lük, dekanlik ve başhekimliicte mesai sa-
atinın 16.00'dabitmekte olduğu.
- Doktorasmı tamamlayan ögretim de-
manlannın. kurullann önermesine rağ-
men araştırma görevliliğine ve vardımcı
doçentlige atamalannm Ak> i olmalan se-
bebi> le >apılmayarak ünrversiteden uzak-
laştınlmalan.
- Rektör Mehmet Yücesoy'un. resim
bölümünde Prof. HaüsBiçerden. "İçinde
rahteresmiolan bir amblein'" hazırlanma-
sını istediğı; öğretim üyesinin bu önerh
1
!
reddetmesi üzerine, öğretim görevlisi Is-
mail Aytaç'a "Bir hilal ve üçyıtdızdan iba-
ret olan ambJem" çızdırdıği.
- Başka kurumlara atanmak üzere
resmi işlemleri tamamlanma aşamasın-
da olan 66 öğretim elemanından çoğu-
nun, rektörün başında bulunduğu kli-
ğin estirdiği hava nedeniyle kurumdan
ayrılmalarına sebep olunması.
" - 5 yılhk Doç. Dr. GökhanErpek. Meh-
met Yücesoy tarafından yurtdışına gönde-
rilmezken 2 ay önce alınan Dr. Orhan Öz-
ruran'ın Tıp Fakültesı Yönetim Kuru-
lu'nun olumsuz karanna rağmen yurtdı-
şına eğitıme yollandığı.
- Yabancı dil bilen elemanın Yücesov
tarafından ataması yapılmayarakycri-
ne yabancı diii yetersiz Dr. Mustafa Er-
bilen'in, anabilim dalı başkanının mu-
halefetine rağmen yardımcı docent
kadrosuna atamasının yapıldığı.
- Sanlık hastalıgı ile ilgili bir panelde
Prof. Dr. Mehmet Yücesoy'un yaptığı bır
bilimsel konuşma sonunda Kocatepe Ca-
misı'nin bir cephesinden çekılmış renk-
li slayt ile konuşmayı bitirdiği.
m w
Albay Rıdvaıı Ozden şehit
MARDİN (Cumhuriyet) -
Mardin'in Savur ilçesine bağlı
Ormancık Köyü yakınlannda
güvenlik kuvvetleri ile PKK'li
teröristler arasında çıkan çatış-
mada, Mardin Jandarma Alay
Komutanı Albay Rjdvan Özden
ile bir astsubay, bir uzman çavuş
ve bir köy korucusu şehit oldu.
Çatışmalarda 17 terörist öldürül-
dü.
Mardin'in Savur ilçesine bağ-
lı Ormancık Köyü yakınlannda
önceki gün saat 18.00 sıralann-
da PKK militanlannın bulundu-
ğu yolunda duyum alınması üze-
rine güvenlik kuvvetlerince baş-
latılan operasyonlarda bir grup
teröristlekarşılaşıldı. Teröristle-
rin, 'HesHm ol" çağnsına ateşle
karşıhk vermesi sonucu çıkan
çatışmada. Mardin tl Jandarma
Alay Komutanı Albay Rıdvan
Özden ile bir astsubay, bir uz-
man çavuş ve bir geçici köy ko-
rucusu şehit oldu. Çatışmada 13
terörist öldürüldü. Bölgede ope-
rasyonlann geniş çaplı sürdüğü
bildirildi. Bu arada şehit Albay
Rıdvan Özden için bugün tl Jan-
darma Alay Komutanlığı'nda bir
tören düzenlenecek.
Ölen albayın eşinden protesto
I Baştarafı 1. Sayfada
tan sonra, "Her gün şehit verdi-
ğimiz bir ortamda çalışıyoriar.
Kocam iyi bir asker, iyi bir insan-
di. Demokrattı, vatanını severdi
21 vılhk Cumhuriyet okuru kti.
Bu sorunun ölmek ve öldürmek-
le çözülmeyeceğini biliyordu.
Çünkü hükümetler siyasi çıkar-
lan için askerleri kullanıyor. Bu
hatalı karariar yüzünden birçok
er. subay ve komutan sakat kaldu
şehit oldu. Kocam da kendine ve-
rilen görevi yaptL Ancak bunun
çözüm olmadığını da çok iyi bih-
yordu" derken köşede hıçkıra
hıçkıra ağlayan kızı Didem ise
"Babamöldüriiyordu,onudaöt-
dürdüler" diye söze girdi.
Kocasının kanını devlete helal
etmediğini, bu nedenle Anka-
ra'da yapılması düşünülen devlet
törenini istemediğini söyleyen
Bayan Özden. "GöstermeHk şa-
şaah tören istemiyorum. Çünkü
ben kocanu şehit oiarak kabul et-
mivorum. Şehit olmak için başka
bir ülkenin insanı ile savaşta öl-
mesi gerektiğini düşünüyorum.
O ise çirkin politikalara aİet olan
bir insan. Ona verilen, görevdi o
da görevini yaptı, öldü" derken
askerlerin hiçbir güvencesi ol-
madığını da savunuyor. Öne sü-
rülenlerin ekmek parası için ça-
lışan yoksul aile çocuklan oldu-
ğunu da belirtıyor. Özden. "Or-
duda değerli subaylar var, hiç ol-
mazsa onlar öktürülmesin" diye-
rek bır şeyler yapıiması gerekti-
ğini söylüyor. Devletın ilgisizli-
ğınden de yakınan Bayan Ozden.
29 yılhk asker kocasının öldüğü-
nü sabah haber aldığmı, akşam
saatlenne kadar ise hiçbir yetki-
linin kendisini aramadığmı söy-
lüyor. Istanbul'da yapılacak ce-
naze törenine yetişmek için Ay-
dın tl Jandarma Alay Komutan-
lığı'ndan araç istend'iğini, ancak
defalarca aranmasına karşın
kimsenin ilgilenmediğini söylü-
yor. Cumhuriyet muhabirinin gı-
rişimleri sonucu ise Aydın Vali-
sı Kadir LysaL olayı öğreniyor.
Vali Uysal, alay komutanının şe-
hit edilmesini ve eşinin araç iste-
ğini ilk defa Cumhuriyet muha-
birinden duyduğunu söylüyor.
Bu durum Bayan Özden'i çok
sinirlendirmesine karşın şaşırt-
mıyor da sadece kızı Didem'e
sanlıp metin görünmeye çalışı-
yor.
HBB daha çok izleniyor çünkü daha çok seviliyor
Yoksa siz hala bu programı
izlemedîniz mi?
Bu program
hastayı iyi ediyor!
Veliler... öğrenciler...
eğitimciler... lütfen dikkat!
AY
İNANMIYORUM
Gerçekten inanıtır gibi değil.
Fatth Mühürdar bu kez Dr. Haydar Dümen
kılığında...Gel de gülmekten kırtlma.
Ayrıco Safiye Soyman, Pınar Aylin ve
daha kimler... Haydi ekran başına!
HAFTANIN
SESİ
Programda hem dünyadan, hem bizden
spor var. Sürpriz kamera şakaları...
sanat olayları var.İzlenmez mi?
YUKŞEK
TANSİYON
Tartışmalara yol açan, gündemi
belirleyen bu programda yine son
derece önemli bir konu büyölteç altında!
Özel dersaneler...özel okullar...
eğiHm sistemi! Mutlaka izlenmeli!
Her programı bir olay... işte izlenecek kanal! O Ş O İ O
"İyi TV"