22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
15 AĞUSTOS 1995 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER Sağlık Bakanlığı Müsteşan Çıray'ın şef yardımcısı olduğu sınavın iptali isteniyor Baran'mımisteşaııda şalbdî• Bakan Danışmanı Dr. Kürşat Özdemir ile Teftiş Kurulu Başkanı Ali Özaydın'ın atamalan ile ilgili tartışma sürerken bakanlığın ikinci adamı Müsteşar Aytun Çıray'm da 'usulsüz sınav sonucu eğitim hastanesi şef yardımcı sı 'olduğu gerekçesiyle mahkemeye verildiği belirlendi. YUSUFÖZKAJS ANKARA - Sağhk Bakanı Doğan Ba- ran tarafından asaleti onanarak müsta- şarlığa atanan Dr Aytun Çıray'ın, yasa ve yönetmeliklere aykın olarak gerçek- leştirilen bir sınav sonucu eğitim hasta- nesi şef yardımcısı olduğu bıldirildi Türk Tabipleri Birlığı (TTB) İzmir Ta- bip Odası, Çıray'ı. "makamını kullana- rak sınavda başan ekte etmekle" suçla- yarak. şef ve şef yardımcılığı sınavının iptali içın Danıştay'a başvurdu. "Ulkücü-seriatçr kadronun, Atürkçü- demokrat bürokratlara karşı yürüttüğü tasfiye operasyonu nedeniyle yeniden gündeme gelen Sağlık Bakanlığı'nda, "şaibe"savlannın arkası kesijmiyor. Ba- kan Danışmanı Dr. Kürşat Özdemir ile Sağlık Bakanlığı Müsteşar Yardımcılığı'ndan alınmıştı Mersinlilerden Miski'ye destek ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Mersin Kültür ve Yardımlaşma Derneği. Sağlık Bakanlığf ndaki "ülkücu- şeriatçı'' kadronun başlattığı tasfiye operasyonu nedeniyle bakana "Atatürkçü-demokrat bürokrâtlara sahip çılan" diye mektup yazan ve bu nedenle görevden alınan Müsteşar Yardımcısı Dr. Ahmet Miski'ye sahip çıktı. Mersin Kültür ve Yardımlaşma Derneği Başkanı Turhan Onver, uzun yıllar Mersin'de de hekim olarak çalışan Miski'nin, her zaman her platformda doğrulan hıç çekinmeden söylediğinı belırterek "Kişisel çıkar sağiama ve kuliuk sevdasmın en revaçta olduğu günümü/de. tüm riskkri göze alarak iilkesinin ve ulusunun çıkarlan ugrunda feryat eden bürokrâtlara çok gereksinim duyulan bir dönemi yaşıyoruz" dedi. Ünver, dün yaptığı yazılı açıklamada. şu görüşleri dile getirdi: "Dr. Ahmet Miski. Sağlık BakanhğTndaki dinci ve ırkçı ideolojik kadrolaşmanın sonucu, niteliksiz. bilgisiz ve deneyimsiz kişilerin önemli göre\1ere getiribnesiyle, sağlık hizmederini planlayan ve uygulayan bakanlığın tamamıyla çöktüğü ve iş yapamaz haie getirildiğinL, bundan da büyiik üzüntü ve rahatsızhk duyduğunu belirtmesi nedeniyle Sağlık Bakanı Doğan Baran tarafından göre\den alınmıştır. Sayın Başbakan. Sayın Sağlık Bakanı \e milletvekillerinin, bakanlıktan vükselen sese kulak \ermelerini, bakanlığın hizmet üreten yapısını koruyup geliştirecek nitelikteki bürokratlanna sahip çıkmalannı istiyoruzT • Teftiş Kurulu Başkanı Ali Ozaydın'ın atamalan ile ilgili tartışma sürerken. ba- kanlığın ikinci adamı Müsteşar Aytun Çıray'ın da "usulsüz sınav sonucu eğitim hastanesi şef yardımcısı" olduğu gerek- çesiyle mahkemeye verildiği belirlendi. TTB izmir Tabıp Odası, Aytun Çı- ray'ın da kazananlar arasında yer aldığı 20 Aralık 1993 tarihinde gercekleştırilen eğitim hastaneleri şef ve şef yardımcılı- ğı sınavının iptali için Danıştay'a başvur- du. İzmir Tabip Odası'nın halen Danış- tay 5. Dairesı'nde görülmekte olan dava dilekçesinde, Tababet Uzmanhk Tüzü- ğü"ne göre sınav jürisinin bir yıllığına seçilmesine karşın, şef ve şef yardımcı- lığı sınavı jürisinin bakanlık tarafından keyfı bir tutumla değiştirildiği belirtıldi. Sınavda yabancı dil jürisinde görev alan kişilerin. yabancı dil bilmedikleri halde değerlendirme yaptıldan da belirtilen di- lekçede, "Örnefjn genel cerrahi dahnda bir aday Almanca'dan sınava başvurdu- ğu halde,jüride Almanca bilen üye olma- dığı saptanmışrır. Bu adayın yabancı dil değerlendirmesinin nasıl vapıldığı belir- lenenemiştir"den ildi. Odanın dava dilekçesinde, söz konu- su sınavda dönemin Sağlık Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Aytun Çıray'ın da İzmir Devlet Hastanesi Dahiliye Şef Yardımcılığı'nı kazandığı vurgulanarak "Dr. Aytun Çıray'm sınav dosyası incelen- diğinde görüleceği üzere, biİimsel vayın olarakjüriye verilen >ayınlann değerlen- dirilmesinin bilimsei kriterlere göre yapıl- Durdurulmuştu CMUK'a yeniden devam • TBB Başkanı Önder Sav, ödeneksizlik nedeniyle 18 Temmuz 1995 tarihinden bu yana CMUK hizmetlerinin yerine getirilmediğini anımsatarak Maliye Bakanhğf nın 11 Ekim 1994 tarihinden bu yana ilk kez barolara kaynak aktanrru yaptığını kaydetti. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ödeneksizlik ne- deniyle bir süredirverileme- yen Ceza Muhakemeleri Üsulü Kanunu (CMUK) hizmetlerinin, Maliye Ba- kanlığı'nın, barolara gerekli kaynak aktanmını yapması üzerine yeniden uygulanma- ya başlandığı bıldirildi. Tür- İciye Barolar Birlıği (TBB) Başkanı Önder Sav, "MaH- ye Bakanlığı. yasal görevleri- ni muntazam verine gerirdi- ği sürece, CML'K hizmeüe- rinde barolanmı/dan kay- naklanan herhangi bir aksa- ma olmayacaktır" dedi TBB Başkanı Önder Sav, ödeneksizlik nedeniyle 18 Temmuz 1995 tarihinden bu yana CMUK hizmetlerinin yerine getirilmediğini anım- satarak Maliye Bakanlı- ğı'nın 11 Ekim 1994 tari- hinden bu yana ilk kez ba- rolara kaynak aktanmı yap- tığını kaydetti. Sav, Maliye BakanlığVnın. yükümlülü- ğünü yerine getirmemesine karşın. barolann, yakalanan kişi veya sanıklara avukat tayin işlemlerini, 18 tem- muza kadar yerine getirdiği- ni belirterek, barolann, gö- revlendirdikleri avukatlara ÇMUK Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyannca mil- yarlarca Hra borçlandığım bildirdi. Sav. Maliye Bakanlı- ğı'nın. yasal yükümlülükle- ri gereği Türkiye Barolar Birliğı'ne para göndermeye başladığı ıçin barolara ak- tarmaiann yapıldığmı, ya- kalanan kişilere veya sanık- lara hukuki yardımın yeni- den yapılması ıçin de tüm baro başkanlanna gerekli talimatın verildiğini belirtti. Cehennemdençtkan TürklerKültür Servisi - "Faşist bunlan.", "Almanya'daki kalburüstü Türk ke- siminin kendflerine eğlence arayan çocuklan", -Şiddeti körüklüyorLar.-" Onlar hakkında bunlara benzer da- ha birçok yorum yapıldı. Tabıi kı an- ladınız kimlerden bahsettiğimizi: "CarteL" Son günlerde ortaya çıkan her ye- ni sesi, çabucak tüketen müzik piya- sası. kendine yeni ve son derece medyatik bir grup buldu. Kara- kan'dan Kabus Kerim, Alper, Cinai Şebeke'den Apo, M. Ali, Olcay, Ba- balu, aynca Erci E ve DJ Taner"den oluşan Cartel, bugünlerde müzik pi- yasasını sarsıyor. Grup, hem bir ba- sın toplantısı yapmalc, hem de Num- ber One TV'nin vereceğı Altın Plak ödülünü almak için dün Ortaköy Rockhouse'daydı. Cartel. altın pla- ğı, Türkiye dışında yapılmış Türk- çe çalışmalar arasında, tüm zaman- lann en çok satan kaseti unvanını alan ilk kasetiyle kazandı. Cartel'in basın sözcüsü Ozan'ın ilk sözleri "Biz bu kadar flgiyi hiç beklerruyorduk" oldu. Bıldığiniz gi- bi grup, havaalanmda en büyük il- giyi ülkücülerden gördü. Bu konuy- la ilgili sorulan yanıtlamaktan sıkıl- mış gözüken elemanlar adına Ozan "Biz sryaset yapmıyoruz, kültür ya- pıyoruz. Gurbette yaşayan Türkler tabii ki kendi külrurk'rine yaklaşt- yorlar. Bilivoruz ki mesajlannuz Ai- manya'da doğru algılamyor, ama bu- rada yankş anlıyorlar. Son kere söy- lüyoruz, biz ne sağcıyız, ne üikücü- yüz. Ne şimdi ne sonra.Cartel var ol- duğu sürece srvasete kanşacak, alet olacak. Hem kasetimiz Türkiye'de 180bin satmış, alanlann hepsi mi ül- kücü?" diye dert yanıyor. Cartel. yaptığı müziği "oriental hip-hop" olarak adlandınyor. Rap'in dünyanın her ülkesinde azınlığın müziği olduğunu, 20 sene önce Amerika'da ortaya çıktığında nasıl zencilenn ve diğer azınlıklann, sesi olduysa, bugün Almanya'da da en büyük azınlık Türklenn müziği olduğunu söyleyen Cartel elemanla- n, "Almanya'da rap piyasasının bü- yük bölümü Türkİerin clinde. ama yapOğımız müzik hip-hop, felsefe- miz de kardeşlik \e banş olduğun- dan rekabet >wk" diye iyı niyetlen- ni belırtiyorlar. Kendilerini "temiz çocuklar'" olarak niteleyen eleman- lar, Cartel konserlennde "Dazlak- lar"ın olay çıkanp çıkannadıklan ile ilgili bir soruya "Bizün konser- lerimize vüzde 6O'ı Alman olmak üzere, 4000-5000 anti-racist geüyor. Bunu gözönüne alırsak. değil ola\ ç>- karmalan, gehneleri büe sıkar" di- ye yanıt vererek, kesınlikle şıddet karşıtı olduklanna inanan bizleri ol- dukça şaşırttilar. Banş Manço'nun müziği üzerine rap yapan grup. "Amerika'da James Brovvn nasrisa, Almanya'daki Türkler için Banş Manço öyledM-" dıyor. Cartel hak- kında yorum yapanlardan biri de Türk popunun yeni gözdelerinden Ahmet. Ancak Ahmet'in, kendileri hakkında yaptığı yorumlara Car- tel'in tüm üyeleri hep bir ağızdan "Hayadnuz bo\unca Ahmet'Ie hic karşılaşmadık" oldu. Albümleri büyük ses getirirken. Ahnanya'daki basın da tetikte. yapa- caklannı bekliyoımuş. Ozan ve Al- per "Şimdi neye uğradıklannı şaşır- dılar. sanınz neler ohıp birtiğini an- layınca. bizden zaten nefret edenler. daha çok nefret etmeye haşla> acak" derken, yollanndan hiçbir zaman dönmeyeceklerini de ekliyorlar Carterin şiddeti körüklediği iddiaeditiyor. (DEVRİM BARAN) ACI KAYBIMIZ inşaat Mühendisleri Odası 32. Dönem (1990-1992) Genel Başkanı, Değeıii Insan, İnş. Yük. Müh. ÖMER RAHMİ LÖKER t4 Ağustos 1995 günü aramızdan aynldı. Bilimsel, çağdaş ve demokratik normlar çinde daha çok tartışan, bu tartışmalarla Drtak doğrulara ulaşacak, çeşrtlilik içinde görüşbirliği olarak özetlenebilecek yeni politik kültürün ilişkilerimizde ve Lretimımizde hayata geçmesi; daha güçlü, daha etkin ve toplumsal örgütlenme içindeki yeri daha saygın bir İMO yaratılması uğrundaki çabalan unutulmayacaktır. İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI İZMİR ŞUBESİ YÖNETİM KURULU Kıbns Banş Harekâtı 21. yaşında LEFKOŞA (AA) - 20 Temmuz 1974'te gerçekleştirilen Banş Harekâ- tının ardından ateşkese rağmen, Türk yerleşim birimlerinde toplu katliamla- ra girişen Rum ve Yunan askerlerine karşı Türk Silahlı Kuvvetlerinin baş- lattığı 2. Banş Harekâtf nın 21. yıldö- nümü dün KKTC'de törenlerle kutlan- dı. KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denk- taş, dün akşam Muratağa. Atlılar ve Sandallar toplu mezarlannda ve Ser- darlı'da düzenlenen törenlerde halka hitap etti. Gazimagosa'nın kurtuluşu bugün, Lefke'nin kurtuluşu ise yann tören- leTİe kutlanacak. 2. Banş Harekâtı sırasında Rum ve Yunan askerleri tarafından katledilen Türkler için camilerde mevlit okutu- lacak. Mesajlar KKTC Cumhuriyet Meclısi Başka- nı Ayhan HaUt Acarkan. yıldönümü dolayısıyla yayımladığı mesajda, ba- • 20 Temmuz 1974'te gerçekleştirilen Banş Harekâtı'nın ardından ateşkese rağmen, Türk yerleşim birimlerinde toplu katliamlara girişen Rum ve Yunan askerlerine karşı Türk Silahlı Kuvvetleri'nin başlattığı 2. Banş Harekâtı'nın 21. yıldönümü dün KKTC'de törenlerle kutlandı. ğımsızlık. egemenlik ve özgürlüğü uğ- runa varoluş mücadelesi vermekte olan Kıbns Türk halkmın. bundan sonra kendı fertlennden bir tekini bi- le toplu mezarlara göndermeme ka- rarlılığında olduğunu bildirdi. KKTC Başbakanı Hakkı Atun da, katliamlar nedeniyle özür dılemesı ge- reken Rumlann bugün dahi KKTC sı- nırlan önünde gösteri yapmalanna işa- ret ederek, Türkiye'nin etkili ve fiili garantörlüğünün Kıbns Türkü için vazgeçilmesi tartışılmaz ve hayati bir önemi olduğunu söyledi. Harekât 3 gün sûrmüştü Yunanıstan'ın Kıbns'ı ilhak için 15 Temmuz 1974'te yaptığı darbenin ar- dından. garantör sıfahyla adaya mü- dahale ederek Enosis'i önleyen Türki- ye'nin gerçekleştirdiği ve 3 gün süren 2. Banş Harekâtı sonunda, doğuda Gazimagosa'ya, batıda Lefke'ye ka- dar olan Türk yerleşim birimleri öz- gürlüğüne kavuşturulmuştu. Rumlar bebekleri katletti Bu arada, bozguna uğrayan Rum ve Yunan askerleri Muratağa, Sandallar ve Atlılar'da 10 günlük bebekten 70 yaşındaki yaşlılara kadar çok sayıda Türk'ü katlederek toplu mezarlara gömmüşlerdi. Aynı günlerde Gü- neydeki Türk köyleri Taşkent ile Te- razi'de de erkekler toplu halde katle- dilmişlerdi. madığı sonucuna varümaktadır" deni- lerek şu görüşlere yer verildi: u Dr. Çırav; baimsel yayınlan yaptığım betiıttiği sürede Ödemiş Devlet Hastane- si dahiliye uzmanı, hastane başhekimi. son bir yıldır da Sağhk Bakanlığı Tedavi Hizmetİeri Genel Vlüdür \ekilidir ve müsteşar vekiUiği >apmaktadır. Ancak yayınlann çoğu Ege Üniversitesi Tıp Fa- kültesi Organ Nakli Araştırma Merke- zi'nde yapılmıştır. Çıray'ın dosy asındaki 'Böbrek Transplantasyonunda Alıcı ve Canlı Kadavra Seçimi" başlıkh yazı, 28 Arahk 1992 tarihinde İzmir Devlet Has- tanesi'nde seminer olarak anlablmıştır. Hastanede anlatılan seminerler. bilimsel yayın değildir. Ayrıca 1992 yılında Aytun Çıray. İzmir De\let Hastanesi'nde çahş- mamaktadır. Ödemiş Devlet Hastanesi Başhckimi'dir. Yazıda birinci isim olan Dr. Erdal Karaca'nın anlattığı seminere adı ekknerek,jüriye bilimsel >a> ın olarak verilmiştir. Aynca bu tip yayınlarda ça- uşmalan asıl yapan kişi birinci isim ola- rak yer alır. Dr. Çıray'ın jüriye sunduğu yayınlann tümünde birinci isim olan ve çalışmalan yapan Erdal Karaca ise, av- nı sınava kablmış ve kazanamadığı açık- lanmışor." Dilekçede, Erdal Karaca'nın sınavı kazanamaması nedeniyle. aynı dalda sı- nava giren Çıray'ın kazanıp. şef yardım- cısı olduğu, ancak nefroloji kliniğinin şefsiz olması nedeniyle doğrudan şef ve- killiğine yükseldiği kayde- dildi. İzmir Tabip Odası dilek- çesinde Çıray'ın jüriye sun- duğu 10 yayından 4 tanesi- nin seminer, birinin uzman- hk tezi, 5'inin ise, kendisinin hiç emeği olmayan, Ege Üniversitesi Nefroloji Ana- bilim Dah'nda yapılmış ça- lışmalar olduğu bildırildi. "Seminer ve uzmanhk tezle- rini jüri üyelerinin bilimsel yaym olarak kabul etmesi, bi- lirnsel bir ahlaksı/Jıkrır" de- nilen dilekçede, Çıray'ın ça- lışmalannı yayımlanması için verdiği Sağlık Bakanlı- ğı dergisi ile İzmir Özel Sağ- lık Hastanesi dergisinin hıç- bir bilimsel yanı bulunmadı- ğı da vurgulandı. Dilekçede, "Sağlık Bakanhğı'nın dergi- si, Çıray 'ın ya/ılannı yayım- ladiktan sonra bir daha çık- mamıştır. İzmir Özel Sağhk Hastanesi dergisine gönder- diği çalışması ise dergi 4 yıl- dır çıkmadığı için yayımlan- mamışor'' görûşüne y»ve- rilch. - - • r-r - ~ Çıray'ın saît Sağlık Ba- kanlığı Müsteşar Yardımcısı oiduğu için şef yardımcılığı sınavmı kazandığı belirtilen dilekçede. Çıray'ın da ka- zandığı eğitim hastaneleri şef ve şef yardımcılığı sına- vının. "Tababet Uzmanlık Yönetmeliği 30. maddesL hu- kukun temel ilkeleri, anaya- sal ilkeier ve >'asaya ay kınhk nedeniyle'' iptal edilmesi is- tendi. Uğurlu DGM'ye sevk edildi İstanbul Haber Servisi - Aralannda Abuzer Uğur- hı'nun da buiunduğu, silah, içki ve sigara kaçakçılığı suç- lanndan sabıkalı 8 sanık dün basına gösterildi. İstanbul Emniyet Müdür- lüğü'nde yapılan basın açık- lamasında. Silah ve Mühim- mat Kaçakçılık Şube Müdür- lüğü ekiplerinin yurtdışından çeşitli kaçak eşya getirilece- ği yolunda aldıklan ıstıhba- ratı değerlendirmek amacıy- la 31 Temmuz 1995' te 34 JLJ 90 plakalı yolcu otobüsü- nü durdurarak aradıklan be- lirtildi. Yapılan aramalarda, otobüsün gizli bölmelerine yerleştirilmiş 7 kilogram ko- kain ele geçırildığinin anla- tıldığı açıklamada, jürütülen çalışmalar sonucu uyuşturu- cu maddenin sahibı olduğu belirlenen silah, içki ve siga- ra kaçakçılığı suçlanndan sa- bıkalı Abuzer Uğurlu ile Ha- lil Kurt, Abdurrahman Al- tan. Turan Altan ve Crista- dor Stehan Robert'in yaka- landığı kaydedildi. Uyuşturucu madde yaka- lanması nedeniyle soruştur- mayı sürdüren Narkotik Şu- be Müdürlüğü ekiplerinin yürüttûğü operasyonda da u>ıışturucu maddelerin Bre- zilya'dan Bulganstan'a geti- rilmesinı sağlayan şebeke elemanlanndan 'Joro* lakap- lı Avusturya vatandaşı Geor- gi Mkhalicm ile kokaınin Türkiye'ye getirilmesinı or- ganize eden Mehmet Duma- noğiu ve otobüsü temin eden Mehmet Karadağ da gözal- tına alındılar. Emniyetteki iş- lemleri tamamlanan saruklar, daha sonra İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi'ne sevk edildiler. ARAYIŞ TOKTAMIŞ ATEŞ Doğu Raporu Geçen hafta Türkiye'nin gündemini beürleyen iki önemli olay vardı. Bunlardan biri TOBB'un Prof. Dr. Doğu Ergil'e hazırlatmış olduğu "Güneydoğu Ra- poru", öbürü deTürk-iş'in öncülüğünde başlayan, diğer konfederasyonlar ve kamu sendikaları tara- fından da desteklenen ve arkası geleceği anlaşılan işçi eylemlerıydi. İşçi eylemlerini konu alan bir yazı yazmış ve is» tanbul basınının bu konudaki duyarsızlığını ağır bir biçimde eleştirmıştim. Her ne kadar eylem sonra- sında Ankara mitingi gazeteierde kendine bir yer DUT labildiyse de, eylem öncesınde bunu bir "haber' de- ğerinde bulmayan günlük kıtle iletışim araçlan (ben- ce), görevlerini yapmamışlardı. Aynı konuya per- şembe günü gene değineceğım. Zira bu konuyu yazmış olmama karşın çok sayı* da telefon aldım. Bu eylemlere neden yer vermedt- ğim ya da yeterince üzerınde durmadığım sorulu- yordu. Aynı biçimde TOBB'un hazırlatmış olduğö raporla ilgili değerlendirme yapmamış olmam da ciddi bir biçimde eleştirildı. 'Bu konuda siz ne dü- şünüyorsunuz?" diyen okurlarıma, "Mesele biraz soğusun, değerlendirmemı o zaman yapacağım" yanıtını veriyordum. Şimdi sanıyorum, raporun yol açtığı "ateşli"ve bir kısmı düzeysiz tartışmalar sona erdi. Bu rapor v4 bu rapora dayanıiarak ortaya atılan iddialar üzerin* de soğukkanlılıkla durabiliriz. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği'nin, Türkiye için yaşamsal olan bu sorun çerçevesinde bir rapor ha* zırlatlamasını doğal bulurum. Ancak benim soru^ num, böyle bir rapora zemin hazırlayacak olan "araştırmanın" bilimsel ölçüler içinde yapılıp yapıl- mamış olması. Tabii bu işin bir boyutu. Işin ikinci bo- yutu da, bu araştırmayı "yapanlann", "yaptıranla- nn " ve "kullanmak isteyenlerin" niyetleri. Acaba bu insanlar iyi niyetli miydi, yoksa kötü niyetleri vaf mıydı? ! Eğer iyi niyetli değildiyseler, kötü niyetleri ne ola1 bilir? ABD'nin Ortadoğu planlarına hizmet etme amacı var mıydı, yok mu? OA ajanı Fuller'in bir sü- re önce söyledikleriyle, raporun sonuçlarının böy^ lesine örtüşmesi salt bir rastlantı mıydı? Öncelikle şunu vurgulamamız gerekir ki; eğer bu araştırma bilimsel ölçüler içinde ve iyi niyetle yapı- lan ciddi bir araştırma ise. beğensek de beğenme» sek de bu raporu çok ciddi bir biçimde incelemek ve değerlendirmek zorunluluğundayız. Ama eğer bu araştırma bilimsel ölçüler dışında ya- pılmışsa, kötü niyetleyürütülmüşse; araştırmayı de- ğil, bu işı "tezgâhlayanlan"dikkatle düşünmek ve önlem almak durumundayız. Bu mesele hafife alı- nacak bir mesele değildir. ABD'ye göbeğımizden bağlı olduğumuz talihsiz bir dönemde, ABD'nin merkezi istihbarat örgütünün "katkı ve beklentile- rinden" söz edilmektedir... ', Bu araştırmanın deneklerinin, yani kendilerine so- ru yöneltilen insanların, nasıl belirlendiklerini bilmi- yorum. Aslında 1200 küsur insana soru yöneltildi; ğini düşünürsek, bu rakam "temsil edebilir" bir ra* kamdır. Ancak deneklerin bilimsel olarak ve dürüg} bir biçimde belirlenmesi koşuluyla. Ve doğrusunu istersenız raporun ve araştırmanın bu yönüyle ilgili hiçbir açıklama göremedim. Ya da en azından, ba- na ulaşmadı. •• Bir başka önemli nokta, soruların belirlenmesi sı- rasında "yönlendirici" olma çabasının olup olma- dığıdır. Yani sorular hazırlanırken belirü amaçlar doğ- rultusunda bir çaba harcanıp harcanmadığının ÜZÖ', rinde durulması gerekir. Araştırmada deneklere yöneltilen sorulan beğen- medim. Üstelık bu sorularda açık bir "yönlendirme" çabası gördüm. Aynca sorulması gereken kımi so- ruların ya da yanıt alternatiflerinin bulunmadığını saptadım. Ama buradaki "kötü niyeti" ispatlamak çok zor. "Eğer beğenmediysen bir araştırma da sen yap" derler adama. Öyle ya, her yiğidin bir yo- ğurt yiyişi vardır... TOBB'un ve Sayın Erez'in bu araştırma raporu- nun kendi görüşlerini dile getirmediğini açıklama- larından önce, bu rapora neden "sahip çıktıklannı" anlamakta da çok zorlandım. Benim bildiğim TO- BB buna benzer bir sürü araştırma yaptırmıştır. Fa- kat bunların ancak bırkaç tanesini böyle geniş ka- tılımlı toplantılarla kamuoyuna açıklamıştır. "Bu araştırmanın raporunu da neden böylesine ses ge- tirici bir biçimde açıkladılar" sorusu yanıtsız kal- maktadır. Ben bu araştırmanın Türkiye'de yaşamakta olan Kürt kökenli vatandaşlarımızın görüşlerini yansıttH ğına inanmadığım gibi, salt Güneydoğu bölgemiz- de yaşayan Kürt kökenli vatandaşlarımızın görüş ve beklentilerini "temsilettiğine" de inanmıyorum. A- ma bunu dile getirirken de, günlük gözlemlerimizin dışında ortaya sürebileceğimiz. bir "karşı araştırma- nın" bulgularından yoksunuz. Ve artık her şey bir yana, ABD, CIA ve TOBB da olayın içine böylesine girdikten sonra şu "alt kim- lik" konusunda da "ferahlatıcı" bir şeyler yapmanın zamanı çoktan gelmiş gibi görünüyor. ÖLUM Sendikamız ENER-SEN'in kurucu ve eski Genel Merkez Yönetim Kurulu Üyesi İnşaat Mühendisi Ö. RAHMİ LÖKER'İ yitirdik. Ailesine ve tüm üyelerimize başsağlığı dileriz. ENER-SEN GENELMERKEZİ ÖLÜM Bölgemiz Müdür Yardımcısı İnşaat Yüksek Mühendisi Ö. RAHMİ LÖKER'İ yitirdik. Ailesinın ve tüm çalışanların başı sağolsun. DSİ V. Bölge Müdürlüğü Çalışanları
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle