02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 15 AĞUSTOS 1995 SALI 12 DIZI YAZI Devrim güneşi Samsun'dan doğuyor TURK HALKININ YOK EDİLİŞ Yunan işgal kuvvetlerinin Ege'de baltayla öldürdükleri bir Türk köylüsü. Mareşal Fevzi (Çakmak) Paşa • zmır, Yunanlılarca I ışgal edılirse düş- man erlerinin bile dayanamadığı bu olaylann gerçekle- şeceğını lstanbul hükümetinin kestiremedığı düşünülemez; çünkü Ge- nelkurmay Başkanı Fevzi (Çakmak) Paşa'nın Izmir'e bir Yunan çıkarması yapıla- cağı hakkındakı aynntilı ra- poru, günler öncesinden beri hükümetin önünde du- ruyordu!.. Böyle bir hükümetin '15 mayıs' günü için yapacağı herhangi bir karşi koyuşun boyutu ve içeriğınin ne ola- cağından söz etmeyelim. Ne var ki, saraym üstünde "ölü toprağı" serpilmış gi- bidir; hiçbir gerçek yaşam- sal belirti görülmez.. 16 mayıs günü Babı- âli'den ses gelir. Damat Fe- rit Paşa ıstıfa eder; ama üç gün sonra "Sadaret Müh- rû" yıne avuçlannın ıçm- dedır. Damat Ferit'in bunu hiç beklemediği ve bu durum karşısında şaşkınlığını giz- leyemcdiği belirtilir. Evet. Padişah Vahdettin'in, eniş- tesi Damat Ferit Paşa'yı ıkinci kez hükümeti kur- makla görevlendirdiğınde tanh 19 Mayıs 1919a var- mıştı, aynı gün ıse Musta- fa Kemal, Samsun'a çık- mış, Anadolu'ya geçmiştir. 15 Mayıs 1919, Yunan "megalo idea"sının sonu gelmeyen başlangıcı. 19 Mayıs 1919 ıse, evrensel aydınlanmanın, Anado- lu'da ışıması ıçin "Türk devrimi"nin başverdiğı gün ve tarih olacaktır. Öte yanda, Izmir'ın işga- linı protesto eden ve dünya kamuoyuna ulaşacak gür bir sesın yönetimden çık- madığmı gören halk, hare- kete geçer; yeri göğü inle- ten görkemlı Sultanahmet ve Fatıh mitıngleri ıle Yuna- nistan'ı ve destekçilerini kı- nar(23 Mayıs 1919). Saltanat Sûrası Artık Itılaf Devletlerinin bir "aracı" olan Yunanis- tan'ın, "yalnızca İzmir'in işgal edileceğini" belirten Amiral Calthorpe'u yalan- larcasına, Anadolu'nun içerlerine doğru ilerleyişi de tüm hızıyla sürer. Bu oldu bittilerin, aymazlık içindeki padişaha, sadrazama ve hü- kümet yetkililerine. Mond- ros'un ne demek olduğunu anlatmıştırderseniz, Damat Ferit'in bır girişimine göz- lenmızi çevirmeliyiz. Hızla gelişen olaylann bütün sonımluluğunu hü- kümetin yüklenemeyeceği rarlayacaktır. Meclis'in ol- mamasından doğan sıkıntı- yı bilinçsizce gidermeye ça- lışan sadrazam. "Şûray-ı Saltanat" adıyla tez elden bir "Danışma Meclisi" toplar. 26 Mayıs 1919'da topla- nan bu "Şûray-ı Salta- nat"ı, uyurgezer görünü- mündeki padişah açar, he- men sözü Damâf Ferjt^Pa- şa'ya bırakır ve çekilir. Şû- bütün güçleriyle yüklenir- ler. Zor duruma düşen Da- mat Ferit Paşa, bu şûranın yalnızca "danışma yetki- si" olduğunu ileri sürüp so- rulann hiçbirine yanıt ver- meden toplantıyı kapatır. Böylece, "Şûray-ı Salta- nat" bir sonuca varamadan, bir bildin yayımlamadan dağılır (26 Mayıs 1919). Ne var kı, ertesi günü. 27 mayıs tarihli "Türkiye-Ha- • Padişah Vahdettin'in, eniştesi Damat Ferit Paşa'yı ikinci kez hükümeti kurmakla görevlendirdiği 19 Mayıs 1919'da Mustafa Kemal, Samsun'a çıkmış, Anadolu'ya geçmiştir. 15 Mayıs 1919, Yunan "megalo idea"sının; 19 Mayıs 1919 ise, "Türk devrimi"nin başlangıcı olacaktır. hakkında yapılan uyanlara duyarsız kalan sadrazam Damat Ferit, sonunda ken- dine gelir gibı olur. Mebusan Meclisi'nin dağıtılmış olması elbette çok büyük eksikliktır: O, "halim selim" padişah, kaş göz arasında, 21 Aralık 1918de Meclis'i kapatıver- mişti. Üstelik, "zat-ı şaha- nelerinin" bu becerisi bir defa ıle sınırh kalmayacak, ileride bunu ikinci kez tek- raya katılanlar Sadrazam'ı bütün dikkatlenyle dinle- meye hazırdırlar; amagelin görün ki Damat Ferit, ilkin, İzmir'in işgali hakkında Calthorpe'un notasını, sonra hükümetin bu notaya verdiği yanıtı, ardından ga- zete haberi değerinde bılgi- leri tekrarlar durur. Daha sonra toplantıya ka- tılanlar ülke hakkında gö- rüşlerini bildirirler ve sadra- zama sonılar yöneltirler, • •4 4 vas-Royter" ajansında sad- razamın bır demeci yer alır; bunda Damat Ferit, Saltanat Şûrası'nın bir sonuca vardı- ğını belirterek şöyle der: "Bütün üyelerin düşünce- si, Türkive'nin büyük devietlerden birinin yar- dımı üzerinde birleşmiş- tir."(Belge:25)(10). Oysa, şûrada bır sonuca vanlmadığı gibi, katılanla- nn düşüncesinin de bu de- meçtekinin tam tersı oldu- ğu, sözü geçen ajans dışın- da, o günkü İstanbul gaze- telerinde yer alır. Bu gazete yayınlanna görc saltanat şû- rasında söz alan 25'e yakın kişinin hemen tümünün ko- nuşmalan; "Tam bağım- sızlığa kavuşmak, ivedi- likle ulusal bir meclis ku- rup ulusun >azgısını bu olağanüstü meclise bırak- mak doğrultusunda"dır (Belge:25)(ll). Hiç çekinmeden gerçeği altüst edip kamuoyunu ya- nıltmaya çalışan Damat Fe- rit, bu demecınde başka bır konuya, "Ermeni soru- nu"na da değınır. Buna gö- rc sadrazam, smırlannı be- lirtmemekle bırlıkte geniş bir "Ermenistan özerkli- ği"ni kabul etmiş olduğunu açıklar. (Belge: 25)(12). Her iki görüşe de, yani "Osmanlı Devleti'nin bir yabancı devlet koruyucu- luğuna bırakılmasına" ve "geniş bir Ermenistan özerkliği rl ne Mustafa Ke- mal anında karşı çıkar ve bulunduğu Havza'dan hem sadrazama hem de Anado- lu'daki birlik ve yönetim bi- rimlerine görüşünü açıklar (13) Ermenistan konusu dolayısıyla doğu ılleri hal- kını son derece tedirgin e- den Damat Ferit'in, 27 ma- yıs günkü ikinci atılımı da tutuklu İttihatçılara yöne- lık olur. Bekirağa bölüğün- de tutuklu bulunan Ittihatçı- lann, buradan kaçınlacağı söylentisı yayılmış, bunu Sadrazam da duymuştur. Hükümet olarak önlem alınmasını düşünmüş olma- lı ki, doğru işgal kuvvetle- rine başvurup onlardan ge- rekenin yapılmasını ister. Bunun üzerine Bekirağa bolüğünde yargılanmalan- nı bekleyen. içlennde Sad- razamlik. Meclis Başkanlı- ğı gibi görevlerde bulun- muş yöneticilerin de yer al- dığı 67 insan, koyun sürüsü gibi kamyonlaradoldurula- rak bır savaş gemisine götü- rülüp Malta'ya sürülür. (10) Söylev. Belgeier. cilt III. Basıma Ha: H V Velıdedeoğ- lu. 1988. Ist (U)Sövlev. Cıltl, 1963, s 20 (!2-13Jag.e Yarın: Mustafa Kemal'in kaygısı > ^ X- T|»» J^V-- i£>?w v^4Kadın Cemiyeti Başkanı Nakiye (Elgün) Hanım, Sultanahmet mitinginde konuşurken. Bandırma Vapuru lstanbul Limanı'nda. ÇALIŞANLARIN SORULARI / SORUNLARIYILMAZ ŞİPAL Memur ve doğıım izni ile aylıksız izin 562 sayılı yasa hükmünde kararname ile 657 sayılı Devlet Me- murlan Yasası'nın "Aylıksız izin" ile ilgili 108. maddesi değiştiril- miş, memurun doğumunda ya da yakınlannın hastahğı durumun- da, en çok altı aya kadar verilen aylıksız izin süresi, bir yıla çıkanl- mıştır. Bunun yanı sıra. 10 hizmet yılmı tamamlamış olan memur- lara hiçbir koşul aranmaksızın istekleri üzerine ve memuriyetleri sü- resince bır kez kullanmak üzere ile 6 ay aylıksız izin verilecektir. 108. maddenin yenı şeklı AYLIKSIZ IZİN: "Madde 108- Devlet memurlannın bakmaya mecbur olduğu ve- ya memur refakat etmediği takdirde hayatı tehlıkeye gırecek ana, baba, eş ve çocuklan tle kardeşlennden bınnın ağır bır kaza geçır- mesı veya önemli bır hastahğa tutulmuş olması hallennde. bu hal- lenn raporlabelgelendinlmesi şartıvla devlet memurlanna, istekle- ri üzerine en çok altı aya kadar aylıksız izin verilebilır. Aynı şartlar- la bu süre bir katına kadar uzatılabilir. Devlet memurlanna 10 hizmet yılmı tamamlamış olmalan ve is- tekleri halinde memunyet süreleri boyunca ve bir defada kullanmak üzere altı aya kadar aylıksız izin venlebilir. Ancak, sıkıyönetim ve- ya olağanüstü hal ılan edılen bölgelere veya kalkınmada öncelıkli yörelere 72. niadde gereğınce belli bır süre görev yapmak üzere mec- buri olarak süreklı görevle atananlar hakkında bu bölgelerdekı gö- rev süreleri ıçınde bu fıkra hükmü uygulanmaz. Doğum yapan memurlara istekleri halinde en çok on iki aya ka- dar aylıksız izin verilebilır. Yetıştirilmek üzere (bursla gıdenlerdahıl) yurtdışına devlet tara- fından göndenlen öğrencı ve memurlarla yurtıçıne \e yurtdışına sü- rekli görevle atanan memurlann eşlerine memuriyetlen süresınce her defasında bir yıldan az olmamak üzere en çok dört yıla kadar aylıksız izin venlebilir. Bunlann dönüşlennde, bu kanunun 72'ncı maddesi çerçevesınde görev yerlerıne bağlı olmaksızın atamalan ya- pılır. Aylıksız izin süresinın bitımınden önce mazeretini gerektıren sebebin kalkması halinde. memur derhal görevıne dönmek zorun- dadır. Mazeret sebebının kalkması halinde veya aylıksız izin süre- sinın bıtıminde görevine dönmeyenler. memunyetten çekilmiş sa- yılırlar. Muvazzaf askerliğe aynlan memurlar, askerlik süresınce görev ye- n saklı kalarak aylıksız ızinlı sayılırlar. Bunlar hakkında 5434 sayı- lı Türkıye Cumhunyetı Emekli Sandığı hükümlen ile bu kanunun 83'üncü maddesi hükümlen saklıdır." Doğum ıznı ıle aylıksız ıznı altı aydan bir yıla çıkaran bu madde, 25 Temmuz 1995'ten geçerlı olarak uygulamaya konulmuştur. I ANKARA NOTLARI MUSTAFA EKMEKÇİ Kapadenizlinin Düş Kırıklığı! Eski Artvın Senatoru Recai Kocaman anlattı, ya- şanmış bir olayı, şöyle: "Birbeledıye başkanı vardı, Ekrem Orhon diye, bil- din mı? Karayollan Bölge Müdüriüğü var, yapılan her yolda alınteri var, ilginç birınsandı. 27 Mayıs 1960 ıh- tilali olmuş, bizim Fehmi Abi (Alpaslan) Artvin tem- silcısi olarak Kurucu Meclis 'te. Ben de o zaman, genç bir CHP'Iİ savunmanım. Ankara'ya gelmişim, bır iş için. Fehmı Alpaslan, ben, yeni belediye başkanı rahrnet- li Ekrem Abi, Sami Küçük 7e bihikte, iki tane Milli Bir- likçi, bir de general, Bulvar Palas'ta yemekyiyoruz. Fehmi Alpaslan dedi ki: - Yahu, şu bizim Doğu Karadeniz'den, her meslek- te yüksek mevkilere gelmiş, başanlı insanlar çıkar, as- ker pek yokturi Fehmi Abi, böyle deyince, masada soğuk bir hava esti; iki Milli Birlikçi ile general, biraz sindiler; Ekrem Abi (Orhon) oturpuğu yerden: - Hah hah haâa, dedi, ha, bizim Doğu Karadeniz- li, kırk yıl bekleyecek de olacak general! Biz akşam onbaşı yatmak, sabah general kalkmak isteriz! (Kah- kahalar) Soğuk hava dağıldı..." Recaı Kocaman'a: - Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Halis Bur- han Karadenız fıkralannı çok bildiğtni söylüyor: "Hın- cal Uluç bılmediğım bir fıkra yazsın, telefon açıp teb- nkedeceğim!" dedi bir kokteylde, deyince, Kocaman sordu: - Bizden midir? • • * Recai Kocaman, taşlama ustası Hasan Çelebi'den dinlediği iki öyküyü de anlattı: Hasan Çelebı, Borç- ka'nın "Düz" koyündendir. Kışın oralar kar altında ka- lır. Yaşlı bir köylu, dışarıda kar fırtınası eserken, otur- dukları odacıkta, soğukta neredeyse donmaktadır. Çocuklara seslenir: - Çocuklar, açın şu pencereyi de soğuk çıksın. Hap- soldu soğuk! Doğu Karadenızli kadınların çay yaprağı taşıdığı sepetler, fındık çubuğundan yapılırmış. Bir yaşlı adam, bir yandan fındık çubuğundan sepet örüyor, bır yandan da düş kuruyormuş. Kendı kendıne mınl- danırmış: "- Bu sepetlen satsam Borçka pazarında; bir dolu sepet satsam... Sonra lstanbul'a gıtsem, orada da satsam sepetlen; zengin olsam. Altınlar biriktırsem. Sonra habersalsam Borçka'ya: - Mehmet Ağa'nın atını satın alın, Hopa'ya getirin. Köye o atla geleceğım. Mehmet Ağa, çok para isti- yor, ama istesın. Ne isterse verilsin. Para çok, sepet- ler satıldı. At satın alınmış, Hopa'ya getırilmiş. - Ben ata binip köye gelsem, evin onünde attan ın- sem, getırdığim armağanları bır bir dağıtsam..." O böyle mınldanırken, onu bir köşede ızleyen oğ- lu seslenmiş: - Baba, sen hediyelerinı dağıtırken, ben de ata bı- nip köyde şöyle bir dolaşayım mı? - Haydi oradan! dıye şaplağı yapıştırır babası, yor- gun ata binilir mi? • • • Doğu Karadeniz'de eskı Hopa CHP Ilçe Başkanı Gültekin Teksoy'un başına gelenleri anlattılar. CHP'li, 12 Eylul'den önce: - Sarp kapısı açılsın, kurtuluşumuz ondadır! demiş. Ardından 12 Eylül gelınce, adamın anasını ağlatmış- lar - Ne demek ulan? "Sarp kapısı açılsın, kurtuluşu- muz ondadır!" Ha, ne demek? Sonradan Sarp kapısı açılır; ama Gültekin, yediği dayaklar, gördüğü ışkencelerle kalır! Turizm Bakanı irfan Gürpınar'ın duzenlediği "Ka- radenız-Yeşıl Tur"unda dolaşırken, CHP'lılerin bu yaklaşan kurultayda ne yapacaklarını merak ediyo- rum. - Bizde, gelen karının altına yatayı... Karinın altına yatilır mi? Hikmet de yatayi mi, yatmayi mi anlaya- madık. Sezdiğim, Karadeniz'de rüzgâr "Deniz"den es- mekte. Kongrelerde, eskı SHP'lılerle, Deniz Baykal'ın CHP'lileri kıran kırana kapışıyorlar. Pazar günü yapı- lan Rize kongresini "Denizci" Turgut Karafazlı ka- zandı. Baykal'ın istedıği böyle bır durum muydu ne? Yüzde 3'lere düşen gücünü, SHP'liler aracılığıyla, yükseltir görünup, postu kapmak! Bülent Bey, bu arada saçlarıyla birlikte düşlerini de boyamakta. Gelecek bir iktidarın ortaklığına ha- zırlanmakta! Biz bu filmi 20 yıl önce gördük. - Yazjk bu tnsantara! dıyen yok. ••• Sosyal demokrat Çalışma Bakanı Ziya Halis'ın gö- revinden aldığı Etlik Sağınevı Başsağını Bilal Sert, cumartesi günu, sayrıevinde eşyalarını toplayacağı sırada, saynevine gittim. Yakından gördüm. Her yer pırıl pınl, tertemizdi. Saynevlerı genellikle temiz de- ğıldir. Burası öyle değildı. Bilal Sert, bana saynevini gezdirdi. En üst katta, onun bölümu, kanserlı sayn- lar vardı. Yakından gördüm. Kimı sağınlar, banatele- fonlar ederek şöyle demişlerdi: - Mustafa Bey, bizim Başhekım Uğur Mumcu'/a düşmandır! (Uğur Mumcu arkadaşım ya, beni böyle etkıleyecekler.) Oysa, odasında, koltuğunun arkasında Uğur Mum- cu'nun fotoğrafı vardı. Demek, dedıkoducular yalan söylüyorlardı! Saynevinın gırişinde, Nezih Danyal'ın sağlıkla ilgili karikatürlerı sıralanmıştı. Boyle bır şeyı, başka yerde görmedim. Sayrıevinde çok kalmadım, Bilal Sert'e yaşamının bundan sonrakı bölümunde başarılar dileyıp aynldım! (Bilal Sert'in Karadeniz uşağı olduğunu yazmış mıydım?..) RULMACA SEDAT YAŞAYAIV 1 2 3 4 5 6 7 8 SOLDAN SAGA: 1/ Evlilık korku- su. 2/Bezekçılik- tekullanılanyeşil ve pembe dalgalı bır çeşıt sedef... Bir soru eki. 3/ Gökcısımlenni gözleme... Tabut. 4/ Kuyulan ya da doğadaki kaynak- lan besleyecek kadar su iletebılen jeolojık yapı. 5/ Bazen üzenne un bile senlır... Oy- mak. 6/Ilensürü- lerek savunulan düşünce... Barındırma. 7/ Ses... En bü- yük. 8/ Taşa tutarak öldür- mecezası.. Düşünce 9/Vo- leybol ve teniste oyunun her bır bölümüne venlen ad.. Müzikte, armonı kurallanna göre üst üste bındırilmiş ses- ler. YLKAR1DAJN AŞAĞIYA: 1/ Herhangi bır şeyı ona uy- gun nitelikte tamamlayan nesne. 2/ Fasıla... Süs olarak kullanılan, altın taklıdı san tenekeden pul. 3/ Bır peygamber... Seryum elementınin sımgesi. 4/Japonya'dabırkent... llışkın, değgın. 5/Karşı cınsin kullandığı eşyalarla cınsel doynm sağlama. 6/ Yah- ya Kemal'in hece ölçüsüyle yazdıgı tek şıın... Uluslarara- sı Basketbol Federasyonu'nun sımgesi. II Yüksek ısıda pı- şınlmiş topraktan yapılmış nesne 8/ Yoksullara yıyecek da- ğıtan hayır kurumu... Bır nota. 9/ Israil'ın plaka ısareti... Meşın keskısı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle