Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyef
İmtivaz Sahibi: Berin Nadi
Genel Yayın Yönetmenı. Orhan Erinç •
Genel Yayın Koordınatoru Hikmet
Çetinkaya # Yazıışlen Mudürlen
Ibrahim Yıldız (Sorumlu). Dinç Tayanç
• Haber Merkezi Müduru Hakan Kara
• Görsel Yonetmen Fikret Eser
Dış Haberler Ergan Balcı • Istıhbarat Yılçın
Çakır • Ekonomı Bülenl Kızanbk • Kültür
Handan Şenköken • Spor Abdülkadir Yicelman
• Makaleler Sami Karaören • Çevın Seyfettin
Tıırhan • Düzeltme Abdullah \ azıcı» Bılgı-Bel-
ge Edibt Bnğra A Foloğraf Erdoğan Köseoğiu
Yayın Kurulu. tlhan Sdçuk (Başkan).
Orhan Erinç, Oktaj Kurtböke,
ÖzgeD Acar, Hikmet Çetinkaya,
Şökran Soner, Ergan Balcı, Dinç
Tayanç, tbrahim V'ıldız, Orhan
Bursah, Mustafa Balbay.
Ankara Temsılcısı Mnstafa Balbav • Haber Mudurû Muessese Müdurü EroIErkut^Ko- MEDYA C: • Yöoetım MEDYA G: •
Doğao Alan Atatüık Buhan No 125, Kal4, Bakanlıklar- orthnator Ahmet Korulsan • KuruJu Başkanı-Genel Yonetım Kunılu
AnkaraTel 4195020(7hat), Faks 4195027 •tzmırTem- Muhasebe Bülent Yener • Idare- Müdür Gülbin Erduran Başkanı - Gend
sılcısrSerdarKmk,H ZıyaBN 1352 S 23Tel 4411220. Höseyin Gürer • Işletme Önder • Kootüınatör Reha Müdur Üıtân Ak-
Faks 4419117»AdanaTemsılcısı Çetin Yiğenoğhı, İnönu Çelik«Bılgı-Ulem:Naalnal»Bıl- Içıtman • Genel Müdur men • Murahhas
Cd 119 S No lKatl.Tel 3522550. Faks 3522570 gısayar Sıstetn MürüvetÇBer Yardımcısı MineAkdağ Qye BoraGöoenç
Yayımlavuı ve Basan: Yenı Gün Haber Ajansı, Basın \e YayiDcüık A Ş
Türkocağı Cad 39 41 Cağaloglu 34334 Ist PK 246 Istanbul Tel (0/212) 512 05 05 (20 hat) Faks (0/2121513 85 95
15 AĞUSTOS 1995 îmsak: 4.29 Güneş: 6.06 Öğle: 13.16 İkindi: 17.03 Akşam 20.11 Yatsı: 21.42 MEDYA C Tel 514 07 53 - 513 95 80-513 84 60-61, Faks 5118466
Transparan
• Haber Merkezi -
Sonbahann yaklaşmasıyla
birlikte 1995-96 Sonbahar-
Kış modası olan
süveterlerin içinde
kullanılması amacıyla
üretilen Gabriel Veto 'Skin
To Skın' koleksiyonu
piyasaya sûrûldû. Iki
sutyen, ıkı külot, body ve
jartiyerden oluşan
koleksiyonun sıyah, beyaz
ve ten rengı bulunuyor.
Skin To Skın aynı zamanda
transparan modasını da
destekliyor.
AÜ'ye
önkayıttar
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)- Anadolu
Üniversıtesi Güzel
Sanatlar Fakültesi ve Sivil
Havacılık Yüksekokulu'na
1995-1996 öğretimyılı
için yetenek sınavıyla
alınacak öğrencilerin
önkayıtlan başladı.
Anadolu Oniversitesi'nden
yapılan yazılı açıklamaya
göre önkayıtlar Devlet
Konservatuvan'nda 18
ağustosta, Eğitim
Fakültesi'nde 29 ağustosta,
Beden ve Spor
Yüksekokulu'nda da 16
ağustosta sona erecek.
llefjşim Bılimleri Fakültesi
içın önkayıtlar 21
ağustosta, Engelliler
Entegre Yüksekokulu'nda
da 23 ağustosta
başlayacak.
Endonezya'da
ücel bir kabüe
• CAKARTA(AA)-
Endonezya'nın doğusunda,
ormanlık bır bölgede
çıplak yaşayan ve yamyam
ölduklan sanılan ilkel bır
kabile bulundu.
Endonezya Haber Ajansı
Atara'nın bıldirdığıne göre
Irian Jaya bölgesınde
köylüler tarafindan tespit
edilen kabılenin bugüne
kadar dış dünya ile teması
olmadı. Papua Yeni
Gine'ye komşu olan Irian
Jaya bölgesi, balta
girmemiş ormanlarla kaplı
genış bir dağlık alan olarak
biliniyor. Endonezya'da
son olarak 1974 yılında
aynı bölgenin Merauke
yöresinde Mekler olarak
adlandınlan bir yamyam
kabilesinın yaşadığı
saptanmıştı.
Kadm hakları
dersi
• ANKARA (ANKA)-
Önümüzdeki öğretim
yılında kadın hakJan da
ders olacak. Mıllı Eğitim
Bakanlığı ile tnsan
HakJanndan Sorumhı
Devlet Bakanlığı,
ımzaladıklan protokol
gereği tûm ortaokul ve
liselerde ınsan hakları
eğitimine başlanması ıçın
hazırlıklannı sürdûrürken
liseler için hazırlanan
müfredat programında
kadın haklan konusuna da
yer verileceği öğrenıldı.
Serüfikalı
atmacalap
• RİZE(AA)-Doğu
Karadeniz'de bıldırcın avı
sezonu önümüzdekı
günlerde başlayacak.
Avcılar, Rize ve yöresmde
geçen yıl Orman Bakanlığı
Milli Parklar Av ve Yaban
Hayatı Koruma Genel
Müdürlüğü tarafindan
sertifika verilen
atmacalara adeta "evlat"
gibi bakıyorlar. Rıze
Avcılar Derneği Yönenm
Kunılu üyesi Fikret
Özdemır, yakında
başlayacak ve yaklaşık 2
ay sûrecek bıldırcın avı
sezonundan ümitli
olduklannı belirterek
şunlan söyledi: "Atmaca,
adeta evlat gibidır.
Sertifikalı atmacalanmıza
yumurta ve et ile iyi bakım
yaptık. Bakıma alınan
atmacalar avını iyı takıp
eder, yakalar ve sahıbmi
bekler. Doğu Karadenız'de
atmacacıhk ata yadigân bir
av sanatıdır."
Avrupa'daki Türkler, kendi ülkelerine karşı görevlerini tartışacaklar:
Marmaris'e "aktif tatiT merkezi• 1986'da Anadolu
Üniversitesi'nin Avrupa
Bürosu'nu açan ve
geliştiren bilim
adamlanmız, şimdi de
Avrupa'daki Türk
topluluğunun zengin bilgi
birikimlerini Türkiye'nin
kalkınmasına kazandırmak
üzere kollan sıvamışlar ve
bunun için örgütledikleri
federasyonun ülkemizdeki
seminer merkezini de
Marmaris'in Turunç
Köyü'nde kuruyorlar...
OKTAY EKİNCİ
TURUNÇ (MARMARİS) - Ege ile
Akdenız sulannın. ormanlarla kaplı
yeşil dağlann ve mavi koylann tanık-
lığı altında sevgiyle kucaklaştığı Tu-
runç Köyü'ndeyiz.
Marmaris Körfezi'nin denize doğ-
ru açılan kesiminde, küçûk bir koyun,
daha doğrusu 'bük'ûn çevresinde, yi-
ne ormanlık ve dık yamaçlann kıyıya
kavuştuklan yerdeİcı küçük bır düz-
lükte kurulan bu eski balıkçı köyü,
ulaşım güçlüğü nedeniyle betonlaş-
maya da henüz yakalanmamış olma-
nın keyfinı ve güzelliğıni yaşıyor.
Yapüaşma kontrol altında
Gerçi, yakın yıllarda asfaltlanan o
eski ve geçilmesi olanaksız taşlı or-
man yolu, şimdi artık Turunç'a gıt-
mek ıçın sadece deniz motorlannı kul-
lanma zonınluluğunu ortadan kaldır-
mış; ama, bu yolun açılmasıyla bırlik-
Marmaris'in doğa cenneti Turunç Köyü, 19%'dan itibaren Avrupa'daki Türk bilgi birikiminin ülkemiz-
le de kucaklaşüğı bir day anışma ve bilim merkezi olacak.
TÜRKİYE HİZMETLERİ BİRÜĞI
FEDERASYONU KURUCUSU OLAN
AVRUPA TÜRK ÖRGÜTLERİ
Kirere veya çalışma grabu Temtilcia
1) Avrupa Türk Gazeteciler CemıyeO (Bonn)
2) Türk-Aîman (şbMiği Enstrtûsü/TD! (Bremen)
3) Türk -Aiman işvererfer Demeği /TDü (Köln)
4) Tûrk MöhefKfeleri, Doğai Bilimcfler
Mimarlar Demeği VTI (Münih)
5) Türk Dottorlar Cennyeü (KöJn)
6) Avrupa - Türk Hişküeri Enstitüsû/TEB
Ahmet Kütehçi
AJİEriş
Aydm Yardıma
Bahattm Şenkök
FahnYıkte
{Hamburg)
7) Bochum Türk Akademisyenler
Demeğı/TABO (Bochum)
8) Türk Toplumu Akademisi (Köln)
Prof. Dr. Hakkı Keskin
M. AJi Karademir
Prof. Dr. Tahtr özgû
te imarplanı dısiplınınm de getırilme-
si sayesinde, yağma yapılaşması ney-
se ki büyük felaketler yaratılmadan
belli oranda kontrol altına alınabilmiş.
Turunç'un kıdemli "halk turizmd-
si" ve yine bu şirin sahil köyûne tut-
kun olan aydınlann ortak dostlan Ah-
met Kayıkçı, en az kendisi kadar ün-
lü, otantık (ama çok temiz ve dûzen-
li) Han Lokantası'ndaherzamanki gi-
bi hem ağırlıyor, hem de birbirlerini
tanımalan gerekenleri çay ıçmeye da-
vet ederek tanıştırmayı sûrdürûyor.
Bu kez. daha ayağımızın tozuyla ve
yine Ahmet'in yol yorgunluğu çayını
ıçerken tanıştığımız, "Avrupa'daki
Türklerin bilgi birikimlerini Türld-
ye'ye kazandırmak'' ıçın uğraşan Prof.
Dr. Tahir Özgü ise aslında 1960'lar-
dan bu yana Turunçlu ve yaklaşık 30
yıldır yaz aylannı bu güzel köyde ge-
çiriyor.
Ne var ki 1985'lerden sonra bır aya-
ğı hep Almanya'da olduğu için, bizim
kısa sûreli Turunç zıyaretlerimizde
bugûne dek karşılaşıp tanışma olana-
ğını bulamadıgımız anlaşılıyor.
Prof Tahır Ozgû'yle, Almanya'da
neler yaptıklan ve Turunç'ta inşa et-
tikJen "Tûrkiye'ye Hizmet Merke-
a"nın ilginç amaçlan hakkında söy-
leşmek ûzere, "denizden sonra" yenı-
den buluşuyoruz.
Türk Toplumu Akademisi
Bu kez yanında dokumanlar da var
ve üzennde "Akademie Der Türkisc-
hen Gemeinde" (Türk Toplumu Aka-
demisi) yazılı bir dosyanm kapağını
birlikte açıyoruz.
Aynı zamanda Anadolu Üniversite-
si'nin öğretim üyesi olan Prof. Özgü,
önce bu akademiyi tamtıyor:
. "1986'da Köln kentinde Anadolu
Üniversitesi'nin Avrupa Bürosu'nu
kurduk. Şu anda, İSOO'Ü Almanya'da
ounak üzere 2000 kadar öğrencimiz
var. 6 Alman üniversitesinde takvive
kurslan verfliyor. Avrupa'da 11 mer-
kezde, hatta 5 hapishanede >ılda 3 kez
sınav yapryonız,
Öte yandan yine Alman üniversite-
lerinde 16 bin Türk öğrenci var. Bu
üniversiteiere hazırfak yapılan günnaz-
vumiarda, yani akademik liselerde ise
yine Türk öğrenci savrsı 36 bini bulu-
yor. Yakın gelecekte Avrupa'da Türk
öğrenciler arasında bir eğitim patla-
ması yaşanacak ve bu müthiş birikim,
ne yazık ki Türkiye'v e kazandınlama-
yacak. tşte biz, bu eksiği gidermek ve
Avrupa'da >etişen gençlerin birikimi-
ni ülkemizin kalkınmasına yöneltmek
için, Anadolu Cniversitesi'nin deste-
ğiyle Türk Toplumu Akademisi'ni
kurduk-."
Avrupa'dan Tûrkiye'ye hizmet
Prof. Özgü ve arkadaşlannın tü-
müyle kendı çabalanyla başlattıklan
bu girişimin en önemlı aşaması ise
1995 yılı kasım ayına kadar kuruluşu-
nu tamamlayacaklan "Türkiye Hiz-
metleri Birliği'' adlı geniş katılımh bır
federasyon.
Çağn mektuplanndakı ıfadeyle,
-AvTupalı Türkler tarafindan oluştu-
rulan kurumlann ve çabşma grupla-
nnın bilgi, emek ve gönüllü katkuan-
nu ülkemizin kalkınması yolunda sü-
rekli, düzenli, üretki ve güvenilir bi-
çimde bir araya getinnek'' amacıyla
oluşturulan bu federasyona, şımdiden
yine Avrupa'daki birçok Türk örgüt-
lenmesi hemen katılmak üzere, kendi
organlannda kararlannı almış dunım-
dalar. Bu "Türk örgütJenmeteri" ise
son yıllardaki gelişmeler nedeıjiyle
akla gelebilecek olan şeriatçı vb. tür-
den değiller.
Tam tersıne, öncelıkle laiklığı savu-
nan, demokrasıden yana ve Türki-
ye'nin çağdaş, ileri bir ülke olması için
çaba gösteren kuruluşlar.
Nıtekım federasyonun ana tüzü-
ğuııde "Türkiye'nin ülke bütünlüğfi
KarayipK adetleiTiı zafeıi
ve laikKği aleyhine hiçbir
faabyette bulunamaz"
hükmüne yer veren bu ka-
tıhmcılar, yine çağn mek-
tuplannda ülkeye karşı so-
rumluluklannı şöyle özet-
liyorlar: "Sorunlanmrzm
çözümünü kimseye havale
edemeyiz.
Biz, işgal edilmiş bir ül-
kede veya bir sömürgede
dünyaya gelmedik. Çünkü
bizden önceki kuşaklar, ül-
ke sorunlannın çözümünü
başkalanndan bekleme-
dL."
Merkezi yine Köln'de
olmak üzere örgütlenen
Türkiye Hizmetleri Birliği
Federasyonu'nun Alman-
ya'daki sekretarya ve ku-
ruluş hizmetlerini Türk
Toplumu Akademisi üstlenirken, bu
çalışmanın Türkiye'deki ılişkileri ve
organizasyonu için de merkezi Ana-
dolu Üniversitesi'nin Yunus Emre
Kampusu'nda bulunan Türkiye Top-
lum Hizmetleri Vakfi kollan sıvamış
durumda.
Kunıluş aşamasında "Avrupa Türk
Forumu" olarak adını duyuran bu va-
kıf, yine Prof. Dr. Tahir Özgü başkan-
lığındakı çalışmalanyla, yaklaşık 750
bin mark değennde bır malvarlığına
kavuşmuş.
1200 m2
kapalı inşaat alanı, 50 ki-
şılik konakJama ve bir o kadar da top-
lantı salonu olanağıyla ınşa edilen se-
miner merkezinde, "aktiftanT'sloga-
nı altında bir yandan Avrupa'daki
Türk öğrenci ve gırişımcilerin 15'er
günlük programlarla ülkeye gelmele-
n sağlanacak, öbür yandan Tüîkiye'de-
kı öğrenciler ve diğer sektör temsilci-
leriyle yine burada görüşmeler ve or-
tak toplantılar yapmalan organize edi-
lecek... Prof. Tahir Özgü, bu
projeyı. daha doğrusu Avru-
pa'daki Türk topluluğun sa-
hip olduğu potansiyeli, ül-
kemizin kalkınması yönün-
den "ildnd birGAP" olarak
değerlendınyor. "Hem de"
dıyor ve eklıyor; "yaünm
değfl, sadece açıhş bekleyen
b i G A P "
GURHAN UÇKA>
Dünya
AÜetizm
Şampiyonası'nda
800m'de
birinci
olan
Kübalı arJet
AnaQuirot
STOCKHOLJVf - Atletizmde yeni bir
üst tabaka oluştu: Karayip Adalan... K.Ü-
balı, Jamaikalı, Bermudalı, Trinıdad-To-
bagolu, Bahamalı ve Dominikli atletler,
madalyalan silip süpürdüler. Toplam 20
madalya alan Karayıpliler, atletızmsever-
lerin gönlünü fethederlerken Karayip kö-
kenli birçok atlet de Kanada. tngiltere gi-
bi ülkelere madalya kazandırdılar.
Örnegın, Fransa'ya 400 metrede altın
madalya kazandıran kadın atlet Marie-Jo-
sePerec, Fransız kolonisi Guadeloupe kö-
kenli. Aynı koşuda ikinci gelen Bahamalı
Pauline Davis. bu fenomeni şöyle izah edı-
yor:
"Göteborg'dagördükleriniz, yeni bir ev-
renin \alnızca başlangıcı. Karayipliler, at-
letizmin zirvesine >eıieşmekte kararhlar.
Herşe>den önce, bizim beslenme âdetleri-
miz,diğerlerinden farklı. Bizçokfazla seb-
zevemeyve yiyoruz, yağlıyemeklerden ka-
çınryoruz. Benim çocukluğum, muz lapası
yiyerek geçnV
Erkeklerde yüksek atlamada altın ma-
dalya alan Bahamalı Trov Kemp de aynı
görüşte:
"Bizler küçük, ama atletizmde büyük
ûlkeleri temsil ediyoruz. Bir de başka ülke-
lerin forması altında yanşanlar kendi ül-
kelerinde kalsalardı kimbiür daha ne ka-
dar başarüı olurduk."
Öte yandan, bu ülkelerin atletizmde
yaptıklan yatınmı arttırması başanlı spor-
culann Kİnada'ya, ABD'ye gitme eğıli-
mini önemli derecede azaltıyor. Örneğin
Jamaikalı Meriene Ottey, dünyaca ünlen-
mek ve zengin kalabilrnek için ülkesini
terk etmek zorunda kalmadı.
Göteborg'da cumartesi günü yapılan er-
keklerin maraton yanşında 40 kadar daz-
lağın, ırkçı nedenlerle hazırladıklan sabo-
taj eylemi, polisin atık davranması sonu-
cu son anda önlendi. Isveç'ın çeşitli yer-
lerinden Göteborg'a akın eden ve çoğu
ırkçı örgüt WAM (Beyaz Ari Irk) üyesi
olan 40 kadar dazlak kafalı yeni Nazi, bir
varil makine yağmı, koşuculann geçece-
ği yola dökme hazırlığı yaparken polis ta-
rafından çembere alınarak suçüstü yaka-
landı.
Yanştan 4 saat sonra ve sorgulan bitin-
ce salınan yeni Naziler, daha sonra araş-
tırma savcısının karanna göre yargılana-
caklar.
Göteborg'daki dünya şampıyonasında
düzeni başanyla koruyan 1400polıse, ka-
dın başkomıser Ann ChaıiotteNorras şef-
lik ettı. Isveç'te ılk kez bu kadar çok sayı-
da polis, bu kadar uzun bır süre görev ya-
parken bir kadın başkomiserin sorumlulu-
ğu yüklenerek görevini başanyla tamam-
laması büyük ilgi gördü.
Norras ve polislerinin devlete maliyeti
40 milyon kron oldu Bumiktan 1992'de
Stockholm'de yapılan Avrupa Futbol Şam-
piyonası'nın 140 milyon krona patlamış
olduğunu düşünerek okumak gerekıyor.
Türkiye'nin bu ilgisizliğı
devam ederse bütün bu biri-
kimın yine Avrupa'nuı kal-
kınmasına hizmet edeceğini
belirten Özgü, örneğin Türk
öğrencilerin tatillerde bile
artık Tûrkiye'ye değil, Por-
tekız, Ispanya vb. ülkelere
gıtmeyı yeğledıklerine dik-
katçekiyor.
Öte yandan yine Türki-
ye'de hâlâ ciddi bir ''Avru-
pa'daki Türk Topluluğu
Enstirüsü" gibi bilimsel ve
araştırmacı bir kurumun ol-
mamastnı "büyük aymaz-
nk" olarak nitelendinyor.
Evet. Bu yıl Turunç'a
yaptığımız kısa ziyarette,
dostumuz Ahmet Kayık-
ç'nın tanıştırdıgı Prof. Tahır
Özgü'den bu çarpıcı bilgile-
ri ve anlamlı çabalannı öğ-
renme olanağını bulduk.
Her önüne gelenin Türkiye
aleyhine örgütlenmek ve la-
ikliği yıkmak üzere şeriatçı
hareketlere bağış toplamak
üzere at koşturduğu Avru-
pa'da, bir avuç bilim adamı
ve aydınm başlatmış olduğu
bu çabayı da kamuoyuna
duyıırmak, sanınm Tûrki-
ye'ye hizmet gırişımine de
bizden küçük bir katkı ola-
cak.
Önümüzdekı yıl Marma-
ris'e yolu düşecek dostlara,
Turunç'a da gidıp seminer
merkezini ziyaret etmelen-
ni ve Avrupa'da edindikleri
birikimi ülkelerinin hiz-
metine sunmak için arayış
ıçerisinde olan Türklerle
tamşmalannı, şimdiden tav-
siye ediyoruz...
Kreş ve yuva sonınıı çözüm bekKyor
ÖZLEMYÜZAK
Çalışma yaşamından hem ekonomik ne-
denlerle hem de bireysel seçimlenyle çekıl-
meyen kadınlann sayısı arttıkça kreş ve ana-
okulu gereksıniminden de kaçınılamıyor.
Türkiye'de özel yuva fîyatlan ayda 7-8 mil-
yondan başlayarak 15-20 milyona kadar ula-
şıyor. Asgan ücret brüt 8 milyon 460 bin lı-
ra olarak belırlenırken, Türkıye'de ış yaşa-
mında faal olarak görev alan 1.5 milyon ka-
dın kreş sorununa çözüm bekliyor. Var olan
yasalar yetersiz, yenı yasa çahşmalan ise u-
mut venci değil.
Türkiye'de "kreş sorununu" ele alan Iş
Yasası'nın 81. maddesi'ne dayanılarak çıka-
nlan tüzüğe göre bır işyennde yaşlan ve me-
deni halleri ne olursa olsun, 100-300 kadın
işçı çalıştınlması durumunda, bunlann ara-
sındakı emzıklı kadınlann 1 yaşından küçük
çocuklannın bakımı için bir emzirme odası
düzenienmesı zorunlu. 300'den fazla kadın
işçı çalıştıran ışyerlerinde, çalışan annelerin
0-6 yaşındaki çocuklannın bakılması için iş-
veren tarafindan bir kreş açılması zorunlu-
luğu da bulunuyor.
Ancak bu düzenleme ülkenin ve degışen
yaşam koşullannda yetersiz kalıyor. Hem
300 sınınnı 100'e indırmek hem de çocuk-
lann sadece bakımı değil aynı zamanda eği-
timinı de sağlamak amacıyia biryıl önce Ça-
lışma ve Sosyal Güvenlık Bakanlığı ile Mil-
Avrupa, cocuklara nasıl bakıyor
Avrupa Birliği üyesi ülkelerin büyük bir
çoğunluğunda, 3 yaşın üzerindekı
çocuklann bakım ve eğitimı devlet
tarafindan ücretsiz olarak sağlanıyor.
Anne ve babaya verilen doğum iznı
Türkiye'dekinin aksıne ücretlı. Çalışan
aılelerin çocukJanna sağlanacak
hizmetleri AB'ye üye bütün ülkelerde
ortak bir politika haline dönüştürme
çahşmalan ise hâlâ sürüyor Fransa'da
0-3 yaş grubu çocuklann yaklaşık üçte
bırinin bakımı ücretsiz olarak devlet
tarafindan sağlanıyor.
AB'ye üye ülkeler içinde cocuklara en
geniş çapta ücretsiz bakım ve eğitim
sağlayan Danimarka. Aileleri çalışan 3
yaşın altındaki çocuklann yansından
çogunun bakımı devlet tarafindan
sağlanırken, sadece küçük bir kesimın
bakımı akrabalar tarafindan
üstlenılıyor.
Ingıltere'de 0-3 yaş grubundaki
çocuklann bakımı daha çok
'Babysitters' dıye tanımlanan çocuk
bakıcılan ve akrabalar tarafindan
gerçekleştirilirken, 5 yaşından itibaren
çocuklar zorunlu ılköğretim programına
alınıyorlar.
li Eğitim Bakanlığı ayn bir kanun taslagı
üzerinde çalışma başlattılar. Taslağa göre ış-
yerlennde 100 kadın ışçi çalıştıran ışverene
anaokulu açma zorunluluğu getirilmesı plan-
lanıyor. Ancak taslak bır yıldan bu yana bir
türlü çıkanlamadı.
Çalışmalan bır yıldır izlemekle yetınen
Talim Terbıye Kurulu taslak hazırlıkJan ta-
mamlandıktan sonra 'Ayn bır yasaya gerek
yok, var olan yasalara monte edelım" dıye
harekete geçtı. Halen somut bırgelışme sağ-
lanmış değil.
Sendıkalara ve kadın kuruluşlanna danı-
şılmadan hazırlanan ve bır türlü sonuçlandı-
nlamayan önenler yasalaşırsa soruna çözüm
getirebilecek mi? Bu soruya çeşitli kadın ku-
ruluşlan ve sendika yöneticıleri " Hayır" ya-
nıtını veriyorlar. Taslak gerçekten de kadın-
lar için büyük önem taşıyan bu sorunu çöze-
bılecek içeriğe sahip mi sorusuna uzmanlar
"Evet" yanıtını veremiyorlar. Nedenini de
şöyle açıklıyorlar:
" Yasanın çıkması tek başına yeterli değil.
Önemli olan uygulanabilecek rru? Pek çok
örnek böylesi yasalann yaşama geçirileme-
diğinı göstenyor. lşveren yasadan kaçmanın
yolunu buluyor. Bu yükümlülükleri işvere-
ne yüklemek kadın ıstihdamını azaltabilir.
Zaten kadın günümüz koşullannda erkeğe
göre iş yaşamında çok daha dezavantajlı. lş-
veren böylesi bir zorunluluk karşısında ka-
dınlan isten çıkarma yoluna gidebılır."
Türk-lş'ın Kadın Işcilen Bürosu Müdürü
Seyhan Erdoğdu, "Sorunun çözümü konu-
ya temel bir yaklaşım getirmekte yatıyor" dı-
yor. Kadm tşcileri Bürosu'nun bu konudakı
görüşü de şu:
"Çocuklann bakımı ve yetiştirilmesi yal-
nızca bireysel olarak annenin veya aılenın
sorumluluğu değildır. Toplumun sorumlulu-
ğudur. 0-3 yaş, 3-6 yaş okul öncesi çocuk ba-
kım ve yeriştirme olanaklan toplumsal ola-
rak sağlanmahdır. 0-3 yaş için ücretlı ve iş
güvenceli ebeveyn ızni önemli bır adım ola-
caktır." Erdoğdu çözümü konuya bır sosyal
güvenlik sistemi içerisinde yaklaşmakta gö-
rüyor.
"Nasıl" sorusuna da şu yanıtı veriyor:
"Yerel yönetimler ve merkezi hükümet,
kaliteli bir biçimde okul öncesi çocuk ba-
kım olanaklannı veren kreş ve çocuk yuva-
lan açmalı ve bundan tüm vatandaşlar ücret-
sizj/ararlanabilmelidir"
Ülke koşullan göz önünde bulundurularak
bunun nasıl gerçekleştırileceği sorulduğun-
da, gündeme gelen yine kayıt dışı ekonomi-
nın kayıt altına alınması ve vergi reformu
oluyor.