28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 14 AĞUSTOS 1995 PAZARTESİ HABERLERİN DEVAMI BİZBİZE ERDAL ATABEK • Baştarafı 4. Sayfada Türkiye'de 'Kürt' sözcüğünü kullanmak uzun yıllar vatana ihanet sayıldı. 'Kürt sorunu'ndan söz etmek bugün bile kuşkulan çekmeye yeteriidir. Bu soaın üze- rine 'çözüm düşünmek' ise suçlamaları göze almak demektir. Bu yol, Kürt sorununu Kürt mılliyetçiliğine götürmüştür. Karşısında da Türk millıyetçiliği hızla ge- lişmektedir. Bu çözüm müdür? Aklımızı birbirimize düşman olma duygusuna ema- net etmek istemiyorsak sağlıklı düşünmek zorundayız. Türkiye büyük bir ülkedir, daha da büyük bir ülke olacaktır. Her sorunumuz kendi içimizde akılla.-sağduyuyla, birbirimizi anlamakla çözülmelıdır ve çözülebilir. Her sorunumuzun dış ülkelerin çıkarlanyla bağlantı- sı olacaktır ve biz bunu bilmek, hesaba katmak zorun- dayız. Biz de hersorunumuzu burada yaşayan herkesin çı- kanyla bağlantıh olarak çözmek zorundayız. Bu da akılla, sağduyuyla, düşünceyle, konuşmayla, tartışmayla olacaktır. Bunu kabul etmemek, gebeliği kabul etmemek gibi- dir. Eğer ananın hayatını da tehlıkeye sokan bir düşük ya da sakatlanmış bir çocuk istemiyorsak içimizdeki her sorunu 'görmek'ten başka yolumuz yoktur. Doğıı'da meralara doping • Dünya Bankasf nın katkılanyla gerçekleştirilecek olan, Doğu Anadolu Su Havzası Rehabilitasyon Projesi yaşama geçiriliyor. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Orta Fırat Ha\ za- sı'nda bitki-su kaynaklanni korumak, erozyonu önle- mek, meralan ıslah etmek ve köylünün kalkınmasını sağlamak amacıyla planla- nan Doğu Anadolu Su Hav- zası Rehabilitasyon Projesi yaşama geçiriliyor. Dünya Bankasf nın yardı- mıyla. 110 milyon dolar ma- liyetbiçilen proje kapsamın- da Adıyaman, Elazığ ve Malatya'da 3 yıl içinde top- lam 50 mikro havzada çalış- ma yapılması planlanıyor. Orman Bakanlığı Ağaç- landırmaGeliştirme Merke- zi (AGM) koordinatörlü- ğûnde gerçekleştirilecek olan su havzası rehabilitas- yon projesi, Elazığ, Malatya ve Adıyaman illerindeki başmühendislikler, tanm il müdürlükleri ile köy hiz- metleri ıl müdürlüklen tara- fmdan uygulanacak. Bölgede erozyon nede- niyle barajlann devredışı kaldığına ve bu nedenle ye- ni çalışma başlatılması gere- ği doğduğuna dikkat çeken yetkililer, şunlan söylediler: "Çubuk-1 Barajı'nuı ka- pasftesinin yüzde 75'i, Sey- han Barajı'nuı da yüzde 46"sı erozyon nedeniyk 1 kay- bediliyor. Genellikle, eğimi yüksek ve erozyona uygun arazilerde, tanm yapılması, aşın otiatma yapılması ve or- manların tahrip edilmesi, bölge toprakiaruıa zarar ve- riyor ve erozyonu da arttın- y«r. Yıllar bovunca şiddetle çoğalan erozyon. vaşamsal öneme sahip olan Keban. Karakaya ve Atatürk baraj- latının sulama ve enerji üre- tiınini de olumsuz yönde et- küedi." Bölgedeki tanm arazile- rinın az. sulama olanaklan- nın kısıtlı olması nedeniyle yöre halkının geçinmekte zorluk çektiğini vurgulayan yetkililer, hayvancıiık sek- törii ı le tanmda var olan tek- nik bilgi. finansman ve alt- yapı eksıkJiğının gıderilme- si durumunda sorunlann çö- zülebileceğini söylediler. Halk katılımının esas alındığı projenin uygulan- ması sırasında, havzada ya- şayan yöre halkının, projeye gönüllü olarak katılmalan ve üst havzalann ıslahını kendi nzalanyla teşvik et- meleri bekleniyor. Yetkililer, "Köylülerin doğal kaynaklann yöneti- minde hâkim olduğu bu böl- gelerde, havza (slahının, on- lann katkısının sağlanmadı- ğı veya istemediği bir metot- la çö/ümlenmesi mümkün degildir. Bu yüzden proje, çiftçi merkezli, problem sap- tama, problem çözme deni- len katılımcı yaklaşımı be- nimsemiştir'" açıklamasını yaptılar. Projenin amacı 3 temel başlık halinde şöyle sıralan- dı. - Elazığ, Malatya ve Adı- yaman illerinde, Fırat Neh- ri'nin, bozulmuş bitki, top- rak ve su dengelerini geüş- tirmek ve iy ileştirmek, - ÇevTe ılişkılerı yönün- den. bitki, toprak ve su kay- naklannın korunması ve ge- liştirilmesi, - Sosvo-ekonomik yönden, çalışmalara köylülerin kan- lımını sağlamak. gelir getiri- ci faaliyetlere yönlendirerek halkın yaşam düzeyini yük- settmek. Meclis olağanüstü toplamyor ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) - TBMM, Bosna- Hfersek konusunda, genel gprüşme yapmak üzere bu- gün olağanüstü toplanıyor. Anavatan Partisi'nin 93 imzalı başvurusu üzenne, TBMM Başkanlığı'nca ola- ğanüstü toplantıya çağnlan TBMM'nin bugünkü çalış- ması saat 15.00'te başlaya- cak. TBMM Başkanvekili Mustafa Kalemli'nin yöne- teceği genel kurulda, daha önce ön görüşmesi yapıla- rak kararlaştınlan Bosna- Hersek konusundaki genel görüşme yapılacak. TBMM Anayasa Komis- yonu da yann toplanarak. ANAP Grup Başkanvekili. Gümüşhane Millen'ekili Ol- tan Sunguriu'nun verdiği, ara seçimin 15 ekimde ya- pılmasını öngören yasa öne- nsıni ele alacak. Anayasa Komisyonu. 10 DYP. 5 ANAP, 4 CHP ve 2 RP'li üyeden oluşuyor. Ara seçime karşı olan DYP'ye karşı CHP ve muhaiefet par- tileri ANAP ve RP'nin tam kadro katılmalan ve birlikte hareket etmeleri gerekiyor ki, ancak o zaman ara seçim karan çıkabilsin. TBMM Genel Kurulu, 16 ağustos çarşamba günü de "Milletvekili Ara Seçimi Yasa Önerisr'ni görüşmek üzere toplanacak. Meclis, anayasanın 93. maddesi uyannca, olağa- nüstü toplantiyı gerektiren konunun görüşülmesi ta- mamlanıncaya kadar çalış- malannı sürdürecek. Çevre için rekor ceza • Baştarafı 1. Sayfada le 450 milyon lira para ceza- sına çarptınldı. Bunun üzerine fabrika yetkilileri, Ergani Sulh Ce- za Mahkemesi'ne itirazda bulundu. Mahkeme heyeti, yaptığı inceleme sonunda, verilen para cezasının 'usul ve yasaya uygun' olduğuna karar verdi. Kararda şöyle denildi: "Fabrika bacasından çı- kan tozlann şehir merkezine doğru yayıldığı ve vatandaş- lann son derece rahatsız ol- duğu, ilgili kuruluşlardan alınan raporlara göre de söz konusu çimento to/unun in- san sağlığı, bitki ve toprak Sttüsü üzerinde olumsuz et- kjsinin olduğunun tespit eiildiği görülmüş, betediye- cc çimento fabrikasına 3194 sayılı kanunun 40. maddesi- ne muhalefetten. aynı kanu- nun 42. maddesi uyannca verilen 450 milyon lira idari para cezasının da usul ve ya- saya uygun olduğu tespit edildi. Açıklanan sebeplerle itirazın reddine, cezanın onanması dhetine gidilmiş- tirf Hukukçular, mahkeme- nin Türkiye'de önemli so- runlardan biri olan çevre kirliliği konusunda örnek oluşturabilecek bir karar verdiğinibelirterek, "Buka- rarla söz konusu bacalardan çevreye yayılan çimento to- zundan zarar gören vatan- daşlara da tazminat davası açma hakkı doğmuştur. Ka- rar bir emsaldir" dediler. G Ü N D E M MUSTAFA BALBAY • Baştarafı 1. Sayfada - lyi, rahatladım. Kavgasız CHP kong- resi, kaymaksız tatlıya benzer. Sandal- ye savaşından sonra ne oldu? "Polis dışan diye slogan attılar." - Çok doğru. Demek ki, daha rahat kavga etmek ıstemişler. Sonra ne ol- du? "Bütün delegeler dışan çıkanldı. Tek tekyeniden alındı. Bu kez de liste blok mu olsun çarşafmı tartışması başladı." - Ee doğru. Kongrede bir tek çarşaf eksikmış... Şenlikli haberler gecenin ilerleyen sa- atlerine kadar devam etti. Akşam saat 22.00'ye kadar olanlar beni fazlasıyla tatmin ettiğı içın devamına bakamadım. Dün yapılan İzmir il kongresi de fena değildi. Yılların eskitemediği, kongre adaylığını meslek edinmiş potitikacılar da yanştaydı. Hikmet Çetin'i koruyup kollamak ve partiyi Baykal a dar etmekten sorumlu Dışişleri Bakanı Erdal Inönü kongrede bir konuşma yaptı. Inönü'ye göre, her şey iyiye gidiyor, hükümet çok önemli şeyler yaptı, yap- maya da devam edecek. Ardından konuşan. sürekli yenilikçi Ercan Karakaş'a göre ise hükümette kalmak partiyi tüketiyor, bir an önce ko- alisyondan çekilmek gerekiyor. Partililer cereyanda kaldılar, ama bu tip durumlara alışık oldukları için her iki değerlendirmeden de çok fazla etkilen- mediler. CHP'de Demokrasi... Adana'da da kongrenin dört saat geç başlamasıyla bir sosyal demokrasi kla- siği yaşandı. CHP'de önceki gün ve dün toplam 33 kongre yapıldı. Büyük kongreye 104 de- lege verecek olan Istanbul'da ve Anka- ra'da kapışma bu hafta sonu. Her iki kongrenin neşeli geçmesi bekleniyor. il- çe kongreleri iyi ipuçlan verdi. CHP'de yaşananları karikatürize ederken, ke- sinlikle küçümsemek ya da alay etmek aklımdan geçmiyor. Yaşananlan ve ben- de çağnştırdıklarını aktarıyorum. CHP'deki çekişmelerin, itişmelerin, sandalyeleşmelerin nedenı, parti içi de- mokrasiyi yaşama geçirmeye çalışma- sı. Diğer partilerde, genel başkanın onayladığı aday seçime katılıyor ve ka- zanıyor. CHP tipi kavgalar çok az yaşa- nıyor. Çünkü tümü, lider partisi. CHP, iyi kötü, körtopal, ağır aksak da olsa parti içi demokrasıyi savunan bir parti. Türkiye'de demokrasi ölçeklerin- den biri de CHP'nin ışleyişidır. Bir par- tinin salt lider anlayışıyla yönetilmesi ve bunun savunulması, son noktada par- lamentoyu gereksız kılmaya kadar va- rır. Çünkü, partisini istediği gibı yönet- meye ve denetlenmemeye alışmış bir genel başkan, iktidara geldiğinde Tür- kiye'yi de aynı anlayışla yönetmeye gi- rişecektir. Ne var ki, CHP parti içi demokrasinin kurallannı yerine getirirken, sık sık yü- züne gözüne bulaştınyor. Sağlam bir omurga oluşturulamıyor. 9-10 eylül kongresine de bu havada gidiliyor. II kongrelerinde başkan, yöne- tim kurulu üyesi, delege seçimi, niteli- ğe göre değil, ekibe göre yapılıyor. El- bette yarışa katılan herkes kendi ekibi- nin önde olmasını ister. Ama, tek belir- leyici unsurun "Bizden mi değil mi" so- rusunun yanrtında yatması, siyasete ka- tılımı da sığlaştınyor. Çok cepheli şenlik Bugünkü görünüme göre kongrede şu kesimler yarışacak: Baykalcılar, Çetinciler, Karayalçmcı- lar, Gürkancılar, Inönücüier, Soysalcılar, sol kanatçılar, yenilikçiler, SHP köken- liler, CHP kökenliler... Bu kesimlerden bazılan birbirini des- tekleyecek, ama önce "güçlü" oldukla- rını ispatlamak durumundalar. Çetin, Inönü kozuna güveniyor. inö- nü, izmir il kongresindeki tavnyla gelış- meleri kenardan izlemeyeceğini ortaya koydu. Şu aşamada net bir durum olmama- sınakarşın, "anti-Baykal" bircepheku- rulması olasılığı gündemde. Birbirlerine en önemli yakınlıklan, "partiyi Baykal'a kaptırmama " duygusu olanlar bir araya gelerek tek adayın etrafında birleşebi- lir. la sağlam çalışıyor. Daha önce Bay- kal'dan yana tavır koyan ıllerde bir de- ğişiklik yok, tulum Baykalcılar kazanı- yor. Bir örnek verelim. Antalya il kongresi önceki gün yapıldı. Baykal yoktu, ama adamları vardı. Zaten katılması da ge- reksizdi. Kongrede üç aday vardı. Tuncay Er- cenk, Gütkut Acar ve İsmet Dikmen. Ercenk ve Acar, konuşmalannın büyük bölümünü Baykal'ın CHP'ye gereklili- ğine ayırdılar. Dikmen, onlar için şunu söyledi: - Baykal'ın çömezleri. Kongre şöyle sonuçlandı: Ercenk 226, Acar 190, Dikmen 1. 18 kongre delegesinin tümü de CHP kökenliler arasından seçildi. SHP kö- kenli delege kalmadı. Genel gidiş böyle. Şu aşamada Mümtaz Soysal ın tavrını netleştirme- mesı, kongreöngöailerini güçleştiriyor. Soysal'ın kaygısı, partinin bugünkü ya- pısı içinde bazı kesimlenn kendisini kul- lanarak koltuk sahibi olmak istemesi. Yakın çevresine, "Aday olduğum ve ka- zandığım takdirde, salt vitrin olarak kal- mam" diyor. Soysal, önümüzdeki hafta çıkış ya- pabilir. Bakalım, CHP bu kavga gürültünün ardından sağlıklı bir yönetim kurabile- cek mi? Nediyelim... Kapanmamış partiden umut kesil- Baykal ekibi ise göründüğü kadany- mez... DYP'li ismail Karakuyu Mesut Yılnıaz'a 6 Saddam' benzetmesi ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) - DYP Genel Baş- kan Yardımcısı İsmail Kara- kuyu, ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz'ın partisinin politika üretememesi ve iç muhalefetin yükselmesi ne- deniyle seçim konusunu gündeme getirdiğini ileri sü- rerek "Sayın Yılmaz'ın po- zisyonu, komşumuz Sad- dam'ın sılaşükça dış mace- ralara yelken açmasına ben- ziyor" dedı. Karakuyu, dün düzenledi- ği basın toplantısında, ana- muhalefet partisinin sık sık gündeme getırdıği seçim tar- tışmasının demokrasiyi işle- mez hale getirerek Türki- ye'ye zarar verdiğini belirt- ti. Karakuyu, Yılmaz'ın, po- litika üretememesi nedeniy- le seçimi gündeme getirdiği- ni ileri sürerek şu görüşleri dile getirdi: "Erken seçim tellallığının arkasında yatan iki etken vardır. Bunlardan birincisi, ülkede bir erken seçim hava- sı estirerek devlet kadroian- nı baskı altına almak, de- mokrasiyi işlemez hale getir- mektir. Böylece.Türkiye'nin toplum olarak yasayacağı ka- yıpları kendileri açısından si- yasi kazanca tahvil etmek is- tivorlar. İkinci etken ise ana- muhalefet partisi ANAP'ın yaşadığı parti içi sıkıntılar- dır.- Karakuyu, ANAP lideri Yılmaz'ın parti içindeki den- geler kanştıkça bir cankur- taran gibi erken seçime sanl- dığını ileri sürerek şöyle de- vam etti: "Bu Opkı yanıbaşımızda- ki komşumuz Saddam'ın I- rak'taki po/isyonuna benzi- yor. Saddam. iktidan sıkış- tıkça her diktatörgibi dış ma- ceralara yelken açıyor. Dün Kuveyl macerası, bugün ise Crdün'e yönelik yeni bir düş- manlık. Elbette ki. Sayın Yıl- nıay bir diktatör değil. ancak parti içindeki dengeler kanş- nkça bircankurtaran gibi er- ken seçinıesanlması,akla he-' men bir pozisyon benzerliği getiriyor." Karakuyu, TBMM'nin olağanüstü toplantısında, muhalefetin ara seçim talebi- nin reddedileceğini, seçim- lerin 1996 yılında ve zama- nında yapılacağını savundu. Karakuyu. bir gazetecinın DYP içindeki muhaliflerin erken seçim yapılması ge- rektiği yönünde görüşler açıkladığını anımsatması üzerine. DYP'de parti içi mu- halefetin kaybolduğunu sa- vundu. Taksim Meydanındaki gösteriye 500'den fazla kisi katıJdı. (Fotograf: HATİCE TUNCER) Tuksim'dezrtgtihprotestoİstanbul Haber Servisi - Cezaevierinde bulunan ve çeşitli taleplerı nedeniyle açlık grevi yapan siyasi tutuklu ve hîikümlülerin yakınlan ile çeşitli kitle örgütlerinin oluşturduğu Tutsaklarla Dayanışma Komitesi dün Taksim Meydanf nda protesto gösterisi yaptı. Saat 15.00 sıralannda Taksim Meydanı'ndaki Cumhuriyet Anıtı çevresınde 500'ü aşkın bir kalabalık toplanarak "Yaşasın halklann kardeşliği", u Kirh' savaşa son" sloganlan aîmaya başladı."Cenevre Sözleşmesi'ne uyulsun" yazılı bir pankart da açan göstericiler bir süre oturma eylemi yaparak zılgıt çekti. Daha sonra Tutsaklarla Dayanışma Komitesi adına yapılan basın açıklamasında Kürt sorununa demokratik siyasi ve banşçı çözüm yollan için girişimlerin başlatılması istendi. Açıklamada aynca Güneydoğu'da güvenlik güçlerinin sürdürdüğü operasyonlarda Cenevre Savaş Sözleşmesi'ne uyulması istendi. Gösteri sırasında söz kalan yaşlı bir gösterici kadın, Refah Partisi 'nde açlık grevinde bulunan tutuklu yakınlannın polise verildiğini belirterek "Böyle Müslümanlık olmaz" diye konuştu. Gösteri sürerken olay yerine gelen Beyoğlu llçe Emniyet Müdürü göstericilerin sessizce dağılmalan halinde müdahale edilmeyeceğini söyledi. Daha sonra sessizce dağılan kalabalığa çevrede yoğun güvenlik önlemJeri alan çeviİc kuvvet ekipleri müdahale etmedi. Cumhuriyet teras söyleşileri Promosyon zarar veriyorHaber Merkezi- Bir süre önce baş- layan Cumhuriyet teras söyleşileri bü- yük ilgi görüyor. Cumhuriyet gazetesi- nın yan kuruluşu olan Medya G'nin or- ganizasyonunda gerçekleşen söyleşilen öğle yemekleri ve akşam çaylan olarak iki grup halinde sürüyor. Toplumun her kesiminden kişiler ve gruplarla yapılan toplantılann anateması. ülkemizin için- de bulunduğu sorunlara çözümlerüret- mek. Katılan konuklann çoğunluğunca; Cumhuriyet'in bu anlamda önemli bir görevi üstlendiği, kamuoyunu bilgilen- dirmede tek güvenilir yayın organı ol- duğu. promosyonun her iki tarafı da olumsuz etkilediği vurgulanıyor. Istanbul Sanayi Odası Başkanı Hüsa- mettin Kavi, odayla ilgili bilgiler verir- ken, üyelerinin yüzde 95'inı küçük ve orta sanayicinin oluşturduğunu söyledi. Kavi, vergi sisteminin adil olmadığını, terörün sanayıleşmeye bağlı olduğunu sözlerine ekledi. Gaziantep'in terör dı- şında kalan bir kent olmasının nedeni olarak da bu yöredeki sanayileşmeyi gösterdi. Tekfen Holding adına teras söyleşisine katılan Feyyaz Berker, Ni- hat Gökyiğit ve Kâmran Sertel genel olarak sosyal demokratlann bölünmüş- lüğü üzerinde durdular. Cumhuriyet'in. bu kesimin bütünleşmesinde önemli bir görev üstlendiğini dile getiren Berker. başkanı olduğu Aile Planlaması Vakfi hakkında bilgi verdi. Cumhunyet'in dünyaya açılan bir pencere olması ge- rektiğini söyledi. Berker. "İslam Kfil- türünde Aile Planlaması" adlı bir kJ- tabın da yayına hazırlandığını açıkladı. Rusya'da yaptığı incelemeleri anlatan Nihat Gökyiğit. burada eğitimin. imar ve toplu taşımacılığın eksiksiz olduğu- nu ancak hantal devlet anlayışının çok şey kaybettirdiğıni söyledi. Kâmran Sertel ise Cumhuriyet'in mutlak iyi kâ- ğıda basılması gerektığıni ve devletçi- lığin önemini yitirdiğini vurguladı. îşçiler üretiıne el koydu • Baştarafı 1. Sayfada tal Sendıkası Bölge Şube Başkanı Yılmaz Uçar ve yö- netim kurulu üyeleri, sözün sözde kaldığını görünce iş- çilere de danışarak üretimi yavaşlatmayabaşladılar. Di- renişin tek amacının para ödetmekten başka bir şey ol- madığını vurgulayan sendi- kacılar. işveren sözcüleri olan Teknik Müdür Sami Özdenıirile İdari Müdür Al- tay Gürman'a sık sık "Para- >ı verin üretimi arttarahm" önerisini ilettiler. Iskende- run'da da benzer üretim ya- pan başka bir fabrikası bulu- nan patron Edmon Azrak. bütün çabasına rağmen öde- meyi gerçekleştiremedi. Üretimi, iş yavaşlatarak azaltmanın da sonuç getire- mediğini gören işçiler, sen- dika yöneticilerine "Ne ya- pıp edip ücretlerimizi öde- tin" diye baskı yapmaya başladıfar. İşçilerin. zaten düşük olan ücretlerini alamayışı yüzün- den yaptığı baskı üzerine iş- verenle son kez görüşen Türk Metal şube yöneticile- n. ödemelenn 'en kısa za- manda' yapılacağı biçimin- de yanıt almca 8-9 ağustos günlerinde acil olarak top- landılar ve "Başka çare kal- madı" diyerek 'tarihi kara- n' aldılar. Uygulama öncesi işçilerede danışan Türk Me- tal şube yöneticileri, çalışan- lann olumlu yanıtı üzerine üretime 9 ağustos çarşamba günü akşamından itibaren el koydular. İşverenden büyük anlayış Türk Metal Sendikası Bölge Şube Başkanı Yılmaz Uçar ile işyen baştemsilcisi İKas Altıııtop, durumu Tur- bo Filtre'nin yöneticilerine ve işveren Edmon Azrak'a "İnanın başka çaremiz yok, bizi anlaytşla karşılayın" bı- çımındekı ıfadelerle anlattı- lar. 9 Ağustos 1995 Çarşam- ba akşamından itibaren fab- rikada üretilen Lada marka otomobil filtrelerinin, daha önceden siparişi verilmiş ol- sa da alıcılar gelse de yükJe- meleri yapılmamaya başlan- dı. lşverenin heraçıdan bil- gilendirildiği bir süreç yaşa- nırken Türk Metal Sendika- sı yönetimi, fabrikada üreti- mi yapılan Tofaş, Renault, kamyon ve traktör filtreleri- nin pazarlanması işiyle ilgi- lenmeyeceklerini, sadece Lada filtlerini, peşin fiyatı- na alıcı bulduklan için ken- dilerinin satıp parayı kendi- lerinin alacaklannı kesin bir dille vurguladılar. Ne patron Edmon Azrak ne de işveren temsilcileri, "Eyleminiz ya- sadışı" deyip herhangi bir girişimde bulundular. Üretim de, fiyat da artü Turbo Filtrede beş gün önce başlatılan 'üretimin bir bölfimüne ei koyma' eyle- miyle birlikte Lada filtrele- rinde günde 10 bin dolayın- da olan üretim, 18 bine ka- dar çıkanldı. İşveren vetem- silcilerinin sürekli bilgilen- dirildiği bir ortamda pazar- lama işini de üstlenen Türk Metal Sendikası yönetimi, Türkiye'nin çeşitli yerlerin- deki fıltre bayileriyle tema- sa geçerek satış yapmaya başladı. Gelen teklifler içerisinde sadece 'mal tesBminde öde- me'yi kabul edenlerle anlaş- ma imzalayan sendikacılar, 12 ağustos cumartesi günü ilk pazarlama başansını da elde ettiler. Ev, araba, maaş ve üreti- len Fıltreyi garanti göstere- rek başta sac, tutkal ve özel kâğıt gibi hammaddeleri de kendi olanaklanyla sağlayan sendikacılar ve işçiler. 1 mıl- yar 300 milyon lira tutan ürün bedelini cumartesi gü- nü öğleden sonra tahsil edip hemen işveren temsilcileri- nin yanında işçilere dağıttı- lar. Türk Metal Sendikası Şu- be Başkanı Yılmaz Uçar, "Burası taşeronu attıgımız bir fabrika. İşveren gerçek- ten çok iyi niyetli. Ancak bi- zim de sabnmız kalmadı. Iş- çiye sorduk. olur aldık ve uy- guladık. Niyetimiz. para ka- zanmak ve kazandırmak. Ne yapbğınıı/ı çok iyi biliyoruz. Hem üretimi arttırdık hem de fîyatı yûksefttik. Işverene hiçbir zaranmız yok. Daha önce 42-43 bin liradan biraz vadeli yapılan satışı hem pe- şine dönüştürdük hem de ft- yaü 1 doiara çıkardık" dedi. Turbo Filtre işyeri baş- temsilcisi Ilyas Alhntop, ey- lemle ilgili olarak şunlan söyledi. "42 yaşındayım. 76'dan beri sendikalıyım, sendika- cıyını, böyle bir olay duyma- dun, yaşamadım. Biz haku- yız. Hukuk da haklının ya- nında olmah, diye düşünü- yorum." İşyeri temsilcisi Cüneyt Smıkçı(27), "lşçi 'Bu işi bir an önce bitirin' diye sabır- sızlanıyordu. Beraber karar verdilC kimsenin burnu ka- namadan bitiriyonız. Para- sızlık o kadar canımıza tak demişti ki üç aydır iş kazala- n oluyordu. Sendikamız haklu yapacak başka bir ça- re bulâmadık, malı kendimiz yüklcvip satmaya başladık" dedi." Turbo'da ressam olarak çalışan Mukaddes AkeL, 2-3 aydır çok mağdur durumda olduklannı, ancak işverenin çabalanndan sonuç çıkma- dığını söyledi. Akel'in de- ğerlendirmesi şöyle: "Yöntem ne olursa olsun, biz alacağımız paraya bakı- yonız. İşyerini baürmak gi- bi bir düşünce yok. Tam ter- sine işyeri kazanacak ki bize ücret verebilsin. Sen- dikamızın karannı çok olumlu buluyoruz, çalışmak, hakkımızı aİmak istivoruz." İlk durak Kazakistan Çiller'in yurtdışı ziyaretleri başhyor • Başbakan Tansu Çiller, 18 ağustosa kadar Kazakistan, Kırgızistan ve Türkmenistan'ı ziyaret edecek. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başbakan Tanau Çiller, bugünden itibansn 18 ağustosa kadar resmi ziya- retlerde bulunmak üzere Ka- zakistan, Kırgızistan ve Türkmenistan'a gidiyor. Zi- yaretlerde, Hazar bölgesin- den çıkanlan petrolün bonı hatlanyla Türkiye üzerinden geçirilmesi de ele alınacak. Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan yazılı açıklamada, Başbakan Çiller'in 14-16 ağustos tarihlerinde Kaza- kistan "a, 16-17 ağustos ta- rihlerinde Kırgızistan'a ve 17-18 ağustos tarihlerinde Türkmenistan'a gideceği bildirildi. Açıklamada Çiller'in, zi- yaretleri sırasında söz konu- su cumhuriyetlerin cumhur- başkanlan ve diğer yetkililer ile görüşmeler yapacağı ve ikıli ilişkiler ile işbirliği ko- nulannın ele ahnarak bunla- nn daha da gelıştırılmesi olanaklarının üzerinde du- rulacağı kaydedildi. Fransa'yı protesto eylemleri büyüyor GÜRHAN UCKAN STOCKHOLM - Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac'ın Polonezya'daki Mururoa yakınlannda nük- leer silah denemelerinı baş- latacağını söylemesinden sonra Isveç halkının göster- diği tepki giderek büyüyor. Bazı gıda butikleri Fransız peynir çeşitlerini satmayı bı- rakırken, devlet tekelindeki içki satış butiklerinde Fran- sız şaraplannın satış oranı hızla düştü. Son verilere göre Fran- sa'dan ithal edilen ürünlerin ortalama satışı, dörtte bir oranında azaldı. Sosyal demokrat hükü- met in Kültür Bakanı Mar- got Wallströın de çevre ör- gütü Greenpeace'e ait bir gemiyle Mururoa ada dizisi- ne gıdeceğini açıkladı. Bu açıklamanın ardından ka- muoyu çeşitli tartışmalara tanık oldu. Ana muhaiefet li- deri, önceki Başbakan Carl Bildt, anayasa açısından ka- dın bakanın bölgeye kendi adına gidip gidemeyecegi- nin araştınlmasını istedi. Cumartesi günü Göte- borg'daki 5. Dünya Atletizm Şampiyonası sırasında da Fransa, San-Beyaz tişörtler giyen, san bayraklar salla- yan sporseverlerce de kınan- dı. Greenpeace'in Isveç şu- besi tarafından düzenlenen eylemde halk, "Hayır, M8s- yöChirac" yazan bandrollar ve plaketler taşıdı. istanbul Bazı semtler iki gün susuz İstanbul Haber Servisi- Ömerli - Dudullu arasında yapımı tamamlanan yeni isale hattının, eski ısale hat- tı ile bağlantısı yapılacağın- dan, Omerli'den su alan semtlere salı ve çarşamba günleri 48 saat su verileme- yecek. İSKİ tarafından yapılan yazılı açıklamaya göre salı ve çarşamba günleri 48 saat süreyle su alamayacak böl- geler şunlar: Karaköy, Sarayburnu, Unkapanı, Eminönü, Sulta- nahmet, Cankurtaran, Kum- kapı. Aksaray, Yenikapı, Na- mıkkemal, Samatya, Yedi- kule, Zeytinburnu, Osmani- ye, Bakırköy, Yeşilköy, Fior- ya, Beyazıt, Fmdıkzade, Ça- pa, Şehremini, Topkapı, Si- İivrikapı. Kocamustafapaşa, Fatih. Cevizlibağ, Merter, Tozkoparan, tncirli. Kayış- dağ, Bakırdağ, Dudullu, Çekmeköy, Ümraniye, Tür- \ kiş Bloklan, İçerenköy, Göztepe, Erenköy, Suadiye, Kozyatağı. Yenisahra, Bos- tancı, Kadıköy, Moda, Cad- debostan, Fenerbahçe, Bul- gurlu, Kısıkh, Ferah Mah. Ornek Mah. Onalan, Acıba- dem, Bağlarbaşı, Altuniza- de, Burhaniye, Karacaah- met, Selimiye, Haydarpaşa, Çıçekçi, Kuzguncuk, Uskü- dar, Beylerbeyi, Kandilli.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle