Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 14 AĞUSTOS 1995 PAZARTESİ
HABERLERİN DEVAMI
BİZBİZE
ERDAL ATABEK
• Baştarafı 4. Sayfada
Türkiye'de 'Kürt' sözcüğünü kullanmak uzun yıllar
vatana ihanet sayıldı. 'Kürt sorunu'ndan söz etmek
bugün bile kuşkulan çekmeye yeteriidir. Bu soaın üze-
rine 'çözüm düşünmek' ise suçlamaları göze almak
demektir. Bu yol, Kürt sorununu Kürt mılliyetçiliğine
götürmüştür. Karşısında da Türk millıyetçiliği hızla ge-
lişmektedir. Bu çözüm müdür?
Aklımızı birbirimize düşman olma duygusuna ema-
net etmek istemiyorsak sağlıklı düşünmek zorundayız.
Türkiye büyük bir ülkedir, daha da büyük bir ülke
olacaktır.
Her sorunumuz kendi içimizde akılla.-sağduyuyla,
birbirimizi anlamakla çözülmelıdır ve çözülebilir.
Her sorunumuzun dış ülkelerin çıkarlanyla bağlantı-
sı olacaktır ve biz bunu bilmek, hesaba katmak zorun-
dayız.
Biz de hersorunumuzu burada yaşayan herkesin çı-
kanyla bağlantıh olarak çözmek zorundayız.
Bu da akılla, sağduyuyla, düşünceyle, konuşmayla,
tartışmayla olacaktır.
Bunu kabul etmemek, gebeliği kabul etmemek gibi-
dir.
Eğer ananın hayatını da tehlıkeye sokan bir düşük ya
da sakatlanmış bir çocuk istemiyorsak içimizdeki her
sorunu 'görmek'ten başka yolumuz yoktur.
Doğıı'da
meralara doping
• Dünya Bankasf nın katkılanyla
gerçekleştirilecek olan, Doğu Anadolu Su Havzası
Rehabilitasyon Projesi yaşama geçiriliyor.
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Orta Fırat Ha\ za-
sı'nda bitki-su kaynaklanni
korumak, erozyonu önle-
mek, meralan ıslah etmek
ve köylünün kalkınmasını
sağlamak amacıyla planla-
nan Doğu Anadolu Su Hav-
zası Rehabilitasyon Projesi
yaşama geçiriliyor.
Dünya Bankasf nın yardı-
mıyla. 110 milyon dolar ma-
liyetbiçilen proje kapsamın-
da Adıyaman, Elazığ ve
Malatya'da 3 yıl içinde top-
lam 50 mikro havzada çalış-
ma yapılması planlanıyor.
Orman Bakanlığı Ağaç-
landırmaGeliştirme Merke-
zi (AGM) koordinatörlü-
ğûnde gerçekleştirilecek
olan su havzası rehabilitas-
yon projesi, Elazığ, Malatya
ve Adıyaman illerindeki
başmühendislikler, tanm il
müdürlükleri ile köy hiz-
metleri ıl müdürlüklen tara-
fmdan uygulanacak.
Bölgede erozyon nede-
niyle barajlann devredışı
kaldığına ve bu nedenle ye-
ni çalışma başlatılması gere-
ği doğduğuna dikkat çeken
yetkililer, şunlan söylediler:
"Çubuk-1 Barajı'nuı ka-
pasftesinin yüzde 75'i, Sey-
han Barajı'nuı da yüzde
46"sı erozyon nedeniyk
1
kay-
bediliyor. Genellikle, eğimi
yüksek ve erozyona uygun
arazilerde, tanm yapılması,
aşın otiatma yapılması ve or-
manların tahrip edilmesi,
bölge toprakiaruıa zarar ve-
riyor ve erozyonu da arttın-
y«r. Yıllar bovunca şiddetle
çoğalan erozyon. vaşamsal
öneme sahip olan Keban.
Karakaya ve Atatürk baraj-
latının sulama ve enerji üre-
tiınini de olumsuz yönde et-
küedi."
Bölgedeki tanm arazile-
rinın az. sulama olanaklan-
nın kısıtlı olması nedeniyle
yöre halkının geçinmekte
zorluk çektiğini vurgulayan
yetkililer, hayvancıiık sek-
törii ı le tanmda var olan tek-
nik bilgi. finansman ve alt-
yapı eksıkJiğının gıderilme-
si durumunda sorunlann çö-
zülebileceğini söylediler.
Halk katılımının esas
alındığı projenin uygulan-
ması sırasında, havzada ya-
şayan yöre halkının, projeye
gönüllü olarak katılmalan
ve üst havzalann ıslahını
kendi nzalanyla teşvik et-
meleri bekleniyor.
Yetkililer, "Köylülerin
doğal kaynaklann yöneti-
minde hâkim olduğu bu böl-
gelerde, havza (slahının, on-
lann katkısının sağlanmadı-
ğı veya istemediği bir metot-
la çö/ümlenmesi mümkün
degildir. Bu yüzden proje,
çiftçi merkezli, problem sap-
tama, problem çözme deni-
len katılımcı yaklaşımı be-
nimsemiştir'" açıklamasını
yaptılar.
Projenin amacı 3 temel
başlık halinde şöyle sıralan-
dı.
- Elazığ, Malatya ve Adı-
yaman illerinde, Fırat Neh-
ri'nin, bozulmuş bitki, top-
rak ve su dengelerini geüş-
tirmek ve iy ileştirmek,
- ÇevTe ılişkılerı yönün-
den. bitki, toprak ve su kay-
naklannın korunması ve ge-
liştirilmesi,
- Sosvo-ekonomik yönden,
çalışmalara köylülerin kan-
lımını sağlamak. gelir getiri-
ci faaliyetlere yönlendirerek
halkın yaşam düzeyini yük-
settmek.
Meclis olağanüstü
toplamyor
ANKARA (Cumhuriyet
Bûrosu) - TBMM, Bosna-
Hfersek konusunda, genel
gprüşme yapmak üzere bu-
gün olağanüstü toplanıyor.
Anavatan Partisi'nin 93
imzalı başvurusu üzenne,
TBMM Başkanlığı'nca ola-
ğanüstü toplantıya çağnlan
TBMM'nin bugünkü çalış-
ması saat 15.00'te başlaya-
cak. TBMM Başkanvekili
Mustafa Kalemli'nin yöne-
teceği genel kurulda, daha
önce ön görüşmesi yapıla-
rak kararlaştınlan Bosna-
Hersek konusundaki genel
görüşme yapılacak.
TBMM Anayasa Komis-
yonu da yann toplanarak.
ANAP Grup Başkanvekili.
Gümüşhane Millen'ekili Ol-
tan Sunguriu'nun verdiği,
ara seçimin 15 ekimde ya-
pılmasını öngören yasa öne-
nsıni ele alacak.
Anayasa Komisyonu. 10
DYP. 5 ANAP, 4 CHP ve 2
RP'li üyeden oluşuyor. Ara
seçime karşı olan DYP'ye
karşı CHP ve muhaiefet par-
tileri ANAP ve RP'nin tam
kadro katılmalan ve birlikte
hareket etmeleri gerekiyor
ki, ancak o zaman ara seçim
karan çıkabilsin.
TBMM Genel Kurulu, 16
ağustos çarşamba günü de
"Milletvekili Ara Seçimi
Yasa Önerisr'ni görüşmek
üzere toplanacak.
Meclis, anayasanın 93.
maddesi uyannca, olağa-
nüstü toplantiyı gerektiren
konunun görüşülmesi ta-
mamlanıncaya kadar çalış-
malannı sürdürecek.
Çevre için rekor ceza
• Baştarafı 1. Sayfada
le 450 milyon lira para ceza-
sına çarptınldı.
Bunun üzerine fabrika
yetkilileri, Ergani Sulh Ce-
za Mahkemesi'ne itirazda
bulundu. Mahkeme heyeti,
yaptığı inceleme sonunda,
verilen para cezasının 'usul
ve yasaya uygun' olduğuna
karar verdi. Kararda şöyle
denildi:
"Fabrika bacasından çı-
kan tozlann şehir merkezine
doğru yayıldığı ve vatandaş-
lann son derece rahatsız ol-
duğu, ilgili kuruluşlardan
alınan raporlara göre de söz
konusu çimento to/unun in-
san sağlığı, bitki ve toprak
Sttüsü üzerinde olumsuz et-
kjsinin olduğunun tespit
eiildiği görülmüş, betediye-
cc çimento fabrikasına 3194
sayılı kanunun 40. maddesi-
ne muhalefetten. aynı kanu-
nun 42. maddesi uyannca
verilen 450 milyon lira idari
para cezasının da usul ve ya-
saya uygun olduğu tespit
edildi. Açıklanan sebeplerle
itirazın reddine, cezanın
onanması dhetine gidilmiş-
tirf
Hukukçular, mahkeme-
nin Türkiye'de önemli so-
runlardan biri olan çevre
kirliliği konusunda örnek
oluşturabilecek bir karar
verdiğinibelirterek, "Buka-
rarla söz konusu bacalardan
çevreye yayılan çimento to-
zundan zarar gören vatan-
daşlara da tazminat davası
açma hakkı doğmuştur. Ka-
rar bir emsaldir" dediler.
G Ü N D E M MUSTAFA BALBAY
• Baştarafı 1. Sayfada
- lyi, rahatladım. Kavgasız CHP kong-
resi, kaymaksız tatlıya benzer. Sandal-
ye savaşından sonra ne oldu?
"Polis dışan diye slogan attılar."
- Çok doğru. Demek ki, daha rahat
kavga etmek ıstemişler. Sonra ne ol-
du?
"Bütün delegeler dışan çıkanldı. Tek
tekyeniden alındı. Bu kez de liste blok
mu olsun çarşafmı tartışması başladı."
- Ee doğru. Kongrede bir tek çarşaf
eksikmış...
Şenlikli haberler gecenin ilerleyen sa-
atlerine kadar devam etti. Akşam saat
22.00'ye kadar olanlar beni fazlasıyla
tatmin ettiğı içın devamına bakamadım.
Dün yapılan İzmir il kongresi de fena
değildi. Yılların eskitemediği, kongre
adaylığını meslek edinmiş potitikacılar
da yanştaydı.
Hikmet Çetin'i koruyup kollamak ve
partiyi Baykal a dar etmekten sorumlu
Dışişleri Bakanı Erdal Inönü kongrede
bir konuşma yaptı.
Inönü'ye göre, her şey iyiye gidiyor,
hükümet çok önemli şeyler yaptı, yap-
maya da devam edecek.
Ardından konuşan. sürekli yenilikçi
Ercan Karakaş'a göre ise hükümette
kalmak partiyi tüketiyor, bir an önce ko-
alisyondan çekilmek gerekiyor.
Partililer cereyanda kaldılar, ama bu
tip durumlara alışık oldukları için her iki
değerlendirmeden de çok fazla etkilen-
mediler.
CHP'de Demokrasi...
Adana'da da kongrenin dört saat geç
başlamasıyla bir sosyal demokrasi kla-
siği yaşandı.
CHP'de önceki gün ve dün toplam 33
kongre yapıldı. Büyük kongreye 104 de-
lege verecek olan Istanbul'da ve Anka-
ra'da kapışma bu hafta sonu. Her iki
kongrenin neşeli geçmesi bekleniyor. il-
çe kongreleri iyi ipuçlan verdi. CHP'de
yaşananları karikatürize ederken, ke-
sinlikle küçümsemek ya da alay etmek
aklımdan geçmiyor. Yaşananlan ve ben-
de çağnştırdıklarını aktarıyorum.
CHP'deki çekişmelerin, itişmelerin,
sandalyeleşmelerin nedenı, parti içi de-
mokrasiyi yaşama geçirmeye çalışma-
sı. Diğer partilerde, genel başkanın
onayladığı aday seçime katılıyor ve ka-
zanıyor. CHP tipi kavgalar çok az yaşa-
nıyor. Çünkü tümü, lider partisi.
CHP, iyi kötü, körtopal, ağır aksak da
olsa parti içi demokrasıyi savunan bir
parti. Türkiye'de demokrasi ölçeklerin-
den biri de CHP'nin ışleyişidır. Bir par-
tinin salt lider anlayışıyla yönetilmesi ve
bunun savunulması, son noktada par-
lamentoyu gereksız kılmaya kadar va-
rır. Çünkü, partisini istediği gibı yönet-
meye ve denetlenmemeye alışmış bir
genel başkan, iktidara geldiğinde Tür-
kiye'yi de aynı anlayışla yönetmeye gi-
rişecektir.
Ne var ki, CHP parti içi demokrasinin
kurallannı yerine getirirken, sık sık yü-
züne gözüne bulaştınyor. Sağlam bir
omurga oluşturulamıyor.
9-10 eylül kongresine de bu havada
gidiliyor. II kongrelerinde başkan, yöne-
tim kurulu üyesi, delege seçimi, niteli-
ğe göre değil, ekibe göre yapılıyor. El-
bette yarışa katılan herkes kendi ekibi-
nin önde olmasını ister. Ama, tek belir-
leyici unsurun "Bizden mi değil mi" so-
rusunun yanrtında yatması, siyasete ka-
tılımı da sığlaştınyor.
Çok cepheli şenlik
Bugünkü görünüme göre kongrede
şu kesimler yarışacak:
Baykalcılar, Çetinciler, Karayalçmcı-
lar, Gürkancılar, Inönücüier, Soysalcılar,
sol kanatçılar, yenilikçiler, SHP köken-
liler, CHP kökenliler...
Bu kesimlerden bazılan birbirini des-
tekleyecek, ama önce "güçlü" oldukla-
rını ispatlamak durumundalar.
Çetin, Inönü kozuna güveniyor. inö-
nü, izmir il kongresindeki tavnyla gelış-
meleri kenardan izlemeyeceğini ortaya
koydu.
Şu aşamada net bir durum olmama-
sınakarşın, "anti-Baykal" bircepheku-
rulması olasılığı gündemde. Birbirlerine
en önemli yakınlıklan, "partiyi Baykal'a
kaptırmama " duygusu olanlar bir araya
gelerek tek adayın etrafında birleşebi-
lir.
la sağlam çalışıyor. Daha önce Bay-
kal'dan yana tavır koyan ıllerde bir de-
ğişiklik yok, tulum Baykalcılar kazanı-
yor.
Bir örnek verelim. Antalya il kongresi
önceki gün yapıldı. Baykal yoktu, ama
adamları vardı. Zaten katılması da ge-
reksizdi.
Kongrede üç aday vardı. Tuncay Er-
cenk, Gütkut Acar ve İsmet Dikmen.
Ercenk ve Acar, konuşmalannın büyük
bölümünü Baykal'ın CHP'ye gereklili-
ğine ayırdılar. Dikmen, onlar için şunu
söyledi:
- Baykal'ın çömezleri.
Kongre şöyle sonuçlandı:
Ercenk 226, Acar 190, Dikmen 1.
18 kongre delegesinin tümü de CHP
kökenliler arasından seçildi. SHP kö-
kenli delege kalmadı.
Genel gidiş böyle. Şu aşamada
Mümtaz Soysal ın tavrını netleştirme-
mesı, kongreöngöailerini güçleştiriyor.
Soysal'ın kaygısı, partinin bugünkü ya-
pısı içinde bazı kesimlenn kendisini kul-
lanarak koltuk sahibi olmak istemesi.
Yakın çevresine, "Aday olduğum ve ka-
zandığım takdirde, salt vitrin olarak kal-
mam" diyor.
Soysal, önümüzdeki hafta çıkış ya-
pabilir.
Bakalım, CHP bu kavga gürültünün
ardından sağlıklı bir yönetim kurabile-
cek mi?
Nediyelim...
Kapanmamış partiden umut kesil-
Baykal ekibi ise göründüğü kadany- mez...
DYP'li ismail Karakuyu
Mesut Yılnıaz'a
6
Saddam' benzetmesi
ANKARA (Cumhuriyet
Bûrosu) - DYP Genel Baş-
kan Yardımcısı İsmail Kara-
kuyu, ANAP Genel Başkanı
Mesut Yılmaz'ın partisinin
politika üretememesi ve iç
muhalefetin yükselmesi ne-
deniyle seçim konusunu
gündeme getirdiğini ileri sü-
rerek "Sayın Yılmaz'ın po-
zisyonu, komşumuz Sad-
dam'ın sılaşükça dış mace-
ralara yelken açmasına ben-
ziyor" dedı.
Karakuyu, dün düzenledi-
ği basın toplantısında, ana-
muhalefet partisinin sık sık
gündeme getırdıği seçim tar-
tışmasının demokrasiyi işle-
mez hale getirerek Türki-
ye'ye zarar verdiğini belirt-
ti. Karakuyu, Yılmaz'ın, po-
litika üretememesi nedeniy-
le seçimi gündeme getirdiği-
ni ileri sürerek şu görüşleri
dile getirdi:
"Erken seçim tellallığının
arkasında yatan iki etken
vardır. Bunlardan birincisi,
ülkede bir erken seçim hava-
sı estirerek devlet kadroian-
nı baskı altına almak, de-
mokrasiyi işlemez hale getir-
mektir. Böylece.Türkiye'nin
toplum olarak yasayacağı ka-
yıpları kendileri açısından si-
yasi kazanca tahvil etmek is-
tivorlar. İkinci etken ise ana-
muhalefet partisi ANAP'ın
yaşadığı parti içi sıkıntılar-
dır.-
Karakuyu, ANAP lideri
Yılmaz'ın parti içindeki den-
geler kanştıkça bir cankur-
taran gibi erken seçime sanl-
dığını ileri sürerek şöyle de-
vam etti:
"Bu Opkı yanıbaşımızda-
ki komşumuz Saddam'ın I-
rak'taki po/isyonuna benzi-
yor. Saddam. iktidan sıkış-
tıkça her diktatörgibi dış ma-
ceralara yelken açıyor. Dün
Kuveyl macerası, bugün ise
Crdün'e yönelik yeni bir düş-
manlık. Elbette ki. Sayın Yıl-
nıay bir diktatör değil. ancak
parti içindeki dengeler kanş-
nkça bircankurtaran gibi er-
ken seçinıesanlması,akla he-'
men bir pozisyon benzerliği
getiriyor."
Karakuyu, TBMM'nin
olağanüstü toplantısında,
muhalefetin ara seçim talebi-
nin reddedileceğini, seçim-
lerin 1996 yılında ve zama-
nında yapılacağını savundu.
Karakuyu. bir gazetecinın
DYP içindeki muhaliflerin
erken seçim yapılması ge-
rektiği yönünde görüşler
açıkladığını anımsatması
üzerine. DYP'de parti içi mu-
halefetin kaybolduğunu sa-
vundu.
Taksim Meydanındaki gösteriye 500'den fazla kisi katıJdı. (Fotograf: HATİCE TUNCER)
Tuksim'dezrtgtihprotestoİstanbul Haber Servisi -
Cezaevierinde bulunan ve çeşitli
taleplerı nedeniyle açlık grevi yapan
siyasi tutuklu ve hîikümlülerin
yakınlan ile çeşitli kitle örgütlerinin
oluşturduğu Tutsaklarla Dayanışma
Komitesi dün Taksim Meydanf nda
protesto gösterisi yaptı. Saat 15.00
sıralannda Taksim Meydanı'ndaki
Cumhuriyet Anıtı çevresınde 500'ü
aşkın bir kalabalık toplanarak
"Yaşasın halklann kardeşliği",
u
Kirh'
savaşa son" sloganlan aîmaya
başladı."Cenevre Sözleşmesi'ne
uyulsun" yazılı bir pankart da açan
göstericiler bir süre oturma eylemi
yaparak zılgıt çekti.
Daha sonra Tutsaklarla Dayanışma
Komitesi adına yapılan basın
açıklamasında Kürt sorununa
demokratik siyasi ve banşçı
çözüm yollan için girişimlerin
başlatılması istendi.
Açıklamada aynca Güneydoğu'da
güvenlik güçlerinin sürdürdüğü
operasyonlarda Cenevre Savaş
Sözleşmesi'ne uyulması istendi.
Gösteri sırasında söz kalan yaşlı bir
gösterici kadın, Refah Partisi 'nde
açlık grevinde bulunan tutuklu
yakınlannın polise verildiğini
belirterek "Böyle Müslümanlık
olmaz" diye konuştu.
Gösteri sürerken olay yerine gelen
Beyoğlu llçe Emniyet Müdürü
göstericilerin sessizce
dağılmalan halinde müdahale
edilmeyeceğini söyledi.
Daha sonra sessizce dağılan
kalabalığa çevrede yoğun güvenlik
önlemJeri alan çeviİc kuvvet ekipleri
müdahale etmedi.
Cumhuriyet teras söyleşileri
Promosyon zarar veriyorHaber Merkezi- Bir süre önce baş-
layan Cumhuriyet teras söyleşileri bü-
yük ilgi görüyor. Cumhuriyet gazetesi-
nın yan kuruluşu olan Medya G'nin or-
ganizasyonunda gerçekleşen söyleşilen
öğle yemekleri ve akşam çaylan olarak
iki grup halinde sürüyor. Toplumun her
kesiminden kişiler ve gruplarla yapılan
toplantılann anateması. ülkemizin için-
de bulunduğu sorunlara çözümlerüret-
mek. Katılan konuklann çoğunluğunca;
Cumhuriyet'in bu anlamda önemli bir
görevi üstlendiği, kamuoyunu bilgilen-
dirmede tek güvenilir yayın organı ol-
duğu. promosyonun her iki tarafı da
olumsuz etkilediği vurgulanıyor.
Istanbul Sanayi Odası Başkanı Hüsa-
mettin Kavi, odayla ilgili bilgiler verir-
ken, üyelerinin yüzde 95'inı küçük ve
orta sanayicinin oluşturduğunu söyledi.
Kavi, vergi sisteminin adil olmadığını,
terörün sanayıleşmeye bağlı olduğunu
sözlerine ekledi. Gaziantep'in terör dı-
şında kalan bir kent olmasının nedeni
olarak da bu yöredeki sanayileşmeyi
gösterdi. Tekfen Holding adına teras
söyleşisine katılan Feyyaz Berker, Ni-
hat Gökyiğit ve Kâmran Sertel genel
olarak sosyal demokratlann bölünmüş-
lüğü üzerinde durdular. Cumhuriyet'in.
bu kesimin bütünleşmesinde önemli bir
görev üstlendiğini dile getiren Berker.
başkanı olduğu Aile Planlaması Vakfi
hakkında bilgi verdi. Cumhunyet'in
dünyaya açılan bir pencere olması ge-
rektiğini söyledi. Berker. "İslam Kfil-
türünde Aile Planlaması" adlı bir kJ-
tabın da yayına hazırlandığını açıkladı.
Rusya'da yaptığı incelemeleri anlatan
Nihat Gökyiğit. burada eğitimin. imar
ve toplu taşımacılığın eksiksiz olduğu-
nu ancak hantal devlet anlayışının çok
şey kaybettirdiğıni söyledi. Kâmran
Sertel ise Cumhuriyet'in mutlak iyi kâ-
ğıda basılması gerektığıni ve devletçi-
lığin önemini yitirdiğini vurguladı.
îşçiler üretiıne el koydu
• Baştarafı 1. Sayfada
tal Sendıkası Bölge Şube
Başkanı Yılmaz Uçar ve yö-
netim kurulu üyeleri, sözün
sözde kaldığını görünce iş-
çilere de danışarak üretimi
yavaşlatmayabaşladılar. Di-
renişin tek amacının para
ödetmekten başka bir şey ol-
madığını vurgulayan sendi-
kacılar. işveren sözcüleri
olan Teknik Müdür Sami
Özdenıirile İdari Müdür Al-
tay Gürman'a sık sık "Para-
>ı verin üretimi arttarahm"
önerisini ilettiler. Iskende-
run'da da benzer üretim ya-
pan başka bir fabrikası bulu-
nan patron Edmon Azrak.
bütün çabasına rağmen öde-
meyi gerçekleştiremedi.
Üretimi, iş yavaşlatarak
azaltmanın da sonuç getire-
mediğini gören işçiler, sen-
dika yöneticilerine "Ne ya-
pıp edip ücretlerimizi öde-
tin" diye baskı yapmaya
başladıfar.
İşçilerin. zaten düşük olan
ücretlerini alamayışı yüzün-
den yaptığı baskı üzerine iş-
verenle son kez görüşen
Türk Metal şube yöneticile-
n. ödemelenn 'en kısa za-
manda' yapılacağı biçimin-
de yanıt almca 8-9 ağustos
günlerinde acil olarak top-
landılar ve "Başka çare kal-
madı" diyerek 'tarihi kara-
n' aldılar. Uygulama öncesi
işçilerede danışan Türk Me-
tal şube yöneticileri, çalışan-
lann olumlu yanıtı üzerine
üretime 9 ağustos çarşamba
günü akşamından itibaren el
koydular.
İşverenden büyük
anlayış
Türk Metal Sendikası
Bölge Şube Başkanı Yılmaz
Uçar ile işyen baştemsilcisi
İKas Altıııtop, durumu Tur-
bo Filtre'nin yöneticilerine
ve işveren Edmon Azrak'a
"İnanın başka çaremiz yok,
bizi anlaytşla karşılayın" bı-
çımındekı ıfadelerle anlattı-
lar.
9 Ağustos 1995 Çarşam-
ba akşamından itibaren fab-
rikada üretilen Lada marka
otomobil filtrelerinin, daha
önceden siparişi verilmiş ol-
sa da alıcılar gelse de yükJe-
meleri yapılmamaya başlan-
dı. lşverenin heraçıdan bil-
gilendirildiği bir süreç yaşa-
nırken Türk Metal Sendika-
sı yönetimi, fabrikada üreti-
mi yapılan Tofaş, Renault,
kamyon ve traktör filtreleri-
nin pazarlanması işiyle ilgi-
lenmeyeceklerini, sadece
Lada filtlerini, peşin fiyatı-
na alıcı bulduklan için ken-
dilerinin satıp parayı kendi-
lerinin alacaklannı kesin bir
dille vurguladılar. Ne patron
Edmon Azrak ne de işveren
temsilcileri, "Eyleminiz ya-
sadışı" deyip herhangi bir
girişimde bulundular.
Üretim de, fiyat da
artü
Turbo Filtrede beş gün
önce başlatılan 'üretimin bir
bölfimüne ei koyma' eyle-
miyle birlikte Lada filtrele-
rinde günde 10 bin dolayın-
da olan üretim, 18 bine ka-
dar çıkanldı. İşveren vetem-
silcilerinin sürekli bilgilen-
dirildiği bir ortamda pazar-
lama işini de üstlenen Türk
Metal Sendikası yönetimi,
Türkiye'nin çeşitli yerlerin-
deki fıltre bayileriyle tema-
sa geçerek satış yapmaya
başladı.
Gelen teklifler içerisinde
sadece 'mal tesBminde öde-
me'yi kabul edenlerle anlaş-
ma imzalayan sendikacılar,
12 ağustos cumartesi günü
ilk pazarlama başansını da
elde ettiler.
Ev, araba, maaş ve üreti-
len Fıltreyi garanti göstere-
rek başta sac, tutkal ve özel
kâğıt gibi hammaddeleri de
kendi olanaklanyla sağlayan
sendikacılar ve işçiler. 1 mıl-
yar 300 milyon lira tutan
ürün bedelini cumartesi gü-
nü öğleden sonra tahsil edip
hemen işveren temsilcileri-
nin yanında işçilere dağıttı-
lar.
Türk Metal Sendikası Şu-
be Başkanı Yılmaz Uçar,
"Burası taşeronu attıgımız
bir fabrika. İşveren gerçek-
ten çok iyi niyetli. Ancak bi-
zim de sabnmız kalmadı. Iş-
çiye sorduk. olur aldık ve uy-
guladık. Niyetimiz. para ka-
zanmak ve kazandırmak. Ne
yapbğınıı/ı çok iyi biliyoruz.
Hem üretimi arttırdık hem
de fîyatı yûksefttik. Işverene
hiçbir zaranmız yok. Daha
önce 42-43 bin liradan biraz
vadeli yapılan satışı hem pe-
şine dönüştürdük hem de ft-
yaü 1 doiara çıkardık" dedi.
Turbo Filtre işyeri baş-
temsilcisi Ilyas Alhntop, ey-
lemle ilgili olarak şunlan
söyledi.
"42 yaşındayım. 76'dan
beri sendikalıyım, sendika-
cıyını, böyle bir olay duyma-
dun, yaşamadım. Biz haku-
yız. Hukuk da haklının ya-
nında olmah, diye düşünü-
yorum."
İşyeri temsilcisi Cüneyt
Smıkçı(27), "lşçi 'Bu işi bir
an önce bitirin' diye sabır-
sızlanıyordu. Beraber karar
verdilC kimsenin burnu ka-
namadan bitiriyonız. Para-
sızlık o kadar canımıza tak
demişti ki üç aydır iş kazala-
n oluyordu. Sendikamız
haklu yapacak başka bir ça-
re bulâmadık, malı kendimiz
yüklcvip satmaya başladık"
dedi."
Turbo'da ressam olarak
çalışan Mukaddes AkeL, 2-3
aydır çok mağdur durumda
olduklannı, ancak işverenin
çabalanndan sonuç çıkma-
dığını söyledi. Akel'in de-
ğerlendirmesi şöyle:
"Yöntem ne olursa olsun,
biz alacağımız paraya bakı-
yonız. İşyerini baürmak gi-
bi bir düşünce yok. Tam ter-
sine işyeri kazanacak ki bize
ücret verebilsin. Sen-
dikamızın karannı çok
olumlu buluyoruz, çalışmak,
hakkımızı aİmak istivoruz."
İlk durak
Kazakistan
Çiller'in
yurtdışı
ziyaretleri
başhyor
• Başbakan Tansu Çiller,
18 ağustosa kadar
Kazakistan, Kırgızistan
ve Türkmenistan'ı ziyaret
edecek.
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Başbakan Tanau
Çiller, bugünden itibansn 18
ağustosa kadar resmi ziya-
retlerde bulunmak üzere Ka-
zakistan, Kırgızistan ve
Türkmenistan'a gidiyor. Zi-
yaretlerde, Hazar bölgesin-
den çıkanlan petrolün bonı
hatlanyla Türkiye üzerinden
geçirilmesi de ele alınacak.
Dışişleri Bakanlığı'ndan
yapılan yazılı açıklamada,
Başbakan Çiller'in 14-16
ağustos tarihlerinde Kaza-
kistan "a, 16-17 ağustos ta-
rihlerinde Kırgızistan'a ve
17-18 ağustos tarihlerinde
Türkmenistan'a gideceği
bildirildi.
Açıklamada Çiller'in, zi-
yaretleri sırasında söz konu-
su cumhuriyetlerin cumhur-
başkanlan ve diğer yetkililer
ile görüşmeler yapacağı ve
ikıli ilişkiler ile işbirliği ko-
nulannın ele ahnarak bunla-
nn daha da gelıştırılmesi
olanaklarının üzerinde du-
rulacağı kaydedildi.
Fransa'yı
protesto
eylemleri
büyüyor
GÜRHAN UCKAN
STOCKHOLM - Fransa
Cumhurbaşkanı Jacques
Chirac'ın Polonezya'daki
Mururoa yakınlannda nük-
leer silah denemelerinı baş-
latacağını söylemesinden
sonra Isveç halkının göster-
diği tepki giderek büyüyor.
Bazı gıda butikleri Fransız
peynir çeşitlerini satmayı bı-
rakırken, devlet tekelindeki
içki satış butiklerinde Fran-
sız şaraplannın satış oranı
hızla düştü.
Son verilere göre Fran-
sa'dan ithal edilen ürünlerin
ortalama satışı, dörtte bir
oranında azaldı.
Sosyal demokrat hükü-
met in Kültür Bakanı Mar-
got Wallströın de çevre ör-
gütü Greenpeace'e ait bir
gemiyle Mururoa ada dizisi-
ne gıdeceğini açıkladı. Bu
açıklamanın ardından ka-
muoyu çeşitli tartışmalara
tanık oldu. Ana muhaiefet li-
deri, önceki Başbakan Carl
Bildt, anayasa açısından ka-
dın bakanın bölgeye kendi
adına gidip gidemeyecegi-
nin araştınlmasını istedi.
Cumartesi günü Göte-
borg'daki 5. Dünya Atletizm
Şampiyonası sırasında da
Fransa, San-Beyaz tişörtler
giyen, san bayraklar salla-
yan sporseverlerce de kınan-
dı. Greenpeace'in Isveç şu-
besi tarafından düzenlenen
eylemde halk, "Hayır, M8s-
yöChirac" yazan bandrollar
ve plaketler taşıdı.
istanbul
Bazı semtler
iki gün susuz
İstanbul Haber Servisi-
Ömerli - Dudullu arasında
yapımı tamamlanan yeni
isale hattının, eski ısale hat-
tı ile bağlantısı yapılacağın-
dan, Omerli'den su alan
semtlere salı ve çarşamba
günleri 48 saat su verileme-
yecek.
İSKİ tarafından yapılan
yazılı açıklamaya göre salı
ve çarşamba günleri 48 saat
süreyle su alamayacak böl-
geler şunlar:
Karaköy, Sarayburnu,
Unkapanı, Eminönü, Sulta-
nahmet, Cankurtaran, Kum-
kapı. Aksaray, Yenikapı, Na-
mıkkemal, Samatya, Yedi-
kule, Zeytinburnu, Osmani-
ye, Bakırköy, Yeşilköy, Fior-
ya, Beyazıt, Fmdıkzade, Ça-
pa, Şehremini, Topkapı, Si-
İivrikapı. Kocamustafapaşa,
Fatih. Cevizlibağ, Merter,
Tozkoparan, tncirli. Kayış-
dağ, Bakırdağ, Dudullu,
Çekmeköy, Ümraniye, Tür- \
kiş Bloklan, İçerenköy,
Göztepe, Erenköy, Suadiye,
Kozyatağı. Yenisahra, Bos-
tancı, Kadıköy, Moda, Cad-
debostan, Fenerbahçe, Bul-
gurlu, Kısıkh, Ferah Mah.
Ornek Mah. Onalan, Acıba-
dem, Bağlarbaşı, Altuniza-
de, Burhaniye, Karacaah-
met, Selimiye, Haydarpaşa,
Çıçekçi, Kuzguncuk, Uskü-
dar, Beylerbeyi, Kandilli.