28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 14 AĞUSTOS 1995 PA2ARTESİ 12 DIZI YAZI Damat Ferit'in inanılmaz hırsıOsmanlı lmparatorlu- ğu'nun son soluklarını da ke- secek olan Sevr Barış Ant- laşması'nın gerçekleşmesi için Damat Ferit Paşa'nın gösterdiği bitimsiz çabayı, ftilaf Devletleri zaman za- man saşkınhkla izleyecekler; Paşa'nın akJa hayale sıgmaz ustalıklan karşısında da ne diyeceklerini bilemeyecek- lerdir. Öyle ki sonunda "pes" diyen Itilaf Devletle- ri. "Damat Ferit döne- mi"nin sonaerdirilmesi için, Osmanlı Devleti'ne baskı yapmak zorunda kalacaklar- dır. Gerçekten de Osmanlı Devleti'nin yazgısının belir- leneceği bir dönemde Da- mat Ferit'in, hükümetin ba- şında bulunması inanılmaz bir şanssızlıktır, ama kendi- sinin bu göreve beş kez ge- tirilmesi de görülmedik bir aymazlık ömeğidır. Evet, ancak düşmanlan- rruzın dayatmasıyla 17 Ekim 1920'de ıstifa eden Damat Ferit'in (1853- 1923), Türk halkının ve ül- kesinin yok edilmek isteni- şinin belgesi olan Sevr Antlaşması uğrundaki ça- balannı değerlendirmemize yardımcı olabilir umuduyla kendisini biraz tanıyalım. Kimdlr bu Damat Ferit? Istanbul doğumlu olan Damat Ferit, Devlet Şûrası üyelerinden Hasan tzzet Efendi'nin oğludur. Baba- sının devlet yönetiminin üst düzeylerinde görevli olma- sı, kendisinin dışişlerine gir- mesine ve iyi konumlarda bulunmasına yardımcı olur. Türlü elçiliklerde "ikinci kâtiplik" görevlerinde bu- lunur, ardından Londra Elçi- liği'nde "başkâtip"lik ya- par. Bir süre sonra Bom- bay'da verilen görevi kabul etmediğinden açığa alınır. tşte bu sırada "damatlık rûtbesi"ne(!) erişir. Çünkü Abdülhamit, kızkardeşi Mediha Sultan ile kendisini evlendirir. Böylece, Abdülhamit, Damat Ferit'in kayınbiraderi, Damat Ferit de padışahın eniştesi olur. Bu saray akrabahğından sonra devletin kapılan ardı ardına ken- disine açılır. Önce Devlet Şûrası üyeli- ğine seçilir; arkadan damatlıktan sonra ikinci sanı olan "vezaret rütbesi" ile onurlandınlır ki, Damat Ferit Bey de bu rütbe sahipleri gibi paşalaşacaktır; yani o, artık Damat Ferit Paşa'dır; "tarih düşürülürse" 1888'in yazılması gere- kecektir. Ne var ki Damat Ferit Paşa, bunlan yeterli bulmaz, gözü Londra Büyükel- çiliği'ndedir. Bu görevle ilgili girişimi. kayınbiraderi Abdülhamit tarafından dikkate alınmazsa da Meşrutiyet'in ila- nı (1908) ile birlikte Ayan Meclisi üye- liğine seçilerek gönlüalınır, böylece po- litik yaşamı da başlar. Slyasal döneklerin prototipi Bu alandaki ilk atılımını, geleceğin iktidar partisi olarak gördüğü îttihat ve Terakki Cemiyeti'ne yönelerek yapar. Eski dönemi eleştirir, yerer, ama bunu belirtirken takındığı dalkavukça tutum, tttihatçılann gözünden kaçmaz, kendi- sinden uzak dunırlar. Bunun üzerine Damat Ferit'in hem görüşünü hem de söylemini değiştirdiğıni belirtirler. Gerçekten de kısa bir süre sonra ken- disi, İttihat ve Terakki'ye karşıt görüş- lere dayanan Hürriyet ve İtilaf Partisi'nin üyeleri arasında yer alır. Birinci Dünya Savaşı'nın sonlanna doğru İttihat ve Terakki'nin yıldızı sönmeye başlayınca, Hürriyet ve Itilafçılarortaya çıkarlar, onlarla birlikte Da- mat Ferit Paşa da göze gir- me, yükselme girişimlerine başlar; bunun için de döne- min Padişahı olan küçük kayınbiraderi V'ahdettin'e yaîdaşır. Itilaf Devletleri ile ateşkes anlaşması görüşmelerinin başlayacağı sırada padişaha kendisinin sahip olduğu bir ayncalıktan ötürü, ateşkesi en uygun koşullarla yapabi- leceğine inandınr. tleriye sürdüğü ayncalığı ise döne- min Ingiltere Krah'nın "ba- ba dostu" oluşudur. Her ku- la "nasip" olmayan bu onurdan nasıl yararlanacağı- nı da padişaha şöylece anlat- tığı belirtilir: Eğerkendisine görev verilirse ateşkes gö- rüşmelerini yürütmekle yü- kürnlü Ingılız amiralini gö- rür görmez, devletin toprak • Osmanlı Devleti'nin yazgısının belirleneceği bir dönemde Damat Ferit'in hükümetin başında bulunması, inanılmaz bir şanssızlıktır. Damat Ferit'in Türk halkının ve ülkesinin yok edilmek istenişinin belgesi olan Sevr Antlaşması uğrundaki çabalarını itilaf Devletleri bile şaşkınlıkla izleyecek, Paşa'nın akla hayale sığmaz ustalıklan karşısında, "Damat Ferit dönemi"nin sona erdirilmesi için, Osmanlı Devleti'ne baskı yapmak zorunda kalacaklardır. • istanbul'da kurulan "Ingiliz Muhipler Cemiyeti"nin görünüşte başkanı olan Rahip Frew, bir İngiliz ajanıdır ve kurucu üye Said Molla ile birlikte halkı Milli Mücadele'ye karşı kışkırtıp Mustafa Kemal ve arkadaşlarının çalışmalarını engelliyorlardı. İkinci kez sadrazam olan Damat Ferit'in kurduğu hükümetin içişleri bakanı AN Kemal etkinlikleri izliyordu. Böylece Damat Ferit, Milli Mücadele'yi baltalayan tüm oluşumları anında öğreniyordu. TURK HALKININ YOKEDlllf BELGESİ Yunan Efzun askerleri Izmir'de (15 Mayıs 1919). bütünlüğünü koruyan bir anlaşma öne- receğini. amıral kabul etmezse, hemen bir savaş gemisi isteyip Londra'ya gide- ceğini ve Ingiltere kralının çıkıp "Ben senin babanın dostu idim. Arzuları- mın kabulünü senden beklerim!"(8) diyerek. önerilerimızi kabul ettirebilece- ğini ciddi ciddi söylemiş. Padişah da ona inanmış ki, Mondros Ateşkes Anlaşma- sı Kurulu'na (heyeti) -az kalsın- Damat Ferit de giriyormuş. Neyse ki, durumun ne denlı kara gül- mece olduğunun aynmına varan Sadra- zam tzzet Paşa, Vahdettin'i bile kırma- yı göze alıp Damat Ferit'in kurula gir- mesıni önlemiş. Ama onun bu tutkusu- nu banş antlaşması (Sevr) için sakladı- ğını ve gün gelip sadrazam olunca bu fır- satı nasıl kullandığını göreceğiz. Damat Ferit'in bir başka yönünden söz etmek için de Istanbul ve Anado- lu'da oluşan örgütleşmelere kısaca de- ğinmek gerekir. Mondros ile başlayan Anadolu'nun ve Rumeli'nin işgaline karşı, halkın kurduğu ve genelde "Redd-i llhak" adı altında belirtilen der- neklerden esinlenerek, sözümona, lstan- bul'da da kimi dernekler oluşturulduğu bilinir. tştebunlann içinde "İngilizMu- hipler Cemiyeti" yani lngilizseverler Demeği adıyla bilinen bir tanesi en ün- lülerindendir. Bu derneğin görünüşte başkanı olan Rahip Frew, bir İngiliz ajanıdır. Bu ra- hip efendi, derneğin kurucu üyesi olan dini bütünlerden Said Molla ile birlikte halkı Mıllı Mücadele'ye karşı kışkırt- mak için türlü girişimlerde bulundukla- n gibi, Mustafa Kemal ve arkadaşlan- nın çalışmalannı engelleyen düzenlerde hazırlıyorlardı. Kimileri başanya ulaşan bu düzenleri. kışkırtmalan, Atatürk, Söylev'de belgelere dayanarak gözler önüne koyar. Örtülü amacı bu olan derneğin üyele- ri arasında Padişah Vahdettin ile Sadra- zam Damat Ferit Paşa da vardır. Damat Ferit'in ikinci kez sadrazamlığı sırasın- da kurduğu hükümette içişleri bakanı olarak görevlendirdiği ünlü Ali Kemal de derneğin üyesi olup, derneğin bu gi- bi etkinliklerinı yakından izliyor, Said Molla da kendisini bilgilendiriyordu. Böylece Damat Ferit, Milli Mücadele'yi baltalayan tüm oluşumlan anında öğre- niyor, bunlann kimilerinin sonuçlann- dan yararlandığı gibi, benzerlerini de kendi üretiyordu. Tarihçilerin kendisini kısaca böyle ta- nıttıklan yeni sadrazam, 1919'un 4 Mart günü "Sadaret Mührü"nüeline alıral- maz, öncelinin (selefinin) yanm bırak- tığı "savaş suçluları" sonınuna kendi ısteği doğrultusunda çözüm getirir. Ara- lannda eski sadrazamlardan Said Ha- lim Paşa, Şeyhülislam Musa Kâzım Efendi, eski Meclis ve Âyan başkanla- nnm da bulunduğu 60 kışi, ilk aşamada tutuklanır(lO Mart 1919). Damat Ferit Paşa. böylece Hürriyet ve Itilafçı basının gönlünü aldıktan son- ra ttilaf Devletleri'ninkini de "hoş" et- mek için olacak. Boğazlıyan Kaymaka- mı Kemal Bey, Ermeni göçünden (teh- cirinden) sorumlu görülerek idam ceza- sına çarptınlır ve Bayezıt Alanı'nda ası- hr(8 Nisan 1919). Ne var ki bunun hak- sız bir yargılama olduğu hep ileri sürü- lür. Kaymakamın, Türk halkını katlet- meye hazırlanan Ermenileri, yürürlük- te olan yasaya, aynca hükümetten aldı- ğı buyruğa dayanarak ve hiçbırisinin kö- tü bir muameleye uğramamasına özen göstererek geri bölgelere çektiği görü- şü yaygındır. (9) ttalyanlann kızgınlığı Oysa Damat Ferit Paşa'nın, ttilaf Devletleri'ni yumuşatmak için çırpın- ması boşunaydı, çünkü onlar paylaşım hantasını çizmeyi sürdürüyorlardı: nite- kim 29 nisanda, Antalya'yı ltalyanlann işgal ettiği haberi gelir. Italyan kuvvet- lerinin, "Sizlere karlı dağlara yaslanıp ayaklarınızı ılık denize sokacağınız bir ülkc vaat ediyoruz" dıyen yönetı- cilerin yüreklendirmesi ile Antalya'ya çıktıklan pek söylenemez. Çünkü ttilaf Devletleri'nin bu üçüncü üyesinin öte- ki ikisi ile -özellikle Ingiltere ile- soru- nu vardır. ltalya, Türkiye'nin paylaşı- mından hak ettiğini alamadığı düşünce- sindedir. Gerçekten de böyle bir sorun olduğu ttalya'nın, Antalya'yı işga- linden iki gün sonra ortaya çıkar; Paris banş görüşmele- rinde İngiltere'nin etkisiyle olacak Izmir'in Yunanis- tan'a sunulacağı açıklanır. Bu, Italya'nın sezinlediği. a- ma duymak istemediği bir karardı. Çünkü izmir daha önce üçlü antlaşmaya göre ltalyanlara verilecekti; ltalya ile yapılan bu antlaşmada. Rusya'nın onayı koşulu kon- duğu belirtilir. Rusya'nın çe- kilmesiyle bu koşul, ltal- ya' ya verilen sözden dön- meye neden olacaktır. Öfke- lenen Italyanlar da Akdeniz ve Ege'de harekete geçecek, Marmaris, Antalya'dan son- ra 11 mayısta Kuşadası'na da gireceklerdir. Bu öfke selinden, yararla- narak Konya'ya da bir ta- burlannı salıverecekler. tz- mir çevresini kuşatmayı da sürdürerek' 14 mayıs'ta Sel- çuk ve Akşehir'e varacak- lardır. Yunan Ordusu İzmirde Ne var ki aynı gün, '14 mayıs'ta, Mondros'un baba- sı ingiliz Amiral Sir Calt- horpe yıne sahnededir. Dizi- nin başında bir ara belirtildi- ği gibi, lzmir'in Yunanis- tan'a sunulması görevi ken- disine "bahşedilmiş"tir. Bu görevi gereği amiral, "tz- mir Müstahkem Mevki Komutanı"na bir nota vererek İzmir kentinin Yunanistan tarafından işgal edi- leceğini bildirir. Böylece Yunan "mega- lo idea"sına "start" verilmiş olur. Er- tesi gün, 15 Mayıs 1919'da Yunan ordu- su tzmir'e çıkar. Evet, Yunan ordusu tzmir'dedir. Bilin- diği gibi. tzmir'e ayak basar basmaz da silahsız sivil halka saldınlır. "Zito (Ya- şasın) Venizelos!" diye bağırmayanlar hemen oracıkta süngü ve dipçiklerle ye- re serilir. Askerlik Dairesi Başkanı Sü- leyman Fethi Bey de "Yaşasın Venize- los" dıye bağırmadığı için aynı sonuca uğrar. Evler, dükkânlar yağma edilir. Bu bir ordu değil, Yunan çapulcu sürüsü- dür; çekirgeler gibi Kordonboyu'nu kaplarlar; öyle ınsanlık dışı görünümler sergilerler ki, İzmir Limanı'nda -bir ba- kıma Yunanıstan'a destek olmak üzere- demir atmış olan ttilaf Devletleri gemi- lerinin güvertelennden olup biteni sey- reden erlerden kimileri, dayanamayarak denize atlayıp halka yardıma koşmak is- terler... (8) l. Mahmut Kemal Inal, Osmanlı De- vnnde Son Sadrazamlar, tst. 1940 . (9) Mujassal Osmanlı Tarihi, ht. 1963, cıltö (8,9) Söylev, Belgeler, dlt III, Basıma Haz H. V. Velidedeoglu, 1988, İst. Yarın: Sarayda işgal mahmurluğtı Tarih 29 Mart 1919. Türkiye'nin işgaline, Yunanlılann Izmir'e ve Trakya'ya yerleşmelerine karar veriliyor. Wilson, Clemen- ceau, L. George, Orlando ve Mareşal Foch toplantıda. Efzun askerleri, mağrur biçimde poz veriyorlar. ÇALIŞANLARIN SORULARI/ SORUNLARI YILMAZ ŞÎPAL Aylıksız izin ve Emekli Sandığı 562 sayılı yasa hükmünde kararname 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı'na eklenen Ek Madde 72 ile. aylıksız izinde geçen süre- ler kesenek ve karşılıklan iştirakçi tarafından yatırılması koşulu ile emeklilik haklan yönünden değerlendirilecektir. "EK MADDE 72- Personel kanunlarına göre aylıksız izin- li sayılanlardan aylıksız izinli olarak geçen sürelere ilişkin ke- senek ve karşılıklannı istekleri halinde her ay veya aylıksız izin süresinin bitim tarihini takip eden üç ay içinde başvur- maları ve başvuru tarihindeki katsayılar ve emekli kesenegi- ne esas aylığın hesabına ait diğer unsurlar ile kesenek ve kar- şılık oranları esas alınmak suretiyle hesaplanacak kesenek ve karşılıklannı defaten ödemeleri halinde aylıksız geçen izin sü- releri emeklilik yönünden eski derecelerinde değerlendiri- lir." Bunun yani sıra, 562 sayılı karamame ile Emekli Sandığı Ya- sası'na geçici madde 202 de eklenmiş ve bu madde ile de aylık- sız izin kullanmış. ancak borçlanma hakkını kullanmamış ya da kullanma süresini geçirmiş olan memurlara aylıksız izin sürele- rini borçlanma olanağı getirilmiştir. "GEÇİCt MADDE 202- Personel kanunlarına göre aylık- sız izinli sayılanlardan aylıksız izinli olarak geçen hizmet sü- relerine ait kesenek ve karşılıklannı zamanında ödememiş iş- tirakçilerden bu kanun hükmünde karamamenin yayım ta- rihini takip eden üç ay içinde başvurmalan ve başvuru tari- hindeki katsayılar ve emekli keseneğine esas aylığın hesabı- na ait diğer unsurlar ile kesenek ve karşılık oranlan esas alın- mak suretiyle hesaplanacak kesenek ve karşılıklannı defaten ödemeleri halinde aylıksız geçen izin süreleri emeklilik yönün- den eski derecelerinde değerlendirilir." Kararnamenin geçici 202 maddelerine göre, aylıksız izinlerini emeklilik yönünden değerlendirmeyenler, kararnamenin yayımı- nı izleyen üç ay içinde (25 Ekim 1995'e kadar) başvurmalan ko- şuluyla bu süreleri de Emekli Sandığı kapsamına alınacaktır. POLtTİKA VE ÖTESİ MEHMED KEMAL Mesöer Mahmur Olur... Anamuhalefet partisi, daha yeni tatile girmişken, Istanbul'un bu çöl sıcağında tuttu Meclis'i olağanüs- tü toplantıya çağırdı. Herhalde bu istek Meclis Baş- kanı Cindoruk a cazip geldi ki o da Meclis'i toplan- tıya çağırdı. Şair kendi meclisi için ne demiş: "Bu meclis böy- le kalmaz" demiş. Ne olur? Mestler ; Mahmur ; Olur bir gün.. Ben şu genç yaşımda diyeceğim ama.. genç de- ğil, artık çok yaşlıyım. Bu yaşımda ne mestler gör- düm, ne mahmurlar tanıdım. Ne mestler aynı mest- lerdi, ne mahmurlar aynı mahmurlar. Mestler kendi mestaneleriyle içiyorlardı. Mestanelerin hemdemi mestane gerektir. Veysel mi, Ali Izzet mi, hangisi çıkaramıyorum, şöyle diyesiydi: "En sonunda bir kadehlik canı var." Evet, iç içebildiğin kadar, sonunda kadehin biri son olacaktır. Hiçbir mest, mahmuriuktan kurtula- mamıştır. Her mestin sonunda bir mahmur vardır. Nöbeti birbirine teslim ederler: Böylece bezm-i cem- şitte devran kadehlerle döner, durur. ; Mestse mahmuru var. ! 1950 demokrasisi yıllannda Kore'ye asker gönde- rilmişti. Gene böyle bir yaz sıcağında ismet Paşa, Meclis'in toplantıya çağrılmasını istedi. Herkes şa- şırdı. Hükümet asker gönderecek, muhalefet de bu- na karşı çıkacaktı? Olur mu böyle şey? Meclis as- keri konularda ve dış politikada oybirliğiyle karar alırdı. Hele bir almasın adama komünist derlerdi. Demokrasi gelince ona her karşı çıkan komünist olurdu. Ceza maddesini de değiştirmişler, cezası da idam oluyordu: 141-142'den idam. Sorun çözüldü. İsmet Paşa, Kore'ye asker gönderilmesine karşı değildi de, Meclis'e danışmadan asker gönderilme- sine karşıydı. Şimdi anlaşıldı. Asker gider, ancak Meclis'e karar onaylatılır. Yıllar geçtikçe, demokrasimiz eskidikçe asker gönderildi, asker de çekildi, neler olmadı? Kore'ye askeri, Birleşmiş Milletler gönderiyor, biz- den de bir tabur isteniyordu. Bir tabur olur mu? Bir alay, hatta bir tugay gönderilmeliydi. Komünistlere karşı asker gönderilmesi için canımız kurbandı. So- nunda şurasından, burasından ekleyerek gönderi- len biriik bir tugay oldu. Bu arada bir şey daha söyleyeyim, gazetecileri- mizden birkaçı "Kore'ye asker gönderiyoruz" diye yazdığı için "askeri sıhan açıkladı" diye mahkeme- ye bile verildi. Mahkeme, asker, sevkıyat derken Ko- re'ye askeri gönderdik, kahramanlık haberleri de geldi. Birliğimiz Kunuri'de düşmanla karşılaştı, Ku- nuri çöllerinde önüne kattı, Kore topraklarında za- ferler verdi. Bir savaş muhabırimiz bunlan yağlıca ballıca anlattı. Ha, bu arada bir not daha: Yıllar sonra Amerika'yla aramızda bir çıngar çıkın- ca ne kadar Kore gazimiz varsa hepsi birden aldık- lan madalyalan geri verdiler. Gazeteciler "Niye geri veriyorsun?" diye sorariar. Akdıkian yanıt "Birişeya- ramıyordu" olur. Gazeteciyi bu kez de "Kore gazilerini küçümsû- yor" diye mahkemeye verdiler. Meclis toplantıya 'olağanüstü' çok çağrılmıştır. örnekleri ortadadır. 1950'den bu yana 45 yıl geç- miş. Neler olmuş, neler olmamış saymakla bitmez. Emeğe saygı yürüyüşünde bir işçi TV'ye söylüyor- du: "Kendi maaşlan oldu mu birçırpıda çıkanrlar. Bi- zim maaş olunca sırtlannı dönerter." Öyledir. . ! B U L M A C A SEDAT YAŞAYAM 1 2 3 4 5 6 7 SOLDANSAGA: 1/Bilimselbirso- runu incelemek yadasiyasal.ekc- nomik, diploma- tik sorunlan tar- tışmak için yapı- lan akademık top- lanü. 2/ Ahlakbi- lim... Mezopo- tamya'da kurul- muş eski bır uy- garlık. 3/ Hıristi- yan. 4/ Biryıllık kuzu... Madenci- likle ilgili bir ku- 9 ruluşumuzun kısa yazılışı. 5/ Fenike mitolojı- sinde en büyük tann... Ka- yınbirader... Köpek. 6/ Yer- leştıği sarayda türlü entnka- lar çevirmiş ünlü Rus papa- zı. II Ayak direme... Evren- sel alıcı olan kan grubu. 8/ Güney Afrika Cumhuriye- ti'nin plaka işareti... Ses... Oyunda cezalı çocuk. 9/ Tahmin. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Balıkçılann denizde sığljklan belirtmek için lcullandık- lan işaretlerin tümü. 2/ Bilgisiz, kültürsüz kimse... lmkân. 3/ lletişim dizgesi birliği... Tslam ülkelerinde kullanılan bir tür tahıl ölçüsü. 4/ Boyu yüz metreyi aşabilen bir ağaç. 5/ Piyasaya mal çıkartma; arz... Briçte sanzatunun kısa yazı- lışı. 6/ "Eyvah ne — ne yâr kaldı / Gönlüm dolu ah ü zâr kaldı" (Abdülhak Hamit)... Verme, ödeme. 7/ Kategori... Avrupa'da büyük bir yanmada. 8/ Canfese benzeyen bir tür ipekli kumaş... Bizmutun simgesı. 9/ Kullanma süresi... Alevi-Bektaşı törenlerine verilen ad. İLAN DOĞANŞEHİR ASLİYE HUKUK (İŞ) HÂKİMLİĞİ'NDEN EsasNo: 1994/314 Davacı SSK Genel Müdürlüğü vekili Av. Serdar Mete tarafından davalı Mustafa Palaz aleyhine mahkememize açılan alacak davasının yapılan yargılaması sırasmda verilen ara karan uyannca; Yapılan tüm araştırmalara rağmen davalının açık kimliği ve tebligata yarar açık adresi tespit edileme- diği ve kendisine dava dilekçesi, duruşma günü tebliğ edilemediğinden adı geçene ilanen tebligat yapıl- masına karar verilmiş olduğundan, Tüm araştırmalara rağmen duruşma günü tebliğ edilemeyen davalı Mustafa Palaz'ın, yargılamamn atılı bulunduğu 26.9.1995 günü saat 09.00'da adliyemiz duruşma salonunda hazır bulunması veya bir vekil tarafından temsil edilmesi, hazır bulun- madıği veya bir vekii tarafından temsil edilmediği takdirde tahkikat ve yargılamaya yokluğunda devam olunacağı ve karar verileceği hususu tebliğ yerine kaim olmak üzere ilanen tebliğ olunur. 13.06.1995 Basın: 28746
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle