Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
12 AĞUSTOS1995 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
EKONOMI
EmJakbank'tan
konut tanıtımı
• Ekonomi Servisi (AA) -
Emlak Bankası'nın
Gebze'deki Mutlukent ve
Bakkalköy'de yapılmakta
olan Ataşehir toplu konut
projeleri kamuoyuna
tanıtıldı. Yetkililerinin
vediği bilgiye göre her iki
proje ile toplam 23
konutun yapımı
planlanıyor. Mutlukent
projesi ile belediyenin
Gebze'de izin verdiği 10
bin konutluk toplu konut
alanının 3 binlik kısmını
gerçekleştirmeyi planlayan
Emlak Bankası, bunun
1406 konutluk kısmını
tamamladı.
Banka. konutlann değerini
600 milyon ile 1 milyar
600 milyon arasında
belirledi.
DTO'da barış
rüzgâplan
• İSTANBUL (AA) -
Deniz Ticaret Odası (DTO)
Yönetim Kurulu, oda
meclisine. istifaeden
meclis baskanı Eşref
Cerrahoğlu'nun görevine
devam etmesi konusunda
karar almasını tavsiye
edecek. DTO Yönetim
Kurulu Başkanı Cengiz
Kaptanoğlu, DTO'da hiçbir
sorun bulunmadığını,
yaşananlann ise bir ailenin
iç meselesi oldugunu
kaydetti.
Pamukta fiyat
pazarlığı
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Pamuk üreticileri,
tekstılciler ve konfeksiyon
üreticileri, pamuk
destekleme alımlannda
1993 yılında uygulanan
prim sisteminin yeniden
uygulanması için görüş
birliğine vardı. Üreticiler,
pamuk ihracatında alınan
fonun kaldınlmasını,
tekstilciler de korunmasını
savundu. Dış Ticaret
Müsteşan Nejat Eren,
görüşleri ilgili makamlara
ileteceğini bildirdi.
Marmarabank'a
suç duyurusu
• ANKARA
(Cumhuriyet Biirosu) -
Sermaye Piyayası Kurulu
(SPK), açığa repo işlemleri
nedeniyle Marmarabank
yöneticileri hakkında ve
Ar Menkul Değerler AŞ
yöneticileri hakkında
cumhuriyet savcılığına suç
duyurusunda bulunacağını
bildirdi. SPK'den yapılan
açıklamada, Marmara
Bankası AŞ'ce
gerçekleştirilen repo
işlemlerinin, açığa repo
niteliğine dönûştüğü
belirtilerek repo
işlemlerinin
karşılığında menkul
kıymetlerin bulunmadıgı
kaydedildi.
ŞİRKETLERDEN
• YATAŞ Romanya'daki
beşınci mağazasını açtı.
• KEGLEVİCH Italyan
içki markası
Keglevich,
lOfarklı
aromalı
votkafltavun,
şeflali.
limon,
kahve, nane, muz,
hindistancevizi, ahududu,
çilek ve liqirizia otu) ile
Türk piyasasına girdi.
• AMERtKAN SOYA
BİRLİĞİ (ASA) Mudurnu
Tavukçuluk işbirliğiyle
Abant'ta basın mensuplan
için bir "Yayla Partisi"
düzenledi.
• DEMİRBANK'ın 1995
yılı 6 aylık net kan 2
trilyon 389 milyar lira
olarak açıklandı. «
• KOÇBANK'ın Şamsun
şubesi hizmete girdi.
• PAMUKBANK Genel
Müdürlügü'ne
Orhan
Emirdağ
getirildi.
• BAŞAK
SlGORTA S.S Istanbul
Batı Yakası Kumculan
Üretim ve Pazarlama
Kooperatifleri Ambarlı
Deniz Tesisleri'ne ait
iskele, nhhm ve kara
gnıplannı yangın ve ek
teminatlar kapsamında
gü\encesi altına aldı.
• PYRAMIDJEANS
Amerika'ya ilk ihracatını
[eıçekleştirdi.
BORÇELİK'e Dünya
Bankasî kredi kuruluşu
IFC tarafindan üç yıl
ödemesiz sekiz yıl vadeli
25 milyon dolar yatınm
kredisi verildi.
• UNIVERSAL HAYAT
SİGORTA sigortalılanna
surduğu Sınırsız Sağlık
Sigortası kapsamında
hizmet veren Alman
Hastanesi'ni yetkili
acentelenne tanıttı.
80 bin lirayı yetersiz bulan fındık üreticileri, Çiller ve Çetin'e protesto yağdırdılar
Fuıchk tabanfiyatıııaisyanBÜLENT SARIOĞLU
GİRESUN- Fındık taban
fiyatıru 80 bin lira olarak
açıklayan Başbakan Tansu
ÇSter ve CHP Genel Başka-
nı ve Başbakan Yardımcısı
Hikmet Çetin, üreticilerin
yoğun protestosuyla karşı-
laştılar. Giresun'da düzenle-
nen mitingde öncelikle 1.7
dolarhk (80 bin TL) fındık
taban fiyatıru açıklayan Hik-
met Çetin, "yuh" sesleri ara-
sında konuşmasını zorlukla
tamamlarken, kente bol vaat-
te bulunan Başbakan Tansu
Çiller, protestolardan kıs-
men kurtuldu. Çiller, yûksek
iç ve dış borç rakamlanna
karşın, hükümetin iç ve dış
borç bırakmadığını, döviz
kasalannı doldurduğunu sa-
vunarak, "Ben diğer politi-
kacüar gibi gelip dalkavuk-
luk yapmadım. Gerçeği ney-
se onu söyledim" dedi.
Hükûmet, birkaç gün sü-
ren propaganda çalışmalan-
nın ardından findık taban fi-
yatmı açıklamak ûzere gitti-
ği Giresun'da ûreticinin yo-
gun tepkisiyle karşılaştı. Fm-
dık taban fiyatını, 2.5 dolar
(115 bin lira) olarak bekle-
yen Giresunlulara. belediye
meydanında, Çiller'den ön-
ce hıtap eden Çetin, Karade-
nizlinin tek geçim kaynağı
• Fındık taban
fiyatını 2.5 dolar (115
bin lira) olarak
bekleyen
Giresunlular,
Başbakan Tansu
Çiller ve Yardımcısı
Hikmet Çetin
tarafindan, Giresun'da
düzenlenen mitingde
1.7dolan(80binTL)
duyunca isyan etti.
•Çetin, 'yuh' sesleri
arasında konuşmasını
zorlukla tamamlarken,
kente bol vaatte
bulunan Başbakan
Çiller, protestolardan
kısmen kurtuldu.
olan findık ve çaya emeği-
nin karşılığını verdiklerini,
bununIa yetinmeyip bu böl-
geye sanayiyi getirmeye ça-
lıştıklannı söyledi.
Fındık taban fiyatını 1.7
dolar (80 bin TL) olarak
açıklayan Hikmet Çetin, mi-
ting meydanını dolduran
yaklaşık 2 bin kişinin "yuh"
sesleriyle yoğun protestola-
n üzerine, "Aniatacağnn,aıı-
latacağım. Ben geçmis yılb-
n da biliyorum. Söyieyece-
Fındık fiyatını açıklayan Tansu Çiller ve Hikmet Çetin yuhalandılar.
ğbn, söykyeceğun. 12 ay fin-
dıkparalannızı alamıyordu-
nuz" dedi. Protestolann ke-
sifmemesi üzerine Çetin,
"Bu böyie kalmayacak. Do-
lar yükseklikçe findık fiyan
da yükselecektir. Sadeceiçer-
de satarak findığı hallede-
mezsiniz. Dünya fiyatlan
yükseldikçe l>i/ de findık fi-
yatını yükselteceğizr
'dıye
halkı yatıştırmaya çalıştı.
Ancak bunu başaramayan
Çetin. "Size başka anlata-
caldarun da var" diyerek
DYP-CHP hükümetinin te-
rörle mücadele çabalanna
geçti.
Çiller'e ölçülütepki~
Miting alanındakilerin bir
bölümü Çetin mikrofonu bı-
rakana dek tepkilerini sürdü-
rûrken, bazı vatandaşlar da
alanı terk etti.
Çetin'in ardından kürsüye
gelen ve "Karadeniz'in yü-
rekli insanlan. AUah'ın sela-
meti üzerinize olsun" diye
sözlerine başlayan Başba-
kan, mitingin ön sıralannda-
ki bir grup DYP'li tarafindan
alkışlanırken, genelde halk
sevgi gösterisinde bulunma-
dı. Çiller, konuşmasının bir
bölümünde isim vermeden
ANAP'ı eleştirirken, "Size
geHp bu isler iyi gftmiyor di-
yenler var. Ben sizden hep fe-
dakâriık istcdim. Diğer poJi-
tikacılar gibi gelip dalkavuk-
luk yapmadun. Işin gerçeği
neyse onu söyledim. Bir kez
daha alnım açık. başım dik
sizin yanuııza geByoruın'' di-
ye konuştu.
Başbakan Çiller, üstü ka-
palı olarak RP'yi eleştirir-
ken, Osmanlfdan beri bin
yıllık tarıh boyunca Anado-
lu'nun hep ileri gittiğini, an-
cak şimdi bu süreci bin yıl
geriye çevirmek isteyenlerin
bulunduğunu ilen sürerek
"Şimdi siz bunlarla nıı oia-
caksunz, yoksa benimle mi
gideceksiniz" dıye sordu.
Çiller, "İstiyonızİdkendidi-
nimizde ben ne muthı Müs-
lümanım diyerek, basımızı
göklere değecek kadar dik
rutarak, camimizi de Bab'ya
götürelim,- Avnıpa'nın orta-
sına koyalun" görüşünü dıle
getirdi. Fındık taban fîyatla-
nna konuşmasının sonuna
doğru kısaca değinen Çiller,
1990 yılında findık üreticisi-
nin cebine 4 trilyon lira gir-
diğini, ancak bu yıl bu raka-
mın 45 trilyon lira olarak
gerçekleşeceğini söyledi.
"Fındığı dünyaya döviz üze-
rinden satabâeceğiz. Sadece
findığa döviz üzerinden fiyat
veriyonım'"dı\e halkı yatış-
tırmaya çalışan Çiller, Gire-
sunlulara havaalanı, üniver-
site, otoyol ve organize sa-
nayi bölgesi sözû verirken
kısmen alkış topladı.
Karann arkasında et lobisi bulunduğu ve bazı firmalann büyük vurgun yapacağı ileri sürüldü
w
Itlıal et' tarbşması büyüyorANKARA (Cumhuriyet Büro-
su)-Hükümetin, 60 bin ton kemik-
siz et ıthalatına izın vermesinin şaş-
kınlığı sürüyor. Hayvancılık ve et
üretimiyle ilgili meslek kuruluşla-
n, ithalat iznınin arkasında **et lo-
bisi''nin bulunduğu görüşünü sa-
vunurken "bazı firmalann büyük
vurgun yapacağma" dişlun kuşku-
lan bulunduğunu belirttıler.
Kasaplar Derneği Başkanı Sa-
bahattin Sankaya Cumhurrvet'in
konuya ilişkin sorulannı yanıtlar-
ken, İcemiksiz et ithaline izin veril-
mesinin tüketicinin isteği olmadı-
ğını ileri sürerek"tthalineizin veri-
lenler. bonfile. biftek, kontrfile gibi
lüks etler. Bunlan halkın ahnasıza-
ten mümkün değü" diye konuştu.
Et ithalatının kısa vadede fiyatla-
nn dengede tutulmasını sağlayaca-
ğpı vurgulayan Sankaya, şu gö-
rüşleri dile getirdi:
"Bana göre keıruksiz et ithaline
izin verilmesinde. et tthal eden. bir
elin parmaklannı geçmeyecek sa>>
daki rüccaıiar ve büyük et holding-
lerinin lobi faaliyetleri ctkin olmuş-
tur. Getirilen etier büyük otellere,
turistik merkezlere gönderüecek ve
onüarda satüacak."
Cumhuriyetin ilk yıllannda Tür-
kiye'nin hayvancılık sektöründe,
en önde gelen ülkeler arasında yer
aldığını kaydeden Sankaya, son
yılllarda hükümetlerin uyguladığı
yanlış politikalar nedeniyle, hay-
vancılığın öldürüldüğüne dikkat
çekti.
Vardarlı: Bundan büyük kötülük olmaz
Ekonomi Servisi- Tür-
kiye Süt, Et, Gıda Sana>i-
cileri ve Üreticileri Birli-
ği, enflasyon artışına çö-
züm olarak et ithalatı yo-
luyla çözüm getirme ka-
rannm, hayvancılık sek-
törünü yok edecefini id-
diaeti. Fiyatlardaki artışm
ithalat yoluyla engellen-
mesine dayanan ekono-
mik politikalann
1986'dan beri başansız-
lıkla sonuçlandığına işa-
ret eden SETBÎR Ba^ka-
nı Doğan Vardarlı hay-
vancılık sektörünün et it-
halatı ile iyice zayıflayan
üretim gücünün son kararla tamamen yok
olacağını belirterek "Enflasyonun,toptan
esya fiyatlanndaki arbsın ha\vancüıktan
kaynaklandığı öne sürülüyor. Halbuki tem-
muz a> ında toptan esya fr> aüanndaki ha\ -
vancıuğuı etkisi yalmzcayanm puandır. Et
ithalatı karan kısa vade-
li bir politik karar oJup,
tüketici ve üreticiye yö-
nelik dengeli bir piyasa
rı>-atının oluşmasına ne-
den olacak bir sonuç ge-
tirmeyecektir'
1
dedi.
Vardarlı şöyle devam
etti: "10 mflyon mutiu
Idşi yer. 50 mihun \atan-
daşımızın kasap çengeli-
ne teknik olarak bu etler
asümaz. Bir sığır karka-
sının ancak vüzde 1-2'si
bonfile gibi krymetli et-
tir. 10 bin ton kıv metli et,
AB'de kı> metli et üreti-
minin önemli bir bölü-
müdür. 10 bin ton kı> metli et, 1 miKon ton
karkastan çıkar. Bu kararname ile 10 mil-
yon kişinin şarkülerisini iki \ıl için kurta-
ran, 50 miKon kişHi badran imzalar, ülke-
ye büvük bir kötülük > apabilme imkânını
bundan böyle bulama>acaktır"
ithal ette dağıtım esasları belirlendi
ANKARA (AA) - Dış
Ticaret Müsteşarlığı
(DTM), ithaline izin
verilen 60 bin tonluk taze
veya soğutulmuş
kemiksiz sığır eti ile
dondurulmuş sığır etinin
30 bin tonluk kısmının
nasıl dağitılacagına
ilişkin usul ve esaslan
belirledi.
DTM yeıkilileri, kalan
30 bin tonun dağıtımının
ise ihtiyaca göre daha
sonra belirleneceğini
bildirdiler. DTM'nin
tcblıği, dünkü Resmi
Gazete'de yayımlandı.
Tebliğ, izin verilen 50 bin
tonluk taze ve
soğutulmuş kemiksiz
sığır etinin 25 bin tonluk,
10 bin tonluk
dondurulmuş etin de 5
bin tonluk kısımının
dağıtım esaslannı
düzenliyor.
Buna göre, taze veya
soğutulmuş
kemiksiz sığır eti ithalatı
için et ve balık
kombinalan, özel
kombinalar veya soğuk
hava depolan bulunan ya
da bu amaçla kombina
veya soğuk hava depolan
kiralamış bulunan ihtisas
sahibi firmalar
basvurabilecekler.
Dondurulmuş sığır
etlerinden kıymctli etlerin
ithalatı için de
dondurulmuş eti
muhafaza edebilecek
soğuk hava deposuna
sahip ihtisas firmalan
müracaat
edecekler.
Veteriner Hekimleri Derneği
Yönetim Kurulu Üyesi MeJiha Yıl-
maz, ette fiyat istikrannın sağian-
ması için üretimin arttınlması ge-
rektiğini belirterek, kemiksiz et it-
halatından. hayvancılığın ve ülke
ekonomisinin zarar göreceğinı
söyledi. Alınan kararda et ithalinin
Avrupa Birliği ülkelerinden yapıl-
ması koşulunun konduğuna dikkat
çeken Yılmaz,uygulamayı, "AB'ye
girme tavia" olarak değerlendirdi.
Öz Gıda-lş Genel Sekreteri Sa-
lim Ushı, hükümetin kemiksiz et it-
hali konusunda aldığı karan eleş-
tirerek "Deviet ha>-vancılıgı konı-
yacağını ve geliştireceğini söylüyor.
Tedbir aldığını öne sürüyor. Bakı-
yorsunuz. altmdan et ithali çıkı\or.
Et ithalitüketkiye çokpahahya mal
olacak. Aynca getirilen etlerin kay-
nağuun nasıl saptanacağı beDj de-
ğü"diye konuştu.
Hükümetin hayvancılık politika-
sını eleştiren Uslu, şöyle devam et-
ti:
" Devlet bir yandan EBK'yi ka-
patıyor. Bir yandan da Ziraat Ban-
kası'na 440 mirvon dolar sermaye-
t, hayvancılıkla ilgili bir şirket kur-
dunıyor. Halbuki o şirketin yapa-
caklannı EBK çokdaha nuıtabl bir
şekilde \apabüir." Birleşmış Mil-
letlerGı"da Teşkilatı (FAO) tarafin-
dan hazırlatılan bir raporda Türki-
ye'de hayvancılığın desteklenme-
mesi gerektiğinin bildirildiğini
söyleyen Uslu, "Hükümet bu ra-
poru uvgulamayı bir göre\' olarak
kabul etmiş görünüyor^dedi.
Iç borcun çözümünü enflasyonun artmasında bulan dernek, dışanda Doğu'ya yönelmeyi önerdi
MÜSIAD: AB yerine Ipekyolu Birliği
Ekonomi Servisi- Müstakil Sa-
nayici ve Işadamlan Derneği (MÜ-
SİAD), Türkiye'nin iç borç yükün-
den kurtulması için enflasyon artı-
şmı çözüm olarak getirirken, dış ti-
carette de, Avrupa Birliği yerine,
Ipekyolu Birliği'ni önerdi.
Ekonomi Muhabirleri Derneği.
bu ay MÜSlAD Genel Başkanı
Erol'Yarar'ı konuk etti. NÎÜSl-
AD'ın hazırladığı "The Turldsh
Economy-1995" (1995-Türkiye
Ekonomisi) adlı raporu tanıtan Ya-
rar. Türkiye'de makro ekonomik
politikalardaki hatalarzincirinin de-
vam ettiğini söyledi. Faiz ödemele-
rinin bütçe gelirlerinin yansım aş-
tığını ifade eden Yarar, giderek ar-
tan iç borç stokuna çözüm olarak,
enflasyon artışını önerdi. Sanayici-
nin, yüksek enflasyon ortamından
• MÜSİAD'ın, Türkiye'nin dış
ekonomisini Brüksel'e endeksleyen bir
anlaşmaya karşı oldugunu kaydeden
Başkan Erol Yarar, AB'ye alternatif
olarak Ipekyolu Birliği projesini
geliştirdiklerini söyledi.
• Yarar, Ipekyolu Birliği'nin; Türki
cumhuriyetlerden İran, Pakistan'a
uzanan, Japonya'da biten hattı kapsayacağını kaydetti.
MÜSİAD'ın Türkiye'nin dış
ekonomisini Brüksel'e endeksleyen
bir anlaşmaya karşı oldugunu kay-
deden Yarar, MÜSlAD'ın Avrupa
Birliği'ne alternatif olarak Ipekyo-
lu Birliği projesini geliştirdiğıni
söyledi. Türkiye'nin, kendisi üze-
rinde siyasi baskı oluşturmayacak
\ e ithalat yapabileceği ülkelerle bir
zararlı çıkmayacağını kaydeden Ya-
rar. "İç borçİann kısmi monetizas-
yonla halledflmesi gerektiği görü-
şündeyiz" dedi.
Döviz kuru artış oranlanrun enf-
lasyonun allında kaldığına dikkat
çeken Yarar. "Türkiye'de suni bir
kur poütikası izlenhor. nerede kal-
dı Hberal ekonomi^diye konuştu.
ekonomik birlik oluşturması gerek-
tigini ileri süren Yarar, Ipekyolu Bir-
liği'nin; Türki cumhuriyetlerden,
İran, Pakistan'a uzanan. Japonya'da
son bulan hattı kapsayacağını kay-
detti.
Hükümetin vergi politikalannı da
eleştiren Yarar "Fafeden vergi alma-
\ıp, sanayicinin kazancının yansını
alnıak meşru değildir. KD\ "nin
yüzde ikilere, üçjere indirtbnea ge-
rekir'" şeklinde konuştu.
Yarar, TOBB'un hazırlattığı Gü-
neydoğu Raporu'na olumlu bakma-
dıİdannı dile getirerek, şöyle ko-
nuştu: "Raporda baa uluslararası
haber aima örgütieriniıt hazırladığı
raporlann sonuçlanyla benzeıiik-
ler görüyoruz. Bu da rapora gölge
düşürmüştür. Aynca TOBB mevzu-
annda siyasi araştumalar yoktur." MÜStAD Başkanı Yarar.
K O N U K YAZAR / MUSTAFA ÖZYUREK (Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali MüşaviHer Odalan Birliği Gen.Başk.)
Vergi beyannamelerinin imza ve tasdiki 12Toplumun ihtiyaç duyduğu bir müessese-
den vazgeçilmesi, herkese zarar verir. Onun
için hükümet ve Maliye Bakanlığı, vergi be-
yannamelerinin imza mecburiyetinin devam
ettiğini, 1996 yılı mart ve nisan aylannda
verilecek 1995 takvim yılına ait gelir ve ku-
rumlar vergisi beyannamelerinin TÜR-
MOB'dan ruhsat almış serbest muhasebeci
mali müşavirtarafından imzalanması gerek-
tiğini, beyannamelerini imzalatmayan mü-
kelleflerin takdire sevk edileceğini açıkla-
mıştır. Yukanda belirtilen sınırlar içinde ka-
lan gelir ve kurumlar vergisi beyannamele-
ri mutlaka ruhsatlı meslek mensubu tarafin-
dan imzalanacaktır. imza mecburiyeti, 4008
sayılı yasa ile Vergi Usul Kanunu'na ekle-
nen mükerrer 227'nci maddeye dayanmak-
tadır. Verilen yürütmeyi durduıma kararlan,
imza mecburiyetini değil, defter tutma söz-
leşmesi yapma mecburiyetini kapsamakta-
dır. Yasanın açık hükmü ve Danıştay karar-
lan da dikkate alındığında imza mecburiye-
tinin devam etmekte olduğu tartışmasızdır.
Maliye Bakanlığı 30.07. 1995 günlü Res-
mi Gazete'de yayımlandığı 18 nolu tebliğ ile
yeminli mali müşavir tasdikini gönüllü (is-
teğe bağlı) hale gelmiştir. Ancak gönüllü ola-
rak vergi beyannamesini yeminli mali mü-
şavirlere tasdik ettirenlere önemli avantajlar
tanınmıştır. Bu mükelleflerden, yatınm indi-
rimi yeniden değerleme ve kurumlar vergi-
si istisnalanndan yararlanmak için aynca ye-
minli mali müşavir tasdik raporu istenmeye-
cektir.
Diğer taraftan gelir ve kurumlar vergisi
beyannamelerini tasdik ettirenler, KDV ia-
de ve mahsubundan herhangi bir sınırlama
olmaksızın yeminli mali müşavir tasdik ra-
poruna dayalı olarak yararlanabileceklerdir.
Yeminli mali müşavirlerce tasdik edilen
vergi beyannameleri, yetkili memurlarca in-
celenmiş belge olarak kabul edilecektir. Ak-
tif toplamı 30 milyar ve net satışlan 60 mil-
yan (Tekel, tüpgaz, akaryakıt bayilerinde bu
hadler 60 ve 120 milyan) aşan mükellefler
vergi beyannamelennı tasdik ettirmezlerse,
Maliye Bakanlığı bu beyannameleri öncelik-
le incelemeye alacaktır. Bu hadlerin altında
kalan mükelleflerin vergi beyannamelerini
serbest muhasebeci veya serbest muhasebe-
ci mali müşavirlerce Vergi Usul Kanunu'nun
mükerrer 227'nci maddesi kapsamında im-
zalanmak mecburiyetinde olduğu için ye-
minli mali müşavirlerce, tasdik edilmediği
gerekçesi ile öncelikle incelemeye alınma-
yacaktır. Hiç kuşkusuz, gerek yeminli mali
müşavirlerce tasdik edilen ve gerekse serbest
muhaebeci veya serbest muhasebeci mali
müşavirlerce imzalanan vergi beyanname-
leri de teftiş ve incelemeye tabi tutulabilir.
Devletın bu konulardaki yetkisi saklıdıt
Vergi beyannamelerinin tasdiki veya im-
zası, mükellefleri vergi kanunlan ve muha-
sebe kurallan açısından doğru beyana yön-
lendinnek, yanlış yapmalan önlemektir. Be-
yannameleri tasdik eden veya imzalayan
meslek mensubu mükellefle birlikte sorum-
ludur. Tasdik ve imza müessesesi mükellef-
lere bir güvence getirmektedir. Devlet ise bu
yolla vergi kanunlanna ve muhasebe ilkele-
rine uygun defter tutulmasını ve beyanda bu-
lunulmasını sağlamaktadır.
fleride vergi incelemesi ve cezalı vergi
ödemesi ile karşılaşmak istemeyen mükel-
leflerin gecikmeden serbest muhasebeci, ser-
best muhasebeci mali müşavir ve yeminli
mali müşavirlerle anlaşma yapması ve 1996
Mart ve Nisanı'nda vergi dairelerine verile-
cek olan gelir ve kurumlar vergisi beyanna-
melerini imzalatması veya tasdik ettirmesi
gerekmektedir.
Şikâyetçi olduğumuz yüksek enflasyonun
temel nedeni kamu giderlerinin toplanan ver-
gilerle karşılanamamasıdır. Kamu açıklan-
nın borçlanarak ve/veya para basarak kapat-
maya çalıştıkca enflasyon düşürülemez. O-
nun için vergi kayıp ve kaçağını önlemek
kayıtdışı ekonomi ile mücadele etmek için
geliştirilmış çağdaş bir müessese olan. ver-
gi beyannamelerinin meslek mensubu tara-
findan imzalanması ve tasdikini savunmak
gerekir. Bütün Batıh ülkelerde uygulanan bu
yöntemlere karşı çıkmak yerine geliştinne-
ye çalışmak, adil bir vergi düzeni, enflas-
yonsuz dengeli bir ekonomi isteyen her va-
tandaşın görevidir.
İŞÇİNİN EVRENİNDEN
ŞÜKRAN SONER
Bütünü Görmeden
Ressam Elif Naci'yi tanımış olanlar gülümseyerek
anımsayacaklardır. Bütün güzelliklerle ve de kadının es-
tetiği ile çok yakından ilgiliydi.
Birinin gözleri, bir diğerinin boynu, bir başkasının el-
leri, saçları... Bütünün tek tek parçalannı ayırarak be-
ğenisini ortaya koyuşuna bir türtü aklım errnezdi. Tek
tek âşık oldugunu söylediği kadın bedenlerine ait par-
çalan belleğimde olsun bir araya getiremez, bir bütün
yaratamazdım. Elif Naci Bey'in çok fazla kadını birden
sevmek, gönlünü hoş tutmak için gerekçe yarattığına
inanırdım. Bence Elif Naci bütün kadınlan ve bütün gü-
zellikleri, yaşamı çok sevmeyı bilmiş, çok özel insanlar-
dan biriydi. Dolu dolu yaşadı. Arkasında çok hoş, sev-
gi yüklü anılar, çok değerli sanat ünJnleri bırakarak bu
dünyadan göçüp gitti.
Elrf Naci Bey'i neden mi anımsadım?
Sabah televizyon kanallanndaki haber programlannı
ızleyip gazeteleri okurken gözüme batan aynmcılıktan.
Yaşamımızdakı her biri bir başka telden çalış, akıl almaz
bir bencillik, çıkar çatışması, ideolojik aynmcılıklann
ürünü.
Insan haklan havarisi kesilenler, dünyada ve ülkemiz-
de, bizi şu günlerde çok ilgilendiren iki önemli konuda
birini yaşamın ekseni yapıp dığerini yok sayma eğilimin-
deler. Kimıleri Bosna'daki insan haklan ihlalleri ile yatıp
kalkıyor, kimıleri için ise varsa yoksa Güneydoğu ve en
son Tunceli olaylan. Ikisine birden aynı ölçüler içinde,
aynı duyarlılık ve aynı standartlarla yaklaşabilen kaç ki-
şivar?
Bosna'ya yaklaşırken ölçüyü haklılık, insan haklan sı-
nırlan içinde tutmaktan öylesine uzak düşüyoruz ki..
Eski Yugoslavya topraklannda doğmuş bir göçmen o)a-
rak orada yaşanan acılara ozel yakınlığım olduğu hal-
de, bu bağnaz ırkçı, dinci, objektif olmayan yaklaşım-
lardan ürküyorum. Acılannı paylaşmaya çalıştığımız
Boşnaklan, Slav ırkından Müslüman olmuş bir halkı,
Türk ırkındanmış gibi sahiplenmeye hakkımızyok. Müs-
lüman olmasalardı, uğradıklan vahşete karşı çıkmaya-
cak, bugünkü duyariılığımızı göstermeyecek miydik?
Elbette tarihten gelen yakınhğımız, sorumlulugumuz
da olacak. Ama yüzyıllar öncesinden içimizde komp-
leks olarak kalmış fetih içgüdüleri içinde çözümlerara-
mak yerine, Boşnak, Sırp, Hırvat, Karadağ, Arnavut,
Makedon, Sloven iç içe girmiş halklann birbirlerini ke-
sip biçmeden, birlikte aynı topraklan nasıl paylaşabile-
ceklerine çözüm üretmek durumundayız.
Hiç şüpheniz olmastn, topraklan şehirşehir, yaşayan
halklara göre bölemeyeceginize göre en çağdaş çözüm
Tito'nun gerçekleştinmeye çalıştığı çok küttüriü toplum
modeliydi. Ne yazık ki halklara bu gerçeği öğreteme-
den öldü. Batı'nın çifte standartlan, daha doğrusu çı-
kartan "böl veyönetten yanaydı. Irkçı, dinci duygular-
la çok fazla oynandı. Koşullar da çok uygundu. Şimdi
Batı'yı da ürküten kanlı birhesaplaşma boyutunda, kim-
se sağlıklı çözüm üretemiyor.
Ortadoğu üzerindeki Batı çıkarlan, her zaman Türki-
ye üzerinde de büyük oyunlar oynanmasını gerekli kılı-
yor. Yaşadığımız Güneydoğu sorununda bu oyun ve he-
saplann da çok büyük katkısı oldugunu biliyoruz. An-
cak Güneydoğu ve PKK terörüne karşı, Kürt sorununa
çözüm üretirken ne kadar sağlıklı bakabiliyoruz? TO-
BB raporu üzerindeki kısırtartışma bile tek başına, ola-
ya ne kadar sağlıksız, önyargılanmızla baktığımızın ti-
pik bir göstergesi. Kimı insan haklan çıkışlannın arka-
sında Kürtçülük, PKK yandaşlığı gizlenıyor Kimi devle-
ti, ülke bütünlüğünü, çıkariannı savunma paravanası-
nın arkasında ağır insan haklan ihlalleri yaşanıyor.
Devlet terörü ve insan haklan ihlallerinin karşısında
olup PKK terörünü yok etmek üzere, Sevr'i savunma-
dan Lozan'ın yanında olarak ülke bütünlüğünü koruyan;
ama Kürt gerçeğini de tanıyan çözümler üretmeyı be-
ceremez miyiz?
Bosna için, Güneydoğu için, dünyanın her yerinde
olup bitenler için evrensel değerler ve standartlarda çö-
züm üretebilirsek elbette. Ama bunu Batı, çıkarlan için
bilinçle yapmadığı gibi biz de çıkarlanmıza aykın olarak
bilinçsizce beceremiyoruz.
Çok kolay birleşilebilecek konular ve çıkariarda bile
ne kadar ilkel ve becenksiziz.. Örneğin bir anayasa de-
ğişikliği gündemdeydi. Kamu çalışanlan sendikal hak-
lan için sokağa döküldüler. Örgütiü işçiler konu onlan
ılgılendirmiyormuş gibi seyrettiler. Kamu çalışanlan yal-
nız kaldılar ve anayasa değışikliğı üzerinde yeterii etkin-
lik sağlayamadılar.
Sonra sıra kamu işçilerine geldi. Onlann toplu söz-
leşmelerinde hükümet, karşılanna haklanna sahip çık-
mayı düşünmedikleri kamu çalışanlannı çıkardı. "Me-
murun üç katı ücret alan işçiye zam yok" dedi. İşçiler
toplu sözleşme ücret artışlan için, kamu çalışanından
(memurdan) köstek görmeseler de, hatta mitinglerinde
destek almış olsalar da direnişlerinde yalnız kaldılar.
Daha önce özel sektörde yaşanan akıl almaz boyut-
taki sendikasızlaştırma, işten çıkarma olaylannda özel
sektör işçileri tek tek direnmeye kalkışırken, "tuzu ku-
ru" kamu işçileri de onlara seyirci kalmışlardı.. Bu kısır
döngü yıllardır hep böyle sürüp gidiyor. Sonunda her-
kesin kendi dar çıkar penceresinden yapılan hak kav-
gası kolay kolay başan getirmiyor.
Elif Naci'nin her kadını sevmek üzere bir gerekçe ya-
ratmaya yönelik kadın bedeninden parçalar seçip on-
lara âşık olması çok hoş, zararsız bir saplantı ya da in-
celik olabilir. Ama yaşama dair cıddi konularda olayla-
n dar çıkar pencerelerinden parçalar halinde, bütünü ka-
çırarak görmek, ona göre çözümler üretmek insanlara
çok büyük acılara, bedellere mal oluyor.
Haftalık Bussiness Week Dergisi
özelleştirmeyi değerlendirdi
Uzanlar'ın iinü
sınırları aştı
Ekonomi Servisi- Ame-
rika'da yayımlanan haftalık
ekonomi dergisi Bussiness
Week. Türkiye'yihem övdü
hem yerdi. Dergide yer alan
bir yazıda yatınmcılar açı-
sından olumlu bir görüntü
verdiği belirtilen Türki-
ye'dekı sürekli gelişmenin
hükümetin söz verdiği yapı-
sal reformlann, bu arada
özellikle 1994 yılında 2.5
milyar dolar zarar eden çok
sayıdaki kamu kuruluşlan-
nın özelleştirilmesinin ger-
çekleştirilmesine bağlı ol-
duğu belirtildi.
SEK işletmelennin satı-
şınm özelleştırmede olum-
lu bir istisna teşkil ettiği
vurgulanan yazıda Uzan-
lar'a yapılan satışlar ise
eleştirildi. Yazıda, " Daha
ocak ayında yetkilOer 1995
yılında özelleştinneden elde
edilecek hasılatın bir düzine
bankanın ve madencilikten
rurizme kadar hizmet veren
endüstriyel kuruluşlann sa-
nşı ile 5 milyar dolara vara-
cağını tahmin etmişlerdir.
Fakat buna karşıuk haziran
ayına kadar sadece 216.5
milyon dolar toplannuş ol-
duğu görülüyor. Yetküikr
de yıl sonu hasılat tahminle-
rini 2.7 milyar dolar indir-
miş olmalanna rağmen, bu
halen birçok kişiye inandın-
cı gelmemektedir" denildi
Yazıda. "Birçok Idşi hü-
kümetin nisan ayında yüzde
42.5'luk Metaş hissesini var-
lıklı Uzan ailesinin bir şirke-
fine satış karannın, ihale
teklifloriyie siyasi ilişkiler
arasında çok sıkı bağ oldu-
ğunun kanıtı olarak gör-
mektedir. 19. yüzyüda Tür-
kiye'ye göçmüş ernik Bos-
nah olan Lzanlar, hisse se-
netlerinin değerini arttıra-
cak iyi bir üne sahip bulun-
manıaktadıriar" denıldı
DÜZELTME
Dünkü sayfamızda köşe yazanmız Öztin Akgüç'ün
adı yanlışlıkla İzzettin Önder olarak çıkmıştır. Düzeltiriz.