04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
12 AĞUSTOS1995 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA EKONOMI EmJakbank'tan konut tanıtımı • Ekonomi Servisi (AA) - Emlak Bankası'nın Gebze'deki Mutlukent ve Bakkalköy'de yapılmakta olan Ataşehir toplu konut projeleri kamuoyuna tanıtıldı. Yetkililerinin vediği bilgiye göre her iki proje ile toplam 23 konutun yapımı planlanıyor. Mutlukent projesi ile belediyenin Gebze'de izin verdiği 10 bin konutluk toplu konut alanının 3 binlik kısmını gerçekleştirmeyi planlayan Emlak Bankası, bunun 1406 konutluk kısmını tamamladı. Banka. konutlann değerini 600 milyon ile 1 milyar 600 milyon arasında belirledi. DTO'da barış rüzgâplan • İSTANBUL (AA) - Deniz Ticaret Odası (DTO) Yönetim Kurulu, oda meclisine. istifaeden meclis baskanı Eşref Cerrahoğlu'nun görevine devam etmesi konusunda karar almasını tavsiye edecek. DTO Yönetim Kurulu Başkanı Cengiz Kaptanoğlu, DTO'da hiçbir sorun bulunmadığını, yaşananlann ise bir ailenin iç meselesi oldugunu kaydetti. Pamukta fiyat pazarlığı • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Pamuk üreticileri, tekstılciler ve konfeksiyon üreticileri, pamuk destekleme alımlannda 1993 yılında uygulanan prim sisteminin yeniden uygulanması için görüş birliğine vardı. Üreticiler, pamuk ihracatında alınan fonun kaldınlmasını, tekstilciler de korunmasını savundu. Dış Ticaret Müsteşan Nejat Eren, görüşleri ilgili makamlara ileteceğini bildirdi. Marmarabank'a suç duyurusu • ANKARA (Cumhuriyet Biirosu) - Sermaye Piyayası Kurulu (SPK), açığa repo işlemleri nedeniyle Marmarabank yöneticileri hakkında ve Ar Menkul Değerler AŞ yöneticileri hakkında cumhuriyet savcılığına suç duyurusunda bulunacağını bildirdi. SPK'den yapılan açıklamada, Marmara Bankası AŞ'ce gerçekleştirilen repo işlemlerinin, açığa repo niteliğine dönûştüğü belirtilerek repo işlemlerinin karşılığında menkul kıymetlerin bulunmadıgı kaydedildi. ŞİRKETLERDEN • YATAŞ Romanya'daki beşınci mağazasını açtı. • KEGLEVİCH Italyan içki markası Keglevich, lOfarklı aromalı votkafltavun, şeflali. limon, kahve, nane, muz, hindistancevizi, ahududu, çilek ve liqirizia otu) ile Türk piyasasına girdi. • AMERtKAN SOYA BİRLİĞİ (ASA) Mudurnu Tavukçuluk işbirliğiyle Abant'ta basın mensuplan için bir "Yayla Partisi" düzenledi. • DEMİRBANK'ın 1995 yılı 6 aylık net kan 2 trilyon 389 milyar lira olarak açıklandı. « • KOÇBANK'ın Şamsun şubesi hizmete girdi. • PAMUKBANK Genel Müdürlügü'ne Orhan Emirdağ getirildi. • BAŞAK SlGORTA S.S Istanbul Batı Yakası Kumculan Üretim ve Pazarlama Kooperatifleri Ambarlı Deniz Tesisleri'ne ait iskele, nhhm ve kara gnıplannı yangın ve ek teminatlar kapsamında gü\encesi altına aldı. • PYRAMIDJEANS Amerika'ya ilk ihracatını [eıçekleştirdi. BORÇELİK'e Dünya Bankasî kredi kuruluşu IFC tarafindan üç yıl ödemesiz sekiz yıl vadeli 25 milyon dolar yatınm kredisi verildi. • UNIVERSAL HAYAT SİGORTA sigortalılanna surduğu Sınırsız Sağlık Sigortası kapsamında hizmet veren Alman Hastanesi'ni yetkili acentelenne tanıttı. 80 bin lirayı yetersiz bulan fındık üreticileri, Çiller ve Çetin'e protesto yağdırdılar Fuıchk tabanfiyatıııaisyanBÜLENT SARIOĞLU GİRESUN- Fındık taban fiyatıru 80 bin lira olarak açıklayan Başbakan Tansu ÇSter ve CHP Genel Başka- nı ve Başbakan Yardımcısı Hikmet Çetin, üreticilerin yoğun protestosuyla karşı- laştılar. Giresun'da düzenle- nen mitingde öncelikle 1.7 dolarhk (80 bin TL) fındık taban fiyatıru açıklayan Hik- met Çetin, "yuh" sesleri ara- sında konuşmasını zorlukla tamamlarken, kente bol vaat- te bulunan Başbakan Tansu Çiller, protestolardan kıs- men kurtuldu. Çiller, yûksek iç ve dış borç rakamlanna karşın, hükümetin iç ve dış borç bırakmadığını, döviz kasalannı doldurduğunu sa- vunarak, "Ben diğer politi- kacüar gibi gelip dalkavuk- luk yapmadım. Gerçeği ney- se onu söyledim" dedi. Hükûmet, birkaç gün sü- ren propaganda çalışmalan- nın ardından findık taban fi- yatmı açıklamak ûzere gitti- ği Giresun'da ûreticinin yo- gun tepkisiyle karşılaştı. Fm- dık taban fiyatını, 2.5 dolar (115 bin lira) olarak bekle- yen Giresunlulara. belediye meydanında, Çiller'den ön- ce hıtap eden Çetin, Karade- nizlinin tek geçim kaynağı • Fındık taban fiyatını 2.5 dolar (115 bin lira) olarak bekleyen Giresunlular, Başbakan Tansu Çiller ve Yardımcısı Hikmet Çetin tarafindan, Giresun'da düzenlenen mitingde 1.7dolan(80binTL) duyunca isyan etti. •Çetin, 'yuh' sesleri arasında konuşmasını zorlukla tamamlarken, kente bol vaatte bulunan Başbakan Çiller, protestolardan kısmen kurtuldu. olan findık ve çaya emeği- nin karşılığını verdiklerini, bununIa yetinmeyip bu böl- geye sanayiyi getirmeye ça- lıştıklannı söyledi. Fındık taban fiyatını 1.7 dolar (80 bin TL) olarak açıklayan Hikmet Çetin, mi- ting meydanını dolduran yaklaşık 2 bin kişinin "yuh" sesleriyle yoğun protestola- n üzerine, "Aniatacağnn,aıı- latacağım. Ben geçmis yılb- n da biliyorum. Söyieyece- Fındık fiyatını açıklayan Tansu Çiller ve Hikmet Çetin yuhalandılar. ğbn, söykyeceğun. 12 ay fin- dıkparalannızı alamıyordu- nuz" dedi. Protestolann ke- sifmemesi üzerine Çetin, "Bu böyie kalmayacak. Do- lar yükseklikçe findık fiyan da yükselecektir. Sadeceiçer- de satarak findığı hallede- mezsiniz. Dünya fiyatlan yükseldikçe l>i/ de findık fi- yatını yükselteceğizr 'dıye halkı yatıştırmaya çalıştı. Ancak bunu başaramayan Çetin. "Size başka anlata- caldarun da var" diyerek DYP-CHP hükümetinin te- rörle mücadele çabalanna geçti. Çiller'e ölçülütepki~ Miting alanındakilerin bir bölümü Çetin mikrofonu bı- rakana dek tepkilerini sürdü- rûrken, bazı vatandaşlar da alanı terk etti. Çetin'in ardından kürsüye gelen ve "Karadeniz'in yü- rekli insanlan. AUah'ın sela- meti üzerinize olsun" diye sözlerine başlayan Başba- kan, mitingin ön sıralannda- ki bir grup DYP'li tarafindan alkışlanırken, genelde halk sevgi gösterisinde bulunma- dı. Çiller, konuşmasının bir bölümünde isim vermeden ANAP'ı eleştirirken, "Size geHp bu isler iyi gftmiyor di- yenler var. Ben sizden hep fe- dakâriık istcdim. Diğer poJi- tikacılar gibi gelip dalkavuk- luk yapmadun. Işin gerçeği neyse onu söyledim. Bir kez daha alnım açık. başım dik sizin yanuııza geByoruın'' di- ye konuştu. Başbakan Çiller, üstü ka- palı olarak RP'yi eleştirir- ken, Osmanlfdan beri bin yıllık tarıh boyunca Anado- lu'nun hep ileri gittiğini, an- cak şimdi bu süreci bin yıl geriye çevirmek isteyenlerin bulunduğunu ilen sürerek "Şimdi siz bunlarla nıı oia- caksunz, yoksa benimle mi gideceksiniz" dıye sordu. Çiller, "İstiyonızİdkendidi- nimizde ben ne muthı Müs- lümanım diyerek, basımızı göklere değecek kadar dik rutarak, camimizi de Bab'ya götürelim,- Avnıpa'nın orta- sına koyalun" görüşünü dıle getirdi. Fındık taban fîyatla- nna konuşmasının sonuna doğru kısaca değinen Çiller, 1990 yılında findık üreticisi- nin cebine 4 trilyon lira gir- diğini, ancak bu yıl bu raka- mın 45 trilyon lira olarak gerçekleşeceğini söyledi. "Fındığı dünyaya döviz üze- rinden satabâeceğiz. Sadece findığa döviz üzerinden fiyat veriyonım'"dı\e halkı yatış- tırmaya çalışan Çiller, Gire- sunlulara havaalanı, üniver- site, otoyol ve organize sa- nayi bölgesi sözû verirken kısmen alkış topladı. Karann arkasında et lobisi bulunduğu ve bazı firmalann büyük vurgun yapacağı ileri sürüldü w Itlıal et' tarbşması büyüyorANKARA (Cumhuriyet Büro- su)-Hükümetin, 60 bin ton kemik- siz et ıthalatına izın vermesinin şaş- kınlığı sürüyor. Hayvancılık ve et üretimiyle ilgili meslek kuruluşla- n, ithalat iznınin arkasında **et lo- bisi''nin bulunduğu görüşünü sa- vunurken "bazı firmalann büyük vurgun yapacağma" dişlun kuşku- lan bulunduğunu belirttıler. Kasaplar Derneği Başkanı Sa- bahattin Sankaya Cumhurrvet'in konuya ilişkin sorulannı yanıtlar- ken, İcemiksiz et ithaline izin veril- mesinin tüketicinin isteği olmadı- ğını ileri sürerek"tthalineizin veri- lenler. bonfile. biftek, kontrfile gibi lüks etler. Bunlan halkın ahnasıza- ten mümkün değü" diye konuştu. Et ithalatının kısa vadede fiyatla- nn dengede tutulmasını sağlayaca- ğpı vurgulayan Sankaya, şu gö- rüşleri dile getirdi: "Bana göre keıruksiz et ithaline izin verilmesinde. et tthal eden. bir elin parmaklannı geçmeyecek sa>> daki rüccaıiar ve büyük et holding- lerinin lobi faaliyetleri ctkin olmuş- tur. Getirilen etier büyük otellere, turistik merkezlere gönderüecek ve onüarda satüacak." Cumhuriyetin ilk yıllannda Tür- kiye'nin hayvancılık sektöründe, en önde gelen ülkeler arasında yer aldığını kaydeden Sankaya, son yılllarda hükümetlerin uyguladığı yanlış politikalar nedeniyle, hay- vancılığın öldürüldüğüne dikkat çekti. Vardarlı: Bundan büyük kötülük olmaz Ekonomi Servisi- Tür- kiye Süt, Et, Gıda Sana>i- cileri ve Üreticileri Birli- ği, enflasyon artışına çö- züm olarak et ithalatı yo- luyla çözüm getirme ka- rannm, hayvancılık sek- törünü yok edecefini id- diaeti. Fiyatlardaki artışm ithalat yoluyla engellen- mesine dayanan ekono- mik politikalann 1986'dan beri başansız- lıkla sonuçlandığına işa- ret eden SETBÎR Ba^ka- nı Doğan Vardarlı hay- vancılık sektörünün et it- halatı ile iyice zayıflayan üretim gücünün son kararla tamamen yok olacağını belirterek "Enflasyonun,toptan esya fiyatlanndaki arbsın ha\vancüıktan kaynaklandığı öne sürülüyor. Halbuki tem- muz a> ında toptan esya fr> aüanndaki ha\ - vancıuğuı etkisi yalmzcayanm puandır. Et ithalatı karan kısa vade- li bir politik karar oJup, tüketici ve üreticiye yö- nelik dengeli bir piyasa rı>-atının oluşmasına ne- den olacak bir sonuç ge- tirmeyecektir' 1 dedi. Vardarlı şöyle devam etti: "10 mflyon mutiu Idşi yer. 50 mihun \atan- daşımızın kasap çengeli- ne teknik olarak bu etler asümaz. Bir sığır karka- sının ancak vüzde 1-2'si bonfile gibi krymetli et- tir. 10 bin ton kıv metli et, AB'de kı> metli et üreti- minin önemli bir bölü- müdür. 10 bin ton kı> metli et, 1 miKon ton karkastan çıkar. Bu kararname ile 10 mil- yon kişinin şarkülerisini iki \ıl için kurta- ran, 50 miKon kişHi badran imzalar, ülke- ye büvük bir kötülük > apabilme imkânını bundan böyle bulama>acaktır" ithal ette dağıtım esasları belirlendi ANKARA (AA) - Dış Ticaret Müsteşarlığı (DTM), ithaline izin verilen 60 bin tonluk taze veya soğutulmuş kemiksiz sığır eti ile dondurulmuş sığır etinin 30 bin tonluk kısmının nasıl dağitılacagına ilişkin usul ve esaslan belirledi. DTM yeıkilileri, kalan 30 bin tonun dağıtımının ise ihtiyaca göre daha sonra belirleneceğini bildirdiler. DTM'nin tcblıği, dünkü Resmi Gazete'de yayımlandı. Tebliğ, izin verilen 50 bin tonluk taze ve soğutulmuş kemiksiz sığır etinin 25 bin tonluk, 10 bin tonluk dondurulmuş etin de 5 bin tonluk kısımının dağıtım esaslannı düzenliyor. Buna göre, taze veya soğutulmuş kemiksiz sığır eti ithalatı için et ve balık kombinalan, özel kombinalar veya soğuk hava depolan bulunan ya da bu amaçla kombina veya soğuk hava depolan kiralamış bulunan ihtisas sahibi firmalar basvurabilecekler. Dondurulmuş sığır etlerinden kıymctli etlerin ithalatı için de dondurulmuş eti muhafaza edebilecek soğuk hava deposuna sahip ihtisas firmalan müracaat edecekler. Veteriner Hekimleri Derneği Yönetim Kurulu Üyesi MeJiha Yıl- maz, ette fiyat istikrannın sağian- ması için üretimin arttınlması ge- rektiğini belirterek, kemiksiz et it- halatından. hayvancılığın ve ülke ekonomisinin zarar göreceğinı söyledi. Alınan kararda et ithalinin Avrupa Birliği ülkelerinden yapıl- ması koşulunun konduğuna dikkat çeken Yılmaz,uygulamayı, "AB'ye girme tavia" olarak değerlendirdi. Öz Gıda-lş Genel Sekreteri Sa- lim Ushı, hükümetin kemiksiz et it- hali konusunda aldığı karan eleş- tirerek "Deviet ha>-vancılıgı konı- yacağını ve geliştireceğini söylüyor. Tedbir aldığını öne sürüyor. Bakı- yorsunuz. altmdan et ithali çıkı\or. Et ithalitüketkiye çokpahahya mal olacak. Aynca getirilen etlerin kay- nağuun nasıl saptanacağı beDj de- ğü"diye konuştu. Hükümetin hayvancılık politika- sını eleştiren Uslu, şöyle devam et- ti: " Devlet bir yandan EBK'yi ka- patıyor. Bir yandan da Ziraat Ban- kası'na 440 mirvon dolar sermaye- t, hayvancılıkla ilgili bir şirket kur- dunıyor. Halbuki o şirketin yapa- caklannı EBK çokdaha nuıtabl bir şekilde \apabüir." Birleşmış Mil- letlerGı"da Teşkilatı (FAO) tarafin- dan hazırlatılan bir raporda Türki- ye'de hayvancılığın desteklenme- mesi gerektiğinin bildirildiğini söyleyen Uslu, "Hükümet bu ra- poru uvgulamayı bir göre\' olarak kabul etmiş görünüyor^dedi. Iç borcun çözümünü enflasyonun artmasında bulan dernek, dışanda Doğu'ya yönelmeyi önerdi MÜSIAD: AB yerine Ipekyolu Birliği Ekonomi Servisi- Müstakil Sa- nayici ve Işadamlan Derneği (MÜ- SİAD), Türkiye'nin iç borç yükün- den kurtulması için enflasyon artı- şmı çözüm olarak getirirken, dış ti- carette de, Avrupa Birliği yerine, Ipekyolu Birliği'ni önerdi. Ekonomi Muhabirleri Derneği. bu ay MÜSlAD Genel Başkanı Erol'Yarar'ı konuk etti. NÎÜSl- AD'ın hazırladığı "The Turldsh Economy-1995" (1995-Türkiye Ekonomisi) adlı raporu tanıtan Ya- rar. Türkiye'de makro ekonomik politikalardaki hatalarzincirinin de- vam ettiğini söyledi. Faiz ödemele- rinin bütçe gelirlerinin yansım aş- tığını ifade eden Yarar, giderek ar- tan iç borç stokuna çözüm olarak, enflasyon artışını önerdi. Sanayici- nin, yüksek enflasyon ortamından • MÜSİAD'ın, Türkiye'nin dış ekonomisini Brüksel'e endeksleyen bir anlaşmaya karşı oldugunu kaydeden Başkan Erol Yarar, AB'ye alternatif olarak Ipekyolu Birliği projesini geliştirdiklerini söyledi. • Yarar, Ipekyolu Birliği'nin; Türki cumhuriyetlerden İran, Pakistan'a uzanan, Japonya'da biten hattı kapsayacağını kaydetti. MÜSİAD'ın Türkiye'nin dış ekonomisini Brüksel'e endeksleyen bir anlaşmaya karşı oldugunu kay- deden Yarar, MÜSlAD'ın Avrupa Birliği'ne alternatif olarak Ipekyo- lu Birliği projesini geliştirdiğıni söyledi. Türkiye'nin, kendisi üze- rinde siyasi baskı oluşturmayacak \ e ithalat yapabileceği ülkelerle bir zararlı çıkmayacağını kaydeden Ya- rar. "İç borçİann kısmi monetizas- yonla halledflmesi gerektiği görü- şündeyiz" dedi. Döviz kuru artış oranlanrun enf- lasyonun allında kaldığına dikkat çeken Yarar. "Türkiye'de suni bir kur poütikası izlenhor. nerede kal- dı Hberal ekonomi^diye konuştu. ekonomik birlik oluşturması gerek- tigini ileri süren Yarar, Ipekyolu Bir- liği'nin; Türki cumhuriyetlerden, İran, Pakistan'a uzanan. Japonya'da son bulan hattı kapsayacağını kay- detti. Hükümetin vergi politikalannı da eleştiren Yarar "Fafeden vergi alma- \ıp, sanayicinin kazancının yansını alnıak meşru değildir. KD\ "nin yüzde ikilere, üçjere indirtbnea ge- rekir'" şeklinde konuştu. Yarar, TOBB'un hazırlattığı Gü- neydoğu Raporu'na olumlu bakma- dıİdannı dile getirerek, şöyle ko- nuştu: "Raporda baa uluslararası haber aima örgütieriniıt hazırladığı raporlann sonuçlanyla benzeıiik- ler görüyoruz. Bu da rapora gölge düşürmüştür. Aynca TOBB mevzu- annda siyasi araştumalar yoktur." MÜStAD Başkanı Yarar. K O N U K YAZAR / MUSTAFA ÖZYUREK (Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali MüşaviHer Odalan Birliği Gen.Başk.) Vergi beyannamelerinin imza ve tasdiki 12Toplumun ihtiyaç duyduğu bir müessese- den vazgeçilmesi, herkese zarar verir. Onun için hükümet ve Maliye Bakanlığı, vergi be- yannamelerinin imza mecburiyetinin devam ettiğini, 1996 yılı mart ve nisan aylannda verilecek 1995 takvim yılına ait gelir ve ku- rumlar vergisi beyannamelerinin TÜR- MOB'dan ruhsat almış serbest muhasebeci mali müşavirtarafından imzalanması gerek- tiğini, beyannamelerini imzalatmayan mü- kelleflerin takdire sevk edileceğini açıkla- mıştır. Yukanda belirtilen sınırlar içinde ka- lan gelir ve kurumlar vergisi beyannamele- ri mutlaka ruhsatlı meslek mensubu tarafin- dan imzalanacaktır. imza mecburiyeti, 4008 sayılı yasa ile Vergi Usul Kanunu'na ekle- nen mükerrer 227'nci maddeye dayanmak- tadır. Verilen yürütmeyi durduıma kararlan, imza mecburiyetini değil, defter tutma söz- leşmesi yapma mecburiyetini kapsamakta- dır. Yasanın açık hükmü ve Danıştay karar- lan da dikkate alındığında imza mecburiye- tinin devam etmekte olduğu tartışmasızdır. Maliye Bakanlığı 30.07. 1995 günlü Res- mi Gazete'de yayımlandığı 18 nolu tebliğ ile yeminli mali müşavir tasdikini gönüllü (is- teğe bağlı) hale gelmiştir. Ancak gönüllü ola- rak vergi beyannamesini yeminli mali mü- şavirlere tasdik ettirenlere önemli avantajlar tanınmıştır. Bu mükelleflerden, yatınm indi- rimi yeniden değerleme ve kurumlar vergi- si istisnalanndan yararlanmak için aynca ye- minli mali müşavir tasdik raporu istenmeye- cektir. Diğer taraftan gelir ve kurumlar vergisi beyannamelerini tasdik ettirenler, KDV ia- de ve mahsubundan herhangi bir sınırlama olmaksızın yeminli mali müşavir tasdik ra- poruna dayalı olarak yararlanabileceklerdir. Yeminli mali müşavirlerce tasdik edilen vergi beyannameleri, yetkili memurlarca in- celenmiş belge olarak kabul edilecektir. Ak- tif toplamı 30 milyar ve net satışlan 60 mil- yan (Tekel, tüpgaz, akaryakıt bayilerinde bu hadler 60 ve 120 milyan) aşan mükellefler vergi beyannamelennı tasdik ettirmezlerse, Maliye Bakanlığı bu beyannameleri öncelik- le incelemeye alacaktır. Bu hadlerin altında kalan mükelleflerin vergi beyannamelerini serbest muhasebeci veya serbest muhasebe- ci mali müşavirlerce Vergi Usul Kanunu'nun mükerrer 227'nci maddesi kapsamında im- zalanmak mecburiyetinde olduğu için ye- minli mali müşavirlerce, tasdik edilmediği gerekçesi ile öncelikle incelemeye alınma- yacaktır. Hiç kuşkusuz, gerek yeminli mali müşavirlerce tasdik edilen ve gerekse serbest muhaebeci veya serbest muhasebeci mali müşavirlerce imzalanan vergi beyanname- leri de teftiş ve incelemeye tabi tutulabilir. Devletın bu konulardaki yetkisi saklıdıt Vergi beyannamelerinin tasdiki veya im- zası, mükellefleri vergi kanunlan ve muha- sebe kurallan açısından doğru beyana yön- lendinnek, yanlış yapmalan önlemektir. Be- yannameleri tasdik eden veya imzalayan meslek mensubu mükellefle birlikte sorum- ludur. Tasdik ve imza müessesesi mükellef- lere bir güvence getirmektedir. Devlet ise bu yolla vergi kanunlanna ve muhasebe ilkele- rine uygun defter tutulmasını ve beyanda bu- lunulmasını sağlamaktadır. fleride vergi incelemesi ve cezalı vergi ödemesi ile karşılaşmak istemeyen mükel- leflerin gecikmeden serbest muhasebeci, ser- best muhasebeci mali müşavir ve yeminli mali müşavirlerle anlaşma yapması ve 1996 Mart ve Nisanı'nda vergi dairelerine verile- cek olan gelir ve kurumlar vergisi beyanna- melerini imzalatması veya tasdik ettirmesi gerekmektedir. Şikâyetçi olduğumuz yüksek enflasyonun temel nedeni kamu giderlerinin toplanan ver- gilerle karşılanamamasıdır. Kamu açıklan- nın borçlanarak ve/veya para basarak kapat- maya çalıştıkca enflasyon düşürülemez. O- nun için vergi kayıp ve kaçağını önlemek kayıtdışı ekonomi ile mücadele etmek için geliştirilmış çağdaş bir müessese olan. ver- gi beyannamelerinin meslek mensubu tara- findan imzalanması ve tasdikini savunmak gerekir. Bütün Batıh ülkelerde uygulanan bu yöntemlere karşı çıkmak yerine geliştinne- ye çalışmak, adil bir vergi düzeni, enflas- yonsuz dengeli bir ekonomi isteyen her va- tandaşın görevidir. İŞÇİNİN EVRENİNDEN ŞÜKRAN SONER Bütünü Görmeden Ressam Elif Naci'yi tanımış olanlar gülümseyerek anımsayacaklardır. Bütün güzelliklerle ve de kadının es- tetiği ile çok yakından ilgiliydi. Birinin gözleri, bir diğerinin boynu, bir başkasının el- leri, saçları... Bütünün tek tek parçalannı ayırarak be- ğenisini ortaya koyuşuna bir türtü aklım errnezdi. Tek tek âşık oldugunu söylediği kadın bedenlerine ait par- çalan belleğimde olsun bir araya getiremez, bir bütün yaratamazdım. Elif Naci Bey'in çok fazla kadını birden sevmek, gönlünü hoş tutmak için gerekçe yarattığına inanırdım. Bence Elif Naci bütün kadınlan ve bütün gü- zellikleri, yaşamı çok sevmeyı bilmiş, çok özel insanlar- dan biriydi. Dolu dolu yaşadı. Arkasında çok hoş, sev- gi yüklü anılar, çok değerli sanat ünJnleri bırakarak bu dünyadan göçüp gitti. Elrf Naci Bey'i neden mi anımsadım? Sabah televizyon kanallanndaki haber programlannı ızleyip gazeteleri okurken gözüme batan aynmcılıktan. Yaşamımızdakı her biri bir başka telden çalış, akıl almaz bir bencillik, çıkar çatışması, ideolojik aynmcılıklann ürünü. Insan haklan havarisi kesilenler, dünyada ve ülkemiz- de, bizi şu günlerde çok ilgilendiren iki önemli konuda birini yaşamın ekseni yapıp dığerini yok sayma eğilimin- deler. Kimıleri Bosna'daki insan haklan ihlalleri ile yatıp kalkıyor, kimıleri için ise varsa yoksa Güneydoğu ve en son Tunceli olaylan. Ikisine birden aynı ölçüler içinde, aynı duyarlılık ve aynı standartlarla yaklaşabilen kaç ki- şivar? Bosna'ya yaklaşırken ölçüyü haklılık, insan haklan sı- nırlan içinde tutmaktan öylesine uzak düşüyoruz ki.. Eski Yugoslavya topraklannda doğmuş bir göçmen o)a- rak orada yaşanan acılara ozel yakınlığım olduğu hal- de, bu bağnaz ırkçı, dinci, objektif olmayan yaklaşım- lardan ürküyorum. Acılannı paylaşmaya çalıştığımız Boşnaklan, Slav ırkından Müslüman olmuş bir halkı, Türk ırkındanmış gibi sahiplenmeye hakkımızyok. Müs- lüman olmasalardı, uğradıklan vahşete karşı çıkmaya- cak, bugünkü duyariılığımızı göstermeyecek miydik? Elbette tarihten gelen yakınhğımız, sorumlulugumuz da olacak. Ama yüzyıllar öncesinden içimizde komp- leks olarak kalmış fetih içgüdüleri içinde çözümlerara- mak yerine, Boşnak, Sırp, Hırvat, Karadağ, Arnavut, Makedon, Sloven iç içe girmiş halklann birbirlerini ke- sip biçmeden, birlikte aynı topraklan nasıl paylaşabile- ceklerine çözüm üretmek durumundayız. Hiç şüpheniz olmastn, topraklan şehirşehir, yaşayan halklara göre bölemeyeceginize göre en çağdaş çözüm Tito'nun gerçekleştinmeye çalıştığı çok küttüriü toplum modeliydi. Ne yazık ki halklara bu gerçeği öğreteme- den öldü. Batı'nın çifte standartlan, daha doğrusu çı- kartan "böl veyönetten yanaydı. Irkçı, dinci duygular- la çok fazla oynandı. Koşullar da çok uygundu. Şimdi Batı'yı da ürküten kanlı birhesaplaşma boyutunda, kim- se sağlıklı çözüm üretemiyor. Ortadoğu üzerindeki Batı çıkarlan, her zaman Türki- ye üzerinde de büyük oyunlar oynanmasını gerekli kılı- yor. Yaşadığımız Güneydoğu sorununda bu oyun ve he- saplann da çok büyük katkısı oldugunu biliyoruz. An- cak Güneydoğu ve PKK terörüne karşı, Kürt sorununa çözüm üretirken ne kadar sağlıklı bakabiliyoruz? TO- BB raporu üzerindeki kısırtartışma bile tek başına, ola- ya ne kadar sağlıksız, önyargılanmızla baktığımızın ti- pik bir göstergesi. Kimı insan haklan çıkışlannın arka- sında Kürtçülük, PKK yandaşlığı gizlenıyor Kimi devle- ti, ülke bütünlüğünü, çıkariannı savunma paravanası- nın arkasında ağır insan haklan ihlalleri yaşanıyor. Devlet terörü ve insan haklan ihlallerinin karşısında olup PKK terörünü yok etmek üzere, Sevr'i savunma- dan Lozan'ın yanında olarak ülke bütünlüğünü koruyan; ama Kürt gerçeğini de tanıyan çözümler üretmeyı be- ceremez miyiz? Bosna için, Güneydoğu için, dünyanın her yerinde olup bitenler için evrensel değerler ve standartlarda çö- züm üretebilirsek elbette. Ama bunu Batı, çıkarlan için bilinçle yapmadığı gibi biz de çıkarlanmıza aykın olarak bilinçsizce beceremiyoruz. Çok kolay birleşilebilecek konular ve çıkariarda bile ne kadar ilkel ve becenksiziz.. Örneğin bir anayasa de- ğişikliği gündemdeydi. Kamu çalışanlan sendikal hak- lan için sokağa döküldüler. Örgütiü işçiler konu onlan ılgılendirmiyormuş gibi seyrettiler. Kamu çalışanlan yal- nız kaldılar ve anayasa değışikliğı üzerinde yeterii etkin- lik sağlayamadılar. Sonra sıra kamu işçilerine geldi. Onlann toplu söz- leşmelerinde hükümet, karşılanna haklanna sahip çık- mayı düşünmedikleri kamu çalışanlannı çıkardı. "Me- murun üç katı ücret alan işçiye zam yok" dedi. İşçiler toplu sözleşme ücret artışlan için, kamu çalışanından (memurdan) köstek görmeseler de, hatta mitinglerinde destek almış olsalar da direnişlerinde yalnız kaldılar. Daha önce özel sektörde yaşanan akıl almaz boyut- taki sendikasızlaştırma, işten çıkarma olaylannda özel sektör işçileri tek tek direnmeye kalkışırken, "tuzu ku- ru" kamu işçileri de onlara seyirci kalmışlardı.. Bu kısır döngü yıllardır hep böyle sürüp gidiyor. Sonunda her- kesin kendi dar çıkar penceresinden yapılan hak kav- gası kolay kolay başan getirmiyor. Elif Naci'nin her kadını sevmek üzere bir gerekçe ya- ratmaya yönelik kadın bedeninden parçalar seçip on- lara âşık olması çok hoş, zararsız bir saplantı ya da in- celik olabilir. Ama yaşama dair cıddi konularda olayla- n dar çıkar pencerelerinden parçalar halinde, bütünü ka- çırarak görmek, ona göre çözümler üretmek insanlara çok büyük acılara, bedellere mal oluyor. Haftalık Bussiness Week Dergisi özelleştirmeyi değerlendirdi Uzanlar'ın iinü sınırları aştı Ekonomi Servisi- Ame- rika'da yayımlanan haftalık ekonomi dergisi Bussiness Week. Türkiye'yihem övdü hem yerdi. Dergide yer alan bir yazıda yatınmcılar açı- sından olumlu bir görüntü verdiği belirtilen Türki- ye'dekı sürekli gelişmenin hükümetin söz verdiği yapı- sal reformlann, bu arada özellikle 1994 yılında 2.5 milyar dolar zarar eden çok sayıdaki kamu kuruluşlan- nın özelleştirilmesinin ger- çekleştirilmesine bağlı ol- duğu belirtildi. SEK işletmelennin satı- şınm özelleştırmede olum- lu bir istisna teşkil ettiği vurgulanan yazıda Uzan- lar'a yapılan satışlar ise eleştirildi. Yazıda, " Daha ocak ayında yetkilOer 1995 yılında özelleştinneden elde edilecek hasılatın bir düzine bankanın ve madencilikten rurizme kadar hizmet veren endüstriyel kuruluşlann sa- nşı ile 5 milyar dolara vara- cağını tahmin etmişlerdir. Fakat buna karşıuk haziran ayına kadar sadece 216.5 milyon dolar toplannuş ol- duğu görülüyor. Yetküikr de yıl sonu hasılat tahminle- rini 2.7 milyar dolar indir- miş olmalanna rağmen, bu halen birçok kişiye inandın- cı gelmemektedir" denildi Yazıda. "Birçok Idşi hü- kümetin nisan ayında yüzde 42.5'luk Metaş hissesini var- lıklı Uzan ailesinin bir şirke- fine satış karannın, ihale teklifloriyie siyasi ilişkiler arasında çok sıkı bağ oldu- ğunun kanıtı olarak gör- mektedir. 19. yüzyüda Tür- kiye'ye göçmüş ernik Bos- nah olan Lzanlar, hisse se- netlerinin değerini arttıra- cak iyi bir üne sahip bulun- manıaktadıriar" denıldı DÜZELTME Dünkü sayfamızda köşe yazanmız Öztin Akgüç'ün adı yanlışlıkla İzzettin Önder olarak çıkmıştır. Düzeltiriz.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle