Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
12 AĞUSTOS 1995 CUMARTESİ • • • • CUMHURİYET SAYFA
HABERLERIN DEVAMI 17
Kutlar'ın öldürülmesi
davasına devam edildi
İstanbul Haber Servisi -
.Yazanmız Onat Kutlar ile
arkeolog Yasemin Cebeno-
yan ve çekici şoförü Ayhan
Manga'nın yaşamlannı yi-
tirdiği bombalama eylemle-
rinin de aralannda bulundu-
gu çok sayıda eylemi yap-
tıklan gerekçesiyle 15 sanık
. hakkında açılan davaya İs-
tanbul 3. DGM'de başlandı.
Savunma avukatı Ahmet
Akkuş, İBDA-C tarafindan
üstlenilen bombalama eyle-
minin, iki itirafçının sözleri
ve gözaltına alınan kişilere
zorla imzalatılan ifadelerle
PKK'nin eylemi gibi göste-
rildiğini söyledi.
Çok sıkı güvenlik önlem-
leri altında başlayan duruş-
maya. davanın idâmı istenen
'itirafçı' sanıklan DenizDe-
mir ve Hicran Kaçmaz ken-
di istekleriyle katılmadılar.
Savunma avukatlannın tah-
liye istemleri sırasında söz
alan avukat Ahmet Akkuş,
kamuoyunda 'Kutlar'ın öl-
dürülmesi davası' olarak bi-
linen davanın ilk duruşma-
sında hiçbir sanığa Kutlar
ve Cebenoyan'ın ölümlerine
yol açan bombalama eyle-
miyle ilgili soru sorulmadı-
ğına işaret etti.
Savcınuı iki sanık hakkın-
da tahliye isteminde bulun-
masından sonra mahkeme,
tutuklu sanıklardan Nimet
Kaçmaz, Abdülkadir Er ve
MehmetŞabaJtan'm tahliye
edilmelenne karar vererek
duruşmayı erteledi. Davada
itirafçı sanıklar Deniz De-
mir ve Hicran Kaçmaz ile
birlikte Hamit Şen, Abdül-
rezzak Aydın, Ramazan
Gülle, Abdullah Yunus, Ab-
dullah Çolak, Zeydin Güleç,
Ömer Filizer, Sait Aytemiz,
Nimet Kaçmaz, Abdülkadir
Er, Mehmet Şahaltan tutuk-
lu, Mehmet Ali Güneşli ve
Abdulhalik Yunus ise tutuk-
suz plarak yargılanıyorlar.
Türkçeden geçemeyen
I Baştarafı I. Sayfada
aıt haftalık ders çizelgelerin-
de belirtilen meslek dersle-
-ri ile imam-hatip liselerinde
de bütün sınıflarda Kuranı
Kerim dersinden başanlı
olunması koşulu aranacak.
Öğrenciler, lise 2'nci sı-
nıftan itibaren yükseköğre-
timde almak istedikleri eği-
time göre alanlannı belirle-
yecekler.
Öğrencilere, "Türkçe-
matematik, fen bilimleri,
sosyal bilimler, yabancı dil,
sanat, spor" \e "genel kül-
tür" olmak üzere 7 alan su-
nulacak. Öğrenciler, not or-
talaması 2.5 olan dersleri
içeren alana yönlendirile-
cek, 6 branş alanı derslerin-
den gerekli notu tutturama-
yan öğrenciler, genel kûltür
alanında eğitimlerini sürdü-
recekler. Öğrencilere çok
fazla boş zaman yaratması
ve velilerin çocuklanndan
haberdar olmaması nede-
niyle eleştirilen ders geçme
ve kredili sistemin yerine
getirilen yeni modelde, öğ-
renciler her konuda velinin
denetimi altında bırakılıyor.
Öğrenciler, okumak iste-
dikleri ders ve aianlan veli-
leriyle birlikte seçecekler.
Yıl sonunda ağırhklı not or-
talamasının yükseltilmesi
için yapılacak "not yükselt-
me suıavı
r>
na hangi dersler-
den girileceğini bile veli
belirleyecek.
Tanmumzı çökertenlere...
• Baştarafı 2. Sayfada
duk: "Ineklere yediriyonız" dediler, sorumuzu da hayretle
karşıladılar. Daha sonraki günlerde konuyla ilgili olarak da-
ha fazla bilgi topladık. Çok geniş alanlarda mısır yetiştiri-
yorlar. olgunlaşan koçanlan gövdeden ayırmıyorlar ve ta-
mamını ekin gibi dibinden biçiyorlar. Sonra bir makinede
parçalayıp öylece ahırlarda besledikleri ineklerin önüne ko-
yuyorlar. Bu şekilde beslenen inekler de günde 30 kilo süt
veriyor.
Amerika'ya gitmeden önce, Erzurum ve Kars'ta çalışmış,
köylülerimizin hayvanlannı nasıl yetiştirdiklerini yakın-
dan görmüştüm. Ötlak alanlanmızda herhangi bir plana
bağlanarak otlatma yapmak asla düşünülmemekteydi. In-
sanlanmızdaböylebirkavrambulunmamaktaydı. 7-8 ay sü-
ren kış aylan boyunca hayvanlar ahırlarda bakılacaklann-
dan, hayyan sahipleri kış süresince hayvanlanna ne yedire-
ceklerini düsünmekte ve her çeşit hayvan yiyeceğini evle-
rine taşımaktaydılar. Otlak aianlan orta malı durumunda ol-
duğundan, erken davranan, henüz yetişmekte olan otlan bi-
çiyordu; geciken, bir şey alamıyordu.
Köylüler. kışlık hayvan yemi olarak ot biçerken, arala-
nndaki çam fıdanlannı da biçiyorlardı. Özellikle orman
içinde ve yakınındaki otlak alanlannda bulunan fıde ve fi-
danlar. bu şekilde yok oluyordu. Kuramsal olarak Orman
Işletmesi. kimseyi ormana sokmuyor ve hiçbir yerin otunu
biçtirmiyordu. Gerçekte ise her yer, sık sık biçiliyordu. Bir-
çok kez ormandan çıkmakta olan ot yüklü arabalan yıktır-
dım ve içerisindeki fıde ve fidanlan saydım, daima 300'ün
üzerinde olduğunu saptadım. Sahibinin cezalandınlması,
yöntemin değişmesini sağlamıyordu.
Amerika'da uygulanan hayvan yetiştirme yöntemlerini
incelerken, devamlı şekilde Erzurum ve Kars'ta gördüğüm
olaylar ve durumlar gözümde canlanıyordu. Daima kendi-
me şunu soruyordum: "Amerikahlann uyguladığı bu başa-
rdı yöntemi, biz ûlkemizde uygulayamaz mıyız?" Aynı yön-
temin benzerlerinı 2-3 Avrupa ülkesinde de gördüm; fakat,
ûlkemizde uygulatma olanağını bulamadık. Yaptığımız her
önen "Bizim işimiz böyle gelmis böyie gider" şeklinde ya-
nıtlandı.
Sonuç: Uygulamakta oldugumuz atalanmızdan kalan il-
kel yöntemi değiştirmek ve ileri ülkelerin yöntemine geç-
mek zorundayız. Bunun yapılabilmesi için önce aydınlan-
mızın yöntemimizi değiştirmemiz gerektiğine inanması ve
bu değişikliğin zorunlu olduğunun bilincine varmalan ge-
reklidir. Çok zaman aydınlanmızdan şöyle sözler duyuyor
ve çok üzülüyoruz:
* İleri ülkeler tanmla uğraşmamakta. sanayi ile uğraş-
maktaduiar. Bizün de ilerlememiz için, bir an önce sanayi-
ye geçmemiz ve tanm işlerinden kurtulmamız gerekmekte-
İHr."
Bu düşüncenin çok yanlış olduğu kanısındayım. Dünya-
da tanmını geliştirmeden sanayisini kurmuş ve getiştirmiş
bir ülke bulunmamaktadır. İleri ülkelerin hepsı, tanm ala-
nında yapabileceklerinin hepsini yapmış ve en gelişmiş
yöntemleri uygular duruma gelmişlerdir. Bu işlere ek ola-
rak da sanayilerini geliştirmişlerdir.
Buradaki tanm sözü ile hayvancılığı ve ormancılığı da
kapsayan geniş anlamdaki tanmı kastetmekteyiz. Modern
tanm, tanm alanlannın yanı sıra, ormanlann da otlak alan-
lannın da daha verimli olmasuıı sağlamaktadır. Ormanlar-
da ve otlak alanlannda ilkel yöntemler uygulanırken, tanm
alanlannda ileri yöntemleri uygulamaya olanak yoktur.
Böyle bir durumda ormanlardan ve otlak alanlanndan ge-
lecek olan seller ve erozyon materyalleri, tanm alanlannı
ve şehirleri yok eder.
Enflasyon canavanndan kurtulabilmenin tek yolu; üreti-
mıarttuTnak, tüketimi azaltmaktır. Bunun için de önce, do-
ğa kaynaklanmızdan modern şekilde yararlanmayı bilme-
miz zorunludur.
Para ayarlamalan ile enflasyon biraz geciktirilebilir, fa-
ka; durdurulamaz. En önemli doğal kaynağımız olan toprak
ve sulanmızdan modern şekilde yararlanmaya başlamah-
yu. YetkilUerimizin çok uzaklarda dolaşüklarını göriiyor,
çok üzülüyoruz.
AVRUPA'DAN
• Baştarafı 8. Sayfada
Uzaydan taze kazılmış mezann resmini çeken göz-
teri olan Amerikan yönetimi, acaba Iran'ın şimdilerde
\üzünü Batı pazarından iyice çevirmeye başladığını
da göriiyor mu? Iran'ın ham petrol ihracatının yüzde
iO'ı Afrika, Asya ve Latin Amerika'ya yönelmeye za-
ten başlamıştı. Sadece Çin'in Iran'dan ithal ettiği
petrol 60 bin varile ulaştı. Iran'ın sadece Asya
pazanna yapacağı ihracat bu yıl 1 milyon varile u-
aşacak. Batı'ya yapacağı ihracat azalırken... Ve
ran, Rusya'ya "alternatifbirOPEC" önerisi bileyaptı.
Amerikan yönetimi, ona buna ambargo uygu-
arken, etrafındaki ülkeleri gözü görse de kaş ya-
jayım derken göz çıkarmasa.
G Ü N D E M MUSTAFA BALBAY
• Baştarafı 1. Sayfada
"Bu maddenin uygulanması şarttır.
Uygulanmazsa anayasa suçu işlenmiş
olur."
DYP, bol yasaklı anayasanın uygulan-
masına da yasak getirmeye hazırlanı-
yor. Ister misiniz DYP, "delinmiş anaya-
sanın davası olmaz" deyip normal se-
çimleri de ertelesin. Çiller, böyle birge-
reklilik hissederse olur mu olur.
Çiller, kaşını gözünü yara yara siya-
sette "ustalaşmaya" başladı. DYP gru-
bunu tümüyle avuçlarının arasına alan
Çiller, sürmekte olan kongrelerde de
tüm ağırlığını koyuyor. İstanbul il kong-
resindeki görünüm bu bakımdan hayli
bilgilendirici oldu.
Hanımefendi, kimin il ya da ilçe baş-
kanı seçilmesi gerektiğini saptryor, diğer
adaylar safdışı ediliyor, tek adayla seçi-
me giriliyor ve kongre tamamlanıyor.
Demirel'in delegeleriyle rakiplerini ezip
geçen Çiller, sipariş üzerine saptanmış
delegelerle kendisini değil 2-3 yıllık,
ömür boyu genel başkan bile seçtirir.
Çiller ve beraberindekilerin milletvekil-
lerioe uyguladıkiarı taktik ise "kabinede
değişiklik" olasılığını sürekli canlı tut-
mak. Böylece milletvekilleri, "acaba ba-
kan olurmuyum?" beklentisiyle Çiller'in
gözünün önünden aynlmıyor. Sürekli la-
civert dolaşıyor.
Bu durumun bir diğer yansıması ola-
rak bakanlarda "aman değişiklik pake-
tinde ben olmayayım" kaygısıyla güne,
Çiller'e bağlılık yeminiyle başhyor.
ÇHP'de ise "nasıl olsa DYPseçim is-
temiyor" diye herkes seçim istiyor.
ÇHP'liler seçim konusunda samimi ise
ANAP'ın çağrısına kulak vermeli.
Ancak ÇHP'de bugünlerde seçim de-
yince ilk akla gelen eylül kongresi. Ge-
nel başkan adaylan, oy oranı yüzde 40'ı
aşmış, tek başına iktidara koşan bir par-
tiyi yönetme hevesiyle yanşa hazırianı-
yoriar.
Seçim için en çok bastırıyor gibi gö-
rünen, ANAP. Yılmaz, Çiller'in ara ya
da erken seçim yapmaması halinde çok
fena şeyler yapacağını söylüyor ama,
ne yapacağını henüz öğrenemedik.
Önümüzdeki hafta Meclis toplanınca
belki anlatır.
Refah Partisi ise belediyelerin iyice
suyunu çıkarmadan seçim istiyor. Ka-
muoyu yoklamalan, bu partinin yükse-
liş eğrisinin durduğunu gösteriyor. Ku-
ran'ı bu partiden daha iyi kullanan bir
Başbakanımız var. Bu aşamadan son-
ra RP'nin yükselmesi ancak, "hangi
parti önde gibi görünüyor?" diye bakıp
o partiden aday olmaya koşan kravatlı
ikiyüzlülerin tutumuna bağlı. Seçim çev-
resinde belli bir ağıriık edinmiş bu kişi-
Seçim Atışları...
ler, RP'ye yönelmeyi sürdürürse, bu
partinin yükselişi bir miktar daha de-
vam edebilir.
1994 yerel yönetim seçimlerinde böy-
le olmuştu. Daha önce ANAP'tan seçil-
miş bazı belediye başkanları bu partiyi
"güçlü" görüp kişilik değiştirmişlerdi.
MHP ise "hemen erken seçim" isti-
yor. Hazırterör devam ederken, milliyet-
çilik duygulannı oya dönüştürmek için
bulunmaz fırsat. Üstelik Türkeş'in ha-
vası da yerinde. Merkez sağ partiler,
kendisini yere göğe sığdıramıyor.
Seçim deyince avucunu ovuşturan
bir diğer parti de DSP. Sosyal demok-
ratların Ecevit için "bir bölen" demesi
artık güç. Çünkü, pek çok yerde DSP'-
nin oylan ÇHP'yi geçiyor. Gidebileceği
kadar sağa giden Ecevit'in son dönem-
de sola açılmaya başladığı dikkat çeki-
yor. DSP lideri, bir dönem partisine RP
ve MHP'lilerden de katılmalar olduğu-
nu söylüyordu. Bu kesimden katılmala-
nn doyum noktasına ulaştığını da düşü-
nüyor olmalı.
Ecevit'le önceki akşam bir süre soh-
bet ettim. Ara seçim yerine, sağlıklı bir
seçim yasasıyla erken seçime gidilme-
si gerektiği görüşünde.
Meclis Başkanı Cindoruk da dünkü
görüşmemde anayasada ara seçim için
"kuvvetlendirici" hüküm bulunmadığı-
nı söyledi. DYP'liler uzun süredir ilk kez,
Çindoruk'a gülümseyerek bakabilir.
Başkentteki genel görünüm böyle.
Partilerin tepesinde bu değeıiendir-
meler yapılıyor ama, milletvekillerinin
zamanından önce seçim istediğini söy-
lemek güç. Pek çok parti yöneticisi, gö-
rüşmelerim sırasında, "Bu kısmını yaz-
mamanızı rica ediyorum" deyip şöyle
devam ediyor: "Mılletvekillenni seçime
ikna etmek zor. Birincisi, yerlerinin ga-
ranti olup olmadığına bakıyorlar. Ikinci-
si, seçimde harcama yapmak duru-
mundalar. Bazılan bunu göze alamıyor."
Bu değerlendirmede ciddi bir haklılık
payı var. Milletvekillerinin çoğu bu kol-
tuğu ticari bir kurum haline getirdi. Se-
çilmek için milyar harcayan bir kişi bu-
nun karşılığını almayı düşünüyor.
Maliyetine bakıldığında milletvekili
adayı olmak, toplumun yüzde 60-70'ine
baştan "yasak".
Ya varlıklı olmalısınız ya da sırtınızı
variıklı bir yere dayamalısınız.
Şu anda Meclis koltuklarını işgal
edenlerin önemli bir bölümü, bu iki özel-
likten biri sayesinde Ankara'ya geldiği
için, doğal olarak bu yapının değişme-
sini de istemiyor.
Milletvekillerinin seçim istememe-
sinin altında yatan bir nedeni daha ek-
lemek gerekiyor:
Sekreterini kaybetme korkusu...
Ekşi, Sri Lanka'da
Bosın
ozgurlugu
yerine
iletişim
ozgurlugu
Haber Merkezi - Dün-
ya Basın Konseyleri Birli-
ği'nin Sri Lanka'nın baş-
kenti Colombo'da yapılan
toplantısında konuşan Ba-
sın Konseyi Başkanı Ok-
tay Ekşi, "basın özgürlü-
ğü" kavramı yerine "Ueti-
şün özgürlüğü" kavramını
önerdı.
Basın özgürlüğü kavra-
mının yanlış olduğunu öne
süren Ekşi, "Düşünceleri
açıklama özgürlüğünü de
içeren iletişim özgürlüğü
kavranıını ko>malıyız" de-
di. Oktay Ekşi, sözlerini
şöyle sürdürdü:
"Banh düşünürlerin ve
poütikacılann 200-250 se-
ne önce yapbklan yanlış
hâlâ süriip gidiyor. Halk,
gerçekleri basından öğre-
nir diye düşünülüyordu.
Oysa gerçekleri öğrenme
hakkının doğruca halka,
yani bireylere ait olduğunu
büiyoruz. Basın sadece, bu
hakkı profesyonelce kulla-
nan kesimdir diyoruz. O
nedenle basına bir aynca-
lık tanıyormuş gibi görü-
nen basın özgürlüğü kav-
ramını terk etmeli. halkm
gerçekleri öğrenme hakkı-
nı esas almalıyız. Böylece
bireylere gerçekleri öğren-
me ve öğrendiklerini baş-
kalanna iletme hakkını ta-
nunalıyız. Bu ancak Oeti-
şim yoİuyla saglanabilir."
Ekşrnin önerisi, Dünya
Basın Konseyleri Birliği
Toplantısı'nda yoğun bir
tartışmaya yol açtı. Biri
Hindistan'dan biri de
Bangladeş'ten iki dele-
geöneriye karşı çıktılar.
İP'den TOBB raporuna tepki Cindoruk'tan, Çiller'in 'dinozor' sözüne tepki
Terinçek, rapor uğruna 6
Onu getiren, götürür de'
hapse mahkûm oldu'
İstanbul Haber Servisi -
İşçi Partisi (İP) Genel Sek-
reteri Yılmaz Keleş, son
günlerde kamuoyunda tar-
tışmalara neden olan. Tür-
kiye Odalar ve Borsalar Bir-
liğ^'nin (TOBB) hazırlattığı
Güneydoğu Raporu'nun
gerçekleri yansıtmadığını
öne sürerek "Amerika'nın
Doğusu'nun raporuyla,
Amerikancı çözüm için ka-
muoyu imal edilmek isteni-
yor" dedi. Keleş, yaptığı ya-
zılı açıklamada, Kürt soru-
nunun temel gerçeğinin
Prof. Dr. Doğu Ergfl'in da-
yandığı anket kâğıdına sığ-
mayacağını savunarak soru-
nun Körfez Savaşı ile birlik-
te küreselleştiğini, ABD'nin
tüm gövdesiyle işin içinde
olduğunu söyledi.
Açıklamada, İP Genel
Başkanı Doğu Perinçek'ın 8
ay önce hazırladığı ve Cum-
hurbaşkanı Süleyman Demi-
rel'e de sunduğü Kürt rapo-
ru anımsatılarak "Rapordan
sayılmak için illc de ABD' nin
ısmarlaması, arkasında da
Başbakan Tansu Çiller'in
mi olması gerekir" görüşü
dile getirildi. Yılmaz Ke-
leş'in basına gönderdiği ya-
zılı açıklamada, TOBB'nin
Prof. Dr. Ergil'e hazırlattığı
raporun gerçeklere değin-
mediği belirtilerek "Rapor,
gerçeğin üzerini örtmek, da-
hası ABD müdahalesini yay-
mak için yazılmış. ANAP'm
saptadığına göre CIA Baş-
kanı, gizü Ankara zharetin-
de, 'Amerikanın Doğusu'
ile de görüşmüş. Yani, ABD
Dışişleri'nin 2 numaralısı
Strobe Tallbot'un Anka-
ra'daki büyükelçilik konu-
tunda gizli buluşmaya da%et
ettiği, TOBB Başkaîu Yalım
Hrez'in dantşmanı Doğu Er-
gfl'le" görüşleri dile getiril-
di.
Açıklamada, Perinçek'in
raporunda, kamuoyunu imal
etmek için uyduruk anketle-
rin arkasına sığınılmadığı
öne süriilerek şöyle denildi:
"Son otuz yılın örgütiü
mücadele birikimiyle. bilim-
sel sosyalizmle kardeşlik çö-
ziimü getiriliyor. Doğu Er-
gil'in raporu, l£ milyar li-
raya mal olmuş. Doğu Perin-
çek, bu çözümü uğruna 28ay
hapse mahkûm oldu. Perin-
çek'in raporu Atlantik öte-
sinden kurye aracıuğryla gd-
miyor. Bu coğrafyada 70 yıl
önce ateşin ve ihanetin için-
de sınanmış ve başan kazan-
mış ilkeleri temel aiıyor. Do-
ğu Perinçek, acil kardeşlik
çözümünde durumun ger-
çekçi bir analizini yapıyor.
Inkârcı ve sorunu şiddetle
çözmede ısrareden polirika-
mn, Kürt sorununu global-
leştirdiğini saptıyor."
Haber Merkezi - TBMM Başkanı Hüsa-
mettin Cindoruk, Başbakan Tansu Çiller' in
İstanbul il kongresinde söylediği "Köhneve
eski engelleri ortadan kaldırdık"şeklindeki
sözlerine ve "dinozor" benzetmelerine sert
yanıt verdi. Çiller'i siyasete kendısi ile
Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in ge-
tirdiğini söyleyen Cindoruk, "Getiren, gö-
türür de" dedi.
TBMM Başkanı Hüsamettin Cindoruk,
dün lnterstar Televizyonu ana haber bülte-
ninde yaptığı açıklamada, Çiller'in diline
son günlerde bir 'Akdevrim' sözünün dola-
dığma dikkat çekti. Cindoruk, "Akde>Tİm,
27 Mayıscılann sloganıdır. Onlar o zaman
köhnemiş ve dinozor diyorlardı Detnokrat
Partüilere. Bu sözleri talihsizlik sayanz. O ke-
limeyi bundan sonra kullanmasını önleriz.
DYP için çok hazin bir tabirdir. Bana o ha-
tuiatmayi yaptığı için çok üzüldüm" dedi.
62 yaşında olduğunu ve köhne olmadığı-
nı vurgulayan Cindoruk. Celal Bayar'ın De-
mokrat Parti'yi 62 yaşında kurduğunu ha-
tırlattı. Cindoruk şöyle devam etti:
"O köhne dedikleri kişiler, benle Demi-
rel'se sayın Çilk'r'i siyasete biz getirdik. Hat-
ta genel başkanlığa biz getirdik. Getiren, gö-
türür de"
Cindoruk, ekim ayı başında Meclis baş-
kanlığından istifa edeceğini belirterek
DYP'nin son İstanbul kongresinde yaşanan
olaylan daeleştirdi. TBMM Başkanı Hüsa-
mettin Cindoruk. "Yenileşme diyerek lohu-
salann odalan gibi kırmızı ve beyazı kans-
tınp ortaya salon dekorasyonu çıkanrsanız
bunlardan hiçbir şey çıkmaz. Belki vatandaş
sorar,' Lohusa şerbeti de dağıttı lar mı' diye"
dedi.
NECATÎOZGEN: Do&uı Baran'dan
T-V 1 ~
Tansu Çiller Türklerin
B Baştarafı 1. Sayfada
ra ihraç ediyor.
Diplomatik kaynaklar,
Başbakan Tansu Çiller'in zi-
yaret edeceği her üç ülkenin
de Türkiye'ye yakın politi-
kalar izlediklerine dikkat çe-
kiyorlar.
Önemli doğalgaz potansi-
yeli bulunan. tran ile Rus-
ya'nın komşusu Türkmenis-
tan'm, bu ülkeleri ürkütme-
den mümkün olduğunca
Türkiye ile ilişkileri geliştir-
meye özen gösterdiği belir-
tiliyor.
Türkiye, yalnızca Türk-
menistan ve Kazakistan'da
4 milyar dolan aşkm ticaret
bağlantısı yapmış durumda.
Rumlar savaş
çığırtkanlığı
yapıyor
REŞATAKAR
LEFKOŞA - Kıbns Türk
Banş Kuvvetleri Komutanı
Korgeneral Necati Özgen.
Rumlann sürekli olarak si-
lahlandıklannı ve savaş çı-
ğırtkanlığı yaptıklannı belir-
terek "Eğer bir çılguıhk ya-
paıiarsa hedtTımiz BaTbr"
dedi.
Orgeneralliğe terfı ederek
8. Ordu Komutanlığı'na ata-
nan ve dün Lefkoşa'da Mü-
cahitler Derneği'ne gerçek-
leştirdiği veda ziyareti sıra-
sında konuşan Özgen, kolor-
dunun 20 sene önceki kolor-
du olmadığmı, yeni kışlalar,
birlikler, silahlar ve tesisler-
le şimdi en güçlü durumda
bulunduğunu belirterek
"Bunu başarmanın huzuru
içinde KKTC'den aynhyo-
rum"dedi.
I Baştarafı 1. Sayfada
telere kayıt yaptınp daha
sonra da yatay geçiş yaparak
Türkiye'deki tıp fakültele-
rinde ihtisasa başlamıştı.
Bakan danışmanı Dr. Kür-
şat Özdemir'in de Azerbay-
can'da ihtisasa başlayıp da-
ha sonra Ankara Hastane-
si'ne yatay geçiş yaptığı
TTB tarafindan ortaya çıka-
nldı.
Ankara Hastanesi Fizik
Tedavi Bölümü'nde asistan-
lık yapan Kürşat Özde-
mir'in, Tababet Uzmanlık
Tüzüğü'nün 4. maddesinin,
"Asistanlar. bu tüzük hü-
kumlerine göre saptananlar.
eğhim, öğretim ve uygulama
çahşmalan dışında kamu ve
özel kuruluşlarda ay lıklı ve-
ya ayhksız hiçbir görev ala-
ma/Jar. muayenehane aça-
mazlar. çalışhklan uzman-
lık dalının uygulamasuıdan
sayıünayacak işlerte görev-
lendirilemezler" hükmüne
karşın Doğan Baran tarafin-
dan danışmanlığa getirildi ği
belirlendi. TTB Genel Sek-
reteri Dr. Ata Soyer, tüzüğün
son derece açık olduğunu ve
halen asistanlık görevini
sürdüren Özdemir'in danış-
manlık yapamayacağını
söyledi. Soyer, olayı yargıya
taşıyacaklannı vurgulaya-
rak şöyle konuştu: "Özde-
mir, yatay geçiş skandalın-
dan sonra şimdi de tüzüğe,
yasaya ay kırt olarak bakan-
İıkta görev lendirildi. Her nr-
satta suiistimalk'rle uğraşa-
cağmı söyleyen Bakan Do-
ğan Baran'ın, bizzat kendi-
sinin suiistimali olan birisini
danışman ataması ne kadar
ciddi olduğunu gösteriyor.
Bu yasadışıkğın ve ay kınb-
gın giderihnesi için yargıya
başıuracağız."
Kürşat Özdemir ise ken-
disinin 657 sayılı Devlet
Memurlan Yasası'na bağlı
olduğunu belirterek, "Ben
bakanlığm bir elemanıyım.
Tüzüğe göre ay kın, ama ya-
saya göre bakan beni istedi-
ği göreve getirebilir. Resmi
bir görevim de yok zaten"
dedi.
OLAYLARIN
ARDINDAKI
GERÇEK
• Baştarafı 1. Sayfada
re içinde son yasama yılı-
na girmiş olan milletvekil-
leri ile adaylık bekleyen
parti yöneticilerinin gide-
rek artan bir hızla seçim
atmosferine gireceklerini
belirtiyorlar.
Kamuoyu yoklamaları-
nın geçtiğimiz günlerde
açıklanan sonuçlan, mer-
kez sağ partilerin güç den-
gelerinin dalgalı bir görün-
tü çızdiğini gösteriyor. Ba-
zı sonuçlar DYP'nin, bazı
sonuçlar da ANAP'ın oy
oranını küçük farklarla da
olsa yüksek gösteriyor.
DYP Genel Başkanı'nın,
mini ara seçimlerde alınan
sonuçlara karşın 22 millet-
vekilliği için yapılacak ara
seçimde aynı sonuçlan
alamayacağı kuşkusunu
taşıdığı sanılıyor. DYP'nin
ara seçimi alacağına inan-
ması durumunda kısa bir
süre sonra ara seçimin, bu
sonuçlann hızıyla da, ilk-
bahar başlarında erken
genel seçimin gündeme
geleceği varsayımı ağıriık
kazanıyor.
Ancak yine anayasada-
ki değişikliklerden kay-
naklanan ve henüz netleş-
memiş iki önemli durum
var. Bunlardan birincisi,
seçmen yaşının 18'e indi-
rilmesi ile önümüzdeki se-
çimlerde oy kullanacak 5
milyonu aşkın genç seç-
menin tercihleri. Bu olgu,
henüz kamuoyu yoklama-
lanna bile yansımamış du-
rumda. Politikayapmaya-
sakları kaldınlan sendika-
lar ile diğer demokratik kit-
le örgütleri de siyasal yel-
pazedeki yerlerini belirle-
miş ve açıklamış değiller.
Bu nedenle seçim sonuç-
larının bu gelişmelerden
nasıl etkileneceği de şim-
dilik pek bilinemiyor.
Koalisyonun tercihi, ara
seçimi erteleyecek birfor-
mül bulmak ve genel seçi-
mi de 1996 Sonbaha-
n'nda yapmak. Ancak bu
eğilim ülkenin seçim at-
mosferine girmesini önle-
yecek bir nitelik taşımıyor.
Görünen o ki TBMM'nin
açılması ile birlikte "seçim
sath-ı mailine girilmesi"
de kaçınılmaz olacak.
•••
Cem'den
müze açılışı
MİLAS-Kıyıkışlacık Kö-
yü'nde (Iassos) açıkhava
müzesi açıhşmı yapan Kül-
tür Bakanı tsmail Cem,
Türklerin geçmişinin bütün
Anadolu uygarlıklannı kap-
sadığını belirterek "Biz bu
topraklann üzerindeki me-
deniyetkrden süzülüp gelen
milletiz. Bu gerçeği bazen
hem dünyaya hem kendimi-
ze haüriatmak zorundayız"
dedi.
AnkaraMa Kıbns rahatsızhğı
• Baştarafı 1. Sayfada
Clinton'ın danışmanla-
nndan Stefanopulos'un ilk
günlerdeki süksesi ile et-
kinliğini kaybettiği ve yap-
tığı açıklamalar ve çıkışla-
nyla gözden düşmeye baş-
ladığı belirtiliyor. Rum asıl-
lı genç danışmanın, son za-
manlarda gazetelerin sos-
yete sayfalannda boy gös-
terdığine de dikkat çekıli-
yor.
ABD'nin Kıbns konu-
sundaki özel koordinatörü-
nün yanı sıra yaklaşık 14
yıl aradan sonra atadığı
Kıbns Özel Temsilcisi Ric-
hard Beattie bulunuyor.
Diplomatik kaynaklar bu-
na rağmen Clinton'ın, Rum
asıllı danışmanını Kıbns
konusunda temaslar için
'sürpriz' bir şekilde bölge-
ye göndermesiyle ilgili şu
değerlendirmeleri yapıyor-
lar
- Stefanopulos tatilini
Kıbns'tageçirecek. Buara-
da ABD'deki Rum lobisi-
nin de baskısıyla Kıbns ko-
nusunda olup bitenleri öğ-
renmesi için Clinton tara-
findan hazır tatile çıkmış-
ken bu işle de görevlendi-
rilmiş olabilir.
- Yunan ve Rum ikilisi,
Kıbns konusunda Türki-
ye'ye baskı yapmak ve güç
kazanmak için Rum asıllı
danışmanın ziyaretini tez-
gâhlamış olabilir. Stefano-
pulos aracılığıyla Yunanis-
tan ve Rum yönetimi
ABD'yi Kıbns konusunda
etkilemeye çalışacaktır.
- Stefanopulos'un danış-
man olarak Rum asıllı ol-
masına rağmen tarafsızlığı-
nı korumak zorunda oldu-
ğuna da dikkat çekiliyor.
Bu nedenle Clinton'ın da-
nışmanının Kıbns konu-
sunda tek yanlı görüş ifade
etmekten kaçınacağı belir-
tiliyor.
Diplomatik kaynaklar
Rum ve Yunan basınının
iddia ettiği gibi ABD'nin
Stefanopulos aracılığıyla
yeni bir plan getirdiği ko-
nusunda kendilerinde bir
bilgi olmadığını söylediler.
Ancak Kıbns konusunda
en önemli tıkanıklık konu-
lanndan birini, kunılacak
bir federal Kıbns cumhuri-
yetinde Kıbns Türklerinin
statüsü oluştunıyor. KK-
TC, Rumlarla eşit egemen-
lik statüsü üzerinde ısrarlı.
ABD bu konuda net bir ya-
nıt vermiş değil. BM'nin bu
çerçevede Türk tarafını tat-
min edecek bir formül ara-
dığı belirtiliyor.
Diplomatik kaynaklar,
ABD'nin. Türk-Yunan iliş-
kilerinde ortaya çıkan so-
ğukluğun biraz yatışmasın-
dan sonra eylül ya da ekim
aymda gerek Kıbns gerek
Ege konulannda önemli çı-
kışlar yapmasının beklen-
diğini de söylediler.
Ankara-VVashington
görüş aynlığı
Türkiye, Kıbns konusun-
da Birleşmiş Milletler'in
gözetimindekı çözüm süre-
cinin, Avrupa Birliği'nin
(AB) Rumlan tek yanlı ola-
rak birliğe tam üye yapma
yolunda başlattığı girişim
ile hızlanacağı düşüncesin-
de değil. ABD'nin ise AB
sürecinin Kıbns'ta çözümü
kolaylaştıracağı düşünce-
sinde olduğu ve Ankara po-
litikasına destek vermediği
belirtiliyor.
Cumhuriyet'e bilgi veren
diplomatik kaynaklar an-
cak ABD'nin iki kesimli, i-
ki toplumlu bir federal Kıb-
ns cumhuriyetinin kurul-
ması konusunda daha net
bir politika izlediğinin altı-
nı çiziyorlar.
Rus girişimi belli
değfl
Diplomatik kaynaklar,
Rusya'nın ABD'nin girişi-
miyle Kıbns konusunda
Londra'da yapılan toplanh-
ya misilleme olarak bir ey-
lem planı hazırladığı yolun-
daki haberlerin BM tarafin-
dan doğrulanmadığını be-
lirttiler.
Rum basını, Rusya'nın
BM Güvenlik Konseyi'nin
gündemine Kıbns konusu-
nu getirmek üzere bir ey-
lem planı hazırladığını ya-
zıyor.
tıısaıı hakları
incelemesi
ANKARA (ANKA) -
Türk avukatlar, insan hak-
lan hukukunun Avrupa'da-
ki uygulamalannı incele-
mek üzere Brüksel ve Lük-
semburg'da çalışmalar ya-
pacaklar.
istanbul Barosu'na ka-
yıtlı 15 avukat Avrupa Bir-
liği Komisyonu Türkiye
Temsilciliği ile tstanbul
Barosu Uluslararası Ilişki-
ler ve İnsan Haklan Ko-
misyonu'nun işbirliği so-
nucunda eylül ayı sonunda
Brüksel ve Lüksemburg'a
gidecek.