Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURfYET 12 AĞUSTOS 1995 CUMARTESİ
HABERLER
Emecan,
Maltepe'yi
bırakmadı
• İstanbul Haber Servisi-
Zeytinburnu Belediyesi,
Maltepe Mahallesi'ni,
Bayrampaşa Belediyesi'ne
kaptırmaktan son anda
kurtardı. Danıştay Idari
Dava Daireleri Genel
Kurulu, Maltepe
Mahallesi'ni Bayrampaşa
Belediyesi'ne bağlayan,
Danıştay 8. Daire'nin
karannı bozdu.
Zeytinburnu Belediye
Başkanı Adil Emecan,
"Maltepe'nın, hem de ibret
verici bazı yöntemlerle
Zeytinburnu'ndan
kopanlması mümkün
değildır. Hukuk da buna
izin vermemiştir" dedi.
mHyartık dava
• ANKARA (ANKA)-
Türkiye Odalar ve Borsalar
Birliği'nin (TOBB)
'Güneydoğu, Teşhisler ve
Tespitler' raporu, gûnler
süren suçlama ve
tartışmalardan sonra 2
milyar lıralık tazrrunat
davasına neden oldu.
Raporu hazırlayan Prof.
Doğu Ergil, kişılık
hakJanna saldında
bulunduğu ve hakaret ettiği
gerekçesiyle gazeteci-yazar
Emin Çölaşan aleyhine 2
milyar liralık tazminat
davası açtı.
Tutuklu yakınları
YDH'de eylemde
• tZMtR(Cumhuriyet
EgeBûrosu)-PKK
davasından yargılanan
tutuklu yakınlan.
Güneydoğu'daki baskılan
ve cezaevlerindeki yaşam
koşullannı protesto
amacıyla açık grevini, dün
YDH lzmir il binasında
sürdürdü. YDH lzmir İl
Başkanı Prof. Dr. Canan
Balkır, eylemcilerin misafir
olduğunu belirterek
"Kimse zor kullanarak
partimize girmedi" dedi.
TOPye
operasyon
• İSTANBUL(AA)-
tstanbul'da gercekleştirilen
operasyonda, 4'ü
Gaziosmanpaşa'da çevik
kuvvet otobüsüne bomba
atılması eylemini
gerçekleştiren yasadışı sol
bir örgüt üyesi biri kadın 5
kişi yakalandı. Sanıklarla
birlikte 3 adet el bombası,
2 adet tabanca ve çok
miktarda örgûtsel doküman
daele geçirildi.
Atakule satriıyor
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - RP'li Anakent
Belediye Başkanı Melih
Gökçek, Vakıfbank ve
EmekJi Sandığı tarafindan
30 yıl sonra belediyeye
devredilmek ûzere yap-
işlet-devTet yöntemiyle
yapılan ve 1989 yılında
açılan Atakule ve yan
tesislerini, 900 milyar lira
muammen bedelle satışa
çıkardı.
Kısa... Kısa...
• Sahrayı Cedit İnönfi
Caddesi'nde bulunan
Apollon Sinemasrnda
çıkan vangın. Kadıkö> ve
Erenköy itfaiye ekiplerinin
çahşmalanyla söndürüldü.
Yangında, içeride çalışan
iki kişi, çevredekilerin
yardmuyla dışan çıkarnldı.
• Silivrikapı'da önceki
akşam bölücü terör
örgütüne ait olduğu ileri
sürülen bir hücreevinde
meydana gelen bomba
patlamasıyla ilgili olarak,
Hilmi Yılmaz adlı kişinin
arandığı bildirildi.
• Eyüpte 3 katiı ahşap bir
binada henûz
belirlenemeyen bir nedenle
yangın çıkü. Yangında can
kayb> obnazken bina
tamamen yandı.
• RP'li Ankara
Büyükşehir Belediye
Başkanı Melih Gökçek,
EGO otobüsü ücretlerine
yûzde 100 oranında zam
yapmaya hazırlamyor.
Eylül ayından itibaren
uygulanması beklenen
zâmJa tam biletin 20,
öğrenci biletinin de 12 bin
lira olması bekleniyor.
• Yasadışı "Yekbun"
adlı örgüte üye olduklan,
bu örgüte yardım ve
yatakhk ettikleri öne
sürülen 5 sanığın
yargılanmasına İstanbul
2 No'Iu DGM'de
başlandı.
• MHP Genel Başkanı
Aiparslan Türkeş'in özel
otomobili, lzmir'in
Menderes ilçesinde takla
attı. Otomobilde bulunan
Türkeş'in oğlu Ahmet
Türkeş ve şoförü, kazadan
yara almadan kurtuldu.
Promosyoncu yöneticilerin mazereti, daha çok okura ulaşmak:
Kaüteli gazete satnuyorZAFER AKNAR / AYŞE YILDIRIM
Patronlar, promosyonla gazetelerinin sa-
tışmı arttınp ilan gelirlerini yükseltirken,
gazeteciler bu konuya nasıl yaklaşıyor?
Büyük promosyonlar yapan beş gazetenin
yöneticilerine bu konudaki düşüncelerini
sorduk.
Hürriyet ve Sabah gazetelerinin yöneti-
cileri sorulanmıza yanıt vermedi. Türki-
ye, Milliyet ve Akşam gazetelerinin yöne-
ticilerinin görüşleri ise şöyle:
Bir yılda herkese televizyon vermeyi va-
at ederek tiraj patlaması yapan Akşam ga-
zetesinin Genel Koordinatörü Can Aksın,
promosyonun a
bir çeşit pazaıiama yönte-
mi" olduğunu savunuyor. "Niye promos-
yon" sorusuna Aksın şu yanıtı veriyor:
"Göründüğü kadanyla nasıl bir gazete
yaparsanız yapın ya da hangi gazete olursa
olsun eğer yanında promosyon vermediniz
cıi, haberi ya da röportaj-
lan cazip kılacak bir baş-
ka üriin vermediniz mi ti-
raj düşiiyor. Örneğin,
Hürriyet son promosyon-
la 850 binlere çıko. Pro-
mosyona başlarken 356
bin tirajdaydı. Sabah yine
bu yüksek tiraj ına başla-
madan401 bin tirajdaydL
Milliyet 270 binlerdeydi,
şimdi tirajı 735 bin oldu.
Yani vaklaştk 500 bin ya
da 450 bin tiraj akü. Hür-
riyet bir ara 850 bine çık-
tu demek ki 500 bin tiraj
ajmış. Sabah 400-450 bin
civannda tiraj aldı. Yani,
ne kadar iyi gazete yapınr-
sa yapılsın. kaliteli bir ga-
zete yapılırsa yapılsın sat-
mıyor."
Âksın, bir anlamda pro-
mosyonu "okunın istedi-
ğini" vurguluyor. Akşam
gazetesıninşuanda 1 mil-
yon civannda olan tirajı-
nı, promosyondan sonra
"eğer başka bir promos-
yon yapmazlarsa koruya-
mayacağının ve aslında
hiçbir gazetenin koruya-
mayacağının" da alnnı çi-
ziyor.
Eskiden promosyon so-
nucu artan okur sayısının
yüzde 10'unun daha son-
ra gazetenin okuru olarak
kaldığını anımsatan Ak-
sın, şimdiyse böyle bir
tahmin yapmanın zorlu-
ğuna işaret edjyor
"Şimdi gazeteler birbi-
rine yakın gazeteler, haber
• Promosyonla gazetelerinin satışının önemli ölçüde arttığını
söyleyen gazetelerin yöneticileri, promosyon 'suçu'nu okura
yüklüyor. Herkese televizyon kampanyasını başlatmadan önce 80
binlerde dolaşan Akşam gazetesinin promosyoncu yöneticisi Can
Aksın, "Ne kadar iyi gazete yapılırsa yapılsın, kaliteli bir gazete
yapılırsa yapılsın satmıyor" diyor.
kaynaklan birbirine yakın. Aradaki fark, mosyon yapmak. gazetetere belirli bir süre
verdikleri promosyon ürünleri Okur, Hür- belirU bir okur kitlesi getirdiği için o süre-
riyet veya Sabah'ı tercih ederken 'birisinin de gazeteler kendilerini daha iyitoparlryor-
lar ve okuyuculara beğendirmek için daha
iyi atılım yapabiliyor ve temel işlevlerinden
asla uzaklaşmıyor."
Promosyonun basm açısından tehlikeli
bir hale geldiği görüşüne de katılmayan
Aksın, bunun nedenini ise şöyle açıklıyor
haberi daha iyi', 'öbürünün köşe yazan da-
ha iyi' diye bakmıyor, dikkat ediyorsanız.
Hediyeye gidiyor. Önun için burada ne ka-
tacak diye bir şey söz konusu değiL"
Promosyonun 'yararian'
Aksın, gazetelerin promosyon yaparak
temel işlevlerinden uzaklaştığı görüşünü
de reddediyor
"Tam tersine. asla uzaklaşmıyor. Pro-
'Türkiye'de 2 miryon 400 bin - 2 müyon
600 bin olan gazete okuyucusu sayısı 5 mil-
yonun üzerine çıkö. Yani, 'hadi bunlar ku-
pon kesiyor, okumuyor' deseniz bile yüzde
CİZMEDEN YUKARI MUSAKART
20'si okusa neresinden baksanız yine 500-
600 binlik gazete okuyan bir kitlc y aratılmış
olur. O açıdan bence bu tehlikeli değil."
Bugün son hızıyla süren promosyon sa-
vaşının kesilmeyip farklılık kazanarak de-
vam edeceğini söyleyen Aksın, "promos-
yonun yasaklanmasına" da karşı çıkıyor:
" Bir kere savaş değil bu. Okuyucuya hem
güzel gazete hem güzel ürünler veriliyor. Ni-
ye yasak getirilsin? Niye yani, niye yasakçı
bir zihniyete gkJclim? Biz okuyucuya hem
haber hem ürün ulaşonyoruz. Niye kesi-
yorsunuz ki bir okuyucunun televizyon sa-
ttibi oünasınL Eğer vermezsek, yani başka-
lan gibi kura, çeidliş yapdsaydı dersiniz id
'vermiyor'. Dikkat ederseniz Uk Akşam,
herkese bfiyük ikramiye vermeye başladı.
Üstelik kurasız. Ve verdi hepsini de. Ondan
sonra diğer gazeteler geldL Ondan sonra
biz en iyisini verdik. Şimdi bakın herkes
yükseltiyor. Akşam, tüketki okuyucu olan
okuyucunun daha kârlı ol-
masını sağlıyor. Buna yasal
düzenleme ne getireceksiniz
kL Eğer vermezse mahkeme-
ye verirter. 'Kandırdı. dolan-
dırdı bizi' derler. Ama Ak-
şam herkese, televizyonu da
verecek. Ne taahhüt ettiyse
yerine getirecektir, diğer ga-
zetelerdegetirecektirvegetir-
mekzorundadır."
CHP Genel Sekreteri Adnan Keskin:
ANAP ve D YP,
Refah'ın tetikçisi
AHMETŞEFtK
TRABZON (Cumhuriyet) - ANAP ve DYP'yi
"RP'nin tetikçisi" olarak nitelendiren CHP Genel Sek-
reteri Adnan Keskin, kimsenin kendilerini "DYP'nin
lastiği** olarak görmeğe hakkı olmadığını, kurultaydan
sonra "sosyaldemokratlann iktidara mahküm olmadık-
lannın ha>kınlması" gerektiğini sdyledi. Keskin. erken seçim tartışma-
lannın sağ partiler tarafindan suni olarak yaratıldığıru iddia ettı ve "Me-
sut Efendi ile Noel Hanım yanş etsin diye seçim yapıunaz. Türkiye'nin so-
runlannın çözümü için seçim yapıünaîıdır'
7
dedi.
Partisimn Trabzon il kongresine katılan Keskin, hemen hemen tüm par-
tileri eleştirdi. lktidarortaldan DYP'yi, ANAP, DSP ve RP ile kendi par-
tisi içindeki bazı kesimleri eleştiren Keskin, 9-10eylüldeki büyük kong-
reden birleşmenin bütün sorunlannı çözmüş olarak çıkacaklannı söyle-
di. Toplumun çekim merkezi haline geleceklerini öne süren Keskin,
DSP'ye ilişkin şu görüşleri savundu:
"Bir kısım medya ve bazı köşe yazariarı DSP'yi pompalıyor. Oysa son
yapılan yerel ara seçimlerde CHP, DYP'nin anhndan ikinci parti olarak
çıkü. Paramız yok gerekçesiyie güçlü olduğu 9 > erde seçimlere giren DSP
büyükbaşarısızlığa uğradL DSP şişirilmiş. bir partidir."
Âdnan Keskin, CHP'deki bütünleşmenin Çankaya noterleri ile sağla-
namayacağını, uzlaşmanın da bu biçimde olamayacağıni belirtti ve bü-
tünleşmenin il ve ilçe kongrelerinden çıkacak sonuçla büyük kongrede
son bulacağını savundu. Şeriatçı gelişmenin büyük bir ivme kazandığı-
nı, bu anlamda sosyal demokratlann tarihsel sorumluluklannm arttığını
vurgulayan Keskin. şöyle konuştu: "1991'de hükümet kurulurken hata
yapıldı. Bu hükümetin oluşması enine boyuna irdelenmedi. Ortağı olu-
naıı partinin, merkez sağdaki partinin kadrolaruun berrak olmadığı id-
rak edilemedL"
Keskin, kurultaydan sonra sosyal demokratlann iktidara mahkûm ol-
madıklannın bütün Türkiye'ye haykınlması gerektiğini, CHP'yi kimse-
nin DYP'in lastiği gibi göremeyeceğini savundu. Keskin, "fktidarda
kahnak için temel ilkeleri bir tarafa atarak halkla karşı karşıya gelecek
bir durum varsa orada karar vermek gerekir. Yoksa 5-10 kişinin binece-
ği kırnua plakalı arabalar CHP'yi bağlamaz" diye konuştu.
5 milyar lira cezaya çarptınlmıştı
Pakdemirli'den
tazminata temyizANKARA (Cumhuriyet Bürosu)
- ANAP Genel Başkan
Yardımcısı Ekrem Pakdemirli.
Cumhurbaşkanı Süteyman
Demirel'e hakaret ettiği
gerekçesiyle Ankara 11. Asliye
Hukuk Mahkemesi'nce hakkında
verilen 5 milyarlık tazminat
karannı temyiz etti. Pakdemirli,
yasal faizi ile birlikte 5 milyav
640 milyon lirayı ödemediği için
icralık olmuştu. Pakdemirli,
Yüce Divan'ın otoyol davasmda
eski Bayındırlık Bakanlan Safa
Giray ve Cengiz Altınkaya hakkında verdiği beraat karanndan
sonra düzenlediği basm toplantısında Cumhurbaşkanı Demirel'e
hakaret ettiği gerekçesiyle tazminat ödemeye mahkûm edilmişti.
Pakdemirli'nin avnkatı Erden Ansoy, hazırladığı temyiz
dilekçesini Yargıtay'a gönderilmek üzere Ankara 11. Asliye
Hukuk Mahkemesi'ne verdı. Dilekçede. "DeliUer toplanmadan,
itirazlanmE dikkate ahnmadan, davacı tarafin delil vasfi ohnayan
yazılanna dayanılarak olmayan delttierden hareketle karar
verUmiştir''denildi. Temyiz dilekçesinde. genel eleştirilerin davacı
Demirel'e yapılmış gibi değerlendirildiğine işaret edildi.
Dilekçede aynca, verilen tazminat miktannın büyüklüğüne dikkat
çekilerek şöyle denildi: "Takdir edilecek tazminat miktan, haksız
eylemi özenilen bir hale getirecek oranda ve mağdur için de bir
zenginleşmc aracı durumunda olmamalıdır. Edinmiş olduğumuz
tüm Yargıtay kanuian bu yönde iken yerel mahkemenin gerekçeli
karannda '...Manevi tazminatın bir zenginleşme aracı olmadığı
ya da felaketi özendirici hale getirmesi şeklindeki klasik görüşler
terk edilmiştir..." kanaati bizceanlaşılamanuştır.'' Tazminat
tutannm çok yüksek olduğu belirtilen dilekçede, tazminat
tutannın davacinın emekli maaşının 90 katı, Cumhurbaşkanlığı
maaşının 30 katı, şahsına ait malvarlığının 4 katı ve davalının mal
varhğınm yansı oranında olduğu kaydedildi.
Şoray'uı
enacıgünü
İşadamı Rüçhan Adlı'nın cenazesi, dün
Teşvikiye Camii'nde kılınan namazdan
sonra Zincirlikuyu Mezarlığı'nda toprağa
verildL Sinema sanatçısı Türkan Şoray'Ia
uzun süre birlikte yaşayan işadanu ve eski
Gaiatasaray Spor Kulübü yöneticilerinden
Rüçhan Adlı, uzun süredir tedavi gördüğü
Florance Nightingale Hastanesi'nde
çarşamba günü böbrek yetmezliği nedeniyle
yaşamını yitirmişti. 75 yaşında ölen Adlı'nın
cenaze törenine Türkan Şoray, eski eşi Meri
Adlı, oğlu Şevket Adh, torunlan Rüçhan,
Gökhan ve Voikan Adh, Gaiatasaray Spor
Kulübü Asbaşkam Adnan Polat, Genel
Sekreter Mehmet Cansun. kulüp eski
yöneticilerinden Yurdaşen Karahasan,
AıNAP II Başkanı Mükerrem Taşçıoğlu,
yönermen Aöf Ydmaz. Nazan Şoray, Çolpan
İlhan, Müslüm Gürses, Nükhet Duru. Faruk
Peker, Aydemir Akbaş ve Nejat Uygur'un
da aralannda bulunduğu çok sayıdâ sanatçı
kaüldL (Fotoğraf: HATlCE TUNCER)
Miffiyet
Milliyet Gazetesi Murah-
has Üyesi ve Genel Yayın
Yönetmeni Doğan Heper'in
promosyona bakışı ise daha
değişik. Promosyonda hare-
ket noktasının daha çok oku-
yucuya ulaşmak olduğunu
vurgulayan Heper, şöyle de-
vam ediyon
"Gazeteokumayanlara ga-
zete okutmak. Promosyon s»-
rasmda toplam okuyucu sayv
sının, daha doğrusu 'gazete
alan' sayısuunartnğımuhak-
kak. Aİna önemli olan pro-
mosyon kesilince bunlardan
hiç olmazsa bir bölümünün
gazeteokuyucusu olarak kal-
ması. Bu sağtanabiliyor mu?
Biz aklı gazetecilikte, ha-
bercilikte olanlar için pro-
mosyonun bize zaran yok.
Promosyon oba da olmasa da
biz gazetecilik konusunda ya-
pabildiğinıizm en iyisini yap-
mak isteriz, Meydanı pro-
mosyon ekibine bırakmak is-
temeyiz. Yani biz, gazeteci
olarak var ohnak isteriz.
Öyleyse promosvon bizün
gazeteciliğımizi öfdüremez,
geriletemez. Belki de. çok sa-
tan, çok aunan gazetede, da-
ha çok kişiye varacak, daha
çeşitli. daha ilginç haber ol-
sun,daha çok kişi bizi beğen-
sin, farkımızı kabul etsin gay-
reti içinde oluruz. Bu düşün-
ce hâkim olduğu sürece pro-
mosyonun gazeteciliğe bir
bakuna faydası bile var, de-
nilebilir. Ama genelde böyle
mi oluyor,o ayn bir tarnşma
konusu."
Milliyet olarak son pro-
mosyon savaşına iki ay da-
yanarak geç girdiklerini be-
lirten Heper, bu süre içinde
net satışlannın devamlı 300
binin üstünde kaldığını
anımsatıyor. "Bu, bizim için
önemli bir beğeni ölçüsü ol-
du" diyen Heper, şunlan
söylüyor:
"Ama bakük ki promos-
yon firtuıası dinmiyor, bila-
Ids güçleniyor. Ve olay \IilU-
yet için haksız rekabet halini
alıvor. O zaman istemeye is-
temeye de olsa promosyona
başladık.
Bugün net satışımız 750
bin. Bfliyoruz ki promosyona
iki ay geç başlamasaydık bu-
gün büyük bir ihtimalle ti-
rajda birinci gazeteydik. A-
ma biz, tirajdan çok gazete-
ciliğe, haberciliğe, etkin ve
saygm olmaya, doğruluğa ve
dürüstlüğe önem verdik, ve-
riyoruz,
Ve keşkediyonız,promos-
yon olmasa da biz gazeteler
şu yukanda saydığım vasıf-
laria, habercUigunizle, gaze-
teeiliğimizle yanşsak."
SÜRECEK
KARS1. ASLİYE
HUKUK
MAHKEMESt'NDEN
Davacı Adnan Kurt vek.
Av. Cevdet Uçungan tara-
findan davalı Pakizer Kurt
aleyhine mahkememize
açılan boşanma davasmda
venlen ara karan uyannca;
Yukanda açık kimliği
yazılı bulunan davalı Paki-
zer Kurtadına çıkanlan da-
va dilekçesınin teblığı için
tüm araştırmalara rağmen
adres tespıt edilemediğin-
den dava dilekçesınin da-
valıya ılanen tebliğine, ka-
rar venlmiştir Adı geçe-
nin, dava dilekçesınin ilan
tanhınden itibaren duruş-
manın atılı olduğu
23.8.1995 günü saat
10.00'a kadar mahkeme-
mizde hazır bulunması, ce1
-
vaplannı duruşma gününe
kadar bildirmesi, aksı tak-
dırde yargılamaya yok-
luğunda devam olu-
nacağına karar verileceği
hususu ilanen tebliğ ol-
unur.
Basın: 26267
CUMARTESİ
YAZ1LARI
ATAOL BEHRAMOĞLU
Saraybosna'da Ölmek...
Bosnalı bir Sırp ailenin çocuğu olan Ivo Andriç
(1892-1975), 1945'teyayımlandığı "Drina Köprüsü"
adlı romanında, Boşnak kasabası Visegrad'ın XVI-
XX. yüzyılar arasındaki yaşarnını anlatır. Yüzyıllar sü-
recinde köprünün uğradığı değişimler, insan ilişkile-
rindeki değişimlerin simgesidir. Kitabın sayfalannda
tarih sanki canlanmıştır. Farklı etnik kökenlerden,
farklı dinsel inançlardan insanlann birbirlerinin töre-
lerine saygı içinde yaşayışlan, yaşamı asıl güzelleş-
tiren şeyin bu farklılıklar olduğu, insanla toplumsal
çevrenin ve doğanın eşsiz uyumu, bu tadına doyul-
maz kitapta erişilmesi güç dil ve betim güzellikleriy-
le sunulmuştur. İnsan ilişkilerini bozan, karşılıklı sev-
gi ve saygıyı acımasız düşmanlığa dönüştüren kişi-
sel ve toplumsal etkenlerin oluşup gelişmesi, trör
şeyi (bu arada güzelim Drina Köprüsü'nü de) mah-
vetmesi, yine usta romancının gözlem gücüyle irde-
lenip betimlenmiştir. "Drina Köprüsü", ("Altın Kitap-
lar"ca basılmış çok güzel bir Türkçe çevirisi vardır),
yüzyılımız dünya edebiyatının başyapıtlanndandır.
Bosna'daki Müslüman yaşantısı ve kültürünün ölüm-
süz betimlerini bir Hıristiyan yazara borçlu olduğu-
muzu Müslüman halkımız acaba biliyor mu?
•••
Bir Avrupa haritasında "eski" Yugoslavya'ya ba-
kıyorum... Romanın öyküsünün geçtiği Vısegrad yok
bu haritada. Fakat Mostar karşımda. Bir başka ve
hazin köprü öyküsünün yaşandığı, içinden Adriya-
tik'edökülen Neretva Irmağı'nın geçtiği Mostar ken-
ti. "Cumhuriyet Bosna Özel Eki"nöen okuyorum:
"Yugoslavya'nın Mostar kentinde Neretva Irmağı
üzerindeki köprü yeryüzünün en güzel ve en özgün
mimari anıtlanndan biri olarak kabul ediliyor.. idi."
Sonra köprünün mimar Hayreddin tarafindan
1557'de başlanıp 1567'de bitirildiği, güzelliğinden ve
işlevlerinden bir şey yitirmeksizin o yörelerin çetin
doğa koşullanna 426 yıl karşı koyabildiği anlatılıyor.
Aynı sayfada Mostar'dan ve ünlü köprüsünden bir
fotoğraf ve şöyle bir ait yazı: "9 Kasım 1993 günü
sabah saat sekizde Sırp topçusu Mostar'ı bomba-
Iamaya başladı. Toplann namlulan gelişigüzel değil
Mostar Köprüsü'ne yönelmişti. Birkaç dakika için-
de bir tarih, bir anıt ve bir şiiryıkıldı. Şimdi yerinde
eğreti yapılmış bir asma köprü var. Mostar, köprü-
sünü yitirdi. Insanlıksa bir tarih hazinesini. Sırp mil-
liyetçileri ise alınlanna bir kara leke daha sürdüler."
•••
Mostar, Tuzla, Zenica, Srebrenica, Bihaç, Krayi-
na... "Eski" Yugoslavya'nın "Bosna-Hersek" fede-
rasyonundan yer ve bölge adlan... Bazılarının nasıl
yazılıp nasıl okunacağı konusunda bile basınımızda
ve medyamızda görüş birliği olmayan bu adlan, ya-
kın zamanlara kadar kaçımız biliyorduk? Ve Bosna-
Hersek'te yaşanmakta olan trajedinin nedenleri, kö-
kenleri konusunda ne ölçüde sağlıklı bilgilere sahi-
biz?
•••
Nüfusu (1989 seçimlerine göre) yaklaşık 4.5 mil-
yon olan Bosna-Hersek'te bu nüfusun yüzde 37'si
Sırplardan, yüzde 21 'i Hırvatlardan, yüzde 4O'ı yine
Slav kökenli Müslüman Bosna-Hersek'lilerden olu-
şuyor... (1991 sayımlanndaoranlarbiraz farklı: Müs-
lüman Bosna-Hersekliler yüzde 43.5, Sırplar yüzde
31.3, Hırvatlar yüzde 17.3 görünüyor). Bu sayımla-
ra ne ölçüde güvenılebileceği ayn konu. Fakat tab-
lo açık olarak görülebiliyor: Bosna-Hersek'te Müs-
lüman ahali sayıca en kalabalık topluluk, fakat top-
lam nüfusun yansından daha az...
Savaşın bilinen nedenleri, Bosna-Hersek sınırian
içindeki Sırpların ayn bir cumhuriyet kuracaklannı i-
lan etmeleri (aslında Büyük Sırbistan hayaline hiz-
met ediyor olmalan), Bosna-Hersek'in ise (başlan-
gıçta Müslüman Boşnaklar ve Hırvatlann işbirliğiy-
le) bağımsızlık ilan etmesidir. Sırbistan'ın ve Bosna-
Hersekli Sırplann saldırılanyla başlayan bu "iç sa-
vaş"\n çağımızm nasıl bir yüz karası olaraksürüp git-
tiğini ise bilmeyen yok.
•••
İnsanlann bilgiyle donatılarak değil duygusal sö-
mürüyle yönlendirildiği ülkemizde, "Cumhuriyet
Bosna Eki"n\n yayımlanışı, konuyu kavramak iste-
yenler için özet, fakat temel bir kaynak oluşturmuş-
tur. Boşnaklann XV. yüzyılın ikinci yarısından ve XVI.
yüzyılda (çok da eski olmayan bir geçmişte) Müslü-
man dinine geçişleriyle başlayan ve bugünkü trajik
iç savaşa (Bosnalı Müslümanlann topluca imha edi-
meleri savaşına) uzanan tarihsel süreçleri daha ay-
nntılı öğrenmek, gerçekliği şovence kışkırtmalann
ve fanatik yaklaşımların ötesinde kavramak içinse,
yine aynı ekte tanıtımı yapılan kitaplara başvurmak
gerekiyor...
• • •
Saraybosnalı şair arkadaşımız, Türkiye'nin ve Türk
edebiyatının da dostu izzet Sarayliç'in Bosna'da
evinden çıkarken bir Sırp kurşunuyla vurulup öJdü-
rüldüğüne dair haberler gelmişti. İki yıl önceki bu ha-
ber o günden bu güne ne doğrulandı ne de yalan-
landı. Bana Istanbul'da Boşnakça ithaflı kitabında-
ki ("Variık Yayınevi", 1990) ünlü bir şıirinde şöyle di-
yordu: "Bu cuma Paris'te ölmüş olsaydım/ yoklu-
ğumu bildiren teli kim çekecekti/ Oysa en azından
üç gün gerekirdi polisel birzamanlaryaşamış oldu-
ğumu ispat için/ Bu salı Beriin'de ölmüş olsaydım/
Bir Yugoslavya yazan birden ölüvermiş Beriin'de/ di-
ye bir haberyayılırdı ortalığaJ ama ben, laf olsun di-
ye değil, mecburum/memleketimde ölmeye..."
•••
Avrupa'nın ortasında, bizim tarihimizle, uygarlığı-
mızla da ilgili bir kültür, bir uygarlık yok edilmekte.
Avrupa mozaiğinin çok özgün, benzersiz bir parça-
sı can çekişiyor. Türk aydınlan olarak çoktan bir şey-
ler yapabilmeliydik. Bu nedenle Bosna'ya (ve olanak-
lıysa Saraybosna'ya) gitme girişimini, gecikmiş bir
girişim de olsa, önemsiyor, içinde yer alacak olmak-
tan mutluluk duyuyorum. Fakat şovenizme ve fana-
tizme karşı çıkarken hiçbir şeye çözüm olmayacak
bir başka şovenizme ve fanatizme kapılma teh-
likesıne de dikkat çekerek...
DOGUM
Arkadaşımız NECDET BALCI*mn
kızlan Zeynep ve Nimet'e bir kardeş
daha geldi.
Necdet Balcı ve eşini kutlar, minik
MERVE'ye de yaşam boyu sağlık ve
mutluluklar dileriz.
CUMHURİYET ÇALIŞAMARI