03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet lmtivaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yayın Yönetmenı. Orhan Erinç • Genel Yayın Koordınatörü. Hikmet Çetinkaya 0 Yazıişlerı Müdürlerı Ibrahim Yıldız. Dinç Tayanç (Sorumlu) 0 Haber Merkezi Müduni' Hakan Kara 0 Görsel Yonetmen Fikret Eser Dış Haberler Ergun Balcı • tstıhbarat Valçın Çakır • Yayın Kurulu tlhan Selçuk Ekonomı Bülent Kızanhk • Kültür Handan Şenköken • (Başkan). Orhan Erinç, OkUy Spor AbdülkadirYüceimaıı A Makaleler Sami Karaören Kurtböke, Özgen Acar, Hikmet • Çevın Se)fettin Turhan • Duzeltme- Abdullah Yazıcı» BUgı-Belge- EdibeBuğra • Fatoğraf: Erdoğan Köseoğlu Çetinkaya, Şükran Soner, Ergun Bakı, Dinç T«\ aoç, lbrabim Yıidız, Orhan BursaİL MusUfa Balbay. Ankaıa Temsılcısı. MusUfa Balbay 0 Haber Müdurû. Doğan Akm Atatûrk Bulvan No: 125, Kat:4. Bakanlıklar-Ankara Tel 4195020 (7 hat), Faks 4195027 0 tzmır Temsılcısı Serdar Kınk,H ZıyaBlv 1352 S. 2 3 Tel: 4411220, Faks 4419117 • AdanaTemsılası:ÇetinYîğenoğta,tnönüCd 119 S.No l Kat. 1, Tel: 3522550, Faks. 3522570 Müessese Müdürü: Erol Erkut 0 MEDYA C: • YSnetım Kurulu Koordınatör Ahmet Konıkan 0 Başkanı-Genel Mudür Gfilbin Er- Muhasebe: Bülent Yener 0 tdare: duran • Koordmatör Reiu Ijıl- HüsevinGürer0lşletme Önder man • Genel Mudur Yaıdımcıa. Çelik*0 Bılgı-Işlem. Nail İnal 0 Mine Akdığ • Halkla tlışkıler Bılgısayar Sıstem MürüvetÇOer Mudurü Nurien Berkso> YıvımiayaD \e Buao: Veru Gûn Haber Ajansı, Basin ve Yayincıhk A Ş Tûrkocağıcad 39*41 Cagaloglu34334 Ist PK 246IstanbulTel (0/212)512 05 05 (20hat) Faks (0(212)513 85 95 7TEMMUZ1995 Imsak: 3.34 Güneş: 5.32 Öğle: 13.16 Ikindi: 17.13 Akşam20.46 Yatsı: 22.35 MEDYACTei 5140753-5i3958O-5B846O-6i.Faks 5118466 Yeni hostes giysiteri • Haber Merkezi - Türk Hava Yollan'mn Beymen tarafindan hazırlanan yenı dönem hostes kıyafetleri basına tanıtıldı. Koleksıyon, çalışan kışiyi terletmeyecek ve giyenin hareketine kjsıtlama getirmeyecek özellikte dokunan kumaşlar 7 parçadan oluşuyor. SİYAMn bağış kampanyası • Haber Merkezi (AA) - 1989yıhndakurularak faaliyetlerini kamu yaranna düzenlediğı çeşitli etkinlıklerle sürdüren Sinop lli ve llçeleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği (SİYAD) Genel Başkanı Şevket Tınl "Bir Kan, Bir Can" sloganıyla kan bağışı kampanyası düzenliyor. Başkan Tınl, diğer demekleri de kan bağışı kampanyasına çağırdı. Şehlr hadarmm lıtıralı seferleri • İSTANBUL(AA)- Türkiye Denızcilik Işletmeleri Genel Müdürlüğü'nden dûn yapılan açıklamaya göre. 7 temmuz-25 ağustos 1995 tarihleri arasında Istanbul- lmrah arasında sefer yapacak yolcu gemisi Armutlu'ya da uğrayacak. Istanbul-Armutlu arası bilet ücreti 200 bin bin lira olarak belirlendi. Demokrasi ve Laikljk Haftası • ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) - Demokratık kitle örgütleri, 2-9 temmuz tarihleri arasını 'Demokrasi ve Laiklık Haftası' ilan ederek hafta çerçevesinde Sıvas olaylannda yaşamını yitirenleri mezarlan başında andılar. Anma toplantısına Tûrk-lş, DİSK, tnsan Haklan Derneğı, Tûrk Mimar ve Mühendıs Odalan Birliği (TMMOB), Kamu Çalışanlan Sendikalan Konfederasyonlaşma Kurulu (KÇSKK), Çağdaş Gazeteciler Derneği, Çağdaş Hukukçular Derneği, Eğit-Der, Karikatûrcüler Derneği, Hacı Bektaşi Derneği. Pir Sultan Abdal Derneğı ve Kızıhrmak Köy DernekJeri tarafindan oluşturulan 'Demokrasi Güçleri'nın temsilcileri katıldılar. A/Ydaki oturma eylemi • ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) - Anadolu Ajansı'ndan çıkartılanların oturma eyleminin 3. gününde, CHP yöneticileri de, atılanlann ışe iadesi için, devreye girmesine karşın olurnlu bir sonuç alınamadı. Ajanstaki personel tasfıyesinin Başbakan Tansu Çiller'in bilgisiyle gerçekleştiği iddiası gündeme gelirken, ajans yönetim kurulu üyesi Umıt Gürtuna'nın, olağanüstü yönetim kurulu toplantısı çağnsı ise yanıtsız kaldı. Toplantının, yann yapılması olasılığı olduğu, ancak resmi çağnnın henüz yapılmadığı belirlendi. Bilgin'den yalanlama • ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) - Ankara Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nazmi Bilgin, "Haydi Türkiye Mehmetçikle El Ele" kampanyasından 5 trilyon lira civannda para toplanması gerektiğini söyleyen Mehmetçik Vakfi Başkanı emeklı Tuggeneral Raif Babaoğlu'nu yalanladı. RTÜK, Show TV'nin kapatma karannm 20 temmuzda uygulanmasında kararlı Show\ın cezasına durdurma• RTÜK, özel TV'lerde yayımlanan sinema filmlerinin birer gün kapatma cezasına yol açan 'pornografik' içenklerine ilişkin değerlendirmesinde, "Sakıncajı bulduğumuz filmler için 'sinemalarda yayımlandı' gerekçesini ıleri sürmek dayanak olamaz" diyor. ANKARA (Cumhuriyet Bû- rosu) - Ankara 2. Idare Mahkeme- si, RTÜK'ün Show TV'ye verdı- ği bir günlük kapatma cezasını durdurdu. Show TV, Ankara 2. tdare Mahkamesi'nin son karan- nı açıklayıncaya kadar normal ya- yınını sürdüreceğini açıklarken RTÜK, karann Show TV tarafin- dan yanlış yorumlandığını öne sûrdü. RTÜK'ten yapılan açıkla- mada Show TV için aldığı kapat- ma karannın 20 temmuz tarihin- de uygulanacağı anımsatıldı. Rad- yo ve Televızyon Üst Kurulu, Ka- nal D, Kanal 6 ve Show TV'de ya- yımlanan sinema filmlerinin bi- rer gün kapatma cezasına yol açan "pornografik" içeriklerine ilişkin değerlendirmesinde, "Sakıncalı Akgüner'in koltuğu sallanıyor ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) - Yolsuzluk yaptıgi gerekçesiyle, Cumhurbaşkanlığı'na bağlı Devlet Denetleme Kurulu ile Başbakanlık Teftiş ve Yûksek Denetleme kurullan soruşturmasından ge- çen TRT Genel Müdürü Tayfun Akgüner'in, gö- revinden istifaya zorlandığı bildinldi. Radyo Tele- vizyon Üst Kurulu (RTÜK) Başkanı Ali BaranseL TRT Genel Müdürlüğü'ne atanacağına ilişkin ha- berlerin gerçeğı yansıtmadığını belirtırken, "Bana resmi kanaldan bir mesaj Uetihnedi" dedi. TRT Genel Müdürü Tayfun Akgüner'in isrifa ettiğine ilişkin dünkü gazetelerde yer alan haber- lenn Başbakanlık ve TRT tarafuıdan yalanlanma- ması dîkkat çekti. Başbakan Tansu Çiller'in iki gün önce Başba- kanlık Teftiş Kurulu'nu arayarak Akgüner soruş- turması hakkında bilgi istediği öğrenildi. Başba- kanlık Teftiş Kurulu Başkanı Turhan Güven'in. soruşturma hakkında bilgi verdiği Çiller'e, Akgü- ner'in görevden alınmasının uygun olacağı doğrul- tusunda görüş ilettıği kaydedildi. Konuyla ilgili çevreler, Akgüner'in görevine başladığı günlerde Başbakan Çiller'e tarihsiz bir ıstifa dilekçesi verdığıne dikkat çekerek "Başba- kan, Akgüner'in istifa dikkçesini uygulamaya koy- mak yerine, kendisinin istifa etmesini bekliyor" gö- rüşünü dile getirdiler. Aynı çevreler, Başbakanlık Teftiş Kurulu'nun sonışturmasının ardından Ak- güner'in suçlu olduğuna ilişkin bulgular ortaya çıktığını belirtırken "Başbakan. soruştunnaıun olumsuz olmasına karşıa, kendi atadığı bir bürok- ratın dosyasuu, görevdeyken savcıhğa göndermedL Dosya, istifanın ardından savcıhğa teslim edilecek" bılgısinı aktardılar. bukjuğumuz fflmler için'Sinema- larda yayımlandı' gerekçesini ile- ri sürmek dayanak olamaz. Sine- malann izleyid Idtlesi sınırlı ve yaş grubu ötçürii vardır" görüşünü sa- vundu. Ankara 2. Idare Mahkemesı Shovv TV'nin başvurusu üzerine aldığı ara kararla, RTÜK'ün Shovv TV'yı bir gün kapatma karannı durdurdu. Mahkeme, RTÜK'ten dava konusu işlemin dayanağını oluşturan bilgi ve belgeler ile iş- lem dosyasının ıstenmesine de ka- rar verdi Kararda. "Dava konusu işiemin yûrürülmesinin davalı idarenin bi- rinci savunması ile ara karan ce- vabı almıp yeni bir karar verilin- ceye kadar durduruknasına oy birliği ile karar verfldi" denildi. Buna göre Shovv TV, mahkeme- nin son karanna kadar, normal ya- yınını sürdürebılecek. Shovv TV, RTÜK'ün cumartesi günü duyurduğu bir günlük ka- patma karannın ardından hareke- te geçmiş ve ilk çalışma günü olan pazartesi günü mahkemeye baş- vurmuştu. Radyo ve Televizyon Üst Kuru- lu (RTÜK) üyesi Prof. Dr. Esin Konanç, Ankara 2. Idare Mahke- mesi'nin verdiği vürütmeyi dur- durma karannın Show TV tara- findan yanlış yorumlandığını söy- ledi. RTÜK'ün, Shovv TV için al- dığı kapatma karannın 20 tem- muz tarihınde uygulanacağını anımsatan Konanç, mahkemeden alınan karann bu ışlemi durdur- maya yönelik bir karar sayılama- yacağını bildirdi. u Kararda, sanki üst kuruL ya- nn kapatacakmtş ve onun üzerine yürütmeyi durdurma ahnmış gibi bir hava verihneye çahşıhnış"di- yen Konanç, mahkeme karannda yer alan üslubu da "Tarihe geçe- cek bir yargı karan" sözleriyle eleştirdi. Esin Konanç, Show TV'nin yargıya baş\'urduğu dava dilekçe- sinin bir örneğinin henüz üst ku- rula ulaşmadığını belirterek, ku- rula iletilecek bu dılekçeden son- ra üst kurulun kapatma karanna y- ol açan gerekçelerini belgelenyle mahkemeye iletileceğini söyledi. 2.Uluslararası Caz Festivali çerçevesinde Aya trini'de müzikseverlerle buluşuyorlar Oregon'la gökkuşağına yolculuk• Ralph Toner, "Ortamın atmosferi ve yankılanmalar, üretilen müziği etkiliyor. Bu açıdan ilginç bir konser olacağını sanıyorum. Belki ses kontrolü sırasında, ortam için ilginç bir şeyler düşünebiliriz" diyor. SERHANKAİVÜL Oregon, 10 konserlik bir tur için Avru- pa'da. Ralpfa Towner, Paul McCandless ve Glen Moore'dan oluşan üçlü, turnelerinın beşincı konserinde bu akşam lstanbullu müzikseverlerle buluşacak. Gitarcı Ralp Towner, tstanbul konserinde dinleyicileri- ni seslerden oluşan bir gökkuşagında yol- culuğa çıkaracaklannı söylüyor. - Müziğiniz 'chamber jazz' ya da 'oda müziği türünde caz' olarak degerlendirUi- yor. Bu değeriendirmeye katılıyor musu- nuz? TOVVNER-Obua, korno, gitarkullandı- ğımız düşünülürse doğru bir değerlendir- me. Ama bazı parçalanmız bu formun dı- şında. Synthesizer kullanıyoruz ömeğin. Bu çalışmalan farklı bir grupta ele almak gerekir. - lstanbul'a yaldaşık on yıl önce geunişti- niz. Aradan geçen sürede neler değişti? TOVVTSER- 1980'lenn başında synthe- sizer kullanmaya başlamıştık. Ama hâlâ akustik müzik yapan bir grubuz. Elektro- nık efekti, atmosferi zenginleştırmek için, yardımcı öğe olarak kullanıyoruz. Mc Candless, sopranino saksofonu kattı sesi- mize. Temel anlayış değişmedı Doğaçla- Ralph To» ner, Paul Mc Candless ve Glen Moore'dan oluşan üçlü, tumelerinin S. kon- serini İstanbul'da veriyor. ma müzığımizin eksenini oluşturuyor, de- ğişik bıçimde kullanma olanaklannı araş- tınyoruz. Uzun yıllar birlikte çalışmca or- tak ve özgün bir dil çıkıyor ortaya. Parça- lann oluşumu daha büyülü, daha şaşırtıcı bir rota izliyor. - Tarihi bir kütsede çalacaksımz. Aya İri- ni için hazııiadığuuz bir sürpriz var mı? TOW"NER - Ortamın atmosferi ve yan- kılanmalar. üretilen müziği etkiliyor. Bu açıdan ilginç bir konser olacağını sanıyo- rum. Belki ses kontrolü sırasında, ortam için ilginç bir şeyler düşünebiliriz. - Programda neler var? TOWNER - Istanbul konserinde, yakın- da piyasaya çıkacak albümümüzden yeni çalışmalar sunacağız. Bu arada yirmi yıl öncesinin çalışmalan da programda yer ala- cak. Konserlerde grubun geçmişini anım- satan, bizim için hâlâ cok verimli birer so- lo temeli oluşturan bestelere de yer veririz. Sanınm bestelerin yüzde seksene yakını bana ait olacak. Oregon, bazen büyük or- kestra gibi, bazen saf caz, bazen oda müzi- ği toplulugu gibi duyulabilir. Sesten oluşan bir gökkuşağı çizmeye çalışınz. Konserle- rimiz bir yolculuk, serüven gibidir. Dinle- yiciyi de yanımıza almaya çalışınz. - Vurmab çalgılar. müziğinizin önemli öğelerinden birtvdi. Şimdi üçlü olarak çab- şıyorsunuz. Sanınm bu, müziğinizi biraz daha klasiğe yaklaştıracak. TOWNER-Da\'ulun sürükleyici ritmiy- le orkestra tınısı kolayca yakalanıyor. Ay- nı etkiyi davulsuz elde etmek mümkün. Şu anda eksikliğini hissetmiyoruz. Gördüğü- müz kadanyla dinleyicilerimiz bundan hoşnut. Syntesizer ve gitarda hâlâ vurma- lılann tonlan var. Belki bir süre sonra ara- mıza yeni bir müzikçi katılır. Bir söz var- dır: Mükemmel eşi, arayarak bulamazsı- nız. Aramazsanız, beklemediğiniz anda karşınıza çıkabilir. Işte biz de bu duyguyu yaşıyoruz. - Tûrk cazmı ve cazcılannı tanıyor musu- nıu? TOWNER - Bir öğrencım İstanbul'da i- ki yıl kalıp Türk müziği üzerine çalıştı. Amerika'ya geleneksel Türk müziğinin bırçok örneğinin kayıtlannı getırdi. Dinle- diğimde ritm duygusu ilgimi çekmişti. Türk cazcılan hakkında hiçbir fikrim yok. - Konser sonrasuıda Jamsession'a davet edOebOirsiniz. Birlikte çahna fikri size sıcak gelryor mu? TOWTSER - Sanıyorum bir sonraki sa- bah, erkenden aynlmamız gerekecek. Üs- telik o akşam konsere çıkacağız. Bu neden- le biraz zor. 6 Türkiye keııdiııi tanıtmah 9 LEYLA TAVŞANOĞLU Uluslararası alanda bir halkla ilişkiler da- nışmanı olan Toni Murdoch, Türkiye'nın halkla ilişkilere daha çok ağırlık vermesi ge- rektiğini, dış dünyadaki imajını gehştirmek için de yine iyi bir halkla ilişkilenn yanı sı- ra reklam kampanyasından yararlanmasının doğru olacağını vurguladı. Geçen günlerde tstanbul'da halkla ilişkı- ler ve büyük şirketlerin risk yönetimlerinin nasıl olması gerektiği konusunda bir konfe- rans veren Murdoch'la bir akşam yemeğın- de bir araya geldik. 68 kuşagından oldugu- nu, ancak hiçbir zaman aktif olarak öğrenci hareketlerine katılmadığını belirten Mur- doch, "Ben bir burnrva sosyahstivim'' sözle- riyle siyasi egilimini tanımlıyor Ingiltere'de Uluslararası halkla ilişkiler danışmanı Toni Murdoch, Türkiye'nin dış dünyadaki imajını geliştirmek için halkla ilişkilenn yanı sıra reklam kampanyalanndan yararlanması gerektiğini söyledi Sussex Üniversitesı'nde uluslararası llişki- da iletişim de bulunmaktadır. Bunun yanı sı- ler bölümünde okurken bugünkü Güney Af- ra da medya bunun vazgeçümez bir parçası- rika Cumhurbaşkanı Yardımcısı'yla sınıf ar- dır. O>sa pekçok kişi med\a ilişkilerinin halk- la ilişkilenn tamamı olduğunu sanıyor. Bazıkadaşı olduğunu, onunla ırkcılık aleyhtan gruplarda çalıştığını anlatıyor. Bir dönem gazetecılik de yapan Murdoch, Business Communications şirketınin sahibi Toni Murdoch, 1970'lerde Türkıye'nin ya- şadığı Van depreminde de Uluslararası Kı- zılhaç ve Kızılay örgütlerinin yardım faali- yetlerinin koordinasyonunu yapmış. Mur- doch'a, Batı'da halkla ilişkilerin nasıl anla- şıldığını soruyoruz. Bize yanıtı şöyle olu- yor: "Ashnda Batı ülketerindeki şirketlerin üst yönetimlerinin bir bölümü hâlâ halkla iHşldkrin sadece medya ilLşkileri olduğunu sanıyoıiar. Oysa bu işin içinde şirket yapısı, kültürü,şirket dışındaki hedef kirJder arasuı- şirket > önetkileri hâlâ bir gazetede şirketle 0- gfli rvi bir haber çıksa," Bak. iyı halkia ıhşkj- ler çalışması yapmışız' derler. Oysa olay bu değil, sadece bir parçasL" Bir ülkenin dış dünyadaki tanıtımının na- sıl yapılması gerektığı sonımuza karşılık Murdoch şunlan söyledi: "Japonya'da Dışiİişkiler Örgütfi JETRO bu işi çok başan>la yapıyor. Son zamanlar- da aynı uygulamayı Tanvan yapmak Lstedi. Bundan da amaç, arük Taiwan'ın marka ürünkrinin takh'derini değil, kendi marka ürünlerini üreten bir ülke olduğunu duyur- mako. Bunun için bir reklam şirketi, aynca da bir halkla ilişkiler kumluşuyia anlaşblar. Reklam şirketi, reklam kampanvasını çok iyi hazırladL Ne yazık ki halkla ilişkiler kurulu- şu gerekeni yapacak kapasitede değOdL Bu nedenle de onca para yaurmalanna karşın is- tenen başarrvı yakalayamadılar. Bu mesajı f ürkiye'ye de vermek istiyo- rum. Türkiye. neyi nerede desteklemek zo- runda olduğunu iyi bilmelidir. Reklam yo- luyla beDi alanlarda çok iyi işler başardabi- lir. Ama halkla ilişkilersiz bir tanıüm kam- panyasını uzun vadeli götüremezsiniz. Ben reklama karşı değilim. \ahuz, reklam, tanj- tun işinin sadece bir parçasıdır. Bugün arnk halkh ilişkilerin insanlar üzerindeki erkisini öiçebüiyor ve çok etkili olduğunu görebfliy- oruz. Bunua Türkiye'de daha da güçlendirfl- mesi gerekmektediif Kozmetik dünyasının aranan yüzleri Çevhi Servisi - Kozmetik dalının değışken yapısında her şey "markalara" odaklanmıştır. Bunun için kozmetik firmalanmn en vazgeçemedikleri çözüm her markanın "Lauder Kadını"ya da "Lancome Kadını" gibi kimliğinı yıllarca taşıyacak bir "yüz" bulmasıdır. Bu yüzün sahibi, güzel olmanın yanı sıra firma ürünlerinın pazarlandığı günümüz kadınınnı yaşam biçemini de yansıtmalı, kısacası başka İcadınlann olmak istediği kadın olmalıdır. ışte kozmetik sanayiinin devi Estee Lauder'le sözleşme ımzalayan EUzabetfa Hurley böyle bir kadın. O artık fıhnlerde ufak rollerle yetinen bir yıldız ya da Hugh Grant'in sevgilisi olmaktan çok, dudak boyası ve kokunun yam sıra güzelliğını ve yaşam biçımini de pazarlayan yepyeni bir kavTamm simgesidır. Tüm ürünlerin pazarlanmasında tek fotomodel uygulamasını 1962 yılmda ılk başlatan Lauder oldu. Amk mılyonlarca kadının öykündüğü ve düşlediği "ldşilikli'' zeki ve güçlü bir kadın tipi vardı. Bu kadın, cinsel bir imge olmaktan çok. kösnül bir yapıya sahipti. İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Bülent Berkarda: 'Yassıada'da eğitimin maliyeti çok fazla'FÎGENATALAY Yassıada, yine çiçekleri, meyve ağaçlan, iki köpeği, harap binalan ve içindeki hücrelerde Adnan Mende- res'in kaldığı mahzenleriyle baş başa. 30 milyar liralık onanmdan sonra yal- nızca bir yıllığına "üniversite adası'" olabilmiş Yassıada'nın. bundan sonra ne amaçla kullanılacağı henüz belli değil. Istanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Bülent Berkarda ile fakülte de- kanlan ve enstitü müdürleri, kısa bir süre önce bir günlügüne Yassıada'day- dı. Amaç, Yassıada'da eğitim ve ögre- time devam edilmesinin mümkün ol- madığını, üniversitenin bu pahalı eği- timin altından kalkamayacağını gaze- tccilere ve üniversite yöneticilerine göstermekti. 180 metre genişliğinde- lci, 280 metre uzunluğundaki bu küçü- cük ada, 1989 yılında Istanbul Üni- versitesi Su Ürünleri Fakültesi'ne dev- redildi. 1990-1993 yıllannda adadaki bazı binalar 30 milyar lira harcanarak • Prof. Bülent Berkarda, Yassıada'da eğitim ve öğretime devam edilmesinin mümkün olmadığını bildirdi. onanldıktan sonra 20 Eylül 1993 'te eğitim ve öğretime başlandı. Ashnda Su Ürünleri Fakültesı'mn Yassıada'ya yerleşmesi teorik olarak hiç de kötü değıldi. Ancak ulaşım, ha- berleşme, su. elektrik sorun oldu. Su Ürünleri Fakültesı Dekanı Prof. Dr. IşıkKemalOray'ın verdiği bilgiye gö- re, 1993, 1994 ve 1995 yıllannda su için 143 milyon 423 bin lira, yakıt için ise 1 milyar 250 milyon 356 bin lira harcandı. Burada çalışan geçici işçile- re, tekne personeline verilen ücretler, ulaşım masraflan da fakülte bütçesin- den, gece eğitiminden elde edilen ge- lirden ve rektörlükten ödendi. Istanbul Üniversitesi Yönetim Ku- rulu, bu pahalı eğitimle baş edemeve- ceğini anlayınca Su Ürünleri Fakülte- si'nin Yassıada'dan Vezneciler'deki Fen Fakültesi binasına taşınmasına ka- rar verdi. 1990 ile 1993 yıllan arasın- da harcanan 30 milyar lira ile Yassı- ada, yalnızca bir öğretım yılı için "Üniversite Adası" unvanını kazan- rruş, sonrasında ise yine kadenne terk edilmişti. Üniversite rektörü, Yassıada'da araştırma merkezi kurulabileceğini anlatırken ünlü Yassıada duruşmalan- nı izlemiş kimi dekanlar anılara dal- rmşü. tstanbul Tıp Fakültesi Dekanı Prof Dr. Korkmaz Altuğ, yakasında «MilH Birük Komitesi"rozetiyle du- nışmalan izlerken yaşadığı bir anıyı hiç unutamıyordu: "Duruşma salonundan çıktğımda bir kadın üzerüne sakhrarak, 'Oğlu- mu asacaksınız' diye bağuınaya baş- ladL Bu kadm, Fatin Rüştü Zorlu'nun annesiydi. 'Bana neden saldınyorsun, ben yalnızca duruşmalan ızliyorum' dedim. O yine göğsüme vurmaya, ba- ğırmaya devam ediyordu. Kendisine 'Daha duruşmalar devam ediyor, ne- den asılsın' dedim. Kadın bana 'Bili- yorum, oğlumu asacaksanız' dedi" Yassıada'da daha önce üniversrteöğrencOerinehiznıetver- miş bu bina da şiındi boş. (Fotograf: HATİCE TUNCER)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle