Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 7 TEMMUZ 1995 CUMA
OLAYLAR VE GORUŞLER
Duatve Enternasyonal
MELİH CEVDET ANDAY
B
osna-Hersek ıçin topla-
nan yardım paralannı Re-
fah Partisi'ne aktardığı
savı ile mahkemeye veri-
len Mercümek'in ilk du-
ruşmasını televizyondan
izlemiştim geçenlerde: Mercümek, yar-
gıcın sorulannı yanıtlamak için ayağa
kaiktı ve başladı yüksek sesle dua etme-
|e.
Mahkemede dua edildiğini ilk kez gö-
rûyordum. Neydi bunun anlamı?
Ne olacak, Mercûmek aklanma için
Tann'ya yalvanyordu kuşkusuz, ama ne
yaptığının ayırdında değildi. En başta
şundan ki, böyle yapmakla Tann'yı da
mahkeme kapısına getirmiş oluyordu.
Ayıp, günah değii mi? Mercümek, suç iş-
lemedi ise, bunu hukuk yolundan kanıt-
layabilir, Tann'yı yardıma çağınnasına
gerek yoktur; suç işledi ise, Tann'yı suç
ortağı durumuna sokmuş oluyor demek-
tir, bundan büyük günah düşünülemez.
Darıası var, Mercümek araya ille de
Tann'yı sokmak ıstiyor idiyse duasını
evinde edebilirdi, duruşma sırasını ne-
den yeğledi?
Bitmedi. Hadi duruşma sırasını yeğle-
di diyelim, duayı içinden okuyamaz mıy-
dı?
Boşuna bütün bu sorular... Mercümek
yargıcı korkutmak istedi.
Halil Nebüer'in gazetemizde yayım-
lanmakta olan "Çeçen Direnişinde Şeri-
at Gölgesi" adlı yazı dizisini merakia
okuyorum. Çeçenistan üstüne çok az bil-
gim var. onun için öğrenmeğe çalışıyo-
rum. Okudukça da şaşkınlıktan şaşkınlı-
ğa düşüyorum.
Neden mi?
Bunu 30 haziran tarihli gazetemizden
yapacağım bir alıntı ile göstermeğe çalı-
şayım;
"Mihmandanmız "çabuk olun' anla-
mında'tez. tez. tez'diye kısık sesle bizle-
ri hızlandırmağa çahşırken alçak tonda
bir ezan sesi duyuyoruz. Donup kalı>o-
ruz. Aklımıza gelen başımıza da gelirse,
yandık demektir.
Sa\aş koşullan içinde bulunduğumu-
zu, bu koşuüarda aklımıza gelenin miim-
kiin olamayacağını düşünüp rahatlamak
istiyoruz. ama iki Çeçen gencinin ve ga-
zetecilerin dışında bütün kafile yere çö-
küp toprakla aptes (teyemmüm) alryor-
lar. Saf kuruluyor. Namaz başhyor. Mih-
mandarunıza soran gözlerie bakryonız. O
da çaresizüğini gizleyeıniyor ve üstelik gi-
dip o da namaza kaülıvor.
Gözierimiz Hazar'ın öte yamndaıı ba-
şını uzatmaya başlayan güneşe takılı, do-
nup kalıyonız. Düşünmeye ve anlamaya
çahşıyoruz. Mutlaka ki, 'Allah Ruslann
gözüne perde çekecek. bizleri koruya-
cak' diye inanıyoriar. Belki de' Ve Allah
mücahitlerin üstüne görünmez bir örtü
örttü, onlar da Ruslann saflannın ortasın-
dan gün ışığında yürüyüp gittiler" diye
anlatacaklar kendilerini. Ama somut ko-
şuliarda ne Ruslann gözlerine perde, ne
mücahitlerin üstüne görünmez bir örtü
mümkün."
Demek Tann hem mahkemeye geli-
yor, hem savaş alanlanna. Bunlardan il-
kini "ayıp-günah'' diye niteledik yukar-
da. Ikincisine gelince...
Tann'nın savaş alanlannda bulundu-
gunu varsaymak çoktannlı döneme iliş-
kin inançlardan biridir. İlk çağda tannlar
savaş alanlanna iner ve yan tutarlardı.
Örneğin Troya savaşında böyle olmuştur.
Bu savaşta tannlann bir bölümü Tro-
ya'dan, bir bölümü Akhaia'lardan yanay-
dı.
Çoktannlı dönem için bu anlaşıhr bir
şeydir. Ama Tann bire indikten sonra sa-
vaşta onu paylaşmak güçleşmiştir, çün-
kü her din Tann 'yı kendinden sayar, ama
Tann'nın hangi yandan olduğu kesenkes
bilinemez. Sonunda güçlü olan kazanır
savaşı. "Görünmez örtü" benzen uydur-
malar felâket getirir.
En iyisi Tann'yı savaşa kanştırma-
maktır; çünkü savaşlann nedeni ekono-
mik ve siyasaldır, Tann'nın ise bu gibi
bayağı işlerle bir ilişkisi olamaz. Bunu
düşünmek Tann'yı yadsımak anlamına
gelir.
•
Ispanya iç savaşında yalnızca bu ülke
değil, bütün dünya ikiye aynlmıştı; kimi
devlet Madrid'deki curnhuriyet hüküme-
tini, kimı dev let de Franco'yu tutuyordu.
Cumhuriyet hükümetini tutan devletlerin
solculanndan, sosyalistlerinden, komü-
nistlerinden bir bölümü Madrid'e yar-
dım için gönüllü olarak Ispanya'ya gitti-
ler. Orada bu yabancı gönüllüler için bir
enternasyonal tümen oluşturulmuştu.
tdealist solcular cepheye vardıkJannda.
ayağa kalkıp faşistlere karşı Enternasyo-
nal marşını söylüyorlar ve vuruluyorlar-
dı. Çünkü kurşun karşısında marş yenik
düşüyordu.
Bu yüzden o vakit, cumhuriyet ordu-
su başkomutanı General Mijaha, orduya
yeni katılan yabancı gönüllülere,
- Sakın cephede ayağı kalkıp Enter-
nasyonal'i söylemeğe kalkmayın, diye
uyanda bulunurmuş.
ARADABİR
ATtLA ERGÜR
Marmara Ün. Güzel San. Fak. öğretim üyesi
Yasakçı Kafa ve Fes
İlk olarak Fas'ta üretilip kullanılması nedeniyle di-
limize "fes" dönüşümüyle geçen, çuhadan yapılma,
kesik koni biçiminde, genellikle tepesi püsküllü, es-
kiden kullanılan bir başlıktır fes.
Fesin tarihçesini ise ansiklopediler şöyle özetliyor:
Fes biçimindeki ilk başlığı söylenceye (efsaneye) gö-
re Frigya Kralı Midas giymiş. Frigyalılardan sonra Ro-
malılar, Rönesans döneminde Italyanlarfese benzer
başlıklar kullanmışlar. Fes Islamlıktan sonra ilk kez
Fas'ta giyildi. Osmanlılarda ise Serasker ve Kapta-
nıderya Koca Hüsrev Paşa bir Akdeniz seferinden
dönerken kalyoncu askerlerine fes giydirmişti. 2.
Mahmııt da 1832'de bir genelgeyle askerlerin fes
giymelerini zorunlu kıkjı. Osmanlılarda fes, önemli bir
yenilik olarak kabul edilmiş ve bazı şairler fes hak-
kında kasideler, methiyeler yazmış; hatta bir 'fes ha-
zıriığı' kurularak başına Kâtip Mustafa Efendi geti-
rilmiştir. Bir de 'Fes Nizamnamesı' hazırlanarak kim-
lerin hangi tür fes kullanacağı, fesin nerelerde giyilip
nerelerde giyilmeyeceği belirlenmiştir. Cumhuriyet
döneminde çıkarılan bir yasa ile de 1925 tarihinde
fes giyilmesi yasaklanmıştır.
1832'de zorlagiydirilen, 1925'teyasa ile kaldırılan
fesin 1995'te de satışının yasaklanması gündeme
geldi. Turizm Bakanlığı'nın fes satışını yasaklama gi-
rişimi haberi yayımlandı ve yasakçı anlayışın toplu-
mumuzda ne denli egemen olduğu bir kez daha ka-
nıtlandı.
Turistlere fes satışını yasaklayarak Türkjye'nin gö-
rünümünü farklı kılmaya çalışan safyürek yaklaşım-
lı siyasilerin; sokaklarda kara çarşafla, sank ve cüp-
peyle dolaşan gericileri görmesin diye turistlerin göz-
lerini bağlamaları, Avrupa Parlamentosu'nun bayan
milletvekillerine yakışıksız sözlerle hakaret eden Dev-
let Bakanı'nın ağzına da fermuar takmalan gereke-
cek.
Aynca Kılıç-Kalkan ekibi ile turist karşılamayı ma-
rifet sanan; ulusiararası bir etkinlik için hazırianan
(anlı şanlı bir ressamımıza ısmarianan) afişte, uçan
halıda uzayı fethe çıkan başı fesli bir âdem, oynak
kalçalı dansöz ve ibrik görüntüleriyle Türkiye'yi ta-
nıtmaya çalışan resmi görüşün, bugüne dek yaratı-
lan olumsuz etkileri fes satışı yasağı ile silmeye ça-
lışması tam bir kara mizah örneğidir.
Aynada kendi görüntüsünden ürkenlersuçu ayna-
da aramamalıdır.
öte yandan en temel insan haklan ihlalleri karşı-
sında kılı kıpırdamayanlann, fes ticareti engelleniyor
diyerek fesi yan yatırıp karşı koymaya çalışmalannı
da anlamak mümkün değildir.
Sonuç olarak nasıl bir görüntü sergılediğimizden
çok, toplum olarak ulaştığımız sosyal, siyasal, eko-
nomik ve kültürel düzeyi sorgulayıp gelişiirmekle il-
gilenmeliyiz. Yasaklamalarla yapay izlenimler oluş-
turmak yerine, insan haklarına saygılı, özgürlükçü,
demokratik ve laik bir toplumsal yapıya kavuşma
gayreti içinde olmalıyız. Yeni anlamsız yasaklar üret-
mek yerine, insanlann düşüncelerinden dolayı soruş-
turmaya, kovuşturmaya uğramadığı çağcıl bir hukuk
düzenini bir an önce yaşama geçirmeliyiz.
Yoksa, çağının tanığı olan sanatçıyı ülkemizde dü-
şünce sanığı yapan kafalara ha fes takmışsın ha kep
ne fark eder.
ÇATI /BARAKŞAM
TEKNE GEZİLERİ
8 cumartesi 20.30 Dolmabahçe'den
21.00 Üsküdar'dan Boğaz'a hareket...
# Canlı müzik • 2 bardak içki
• Kuruyemiş, meyve...
Sadece 500.000.- TL
ÇATI RESTAURANT 251 00 00
* Isteğe bağlı özel tekne gezilerimiz sürüyor.
• : -
2.SAYIÇIKTI
> Devrimci işcüer ve DİSK
«Devrimci bir siyaset için:
Yeniden
> MHP ve "sıradan" faşizm
> Özgürlükçü ve katılımcı bir
sosyalizme doğru
• Kitle partisi tartışmaları
• Avrupa'ya soldan bakmak
Karanlığa karşı özgürlük ve emek cephesi
EMEGİNOZGURLÜKve
THMOKRASİfiÜZGAR!
TARTIŞMA
Kadıköy'deki heykeller
S
anatın içine
tüküren
"zavalhlan"-
öyle ya da
böyle- iktidara
getiren ve bulunduklan
makamı lüzumsuz yere
işgal etmelerine izin veren
garip bir milletiz. Sevgili
Aziz N'esin "Türk
milletinin yüzde 6O'ı aptal"
deyince kızanz, ama
aptallıklanmızın.
vurdumduymazl ıklanmızın
bini bir para. Kültür ve
sanatla ilgilerunediğimiz
gibi, ilgilenen
insanlanmıza da garip bir
gözle bakanz. Sanki yüz
kızartıcı bir suç işlemişler
gibi. Heykelcilik ise
geçmişle bağı en kopuk
olan sanatımızdır. Şu
heykelleri sevemedik gitti.
Islam ülkesi olmamızın bu
işte bir rolü olabilir mi?
Niçin anlatıyorum tüm
bunlan? Şunun için:
Kadıköy Belediyesi'nin
Göztepe semtinde bulunan
ve oldukça geniş bir alanı
kaplayan (eskiden burası
üzüm bağlanydı)
"Özgürlük Parkı''na
dikmiş olduğu bazı
heykeller var. Bunlar
ülkemizin yetiştirdiği
nadide aydmlanmıza ait.
Fakat heykellerin bir kısmı
neredeyse tanınmayacak
halde. Nedeni ise kuşlann
azizliği. Tesadüf bu ya
kuşlann gökyüzünden
bıraktıklan dışkılan
heykellerin "baş" kısmmı
epeyce kirletmiş
(Heykellerin diğer
kısımlan da aynı akıbete
uğramak üzere). Peki
Kadıköy Belediyesi bu
durumun farkında değil
BAŞSAĞLIĞI
Türk ve dünya edebiyatmın en büyük yazarlanndan
AZİZ^,^
" NESİN'İ "•"yitirmiş obnanın derin üzüntüsü içindeyiz. Laik yaşamı, insan haklan ve
demokrasiyi savunmanın erdem olduğunu NESlN Hocamızdan öğrendik.
Anısı ve onurlu kişiliği bizlere de düstur olacaktır. Türkiye'nin başısağolsun.
İSTANBUL SERBEST MUR4SEBECI
MALİ MÜŞAVİRLER ODASI
ACI BtR KAYIP
Sevgili eşim
TULUt SÖNMEZ
aramızdan aynldı.
Dostlan onu 8 temmuz cumartesi günü ögle
namazından sonra Erenköy Galip Paşa
Camii'nden uğurlayacaklardır.
BİLGEN SÖNMEZ
Sevgüi
İLHAN DİŞÇİ
Özgür ve demokratik bir ülke özlemi içinde...
Kocaman bir yürek, sınırsız bir sevgi, titiz bir hak
arama bilinciyle öğretmenlerin ve TÖB-DER'in
hukukunu korumanın dinmeyen çabası...
Dopdolu onurlu bir yaşam...
SENİ UNUTMAYACAĞIZ
Osman Akman, İlhan Alkan, Niyazi Altnnya, Mehmet
Akçasoy. Rü;tn Apaydın, Mustafa Atasov. Gülsen Atila,
Yılmaz Atila, Avni A\1an. tsmail Başbuğ, Ali Başpınar,
Nazun Bayata. Ali Bayraktar, Burhan Biber. Seyfettin
Bican, Nabi Belekoğlu. Ali Bozknrt, Mehmet Cihangir,
Erdal Çalı, İbrahim Çerçi, Mustafa Çetin, Meral-Nejat
Çetin, Fevzi Çimen, Tahsin Çopur, Tahsin Doğan, Rtza
Duru, Feyzullah Erdoğan, FeyzuUah Ertuğrul, Mustafa
GazakL, Gultekin Gazioğlu, Hulusi Gökçe, Rıza Gül,
tsmail Gümfiş, Halil Güngör. Ahmet İnce, Aydın Ipek, Ali
Kaymak, Sezai Kaynak, Kenan Keles, SabnKeskin, Halil
Kılıç. AU Kınacu Mehmet Koç, Selahattin Koçak, Hamdi
Konur, Mehmet Kopan, Orhan Onur, Haydar Orhan,
Hasan Kul, Zeki Saruhan, Erol Savunlu, D~ Ali Solak, C.
Cahit Soysal, Fikret Telci, Çetin Turan. Yaiçın Turcan,
Uğur üyanık, Musa Uysal, İbrahim Cçyıldızgil, Şerif
\ural, Hakkı Yaiçın, Muzaffer Yaiçın,Ismet Yalçmkaya.
RESTAURANT
BAR
İstcmbul'un
Sıcak Yax
Gecelerinde
Heş Bir EsinlU...
Görülmese değer
çiçekli terasımızda
kırtangıç sesleri
eşliğirvde, guneşin batışını
kesintisiz, sonuna kadar
seyrederken,
manastır mimarisinin
giıcmliliği içerisinde
nefıs bir akşam yemeği
yiycrek, içtiklerinizin
doyumsuz tadına
varmağa ne dersiniz?
Zengin bir kadro eşliğindc
FAS4L, TSM ile hatıralarmızı
tazeleyip yenileri ile hoş bir
gece geçirmck istryorsanız,
buyrun İSMVe...
NoftPoıar harif hergün
İSM severlcıie olmafc dtleğiyle
Tel:256 37 51
SAPPH0CAFE BAR
AY;E TÜTÜNCÜ
BÜLENT SOMAY
SUAYIP YELTAN
UMUT KıRHAN
Her c
e^ernbe
EZGİNİN GÜNLÜĞÜ
BekarSok No:l4
(Borsa Fastfood karşı sok.)
Beyogtu Reı: 245 06 68 / 69
Kimüğimı kaybettim.
Hûkümsûzdür.
ARİF TAŞÇI
Gelir Vergisi Kanunu 'nun 89-2 ve Kurumlar Vergisı Kanunu 'nun 14-6 'ncı
Maddelen Uyannca Bağışlarınız. Vergı Matrahınızdan Tenzil Edilir.
DARULACEZE VAKFI
Açıhş-Kuruluş-Vefat \e Her Türlü Kutlama Toplantılannda
Çıçek Yerine Nakit Bağışlarınız Için Hizmetinizdedir.
Tel: 0212 - 221 79 50 (8 Hat) Fax: 0212 - 221 79 54
tstanbul Üniversitesi
Edebiyat Fakültesi
öğrenci kimliğimi ve
pasomu kaybettim.
Hükümsüzdür.
HAFtZE ÖZÇEŞMECI
SATILIK TELEFON
Bostancı bölgesinde
Mür 41124 41
KANİŞ
Satılık 1.5 aylık süt
beyaz kaniş yavrulan
Mür 411 24 41
mi? Farkındaysa niçin
temizletmez? Yok eğer
farkında değilse bu daha
büyük bir ayıp. O
heykelleri oraya salt
dikmiş olmak marifet
değil, aynı zamanda o
heykellerin temizliği ve
onanmı da belediyeye
aitrir. Yerel yöneticilerimiz
Batı ülkelerindeki bu tür
yapıtlann halk ve yerel
idareler tarafından ne
derece titizlikle korunup
kollandığını ve düzenli
olarak bakımının
yapıldığını bilmezler mi?
Elbette bilirler. Öyleyse?
Hepsinden de öte,
heykellerin bu durumu
bazı sıkma başlı "dini
bütün" kızlanmız ve eli
tespihli-külhanbeyi kılıklı-
delikanlılanmız
tarafindan alay konusu
olmaktadır.
Bu yazıyı ülkesinin
yazanna, aydınma,
sanatçısma her açıdan
sahip çıkan bir vatandaş
sorumluluğuyla kaleme
aldım.
BurakUlusal
CUMHURİYET HALK PARTİSİ
İSTANBUL ÎL BAŞKANUĞFNDAN
DUYURU
CHP ilçe kongreleri, aşağıda belirtilen gündem/tarih ve
yerlerde yapılacaktır. Saat 10.00'da llanen duyurulur.
GÜNDEM:
1. Yoklama, açılış, „ , ^-<-v*
2. Başkanlık Dıvaru seçîrru,
3. Saygı duruşu, s
4. Hesap Komisyonu seçimi,
5. Raporlann okunması,
6. Raporlar üzerinde görüşmeler.
7. Hesap Komisyonu raporunun okunması, görüşülmesi,
karara bağlanması,
8. Aklama,
9. Kongre üyelerinin dilekleri,
10. Organlann seçimi,
11. Kapanış.
Üçe Tarih Yer
Adalar 22.07.1995 llçeMerkezi
Avcılar 22.07.1995 Özer Saray Düğün Salonu
Bağcılar 22.07.1995 Hançer Düğün Sl.
Bahçelievler 23.07.1995 Zafer Sineması
Bakırköy 23.07.1995 Bakırköy Spor Vakfi
Bayrampasa 23.07.1995 Yakut Sineması
Beşiktaş 23.07.1995 Besiktas Kültür Merkezi
Beykoz 23.07.1995 llçeMerkezi
Beyoğlu 23.07.1995 Pera Palas Oteli
B.Çekmece 22.07.1995 llçeMerkezi
Eminönü 23.07.1995 Karides Rest
Esenler 23.07.1995 Akar Düğün Sl. Atatürk Cd.
E>-üp 23.07.1995 Bırsen-Murat Dûğün Sarayı
Fatih 23.07.1995 AkgünOtel
G.O.Pasa 23.07.1995 G.O.P. Kapalı Spor Salonu
Güngören 23.07.1995 Marmans Düğün Sl. Marmara GL
Kadıköy 23.07.1995 Bostancı Gösten Merk.
Kâğıthane 22.07.1995 Koral Düğün Sl. Talatpaşa Cd.
Kartal 22.07.1995 Büklü Düğün Sl.
K. Çekmece 23.07.1995 Doğanay Düğün Sarayı, Ikitelü
Maltepe 23.07.1995 Maksev'
Pendik 23.07.1995 Aktürk Çıftlıği Düğün Sl. Kurtköy
Sanyer 23.07.1995 Tarabya Oteli Gece Kulübü
Şile 23.07.1995 Anadolu Üniversitesi Uygulama Mrk.
Sultanbeyli 22.07.1995 Kübra Dûğün Sl.
Şişli 23.07.1995 Maçka Maden Fakültesi
Tuzla 22.07.1995 Ayazma Çay Bahçesi
Osküdar 23.07.1995 Odeon Sineması
Z. Burnu 22.07.1995 Mutlu Düğün Sl.
Cumhuriyet Kitap Kulübü
TAKSİM SERGİ SALONU
IMZA GUNU
8 Temmuz Cumartesi (Yann)
HALİTCELENK
Saat: 16.00-19.00 '
Adresıtstiklal Cad. Zambak Sok. 4/1 Beyoğlu-Taksim
PENCERE
Nesin•••
Aziz Nesin'in 70'inci yaş günü kutlanıyor. Yer, Şan
Sineması. 12 Eylül'ün kara gölgesi 'Operadaki Ha-
yalet' gibi çevrede dolaşıyor. Yıne de koca salon tık-
lım tıklım. Söz sırası bana gelince dedim ki:
- Aziz Nesin 7 bana bir paşa tanıttı.
O r t a l ı k t ı s s s . . . .
P a ş a n ı n adını v e r d i m : . - • - " " • '
- Marko Paşa!..
194O'lı yıllann ikinci yansında, çok partili rejime
doğru yol alan Türkiye'de, Aziz Nesin'i çoğu kişi gi- .
bi ben de Marko Paşa mizah dergisiyle tanımıştım.
1950'li yıllarda yüz yüze tanıştık.
Aradan geçen yıllarda dostluk anılannın yumağı-
na dolandık; ölüm haberini alınca bu yumak açıldı;
düşündüm ki Aziz Nesin'i sevmek bir yana, yitirdiği-
miz değerin boyutlannı ölçmek olanaksız.
Çünkü o, üç boyutun ötesine geçmiş bir insandı.
Zamana çaktı adını.
•
Aziz Nesin Türkiye'nin övünç kaynağıdtr.
"Çağımızın Nasrettin Hocası" değil mi!..
Peki, biz ona ne yaptık?..
1940'larda başladı serüveni, önce ülkemizin ma-
pushaneleriyle tanıştı...
Cezadır, sürgündür yaşadı...
Aradan yanm yüzyıl geçti geçmedi, Aziz Nesin'i & -
vas'ta yakmaya kalktık...
Her telefonu açışta sorardım:
- Sen hâlâ yaşıyor musun?.. • '•
Gülerdi kah kah: .
- Bana kefen dayanmıyor!.. '
Mizah yeteneği yaşamının her yanına sinmişti; h a - .
yatın gerçeğini Lunapark'ın gizemli aynasına yansıt-
manın sanatsal gücü, yalnız kalemine değil, diline de
vurmuştu.
Kimdi Aziz Nesin?..
Mizah yazan, köşe yazan, yayıncı, dergici, fotoğ-
rafçı, subay, sivil, konuşmacı, girişimci, vakıfçı, ga-
zeteci, romancı, öykücü, eylemci, özgürlükçü, sos-
yalist, düşünür, şair mi?.. Yoksa bu kimliklerin har-
manında ortaya çıkan bir başka insan mı?..
Yaşamının son sürecinde ortaya koyduğu eylem-.
ci başkaldın ruhunu nasıl değerlendirmeliyiz?.. ;
•
Aziz Nesin, "Ben inanmtyorum, ama Mûslümanlı-
ğa, Hınstiyanlığa ve tüm inançlara saygım var" di-
yor; bu yüzden yobazlann düşmanlığını üstüne çe-
kiyordu... ,.
Inanmamak..
Yadainanmak..
Bu ikisi arasındaki aynmın Sırat'tan ince, kıldan
keskin olduğunu bilenler için, inanmayan, inanan ka-
dar saygıdeğerdir. Her inananın inancına inanmayın;
her inanmayanın inanmadığına inanmayın. Insanın
beyinsel gözeneklerinden güç alarak zamansal ufka
yayılan felsefe düşününde, din konusu, ham ervahın
anlayamayacağı bir kapsamda tartışılır.
Inancın aşkınlığında inanmayanın yeri görkemlidir.
Hoşgörünün okyanusunda kulaç atanlar, bağnaz-
lığın şığlığında debelenenlere acıyarak bakarlar.
Aziz Nesin'in büyüklüğü, benliğindeki başkaldın
duygusunda bayrak açabilmesidir.
Onun için Nesin'i yakmak istediler.
•
" Nasrettin Hoca hastalanıp ağırlaşmış, öldü sana-
rak tabuta koymuşlar; mezartığa giderken yolu şaşı-
ran cemaat tartışmaya başlamış:
- Nereden gidelim?..
Hoca tabutun kapağını kaldınp akıl öğretmiş:
- Ben olsam şu yoldan giderdim.
Aziz Nesin küftür adamrydı..
Kültür eyleminde öldü..
Şehit sayılır..
Inanıyorum ki son yolculuğunda tabutunun kapa-
ğını kaldınp kendisini uğurlayanlara yol gösterecek..
Vakfımızın
harcında
vetüm
çalışmalannda
emeği geçen
BÜYÜK YAZIN
USTASI
DANIŞMA
KURULU ÜYEMİZ
AZIZ NESIN'i
yitirmenin acısı içindeyiz.
Adı tarihimizde onurla anılacak olan
Büyük Usta'nın anısı önünde saygıyla
eğiliyoruz.
NAZIM HİKMET KÜLTÜR
VE SANAT VAKH
YÖNETİM KURULL
Yaşam ile Ölum Arasındaki Seçim
YAĞMURDAN ÖNCE"Befone The Raın"
rONETMEN
MILCHO MANCHEVSKI
GREGOIRE RADE KATRIN
COLI.V SERBEDZU.S CARTLIDGE
Yabıo Beyoğlu Pen Sinemastnda 251 K 40
i 2 5 X * : £ 8.MAFTA
Sjlonumuı Ktmtlıiu
URLA SULH HUKUK MAHKEMESİ
1994/13 E.
Davacı Atalay Bedrişan vd. vekili Av. Muhsin Ergazi tara-
findan davalılar Mehmet Balcı ve 6 arkadaşı aleyhıne ikame
olunan ortaklığın gıderilmesi davasuun yapılan yargtlamasın-
da: Aşağıda ismi yazılı paydaş malik adresinde bulunamadı-
ğından ve zabıtaca da adresi tespit edilemediğinden dava di-
lekçesi ve duruşma günü tebliğ edilememiştir.
Adı geçen davalııun bu dava ile ılgılı ıbraz etmek istediği
belgeleri duruşma gününe kadar göndermesı veya duruşmaya
getirmesi, duruşmaya gelmediği Skdırde yargüamanın yoklu-
gunda devam edeceği ve yoklugunda karar venlecegi, duruş-
ma gününün 1.8.1995 Salı günü saat 09.00'da olduğunun
HUMK'nin 509 ve Ugili maddelen gereğı ihtar olunarak dava
dilekçesi ve davetiye yerine kaim olmak üzere Uanen tebliğ olu-
nur. Davalı paydaş malik: Talat Görgün - Mehmet oğlu.
Basın: 30462