03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 7 TEMMUZ 1995 CUMA OLAYLAR VE GORUŞLER Duatve Enternasyonal MELİH CEVDET ANDAY B osna-Hersek ıçin topla- nan yardım paralannı Re- fah Partisi'ne aktardığı savı ile mahkemeye veri- len Mercümek'in ilk du- ruşmasını televizyondan izlemiştim geçenlerde: Mercümek, yar- gıcın sorulannı yanıtlamak için ayağa kaiktı ve başladı yüksek sesle dua etme- |e. Mahkemede dua edildiğini ilk kez gö- rûyordum. Neydi bunun anlamı? Ne olacak, Mercûmek aklanma için Tann'ya yalvanyordu kuşkusuz, ama ne yaptığının ayırdında değildi. En başta şundan ki, böyle yapmakla Tann'yı da mahkeme kapısına getirmiş oluyordu. Ayıp, günah değii mi? Mercümek, suç iş- lemedi ise, bunu hukuk yolundan kanıt- layabilir, Tann'yı yardıma çağınnasına gerek yoktur; suç işledi ise, Tann'yı suç ortağı durumuna sokmuş oluyor demek- tir, bundan büyük günah düşünülemez. Darıası var, Mercümek araya ille de Tann'yı sokmak ıstiyor idiyse duasını evinde edebilirdi, duruşma sırasını ne- den yeğledi? Bitmedi. Hadi duruşma sırasını yeğle- di diyelim, duayı içinden okuyamaz mıy- dı? Boşuna bütün bu sorular... Mercümek yargıcı korkutmak istedi. Halil Nebüer'in gazetemizde yayım- lanmakta olan "Çeçen Direnişinde Şeri- at Gölgesi" adlı yazı dizisini merakia okuyorum. Çeçenistan üstüne çok az bil- gim var. onun için öğrenmeğe çalışıyo- rum. Okudukça da şaşkınlıktan şaşkınlı- ğa düşüyorum. Neden mi? Bunu 30 haziran tarihli gazetemizden yapacağım bir alıntı ile göstermeğe çalı- şayım; "Mihmandanmız "çabuk olun' anla- mında'tez. tez. tez'diye kısık sesle bizle- ri hızlandırmağa çahşırken alçak tonda bir ezan sesi duyuyoruz. Donup kalı>o- ruz. Aklımıza gelen başımıza da gelirse, yandık demektir. Sa\aş koşullan içinde bulunduğumu- zu, bu koşuüarda aklımıza gelenin miim- kiin olamayacağını düşünüp rahatlamak istiyoruz. ama iki Çeçen gencinin ve ga- zetecilerin dışında bütün kafile yere çö- küp toprakla aptes (teyemmüm) alryor- lar. Saf kuruluyor. Namaz başhyor. Mih- mandarunıza soran gözlerie bakryonız. O da çaresizüğini gizleyeıniyor ve üstelik gi- dip o da namaza kaülıvor. Gözierimiz Hazar'ın öte yamndaıı ba- şını uzatmaya başlayan güneşe takılı, do- nup kalıyonız. Düşünmeye ve anlamaya çahşıyoruz. Mutlaka ki, 'Allah Ruslann gözüne perde çekecek. bizleri koruya- cak' diye inanıyoriar. Belki de' Ve Allah mücahitlerin üstüne görünmez bir örtü örttü, onlar da Ruslann saflannın ortasın- dan gün ışığında yürüyüp gittiler" diye anlatacaklar kendilerini. Ama somut ko- şuliarda ne Ruslann gözlerine perde, ne mücahitlerin üstüne görünmez bir örtü mümkün." Demek Tann hem mahkemeye geli- yor, hem savaş alanlanna. Bunlardan il- kini "ayıp-günah'' diye niteledik yukar- da. Ikincisine gelince... Tann'nın savaş alanlannda bulundu- gunu varsaymak çoktannlı döneme iliş- kin inançlardan biridir. İlk çağda tannlar savaş alanlanna iner ve yan tutarlardı. Örneğin Troya savaşında böyle olmuştur. Bu savaşta tannlann bir bölümü Tro- ya'dan, bir bölümü Akhaia'lardan yanay- dı. Çoktannlı dönem için bu anlaşıhr bir şeydir. Ama Tann bire indikten sonra sa- vaşta onu paylaşmak güçleşmiştir, çün- kü her din Tann 'yı kendinden sayar, ama Tann'nın hangi yandan olduğu kesenkes bilinemez. Sonunda güçlü olan kazanır savaşı. "Görünmez örtü" benzen uydur- malar felâket getirir. En iyisi Tann'yı savaşa kanştırma- maktır; çünkü savaşlann nedeni ekono- mik ve siyasaldır, Tann'nın ise bu gibi bayağı işlerle bir ilişkisi olamaz. Bunu düşünmek Tann'yı yadsımak anlamına gelir. • Ispanya iç savaşında yalnızca bu ülke değil, bütün dünya ikiye aynlmıştı; kimi devlet Madrid'deki curnhuriyet hüküme- tini, kimı dev let de Franco'yu tutuyordu. Cumhuriyet hükümetini tutan devletlerin solculanndan, sosyalistlerinden, komü- nistlerinden bir bölümü Madrid'e yar- dım için gönüllü olarak Ispanya'ya gitti- ler. Orada bu yabancı gönüllüler için bir enternasyonal tümen oluşturulmuştu. tdealist solcular cepheye vardıkJannda. ayağa kalkıp faşistlere karşı Enternasyo- nal marşını söylüyorlar ve vuruluyorlar- dı. Çünkü kurşun karşısında marş yenik düşüyordu. Bu yüzden o vakit, cumhuriyet ordu- su başkomutanı General Mijaha, orduya yeni katılan yabancı gönüllülere, - Sakın cephede ayağı kalkıp Enter- nasyonal'i söylemeğe kalkmayın, diye uyanda bulunurmuş. ARADABİR ATtLA ERGÜR Marmara Ün. Güzel San. Fak. öğretim üyesi Yasakçı Kafa ve Fes İlk olarak Fas'ta üretilip kullanılması nedeniyle di- limize "fes" dönüşümüyle geçen, çuhadan yapılma, kesik koni biçiminde, genellikle tepesi püsküllü, es- kiden kullanılan bir başlıktır fes. Fesin tarihçesini ise ansiklopediler şöyle özetliyor: Fes biçimindeki ilk başlığı söylenceye (efsaneye) gö- re Frigya Kralı Midas giymiş. Frigyalılardan sonra Ro- malılar, Rönesans döneminde Italyanlarfese benzer başlıklar kullanmışlar. Fes Islamlıktan sonra ilk kez Fas'ta giyildi. Osmanlılarda ise Serasker ve Kapta- nıderya Koca Hüsrev Paşa bir Akdeniz seferinden dönerken kalyoncu askerlerine fes giydirmişti. 2. Mahmııt da 1832'de bir genelgeyle askerlerin fes giymelerini zorunlu kıkjı. Osmanlılarda fes, önemli bir yenilik olarak kabul edilmiş ve bazı şairler fes hak- kında kasideler, methiyeler yazmış; hatta bir 'fes ha- zıriığı' kurularak başına Kâtip Mustafa Efendi geti- rilmiştir. Bir de 'Fes Nizamnamesı' hazırlanarak kim- lerin hangi tür fes kullanacağı, fesin nerelerde giyilip nerelerde giyilmeyeceği belirlenmiştir. Cumhuriyet döneminde çıkarılan bir yasa ile de 1925 tarihinde fes giyilmesi yasaklanmıştır. 1832'de zorlagiydirilen, 1925'teyasa ile kaldırılan fesin 1995'te de satışının yasaklanması gündeme geldi. Turizm Bakanlığı'nın fes satışını yasaklama gi- rişimi haberi yayımlandı ve yasakçı anlayışın toplu- mumuzda ne denli egemen olduğu bir kez daha ka- nıtlandı. Turistlere fes satışını yasaklayarak Türkjye'nin gö- rünümünü farklı kılmaya çalışan safyürek yaklaşım- lı siyasilerin; sokaklarda kara çarşafla, sank ve cüp- peyle dolaşan gericileri görmesin diye turistlerin göz- lerini bağlamaları, Avrupa Parlamentosu'nun bayan milletvekillerine yakışıksız sözlerle hakaret eden Dev- let Bakanı'nın ağzına da fermuar takmalan gereke- cek. Aynca Kılıç-Kalkan ekibi ile turist karşılamayı ma- rifet sanan; ulusiararası bir etkinlik için hazırianan (anlı şanlı bir ressamımıza ısmarianan) afişte, uçan halıda uzayı fethe çıkan başı fesli bir âdem, oynak kalçalı dansöz ve ibrik görüntüleriyle Türkiye'yi ta- nıtmaya çalışan resmi görüşün, bugüne dek yaratı- lan olumsuz etkileri fes satışı yasağı ile silmeye ça- lışması tam bir kara mizah örneğidir. Aynada kendi görüntüsünden ürkenlersuçu ayna- da aramamalıdır. öte yandan en temel insan haklan ihlalleri karşı- sında kılı kıpırdamayanlann, fes ticareti engelleniyor diyerek fesi yan yatırıp karşı koymaya çalışmalannı da anlamak mümkün değildir. Sonuç olarak nasıl bir görüntü sergılediğimizden çok, toplum olarak ulaştığımız sosyal, siyasal, eko- nomik ve kültürel düzeyi sorgulayıp gelişiirmekle il- gilenmeliyiz. Yasaklamalarla yapay izlenimler oluş- turmak yerine, insan haklarına saygılı, özgürlükçü, demokratik ve laik bir toplumsal yapıya kavuşma gayreti içinde olmalıyız. Yeni anlamsız yasaklar üret- mek yerine, insanlann düşüncelerinden dolayı soruş- turmaya, kovuşturmaya uğramadığı çağcıl bir hukuk düzenini bir an önce yaşama geçirmeliyiz. Yoksa, çağının tanığı olan sanatçıyı ülkemizde dü- şünce sanığı yapan kafalara ha fes takmışsın ha kep ne fark eder. ÇATI /BARAKŞAM TEKNE GEZİLERİ 8 cumartesi 20.30 Dolmabahçe'den 21.00 Üsküdar'dan Boğaz'a hareket... # Canlı müzik • 2 bardak içki • Kuruyemiş, meyve... Sadece 500.000.- TL ÇATI RESTAURANT 251 00 00 * Isteğe bağlı özel tekne gezilerimiz sürüyor. • : - 2.SAYIÇIKTI > Devrimci işcüer ve DİSK «Devrimci bir siyaset için: Yeniden > MHP ve "sıradan" faşizm > Özgürlükçü ve katılımcı bir sosyalizme doğru • Kitle partisi tartışmaları • Avrupa'ya soldan bakmak Karanlığa karşı özgürlük ve emek cephesi EMEGİNOZGURLÜKve THMOKRASİfiÜZGAR! TARTIŞMA Kadıköy'deki heykeller S anatın içine tüküren "zavalhlan"- öyle ya da böyle- iktidara getiren ve bulunduklan makamı lüzumsuz yere işgal etmelerine izin veren garip bir milletiz. Sevgili Aziz N'esin "Türk milletinin yüzde 6O'ı aptal" deyince kızanz, ama aptallıklanmızın. vurdumduymazl ıklanmızın bini bir para. Kültür ve sanatla ilgilerunediğimiz gibi, ilgilenen insanlanmıza da garip bir gözle bakanz. Sanki yüz kızartıcı bir suç işlemişler gibi. Heykelcilik ise geçmişle bağı en kopuk olan sanatımızdır. Şu heykelleri sevemedik gitti. Islam ülkesi olmamızın bu işte bir rolü olabilir mi? Niçin anlatıyorum tüm bunlan? Şunun için: Kadıköy Belediyesi'nin Göztepe semtinde bulunan ve oldukça geniş bir alanı kaplayan (eskiden burası üzüm bağlanydı) "Özgürlük Parkı''na dikmiş olduğu bazı heykeller var. Bunlar ülkemizin yetiştirdiği nadide aydmlanmıza ait. Fakat heykellerin bir kısmı neredeyse tanınmayacak halde. Nedeni ise kuşlann azizliği. Tesadüf bu ya kuşlann gökyüzünden bıraktıklan dışkılan heykellerin "baş" kısmmı epeyce kirletmiş (Heykellerin diğer kısımlan da aynı akıbete uğramak üzere). Peki Kadıköy Belediyesi bu durumun farkında değil BAŞSAĞLIĞI Türk ve dünya edebiyatmın en büyük yazarlanndan AZİZ^,^ " NESİN'İ "•"yitirmiş obnanın derin üzüntüsü içindeyiz. Laik yaşamı, insan haklan ve demokrasiyi savunmanın erdem olduğunu NESlN Hocamızdan öğrendik. Anısı ve onurlu kişiliği bizlere de düstur olacaktır. Türkiye'nin başısağolsun. İSTANBUL SERBEST MUR4SEBECI MALİ MÜŞAVİRLER ODASI ACI BtR KAYIP Sevgili eşim TULUt SÖNMEZ aramızdan aynldı. Dostlan onu 8 temmuz cumartesi günü ögle namazından sonra Erenköy Galip Paşa Camii'nden uğurlayacaklardır. BİLGEN SÖNMEZ Sevgüi İLHAN DİŞÇİ Özgür ve demokratik bir ülke özlemi içinde... Kocaman bir yürek, sınırsız bir sevgi, titiz bir hak arama bilinciyle öğretmenlerin ve TÖB-DER'in hukukunu korumanın dinmeyen çabası... Dopdolu onurlu bir yaşam... SENİ UNUTMAYACAĞIZ Osman Akman, İlhan Alkan, Niyazi Altnnya, Mehmet Akçasoy. Rü;tn Apaydın, Mustafa Atasov. Gülsen Atila, Yılmaz Atila, Avni A\1an. tsmail Başbuğ, Ali Başpınar, Nazun Bayata. Ali Bayraktar, Burhan Biber. Seyfettin Bican, Nabi Belekoğlu. Ali Bozknrt, Mehmet Cihangir, Erdal Çalı, İbrahim Çerçi, Mustafa Çetin, Meral-Nejat Çetin, Fevzi Çimen, Tahsin Çopur, Tahsin Doğan, Rtza Duru, Feyzullah Erdoğan, FeyzuUah Ertuğrul, Mustafa GazakL, Gultekin Gazioğlu, Hulusi Gökçe, Rıza Gül, tsmail Gümfiş, Halil Güngör. Ahmet İnce, Aydın Ipek, Ali Kaymak, Sezai Kaynak, Kenan Keles, SabnKeskin, Halil Kılıç. AU Kınacu Mehmet Koç, Selahattin Koçak, Hamdi Konur, Mehmet Kopan, Orhan Onur, Haydar Orhan, Hasan Kul, Zeki Saruhan, Erol Savunlu, D~ Ali Solak, C. Cahit Soysal, Fikret Telci, Çetin Turan. Yaiçın Turcan, Uğur üyanık, Musa Uysal, İbrahim Cçyıldızgil, Şerif \ural, Hakkı Yaiçın, Muzaffer Yaiçın,Ismet Yalçmkaya. RESTAURANT BAR İstcmbul'un Sıcak Yax Gecelerinde Heş Bir EsinlU... Görülmese değer çiçekli terasımızda kırtangıç sesleri eşliğirvde, guneşin batışını kesintisiz, sonuna kadar seyrederken, manastır mimarisinin giıcmliliği içerisinde nefıs bir akşam yemeği yiycrek, içtiklerinizin doyumsuz tadına varmağa ne dersiniz? Zengin bir kadro eşliğindc FAS4L, TSM ile hatıralarmızı tazeleyip yenileri ile hoş bir gece geçirmck istryorsanız, buyrun İSMVe... NoftPoıar harif hergün İSM severlcıie olmafc dtleğiyle Tel:256 37 51 SAPPH0CAFE BAR AY;E TÜTÜNCÜ BÜLENT SOMAY SUAYIP YELTAN UMUT KıRHAN Her c e^ernbe EZGİNİN GÜNLÜĞÜ BekarSok No:l4 (Borsa Fastfood karşı sok.) Beyogtu Reı: 245 06 68 / 69 Kimüğimı kaybettim. Hûkümsûzdür. ARİF TAŞÇI Gelir Vergisi Kanunu 'nun 89-2 ve Kurumlar Vergisı Kanunu 'nun 14-6 'ncı Maddelen Uyannca Bağışlarınız. Vergı Matrahınızdan Tenzil Edilir. DARULACEZE VAKFI Açıhş-Kuruluş-Vefat \e Her Türlü Kutlama Toplantılannda Çıçek Yerine Nakit Bağışlarınız Için Hizmetinizdedir. Tel: 0212 - 221 79 50 (8 Hat) Fax: 0212 - 221 79 54 tstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi öğrenci kimliğimi ve pasomu kaybettim. Hükümsüzdür. HAFtZE ÖZÇEŞMECI SATILIK TELEFON Bostancı bölgesinde Mür 41124 41 KANİŞ Satılık 1.5 aylık süt beyaz kaniş yavrulan Mür 411 24 41 mi? Farkındaysa niçin temizletmez? Yok eğer farkında değilse bu daha büyük bir ayıp. O heykelleri oraya salt dikmiş olmak marifet değil, aynı zamanda o heykellerin temizliği ve onanmı da belediyeye aitrir. Yerel yöneticilerimiz Batı ülkelerindeki bu tür yapıtlann halk ve yerel idareler tarafından ne derece titizlikle korunup kollandığını ve düzenli olarak bakımının yapıldığını bilmezler mi? Elbette bilirler. Öyleyse? Hepsinden de öte, heykellerin bu durumu bazı sıkma başlı "dini bütün" kızlanmız ve eli tespihli-külhanbeyi kılıklı- delikanlılanmız tarafindan alay konusu olmaktadır. Bu yazıyı ülkesinin yazanna, aydınma, sanatçısma her açıdan sahip çıkan bir vatandaş sorumluluğuyla kaleme aldım. BurakUlusal CUMHURİYET HALK PARTİSİ İSTANBUL ÎL BAŞKANUĞFNDAN DUYURU CHP ilçe kongreleri, aşağıda belirtilen gündem/tarih ve yerlerde yapılacaktır. Saat 10.00'da llanen duyurulur. GÜNDEM: 1. Yoklama, açılış, „ , ^-<-v* 2. Başkanlık Dıvaru seçîrru, 3. Saygı duruşu, s 4. Hesap Komisyonu seçimi, 5. Raporlann okunması, 6. Raporlar üzerinde görüşmeler. 7. Hesap Komisyonu raporunun okunması, görüşülmesi, karara bağlanması, 8. Aklama, 9. Kongre üyelerinin dilekleri, 10. Organlann seçimi, 11. Kapanış. Üçe Tarih Yer Adalar 22.07.1995 llçeMerkezi Avcılar 22.07.1995 Özer Saray Düğün Salonu Bağcılar 22.07.1995 Hançer Düğün Sl. Bahçelievler 23.07.1995 Zafer Sineması Bakırköy 23.07.1995 Bakırköy Spor Vakfi Bayrampasa 23.07.1995 Yakut Sineması Beşiktaş 23.07.1995 Besiktas Kültür Merkezi Beykoz 23.07.1995 llçeMerkezi Beyoğlu 23.07.1995 Pera Palas Oteli B.Çekmece 22.07.1995 llçeMerkezi Eminönü 23.07.1995 Karides Rest Esenler 23.07.1995 Akar Düğün Sl. Atatürk Cd. E>-üp 23.07.1995 Bırsen-Murat Dûğün Sarayı Fatih 23.07.1995 AkgünOtel G.O.Pasa 23.07.1995 G.O.P. Kapalı Spor Salonu Güngören 23.07.1995 Marmans Düğün Sl. Marmara GL Kadıköy 23.07.1995 Bostancı Gösten Merk. Kâğıthane 22.07.1995 Koral Düğün Sl. Talatpaşa Cd. Kartal 22.07.1995 Büklü Düğün Sl. K. Çekmece 23.07.1995 Doğanay Düğün Sarayı, Ikitelü Maltepe 23.07.1995 Maksev' Pendik 23.07.1995 Aktürk Çıftlıği Düğün Sl. Kurtköy Sanyer 23.07.1995 Tarabya Oteli Gece Kulübü Şile 23.07.1995 Anadolu Üniversitesi Uygulama Mrk. Sultanbeyli 22.07.1995 Kübra Dûğün Sl. Şişli 23.07.1995 Maçka Maden Fakültesi Tuzla 22.07.1995 Ayazma Çay Bahçesi Osküdar 23.07.1995 Odeon Sineması Z. Burnu 22.07.1995 Mutlu Düğün Sl. Cumhuriyet Kitap Kulübü TAKSİM SERGİ SALONU IMZA GUNU 8 Temmuz Cumartesi (Yann) HALİTCELENK Saat: 16.00-19.00 ' Adresıtstiklal Cad. Zambak Sok. 4/1 Beyoğlu-Taksim PENCERE Nesin••• Aziz Nesin'in 70'inci yaş günü kutlanıyor. Yer, Şan Sineması. 12 Eylül'ün kara gölgesi 'Operadaki Ha- yalet' gibi çevrede dolaşıyor. Yıne de koca salon tık- lım tıklım. Söz sırası bana gelince dedim ki: - Aziz Nesin 7 bana bir paşa tanıttı. O r t a l ı k t ı s s s . . . . P a ş a n ı n adını v e r d i m : . - • - " " • ' - Marko Paşa!.. 194O'lı yıllann ikinci yansında, çok partili rejime doğru yol alan Türkiye'de, Aziz Nesin'i çoğu kişi gi- . bi ben de Marko Paşa mizah dergisiyle tanımıştım. 1950'li yıllarda yüz yüze tanıştık. Aradan geçen yıllarda dostluk anılannın yumağı- na dolandık; ölüm haberini alınca bu yumak açıldı; düşündüm ki Aziz Nesin'i sevmek bir yana, yitirdiği- miz değerin boyutlannı ölçmek olanaksız. Çünkü o, üç boyutun ötesine geçmiş bir insandı. Zamana çaktı adını. • Aziz Nesin Türkiye'nin övünç kaynağıdtr. "Çağımızın Nasrettin Hocası" değil mi!.. Peki, biz ona ne yaptık?.. 1940'larda başladı serüveni, önce ülkemizin ma- pushaneleriyle tanıştı... Cezadır, sürgündür yaşadı... Aradan yanm yüzyıl geçti geçmedi, Aziz Nesin'i & - vas'ta yakmaya kalktık... Her telefonu açışta sorardım: - Sen hâlâ yaşıyor musun?.. • '• Gülerdi kah kah: . - Bana kefen dayanmıyor!.. ' Mizah yeteneği yaşamının her yanına sinmişti; h a - . yatın gerçeğini Lunapark'ın gizemli aynasına yansıt- manın sanatsal gücü, yalnız kalemine değil, diline de vurmuştu. Kimdi Aziz Nesin?.. Mizah yazan, köşe yazan, yayıncı, dergici, fotoğ- rafçı, subay, sivil, konuşmacı, girişimci, vakıfçı, ga- zeteci, romancı, öykücü, eylemci, özgürlükçü, sos- yalist, düşünür, şair mi?.. Yoksa bu kimliklerin har- manında ortaya çıkan bir başka insan mı?.. Yaşamının son sürecinde ortaya koyduğu eylem-. ci başkaldın ruhunu nasıl değerlendirmeliyiz?.. ; • Aziz Nesin, "Ben inanmtyorum, ama Mûslümanlı- ğa, Hınstiyanlığa ve tüm inançlara saygım var" di- yor; bu yüzden yobazlann düşmanlığını üstüne çe- kiyordu... ,. Inanmamak.. Yadainanmak.. Bu ikisi arasındaki aynmın Sırat'tan ince, kıldan keskin olduğunu bilenler için, inanmayan, inanan ka- dar saygıdeğerdir. Her inananın inancına inanmayın; her inanmayanın inanmadığına inanmayın. Insanın beyinsel gözeneklerinden güç alarak zamansal ufka yayılan felsefe düşününde, din konusu, ham ervahın anlayamayacağı bir kapsamda tartışılır. Inancın aşkınlığında inanmayanın yeri görkemlidir. Hoşgörünün okyanusunda kulaç atanlar, bağnaz- lığın şığlığında debelenenlere acıyarak bakarlar. Aziz Nesin'in büyüklüğü, benliğindeki başkaldın duygusunda bayrak açabilmesidir. Onun için Nesin'i yakmak istediler. • " Nasrettin Hoca hastalanıp ağırlaşmış, öldü sana- rak tabuta koymuşlar; mezartığa giderken yolu şaşı- ran cemaat tartışmaya başlamış: - Nereden gidelim?.. Hoca tabutun kapağını kaldınp akıl öğretmiş: - Ben olsam şu yoldan giderdim. Aziz Nesin küftür adamrydı.. Kültür eyleminde öldü.. Şehit sayılır.. Inanıyorum ki son yolculuğunda tabutunun kapa- ğını kaldınp kendisini uğurlayanlara yol gösterecek.. Vakfımızın harcında vetüm çalışmalannda emeği geçen BÜYÜK YAZIN USTASI DANIŞMA KURULU ÜYEMİZ AZIZ NESIN'i yitirmenin acısı içindeyiz. Adı tarihimizde onurla anılacak olan Büyük Usta'nın anısı önünde saygıyla eğiliyoruz. NAZIM HİKMET KÜLTÜR VE SANAT VAKH YÖNETİM KURULL Yaşam ile Ölum Arasındaki Seçim YAĞMURDAN ÖNCE"Befone The Raın" rONETMEN MILCHO MANCHEVSKI GREGOIRE RADE KATRIN COLI.V SERBEDZU.S CARTLIDGE Yabıo Beyoğlu Pen Sinemastnda 251 K 40 i 2 5 X * : £ 8.MAFTA Sjlonumuı Ktmtlıiu URLA SULH HUKUK MAHKEMESİ 1994/13 E. Davacı Atalay Bedrişan vd. vekili Av. Muhsin Ergazi tara- findan davalılar Mehmet Balcı ve 6 arkadaşı aleyhıne ikame olunan ortaklığın gıderilmesi davasuun yapılan yargtlamasın- da: Aşağıda ismi yazılı paydaş malik adresinde bulunamadı- ğından ve zabıtaca da adresi tespit edilemediğinden dava di- lekçesi ve duruşma günü tebliğ edilememiştir. Adı geçen davalııun bu dava ile ılgılı ıbraz etmek istediği belgeleri duruşma gününe kadar göndermesı veya duruşmaya getirmesi, duruşmaya gelmediği Skdırde yargüamanın yoklu- gunda devam edeceği ve yoklugunda karar venlecegi, duruş- ma gününün 1.8.1995 Salı günü saat 09.00'da olduğunun HUMK'nin 509 ve Ugili maddelen gereğı ihtar olunarak dava dilekçesi ve davetiye yerine kaim olmak üzere Uanen tebliğ olu- nur. Davalı paydaş malik: Talat Görgün - Mehmet oğlu. Basın: 30462
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle