Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 7 TEMMUZ1995CUMA
14 KULTUR
Aziz Nesin, bir çok türde Türk Edebiyatı'na en çok yapıtı vermişti
En üretkenyazardıKültür Servisi -"1915'te Heybeuada'da
doğmuşum. Doğumum, Çanakkâle savaşuun
en zorlu günlerine geldiğinden, babam ada-
mı 'Nusret' kovmuş.
Çokeskiden yazdığını bir hikâye şöyle baş-
lan 'Ada'da zenginler oturur, ama biz de
Ada'da otururduk.'
llkokulu doğnı dflrüst okumuş sayılmam.
Annem, beni okula göndermek, babam da
hafiz yapmak isterdi. İkisinin de isteği oldu.
On bir yaşında hafiz oldum, sonra da okula
grttim.
Şimdi hafizam okadarzayıfki,bunu on bir
yaşunda bana Kuran'ı ezberietmiş obnalan-
na yoruyorum.
Süleymaniye'deki Kanuni Sultan Süley-
man ipitidai mektebine gittiın Girecegim sını-
fi anlamak için beni imtihan ettiler.
Dıs basından
Sönmeyen
bir meşale
Haber Merkeri - Aziz Ne-
sin'in ölümü, dünyanın bırçok
ülkesindekj radyo ve televız-
yonlarda ilk haber olarak du-
yuruldu. lsveç muhabınmiz
Gürtun Uçkan'ın haberine
göre, Nesin'in ölûmü Isveç'te
sabah ajanslannda ilk haber
olarak geçti. lsveç Radyo-
su'nun 11.00 haberlennde de
ûnlü yazann Sıvas katliamm-
dan kı! payı kurtulduğu anım-
satıldıktan sonra Salman Rüş-
dü'nün Şeytan Ayederi adlı kı-
tabını yayımlayacağını açık-
lamasının, aşın dınci çevrele-
rin öfkesıne yol açtigı behrtil-
dı. Isveç'te yayın yapan Text-
TV'de ise Aziz Nesin'inölûm
haberine şöyle yer verildi:
"Türkiye'nin en çok okunan
yazan ve mizah ustası AzizNe-
sin.düngecegeçirdiği kalp kri-
zi sonucu 80 yaşında öMü. Yü-
ze yakın yapıtı olan Nesin. halk
tarafuıdan çok seviliyordu ya
da nefret ediMyordu." lsveç
Yazarlar Bırlığı'nın uluslara-
rası ilişkılennden sorumlu
tkıncı Başkanı Larserik
Blomqvist "Büyük bir yazın
ustası olan \nx Nesin'in ölü-
mü hem halkı hem de edebiyat
dünyası için büyük bir kayıp.
Eminim o, ileride de çok bü-
yük bir öneme sahip olacakn"
dedı. Fotoğrafçı Lütfi Özkök
de üzûntüsünü şöyle dıle ge-
hrdı:"Daha yeni birükte ol-
muştuk. burada tavla oyna-
mıs. gülüşmüştük. Lzünrüm
çok büyük. Onun büyük bir
yazar olduğu ortada. Ama be-
nienetidleyen yaıu, medenice-
saretiydL Llkemizde kimin se-
si çıksa ya hapse aulmışar ya
da susturulmuştur. Aziz'i khn-
se susturamadı ve o da kimse-
den korkmadı. Asla eğümedi;
kuıkn, amaeğilmedLOnunce-
sareti,düriistiüğü tarihimizde
asla sönmeyen bir meşale ola-
rak vanacakür..*'
Ben o zaman Arapçanın 'emsile. bina,
maksud, avamıb'ini kendime göre biliyor-
dum. İmtihan eden bocalar, Koran, tecvid
ibn-i haL siyer-i enbya, sarf ve nahh, hesap
hendese bilgime şaşülar. Bana "Şahaderna-
me" verecekleri sırada gençbir öğretmen, ar-
tezyen kuyulannı sordu. Bilemedim. Ondan
sonra ne sordularsa bUemedim.
Din hocası kadar bilgjli, kasaba görmemiş
çoban kadar bilgisizdim.
Kanşık bir okul hayaüm var. FaJdr olduğu-
muzdan, okuyamayacağınu anladım. Parastz
okumamn yollannı aradım. Böylece imtihan
kazanarak Kuleli Askeri Lisesi'ne girdim.
1934-35'te liseyi, 1936-37'de Harp Oku-
lu'nu bitirdim. 1944 sonunda Babiali'ye düş-
tüm. Bir daha oradan çıkamadım.
Askerliği şunun için severim: Elinize eğiüp
bükülmesini. yûrûyûp koşmasım bilmeyen
bir acemi er gelir. Sonra onun tezkere alırken
yetişmiş halioi görmek hep gözümü sevinçle
yaşartmıştır.
Yazarhğa geçişiınde bana SedatSimavi yar-
dun etti. Gazetecih'ğe Karagöz'de başUdtm,
ondan sonrası az çok bellL_
Koiumun amna gazete alıp satmaktan baş-
yazarhğa kadar gazeteciKğin her işinde çahş-
tim.
Yazdanm yüzünden parça parça yatbğım
hapLsliğin tutan beş buçuk yildır. Sonunda
hapse girmeden yazı yaznıanın cambazngmı
ögrendim.
Ama bu. yazarhk değiL canmbazhk.
Yazılarunda kullandığım takma adlar bd-
ki üç yüzü geçer.
Şimdiye kadar yinni dört kitabım çiktı.
Kurşunlandı, yakılmak istendi 2 kez kalp krizi geçirdi, yine de ölüme esir olmadı
Nesin, ölüme 7 kez direnditstanbul Haber Servisi - "Hayır ölûm beni
teslim alamaz, ancak esir edebflir. Teslim
olma! Ölûm seni aisa da_" Bir kalp krizi
anındaki ölüme ihşkin duygulannı daha
sonra böyle dile getirmişti Aziz Nesin.
Ölüme teslim olmayacaktı; olmadı da,
tam 7 kez. "Teslim otmadan esir
edilmenin onuru"nu ise sckızıncisinde
"kabul etti". Nesin, yaşamı boyunca üç
kez kurşunlandı, Sıvas'ta yakılmak
istendi, bir kez beyin kanaması, iki kez de
kalp krizi geçirdi. Oçüncü kalp krizinde,
kendi deyimiyle "yürek bunahmı'
1
nda
ölüm onu esiraldı.
tki yıl önce Sıvas'ta 37 insanın yakılarak
öldürüJdüğü Madımak Oteli'nde kıl payı
ölümden kurtulan ve daha sonra da aşın
dinci çevrelerce hedef haline getirilen
Nesin, yaklaşık 15 gün önce ikincı kez
kalp krizi geçırmışti. 1983 yılında beyin
kanaması geçirdikten sonra bir süre felç
olan Aziz Nesin'e, pek bilinmeyen üç
saldın da 12 Eylül döneminde
gerçekleşmişri. Demirtaş Ceyhun'un
"Asüacak Adam Aziz Nesin" adlı
kitabında yer alan anılannda Nesin, bu
• tki yıl önce Sıvas'ta 37 insanja
yakılarak öldûrüldügü Madımak
Oteli'nde kıl payı ölümden kurtulan
ve daha sonra da aşın dinci
çevrelerce hedef haline getirilen
Nesin, yaklaşık 15 gün önce ikinci
kez kahp krizi geçirmişti.
saldınlan şöyle anlatıyor:
"Beni üç kez kurşunladılar. tlki 12
Eylül'ün başlanndaydL Bir gün
çahşmaktan yorulmuş, vakfin girişüıdeki
ön bahçede hava almak için dolaşıyordum.
Yoldan ansızın bir araba geçti, içindekiler
ateş açtılar üstüme. Ne de olsa esld
askerim. hemen yere atünı kendimL
Kurşunlar üstümden geçti. Demek biraz
ötede pusu kurmuş bekfiyoriarmış ön
bahçede dülaşmaya çıkmaniL
İkinci <>Ja\ da vinc t v renzamanında
ohnuştu. Istanbul'dan Çataka'ya
döneceğim. Topkapı'dan otobüse bindim.
Tam Büyükçekmece'ye yaklastığımız
sıralarda çok sıkıştım. Çataka'ya kadar
dayanmam olanaksız, neredeyse amma
edecegim. Çaresiz Bûyükçekmece'de
indim otobüsten. Akşam karanlığında
çevTeye de şö> le bir göz aöp ıssa bir
elektrik direğinin dibine gittinı.
Görûnürlerde kimse yoktu. Direğin
dibinde çişimi ediyordum. Birden
ilerimdeki taşlaruı üzerinden kıvücımlar
çıktı. sanki bir şerare patladı. Elektrik
direğinde bir şey oldu sandım. Dedim ya
eski asker olduğum için ben de çok kurşun
«ukmıym, ama kurşunlara öyle sık hedef
nlmamışım ki sesini fllan bilmrvorum
demek. Meğer karşıdaki taşlara çarpıp
krvUcımlar çıkaran şeyler kulağunın
dibinden geçen kurşunmuş. Çişimi
bitirdim. Baktun ileride ûç-dört kişi
donıyor. Yanlanna gittiın. Ne oldu,
elektnk direğinden tel filan mı koptu?'
dedim. Hayretle yüzüme baknlar;
'Farkında değil misin yahu. bırileri seni
kurşunladı' Gene birfleri ateş ettniş bir
arabanın içinden, sonra da kaçıp gitmişler.
Üçüncüsünde ise beni içeride sanıp valâfta
yatbğun odayı basmışlardı. Bir rastlanü
sonucu kurrubnustum o ola>dan da."
Efimde olsay dı. bunlardan seçer, ancak on Id-
tap çıkanrdım.
Em sevdiğim iş, piyes yazmaknr. Yazdmış
on pryesim var.
Gazetelerde yazı yazdırmadıklan zaman,
kendim gazete çıkardun.
Yayuıevleri kitaplanmı basmadıkian za-
man, kendim yayıne\i kurdum.
Şimdi yazdığım piyesleri tiyatnjlar oyna-
mazlarsa, kendim tiyatro kurmak isti>orum.
Hepsi bu kadar."
Türk gülmecesınin usta kalemi Aziz Ne-
sin, 27Nisan 1957'de 'PazarPostası'ndaya-
şamını böyle anlaüyordu. Asıl adı Mehmet
Nusret Nesin olan yazar,iki yıl tstanbul'da
Darüşşafaka Lisesi'nde okuduktan sonra
1935'te Kuleli Askeri Lisesi'ni, 1937'de Ka-
raHarpOkulu'nubitirdi. 1944 yılında üsteğ-
menliği sırasında görev ve yetkisini kötüye
kullandığı gerekçesiyle ordudan çıkanldı. 6
yıl Kuleli Askeri Lisesi, 2 yıl Harbıye, 2 yıl
Askeri Fen Tatbikat Okula, 7 yıl subaylıktan
sonra,askerlikte geçen 17 yıl süresince edin-
digi disiplin ve düzenli çalışma, askerlikten
aynldıktan sonra da O'nun yaşam biçimi ol-
du. Ordudan aynldıktan sonra Sedat Sima-
vi 'nin çıkardığı Yedigün dergisinde, başlayan
gazeteciliğini, Zekerrya Sertel'in Tan gaze-
tesinde sürdürdü. 1945 yılında CHP yöneti-
mi döneminde Tan gazetesi yakılınca işsiz
kaldı ve bir süre sonra Sabahattin Ali ile bir-
likte çağdaş ulusal Türk mizahının başlangı-
CT olan Marko Paşa'yı çıkardı. Marko Paşa kı-
sa sürede tutundu ve zamanın günlük gazete-
leri 10-30binarasındatırajlarlayetüıırierken,
Marko Paşa 60-70 binlere ulaşıyordu.
Tek partı yönetimi tarafindan iğneleyici ya-
zılardan dolayı Marko Paşa, dergisi kapatıl-
dıktan sonra Malumpaşa, Merhumpasa, Ali-
baba gibi adlarla varlığını sürdürdü. Hakkın-
da açılan davalar sonrasında hapse gırdi ve sü-
rüldü. 1954'te Akbaba dergisinde takma ad-
larla mizah öyküleri yazmaya başladı.
I956'da Kemal Tahir'Ie birlikte Düşün Ya-
yınevi'ni kurdu.
1958-63 arasında yayıncılığı tek başına sür-
dürdü Yenı Gazete, Akşam ve Tanin'de gün-
lük köşe yazılan yazdı. Gazete yazarlığını
Öncü, Yeni Tanin ve Ustura adlı haftalık gül-
meceekini hazırladığı Günaydın gazetesinde
sürdürdü. 1962'de Zübük adlı mizah dergısı-
ni çıkarmaya başladı. 1963'te yayınevınin
yanmasındân sonra yazarlığı tek uğraş olarak
sürdürdü.
Çocuklar için vakıf kurdu
1972'de kımsesiz ve yoksul çocuklan okut-
mak,yetiştirmek amacıyla Çatalca'da Aziz
Nesin Vakfı'nı kurdu, yapıtlannın telif hak-
lannı bu vakfa bağışladı. 1976-80 arasında
Nesin Vakfi Edebiyat Yıllığı 'nı çıkardı. 1974
yılında kuruculan arasında yer aldıgı Türki-
ye Yazarlar Sendikasının Genel Başkanlık gö-
revini uzun yıllar sürdürdü (1975 - 1989). 12
Eylül döneminde sendikamn öteki yönetici-
leri ile birlikte yargılandı. 12 Eylül askeri yö-
netimine karşı, yakın tarihimızin önemli si-
yasi olaylardan biri olan "Aydınlar Dilekçe-
si"ne öncülük etti. lnandığı görüşlerinden
ödün vermeyen Aziz Nesin yazılannda ve
söyleşilerinde dile getirdiği düşüncelerinden
ötürü birçok kez yargılandı.
Kazandığı ödüller
Türkıye'de kazandığı ödüller Oç Karagöz
oyunuyla Mılliyet gazetesinın 6. Karacan Ar-
mağanı birinciİıği (1968), Çiçu adlı oyunuy-
la Türk Dil Kurumu 1970 Tıyatro Ödülü, Pırj-
latan Bal adlı oyunuyla Arkın Çocuk Edebi-
yatı Ödülleri ikincilgi (1974)
Yurt dışında ise iki yıl üstüste Altın Palmi-
ye (Italya 1956,1957), Altın Kirpi (Bulgans-
tan, 1966),Krokodil(SovyetlerBirliği, 1969),
Lotüs (Asya- Afrika Yazarlar Birlıği tarafin-
dan Fılipinler'in Manıla kentınde 1975) son
olarak Gabrovo kentinde (Bulgaristan) iki yıl-
da bir düzenlenen Gülmece ve Yergi Şenli-
ği'nde Ulaslararası Gülmece Kitaplan Yanş-
ması'nda büyük ödül (Hitar Petar Ödülü,
1977)ödüllerini kazandı.
Aziz Nesin Türk Edebiyatı'nın en çok ya-
pıt veren yazanydı. Gülmece, öykü, roman,
anı. deneme, makale, şiir, çocuk kitaplan,
mektuplar, köşeyazılan ve başyazılar vb. ol-
mak üzere 110 kitabı yayımlandı. Yapıtlann-
da Türk toplumunun bir panoramasını veren
Aziz Nesin halk edebiyatuun geleneksel an-
latı ögelennden yaraıianarak toplumsal bo-
zukluklan eleştirel ve yergici bir söylemle
yansıtmıştır. Meddah geleneğinin anlatım
olanaklannı kullanarak çağdaş anlamda bir
gülmece öykü tekniği geliştirmiştir. Etkileyı-
ci bir gözlem gücünü sahip olan Nesin, eleş-
tirilerinde ve yergilerinde bir yandan olum-
suzluklann altını çizerken öte yandan uyan-
cı ve yönlendirici bir çaba içerisindedir. Ko-
nulannı genellikle günlük yaşamın içinden,
kahramanlannı da halktan kişilerden seçer.
Geniş halk kesimlennın sorunlannı büyük bir
ustalıkla dile getirirken, kapitalist üretim tar-
zı içerisindekı değişen insanın konumunu yet-
kin bir şekilde yansıtır. Aziz Nesin'in ilk eşin-
den Oya,Ateş,ikinci eşi öykücü Meral Çe-
len'den Ali ve Ahmet olmak üzere dört çocu-
ğu vardır.
Elveda aklın ve vicdanın sözcüsü!
DEMÎRTAŞ CEYHUN: Acım
çok büyük. Babamdı, ustamdı, ağa-
beyimdi. Türk halkı ikinci Nasred-
din Hocası'nı kaybetti. Düşmanlan
öldü zannetseler de Aziz Nesin asıl
bundan sonra yaşayacak.
VEDAT GUNYOL: Canım Aziz
Nesin ölmüş, yürcği durmuş. Bugün
Türkiye Cumhuriyeti için bundan
daha büyük bir kayıp düşünülemez.
Yaşadığımız akıl almaz rezillıklenn
arasında O'nun gibi düriist, mert,
yılgısız bir aydının yüreği durmasın
da kiminki dursun? Aziz Nesin gel-
miş geçmış en büyük düşünce adam-
larımızdan biriydi. Türkiye'de dın
sömürücülerinin, ikiyüzlü pohtıka-
cıların, devlet içındekı mafya yanlı-
lannın ıplığinı kım onun kadar mert-
çe pazara çıkarabildı? Temel dıre-
ğımdı, can dostumdu. Çok üzgü-
nüm.
TURHAN SELÇUK: 1957'de
Abdi lpekçi benden "MMBvet" için
bir çizgi roman isternişti. Bu alanda
deneyımim yoktu, hikâyesini Aziz
Nesin'in yazmasını istedim, kabul
etti. Üç ay kadar süren 'Abdülcan-
baz'ın ilk romanının konusu Aziz
Nesin'indir.-.Menderes iktidannın
baskılı rejımı nedeniyle Aziz'in adı-
nı çızgi romanın üzerinekoymamış-
lardı. Sanıyorum bu nedenle devam
etmedi. Bugün hem çızdiğim. hem
yazdığım 'Abdülcanbaz'ın ısim ba-
bası Aziz Nesin'dır. Futbol alanlann-
da çokça kullanılan bir sloganı, mi-
zah alanında Anz için rahatça kul-
lanabilir diye düşünüyorum: "En
büyük Aziz başka büyûk yok.~" Son
yıllannda polıtika alanındk gösterdi-
ği "Uygar Cesarefi de mizah ya-
zarlığı kadar büyüktü. Aydınlığı sa-
vundu, karanlığı yerdı Aziz Nesin...
Sıvas'ta 38 aydın insanımız, gözler
önünde dıri dın yakıldı. Oradaki
"kara" dumanlann arasından sağ çı-
kan Aziz, ınsan sevgisıyle dolu kal-
bıne karşı koyamadı, yenik düştü...
Ama, karanlığın prenslen sevınme-
sinler. O, bu ulus'un kalplerinde ya-
şıyor ve yaşamaya devam edecek...
PEN YAZARLAR DERNEĞİ:
PEN Yazarlar Demeği, yenıden ku-
ruluşuna önayak olan saygıdeğer
üyesi Aziz Nesin'in ölümünden do-
layı son derece üzüntülüdür. Aziz
Nesm, dunya edebıyatının en seçkin
yazarlanndan biriydi. Aynı zamanda,
büyük özverisiyle, toplulumuzun de-
mokrasi dûşmanlığına ve her türlü
bağnazlığa karşı savaşımına katkıda
buiunan her zaman "genç" kalmayı
başarmış bir örnek aydın oldu.
LÜTFİ KALELİ(Türkiye Yazar-
lar Sendıkası Denetim Kurulu Baş-
kanı): Türkıye'nın edebıyatını dün-
yaya tanıtan değerli yazar ve düşün
adamı Aziz Nesin'in ölüm haberieni
Avustralya'nın Sdyney kenünde bu-
gün aldım. Çok üzgünüm. 2 Tem-
muz 1993 Sivas can kmmında sev-
gıli Aziz Nesin ile birlikte ölümün
eşığinden döndûk. Otelın bır oda-
sında dumandan boğulma aşaması-
na geldığımız anda bile, ölümden
korkmayan ve insan yakıcı yobaz
gürühuna karşı yiğıtçe bir ölüm ser-
gilemeyi seslendiren Aziz Nesın'i
22 yıldır Türkiye Yazarlar Sendıka-
sı çatısı altında yakından tanıdım.
Doğru bildığini söylemekten çekin-
meyen karakteri ve çağına karşı so-
rumlu aydın kişiliği ile, Türkiye'nin
sorunlanna eğilen, özellikle ülkeyı
şeriatçı bır mantıkla karanhğa sü-
rükleyen başta devlet ve siyaset
adamlan olmak üzere tüm gerici ve
faşistlere yüreklice karşı çıkan Aziz
Nesin'i çok arayacağımıza inanıyo-
rum. Onun ödünsüz, inatçı karakte-
ri bizlere rehber olmalıdır.
ORHAN ALKAYA: Aziz Bey
Türkiye'nın "vkdan''ıydı. Duruşuy-
la, seçimleriyle, risk alma yetene-
ğiyle, Türkiye'ye "hıza istikamet"
önerdı. Kamusal alanda "aydın eti-
ğj"nı büyük bir aynntı tıtizliğiyle
gerçekleştirdi. Bir
a
büvükyazar"dı.
Islamcılık- Batıcı Ulusçuİuk- Mo-
deraıte paradigmasına oturan Tür-
kiye Tarihi'ni yazacak her tarihçi
için, yapıtı eşşız bir referans oluştu-
rur. Gözünden kaçmış karakter ya-
pısı, sosyal davramş, konumlanış
yok gibıdir. Bugûn, Aziz Bey'in öl-
düğünü söylüyorlar. lnanmak güç.
Biraz "hepimiz" olarak yaşıyordu.
Aziz Bey öldüyse eğer, hepimiz bi-
raz öldük demekûr. Türkıye'yi yö-
net(emey)en Savaş Partisi-Çephe-
si'ne karşı, ekonomik sömürüye, si-
yası-askeri zubne, vicdansızlığa kar-
şı, toplumsal banşm, eşitlığin, insan
olma erdemlerinin, aklın savunma-
sını yaparken, bir büyük yalnızlığı
hep hissedeceğiz. Dogrusu, buna hiç
hazırdeğildik. Elveda Aziz Bey! El-
veda aklın ve vicdamn sözcüsü! El-
veda kara gün dostu!
Çocuklan öksüz kaldı
Eserierivedüşünceleri yüzünden birçokkezyargdanarak hapiscezalanalan ûnlü mizah
yazanmız Aziz Nesin Idmsesiz çocuidan okutmayı amaç edmmiş ve bu amaçla da 1972
yıhnda Çatalca'da Nesin Vakfı'nı kurmuştu. Nesin, kjtaplannın geiüierini de çocuklann
eğin'minde kullanılmak üzere vakıfa bağışlamıştL Kurulduğu tarihten bugüne kadar
pek çok çocuğa kucak açan \akifta bugün 32 çocuk kalıyor. Vakıfta kalan Idmsesiz
çocuklann -Dedeterinin" ani ölümü üzerine oldukça ûzgün olduklan gözkndL
Aziz Nesin'siz
yaşamaya alışmak
ATAOL
BEHRAMOĞLU
Aziz Nesin'i kaybettik.
Aziz Nesin nasıl bir insan-
dı?
Onu ilk kez, yanılmıyor-
sam 1960'tı, Ankara Siya-
sal Bilgiler Fakültesi'ndeki
bir açık oturumda gördüm.
Konu, "Türidye'nin danı-
mn"ydu... Aziz Nesin, söz-
lerine "Türkiye'nin duru-
muefca" diye başladı. Son-
ra efca sözünün anlamını
açıkladı: "fed"nin çoğulu
imiş... O günden bugüne
bu efca sözcüğü aklımdan
çıkmamıştır.
Liseli yıllanmda "Yeni
Tanin"deki yazılannı
okurdum. Termz, aydınlık
anlatımıyla, yenilikçi gö-
rüşleriyle benim yazanm-
dı. Yine o dönemlerde,
Bursa yıllannı anlattığı
"Bir Sürgünün Anıbn"nı
okurken ağlamıştım. Aziz
Nesin'ı herkes mizah
(onun önerdiği sözcükle,
gülmece) yazan olarak ta-
nır. Oysa o ağlatan bir ya-
zardır da. Kimi oyunlann-
da ve gülmece öykülerin-
de, ironiyle gözyaşlannın
smın kanşır...
70'li yıllann sonlannda
Aziz Nesin'le Türkiye Ya-
zarlar Sendıkası 'nda birlik-
te çalıştık. Zaman zaman
anlaşmazlığa düştüğümüz
oldu.
Fakat gıderek büyük bir
sevgi, dostluk oluştu ara-
mızda. Her şeyden önce,
onun en karmaşık görünen
sorunlara çözümler buhna-
daki prarik zekâsma hay-
randım. Sonra, polemikçi
kişiliğin gerisindeki duy-
gulu, romantık insanı; sö-
züm ona "dmri" Aziz Ne-
sin'in gerisindeki, tüm yü-
reğini, tüm varlığını bütün
msanlarla paylaşmaya ha-
zır insanı ve yine sözüm
ona "çaplun" Aziz Ne-
sin'in gerisindeki, aile öz-
lemiyle yanan, sevecen,
babacan, güzel insanı tanı-
dım...
Aziz Nesin çok şey ver-
di Türkiye'ye. Yapıtlanyla
ve toplumsal eylemiyle.
Tanzimat'tan bugünlere,
aydınlanma tarihimizin hiç
kuşkusuz en büyük birkaç
yazanndan biridir.
Fakat ülkesi ona çok acı-
larçektirdi. Şimdi bu cüm-
lemi okusa, derdi ki, "ül-
kesi deme, üJkedeki siyasal
yönetimkr de._" Ben buna,
aydmlan da ekleyeceğim.
Dostlanndan çok düşman-
lan, sevenlerinden çok sev-
meyenleri vardı... Kitapla-
n üzerine şimdiye kadar
birkaç kitap yazılmış olma-
lıydı... Bildiğim kadanyla,
ürünlerini hakkıyla değer-
lendıren makale sayısı bile
sınırlıdır... Buna karşıhk,
özellikle 1980'li yıllardan
başlayarak sadece yapıtla-
nyla değil, toplumsal ey-
lemleriyle de geniş kitlele-
rin ilgi odağı oldu, gençle-
rin sevgilisi olmayı basar-
dı. Giderek bir kahraman
ve gerçekten de bir "azfa"
olma düzeyine yükseldi...
Sevgili, sevgili, sevgili
Aziz Nesin... Oğlun yaşın-
da bir arkadaşm, bir karde-
şin olarak, sana zaman za-
man üzüntüler de vermiş
olmakla birlikte, seni çok
sevdim, anladım, tanıdım.
Bu ülkenin gelmiş geçmiş
en güzel insanlanndandın.
Eşsiz biriydin. Bu düsün-
celerimi, duygulanmı sana
yaşarken de söylemiş oldu-
ğum için mutluyum. Seni
sadece bir yazar ya da bir
çalışma arkadaşı olarak de-
ğil. bir insan olarak da ta-
nımış olmak, çok güzel.
Birkaç gün önce Basın Mü-
zesi'ndeki toplannda yanı
başında buiunan birkaç ki-
şiden biri olmakla onur du-
yuyorum. Yine yanaklann-
dan öperek aynlmıştım ya-
nmdan.
Her kucaklaşmamızın
bir veda kucaklaşması ola-
bileceğinin bilincıyle. Ve
TYS 1. SanatGünleri'nde-
ki katkılanndan ötürü sana
minnettanz. Türkiye seni
hiç unurmayacak, eşsiz
benzersiz bir evladı olarak
belki sonsuzca anımsaya-
caktır... Fakat seni çok ya-
kından tanımış olan dost-
lann, arkadaşlann için,
sensiz yaşamaya alışmak,
daha da önemlisi, sana la-
yık olabilmek, pek de kolay
olmayacak...
Ona çok
ihtiyacımız olacak
ORALÇALJŞLAR
Ülkelerin tarihinde bazi
insanlar yaşar kı onlann
varlığı bir dağ hükmünde-
dir. Böyle insanlar onyılar
içinde bir kere gelir, halk-
lann vicdanı, haksızlığa
karşı gür sesı olur.
Aziz Nesin, Türkiye'nin
vicdanı, korkmayan tok se-
siydi.
Aziz Nesin, bir mizah
ustasıydı. Bir yazı dehasıy-
dı. Ama onun büyüklüğü-
nü sağlayan yalnızca bu
özellikleri değildi. Aziz
Nesin, tam 50 yıldır sıra-
danlığa karşı en önde dö-
ğüşen korku bilmeksizin
döğüşüyordu. O, kendisine
ihtiyaç olduğunu hissettiği
her alanda yaşına, sağhğı-
na aldırmaksızın öne atılı-
yordu. Hiç bir saldın, hiç
bir tehdit onu yıldırmıyor-
du.. O son gününe kadar
geriliğe karşı yeni projeler
üretti, yeni çağnlar yaptı.
Bir genç gibi yaşadı bir
genç gibi öldü.
Aziz Nesin devietin gö-
zünde bir sakıncalıydı.
Ömrünün büyük bir kısmı-
nı, hapishanelerde, kara-
kollarda, mahkemelerde
geçirmişti. Bölücülükle
suçlanmış. yazdıklan, ki-
taplan yasaklanmış, yıllar-
ca yurtdışına çıkmasma bi-
le izin verilmemişti.
Şimdi onun ardından
devlet yetkilileri ağıtlar ya-
kacak, büyük bir insan ol-
duğu söyleyecekler. O bun-
lann hiç birisine metelik
vermezdi.
Aziz Nesin, dinci yobaz-
lığın da baş hedeflerinden
birisiydi. Ona ohnadık ha-
karetler yağdınyorlardı.
Çünkü onun varlığı dinci
yobazlığa karşı koca bir
kalkandı.
Aziz Nesin yok artık.
Ama, hala düşünceyi suç
sayan bir parlamentomuz
var.
Evren'in 1982 Anayasa-
sı Meclis'imizin gölgesin-
de yaşamaya devam ediyor.
Aziz Nesin yok ama, ge-
ricilik devlet himayesinde
icra-i faaliyet etmeye de-
vam ediyor.
Aziz Nesin yok ama,
Türkiye'de rüşvet var, vur-
gun var, hırsızlık var yolj
suzluk var.
Aziz Nesin'siz bir Türki-
ye bir kanadı kınk bir Tür-
kiye olacaktır.
O, Türkiye'de çağdaşlı-
ğın önemli ağırlığıydı.
O, zorbaya kafa tutan bir
kavga adamıydı.
Sosyalistti.
Eşit ve özgür bir dünya
istiyordu. Esen rüzgarlann
adamı değildi.
Kürt sorunun demokrasi
ve banş içinde çözülmesin-
1
den yanaydı.
Dindarlara saygılıydı,
ama Tannya inanmadığını
da açıkca söylemekten çe-
kinmeyen bir inanç ada-
mıydı.
Aziz Nesin, aptala aptal,
korkağa korkak, haksıza
haksız demekten çekin-
mez, zorbalık karşısında
gerilemezdi.
Aziz Nesin bu özellikle-
riyle büyük ve unutulmaz
bu- insandı.
Onu çok özleyeceğiz.
Ona çok ihtiyacımız ola-
cak.