03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 7 TEMMUZ1995CUMA 14 KULTUR Aziz Nesin, bir çok türde Türk Edebiyatı'na en çok yapıtı vermişti En üretkenyazardıKültür Servisi -"1915'te Heybeuada'da doğmuşum. Doğumum, Çanakkâle savaşuun en zorlu günlerine geldiğinden, babam ada- mı 'Nusret' kovmuş. Çokeskiden yazdığını bir hikâye şöyle baş- lan 'Ada'da zenginler oturur, ama biz de Ada'da otururduk.' llkokulu doğnı dflrüst okumuş sayılmam. Annem, beni okula göndermek, babam da hafiz yapmak isterdi. İkisinin de isteği oldu. On bir yaşında hafiz oldum, sonra da okula grttim. Şimdi hafizam okadarzayıfki,bunu on bir yaşunda bana Kuran'ı ezberietmiş obnalan- na yoruyorum. Süleymaniye'deki Kanuni Sultan Süley- man ipitidai mektebine gittiın Girecegim sını- fi anlamak için beni imtihan ettiler. Dıs basından Sönmeyen bir meşale Haber Merkeri - Aziz Ne- sin'in ölümü, dünyanın bırçok ülkesindekj radyo ve televız- yonlarda ilk haber olarak du- yuruldu. lsveç muhabınmiz Gürtun Uçkan'ın haberine göre, Nesin'in ölûmü Isveç'te sabah ajanslannda ilk haber olarak geçti. lsveç Radyo- su'nun 11.00 haberlennde de ûnlü yazann Sıvas katliamm- dan kı! payı kurtulduğu anım- satıldıktan sonra Salman Rüş- dü'nün Şeytan Ayederi adlı kı- tabını yayımlayacağını açık- lamasının, aşın dınci çevrele- rin öfkesıne yol açtigı behrtil- dı. Isveç'te yayın yapan Text- TV'de ise Aziz Nesin'inölûm haberine şöyle yer verildi: "Türkiye'nin en çok okunan yazan ve mizah ustası AzizNe- sin.düngecegeçirdiği kalp kri- zi sonucu 80 yaşında öMü. Yü- ze yakın yapıtı olan Nesin. halk tarafuıdan çok seviliyordu ya da nefret ediMyordu." lsveç Yazarlar Bırlığı'nın uluslara- rası ilişkılennden sorumlu tkıncı Başkanı Larserik Blomqvist "Büyük bir yazın ustası olan \nx Nesin'in ölü- mü hem halkı hem de edebiyat dünyası için büyük bir kayıp. Eminim o, ileride de çok bü- yük bir öneme sahip olacakn" dedı. Fotoğrafçı Lütfi Özkök de üzûntüsünü şöyle dıle ge- hrdı:"Daha yeni birükte ol- muştuk. burada tavla oyna- mıs. gülüşmüştük. Lzünrüm çok büyük. Onun büyük bir yazar olduğu ortada. Ama be- nienetidleyen yaıu, medenice- saretiydL Llkemizde kimin se- si çıksa ya hapse aulmışar ya da susturulmuştur. Aziz'i khn- se susturamadı ve o da kimse- den korkmadı. Asla eğümedi; kuıkn, amaeğilmedLOnunce- sareti,düriistiüğü tarihimizde asla sönmeyen bir meşale ola- rak vanacakür..*' Ben o zaman Arapçanın 'emsile. bina, maksud, avamıb'ini kendime göre biliyor- dum. İmtihan eden bocalar, Koran, tecvid ibn-i haL siyer-i enbya, sarf ve nahh, hesap hendese bilgime şaşülar. Bana "Şahaderna- me" verecekleri sırada gençbir öğretmen, ar- tezyen kuyulannı sordu. Bilemedim. Ondan sonra ne sordularsa bUemedim. Din hocası kadar bilgjli, kasaba görmemiş çoban kadar bilgisizdim. Kanşık bir okul hayaüm var. FaJdr olduğu- muzdan, okuyamayacağınu anladım. Parastz okumamn yollannı aradım. Böylece imtihan kazanarak Kuleli Askeri Lisesi'ne girdim. 1934-35'te liseyi, 1936-37'de Harp Oku- lu'nu bitirdim. 1944 sonunda Babiali'ye düş- tüm. Bir daha oradan çıkamadım. Askerliği şunun için severim: Elinize eğiüp bükülmesini. yûrûyûp koşmasım bilmeyen bir acemi er gelir. Sonra onun tezkere alırken yetişmiş halioi görmek hep gözümü sevinçle yaşartmıştır. Yazarhğa geçişiınde bana SedatSimavi yar- dun etti. Gazetecih'ğe Karagöz'de başUdtm, ondan sonrası az çok bellL_ Koiumun amna gazete alıp satmaktan baş- yazarhğa kadar gazeteciKğin her işinde çahş- tim. Yazdanm yüzünden parça parça yatbğım hapLsliğin tutan beş buçuk yildır. Sonunda hapse girmeden yazı yaznıanın cambazngmı ögrendim. Ama bu. yazarhk değiL canmbazhk. Yazılarunda kullandığım takma adlar bd- ki üç yüzü geçer. Şimdiye kadar yinni dört kitabım çiktı. Kurşunlandı, yakılmak istendi 2 kez kalp krizi geçirdi, yine de ölüme esir olmadı Nesin, ölüme 7 kez direnditstanbul Haber Servisi - "Hayır ölûm beni teslim alamaz, ancak esir edebflir. Teslim olma! Ölûm seni aisa da_" Bir kalp krizi anındaki ölüme ihşkin duygulannı daha sonra böyle dile getirmişti Aziz Nesin. Ölüme teslim olmayacaktı; olmadı da, tam 7 kez. "Teslim otmadan esir edilmenin onuru"nu ise sckızıncisinde "kabul etti". Nesin, yaşamı boyunca üç kez kurşunlandı, Sıvas'ta yakılmak istendi, bir kez beyin kanaması, iki kez de kalp krizi geçirdi. Oçüncü kalp krizinde, kendi deyimiyle "yürek bunahmı' 1 nda ölüm onu esiraldı. tki yıl önce Sıvas'ta 37 insanın yakılarak öldürüJdüğü Madımak Oteli'nde kıl payı ölümden kurtulan ve daha sonra da aşın dinci çevrelerce hedef haline getirilen Nesin, yaklaşık 15 gün önce ikincı kez kalp krizi geçırmışti. 1983 yılında beyin kanaması geçirdikten sonra bir süre felç olan Aziz Nesin'e, pek bilinmeyen üç saldın da 12 Eylül döneminde gerçekleşmişri. Demirtaş Ceyhun'un "Asüacak Adam Aziz Nesin" adlı kitabında yer alan anılannda Nesin, bu • tki yıl önce Sıvas'ta 37 insanja yakılarak öldûrüldügü Madımak Oteli'nde kıl payı ölümden kurtulan ve daha sonra da aşın dinci çevrelerce hedef haline getirilen Nesin, yaklaşık 15 gün önce ikinci kez kahp krizi geçirmişti. saldınlan şöyle anlatıyor: "Beni üç kez kurşunladılar. tlki 12 Eylül'ün başlanndaydL Bir gün çahşmaktan yorulmuş, vakfin girişüıdeki ön bahçede hava almak için dolaşıyordum. Yoldan ansızın bir araba geçti, içindekiler ateş açtılar üstüme. Ne de olsa esld askerim. hemen yere atünı kendimL Kurşunlar üstümden geçti. Demek biraz ötede pusu kurmuş bekfiyoriarmış ön bahçede dülaşmaya çıkmaniL İkinci <>Ja\ da vinc t v renzamanında ohnuştu. Istanbul'dan Çataka'ya döneceğim. Topkapı'dan otobüse bindim. Tam Büyükçekmece'ye yaklastığımız sıralarda çok sıkıştım. Çataka'ya kadar dayanmam olanaksız, neredeyse amma edecegim. Çaresiz Bûyükçekmece'de indim otobüsten. Akşam karanlığında çevTeye de şö> le bir göz aöp ıssa bir elektrik direğinin dibine gittinı. Görûnürlerde kimse yoktu. Direğin dibinde çişimi ediyordum. Birden ilerimdeki taşlaruı üzerinden kıvücımlar çıktı. sanki bir şerare patladı. Elektrik direğinde bir şey oldu sandım. Dedim ya eski asker olduğum için ben de çok kurşun «ukmıym, ama kurşunlara öyle sık hedef nlmamışım ki sesini fllan bilmrvorum demek. Meğer karşıdaki taşlara çarpıp krvUcımlar çıkaran şeyler kulağunın dibinden geçen kurşunmuş. Çişimi bitirdim. Baktun ileride ûç-dört kişi donıyor. Yanlanna gittiın. Ne oldu, elektnk direğinden tel filan mı koptu?' dedim. Hayretle yüzüme baknlar; 'Farkında değil misin yahu. bırileri seni kurşunladı' Gene birfleri ateş ettniş bir arabanın içinden, sonra da kaçıp gitmişler. Üçüncüsünde ise beni içeride sanıp valâfta yatbğun odayı basmışlardı. Bir rastlanü sonucu kurrubnustum o ola>dan da." Efimde olsay dı. bunlardan seçer, ancak on Id- tap çıkanrdım. Em sevdiğim iş, piyes yazmaknr. Yazdmış on pryesim var. Gazetelerde yazı yazdırmadıklan zaman, kendim gazete çıkardun. Yayuıevleri kitaplanmı basmadıkian za- man, kendim yayıne\i kurdum. Şimdi yazdığım piyesleri tiyatnjlar oyna- mazlarsa, kendim tiyatro kurmak isti>orum. Hepsi bu kadar." Türk gülmecesınin usta kalemi Aziz Ne- sin, 27Nisan 1957'de 'PazarPostası'ndaya- şamını böyle anlaüyordu. Asıl adı Mehmet Nusret Nesin olan yazar,iki yıl tstanbul'da Darüşşafaka Lisesi'nde okuduktan sonra 1935'te Kuleli Askeri Lisesi'ni, 1937'de Ka- raHarpOkulu'nubitirdi. 1944 yılında üsteğ- menliği sırasında görev ve yetkisini kötüye kullandığı gerekçesiyle ordudan çıkanldı. 6 yıl Kuleli Askeri Lisesi, 2 yıl Harbıye, 2 yıl Askeri Fen Tatbikat Okula, 7 yıl subaylıktan sonra,askerlikte geçen 17 yıl süresince edin- digi disiplin ve düzenli çalışma, askerlikten aynldıktan sonra da O'nun yaşam biçimi ol- du. Ordudan aynldıktan sonra Sedat Sima- vi 'nin çıkardığı Yedigün dergisinde, başlayan gazeteciliğini, Zekerrya Sertel'in Tan gaze- tesinde sürdürdü. 1945 yılında CHP yöneti- mi döneminde Tan gazetesi yakılınca işsiz kaldı ve bir süre sonra Sabahattin Ali ile bir- likte çağdaş ulusal Türk mizahının başlangı- CT olan Marko Paşa'yı çıkardı. Marko Paşa kı- sa sürede tutundu ve zamanın günlük gazete- leri 10-30binarasındatırajlarlayetüıırierken, Marko Paşa 60-70 binlere ulaşıyordu. Tek partı yönetimi tarafindan iğneleyici ya- zılardan dolayı Marko Paşa, dergisi kapatıl- dıktan sonra Malumpaşa, Merhumpasa, Ali- baba gibi adlarla varlığını sürdürdü. Hakkın- da açılan davalar sonrasında hapse gırdi ve sü- rüldü. 1954'te Akbaba dergisinde takma ad- larla mizah öyküleri yazmaya başladı. I956'da Kemal Tahir'Ie birlikte Düşün Ya- yınevi'ni kurdu. 1958-63 arasında yayıncılığı tek başına sür- dürdü Yenı Gazete, Akşam ve Tanin'de gün- lük köşe yazılan yazdı. Gazete yazarlığını Öncü, Yeni Tanin ve Ustura adlı haftalık gül- meceekini hazırladığı Günaydın gazetesinde sürdürdü. 1962'de Zübük adlı mizah dergısı- ni çıkarmaya başladı. 1963'te yayınevınin yanmasındân sonra yazarlığı tek uğraş olarak sürdürdü. Çocuklar için vakıf kurdu 1972'de kımsesiz ve yoksul çocuklan okut- mak,yetiştirmek amacıyla Çatalca'da Aziz Nesin Vakfı'nı kurdu, yapıtlannın telif hak- lannı bu vakfa bağışladı. 1976-80 arasında Nesin Vakfi Edebiyat Yıllığı 'nı çıkardı. 1974 yılında kuruculan arasında yer aldıgı Türki- ye Yazarlar Sendikasının Genel Başkanlık gö- revini uzun yıllar sürdürdü (1975 - 1989). 12 Eylül döneminde sendikamn öteki yönetici- leri ile birlikte yargılandı. 12 Eylül askeri yö- netimine karşı, yakın tarihimızin önemli si- yasi olaylardan biri olan "Aydınlar Dilekçe- si"ne öncülük etti. lnandığı görüşlerinden ödün vermeyen Aziz Nesin yazılannda ve söyleşilerinde dile getirdiği düşüncelerinden ötürü birçok kez yargılandı. Kazandığı ödüller Türkıye'de kazandığı ödüller Oç Karagöz oyunuyla Mılliyet gazetesinın 6. Karacan Ar- mağanı birinciİıği (1968), Çiçu adlı oyunuy- la Türk Dil Kurumu 1970 Tıyatro Ödülü, Pırj- latan Bal adlı oyunuyla Arkın Çocuk Edebi- yatı Ödülleri ikincilgi (1974) Yurt dışında ise iki yıl üstüste Altın Palmi- ye (Italya 1956,1957), Altın Kirpi (Bulgans- tan, 1966),Krokodil(SovyetlerBirliği, 1969), Lotüs (Asya- Afrika Yazarlar Birlıği tarafin- dan Fılipinler'in Manıla kentınde 1975) son olarak Gabrovo kentinde (Bulgaristan) iki yıl- da bir düzenlenen Gülmece ve Yergi Şenli- ği'nde Ulaslararası Gülmece Kitaplan Yanş- ması'nda büyük ödül (Hitar Petar Ödülü, 1977)ödüllerini kazandı. Aziz Nesin Türk Edebiyatı'nın en çok ya- pıt veren yazanydı. Gülmece, öykü, roman, anı. deneme, makale, şiir, çocuk kitaplan, mektuplar, köşeyazılan ve başyazılar vb. ol- mak üzere 110 kitabı yayımlandı. Yapıtlann- da Türk toplumunun bir panoramasını veren Aziz Nesin halk edebiyatuun geleneksel an- latı ögelennden yaraıianarak toplumsal bo- zukluklan eleştirel ve yergici bir söylemle yansıtmıştır. Meddah geleneğinin anlatım olanaklannı kullanarak çağdaş anlamda bir gülmece öykü tekniği geliştirmiştir. Etkileyı- ci bir gözlem gücünü sahip olan Nesin, eleş- tirilerinde ve yergilerinde bir yandan olum- suzluklann altını çizerken öte yandan uyan- cı ve yönlendirici bir çaba içerisindedir. Ko- nulannı genellikle günlük yaşamın içinden, kahramanlannı da halktan kişilerden seçer. Geniş halk kesimlennın sorunlannı büyük bir ustalıkla dile getirirken, kapitalist üretim tar- zı içerisindekı değişen insanın konumunu yet- kin bir şekilde yansıtır. Aziz Nesin'in ilk eşin- den Oya,Ateş,ikinci eşi öykücü Meral Çe- len'den Ali ve Ahmet olmak üzere dört çocu- ğu vardır. Elveda aklın ve vicdanın sözcüsü! DEMÎRTAŞ CEYHUN: Acım çok büyük. Babamdı, ustamdı, ağa- beyimdi. Türk halkı ikinci Nasred- din Hocası'nı kaybetti. Düşmanlan öldü zannetseler de Aziz Nesin asıl bundan sonra yaşayacak. VEDAT GUNYOL: Canım Aziz Nesin ölmüş, yürcği durmuş. Bugün Türkiye Cumhuriyeti için bundan daha büyük bir kayıp düşünülemez. Yaşadığımız akıl almaz rezillıklenn arasında O'nun gibi düriist, mert, yılgısız bir aydının yüreği durmasın da kiminki dursun? Aziz Nesin gel- miş geçmış en büyük düşünce adam- larımızdan biriydi. Türkiye'de dın sömürücülerinin, ikiyüzlü pohtıka- cıların, devlet içındekı mafya yanlı- lannın ıplığinı kım onun kadar mert- çe pazara çıkarabildı? Temel dıre- ğımdı, can dostumdu. Çok üzgü- nüm. TURHAN SELÇUK: 1957'de Abdi lpekçi benden "MMBvet" için bir çizgi roman isternişti. Bu alanda deneyımim yoktu, hikâyesini Aziz Nesin'in yazmasını istedim, kabul etti. Üç ay kadar süren 'Abdülcan- baz'ın ilk romanının konusu Aziz Nesin'indir.-.Menderes iktidannın baskılı rejımı nedeniyle Aziz'in adı- nı çızgi romanın üzerinekoymamış- lardı. Sanıyorum bu nedenle devam etmedi. Bugün hem çızdiğim. hem yazdığım 'Abdülcanbaz'ın ısim ba- bası Aziz Nesin'dır. Futbol alanlann- da çokça kullanılan bir sloganı, mi- zah alanında Anz için rahatça kul- lanabilir diye düşünüyorum: "En büyük Aziz başka büyûk yok.~" Son yıllannda polıtika alanındk gösterdi- ği "Uygar Cesarefi de mizah ya- zarlığı kadar büyüktü. Aydınlığı sa- vundu, karanlığı yerdı Aziz Nesin... Sıvas'ta 38 aydın insanımız, gözler önünde dıri dın yakıldı. Oradaki "kara" dumanlann arasından sağ çı- kan Aziz, ınsan sevgisıyle dolu kal- bıne karşı koyamadı, yenik düştü... Ama, karanlığın prenslen sevınme- sinler. O, bu ulus'un kalplerinde ya- şıyor ve yaşamaya devam edecek... PEN YAZARLAR DERNEĞİ: PEN Yazarlar Demeği, yenıden ku- ruluşuna önayak olan saygıdeğer üyesi Aziz Nesin'in ölümünden do- layı son derece üzüntülüdür. Aziz Nesm, dunya edebıyatının en seçkin yazarlanndan biriydi. Aynı zamanda, büyük özverisiyle, toplulumuzun de- mokrasi dûşmanlığına ve her türlü bağnazlığa karşı savaşımına katkıda buiunan her zaman "genç" kalmayı başarmış bir örnek aydın oldu. LÜTFİ KALELİ(Türkiye Yazar- lar Sendıkası Denetim Kurulu Baş- kanı): Türkıye'nın edebıyatını dün- yaya tanıtan değerli yazar ve düşün adamı Aziz Nesin'in ölüm haberieni Avustralya'nın Sdyney kenünde bu- gün aldım. Çok üzgünüm. 2 Tem- muz 1993 Sivas can kmmında sev- gıli Aziz Nesin ile birlikte ölümün eşığinden döndûk. Otelın bır oda- sında dumandan boğulma aşaması- na geldığımız anda bile, ölümden korkmayan ve insan yakıcı yobaz gürühuna karşı yiğıtçe bir ölüm ser- gilemeyi seslendiren Aziz Nesın'i 22 yıldır Türkiye Yazarlar Sendıka- sı çatısı altında yakından tanıdım. Doğru bildığini söylemekten çekin- meyen karakteri ve çağına karşı so- rumlu aydın kişiliği ile, Türkiye'nin sorunlanna eğilen, özellikle ülkeyı şeriatçı bır mantıkla karanhğa sü- rükleyen başta devlet ve siyaset adamlan olmak üzere tüm gerici ve faşistlere yüreklice karşı çıkan Aziz Nesin'i çok arayacağımıza inanıyo- rum. Onun ödünsüz, inatçı karakte- ri bizlere rehber olmalıdır. ORHAN ALKAYA: Aziz Bey Türkiye'nın "vkdan''ıydı. Duruşuy- la, seçimleriyle, risk alma yetene- ğiyle, Türkiye'ye "hıza istikamet" önerdı. Kamusal alanda "aydın eti- ğj"nı büyük bir aynntı tıtizliğiyle gerçekleştirdi. Bir a büvükyazar"dı. Islamcılık- Batıcı Ulusçuİuk- Mo- deraıte paradigmasına oturan Tür- kiye Tarihi'ni yazacak her tarihçi için, yapıtı eşşız bir referans oluştu- rur. Gözünden kaçmış karakter ya- pısı, sosyal davramş, konumlanış yok gibıdir. Bugûn, Aziz Bey'in öl- düğünü söylüyorlar. lnanmak güç. Biraz "hepimiz" olarak yaşıyordu. Aziz Bey öldüyse eğer, hepimiz bi- raz öldük demekûr. Türkıye'yi yö- net(emey)en Savaş Partisi-Çephe- si'ne karşı, ekonomik sömürüye, si- yası-askeri zubne, vicdansızlığa kar- şı, toplumsal banşm, eşitlığin, insan olma erdemlerinin, aklın savunma- sını yaparken, bir büyük yalnızlığı hep hissedeceğiz. Dogrusu, buna hiç hazırdeğildik. Elveda Aziz Bey! El- veda aklın ve vicdamn sözcüsü! El- veda kara gün dostu! Çocuklan öksüz kaldı Eserierivedüşünceleri yüzünden birçokkezyargdanarak hapiscezalanalan ûnlü mizah yazanmız Aziz Nesin Idmsesiz çocuidan okutmayı amaç edmmiş ve bu amaçla da 1972 yıhnda Çatalca'da Nesin Vakfı'nı kurmuştu. Nesin, kjtaplannın geiüierini de çocuklann eğin'minde kullanılmak üzere vakıfa bağışlamıştL Kurulduğu tarihten bugüne kadar pek çok çocuğa kucak açan \akifta bugün 32 çocuk kalıyor. Vakıfta kalan Idmsesiz çocuklann -Dedeterinin" ani ölümü üzerine oldukça ûzgün olduklan gözkndL Aziz Nesin'siz yaşamaya alışmak ATAOL BEHRAMOĞLU Aziz Nesin'i kaybettik. Aziz Nesin nasıl bir insan- dı? Onu ilk kez, yanılmıyor- sam 1960'tı, Ankara Siya- sal Bilgiler Fakültesi'ndeki bir açık oturumda gördüm. Konu, "Türidye'nin danı- mn"ydu... Aziz Nesin, söz- lerine "Türkiye'nin duru- muefca" diye başladı. Son- ra efca sözünün anlamını açıkladı: "fed"nin çoğulu imiş... O günden bugüne bu efca sözcüğü aklımdan çıkmamıştır. Liseli yıllanmda "Yeni Tanin"deki yazılannı okurdum. Termz, aydınlık anlatımıyla, yenilikçi gö- rüşleriyle benim yazanm- dı. Yine o dönemlerde, Bursa yıllannı anlattığı "Bir Sürgünün Anıbn"nı okurken ağlamıştım. Aziz Nesin'ı herkes mizah (onun önerdiği sözcükle, gülmece) yazan olarak ta- nır. Oysa o ağlatan bir ya- zardır da. Kimi oyunlann- da ve gülmece öykülerin- de, ironiyle gözyaşlannın smın kanşır... 70'li yıllann sonlannda Aziz Nesin'le Türkiye Ya- zarlar Sendıkası 'nda birlik- te çalıştık. Zaman zaman anlaşmazlığa düştüğümüz oldu. Fakat gıderek büyük bir sevgi, dostluk oluştu ara- mızda. Her şeyden önce, onun en karmaşık görünen sorunlara çözümler buhna- daki prarik zekâsma hay- randım. Sonra, polemikçi kişiliğin gerisindeki duy- gulu, romantık insanı; sö- züm ona "dmri" Aziz Ne- sin'in gerisindeki, tüm yü- reğini, tüm varlığını bütün msanlarla paylaşmaya ha- zır insanı ve yine sözüm ona "çaplun" Aziz Ne- sin'in gerisindeki, aile öz- lemiyle yanan, sevecen, babacan, güzel insanı tanı- dım... Aziz Nesin çok şey ver- di Türkiye'ye. Yapıtlanyla ve toplumsal eylemiyle. Tanzimat'tan bugünlere, aydınlanma tarihimizin hiç kuşkusuz en büyük birkaç yazanndan biridir. Fakat ülkesi ona çok acı- larçektirdi. Şimdi bu cüm- lemi okusa, derdi ki, "ül- kesi deme, üJkedeki siyasal yönetimkr de._" Ben buna, aydmlan da ekleyeceğim. Dostlanndan çok düşman- lan, sevenlerinden çok sev- meyenleri vardı... Kitapla- n üzerine şimdiye kadar birkaç kitap yazılmış olma- lıydı... Bildiğim kadanyla, ürünlerini hakkıyla değer- lendıren makale sayısı bile sınırlıdır... Buna karşıhk, özellikle 1980'li yıllardan başlayarak sadece yapıtla- nyla değil, toplumsal ey- lemleriyle de geniş kitlele- rin ilgi odağı oldu, gençle- rin sevgilisi olmayı basar- dı. Giderek bir kahraman ve gerçekten de bir "azfa" olma düzeyine yükseldi... Sevgili, sevgili, sevgili Aziz Nesin... Oğlun yaşın- da bir arkadaşm, bir karde- şin olarak, sana zaman za- man üzüntüler de vermiş olmakla birlikte, seni çok sevdim, anladım, tanıdım. Bu ülkenin gelmiş geçmiş en güzel insanlanndandın. Eşsiz biriydin. Bu düsün- celerimi, duygulanmı sana yaşarken de söylemiş oldu- ğum için mutluyum. Seni sadece bir yazar ya da bir çalışma arkadaşı olarak de- ğil. bir insan olarak da ta- nımış olmak, çok güzel. Birkaç gün önce Basın Mü- zesi'ndeki toplannda yanı başında buiunan birkaç ki- şiden biri olmakla onur du- yuyorum. Yine yanaklann- dan öperek aynlmıştım ya- nmdan. Her kucaklaşmamızın bir veda kucaklaşması ola- bileceğinin bilincıyle. Ve TYS 1. SanatGünleri'nde- ki katkılanndan ötürü sana minnettanz. Türkiye seni hiç unurmayacak, eşsiz benzersiz bir evladı olarak belki sonsuzca anımsaya- caktır... Fakat seni çok ya- kından tanımış olan dost- lann, arkadaşlann için, sensiz yaşamaya alışmak, daha da önemlisi, sana la- yık olabilmek, pek de kolay olmayacak... Ona çok ihtiyacımız olacak ORALÇALJŞLAR Ülkelerin tarihinde bazi insanlar yaşar kı onlann varlığı bir dağ hükmünde- dir. Böyle insanlar onyılar içinde bir kere gelir, halk- lann vicdanı, haksızlığa karşı gür sesı olur. Aziz Nesin, Türkiye'nin vicdanı, korkmayan tok se- siydi. Aziz Nesin, bir mizah ustasıydı. Bir yazı dehasıy- dı. Ama onun büyüklüğü- nü sağlayan yalnızca bu özellikleri değildi. Aziz Nesin, tam 50 yıldır sıra- danlığa karşı en önde dö- ğüşen korku bilmeksizin döğüşüyordu. O, kendisine ihtiyaç olduğunu hissettiği her alanda yaşına, sağhğı- na aldırmaksızın öne atılı- yordu. Hiç bir saldın, hiç bir tehdit onu yıldırmıyor- du.. O son gününe kadar geriliğe karşı yeni projeler üretti, yeni çağnlar yaptı. Bir genç gibi yaşadı bir genç gibi öldü. Aziz Nesin devietin gö- zünde bir sakıncalıydı. Ömrünün büyük bir kısmı- nı, hapishanelerde, kara- kollarda, mahkemelerde geçirmişti. Bölücülükle suçlanmış. yazdıklan, ki- taplan yasaklanmış, yıllar- ca yurtdışına çıkmasma bi- le izin verilmemişti. Şimdi onun ardından devlet yetkilileri ağıtlar ya- kacak, büyük bir insan ol- duğu söyleyecekler. O bun- lann hiç birisine metelik vermezdi. Aziz Nesin, dinci yobaz- lığın da baş hedeflerinden birisiydi. Ona ohnadık ha- karetler yağdınyorlardı. Çünkü onun varlığı dinci yobazlığa karşı koca bir kalkandı. Aziz Nesin yok artık. Ama, hala düşünceyi suç sayan bir parlamentomuz var. Evren'in 1982 Anayasa- sı Meclis'imizin gölgesin- de yaşamaya devam ediyor. Aziz Nesin yok ama, ge- ricilik devlet himayesinde icra-i faaliyet etmeye de- vam ediyor. Aziz Nesin yok ama, Türkiye'de rüşvet var, vur- gun var, hırsızlık var yolj suzluk var. Aziz Nesin'siz bir Türki- ye bir kanadı kınk bir Tür- kiye olacaktır. O, Türkiye'de çağdaşlı- ğın önemli ağırlığıydı. O, zorbaya kafa tutan bir kavga adamıydı. Sosyalistti. Eşit ve özgür bir dünya istiyordu. Esen rüzgarlann adamı değildi. Kürt sorunun demokrasi ve banş içinde çözülmesin- 1 den yanaydı. Dindarlara saygılıydı, ama Tannya inanmadığını da açıkca söylemekten çe- kinmeyen bir inanç ada- mıydı. Aziz Nesin, aptala aptal, korkağa korkak, haksıza haksız demekten çekin- mez, zorbalık karşısında gerilemezdi. Aziz Nesin bu özellikle- riyle büyük ve unutulmaz bu- insandı. Onu çok özleyeceğiz. Ona çok ihtiyacımız ola- cak.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle