Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 4TEMMUZ1995SALI
SIVAS KATLIAMI
Faşistleştirmede Özel Yöntemler, Yeni Uygulamalar / 3
Gazi, Sıvas'ın yinelemnesidirMUZAFFER İLHAN ERDOST
Tûrk-lş 5. Bölge Temsilcisi ÜmitÖz-
şeker,olaydan yedi-sekiz ay önce, kamu
kuruluşu olan bir işyerinin özelleştinl-
memekle birlikte kıraya verildiğini, 650
işçinin kapı önüne bırakıldığını söylüyor
(Ek: 4, s. 9). Ocak ayında Meclis'e bir
dosya verdiklerini, Sıvas'ta aç insanla-
nn büyük olaylara neden olacağını an-
lattıklannı ekliyor.
Katlıamdan sonra haklannı demokra-
tik yollardan aratnanın olanaksızhğını.
bu işsiz bırakjlan insanlar görrnuş olrna-
h. Çünkû, Sıvas adı, basında, ancak kat-
liarru anma toplantılan nedeniyle geçi-
yor.
Doğal ki katliatn, Sıvas'la sınırlı kal-
mayacaktı.
Sıvas'tan, Sıvas gibi yörelerden. bas-
kı sonucu, ekonomik bakımdan. siyasal
bakımdan ve başka nedenlerle yaşama
olanağı bulamayan insanlar, büyük kent-
lere doğru kaçacak ve kentlerin çevrele-
rinde kendilehnden önce gelerek yerleş-
miş köylülerin, komşulannın, akrabala-
nnın oluşturduklan kolonilere sığına-
caktı.
(7) Gaziosmanpaşa'da Alevi
yoğunlaşması ve demokrat
ve ilerici oylara yansıması /
Sonuçlar
Gaziosmanpaşa'da dört kahvehanenin
ve bir pastanenin silahla taranması ve
yaşlı bir Alevi dedeyle, olayda el konu-
lan taksinin şoförünün öldürülmesi üze-
rine, kendiliğinden yıgınsal gösteriye
dönüşen tepkisel olaylann sabahında ki-
mi gazetecılerin ilk saptadıklan. "Gazi-
lilerin çoğunun Sıvaslı olduğu"ydu.
"Muş, Tunceli, BingöL Erzurum, Erzin-
can w Tokat'tan getenler" de vardı. (Nil-
gün Cerrahoğlu, Alilliyet, 14 Mart 1995.)
Cerrahoğlu'nun şu saptaması altbaşlığa
çıkanlmışti:
u
Duvar yazılan bOe patla-
yıcı bir barut fiçısında oMuğumuzu ele
veriyordu. 'Kürdistan'daki pis savaşa
alet olmak istemiyorsan, asker olma' de-
niyordu duvar yanlanndan birinde." Sı-
vas'ı unutmadık' diyordu bir başkasL."
"Gazi Mahallesi Dos\ası~na alınan
Doç. Dr. Nur Alkış'ın saptamasina göre
"Gaziosmanpaşa mahallesinde yaşavan
vatandaşlanmızın yüzde 443'ii Aleviy-
dL"27 Mart yerel seçimlerinde SHP yüz-
de 40.5, RP yüzde 23.5, ANAP yüzde
6.3, DYP yüzde 2.5, DSP yüzde 5.1, İP
yüzde 1.3 oy almışlardı. (Cumhuriyet,
10 Nisan 1995) Burada Alevilerin ora-
nı ile demokrat ve ilerici oylann oranı
arasındaki örtüşmeyi vurgulamak iste-
rim.
Olay tam da 12 Mart'ın yıldönümün-
de, gece silahh saldınyla başlamıştı. Er-
tesi gün, yani 13 martta Çiller. bunu *te-
rörii şehirlere yayma çabası olarak" ni-
teleyerek Türk-Kürt çanşmasında ba-
şardı olamayanlann, şimdi Alevi-Sünni
çatışmasıtezgâhladıklannı" söyleyecek-
ti. Şöyle vurguladı: "CMay PKK'de yo-
ğunlaşryor. İpuçlan bu doğrultuda, fail-
leri mutlaka bulunacaknr." (Yeni Yüzyıl,
14 Mart 1995)
Olaylan PKK'nin yapmış olması ile
tç ve Doğu Anadolu'dan taşınmış olan
insanlann bu tür örgütlere yakınlık du-
yanlan banndırma olasıhğını önlemek
için suıkast düzenlenmesini birbirine ka-
nştırmamak gerekir.
Daha birkaç ay önce. bir TV progra-
mında, kötüler anlamda "Kızdbaş" sö-
zünün. üstelik "inceste" (mahrem ilişki)
karalamasıyla birlikte kullanılmasının,
Alevi yığınlan gece sokağa çekmiş ol-
ması örneğinden de yararlanmış olma-
sı, olası suikastın saldırgan faılleri unu-
tularak ve unutturularak, bu saldmya
tepkı gösterenler arasında "PKK" mili-
tanı aranmasma ağırlık verilmiş olması-
nı, bir kez de bu açıklamalanmız çerçe-
vesinde değerlendirmek gerekecektir.
Sıvas'ta, demokrat ve ilerici oylann
canlanmasını ve bütünleşerek siyasal
partisinde toplanmasını engellemek
için, etkinliğe katılan kitlenin çoğunlu-
ğunu Alevilerin oluşturduğu senlik, kat-
liamla kanlandı. Şenliğin Sıvas'ta yine-
lenmesı de karanlıkta kaldı.
Sıvas katliamından bir yıl kadar son-
ra, Tempo, "Sıvas'takiler kenti terk etti,
sıra Drvriği'de mi? / AJeviler S.O.S. veri-
yor" başlığı altında şu bilgilen aktardı:
"Srvas'uı Divriği ilçesinde bugüne ka-
dar herhangi bir terör olayı me> danaget-
mcdi. Bir a> önce ilçeye yerieşen Ozel
Tim'in varlık gerekçesi. bölgede P-
KK'nin dolaşmaya başlamaşı. Özellikle
Alevilerdurumdan rahatsız. Özel Tim'in
ülkücü kadrolannın Alevileri baskı alb-
na almaya çaiışbğını iddia ediyoriar. Ya-
kında DivriğTıün de Batman ya da Ştr-
nak gibi olmasından korkuyoriar. Ha-
yatianndan endişe ediyorlar." (Tempo,
Sayı: 38,15-21 Eylül 1994.)
Divriği'de heryıl Alevilerin gelenek-
sel olarak gerçekleştirdikleri şenliğin,
kaymakam tarafmdan iptal edildiği, bu-
na karşılık, Milliyetçi Hareket Partili ve
Büyük Birlik Partili gençlerin, Ülkü
Ocaklan'nda ve Nizam-ı Âlem Ocakla-
n'ndagece sohbet toplantılan düzenle-
dikleri belirtiliyor ve 1.400 maden işçi-
sinin üye olduğu Divriği Cevher-lş Sen-
dikası Başkanı'nın şu görüşlerine yer
veriljyor:
"Özel Tim, milliyetçi ve ırkçı düşünen
kişilerk yakınlık kurup, onlan saflanna
çekmek istiyor. Elleriyle yaphklan
"kurt" işareti ve "Tann Türkü Korusun"
ifadesini kullandıklanna sıkça tanık ohı-
yoruz. Amaçlan belli. Özellikle burada-
ki örgütlü işçi \e emekçi halkı sindirme-
ye çahşrvorlar." (Tempo, Sayı: 38, s. 27,
28.)
Sıvas katliamında, ilkin, PKK'nin
(şiddet yöntemlerini benimseyen ben-
zer "sol örgütierin'' Sıvas'ta bulması ola-
sı ortamın oluşmasını engellemek amaç-
lanmıştı. Ikinci amaç, seçmen dağılımı-
nın, dıştan içe ve içten dışa yönelik göç-
lerle, istenıldiğı biçimde yeniden düzen-
lenmesi ortamı yaratılarak, yerel ve ge-
nel oyun, gerici sağ partilerde toplah-
masının yolunu açmaktı.
Sıvas'tan ve Sıvas benzeri yerlerden
göc edenler, aynldıklan yerlerde (seçim
birimlerinde) Alevilerin seyrelmesine
neden olmuşlardı. Ama geldikleri yeni
yerlerindede yoğunlaşmışlardı. Gazios-
manpaşa bunlardan biriydi. Yoğunlaş-
ma oranını düşürmek ve yıgılmanın ad-
resinı değiştirmek ve birkaç yöreye da-
ğıtmak gerekliydi.
Suikastın, gece televizyondan haber
olarak verilmesinin ardından, sokağa
dökülmesi beklenen yığınlann içerisin-
de kimi örgüt üyelerinin de bulunduğu
"saptamasından" (daha sonra kimı ga-
zetelerde yayımlanan ve ardından ya-
lanlanan benzer haberleri anımsayınız)
yola çıkılarak, şimdi, Gaziosmanpaşa'da
(ve bunun yanında Ümraniye'de), kolluk
güçlerinin sıklaştıracaklan işyeri ve ev
baskılanyla, her büyük toplumsal olayın
ardından olduğu gibi yoğunlaşacak ara-
ma ve gözaltılarda, Aleviler tedirgin edi-
lerek, kendilerine sakin yaşam olanağı
sağlayacaklan yerler aramaya yönelti-
lerek yeniden dağılmalan süreci başla-
tılmış olacak.
Şöyle bitirilebilir: Gaziosmanpaşa,
Sıvas'ın bir yinelenmesidir. Nasıl ki
1993 Sıvas olaylan, amacı bakımından,
1978 Sıvas olaylannın bir yinelenmesi
ise. Nasıl ki Sıvas. Kahramanmaraş, Ço-
rum 1978'de, aynı amaçIa katliamlan
yaşamaya yargılandılarsa.
ÜTTİ
Alevi Temsilciler Meclisi Başkanı Ali Rıza Gülçiçek:
Hiçtffl(hmıntızjlhıımıkıl/tur\xıaık
2 temmuz Sıvas
katliammın 2. yıldönümü
nedeniyle yurtiçinde ve
yurtdışmda örgütlü Alevi
federasyon, dernek ve
vakıf yöneticileri
yayımladıklan
bildirilerde "Yeni
Sıvas'lann olmaması için
örgütleniyoruz" mesajını
verdiler.
MİYASE İLKNUR
Sıvas katliammın ikınci yıldö-
nümü nedeniyle merkezi yurti-
çinde ve yurtdışmda bulunan
Alevi örgütlerinin temsilcileri
yayımladıklan bildırilerde. Sıvas
katliamını bir kez daha lanetler-
ken gericilerin güçlenmesi karşı-
sında Alevi örgütlenmesinin ge-
reğini dile getirdiler. Alevi-Bek-
taşi Temsilciler Meclisi Başkanı
Ali RızaGülçiçek. yaptığı açıkla-
mada bundan böyle Alevilerin
hiçbir davasırun divana kalmaya-
cağını söyledi. Mersin Hacı Bek-
taş Kültür ve Tanıtma Demeği
Genel Başkan Yardımcısı Necdet
Yıkünm, resmi inancı Alevilere
dayatan devletin muvazza örgüt-
ler kurdurarak Alevi örgütlenme-
sini bölmeye çalıştığmı öne sür-
dü.
Karacaahmet Sultan Derneği
Genel Sekreteri Fîkret Karahan
ise yaptığı açıklamada Sıvas kat-
liamında edilgen r.olü bulunan
devletin Gazi Mahallesi'nde et-
kin rol üstlendiğini öne sürdü.
Alevi-Bektaşi örgütlerinin
temsilcileri 2 temmuz Sıvas kat-
liammın ikinci yıldönümü nede-
niyle yaptıklan açıklamalarda
görüşlerini açıkladılar.
Ali RızaGülçiçek (Alevi Tem-
silciler Meclisi ve Avrupa Alevi
Birlilderi Federasyonu Genel
Başkanı): "Kan gölüne dönmüş
bir dünyada yolsuzluklann. ırk-
çılığın, kökten dinciliğin, yargı-
sız infazlann, kirli savaşın hü-
küm sürdüğü Türkiye'de, nerede
olursa olsun, sayılan kaç olursa
olsun, Hz.
Ali'nin ünlü
'Haksızlığa kar-
şı çıkmazsanız
yalnız hakkınız-
dan dcğil. aynı
zamanda şercfi-
nizden de olur-
sunuz' söyle-
minde olduğu
gibi haksızlığa
karşı çıkmak,
zulme, baskıya
boyun eğme-
mek, toplumu-
na. toplumsal
değerlerine. kül-
türüne sahip
çıkmak şereflice
bir davranış.
onurluca bir ta-
vıralıştır. 'Sıvas
katliammın yıl-
dönümünü an-
mak, hem onur-
lu hem de Alevi-
ce bir davranış-
tır. Tarihi boyun-
ca gerici baskıla-
ra direnmiş, yüz-
yıllar boyunca
şeriata ödün \er-
memiş Ale\ile-
mirasçılan
GÜltekİn'e Alllt Mezai* Sıvas Kattiamını sırasında yanarak ölen ozan Hasret GiU-
tekin'in Anıt Mezan, katliamın ikinci yıldönümünde törenle açıkİL İmranh"nın Han köyünde
yaptınlan mezann açüışına Hasret Gültekin'in ölümünden altı ay sonra dünyaya gelen oğlu Roni
Gültekin. eşi Yeter Gültekin, annesi Hace Güitekin. babası Süleyman (iiiltekin ve dostlan kaüldı.
2 temmuz günü gerici güçler tarafmdan Madımak Oteu'nde katledilen 37 aydmın arasında yer-
alan ozan Hasret Gültekin için İmranlı'nın Han köyünde bir anıt mezar vaptınldı.
olan bizler. bugün yine aynı ka-
rarlıhkta olduğumuzu bir kez da-
ha haykınyoruz; 'Sıvas'ı unut-
mayacağız". 2 Temmuz 1993'ten
bu yana tüm örgütlenmizin paro-
lası haline gelen bu dizeler, artık
geçmişte olduğu gibi Sıvas şehit-
lerimize ağıt değil, haklanmızın
kavgasında kararlılığımızın sim-
gesidir.
Bizleri yalnız ağıt yakan. hoş-
görülü, incinse de incitmeyen in-
sanlar olarak görüyorlar. Bu da
onlan daha çok yüreklendiriyor.
Ancak tarihten ders almadıklan.
tarihi bilmedikleri kesin. Oysa
Aleviliğin bir adı hoşgörü, insan
sevgisi ise öbür adı direniş ve
mücadeledir.
Alevi örgütlenmesini parçala-
maya çalışan bugünkü siyasi ik-
tidar bazı Hızır Paşalar üzerin-
den Alevi hareketini bölüp parça-
lama çabalanna önümüzdeki sü-
reçte devam edeceklerdir. Ama
gerek siyasi iktidann gerekse hı-
zır paşalann bu çabalan boşuna-
dır. Toplumumuz günümüzün bu
Alevi Fettullah Hocalannı onla-
nn devletlü padişahlan ile yalnız
bırakmakta asla tereddüt etme-
yecektir.
'Hainsiz toplum yok'
Diğer taraftan da bizlere des-
tek vermesi gereken sözde ilen-
ci ve demokrat güçlerin de sataş-
malanna maruz kalmaktayız.
Bizlere gerici örgüt damgası vur-
mak isteyen, devletçilikle suçla-
yan birtakım guruplar kendileri
Türkiye'de hortlayan yobazlığa
ve faşizme karşı ne yapıyorlar?
Ayinesi iştirkişinin.
Alevi örgütlenmesi bugün de-
mokrasi mücadelesindeki yerini
almıştır. Bunun içindir ki karşı-
mızdaki güçler her gün bu müca-
deleyi parçalayabilmek için ara-
lıksız çalışmaktadırlar. Refah
Partisi'ne geçen Aleviler,
MHP'ye giden dedeler, siyasi ik-
ridara Alevi pazarlamaya çalışan
vakıfla, kısacası satılık hainler
gazete manşetlerinden veriliyor.
Hiçbir topluluk yoktur ki haini
olmasın. Ancak bir topluluk bir-
kaç hainin yaptıklanyla değil, ta-
banın yaptıklanyla övünür."
Necdet Yıldınm (Hacı Bektaş
Kültür Ve Tanıtma Derneği Ge-
nel Başkan Yardımcısı): "2 Tem-
muz 1993 günü Sıvas Madımak
Oteli 'nde 3 7 ınsan dünyanın göz-
len önünde yakıldı.
Aydınlığı boğmaya çalışanlar,
karanlık görüntülü şeriatçı cana-
varlarca yakıldı. Devlet resmen
seyretti. müdahale etmedi. cani-
leri korudu. Devletin tepesinde-
ki zat, insanlan yakan caniler için
'vatandaşlanmızı incitmevin' de-
di. Güvenlik güç-
leri Çankaya'daki
zatı dinlediler. in-
sanlar televizyon-
larda canlı yayın-
la yakıldılar. Eski-
den asıyorlardı,
şimdi yakıyorlar.
Yann da daha
farklı yöntemler
bulacaklardır.
Kıbns Harekâtın-
da iki saatte mü-
dahale eden dev-
let Sıvas'a müda-
hale etmedi. Hü-
kümetin ortağı
olan ve büyük öl-
çüde Alevi oyla-
nyla beslenen
SHP, yabancı gibi
davrandı. Olayın
psikolojik orta-
mında bazı laflar
etmeye çalıştı ise
de zamanla unut-
tu. Her şeyi unut-
tuğu gibi. Bugün
de şeriatçı Hoca-
efendi ile görüş-
mekte sakınca
görmeyen Birleş-
miş CHP Genel
Başkanı ile bizle-
ri avutmaya devam ediyor. Parla-
mento şeriatçılığa teslim olmuş.
Parlamentoda artık aleni olarak
laikliğin kaldınlması tartışılıyor.
Gazi Mahallesi'nde insanlar dev-
let içinde yuvalanan şeriatçı ve
faşist güçlerce hedef alınarak öl-
dürülüyor. Bir tek faili bile bu-
lunmuyor. Saldırganlar bulun-
mazken Gazi'deki sade vatandaş-
lar kamuoyuna suçlu olarak ilan
ediliyor. Bazı marjinal gruplarda
olaydan fayda umuyor, provoke
görevini başanyla yerine getiri-
yor.
Türkiye'de temel hak ve özgür-
lüklerelden gidiyor. Anayasada-
ki laiklikle bağdaşmayan zorun-
lu din dersleri kaldınlmıyor. De-
letin resmi inancı bizlere zorla
dayatılıyor.
Devletin bütün kadrolan şeri-
atçı ve ırkçılardan oluşuyor. Sa-
dece Sünni inanca hizmet eden
Diyanet Işleri Başkanlığı'nın ko-
numu tartışılmıyor. Cebimizden
nzamız olmaksızın alınan vergi-
ler yine nzamız olmaksızın bu
kururna, şeriatı getirmek için tah-
sis ediliyor. Delet bununla daye-
tinmiyor. Alevilere Alevilikleri-
ni yok edecek yeni yeni örgütler
kurduruyor. Bunlar sayesinde öz-
gür Alevi örgûtlenmelerini en-
gellemeye çahşıyor.
Bunlar zorunlu din derslerini,
Diyanetin kalmasını, Diyanetten
pay alınmasını savunuyor. Bu-
nunla da kalmıyor, özgür e ba-
ğımsız Alei örgütlenmesine kara
çalıyor. Bir başka grup da Alei
ardıllannın adı ile kurduğu ör-
gütlenmeyi Alei örgütlülüğün-
den başka her alanda kullanıyor.
2 Temmuz'da şehit edilen canla-
nmız bunun için ölmediler. Bu-
nu hakermek için ölmediler. On-
lann anılanna ve mücadelelerine
sahip çıkmak hepimizin en temel
görevi olmalıdır."
'Ders alınır sanmıştık'
Fikret Karahan (Karacaahmet
Sultan Derneği Genel Sekreteri):
"2 Temmuz 1993'te Sıvas 'ta şe-
riat provası yapan gerici güçler
koca şehri seİciz saat boyunca tes-
lim alırken seyreden devlet ve si-
yasi iktidar, gereken dersi alır
sanmıştık. Yanılmışız.
Gazi ve Ümraniye Katliamla-
n bize gösterdi ki devlet Sı-
vas'tan Alevilerin ders almasını
istiyormuş meğer. Sıvas'ta edil-
gen rol üstlenen devletin güven-
lik güçlerini Gazi ve Ümrani-
ye'de aktif rol üstlenirken gör-
dük. Sıvas'ta ve Taksim Meyda-
nı'nda şeriat provası yapan, An-
kara DGM 'yi savaş alanına çevi-
ren gerici lere karşı son derece
müşfik olan güvenlik güçleri,
karşısında Aleviyi görünce bir
anda kırmızı pelerin gören boğa
gibi öfkeyle taarruza geçiyor. Sı-
\
r
as şehitlerinin akan kanı kuru-
madan bu kez de Istanbul'da Ale-
vi kanı akıtıldı.
Madımak katillerini "canım
tahrik olmuşlar' diye koruyan-
lar, 'Ale\iler de insan onlar da
tahrik olabilir" demiyor."
GUNDUZ GOZUYLE
MELtH CEVDET ANDAY
İmge Bolluğu...
'İmge 'nin ne demek olduğunu ve şiirdeki yerini bi-
lirim; daha doğrusu, bildiğimi sanırdım. Ama genç şa-
irlerimizin şiirlerini okurken bu konuda yanılmış oldu-
ğum kuşkusuna düşüyorum. Önce şundan ki, benim
için imge bir araçtır; oysa genç şairlerimizin şiirlerin-
de onun amaç olarak kullanıldığını görmek beni dur-
duruyor ve düşündürüyor. Hele bu amacın imge bol-
luğuna dönüşmesınden bayağı tedirgin oluyorum.
Dostum Mehmet H.Ooğan'ın hazırladığı '1993 ŞJ-
ir Yıllığı'r» okurken (Adam Yayıncılık) bunun ilginç ör-
nekleriyle karşılaştım.
Işte gelişigüzel bir parça:
Birattım ben çokzaman önce, kartailann çığlıkla-
n
Vadileri boğarken ve yan açılmış sandukasında
gecenin
Bakirelerin gözyaşlanyla parçalanmış gerdanlık
Ne çokyaraşırdı size, uzun gölgenizin
Ve savrulan saçlannızın içinden geçerken karan-
lık
Gökyüzünü iki yanm küreye biçen kılıcınızla
Takım yıldızlann arasında ileıieyen
Bir attım ben, ikiz güneşlerin pahadığı yerierde
Yalnız patikasında samanyolunun
Ama...
Kimse bilmiyor artık nereye gittiğimi.
Okuduğumuz bir şiirin güzelliğine varabilmek için
çaba harcamamız gerektiğini bilirim; bir kez okumak-
la kalmam, alt anlamlan çözmeye, bütünü kavrama-
ya, yapıyı ortaya çıkarmaya çalışırım. Bu okuma yön-
temini, yukardaki örnek için de tümüyle uyguladım,
ama sonunda başımın dönmesiyle yetinmek zorun-
da kaldım: At, kartal çığlıklan, gecenin yan açılmtş
sandukası, bakirelerin gözyaşları ve bu gözyaşlarm-
dan parçalanan gerdanlık, savrulan saçlara, ikiz gü-
neşlere, samanyolunun patikasına kanştı; hayır, ka-
nşmadı, tümü tek tek ve birbirine yabancı, soru im-
leriyle donanarak, hiçbir bütüne, hiçbir yapıya yar-
dımcı olmadan kalakaldılar.
Uzak çağınşımlı imgenın tek başına şiiri yoktur, ola-
maz kanısındayımdır ben; hele bu tür imgelerin bir-
biri ardına sıralanması sadece başdönmesi verir. A-
ma şair "Benim amacım başdönmesi vermek" der-
se, onu başarılı saymamamız için hiçbir neden kal-
maz.
Şiir, ille de imgelerden çıkarılır diye bir kural oldu-
ğunu ben bilmiyoaım; dahası, düz sözün şiirini yad-
sımaya gönlüm hiç yatkın değildir.
Bakın, gene o seçkide, bir başka genç şairimiz, im-
gesiz yaşanamayacağını şu dizelerle açıklıyor.
Hayat anılardan geçer ve onlar kullanılmaz
Geçmişe yanlış bir tarihi koyanlar
Içinizdeki çölde bir vaha arandınız
Yüreğine borçlu bir insan nasıl yaşar
Imgesiz, üstelik talan edilmiş bir aşkla.
Büyük şairimiz Ahmet Muhip Dıranas'ın şu sakin
dizelerini ansıyorum şimdi:
Yeşil pencerenden bir gül at bana
Işıklaha dolsun kalbimin içi • -r-^ Ai'v* 1
Işte mevsim gibi geldim kapına i -• v«
Gözlerimde bulut, saçlanmda çiy.
Foca Festivali'nde konustu
Aziz Nesin:
CHP çekilmeli
ŞEVKİ AVCI
FOÇA- Festival Foça'95
etkinlikleri kagsamında
düzenlenen "Ozgürlük
Akşamı
r
'nda. konuşan
Aziz Nesin, CHP'nin
hükümetten çekilmesi
gerektiğini söyledi.
Festival etkinliklerinden
"Özgürlük Akşanu",
büyük ilgı gördü. Gazi
Universitesi lletişım
Fakültesi öğretim
göre\ 1isi Yard. Doç. Dr.
İbrahim Demirel'in
"Insanın Çığhğına
Fotoğrann Tanıklığı" adlı
dia gösterisinin ardından
"Sıvas KatKamını Anma
ve Düşünce Ozgürlüğü"
konulu panel
gerçekleştirildi. Fehmi
Işıklar'ın yönettiği
panelde konuşan yazar
Aziz Nesin, kaleyi
dolduran ve kale dışında
panelı izlemeye çalışan
yüzlerce dinleyiciyi hem
güldürdü hem
düşündürdü.
CHP'yi hutbeye çıkan,
ancak okuyacağı ayeti
sanğının arasında
bulamayan Nasreddin
Hoca'ya benzeten Nesin,
"Hoca'ya, 'Anyorsun,
anyorsun bulamıyorsun.
Oradan inmesini de mi
bilemiyorsun'diye
sormuşlar. CHP'ye de
bunu sormak laam. Eğer
inerierse bazı şeyleri
kurtarabilirier.
İnmezlerse hiçbir şey
kurtulma\acak"dedı.
İkiyüzlü ve yalanci
Konuşmasında büyük
uluslann yaşadıklan iyi
ve kötü olaylan
unurmadıklannı belirten
Nesin, "Resmi tarih,
yaşanan kötü olaylan
unutuyor. l\i şeyleri
yazryor. Tuna'dan atlara
su içirmişiz. Şimdi ne
içiriyoruz? Türkler
korkaknr, iki > üzlüdür,
yalancıdır. Resmi tarih
bunlan yaznuyor" diye
konuştu. Basındaki
promosyon yanşını da
eleştiren Nesin, "Yann
sabah hangi gazeteyi
aiacaksınız? Havlu >•» da
çarşaf verenL O zanuu
size demokrasi değil,
çarşaf lazun. Bunlan size
boşuna anlatıvttrum.
Çünkü yann yine çarşaf
veren bir gazete ahp,
seçimde a> ru partilere oy
vereceksiniz"dedi.
Sıvas olaylannın
benzerlerinin
yaşanmaması için
konuşulması ve
tartışılması gerektiğini
belirten Nesin, sözlerini
şöyle sürdürdü:
"Yalnız Sıvas değil, 6-7
Eylül olaylamu, Kubilay
ve benzeri olaylan
bilmezşek iyi Türk değifiz.
Bakın Ümraniye'de
çöplük patladı. Herkes
'çöplük patlar rru' dedi
Oysa ortaokuMa bütan ve
metangazuun
patla>acağını fstanbul'u
>önetenlerin hepsi
okumuştu. BiliyoriardL
Neden bilhorlardı, okul
birirmek için. Tam Türk
aptalhğıyla. Gerçek
yaşamda kullanmak için
değil, okul brarmek için.
Ümraniye fiziksel ve
yaşamsal bir çöplük, Sıvms
ise toplumsal çöplük
ola>ıdır. Srvas,
parlamentonun, •
siyasilerin çöplüğü
yapdnuştır. O çöplüğü
parlamenterler ve sabah
alacağmız çarşafh
gazetelerie siz
doMurdunuz."
Uğur Mumcu'nun
cenazesine yaklaşık 1
milyon insanın
katıldığını, ancak
Mumcu'nun yazdığı
gazetenin çok az sattığını
belirten yazar Nesin,
"Okumadığuuz yazann
cenazesinin ardından niye
gidiyorsunuz? Bu
çöpîükler çok patlayacak.
Siz gazete yerine çarşaf,
çanak. çömlek aldıkça
patlayacak. Cuma
namazına izin verilinceye,
çorapsız muhabir
Nleclis'ten çıkanlıncaya
kadar patlayacak "dedi.