Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 24 TEMMUZ 1995 PAZARTESİ
HABERLER
Hozarta sokağa
çriunayasağı
yok'
• TUNCELİ(AA)-
Tunceli Valisi Atıl
Uzelgûn, Hozat ilçesinde
sokağa çıkma yasağı ilan
edilmediğıni, bu konuda
kamuoyuna yansıyan
haberlerin gerçek dışı
olduğunu bildirdı.
Uzelgün. yaptığı
açıklamada, Hozat
ilçesinde iki gün önce ilci
polis memunı ile bir
bekçinin şehit edilmesinin
ardından halkın
ayaklandığı yolundaki
haberlerin asılsız olduğunu
bildirdi. Uzelgün, olay
üzerine, sokağa çıkma
yasağı ilan edildiği
şeklinde kamuoyuna
yansıyan bilgilerin de
tamamen gerçek dışı ve
asılsız olduğunu söyledi.
Askerden çok
çocukölüyor
• Df YARBAKIR (AA) -
Birleşmiş Milletler
Çocuklara Yardım Fonu
(UNICEF)tarafmdan
yapılan araştırmada, son
10 yıl içinde meydana
gelen savaşlarda,
askerlerden çok çocuklann
öldüğû belirtildi.
Araştırmada, Bosna,
Mozambik, Angola.
Somali, Sudan,
Afganistan. Kamboçya ve
Haiti 'de meydana gelen
çatışmalann, sanayileşmiş
ülkelerden ithal edilen
silahlarla daha da yıkıcı bir
özellik kazandığı
vurgulandı. Çatışmalann
milyonlarca insana acı
çektirdiği, insanlann ve
ülkelerin kalkınması
açısından olumsuz
sonuçlar yarattığı ifade
edilen araştırmada,
çatışmalann niteliğinin
değiştiği de kaydedildi.
Senrkent'te
ötii sayısı 74
• SENİRKENT(AA)-
Isparta'nın Senirkent
ilçesinde 13 temmuz
akşamı yasanan sel ve
heyelan felaketinden
sonra, ilgilı makamlara
bildirilen son kayıp da bu
sabah toprak altından
çıkanldı. Sivil savunma
kurtarma ekibi've öteki
görevliler tarafından
sûrdürülen çalışmalar
sonunda, bu sabah saat
09.00 sıralannda, Habibe
Korkut (69) adlı kadının
cesedi toprak altından
çıkanldı. Böylece sel
felaketinde yaşamını
yitirenlerin sayısı 74'e
yükseldi.
Maden-İş'te
seçim
• ERZURUM fAA)-
Türkiye Maden Işçileri
Sendikası Erzurum
Şubesi'nin 5. olağan genel
kurulu yapıldı. Erzurum
Halk Eğitim Merkezi
toplantı salonunda yapılan
ve 129 delegenin oy
kullandığı seçimlere iki
liste haJinde gidildi. Ali
Uçar, 74 oyla sendika
başkanlığına getirilirken
ikinci başkanlığa Abbas
Kılınç, şube sekreterliğine
Yener Özden, mali
sekreterliğe Ahmet Uçar,
teşkilat sekreterliğine de
Kadir Özaydınlı seçildi.
TKP ve TBKP'nin merkez komitesi üyelerinden Cemal Kıral'a göre
ilk kez bu kadar geniş bir yelpaze, gönüllü birlik etrafında toplandı:
BSP'ye umutla balayorum
S
endikal hareketi ele ala-
lım: 15-16 Haziran ve
DGM direnişleri, 1500
kilometre hat boyunca
uzanan boru hattı grevi,
Maden-tş Sendika-
sı'nm MESS'e karşı giriştiği ölüm
kalım savaşı ve Tariş olaylannı yara-
tan, 1 Mayıs yasak zincirini kıran,
savaşkan ruh hali, şimdilerde gözük-
müyor. lşçi sınıfının yiğit evlatlan,
Kemal Türkler, Rıza Kuas, İsmet De-
mir gibi pek çok sendika lideri ve
militanının rolü ve katkısı unutula-
cak gibi değil elbet.
- Ya siyasi partiler anlaımnda?
- Göriinüm, politik alanda da farklı ol-
madı. Örneğin, 70 yıl boyunca illegal ol-
maya itilen TKP'yi, tam da yasallığa bir
adım kala feshetmek, ancak bu olumsuz
koşullarda mümkündü ve öyle de yapıldı.
Sosyalist hareketin o andaİci zayıflığı ve
bölünmüşlük, bazı kimselere partiyi kapat-
ma cesareti verdi. O tarihlerde değil TKP,
TKP'ye karşı olan Marksist sol bile mese-
la bugünkü kadar güçlü olsaydı, TKP'yi
kapatmaya cesaret eden yine çıkar mıydı,
bilmiyorum. Ama kimsenin gücü, buna
yetmezdi.
- Sosyal demokratlara neler diyeceksi-
niz?
- Sosyal demokrat denen partinin içine
düştüğü bunalım, içimizi karartmasın. Bir
kere CHP veya DSP sosyal demokrat par-
ti sayılmaz. Bilindiği gibi sosyal demokra-
si işçi sınıfı hare-
keti olarak doğ-
muş ve yöntem
farklılıklan nede-
niyle devrimci
Marksist hareket-
ten kopmuştur.
Bizde ise bir bur-
juva partisi olan
eski CHP, İsmet
Inönü istedi diye
"ortaıun solu"na
geçmiş ve zaman-
la kendinden menkul olarak kendini sosyal
demokrat ilan etmiştir. Kuşku yok ki, CHP
ve DSP'de sosyal demokrat dünya görüşü-
nü benimsemiş pek çok kimse var. Ama
partilerin niteliklerini tayin eden şey, onla-
nn programlan, tüzükleri ve yönetim ka-
demelerinde bulunanlann kimlikleridir.
Ben bu iki partiye sağcı demiyorum. CHP
kendisine daha uygun olan "ortanın sohı"
kimliğini benimsese dahagerçekçi olurdu.
- Marksist sol?
- Marksist sola gelirice, yukanda söyle-
dim, 12 Eylül darbesi ve sermayenin aman-
sız saldınsı, emekçi halkın kazanımlannı
neredeyse yok etti. Bunlan yeniden elde
etmek ve daha da geliştırmek gündemde
duruyor. Ama bu, sanıldığı kadar kolay ol-
mayacak. Bu anlamda, içinde sadece eski
mücadele arkadaşlanm olduğu için değil,
yeniyi birlikte aramaya azimli, değişik kö-
kenli grup, hareket ve partilerin ve bağım-
sız kadrolann oluşturduğu BSP'ye umutla
bakıyorum. BSP, tarihimizde ilk kez bu ka-
dar geniş bir yelpazeyi gönüllü birlik etra-
finda toplamış bulunuyor. Tek başına bu bi-
le, umutlanmaya yeter. Şimdi BSP'yi bü-
yük bir sınav bekJiyor. Yığınlan kendi öz
çıkarlan etrafında mobilize edecek, onlara
doğru politik önderlik yapabilecek mi?
Şimdilerde bir de kitle partisi kurma giri-
şimi var, ilgiyle ızlediğim. Bu girişimin
kendi alanında var olan bir boşluğu doldu-
racağına inanıyorum. Girişimin başını çe-
kenlerin gazetelere yansıyan görüşleri,
doğru bir hattın kavrandığına işaret ediyor.
Bunlann içinde ağırlıklı olarak eski Dev-
Yol kökenli arkadaşlann bulunması, özel
biranlam ve önem taşıyor. Geçmişin en yı-
ğınsal hareketinin deneyimine sahip bu ar-
kadaşlann katkılan büyük olur. Bunu Dev-
Yol'un partileşmesi anlamında söylemiyo-
rum. Geniş halk yığınlannı harekete geçir-
me deneyimi edinmiş kadrolann, parti yö-
neticisi ve militan olarak söyleyecekleri ol-
malı. Ancak tabii ki benim gönlüm, komü-
nist partisinden yana. Ama ne BSP'ye ne
de kurulması düşünülen yığınsal demokra-
Dünyada ve Türldye'de sosyalizmin
SOSYALİSTLER
TARTIŞIYOR
SERDAR
tik partiye rakip olarak değil. Belki birbir-
lerini tamamlamalan için.
- Daha somut bir soruna, solda Kürt tar-
bşmasına deginelim bu kez_
- Kuşku yok ki günümüzde, sosyalist ha-
reketin önünde çözüm bekJeyen yığınla so-
run var. Bana göre bunlann en aktüeli Kürt
hareketidir. Çünkü bu hareket, belli neden-
lerle işçi sınıfı hareketinin önüne geçmiş
bulunuyor. Demokratik bir sorun, işçi sını-
fı hareketinden bağımsız, onun dışında çö-
zülür mü? Şu nokta çok önemli; Kürt ha-
reketi sanki baş, temel çelişkiymiş gibi, bü-
tün çelişkilerin önüne çıktığı zamandan be-
ri, kendi çözümünü de kaybetri. Aynı za-
manda, kendi çözümüne elverişli bir ze-
min hazırlayacak olan emek-sermaye çeliş-
kisini de gerilere itti. HEP kurulduğu
zaman, Kürt partisi olarak kurulmadı. Bu-
nun içinde Fehmi Işıklar vardı, Kürt olma-
yan unsurlar vardı. Yani emeği savunaca-
ğım diye ortaya çıkan Halkın Emek Parti-
si. sonunda Kürt partısine dönüştü. Bu, iş-
çi sınıfı hareketinin önüne çıkmaktır. Türk
ve Kürt halklannın kaderi, birlikte yaşa-
maktır. Coğrafya böyle bir polıtikayı zo-
runlu kılıyor. Esas olan, birlikte yaşamanın
kbşullannı yaratmak. Bize düşen görev bu.
- Insan haklan konusu da soldaki tarüş-
malardan birisi-
- fnsan haklan demekleri, dünyada ger-
çekten de insan haklan temelinde kurulu-
yorlar. Bu, çok önemlidir. Örneğin ulusal
sonınla ilgilı olarak devlet baskısına karşı
tavıralabileceğı gibi, insanlann özgürlüğü-
ne karşı yapılan hareketleri de kınamasını
bilecektir. Okul yakmak, insan haklan açı-
sından baktığın zaman insanlann öğrenme
özgürlüğüne bir darbedir ve insan haklan,
buna karşı çıkmayı gerektirir. Ona karşı
çıkmadığında da ne olur sonunda? lnsaVı-
lann yaşama hakkı, temeldir. Bir taraflan
insanlann direniş haklan vardır, ama öbür
taraftan da insan haklan demeklerinin, in-
sanlann yaşama haklannı savunma görevi.
Yaşam hakkı, en kutsal haktır. Ne devletin
insanı öldürmesi ne de buna ce-
vap olarak başkalannın insan
öldürmesi meşrudur. Böyle şey
olmaz. bu doğru değildir ve bu,
gerçekten de başka bir tehlike-
yi meydana getirmektedir; mil-
liyetçi akımlar karşılıklı olarak
tırmandın lmaktadır.
- Gericiliğin tırmanmasına
ne diyorsunuz. Şeriatçılar ken-
dikrinin demokrasi içinde ta-
nınmasını istiyorlar da bazı de-
mokrasi havarilerinin aynı yön-
de çabalamalanna ne dhcceksiniz?
- Toplumu şeriatın karanlığına götürme-
ye razı olacaklann ve bunun militanlığını
yapacaklann sayılannı korkutucu bulmu-
yorum. Köktendinciliğin tüm dünyada ol-
duğu gibi biz de de yükseliş eğilimi gös-
terdiği doğrudur. Bu tehlikeyi görmezlik-
ten gelmek olmaz. Ama gereksiz bırabart-
ma, hedef şaşırtır. Belki de yapılmak iste-
nen budur. Gelelim RP'nin oy artışına.
Bunlann tümü, bence şeriatın geri getiril-
mesi için verilmiş oylar değildir. Erba-
kan'ın son zamanlarda "Gerçek laik biaz"
gibi çıkışlan, tek başına aldatmaca bir tak-
tik olarak açıklanamaz. Çünkü madalyo-
nun öbür yüzünde kendi tabanı var. Bu ta-
ban, söylendiği gibi köktendinci bir terci-
he sahipse hocanın bir taktik uğruna kendi
tabanına ters düşüp kendi kuyusunu kazı-
yorolması gerekir. Eğerbu samimi birtak-
• Şimdi BSP'yi büyük bir
sınav bekliyor. Yığmlan
kendi öz çıkarlan etrafında
mobilize edecek, onlara
doğru politik önderlik
yapabilecek mi? Şimdilerde
bir de kitle partisi kurma
girişimi var, ilgiyle izlediğim
Bu girişimin kendi alanında
var olan bir boşluğu
dolduracağına inanıyorum.
tik değişikliğiyse tabanın eğiliminin dikka-
te alınmamış olması mümkün değildir. Fet-
hullah Gülen'ın izledigi çizginın yükseliş
eğilimi, bazı çevrelerin alternatif yaratma
çabasıyla açıklanamaz. Yani Türkiye'de
köktendinciliğin, olağanüstü büyük tehli-
ke olmadığını düşünenlerden biriyim. Ay-
nı zamanda RP'nin oylannı tümüyle şeri-
at tehlikesi olarak algılarnak, bir yönüyle
hedef şaşırtma anlamını da taşıyor. Günü-
müzde, bence işçi sınıfı hareketinin dura-
ğanlığı, hedefın şaşırtılması sayesinde. hâ-
lâ bu halde tutulabiliyor. Eğer hedef, ana
halkaya, işçi sınıfı hareketinin yükseltil-
mesi olarak bakıyorsa, o zaman çözümün.
gerçek çözümün yakalandığına işaret ola-
cak. Durumu nasıl çözeceğimiz ortaya çı-
kacak.
- Dünyadaki köktendinciliğe ilişkin geliş-
me ve örnekleri için ne düşünüyorsunuz?
- Köktendinciliğin yalnızTürkiyl'de de-
ğil, bütün dünyada büyük yol aldığını gö-
rüyoruz. Japonya'da, Fransa, Isveç gibi her
ülkede, ilerlemeye çalışıyor. Bu, yığınlann
çaresizliği ve umutsuzluğuna da işaret edi-
yor. Kapitalizmin getirdiği umutsuzluğun
biryansıması olarak insaniar, köktendinci-
liğe doğru bir savrulma içindeler. Ama bu
aynı zamanda Avrupa ülkeleri için, moda-
sı geçmiş bir tehlikedir. Çünkü kapitaliz-
min o ülkelerde ulaştığı nokta, köktendin-
ci bir tehlikenin boyutunu gereksiz bir bi-
çimde yükseltemez. Tekrar söyleyeyim;
Türkiye'de bir tehlıke var. Ve Türkiye, ka-
pitalist gelişim aşaması yönünden hâlâ
köktendinci bir tehlikeye açık bir ülke. O
nedenle, ciddi birbiçimde bu tehlikeye kar-
şı ortak bir tavır içine girmek gerekiyor.
Unutulmamalıdır ki, eğer devlet, kökten-
dinciliğe taviz vermese bu akım bu derece
güçlü olamaz Türkiye'de. Bu tehlikeyi ön-
lemenin biçimi ne olmalıdır? Sosyal de-
mokratlann ve solun, bütün olarak ortak bir
cephe oluşturarak buna tavır alması gere-
kir. Burada tehlike gereğinden fazla abar-
tıldığında. dinine bağlı yığınlan karşı cep-
hede görme riski vardır. Biz,
gerilimi azaltıcı biryöntem iz-
lemeliyiz. Devleti, gerçekten
laik bir devlet olmaya mecbur
etmeliyiz. Şeriata yeşerecek
toprak vermemelidir, besle-
memelidir. Yani. devleti hedef
almalıyız. Ömeğin Sıvasolay-
lannda gericilere taviz verme-
yecek bir devlet olsaydı, sıkar
mıydı altı, yedi saat orada in-
sanlan otelde tutmak, sonra da
yakmak. Mümkün müydü? i-
ki tane havaya sıkılırdı, değiştirirdi.
- Solda, ulusal Kurtuluş Savaşı ve kaza-
nımlar da daha sık gündeme geliyor son dö-
nemlerde
- TKP"nın tarihinde. TKP yönetiminde.
Kemalist hareketle bütünleşmış bulundu-
ğuna işaret yoktur. Ancak olay o kadar sı-
radan bir şey değildir. Daha alıcı gözle bak-
mak ve derinliğine irdelemek gerek. Ciddi
bir şeydir. Mustafa Kemal'in çevresinde
bir kadro yer aldı. Bu kadro, Mustafa Ke-
mal'in yapmak istediği devrimleri halka
indirmeye kendilerini adamış birkadrodur.
Tabii o tarihlerde bunlara dönek de deriz.
her bir şey deriz. Oysa daha iyi bakmak la-
zım. Acaba ihanet etmek için mi, yoksa
gerçekten o tarihte toplumsal bir gelişme-
ye yardımcı olmak için mi oradalar? Bunu
irdelemek gerekir. Bazılan "Sosyalizmi
halk kurar" der. Sonra da bu halkın cahil
olduğunu, dolayısıyla da sosyaliz-
min kurulamayacağını söyler. Bu
yanlıştır. Gerçekten de halkın sağ-
duyusu, kendisine sunulan ilerici
gelişmeden yana, her hareketi be-
nimsemeye yatkındır. Öte yandan,
şeriatın tasfiye edilmesi gibi, La-
tin alfabesinin kabulü de tepeden
inmedir. Ancak, halkın daha erken
okuyup yazma olanağına ulaşma-
sını sağlayacak bir atılımdır ve bu-
nun desteklenmesi lazımdır. Her
şey referandumla yapılsın deniyor.
Bu da olmaz. Yani şimdi Ceza-
yir'de bugün olup bitenlere müda-
haleye bakalım. Gericiliğe prim
ver. olmaz. Çünkü o halk, gericiliğin eline
teslim edilmemelidir. 27 Mayıs da ilginç bir
örnek. 27 Mayıs hareketi tu kaka oldu. Ta-
mam, bunun tepeden inme olduğunu ben
de biliyorum. Ama bir anayasa getirdi ki,
o sayede, sınıfa dayalı parti kuruldu, belir-
li özgürlükler sağlandı. Demokratlık adına
diyorlar ki; "Bu gelişme kendiliğinden ol-
saydı, sonra miDet sahip çıkardı ona." Yo-
oo, değil bence. Halkın çıkarlanna daha
yatkındı 27 Mayısçılann önerileri. Sonuç
olarak "Bu, halkın seçim yoluyla elde ettigi
anayasa değildir. Halka rağmen gelen bir
anaj asadır, öj lejse onun getireceğinden ne
hayır gelir" demek, yanlıştır.
- Şu, yeni dünya düzeni yutturmacasuıa
ne diyeceksiniz?
- Globalleşme, küreselleşme denilen şe-
yin ipliği çoktan pazara çıktı. Bilindiği gi-
bi bu yutturmaca,
daha çok sosya-
list sistemin he-
nüz var olduğu
bir zamanda orta-
ya atıldı. Global-
leşme ekonomik
bir süreç olarak
sistemlerden ba-
ğımsız bir biçim-
de, güya tüm in-
sanlığı ortak bir
kaderde bütünleş-
tirecekti. Bence o tarihlerde emperyalizm,
sosyalist sistemin çökeceğini kendisi bile
düşünmediği için, sistemi ve dünyayı bu tu-
zak sayesinde ekonomik kıskaca almayı ve
bu kıskaç sayesinde, zaman içinde, esir al-
mayı planladı. Sosyalist sistemin ekono-
mik zorluklan ve politik kadrolann -hadi
gevşeldiği diyelim- ve bir o kadar da tesli-
miyetçiliği, işleri kolaylaştırdı. Dediğim gi-
bi, sosyalist sistemdeki çözülme, emperya-
listlerin umduklanndan kolay ve çabuk ol-
du. Sözün kısası, globalizmin henüz tadı çı-
kanlamamışken SSCB çöktü ve globalleş-
menin yerine siyasi bir olgu olarak aceley-
le "yeni dünya düzeni" ortaya atıldı. Aslın-
da bu iki kategori, birbirinın tamamlayıcı-
sı olacakken o dunımda iki ayağı da topal
kaldı. Globalleşme, esas olarak ekonomik
yapılarda dünya ölçeğinde bütünleşme ve
serbest ticaretl ifade eder. Ama bu serbest-
liğin mümkün olmadığı açıktır. Pratik de-
falarca gösterdi ki, ticaretin serbestleşme-
si, ancak güçlü ölkelerin kendi çıkarlannı,
güçsüz ülkelere empoze etmeleridir. Teks-
til ürünlerine kota koyulan Türkiye. buna
hiçbır şekilde misilleme yapabilir mi?
ABD'nin tek taraflı olarak Fransız şarap-
lanna uyguladığı gümrük vergisi arrışı, ti-
caretin serbestliğine karşı olmuyor mu?
Pratikte ABD, Japonya ve AB ülkelerinin,
ekonomik ve siyasi güçleri sayesinde öbür
ülkelere kendi ricari politikalannı dikte et-
meleri, serbest ticarete aykın bir yan olsa
gerek. Sermaye hareketleri nin serbestliği
açısından da globalleşme, ekonomik gücü
elinde tutan ülkeler lehine çalışıyor.
SURECEK
DÜZELTME
Sosyalistler tartışıyor yazı dizisinde
Uğur Cankoçak'la ilgili bölümlerde "TtP
önderlerinden" ve "Aybar'la başlattığı
mücadele" cümleleri kullanılmıştır. Bu
cümleleri "TİP üyelerinden" \e "Ay-
bar'ın başlattığı mücadele" diye düzel-
tir, okurlanmızdan özür dileriz.
BIZBIZE
ERDAL ATABEK
Hayat Ölümle Güçlenir...
Aydınlık neden aydınlıktır? Karanlık var oldu-
ğu için.
Büyük neden büyüktür? Küçük de olduğu
için.
Dikey neden dikeydir? Yatay da olduğu için.
Her şey karşıtıyla vardır, karşıtıyla anlam ka-
zanır, karşıtıyla güçlenir.
Ölüm de hayatın karşıtı görünen bir süreç.
Hayat da ölümle anlam kazanıyor, güçleniyor,
var oluyor. Ölüm, artık noktalanmış bir yazı gibi
hayatın tümüne bakılmasına izin veriyor. Ne
yaptığınız, neden yaptığınız yeniden düşünülü-
yor. Geride bıraktıklarınız gözler önüne serili-
yor. Hepsi de ölümün bağışlatıcılığı içinde da-
ha hoşgörüyle görülüyor.
Molekül düzeyinden bakarsanız gerçekte
ölüm de yok. Kim bilir nerden ve nasıl aldığınız
moleküller birleşimi ölümle dağılıyor, şimdi
kimbilir kimlere ve nelere geçmek üzere topra-
ğa karışıyor. Hepimiz doğadan geliyoruz ve
doğaya gidiyoruz.
Malla mülkle var olmaya çalışanlara ne ya-
zık. Miras terekelerinin satırlan içinde yaşanan
kavurucu kıskançlıklarla fırsatçı sevinmeler
arasında var olmaya çalışmanın yok olmaktan
hiç farkı yok. Eğer sizden geriye kalacaklar
malın mülkün mirasıysa, yaşarken bile ölümü-
nüzün hayatınızdan daha çok düşünüldüğün-
den emin olabilirsiniz.
Beyinlerinin yaratıcı işlevleriyle ürün verebi-
lenler hiç ölmüyor. Onlar daha yaşarken kendi-
lerini ürünlerine aktanyorlar. Artık beyinden be-
yine geçeceklerdir. Beyinler arasında sonsuza
dek uzanan bir köprü kurabilmişlerdir. Kültür,
sanat ve bilim kendilerine gönül verenlere böy-
le bir armağan veriyor.
insanların hayatını değiştirenler, toplum ku-
rucuları, düşünürler, gerçek politikacılar, eğit-
menler, öğretmenler, girişimciler, yeni buluşlar
yapanlar kendilerini daha sonra yaşayanlara
aktarmış oluyorlar. Onlann ölümü de sadece
hayatlarını daha anlamlı kılıyor, güçlendiriyor,
var ediyor.
Hayat ölümle güçleniyor.
• • •
"Mehmet Ali Aybar" özel ekini okuduğunuz
zaman bir "yirminci yüzyıl şövalyesi"rim karşı-
sında olduğunuzu anlıyorsunuz. Düşüncenin
ve eylemin şövalyeleri yaşadıklan yüzyılı an-
lamlı kılmakla kalmıyor, sonraki yüzyılların bi-
çimlenmesine de ortak oluyorlar. "Aziz Nesin"
özel ekini de, Mehmet Ali Aybar Özel ekini de
yeniden yeniden okumak gerekiyor. Gazetemi
de yeniden kutluyorum. Çanak çömlek, çarşaf
peşkir bohçacılığına heveslenmeden insanlann
hayatına yeni anlamlar katacak ekler vermesi-
ne seviniyorum.
Işte Yaşar Kemal satırlan:
"Bir düşünce, bir kavga adamının, kendi
düşünceleri ve kavgası üstüne yürûmesi dün-
yanın en zor işlerinden binsidir. Aybar bütün
yaşamı boyunca kendi kendinin üstüne yürü-
müştür. Bu, her babayiğidin üstesinden gele-
ceği bir iş değildir."
Bu satırlan hepimizin yeniden yeniden oku-
ması gerekiyor. "Kendi kendinin üstüne yürü-
mek" belki de insan olmanın en güç, ama en
büyük yolu. Yaşar Kemal bize bizi anlatıyor, bi-
ze bizi düşündürüyor, bize bizi sorgulatıyor.
Yaşar Kemal de bir düşünce, bir eylem şöval-
yesi.
Güllü Aybar duygulannı açıklıyor:
"Şimdi herkes beni 'Baban çok güzel, çok
dolu yaşadı. Artık çok yaşlanmıştı ve hâlâ eii
ayağı tutar, kafası çalışırken, ölmeyi isterdi' fa-
lan diye teselli etmeye çalışıyor O benim ba-
bamdı... Hep genç, hep güzel, hep şık, hep
gururlu, kendine yeten, her zaman kucağına
oturduğum canım babam..."
Neden en güzel yazılar için ölümleri bekledi-
ğimizi düşünüyorum.
•••
Ölüm hayatı durdurmuyor.
Ölüm yeni bir süreci başlatıyor.
Doğadan geliyor, doğaya gidiyoruz.
Bedenimiz yeni moleküllere giriyor.
Beynimiz yeni beyinlere geçiyor.
Hayat ölümle güçleniyor.
GAYREVIENKUL AÇIKAKTTIRMAILANI GIRESUN1. ICRA MUDURLUGU'NDEN
1994/756
1 - Satılmasına karar verilen taşınmazGiresun Hacımiktat Mah. Dere Sok. 3 no'lu par-
selde kayıtlıdır. Taşınmazm üzerinde fındık kırma fabrikası bulunmaktadır. Taşınmaz 4
katlıdır. Eski bmadır. Taşınmaz 6326 m2 ebadındadır. Fabrikanın içındeki makine ak-
samlan ayn olarak satılmaktadır. Taşınmaz, aksamlan hariç bina ve arsa olarak
2.051.350.000.- TL değerle satılıktır.
2- Satılmasına karar verilen taşınmaz. Giresun Merkez Hacımiktat Mah. Pazar Geçi-
di 10 no'lu parselde kayıtlıdır. Taşınmaz, her ne kadar bahçeli kâgir ev olarak kayıtlara
eeçmişse de taşınmazm üzerinde alt katı dükkân, iki katı da depo olarak kullanılan 3 kat-
lı bina bulunmaktadır. Bınanın çatısı terastır. Taşınmazm elektriği ve suyu mevcuttur.
! 13.94 arsa paylı taşınmaz, üzerindeki bina ile birlikte 1.838.640.000.-TL bedelle sah-
lacaktır.
3- Satılmasına karar venlen taşınmaz, Giresun Şeyhkeramettin Mahallesi'nde Çarşı
Hamam Sokağı'nda 11 no'lu parselde kayıtlıdır. Taşmmazın ûzennde alt katlan bağım-
sız olarak 7 dukkân. üst katlan mesken olarak kullanılmaktadır. Mesken olarak kullanı-
lan 1. 2, 3. katlarda ikişer daire bulunmaktadır. 4. kat ıse çekme kat olarak kullanılmak-
tadır. Tasınmazdaki bu meskenlerin her birisi ayn ayn ıpotekli olduğundan her bağım-
sz bölümün ayn satışına karar venlmiştir. Buna göre:
(A)a -1 no'lu mesken 1. katta olup 220/2000 arsa paylıdır. Bu mesken salon, 4 yatak
odası, yemek odası, mutfak, banyo, WC, hol ve gece hiolü ile dört adet balkondan iba-
rcttir. Bu mesken 180 m2 olup kullanılan alanı 150 m2'dir. Bu taşınmaz 2.400.000.000.-
TL'ye satılıktır.
b - 3 no'lu mesken yine I. kattadır. Bu meskende de 1 salon, 4 yatak odası, 1 yemek
odası, mutfak, banyo. WC, hol. gece holü ile 4 adet balkon mevcuttur. Bu taşınmaz 180
m2 olup kullanım alanı 150 m2'dir. Taşınmaz 2.400.000.000.- TL değerle satılıktır.
c - 5 no'lu mesken 3. kattadır. Bu dairede de 1. salon 4 yatak odası, 1 adet yemek oda-
sı. mutfak, banyo, WC, hol, gece holü ve 4 adet bolkandon ıbarettir. Bu bağımsız bölüm
;80 m2 olup kullanılan alanı 150 m2'dir. Bu taşınmaz 2.400.000.000.- TL değerle satı-
iktır.
(B)a - 2 no'lu bağımsız bölüm bu taşmmazın 1 alt katındadır. Bu bağımsız bölümde,
' salon, 1 yemek odası, 3 yatak odası, mutfak, banyo, WC, hol ve gece holü ile 4 adet
balkondan ibarettir. 155 m2 olan taşmmazın kullanım alanı 130 m2'dir. Bu taşınmaz
.800.000.000.- TL değerle satılıktır. b - 4 no'lu bağımsız bölüm 3. katta olup 1 salon,
adet yemek odası 3 adet yatak odası, mutfak, banyo, hol, WC, gece holü ile birlikte 4
liet balkondan ıbarettir. 155 m2 olan taşınmazm kullanım alanı 130 m2'dır.
800.000.000.- TL değerle satılıktır. c - 6 no'lu bağımsız bölüm üçüncü kattadır. Bu ta-
gımaz da 1 salon, 1 yemek odası, 3 yatak odası, banyo, WC. hol ve gece holü ile bırlik-
t mutfak ve 4 adet balkondan ibarettir. 155 m2 olan taşınmazm 130 m2 kullanım alanı
aevcuttur. Bu taşınmaz da 1.800.000.000.- TL değerle satılıktır.
(C) Borçlulara ait olan 7 no'lu bağımsız bölüm teras kattadır. Bu taşınmazda 1 salon,
•atak odası, mutfak, banyo, WC, holbulunmaktadır ve iki tarafi terastır. 130 m2 olan ta-
sıunazın 110 m2'si kullanılmaktadır.
Bu taşınmaz 1.800.000.000.- TL değerle satılıktır.
4- Yine 11 no'lu parsel üzerindeki taşınmazm alt katmdaki dükkânlar, borçlulara ait
ten ipoteklı olarak başka şahıslara satılmıştır. Bu dükkânlara ait bilgiler ve satışına isa-
bet edecek bilgiler aşağıya çıkanlmıştır.
a)- 8 no'lu bağımsız bolüm olan bu dükkân, Giresun'un merkezi yerindedır. Bu ba-
ğımsız bölüm ışyeri olarak şu anda kullanılmaktadır. 18 m2 olan bu taşınmaz
900.000.000.- TL değerle satılıktır
b)- 9 no'lu bağımsız bölüm yine aynı taşınmazm alt katında olup iş merkezi alanında-
dır. 24 m2 olan bu taşınmaz 1.200.000.000.- TL değerie satılıktır
cV 10 no'lu bağımsız bölüm yine aynı taşmmazın alt katında olup iş merkezine ya-
kındır. Bu dükkân da şu anda işyeri olarak kullanılmaktadır. 24 m2 olan taşmmazın ta-
mamı 1.200.000.000.- TL değerle satılıktır.
ç)- 11 no'lu bağımsız bölüm yine aynı taşmmazın alt katında olup işyeri olarak kulla-
nılmaktadır. Taşınmaz iş sahasına yakmdır. 24 m2 olan bu taşınmaz 1.200.000.000.- TL
değerle satılıktır.
d)- 12 no'lu bağımsız bölüm aynı taşınmazın alt katında olup işyeri olarak kullanıl-
maktadır. 1.200.000.000.- TL değerle satılıktır.
e)-13 no'lu bağımsız bölüm yine aynı taşınmazm alt katmda olup işyen olarak kulla-
nılmaktadır. Iş merkezine yakın yerdedir. 24 m2 olan bu taşınmaz 1.200.000.000.- TL
değerle satılıktır.
f>- 14 no'lu taşınmaz yine aynı binanın alt katında olup işyeri olarak kullanılmakta-
dır. iş merkezine yakındır. 16.60 m2 olan taşınmaz 900.000.000.- TL değerle satılıktır.
Saüş şartlan:
I- Satışlar aşağıda dökümü gösterildiği şekilde Giresun 1. Icra Müdürlüğü'nde yapı-
lacaktır.
a) 1. sıradaki taşınmazm satışınm 29.8.1995 Salı günü saat 9.00-9.15 arasında, ikinci
satışın ise yine 8.9.1995 Cuma günü aynı saatler arasında yapılmasına,
b) 2. sıradaki taşmmazın satışının 29.8.1995 Salı günü saat 9.30-9.45 arasında, gerek-
tiğinde ikinci satışın ıse yine 8.9.1995 Cuma günü aynı yerde, aynı saatler arasında ya-
pılmasına,
c) 3. sırada kayıtlı tasınmazdaki 1. no'lu bağımsız bölümün satışının ise 29.8.1995 Sa-
lı günü saat 10.00-10.15 arasında, gerektiğinde ikinci satışın ise yine 8.9.1995 'te aynı
saatler arasında yapılmasına,
ç) 3 no'lu bağımsız bölümün satışının 29.8.1995 Salı günü saat 10.30-10.45 arasında,
gerektiğinde ikinci satışın 8.9.1995 Cuma günü aynı saatler arasında yapılmasına,
d) 5 no'lu bağımsız bölümün satışmın 29.8.1995 Salı günü saat 11.00-11.15 arasın-
da, gerektiğinde ikinci satışın 8.9.1995 Cuma günü aynı saatler arasında yapılmasına,
e) 2 no'lu bağımsız bölümün satışmın 29.8.1995 Salı günü saat 11.30-11.45 arasında
yapılmasına, gerektiğinde ikinci satışın 8.9.1995 Cuma günü aynı saatler arasında ya-
pılmasına,
0 4 no'lu bağımsız bölümün satışının 29.8.1995 Salı günü saat 12.00-12.15 arasında
yapılmasına, gerektiğinde ikinci satışın 8.9.1995 Cuma günü aynı saatler arasında ya-
pılmasına,
g) 6 no'lu bağımsız bölümün satışının 29.8.1995 Salı günü saat 12.30-12.45 arasında
yapılmasma, gerektiğinde ikinci satışın 8.9.1995 Cuma günü aynı saatler arasında ya-
pılmasına,
h) 7 no'lu bağımsız bölümün ise 29.8.1995 Salı günü saat 13.00-13.30 arası satışının
yapılmasına, gerektiğinde ikinci satışın 8.9.1995 günü aynı saatler arasında yapılması-
na,
ı) 3. sırada kayıtlı taşınmazm alt katındakı dükkânlardan 8 no'lu bağımsız bölümün
satışınm ise yine 29.8.1995 Salı günü saat 13.30-13.45 arasında yapılmasına, gerekti-
ğinde ikinci satışın 8.9.1995 Cuma günü aynı saatler arasında yapılmasına,
i) 9 no'lu bağımsız bölümün satışının ise yıne 29.8.1995 Salı günü saat 14.00-14.15
arasında yapılmasına, gerektiğinde ikinci satışın 8.9.1995 Cuma günü aynı saatler ara-
sında yapılmasına,
k) lOno'lu bağımsız bölümün satışının ise yine 29.8.1995 Salı günü saat 14.30-14.45
arasında yapılmasma, gerektiğinde ikinci satışın 8.9.1995 Cuma günü aynı saatler ara-
smda yapılmasına,
1) 11 no'lu bağımsız bölümün satışının ıse yine 29.8.1995 Salı günü saat 15.00-15.15
arasında yapılmasına, gerektiğinde ikinci satışın 8.9.1995 Cuma günü aynı saatler ara-
sında yapılmasına,
m) 12 no'lu bağımsız bölümün satışının ise yine 29.8.1995 Salı günü saat 15.30-15.45
arasında yapılmasına. gerektiğinde ikinci satışın 8.9.1995 günü aynı saatler arasında ya-
pılmasına,
n) 13 no'lu bağımsız bölümün satışınm ise yine 29.8.1995 Salı günü saat 16.00-16.15
arasında yapılmasma, gerektiğinde ikinci satışın 8.9.1995 günü aynı saatler arasında ya-
pılmasına,
o) 14 no'lu bağımsız bölümün satışının ise yıne 29.8.1995 Salı günü saat 16.30-16.45
arasında yapılmasına, gerektiğinde ikinci satışın 8.9.1995 günü aynı saatler arasında ya-
pılmasına karar venlmiştir.
Bu arttırmada tahmin edilen kıymetin yani 1. arttırmada yüzde 75 ve rüçhanlı alacak-
lılar varsa alacaklan mecmuunu ve satış masrafiannı geçmek şartıyla ihale olunur. Böy-
le bir bedelle alıcısı çıkmazsa ikinci arttırmada konulan kıymetin yüzde 40'ını ve yapı-
lan masraflan karşılayacak şekilde arttırana satış yapılacaktır.
2- Arttırmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen kıymetin yüzde 20'si nispetinde pey
akçesi veya bu miktar kadar milli bir bankanın teminat mektubunu vermeleri lazımdır.
Satış peşinpara iledir, alıcı istediğinde 20 günü geçmemek üzere mehil verilebilir. Tel-
lâliye resmı, ihale pulu, tapu harç ve masraflan alıcıya aittir. Birikmiş vergiler satış be-
delınden ödenir.
3- îpotek sahibı alacaklılarla diğer ilgililerin (+) bu gaynmenkul üzerindeki haklan-
nı hususiyle faiz ve masrafa dair olan iddialarrnı dayanağı belgeler ile on beş gün için-
de dairemize bildırmeleri lazımdır. Aksı takdirde haklan tapu sicili ile sabit olmadıkça
paylaşmadan hariç bırakılacaklardır.
4- Satış bedeli hemen veya verilen mühlet içinde ödenmezse Icra ve Iflas Kanunu'nun
155. maddesi gereğince ihale feshedilır. tkı ihale arasındaki farktan ve yüzde 30 faizden
alıcı ve kefîlleri mesul tutulacak ve hıçbir hükme hacet kalmadan kendilerinden tahsil
edilecektır.
5- Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesı için dairede açık olup mas-
rafi verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneğı gönderilebılir.
6- Satışa ıştırak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatmı kabul etmiş sayıla-
caklan, başkaca bılgi almak isteyenlerin 1994/756 sayılı dosya numarasıyla memurlu-
ğumuza başvurmalan ilan olunur. 20.7.1995
(+) llgililer tabirine irtifak hakkı sahipleri de dahUdir.
Basm: 33925