03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
24 TEMMUZ 1995 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER 'Akıllı Binalar' sempozyumunda, İstanbuPdakilerin yer seçimi için aynı tanım yapılamadı: Beşiktaş'ta bir 'canavar'• Tarihi Akaret evlerinin iç avlusunda "BJK sevgisi" yüzünden inşaatına izin verilen BJK Plaza binası, kültürel çevreye getirdiği tahribatın yanı sıra Beşiktaş'taki trafığiyle giderek kördügume çevirecek ve belki de bu güzel semtin artık "küme düşmesine" neden olacak son golü de rant uğruna kendi ağlanna göndermenin sürekli gerilimini yaşayacak... OKTAY EKİNCt Geçen gûnlerde Mimar Si- nan Oniversitesi'nde "Akıllı Binalar" başlıği altında il- ginç bir sempozyum yapıldı. Günümüzün modern ve ile- n teknolojisiyle inşa edilip bilgisayarsistemleriyle donatılan ve özel- likle yüksek yapı kategonsıne giren, ço- ğunluğu gökdelen şeklindeki bu binalar birçok hizmeti insan gücüyle değil, ken- di akıllanyla karşılıyoriardı. Örneğin kendiliğinden açıhp kapanan kapılan, elinizi uzattığınızda akan, son- ra kesilen sulan, yine adımmızı attığınız- " da yürümeye başlayan merdivenleri vb. gibi göriinen akıllannın yanı sırayangın sıcakJığında püskürmeye başlayan kö- pûk sistemleri, dışandaki havaya göre içerideki ısıyı ayarlayan klima düzenle- BJK Plaza tarihi Akareder evlerinin ortasının kültürei çevreyi yok eden bir canavar gibi yükseliyor. ri, akil almaz aynntılara dikkat eden gü- venlik gözlemleri vb. gibi görûnmeyen yetenekİeri ile bu binalar sanki 21. yüz- yılın da mimarlığını şimdiden tanıtıyor- lardı... Sempozyuma katılanlar. akıllı bina- lardaki bu müthiş beceriler üzerinde dün- yadaki son gelişmelere de değinerek he- yecanlı değerlendirmeler yaptılarsa da aslında Türkiye açısmdan ve özellikle tstanbul için önem taşıyan temel bir so- runun yanıtı pek alınamadı. Bu binalar, kapılanndan içeri girildi- ği andan itibaren gerçekten akıllıydılar; ama "acaba bulunduklan yerin seçimi bir o kadar akılbca mıydı?_" Inşa edildik- leri kentsel bölgeye olağanüstü sorunlar getiren ve dahası o kentin tarihi ve do- ğal değerlerini yok ederek yükselen bu binalar akıllı olsalar bile onlan o yerde uygun görenler ve yapımına izin veren- ler için aynı sıfatı kullanmak mümkün müydü?.. Evet. lstanbul, kendi içinde akıllı olan, ama yükseldiği arsanın konumuna ba- kıldığında, aslında kente karşı o müthiş aklın hemen hiç kullanılmadığı. tam ter- sine "akıldışı"" bir yapılaşmayla yine akıl dışı sorunlann yaratıldığı örneklerle son yıllarda tanışmaya başlamıştı. Işin gari- bi, bu şehircilik bilimıni de hiçe sayan bi- nalardan en akıllısını yapan ünlü işada- mınada üniversite tarafından onur konu- ğu unvanı uygun görûlmüştü... Artık günün hemen her saatinde yaşa- nan ve önemli oranda Boğaziçi Köprü- sü girişi ile yine Bofaziçi yönüne sahil yolu gidişinin yarattığı büyük trafik yo- ğunluğunun baskısı altında düğüm olan Castro, yerel yöneticilerin seçimle belirlenmesinin kapitalizme dönüş olmadığını söyledi: Küba, sosyalizmden vazgeçmezSERPtLGÜNDÜZ Küba'da 15 gün önce gerçek- leştirilen seçimle, halk, yerel yö- neticilerini seçti. Seçimler, Kü- ba'nın kapitalizme dönüşünün ye- ni bir halkası olarak değerlendiril- ,di. Bu değerlendirmeye katılma- dığını söyleyen Küba Büyükelçi- si JorgeCasbt»,Cunıhuriyet'in so- rulannı yanıtladı. Castro. Küba .halkının seçimlerin sonucundan oldukça hoşnut olduğunu anlatır- ken "Küba, her şeyden önce sos- yalizmi elinde tutan tek ülke. Kü- ba dominonun son taşı di>ortardL Çok az süre tanıyorlardı. Buna rağ- men Küba hâlâ burada" dedi. Küba, Amerikan ambargosu al- tında yaşayan bir ülke. Dünyanm en güçlü ülkesi ile politik ve aske- ri bir savaş içinde olduklannı an- latan Castro, "Amerika'nın tek is- tediği bize hükmetmek. Biz 'Mo- narşiye dönmek istiyoruz" desek bile değişen bir şey olmayacak. Amerika bize hükmetmek isteye- cek" dedi. Gitane sigarasını ve purosunu ağzından eksik etmeyen Castro. Küba'nın sosyalizmden asla vaz- geçmeyeceğini yinelerken "An- <cak sosyalizmin inşasını daha iyi IkoşuDarda olduğumuz bir zama- !na erteledik" diye konuştu. Bu- ;gün kapitalizmin zaferinden söz «tmenin yüzyıhn en büyük yalanı îolduğunu öne süren Castro, "Sos- yalizm sayesinde elde ettiğimiz za- jerleri korumaya çabşıyoruz. Ka- pitalizmden bazı şeyleri uygula- -mak zorunda olduğumuz bir ger- •çek. Sosyalizmi ileriye erteledik. 33u da bize acı veriyor. Ama gerçek ;de bu_" dedi. Castro'nun sorula- Timıza verdiği yanıtlar şöyle: - Birözel soru. Aduuz Castro. Bu ~bir raslantı mı? '. Tamamen tesadüf. - Küba'daki son seçimler. Kü- jıa'nın kapitalizme dönüşünün bir «alkası olarak değeriendirildi Ka- -blıyor musunuz buna? ^ tam tersine Küba'da 15 yıldır Şeçimleryapılıyor. Küba halkı se- jimlerin sonucundan memnun. «onuçta gördük ki biz diğer ülke- Jerden çok farklıyız. Küba, çok Jıedenden dolayı çok özel bir du- jumda. Her şeyden önce Küba, <îüney Amerika'da sosyalizmi elinde tutan tek ülke. 1990 yılın- • Dünyamn en güçlü ülkesi ile politik ve askeri bir ş içinde olduklannı anlatan Küba Büyükelçisi Jorge Castro, "Amerika'nın tek istediği bize hükmetmek. Biz 'monarşiye dönmek istiyoruz, desek bile değişen bir şey olmayacak. Amerika bize hükmetmek isteyecek" dedi. • "Biz gerçekten demokrasi yolunun arayışındayız. Demokrasi halkın kendini yönetmesi demektir. Bu yolda birçok demokrasi var. Sosyal sınıflar arasında büyük farklıliklar olduğu zaman gerçek demokrasinin yerleşmesinin çok zor olduğunu düşünüyoruz." Jorge Castro da Avrupa'da sosyalizm tamamen çöktü. Sovyetler Birliği yok oldu. Politikayla ilgilenler Küba'ya bir- kaç aylık süre tanımışlardı.Küba dominonun son taşı' diyorlardı. Buna rağmen 5-6 yıl geçti ve Kü- ba hâlâ burada. Halkın büyük desteğiyle bu du- rumda bulunuyor. 90 yılında çok büyük ekonomik kriz başladı. As- lında Küba gizli bir savaş halinde diyebiliriz. Çünkü Amerika'nın tek amacı Küba'yı ortadan kaldır- mak.Dünyanın en güçlü ülkesi ile politik ve askeri bir savaşa girdik. Eğer ki Küba'nın bir savaş duru- munda olduğunda hemfikirseniz size bir soru sormak istiyorum. Siz başka bir ülke tanıyor musu- nuz ki böyle zor bir dunımda de- mokrasiye sahip çıkıp seçimleri gerçekleştirsin?. -Sizce ABD'nin Küba'ya uygu- ladığı ambargonun kalkmamasın- da etken olan ne? Kim karşı çıkı- yor buna? Bu sadece Amerika'nın tarihi bir politikası. Başka nedeni yok. 1902'den beri bir deniz fılosu yer- leştirdi Küba'ya ve hâlâ orada. Castro'ya kadar bütün iç işleri on- lar yönetti. Daha sonra çok kışkırtıcı poli- tika izlediler. Her türlü ekonomik ambargo ve ekonomik sabotaj. Da- ha Küba'da bir sosyalist parti ku- rulmadan bile Amerikalılar Kü- ba'yı kendi kolonileri yapmaya karar veımişlerdi. Onlann yegane isteği Küba'nın onlann yönetimi altına alınması. Onlarbunu hep istediler. Buna karşın Kübalılar da kendi özgür- lükleri için savaştılar bugüne ka- dar. Amerika'nın ilgilendiği. Kü- ba'da herhangi bir yönetim deği- şikliği değil. Kendileri hükmet- mek istiyorlar. Belki biz yann mo- narşiye dönmek istesek ve 'Yine bağımsızlığımızı korumak isti- yoruz' desek değişen bir şey ol- mayacak. Onlan ilgilendiren bi- zim politik sistemimiz değil. Tek ilgilendiren bize hükmetmek. - Küba'da seçim sistemi nasıl? Seçimler Batı demokrasilerinde alıştığımtz normlara ne kadar uyu- yor? Biz gerçekten demokrasi yolu- nun arayışındayız. Demokrasi hal- kın kendini yönetmesi demektir. Bu yolda birçok demokrasi var. Sosyal sınıflar arasında büyük farklıliklar olduğu zaman gerçek demokrasinin yerleşmesinin çok zor olduğunu düşünüyoruz. Ba- tı'nın en ileri diye adlandırdığı de- mokrasi şekli bizim için sahte bir demokrasi. - Sizin seçimlerinizin ayncafağı nedir? Her şeyden önce adaylan parti seçmiyor. Bu parti seçimlere de katılmıyor. Çünkü biz bunun par- tinin değil halkın hakkı olduğunu düşünüyoruz. Adaylar mahalie halkı ve arkadaşlan tarafından gös- teriliyor. Seçimlere 2 ya da daha fazla aday katılıyor. Seçimlerde oylann yüzde 50 artı l'ine sahip olunması gerekir. Seçilen, her 6 ay- da bir halka hesap vermek zorun- da. Secmenin 4'te 3'ü imza verir- se adaylıktan düşüyor. Seçim böl- gelerini çocuklarkoruyor. Çocuk- lar temiz ve hilesızdir çünkü... EBK işçisinin eylemi sürüyorANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Et ve Balık Kurumu'nun (EBK) gelecek günler- de yapılacak özelleştirme ihalesinin iptalini sağlamak amacıyla işçilenn 4 gün önce baş- lattıklan eylem sürüyor. EBK Genel Müdür- lüğü önünde oturma eylemi yapan işçileri zi- yaret eden Hak-Iş Genel Başkanı Necaü'Çe- lik. direnişler sonucunda EBK'nın özelleş- tirilmesinden vazgeçıleceğıni savundu. EBK'nin özelleştirilmesine karşı "Isunise- viyorum, ülkemi seviyonım, çalışmak istiyo- rum" sloganıyla bir dızı eylem gerçekleşti- ren kurum çalışanlan. Ankara'daki eylemle- nni dün düzenledikleri mitingle sürdürdüler. 35 ılden gelen yaklaşık 1700 EBK çalışanı- nı zıyaret eden Hak-Iş Genel Başkanı Neca- ti Çelik, EBK'nın özelleştinlemeyeceğıni söyledi. Hükümeti özelleştirme adı altında "birüerini zengin etmek istemekle" suçlayan Çelık, "Hükümet ne >apdğını bilmiyor. Hü- kümet şaşkınlan ojnuyor. Bir yandan Hay- vancüık Müsteşartığı kumyor. Bir yandan da Süt Endüstrisi Kunımu'nu. Yem Sana- yii'ni ve Et \e Balık kurumu'nu özeüeştiri- yor. Hükümet, tekekâsermayenin kötii emeV- lerine alet olmuştur. Hükümeti protesto edi- yonım" diye konuştu. Çelik, işçilenn eylem yaptıklan halde üre- timi sürdürdüklerine dikkat çekerek şunlan söyledi: "Sizler çok onuriu bir mücadele ve- riyorsunuz. tşinize, aşınıza ve isyerinize sahip çıkıyorsunuz. Eyleme rağmen 40 kombina- da üretim yapıuyor. Hak-İş ve Öz Gıda İş üretimi aksatmıyor. Hem üretimi devam et- tiriyorsunuz hem de müeadelenizi." Avrupa Birİığı ülkelerinde et ve süt üretiminin des- teklendiğini belirten Çelık, Türkiye'de ise toplumsal faydanın gözardı edilerek SEK ve EBK'nin satılmasının anlaşılmaz kararlar olduğunu söyledi. Çelık. şöyle devam etti: "40 kombinayı özelleştinneye güçleri yetmeyecek. Sizin di- renişinizi duymuyoriar. Kulaklanna pamuk Okamışlar. Halkı dinlemiyorlar. Diğer işçi sendikalan da EBK'nin Hak-İş'e satılması a- rasında aieyhimizde tavır sergilediler. Türk- İş nerede? DİSK nerede? Biz onlann eylem- lerine destek\erdik. Bunlarekonomik ve sos- yal haklar için değil, ideolojileri için müca- dele edivor." Akaretler ve Beşiktaş kavşak- larındaki trafik. inşaatı ta- mamlanmak üzere olan "BJK Plaza1 " adlı merkezin getıre- ceği yeni yükle belki de tam bir kördüğüme dönüşecek. Yine şimdilerde Dolmabahçe yönünde Salıpazan ve Gü- müşsuyu'nda başlayan trafik tıkanıkltğı, BJK Plaza'nın çe- keceği araçlarla birlikte aşa- ğıda Karaköy'e, yukanda ise Taksim'edayanacak. Böyle- ce bir akıllı bina daha, deyim yerindeyse, lstanbul'u daha da aptallaştıraraksahiplerine yüksek rant getirmeye başla- yacak. Peki, acaba o büyük rant bu akıllı binanın yarattığı kentsel sorunlan çözmeye ye- tecek mi? Bu yazıda, bu so- runun da pek akıllıca olmadı- ğını söyleyenleri duyar gibi oluyorum... Aslında BJK Plaza'nın özellikle temel atma töreninin yapıldığı gûnlerde birçok ki- şi gerek BJK Spor Kulübü yöneticileri- ni. gerekse iş merkezine ortak olan ya- pımcı Garanti-Koza fırmasını çok akıl- lıca bir işe başjadıklan için kutluyorlar- dı. Çünkü bu bina sayesinde BJK Kulü- bü olağanüstü bir gelire kavuşuyor, Koç Grubu ise bu kez "BJK'ye tanınan bu ay- ncalıklı imar koşulu sayesinde*' yine ola- ğanüstü kazançlı bir kat karşılığında yap- sat işini kotarmış oluyordu. YakJaşık 7000 m2'lik bir arazide, hem de çevresi tarihi Akaretler evleriyle be- zeli bir iç avluda, yaklaşık 30 bin m2'lik bir bina yapma iznini elde etmek, doğrusu çok kolay değildi. Bunun için ancak BJK sevgisi gibi, tstanbul sevgisini bile çok çok aşan ve hele toplum yarannı, yani in- san sevgisini tümüyle birke- nara iten, yüksek düzeyde bir aşkın, neredeyse "kara se\da" gibi belediyecileri tut- sak alması gerekiyordu. Nitekim bu kara sevda, yi- ne BJK'nin cumhurbaşkanı eşlerine kadar etki eden po- litik gücüyle de beslenince, Istanbul'daki tüm mimarlık fakültelerinden hocalann bir- biri ardına yazdıklan olum- suz raporlara ve mimarlar odasının bu raporlara daya- narak muhalefet ettiği proje onayına rağmen, BJK Pla- za'ya 29.9.1992 tarihinde resmen ruhsat verildi. Ruhsat öncesindeki tartış- malar sırasında bu "kent su- çunun" işlenmemesi için mahalle sakinleri ve duyarlı Beşiktaş halkından toplanan binlerce imzayı taşıyan di- lekçeler ise "Efendim, bu proje yasaktır" denilerek ar- şive kaldınldı. Benzer kaygılan bu kez Yıldız Üniversitesi'den Prof. Dr. Necati tnceoğlu da belirt- miş ve BJK Plaza için seçi- len yerin öncelikle Beşik- taş'a bir hakaret olduğunu vurgulayarak, yanlışlıktan dönülmesini ve ruhsat \eril- memesini istemişti. Bugün Boğaziçi'nden Be- şiktaş'adoğrubakanlar, Yıl- dız Sarayı altındaki Conrad Oteli ile Akaretler'deki BJK Plaza'ya da bakıp haklı ola- rak "Bu imar izinleri nasıl verildi, kimse karşı çıkmadı mı?" diye soruyorlar. Conrad. aslında bir 12 Ey- lül ürünü sayılırdı ve Anka- ra'dan onay alınan turizm merkezi ayncalığıyla inşa edilmişti. Peki ya BJK Pla- za?.. Şimdi BJK Başkanı Sü- leyman Seba, yakjnda kavu- şacaklan 11.000m2'likişye- ri potansiyeli ile takımı na- sıl daha da zengin edeceği- nin hesabını yapıyor. tstan- bul ise her gün biraz daha batağa gidıyor ve birkaç gün üst üste yağan yağmurdan bile kendisini kurtaramayan bu akıllı binalanyla sözüm ona 2004 yılı dünya olimpi- yatlanna yeniden aday olma- ya hazırlanıyor. CUMHURIYET'TEN OKURLAR4 ORHAN ERİNÇ Sansiipsüz Sansiip Bugün Türk ulusu için önemli bir günün 87'nci yıldö- nümü. 1908 Anayasası'nın kabulü ile doğan ortamdan yararlanan gazetecilerin sansur uygulamasına karşı çı- kışlarını "Geleneksel Gazetecıler Günü" olarak kutlu- yoruz. 1908'den bu yana pek çok kez sansür dönem- leri yaşanmış olmasına karşın böyle bir meslek günü- ne gereksinim var. Sansürün zararlannı ülke yöneticile- rine hatırlatmak ve sansür anlamına gelen tüm uygula- ma ve yasa hükümlerinın kaldırılması için çağrıda bu- lunmak. Çünkü iktıdarlar artık sansür görevlilerini gön- dererek gazeteleri denetlemiyorlar. Bu işi artık yasalar ve yönetmelikler yapıyor. iletişim özgürlüğü ya da hal- kın gerçekleri öğrenme hakkının işlerliğinin önünde çok sayıda yasal engel var. "Oemokratikleşme"y'\ gerçek- leştirme sözü vererek iktidara gelenler, bu konuda en ufak bir adım atmaktan kaçınıyorlar. Somut bir örnek isterseniz, yine Basın Yasası'nda değişiklik yapılması- nı öngören tasanyı gösterebiliriz. iki yılı aşkın süredir TBMM Adalet Komisyonu'nda beklıyor. Hem de önce- likle çıkanlması bir protokolle belirlenen 20 yasa ara- sında yer almasına karşın... 24 Temmuzları, 12 Mart 1971 sonrasındaki uygula- malar ve anayasaya gelen kısıtlamalar öncesinde "Ba- sın Bayramı" oiarak kutlardık. Aynı coşkuyu yeniden ya- şamak istiyoruz. Ama ıtiraf edelım ki, umutlu olmak için en ufak bir ışık ve gırişim yok. • Geçen gûnlerde basınımızın ikı ustasını daha yitirdik. Haluk San ve Turgut Etingü. Haluk San, spor basını- mızın öncülerindendi ve spor tarihımızın yazılmasında- ki katkılanndan dolayı da önemli bir ustamızdı. Turgut Etingü, Zonguldak'takı kömür ocaklarında çalışanlann karşılaştıkları zorlukları vetehlikeleri, ilk kez kamuoyu- na duyurmuş bir gazetecıydi. Cumhuriyet'e çeşitli dö- nemlerde emek vermiş olan San ve Etingü'yü saygıy- la anıyoruz. • Gazete okurları, Türkiye sınırı bulunmayan Rusya'nın Ermenistan ve Gürcistan adına sınır anlaşması yapma önerisinın, Ankara tarafından geri çevrildiğini Lale Sa- nibrahimoğlu'nun haberiyie öğrendiler. Lale Sanibrahimoğlu, Başbakan Yardımcısı Hikmet Çetin ve Devlet Bakanı Bekir Sami Daçe'nın, Avrupa Birliği (AB) Türkiye Masası Şefi Sergei Abou ile Anka- ra'da yaptıklan görüşmelerde, TMY'nin 8. maddesi ko- nusunda iyileştirme yapılacagı sözü verdiklerini ve bu söz uyarınca çalışmalann yoğunlaştınldığını da "Dû- şünce affı yolda" haberiyie duyurdu. • Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde görev yaptıklan yerlerde halka baskı uyguladıklan öne sürü- len özel tim görevlileri hakkında, Tunceli'de çıkardıkla- n olayleır nedeniyle soruşturma açıldığını, olaya kanşan- lann pasif göreve getirilmeleri ile Kahramanmaraş'ta özel tim görevlilerince işlenen cinayetin savcılık ve dev- let hastanesi hekimlerince gizlendiğini Ergün Aksoy ha- berleştirdi. Özel tim görevlilerince Kahramanmaraş'ın Pazarcık ilçesine bağlı Küçük Cennetpınan Köyü'nde öldürüldü- ğü önesürülen Mustafa Dölek'e. "çatışmada öldüğü" yolunda otopsı raporu duzenleyen Kahramanmaraş Devlet Hastanesi hekimleri hakkında Türk Tabıpleri Bir- liği'nce_soruşturma başlatılmasıyla ilgili gelişmelen de Yusuf Özkan aktardı. • Sıvas Cumhunyet Üniversitesı Sağlık Hizmetleri Mes- lek Yüksekokulu'ndaki mezunıyet töreni sırasında ya- şanan ve Milli Gençlik Vakfı'nın "komplosu" olduğu savlanan "türban olayı "ndan sonra, Okul Müdürü Prof. Dr. Servet Özgür ün görevden alınrnası ile ilgili geliş- meleri Ankara Büromuz izledi. Prof. Özgür hakkında Sı- vas'taki bazı yerel televizyonlarca "ölüm fetvası veril- diğini" Hülya Karabağlı kamuoyuna duyurdu. Türban olayıyla kamuoyunun gündemine gelen Cum- huriyet Üniversitesi'nde demokrat görüşlü öğretim üye- lerine özellikle 2 Temmuz 1993'teki "katliam"üan son- ra yönelen baskılar nedeniyle 30'dan fazla öğretim gö- revlisinin istifa ettığini Yusuf Özkan haberleştirdi. • Bosna-Hersek'teki Müslümanlara karşı son gûnler- de yoğunlaşan Şırp saldınlan nedeniyle Ankara'nın baş- lattığı diplomasi trafıği ile BM Genel Sekreteri Butros Gali'nin özellikle şenatçı kesimin yoğun tepkisine ne- den olan ve son anda ertelenen zıyaretı ile ilgili geliş- meleri Ankara Büromuzun haberienyle kamuoyuna yan- sıttık. • Ekonomi Servisi Şefımiz Bülent Kızanlık 'buğday oyunu'nun perde arkasmı yansıtırken. Özgür Ulusoy da 'sanalı tanm' haberiyie üretici kesimin sorunlarını aktardı. • Sağlığımızın ne denli sağlıksız olduğunu, lstanbul Ha- ber Servisi'nden arkadaşlanmız Zafer Aknar, Günnur llhan ve Yasemin Koyutürk araştırıp yayına hazırladı. • Kamuoyunda günlerdir tartışılan kemiksiz et ithalat- nın perde arkasmı Zafer Aknar araştırdı ve yazdı. • Istanbul'daki sağanak yağışların Şile'deki çöplüğü Atizleri Deresi'ne taşıdığını Ibrahim Günel haberleştir- di. Haberimiz üzerineTanm Bakanlığı İstanbul Bölge Mü- dürlüğü, çöplüğü yapan istanbul Büyukşehir Belediye- si hakkında suç duyurusunda bulundu. • Şeriatçıların devlet içindeki örgütlenmesini gözler önüne seren "Kadın eli sıkmayan kaymakamlar" habe- rini Ayşe Yıldınm hazırtadı. Habere göre, Türkiye'de bu- lunan 810 kaymakamdan 364'ü kadın eli sıkmayı "gü- nah" olarak değerlendiriyor. Yıllardan bu yana şeriatçı- ların devlet içindeki örgütlenmesinin ne denli büyük bo- yutlara geldiği, bu haberle bir kez daha gündeme gel- di. • Önümüzdeki pazartesiye kadar gönlünüzce bir haf- ta geçirmeniz dileği ve saygılarımızla... ALAADDIN HOTEL•*•• Incekum Alaaddin Hotel, Türkiye'nin yeşil turizm beldesi Antalya'nın Alanya ilçesi Avsallar kasabasında Akdeniz'in berrak kıyılannda huzur, spor, eğlence dolu bir ortama sahiptir. Antalya Havaalanı'na 98 km. uzaklıkta olan İncekum Alaaddin Hotel 232 oda, 500 yatak kapasiteüdir. Yılın 300 gününün güneşli geçtiği ve deniz sezonunun 8 ay sürdüğü Akdeniz'in bu şirin yörcsindeki otelimi- zin odalan ile tüm kapalı alanlan merkezi ısıtma, soğutma ve havalandırma sistemi ile donaülmıştır. özel banyolu odalanmız otomatik telcfon, 4 kanal müzik yayını, uydu yayın TV sistemi ile otelimiz tatilde evinizi aratmayacakür. İncekum Alaaddin Hotel'de aynca açık ve kapalı barlar, sauna, kondisyon merkezi, disco, 2 yüzme havuzu, özel plaj alanı, iskele, su sporlan merkezi, tenis kortu bulunmaktadır. Otelimiz 150 kişilik simültane çeviri sistemi toplanü salonu, 500 kişilik restoran, alakart restoran, pasta salo- nu, tclevizyon salonu, oyun odası, ahşveriş mağazalan, ve manzara teraslan ile unutamayacağınız bir tatil sun- maktadır. İncekum Alaaddin Hotel'in mutfak ustalan da gece müzıği eşliğınde zengin açık büfeleri ile Türk yemekleri- nin lezzetinı sizlere bir kez daha tatüracaktır. ALAADDİN OTEL • • • • Rezervasyon için: (0242)517 1491 (6 hat) Încekum-ALANYA
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle