03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
23 TEMMUZ 1995 PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER Yılmaz: Camiler dergâh değildir • KASTAMONU(AA)- Diyanet tşlen Başkanı Mehmet Nun Yılmaz. hiçbir mekânın cami yerine kabul edilemeyeceğini söyledi. Yılmaz. Kastamonu'nun Kuzey- Kent Toplu Konut alanında Diyanet Vakfı'nca yaptınlacak olan "Ulu Camii"nin temel atma töreninde yaptığı konuşmada, camilerin dergâh olmadığıru bildirerek. "Hiçbir mekân. ne kültür merkezleri, ne dergâhlar. ne tekkeler ne zaviyeler. cami yerine kabul edilemez" dedi. tbadet yerlennin tarih boyunca her koşulda korunduğuna işaret eden Yılmaz, "tbadet yerlerine saygı gösterilirdi. ister kilise olsun. havra, sinagog. cami olsun, bunlara kesinlikle dokunulmazdı" dedi. Kumbaracıbaşı donduyurda • JSTANBLL(AA)- Devlet Bakanı Onur • Kumbaracıbaşı. Bosna'da yaşanan olavlann devam etmesi halinde, Birleşmiş Milletler'in itibannın kaybolacağını söyledi. Islarn Konferansı Örgürü (iKÖ)BosnaTemas Grubu"nun, Cenevre'deki toplantısına katılan Devlet Bakanı Kumbaracıbaşı yurda döndü. Kumbaracıbaşı, Atatûrk Havalimanı'nda yaptığı açıklamada. Bosna'da saldırgan Sırplann uyguladığı soykjnmın endişe vericı boyutlara ulaştığını belirterek Sırplann statüsünün eski konumuna getirilmesi için ciddi şekilde çaba harcanması gerektiğini söyledi. TBMM'de restorasyon • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Çeşitli siyasi partilere mensup 200'ü aşkın millervekıli, TBMM Genel Kurul Salonu'nun yeniden düzenlenmesini öngören projenin uygulanmasının ertdenmesini istedi. Metne iHcJmzayı koyan ANAP Giresun Milletvekili Rasim Zaimoğlu ve mılletvekilleri. bu amaçla TBMM Başkanlığı'na yazılı başvuruda bulundular. Zaimoğlu ve 200'ü aşkın milletvekilının TBMM Başkanlığı'na yaptığı yazılı başvuruda, "Meclis Genel Kurul Salonu'nun restorasyonu için yapılan çalışmalann ıstenilen sonuca ulaştınlması bizce mümkün değildir" denildi. Cezaevinde cinayet • Haber Mcrkezd - Bayrampaşa Kapalı Gezaevi'nde dün yine cinayet işlendi. Çek senet mafyasından olduğu belirtilen tutuklu Hacı Ahmet Figen, tutuklu Kasım Aslan tarafından A bloktaki koğuşunda tabancayla vuruldu. Cinayetle ilgili . soruşturma başlatıldığını bildiren yetkililer tabancanın cezaevine nasıl sokulduğu konusunda • herhangi bir açıklamada ! bulunmadılar. 15PKKIİ öldÜPÜMÜ • DİYARBAKIR(AA)- | Tunceli ve Mardin'in kırsal ; kesimlerinde güvenlik j kuvvetleri tarafından ı sürdürülen operasyonlar ' sırasında, 15 terörist ; öldürüldü. Çatışmalarda 2 ; güvenlik görevlisi şehit ; oldu. Olağanüstü Hal Bölge ' Valiliği'nden yapılan ! açıklamaya göre Tunceli'nin ; Mazgirt ve Nazimiye | ilçeleri arasında kalan Şişik > ormanlan ile Pertek ilçesi i Sağman Köyü yakmlannda ! 14, Mardin'in Yeşilli ilçesi [ Alıçlı Köyü civannda da 1 I olmak üzere toplam 15 j terörist öldürüldü. Kutlu, görevinden alındı j • ANKARA (Cumhuriyet 1 Bürosu) - Ziraat Bankası ı Genel Müdür Yardımcısı ! Sadık Kutlu, görevinden [ alındı. Sadık Kutlu'nun görevinden alınmasına • ilişkin ikili kararname, Resmi Gazete'de yayımlandı. Sadık Kutlu, Cihan Paçacı'nın Ziraat Bankası Genel Müdürlüğü'ne gelmesinden sonra, geçen yıl eylül ayında görevınden alınmış, ancak yargı karanyla görevine geri dönmüştü. Başbakanlığa sunulan gizli rapor, dinci gericiliğin ulaştığı boyutu sergiliyor Kaymakamlarm yarısı dinci• Devlet içinde örgütlenme çabasını yoğunlaştıran • CHP önlem olarak bu kaymakamlann 'hassas bölgelerde gericiler, mülki idareye de el attı. 810 kaymakamdan 364"ünün görevlendirilmemesini' istedi. Raporda, imam-hatip lisesi çıkışlı kadın eli sıkmayacak kadar gerici olduğu Başbakanlığa sunulan gizli öğrencilerin büyük çoğunluğunun üniversite sınavlannda siyasal raporla belgelendi. bilgiler fakültelerini seçtikleri aynca ele alındı. MKD: Laik devlet tehlikede İstanbul Haber Servi- si - Erzurum Kongresi'nın gerçekleştirilmesınin 76., Lozan Antlaşmasrnın im- zalanışının da 72. yıldönü- mü tüm yurtta kutlanıyor. Mustafa Kemal Derneği. laik Cumhuriyetin tehlike- li bir ortama sürüklendiği- ne dikkat çekti. Dernek. 23 Temmuz 1919'da gerçekleştirilen Erzurum Kongresi'nin yıldönümü nedeniyle yap- tığı açıklamada L'lusal Kurtuluş Savaşı'nın çeşit- li kesimlerde hafîfe alın- dığını savundu. Bu kesim- lerin "Kemalizm" yerine "yeni koşullara yeni çö- zümler" üretmeye çalış- tıklannı öne süren dernek. açıklamada "Bunun so- rumlusu, bitkisel >aşam sürecinj parçalanarak ta- mamlamış olan Osmanlı devleti özlemiyle laik Cumhuriyetimizi hâlâ ic- lerine sindiremeyen ve Tiirk halkını ortaçağ ka- ranlığına götürmek isteyen dış güçlerin uzantısL, kök- tendinci ve örümcek kafa- İL çıkarcı, şeriatçı ve kara yobaz çetelerini yönlendi- renlerdir" dedi. ADD ıse Lozan Antlaş- masrnın imzalanışının 72. yıldönümü nedeniyle yap- tığı yazılı açıklamada bu antlaşmanın, Türk ulusu- na karşı yüzyıldan beri ha- zırlanmış ve Sevr Antlaş- ması ile tamamlandığı sa- nılmış büyük bir yok erme eyleminin kınlıp önlen- mesini bildiren özelliğı ol- duğunu vurguladı. AYŞE YILDIRLVI Türkiye'de görev yapan 810 kay- makamdan 364'ünün "kadın eli sık- madığt" belırlendı. Başbakanlığa "çok gizli'" damgasıyla sunulan ra- pora göre, el sıkmayan kaymakam- İarla ilgili olarak herhangi bir işlem yapılamıyor. Başbakan Tansu ÇiDer" in "büyük bir yara" olarak nitelediği gerici kaymakamlann, daha çok Güncy- doğu'da görev yaptıklan vurgulan- dı. Hükümetin CHP kanadının da kadın eli sıkmayan kaymakamlann hiç değilse -hassas bölgelerde gö- re\lendirilmemesinr istediği öğre- nildi. Devlet kadrolannda y ıllardan beriv avaş yavaş örgütlenmeye çalı- şan gericilerin. mülki idarenin bü- yük bir bölümünü ele geçirdikleri ortaya çıktı. Raporda. imam-hatip lisesi çıkışlı öğrencilerin büyük ço- ğunluğunun üniversite sınavlannda siyasal bilgiler fakültelenni seçtik- len aynca ele alındı. Başbakan Çıller'e sunulan ve gizli tutulan rapora göre, 84"? ilçe- nin 810'unda görev yapan kayma- kamlann 364'ü kadın eli sıkmıyor. Başbakan Yardımcısı Hikmet Çe- tin'in de dile getirdiği "hanım eli sıkmaktan kaçınan kaymakam- lar"ın özellıkle Güneydoğu'da, son dönemlerde ıse Trakya'da görev yaptıklan belirtıldi. 1974 yılında CHP-MSP koalis- yon hükümetinde Oğuzhan Asil- türk'ün İçişleri Bakanlığı yaptığı dönemde bakanlık bünyesı yapısı- nın değiştirildıği ve bugüne kadar uzanan halkalann temelinin atıldı- ÇIZMEDEN YUKARI /MUSAKART 1 LONDRA ZİRVESl g\ belirtıldi. 1977 yılında Korkut Ozal'ın İçişleri Bakanlığı dönemin- de de mülki idarede "takunyalı"di- >e tabir edılen gericilerin gittikçe güçlendiği ifade edildi. 1983 vılında iş başına gelen ANAP hükümetleri boyunca da İçişleri bünyesinde ve mülki idare- de görev yapan gerici ve yobaz kad- rolann sayısının gittikçe arttığı ile- risürüldü. 1984-1987 yıllan arasın- da İçişleri Bakanlığı Müsteşarlığı yapan, 1987 seçimlerinde ise ANAP milletvekili seçilen Galip Demirelile 1987-1991 ara- sında müsteşarlık yapan es- ki Izmir Valisi ve şımdiki Sa> ıştay Başkanı Vecdi Gö- niÛ'ün görev süreleri boyun- ca bu görüşteki kaymakam- lann sayısında artış olduğu öğrenildi. Kaymakamlann sınavlaalındığını anımsatan üst düzey bir Başbakanlık yetkilisi. "Gerçi kayma- kamlar sına\la alınıyor. An- cak. bunlan alan İçişleri Ba- kanlığı kadrosu da farldı bir göriişte değil. Dolayısıyla bu- radaki kadro değiştirilme- dikçe, laik >c demokrat bir anlayış getirilmedikçe bu ör- gütlenme sürecektir" dedi. Içişlen kadrosundaki yo- baz kadrolaşmaya dikkat çe- ken bir yetkili son 5-6 yıldır mülkiye müfettişleri arasın- da da "kadın eli sıkma- yan^lann arttığını vurgula- dı. Söz konusu kaymakam- lann daha çok hangı bölge- lerde görev yaptığına ilişkin bilgi veren bir yetkili ise şunlan söyledi: "Bu anîayışta olanlar, kü- çük ilçelerde, dördüncü sınıf ilçelende ka\ makamlık yapı- yorlar. aynca müfettiş olan- lar da var. Kaymakamlığa sı- ra>la başlanı>or. Önce 5. sınıf bölgelerde 3 yıl, sonra mah- rumiyet bölgelerinde 2 yıl, sonra da 4. sınıfbölgelerde, il- çelerde 4yıl görev yapıyorlar. 4. sınıf bolgeler, doğudaki il merkezleri: 2 yıl iJçelerde gö- rev vapıvorlar buralarda. Doğudaki küçük illerdc vali yardımcılığı ve\a ilçelerde kaymakamlık yapıyorlar." îstanbul Valisi Hayri Kozakçıoğlu, Cumhuriyet'e, Istanbul'un sorunlannı ve çözüm önerilerini anlattı: Göç, ceza veyasakla önlenemezEVİN GÖKTAŞ ANKARA - Istanbul'un en büyük soru- nunun hızlı nüfus artışı ve göç olduğunu be- lirten İstanbul Valisi Hayri Kozakçıoğlu. kente göçü. ceza ve yasaldarla önlemenin mümkün olmadığını belirterek. "Önemli olan göçü kanalize edebilmekve yaratbğı so- runlan çözümlemeye çalışmaktır" dedi. Kozakçıoğlu, bu tempo ile nüfus artışı de- vam ettiği takdirde, Istanbul'un 2000'li yıl- larda nüfusunun 14.5 milyonu bulacağını söyledi. istanbul Valisi Kozakçıoğlu, Cumhuri- yet'in sorulannı yanıtlarken: tarihi, doğal vekültürelzenginliklerininyanındaherko- nuda büyük bırmerkez özelliğinı taşıyan ve ekonomik açıdan büyük potansiyele sahip olan tstanbul'un, Anadolu ve komşu iller- de yaşayan insanlar için "vazgeçilmez bir cazibc merkezi" olduğunu anlattı. Kozakçıoğlu. "Bu nedenle, kentleşme olayını vaşayan ülkemizde her yıl binlerce insan, Istanbul'a verleşmek amacıyla gel- mekte. Son yıllardaki rakam 300-400 bin arasında değişmektedir'' dedi. Istanbul'un nüfusunun 1985 yılında yüz- de 2.4 oranında doğumdan dolayı artarken. bu oranın 1990'da yüzde 2.l'e düştüğünü kaydeden Kozakçıoğlu, aynı yıllarda göç- le gelen nüflısun ise sırasıylayüzde l .7'den yüzde 2.3'e çıktığını. bunun da İstanbul nü- fusunun doğumdan değil. göç nedeniyle yükseldiğini gösterdiğini ifade ettı. Kozakçıoğlu. insanlann ~işsi/.lik.\atınm isteğû nüfus arüşı,daha i>i ve rahat \aşam" yüzünden İstanbul'a göç etmek zorunda kaldığını söyledi. Kozakçıoğlu, "Aslında göç olayı tstan- bul'da yeni bir olay değildir. Osmanlı dö- neminde Dersaadet'e değil gecekondu yapmak. şehre göç bile izne bağlıdır. Bu dönemde Istanbul'un ikjyakasındaki gi- riş kapılarından İstanbul'a girmenin \e çıkmanın Mürur Tezkeresi'ne bajjlandı- ğı bilinmektcdir." Kozakçıoğlu, sorunlann çözümü için, İs- tanbul dışında alınması gereken önlemleri şöyle anlattı: -Türkiyt genelinde nüfus planlaması ola- yı önemle ve dikkatle ele alınmau ve halkı- mızın kolay benimseyebileceği yöntcmlerlc alınması gereken tedbirierin esası olarakta- kip altuıda tutulmalıdır. - Ülkenin kalkınmasından kaynaklanan yapısal değişimlerin en önemlisi olan eko- nomik yapıda meydana gelen değişimın so- nucu olan göçü kanalize etmek için. Istan- bul'a alternatif cazıbe merkezleri oluşturul- malı. - Teşvik tedbirlerinin desteği ile Anado- lu'nun değjşik yörclerindc sanayi ile birlik- te \e özellikle büvük istihdam yaratan hiz- metler sektörüne de ağırlık verilmeli ve sağ- lanmabdır. - Anadolu içerisinde GAP projesi gibı projeler hızla yapabilir, devreye sokabilır ve Anadolu'ya yoğun hizmet sektörünü gö- türebilirsek. Anadolu'nun köyünden kal- kan insanımız doğrudan tstanbul'a değil. muhtemel daha yakm cazibe merkezlerine gidecektir. - İstanbul'u 2000li yıllarda 20 mihonun üzerindebir nüfusa sahip olarakdüşünmek ve idari duzenleme ve organizasyonlannı da buna göre yapmak gerekecektir. TBMM Kavgalı tatil kararı ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - Türkiye Büyük Millet Meclsi (TB- MM). kavgalı bir oturu- mun ardından, anayasa de- ğişıkliği görüşmelennin tamamlanmasından sonra salı günü tatile girme ka- ran aldı. Anayasa değişik- liği, referandûmu gerektir- meyecek olan 300 ve daha yukan bir oyla kabul edi- lirse TBMM, l eylül yeri- ne l ekimde toplanacak. DYP. dün sabah topla- nan TBMM Danışma Ku- rulu'nda, genel kurulun anayasa değişikliği görüş- meleri tamamlanana kadar aralıksız çalışması ve l ağustos salı günü tatile gir- me önerilerini getirdi. An- cak, Danışma Kurulu'nda uzlaşma sağlanamadı. DYP, bunun üzerine öneri- sini genel kurula sundu. Önerge hakkında söz alan Refah Partisi Grup Başkanvekili Şevket Ka- zan, anayasa görüşmelen- nin tamamlanamayacağı- nı savunarak "Siz bu ana- yasa değişikliğini birire- mezsiniz. Halkoy laması maddesinde ANAP, erken seçim şarrını getirecek" dedi. Turing'den devralınan turistik merkez, Tayyip Erdoğan tarafından açıldı Çamhca tesisleri ^Refahlaştırıldı9 AYTaTKÜÇÜKKAVA tstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin büyük tartışma ve çekişmelerden sonra 20 Ocak 1995"te Turing'den devralarak "milli kimlik, milli kültür, milli kişilik" esaslanna uyularak restore ettirdiği Çamlıca Sosyal Tesisleri, önceki akşam düzenlenen törenle hizmete açıldı. Açılışta RP'lilere bir konuşma yapan Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Tayvip Erdoğan, "Burada \-abanci menşeli alkollü ve alkolsüz içki ve meşrubat satışına izin verilmeyecek. Halkımıza Türk meşrubatı ve Türk yemekleri sunulacak" dedi. ÇelikGülersoy'un başkanlığındaki Turing _ , tesislerinden biri olan ve ö a 5 k a n Istanbullulara çağdaş hizmet anlayışıyla tarihi ve turistik mekânında hizmet veren Çamlıca Sosyal Tesisleri, 20 ocakta Büyükşehir Belediyesı'ne devredilirken bu olayı seçmenlenne "Bir daha Çamlıca tepesinde içki kokusu duymayacaksanız" sözleriyle müjdeleyen Erdoğan. yeniden restore edilen tesisin açılışını. verdiği sözü tutmanın büyük mutluluğu ile önceki gece yaptı. Açılışın yapıldığı tesıs çevresını Refahlılar doldururken Çamlıca Erdoğan açılıştaki konuşmasında,' tepesinde Istanbullular. gençler ve heryaştan sevgililer. Boğaz'ı bu sefer çımenler üzerinde seyre dalmıştı. Açılıştan haben olmayan vatandaşlar. türbanlı kadın ve sakallı erkeklerden oluşan kalabalık karşısında şaşkınlıklannı gizleyemezken siyasetin RP tarafından Çamlıca'va da sokulduğunu iddia ettıler. Erdoğan törende yaptığı konuşmadd. Çamlıca Sosyal Tesısleri'nın restorasyon çalışmalannda 4 milyar lira harcama yapıldığını belirtirken Bir daha Çamlıca tepesinde içki kokusu duymavacaksınız' dedi. tesisi eski nostaljik ortamına kavuşturduklannı ve tarihi değerlerini koruyarak halkın hizmetine sunduklannı söyledi. Erdoğan, RP'lilerin oluşturdugu topluluğa karşı konuşmasına şöyle devam ettı: "Testsler. milli kimlik, milli kültür, milli kişilik esaslanna uyularak restore edildi. Burada yabancı menşeli alkollü \c alkolsü/ içki \c satışına izin verilme>ecek. Halkımıza Türk meşrubatı ve Türk yemekleri sunulacak. Bize bu işi başaramayacak diyenler vardı. İşte biz her zamanki gibi zoru başardık. Vatandaşımız burada rahatlıkla 10 bin liraya çay, 15 bin liraya Türk kahvesini yudumlayarak İstanbul'un gü/elliğini tepeden seyredebilecek." Erdoğan konuşmasından sonra restorasyonu yapılan tesisi gezerken akşam namazını da yine tesisler içerisinde yer alan mescitte kıidı. Törene, bazı ilçelerin RP'li belediye başkanlan, ılçe başkanlan ve partililer katıldı. POLİTİKA GUNLUGU HİKMET ÇETİNKAYA Bir Gecenin Sabahı... Temmuz yıldızları o lacivertin içinde salkım saçak- tı. Yasemin kokusu yudumluyorduk. Umutlar dolu- dizgin koşuyordu gecenin içınden... Üçüncü kadehten sonra yüzüne baktım. Gözlerinde yılların acısı, okyanusun öbürucunda- ki kız çocuğunun belki de yüreğini taşıyordu avuçla- rında. Adı Hülya idi ve o geçmişle geleceğin penceresin- den demiryolu işçılerinin şarkılarını mırıldanıyor, yal- nızlıklarıyla avunuyordu. Sigarasını çekıştiriyordu durmadan..1 . Masada, közde patlıcan ezmesi, beyazpeynir, ka- lamar vardı... O, içıyordu... Evrenin tüm çiçeklerini, gizli sevdalarını bahçeye taşımıştı... Ara sıra babasından söz ederdi... Buca'daki evlerini, çocukluğunun delidolu çılgın- lıklarını anlatırdı uzun uzun... Şiirdeokurdu... Çizgili defterine yazdığı şıirleronun içevrenini, düş- lerini yansıtırdı. Tayyar, bembeyaz olmuş saçlarıyla tam Hülya'nın karşısında oturur, biraz da alaylı bir tavırla karısını iz- lerdi. Yıllar önce bir akşam Ada Gazinosu'nda Suat Ta- şer'le tanıştığında da şiirler okumuştu Hülya. Suat Hoca rakısından bir yudum almış ve mınldanmaya başlamıştı: "Ve günlerden sonra bir gün Demir aldı limandaki gemiler O yine sahilde bizimle beraber O eski yoldaşımız kimsesizlık. Saat işler Zaman geçer Ve insan unuturmuş." Yine böyle temmuz yıldızları vardı gökyüzünde... Gecenin bir vaktinde fuarın Lozan kapısında çığ- lıkçığlığaydık... Bir köşede ben, bir köşede Muzaffer izgü ve Tay- yar bağırıyorduk: Kanlı zamanlar içinde büyüyüp geldik I Uzandı yi- ğit ellerimiz yeni sabahlara I Güpegündüz karanlığa yenildik... Çeşme'de bir sabah belkı de 'cennet plajında' ıs- lak ve çekingen bakışlanyla bir kız ne benım ne de onlann farkındaydı. O eski soluk albümden çıkarılmış fotoğraflar, ge- cikmiş bir özlemı belkı de yeniden çoğaltmak istiyor- du... ••• Yüreğinde sınırsız bir sevinç büyüyordu her za- man... Onun düşlerinde çocukluğumu anımsardım. Onun bakışlarında delıkanlılık denızlerine uzanırdım. Alsancak Ilkokulu'nun tam karşısındaki köşede mısır satan çocuğu görmek için kaç kez gittim ora- ya... Çocuk çoktan büyümüştü. Ama inat bu ya, çocu- ğu değil, belkı butikçi Şükran'ı da bulurum zannet- miştim. Basmane'de kokoreççi Necmi'yı aradım. Altın- park'ta meyhaneci Şükrü'yü buldum. Beyler Soka- ğı'nda dolaştım, Karşıyaka Iskelesı'nde lokma satı- cılarını bir türlü yakalayamadım. Kent bana bomboş geldı... Kordonboyu o eski havasında değildi... Ya kızları? Kızlar yine uzun boylu, dar kalçalı ve uzun bacak- lıydı. lyonya kokuyordu eski çağlardaki gibi. Hepsi de yanık tenliydı. Dişleri düzgün ve bembeyazdı. Hülya, şiirlerinı okurken sarhoş oluyordu... Tayyar, mangalda çıpurayı çeviriyordu... Tatlı bir serinlik yalıyordu tüm bedenimizi... Ben çok eskilerde masallar ülkesıne gidip geliyor- dum. Kendi çocukluğumda yaşayamadıklarımı şim- dilerde karton oyuncaklara taşıyordum. Sanınm hiçfarkına varmadan uyuyup uyuyup uya- nıyordum... İşte tam o sırada yıldızlar başıma yağıyordu... • • • Gözlerimi kapadım yıldızlara inat. Bir eski defter- den zamansız masallar çaldım. Eski Milas evlerinde sırılsıklam sevişmeler yakaladım. Yemyeşil bakan duygulu bir kadının kirpiklerinde körelmiş sevdaları bileyledim. Gece, sabahı yakalıyor gibiydi Çatalkaya'nın üze- rinden. Şımak'ı düşündüm, Bosna'yı. Çocukların ellerin- den tuttum 'kirli savaşa' inat. Barışı, dostluğu, kar- deşliği yücelttım, kimseler duymadan. Biraz Gaziosmanpaşa'da dolaştım, biraz da Üm- raniye'de. Gençlerle konuştum, onların alınlanndan öptüm. Gencecık ölülerın yakınlarına başsağlığı di- ledim. Kurşunlanan polıslerın gözlerınin içine baktım; sevgililerini, eşlerini, annelerıni, babalarını, çocukla- rını kucakladım. Dağlardaki askere, mağaradaki gençlere seslendim. Dedim kı: "Bu oyun bitsin, akan kan dursun..." Yürüdüm sabaha dek... Yıldızlar yorgun düştü beni ızlemekten. Onlar da çekip gitti hiç haber vermeden. Mezarlıkbaşı'ndan geçtim, Kadifekale'den Körfez'i yudumladım... Kendi çocukluğumu, delikanlılığımı unuttum. Uzun bir gecenin sabahındaydım... Artık beklemekten yorulmuştum... Ölümünün 8. yılı V W Oymen anıldı tstanbul Haber Şervi- si- Gazetecı-yazar Örsan Öjmen. ölümünün 8. yı- lında mezan başında anıl- dı. Öymen'in Zincirlikuyu Mezarlıgı'ndaki kabri ba- şında düzenlenen törende konuşan Gazeteciler Ce- mij;eti Başkanı Nail Güre- B, Oymen'in meslek ilke- lerine saygılı ve yargısız infaz yapmayan bir gaze- teci olduğunu söyledi. Gü- rclı. "Vaşadığımız günler, onun gazetecilik anlayışını aratıyor. Onu özlüyoruz" dedi. Güreli, ölen gazete- cilerin her yıl mezarlan başında anılmalan yerine, adlannaödüllerkonularak ve yaptıklan çalışmalar değerlendirilerek anılma- lannı istedi. Anma töreni- ne, Öymen'in çocuklan ile ağabeyı Altan Öymen'in de aralannda bulunduğu yakınlan, Basın Konseyi Başkanı Oktay Ekşi ve gazeteci dostlan katıldılar. (KUBİLAYTÜNTÜL)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle