Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 23 TEMMUZ 1995 PA2AR
12 DIZIYAZI
TCG Tınaztepe tarafından magnetik banda kaydedilmiş telsiz konuşmalannın çözümleri
-Akın kontrol, Akın kontrol (Nad) 2 - 4
-Uçaksavar olma ihtimali var dikkat edilmesi- güneyı 1 mil.
- ...(Datça'Fatsa) güneyi bir mil anla-
dım.
- Buradan dağa çıkan bir şose var. An-
laşıldı mı?
- Anladım, anladım, anladım.
- Bu şosede tanklar tlerliyor. Tanklar
kamuflajlı. Gızleniyorlar ve Burgu 8'i
zor duruma sokuyorlar. Burası (albay)
sahasına giriyorlar Burgu 8 tarafından.
- bir şey söyleyecek mısin, gös-
terecek misin?
- Akın kontrol 24
-... 09hangi
- lOtane Gıme'de Burgu 8 ile
temas edıniz. Tamam. Temas edersenız
benim tarifime göre hareket edin ve Bur-
gu 8'e. Burgu 7'nin yeri.... tamam.
- Irmak, Irmak konuşan Akın. Devam
edin.
- Akın Irmak
- Anlaşılmadı. Tekrareder mısınız?
ile buluşturun. Burgu 7 ile temas edemi-
yorlar. Burgu 7'nın bana bir ...ati vardı.
Ona göre dinliyor musunuz^
- Anlaşıldı. Acele ihtiyacımız oldu.
Acele ihtiyacımız oldu Diğer
kanalda temas ediyorum.
-.... Anlaşıldı, anlaşıldı.
- Sağtaraf neresi?
- Mutabıkız.
- Akın Irmak
-Öncü921
- Akın Irmak, Akın kontrol Irmak
- Burası Irmak
- Ne oldu?
- Anlaşıldı, anlaşıldı.
- Burgu 8 şu anda Lefke'nin güneyin-
de iki mildeyiz. Lütfen hedef tarif edin.
- Irmak kontrol, Irmak kontrol lütfen
devam edin.
- Akın 2 dakıka.... 2 dakika
uzak.
- Aynca 921 Lefke'nin daha
var.
- Anlaşıldı. Bızle temas etmiyorlaron-
lar. Bizle temas etmıyorlaronlar. Sızle te-
mas için devamlı dınlemede kalıyorum
- Akın... burası Irmak. 921 "i Burgu 7
- Mutabıkız. Otelin denıze olan tarafın-
da iki tane bina var. Bu bınanın denız kı-
yısında olan.... bir damlı, geride olan ise
kırmızı çatılı.
- Mutabıkız. Şu anda üstünden geçtim.
-... Tank var. Onlann imhasını istiyo-
ruz.
- Anlaşıldı. Şimdi üstünden geçtim.
Onlann imhasını ıstıyorsunuz.
- Mutabıkız. Tekrar tarif ediyorum. Çı-
karma sahasının batısındaki büyük ote-
lin denız tarafındakı iki ev arasına gizlen-
mış, arkasına gizlenmiş 2 veya 4 adet
tank olabilir.
- Akın kontrol, Akın kontrol (Nacı) 2
4
- Uçaksavar olma ihtimali var. Uçak-
savar olma ihtimali var. Dikkat edilme-
si.
- Anlaşıldı. O iki bina tahrip edilecek-
tir. Akın kontrol malumat verilecek mi-
dir?
- Anlaşıldı.
-...86...
- ...tanklar
- 4 8 daha.
- Anlaşıldı. Şimdi ben o binalann yer-
lerini biliyorum. Gördüm de biraz önce.
-300.
- Alo devam edin.
- Benım atış yaptığım yere bilahare na-
palm atışı yapacağız.
- Mutabıkız. Deniz kenanna gizlen-
diklenni tahmin ediyorum. Anlaşıldı mı?
- Mutabıkız, mutabıkız. Deniz tarafın-
daki evin ile büyük otel arasında, büyük
otelin yan tarafında önde kır-
mızı
- Anlaşıldı.
- Tamam Akın kontrol tahrip edeceğiz
tamam.
- kontrolleri sayıyorum. Kara...
atış 225 10 derece zaviyeli ola-
ra
- Görü.... bınbaşım. Şimdi saate, saat
10.25 bir bina.
- Dikkat ediniz. Dalış ıstikametiniz do-
ğu-batı mı, batı-doğu mu?
- Anlaşıldı. Batııı-doğu batı ola-
rak...a
- Anlaşıldı. Doğu-batı atmanız müm-
kûn olur. Çünkü dost birliklerimiz var.
Batı-doğu kat ederseniz bize tesir edebi-
lir.
- Anlaşıldı. Bilahare gireceğiz.
- Anlaşıldı.
SÜRECEK
Emekli Deniz Kurmay Binbaşı Ozhan Bakkalbaşı anlatıyor
îsraillikahmtnankaptan
D
üşünce ve taktik olarak
çok güzel hazırlanmış
ve uygulanmıştır. Ama,
muhabere ve lojıstik
için aynı şeylen söyle-
yemeyeceğım. Çünkü
çok başansızdı ve kötü organize edıldı.
Tüm bırlikler bu yüzden çok zorluk çek-
ti. Normandiya'ya çıkılacağını Almanlar
bıliyordu. Yıllarca tahkıkat yapıldı.
Rumlar da Magosa'ya tahmin ediyorlar-
dı. Savaş riskle kazanılır. Bizim bazı
avantajlanmız vardı. Bıze verilen ıstihba-
rat bılgileri de çok yetersizdi.
-Negjbi?
En önemlisi, hava desteğı bize aitti.
Orada Yunanlılann hava gücü yoktu. Yu-
nanıstan'dan kalkıp gelmeleri söz konu-
su değildi. Ama yıne söylüyorum, Ma-
gosa'ya çıkılsaydı çok zayıat verirdik.
Yunan subaylan da çok iyi eğitim gör-
müş, NATO standartlannda yetişmış su-
baylardı. Bana göre zayıat "sıfir"dır
- Donanmamızın durumunu nasıl de-
ğerlendiriyorsunuz?
Donanma üç farklı görev e konuşlandr
1-Ileride olabilecek bir müdahaleye
karşı Karadeniz'e kaydınlacaktı. 2-Bü-
yük grup Ege'deydı. Bir Türk-Yunan sa-
vaşı bekleniyordu. 3-Bir grup savaş ge-
misı de Kıbns Özel Görev Kuvvetı'ne
aynldı. Sayıca ve sılah gücü olarak yeter-
liydi.
- Eksik olan bir husus yok muydu?
Hava üstünlüğü bizdeydi. Su üstü ku\ -
vetlerimız rahat hareket ediyordu. Ada.
kuzeybatı ve kuzeydoğudan ablukaya
alınmıştı tkj denizaltımız karakol yapı-
yordu. Tehlikeli saha ılan edıldi. Bu böl-
geye giren tüm gemilere ateş açılacaktı
B
ombayı yediğimizde bu
uçağın düşman uçağı
olduğunu düşündüm.
Daha sonra, denizde,
düşündüm. Her millette
kahraman vardır. Her ne kadar
bizim uçaklar oraya taarruz
ediyorsa da bu bize saldırmış
bir Yunan pilotu olabilirdi.
O geceyi denizde geçirdik.
Ertesi gün bir israil balıkçı
teknesine rastladık.
K O C A T E P E
NASJL BATIRILDI?
I*
K
aptanı ömrüm boyunca
unutamam. Bize çok iyi
davrandı. Yasak sahada
bulunmasına rağmen hayatını
riske atarak bir saatten fazla
denizde adam aradı. Bize savaşı hiç
sormadı, BBC'yi açtı, Yunanistan ile
şavaş olmadığını o zaman öğrendik.
İsrail'e gidip kaptanı görmeyi çok
isterdim, ama maddi olanak
bulamadım. Kaptan hiçbir zaman
unutulmayacak.
Oradaki güç mukayesesine göre gemi sa-
yımız yeterliydi, 4 muhrip. 2 refakat
muhnbı. karakol gemıleri vardı. Eksık
olan hususa gelince.. Eğer sav aş uzun sü-
recek olursa cephane ve yakıt nasıl sağ-
lanacaktı? Bu pek hesaplanmamıştı Her-
halde Mersin'e gidip gidip dönecektik
- Cephane ile ilgili bir sorum olacak. Ki-
mileri diyor ki: Cephane, çabuk atış ya-
pılabilsin diye er yatakhanesi dahil her
yere dağıtılmıştı. Kocatepe'nin bu kadar
çabuk batmasının asıl nedeni budur—
Bunu kim söylüyorsa hayatında hiç ge-
mi görmemiş demektır. Ya da art nıyetle
konuşuyor. Havuzun içinde buzdolabı
durursa er yatakhanesinde de cephane
durur. Cephaneler. cephane ambanndan
asansörle yukan taşınır. kavanca daire-
sınde yerlenne konur. Sonra atış ıçın emir
komuta zıncınnde hareket edilır. Asan-
sör anza bıle yapsa cephane yatakhane-
ye falan taşınmaz. Üstelik top ile yatak-
hane arasında fı/ıkı bağlantı da yok.
Böyle bir söz nıye söylenirdıye düşünü-
yorum da... Belki şöyle bir şey olmuş
olabilir: Birisi boş kovanlan görmüştür,
olayı da bilmedıği için bunu uydurmuş-
tur. Kovanlann denize düşmemesı gere-
kiyor. sorumlusu bu boş kovanlan teslim
ed'ıp yerine yenı cephane alacak.
- Savaşta bile mi?
Evet. Banş zamanında öyle olduğun-
dan belki ilk hava bombardımanından
sonra boş kovanlar bir köşeye konmuş
olabilir. Ama savaş halınde yanı bir su üs-
tü muharebesı ya da hava savunma sava-
şında bu kurala tabıi ki uyulabıleceği ka-
dar uyulur.
- fIk taarruz ne zaman oldu? O sırada
neredeydiniz?
Tum personel, savaş yerlerindeydı.
Uçaklanmız adaya gıdiyor, bombalayıp
geri dönüyordu. Ben. komutan (şımdı
Oramıral Göven Erkaya), çarkçıbaşı,
muhabere subayı köprüüstündeydik. Sa-
at 13.50'debırmesajalmıştık: "TürkHa-
va Kuvvederi'nin taarruzu başlamıştır,
bölgeye yaklaşmayın." Bız de bu neden-
le çok rahatız. Bu arada, akşamdan beri
bir Yunan konvoyu lafı gidip geliyor. Bi-
zim komutan, keşif uçaklanndan birisi-
nın pılotuna telsiz devresinden "İyiceal-
çalıp bak oğjum" dedı. Pilot. "Alçahyo-
rum_. Yükleri kamufle... Üstü örtüyle,
ağla örrülmüş... Taksi tipi otomobil var..
Ma\i bacalı birinin adını okuyorum: Li-
ne Messina..." diyor. Aslında bunun Yu-
nan gemısi olmadığını anlamıştık. Ko-
mutan yenıden pılota, "Öteki gruba bak
oğlum" dedı. "Benim silahımyok. Bu ne-
denle dalamıyorum." Pılotun yanıtı ay-
nen böyle oldu. Saat 15.05... Bir uçak
dalış yaptı. Ne olduğunu kavrayamadan
bombayı bıraktı. Atılan bomba 52 top adı
verilen kıçtakıne isabet ettı. Top başında-
ki personel paramparça oldu. Bir patla-
ma sesı ve ardından tarama sesi duyul-
du.
- Burada olan olaylan anılaruıızda yaz-
dığuua biliyorunı. Yayımlayacağınız için
sormuyorum. İlk taarruz kâç dakika sür-
dü?
Benim hesabıma göre 74 dakika.
-Türk uçaklan olduğunu anlamış mıy-
dınız?
Hayır. tkincı taarruza kadar Türk uçak-
lan olduğunu bilmiyorduk. Çünkü bi-
zimkilerkesın emre göre, Kıbns'taki he-
defleriyerlebirediyorlardı. Bombayı ye-
diğimizde bu uçağın düşman uçağı oldu-
ğunu düşündüm. Daha sonra, denizde.
düşündüm. Her millette kahraman vardır.
Her ne kadar bizim uçaklar oraya taarruz
ediyorsa da bu bir Yunan pilotu olabılir-
dı ve bize saldırmış olabilirdi.
- Türk uçağı olduğundan ne zaman
emin oldunuz?
Biz denızdeyken ikincı kez taarruz
edildigınde Türk uçaklan olduğunu an-
ladık. ilk sortıde Yunan fılosu kendisini
feda etmiş olabilir diye düşündük. Ama
ikincı taarruzda artık Türk uçaklan de-
dik.
Fakat hiç kimse bunu tartışmadı.
SÜRECEK i-~<r 3f,f-
ANKARA NOTLARI
MUSTAFA EKMEKÇI
Söz Meclis'ten Dışarı...
Milletvekili aylıklanna, ödeneklerine birzam söz ko-
nusu olduğunda, Patagonya(*) mılletvekilleri, parti ay-
nmı gözetmeksizın hemen anlaşırlarmış. Eskı millet-
vekillennden FethiÇelikbaş'lakonuşuyordum. Bana,
Ismet Paşa'nın bir sozunü söyledi. Paşa:
- Mebusun cakasına, parasına, suresine kanşılmaz!
dermiş.
1950 öncesinde, CHR mılletvekillerinin aylıklannı
arttırmak için gınşimlerde bulunduğu sırada, DP'lile-
rin de, çrt çıkarmadan uyumlu davranmalarını istiyor-
du. DP kuruculanndan Prof. Fuat Köprülü nün sözü
belleklerdeydi:
- Reyler kırmızı, paralar cebe!
1950'den sonra, bu kez Demokratlar, birzam yap-
tılar, Fethi Çelikbaş'a göre, bu sonra iptal edildı. Yılla-
nn politiacısı Fethı Çeîıkbaş anlatıyor:
- 1960'tan sonra da bir zam yaptılar, ama 1961
Anayasası'na bir madde koymuştuk; milletvekili ay-
lıklanna yapılacak zamlar, gelecek seçimden sonra
uygulanır, diye. Sonra, bütçe görüşmelerinde, öde-
nektere zam yaptılar. Ben, CHP Grup Başkan Veki-
li'ydim. Malatya milletvekili bihgeldı, dedı ki: "Benım
Ismet Paşa gıbi hisse senedim, gelırim, emlakim yok.
Mobilya aldım, parasını ödeyemiyorum". Ben, ismet
Paşa'yagittim: "Paşam, bu ödeneklerezammı gruba
getirmeyelim. Yasa çıksın, 50 kişilık CHP Partı Mecli-
si'nden karar çıkartır, Anayasa Mahkemesı'ne başvu-
rur, iptal ertıririz" dedim. "Doğru"karşılığını verdı, öy-
le yaptık, ödeneklere yapılan zammı aldırtmadık. Mil-
letvekillerınin para meselesındeki hassasiyetı hıçbır
noktada yoktur...
- Bir de erken seçıme kolay gıdemezler!
-Demokratlar, 1957'de, 1958'de yapılacak seçimi
biryılerkene aldılar. Seçim 1954'teyapılmıştı, biryıl
öne alındı. Zonguldak Milletvekili Avni Yurdabayrak
vardı;o, DP'denayrılıp CHP'yegeldı. Kendisıne, "Er-
ken seçım karan nasıl alındı" diye sordum. Karşılık ver-
dr "Srtkı Yırcalı çıktı (kürsüye), ekonomikdurum gün-
begun kotuye gıdiyor. 1958'de seçım yapılırsa, şan-
sımız daha azdır, 1957'de yaparsak avantajımız var-
dır; nası olsa hepimız gelırız. Esasen 1958'ın paralan
bizim hakkımızdır!"g/£>/ bir şeyler söyledi. Onun üze-
rine erken seçime karar verıldı. 1958'ın paralannı al-
dılar. 1960 ihtılali olmasaydı, o paralar gen alınamaz-
dı...
- Fethı Bey, Patagonya Meclısı'ni nasıl buluyorsu-
nuz?
- Bir felâket! Fevkalade üzücü. Ben Meclis'teyken
arkadaşlara devamlı derdım kı: "Bütçe görüşmelen sı-
rasında, butçe komısyonuna ıkı yıl devam edersenız,
bir fakülte bitırmiş gıbı olursunuz. Genel Kurul toplan-
tılanna katılırsanız iki fakulte. 'Ama, bakıyorum ben, te-
levizyon (uzgöreç) gosterıyor, hiç kimse devam etmi-
yori Felaket yanı, yazık yazık! Ama, hiç böyle olma-
mıştı. Ben, Meclıs'te vıcdan azabı çektığım ıçın 1991
seçımlerinde aday olmadım. Meclis'teyken gorür-
düm, milletvekili kulısten salona gınyor, oylamaya ka-
tılmak için, tereddut ediyor, elinı kaldınyor, ındinyor,
tekrar kaldınyor. Mılletvekillenne derdım kı: "Devam-
lı takip eden, guvendığıniz bir adama bakın, o ne ya-
parsa, oyle oy verın!" Çok yazık, hazın bir şey ama,
sorumluluk bence lıderlerde! Ismet Paşa, bir olayda
milletvekilleri toplantıya katılmamaya başlayınca, şöy-
le demişti: "Cesaretinız yoksa, ıstıfa edin, gidın! Ne de-
mek toplantıya katılmamak!.."
üderler ne durumda mı? Hasan Pulur, buna ılginç
bir örnek veriyor. Anayasa değışıkliklerinde "gızlı oy"u,
"açık oy"a çevırmek için girişımler vardı ya; o da yat-
tı. Ama, Hasan Pulur'a dert.olmuştu. Bu "gizli oy"u
anayasaya kim sokmuştu? Özal sokmuş! Eski ANAP
mılletvekıllernden ihsan Tombuş, bunun nedenıni
şöyle anlatmış:
"7 75. maddenin redaksıyonu için Özal'la bir top-
lantı yaptık. Üzerinde konuştuk, birmetin üzerinde an-
laştık... Arkadaşlar maddeyı yazarken ben Özal'a bu
değişiklığın, yani gizlı oyun gerekçesıni sordum. Özal,
gizli oy olursa, muhalefetten de bıze oy verecekler çı-
kabilir, dedı...
Ben de kendisıne şu karşılığı verdım:
- İyi ama tersi de olabilir, bızden de bazı arkadaşlar,
karşı oy kullanabılir?
Özal, durdu, düşündü, 'Haklısın ama, bir kere yap-
tık işte!' dedi.
İhsan Tombuş bunu ilk kez açıklamaktaydı. Ekledi:
- Ama bana göre Özal'ın maksadı başkaydı. Ev-
ren'd/. Evren'ın Cumhurbaşkanlığı süreşinın uzatılma-
sı konuşulmaya başlanmıştı, bunun için de anayasa
değişikliğı gerekiyordu. özal, açık oylamada grubu-
na hâkim olamayacağını, çeşitlı nedenlerle Evren 'e oy
verenler çıkabileceğını düşunüyordu, bunu önlemek
için açık oy yerine, gizlı oyu kabul ettirdi..." (Milliyet,
12 Temmuz 1995, Olaylar ve Insanlar, Hasan Pulur).
12 Eylül'ün başı Kenan Bey:
- Anayasa değişmeli, ama bunlar anayasayı değiş-
tıremezler! demiş.
12 Eylül'de dort partinın başkanı, bir sure ıçın dın-
lenceye gönderildiklennde, Süleyman Bey'le Bülent
Bey'ın şansına Hamzaköy, Hacıbaşbuğ'la, Sınop'ta
söylendiğine gore, Arap hâkımın oğlu diye bılinen
Necmettin Bey'e de Uzunada duşmüştu. Askerlik
yaptığımdan orayı azıcık bilıyordum. Erbakan'ı arayıp
"Geçmış olsun!" dedım. Erbakan şoyle dedı:
- Muhterem kardeşim, askerlen tanıyor musunuz?
Konuşuyor musunuz?
- Eh, konuştuklanmız var, ne vardı?
- Söyleyin onlara da, bizı çıkarsınlar buradan. Ken-
dilerine yardımcı olalım! (Demek Erbakan, o görevıni
yapıyor).
(*) Patagonya: Arjantin'in güneyinde, yüzölçümü
Türkıye'ye yakın, çalılık, kurak bir yer.
BULMACA SEDAT YAŞAYAN
1 2 3 4 5 6 7 8
SOLDAN SAĞA:
1/ Kuş ürermeye
yarar kafeslı yer 1
2/Birbağlaç...Ba- „
bil ınancında gü- ^
neştannsı. 3/ttal- 3
ya'nın en uzun ır-
mağı... Yağı alın- ^
dıktan sonra zeytı- 5
nm kalan posası.
4/ Bır şeyın yere 6
bakanyanı... Kay- j
nağı mitolojık
çağlara uzanan kı- 8
rişlıçalgı5/Apan- „
sız... Uyanık, gö-
zü açık. 6/ Kanşık renklı...
Çimentoylayapılan kalın su
borusu. II Ünlü bır Mısır fı-
ravunu... Kenar süsü. 8/ Bır
dının öğrenılmesı gereken
inançlannın ve tapınma ku-
rallannın tümü... Dünyaede-
bıyatçılannı bır araya getır-
meyi amaçlayan kuruluşun
sımgesi. 9/ Halattellennden
saç gıbi örülmüş ip.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Gemı demırı. . Yurdumuzda bır ırmak. 2/ Lluslararası
Çalışma Örgütü'nün sımgesi.. İlgı. 3/ Demırın sımgesi...
Kapıtal. 4/ Süs ıçın yapılmış gıyü kıvnmı... Gümüş. 5/
Denk. müsavı... Son derece kavgacı olan gözde bır akvar-
yum balığı. 61 "Ol kadar — koştular ki âsiyâb-ı devlete /
Çığnemekten bırbınn dolab-ı dev let dönmüyor" (Neyzen
Tevfık).. Bezek. 7/Nişastayı parçalayarak şekere çeviren
bırenzım... Platinın sımgesi. 8/ Bır alay ışaretı... Lımon-
hık .9/EskKjıhteşıirler... Erkek ördek.