04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 23 TEMMUZ 1995 PA2AR 12 DIZIYAZI TCG Tınaztepe tarafından magnetik banda kaydedilmiş telsiz konuşmalannın çözümleri -Akın kontrol, Akın kontrol (Nad) 2 - 4 -Uçaksavar olma ihtimali var dikkat edilmesi- güneyı 1 mil. - ...(Datça'Fatsa) güneyi bir mil anla- dım. - Buradan dağa çıkan bir şose var. An- laşıldı mı? - Anladım, anladım, anladım. - Bu şosede tanklar tlerliyor. Tanklar kamuflajlı. Gızleniyorlar ve Burgu 8'i zor duruma sokuyorlar. Burası (albay) sahasına giriyorlar Burgu 8 tarafından. - bir şey söyleyecek mısin, gös- terecek misin? - Akın kontrol 24 -... 09hangi - lOtane Gıme'de Burgu 8 ile temas edıniz. Tamam. Temas edersenız benim tarifime göre hareket edin ve Bur- gu 8'e. Burgu 7'nin yeri.... tamam. - Irmak, Irmak konuşan Akın. Devam edin. - Akın Irmak - Anlaşılmadı. Tekrareder mısınız? ile buluşturun. Burgu 7 ile temas edemi- yorlar. Burgu 7'nın bana bir ...ati vardı. Ona göre dinliyor musunuz^ - Anlaşıldı. Acele ihtiyacımız oldu. Acele ihtiyacımız oldu Diğer kanalda temas ediyorum. -.... Anlaşıldı, anlaşıldı. - Sağtaraf neresi? - Mutabıkız. - Akın Irmak -Öncü921 - Akın Irmak, Akın kontrol Irmak - Burası Irmak - Ne oldu? - Anlaşıldı, anlaşıldı. - Burgu 8 şu anda Lefke'nin güneyin- de iki mildeyiz. Lütfen hedef tarif edin. - Irmak kontrol, Irmak kontrol lütfen devam edin. - Akın 2 dakıka.... 2 dakika uzak. - Aynca 921 Lefke'nin daha var. - Anlaşıldı. Bızle temas etmiyorlaron- lar. Bizle temas etmıyorlaronlar. Sızle te- mas için devamlı dınlemede kalıyorum - Akın... burası Irmak. 921 "i Burgu 7 - Mutabıkız. Otelin denıze olan tarafın- da iki tane bina var. Bu bınanın denız kı- yısında olan.... bir damlı, geride olan ise kırmızı çatılı. - Mutabıkız. Şu anda üstünden geçtim. -... Tank var. Onlann imhasını istiyo- ruz. - Anlaşıldı. Şimdi üstünden geçtim. Onlann imhasını ıstıyorsunuz. - Mutabıkız. Tekrar tarif ediyorum. Çı- karma sahasının batısındaki büyük ote- lin denız tarafındakı iki ev arasına gizlen- mış, arkasına gizlenmiş 2 veya 4 adet tank olabilir. - Akın kontrol, Akın kontrol (Nacı) 2 4 - Uçaksavar olma ihtimali var. Uçak- savar olma ihtimali var. Dikkat edilme- si. - Anlaşıldı. O iki bina tahrip edilecek- tir. Akın kontrol malumat verilecek mi- dir? - Anlaşıldı. -...86... - ...tanklar - 4 8 daha. - Anlaşıldı. Şimdi ben o binalann yer- lerini biliyorum. Gördüm de biraz önce. -300. - Alo devam edin. - Benım atış yaptığım yere bilahare na- palm atışı yapacağız. - Mutabıkız. Deniz kenanna gizlen- diklenni tahmin ediyorum. Anlaşıldı mı? - Mutabıkız, mutabıkız. Deniz tarafın- daki evin ile büyük otel arasında, büyük otelin yan tarafında önde kır- mızı - Anlaşıldı. - Tamam Akın kontrol tahrip edeceğiz tamam. - kontrolleri sayıyorum. Kara... atış 225 10 derece zaviyeli ola- ra - Görü.... bınbaşım. Şimdi saate, saat 10.25 bir bina. - Dikkat ediniz. Dalış ıstikametiniz do- ğu-batı mı, batı-doğu mu? - Anlaşıldı. Batııı-doğu batı ola- rak...a - Anlaşıldı. Doğu-batı atmanız müm- kûn olur. Çünkü dost birliklerimiz var. Batı-doğu kat ederseniz bize tesir edebi- lir. - Anlaşıldı. Bilahare gireceğiz. - Anlaşıldı. SÜRECEK Emekli Deniz Kurmay Binbaşı Ozhan Bakkalbaşı anlatıyor îsraillikahmtnankaptan D üşünce ve taktik olarak çok güzel hazırlanmış ve uygulanmıştır. Ama, muhabere ve lojıstik için aynı şeylen söyle- yemeyeceğım. Çünkü çok başansızdı ve kötü organize edıldı. Tüm bırlikler bu yüzden çok zorluk çek- ti. Normandiya'ya çıkılacağını Almanlar bıliyordu. Yıllarca tahkıkat yapıldı. Rumlar da Magosa'ya tahmin ediyorlar- dı. Savaş riskle kazanılır. Bizim bazı avantajlanmız vardı. Bıze verilen ıstihba- rat bılgileri de çok yetersizdi. -Negjbi? En önemlisi, hava desteğı bize aitti. Orada Yunanlılann hava gücü yoktu. Yu- nanıstan'dan kalkıp gelmeleri söz konu- su değildi. Ama yıne söylüyorum, Ma- gosa'ya çıkılsaydı çok zayıat verirdik. Yunan subaylan da çok iyi eğitim gör- müş, NATO standartlannda yetişmış su- baylardı. Bana göre zayıat "sıfir"dır - Donanmamızın durumunu nasıl de- ğerlendiriyorsunuz? Donanma üç farklı görev e konuşlandr 1-Ileride olabilecek bir müdahaleye karşı Karadeniz'e kaydınlacaktı. 2-Bü- yük grup Ege'deydı. Bir Türk-Yunan sa- vaşı bekleniyordu. 3-Bir grup savaş ge- misı de Kıbns Özel Görev Kuvvetı'ne aynldı. Sayıca ve sılah gücü olarak yeter- liydi. - Eksik olan bir husus yok muydu? Hava üstünlüğü bizdeydi. Su üstü ku\ - vetlerimız rahat hareket ediyordu. Ada. kuzeybatı ve kuzeydoğudan ablukaya alınmıştı tkj denizaltımız karakol yapı- yordu. Tehlikeli saha ılan edıldi. Bu böl- geye giren tüm gemilere ateş açılacaktı B ombayı yediğimizde bu uçağın düşman uçağı olduğunu düşündüm. Daha sonra, denizde, düşündüm. Her millette kahraman vardır. Her ne kadar bizim uçaklar oraya taarruz ediyorsa da bu bize saldırmış bir Yunan pilotu olabilirdi. O geceyi denizde geçirdik. Ertesi gün bir israil balıkçı teknesine rastladık. K O C A T E P E NASJL BATIRILDI? I* K aptanı ömrüm boyunca unutamam. Bize çok iyi davrandı. Yasak sahada bulunmasına rağmen hayatını riske atarak bir saatten fazla denizde adam aradı. Bize savaşı hiç sormadı, BBC'yi açtı, Yunanistan ile şavaş olmadığını o zaman öğrendik. İsrail'e gidip kaptanı görmeyi çok isterdim, ama maddi olanak bulamadım. Kaptan hiçbir zaman unutulmayacak. Oradaki güç mukayesesine göre gemi sa- yımız yeterliydi, 4 muhrip. 2 refakat muhnbı. karakol gemıleri vardı. Eksık olan hususa gelince.. Eğer sav aş uzun sü- recek olursa cephane ve yakıt nasıl sağ- lanacaktı? Bu pek hesaplanmamıştı Her- halde Mersin'e gidip gidip dönecektik - Cephane ile ilgili bir sorum olacak. Ki- mileri diyor ki: Cephane, çabuk atış ya- pılabilsin diye er yatakhanesi dahil her yere dağıtılmıştı. Kocatepe'nin bu kadar çabuk batmasının asıl nedeni budur— Bunu kim söylüyorsa hayatında hiç ge- mi görmemiş demektır. Ya da art nıyetle konuşuyor. Havuzun içinde buzdolabı durursa er yatakhanesinde de cephane durur. Cephaneler. cephane ambanndan asansörle yukan taşınır. kavanca daire- sınde yerlenne konur. Sonra atış ıçın emir komuta zıncınnde hareket edilır. Asan- sör anza bıle yapsa cephane yatakhane- ye falan taşınmaz. Üstelik top ile yatak- hane arasında fı/ıkı bağlantı da yok. Böyle bir söz nıye söylenirdıye düşünü- yorum da... Belki şöyle bir şey olmuş olabilir: Birisi boş kovanlan görmüştür, olayı da bilmedıği için bunu uydurmuş- tur. Kovanlann denize düşmemesı gere- kiyor. sorumlusu bu boş kovanlan teslim ed'ıp yerine yenı cephane alacak. - Savaşta bile mi? Evet. Banş zamanında öyle olduğun- dan belki ilk hava bombardımanından sonra boş kovanlar bir köşeye konmuş olabilir. Ama savaş halınde yanı bir su üs- tü muharebesı ya da hava savunma sava- şında bu kurala tabıi ki uyulabıleceği ka- dar uyulur. - fIk taarruz ne zaman oldu? O sırada neredeydiniz? Tum personel, savaş yerlerindeydı. Uçaklanmız adaya gıdiyor, bombalayıp geri dönüyordu. Ben. komutan (şımdı Oramıral Göven Erkaya), çarkçıbaşı, muhabere subayı köprüüstündeydik. Sa- at 13.50'debırmesajalmıştık: "TürkHa- va Kuvvederi'nin taarruzu başlamıştır, bölgeye yaklaşmayın." Bız de bu neden- le çok rahatız. Bu arada, akşamdan beri bir Yunan konvoyu lafı gidip geliyor. Bi- zim komutan, keşif uçaklanndan birisi- nın pılotuna telsiz devresinden "İyiceal- çalıp bak oğjum" dedı. Pilot. "Alçahyo- rum_. Yükleri kamufle... Üstü örtüyle, ağla örrülmüş... Taksi tipi otomobil var.. Ma\i bacalı birinin adını okuyorum: Li- ne Messina..." diyor. Aslında bunun Yu- nan gemısi olmadığını anlamıştık. Ko- mutan yenıden pılota, "Öteki gruba bak oğlum" dedı. "Benim silahımyok. Bu ne- denle dalamıyorum." Pılotun yanıtı ay- nen böyle oldu. Saat 15.05... Bir uçak dalış yaptı. Ne olduğunu kavrayamadan bombayı bıraktı. Atılan bomba 52 top adı verilen kıçtakıne isabet ettı. Top başında- ki personel paramparça oldu. Bir patla- ma sesı ve ardından tarama sesi duyul- du. - Burada olan olaylan anılaruıızda yaz- dığuua biliyorunı. Yayımlayacağınız için sormuyorum. İlk taarruz kâç dakika sür- dü? Benim hesabıma göre 74 dakika. -Türk uçaklan olduğunu anlamış mıy- dınız? Hayır. tkincı taarruza kadar Türk uçak- lan olduğunu bilmiyorduk. Çünkü bi- zimkilerkesın emre göre, Kıbns'taki he- defleriyerlebirediyorlardı. Bombayı ye- diğimizde bu uçağın düşman uçağı oldu- ğunu düşündüm. Daha sonra, denizde. düşündüm. Her millette kahraman vardır. Her ne kadar bizim uçaklar oraya taarruz ediyorsa da bu bir Yunan pilotu olabılir- dı ve bize saldırmış olabilirdi. - Türk uçağı olduğundan ne zaman emin oldunuz? Biz denızdeyken ikincı kez taarruz edildigınde Türk uçaklan olduğunu an- ladık. ilk sortıde Yunan fılosu kendisini feda etmiş olabilir diye düşündük. Ama ikincı taarruzda artık Türk uçaklan de- dik. Fakat hiç kimse bunu tartışmadı. SÜRECEK i-~<r 3f,f- ANKARA NOTLARI MUSTAFA EKMEKÇI Söz Meclis'ten Dışarı... Milletvekili aylıklanna, ödeneklerine birzam söz ko- nusu olduğunda, Patagonya(*) mılletvekilleri, parti ay- nmı gözetmeksizın hemen anlaşırlarmış. Eskı millet- vekillennden FethiÇelikbaş'lakonuşuyordum. Bana, Ismet Paşa'nın bir sozunü söyledi. Paşa: - Mebusun cakasına, parasına, suresine kanşılmaz! dermiş. 1950 öncesinde, CHR mılletvekillerinin aylıklannı arttırmak için gınşimlerde bulunduğu sırada, DP'lile- rin de, çrt çıkarmadan uyumlu davranmalarını istiyor- du. DP kuruculanndan Prof. Fuat Köprülü nün sözü belleklerdeydi: - Reyler kırmızı, paralar cebe! 1950'den sonra, bu kez Demokratlar, birzam yap- tılar, Fethi Çelikbaş'a göre, bu sonra iptal edildı. Yılla- nn politiacısı Fethı Çeîıkbaş anlatıyor: - 1960'tan sonra da bir zam yaptılar, ama 1961 Anayasası'na bir madde koymuştuk; milletvekili ay- lıklanna yapılacak zamlar, gelecek seçimden sonra uygulanır, diye. Sonra, bütçe görüşmelerinde, öde- nektere zam yaptılar. Ben, CHP Grup Başkan Veki- li'ydim. Malatya milletvekili bihgeldı, dedı ki: "Benım Ismet Paşa gıbi hisse senedim, gelırim, emlakim yok. Mobilya aldım, parasını ödeyemiyorum". Ben, ismet Paşa'yagittim: "Paşam, bu ödeneklerezammı gruba getirmeyelim. Yasa çıksın, 50 kişilık CHP Partı Mecli- si'nden karar çıkartır, Anayasa Mahkemesı'ne başvu- rur, iptal ertıririz" dedim. "Doğru"karşılığını verdı, öy- le yaptık, ödeneklere yapılan zammı aldırtmadık. Mil- letvekillerınin para meselesındeki hassasiyetı hıçbır noktada yoktur... - Bir de erken seçıme kolay gıdemezler! -Demokratlar, 1957'de, 1958'de yapılacak seçimi biryılerkene aldılar. Seçim 1954'teyapılmıştı, biryıl öne alındı. Zonguldak Milletvekili Avni Yurdabayrak vardı;o, DP'denayrılıp CHP'yegeldı. Kendisıne, "Er- ken seçım karan nasıl alındı" diye sordum. Karşılık ver- dr "Srtkı Yırcalı çıktı (kürsüye), ekonomikdurum gün- begun kotuye gıdiyor. 1958'de seçım yapılırsa, şan- sımız daha azdır, 1957'de yaparsak avantajımız var- dır; nası olsa hepimız gelırız. Esasen 1958'ın paralan bizim hakkımızdır!"g/£>/ bir şeyler söyledi. Onun üze- rine erken seçime karar verıldı. 1958'ın paralannı al- dılar. 1960 ihtılali olmasaydı, o paralar gen alınamaz- dı... - Fethı Bey, Patagonya Meclısı'ni nasıl buluyorsu- nuz? - Bir felâket! Fevkalade üzücü. Ben Meclis'teyken arkadaşlara devamlı derdım kı: "Bütçe görüşmelen sı- rasında, butçe komısyonuna ıkı yıl devam edersenız, bir fakülte bitırmiş gıbı olursunuz. Genel Kurul toplan- tılanna katılırsanız iki fakulte. 'Ama, bakıyorum ben, te- levizyon (uzgöreç) gosterıyor, hiç kimse devam etmi- yori Felaket yanı, yazık yazık! Ama, hiç böyle olma- mıştı. Ben, Meclıs'te vıcdan azabı çektığım ıçın 1991 seçımlerinde aday olmadım. Meclis'teyken gorür- düm, milletvekili kulısten salona gınyor, oylamaya ka- tılmak için, tereddut ediyor, elinı kaldınyor, ındinyor, tekrar kaldınyor. Mılletvekillenne derdım kı: "Devam- lı takip eden, guvendığıniz bir adama bakın, o ne ya- parsa, oyle oy verın!" Çok yazık, hazın bir şey ama, sorumluluk bence lıderlerde! Ismet Paşa, bir olayda milletvekilleri toplantıya katılmamaya başlayınca, şöy- le demişti: "Cesaretinız yoksa, ıstıfa edin, gidın! Ne de- mek toplantıya katılmamak!.." üderler ne durumda mı? Hasan Pulur, buna ılginç bir örnek veriyor. Anayasa değışıkliklerinde "gızlı oy"u, "açık oy"a çevırmek için girişımler vardı ya; o da yat- tı. Ama, Hasan Pulur'a dert.olmuştu. Bu "gizli oy"u anayasaya kim sokmuştu? Özal sokmuş! Eski ANAP mılletvekıllernden ihsan Tombuş, bunun nedenıni şöyle anlatmış: "7 75. maddenin redaksıyonu için Özal'la bir top- lantı yaptık. Üzerinde konuştuk, birmetin üzerinde an- laştık... Arkadaşlar maddeyı yazarken ben Özal'a bu değişiklığın, yani gizlı oyun gerekçesıni sordum. Özal, gizli oy olursa, muhalefetten de bıze oy verecekler çı- kabilir, dedı... Ben de kendisıne şu karşılığı verdım: - İyi ama tersi de olabilir, bızden de bazı arkadaşlar, karşı oy kullanabılir? Özal, durdu, düşündü, 'Haklısın ama, bir kere yap- tık işte!' dedi. İhsan Tombuş bunu ilk kez açıklamaktaydı. Ekledi: - Ama bana göre Özal'ın maksadı başkaydı. Ev- ren'd/. Evren'ın Cumhurbaşkanlığı süreşinın uzatılma- sı konuşulmaya başlanmıştı, bunun için de anayasa değişikliğı gerekiyordu. özal, açık oylamada grubu- na hâkim olamayacağını, çeşitlı nedenlerle Evren 'e oy verenler çıkabileceğını düşunüyordu, bunu önlemek için açık oy yerine, gizlı oyu kabul ettirdi..." (Milliyet, 12 Temmuz 1995, Olaylar ve Insanlar, Hasan Pulur). 12 Eylül'ün başı Kenan Bey: - Anayasa değişmeli, ama bunlar anayasayı değiş- tıremezler! demiş. 12 Eylül'de dort partinın başkanı, bir sure ıçın dın- lenceye gönderildiklennde, Süleyman Bey'le Bülent Bey'ın şansına Hamzaköy, Hacıbaşbuğ'la, Sınop'ta söylendiğine gore, Arap hâkımın oğlu diye bılinen Necmettin Bey'e de Uzunada duşmüştu. Askerlik yaptığımdan orayı azıcık bilıyordum. Erbakan'ı arayıp "Geçmış olsun!" dedım. Erbakan şoyle dedı: - Muhterem kardeşim, askerlen tanıyor musunuz? Konuşuyor musunuz? - Eh, konuştuklanmız var, ne vardı? - Söyleyin onlara da, bizı çıkarsınlar buradan. Ken- dilerine yardımcı olalım! (Demek Erbakan, o görevıni yapıyor). (*) Patagonya: Arjantin'in güneyinde, yüzölçümü Türkıye'ye yakın, çalılık, kurak bir yer. BULMACA SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 4 5 6 7 8 SOLDAN SAĞA: 1/ Kuş ürermeye yarar kafeslı yer 1 2/Birbağlaç...Ba- „ bil ınancında gü- ^ neştannsı. 3/ttal- 3 ya'nın en uzun ır- mağı... Yağı alın- ^ dıktan sonra zeytı- 5 nm kalan posası. 4/ Bır şeyın yere 6 bakanyanı... Kay- j nağı mitolojık çağlara uzanan kı- 8 rişlıçalgı5/Apan- „ sız... Uyanık, gö- zü açık. 6/ Kanşık renklı... Çimentoylayapılan kalın su borusu. II Ünlü bır Mısır fı- ravunu... Kenar süsü. 8/ Bır dının öğrenılmesı gereken inançlannın ve tapınma ku- rallannın tümü... Dünyaede- bıyatçılannı bır araya getır- meyi amaçlayan kuruluşun sımgesi. 9/ Halattellennden saç gıbi örülmüş ip. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Gemı demırı. . Yurdumuzda bır ırmak. 2/ Lluslararası Çalışma Örgütü'nün sımgesi.. İlgı. 3/ Demırın sımgesi... Kapıtal. 4/ Süs ıçın yapılmış gıyü kıvnmı... Gümüş. 5/ Denk. müsavı... Son derece kavgacı olan gözde bır akvar- yum balığı. 61 "Ol kadar — koştular ki âsiyâb-ı devlete / Çığnemekten bırbınn dolab-ı dev let dönmüyor" (Neyzen Tevfık).. Bezek. 7/Nişastayı parçalayarak şekere çeviren bırenzım... Platinın sımgesi. 8/ Bır alay ışaretı... Lımon- hık .9/EskKjıhteşıirler... Erkek ördek.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle