03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 23 TEMMUZ 1995 PAZAR 10 PAZAR YAZILARI Çıplak krallann sadık köleleri M0SK0VA HAKAN AKSAY Kjzmayın dıktatörlere. Aslında o kadar da korkunç değıldirler. Hatta zavallıdırlarkendı başlanna kaldıklannda. Asıl korkulması gereken onlan diktatör yapanlardır. yağcılardır, uşaklardır, kraldan çok kralcılardır. Burada bır televizyon kanalındakı "kuklalar"adiı mizah prog'ramı hakkında "devlet büyükleriyle alay etmekten" ağır ceza davası açıldı Yer yerinden oynadı. Demek Çarlık Rusyası'ndan \e Sovyet döneminden bu yana hıçbir şey değişmemiştı; devlet. kendisıne gülenı içeri tıkmaya eskisı kadar istekliydi. Böylebiremri nasıl verir diye gözler Kremlin'e çevrildi. Tam o sırada Rusya Başsavcılıgı görevine yüzyıllardır \ekalet eden Hollyvvood artistı kılıklı delikanlı, cansiperane bır şekilde ortaya çıktı. "Hayır, kimsedcn emir almadım; devlet büvüklerimizi küçük düşürenJerden hesap sorma flkrine tek başıma ulaşüm; çünkii onlann namusu bizim namusumuzdur" gibi laflar etti. Güzel ve coşkulu konuşmalar yaptı. Benden ve pek çok kışıden "bravow aldı. (Aşağılık tavırlar da şık bır tarzda savunulabılir. Böyle durumlarda tavır sahiplerinden kutlamayı esirgememek gerekır.) Asıl tehlıkenin kraldan çok kralcılardan geldıği düşüncesini bir kez daha anımsadım. Başka şeyler de geldi aklıma. Orneğin ilkokulda "öğrenmenim, sizi taklit edivorlar" diyerek arkadaşlannı ele veren sümüklü çocuklar. Bindiği taksinin şoforüne yağ çekmek içın onun yerine sagdan soldan geçen arabalara kızıyormuş gibi yapan müşteriler. Askerle ve polisle konuşurken kendisi gıbı savunmasız insanlan "Bunlar sizin değerinizi bilmez efendim!"gibi vıcık vıcık laflarla feda eden kişiler. Kendilerine dayak atan kocalannı başkalan önünde koruyan "namus timsali" kadınlar Devlet yönetıcılerinı. parti liderlerini her ne pahasına olursa olsun korumayı görev bilmiş yardakçılar. particiler, danışmanlar, hukukçular, gazetecıler. Avrupalı kadın parlamenterlere hakaret eden erkek bakanın tekzip etmediği sözcükle ılgilı olarak "Yok canım, ben onu tanınm. kesinlikle söylememiştir" türünden iğrenç savunmalar yapanlar Hatta "Dediyse bile başka bir şey kastetmiştir" dıyen aptallar. Dün vebugün Washington'a, Moskova'ya. Pekin'eve başka kentlere toz kondurmama yemini etmiş, bu uğurda işkalleri ve ışkenceleri bile savunan çifte standart kölelen. Bağlı olduğu ideolojik, polıtık. dinı görüşler uğruna dünyayı yakmaya hazır olan potansiyel canavarlar. Tuttuğu sportakıminı bir yeryüzü tannsı haline getiren zavallı fanatik taraftarlar. Adalet duygusunun öniine akrabalıklan. arkadaşlıklan ve aşkJan koyan herkes... Bu dünyadakj zulüm, kraldan çok kralcılann esendir. Çünkü aslında ortaklıkta çınlçıplak dolaşan krallan, kralcılann baskısı ve korkusuyla olağan karşılar ınsanlar. Ve bir gün birisi çıkıp da "kral çıplak!" dıye haykırdığı zaman asıl kaybedecek olan onlardır. Göstennelik konferanslarGorazde'de 196 Ingiliz banşgücü askeri olmasaydı acaba Ingıltere büyük bır tantana ile "Arük bu işe bir son vereüm" der mıydı? Asla. Şımdiye kadar banşgücünden 50 Fransız asken öldü İngilizlenn kılı kıpırdamadı. Umurlannda olmadı. Olmaz. Çünkü tngilız dilinın en pratik deyimlerinden bindir: "Senin sonınun, benim değfl." Bencıllığın temel ılkesidir bu. "Bana ne? Derdim mi?" Ne zaman bir Balkan rezılliğı çıksa. tngılizlerde bırbanş konferansı merakı başlar. Bu, onlarda genetik bır tutku. Konferans işe yarar mı. yaramaz mı. acaba daha yararlı başka bir seçenek var mı dıye düşünmezler. llk akıllanna gelen. konferans toplamak. Bu tabıı. "başkalarmın" sorunlan için böyle. Kendı sorunlan oldu mu ele silahı alıp hop diye gidip işlerini hallederler. Kıtabına uydurarak. Eh bu kadan da düvel-ı muazzama mırascısı olmanın ayncalığı. Balkan rezılliği için Londra'da geçen gün toplanan konferans, tarihteki üçüncüsüydü. Evvel zaman içınde orası burası kırpılıp duran, boyası badanası dökülmüş, şurası burası çöküp duran. yıkıldı yıkılacak bir devlet varmış. Ona Hasta Adam derlermiş. Kansermış ama bir türlü de ölmezmiş. Hem zaten ölmesinmış. Çünkü çok yüklü bir miras bırakacakmış. Mirascılan arasında olmadık kavgalar çıkacakmış. Gel zaman gıt zaman. bu hasta adamın komşulan serpilip dayılanma yaşına gelince ış olacağına varmış. Ve hasta adamın kanserinı daha azdırmak için ona saldırmaya karar veımişler. Düvel-i muazzama, kenara çekilıp izlemış çıkan savaşı. Balkan koalisyonu gelip taa Lüleburgaz'a dayanmış. Ha gayret. Istanbul'a varacaklar. Düvel-ı muazzama bakmış ki iş ciddi. Hasta gitti mi gıder Mıras kavgası çıkar. Aman demiş, Londra"da bır konferans toplayalım. Bu ışi banşçt yollardan LONDRA EDİP EMÎL ÖYMEN çözelim. O güne kadar sanki banş varmış gibi. 16 Aralık 1912'de toplanmış konferans. Havanda su dövülmüş. Çünkü olan olmuş biten bitmiş. O kadar bitmiş ki, Osmanlı hükümeti, Türk heyetine yolladığı mesajda, özetle şöyle demiş- "Edirne'den vazgecemeyiz. Boğazlar sorunuyla ilgili iilkeler İngiltere ve Avusturya da umanz böyle düşünür. Edirne, Boğazlara karşı karadan yapıtacak saldınlara karşı bir duvardır." Yanı Balkanlan kaybettik ban Edirne elimizde kalsın yalvarmalan. Hem üstelik Boğazlan korumaya da yarar. Avrupa'ya yararlı oluruz. Londra Konferansı hiç bir şeye yaramamış. Zaten yaramazmış Dostlar alışvenşte görsün diye yapılmışmış. Balkan koalisyonu cart diye Çatalca'ya varmış. Edirne bile elden gitmiş. Selimıye Camii'nin içıne girip aval aval kubbeye bakan Bulgar askerlerinin, açlıktan ağaç kabuklannı kemiren Türk subaylannın gravürleri tarih kitaplanndadır. İlgilenen, bugüne şükretmek istiyorsa açıp batar. Hasta Adam son bır gayretle atılıp Edime'yi kurtarabilmiş. Zaten Meriç'den öteye de adım atacak hali kalmamış. Londra Konferansı, Balkanlann elden gitmesindeki mühürlerden biri olmuş böylece. İkinci Londra Konferansı da yine benzer bir keşmekeş için 1992'de tam bu hafta toplandı. Bosna'nın kader konferansı olacaktı. Sözümona derhal ateşkes sağlanacak, etnık temizlik durdurulacak. tutsak kamplan boşaltılacak, Bosna'nın sınırlanna saygı göstenlecektı. Konferans, Londralı otelcilere lokantacılara çok yararlı oldu! Ve geldik şımdı 196 Ingıliz askerine. Kaç yüzbınlerce kişinin mülteci olması. kaç onbinlercesinin boğazlanması, yüzyıllara dayalı bir nüfus ve kültür yapısının sılinip gitmesı, üstü örtülemeyecek bir diploması beceriksizligi, pasiflik, "Bu onlann sorunuculuk". "Bırakın kendi aralannda vuruşsunlar, nasıl oba bıkarlarcüık_." Ama 196 Ingıliz askenne bir şey olmasın diye Üçüncü Londra Konferansı toplandı. Şimdi Gorazde'ye doğru Acil Müdahale Gücü'nün Hollanda bırlikleri ilerliyor. Sırplar bir hamle yapsın diye Amerikan uçaklan beklıyor. Eh ne de olsa 196 lngıliz askeri, elbette 50 Fransız askerinden de. kaç yüzbınlerce Boşnaktan da değerli. O/»n tabakasının ddinmesinden sonnı dünjamuı giderekdaha fazla tehdit eden aşın sıcaklardan i s p a n j 0 | halkı da muzdarip. Cölgede 40 derecenini üstüne çıkan sıcaklar nedeniyle İspanyollar gördükleri tüm su birikntilerinde serinlemeye çalışıyorlar. 44 dereceyle ülkenini en sıcak bölgelerinden biri olan Sevilla'da da bu üç adam aşın sıcaktan bunalarak parktaki küçük havuza girmişler. Yetkililer sıcaklar nedeniy le çoğunluğu yaşlı olan 11 kişinin öldüğünü belirtnorlar. ¥ „ l 1 •• Tenlerdeki yangın kalplere sıçradı KOPENHAC FERRUH YILMAZ Geçen >ıl yıne tam bugünlerde caz festıvalını anlatırken "Dani- marka'da yangın var. Tenlerdeki yangın kalplere açradı" dıye yaz- mışım. Geyıkmuhabbetlen ûzenne geyık muhabbetı yapmışım. "Akıl baştan gitti ipin ucu kaçtı"üevıp ipın ucunu kaçırmışım. Ipın ucu kaçmış, akıl baştan gıt- mış bir kere. Öyleyse aynı mınval- de devam edelım. Yaz sıcaklarının erkek milletinın hıs vedürtülen uzenndekı etkilenn- den (göz süzüşlere. çıceklı elbıse- lenn saklayamadığı dantellı ıç ça- maşırlara ve endamlara bakılacak olursa kadınlar uzenndekı etkısı de aynı) anlık heyecan ıhtimallennı. rölantıde geçen hayatın hoş hafiflı- gmden. pazar yazısı yazmak mec- burıyetının dayanılmaz ağırlıgın- dan bahsedelım. Kürt meselesını. insan haklan ıh- lallennı, 8. maddeyı, şenatdüşkün- lerını. TansuÇUler'ı, Avrupa'yı ka- sıp kavuran ırkçılığı, Danımar- ka'nın Iran'a peynır ıhracatı mese- lelennı yok sayalım. En azından benım bu yazıyı yaz- dıgım, sızın de okudugunuz süre içınde böyle yapalım. Emnıyet su- babını açalım. ıç basıncımızı azal- talım Varolmanın kışıye daır yan- lanndan konuşalım. Zaten yaz ay- lannda Bodrum, Marmans. Kaş gı- bı gercekdışı mekanlara kaçarak. hayal kahvelennde hülyalar kura- rak, gazetelerın pazaryazılan ve ta- til köşelennı okuyarak öyle yapmı- yor muyuz? Ama varolmanın kışiye dair yan- lanndan bahsederken bazı gazetele- nn kendı sübjektıf ahlaki ve estetık kriterlennı varolmanın tek ve mut- lak bıçımı gıbı sunmakta beıs gör- meyen. ehemnıyetı kendinden men- kul köşe yazarlan gibi yapmayalım. Şimdı sız benım Caz Festıvalı muhabettı yaptığım. festıvalin kışi- ye daır yanlanndan söz ettıgım bu yazıyı okurken. ben belki sızın ya- nınızdaki masada gazetclenn "Kendinizi tanıyor musunuz" ya da "Nasıl bir partner anyorsunuz" gı- bısınden testlennı çözmeye. hülya- lar kurmaya ve emnıyet subabını açık tutmaya devam ediyor olaca- gım. Gelelım bu yılkı Kopenhag Caz Festıvalı'ne. (Jazz yazmayaca- ğım, yojcsa Copenhagen Jazz Festi- val yazmam gerekır). Kopenhag Caz Festıvah'nin en büyük özelligı, cazm meşhur ısım- lerinı bır araya getırmesınden çok. büyük bır bölümü ücretsız 500'e yakın konserle cazı. kentın en ücra köşelenne kadar ulaştırması, mey- danlara ve parklara kurulan seyyar sahne ve bira standlanyla sokakla- ra yayması. tşte ikıde bır, caz, gü- neş ve bıra kombınasyonundan, be- densel dürtülenn bakışmalara yan- sımasından, iç ürpermelennden, ten yangınlannın kalp yangınlanna dönüşmesınden dem vurmamın ne- denı bu. Festıval boyunca bu yıl da gök tannlan güneş ışınlannı eksik et- medı, gerçi termometrenın ıbresı geçen yılkı gibi 30"lara ulaşmadı. ama sokaklar, parklar ve meydan- lar bu yıl da güneş sevdalılanyla doldu taştı. Tenlerdeki yangın, bu yıl da kalplere sıçradı. Hem sonra, kalp yangınlarının ten yanıklanyla doğrudan ılıntısı olmadığı da orta- ya çıktı. Ten yansa da yanmasa da. yenı heyecanlara yol açacak karşı- laşma ıhtımallennın kaip çarpıntı- lannı arttırdığı, cınsı latıfelenn dan- telli ıç çamaşırlannın bile gızleye- medığı ıç hatlargörüntülennın çar- pıntılan yangına dönüştürdügü an- laşıldı. Her yaz gıbı caz festivalının ha- yatın akışını rölantiye almak, mese- lelenn cıddıyetını bır süre unutmak ıçm bır bahane olduğu bellı oldu. Hayat hala rölantıde. emnıyet su- babı hala açık. Ve ben Kürt mese- lesını, 8.maddeyı. şerıat düşkünle- rıni, ırkçılan ve Danımarka'nın peynır sorunlannı yaz sonuna kadar askıya almış bulunuyorum Isveç Aziz Nesin ile vedalaşamadı STOCKHOLM GÜRHAN LÇKAN Geçen yılın hazıran ayının hemen başıydı. Bir yayınevi sahibi benı arayarak Aziz Nesin''in öykülerinden olan bır kitabı çevirmemi istedi. Kıtap geçen güzdeki Göteborg KJtap-Fuan'na yetışecektı. Hıçbir yazann böylesine alelacele çevirisinin yapılamayacağını ve hele Aziz Nesın'ın asla söz konusu olamayacağını söyledim. Kendisıne bu yıl için yatınm yapmasını önerdim, başka adlan verdim. O zaman benden ustamızı aramamı ve hangı kıtabını uygun gördüğünü sormamı rica etti. Aziz Nesin "Surname" dedi telefonda hıç düşünmeden, "Almancası rezil olmuş, bari tsveçcesi bir şeye benzesin. 1'ek koşulum, doğrudan doğnıya Türkçe'den çevrflmesL'" Aziz Nesin Göteborg'a gelince bir başka yayınevinin girişimcileriyle tanıştınldı. Farklı bır yöntemle yayıncılık yapan Leander-Malmsten çifti, daha sonra Aziz Nesın'le Stockholm'de görüştü ve anlaştı. Aynı zamanda. benı arayan Lüıdelövv Yayınevi de kendısiyle görüşme olanagı buldu. Şu anda UUa Lundström. Leander-Malmsten içın yazanmızın öykülenni hazırlamakta: Claire Kausteil ise Lindekm için Aziz Nesin'in masallannı çevirmekte Aziz Nesin buraya Hiroşima Fonu'nun "Banş Ödülünü"almak için gelmıştı. Odülü, Tunuslu bılım adamı ve yazar Muhammed Talbi'yle bölüşüyordu. Talbi "İnanan bir Müslümandı" ve köktendıncilıği, kutsal kitapta en ufak bır yeri olmadığı ve dinın politik emeller içın kullanılması üzenne kurulduğundan ötürü kınıyordu. Fonun yönetım lcurulu üyesi Gertlund Gidlund bcni aramış, ustamızı havalımanında karşılamamı rica etmişti. Bu konuda gazeteci arkadaşım Abdullah Giirgün zaten Aziz Bey'Ie anlaşmıştı \e karşılayacaktı Gürgün, Göteborg Kitap Fuan'nda Aziz Nesin'in Teslime Nesrin'le karşı laşmasını belgelemiş, ikisinin Stockholm'de bırlıkte yemek yemelerini de filme almıştı. Geçen kasımda Aziz Nesın'ı birlıkte karşıladık. Içi neredeyse yalnızca kitap dolu ve çok ülke gördüğü bellı olan bir bavulla karşımıza çıktığında öfkelıydı. İçerde üstü başı aranmıştı, anlamadıgı dilde bir form doldurması istenmiştı. Formu doldurmak için bir vatandaş aramak zorunda kalmıştı. Elindeki tngilizce davet mektubunu göstermesi yeterlı olmamıştı. "Gözüm iyi görmüyor, ama beni arayan kadın polis pek güzeldi" demıştı bıze. Oteline giderken programını anlattık. Önce Göteborg'da söz verdiğı Leander-Malmsten "le görüşeceğıni, sonra da ötekınle duruma göre görüşebileceğını söyledi. Ertesi günkü görkemli ödül törenınde, bir akşam önceki yorgun ve öfkeli Aziz Nesin'den ız yoktu. Türkiye'nin Balkan atağı • Bulgaristan ve Arnavutluk'tan sonra önceki gün de Makedonya ile "Askeri Güvenlik ve Güven Arttırıcı Önlemler Belgesi" imzalandı. LALE SARIİBRAHİMOĞLU ANKARA-Türkiye, Bulgaristan ve Arnavutluk'tan sonra önceki gün de Makedonya ile "Askeri Güvenlik ve Güven Artüncı Önlemler Belgesi"ni imzaladı Türkıye, Amavutluk ile önceki hafta Sarucabay amfibı gemısıyle sancak gösterdigi Adnyatik'te ilk kez ortak deniz tatbikatı düzenledi. Ankara'nın, Balkanlar'da attığı adımlar, Arnavutluk ve Makedonya ile geçınemeyen Yunanıstan'a karşı bu ülkelerle dayanışma içınde olunduğuna ilişkin önemli bir mesaj olarak da değerlendirildi. Genelkurmay Başkanı Orgeneral İsmail Hakkı Karaday ı ile Makedonya Genelkurmay Başkanı General Dragolub Bocınov, önceki gün ikı ülke Belgeler saldırgana caydırıcılık mesajı veriyor Banşın tesis edilmesi hedefleniyor AJVKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türkiye: Bulganstan, Arnavutluk ve Makedonya ile imzaladıgı güven arttırıcı önlemler belgeleriyle hem Balkanlar ve Avrupa'da banşı tesis etmeyi hedefliyor hem de olası saldırgana karşı caydıncılık mesajı vermeyi amaçlıyor. Türkiye'nin: Sofya, Tiran ve Üsküp ile imzaladıgı belgeler ve ittifak anlaşmalanna taraf olup olmama hakkmin saklı rutulduğunun anımsatıldıgı belgeler ana hatlanyla şöyle: - Karşılıklı askeri faaliyetlere gözlemci göndenlmesi. - Askeri personel mübadelesı. - Ilgilı askeri kurumlar arasında general. amiral ve diğer düzeydeki subaylar arasında zıyaretler. harp gemilerinin liman ziyaretlen, sportif faaliyetler, ortak sosyal ve kültürel faaliyetler ve ortak tatbikatlar düzenlenmesi. Taraflar. yukanda sözü geçen önlemler ilgili mesajlann alınıp gönderilebilmesi için Genelkurmay Başkanlıklannın önceden tespit edilen temas numaralannı kullanabiIecekJer. Taraflar arasında belgelerin uygulanıp uygulanmadığına ilişkin göriiş alışvenşınde de bulunulabilecek. arasında karşılıklı olarak uygulanacak "güven ve güvenlik arttıncı önlemleri" ıçeren "Üsküp Belgesi''ni ımzaladılar. Makedonya ile imzalanan anlaşma metninın, Türkiye'nin Bulgaristan ve Amavutluk ile imzaladıgı "Sofva". "Edirne", "Tirana" ve "Ankara" adlannı taşıyan belgelerin benzeri olduğu bildırildi. Türkiye'nin, SSCB dagılmadan önceki dönemde "Soğuk Savaş dönemindeki düşmanlan" olan Avrupa'yla bütünleşme yolundakı bu ülkelerle imzaladıgı ikili belgeler, Balkanlar'ın yanı sıra Avrupa'da Güvenlik ve Işbırliği Teşkılatı (AGİT) bölgesınde teşvik edilmekte olan bölgesel işbırliğı düzenlemeleri kapsamında. Makedonya ile mesaj Türkiye'nin. "antik Helen topraklannı simgelediği" savıyla Yunanıstan'ın tanımadığı ve AGtT'e üyelığini engellediğı Makedonya ile böyle bır belge ımzalaması da Atina'ya karşı verilen önemJi bır dayanışma mesajı olarak da degerlendirildi. Arnavutluk ile de benzer bır asken belgeyı kabul eden Türkıye, topraklanndaki Arnavut azınlık nedenıyle Tıran ile sürtüşme içinde bulunan Makedonya arasında olası bir çatışma durumunu engelleme çabası içınde. Arnavutlar'ın da Yugoslavya'nın dağılması öncesinde özerk bölge iken eyalet ilan edilen Kosova'dakı Arnavutlar nedeniyle Sırbistan ve yıne azınlık sorunlan nedenıyle Yunanistan ile sorunlan bulunuyor. Türkiye şubat ayinda Arnavutluk ile imzaladıgı güven arttıncı önlemler belgesi çerçevesinde düzenlenen tatbikatlara, karşılıklı olarak gözlemci göndenlmesi karanndan daha ılen geçerek geçen ay Tiran ile ortak deniz tatbikatı düzenledi. Böylece ilk kez bir NATO ülkesı ile komünıst rejım dönemindeki dünyaya kapalı politikasına son veren Amavutluk arasında Adnyatik'te ıkili deniz tatbikatı düzenlenmiş oldu. Gölcük Tersanesı'nde inşa edilen Sarucabay amfibi gemisi de, Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'ın önceki haftakı Arnav-utluk ziyareti sırasında bu ülkenin Adriyatik'teki Durres Limanf na deınir attı ve Türk varlığını simgeleyen "sancak" gösterdi. Sarucabay gemısıne bınen Demirel, gazetecilere "Bir süre önce Çin Seddin'deydim, şimdi de Adriyatikteyim"' diyerek "Adriyatik'ten Çin Seddine Türk dünyası" görüşünün gerçekJeşmekte olduğunu imaettı. Ilkimza Bulgaristanla Bulgaristan, Türkiye'nın güven arttıncı önlemler belgesini imzaladıgı ilk eski komünist ülke oldu. 1992 yılında imzalanan belge çerçevesinde. ıki komşu ülke. 15 kilometrelik sınır bölgesinden birliklerini çekmışlerdi. Türkıye aynı ittifak içinde bulunduğu Yunanistan ile önemli sorunlar yasarken bır diğer eskı Soguk Savaş dönemi düşmanı Rusya ile de bir güvenlik anlaşması imzaladı. Filistin Özerk Y önetimi'ni korumak amacıyla her gün 125 güvenlik görevlisi özel eğitimden geçiriliyor. Batı Şeria için sıkıpazarlık Dış Haberler Servisi - Israil ile Filistinli temsilcıler arasında Fılıstın özerk yönetiminin genışletilmesi konusunda sıkı pazarlık süriiyor. Filistinli temsılciler henüz bir anlaşmaya vanlmadıgınt bıldiriyorlar. İsrail'de birotelde yürütülen görüşmelenn ana maddesini Filistin özerk yönetimi altındakı opraklarda genel seçimlenn yapılması sorunu ile Batı Şeria'dakı fsraıl askerlennin geri çekilmesı ve bölgedeki yönetiminin sivil örgütlere devredimesı konusu oluşturuyor. Öte yandan, Batı Şeria'da yaşayan Yahudi yerleşimciler ise burada bulunan lsrail askerlerinm geri çekilmesı durumunda Araplar karşısında korunmasız kalmaktan korkuyorlar. Fılistınliler ile imzalanan banşı hazmedemeyen Yahudi yerleşimciler önceki gün bir gösten düzenleyerek Israli hükümetini protesto ettiler. Gösteri sırasında tekerlek yakıldı, yollarda barikat kuruldu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle