03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
23 TEMMUZ 1995 PAZAR • • * • CUMHURİYET SAYFA HABERLERIN DEVAMI 19 Eski eserlerin çalınmasını önlemede imamlardan yararlanılacak tmanilara 'arkeolojik' görev ERGÜNAKSOY ANKARA - Vakıflar Genel Müdür- lüğü ve Diyanet lşleri Başkanlığı'nca başlatılan ortak bir çalışma çerçeve- sinde, cami ve medreselerdeki eski eserlerin çalınmalannı önlemek ve ko- runmalannı sağlamak için. din adam- lannın eğıtılmeleri kararlaştınldı. Va- kıflar Genel Müdürii Fadıl Ünver, dev- rin özelliklerine göre zararverilmeden onanlan camilerin Diyanet lşleri Baş- kanlıgı'na bağlı din görevlilenne tes- lim edildiğını belirterek "Ahşap işçili- ğinin en güzel örneklerini teşkil eden kapılar, müıberler, mermerlcr boyana- rak,yıkanarak \eya eskidiği düşünüle- rek bilinçsizce değiştirilip yıpraülmak- tadır" dedi. Eski eserlerin korunması ve çalın- masını önlemede din adamlanndan da yararlanılacağı bildirildi. Dinadamla- nnın bilgilendirilmeleri yönünde Va- laflar Genel Müdürü Fadıl Ünver ve Diyanet lşleri Başkanı Mehmet Nuri Yılmaz tarafından ortak bir çalışma başlatıldığı, eski eserlerin korunmala- nnı sağlamak ve çalınmasını önlemek için hazırlanacak kitapçığın din adam- lanna dağıtılacağı kaydedildi. Vakıflar Genel Müdürü Fadıl Ünver, lcurum olarak eski eserlere zarar ver- meden onanm yaptıklannı ve bunu ge- lecek nesillere aktardıklannı söyledi. Onanmı yapılan abide, cami ve dini mekânlan Diyanet lşleri Başkanlığı'na bağlı din görevlilenne teslim ettikleri- ni anımsatan Ünver, şunlan söyledi: "Bu tarihi ve kutsaJ mekânlar, o çev- Camilerde ve medreselerdeki eski eserlerin çalınmasını engellemek ve korunmasını sağlamak için, din adamlannın eğitilmeleri yönünde Vakıflar Genel Müdürlüğü ile Diyanet lşleri Başkanlığı'nca ortak bir çalışma başlatıldı. Diyanet lşleri Başkanı Mehmet Nuri Yılmaz, cami ve dini mekânlardan çalınan eski eserlerin sayısını saptamak için müfettiş görevlendirdi. rede bulunan cemaat ve ibadete gelen- lerce korunmastna karşın, zaman za- man iyi niyetlc bilinmeden zarar da ve- rilmektedir. Türk sanatının zirvesinde- ki ahşap işçiliğinin en güzel örnekleri- ni teşkil eden kapılar, minberier, mer- merier ve taş işçiliğinin en güzel örnck- leri bilinçsizce yıpranlmaktadır. Bu yıpratılma uygulamasının başında, es- ki eserlerin boyanması ve temiz olsun diye suyla yıkanması geliyor. Oysa es- ki eserlerin suyla yıkânması büyük tah- ribata neden oluyor. Eskidiği düşünü- lerek kapılar değişririlhor \e \erine ye- ni kapılar takılryor. Taş işçiliğinin en iyi örneklerini oluşturan du\arlara lev ha- lar asılıyor. çiviler çakılıyor. Değerü çi- ni işlemeleri değiştirilip seramik döşe- niyor. Yiiz yillık riahlar. eskidiği düşü- nüierek yenileriyle değiştirilmeye çab- şılryor. Zaman zaman bu şekilde tarihi eser kayıplan oluyor. Oysa, bu işlemler yapılmadan önce kurumumuzun ha- berdar edilmesi gerekjyor." tbadet yeri ve kutsal mekânlar ol- masına karşın, zaman zaman camiler ve medreselerde eski eserlerin çalındı- ğma dikkat çeken Ünver, her anıt ese- ri korumakla yükümlü bir bekçi gö- revlendirmenin de mümkün olmadığı- m belirtti. Ünver, görüşlenni şöyle di- le getirdi: "Onanm işi bittikten sonra camileri din adamlanna teslim ediyo- ruz. Bu nedenle. kurum olarak Diya- net İşleri Başkanhğı'yla işbiriiğini ge- liştirmey i karariaşürdık. Çünkü cami- leri bekleyen imamlardır. Eski eserlere yapılan bilinçsizce müdahaleler sonu- cu. eserin kurtanlması zorlaşmakta ve otantik dokusu kaybolmaktadır. Diya- net İşleri Başkanlığı'yla yaptığjmız iş- biriiğj çerçoesinde. abide \e eski eser niteligindeki camilerimiz \ e küitür var- lıklanmızın korunmasını sağtayacak, restorasyon açısından sakıncalı müda- haleleri engelleyecek ayruıtılı bir reh- ber kitap hazniamayı kararlaşbrdık. Hazırianan bu kitaplar. din görevüleri- ne dağıtılarak bilgilenmeleri sağlana- cak. Eski eserlerin korunması sadece devletin görevi değildir. Halkın da bu- na yardımcı olması gerekir. Din adam- lanna da bu konuda büyük görevter düşüyor." Unver, eski eserlerin korunması ve çalınmalannı önlemek için din adam- lanna uzmanlar tarafından seminerler verilmesini detasarladıklannı sözleri- ne ekledi. Diyanet lşleri Başkanı Meh- met Nuri Yılmaz da abide cami ve di- ni mekânlarda son zamanlarda "hırsız- lık otaylannın" arttığına dikkat çeke- rek "Abide cami ve dini mekânlardan çahnan eski eserlerin saptanması için kurum olarak müfettiş görevlendir- dik" dedi. Menzir'e ödül lstanbul Haber Servisi - Istanbul Milletlerarası Lions Kulübü Derne- ği, lstanbul Emniyet Müdürü Necdet Menzir'e Prof. Dr. Fahrettin Ke- rim Gökay ödülünü verdi. Men- zir'in, lstanbul'ayaptığı katkılardan dolayı bu ödülü almaya hak kazan- dığı açıklandı. Menzir yaptığı ko- nuşmada, lstanbul'da son günlerde polise karşı saldınlann kimsenin moralini bozmaması gerektiğini be- lirtti. (Fotoğraf: KEREMILGAZ) Ağar ve Menzir, yaralı polîsleri ziyaret etti Bakan Kurt tarafik kazası geçirdi • Bakanın sağlık durumunun iyi olduğu, sol köprücük kemiğinde kınk tespit edildiği bildirildi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Samsun'a gitmek üzere yola çıkan Devlet Ba- kanı Nafiz Kurt makam ara- cının, Çorum-Merzifön kara- yolunun 35. kilomerresınde dün saat 01.30 sulannda tak- la atması sonucu yaralandı. Kurt'a ılk müdahalenın, kal- dınldığı Merzıfon Asken Ha- va Hastanesı'nde yapıldığı, buradan da askeri helıkopter- le Ankara Bayındır Tıp Mer- kezı acil servisinde tedavi al- tına alındığı öğrenıldı. Yapılan açıklamada, Kurt'un, "Yapılan nöroiojik, ortopedik, genel cerrahi ve kardiyovasküler cerrahi tet- kiklerindt 1 genel durumunun iyi» bilincinin açık. sol köprü- cük kemiğinin kınk olduğu saptanmtşür" denildi. Kurt'u. hastaneye getinl- mesınden sonra lçişlen Ba- kanı Nahit Menteşe ve DYP Genel Başkan Yardımcısı Halh Dağlı ziyaret ettiler. Hastaneden çıkarken gazete- cılenn sorularını yanıtlayan Menteşe, kazanın yolun kay- gan olmasından ya da aracın virajı tam alamayıp takla at- masından kaynaklanmış ola- bıleceğıni söyledi. Kazada yaralanan ıki polisin de ayak- ta tedavi edildiği bildirildi. İstanbul Haber Servisi - Emniyet Genel Müdürü Mehmet Ağar ile lstanbul Emniyet Müdürü Necdet Menzir, önceki gün Gaziosmanpaşa'da uğradıldan bombalı saldın sonucu yaralanan polisleri ziyaret etti. Ağar, olayı gerçekleştirenlerin en kısa sürede yakalanacakJannı söyledi. Mehmet Ağar ile Necdet Menzir, dün yaralı polislerin tedavi gördukleri özel Doğancan ve Hayat Hastaneleri ile lstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'ne giderek geçmiş olsun dileklerini ilettiler. Mehmet Ağar, ziyaret sırasında yaptığı açıklamada. polisin yüksek disiplin ve moral ile görevine devam ettiğinı belirterek, "Yakın ve makul bir süre içinde arkadaşlarımızın çalışmalan sonuçlanacaktır. Bunlar gangsterdirler. Gangsterliklerine ideolojik kılıf uydurmuşlardır. Kısa süre içinde yakalanacaklardır" dedi. Necdet Menzir de doktorlardan aldığı bilgiye göre yaralı polislerin hepsinin hayati tehlikeyi atlattığını belirterek şöyle devam etti: "Galata Kulesi'ne çıkıyorlar, cezaevinde gösteri düzenliyorlar. Amaçları kaybettikleri prestijlerini kazanmak. Ancak kimse artık bunlara itibar etmiyor." Menzir, önceki gün gözaltına alınan lise öğrencisi G.A'nın sorgulanmasına devam edildiğini, ancak şu aııa kadar olayla doğrudan bir bağlantısına rastlanmadığmı sözierine ekledi. Başbakan böyle konıışamaz• Baştarafı 1. Sayfada dürmektedir. Başörtüsünün dinsel yönden zorunlu olmadığı gerçeği bir yana, bunun siyasal iktidann buyru- ğundaki okullar yerine üniversite ve yüksekokullarda yaygmlaştınlmak is- tenmesinin nedeni, kullanılış amacı üzerinde bile durulmamaktadır. Şeriat devleti, din devleti özlemcilerinin bi- rer flama niteliğinde kullandığı başör- tüleri, tarikat simgeleri gibi dalgalan- maktadır. Üstelik TBMM'nin bile gö- zardı edemeyeceği Anayasa Mahke- mesi kararlanna karşın!.. Hukuksal durum: Yükseköğretim- de başörtüsü kullanma olanağını geti- ren yasa kurallan, Anayasa Mahkeme- si'nin 7.3.1989 günlü. esas 1989/1, ka- rar 1989'12 sayılı karanyla iptal edil- miştir. Atatürk ilkelerini, özellikle la- ikliği. Türkiye Cumhuriyeri için özgün yeri ve önemiyle vurgulayan bu karar, Resmi Gazete'nin 5.7.1989 günlü 20216. sayısındayayımlanmışhr. Ikin- ci kez korsan madde durumunda yü- rürlüğe konulan kural da Anayasa Mahkemesi'nin 9.4.1991 günlü, esas 1990/36. karar 1991'8 sayılı karanyla iptal edilmiş. Resmi Gazete'nin 31.7.1991 günlü, 20946. sayısındaya- yımlanmıştır. l'er karşı oyla ve 10'ar oyla alınan bu kararlar, anayasanın 153. maddesinin son fıkrası gereğince yasama, yürürme ve yargı organlany- la türn yönetım yerlerini, gerçek ve tü- zelkişileri bağlamaktadır. Anayasa Mahkemesi kararlan Başkan Özden'in deyişiyle "yalnız kelebekleri bağlama- maktadır*" Karar gerekçesiyle bırlikte bir bü- tün olup her düzeydeki düzenlemede gözetilecekbiranayasal öngöriidür. tp- tal karanyla bir yasa kuralı kalmadığı, herkesın istediği gıbi konuyu düzenle- yeceği savunulamaz. Anayasa Mahke- mesi'nin kararuıa, tersine içerikli bir kararla kaldınhnış sayümadıkça yü- rütme organı ve tüm yönetim yerieri uymak zorundadır. Karan dışlayan ya da etkisiz kılan her işlem ve eylem so- nımluluk getirir. Yasama organı Anayasa Mahkeme- si'nin kimi kararlanna karşı direnme ya da sonuçsuz kılma niteliğinde ku- rallar yürürlüğe koyma ya da verilen süreye karşın boşluğu doldurmaktan kaçınmaalışkanlığından dönmemiştir. Anayasa Mahkemesi kararlanna kar- şı yasa çıkarmak biçimsel yönden ge- çerli sayılsa da hukuk devletinde ve anayasal demokrasi çağında bu tür davTanışlar asla gerçekçi ve geçerli ola- maz. Bu durumda her yönetim yeri, doğal olarak > ükseköğretim kurumla- n Anayasa .Mahkemesi karanna uv- gun düzenlemeler yaparak sonın ya- ratmayacaklardır. Ne var ki yükseköğretim kurumla- nnda başörtüsü bir direnmeve inat ara- cı olarak giderek yaygınlaşmaktadır. Sorumlulan sırasıyla siyasal partiler, kimi millervekilleri, YOK (özellikle başkanı) kimi rektör, dekan, öğretim üyesi ve yöneticilerle kimi yargı ku- rumlandır. Siyasal partiler, Anayasa ve Siyasi Partiler Yasası gereğince sa- vunmasalar da karşı çıkmamakla yü- kümlü olduklan laiklik ilkesine gere- ken değeri vermemekte, kimileri kal- dınlmasına çalışmakta, izlemekle so- rumlu Yargıtay Cumhuriyet Başsavcı- lığı da anlaşılmaz bir tutumla kötüye gidişi sevretmektedir. Kimi milletve- killeri dokunulmazlıklanna güvenerek öğretim üyelerine baskı yapmakta, gözdağı vermekte, gereksiz şikâyet ve kovuşturmalarla çekinmelerine neden olmaktadır. Kimi rektör ve dekanlarla bölüm başkanlan ise öğretim üyele- rinden polislik ve bekçilik istemekte, laiklik ilkesini savunmak şöyle dur- sun. korumak andı içip de unutan ki- mi miriervekilleri gibi kaldınlması için çabalara girişmektedir. Kimi aileler de çocuklannın şeriat kurallanyla yetiş- mesini isteyerek bağnazlık olaylanna kanşmaktadır. Avrupa Insan Haklan Komisyonu'nun diplomalarabaşı açık fotoğraf yapıştırma gerektiğine ilişkin karanna karşın başörtüsüne ödün ve- ren YÖK'ün zorlamasıyla fotoğrafsız diploma verilmektedir. YÖK Başka- nı'nın başörtülü fotoğraf yapıştınlma- sı için telefon ettiği dekanlardan söz edilmektedir. Durum acıdır. Laikliği korumaya çalışanlar yalnız bırakıl- makta. tehdit edilmektedir. Devlet ör- gütündeki dinsel kadrolaşma, tarikat bölünmeleri ve kimi bakanlıklann Türk-lslam sentezcisi gerici ve tutu- culann eline geçtiği, kimi belediyele- rin Atatürk ve laiklik karşıtlannın ka- rargâhı durumuna geldiği söylemleri artmaktadır. Hiçbirönlemalınmamak- tadır. Dünyada Müslümanlann çogun- lukta bulunduğu ülkeler arasında îsla- miyetin en özgür ve en iyi biçimde ya- şandığı yerin Türkiye olduğu unurula- rak dinsel sömürü alabildiğine yürütül- mektedir. Halk dalkavukluğu ve bağ- nazlık yanşıyla süslenerek... Ya Başbakan'm yapüklan! Cumhuriyetin niteliğini değiştirme çabalanna karşı çıkmayan, bakanlıkla- n temizlemeyen Başbakan, partisinde tutuculan yanına. yakınına almış, ezan edebiyatıyla. başörtülü görüntülerle Refah'ın önünü keseceğini sanmıştır. Oysa öbür siyasal partiler, Refah'laş- tıkça Refah kazanmaktadır. Bunu gö- remeyecek. anlayamayacak duruma düşenlerin siyasal gelecek beklentile- ri büyük bir aldaniştır. Günde 13.5 ca- minin yapıldığı Türkiye'de. Diyanet Iş- leri'ne verilen kadrolar, vakıf destek- leri, kurslar, pansiyonlar, yurtlar, ce- maat evleri yetmiyormuş gibi il, ilçe sözleri, üniversite oluşumlanyla smır- sız bir ödün dönemi açılmıştır. Başba- kan'ın 19Temmuz 1995'te Malatya'da söyledikleri üzücü olmaktan öte tam bir teslimiyet belirtisidir. Anayasa Mahkemesi Başkam'nın 25.4.1995 yıldönümü töreninde kınadığı tarikat liderlerine ilgisini "ezan sesini bütün Atina'daki son yirmi yıhn en büyük orman yangmında y üzlerce ev kül oldu. AtüıaMa büyük yangm ATtNA (AA) - Atina'nın kuzey banliyösünde, zengin çam ormanlanyla kaplı Pendeli Dağı'nda dün çıkan orman yangınında yüzlerce ev ve fabnkayla ülkenin en büyük çocuk hastanesi kül oldu. Fırtma nedeniyle 50 kilometrekarelik . bir alanda süren son 20 yılın en büyük orman yangını, Dionisos, Nea Makri, Rafina, Pikermi, Drafi ve Anthusa belediyelerine bağlı yerleşim bölgelerini etkiledi, on binlerce Yunanlı panik içinde evlerini terk etti. Fırtına, yangın söndürme uçaklannın uçuşunu engellerken bölgeye gönderilen Yunan tugayına bağlı askerlerle çevre illerden gelen itfaiye ekipleri, yangını kontrol altına alamadılar. Pendeli'deki yangmın söndürülmesi için kurulan koordinasyon komitesi, şu ana kadar can kaybı olmamasının tek teselli olduğunu açıkladı. Yunanistan, yangmın söndürülmesi için AB üyesi ülkelerden yardım istedi. Devlet borç batağında • Baştarafı 1. Sayfada borç stoku da 71 milyar 581 milyon dolara yükseldi. Bütçesi, revize edile- rek 1 katrilyon 331 trilyon liradan 1 katrilyon 400 trilyon liraya yükseltilen Türkiye'nin borç stokuna ilişkin ra- kamlannın da 15 haneye ulaşması üze- rine gündeme getirilen 'liradan üç sı- fir atma' projesi, henüz yasama geçi- rilemedi. Uluslararası para piyasalanndan planladığı düzeyde kredi alamayan hü- kümetin geçen yıl yüriittüğü yüksek faizli, kısa vadeli iç borçlanma politi- kası, bu yıl da sürdürüldü. Geçen yıl sonu itibanyla 799 tnlyon lira olan iç borç stoku, haziran sonunda 1 katril- yon 107 trilyon liraya yükseldi. Aynı dönemlerde 65 milyar 601 milyon do- lar olan Türkiye'nin toplam dış borç stoku 71 milyar 581 milyon dolara çık- tı. Dış borç stokunun 58 milyar 415 milyon dolan uzun ve orta vadeli, 13 milyar 166 milyon dolan da kısa vade- li borçlardan oluşuyor. Kamu kesiminin toplam borç yü- kümlülüğü de 1 katrilyon 107 trilyon lirası iç, 51 milyar 545 milyon dolan da (bugünkü kur üzerinden yaklaşık 2 katrilyon 293 trilyon lira) dış borç ol- mak üzere toplam 3 katrilyon 401 tril- yon liraya ulastı. Hazine, toplam 51 milyar 545 mil- yon dolara ulasan dış borç yükümlülü- ğüne ek olarak bu ay Japonya'ya yap- tığı 800 milyon dolarhk tahvil ihracı- nın yanı sıra eylül ayında da Avrupa pi- yasalanna 1.5 milyar dolarhk devlet kâğıdı satmayı programlıyor. Hazine'nin geçen ay sonu itibanyla 1 katrilyon 107 trilyon 332 milyar li- raya ulasan iç borç stokunun 419 tril- yon 367 milyar lirasmı tahvil, 2 trilyon 416 trilyon lırasını kur farklan, 579 trilyon lirasını bono, 105 trilyon lirası- nı da Merkez Bankasf ndan bütçenin yüzde 12'si oranmda çekilebilen kısa vadeli avans toplamı oluşturuyor. OLAYLARIN ARDINDAKI GERÇEK • Baştarafı 1. Sayfada can'daki Ermeni işgali ve Çeçenya'daki sorunlarla iç içe yaşıyoruz; bütün bu olaylar, kamuoyunu iç po- litika sıcaklığıyla kavrıyor. Bulgaristan, Arnavutluk ve Makedonya ile "Askeri Güvenlik Belgesi" imzala- yan Türkiye'nin, Balkan- lar'daki safını beliriediği ve cephesini aldığı resmen görülüyor. Gerçi imzalanan belgeler banşı amaçlamak- ta, saldırgana caydıncılık mesajı vermektedir; ama, Balkanlar'daki her ülkenin, bu belgeleri, "Tiran-Sofya- Üsküp-Ankara" mihverin- de bir adım olarak yorum- layacagı kesindir. Daha açık deyişle, yann öbürgün çıkabilecek bir Balkan sa- vaşında, kimin ne yanda olabileceğinin göstergeleri somut biçimde ortaya çıkı- ycx. Yunanistan'ın, elinden gelse Makedonya'yı birka- şık suda boğacağını söyle- meye gerek yok... Türkiye'nin, dün Doğu Bloku içinde bulunan eski komünist ülketerle imzala- dığı yeni belgeler, dünya- nın pek kısa sürede ne öl- çüde degiştiğini de göste- riyor. Bosna-Hersek'teki Sırp vahşeti, bir insanhk dramı- dır, ancak, Sırplann saldın- lan bir yerde durdurulama- dığı zaman, ateşin daha da büyüyeceği, tüm Balkan- lar'ı ve belki de dünyayı sa- rabileceği kuşkusu, yaba- na atılamayacak türden bir soru işaretini gündeme ge- tiriyor. Türkiye ayağımızın altından gidiyor. T.EJVLA. Türkiye Erozyonla Mücadele, Ağaçlandırma ve Doğal Varlıklan Koruma Vakfı Tel.: (0212) 281 10 27 268 09 85 dünyaya huşu içinde dinfetmek" göre- viyle genişleten Başbakan. ülkemizde kimsenin namazma, orucuna, camisi- ne engel olunmadığını bılmiyor mu ki yok mu ki "Her şeyin önünde din ve vkdan özgürlüğü istjyorum" diyebil- mektedir? Büyük Atatürk'e borçlu ol- duğumuz ezan dinleme ve namaz kıl- ma özgürlük ve mutluluğunu yadsı- yanlara destek vermek acıdır. "Yazık- lar olsun" denilse yeridir. Dinsel ay- nmlar az geliyormuş, Sünni-Alevi ay- nmı tehlikeli boyutlar almıyormuş gi- bi aymazlık, onanlması ve giderilme- si güç zararlara neden olabilır. Ateşle oynandığının ayırdında olmak gerekır. Cerrahpaşa'dan sonra, 9 Eylül Tıp Fa- kültesi'ndeki olaylan Sıvas Yükseko- kulu olayının izlemesi bir rastlantı de- ğildir. Bu, yeni bir deneme alanıdır. Harp okulundan çıkanlanlann bilinen bir dernekte açıklama yapmalan. eği- ümi ve amacı bilinen medya kesiminin çabalan boşuna değildir. Bunlar, Tür- kiye düşmanlannın ortak amaca yürü- yüşlerinin kendilerince gerekli yön- temleri ve evreleridir. Başörtüsü takmayan Müslüman de- ğilmiş ya da Müslüman sayılmak için başörtüsü zorunluymuş gitrt üstelik hukuk devleti gereklerini hiçe sayan anlayış sakatlıklan ödüllendirilmekte- dir. Başbakan, anayasanın üstünde ve dışında değildir. Değiştirtmeye çalıştığı anayasanın devrim yasalanna ilişkin 175. madde- sini, Anayasa Mahkemesi kararlanyla ilgili 153. maddesini, cumhuriyetin ni- telikleriyle ilgili 2. maddesini bilmiyor mu? Devletin sokağa ve özel yasama kanşmadığından habersiz mi? Yükse- köğretimin kendi koşullanna uygun çağdaş ve uygar düzenleme hakkını unuttu mu? lstanbul sokaklannın ka- rarmasını içine sindiriyor mu? Yann- larda yargıç, savcı, polis ve subay ha- nımlann başörtüsü kullanmalanna kat- lanacak mıdır? Gidişin niçin ve nere- ye olduğunun bilincinde değil midir? Böyle ise gerçekten yazık. Başbakan, bu değişik biçemli yinelemelerinin kimleri yüreklendirdiğini, ülkeye neye mal olduğunu görmüyor mu? Buyru- ğundaki Diyanet tşleri Başkanlığı'na "Laiklik din düşmanltgı defildir, Ata- türk, din düşmanı değUdi" dedirteme- yen bir Başbakan'm sözlerle, sunduğu olanaklarla aldığı alkışlara kanılma- malıdır. Ulusun yüreği titremektedir. Bölgenin ya da ilin özelliğine göre ok- şayıcı, ödün dolu konuşmalarla bir ye- re vanlamaz. Son söz: Bir başbakan öncelikle ve güçlü bi- çimde Anayasa Mahkemesi kararlan- na uymalı ve onlan savunmalıdır. Hu- kuk devletini gerçekten benimseyen bir başbakan için bu tutum savsaklan- ması olanaksız, mutluluk veren bir görevdir. Batı'da bu gereğe karşı çıkan- lar değil başbakan, milletvekili adayı bile olamazlar. iyi odulEricsson 337, GSM dünyasının Oscar'ı olarak bilinen CAESAR "1995 Yılı En İyi Cep Telefonu Ödülü"nü kazandı. Üst üste iki yıl kazandığı bu ödülle Ericsson, ürettiği cep telefonlarının teknik mükemmelliğini, güvenilırlik ve servis kalitesini tüm dünyaya bir kez daha kanıtladı. Ericsson GH 337'nin, kazandığı "1995 Caesar En iyi Dijital Dizayn". "En İyi Servis" ve "Kullanıcıyı Bilinçlendirme" ödülleriyle de rakip tanımadığı bir kez daha onaylandı. ERİCSSON ^ _L.I.U1 ERICSSON'unuzda garantı etiketı bulunmasına dikkat edıniz. CEP TELEFONUNDA ERİCSSON Ericsson Yetkili tthalatçılan: 9*OM~miPo!iA.f. Tel: (0216) 410 85 00 (6 hat) Ericssoı Yetklll Sarvte Laboratuvarian: Genel Pazarlama _ , , * — - — . —*»— * — * — # - * ı__â.» Sanayi « Tkaret A.ş. Tel: (0212) 287 17 17 (10 hat) tstanbul Avrups , ^ . ' 2 , 237 3100; Istarbuı *na(Wu (0216ı 342 89 90, Ankara (0312) 22112 61 438 76 33, Izmır (02321486 2168; Mersın (0324) 328 54 33; Antalya (0242) 243 47 86
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle