Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 16 TEMMUZ 1995 PAZAR
PAZAR KONUKLARI
Bosna halkı umudunu ve direnmegücünü kaybetmiyo
İSK'in
davetlisi olan
Bosna-Hersek
Sendikalar Birliği
Başkanı ve Askeri
Sağlık Örgütü
Başkanı Bosna'nın
çok kültürlü bir
toplum olduğunu ve
böyle yaşaması
gerektiğini
vurguluyor.
UNUŞLEYLA TAVŞANOĞLU
Bosna-Hersek 'te üç buyukyıldır kanlı savaş süriiyor...
Sırplar, Batı dan aldıklan desteğin hareket serbestliği
içinde Bosnalılara saldınlarını gittikçe
yoğunlaştmyoriar. Bosna da ise hayatta kalmayı
başarun bir avuç insan, büîün olanaklarım seferber
edip, sağlayabildikleri cılız yardımlann kendilerine
verdiği güçle bu saldırılara karşı koymaya çabalıyor.
Tıyecekyok, ilaç yok, tıbbi tedavi olanaklan sıfıra
indirilmiş durumda. Ama Bosna halh umudunu, direnç
gücünü kaybetmivor. Bosna 'daki son durumu, halkm
hayatta kalmak için neler yaptığını, umutlan,
kaderciliği DlSK 'in çağnlısı olarak Türkiye 'ye gelen
Bosna-Hersek Sendikalar Birliği Başkanı Süleyman
Hrie ve Askeri Sağlık Örgütü Başkanı Dr. Dzeyir
Cubur'la tercümanlan araalığıyla konuştuk
'Kin venefret bizi
ayakta tutuyor'- Türkiye 'ye DİSK 'in davetlisi olarak
geldiğinizi biliyoruz. Saraybosna 'dan
nasıl çıktınız ve hangi yollardan
gelebildiniz? Bize önce bu yolculuğun
öyküsünü anlatır mısınız?
CUBUR - Önce Saraybosna Havaalanı
pistinin altında bulunan 70 santim
eninde, l .50 metre yûksekliğinde ve 1.5
kilometre uzunluğundaki birtünelden
geçmek zorundaydık. Şehirden tek çıkış
yolu buydu çünkü. Tünelin çıkışında bir
otomobil bizi bekJiyordu. Fazla gürültü
yapmamaya çalışarak ve otomobilin
ışıklannı yakmadan bır dağ yolundan üç
buçuk saat seyahat ettik. Yol süreklı
roket ateşi altındaydı. Adeta bir roket
sağanağı diyebilirsiniz. Orta Bosna'ya,
Split'e geldiğimizde artık fazla bir
tehlike kalmamıştı. Splitten Zagreb'e
uçtuk. Zagreb'den de uçağa binerek
Istanbul'a vardık. AJdınızın alamayacağı
kadar riskli bir yolculuktu.
- Bosna-Hersek Savaşı sürerken halkın
sağlık durumu sizce bir doktor olarak
nasıl? O savaş kosullarmda sağlık
hizmetlerini nasd verebiliyorsunuz?
CUBUR- Bosna - Hersek'te öncelikle
düşmandan kurtanlmış serbest bölgeler
var. Birde beş tane Gorazde, Jepce,
Srebrenitska, Saraybosna ve Bihac
bölgeleri bulunuyor. Bunlar çok sıkı
kuşatma altında. Bu iki bölgeyi ayn ayn
değerlendinnemiz lazım. Size orta yaşlı,
ama kendine iyi bakmış, dinç bir kişiyle
yaptığım bir konuşmayı anlatmak
istiyorum. Bu kişi bana, "Ne psikolojik
ve ne fiaksel olarak arük bünye daha
fazlasını kaldirmrvor" dedi. Size
kuşatmayı ve savaşı Saraybosna'nın
içinde yaşadığımız için kentin durumunu
anlatmak istiyorum. Biz sadece, demın
sözünü ettiğim tünelden girip çıkan
yiyecekler ve tıbbi malzemeyle ayakta
kalmaya çalışıyoruz. Bu arada Birleşmiş
Milletler (BM) de saldırganın (Sırplar)
başanlı olması için elinden geleni yaptı.
BM bugün Saraybosna'da yaşayanlara
ayda birey başına 200 gram un düşecek
kadar yardım yapıyor.
-Başka hiçbir besin maddesi ulaşmıyor
mu?
CUBUR - Çok seyrek de olsa arada bir
şeker ve yag da veriyorlar. Bu üç temel
besin maddesi olmazsa yaşamamız
olanaksız.
- Peld,_başka besin madeleri ulaşmıyor
mu? Örneğin, süt,yumurta...
CUBUR- Ben daha fazlasını söylemek
istemiyorum. Birtünelden neyin girip
çıkabileceğini siz düşünün artık... Bir
kilo portakal 12 mark. Bir kilo şekeT 80
marka çıktı. Üç buçuk yıldır süren bu
savaşta insanlanmız çok yıprandı. Ama
nazar değmesin, yine de sağlık durumlan
iyi. Bir kere bu süre içinde hiç bir
bulaşıo hastalık. salgın olmadı.
- Bütün olanaksızlıklara karşın askeri
sağlık komisyonu iyi sağlık hizmeti
vermeyi başarabiliyor mu?
CUBUR- Mümkün değil. tnsanlar kendi
kendilerine ancak bakabilıyorlar. Bir
kere çok bilinçliler. Eğitim düzeyleri de
yüksek olunca mümkün oduğunca kendı
sağlıklanyla ilgilenebiliyorlar. Bakın
şimdi, size nasıl dar olanaklar içinde
yaşadığımızı anlatayım. Bir kere
doğalgaz olmadığı için merkezi ısıtma
Dr. Üzeyir
Cııbur
1944 'te. Hersek bölgesindeh Gatzko
kentinde doğdu. Yüksek öğrenimini
ve doktomsını Saraybosna Tıp
Fakültesi 'nde tamamladı. Bunun
ardından Zagreb Üniversitesi
Kardiyoloji Bölümü 'nde ihtisas
yaptı. 1990ydında Bosna-Hersek
Sendikalar Birliği Kongresi 'nde
yönetim kurulu üyeliğine seçildi.
Bosna-Hersek Savaşı patlak verdiği
sırada Saraybosna nın savunulması
için kurulan örgütün komutanlığını
üstlendi. Bosna-Hersek
Genelkurmay Başkanlığı 'na bağlı
olan Askeri Sağlık Örgütü 'nün
başkanlığını sürdürüyor. Biryandan
da Bosna-Hersek savaş Konseyi
üyesi. Rütbesi binbaşı.
sistemimiz çalışmıyor. Sonra elektrik. su
yok. Bir düşünün. Üç buçuk yıldır böyle
yaşamaya çalışıyoruz.
- Bütün bunlara daynacak gücü
nereden buluyorsunuz?
CUBUR- Dü'şmana (Sırplar) duyulan
kin ve nefret bütün bu olanaksızlıklan.
yokluklan bize unutturuyor. Bugün bile
Saraybosna'ya gelseniz dünyanın en
güzel kızlannı, en yakışıklı erkeklerini
orada görebilirsiniz. Her türlü yokiuğa
karşın insanlanmız hâlâ güzelliklerini
korumayı başarabiliyorlar.
- Bosnah kadınlann başlanna
gelenlerden de söz etmek istiyorum. Sırp
askerterinin tecavüz olayları bitti mi,
sürüyor mu?
CUBUR- Başlangıçta, bizim kendimızi
sav unamayacağımız bir döneme denk
gelen ve sistematik olarak yapılan bu
iğrenç tecavüz olaylan. kadınlanmıza
yaşatılan onca acı bugün sona erdi. Savaş
çıktığı zaman biz hâlâ insanlanmıza,
komşulanmıza güveniyorduk. Onlann
bizlere herhangi bir kötülük
yapabilecekkrini aklımızın ucundan bile
geçiımiyorduk. Zaten onlara sonuna
kadar güvenmenin kurbanı olduk. Akıl
almaz bir biçimde kadmlara sistematik
olarak tecavüz ediyorlar, sonra da onlan
toplama kamplanna götürüp beş-altı ay
süreyle bırakmıyorlardı. Amaçlan,
hamile kalan kadınlann çocuklannı
aldırabilecekleri dönemi geçirmeleriydi.
Onlann tecavüz ürünü olan o çocuklan
doğurmalannı sağlamak ve yaşamlan
boyunca bu olaylan onlara hatırlatmak
ıstiyorlardı. Kadın o süre içinde
psikolojık çöküntüye uğruyor ve
dayanamayacak hale geliyorsa onu
öldürüyorlardı. Eğer sağlıkhysa çocuğu
doğurması için ellerinden geleni
yapıyorlardı. Ama biz artık güçlendik.
Hiçbir şekilde böyle iğrenç olaylara izin
vermeyiz. Düzenli. sayısı 200 bini geçen
bır ordumuz var. Artık öyle bir şey
yapabilmeleri mümkün değıl. Onlar
(Sırplar) Saraybosna'yı ele geçirmek için
de büyük çaba harcadılar. Bu konuda her
türlü bilgiyi elde etmiştik. Son
zamanlarda onlara karşı askeri başanlar
elde etmemize çok kızdılar. Şimdi
sivillere yönelik bombardımanlara
başladılar.
- Savaş nedeniyle bölgede kalp
hastalıkları sayısı arttı mı? Arttıysa bu
hastalan hangi teknolojik olanaklarla
tedavi edebiliyorsunuz?
CUBUR - Bir kere ilaç yok. BM bize
süresi çoktan geçmiş ilaçlan gönderiyor.
Biz bunlan ne yapalım? tlaçsızlık bizim
için en büyük sıkıntımız olduğu için
düzgün ve yeterli miktarda ilaç
yardımına çok ihtiyacımız var. Savaş
patlak vermeden önce ben en son
teknolojiyle çalışıyordum; bilgisayar
kullanıyordum. Her türlü aletimiz vardı.
Bugünse yeniden babadan kalma
yöntemlere döndük. Yani elle muayene
ediyonız. kalbi stetoskopla dinliyoruz.
- Peki, başanlı olabiliyor musunuz?
CUBUR - înanılması çok güç, ama
cidden başanlı oluyoruz.
- Bosna 'ya hâlâ ambargo uygulanıyor.
BM'nin gönderdiğiyardım malzemesi
dtşında ambargo delinebiliyor mu?
Başka nerelerden yardım altyor sunuz?
CUBUR - Bir kere, silah gücümüzün
asian payını düşmandan (Sırplar) elde
ediyonız. Gerilla savaşı yapıyoruz,
baskınlarda önemli ölçüde silah
sağlıyoruz kendimize. Ama başka
kaynaklardan da silah geliyor.
- Yani ambargo delinebiliyor?
CUBUR - Çok rahat deliniyor.
- Bu savaşı sona erdirecek herhangi bir
umut ışığı görüyor musunuz?
CUBUR - Başlayan her savaş bir gün
masa başında bitirilir. Bosna'da düşmana
karşı verdiğimiz bu savaşta işimizin
kolay olmadıgını da bilmemız gerekiyor.
Biz faşizme karşı savaşıyoruz.
- Başlayan savaşlar masa başında
bitirilir, dediniz. Bu savaş sizce masa
başında nasd biter? Çünkü hep yaşanan
deneyimdir. Bazen savaşta kazandanlar
masa başında kaybediliyor...
CUBUR - Biz ordumuzun alacağı
sonuçlarla bu savaşın bizim açımızdan
olumlu biteceğine inanıyoruz. Bunun
yegâne çözümü ordumuzun elde edeceği
başanlardır.
'Özgürlükçübir
devlet istiyoruz'- Bosna-Hersek'te bir Müslüman devlet
kurulmasının amaclandığı sövleniyor.
Sizin gerçekten böyle bir isteğiniz var
mı?
HRLE - Sorunuzu çok iyi anladığımı
sanıyorum. Böyle bir sorunun sorulması
dahi provokasyondur. Ben, Avrupa
Sendikalar Konfederasyonu üyesi
ülkeleri ziyarete gittiğimde de bu savaşın
çıkış nedeni, Bosna ve Bosnalılar
hakkında hiçbir bilgısi olmayan
insanlann bu türlü sorulanyla defalarca
karşılaştım. Bunlar çok iyi planlanmış
ve hazırlanmış Sırp propagandasının
üzerine oturup onu kullanmaya
çalışanlardı. Biz beş gün önce
Saraybosna'dan çıktığımızda ne
halkımızın ne de devlet
yöneticilerimızin Bosna'da bir
Müslüman devlet kurma gibi derdi
vardı. Biz, içinde özgür bireylerin
yaşayacağı. çağdaş demokrasiyı temel
alan bir devlet istiyoruz. Bizim
amacımız her bireyin dinî, ırksal ve
kültürel özgürlük içinde yaşayabileceği
bir ülke lcurmak. Bosna-Hersek; Hırvatı,
Sırpı, Boşnağı, Yahudısı. Arnavutu ve
diğer uluslardan oluşan geniş bir halk
mozayiğine sahip bir bölgedir. Bir kilım
üzerindeki motifleri düşünün. Bu
motifler içinde Hırvat da Boşnak da Sırp
da Arnavut da vardır. Bu motiflerden
birini bile çıkarsanız, Bosna artık Bosna
olmaktan çıkar.
- Yani Trto'nun yapav olarak
Yugoslavya'da tutmak istediği mozayiği
siz Bosna'da bütün doğalhğıyla korumak
istiyorsunuz...
HRLE -Tito dönemını, Tıto'nun ne
düşündüğünü. ne yaptığını pek
bilemiyorum, ama biz ne yaptığımızı ne
düşündüğümüzü çok iyi biliyoruz. Biz
bin yıldır çok kültürlü bir toplum olarak
yaşadık; bin yıl daha çok kültürlü bir
toplum olarak yaşayacağız.
Şu anda Saraybosna'da 250 bin kişi
yaşıyor. Bunun 50 binı Sırp, 70 binı
Hırvat, geri kalanı da Boşnak. Bunlann
hepsi bizimle birlikte aynı kaderi
paylaştılar. Birlikte su kuyruğuna
giriyoruz. aynı acılan çekiyoruz, birlikte
yaşıyoruz, birlikte ölüyoruz.
Aynı gün içinde hem ezan sesi, hem de
kiliselerin çalan çanlannı duyuyorsunuz.
Bizim büyüklüğümüz, bugüne kadar
Tann'nın hiçbir evini yıkmamamızdan
geliyor. Ordunun yüzde 90'ından fazlası
bizden, yani Boşnaktır. Ama biz hiçbir
zaman birTann evini yıkma
teşebbüsünde bulunmadık. Oysa Sırplar
ne kadar cami, bize aıt tarihı eser varsa
yerle bir ettiler. Bu binalar yeniden
onanlamasın diye temellerinı bile
söktüler. Bu. akjl almaz. korkunç bır şey.
Bu. çağdaş dünyada olmaması gereken
dehşet verici ilkel bir davranış. Islam
kültürüne ait ne varsa yok etmeye
çalıştılar; büyük ölçüde de yok ettiler.
Bir başka şey daha var. Ele geçirdikleri
bölgelerin halkını ana yurtlanndan toplu '
halde sürüyorlar. Düşünün ki 50 bıne
yakın Bosnalı kadına da tecavüz ettiler.
Üstelik bunlan yapan da onlann eski
komşulan...
- Sizce bu saldınlarda dinsel bir öğe de
var mıydı?
HRLE - Evet. Avrupa'nın göbeğinde
Süleyman
Hrle
fAostar yahnlannda küçük bir
kasaba olan Stolas 'ta I941'de
doğdu. Yüksek öğrenimini
Saraybosna Üniversitesi Hukuk
Fakültesi 'nde tamamladı. Hukuk
fakültesinin açtığı mahkeme
avukatlığı sınavını kazanarak
çalışmaya başladı. Daha sonra
Stolas 'a dönerek ilçe sekreterliği
yaptı. Bosna-Hersek
Parlamentosu 'nun hukuk
danışmanlığı görevini yürüttü.
Daha sonra Bosna-Hersek 'te hukuk
eğitimi veren bir yüksek okulun
dekanlığına atandı. 10 yıl öğretim
üyesi ve dekan olarak görev yaptı.
1986 da Bosna-Hersek Sendikalar
Birliği 'nin yönetim kurulu üyeliğine
seçildi. 1990 da Sendikalar Birliği
Kongresi nde başkanlığa getirildi.
O tarihten buyana başkanhk
görevini yürütüyor.
böylesine güçlü bir Müslüman halkın
yaşamasını hazmedemediler. Ama
tanhte bugüne kadar hiçbir millet yok
edilememıştir.
Demin, savaşın bitmesi için bir umut
ışığı görüp görmediğimizi sormuştunuz.
Ben size tarih örneğiyle bunun yanıtını
verebilinm.
Şu an bizi yaşatan. ayakta tutan yegâne
şey umut... Inanıyorum ki bizler bir gün
özgürlüğumüze kavuşacağız. Biz, hiçbir
hak ve özgürlüğün insanlara
venlmediğini, bunu almak gerektiğini
ögrendik. Saldırganlar hak ve
özgürlüklerimızi nasıl bizlerden
aldılarsa biz de ayrıı yöntemlerle hak ve
özgürlüklerimızi onlardan geri alacağız.
Demin, bizim de saldınya geçip
geçmediğımizi sormuştunuz. Bu
sözlerim sızin o sorunuza yanıttır.
Ama askeri terminolojiye göre bız
saldırgah taraf değiliz. Zaten bu savaş
bize empoze edilmıştir. Her şeyi yakıp
yıktılar. Bu yetmedi; her şeyimizi yok
etmek istiyorlar. Ama tabii ki buna izin
vermeyeceğiz. Onlann saldınlanna karşı
biz kendimizi savunmaya mecburuz.
Bunu da başanyoruz. Gerçekler ve
doğrular hep bizim yanımızda olduğu
için savaşın sonunda biz başanya
ulaşacağız. Demokrasi ve özgürlükler
için biz kazanmak zorundayız. Tann
göstermesin, bız kaybedersek kaybeden
sadece biz olmayacağız. Hem Batı hem
de demokratık dünya yenik düşecektir.
Biz kaybedersek bugün bizim
yaşadıklanmızı gelecekte Avnıpa
ülkeleri de yaşayacak.
- Sizce ne olur? Sırplar bütün
Avrupa'nın başına dert mi açarlar?
HRLE - Sadece Sırplar değil. Bütün
faşist güçler ortaya çıkar. Avrupa
ülkelennin bünyelerinde bu tür savaşlar
patlak verir. Avrupa bugün bize takındığı
tavn sürdürürse yakın zamanda
kendilerini çok büyük bir kanşiklığın
içinde bulacaklar. Faşist liderler
sivrilecek ve siyasetlerini halklara
empoze etmeye çahşacakJar. Biz savaşın
başlangıcından beri bütün Avrupa
ülkelerinden yardım isterken bunu
sadece Bosna için yapmıyorduk. Avrupa,
uzun vadede kendini korumak için kendi
kendisine de yardım etmeliydi. Bu
aymazlıktan kurtulmalıydı. Temas
ettiğimiz Avrupalı yetkililere bu
düşüncelerimiz ve kaygılanmızı izah
etmeve çalıştık.
"Bosna'daki faşizmi durdurmazsanız bir
zaman sonra bu tehlike bütün Avrupa'yı
tehdit edecek. Bunu şimdi yapmazsanız,
ileride çok gcç kalınmış obeakür"
sözleriyle derdimizi onlara ulaştırmak
için çok mücadele verdik. Türkiye'ye
geldiğimizde Türk hükümeti
yetkililerine de aynı şeyi anlattık.
Bosna'da kurduğumuz savunma hattının
sadece Bosna için değil, aynı zamanda
Türkiye için de olduğunu söyledik. Şu
anda Bosna"dakiler küçük faşistler. Ama
günün birinde Avrupa büyük faşistler
tarafından ele geçirilecek. Korkanm o
zaman Türkiye de aynı akıbete uğrar.
Türk milleti. Türk devleti ve hükümeti
daha aktif bır biçimde tarihi
sorumlululdanndan kaynaklanan
vecibelerini yerine getirme
zorunluluğunu hisseder, umanm. Çünkü
Bosna tarihi Türklerinkine çok yakındır.
Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'e de
bu konudakı görüşlerimizı ilettik. Aynı
şekilde DSP Genel Başkanı Bülent
Ecevit'le görüşmemizde de kendisine
tarihi misyonundan kaynaklanan
sorumlululdannı hatırlattık.
- Siz DİSK'in çağınlısı olarak
buradasınız. Bosna'da sendikal
faalryetter ne durumda?
HRLE - Bilıyorsunuz. savaş üç buçuk
yıldır sürüyor. Ülkesini seven bütün
vatandaşlanmız da cephede. Bizler bu
özgürlük mücadelesinin en ön saflannda
yer alan temsilcilenyız. Ordudakı herkes
ışçi-köylü sınıfı. Dolayısıyla biz işçiler
Bosna'yı savunuyoruz. Bizim sendikacı
olarak şu anda yegâne görevimiz galip
gelene kadar kurtuluş mücadelesinde
sonuna kadar savaşmaktır.
TC
KARŞIYAKA 2. SULH HUKUK
MAHKEMESİ
Esas: 1995/827
Davaci Süleyman Şeker tarafından davalılar Fatma
Kınay vs. aleyhine ikame olunan ortakJığın gıdenlmesı
da\
r
ası nedeniyle: Davacı dilekçesinde özetle. taraflann
Karşıyaka Turan Mah. 25M-2A pafta, 37190 ada, 3 par-
selde kayıtlı taşınmaza paydaş olduklannı, aynen taksı-
mı mümkün olmadığından satılarak paydaşlığın gıdenl-
mesine karar verilmesini talep etmıştir.
Davalı paydaşlar Mehmet kızı Fatma Kjyman, Hüse-
yin Avnı kızı Handan Yücetürk, Hüseyin Avnı oglu Is-
mail Kjyman. Hüseyin Avnı oğlu Osman Kıyman'ın ad-
reslen tespit edilemedığınden dava dilekçesinın ilan yo-
lu ile teblığine karar verilmiş olmakla;
Yukanda adı geçen davalılann yargılamanın bırakıl-
dığı 23.8.1995 günü saat 10.00'da mahkememizde haztr
bulunmalan veya kedilerini bir vekille temsil ettırmele-
ri. aksi halde yargılamaya yokluklannda devam oluna-
cağı ve kendilerine münasıbinin kayyım tayin edileceği
hususu ilanen tebliğ olunur. 6.7.1995
Basın: 32132
Gelir Vergısi Kanunu nun 89-2 ve Kurumlar Vergisı Kanunu nun 14-6 na
Maddeleri Uyarınca Bağijlannu, Vergı Matrahmııdan Tenzıl Ediltr
DARÜLACEZE VAKFI
Açılış-Kuruluş-Vefat ve Her Türlü Kutlama Toplantılannda
Çıçek Yenne Nakit Bagışlannız İçin Hızmetınızdedır
Tel: 0212 - 221 79 50 (8 Hat) Fax: 0212 - 221 79 54
MUĞLA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
1993/766
Davacı tkbal Gıda Maddelen Tıcaret ve Sanayi Limited Şırketi adına şirket Müdürü
Hüseyin Kıvırcık vekilı tarafından davalı Hakan Demırcıoğlu aleyhine açılan çek iptalı
davasının yapılan duruşmalan sırasında venlen ara karan gereğince: Elektrik malzeme-
len satıcısı PTT Sokağı Dalaman adresınde mukım davalı Hakan Demırcıoğlu adına çı-
kanlan dava dilekçesi bila tebliğ ıade edılmiş olup zabıta manfetiyle yapılan tahkık ve
tespitte de açık adresinın tespıti mümkün olmadığından, davalı Hakan Demircioğlu'nıuı
HML'K'nın 213, 337. maddelen gereğince dunışmanın bırakıldığı 18.9.1995 günü saat
11.30'da Muğla Asliye Hukuk Mahkemesı dunışma salonunda hazır olması \e>a kendi-
sini bır vekille temsil ettırmesı, aksi takdirde dunışmanın yokluğunda yapılarak karar ve-
rileceği ilanen tebliğ olunur. 13.2.1995
Basın: 12675
MERİÇ SULH HUKUK MAHKEMESİ
1994-93
Davacı Halil Durmaz vs. davalı Alı Durmaz ve arkadaş-
lan hakkında, Meriç ılçesi. Küplü köyü adresınde oturduk-
lannı beyan ile açtı&ı izale-ı şüyu da'vasında davalı Rasım
Durmaz'a tüm çabaîara rağmen teblığat yapılamamış. hak-
kında 7201 S.K.nun 28. ve Dm. göre ılanen teblığat yapıl-
masına karar verilmiş, bu bakımdan davalı Rasim Dur-
maz'ın duruşmanm bırakıldığı 9.8.1995 günü saat 09.00'da
mahkememizde hazır bulunması veya kendisini vekille
temsil ettirmesi gerekmektedir. Aksi takdirde dava gıyabın-
da sonuçlandmlacaktır. Keyfıyet ilanen tebliğ olunur.
20 1.1995 Basın: 9267
HATAY 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DosyaNo: 1994/142
Davacı Leyla San tarafından davalı Ahmet Sarı aley-
hine açılan boşanma davası nedeniyle: Şanlıurfa ili, Bi-
recik ilçesı Saha Mah. 278 kütükte nüfusa kayıtlı Ahmet
oğlu Ahmet San'nın dava dilekçesinın ilanen tebliğıne
karar verilmiş olduğundan, duruşma günü olan
11.9.1995 günü saat 09.00'da duruşmaya gelmesi, gel-
mediği takdirde davanın yokluğunda devam edeceği teb-
liğ yenne geçerli olmaküzereılan olunur. Basın: 19200
İLAN
K3RŞEHİR ASLİYE 1. HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
DosyaNo: 1994/163
Davacı Ayfer Yıldınm (Köksal) vekilı Av. Doğan Ko-
ca tarafından davalı Adem Köksal aleyhine açılan vela-
yetın nez'i davasında yapılan duruşma sonunda davalı-
nın adresi tüm araştırmalara rağmen bulunamadığından,
Kırşehir merkez Mucur ilçesı Obruk köyü cilt no:
041 /01, sayfa no: 057, kütük sıra no: 13 'te nüfusa kayıt-
lı Adem ve Ayfer'den olma 22.2.1993 d.lu Leyla Kök-
sal'ın velayetinin davacı anneye venlmesine karar veril-
diği, taraflann aynı yerde oturmalan halinde haftanın
pazar günleri ve dını bayramların bırinci günlen saat
09.00-17.00 arası, ayn yerlerde oturmalan halinde her
sene I -30 temmuz tarihleri arasında davalı baba Adem
Köksal'm çocuğu ile şahsi münasebet tesisınde muhta-
riyetine karar verildiğı. karann davalı Adem Köksal'ın
adresi tespit edilemedığınden karann tebliğ edılemedı-
ği. işbu ilanı tebliğ tarihınden ıtibaren 15 gün içinde tem-
yiz etmesi, aksi takdirde karann kesınleşeceğı ilanen
tebliğ olunur. 16.5.1995
Basın: 25881