01 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 16 TEMMUZ 1995 PAZAR PAZAR KONUKLARI Bosna halkı umudunu ve direnmegücünü kaybetmiyo İSK'in davetlisi olan Bosna-Hersek Sendikalar Birliği Başkanı ve Askeri Sağlık Örgütü Başkanı Bosna'nın çok kültürlü bir toplum olduğunu ve böyle yaşaması gerektiğini vurguluyor. UNUŞLEYLA TAVŞANOĞLU Bosna-Hersek 'te üç buyukyıldır kanlı savaş süriiyor... Sırplar, Batı dan aldıklan desteğin hareket serbestliği içinde Bosnalılara saldınlarını gittikçe yoğunlaştmyoriar. Bosna da ise hayatta kalmayı başarun bir avuç insan, büîün olanaklarım seferber edip, sağlayabildikleri cılız yardımlann kendilerine verdiği güçle bu saldırılara karşı koymaya çabalıyor. Tıyecekyok, ilaç yok, tıbbi tedavi olanaklan sıfıra indirilmiş durumda. Ama Bosna halh umudunu, direnç gücünü kaybetmivor. Bosna 'daki son durumu, halkm hayatta kalmak için neler yaptığını, umutlan, kaderciliği DlSK 'in çağnlısı olarak Türkiye 'ye gelen Bosna-Hersek Sendikalar Birliği Başkanı Süleyman Hrie ve Askeri Sağlık Örgütü Başkanı Dr. Dzeyir Cubur'la tercümanlan araalığıyla konuştuk 'Kin venefret bizi ayakta tutuyor'- Türkiye 'ye DİSK 'in davetlisi olarak geldiğinizi biliyoruz. Saraybosna 'dan nasıl çıktınız ve hangi yollardan gelebildiniz? Bize önce bu yolculuğun öyküsünü anlatır mısınız? CUBUR - Önce Saraybosna Havaalanı pistinin altında bulunan 70 santim eninde, l .50 metre yûksekliğinde ve 1.5 kilometre uzunluğundaki birtünelden geçmek zorundaydık. Şehirden tek çıkış yolu buydu çünkü. Tünelin çıkışında bir otomobil bizi bekJiyordu. Fazla gürültü yapmamaya çalışarak ve otomobilin ışıklannı yakmadan bır dağ yolundan üç buçuk saat seyahat ettik. Yol süreklı roket ateşi altındaydı. Adeta bir roket sağanağı diyebilirsiniz. Orta Bosna'ya, Split'e geldiğimizde artık fazla bir tehlike kalmamıştı. Splitten Zagreb'e uçtuk. Zagreb'den de uçağa binerek Istanbul'a vardık. AJdınızın alamayacağı kadar riskli bir yolculuktu. - Bosna-Hersek Savaşı sürerken halkın sağlık durumu sizce bir doktor olarak nasıl? O savaş kosullarmda sağlık hizmetlerini nasd verebiliyorsunuz? CUBUR- Bosna - Hersek'te öncelikle düşmandan kurtanlmış serbest bölgeler var. Birde beş tane Gorazde, Jepce, Srebrenitska, Saraybosna ve Bihac bölgeleri bulunuyor. Bunlar çok sıkı kuşatma altında. Bu iki bölgeyi ayn ayn değerlendinnemiz lazım. Size orta yaşlı, ama kendine iyi bakmış, dinç bir kişiyle yaptığım bir konuşmayı anlatmak istiyorum. Bu kişi bana, "Ne psikolojik ve ne fiaksel olarak arük bünye daha fazlasını kaldirmrvor" dedi. Size kuşatmayı ve savaşı Saraybosna'nın içinde yaşadığımız için kentin durumunu anlatmak istiyorum. Biz sadece, demın sözünü ettiğim tünelden girip çıkan yiyecekler ve tıbbi malzemeyle ayakta kalmaya çalışıyoruz. Bu arada Birleşmiş Milletler (BM) de saldırganın (Sırplar) başanlı olması için elinden geleni yaptı. BM bugün Saraybosna'da yaşayanlara ayda birey başına 200 gram un düşecek kadar yardım yapıyor. -Başka hiçbir besin maddesi ulaşmıyor mu? CUBUR - Çok seyrek de olsa arada bir şeker ve yag da veriyorlar. Bu üç temel besin maddesi olmazsa yaşamamız olanaksız. - Peld,_başka besin madeleri ulaşmıyor mu? Örneğin, süt,yumurta... CUBUR- Ben daha fazlasını söylemek istemiyorum. Birtünelden neyin girip çıkabileceğini siz düşünün artık... Bir kilo portakal 12 mark. Bir kilo şekeT 80 marka çıktı. Üç buçuk yıldır süren bu savaşta insanlanmız çok yıprandı. Ama nazar değmesin, yine de sağlık durumlan iyi. Bir kere bu süre içinde hiç bir bulaşıo hastalık. salgın olmadı. - Bütün olanaksızlıklara karşın askeri sağlık komisyonu iyi sağlık hizmeti vermeyi başarabiliyor mu? CUBUR- Mümkün değil. tnsanlar kendi kendilerine ancak bakabilıyorlar. Bir kere çok bilinçliler. Eğitim düzeyleri de yüksek olunca mümkün oduğunca kendı sağlıklanyla ilgilenebiliyorlar. Bakın şimdi, size nasıl dar olanaklar içinde yaşadığımızı anlatayım. Bir kere doğalgaz olmadığı için merkezi ısıtma Dr. Üzeyir Cııbur 1944 'te. Hersek bölgesindeh Gatzko kentinde doğdu. Yüksek öğrenimini ve doktomsını Saraybosna Tıp Fakültesi 'nde tamamladı. Bunun ardından Zagreb Üniversitesi Kardiyoloji Bölümü 'nde ihtisas yaptı. 1990ydında Bosna-Hersek Sendikalar Birliği Kongresi 'nde yönetim kurulu üyeliğine seçildi. Bosna-Hersek Savaşı patlak verdiği sırada Saraybosna nın savunulması için kurulan örgütün komutanlığını üstlendi. Bosna-Hersek Genelkurmay Başkanlığı 'na bağlı olan Askeri Sağlık Örgütü 'nün başkanlığını sürdürüyor. Biryandan da Bosna-Hersek savaş Konseyi üyesi. Rütbesi binbaşı. sistemimiz çalışmıyor. Sonra elektrik. su yok. Bir düşünün. Üç buçuk yıldır böyle yaşamaya çalışıyoruz. - Bütün bunlara daynacak gücü nereden buluyorsunuz? CUBUR- Dü'şmana (Sırplar) duyulan kin ve nefret bütün bu olanaksızlıklan. yokluklan bize unutturuyor. Bugün bile Saraybosna'ya gelseniz dünyanın en güzel kızlannı, en yakışıklı erkeklerini orada görebilirsiniz. Her türlü yokiuğa karşın insanlanmız hâlâ güzelliklerini korumayı başarabiliyorlar. - Bosnah kadınlann başlanna gelenlerden de söz etmek istiyorum. Sırp askerterinin tecavüz olayları bitti mi, sürüyor mu? CUBUR- Başlangıçta, bizim kendimızi sav unamayacağımız bir döneme denk gelen ve sistematik olarak yapılan bu iğrenç tecavüz olaylan. kadınlanmıza yaşatılan onca acı bugün sona erdi. Savaş çıktığı zaman biz hâlâ insanlanmıza, komşulanmıza güveniyorduk. Onlann bizlere herhangi bir kötülük yapabilecekkrini aklımızın ucundan bile geçiımiyorduk. Zaten onlara sonuna kadar güvenmenin kurbanı olduk. Akıl almaz bir biçimde kadmlara sistematik olarak tecavüz ediyorlar, sonra da onlan toplama kamplanna götürüp beş-altı ay süreyle bırakmıyorlardı. Amaçlan, hamile kalan kadınlann çocuklannı aldırabilecekleri dönemi geçirmeleriydi. Onlann tecavüz ürünü olan o çocuklan doğurmalannı sağlamak ve yaşamlan boyunca bu olaylan onlara hatırlatmak ıstiyorlardı. Kadın o süre içinde psikolojık çöküntüye uğruyor ve dayanamayacak hale geliyorsa onu öldürüyorlardı. Eğer sağlıkhysa çocuğu doğurması için ellerinden geleni yapıyorlardı. Ama biz artık güçlendik. Hiçbir şekilde böyle iğrenç olaylara izin vermeyiz. Düzenli. sayısı 200 bini geçen bır ordumuz var. Artık öyle bir şey yapabilmeleri mümkün değıl. Onlar (Sırplar) Saraybosna'yı ele geçirmek için de büyük çaba harcadılar. Bu konuda her türlü bilgiyi elde etmiştik. Son zamanlarda onlara karşı askeri başanlar elde etmemize çok kızdılar. Şimdi sivillere yönelik bombardımanlara başladılar. - Savaş nedeniyle bölgede kalp hastalıkları sayısı arttı mı? Arttıysa bu hastalan hangi teknolojik olanaklarla tedavi edebiliyorsunuz? CUBUR - Bir kere ilaç yok. BM bize süresi çoktan geçmiş ilaçlan gönderiyor. Biz bunlan ne yapalım? tlaçsızlık bizim için en büyük sıkıntımız olduğu için düzgün ve yeterli miktarda ilaç yardımına çok ihtiyacımız var. Savaş patlak vermeden önce ben en son teknolojiyle çalışıyordum; bilgisayar kullanıyordum. Her türlü aletimiz vardı. Bugünse yeniden babadan kalma yöntemlere döndük. Yani elle muayene ediyonız. kalbi stetoskopla dinliyoruz. - Peki, başanlı olabiliyor musunuz? CUBUR - înanılması çok güç, ama cidden başanlı oluyoruz. - Bosna 'ya hâlâ ambargo uygulanıyor. BM'nin gönderdiğiyardım malzemesi dtşında ambargo delinebiliyor mu? Başka nerelerden yardım altyor sunuz? CUBUR - Bir kere, silah gücümüzün asian payını düşmandan (Sırplar) elde ediyonız. Gerilla savaşı yapıyoruz, baskınlarda önemli ölçüde silah sağlıyoruz kendimize. Ama başka kaynaklardan da silah geliyor. - Yani ambargo delinebiliyor? CUBUR - Çok rahat deliniyor. - Bu savaşı sona erdirecek herhangi bir umut ışığı görüyor musunuz? CUBUR - Başlayan her savaş bir gün masa başında bitirilir. Bosna'da düşmana karşı verdiğimiz bu savaşta işimizin kolay olmadıgını da bilmemız gerekiyor. Biz faşizme karşı savaşıyoruz. - Başlayan savaşlar masa başında bitirilir, dediniz. Bu savaş sizce masa başında nasd biter? Çünkü hep yaşanan deneyimdir. Bazen savaşta kazandanlar masa başında kaybediliyor... CUBUR - Biz ordumuzun alacağı sonuçlarla bu savaşın bizim açımızdan olumlu biteceğine inanıyoruz. Bunun yegâne çözümü ordumuzun elde edeceği başanlardır. 'Özgürlükçübir devlet istiyoruz'- Bosna-Hersek'te bir Müslüman devlet kurulmasının amaclandığı sövleniyor. Sizin gerçekten böyle bir isteğiniz var mı? HRLE - Sorunuzu çok iyi anladığımı sanıyorum. Böyle bir sorunun sorulması dahi provokasyondur. Ben, Avrupa Sendikalar Konfederasyonu üyesi ülkeleri ziyarete gittiğimde de bu savaşın çıkış nedeni, Bosna ve Bosnalılar hakkında hiçbir bilgısi olmayan insanlann bu türlü sorulanyla defalarca karşılaştım. Bunlar çok iyi planlanmış ve hazırlanmış Sırp propagandasının üzerine oturup onu kullanmaya çalışanlardı. Biz beş gün önce Saraybosna'dan çıktığımızda ne halkımızın ne de devlet yöneticilerimızin Bosna'da bir Müslüman devlet kurma gibi derdi vardı. Biz, içinde özgür bireylerin yaşayacağı. çağdaş demokrasiyı temel alan bir devlet istiyoruz. Bizim amacımız her bireyin dinî, ırksal ve kültürel özgürlük içinde yaşayabileceği bir ülke lcurmak. Bosna-Hersek; Hırvatı, Sırpı, Boşnağı, Yahudısı. Arnavutu ve diğer uluslardan oluşan geniş bir halk mozayiğine sahip bir bölgedir. Bir kilım üzerindeki motifleri düşünün. Bu motifler içinde Hırvat da Boşnak da Sırp da Arnavut da vardır. Bu motiflerden birini bile çıkarsanız, Bosna artık Bosna olmaktan çıkar. - Yani Trto'nun yapav olarak Yugoslavya'da tutmak istediği mozayiği siz Bosna'da bütün doğalhğıyla korumak istiyorsunuz... HRLE -Tito dönemını, Tıto'nun ne düşündüğünü. ne yaptığını pek bilemiyorum, ama biz ne yaptığımızı ne düşündüğümüzü çok iyi biliyoruz. Biz bin yıldır çok kültürlü bir toplum olarak yaşadık; bin yıl daha çok kültürlü bir toplum olarak yaşayacağız. Şu anda Saraybosna'da 250 bin kişi yaşıyor. Bunun 50 binı Sırp, 70 binı Hırvat, geri kalanı da Boşnak. Bunlann hepsi bizimle birlikte aynı kaderi paylaştılar. Birlikte su kuyruğuna giriyoruz. aynı acılan çekiyoruz, birlikte yaşıyoruz, birlikte ölüyoruz. Aynı gün içinde hem ezan sesi, hem de kiliselerin çalan çanlannı duyuyorsunuz. Bizim büyüklüğümüz, bugüne kadar Tann'nın hiçbir evini yıkmamamızdan geliyor. Ordunun yüzde 90'ından fazlası bizden, yani Boşnaktır. Ama biz hiçbir zaman birTann evini yıkma teşebbüsünde bulunmadık. Oysa Sırplar ne kadar cami, bize aıt tarihı eser varsa yerle bir ettiler. Bu binalar yeniden onanlamasın diye temellerinı bile söktüler. Bu. akjl almaz. korkunç bır şey. Bu. çağdaş dünyada olmaması gereken dehşet verici ilkel bir davranış. Islam kültürüne ait ne varsa yok etmeye çalıştılar; büyük ölçüde de yok ettiler. Bir başka şey daha var. Ele geçirdikleri bölgelerin halkını ana yurtlanndan toplu ' halde sürüyorlar. Düşünün ki 50 bıne yakın Bosnalı kadına da tecavüz ettiler. Üstelik bunlan yapan da onlann eski komşulan... - Sizce bu saldınlarda dinsel bir öğe de var mıydı? HRLE - Evet. Avrupa'nın göbeğinde Süleyman Hrle fAostar yahnlannda küçük bir kasaba olan Stolas 'ta I941'de doğdu. Yüksek öğrenimini Saraybosna Üniversitesi Hukuk Fakültesi 'nde tamamladı. Hukuk fakültesinin açtığı mahkeme avukatlığı sınavını kazanarak çalışmaya başladı. Daha sonra Stolas 'a dönerek ilçe sekreterliği yaptı. Bosna-Hersek Parlamentosu 'nun hukuk danışmanlığı görevini yürüttü. Daha sonra Bosna-Hersek 'te hukuk eğitimi veren bir yüksek okulun dekanlığına atandı. 10 yıl öğretim üyesi ve dekan olarak görev yaptı. 1986 da Bosna-Hersek Sendikalar Birliği 'nin yönetim kurulu üyeliğine seçildi. 1990 da Sendikalar Birliği Kongresi nde başkanlığa getirildi. O tarihten buyana başkanhk görevini yürütüyor. böylesine güçlü bir Müslüman halkın yaşamasını hazmedemediler. Ama tanhte bugüne kadar hiçbir millet yok edilememıştir. Demin, savaşın bitmesi için bir umut ışığı görüp görmediğimizi sormuştunuz. Ben size tarih örneğiyle bunun yanıtını verebilinm. Şu an bizi yaşatan. ayakta tutan yegâne şey umut... Inanıyorum ki bizler bir gün özgürlüğumüze kavuşacağız. Biz, hiçbir hak ve özgürlüğün insanlara venlmediğini, bunu almak gerektiğini ögrendik. Saldırganlar hak ve özgürlüklerimızi nasıl bizlerden aldılarsa biz de ayrıı yöntemlerle hak ve özgürlüklerimızi onlardan geri alacağız. Demin, bizim de saldınya geçip geçmediğımizi sormuştunuz. Bu sözlerim sızin o sorunuza yanıttır. Ama askeri terminolojiye göre bız saldırgah taraf değiliz. Zaten bu savaş bize empoze edilmıştir. Her şeyi yakıp yıktılar. Bu yetmedi; her şeyimizi yok etmek istiyorlar. Ama tabii ki buna izin vermeyeceğiz. Onlann saldınlanna karşı biz kendimizi savunmaya mecburuz. Bunu da başanyoruz. Gerçekler ve doğrular hep bizim yanımızda olduğu için savaşın sonunda biz başanya ulaşacağız. Demokrasi ve özgürlükler için biz kazanmak zorundayız. Tann göstermesin, bız kaybedersek kaybeden sadece biz olmayacağız. Hem Batı hem de demokratık dünya yenik düşecektir. Biz kaybedersek bugün bizim yaşadıklanmızı gelecekte Avnıpa ülkeleri de yaşayacak. - Sizce ne olur? Sırplar bütün Avrupa'nın başına dert mi açarlar? HRLE - Sadece Sırplar değil. Bütün faşist güçler ortaya çıkar. Avrupa ülkelennin bünyelerinde bu tür savaşlar patlak verir. Avrupa bugün bize takındığı tavn sürdürürse yakın zamanda kendilerini çok büyük bir kanşiklığın içinde bulacaklar. Faşist liderler sivrilecek ve siyasetlerini halklara empoze etmeye çahşacakJar. Biz savaşın başlangıcından beri bütün Avrupa ülkelerinden yardım isterken bunu sadece Bosna için yapmıyorduk. Avrupa, uzun vadede kendini korumak için kendi kendisine de yardım etmeliydi. Bu aymazlıktan kurtulmalıydı. Temas ettiğimiz Avrupalı yetkililere bu düşüncelerimiz ve kaygılanmızı izah etmeve çalıştık. "Bosna'daki faşizmi durdurmazsanız bir zaman sonra bu tehlike bütün Avrupa'yı tehdit edecek. Bunu şimdi yapmazsanız, ileride çok gcç kalınmış obeakür" sözleriyle derdimizi onlara ulaştırmak için çok mücadele verdik. Türkiye'ye geldiğimizde Türk hükümeti yetkililerine de aynı şeyi anlattık. Bosna'da kurduğumuz savunma hattının sadece Bosna için değil, aynı zamanda Türkiye için de olduğunu söyledik. Şu anda Bosna"dakiler küçük faşistler. Ama günün birinde Avrupa büyük faşistler tarafından ele geçirilecek. Korkanm o zaman Türkiye de aynı akıbete uğrar. Türk milleti. Türk devleti ve hükümeti daha aktif bır biçimde tarihi sorumlululdanndan kaynaklanan vecibelerini yerine getirme zorunluluğunu hisseder, umanm. Çünkü Bosna tarihi Türklerinkine çok yakındır. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'e de bu konudakı görüşlerimizı ilettik. Aynı şekilde DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit'le görüşmemizde de kendisine tarihi misyonundan kaynaklanan sorumlululdannı hatırlattık. - Siz DİSK'in çağınlısı olarak buradasınız. Bosna'da sendikal faalryetter ne durumda? HRLE - Bilıyorsunuz. savaş üç buçuk yıldır sürüyor. Ülkesini seven bütün vatandaşlanmız da cephede. Bizler bu özgürlük mücadelesinin en ön saflannda yer alan temsilcilenyız. Ordudakı herkes ışçi-köylü sınıfı. Dolayısıyla biz işçiler Bosna'yı savunuyoruz. Bizim sendikacı olarak şu anda yegâne görevimiz galip gelene kadar kurtuluş mücadelesinde sonuna kadar savaşmaktır. TC KARŞIYAKA 2. SULH HUKUK MAHKEMESİ Esas: 1995/827 Davaci Süleyman Şeker tarafından davalılar Fatma Kınay vs. aleyhine ikame olunan ortakJığın gıdenlmesı da\ r ası nedeniyle: Davacı dilekçesinde özetle. taraflann Karşıyaka Turan Mah. 25M-2A pafta, 37190 ada, 3 par- selde kayıtlı taşınmaza paydaş olduklannı, aynen taksı- mı mümkün olmadığından satılarak paydaşlığın gıdenl- mesine karar verilmesini talep etmıştir. Davalı paydaşlar Mehmet kızı Fatma Kjyman, Hüse- yin Avnı kızı Handan Yücetürk, Hüseyin Avnı oglu Is- mail Kjyman. Hüseyin Avnı oğlu Osman Kıyman'ın ad- reslen tespit edilemedığınden dava dilekçesinın ilan yo- lu ile teblığine karar verilmiş olmakla; Yukanda adı geçen davalılann yargılamanın bırakıl- dığı 23.8.1995 günü saat 10.00'da mahkememizde haztr bulunmalan veya kedilerini bir vekille temsil ettırmele- ri. aksi halde yargılamaya yokluklannda devam oluna- cağı ve kendilerine münasıbinin kayyım tayin edileceği hususu ilanen tebliğ olunur. 6.7.1995 Basın: 32132 Gelir Vergısi Kanunu nun 89-2 ve Kurumlar Vergisı Kanunu nun 14-6 na Maddeleri Uyarınca Bağijlannu, Vergı Matrahmııdan Tenzıl Ediltr DARÜLACEZE VAKFI Açılış-Kuruluş-Vefat ve Her Türlü Kutlama Toplantılannda Çıçek Yenne Nakit Bagışlannız İçin Hızmetınızdedır Tel: 0212 - 221 79 50 (8 Hat) Fax: 0212 - 221 79 54 MUĞLA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ 1993/766 Davacı tkbal Gıda Maddelen Tıcaret ve Sanayi Limited Şırketi adına şirket Müdürü Hüseyin Kıvırcık vekilı tarafından davalı Hakan Demırcıoğlu aleyhine açılan çek iptalı davasının yapılan duruşmalan sırasında venlen ara karan gereğince: Elektrik malzeme- len satıcısı PTT Sokağı Dalaman adresınde mukım davalı Hakan Demırcıoğlu adına çı- kanlan dava dilekçesi bila tebliğ ıade edılmiş olup zabıta manfetiyle yapılan tahkık ve tespitte de açık adresinın tespıti mümkün olmadığından, davalı Hakan Demircioğlu'nıuı HML'K'nın 213, 337. maddelen gereğince dunışmanın bırakıldığı 18.9.1995 günü saat 11.30'da Muğla Asliye Hukuk Mahkemesı dunışma salonunda hazır olması \e>a kendi- sini bır vekille temsil ettırmesı, aksi takdirde dunışmanın yokluğunda yapılarak karar ve- rileceği ilanen tebliğ olunur. 13.2.1995 Basın: 12675 MERİÇ SULH HUKUK MAHKEMESİ 1994-93 Davacı Halil Durmaz vs. davalı Alı Durmaz ve arkadaş- lan hakkında, Meriç ılçesi. Küplü köyü adresınde oturduk- lannı beyan ile açtı&ı izale-ı şüyu da'vasında davalı Rasım Durmaz'a tüm çabaîara rağmen teblığat yapılamamış. hak- kında 7201 S.K.nun 28. ve Dm. göre ılanen teblığat yapıl- masına karar verilmiş, bu bakımdan davalı Rasim Dur- maz'ın duruşmanm bırakıldığı 9.8.1995 günü saat 09.00'da mahkememizde hazır bulunması veya kendisini vekille temsil ettirmesi gerekmektedir. Aksi takdirde dava gıyabın- da sonuçlandmlacaktır. Keyfıyet ilanen tebliğ olunur. 20 1.1995 Basın: 9267 HATAY 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DosyaNo: 1994/142 Davacı Leyla San tarafından davalı Ahmet Sarı aley- hine açılan boşanma davası nedeniyle: Şanlıurfa ili, Bi- recik ilçesı Saha Mah. 278 kütükte nüfusa kayıtlı Ahmet oğlu Ahmet San'nın dava dilekçesinın ilanen tebliğıne karar verilmiş olduğundan, duruşma günü olan 11.9.1995 günü saat 09.00'da duruşmaya gelmesi, gel- mediği takdirde davanın yokluğunda devam edeceği teb- liğ yenne geçerli olmaküzereılan olunur. Basın: 19200 İLAN K3RŞEHİR ASLİYE 1. HUKUK MAHKEMESİ'NDEN DosyaNo: 1994/163 Davacı Ayfer Yıldınm (Köksal) vekilı Av. Doğan Ko- ca tarafından davalı Adem Köksal aleyhine açılan vela- yetın nez'i davasında yapılan duruşma sonunda davalı- nın adresi tüm araştırmalara rağmen bulunamadığından, Kırşehir merkez Mucur ilçesı Obruk köyü cilt no: 041 /01, sayfa no: 057, kütük sıra no: 13 'te nüfusa kayıt- lı Adem ve Ayfer'den olma 22.2.1993 d.lu Leyla Kök- sal'ın velayetinin davacı anneye venlmesine karar veril- diği, taraflann aynı yerde oturmalan halinde haftanın pazar günleri ve dını bayramların bırinci günlen saat 09.00-17.00 arası, ayn yerlerde oturmalan halinde her sene I -30 temmuz tarihleri arasında davalı baba Adem Köksal'm çocuğu ile şahsi münasebet tesisınde muhta- riyetine karar verildiğı. karann davalı Adem Köksal'ın adresi tespit edilemedığınden karann tebliğ edılemedı- ği. işbu ilanı tebliğ tarihınden ıtibaren 15 gün içinde tem- yiz etmesi, aksi takdirde karann kesınleşeceğı ilanen tebliğ olunur. 16.5.1995 Basın: 25881
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle